Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 EKİM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5
Ifeni sezonda Sanfa
• Kiiltür Servisi — Derishovv Sanfa Sanat Galerisi'nin
bu yılki onur konuğu Handan Börüteçene. önümüzdeki
günlerde Handan Börüteçene, yapıtlarını galeri dışında
bir mekânda değişik bir yorumla sergileyecek. Sanfa
Sanat Galerisi de yeni mevsimi 10 ekimde Nuyan'ın 3.
kişisel resim sergisiyle açacak. Kasım ayında Fuat
'caroğlu, Haluk Gedik ve Emre Zeytinoğlu, özgür
,rgileme anlayışı içinde farkh bir sergi
gerçekleştirecekler. Aralık sergisinde, Hollanda Kraliyet
Akademisi öğretim üyelerinden Koos Dieters, 6 yıldır
kendisiyle çalışan Türk öğrencisi Cemal Demir'le birlikte
olacak. Dieters ile Demir'e, Cemal Demir'in Türkiye'deki
çalışmalanndaki ilk hocası, 9 Eylül Üniversitesi Buca
Eğitim Fakültesi öğretim üyelerinden Umur Türker de
katılacak. Galeride ocak ayında Selim Karadana'nın yeni
çahşmaları, martta Ekrem Kahraman'ın yeni deneyimleri,
nisanda İbrahim Çiftçioğlu'nun yağlıboyalan
sergilenecek. Mayısta Tuğrul Selçuk Heykel Sergisi,
hazirandaysa Halim Çeliker'in 2. kişisel sergisi yer
alacak.
Argos'ta Müzeyyen Senar
• Kiiltür Servisi — Yeryüzü Kültür Dergisi Argos'un 26.
ekim sayısının "Albüm" bölümu, Turk muziğinin ünlü
sanatçısı Müzeyyen Senar'a ayrılmış. Derginin şiir
bölümünde Özdemir İnce'nin, Hulki Aktunç'un, Cevdet
Karal'ın, Kubilay Köseoğlu'nun ve Mehmet Atak'ın
şiirleri var. Hikâye bolümu Alman yazar Hermann
Hesse"nin "Ozan" adlı öykusüne ayrılmış. Murathan
Mungan'ın anlatısı "Paranın Cinleri", Yıldmm Türker'in
Tezer Özlü'ye mektubu, Ahmet Oktay'ın, olumlu ve
olumsuz yönleriyle Balkan Naci'nin resim serüvenini
irdelediği yazısı, Ahmet Cemal'in, birinci basımı
tükenmeyen çevirisinin altıncı yılını kutlayan
"Değinme"si ve Füsun Akatlı'nın "Bir Yaşamm
Yongaları" başlığı alında yazdığı "Zamanın Minesi
Soldu" adlı yazısı, derginin diğer urünlerin arasında.
Ayrıca Füsun Akatlı bundan boyle her ay, aynı başlık
altında sürdürecek yazılarını Argos'ta. Derginin yazın
incelemesi bolumunde Suheyla Bayrav, Melih Cevdet
Anday'ın "Guneşe Yakarı" şiiriyle, Yunan klasikleri
arasında koşutluk kurmaya çalısıyor. Zeynep Ergün'ün
"'Kurmacanın İçindeki Kurmaca" adlı yazısı ise Charles
Dickens'ın Büyük Umutlar romanının kahramanı Pip
etrafına örülu. Söyleşi bölümu, kitaplarıyla kuşaktan
kuşağa bütün çocukların düş dünyalannı süsleyen
Kemalettin Tuğeu'ya ayrılmış.
Mozart 100 etkinlikle anılacak
• LONDRA (Cumhuriyet) — Mozart'ın (5 Aralık 1791)
ölümünün 200. yüdönümü Ingütere çapında büyük bir
konser, opera, sergi ve film programıyla anılacak. 5
Aralık 1990 ile doğum gününe rastlayan 27 Ocak 1991
arasında 28 ayrı kentte 100'ü aşkm etkinlik yapılacak. İlk
konser, Londra'da "Rolay Festival Hall'de "The
Philharmonia" tarafından seslendirilecek olan 34
numarah senfonisi ve "Tac Giyme Töreni" diye bilinen
Missasi, doğum günü ise Ingiliz Anglikan Kilisesi'nin en
önemli nıhani merkezi sayılan Centerbury Katedrali'nde
'Requiem' ile kutlanacak. Bu arada Avusturya'dan
Viyana Çocuk Korosu ve Viyana Devlet Opera ve Balesi
de etkinliklere katılmak üzere geliyor. Etkinliklerin çoğu
Noel nedeniyle kiliselerde ve Mozart döneminden kalma
tarihi salon ve binalarda yer alacak.
'10. Yılında IRCICA'
n Kültür Servisi — Islam Tarih, Sanat ve Kültür
.raşürma Merkezi'nin (IRCICA) 10. kuruluş yıldönümü
nedeniyle düzenlediği faaliyetlerden biri olan "10. Yılında
IRCICA" adlı sergi, 10 Ekim 1990 Çarşamba günü
yapılacak kutlama törenleri çerçevesinde Yıldız Sarayı
Sanat Galerisi'nde açılacak. Serginin açılışı,
Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından yapılacak.
Başbakan Yıldırım Akbulut, bazı bakanlar, İslam
Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Dr. Hamid Algabid,
Islam Konferansı Teşkilatı Ekonomi ve ticaret bakanları,
çeşitli uluslararası kuruluş mensupları da serginin
açılışında hazır bulunacaklar. Sergide, Kral Fahd tslam
Mimarisinde Çizim ve Araştırma Yarışması, Milletlerarası
Fbtoğraf Yarışması, 1. Milletlerarası Hamid Aytaç Hat
Yarışması, II. Milletlerarası Yakut El-Mustasimi Hat
Yanşması'nda ödül kazanan eserler yer alacak. Sergide
bir diğer bölüm ise "Dededen Toruna Hat Sanatı"
başlığı altmda, hat ustası Hamid Aytaç, Hasan Çelebi ve
Amerikalı Müslüman hattat Muhammed Zakariya'nın
hat eserlerinden oluşacak. Aynca IRCICA Yayınlan,
merkezle ilgili istatistiksel bilgiler ve tarihi Yıldız
Fotoğrafları Albümü'nden seçilmiş bazı fotoğraflar da
sergilenecek. "10. IRCICA" adlı sergi, Yıldız Sarayı
Sanat Oalensı'nde 20 Ekim 1990 tarihine kadar
izlenebilir.
'Yunus Emre' oratoryosu
• ANKARA (AA) — UNESCO tarafından "Yunus
Emre Seygi Yüı" ilan edilen 1991'de 20 kadar ülkede
seslendirilmesi planlanan Ahmet Adnan Saygun'un
"Yunus Emre Oratoryosu"nun telif haklannm Nasuhi
Ertegün'ün sahibi bulunduğu Atlantic Records firmasına
ait olduğu öğrenildi. Türkiye"de nota yazımı yapacak ve
telif haklarını koruyacak bir kuruluş bulunmadığı
belirtilerek tüm hakları yurtdışma satılan eserin her
seslendirilişi için Devlet Opera ve Balesi tarafından
ABD'deki bu fırmaya telif hakkı ödendiği bildirildi.
Eserin bestecisi Ahmet Adnan Saygun, Türkiye'de 70
yıldan bu yana nota yazımı ve dağıtımı yapacak ve telif
haklarını seslendirmelerle beraber koruyacak bir
kuruluşun bulunmadığını söyledi.
Kuveyt sanatı tehlikede
• Kültür Servisi — ABD ve Avrupa'daki sanat
uzmanları, Irak kuvvetlerinin Kuveyt'i işgali sonucu,
dün>l
anın en unlü İslam sanatı koleksiyonlanndan birinin
tahrip edilmiş ya da yağmalannuş olabileceğinden
''orkuyorlar. Alınan haberlere göre Kuveyt Ulusal
lüzesi'nde bulunan 20 bin parçalık koleksiyonun kaderi
en azından belirsiz. Washington ve Londra'daki Irak
büyükelçiliklerindeki görevliler de muzenin kaderi
konusunda en küçük bir bilgileri olmadığını soylüyorlar.
Irak'ın Kuveyt'i işgalinden iki gün önce muzenin
koleksiyomınun kuçük bir bolumu sergilenmek üzere
Leningrad'a gönderilmişti. Aynı serginin aralık ayından
başlayarak ABD'nin çeşitli kentlerini dolaşacağı
bildiriliyor. Kuveyt Ulusal Müzesi İslam eserleri
koleksiyonu içinde şimdilik güvenlikte olan yapıtlann
yalnızca sergi turnesinde olan bu yapıtlar olduğu
belirtiliyor.
Anayurt Oteli'yazarı YusufAtılgan'ı geçen yü bugün yitirmiştik
Ânlamsızlığa başkaldırıYusuf Atılgan hapis,
intihar ve işkence
temalanyla ilgileniyordu.
İntiharı "Anayurt
Oteli"nde işlemişti. tşkence
altında ölümü ise yeni
romanında ele alıyordu.
Ancak Yusuf Atılgan, bu
romanı tamamlayamadı.
MÜRŞİT
BALABANLILAR
Yazar Yusuf Atılgan'ı 9 Ekim
1989*da kaybettik. Yaşasaydı bu-
gün 69 yaşında olacaktı. Şimdi
Usküdar Bülbülderesi Mezarh-
ğı'nda yatıyor. Beynini kemiren
düşünceler değil, kalbi yendi
onu. "tnsan için çok saçma ge-
len bir dünyada yaşadığımızı"
söyleyen Atılgan, "Nereden gel-
dik ve nereye gidiyoruz" sorusu-
nu kendisine oldukça sık bir bi-
çimde sormuş, yapıtlarına yan-
sıtmıştı.
Yusuf Atılgan'la Anayurt
Oteli filme alınıp gösterime gir-
diği günlerde (1987) bir söyleşi
yapmıştım. O söyleşinin önem-
li bir bölümu yine bu sayfada
yayımlanmıştı. Anayurt Oteli,
Yusuf ağabeyle görüşmemizden
birkaç gün sonra Venedik Film
Şenliği Uluslararası Sinema
Eleştirmenleri Birliği ödülü'nü
almıştı.
Onun ilk yayımlanan kitabı
Aylak Adam'dı (1959).
"Aylak Adam'ı 1957de yaz-
dım. O sıralarda Cumhuriyet
gazetesinin Yunus Nadi Roman
Mükflfatı Yarışması var. Getirip
teslim ettim." Atılgan bu kita-
bıyla ikincüik ödülü aür. Bir sü-
re sonra Aylak Adam kırmızı
renkli bir kapakla yayımlanır.
Aslmda öyku yazarak işe baş-
lamıştır. İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Türk Dili
Bölümü'nü bitirdikten sonra kı-
sa bir öğretmenlik dönemi geçir-
miş, doğduğu köy olan Manisa-
nın Hacırahmanlar'ına yerleş-
miştir.
"46'da köye gelmiş, kendim
çiftçilik vapıyordum. Ne okuyor
ne de yazabfliyordum. Birkaç yü
soora Faulkner, Nobel'i kazan-
dı. O zamana kadar adını bile
duymamıştım. Steinbeck'i filan
biUyonım, ama Faulkner'ı hayır.
Bir gün İzmir'e gittim, baktım
ARDINDA
DÖRT
KtTAP
BIRAKTI —
Yusuf
Atılgan,
"Anayurt
Oteli" ve
"Aylak
Adam" adlı
romanlannın
yanı sıra
"Bodur
Minareden
Öte" adlı bir
öykfi kitabıyla
"Ekmek
Elden Süt
Memeden"
adlı bir çocuk
kitabı da
yazmıştı.
(Fotoğraf:
Cengiz Cıva)
I
bir kitapçıda Sartoris'i gördüm,
aldım. Köye geidim, okuyorum
anlayamıyorum. İtıgilizcemi
kaybetmişim. Aynı sıralarda Ray
Milland'ın oynadıgı Yitik Haf-
ta Sonu'nu seyrettim. Bu film
beni çok etkiledi. Yahu çiftçilik
yapacak adam mıyun ben dedim
ve oradaki işleri uzaktan göze-
ten bir havaya girdim. tşte o sı-
ralarda bir şeyler yazmava baş-
ladım. Hikâyeler yazıyordum."
Yusuf Atılgan, Bodur Mina-
reden Öte adlı öykü kitabını
1960 yılında yayımladı. Bu kita-
bı Aylak Adam kadar ilgi gör-
medi. Aradan yıllar geçti. Yaz-
dıklannın arkası gelmiyordu.
"1972'deydi sanırım. O sıra-
larda benim yaşamımda bir bu-
nalım vardı. Bana 'Niye
yazmıyorsunuz' diyorlardı. Eş-
dosttan mektuplar alıyordum.
Ergin Günçe, 'Siz mecbursunuz
yazmava' şekünde azarlayan bir
mektup göndermişti. 'Aylak
Adam çıktığında bizim siyasal
bilgilerin kantini kıpkırmızı
olmuştu' diyordu. Tanıdıklan-
ma, yazarsam kapkara şeyler ya-
zacagım diyoram. Bunalım için-
deyim. Işte bu bunalımı bir çe-
şit de (Anayurt Oteli'nin kahra-
manı) Zebercet'e aktarmış ol-
dum."
Anayurt Oteli 1973'te yayım-
lanır.
Yusuf Atılgan, Anayurt Ote-
li'nden sonra yine uzun bir sus-
kunluk dönemine girdi. Çok es-
kiden, yıllar öncesinden düşün-
düğü bir romanı bir türlü yaza-
madı. "Zorla yazdığı zaman,
yazdıgı iyi de olsa attığını" söy-
lüyordu. "İstiyordu ki kafası
bep yazdığında olsun, ayrıntılar
gelip geçsin, o da aralanndan
seçsin." Güçlukle çalışmak isti-
yordu. Hatta bir ara yeni roma-
mna başlamış olmaktan piş-
manlık duydu. Vüs'at Bener'in,
Buzul Çagının Virüsü'nü okur-
ken "Nene gerek senin bu köy-
lülerden söz etmek, boyle bir şey
yazsaydın ya" diyordu kendi
kendine. Ama daha derinlerde,
"Nereden geldik, nereye
gidiyoruz" somsu kafasını sü-
rekli meşgul ediyordu. "Ya sü-
resiz hapisleyiz ya intihar ediyo-
ruz ya da işkence altında
öidürülüyoruz" biçiminde kav-
ramlaştırdığı üç tem'i üç ayn ro-
manda yazmak fikri yer etmişti
beyninde. İntihar konusu Ana-
yurt Oteli'nde işlenmişti. Yeni
romanında "İşkence altında
ölüm"ü anlatacaktı.
Türk edebiyatımn son döne-
mıne damgasını bastığlnı düşün-
duğum Yusuf ağabeyimizin Ha-
arahmanlar'daki evi müze haü-
ne getiriliyor şimdilerde. Üskü-
dar Bülbülderesi'ndeki mezan
da mimar Cengiz Bektaş tara-
fından düzenlenerek yapıldı.
Kendi kişiliğine uygun bir alcak-
gönüllülükte. Erken bir ölüm
demekten öte ne gelir aklırruza
ki...
CoşkunBüktel'in 'Theope'adlıoyun
lkkııı geçmîşle bîr aşıııa
Ali Taygun'un yönettiği
"Theope" yanndan
başlayarak tstanbul Şehir
Tiyatrolan Harbiye
Muhsin Ertuğrul
Sahnesi'nde izlenebilecek.
"Theope" bu hafta
perşembe, cuma ve
cumartesi günleri de
sahnelenecek.
DİKMEN GÜRÜN
UÇARER
Coşkun Büktel'in "Theope"-
si bugün Harbiye Şehir Tiyatro-
su'nda başlıyor. Oyunun yönet-
meni Ali Taygun, yorumuyla il-
gili olarak "Oyun tarihsel bir
perspektif içinde 70'li-80'li yıl-
ların hepimizi etkikyen değerle-
riyle bir hesaplaşmayı içeriyor"
diyor. "Bir açıdan da bana en
azından kendi son dönemimi
anlatıyor. Olaylan antik çağa
dogru ileterek belki daha nesnel
bir değerlendirme yapmamızı
sağlıyor."
"Theope" konusu bakımın-
dan Oidipus trajedilerinden kay-
naklanmış. Olaylar Tebai kenti-
nin Argoslular tarafından kuşa-
tılmasına ilişkin gelişiyor. Oidi-
pus'un oğulları Eteokles ve Po-
linikes, biri kentin içinde, diğe-
ri dışında, Tebai için
savaşıyorlar. Bu arada bilge Te-
resias, Kreon'un ikinci oğlu hey-
keltuaş Menekeus'un kendini
kentin surlanndan atmaayla Te-
bai'nin kurtulacağını söylüyor.
Menekeus o sırada sevgilisi The-
ope'nin heykelini yapmaktadır.
Soruyorlar, "Bu kadar insanın
kurtulması için kendini surlar-
dan atar mısın?" Menekeus red-
dediyor atlamayı...
Oyunu bu çizgide derledikten
sonra devam ediyor Ali Taygun:
"Boyle bir sonınsaldan yola çık-
nuş yazar ve bu açıdan çok gün-
cel geliyor bana. Fedakârlık ne-
dir? Bir hayat bin hayattan da-
ha mı az değeriidir gibi birtakım
sorular atıyor ortaya. Geçmiş
dönemde çok hızu kararlar ve-
rilerek yapılan bazı hareketleri
yeniden düsünmege yol açıyor."
— Oyunda günumüze, bize
atılan kopriileri daha somut çiz-
gilerle belirleyebilir misiniz?
— Tum zamanlan içine alan
bir perspektif yaratmaya çalış-
tık. Oyunun günümüzle olan
ilişkisinde bazı unsurların tartı-
şılmasının her daim gündemde
olduğunu düşündük. Menekeus
7 yıldır Theope'nin peşinde ko-
şuyor mecnun gibi. Böylesi bir
tutku insana önce çok yabancı
geliyor günümüzde, ama öte
yandan ben kendi Theopelerin-
den uzak kalan yüzlerce binler-
ce insan biliyorum toplumu-
muzda. Bunu kendi iradeleriy-
'KENDİ SON DÖNEMİMİ ANLATIYOR' — "Theope"nin yönetmeni Ali Taygun (sağda), oyu-
nun tarihsel bir perspektif içinde yakın yıllann değerleriyle bir hesaplaşmayı içerdiği görüşünde.
Taygun "Bir açıdan bana kendi son dönemimi anlaüyor" diyor. (Fotoğraf: Yıldız Üçok)
le, doğru olduğuna inandıklan
şey uğruna yaptılar. Yani hem
çok gerçek dışı gibi gözüken,
hem de başka bir gözle bakar-
sanız içinden geçip geldiğimiz
günleri anlatan bir şey.
Işte bu noktada da fedâkar-
hk sorunsalı gündeme geliyor.
Geçtiğimiz dönemlerde, 60'h yıl-
lann sonlannda, 70'Ii yıllarda
pek çok gencimiz kendini feda
etti kendi anlayışlarına göre,
inandıkları bir amaç uğruna. Fe-
da etmek nedir? Ne uğruna ne
feda edildi? Menekeus da bir fe-
dakârlıkta bulunuyor. Kendi
inancı uğruna, yapmakta oldu-
ğu heykeli bitirmek uğruna öte
hayatını feda ediyor.. Ama halk
heykel değil kavurma istiyor.
Menekeus inandığı şeyi yapma-
okles demokrasi yanhsı. Amca-
sı Kreon ise kentin savunulması
için demokrasiden vazgeçmek
gerektiğini, çünkü kent elden gi-
derse demokrasinin de ortadan
kalkacağını söylüyor.
Buna karşılık Eteokles, "De-
mokrasi eğer gerçekleşmemişse
senin gibi 'gerçekçüer' yiızünden
gerçekleşmemiştir" diyerek de-
mokrasiden ödün vermekle de-
mokrasinin kurtanlamayacağını
ileri sürüyor. Her ikisi de kendi
açüanndan haklı. Bizim yine ya-
kın geçmişte yaşadığımız bir so-
runsah gündeme getiriyor. Oyun
bir cevap oyunu değil.. Bu so-
runsallara cevap aramıyor. Hat-
ta bir anlamda cevap olamaya-
cağını da söylüyor. Bir insan mı
lı, diğerini mi? Sorunsallardan 4eğerlidir iki insan mı sorusu-
biri bu. Kentte eğemen olan Ete- nun bir cevabı yok. İki insan bir
insandan daha değeriidir ya da
iki insant kurtarmak için bir in-
sanı gözden çıkartabiliriz... Bun-
lann cevapsız sorulan olduğu çı-
kıyor oyunda. Izleyiciye derin
düşünce olanaklan sağlayan bir
oyun.
— Yazdıgı oyunun beğenil-
memesiyle "gerzekük" arasında
bağlantı kuracak denli iddialı
bir yazarla çalışıyorsunuz. Bu,
yorumda birtakım zorlamaiara
neden oluyor mu?
— Elbette oluyor. Oyunu be-
ğeniyorum. Dil açısından Türk-
çeyi en iyi kullanan oyunlardan
biri bence. Konusu bakımından
üzerinde çok konuşulacak ve
uzun süre örnek olarak gösteri-
lecek bir oyun olduğu kanısın-
dayım. Okununca, izlenince be-
ğenilmeyecek bir oyun olduğu-
nu sanmıyorum.
Lazer Yazıcı Kampanyası
30 Kasım'a kadar...
HP LaserJet HP
$2^6
• $1395
HP LaserJet III
$3*^,
K'Arayınız
Her yazıcıyla standart:
ParaJel bağlantı kablosu, 144 adet Softfont, Kullanım kursu
NE DEDÎLER?
Gerçek
sevgi
FETHİNACİ
(...) Atılgan, romanının her
cümlesi üzerinde sabırla
çalışmış bellL Her cümle,
güzel şiirdeki sözcukler gibi
yerli yerine oturmuş. Bilinçü
bir dil çabası var. Üstelik
üslubu var. Şunun için
"üstelik" diyorum: Son
zamanlarda temiz dil, bütün
romancılarımızın baş kaygısı;
ama temiz bir dille yazmak,
aydın takımının ulaştığı
ortalama dili sürdürmek
başka, kişisel üslubu olmak
başka. (...) "Gerçek sevgryi
arayan" insanın mutsuzluktan
kurtulamayacağı gerçeği...
Bunlardan okunın çıkaracağı
sonuç: Başka tutamaklar
aramak zorunluluğu.
Romanın bildirisi budur
sanıyorum. Çünkü gerçek
sevgiyi arayan, böylece
"korkuluksuz köpruden
vuvarlanınamaya" çalışan
Aylak Adam sonunda
"yuvarlamr." (Yeni Dergi, sayı
48, eylul 1968)
Sıcak
iletişim
BERNAMORAN ~
Yusuf Atılgan ilk romanı
Aylak Adam'dan on beş yü
kadar sonra ikinci yapıtı
Anayurt Otdi'ni yayımladı.
(1973) (...) Aylak Adam'm
kahramanı C. aydın bir kisidir
ve gerçek sevgiyi bulabileceği
tek kadım ararken İstanbul'da
üniversite öğrencileri ve
sanatçılar çevresinde dolaşır.
Anayurt Oteli'nin Zebercet'i
ise Manisa olduğunu tahmin
edebileceğimiz küçük bir kent
ya da kasabada yaşayan,
ilkokul mezunu bir otel
kâtibidir ve cinsel ilişkide sıcak
bir iletişim kurabileceği bir
kadım beklemektedir. (...)
Yazar, Aylak Adam'da Cînin
toplumdan kopukluğunu,
insanlarla iletişim kuramama
temasım, klasik roman
kurallarma, okunın abşıms
olduğu konvansiyonlara sadık
kalarak dile getirir. Anayurt
Otel'de ise iletişimsizlik,
yaşamın anlamsızlığı,
olaylann rasyonel bir biçimde
açıklanamayacağı,
davranıslann nedenlerinin
bilinemeyeceği tezi romanın
biçiminde de gösterir kendini.
Başka bir deyişle, yaşamm
anlamsızlığı romanın biçimini
de yansır. Bu da bilindiği gibi
saçma (absürd) tiyatro ve
romanının bir özelliği. (Türk
Romanına Eleştirel Bir Bakış,
II.)
Telefon: (1)175-7278 Faks: (1)172-4005
Dört
sahnede
altı oyun
Kültür Servisi — İstanbul Be-
lediyesi Şehir Tiyatrolan, yann-
dan başlayarak Coşkun Bük-
tel'in "Tbeope" adh oyununu
Harbiye Muhsin Ertuğrul Sah-
nesi'nde sergileyecek.
Çekoslovak yazar Vadav Ha-
vel'in "Görüşme-Kutlamt-
Çagn" adh üçlemesi bugün Ka-
dıköy Haldun Taner Sahnesi'-
nde sergilenmeye başlıyor.
Sait Faik'in yapıtlanndan yo-
la çıkarak, Savaş Dinçel'in yaz-
dığı "Meraklısı İçin Öyle Bir
Hikâye"de 14 ekim pazar günü
Kadıköy Haldun Taner Sahne-
si'nde sergilenecek.
Ülker Köksal'ın "Bir Garip
Oyun" adlı yapıtı bugünden
başlayarak Üsküdar Musahip-
zade Celal Sahnesi'nde sunula-
cak.
Anton Çehov'un "Üç Kız
Kardeş"i 14 ekim pazar günü
harbiye Muhsin Ertuğrul Sah-
nesi'nde sahnelenecek.
Çetin Altan'ın "Telefon Ki-
min İçin Çalısıyor?" adlı oyu-
nu da bugün Fatih Reşat Nuri
Sahnesi'nde sergilenmeye başlı-
yor.
İstanbul Devlet Tiyavtrosu'-
nda Memet Baydur'un"Yangın
Yerinde Orkideler"i Taksim
Sahnesi'nde izJenebüecek.
Aziz Nesin'in "Yaşar Ne Ya-
şar Ne Yaşamaz"ı 13 ve 14 ekim
günleri AKM Büyük Salonu'-
nda sunulacak.
Michael Frayn'ın "Oyunu-
nun Oyunu" adlı yapıtı 16, 17,
18, 19 ve 20 ekim günleri Tak-
sim Sahuesi'nde izlenebilecek.
Necati Cumalı'nın
"Ahmetlerim" adlı oyunu ya-
nndan başlayarak Yıldız Sahne-
si'nde görulebilecek.
Sovyet yazar Aleksandr Gel-
man'dan Bdgi Paksoy'un çevir-
diği "Yüzyüze"de 17,18, 19 ve
20 ekim günleri AKM Oda Ti-
yatrosu'nda sahnelenecek.
Terdeler
açıhyor'
• Kültür Servisi —
Milliyet Sanat dergisi ekim
sayısında yeni mevsimin
tiyatro, sinema ve müzik
etkinliklerine geniş yer
veriyor. Seçkin Selvi, Atila
Sav, Tahir Özçelik imzah
yazılarla "yeni tiyatro
dönemine merhaba"
denirken Devlet Tiyatrolan
ve özel tiyatrolann yeni
mevsim programlan ele
ahnıyor. Dergide Ali Ulvi
Uyanık ve Sungu Çapan
"yeni mevsimde sinema",
Evin İlyasoğlu, Faruk
Yener, Mahir Dinçer, Üner
Birkan ve Genci Aysel
Sadar "yeni mevsimde
müzik" etkinliklerini
tanıtıyorlar.
Refo Fotoğraf
dergisi
• Kültür Servisi — Refo
Fotoğraf Sanatı dergisinin
son sayısında gezi
fotoğrafçıhğı konulu bir
yazı var. Yazıda geziler için
alınması gereken makine ve
aksesuarlar ve yapılacak
programlar konusunda bilgi
veriliyor. "Netleme ve
diyafram" konusunu ele
alan bir bölüm, fotoğraf
sanatı akımlannı tanıtan,
high-art ve picorialist
akımlann gelişimini anlatan
bölümler, 6. ölüm
yıldönümünde Baha
Gelenbeyi'nin deneysel
çalışmaları da derginin
sayfalan arasında.
MI
İIl
Adam Sanat ve
Matisse
• Kültür Servisi — Adam
Sanat dergisinin ekim
sayısında Memet Fuat "İyi
İle Kötü", Samim Kocagöz
"Mektup Yazmak", Orhan
Barlas "Yılgm Sanatseverler
Çevresi", Paulo Friere 4
"Ezilenlerin Eğitimi",
Mehmet Serdar "Şiddet",
Brian Winston
"Brunelleschi İçin Bir
Ayna", John Russel
"Matisse'de Yalmlık
Aranışı", Kemal Ataköy
"Kara Kitap'm Sırrı', Ramis
Dara "Nostos ve Algos"
başlıkh yazılanyla yer
ahyorlar.
Dergâh'ta bu
• Kültür Servisi — Dergâh
Edebiyat Sanat Kültür
dergisinin son sayısında
Ismet Özel şiirle "beşeri
olan" arasındaki ilişkiye
eğiliyor. Tanpınar'ın ders
notları, Mustafa özel'in
Berna Moran'uı son kitabı
üzerine eleştirisi, Prof. Şerif
Mardin'le yapılan bir
söyleşi, Ismail Kara'nın
"Karabekir Hatıratı"
konulu yazısı, Fransız
romancısı Julien Green ile
yapılmış bir söyleşinin
çevirisi derginin sayfalan
arasında yer alıyor.
Konstantıniyye
gazetesi
• Kültür Servisi —
Konstantıniyye gazetesi son
sayısında 20 sayfa olarak ve
yine "İstanbul" içeriğiyle
okurların karşısına çıkıyor.
Dolmabahçe Sarayı yazısı,
Kadıkoy Belediye Başkanı
Cengiz Özyalçın'la bir
konuşma, İstanbul sur
kapıları konulu bir yan,
Hulki Aktunç, Orhan
Dunı, Nejat Gulen'in köşe
yazıları, Tüfan Aksoy'un
Moskova ve Nâzım Hikmet
mezannı ziyaretini
belgeleyen yazı ve
fotoğrafları gazetenin bu
ayki içeriğini oluşturuyor.
Türkıyc'mn en güıcl
düğun salonlan
Düğün Salonlan
Y««*Ji-IU,lb«şı 16.500»
ffcreli-Ycaefcli 19.W0«
R « M76239/U77440
Salanlaruuzkltaalı ve
*00-10ro
ŞAYILI
GÜNLER
Muzaffer Buyrakçn
5000 lira (KDV içinde)