Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 EKİM 1990 CUMHURtYET/17
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÛN
Meteoroloji Genel Müdüriü-
ğü'nden alınan bilgiye göre yur-
dun kuzeybatı kesımleri parçalı
yer yer çok bulutiu, Trakya,
Marmara'nın doğusu, batı ve
orta Karadeniz ile iç Anadolu1
nun kuzey baösı sağanak yağışlı
diğer yerler az bulutiu ve açık
geçecek. HAVA SICAKLIĞI; Ya-
ğış alan yerlerde hissedilir de-
recde azalacak. Diğer yerlerde
önemli bir değişJUk oimayacak.
RÜZGAR: Gûney ve batı yönler-
den tıafif arasına orta kuvvette
esecek. DenizlerimizrJe batı Ka-
radenız, Marmara ve kuzey Ege de gûnbatısı ve kara-
yelden, diğer denizlerimizde gûnbatısı ve lodostan 2
ila 4 yer yer 5, batı Karadeniz'de 6 kuvveönde saatte
4 ila 16 yer yer 21 batı Karadeniz'de 27 denızmili hızla
esecek.
Idana
«apazarı
Uıysnan
Myon
«fln
ftntara
Makya
Anttlya
Artvm
<V)m
Baiıkesır
Bdecık
Bıng6l
BlttS
Bolu
Bursa
Çanakkaıe
Çorum
Dcnd
A 36° 18° ftyartalor
Y 2O> 14° Edıme
A 19° 7°Erancan
A 20° 5°Erzunım
A 18° 0" Estaşehr
Y 24° 9°Gaaantep
A 30° 22" aresun
A 30°16°Gûn!ûş?ıaneA
A 23° 12° Hakkin A
A 32° 15° Iseana
A 24° 9° Istanbul
A 18° 10° lan»
A 25° 8°Kaf5
A 22° 5°Kasamonu
Y 18° 8° Kayser.
A 23° 9° Kırtefsl
A 20° 16° Kon»»
Y 23° 6°KüBfıya
A 26° 14° Malatya
32°12°Mmsa
17° 13° K Maras
24° 6°M«sn
20°-2°Mugb
20° 7 Muş
32°M Nıjöf
21° 15° Ortu
16° 7°REB
24° 11° Samsun
27" FSıırt
18° 14° Smop
27°16°S(«S
20°-1° TetedaJ
22° S°1rab2on
24° 6°1uncei
18° 11° Uşak
25° 6°Van
19° 8°Ytagat
26° 10° Zonguktak
A 28° 15°
A 30° 18°
A 29° 22°
A 27° 13°
A 24° 8°
A 26° 8°
Y 21° 14°
A 20° 13°
Y 22° 13°
A 21° 1°
Y 22» 17°
A 23° 6°
Y 17° 12°
A 20" 14°
A 24» 7°
A 22° 11°
A 20° 8°
A 24° 5°
Y 19° 16°
: aç* ı bulutiu "yajmıfo riariı A-aç* PHmlutlu G-gûneşi K-kvk S-ssf Y-yaJmuriu
DUNYA'DA BUGUN
4/nsterdafT
Amman
tm
Safcöt
îarcaiona
3asel
Bon>
Brtksel
Budapeşte
Cenent
Caoyr
Odd*
Dului
Franrfurt
GHne
Helsnu
Kahre
Kopenhag
Kün
üsftasa
A 14°
A 31°
Y 27»
A 32°
A 21°
A 22°
Y 24°
A T7°
A TJr
A 13°
A 17°
A 14°
A 26°
A 35°
A 35°
A 17°
A 28°
A 12°
A 24°
A 16°
A 20°
A 28°
Lcntngrad < 8°
Lontn A 15°
IMrld A V
Wm> Y 1t°
Montreal A 19°
Mmhtfya
Mûnti
Osto
Paris /
Prag /
Hyad /
Roma 1
SOOB <
Şam /
TöAm /
r 7°
V 18°
! 16°
V 18°
V 16°
l 36°
1 20°
t 23°
» 33°
» 33°
Tunus A 34°
Vbrşova ^
Vbndft 1
V-yana '
Vteshinakyı
Zûrih /
r 18°
f 19°
t 23°
k 22°
V 17°
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Büyük nakliye
uçağı. 2/ Telefon sö-
zü... lki dağın ara-
sında kalan büyük
çukur. 3/ Dürülerek
boru biçimi veriltniş
deri ya da kâğıt to-
mar... Bir çeşit çö-
rek. 4/ Trafıği yoğun
yol. 5/ Bir tartı biri-
mi... Hicap... Türk
resim sanatında
önemli bir grubun
ad olarak benimse-
diği harfin okunu-
şu.6/Çıplak vücut
resmi... Bir organımız... Bir nota. 7/
İlkel loplumlarda doğaüstü bir güç
ve etkisi olduğuna inanılan canlı ya
da cansız nesnelere tapınma. 8/ Ga-
gasındaki deliklerden rüzgâr estikçe
türlü sesler çıkardığına inanılan ef-
sane kuşu. 9/ Eli işe yatkın, becerik-
li... Elindekinden hoşnut olma
durumu.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bozuk, yanlış, hatta anlaşılmaz
konuşma... Tüy, kıl. 2/ Yüce... Söz geçirme. 3/ Karbonatb kum
taşı... Notada durak işareti. 4/ Müstahkem yer... Ahlak bilim.
5/ Yön göstermek için belli yerlere konulan işaret... Dört teker-
lekli ve üstü kapalı bir at arabası. 6/ Kimi iskambil oyunların-
da istenilen kartın yerine konulabilen kart... Şarkı. 7/ Binek hay-
vanlarının sırtındaki oturmalık... Yunan halk müziğinde kulla-
nılan yayh bir çalgı. 8/ Lezzet... Çıplak toprak. 9/ Terazi gözü...
Saadet.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Vecihi Bey Ankara'da
BRAVO
U
B E K L E D İ G İ N İ Z
HAFTALIK GAZETE
B U G Ü N
ÇIKTI
K U R U »
9 EKtM 1930
Istanbul'da yaptığı
tayyaresine binerek
Ankara'ya gitmiş olan
tayyareci Vecihi Beyin
tayyaresi tayyare meydanında
muhafaza altında
bulundurulmaktadır. Tayyare
Cemiyeti Reisi Fuat ve
muavini Şükrü Kler Vecihi
Beyin tayyaresini ziyaret etmişlerdir. Vecihi B. başka bir
sistem dahilinde yaptığı tayyaresine dair izahat vermiş ve
vaktin geç olmasına rağmen kısa bir uçuş yapmıştır.
Uçuş sahası komşu münasebetile tahdit edilmiş iken
Vecihi B. on beş yirmi metre kadar gittikten sonra
havalanmış ve yere pek yakın olarak uçmuştur. Sahada
bulunanlar uçuştan sonra Vecihr Beyi aflcişiamışlanfm "'
l i
Vecihi B. yann Ankara'da müteaddit uçuşlar yapacaktır.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Özdağ'm demeci
9 EKtM 1960
Dün sabah M.T.T.R ne gelen
M.RK. üyesi Kurmay
Yüzbaşı Muzaffer Özdağ,
hazır bulunanlarla bir sohbet j
toplantısı yaparak
konuşmasmı Atatürk ve
onun devrimci gençliği
konusuna teksif etmiş,
"Atatürk devrimini nihai
hedefine ulaştırmak amacındayız, imanındayız,
kararındayız" demiştir.
"Devrimci Atatürk gençliğinin sorumlu olduğu kadar
yetkili olmasını istiyoruz" diyen Özdağ, devamla şunlan
söylemiştir:
"— Ulusun kaderini, fıkren, ruhen, ahlâken aşınmamış
bir kadroya teslim etmek istiyoruz derken ve ısrar
ederken, gençliğe olan inanç ve itimadımızı ifade etmek
istiyoruz. Türk ulusunun mutlu günü: Devrimci Atatürk
gençliği söz sahibi olduğu zaman doğacaktır. O gün
yakındır.
Her yaşta, her meslekte, her sınıfta olan mürtecileri
ulusun kaderinde söz sahibi olmaktan uzaklaştırmak
emelindeyiz. Fraklılar arasında da pek çok mürteci var!'
Bir gazetecinin: "Halen var mı?" sualine, Özdağ: "Pek
tabii halen, halen var" diye cevap vermiştir.
Muzaffer Özdağ
Ulkü Birliği
Türkiye'de bir "Ülkü Birliği" kurulması yolunda Millî
Birlik Koraitesinde müzakerelere ve hazırlıklara
başlanılmıştır.
"Ülkü Birliği Kanun Tasansı" dünden itibaren Millî
Birlik Komitesi'nin gündemine alınarak müzakere
edilmiye başlanılmıştır. Müzakereler süratle ikmal
edilecek ve Birliğin faaliyete geçmesi cabuklaştınlacaktır.
Ülkü Birüği, Millî Birlik Komitesine bağlı bir teşekkül
oJarak ve devlet tarafından desteklenmek suretiyle
cahşacak ve gayesi Türkiye'de dil birliğini temin etmek,
halkın ve bilhassa köylünün eğitilmesini sağlamak
olacaktır.
Hazırlanan tasarı>3 göre Ülkü Birliği mensuplan
Anadolu'ya yayılacaklar, en ücra köşelere kadar giderek
oradaki halkın eğitilmesini, kültürel bakımdan
kalkınmasını, okutulmasını, iş hayatına intibakını
şağüyacak bir şekilde çalışacaklardır.
Ülkü Birliği'nde görev alacakların kimler arasından
seçileceği, Birliğin bir devlet organı olarak mı yoksa bir
dernek şeklinde mi çahşacağı hususları henüz karara
bağlanmamıştır.
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyei
Macaristan şoku
9 EKtM 1989
Macaristan Komünist Partisi'nin önceki gece kendisini
feshederek Batılı anlamda bir sosyalist parti kurulması
kararı alması, Doğu Bloku'nun tarihinde en onemli
dönüşümlerden biri olarak kabul ediliyor.
Reuter Ajansı, kararın Doğu Avrupa'da tam bir şaşkınlık
yarattığını bildirirken Federal Alman radyo ve
televizyonu onceki gece olayı flaş haber olarak verdi.
Haberlerde yeni partinin adında "işçi" sözcüğünün
geçmediğine de dikkat çekildi.
Siyasal gözlemciler Doğu Bloku'nun tarihinde bir
komünist partinin ilk kez kendisini feshettiğini belirterek
"Macaristan komünizme veda etti" diyorlar. BBC
Radyosu önceki gece haberi verirken "Macaristan,
komünist geçmişi ile bağlarını kopardı" dedi.
T4RTISMA
Yeni Atama *Sisteıııi?
Bu haksız atamalarla bizleri yıldırıp hakkımızı arayamaz hale
getirip kendimize olan saygımızı ve güvenimizi mi yıkmak
istiyorlar?
Eğitim ordusunun işbaşına geldiği şu
günlerde, il içt tavinlerin bakarüıklardan va-
liliklere devredilmesiyle yapılan atamalar
sonucunda tam bir kargaşa yaşandı ve öğ-
retmenler arasında hüsrana yol açtı.
Il içi atamalar 30. maddeye göre yapılı-
yor. Maddeye göre:
Branş öğretmenleri arasında puanı en dü-
şük olan öğretmenin ataması yapılu-. An-
cak maddeye göre yüksekokul mezunu ve
aday öğretmen (stajyer) durumunda bulu-
nan öğretmenlerin ataması neye göre yapı-
lacak? örneğin, lise kısmı bulunan bir okul-
da atama yapılırken fen bilgisi öğretmen-
lerinden mi, yoksa puanı en düşük stajyer
öğretmenlerden mi atama yapılacak?
Açık maddeye karşın birçok okulda yük-
sekokul mezunu ve stajyer öğretmen bulun-
duğu halde branş öğretmenleri başka okul-
lara gönderilmektedir. Konuyu biraz daha
açarsak: Fen bilgisi öğretmeni liselerde fi-
zik, kimya ve bivoloji derslerine girerken
a>iu dersin öğretmenleri ortaokullarda fen
bilgisi derslerine girmektedir. Dunım bu şe-
kilde ise bizler 4 yıl boyunca fîzik, kimya
ve biyoloji eğitimini boşuna mı aldık? Eğer
eğitimde fen bilgisi öğretmenleri yararlı ola-
caklarsa neden branşlaşmaya gidildi? Gön-
derildiğimiz okullarda branş dışı derslere gi-
rerek bilgi yönünden köreltilmek mi iste-
niliyoruz? Bu haksız atamalarla bizleri yıl-
dınp hakkımızı arayamaz hale getirip ken-
dimize olan saygımızı ve güvenimizi mi yık-
mak istiyorlar?
Yeni atama sisteminde amaç, yığılmala-
n önlemek ve öğretmen acığımn kapatılma-
sıydı. Bu sistemle yüksek yerlerde tamdığı
olan kişilerin bakanlığa kadar yoruLmaları
önlenmiş oldu ve bu öğretmenlerin doku-
nulmazlıkları perçinlenmiş oldu. Bu duru-
mu görüp de bir şeyler yapamayan, okul
okul gezen bizlere ise bu kanun ve karar-
nameleri çıkararak bir kısmımızı da
"koruyan" kişilere "teşekkür etmek" ka-
lıyor.
Bir grnp flzik, kimya, biyoloji öğretmeni
SHP Kurultayı ve Düşündürdükleri
Sosyal demokratlar, parti içi, gereksiz didişmeleri, sen-ben
kavgalannı, hizipçiliği istemediklerini; dışa dönük, iktidara
yönelik yoğun bir savaşımdan yana olduklarını açıkça
lirtmişlerdir.
SHP'nin son olaganüstü kurultayı, sosyal
demokratlara yaraşır bir canlıhk ve olgunluk
içinde sona ermiştir. Bir taraf kazanırken bir
taraf yitirecekti. Ikisi de değerli iki genel baş-
kan adayından Sayın tnönü kazanmış, Sayıo
Baykal ve ekibi ise yitirmiştir.
Bu Uginç kurultaydan siyaset adamlarınu-
zın da kamuoyumuzun da ders alacağı çok
önemli göstergeler bulunduğunu düşü-
nüyoruz:
1- SHP kurultay delegeleri, cumhuriyeti-
mizle yasıt CHP deneyim ve birikiminin do-
ğal uzantılan olduklarını, ustaca ve tam bir
yetkinlikle kanıtlamışlardır. Dokusal olarak
büyük çoğunlugu Sayın Baykal'a daha yat-
kın görünen ve onu destekleyecegi sanılan
SHP örgütünü temsil eden delegeler, kurul-
tayda Sayın tnönü'yü genel başkanlığa geti-
rerek ve onun istediği yapıda bir parti mecli-
si secerek üstün bir sağduyu ve beceri örneği
göstermişlerdir. Demokrasimiz adına sevin-
dirici bu olgu karşısında SHP kurultay dele-
gelerini yurekten kutlamak ve selamlamak ge-
rekmektedir.
2- Sosyal demokratlar, parti içi gereksiz di-
dişmeleri, sen-ben kavgalannı, hizipçiliği is-
temediklerini; dışa dönük, iktidara yönelik
yoğun bir savaşımdan yana olduklannı açık-
ça belirtmişlerdir. Tasfiyeciliğin, aynmcılı-
ğın değil, tüm sosyal demokratların siyasal
birlik ve birlikteliğinin sağlanması çabasmda
ve özleminde olduğunu vurgulamışlardır.
3- Sadece, kursülerde-meydanlarda "ateş-
U nutuklar" coşturucu hitabet gücü ve çekici
karizma ile değil; sadelik, içtenlik ve açıklık-
la da lider olunabileceği ve seçim kazanüabi-
leceği görüunüştür. Halkımız artık "güzel
söylenmiş sözlcr" kadar haklı, doğru, gerçek-
çi davranıs ve eylemlere de değer vermektedir.
4- Bu kurultay SHP'nin; ANAP, DYP,
DSP... ve diğer partilerde olduğu gibi belirli
kişi ve ailelerin mutlak egemenuğinde olma-
dığını, gerçek bir "p«1i" olduğunu göster-
mistiı. Çok seslilik ve demokratik yanşma hoş
karşüanmakta, fakat klik, grup ve kişiler körti
körüne desteklenmemektedir. Akücı, gerçekçi
ve doğru yol aranıp bulunmaktadır.
5- Kazananlar, kurultaym veTdiği mesajlan
anlamış ve özumsemiş görunmektedirler. Sa-
yın tnönü daha seçimlere girilmeden "Knnd-
Uy karmrlannm «yacafım. K a n n s ı i da yi-
dnem de 'bnrada' oJ«c«gını herkes bnnda
olmabdır" demistir. Bize göre böyle davran-
dığı için de kazanmıştır.
Yenilenlerin şu andaki buruk tepkilerinin
de bu aşamada anlayışla karşüanması gerek-
tiğini düşünüyonız.
Kazananlardan kurultaym buyruğu doğrul-
tusunda yoğun çaba ve özverilere hazır ola-
rak sosyal demokratlan iktidara taşunalan-
nı; yitirenlerden de " n e zaman
tökezleyecekler" beklentisi içinde obnaksızın,
yeni yönetimle omuz omuza bu çabalara ka-
tılmalannı bekliyonız. Sosyal demokratların
birleşmesine ve iktidanna engel olmakta
"inat" edenlerin ise "yakasuu" sağduyulu
seçmenler bırakacaktır, ama tarih bırakma-
yacaktır.
MÜMTAZÖZLÜK
Ankmrrn
Arılıııa Tesisâ Tek Çıkar Yoldur
Tek çıkar yol arıtmadır. Bu sistemde doğada olan olaylar optimum
şartlarda kontrollü olarak tekrarlanır. Son olarak çıkan su
durultulur, aktif çamur alınıp kurutulur ve gübre olarak kullanılır.
Ülkemızin basın-ya>in organlarında hemen
hemen hergün çevre sorunlarıyla ilgili birçok
görüş ve düşünce izlemekteyiz. Dikkatle izle-
yenler, bu konunun asıl uzmanı "çevre müheıt-
disleri"nin isimlerini pek göremez. Odaların
olmayışı ve diğer bazı sebeplerle bu açıklana-
büir.
Biz çevre mühendisleri çevreyi şu başlıklar
altında incelemekteyiz. 1) Atmosfer, 2) Yiızey
ve yeraltı sulan, 3) Belli derinlikten itibaren ka-
ralar. Tüm dunyada olduğu gibi sorun ülke-
mizde yüzey veyeraltı sulannda yoğunlaşmak-
tadır. Kaynağı ise kanalizasyondur. Kullanıl-
mış suların uzaklaştınlması yöntemleri belli
başlı olarak: 1) Yeraltındaki boşluk ve çatlak-
lara verme, 2) Deniz, göl ve akarsulara deşar j,
3) Tarlaya verme, 4) Antma sonrası deşarj.
Bunlan son günlerdeki tartışma nedeniyle in-
celemek gerekiyor.
!lk seçenek, kullanımı yaygın olmayan; an-
cak belli bir bolgede uygulanabilir yöntemdir.
Bu konuda zemin mekaniği, jeoloji ve jeofızik
arastırmalar yeterli değildir.
tkinci seçenek en yaygın yöntemdir. Bunu
incelemek için bir kentin denize deşarj edilen
atık sularını düşünelim. Üstelik içinde sente-
tik kimyasal madde de olmasın. Denize ulaş-
tığında yoğun çökelme kaçmılmazdır. Dipte
hızlı aerobik ve anaerobik faaliyet başlar. O2
tüketimi artar. Açığa çıkan maddelerse (özel-
likle CO2, PO4, NH3 ve NO3) dip bitkilerinin
gelişmesıni uyarır, hızlı büyüme, hızb ölüm
(Ötrifıkasyon) olur. Ölen bitkilerin yerine ye-
nileri yetişemez. Çünkü, dipte bitkilerin tutu-
namayacağı organik asitler, H2 CO3, HNO 3 ,
H2S ve CH4 ile diğer azot ve fosforlu bilesik-
ler, çeşitli anyon ve katyonlar aktif bakteri ve
virüslerle bunlann toksik enzimleri ve parça-
lanmayı bekleyen organik maddelerdenolusan
oksijensiz vizkositesi yüksek tabaka oluşmuş-
tur. Aynca asılı partiküller nedeniyle suda ye-
terli ışıklanma olmaz. Sonuçta, bitki ve plank-
tonlarla başlayan beslenmezinciri yok olur ve
denizin canhlığı biter.
Üçüncü seçenek ise tarlayavermektir. Bence
en sakıncalısıdır. Başlıca şu sorunlan yaratır:
a) Bir kentin su gereksinmesi günde 200lt./ ki-
şidir. 300 bin nüfuslu kentin atık suyu 60 bin
metreküp olur. Kentlerimizin yanında hergtin
bu suyu alabilecek tarlalar bulabilir miyiz?
Aynca bunlan iletecek boru ve kanal mali-
yeti ne olur? b) Devamlı aynı yere verilen bu
sular, zaten drenajı iyi olmayan tarım alanla-
rını ne hale getirir? c) Atıklar doğada kolay
parçalanmaz, dolayısıyla sürekli koku ve ak-
tif mikroorganizmalarla dolu bir ortam olu-
şur. d) Her tarafı ağaçlandırırsak sebzeyi ne-
reye ekeriz? e) Sinek, sivrisinek ve sebzeye
bulaşmış mikrop tehlikesini nasü önleriz?
Bunlara başka eklemeler yapılabilir.
Son seçenek ve tek çıkar yol arıtmadır. Bu
sistemde doğada olan olaylar optimum şart-
larda kontrollü olarak tekrarlanır. Son olarak
çıkan su durultulur, aktif çamur alınıp kuru-
tulur vegübreolarak kullanılır. Çıkan suda ise
çözülme sabitleri (belli sıcaklıkta) belli olan
azot ve fosfat bir miktar olur. Ancak tehlikeli
miktarda olamaz ve denize faydalıdır denile-
bilir. Çünkü, denizin de gübreye ihtiyacı var-
dır. Orada da canlılar yaşıyor.
YALÇIN KOCAMAN
Çevre Miihendisi
MHletvekilleriııe Açık Mektup
Ahn şu süperemekliliği, verin benim normal emeklilik
hakkımı. Gündemde bulunan süperemeklilik tasarısına bir
madde ekleyerek aym yerde çalışmaya devam eden bir kısım
süperemekliyi bu akıl almaz haksızlıktan kurtarabilirsiniz.
sürdurüyoruz. Bilindiği üzere sUperemekli
maaşuun artması kısa surede durduruldu ve
donduruldu. öylesine donduruldu ki beraber
çalışmayı sürdürdüğümüz bizden geride olan,
çeşitli nedenlerle 1987 yılmda emekli olama-
yan arkadaşlarımız şimdi emekli olmayı iste-
seler alacaklan emekli maaşlan bizimkini geç-
mektedir. Üstelik onlann alabileceklen emekli
maaşları artmaya devam etmektedir. Bizim-
ki ise durmaktadır.
Bizim suçumuz nedir? Devlete inanmak, çı-
kardığı bir kanundan yararlanmayı istemek
suç olmamalıdır. Bu kanun, şu veya bu se-
bepten çıktığı halini yitirmiş ise ondan yarar-
Ahn şu süperemekliliği, verin benim nor-
mal emekli olma hakkımı diyorum. Bizier, ça-
hştığınıız yerlerde yüksek düzeyde yönetici ve-
ya uzman olan ve buna göre ücret alan kişi-
leriz. Evvelce SSK'da emeklilik tavanı çok dü-
şük tutulduğu için emekliliği hak ettiğimiz hal-
de emekli olmakta bir fayda göremiyor ve is-
temiyorduk.
1987 yıhnda çıkan Süperemeklilik Yasası üe
istikbalimizi düşünerek lehimize bir kanun di-
yerek emekli olma hakkımızı kullandık. An-
cak işyerimizden ayrılmadık. Yasa gereği
SSK'ya destek primi ödeyerek calışmamızı
lanmak isteyen kişiyi de hiç ounazsa ilk hali-
ne getirmelidir.
Bu nedenle diyorum ki lütfen alın şu süpe-
remekliliği, verin benim normal emekli olma
hakkımı. Bu arada emekli maaşı aldık. Biz-
de peşin para verdik. Bu paradan da vazge-
çelim. SSK'ya destek primi ödüyoruz. Çaü-
şan kişiler ile arasında fark varsa onu da öde-
yelim. Yeter ki aradan geçen şu üç yılı yak-
mayın ve yurürlükteki yasalara göre normal
emekli olma hakkımızı «eri verin.
Ben hukukcuyum. Çocuklanma uğradunız
bu haksızlığı izah edemiyorum. Bu nasıl hu-
kuk devleti diyorlar. Tabii ben de olayı "ka-
der"e bağlayamıyorum. Lütfen önünüzde gö-
rüşulmek üzere bekleyen süperemeklilik ya-
sasma geçici bir madde ekleyerek hiç olmaz-
sa bir grup süperemekliyi kurtannız.
Çaltşan bir söperemekli
KAYSERİ 2'NCt SULH CEZA
MAHKEMESİ
HÜKÜM ÖZETİ
Esas No: 1990/263
Karar No: 1990/494
Davacı: K.H.
Sanık: Halil Derairci. tbrahim oğlu Fatma'dan olma 1957 D.lu Sıvas
Merkez Kızılca köyü nüfusuna kayıtlı olup halen Kayseri Karpuza-
tan mevkiinde Yiğit sucuklannın imalatından sorumlu mesul müdürü.
Suç: Gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet.
Cıı^ torîhî- T) 1 "J lOfiO
OUÇ lalllll. £4.. 1Z.I7O7
Varar Tarihi* 1Q ft 1QQOAulal Icullll. ^7.D. İ7/U
Sanık hakkında açüan kamu davasının yapılan yargılaması
sonunua,
Gereği düşünuldü: Sanığın mesul müdürü bulunduğu firmasmda
sağlığa zararlı sucuk imal edip satışa arz etmekten eylemine uyan
TCK'nın 396, 402/1-2, 72,647/4, 356 sayılı kanun uyarınca sonuçta
490.000 lira ağır para cezası, 3 ay süreyle cürmüne vasıta küdığı meslek
sanat ve ücaretinin tatiline, 7 gün süreyle işyerinin kapatılmasına,
aynca hüküm özetinin büyük harflerle yazümak suretiyle kapatılan
işyerinin göze çarpan bir yerine kapatma süresi kadar kalmak şar-
tıyla kapatılan işyerine asılmasına, aynca karar özetinin C. Savcılı-
ğı'na gönderilerek masraflannın bilahare sanıktan alınmak üzere tirajı
100 binin uzerindeki Ankara, İstanbul ve tzmir'de yayımlanan bir
veya iki gazete ile suç yerinde yayımlanan mahalli bir gazetede ilanı-
na karar verilmistir. 29.6.1990
TC
BAYRAMtÇ
SULH CEZA MAHKEMESİ
KARAR ÖZETİ
ESAS NO: 1990/11
KARAR NO: 1990/136
HÂKİM- Cavit Fronl-?fi4S8
KÂTİP: Meral Yesugey-882
Sanık Tuncel llgazi hakkında gıda maddeleri kanununa muhale-
fet suçundan eylemine uyan TCK'nun 396. maddesi gereğince 3 a>
hapis ve 20.000 TL'sı ağır para cezası ile cezalandırılmasına, 647 sa-
yılı yasanın 4. maddesi gereğince hapis cezası yerine 450.000 TL'sı
ağır para cezası ve bu cezanın TCK'nun 72. maddesi ile toplamı so-
nucu 470.000 TL'sı ağır para cezası ile cezalandırılmasına,
TCK'nun 402/1. maddesi gereğince 7 gün sttre ile işyerinin kapa-
tılmasına ve karar özetinin görülebilecek şekilde 7 gün sûre ile bıra-
kılmasına ve bu kadar süre ile sanığın cürme vasıta kıldığı meslek
^anat ve ticâretin tatilinf
TCK'nun 402/2. maddesi uyarınca gerekli ilan işlemleri yapılmak
üzere karar özetinin C.Savcıhğına tevdiine karar verilmiştir
Racın* 1^111
Hüviyetimi kaybettim.
Basın: 34605
Hükümsüzdür.
BAHA TTtN KARAKUŞ
Ntjfus kâğıdımı kaybettim.
Hükumsüzdur
VEDA T USL U
I
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Milletvekili Ne İş
Prof. Muammer Aksoy, gazeteci Çetin Emeç, eski müftü
yazar Turan Dursun'dan sonra, SHP Parti Meclis üyesi, Doç.
Bahriye Üçok da öldürüldü. Şimdiye dek öldürülenler gibi
onun da ölüsü dirisinden güçlüdür. Bu cinayetleri din adına
işleyenler, insanları dinden imandan soğuturlar, uzaklaştınıiar.
21. yüzyıla girerken insanlar şeriat yasalarıyla değil, çağdaş,
uygar yasalarla yönetilmek istiyorlar. Örümceklenmiş kafa-
ların, kulların, kölelerin bunu anlaması olanaksızdır. Özgür
düşünceli, laik anlayışla yetişmiş kuşaklar, öldürülerek tüke-
tilebilir mi? Mustafa Kemal'in büyüklüğü, her geçen gûn na-
sıl da anlaşılıyor. 12 Eylüi faşizmiyte onun uzantısının ektiği
tohumlar, bugünleri getirdi. Bakalım nereye varacak? Laikli-
ğe Çağrı Grubu sözcüsü Dr. Demet Işık, Cumhuriyet'te çı-
kan demecinde "Bahriye Hanım hiç dine karşı olmayan bir
insandı. Müslümanlığa ne kadar hizmeti geçmişse devlete
de hizmeti geçmişti. Laiklik yanlısı, şeriat karşıtı insanların
güçlenmesi anlaşılan istenmiyor" diyordu. Turan Dursun, din-
sel tören yapılmasını istemedi. Bu cinayetler sürdükçe ina-
nanlar da inançlannı yitireceklerdir, bilesiniz. Zorla hiçbir sey
yapılamaz. Bahriye Uçok'un cenazesi bugün SHP Genet
Merkezi'nden, Meclis'ten, Maltepe'den törenlerie kaldınlacak.
On binler uğurlamalı Üçok'u! Güle güle Bahriye Hanım, ölü-
münle de güç kattın cumhuriyete, demokratlara, devrim-
cilere...
Bahriye Üçok, eşi Prof. Coşkun Üçok öldükten sonra te-
lefonlaria rahatsız edilmiş, birinde de bayılmış sayrıevine kal-
dinlmıştı.Dinci gerilerin baskıları hiç, ama hiç azalmadı.
Türkiye'de en büyük organ Meclis'in olaya sahip çıkması ge-
rekir. Milletvekılleri ne iş yapar? Bunlar, yalnız aylıklarının art-
masını, Meclis'ten hiç gitmemeyi mi düşünürler? Buncağız
sürede, bir parlamento, böyle çabuk yaşlanabilır. Bu Meclis
kesinlikle yenilenmeli, yeniler gelmelidir...
• • •
Yazar Adnan Binyazar'ın eşi Filiz Binyazar, Bertin'de," uzun
süredir çektiği sayrılıktan kurtulamadı öldü. Filiz, Adnan Bİn-
yazar'ın hem eşi, hem çocuğu, hem her şeyiydi. Filiz'in ce-
nazesi, büyük olasılıkla bugün yurda getirilecek. Perşembe
ya da cuma günü, Çorum'da, doğduğu yerde gömülecek. Fi-
liz, sayrılıktan çok çekti; belki de kurtuldu, ne diyelim...
• • •
Kıyak aylıklar, kıyak emekliliklerle ilgili yasa önerisi, 26 eylül
günü, Meclis'ten şıpın işi geçirilirken, çıkan çatışmaya karı-
şanlardan Siirt Bağımsız Milletvekili Zeki Çeliker, Başkan ve-
killerinden SHP'li Aytekin Kotil'in, o oturum dışarı çıkarma
cezasına karşı kendini savunmak için kürsüye gelir. Özetle
şöyle der:
Zeki Çeliker (Siirt)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
biraz evvel cereyan eden ve bu Meclis'in mahabetine yakış-
mayan hareketin iştirakçisi durumunda bulunmuş olmamdan
dolayı büyük bir üzüntü duyuyorum. Sözlerimin şurasında
böyle bir harekete tevessül etmek mecburiyetinde bırakıldı-
ğım için Yüce Meclis'ten özür diliyorum (ANAP sıralarından
alkışlar). Ben biraz evvel kendimi savunma zımmında bu kür-
süden ifadelerde bulunan arkadaşıma kötü bir söz söy-
lemedim.
Kamer Genç (Tunceli)- Öyle mi; o sözleri aynen sen üzeri-
ne al.
Zeki Çeliker (Devamla)- Ancak arkadaşımızın, sizin malu-
munuz olduğu üzere yerli yersiz sansasyon yaratmaya ma-
tuf, esasa taalluk etmeyen ve bu Meclis'in huzurunu bozan
hareketler içinde olduğu hepimizin malumudur.
Hasan Fehmi Güneş (İstanbul)- Sen kendini savun Zeki.
Zeki Çeliker (Devamla)- Binaenaleyh, benim kendisiyle aynı
kefe içerisinde mütalaa edilmek suretiyle Sayın Başkanın tec-
ziyesine muhatap olmam gerekmediği hususunu vicdanla-
rınıza terk ediyorum.
Kamer Genç (Tunceli)- Benim için yüz kızartıcı bir durum
olur seninle aynı kefeye konmam...
A. Cengiz Dağyar (An«atya) — Sayın Başkan ikisini de at*
fecfelim.
Başkan- Efendim takdir Meclis'indir, kabul etmezseniz çık-
mazlar.
Kamer Genç (Tunceli)- Hayır, hayır, ben af dilemiyorum.
Mustafa Nazikoğiu (Rize)- Affedelim, affedelim.
SHP'li Meclis Başkanvekili Aytekin Kotil, oylamaya geçer.
Meclis çoğunlugu, Kamer Genç'leZeki Çeliker'in salonda kal-
malanna karar verir. Kıyak aylıklar, emekliliklerle ilgili yasa
önerisi üzerinde tartışılmadan Meclis'ten geçer. Plan Bütçe
Komisyonu Bakanı Yusuf Bozkurt Özal, komisyonun değişik-
liklere katıldığını açıklamaktadır. Oylamaya 221 kişi katılır, 212
kabul, 9 ret oyuyla Meclis'ten geçer. SHP'li Başkanvekili Ay-
tekin Kotil, "Hayırlı olsun" der. Birleşimi 27 eylül perşembe
gününe bırakır.
Kıyak aylıklar, emeklilikler önerisine "ret" oyu kullanan do-
kuzûvenin adları şövle: MehmetTahir Köse (Amasva, SHP),
Nabi Sabuncu (Aydın Bağımsız, ANAP'tan ayrılma), Mehmet
Dönen (Hatay SHP), Mustafa Kemal Duduoğlu (Hatay, SHP),
Nurhan Tekinel (Kastamonu, Bağımsız ANAP'tan ayrılma),
İlyas Aktaş (Samsun, Bağımsız, ANAP'tan ayrılma), Kamer
Genç (Tunceli SHP), Veysel Atasoy (Zonguldak, Bağımsız,
ANAP'tan ayrılma).
Yasa önerisine "kabul" oyu verenlerden ANAP'lılar çoğun-
lukta; onlar olmasa geçmeyecek Meclis'ten. "Kabul" oyu ve-
ren SHP'liler ise şöyle:
Mehmet Can (Adana), Kazım Ulusoy (Amasya), Rıza Yıl-
maz (Ankara), Ayhan Arifağaoğlu (Artvin), Hilmi Ziya Posta-
cı (Aydın), Cemal Şahin (Çorum), Turhan Hirfanoğlu (Hatay),
Yüksel Çengel (İstanbul), Ali Haydar Erdoğan (İstanbul), Ha-
san Fehmi Güneş (İstanbul), Ali Şahin (Kahramanmaraş),
Gürcan Ersin (Kırklareli), Ekrem Kangal (Sıvas)...
HEP'ten de Arif Sağ, Mehmet Ali Eren, Yusuf Kenan Sön-
mez, Mehmet Adnan Ekmen, "kabul" oyu kullanmışlar. Ab-
dullah Baştürk'ün oyu "geçersiz". DYP'den, 13 üye "kabul"
oyu vermiş.
SHP'de o gün, MYK toplantısı var, olaganüstü kurultay ön-
cesi; önde gelenlerden hiçbirinin Meclis'e gidecek durumu •
yok.
BAŞSAĞUĞI
Müessese Müdürümüz
Sayın HALİL SÖNMEZ'in babası
SALİH
SÖNMEZ'in
vefatını büyük bir üzüntü ile öğrenmiş
bulunuyoruz. Merhuma Allah'tan
rahmet, tüm ailesi ve yakınlanna
başsağlığı dileriz.
SEKA AKSU MÜESSESESİ
MENSUPLARI
SELDA KETAHTE (KÖRÜK)
ile
YAVUZ KETAHTE
evlendiler.
Bakırköy Evtendirme Dairesi 8.10.1990