28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunyef Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırknı adına NKÜC NMÜ 0 Gcnel Yayın Mudürü Hasu Ccanl. M u t « x Muduru tmtat tfikhta, Ym tstoı Muduru Okıy GonmM». % Haber Merkezı Müduru Yllrn Bıycr, Sayta Dılreni Yaoetmenı AN Anr 0 Tmalcdtr ANKARA: AknM Tuh İZM1R. HikBM ÇHtakaya, ADANA. Çrtin Yittııoillı 1( Polıuta C<U a^bın. »S Hıbnter Eım •akı. Ekoaooıı CcMu T«tu. li-Sendık* Jltın h n i , Kuhur CcM Latr, Isunbul Habakn k n l b c ü . Elıum Cna) $»)••. Hatn ıMajlırn IUM Bcrlu», Yun Habtrkrı <iert« Dofu. Sçor Daaısnunı AMalkattr Yacdm Dızı YMJIJI fana Çd*fcaa. Anstırm». Şakta Alpv. Dıudıı» AMaHat V«oo 0 Koontaııor « M lüıntaaa 0 Vtall Ufcr Enri E/kM 0 Muhudıc H n l toatr £ Butçt Ploüanu Snü Osaattefcoila # tekUm An* TofU 9 Ek Itafca Aljol 0 ld»rc HaKiin Gattr Q Isletmr Ö»4rr Ç<lk 0 Bılg.-ljter. > a l | . ^ f PmoMİ Sctjl Okm AUri. Mç» hpr. I b a Ctarf. Hfcaa Ç«takq«. Ok» unyet Mut»aac*fc w Gastcobk T.A^. Tnt Oafc Cid. 39/41 343J4 tn. PK: 246 Imafeal Td 512 05 05 (20 bn). fcteı. 22246, F«z. (1) 326 60 72 0 Bamlar Kmltn Zl» Gokalp Blv lnkılap S. No 19/4 Tü 133 II 41-47, Tdö. 42344. Fu. (4) UJ 05 65 0 Uatfr H Zıys Blv 1352 S. 2/3. W. 13 12 30, Tdet. 523». Fıx (51) I» 55 60 İMMII Cld 119 S. No I Kal I. TcL 19 r 52 (4 ha'l. Tda. 62155. Fu: (71) 19 25 71 TAKVİM: 9 EKİM 1990 Imsak: 4.37 Guneş: 6.01 öğle: 11.56 Ikindi: 15.07 Akjam: 17.41 Yatsr. 19.00 8 Aralık 1980 günü evinin önünde öldürülen John Lennon'ın bugün 50. doğum günü 'Barış içinde yaşadığım düşle'9 Ekim 1940'ta Liverpool'da şiddetli bir bombardıman sırasında dünyaya geldi bu radikal düşünür-ozan. Kendisiyle benzer yazgıyı paylaşan Roger Waters'la birİıkte sadece savaşı değil, onun ardında ve çevresinde yatan her türlü çarpıklığı kıyasıya sorgulayan bir yeni-düşünce simgesiydi. YAVUZ BAYDAR ~ STOCKHOLM — 8 Aralık 1980 günü evinin önünde bir psikopatın tabancasına hedef . olmasaydı herhalde bugün yer- yüzündeki yaşamının yanm yuz- yılını kutlayacaktı John Lennon. Tipik cılızlıktaki gövdesiyle, kalın miyop camların arkasın- daki minik, afacan gözleriyle, iyiden iyiye ak düşmüş saçlany- la, yine dünyadaki siyasi sahte- kârlıklara, adaletsizliğe, ahlaki baskıya, özgürlük düşmanlığı- na, savaş tutkulanna meydan okumayı sürdürerek. Kimbilir belki dc esmekte olan banş rüz- gârlanndan esinlenerek Roger Witers'ın Berlin'deki The VVall Vonserine katılacaku. Bunlan kestirmek güç değil. Çünkü yüzyıümızın belirli bir misyonunu yüklenmiş, onu, za- manın ruhu hangi rüzgârlara kapüırsa kapılsın tutarlılıkla ifa- de etmiş bir kişilik söz konusu. Içtenlikle üstlendigi savaş aleyh- tarlığı yüzünden hakkında top- lanan gizli dosyalan FBI açık- lamaktan neden kaçınıyor aca- ba? Mitosun gerçekliğe koşutlu- ğunu süTüncemede bırakmak için mi? Bugün S0 yaşına basacaktı Johı Lennon. "Hiçbir yerdeki adam": The Eggman, The Wal- rus, tşçi Sınıfı Kahramanı. 9 Ekim 1940'ta Liverpool'da şid- detli bir bombardıman sırasın- da dünyaya gelen bu radikal dü- şünür-ozan, kendisiyle benzer yazgıyı paylaşan Roger Waters- la birlikte sadece savaşı değil onun ardında ve çevresinde ya- tan her türlü çarpıklığı kıyasıya sorgulayan bir yeni-düşünce simgesiydi. Lennon'ı evinin önünde öldü- ren psikopat, bir anlamda 198O*ler üzerinde egemenlik ku- racak olan bir zaman ruhunun kirahk kaüliydi. Bedeli başka in- sanlara, yığınlara cıkanlan sahte JOHN LENNON tLE YOKO ONO — Yoko Ono'nun Lennon'ı çok daha net bir savaş aleyhtan yapüğı yadsınamaz. DÜŞLE (Imagine) Cennetin olmadığını düşle Kolaydır eğer denersen Cehennem yok altımızda Üstümüzdeyse yalnızca gökyüzü Tüm insanlann Bugün için yaşadığım düşle Ülkelerin olmadığını düşle O denli zor değil bu Uğruna öldurecek ya da ölecek bir şey yok Ve din de yok Banş içinde yaşadığım düşle Tüm insanlann Hayalci diyebilirsin bana Oysa yalnız değilim ben Bir gün sen de katüırsın umanm Ve bir bütün olur dunya îyiliğin olmadığını düşle Merak ediyorum yapabilir misin Ne açlığa gerek olsun ne açgözlülüğe Kardeş olsun insanlar Tüm insanlann Tüm dünyayı paylaştığını düşle Çeriren: Bnrak Eldem Imagine'i 1 milyar kişi izleyecekKültür Servisi — John Lennon'ın banş şarkısı niteliğindeki "Imagine" adlı parçası, bugün 130 ülkenin televizyonunda aynı anda yayımlanacak. Saat 16.00'dan başlayarak yapılacak 10 dakikalık yayını yaklaşık 1 milyar kişinin izlemesi bekleniyor. 1980'in aralık ayında New York'taki evinin önünde öldürülen John Lennon'ın 50. doğum yıldönümü, Birleşmiş Milletler'den bütün dünyaya yapılacak yayınla bir banş gününe dönüştürülecek. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın eşi Marcela Perez de CueUar'ın kısa bir sunuşuyla açılacak olan programda Lennon'ın eşi Yoko Ono da bir konuşma yapacak. John Lennon'ın teypten yayımlanacak mesajımn ardmdan ünlü "Imagine" şarkısı çalınacak. Programın yayım için bugüne kadar 50 ülkeden bini aşkın radyo ve TV istasyonunun başvumda bulunduğu bildirüiyor. ABD Silahlı Kuvvetler Televizyonu ve Radyosu da en azından 80 ülkeye yaym yapacak. Program MTV tarafından da 25 ülkenin televizyonuna verilecek. John Lennon'ın "Imagine" adh şarkısının TV'de yayımlanıp yayımlanmayacağı konusu belli olmadı. TRT'de yetkililer, şu anda kendilerine yayımlanması konusunda bir bilgi gelmediğini belirtiyorlar. Prograrm düzenleyenlerden Jeff Pollack, Yoko Ono'nun, Doğu Avrupa'daki ve Almanya'daki son gelişmelerle, özellikle de Ortadoğu'daki Körfez kriziyle birlikte John Lennon'ın banş mesajımn bir kat daha önem kazandığım açıkladı. Yoko Ono da "Biz bu programı ilk düşundügumüzde, Irak ve Kuveyt'te olacaklardan haberimiz bik yoktu. Ama şimdi Imagine'in dünyamn dört bir yanında söylenecek olması, son duruma çok uygun düşüyor. Imagine, Basra Körfezi'nde de çalınacak. Zamanlama müthiş! Harikulade bir şey!.." dedi. şıkhğın, paralı bencilliğin, umursamazhğm aleyhtanydı or- tadan kaldınlan. 1980'ler sanki o var oldukca başlayamayacak- ü. Oysa l960*lar hatta 19701er böyle değildi. Savaş sırasında doğmuş bir kuşak, o derin trav- maya karşı bir önceki yüzyıldan alıntılar taşıyan bir ütopyayı do- Pek çok kişi için radikal 1960*^, John Lennon ve The Beatles demekti. Hâlâ da öyle. Lennon ve üç arkadaşmın yer- leşik değerlere başkaldınsı net bir politik söylemi içermiyordu oysa. Daha derinlikli bir tavırdı onlannki: Kalıplaşmış, küf tut- muş, alışkanlık yaratmış her şe- yi -müzik, ahlak, moda, sanat, k ikğurmuştu 1960'larda. Sözcülük politika..r sorgulamak. Müzik- görevi de bütün aykın davranış- lerindeki yaşama göz kırpan şa- larıyla dünyaya bakışı yeni seçe- kacı hafiflik, işte bu yüzden o nekler sunan Lennon'a düşmüş- zamana dek sunulan melodra- tü. matik ve kaygjlı müzik anlayışı karşısında taptaze bir seçenek olarak ortaya çıkıyordu. Bireydi önemli olan. Toplu- mun bir uzvu olarak birey değil. Kendi iç evreniyle, "yüreğinde yarmtügı küHttriiyle" özgün ve özgür düşünme cesaretini "ah- val ve şerait ne olorsa olsun" göstermesini bilen birey. En po- litik Lennon bestelerinden biri olan Revolution'da Başkan Ma- i değişimin önce bireyin içinde başlaması gerektiğiydi. Müziksel motor McCartney ise düşünsel motor Lennon'dı hiç kuşkusuz. 1950'lerde The Ouarrymen'i Johnny and The Moondogs'a, onu The Sflver Be- atles'a ve sonunda The Beaües'a dönüştürenin de Lennon olma- sı gibi. Biraz daha önce doğmuş ol- o'nun -ya da başkalaruiın- re- saydı, herhalde 1950'lerde orta- simlerini taşunakla bir seyin de- lığı altüst eden işçi sınıfı kökenli ğişmeyeceğini söylerken anlatıl- "öfteii genç adanüar" -yazarlar, mak istenen, her türlü radikal ozanlar, dramaturglar- grubu- nun üyesi olacaktı. Yeteneği ile başkaldırı tutkusu atbaşı gidi- yordu çünkü. Dinamik rock'n roll'ı soylem türü olarak seçmeyi tercih eden Lennon'm başansı, 1950'lerin sonlannda uç veren güleryüzlü radikalizmin bilinç- lere egemen olması için bütun sanatsal gücünü kullanmak ol- du. Izlediği çizginin temel ilkesi, ahlaki özgürlüğün sınırlanm sü- rekli olarak genişletmekti. Bu- nun da önkoşulu ona göre zih- nin çerçevelerinin kırdmasına bağhydı. Bir yüzyıl öncesinin sürreaüst ozanlan gibi her tür- lü uyarıcı/uyuşturucu kullaml- dı: Marijuana, esrar, LSD, ko- kain... Bu daha sonra 1970lerde eroin bağımlıhğına da dönüştü zaman zaman, fakat Lennon bu maddelerin kendisini goçertme- sine izin vermedi. Müziğin ve besteciliğin ağırlığı her zaman daha fazla oldu yaşamında. Ütopya arayışı onu, üç arka- daşıru, ardmdan da binlerce ki- şiyi Hindistan'a sürükledi 1960'lann ikinci yansında. Hırs, yalan ve paranoyamn kaynağı olan soğuk sayaşa kanh bir sı- cak savaşm -Vietnam'ın- eklen- diği yıllardan tipik bir Lennon eylemi olarak kaîacaktu- bu, bel- leklerde Naiv bir tavır rrirydı hu- zuru Hindistan'da aramak? Bel- ki. Ancak Lennon bundan da hoşnut kalmadı: Kendisiyle bir- likte Hindistan'a gelen Mia Far- row'la Guru Maharishi Mahesh Yogi zorla yatmaya kalkışınca öfkeyle geri döndü. Hakkında çok şey söylendi, ancak o sıralarda âşık olduğu Yoko Ono'nun Lennon'ı çok da- ha net bir savaş aleyhtan kıldı- ğuu yadsımak olanaksız. Ono ile birlikte girişikn Amsterdam'da- ki ünlü "Bed-in" eylemi kuşku- suz Vietnam'ı kan gölüne ve ce- henneme çeviren Amerikan sa- vaş makinesinin tekerine solcu- lan küçük, fakat önemli bir ço- maktı. Beatles'ı dağıtıp ABD'ye gö- çünden sonra gittikçe netleşen bir siyasi profil sergiledi Len- non. Ünlü bestesi Give Peace a Chance çok geniş bir biçimde savaş aleyhtarlanmn nezdinde kabul gördü. Solo albümlerinde siyasi çarpıkhklan sergileyen besteleri birbirini izledi. Kuzey Irlanda'yı, kaduüara baskıyı, ce- zaevi ayaklanmalarını anlattı. Kapitalist sistemin ikiyüzyülü- ğüne tekmeler savurdu. 40 yıl süren nefes nefese ya- şarrumn ardında -artık iyice biliniyor- huzursuz, doyumsuz, çelişkilerle dolu bir ruh vardı. Zaten öyle olmasa Imagine gi- bi, ütopyanın milli marşı sayılan bir beste ortaya çıkar mıydı? 8 Aralık 1980^de evinin önünde rnerdivenlerin üstüne kanlar içinde yığıldığında belki ozan olarak, rock müzisyem olarak en parlak günlerini geride bırak- mışü, fakat Paul McCartney'le olan o benzersiz beraberliğinin ürünleri ve yaşanuyla sergiledi- ği düşünsel tavn; elbette bu ara- da Imagine adlı bestesi, derin hi- civ gücü ve adalet savaşuıu, ken- disine sürekli olarak yeni kuşak- lan çekecek, adını unutturmaya- cak güce fazlasıyla sahip. Tarihi yapılar gözden çıkardıyor SERDAR KIZIK İZMİR — Izmir'in tarihi ve kültürel dokusu her geçen gün erozyona uğruyor. Kemeraltı'n- da "restorasyon" diye başlayan cahşmalardan sonra yıkılan ve hiçbir yetkili kurumun sorum- luluğu üstlenmediği 250 yıüık Kızlarağası Hanı'ndan sonra bu kez de 2. derecede koruma altına alınan 19. yy. ürünü Ke- mahlı Ham ve 1913'te yapılan ünlü Meserret Oteli büyük ölçü- de yıkılarak restore edilecek. Bu uygulamalarla ilgili tzmir 1 no.lu Kültür ve Tabiat Varbkla- n'nı Koruma Kurulu eleştirilir- ken kunıl yetkilileri yapılanlann Kemeraltı'm sağlıklılaştırmaya yönelik olduğunu savunuyor. Üç yü önce "restore edüecck" diye başlayan cahşmalardan sonra büyük ölçüde yıkılan ve tahrip edilen Kızlarağası Hanı- mn projeleri kabul edildi. Koru- ma altında olmasına karşın yı- kılan ve bir bölümü Vakıflar Genel Mudürlüğu'nün malı olan Kızlarağası Hanı'mn Koruma Kurulu'ndan geçen son projele- rine göre ayakta kalan bir cep- henin "gösterilmek için korun- ması koşnhıyta" diğer bölümler- yeniden, ashna uygun yapılacak. Izmir l no.lu Kültür ve Tabiat Varhklanm Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gönül Öney, Kızlarağacı Ham^la ilgili yapı- lan yıkım işleminin yanlış oldu- ğunu vurgularken Vakıflar Böl- ge Müdürlüğü ve Genel Müdür- lük üst düzey yetkilileri konuy- la ilgili bilgi vermekten kacım- yorlar. Kızlarağası Hanı yıkımı- na yol açanlarla ilgili herhangi bir işlem yapılmıyor. Kızlarağası Hanı'run yıkımıy- la ilgili birçok mimar konuya tepki gösterirken bu hamn du- rumuna bakıp Kemahh Ham ve Meserret Oteli'nin de restoras- yon ve rekonstürüksüyon işlem- leriyle ilgili kaygüannı dile ge- tiriyorlar. 19. yy. ürünü olan ve Kemahh Ibrahim Bey'e ait yapı- nı avlu bölümü bugün kıraatha- ne olarak kullanılıyor. 1990-91 kışına hazırlanmaya çalışırken modacılar her i gibi bizden önce davranarak 1991 bahar ve yaz mo- dasının çizgilerini sunraaya başladılar bile. Defilelerden biri geçen pazar günü Milano'da ger- çekleşti. Gianni Versace koleksiyonundan bir örneği sergileyen mankenin üzerinde ceketiyle takım benekli mini elbise dikkat çekiyordu. Mankenin elinde tuttugu çantanın da aynı kumaş- tan olduğu gozlerden kaçmadı. (Fotograf: AP) « uyuşturucu tutkunu yapıyor Çocuk psikoloğu Prof. Rufo'nun yaptığı araştırma, okulda başarılı olan öğrencilerin en fazla bir saat televizyon izlediklerini, okul başarılan düşük olanlann iki, hatta üç saatlerini bu renkli kutunun karşısında geçirdiklerini ortaya koyuyor. Dış Haberier Servisi — Fran- Araştuma çerçevesinde yürü- sa'da yapılan araşürma aşm te- tülen sistematik dikkat ve hafı- testleri, çocuklann yüzdelevizyon izleme ile okulda başa- rısızlık ve uyku bozukluklan arasmda ilişki kuruyor. Le Monde gazetesinin radyo televizyon özel ekinde verilen bir haberde, çocuklarda sakin- leştirici ve uyku verici ilaçlann knllanımınin yayguüaşması üze- rine bir araştırma yapmaya baş- layan çocuk psikiatrı Marcel Rnfo'nun çalışmalannı televiz- yonun olumsuz etkilerini araş- trrmaya yönelttiği anlatıhyor. Çözümü sakinleştiricilerde arama eğiliminin düşük sosyo- ekonomik çevrelerde daha yay- gın olduğunu ve en büyük tele- vizyon tüketicilerinin yine bu bölgelerde olduğunu gören Ru- fo, araştırmasım televizyon üze- rinde yoğunlaş.tırmış. Televizyo- nu "elektronik sakinlestirici" olarak tanımlayan Rufo'ya gö- re cocuklar ve gençler televizyo- nu sıkıcı ve saldırgan sosyal ve/veya okul çevrelerinden kaç- mak için kullamyorlar. Televizyon görüntüsünün çe- kiciliğine kapılan cocuklar onunla hipnotize olarak çizgi film, dizi ve hatta reklam kah- ramanlanyla kolayca özdeşleşip hayal dünyasmda yaşıyorlar. Marcel Rufo'nun iki yıl bo- yunca üç yüz çocuk üzerinde yaptığı araştırma TV karşısında uzun saatler geçiren çocuklann ertesi gün okulda aşın hareket- lı olduklannı ve başanlannın gözle görünür kadar düştüğünü gösteriyor. Ayru araştırma en başarüı öğ- rencilerin en fazla bir saat tele- vizyon izlediklerini, okul başa- nlan düşük olanlann ise ik» ve hatta üç saatlerini bu renkli ku- tunun karşısında geçirdiklerini ortaya koyuyor. za 74'ünde televizyona bağlı abur cubur yeme alışkanlığının geliş- tiğini ve bu tur beslenmeye bağlı olarak sindirim sorunlarının yangmlaştığını da gösteriyor. Pasiflik ve hareketsizliğin de bu grupta çok sık rastlanan davra- nışlardan olduğunu beUrten Profesör Rufo ana babalann Vo44'ünün çocuklanmn hangi programlan izledikleriyle ilgi- lenmemelerine dikkat cekiyor. Televizyon düşkünlüğünün ana babalar tarafından çocuğu sakin tuttuğu gerekçesiyle hoş görüldüğünü söyleyen Marcel Rufo, böylece ileride sakinlesti- rici ve uyuşturucu tutkunu genç- lerin oluştuğunu beürtiyor. Henüz bir yaşmdaki bir çocu- ğun bildiği bir reklam müziğini duyunca televizyona döndüğü- nü, iki yaşmda gerçek bir tutku- nun oluştuğunu, üç yaşında ise çocuğun özellikle çizgi fümler karşısında hipnotize olduğunu açıklayan Rufo, beş yaşlannda tüm reklamların anımsandığını ve çocuğun gerçek ve hayal dün- yasını birbirine kanştırdığım söylüyor. Bu konuda çok kötümser olunmaması gerektiğini de ekle- yen Profesör Rufo, televizyon tutkusunun yaşla azaldığmı, içinde yaşadığuıuz televizyon çağında bu iletişim aracından doğru yararlanmanın mümkün olduğunu belirtiyor. Televizyonun aile içi iletişimi açısmdan olumlu kullanılabile- cegini söyleyen Marcel Rufo, bunun için ana babalara çocuk- lanyla televizyon üzerinde ko- nuşmalanm, programlan bera- ber seçmelerini, izlenilen prog- ramlar üzerinde tartışmalannı öneriyor. Televizyonun bir eği- tim aracı olabileceğini açıklayan Rufo, doğru kullanıhrsa okuma yazma öğreniminde bir basa- mak olarak bile kuUanılabilece- ğini ekliyor. Nobeltıp ödtilti ABD% e • STOCKHOLM (AA) — 1990 Nobel Tip ödülü, "Hastahklann tedavisi için organ ve hücre nakli konusundaki buluşlanndan" ötürü Amerikalı Joseph E. Murray ve E. Donnal Thomas'a verildi. Stockholm'deki Karolinska Enstitüsü tarafından yapılan açıklamada, 71 yaşındaki Murray'ın, organ nakli yapılan hastalarda görülen "doku reddi", 70 yaşındaki Thomas'ın da organ nakli yapılan kişilerde görülen "şiddetli reaksiyonlann" ortadan kaldırilması konulanndaki calışmalan ve bulgularından ötürü bu ödüle layık görüldttkleri bildirildi. Massachussetts eyaletinin Milford kentinde doğan Murray, çalışmalannı Boston'daki Brigham ve kadın hastanelerinde sürdürüyor. VVashington eyaletinin Seattle kentinde olan Thomas ise aynı kentte bulunan Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezi'nde çahşıyor. Dinamiti icat eden ve 1901'de yaşamım yitiren Alfred Nobel adına verilen ödülün değeri 695 bin dolar. Ahilik Kültürü Haftası • Haber Merkezi — Kültür Bakanhğı'nca düzenlenen Ahilik Kültürü Haftası, dün Ankara, BUecik, Çankın, Denizli, Erzincan, Gaziantep, Isparta, tstanbul, Kırsehir ve Konya'da düzenlenen törenlerle başladı. Haftamn başlaması dolayısıyla Ankara'da Milli Kütüphane'de düzenlenen törende konuşan Devlet Bakam Hüsamettin örüç, ahiler arasında güçlü bir otokontrol sistemi olduğuna dikkati çekerek, "Tüketicinin konınması için bugün yasalardan medet umarken, o dönemlerde standart ve sağlam, aynı zamanda istikrarh ve ucuz fıyatlarla satış yapıhr, sosyal güvenlik içinde ticaret hakça sürdürülurdü" dedi. Batum'a deniz otobüsti • TRABZON (AA) — Sarp sınır kapısuun açılmasıyla Türkiye ile SSCB arasmda artan turizm hareketi çerçevesinde, Trabzon- Batum deniz otobüsü seferlerine başlanacak. Gürcistan Cumhuriyeti Denizyollan'na ait "Kometa 51" adh deniz otobüsüyle Trabzon Limaru'na gelen Sovyet yetkililer ile Trabzon'daki özel turizm şirketleri arasmdaki anlaşma dün imzalandı. Anlaşmaya göre, deniz otobüsü ilk seferini 11 ekim perşembe günü yapacak. 110 kişilik deniz otobüsünde taşıma ücreti olarak gidiş- dönüş 40 dolar almacak. "Celecek için gıda" • ANKARA (AA) — Dünya Gıda Günü, 16 ekimde kutlanacak. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tanm örgütu (FAO), 1990 yıhmn konusunu "gelecek için gıda" olarak seçti. FAO, bu çerçevede, nüfus artışına paralel bir gıda üretimi, Afrika ve Yakındoğu'daki açhkla mücadele edilmesi ve cevre sorunlarımn gıda üretimi üzerindeki etkilerinin en aza indirilmesi gibi konularda izlenecek yollan beUrleyecek. Çoculdara anket • ANKARA (ANKA) — Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, yuva ve yurtlardaki konınmaya muhtaç çocuklarla ilgili özel bilgileri derlemek üzere bir anket başlattı. Ankette çocuklann "örf, âdet ve dini inanışlara saygısının olup olmadığına" ilişkin sorular yer aldı. "Uyumlu ise nedenleri, uyumsuz ise nedenleri, yalan söylüyorsa nedenleri, hırsızhk alışkanlığı var mı, sigara ve alkol alışkanlığı var mı, yuvadan kaçıp kaçmadığı, kaçıyorsa nedenleri, cüısel duyguları ve gelişimi, örf, âdet ve dini inanışlara saygısının olup olmadığı, kuruluşun araç ve malzemelerine zarar verip vermediği!'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle