Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 DIŞ HABERLER 13 KASIM 1990
ANKARA
Türkiye'de 'Süper NATO' kuşkusuSİNAN GÖKÇEN
Jtalya Başbakanı Guilio Andreotti'nin
açıklamalanyla gün ışığına çıkan NATO
içinde ve CIA denetimindeki gizli anti-
komünist örgütün (Süper NATO) Türki-
ye'de de var olup olmadığı çeşitli çevre-
lerde tartışılıyor. SHP Grup Başkanvekili
ve eski içişleri bakanlanndan Hasan Feh-
mi Güneş, sorumluluk taşıdığı dönemler-
de meydana gelen siyasi şiddet olayları-
nın bazılarına, "daha organize, dafaa bü-
yük bir örgütün kansıp kanşmadığı kuş-
kusunu hep taşıdığını" belirtirken DYP
Genel Başkanı ve eski başbakanlardan
Süleyman Derairel, "Bizim hükümet et-
tigimiz dönemlerde, benim bilgim dahi-
linde böyle bir örgüt >ok(ur" dedi. Izmir
Bağımsız Milletvekili ve eski CHP Zon-
guldak Milletvekili Kemal Anadol ise
îtalya'da ortaya çıkan ve NATO'nun var-
lığıru doğruladığı gizli örgütün "Tiirkiyei
de de olmamasının imkânsız" olduğunu
ifade ettf.
Hasan Fehmi Güneş, önce Îtalya'da,
ardından da Yunanistan'da ortaya çıka-
nlan NATO içindeki gizli örgüt olayıru
"hiç yadırgamadıgını" vurgulayarak bu
olaylann aynının Türkiye'de de yaşandı-
ğını belirtti. Güneş, şunları söyledi:
"Hiç yadırgamadım, bayretler içinde
kalmadım, tüylerim diken diken olmadı.
Yasadık çünkii biz bunlart. İtalya'da dev-
let mekanizması iyi çalışmış ve işin ucu
bulunmuş. Bizde bu şans yakalanmadıgı
için uzun sure tartışıldı. Ama ben sorum-
luluk taşıdığım dönemlerde bu kuşkuyu
bep taşıdım."
Bülent Ecevit'in iktidarın kontrol ede-
mediği, seçilmiş insanlann bilgisi dahilin-
de olmayan kapalı bir örgütün ülke için-
de tehdit oluşturduğunu hep söylediğini
belirten Hasan Fehmi Güneş, şöyle devam
etti:
"1974 yılında Kıbns Banş Harekâıı'n-
dan sonra ABD'nin Türkiye'ye askeri am-
bargo uyguladıgı sırada dönemin Başba-
kanı Bülent Ecevit'e bir kuruluşun ma-
aşlannın ödenmesi için örtülii ödenekten
para transferi yapılması ile ilgili bir talep
IRAK
Arap zirvesine
'koşullu' evetIrak, Fas Kralı Hasan'ın Arap zirvesi çağrısına, bazı şartlar
öne sürerek 'san ışık' yaktı. FKÖ, zirve çağnsını destekliyor.
Dıs Haberler Servisi — Körfez krizi,
savaş rotasındaki seyrini bütün hızıyla
sürdürürken, soruna banşçı bir çözüm
bulunması yönünde yeni adımlar aülıyor.
Fas Kralı Hasan'ın Arap zirvesinin top-
lanmasına ilişkin çağrısına, Irak
"koşullu" olarak evet dedi. Ancak, Kör-
fez ülkeleri zirve önerisine sıcak yaklaş-
madılar. Çin Dışişleri Bakanı Kien Kisen
de Saddam'ın diyalog istediğini belirte-
rek Bağdat'tan Riyad'a gitn. ABD Kong-
resi üyeleri de Başkan George Bush'un
kendi basına savaş karan alamayacağı-
nı bildirdiler.
AA'nın haberine göre Irak, Fas Kralı
Hasan'ın önerdiği Arap zirvesine katıl-
mak için zirvede Filistin sorununun ele
alınması, zirvenin yeri ve zamanının be-
lirlenmesinde kendilerine danışılması
sartlarını eetirdi.
Irak televizyonunun verdığı habere gö-
re DevrLn Komuta Konseyi önceki gün
Saddam Hüseyin başkanlığında olağa-
nüstü bir toplantı yaparak Kral Hasan'-
ın zirve önerisini görüjtü.
Konsey, toplantıdan sonra bir bildiri
yayımlayarak Irak'ın zirveye katılması
için şu üç şartın gerçekleşmesi gerektiği-
ni belirtti:
—Görüşmelerin gündemi hakkında
daha önceden Irak'ın görüşü alınacak,
—Zirvenin yeri ve zamanı Saddam
Hüseyin'in katılabileceği şekilde belir-
lenecek,
—Zirvenin gündemi yalnızca Körfez
krizi ile sınırlı kalmayacak, Filistin soru-
nu gibi bütün Ortadoğu konulannı kap-
sayacak.
Konsey bildirisinde, "Zirvede Filistin
ve işgal aîtındaki Arap topraklannın kur-
tuluşu ve diger Arap sorunlan ele
alınmalıdır" şeklinde bir ifade kullanıl-
dı.
Konsey, zirvenin, "Suudi Arabistan'-
daki Müslümanlarca kutsal yerlere say-
gısı olmayan yabancı birliklerin baskısı
altında" olmaması gerektiğini belirtti.
FKÖ'den destek
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), Fas
Kralı Hasan'ın Körfez bunalımına çözüm
bulunması amacıyla Arap doruğunun
olağanüstü toplanması yolundaki öneri-
sini olumlu buldu.
Tunus'ta FKÖ tarafından yapılan
açıklamada, "Biz, baştan beri, Körfez
sorununa Araplar arasmda banşçı bir çö-
züm bulunması gerektiğini belirttik ve an-
cak Arabapların bulacağı bir çözümün,
bölgede istikrarı sağlayabileceğine
inandık" ifadesi kullanıldı. Açıklamada,
Irak'tan kaçan
askerler
Van'daVAN (AA) — Irak'tan kaçarak Türki-
ye'ye gelen askerler Hakkâri'den Van'a
getirildi.
Van Valisi Adnan DarendelOer, dün
düzenlediği basın toplantısında, 2 subay,
I astsubay, 6 çavuş, 3 onbaşı, 88 er, 13
sivil erkek, 10 kadın ve 7 çocuk olmak
üzere toplam 130 Irakhrun Van'a getiril-
diğini bildirdi.
Darendeliler, bu kişilerin iltica işlem-
lerinin henüz yapılmadığına işaret ede-
rek, "Bo nedenle onlara misafir diyo-
rum" dedi.
Van'a getirilen Iraklılar'ın doktor mu-
ayenesinden geçirildiğini belirten Daren-
dililer, 95 kişiye ilaç ve vitamin verildi-
ğini ve tespit edilen hastahkların daha
çok beslenme bozukluğundan kaynak-
landığını kaydetti.
Vali, Iraklıların neden Hakkâri'den
Van'a getirildiğinin sorulması üzerine,
"Konuklan ağırlamak bir imkân mese-
lesidir. Bizdeki imkânlar Hakkâri'den
daha fazla oldugu için ve Van buraya en
yakın il olduğundan misafirier buraya
getirildi" diye konuştu.
Van'da bir otele yerleştirüen Iraklılar'-
ın ağırlanmasının günlUk maliyetinin as-
gari 3 milyon lira olduğunu bildiren Da-
rendeliler, bu rakama tedavi, yol ve gi-
yim gibi giderlerin dahil olmadığını be-
lirtti.
Hakkâri'den önceki gün gelen Iraklı-
ların yerleştirildiği otelin çevresinde yo-
ğun güvenlik önlemleri alınırken kapıya
"Tadilat dolayısıyla otelimiz kapalıdır"
şeklinde bir yazının asıldığı dikkat cek-
ti.
Fas Kralı'nın doruk önerisinin kabul edil-
diği belirtildi.
CNN'in haberine göre Çin Dışişleri
Bakanı Kien Kişen, dün Bağdat'ta Irak
Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ve mes-
lektaşı Tank Aziz ile görüştü. Kişen,
Arap zirvesi çafnsıru desteklediğini, Kör-
fez krizini Arap dünyasının kendi içinde
çözmesi gerektiğini söyledi. Kişen, Sad-
dam'la görüşmesinden sonra, Irak lide-
rinin sorunun çözümüne ilişkin diyalog
istediğini belirtti. CNN, Kişen'in, Bağ-
dat'tan sorunun çözümüne ilişkin olarak
bazı olumlu sinyaller aldığını, bu nedenle
de Suudi yetkiülerle görüşmek üzere bu
ülkeye gittiğini ileri sürdü.
Körfez tşbirliği Konseyi adına yapılan
bir açıklamada da Fas Kralı Hasan'ın
Arap zirvesinin toplanmasına ilişkin çağ-
nsının destekienmeyecegi belirtildi. Açık-
lamada, zirve çağrısına ilişkin olarak,
"Şu an zirvenin toplanmasının bir yara-
n olduğunu düşünmüyoruz. Çağn, biraz
da gecikti" ifadesi kullanıldı.
tngiltere Savunma Bakanı Tom King,
Körfez'e yeni birlikler gönderebilecekle-
rini açıkladı.
Suudi Arabistan ve Btrleşik Arap
Emirlikleri'ndeki tngiliz güçlerini denet-
lemek ve bu ülkelerin yetkilileriyle görüş-
melerde bulunmak üzere bölgeye giden
. King, hareketinden önce yaptığı açıkla-
mada Ingiltere'nin gerekirse güç kullan-
ma niyetinde olduğunu bir kez daha vur-
guladı.
ABD Kongre liderleri, Başkan Geor-
ge Bush'un Körfez'de kendi onayları ol-
madan savaş karan alamayacağmı belir-
terek bölgedeki askerlerin sayısırun iki
katma çıkarılmasının gerekçelerini Ame-
rikan halkına açıklamasını istediler.
ABD Kongresi'nin önde gelen üyele-
rinden biri, Irak 1 marta kadar Kuveyt'-
ten çıkmadığı takdirde, ABD'nin savaş
karan alabileceğini ve bu durumda Sad-
dam'ın elindeki rehinelerin gözden çıka-
rılabileceğini söyledi.
Demirel Giineş
geliyor. Sayın Başbakan bu kunıluşun ne
olduğunu sonıyor. Bunun Özel Harp Da-
iresi olduğu ve ambargo nedeniyle öde-
neğinin kesildiği soyleniyor. Başbakan bu
konuda bilgi almak istiyor. Yanılmıyor-
sam, bu konuda bilgi vermek üzere o ta-
man TUSLOG binası olarak kullanılan
binada bir toplantı düzenleniyor. Bnnu
şunun için söylüyorum. Anlaşılıyor ki bu
dairenin bütün baglanblan TUSLOG'ta.
SHP Grup Başkan Vekili
Hasan Fehmi Güneş, böyle
bir gizli örgütün Türkiye'de
de varolduğuna ilişkin
kuşkularını dile getirirken
DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel ise
sorumluluk dönemlerinde
böyle bir örgütün varlığı
konusunda bilgisi olmadığını
belirtiyor.
Böyle ortaya çıkan bir olay. Bnnun üze-
rine halk arasında kontrgerilla denen bir
tartışma basladı. Resraen söylenen, bu
kunıluşun Türkjye'nin bir istilaya ugra-
ması durumunda direniş örgütleyeceği.
bir anlamda çete savaşlan örgutleyeceği,
bunun için hazırlıklar >aptığı. bunun için
kurulmuş olduğu idi. Tabii böyle olunca
kuşkusuz Türkiye'nin her tarafında ve
özellikle hassas bölgelerde belli güçleri,
personeli,raühimmatıve silanı olmaa ge-
rekiyordu."
12 Eylül dönemi öncesinde meydana
gelen bazı olaylann Türkiye'de bilinen te-
rör gruplarımn çaplarını aşan olaylar ol-
duğuna işaret eden Güneş, şunlan beürtti:
"Öyle silahlar, öyle tahrip kalıplan kul-
lanıldığını gördUk ki bunlar o orgütlerin
üretebüeceği veya elde edebileceği cinsten
değildi. Hatta bizim orduda biie kullanıl-
mayan cinstendi. Çok özel silahlardı, çok
özel tahrip kalıplanydı. Bunların nasıl ele
geçirildigi kuşkusu üzerine 'acaba Özel
Harp Dairesi'nden yardını mı alınıyor,
Özel Harp Dairesi işe mi karışıyor' endi-
şesine kapılındı. Hukümet, özellikle de
başbakan, Özel Harp Dairesi'nin elinde-
ki silahların, cephanelerin, bazı terör ör-
gütlerine kaymış, akmış olup olmadıgı-
nın denetiminin yapılmasını istedi. O
kontrollerin yapıldığı söylendi daha son-
ra. Ama o kontrollerin sağlıklı, ciddi bir
şekilde yapıiıp yapılmadığı hiçbir zaman
bir baska mekanizmayla denetlenemedi."
KUVEYTLİ GÖNÜLLÜLER— Kuveytli siviller, Suudi Arabistan'daki kamplarda vogun bir askeri egitim görüyoriar.
A merikan Askeri A raştırmalar Enstitüsü'nün savaşsenaryosu:
Bağdat Türkiye'den vurulacakAmerikan Özel Askeri Araştırmalar Enstitüsü Körfez'de
askeri biz harekâtın başlaması durumunda, ABD ve
müttefiklerinin üç ay içinde Bağdat'ı alacaklarını ileri
sürdü. Enstitünün savaş planına göıe, Irak'a, Türkiye
üzerinden stratejik bombardıman yapılacak.
WASHINGTON (AA) — Amerikan
özel Askeri Araştırmalar Enstitüsü, Kör-
fez'de bulunan Amerikan askerleri ile
müttefiklerinin maksimum üç ay içinde
Bağdat'ı alacaklarını ileri sürdü.
Washington'da bulunan enstitü tarafın-
dan dün yayımlanan savaş plamnda,
Amerikan hükümetinin Ortadoğu'da
göndermeye karar verdiği askerlerin sa-
yısının Bağdat'ı almak ve Irak Devlet
Başkanı Saddam Hüseyin'in askeri gücü
ile hükümetini yıkmak için yeterli oldu-
ğunu bildirdi.
Planda, gönderilmesine karar verilen
son askerler ile bölgedeki Amerikan as-
kerlerinin sayısının 430 bine ulaşacağı ve
bunun da bu yıl sonundan önce saldın
operasyonlanna girişilmesi için yeterli ol-
duğu belirtildi.
Enstitü uzmanları, müttefiklerin Ku-
veyt'in doğusunda, Irak - Suudi Arabis-
tan sınınndan hareketle, AI^J Yanmadası
ile Türkiye'ye dayalı stratejik bombardj-
manlar ve hava üstünlüğü kurulmasıyla
direkt olarak Bağdat'ı hedeflediklerini sa-
nıyorlar.
Uzmanlar, aynca sağ koldan bir grup
askerin doğuya ve Şattül Arap'a doğru
ilerleyerek Kuveyt'te bulunan Irak asker-
lerini arkada bırakmayı amaçladıklarım
ifade ediyorlar.
Bu arada, Körfez'de bulunan ve karalı-
denizli manevralar yapabilen denizcilerin
de bu saldırıya yardımcı olacakları belir-
tiliyor.
Kolay gerçekleştirilecek bu ilerleyişten
sonra savaşın üçüncü haftasına doğru
Amerikan baskın gruplarımn bazı zor-
luklarla karşılaşacağını kaydeden ensti-
tü uzmanları, bu zorluklan da "Ameri-
kan askerlerinin iletişim batlanndan
uzaklaşmalan, kış mevsiminde daguk bir
bölgeye gelecek olmaları ve Irak Devrim
Komuta Konseyi'ne bağlı özel askerlerin
muhtemel saldınları ile karşılaşmalır"
olarak sıraladılar.
Uzmanlar, "Operasyonun başlamasın-
dan 6 ile 12 bafta içinde Amerikan as-
kerlerinin Bağdat'ı kuşatacagını ve üç
ayın sonunda Bağdat'ı ele geçirecekkrini"
tahmin ediyorlar.
"Saldınnın temelinde
deniz çıkarması"
NVashington Times gazetesinde bazı as-
keri uzmanlara dayanarak verilen bir
planda da ABD ile müttefiklerinin düzen-
leyeceği ortak saldınnın temelinde deniz
çıkarmasının bulunduğu "bildirildi.
Uzmanlar, bu görüşlerinin Amerikan
Deniz Kuvvetleri'nin Körfez'e oldukça et-
kin biçimde yerleştirilmesinden kaynak-
landığını ifade ediyorlar.
6 uçak gemisi ile iki kruvazörün de ya-
kmda Körfez'e gideceğini, böylece Ame-
rika'nın her tipten 110 gemisinin bölge-
de bulunacağım ifade eden uzmanlar, bu-
güne kadar Körfez'e gelen gemilerin iki
kez çıkarma tatbikatı yaptığını hatırlatı-
yorlar.
Ankara,Irak'ın sujoınu kesmeliGazetede, Peter Schweizer tarafından kaleme alınan yazıda,
Körfez'de olası bir savaştan önce başvurulacak son çarenin,
Türkiye'nin Irak'ın suyunu kesmesi olduğu ileri sürüldü.
WASHINGTON (Cumhuriyet) — New
York Times'da yayımlanan bir makalede
olası bir savaştan önce başvurulacak son
çare olarak Türkiye'nin Irak'ın suyunu
kesmesi önerildi.
Makale, Amerika Dış Politika Konse-
yi adlı özel kurumun araştırma eleman-
lanndan Peter Scnweizer tarafından ka-
leme alınmış ve yazarın şahsi görüşlerini
yansıtıyor.
Schweizer, makalesinde "ABD Kara
Kuvvetleri'nin Su Rezervleri I)airesi"nin
araştırmasına atfen Irak'ın, tüketim ama-
cına gore yuzde 80 ile 95 arasında Fırat
ve Dicle'ye bağımlı olduğunu vurguluyor
ve "Türkiye'nin bu suyu kesmek için ideal
konumda olduğunu" ileri sürüyor.
Schweizer, yazısında Bağdat'ın bu zaafi-
yetin çok iyi farkında olduğunu, hatta
"Amerikan istihbarat çevrelerine göre
Bağdat'ın krizin ilk günlerinde Ankara-
yı suyla oynamaması için uyardıgını" id-
dia ediyor.
Schweizer, yazısında adını vermediği
bir Türk yetkilisinin, "Eger isterse Tür-
kiye'nin Fırat'ı bir damla suya dönüştü-
rebileceğini" söylediğini de iddia ediyor.
Yazar şöyle devam ediyor:
"Bağdat'ın bir su ablukasını yenme
şansı çok küçük. Amerikan istihbarat
kaynaklanna göre Atatürk Barajı birkaç
adet yerden havaya güdümlü füze batar-
yası ile korunuyor ve eğer arzulanırsa di-
ger savunma sistemleri de devreye soku-
labilir. Bunun da ötesinde Türkiye, zaten
NATO üyesi olarak bu tesisiere saldıra-
cak düşman ucaklannı saptayıp imba
edecek şekilde teçhiz olmuş durumda.
Irak'ın istihbaratının zayıflığı da göz
önünde tululursa barajların ayakta kal-
ması ihtimali garantili. Gıda ambargosu-
nun aksine Irak'ın kesilen su karşısında
fazla seçeneği yok. Aynca Irak savaş ma-
kinesi de susuz savasamaz. Su ambargo-
su, BM gözetimindeki gıda ambargosun-
dan ahlaki açıdan daha kötü bir şey de-
pay olur. Uzmanlar, yapılacak kesintinin
insani amaçlar göz önünde tutularak belli
bir akış seviyesinde konınabileceğini söy-
lüyor. Aynca suyun kesilmesi şu andaki
kilitlenmeyi aşmaya yarayabilir. Saddam
Hüseyin o zaman müzakere etmek zorun-
da kalır ve askeri seçenege gerek kalmaz.
Türkiye su silaoını kullanabüecek yetene-
ge sahip olduğunu pek fazla ortalıga du-
yurmuyor, çünkü Bağdat'ın gözünde baş
hain durumuna gelecegini biliyor, fakat
Türkiye ciddi olarak ekonomik yardıma
muhtaç, aynca soğuk savaşın ortadan
kalkmasının NATO üyesi olarak degeri-
ni azalttığı kanısında. ABD ve diger en-
düstriyel ülkeler, Irak"a su abiukasını
Türkler için cazip bir seçenek haline so-
kabUir."
"Özel Harp Dairesi'nin çalışmalannın,
hükümetin kontrolünün ve bUgisinin ta-
mamen dışında" olduğunu söyleyen Gü-
neş, Bülent Ecevit'in 1978 hükümeti dö-
neminde yaptığı 'yetkili, ama sorumsuz
kişilerle terörün üstüne gidilemeyeceği,
bunlann ise kanşmaması gerektigi' biçi-
mindeki açıklamasında kasıettiğinin bu
kuruluş olduğunu ifade etti.
Bu kuruluşun yerel örgütlenmesiyle
Milliyetçi Hareket Panisi'nin yerel kad-
rolan arasında bir örtüşme olduğu yolun-
da şüphelerle sıkça karşılaştıklarını an-
latan Guneş, "Böyle bir özdeşlikten, böy-
le bir beraberlikten, en azından dayanış-
madan söz edildi. Doğrusunu isterseniz
bu şikâyetleri haklı gösterecek şupheler
de mevcuttu" diye konuştu.
Hasan Fehmi Güneş, açıklamaJanru şöy-
le tamamladı:
"Türkiye bir sol tehlike karşısında mı
değil mi? Belli bir donemde Türkiye sol
bir tehditle karşı karşıya kaidı mı? Ve ar-
tık buna müdahale edilmesi gerekir mi?
Buna karar verecek olan resmi bir ma-
kam yok. O kuruluş karar verecek. Ne-
dir, illa da sınırlann bir başka istüacı or-
du tarafından geçilmesi mi yoksa yurti-
çindeki gelişmelerin bazı kişilerce, sol teh-
dit oluşturacak vehamete ulaştığının ka-
bul edilmesi mi? Sorun burada. Türkiye^
de sol bir iktidar gerçekleşmek üzere ise
ve o kuruluş bunu sol bir tehdit olarak
kabul ediyorsa, dahası kendisinin hare-
kete geçmesinin zamanının geldigini al-
gılıyorsa, bu işe kanşmış olabilir. Türki-
ye'de kitlesel terörü tırmandıran olaylar
var. Kahramanmaraş, Çorum, Sıvas, Ma-
latya, Elazığ, 1 Mayıs olaylan gibi. Bun-
lann failleri bulunamadı. Haksızlık edi-
yor muyum bilmiyorum, ama sorumlu-
İuk taşıdığım dönemlerdeki olaylann bir
bölümünde ben, daha organize, daha bü-
yük bir örgütün kanşıp kanşmadığının
kuşkusunu bep taşıdım."
Demirel'in açıklaması
Komünizme karşı mücadele yürütmek
ve gerektiğinde savaş vermek amacıyla
NATO bünyesinde kurulan, CIA deneti-
mindeki gizli örgütün Türkiye'de de uzan-
tısının bulunup bulunmadığı yolundaki
sorulanmıza yanıt veren DYP GeneJ Baş-
kanı ve eski başbakanlardan Süleyman
Demirel ise, "tktidarda bulunduğumuz
sttre içinde böyle bir örgütten hukümeti-
mizin kesinlikle bilgisi yoktur" dedi.
Açıklamalarını, "Böyle bir örgüt yoktur
diyemiyonım" diye sürduren Demirel, ar-
şivin elinde olmadığını ve devlette de bu
İconuyu sorabileceği kimsenin olmadığı-
nı ifade etti. Demirel, şunları söyledi:
"tktidarda bulunduğumuz süre içinde
böyle bir örgütten hükümetimizin kesin-
likİe bilgisi yoktur. Böyle bir orgut var mı-
dır derseniz, olsa bilgimiz olması lazım-
dır. Yoktur diyemivorum, çünkü ilk de-
fa olarak karşûaşıyoruz. Arşiv elimde de-
ğil ve deviette soracağımız kimse yoktur.
Ama bizim hükümet ettiğimiz süre içiM-
de bizden habersiz böyle bir örgüt varsa,
onu da çok üzüntüyle karşılanm. O za-
man birtakım sorumsuz işler cereyan edi-
yor demektir ki bu durumda devletlerin
kaç başlı olduğu düşünülmeye deger."
"Kesinlikle böyle bir örgüt yoktur" di-
yemediğini ifade eden Demirel, "Çünkü
bakarsınız bir sürprizle karşı karşıya
kalınabilir" dedi.
Süleyman Demirel, özel Harp Dairesi
ile böylesi bir örgüt arasında paralellik
kurulmasının yanlış olduğunu belirterek
bu kuruluşun bir istila karşısında direniş
örgütlemek amacıyla olusturulduğunu
kaydetti.
Kemal Anadol
Milletvekili Kemal Anadol da
NATO'un gizli örgütünün Türkiye'de de
var olduğu konusunda büyük şupheler
taşıdığım belirtti. TBMM'de bu konuda
bir soru önergesi de veren Anadol, Îtal-
ya'da ortaya çıkan ve NATO'nun da var-
lığını doğruladığı bu gizli örgütün Türki-
ye'de de olmamasını "imkânsız" buldu-
ğunu belirtti.
NATO gizli örgütünün Yunanistan'da,
bu ülkenin ABD ile imzaladığı ikili ant-
laşmalar çerçevesinde kurulduğuna dik-
kat çeken Anadol, şunlan söyledi:
"Ben 12 Eylül öncesinde de parlamen-
toda görev yapıyordum. O zaman da şim-
di de ısrarla söylediğim şudur Türkiye ile
ABD arasındaki ikili antlaşmalann par-
lamentonun onayından geçirilmesi lazım-
dır. Bunlar hiç geçirilmemiştir. Eğer ge-
çirüirse, bu antlaşmalann maddeleri or-
taya çıkacak ve böyle bir örgüt olup ol-
madığı veya böyle bir örgütün kurulma-
stna izin veren bir maddenin olup olma-
dığı ortaya çıkacak."
NATO'da ortaya çıkanlan gizli örgütün
amacı ve yöntemleri ile Türkiye'de 1970'li
yıllarda sürdüruien 'kontrgerilia' tartış-
maları arasında bir paralellik olduğuna
işaıet eden Anadol, bu konuda şöyle ko-
nuştu:
"Sayın Ecevit. muhalefet lideri olduğu
donemde, kontrgerilla tartışmalannı gün-
deme getirdi ve bunun üzerine gideceği-
ni söyledi. Türkiye'de kontrgerillanın var-
lıgından söz etti. Hatta 1977 secimleri dö-
neminde Süleyman Demirel, Ecevit'e,
Taksim mitinginde öldürulecegi yolunda
bir mektup yazmış, Ecevit de bunu açık-
lamıştı. Bu suikast olayında bile bir gizli
örgütün parmağının olduğu şüpheleri ya-
yılmıştı. Böyle bir gizli örgüt konusunda
bir kusku ortama egemen olmuştu."
Ecevit'in kontrgerilla tartışmalarının
üstüne gitmediği görüşünde olduğunu be-
lirten Anadol, "Ecevit başbakanken,
CHP'nin Erzincan Senatörü Ni>
l
azi Ün-
sal ve İzmir Milletvekili Süleyman Genç,
kontrgerilianın üstüne gittiler. Ben Ece-
vit'in bu iki parlamenteri çagmp bu ko-
ounun üzerinde durmamalarını istediği-
ni sanıyorum. Sayın Ecevit'e bugünlerde,
bu konularda açıklama yapmak görevi
düştügüne inanıyorum" dedi.
NATO gizli örgütünün Türkiye'de var
olmadığı yolunda Milli Savunma Baka-
nı ve bazı askeri yetkililerce yapılan açık-
Iamalan inandırıcı bulmadığını belirten
Anadol, bu örgütün Türkiye'de de var ol-
duğu yolunda şüpheleri olduğunu ve bu
iddialannı sürdüreceğini ifade etti.