Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 KASIM 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13
Aselsan'da
grev kararı
• ANKARA (ANKA) —
Aselsan'da çalışan 12 bin
isçi için grev karan alındı.
Anlaşma sağlanamazsa
işçiler iki ay içinde greve
gidecekler. Otomobil-Jş
Sendikası bin 800'ü Ankaıa
fabrikasındaki işçiler olmak
üzere Aselsan'da çalışan 2
bin işçi için dün grev kararı
aldı. Grev karan
işyerlerinde ilan edilirken
sendika istedikleri şartlara
yaklaşılması durumunda
işverenle görüşmelere devam
etmeye hazır olduğunu
söyledi.
Tıırizmdeki
gençler
• Ekonomi Servisi —
Türk turizmini 'gençler
pazarlıyor; Türkiye Seyahat
Acenteleri Birliği'nin
(TÜRSAB), PİAR'a
yaptırdıgı 'Seyahat
Acenteleri Arastırması
Profıli' açıklandı. Yaklaşık
olarak 10 bin kişiyi
istihdam eden sektörde
çalışanlann yûzde 70"inin
35 yaşının altında olduğu
belirlendi. Profîlde, acente
çalışanlannın üçte ikisini
erkeklerin, üçte birini ise
kadırüann oluşturduğu
ortaya çıktı.
SPK
izinleri
• ANKARA (AA) —
Sermaye Piyasası Kurulu
(SPK) tarafindan verilen
menkul kıymet ihraç
izinleri tutan 10 ayda 5
trilyon 656.1 milyar liraya
ulaştı. SPK'dan yapılan
açıklamaya göre geçen yıl
ocak-ekim döneminde 1
trilyon 949.7 milyar lira
tutarında olan menkul
kıymet ihraç izinleri, bu
yıhn aynı döneminde yüzde
190 oranmda arttı. Bu yıl
ekim ayında geçen yıhn
aynı ayına göre ytizde 250
oranında artan menkul
kıymet ihraç izinleri
toplamı ise 1 trilyon 273.9
milyar lira oldu. 1989 yılı
ocak-ekim döneminde SPK
364.4 milyar lira tutarında
ihraç izni vennişti.
Manufacturers
Hanover Bank
• ANKARA (ANKA) —
Bakanlar Kunılu, Alman
Manufacturers Hanover
Bank'a Türkiye'de banka
kurması için izin verdi.
Bakanlar Kurulu'nun
Manufacturers Hanover
Bank'a Türkiye'de kurulma
izni vermesiyle ilgili
kararnamesi Resmi
Gazete'de yayımlandı.
Kararnameye göre 35 milyar
lira ödenmiş sermayeyle
kurulacak olan banka, tüm
bankacılık işlemlerini
yapabilecek ve mevduat
kabul edebilecek.
APye üztinı
ihracatı
• tZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosa) — Çekirdeksiz
kuru üzümde üçüncü
ülkelerden Avrupa
Topluluğu'na asgari ithal
flyatının altında yapılan
satışlar için uygulanan fark
giderici vergi iki katına
çıkanldı. Bu yıl olumsuz
hava koşullan .nedeniyle
çekirdeksiz kuru üzümde
yasanan kalite düşüşüne
karşın ihracatın geçen yılki
düzeyini aştığı, Avrupa
Topluluğu'nun yeni
uygulamasının Türkiye'nin
ihracatını etkilemeyeceği
belirtildi.
Asya Kalkınma
Bankası
• ANKARA (AA) —
Türk müteahhitlerine yılda
yaklaşık 4 milyar dolarhk iş
hacmi bulunan yeni bir
pazar daha açüıyor. Bu
doğrultuda Türkiye'nin
Asya Kalkınma Bankası'na
üyeliğinin onaylanmasım
öngören, Hazine tarafından
hazırlanan yasa taslağı
Başbakanlık'a sevk edilmek
üzere Dışişleri Bakanlığt'oa
gönderildi. Yılbaşından
önce yürürlüğe girmesi
beklenen yeni
düzenlemeden sonra Türk
müteahhitleri, Asya
ülkelerindeki ihalelere
kolayca katılabilecekler.
Fınlilerin
ziyareti
• ANKARA (UBA) —
Türkiye ve Finlandiya
arasında subcontracting
konusunda işbirliğinin
geliştirilmesi projesi
kapsamında 20 kişilik
Finlandiya delegasyonu
19-24 kasım tarihleri
arasında Türkiye*yi ziyaret
edecek ve Türk
firmalannda araştırmalarda
bulunacak.
Tekstilde 'bir tesellTTürkiye tekstil pazarlığında ABD'den
istediğini kopardı. Konfeksiyonda yüzde
40-50, tekstilde yüzde 10-15 kota artışı
sağlandı. Ancak ABD'ye olan ihracatın çok
düşük olması bu kazancın önemini azaltıyor.
Tekstil ve konfeksiyon ihracatı için asıl önemli
olan AT kotalanyla ilgili pazarlık aralık ayına
kaldı. İki Almanya'nın birleşmesi üzerine
Türkiye'nin, Almanya kotasının nüfusa
endeksli olarak arttırılması talebi reddedildi.
EStN SUNGUR
Türkiye, tekstil pazarlığında
ABD'den istediğini koparırken
ATde umutlar aralık başına kal-
dı. ABD ile yapılan görüşmeler-
de Türkiye'nin konfeksiyon ko-
taiannda yûzde 40-50, tekstil
kotalannda ise yüzde 10-15 ora-
nında artış sağlandı. AT ile ya-
pılan görüşmelerde ise kota pa-
zarhğının linıguay Round"un-
dan sonra aralık ayı başlarında
Brüksel'de yapılmasına karar
verildi.
ABD ile Cenevre'de gerçekleş-
tirilen görüşmelerde 1991 yılba-
şından başlamak üzere 3 yıllık
bir anlaşma yapılması konusun-
da ön mutabakata vanldı. An-
laşma uyannca kotalar 1991 yıl-
başında konfeksiyonda ortala-
ma yüzde 40-50, tekstilde ise
yüzde 10-15 oranında arttınldık-
tan sonra her yıl otomatik ola-
rak yüzde 6 büyüyecek. 1993 yılı
sonunda tamamlanacak olan
anlaşma süresinde, Türkiye'nin
ABD'ye yaptığı kısıtlamaya ta-
bi kategorilerdeki ihracatının
1989 sabit fiyatlanyla ilk yıl 550
milyon dolara, 1993 sonunda da
600 milyon dolara ulasacaği bil-
dirildi. Buna göre Türkiye'nin
ABD'ye yaptığı kısıtlı kategori-
lerdeki ihracat, 1991 yılbaşında
yüzde 40'hk bir artışla ortalama
150 milyon dolarhk büyüme
gösterecek.
Mevcut koşullara göre ABD
ile yapılabilecek en iyi anlaşma
olduğu ifade edilen mutabaka-
ta göre doldurulamayan kotala-
rın yüzde 7'si çok kullanılanla-
ra aktanlabilecek. Bir yıl kulla-
nılmayan kategorinin yüzde ll'i
ertesi yıl bir başkasına aktanla-
ABD'ye tekstil ihracatı
Kategvri
Ne.
200
300/301
219
313
314
315
317
326
617
625
361
369-5
410/624
604
Üriıt Ismi
El örgü ipiıtden
Pamuk ıplıkien
Pamuklu sunı elyaf
Pamuklu çarşaflık
Pamuklu poplın
Pamuklu basma
Pamuklu tvvil
Pamuklu saten
Sunı elyaf twıl ve saten
Sunı elyaf poplın
Pamuklu çarşaf
Pamuklu temızlık bea
Yûnlü kumaşlar
Akrıiık ıplikler
1M1 ytfı kota
artıs emı (%)
15
15
10
50
20
10
15
K0tMM|«Mİ
kaUan. or. f »
25
30
25
90
60
60
90
ABD'ye hazır giyım ve konfeksiyon ihracatı
Kategori
No.
335
366/636
338/339
340/640
341
342/642
347/348
350
351/651
448
ÜröntoBİ
Pamuklu bayan ceket
Pamuklu ve sunı bayan elbise
Pamuklu örgû blu2
Pamuklu ve sunı örgû
oimayan erkek gömlek
Pamuklu örgû oimayan bayan
gûmlek
Pamuklu ve sunı bayan etek
Pamuklu şort ve pantolon
Pamuklu bonoz-sabahlık
Pamuklu ve suni piıama
ve gecelik
Yünlû bayan pantolon
1991 yılı kota
artış mm {%)
40
40
50
20
50
30
40
45
40
5
kullaa. ar. (%)
40
90
ioo
50
100
40
100
100
100
40
bilirken yetişmeyen kategoriler-
de gelecek yıldan yüzde 6 ora-
nında kullanım yapılabilecek.
Global olarak yüzde 15'Iik artış-
la 6300 tona çıkarılan iplik ko-
talannda ise yüzde 7'lik genel
aktanm oranı dışında, yüzde
10'luk ekstra bir aktanm olana-
ğı tanındı. Mensucattaki global
kota miktarının da yüzde 10'luk
artışla 100 milyon metrekarenin
üzerine çıktığı bildirildi.
ABD ile hükümetler arasında
yapılan pazarlıkta Türkiye'nin
Körfez krizinden gördüğü zaran
ileri sürerek istediğine çok yakın
bir sonuç aldığım belirten Ha-
zine ve Dış Tica/et Müsteşarlığı
yetkilileri, 3 yıUık dönemde de-
ğer bazmda yüzde 50 olarak he-
saplanan artışın Türkiye'nin
toplam tekstil ihracatında çok
önemli bir etki yapmayacağını
söylediler.
AT ile 7-9 kasım tarihleri ara-
sında yapılan görüşmelerde,
Uruguay Round'u sonuçlanma-
dan Türkiye'nin konfeksiyon
kotalannda miktar meselesinin
ele alınmaması kararlaştınldı.
Türkiye tarafından bir jest ola-
rak takınılan bu tutum, kota pa-
zarhğıriın aralık ayı baslarında
Brüksel'de yapılacak toplantıya
kalmasına yol açtı. Özel sektö-
rün de kaüldığı AT görüşmele-
rinde Türk tarafı 1993 yılında
AT ile Türkiye arasında tekstil
ve konfeksiyon sektoründe tari-
fe içi ve tarife dışı tüm engelle-
rin kaldınlmasını ve bu konuda
bir çalışma grubu oluşturulma-
sını teklif etti. AT tekstil komi-
tesi bu teklifi olumlu bularak
Türk hükümetinin konuyu AT
Konseyi'ne iletmesini istedi.
İki Almanya'nın birleşmesin-
den sonra Türkiye'nin, Alman-
ya'ya yönelik kotalann nüfusa
endekslenerek arttınlması teklifi
ise AT komitesince kabul edil-
medi. AT tarafı Almanya kota-
lannın kendileri tarafından be-
lirli bir formül çerçevesinde art-
tırılarak ilan edileceğini bildir-
di. AT'nin Almanya kotalarını
bütün ülkeler için yüzde 2-3 gi-
bi bir oranda arttırmaya hazır-
landığını belirten Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlığı yetkilileri,
bu artış oranırun Türkiye açısın-
dan doyurucu olmayacağını bil-
dirdiler.
Sanayide ozon devıimiOzon tabakasına zarar
veren CFC'lerin
(klorofluorokarbon)
üretimi 2000 yılına
dek tümüyle
yasaklanacağından
kimya sanayii, yeni
ürünler geliştirerek
yatınm yapıyor.
Ekonomi Servisi — Ozon ta-
bakasına zarar veren CFC'lerin
yerini alacak ikame bileşiklerin
üretimine geçiliyor.
Soğutucularda, plaslik köpük
üretiminde ve spreylerde kulla-
nılan klorofluorokarbonlar
(CFC), temmuz ayında Londra
1
da yapılan antlaşmalar gereğin-
ce 1995'e kadar yüzde 50,
1997'ye kadar yüzde 85, 2000'e
kadar tamamen üretimden kal-
dınlacak. Bugün, kimya endüst-
risi 1 milyon ton CFC üretiyor
ve bu üretimin, Hindistan, Çin
gibi yüksek nüfuslu gelişen top-
lumlann soğutucu gereçleri ih-
tiyacının gelecek yüzyılda arta-
cak olması nedeniyle daha da
yükselmesi bekleniyor.
Kimya endüstrisi, elli yıldan
fazla bir süredir CFC üretiyor.
1985'te, Ingiliz Joe Forman'ın
yaptığı bir çalışmayla, CFC'le-
rin ozon tabakasının delinmesi-
ne neden olduğu belirlendi. Bu
çalışmadan sonra CFC'nin üre-
timden kaldırılması tartışmala-
n gündeme geldi. Bazı bilim
adamlan, CFC'nin kademeli
olarak azaltılmasının yeterli ol-
rultusunda, CFC'lerin üretim-
den kaldırılması süresi devamlı
kısalıyor. Önceleri 2000 yılına
kadar yüzde 50 düşürülmesi
planlanıyordu, son karara göre
ise üretim 2000*de tamamen kal-
dırılacak.
Bu tablo, kimya endüstrisini
CFC'leri ikame edecek madde-
lerin arayışına itti. İlk etapta,
CFClerin hidrofluorokarbonlar
(HFC) ve hidroklorofluorokar-
bonlar (HCFC) ile ikame edil-
mesi amaçlanıyor. Amerikan
Du Pont fırması, CFC'ye alter-
natif geliştirilmesi için yüzyılın
sonuna kadar 1 milyar dolar
madığım, üretimin en kısa süre- harcamayı planlıyor. Firma, bu-
de tamamen durdurulmasını sa- nun 240 milyar dolarını yıl so-
vunuyorlar. Yapılan uluslarara- nuna kadar ABD, Kanada ve în-
srtoplantılarda da bu istek doğ- giltere'deki üç yeni fabrikası için
KöNUK YAZAR
harcamış olacak. Bu üç fabrika
gelecek aydan itibaren üretime
geçecekler. Ingiliz ICI fırması
ise biri ABD'de, biri Ingiltere
1
de olmak üzere iki fabrika için
105 milyon sterlin harcadı. Bu
iki fabrika yıl sonunda açılacak.
ICI firması yetkilileri, iki yıl
içinde, endüstrinin yılda 100 bin
ton CFC ikamesi üretebilecek
noktaya ulaşacağını belirtiyor-
lar.
Önümüzdeki yüzyılın ilk dö-
neminde, endüstri, CFC talebi-
nin yüzde kırkını HCF ve
HCFC'lerle, yüzde otuzunu
amonyak, su ve hava gibi fluo-
rokarbon oimayan bileşimlerle,
geriye kalan yüzde otuzunu da
daha önce" kullanılmış kimyasal
maddelerin yeniden çevrimiyle
karşılamayı umuyor.
CFC'lerin sorun oluşturması-
nın nedeni, bozulmadan ozon
tabakasına ulaşmalan. Burada,
morötesi ışınlarla bölünüyor ve
klorini serbest bırakıyorlar.
CFC ikameleri ise ozon tabaka-
sına kadar ulaşmadan bölünü-
yor. HCFC klorin içermesine
karşın, bölünmeden sonra ser-
best kalan klorinin çok az bir
bölümü yükselerek ozon taba-
kasına erişiyor. Fakat bu gazlar
^ğmur olarak yeniden yeryüzü-
ne geri dönebiliyor. Bunun, eko-
sisteme ne ölçüde zarar verece-
ği bilinmiyor. Fakat kimya en-
düstrisi bunların üretimine hız-
la geçmekte bir sakınca görmü-
yor.
ICI fırması için çalışmalar ya-
pan çevreci bilim adamı Arcnie
Mc Cullogh, aunosferin herhan-
gi bir gazı beüi bir noktaya ka-
dar taşıyabileceğinı söylüyor.
"Bu sınır HCFC'ler için yüksek
olabilir, ancak ne kadar yüksek
olduğu bilinmiyor. Bu nedenle
ICI fırması fluorokarbonlan ye-
niden çevrimden geçinneye ha-
zırianıyor."
Asıl üreticilerin yeniden çev-
rim için büyük yatınmlara gir-
meleri gerekmiyor, çünkü üre-
tim süreci sonunda kimyasal
maddeleri temizlemek için kul-
landıklan gereçleri yeniden çev-
rim için kullanabilecekler.
İkame bileşikler CFCden beş
kez daha pahahya mal oluyor.
Bu nedenle, yeniden çevrim ça-
balarının ivme kazanması bek-
leniyor. Fakat yeniden çevrim
sürecinin emek yoğun olması
dolayısıyla, bu yöntemin mali-
yetinin de yüksek olabileceğin-
den endişe ediliyor.
T U K E T I C I G O Z U Y L E
Monetarizm tarihe mi karışıyor?
Şili, Arjantin, Brezilya gibi Latin Arnerika ülkelerinin yanında
Türkiye'de de monetarizm, askeri rejim altında uygulanmaya
kondu. Ancak zaman içerisinde hem rejimler, hem de model,
içinde barındırdığı vahşi kapitalizm özlemi ile yıkılıyordu.
Ö.FARUK ÇOLAK
Universıty of Birmingham Konuk Cğretım Görevlısı
1970'li yılların başında petrol krizinin de
etkisi ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülke-
lerin girdiği stagflasyonist bunahma cözüm-
de Keynesyen "gelir-harcama modeli" ye-
tersiz kalınca monetarizm bu boşluğu dol-
durma gücünü kendinde hissetti ve sonuç-
ta neo-klasik iktisat, özellikle kapitalist ül-
kelerde veya kapitalist sistemin ilkelerini ka-
bul ederek gelişmeye çalışan ülkelerde, ege-
men iktisat ideolojisi oldu. Oldukça radikal
önlemler alarak bunalımı çözmeye çalışan
ve yeni bir model olarak sunulan moneta-
rist iktisatçüar gerçekte A.Şmitlı'in, "UIus-
lann Zenginliği" eserinde çizdiği liberal eko-
nomik modeli günümüz ekonomilerine uy-
guluyorlardı.
Monetaristler kamu harcamalannın kısıt-
lanması ile serbest faiz, fiyat ve döviz piya-
salarını oluşturmak için devletin ekonomi-
ye yaptığı müdahalenin kaldınlması gerek-
tiğini savunuyorlardı. Bu ilkeleri kapitalist
ülkelerde uygulayabilecek hükümetler ser-
best seçimler ile iktidara gelmiş olmaları-
na karşın (lngiltere gibi), gelişmekte olan ül-
kelerde kişi başına gelir düzeyinin düşük ol-
ması, gelir dağılımının bozukluğu ve işsiz-
liğin yüksek oranlarda seyretmesi nedenle-
ri ile model, serbest seçimle gelen hükümet-
ler tarafından değil, askeri rejimler ile uy-
gulanmaya çalışıldı. Şili, Arjantin, Brezilya
gibi Latin Amerika ülkelerinin yanında
Türkiye'de de model askeri rejim altında uy-
gulamaya koyuldu ise de zaman içerisinde
hem rejimler, hem de model, içinde barın-
dırdığı vahşi kapitalizm özlemi nedeni ile yı-
kılıyordu. ABD'de modelin önemini yitir-
mesi ile birlikte gözlerin çevrildiği Ingilte-
re'de de monetarizm can çekişmektedir. Bu-
nun en açık göstergesi monetarist politika-
ları ödün vermeksizin uygulamaya çalışan
Muhafazakâr Parti (Tor>r
) hükümetinin son
zamanlarda aldığı siyasal yenilgilerdi.
Nitekim geçen yıl IRA tarafından öldü-
rülen Muhafazakâr Parti Milletvekili Mr.
lan Coow'un yerine seçilecek olan millet-
vekili için 18 Ekim 1990'da Eastbourne'de
yapılan seçimde Muhafazakâr Parti büyük
bir yenilgi almıştır. Eastboume'deki seçimde
partilerin aldığı oy oranlannı 1987 seçim-
leri ile karşılaştırarak şöyle özetleyebih'riz:
diği bu noktada Ingiliz sanayicileri durgun-
luk (recession) çığlıkları atmaktadırlar.
Artık Ingiliz gazetelerinde, 1991 yılına
durgunluk ile birlikte gireceklerine dair baş-
lıklar görebilmekteyiz.
Hiç şüphesiz gazetelerdeki bu başlıklar
nedensiz atılmamaktadır. İngiltere şu anda
^olÛ.9 enflasyon oranı ve yaklaşık %5.8'lik
işsizlik oranına sahiptir.
Ancak ortaya çıkan bu tabloyu daha da
karartan şey önümüzdeki yıllara ilişkin ya-
pılan analizlerin sonuçlarının da pek par-
lak olmamasıdır. The London Business
Scholi'un yaptığı son tahminlere göre önü-
müzdeki iki yıl için Ingiliz ekonomisini bek-
leyen tablo pek parlak değil.
İngiliz ekonomisinin yakın geleceği
G S.Y.I.H. (Gaynsafi Yurtiçi
Hasıla % degişimı)
Enflasyon oranı {%)
Ûdemeter dengesi (milyar slerlin)
Tûkettci harcamalan (% deflişme)
Sabıt yatırımtar (% deöisme)
İhracat {% deiışme)
rthalat (% tegışme)
Ûcretler (% defiışme)
İşsız sayıa (milyon)
NM
15
95
•17.0
2.6
-0.9
5.1
2.6
9.8
16
1M1
1.4
7.1
-16.6
2.4
-13
3.0
1.8
9.4
1.8
1992
2.2
22
-14.9
2.3
14
25
2.9
7.9
2.0
Partiler 1990 1987
Liberal Demokratlar
Muhafazakâr Parti
Işçı Partjsı
Yeşiller
Uberaller
Diğerleri
508
4Û9
5.0
1.2
1.1
1.0
29.7
59.9
8.8
1.5
0.1
Başbakan Mrs. Thatcher'a böyle gidiş yo-
lu gözükmeye başlamıştır. Bu sonuçlan Mu-
hafazakâr Partililer, Poll Tax'e bağlamak-
ta iseler de seçim sonuçlarının etkisi o ka-
dar basite alınacak gibi değildir. Zira bu so-
nuçlar Muhafazakârlann 10 yıllık yönetim-
lerinin bir sonuçudur. Mrs. Thatcher'ın gel-
Tablodan da izlendiği üzere Ingiliz hal-
kı, özellikle ücretli kesim ile işsizler için
önümüzdeki yıllar oldukça zor geçecektir.
Hiç şüphesiz önümüzdeki yıl, yalnız ça-
hşanlar için değil aynı zamanda Muhafaza-
kâr Parti ve onun başkanı, işçiler ve çah-
şanlar üzerindeki demir elini sürekli hisset-
tiren Mrs. Thatcher için de zor geçecektir.
Ve bugün İşçi Partisi için "İktidara hazır
mı?" sorusunu soran The Economist der-
gisine yanıt vermek belki henüz erken, ama
Thatcher ile birlikte monetarizme ve onun
çocuklarına (Chicago's boys) veda edeceği-
miz kesin diyebiliriz.
MERAL TAMER
Arkadaşımız MERAL TAMER, rahatsızlığı nedeniyle yazılarına
bir süre ara verecektir.
Şirketler borsadan
4 trilyon çektiKamu kesimi,
özelleştirmeden 1
trilyon 113 milyar lira
gelir sağladı. 1990'da
halka açılan 30
şirketten 19'u
piyasadan 2 trilyon
41 milyar lira çekti.
ABDURRAHMAN
YILDIRIM
Halka açılma ve sermaye
arttmmı yoluyla şirketler bor-
sadan 4 trilyon liraya yakın
kaynak sağladılar.
1990 yüında halka açılan 30
şirket arasında, açıklık oranı-
nı belirleyebildiğimiz 19 özel
sektör şirketinin iki trilyon 41
milyar lira topladıklarını, ka-
mu kesiminin de halka arz ve
borsa kanalıyla gerçekleştirdi-
ği özelleştirmeden bir trilyon
113 milyar lira gelir sağladığı-
nı belirledik. Böylece halka
açılma ve özelleştirme yoluy-
la sermaye piyasasından 1990
yüında sağlanan kaynak mik-
tarı üç trilyon 155 milyar h'ra-
yı buluyor. Buna borsa şirket-
lerinin sermaye arttınm mik-
tarı olan 417 milyar 275 mil-
yon liralık kaynak da eklendi-
ğinde, halktan toplanan para
miktarı üç trilyon 572 milyar
liraya varıyor.
Körfez krizinin başlangıcın-
dan geçen hafta sonuna kadar
olan 100 günlük dönemde his-
se senetlerinin yüzde 38.5 gibi
rekor bir düşüş yaşamasının
ardında özellikle halka açılma
yoluyla bu piyasadan tpplanan
paranın önemli bir etkisi oldu-
ğu belirtiliyor. Kamunun ve
özel sektörün piyasadan gide-
rek daha fazla para çekmesi
ve bunun olumsuz etkilerinin
küçük yatınmcıların hisse se-
nedinden soğumalanna yol aç-
tığı ileri sürulüyor.
Borsanın kan kaybettiği ve
bir düşüş trendine girdiği dö-
nemde, bir kamu bankası olan
Türkiye Kalkınma Bankası,
sermayesinin yüzde 20'lik bö-
lümünü 600 milyar liraya hal-
ka açmaya hazu-lanıyor. TKB,
bu miktarla Sabancı Grubu'-
nun Akbank'ından sonra en
büyük ikinci halka açılma ör-
neğini verecek. Türkiye Kal-
kınma Bankası'nın bu büyük
halka açılma olayını özel sek-
tör şirketleri de izliyor.
Bunun yanında sermaye art-
tınmlan da devam ediyor.
Özellikle büyük umutlar bağ-
lanan Erdemir'in sermaye art-
tırunında halka açık kısım için
ödenecek 240 milyar lira da
dikkate ahnarak piyasadan
para çekilişinin süreceği tah-
mini yapılıyor. Piyasadan pa-
ra çekilmesine karşıhk, fiyat
artışlan durduğundan dolayı
yeni talebin gelmemesi, yaban-
cılann bir kenarda durması ve
hatta fırsat bulduklarında sa-
tıa duruma geçmeleri, banka-
ların zaman zaman portföy
boşaltmaları, borsanın kan
kaybını hızlandıncı etkiler ola-
rak değerlendiriliyor. Buna
paralel olarak işlem hacminde
önemli gerilemeler meydana
geldi. Günlük ortalama işlem
hacmi, 60 milyar lira dolayın-
dan bu düşüş döneminde 40
milyar liraya indi.
Borsanın düşüş eğilimini
sürdürmesinden endişe duyan-
Bütçe i,
ekimde
fazla
verdi
ANKARA (ANKA) —
Konsolide bütçe ekim ayın-
da fazla verdi. Geçen yıhn
ekim ayında 295 milyar lira
düzeyinde açıkla kapanan
bütçede bu >ıl 404 milyar li-
ra fazla sağlandı.
ANKA'nın Maliye ve
Gümrük Bakanlığı'ndan
edindigi verilere göre, ekim
aymda konsolide bütçe ge-
lirleri 6 trilyon 570 milyar,
giderler ise 6 trilyon 166 mil-
yar lira oldu. Ekim ayında
sağlanan 404 milyar liraltk
fazla sayesinde, eylül ayı so-
nunda 7 trilyon 458 milyar
Ura düzeyine yükselen büt-
çe açığı, ekim sonunda 7
trilyon 54 milyar liraya geri-
ledi.
Ekim ayındaki iyileşıneye
rağmen, konsolide bütçede
on ayda ortaya çıkan 7 tril-
yon 54 milyar liralık açık,
geçen yılıa aynı döneminde-
ki 3 trilyon 695 milyar lira-
hk açığm yüzde 90.9 üzerin-
de bulunuyor.
Ekim ayında vergi gelirle-
rinde 4.9 trilyon liralık tah-
silaı sağlandı.
Sermaye arttırımıyla toplanan para
Akaa Tekstil
Akçimento
Anadolu Cam
Arçelik
Brisa
Çelık Halat
Cukurova Elektrık
Çimsa
Deva Holdıng
Doğusan
Euacıbaşı Yatınm
Ege Gûbre
Ereğli
Good-Year
Gübre Fabrikaları
Hektaş
Izocam
Kartonsan
Kav
Kepez Elektnk
Koç HoMing
Kordsa
Köytaş
Makina Takım
Maret
M.Martı Otel
Metaş
Net Holdıng
Netbank
Olmuksa
Pınar Et
Polylen
Sifaş
Türkiye İş Bankası
Yapı Kredi
Yasaş
TOPtAM
Bedelli
sermaye
arttmmı
(nttyen TL)
16.660
15.750
4.000
22.500
67 500
5.400
75.000
17.280
12.000
1.150
4.800
12.000
384.000
3.514
20.000
3.861
1.800
6.750
4.000
10.000
100.000
16.875
8.400
1.500
5.000
2.500
15.000
14.464
20.000
11.000
120.000
2.250
4.680
48.817
100.000
8.100
Halka
acıkkk
(H)oranı
26.00
40.00
18.41
30.00
25.40
60.00
70.00
'23.60
50 00
20.00
33.13
30.00
46.11
20.64
10.90
34.16
20.00
50.00
20.00
35.000
25.00
25.00
34.96
26.85
25.00
5.00
49.22
60.00
50.00
18.90
15.00
25.00
25.00
23.57
20.00
42.02
Hafctu
topla>aa
pan
(milyoa TL)
1.498
6.300
736
6.750
17.145
3.240
52.500
4.078
6.000
230
1.592
3.600
177.062
725
2.180
1.318
360
3.375
800
3.500
25.000
4.218
2.937
403
1.250
125
7.383
8.678
10.000
2.079
18.000
563
234
11.506
20.000
3.403
417.275
Halka açılanlar ne kadar topladı?
I f » TL)
Akfcank
Asetean
Demirbank
E.llaç
Emek Sigorta
Feniş Alûminyum
Finansbank
Gertaş
Ketebek Mobılya (
Kütahya Por.
MarshaJI Boya (*)
Parsan (*)
Peg Profito
Sabah Yayın.
Söksa
Dışbank
Garanti Bank.
6.00
28.70
10.00
15.00
3.00
O -
15.00
26.51
*) -
15.00
—
—
10.00
7.00
15.40
15.00
15.00
600.000
133.000
22.500
225.000
2.700
—
54.750
5.512
—
10.800
—
—
25.000
27.625
2.670
97.500
223.125
açı<Mh6-şan(a*-
Toprak Kâğıt C)
Trakya Cam
Tam Sigorta
Tekstılbank
Tûtûnbank
Vestel
Yûnsa
15.00
15.00
5.00
15.00
15.00
15.00
210.000
5.775
13.500
52.500
300.000
30.000
2JM1.K7
('*) 1.113.0N
T0PLAM 3.154.957
(•) Halka saakaı boium beürlentmt-
difinden, toplanan para buhmama-
dı.
('•) OzelUftirme. 6 iştirakin hisse se-
ntdi uuifi ile Petkim 'in, Konya Çi-
mento'nun ve Ünye Çimento'tum
halka aram içermektedir.
lar, halka açılma ve sermaye
antınmı yoluyla özel sektö-
rün, özelleştirme yoluyla ka-
mu sektörünün trilyonlara va-
ran kaynaklar sağladıklan ser-
maye piyasasını, zor günlerin-
de de yalnız bırakmaması ge-
rektiğini savunuyorlar. Başta
Kamu Ortakhğı Idaresi'nin
destekleme ahmlanna yeniden
girmesi yanında özel sektörün
de kendi kâğıtlanna sahip çık-
ması gerektiği vurgulanıyor.
Bu arada piyasaya hiçbir şe-
kilde yeni bir arz yapılmama-
sı ve sermaye arttınmı yoluy-
la da olsa para çekilmemesinin
önemine işaret ediliyor. Ara-
cı üyelerin de sorumlulukları-
nı bilerek yatırımcıları
'satmamaya' ikna etmeleri ve
hisse senedi yatırımının uzun
süreli bir yatınm olduğunu an-
launalanrun gerektiği belirtili-
yor.
öte yandan, Borsa'nın dün-
kü seansında hisseler düşme-
ye devam etti ve ortalama yüz-
de 2.94 değer kaybettiler.
İMKB Endeksi 3663.61 puan-
la başladığı günü 3555.67 pu-
anla kapadı. İki haftalık sü-
rekli düşüşten sonra geçen cu-
ma günü ortaya çıkan alıcıla-
rın dünkü seansta da varlıkla-
rını gösterdiği ve işlem tahta-
lannda alım satım emirlerinin
dengeli olduğu gözlendi.
TÜRKİYE TİCARET, SANAYİ, DENİZ TtCARET ODALARI
VE TİCARET BORSALARI BİRLİĞI
(TOBB)
EKONOMİK ARAŞTÎRMA ÖDÜL DUYTJRUSU
(1991)
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, bilim adamı ve
araftırmacıların Türkiye Ekonomısi konusundaki
anştırmalarını değerlendirmek; bu îlanda yapılan çahşmaları
teşvik etmek amacıyla her yıl "Ekonomik Araştırma
Odülleri" verecektir.
Odüller, Türkiye Ekonomisi'nın günümüzde kırşılaştığı
sorunlarının ve alternatıf çözüm yollannın tespitine yönelik
bilimsel araştırma ve ıncelemelerı kapsamaktadur.
1991 Yılı Ekonomik Araştırma Ödülü, iştirak eden
ara^tırmalar arasından Asıl Jürı'nın uygun göreceği ilk üç
esere verilecektir.
1991 yıh ödülü, her bir eser için 5.000.000 TL olarak tespit
edilmiştir.
ARANAN ŞARTLAR:
1- Ekonomik Araştırma Ödül Yarışması'na, üniversite
öğretim üyeleri, öğretim görevlilerı, arajtırma görevüleri,
yüksek lisans ve doktora öğrencileri katılabilecektir.
2- Yanşmaya katılacak eserlerın Türk Özel Sektörü
açısından ele alınması tercih sebebidir.
3- Eserler, son bir yıl içinde gerçekleştirilmiş ve 20-200
dakcilo saytası arasında olmalıdır.
4- Baska yanşma ve ödüllendirmelere aday olmuş eserler ile
başvurulamaz.
5- Kollektif olarak yapılmış araştırmalar da odüle aday
olabilir.
6- Adaylar yanşmaya sadece bir eser ile katılabilir.
7- TOBB-Ekonomik Araştırma Ödülü yarışmasına TOBB ile
Oda ve Borsalar'da görevh olanlar katılamazlar. ı
BAŞVURU ŞEKLİ:
Ödüle aday olmak ısteyenlerın bir ayrıntılı özgeçmiş, bir
dılekçe ve yedi nüsha eser ile birlikte, en geç 28 Şubat 1991
Perşembt günunc kadar "TOBB Genel Sekreterliği,
Araştırma Ödülü Aıatürk Bulvarı No: 149 Bakanlıklar-
Ankara" adresıne başvurmaları gerekmektedir.