Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/14 DIŞ HABERLER 31 EKİM 1990
AKKUMANTLAŞMASI
Ankara'nm tavrı hâlâ netlik kazanmadıBatılı diplomatik çevreler, Ankara'nın Sovyet yarı askeri
kuvvetler için AKKUM antlaşmasını "veto" etme yoluna
gitmeyeceğini savunurken, Türkiye'nin tavrı belirsiz.
SEMİHİDtZ
ANKARA — Kafkasya'da konuşlu
yan askeri kuvvetlere ait ağır silahla-
nn, "Avnıpa'da Konvansiyonel Knvvet
Mizakereteri" (AKKUM) kapsamı dışın-
da tutulmasına yönelik Sovyet girişimi üe
ilgili pürüzde belirsizlik sürüyor.
Ankara'daki yetkili çevrder, 19 kasım-
da Paris'te imzaJanması öngörülen AK-
KUM antlaşmasında Türkiye'nin tutumu
konusunda "Dtha Mçbir şey beüi degü"
ifadesini kullandılar.
Ancak Batüı diplomatik çevreler, An-
kara'nın yan askeri kuvvetler için AK-
KUM antlaşmasını "veto" etme yoluna
gitmeyeceğini savunuyorlar. 19 kasıma
kadar çözüm buhınamadığı takdirde di-
ğer bazı mûttefikleri de yakından ilgilen-
diren bu konunun büyük olasıhkla AK-
KUM antlaşması sonrasında sürecek si-
lahsızlanma müzakerelerine bırakılacağı-
nı sanıyorlar.
Türkiye, yan askeri kuvvetlerin elin-
deki ağır silahlann kapsam dışı tutulma-
sının AKKUM antlaşmasının "dolaylı
mfadrae" kapıyı aralayacağmdan endişeleni-
yor, AKKUM antlaşması sonucunda sayı-
sal indirim ve imhaya tabi olacak top,
tank, zırhlı piyade muharebe araçlan, sa-
vaş uçak ve helikopterleri gibi silahlann
yan askeri kuvvetlere transfer edilmesin-
den kaygılamyor. AKKUM kapsamı dı-
şında olan ve herhangi bir denetime açık
olmayan bu kuvvetlere yapüan transfer-
lerle, konvansiyonel indirimlerle sağlan-
maya çalışılan "tlt düzeylerdeki denge"
nin bozulacağı savunuluyor.
Ankara, aynca söz konusu silahlar ne-
deniyle doğacak güvensizlik ortamımn
son yülarda hızla gelişen Türk-Sovyet iki-
li îlişkilerini de ileride "gölgetemesinden"
kaygı duyuyor.
Ankara'hın duyarlılığı, Tûrkiye'deki
karşıtı jandarma olan, Sovyetler Birliği
fçişleri Bakanlığı'na (MVD) bağlı bu
kuvvetlerle aynı statüde olan ve KGB'ye
bağlı birliklerin toplam yanm milyon ki-
şilik bir güç oluşturmasından kaynakla-
nıyor. Söz konusu kuvvetlere transferle-
rin şimdiden başladığı yolundaki somut
gösteriler ise bu hassasiyeti daha da pe-
kiştiriyor.
Ankara'nın ikilemi
AKKUM Antlaşması'nın 19 kasımda
Paris'te yapılması planlanan Avrupa Gü-
venlik ve tşbirliği Zirvesi (AGİK) sırasın-
da imzalanması öngörülüyor. Ancak
ABD, AGİK zirvesinin yapılması için
AKKUM antlaşmasının imzalanmasını
"olmazsa olmaz" koşul olarak öne sü-
rüyor.
Ankara, bir yandan Washington'un
dayattığı bu "yapay" koşuldan rahatsız-
lık duyarken, diğer yandan AKKUM ant-
lasmasının bir an önce imzalanmasının
ITALYA
'Süper NATO' artık devlet sırrı değilItalya Başbakanı Giulio Andreotti'den sonra Cumhurbaşkanı
Francesco Cossiga'nın da doğrulamasıyla soğuk savaş
yıllarından beri CIA denetiminde çalışan NATO gizli haber
alma örgütü devlet sırrı olmaktan çıktı.
NİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — Soğuk savaş yıllanndan beri
ltalya'da CIA denetiminde çalışan ve hâlâ
ayakta olan NATO gizli haberalma örgü-
tü bu ülkede devlet sım olmaktan çıktı.
Geçen hafta parlamento önünde örgütün
varlığını ifşa eden Başbakan Giulio And-
reotti'den sonra, Cumhurbaşkanı Fran-
cesco Cossiga da doğruladı. 1966 yıhn-
da savunma bakanı yardımcüığı yapan
Francesco Cossiga, o dönemden beri gizli
haberalma örgütünün varhğından haber-
dar olduğunu söyledi. Cossiga, ltalya'da
şimdi artık süper NATO olarak anılân bu
örgütün "gizli, fakat yasal olduguna"
söyledi. ClA'nın yanısıra ttalyan hüküme-
tinin de örgütün masraflanna katıldığı-
nı belirten Italyan Cumhurbaşkanı, sa-
vunma bakanı yarduncısı olduğu yıllar-
da "örgBtün giderierine Uişkin belgeleri
imzaladtğuıı" belirtti.
ltalya'da şaşkınlıkla karşılanan haber,
ana muhalefetteki komünistlerin ağiT suç-
lamalanna yol açtı. Komünist Parti lide-
ri Achilk Occbetto, parlamentonun bil-
gisi dışında çalışan gizli örgütün derhal
çözülmesini istedi. NATO ispiyon örgü-
tünün "yülardır ttalyan demokrasisine
karşı calıştığına" işaret eden Occhetto,
"ParaJel NATO teşküatının sag ve sol te-
röriin kan döktügü 70'li yıllardaki geri-
lim stratejisinde ve faili bulunmayan sa-
yısız terör eylemindeki rolü açıktır. Bun-
buin, öoceden yapüan bir planın parçası
olduğu anlaşılmaktadır" dedi. Faşistler
tarafından düzenlenen ve 100'e yakın in-
sanın canına mal olan 1980 Bologna Is-
tasyonu faciasmda olduğu gibi benzeri
tarzdaki büyük çaplı terör olaylannda ya-
kınlannı kaybedenlerin kurduğu dernek-
lere destek veren Occhetto, "Hiikiimet bu
katüamlan da kimin düzenledigiııl mn-
haklcak biliyordur. Bu dnayetierin ardın-
daki beyinler ve elebaşılan mutlaka acık-
lanmalıdır. Bu darumda ltalyan demok-
rasisine meşnüyet kazandıracak tek cid-
di hareket bu olur" dedi.
Liderler arasında karşıhklı devam eden
bu açıklamalar ve suçlamalar sürüp gi-
derken ltalyan basını da her gün NATO
gizli haberalma örgütünün ltalya'da na-
sü çahştığını açıküyor. Her gün bu konu-
da günışığına kavuşan yeni haberlerle çı-
kan ltalyan gazetelerini okumak, John Le
Carre ya da Gerard ve Viviers'nin yazdı-
ğı casus romanlanndan daha büyük bir
heyecan veriyor. örneğin 'süper NATO'
egitim karaplannın gözden uzak olsun di-
ye, halen kısmen vahşi bir yapıya sahip
olan Sardunya adasında kurulduğunu öğ-
reniyoruz. Orgüt hesabına çahşanlar, as-
kerlerin yanısıra Yaşist' ya da "aan-
komünist' görüşlü öğretmen, muhasebe-
ci, papaz gibi fazla dikkati çekmeyen *va-
tanperver gönüUüler'den meydana geli-
yor.
Olayı genelinde İtarya'nın sınıriı ege-
menligine somot bir örnek' olarak yo-
rumlayan ttalyan basını, 6O'lı yıllarda ba-
şansızlıkla sonuçlanan pek çok darbe gi-
rişiminde de 'süper NATO'nun parmağı
olduğunu ileri sürüyor.
yararlanm da göz ardı etmiyor.
Gerek Ankara'da gerekse diğer müt-
tefîk ülkelerin başkentlerindeki yaygın
kanıya göre Varşova Paktı'mn hızlı da-
ğılma süreci içine girdiği bir sırada ant-
laşmanın imza tarihinin ileri alınması,
"Karsı tarafm yaptandaki köktü degfeik-
likler nedeniyle" antlaşmanın o tarihte
imzalanmaması olasıhğını da getiriyor.
Bu nedenle, Sovyetler Birliği'nin "alt
dizeyde denge Mjfamması içte" NATO'-
ya oranla çok daha büyük indirimlerde
bulunacağı bir antlaşmanın tehlikeye
düşmesi istenmiyor.
Tarihte "eşi göriümemiş" kapsamda
bir silahsızlanma düzenlemesi olması ve
Türkiye açısmdan da yadsınamayacak
somut kazanımlar getirmesi ise AKKUM
antlaşmasının bir an önce im7alanma«.
nı daha da önemli kıhyor.
öte yandan, Sovyetler Birliği'nin Kaf-
kasya cumhuriyetlerinde görülen iç ka-
nsıklıklar da Türkiye'yi kaygılandınyor.
Ermenistan ve Azerbaycan arasında çı-
kacak bir iç savaşın önlenmesi Ankara
açısından büyük önem.taşıyor.
Askeri uzmanlara göre tank, savaş
uçağı, saldın helikopterleri gibi ağır si-
lahlar normal şartlarda yan askeri kuv-
vetlerin envanterinde yer alan silahlar de-
ğil. Ote yandan Ankara'nın en çok has-
sasiyet gösterdiği "nrMı piyade mnhare-
be araclannın (AIFV)" bu envantere da-
hil olabüeceği belirtiliyor.
Türkiye, gerek duyulması halinde,
Sovyet yan askeri kuvvetlerin, ileride
tank, uçak ve helikopter gibi silahlar için
AKKUM ile kısıth konvansiyonel güçler-
den takviye alabileceğini bildiriyor.
HABERLERIN DEVAMI
Emniyet inşaatına
(Bûfiarafı 1. Sayfada)
desi) Emniyet Müdürlüğü bınası
inşaatına geldiler. Soyadı belir-
lenemeyen Nnri adlı şantiye
bekçisini bağlayarak etkisiz hale
getiren kişilerden 4'ü binaya gi-
rerek iki bombayı yerleştirdiler.
Bu kişilerin gasp ettikleri kam-
yonet ile olay yerinden uzaklaş-
malarından sonra saat 21.15 sı-
ralannda ilk patlama meydana
geldi. Yüksek tahrip gücüne sa-
hip bombanm patlaması sonu-
cu binada büyük hasar olurken,
çevredeki binalann da camları
kınldı ve panik yaşandı. İlk pat-
lamadan yaklaşık 10 dakika
sonra binada ikinci patlama
meydana geldi.
Patlama sırasında cadde üze-
rindeki binadan yola doğru fır-
layan taş parçalan, yolcu indir-
mek üzere bina yakınlannda du-
ran bir minibüste hasara yol açtı
ve panik yarattı. Esenler-
Beyazıt hattında çalışan 34 M
1232 plakalı minibüste bulunan-
lar bu panik sırasında dışarı fır-
larken, seyir halindeki 34 L
2080 plakalı bir özel otomobil,
patlamamn etkisiyle ters döne-
rek, minibüse çarptı. Çar-
pışmada özel otonun benzin de-
posu infilak etti ve yangın çık-
tı. Infilak sesi çevrede üçüncü
bir patlama sanısı uyandırdı.
Olayda otomobilde bulunan
Mehmet Hoşkan ve Orfaan Ça-
ltskan adlı kişiler hafif yaralan-
dılar. Minibüste de hasar mey-
dana geldi. Yaralananlar Çapa
Tıp Fakültesi Hastanesi'nde te-
davi altına alındılar.
Patlamadan sonra cadde bir
süre trafiğe kapatıldı. ltfaiye ve
belediye araçlan caddeye sıçra-
yan taş ve molozlar ile yanan
otomobilin enkazını kaldırdılar.
Polis olay yerinde biriken halkı
can güvenliği gerekçesiyle uzak-
laştırdı. Bu arada patlamamış
bombalar bulunabileceği kuşku-
suyla, buraya kimse sokulmadı.
Bomba uzmanlan da bina çev-
resinde inceleme yaptı.
Patlamalar üzerine polis alar-
ma gecirildi. Patlamamn oldu-
ğu Adnan Menderes Bulvan'mn
çevre ile bağlantısını sağlayan
yollar ile önemli kavşak nokta-
larda polis önlemler alarak şüp-
heü araç ve kişileri aradı. Pat-
lama sonrasında fotoğraf çek-
mek isteyen bazı gazeteciler pb-
lisçe tartaklandılar. Gazeteleri
arayan bir kişi olayı "Dev-Sol
adma nstlendikieriııi" ifade et-
ti.
Silahlı bir kişi
gözaltında
Bombalı saldında kullanılan
34 FH 159 plakalı kamyonet,
olaydan sonra Edirnekapfda
surücüsü bağlı olarak bulundu.
Emniyet Müdürliıgü inşaatının binası önündeki özel oto patlama sonucn infilak ederek minibüse
çarptı. (Fotoğraf: L'ygar Gürkan)
Kamyonet sürücüsünün ifade-
sinde, araanın 27-30 yaşlannda
silahlı 3 kişi tarafından saat
17.30 sıralannda gasp edildiği-
ni soylediği bildirildi. Gaspçüar-
dan birinin 20-22 yaşlannda, es-
mer, siyah deri montlu, ikinci-
sinin 27-30 yaşlannda, geniş
yüzlü, siyah deri montlu, üçün-
cüsünün ise 30-31 yaşlannda,
orta boylu, yuvarlak suratİı ve
deri montlu olduğu kaydedildi.
Eşkâl üzerine operasyon yürü-
ten polisin, Beyoğlu Abanoz So-
kak'taki "Yesilırmak" Kıraat-
hanesi'nde eşkâle uyan bir kişi-
yi, üzerindeki silah ile birlikte
yakaladığı belirtildi. Ancak akli
dengesinin yerinde oknadığı ileri
sürülen bu kişinin olayla ilgisi-
nin saptanamadığı ifade edildi.
Bomba yerleştirilen Istanbul
Emniyet Müdürlüğü binasmın
yapırrumn yaklaşık 15 yıldır de-
vam ettiği belirtildi. Polis yetki-
hleri, olayın Kartal Yakacık'ta
yapımı süren cezaevi inşaatına
bomba konulması ile öneml:
benzerlikler taşıdığına dikkat
çektiler.
Bayrampaşa Ceza ve Tutuke-'
vi'nin lojmanlannın bahçesine
de dün gece ses bombası atıldı.
Dün akşam 21.30 snalannda ce-
zaevinin yan tarafında bulunan
ve görevlilerin kaldıklan lojma-
nuı bahçesine kimliği belirsiz ki-
şilerce atılan ses bombası panik
yarattı. Patlama sonucu lojman-
Iardan bir bölümünün camları
kınldı
Olaydan sonra gazetemizi
arayan bir kişi, patlamayı "Ko-
münist Savaşçılar Birliği" adma
üstlendiklerini söyledi.
Dünyaya ANAP'lılar Kaya Erdem'i
(Baftarafi 1. Sayfada)
stoktan 57 günlük stoğa düşü-
lürken, kuraklığın yayüması ile
bu düşüşün anacağından en-
dişe ediliyor. Gelecekte su ça-
tışmalanmn başlayacağı düşü-
nülüyor. Ürdün Krah Hüseyin,
lsrail'le tekrar savaşmaya baş-
lamalan için su sorununun ye-
terli olacağını behrtirken, Mı-
sır ve Etiyopya, Hindistan ve
Bangladeş su kaynakları üze-
rinde çatışıyor. Türkiye'nin ise
Dicle ve Fırat nehirleri ile
Irak'ın suyunu kesme olanağı
bulunuyor.
Susuzluk, insanlan olduğu
kadar diğer canlılan; balıkla-
n, kuşlan ve teknolojinin ku-
ruttuğu, kirlettiği, yolunu de-
ğiştirdiği nehir ve göl çevrele-
rinde yaşayan diğer yaraukla-
n da etkiliyor.
Dünya su rczervinin yüzde
98'ini oluşturan tuzlu suyu
antmak bir çözüm olarak gö-
rülse de sadece Suudi Arabis-
tan gibi zengin ve az nüfuslu
ülkeler için geçerli olabiliyor.
DUnyamn geri kalan birçok ül-
kesinde, örneğin Kuzeydoğu
Afrika'da ise gerçek bir kurak-
hk yaşanıyor. Etiyopyalılann
tek umudu, Nil nehrinin bir
kolunu kendilerine çevirmek.
Bir diğer susuz ülke, Meksi-
ka'nın sorunu ise denetimsiz
kentleşme ve ormanlık alanın
yıkımına bağlanıyor.
Körfez tetikte
(Baftarafi 1. Sayfada)
tığım söyledi. Saddam, bir ter-
cûman aranhğı ile verdiği deme-
cinde, "Biz dogru tarafta oldu-
ğnmuz için tanruun bizim yanı-
nuzda olduğnna inanıyoraz.
Tann kimin yanındaysa o yenil-
giye ngramaz" dedi. AA'mn
verdiği habere göre uluslarara-
sı baskılar sonucu Irak askerle-
rinin Kuveyt'ten çekilmeyeceği-
ne değinen Saddam, "Irak'ın
ratumunu aegiştirecegini sanan-
lar yaulgıya düştiiler. Onlar bu
isin birkaç ay içinde tamamla-
nacagını besap ediyorlar, ama
biz, yıllarca süreceğini
dttşüniiyonız" diye konuştu.
Ulkesinin savaştan yana ol-
madığını belirten Saddam,
"Hiçbir zamaa diz çökmeyece-
giz, çünkü Dİuslararası güç kar-
şısuda ayakta kalftbilmek Arap
gurnnı ve şerefi meselesi haline
geldi. E|er Araplar ve Irak sa-
vaştan korkarlarsa bunnn sonu-
cu olarak şereflerini, güvenük-
lerini ve egemenliklerini yiti-
rirler" dedi.
Sovyetler Birliği Devlet Baş-
kanı Mihail Gorbaçov'un tem-
silcisi Yevgeni Primakov ile
yaptığı görüşmelerden sonuç
çıkmadığı yolundaki haberleri
yalanlayan Saddam, görüşme
sırasında Sovyet temsilciye Irak
ve işgal altmdaki Kuveyt'te ah-
konan Batılılar konusunda ye-
ni fıkirler önerdiğini söyledi, an-
cak bu konuya açıklık getirme-
di.
Saddam, "Printtkov ile derin
ve çok faydalı bir diyalogumnz
oldu. Bölgedeki birçok sonınun
nasıl çözümlenebilecegi yolun-
daki Irak göriişünü anlattım"
dedi.
Los Angeles Times
Los Angeles Times gazetesi,
cuma günü birçok Arap ve Av-
rupa ülkesini kapsayan bir ge-
ziye çıkacak olan ABD Dışişle-
ri Bakanı James Baker'ın, Kör-
fez'de muhtemel bir askeri sal-
dın konusunda görüşmelerde
bulunacağını ileri sürdü.
Baker'ın görüşmeleri sırasın-
da BM'nin ambargo kararlan-
nın hangi oranda etkili olduğu-
na ve ahnabilecek ek önlemlere
değineceğini öne süren gazete,
bu önlemler arasında askeri güç
kullanımı da bulunduğunu be-
lirtti.
Amerikan yönetiminin Kör-
fez stratejisi ile ilgili kararlann-
da önemli sorumluluğu bulunan
bir yetkilinin görüşlerine de yer
veren Los Angeles Times, adı-
nı açıklamadığı bu kişinin sava-
şın kaçınılmaz olduğuna inandı-
ğını yazdı.
Amerikan yönetiminin de,
yapünmlann Irak'ı Kuveyt'ten
çekilmeye zorlayacağına inan-
madığını kaydeden yetkili şöy-
le dedi: "Benim yaptığım du-
rnm analizine ve bedefimize
ulaşmak için yapılmasını düşün-
diiğürn şeylere kaülmayan hiç-
Idmseye rastlamadım."
Los Angeles Times, aynı ki-
şiye dayanarak, Körfez'de bir
saldın başlatmak için en uygun
tarihin aralık ya da ocak olaca-
ğını öne sürdü ve bu takvimin
biraz öne ya da ileriye ahnabi-
leceğini behrtti.
Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü
Margaret Turwiler de, Baker'-
ın gezisinin amacının, BM ka-
rarlarının uygulanması için
ABD'nin giriştiği diplomatik
çabalar çerçevesinde, Körfez'-
deki genel durum üzerinde müt-
tefıklerle durum değerlendirme-
si yapmak olduğunu bildirdi.
Bush'un açıklaması
ABD Başkanı Bush, gerekti-
ği takdirde Körfez'de güç kul-
lanmakta duraksamayacağmı
söyledi. Bush, dün gazetecüer-
le yapüğı bir sohbet toplantısın-
da, "Ülkeyi savaşa nu hazıriı-
yorsnnuz" şeklindeki bir soru-
yu yamtlarken "Ben ABD Baş-
kanı olarak görevimi yapıyo-
nım. Hiç kimseyi, hiçbir şeye
hazırlamıyorum. Bu saldınmn
devam etmemesi konusunda
son derece kararlıyım" ifadesi-
ni kullandı. Bush, Gorbaçov'un
özel temsilcisi Primakov'un te-
maslanrun sonuçsuz kaldığma
da değinerek "Olumlu bir geliş-
me oMngnna dair beni ikna ede-
cek hiçbir şey yok" dedi.
Cheney: Askeri
seçenek geçerli
ABD Savunma Bakanı Dick
Cheney, Kuveyt'i işgal eden
Irak'a karşı güç kullanılmasını
göz ardı etmediklerini ve Kör-
fez'de konuşlandınlan ABD as-
ker sayısına da sınıf konulma-
dığını söyledi.
Cheney, dün gazetecilere yap-
tığı acıklamada, "Askeri sece-
negi gözardı etmedik. Bu ihti-
mali bertaraf etmememizin
önemli olduğu kanısındayız"
dedi.
Körfez'de konuşlandınlan as-
ker sayısına sınır getirilmediği-
ni kaydeden Cheney, "ABD'-
nin konuşlandırdıgı güç önem-
lidir ve konuşlandırmayı dur-
dnrmaya niyetimiz yok" dedi.
Cheney, Körfez'de 200 bin-
den fazla ABD askerinin rotas-
yonunun altı ay sonra gerçekle-
şebileceğini de sözlerine ekledi.
Thatcher'ın iddiası
Bu arada, lngiltere Başbaka-
nı Margaret Thatcher, Körfez'-
de oluşturulan uluslararası gü-
cün Irak'a karşı harekete geç-
mek için gerekli olan yetkiyi al-
dığını söyledi.
Thatcher, dün parlamentoda
yaptığı konuşmada, "Biz, Bir-
leşrniş MiDetler karan ve Kuveyt
Emiri'nin istegi üzerine tam ya-
sal yetkiye sahibiz" dedi.
Margaret Thatcher, Körfez
krizinin banşçı yolla çözümü-
nün, Saddam'ın koşulsuz ola-
rak Kuveyt'ten çekilmesine bağ-
lı olduğunu söyledi.
MOSSAD'ın raporu
lsrail Gizli Servisi
"MOSSAD"ın, Körfez krizinin
yol açacağı olası bir savaşta iz-
lenecek stratejiyi gösteren gizli
raporu, dün "Qukk" dergisin-
de yayınlandı.
Raporda, Irak'a karşı nihai
darbenin büyük bir hızla ger-
çekleşecek "hava saldınsı" ile
vurulacağı, ama bu arada rehi-
nelerin de "gözden çıkartılma-
sı" gerektiği kaydedildi.
BaUlı müttefıklerin, günlerdir
Suudi Arabistan'da, Körfez kri-
zine çözüm aradıklannı belirten
dergi, tsrail'in, kış başlangıcına
kadar Irak'ın vurulmaması ha-
linde, kozlann Irak'ın eline ge-
çeceği yolunda kaygısı olduğu-
nu yazdı.
Moskova iyimser
Sovyetler Birliği'nin en üst
düzeydeki iki sözcüsü, Krem-
lin'in, Körfez krizi yûzünden
"Bir savaş çıkmasına izin veril-
memesi gerektigine" inandığını
bildirdiler. Başkan Gorba-
çov'un sözcüsü Vitaly Ignaten-
ko ile Sovyet Dışişleri Bakanh-
ğı Sözcüsü Gennady Gerasi-
mov, dün art arda düzenledik-
leri basın toplantılannda, Mos-
kova'nm Körfez krizine yakla-
şımıyla ilgili sorulan yanıtladı-
lar.,
Gennady Gerasimov, Gorba-
çov'un Paris'teki basın toplan-
tısında, "Askeri çözüm yohınan
kabul edilemeyeceği" yolunda-
ki sözlerine flişkin bir soruyu
yamtlarken, "Biz, sonınun ba-
nşçı yoUaria çözühnesi için eko-
nomik yapünmlar dahil, diplo-
matik ve siyasi tüm yollann de-
nenmesine devam edilmesi ge-
rektigine inanıyoruz. Bu bölge-
de çıkacak bir savaş, bölgede
kan gölttne, dünya ekonomisin-
de ise çok büyük bir bunalıma
yol açacakür" diye konuştu.
Sözcü Vitaly Ignatenko da,
Başkan Gorbaçov'un Irak'ın
tutum değişikJiği konusundaki
iyimserliğine karşın, özel temsil-
cisi Yevgeni Primakov'un son
Bağdat ziyaretini "hayal kınk-
lığı" olarak nitelemesi üzerine
yöneltilen bir soruya yanıt ola-
rak, Gorbaçov'un görüşlerinin,
"Bölgeden edinüen bUgilerin
dnyarlı bir analizine dayandıgı-
nı" belirtti.
Aziz: Diyaloğa hazınz
Irak Dışişleri Bakanı Tank
Aziz, "Düşmanca ve önceden
tasarlanmış planlann bulunma-
ması koşuluyla", Körfez krizi
konusunda, "uluslararası ve
Arap taraflar ile diyaloğa hazır
olduklannı" söyledi. INA'nın
verdiği habere göre Aziz, dün
Bağdat'ta yaptığı acıklamada,
BM Güvenlik Konseyi'nin 5 da-
imi Uyesinin Irak'a karşı farklı
tavırlar içinde bulunduklannı
belirterek Sovyet lideri Gorba-
çov ile Fransa Cumhurbaşkanı
François Mitterrand'ın önceki
gün Paris'te düzenledikleri or-
tak basın toplantısında dile ge-
tirilen önerileri 'olumlu' olarak
niteledi.
'Rehineler bırakılabilir'
Financial Times gazetesinin
Bağdat kaynaklı bir haberinde,
Sovyetler Birliği ve Fransa'nın
Körfez krizini banşçı yollardan
çözüme kavuşturma fikrini be-
nimsedikleri takdirde Irak'ın,
bütün Batılı rehineleri serbest
bırakmayı düşündüğü bildirildi.
Londra muhabirimiz Edip Emil
Öymenin bildirdiğine göre Fi-
nancial Times, Sovyet lideri Mi-
hail Gorbaçov'un, bunalıma
banşçı bir çözüm bulunması
amacıyla Arap ülkeleri arasın-
da bir toplantı yapılması çağn-
sı üzerine 'Bağdat yönetiminin
yüreklendiği' görüşünü savun-
du^
Franstzlar döndii
Irak ve işgal altındaki Ku-
veyt'te bulunan son 270 Fran-
sız rehine dün Irak Havayolla-
rı'na ait Boeing 747 uçağıyla
başkent Paris'e geldi. Uçak da-
ha sonra birkaç ton ilaç yükle-
nerek Bağdat'a hareket etti.
Fransız askerieri
Suudi Arabistan'da Irak kuv-
vetleri karşısında ön cephede
yer alan Fransız birlikleri ülke-
nin doğusuna kaydırılacağı bil-
dirildi.
Askeri kaynaklann dün ver-
dikleri haberde, Suudi Arabi-
tan'uı, Fransız askerlerinin 20
km. çekilmesini istediğini bildir-
di. Fransız askerlerinden boşa-
lan yere, muhtemelen Suriyeli
Arap birliklerin yerleştirileceği
kaydedildi.
S.Arabistan'da, çoğu Irak'ın
güneyindeki Hafr El Baten böl-
gesinde 5.500 Fransız askeri bu-
lunuyor.
Gayri resmi toplantı
BM Güvenlik Konseyi'nin
daimi beş üyesi, dün New
York'ta ilk kez, BM Genelkur-
may Komitesi ile gayri resmi bir
toplantı yaptı. Körfez'deki du-
rumun ve BM tarafından ilan
edilen hava ve deniz ambargo-
suna ilişkin askeri faaliyetlerin
ele alındığı basına kapalı top-
lantıdan sonra hiçbir açıklama
yapılmadı.
Baker-Şevardnadze
Körfez'i görüşecek
öte yandan, ABD ve SSCB
dışişleri bakanlan James Baker
ve Eduard Şevardnadze, 9 ka-
sımda Avrupa'da buluşarak
Körfez krizini görüşecekler.
Görüşmenin Baker'ın Orta-
doğu gezisinden sonra Paris ve
Londra'ya yapacağı ziyaretler-
den sonra gerçekleşeceği bildi-
rildi.
Baker'ın sözcüsü Margaret
Tutwüer, Körfez krizinin yanı-
sıra silahsızlanma konusunun
da ele ahnacağı görüşmenin ne-
rede yapılacağını belirtmedi.
Baker, Türkiye'ye
geliyor
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker'ın Körfez krizi ile ilgili gö-
rüşmelerde bulunmak üzere 6
kasımda ikinci kez Ankara'ya
geleceği açıklandı. ABD Başka-
nı George Bush'un da kasım so-
nunda Paris'te yapılacak AGİK
zirvesinden sonra Suudi Arabis-
tan'a yapacağı ziyaret sırasında
Türkiye'ye uğrama olasıhğının
yüksek olduğu kaydediliyor.
. ABD Dışişleri Bakanlığı söz-
cüsü dün yaptığı acıklamada,
Baker'ın 3 kasımda başlayacağı
Ortadoğu turunda Ankara'ya da
uğrayarak Körfez krizi konusun-
da görüş ahşverişinde bulunaca-
ğını açıkladı. Sözcünün açıkla-
dığı programa göre Baker 4 ka-
sımda Bahreyn'den başlayacağı
gezisi sırasında 6 kasım günü
Ankara'ya gelecek.
Bush'un gezisi
gündemde
Bu arada Bush'un Suudi Ara-
bistan'da bulunan Amerikan as-
kerlerini 24 kasımdaki "şükran
gününde" ziyaret etmek amaay-
la bölgeye düzenlediği gezi sıra-
sında Ankara'ya uğrama olası-
lıgı güncelliğini koruyor. Bush-
un Paris'teki AGİK zirvesi son-
rasında yapacağı Suudi Arabis-
tan gezisinin programının henüz
kesinleşmediği, başkanın Orta-
doğu'daki birkaç ülkeyi progra-
mma dahil edebileceği belirtili-
yor. Diplomatik çevreler, Bush
1
un gezi programına Türkiye ve
Mısır'ı da dahil etme olasıhğınuı
yüksek olduğunu kaydediyorlar.
Bu ziyaretin, Baker'in Türkiye^
de yapacağı temaslardan sonra
netlik kazanacağı ifade ediliyor.
(Baftarafi 1. Sayfada)
önergeyi Meclis gündemine alan
Erdem'i anayasaya aykın dav-
ranmakla suçladılar. ANAP
grubundaki tepkiler üzerine
Devlet Bakanı Gnneş Taner,
TBMM Genel Kurulu'na katıl-
mayarak Özal'ın mal varlığı ile
ilgili önergenin görüşülmesinin
ertelenmesini sağladı. TBMM
Başkanı Kaya Erdem, iç tüzü-
ğe göre Meclis araştırmalannın
gündeme alınıp alınmaması ko-
nusunda yetkisi olmadığını bil-
dirdi.
Basbakan Yıldınm Akbnlnt
başkanhğında toplanan ANAP
Grup Yönetim Kurulu'nda
Cumhurbaşkanı özal'ın mal
varlığına Uişkin, TBMM günde-
minin ilk sırasında bulunan ve
dtn görüşülmesi gereken Mec-
lis araştırması önergesi ele alın-
dı. Basbakan Akbulut, önce
"bu isi bugön göıüşelinı ve
bitiretim" görüşünü ortaya koy-
du, ancak ANAP'ın 4 grup baş-
kanvekili de cumhurbaşkamnın
anayasaya göre sonımsuz oldu-
ğunu ve hiçbir şekilde "vatana
ihanet" suçu dışında yargılana-
mayacağun dile getirerek SHP'-
ü Ersin'in önergesinin anayasa-
ya aykın olduğunu savundular.
Grup Yönetim Kurulu üyesi Sı-
vas Milletvekili Şakir Şeker,
önergeyi gündeme alan TBMM
Başkanı Erdem'i sert bir biçim-
de eleştirdi. Şeker, söz konusu
önergenin anayasaya ve "nere-
den buldun" diye bilinen yasa-
ya aykın olduğunu ifade ederek
"Bu önerge görüşiikmez. Mec-
lis Başkanı hukukçulara danış-
madı mı? Eger başkan delalet
içinde degilse, o zaman akla, hı-
yanet içinde oknıgu geliyor. Ben
başkanın iyi niyetli olduğuna
inanmak istiyorum, ama öner-
genin görüşülmesi anayasaya
aylundır" dedj.
Tepkiler üzerine Basbakan
Akbulut, "Madem böyle düşü-
nüyorsunuz, gelecek baftaya bı-
rakalırn" diyerek tavır değiştir-
di. Bu arada ANAP Grup Baş-
kanvekili Onural Şeref Bozkurt,
Erdem ile telefonla görüşerek
özal'ın mal varlığı ile ilgili öner-
genin anayasaya aykın olduğu-
nu söyledi ve söz konusu öner-
genin gündemden düşürülmesi-
nı istedi. Bozkurt anayasanın
64. maddesine göre Meclis Baş-
kanı'nın genel kurulda görüşü-
lecek konulan ayıklama yetki-
sinin bulunduğunu anlattı. Bu
arada oturumu yöneten SHP'li
Başkanvekili Aytekin Kotil'den
de önergenin gündemden çıka-
nlması istendi. Kotil bu istegi
uygun görmedi.
TBMM Genel Kurulu başla-
dığında kuliste de ANAP'hlann
Erdem'e yönelik eleştirileri sür-
dü. ANAP Teşkilat Başkan
Yarduncısı Ercan Vuraihan, Er-
dem'in hatah davrandığını öne
sürerek şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkamnın mal
varlığına ilişkin bir araşürma
önergesinin gündeme alınması
anayasaya aylundır. Degü cum-
hurbaskanı sade vatandaşın bi-
le mal varlıgı tartışılamaz. Eger
bir iddia varsa savcılığa suç du-
yurusunda bulunulur. Savcıhk
olayı inceler, karar verir. Bu
önergenin gündemde tutulması
Meclis Başkanlıgı'nm hatası-
dır."
ANAP grup başkanvekilleri
kuliste hükümet adina görüşme-
lere katılacak olan Devlet Baka-
nı Güneş Taner'e de giderek
önergenin görüşülmesine katıl-
mamasım istediler. Taner, baş-
kanvekillerinin bu istegi üzeri-
ne önce "Neden ginneyeyim?
Bu isin daha fazla gündemde
kalması yanbş olur, konuşalun
bitsin" dedi. Ancak daha son-
ra genel kurula katılmamayı
yeğledi.
Taner, görüşmeye katılma-
yınca önerge iç tüzük uyannca
bir kereye mahsus önümüzdeki
hafta görüşülmek üzere ertelen-
dL
Erdem'in açıklaması
TBMM Başkanhğı Basın ve
Halkla tlişkiler Daire Başkanı
Engin Karaptnar aracıhğıyla ko-
nuyla ilgili görüşlerini acıldayan
Erdem, iç tüzüğün Mechs Baş-
kanı'na, Meclis araştırmalannın
gündeme ahnıp alınmaması ko-
nusunda herhangi bir yetki ver-
mediğini bildirdi.
Karapınar, sonı önergelerinin
Meclis Başkanhğı'nca incelendi-
ğini, ancak Meclis araştınnala-
n için böyle bir yetkinin bulun-
madığını haurlatarak geçmişte
de hiçbir Meclis araştırması
önergesinin başkanlık tarafm-
dan geri çekilmedigıne dikkat
icekti.
Türban bilmece
(Baftarafi 1. Sayfada)
Rektörleri, öğrencinin giyimine
karışılmaması gerektiğini söyle-
diler. tstanbul'daki üniversiteler
arasında en çok türbanlı öğren-
cinin bulunduğu Edebiyat Fa-
kültesi Dekara Prof. Dr Nurhan
Atasoy, "Atatürkçü ve cumhuri-
yet kaşagının insanlan olarak
kılık kıyafetin çagdaş görönüme
aykın olması bizi üznyor. Inanç
özgürlügüne saygılıyun. Ancak
kıyafetlerdeki ısrar siyasi amaç-
hysa dogru bulmuyorum" dedi.
İTÜ Rektörü Prof. Dr. tlhan
Kayan da üniversite olarak tür-
banla bir problemleri olmadığı-
nı söyledi. Kayan, "Anayasa
Mahkemesi sonrası disiplin so-
rnşturması yapıyorduk, şimdi o
da kalktı" dedi.
Üniversite öğrencilerinin han-
gi kıyafeti nerede giyeceklerini
bilecek olgunlukta olduğunu
söyleyen Boğaziçi Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Ergün Togrul
ise "Başından beri bu konuda-
ki tutumumuzu açık bir biçim-
de ortaya ko>duk hiç kimsenin
kıyafetine kanşmadık" dedi.
Erciyes Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Naci Kınacıoglu, ya-
sanın türbana serbesti getirme-
diğini söylerken Ege Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Sermet Ak-
gün, "YÖK Başkanı 'serbesttir'
dedi. Biz de YÖK'fin bir parça-
sı olarak aksi tntnm içinde ola-
mayız. Anayasa Mahkemesi ip-
tal ederse ona göre karar almz"
diye konuştu.
Kadın Statüsü ve Sorunlan
Genel Müdürlüğü kunılmasına
ilişkin yasanın pazar günü Res-
mi Gazete'de yayımlanmasından
sonra ilk ders günü olan dün
farklı uygulamalar gündeme
geldi. Ankara'daki üniversiteler-
de türbanla ilgili bir olay yaşan-
madı. Türbanh öğrenciler bazı
üniversitelerde derse alınırken,
bazılannda kabul edilmediler.
öğrenciler bugüne kadar okula
gelmediklerini ammsatarak ba-
zı arkadaşlannın yasaya rağmen
derslere aiınmadığını söylediler.
Diğer illerde olduğu gibi An-
kara'da da türbanh olduklan
için derslere alınmayan çok sa-
yıda öğrencinin, yasanın yürür-
lüğe girmesinden sonra okula
geldikleri gözJendi.
Bu arada DTCF öğretim gö-
revlisi Haydar Dönmez, türban
yasasına karşı kampanya başla-
tacaklannı söyledi. "Türban ya-
sagı kalkmadı" diven Dönmez,
şöyle devam etti: "IUe de keifane-
ler üzerinde oynanacaksa, o kJe-
olojinin simgesi olan çarsafla,
tespihle, takunyayla gelsinler.
Biz Atarttrk'ün koydngn devrim
yasaJanna nyacagız."