Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HABERLER 3 EKİM 1990
ifoşargiTe fahri doktorhık
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Ünlü beyin
cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil'e Ankara Üniversitesi
Rektörlüğü'nce "fahri tıp doktorluğu" unvanı verildi.
Zürih Üniversitesi Nöroşirurji Bölüm Başkanı olan ve 38
yıl arahksız Zürih Hastanesi'nde görev yapan Yaşargil,
Ankara Üniversitesi'de geleneksel açılış dersini verdi.
Derse başlamadan önce yaşamöykilsUnü dia görüntüleri
eşliğinde anlatan Prof. Yaşargil, daha sonra
"Nöroşirurjide teşhis ve tedavi, dünyadaki son
gelişmeler" uzerine bilgi verdi. (Fotoğraf: Barış Bil)
Kıı nıburgaz-Selimpaşa otoyolu
• tstanbul Haber Servisi — Kınah-Sakarya otoyolunun
Kumburgaz-Selimpaşa bölümü de bugünden itibaren
trafiğe açıhyor. Mahmutbey-Kumburgaz ücret tarifesî de
açıklandı. Otoyolun daha önce Hasdal-Mahmutbey ile
Anadolu otoyolu kavşağı-Gebze bölümleri açılmıştı.
Karayolları 17. Bölge Mudürlüğü'nden yapılan
açıklamada, Trakya bolümündeki otoyolun Selimpaşa'ya
kadar uzadığı ve trafiğe açıldığı bıldirildi.
Mahmutbey'den otoyola giren bir otomobil surücüsü,
Selimpaşa'ya kadar 8 bin lira ücret ödeyecek. Bu
güzgahta TlR'lar ise 40 bin lira ödeyecekler.
Prof. Onat başkan yardımcısı
• Haber Merkezi — Isvec'in başkenit Stockholm'de
düzenlenen "12. Avrupa Kardioloji Kongresi" sırasında
toplanan genel kunılda Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Uyesi
Prof. Dr. Altan Onat, Avrupa Kardiyoloji Derneği
Yonetim Kurulu'na Başkan Yardımcısı seçildi .Her yıl
kongresine 14 bin hekimin katıldığı ve 32 iilkeden İS bin
kalp hastalığı uzmanının bağlı bulunduğu Avrupa
Kardiyoloji Derneği'nin Yönetim Kurulu'nda iki yıldan
beri görev yapan Prof. Onat, bu kez başkan
yardımcılığını iki yıl süreyle sürdürecek.
PIK davası stirüyor
• tstanbDİ Haber Servisi — Yasadışı Partiya lslamiye
Kürdistan (PİK) adına aralarında üç kişinin
öldürülmesinin de bulunduğu çok sayıda silahlı eylem
gerçekleştirdikleri savıyla haklannda dava açılan 20
kişinin yargılanmasına devam edildi. Istanbul 2 Nolu
DGM'deki duruşmada PİK'in lideri olduğu ileri sürülen
ve geçen hafta DGM'ye teslim olan Mehmet Sait Fırat'ın
sorgusu yapıldı. Hayvan ticaretiyle uğraştığını belirten
Fırat'a diğer sanıkların oldukça saygılı davrandıkları
gözlendi. Suçlamalan reddeden Fırat, iddianamenin
yalan ve iftiralarla dolu olduğunu öne sürdü. Halkın
nefretine maruz bırakıldıklarını belirten Mehmet Sait
Fırat, "Bundan utanç duyuyorum ve engellemek için
gelip teslim oldum" dedi. Ahmet GilFün öldürülmesi ile
ilgili bir tanığın dinlendiği duruşma diğer görgü
tanıklannın dinlenmesi için ileri bir tarihe ertelendi.
(Fotoğraf: Nilgün Toptaş)
Köy HizmeÜeri'nden yol, su
• TEKtRDAĞ (Cumhuriyet) — Köy Hizmetleri
Tekirdağ İl Müdürlüğü'nce bu yıl içinde 20 kilometre
yeni yol ile 88 kilometre stabilize yol yapımı
gerçekleştirildi. Tekirdağ'ın yol sorunu bulunmadığım
belirten Köy Hizmetleri İl Müdürü Alkan Şahin, "Biz
Köy Hizmetleri olarak bundan böyle bağlantı yolları ile
köyiçi yollarına ağırlık vereceğiz. Vatandaş da bizden
bunu bekliyor. Yapılan toplam 108 km'lik yolun yanı sıra
devlet-vatandaş işbirliği sonucu kısa mesafeli bazı köy
yollarının da onarımını gerçekleştirdik" dedi.
Cezaevüıde gerginlik bitti
• ÇANAKKALE (AA) — Çanakkale E Tipi
Cezaevi'nde önceki gün Dev-Sol örgütu üyesi olduğu öne
sürülen Levent Akturkoğlu'nun, arkadaşı Ali Akgün'ü
öldürmesinden sonra başlayan gerginlik sona erdi.
Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Ertem Türker,
cinayetten sonra cezaevinde bir kısım mahkûmlar infial
gösterdi. Bazıları kendi can güvenliklerinin de tehlikeye
düşebileceği endişesi ile tepki gösterdiler" dedi. Olaydan
sonra cezaevindeki gerginlik ve tedirginliğin yatıştığını,
mahkûmlara telkinlerde bulunduklarım ve streslerini
atmaları için yardımcı olduklarını kaydeden Başsavcı
Türker, cinayeti işleyen Levent Akturkoglu'nun da can
güvenliğini sağlamak için özel bir yere alındığını belirtti.
Aksu: Orgütler dini kullanıyor
• ŞANLIURFA (Cumhuriyet) — İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu, '"Terör örgütleri bölgedeki aşiretlere
yanaşmaya çalışıyor. Dini, propagandalarında
kullanıyorlar" dedi. Aksu, son üç ayhk dönemde terör
olaylarımn önemli oranda azaldığını da belirtti.
Olağanüstü hal bölgesi kapsamındaki valilerin üç aylık
dönemler halinde yaptıklan ve bölgedeki güvenlik
konularının görüşüldüğü toplamıların onuncusu dün
Atatürk Barajı'nda İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu
başkanhğında yapıldı. DSİ Konferans Salonu'ndaki
toplantıda konuşan İçişleri Bakanı Aksu, 1989 ve 1990
yıllannın haziran-eylül dönemlerinde terör olaylarında
düşuş sağlandığını söyledi. Aksu, "Terör örgutlerinin
bölgedeki aşiretlere yanaştığını ve dini meselelere el
attığını" belirterek özetle şunları söyledi: "1990 yılının
son üç a>ı terörle yaptığımız mucadelede başarılı dönem
olmuştur. 15 haziran-15 eylül dönemleri ile 1989 ve 1990
yıllannın kıyaslamasını yaparsak rakamlar başarılı
olduğumuzu göstermektedir"
Bakaıv Işkenceyok Hükümlü: Müdürfalakayayatırdı
Lste cezaevinin ikiCinayetten hükümlü
Abdülkadir Konuk:
Müdür ve gardiyan
bana işkence yaptılar,
falakaya yatırdılar.
Eskişehir Cumhuriyet
Başsavcısı
İbrahimoğlu,
Konuk'un bizzat
Müdüt Can'ın yüzüne
karşı yönelttiği bu
işkence savı için
soruşturma açacağını
söyledi.
TURAN YILMAZ
ESKtŞEHİR — Kentin son
evlerini de ardımızda bırakıp,
bozkıra dauyoruz. Gün ışığı, tel
örgulere yansıyıp gözümüzü ka-
maştınyor. Asfalttan aynlan
toprak yolun girişinde gözleri-
ni kırpıştırarak nöbet tutan er
karşıhyor bizi. Büyük bir demir
kapıdan geçiyoruz, Eskişehir
özel Tip Cezaevi'nin avlusun-
dayız artık. Tutuklu hükumlü-
lerin idrar ve limon sulan ile ka-
yaları delerek tünel kazdığı, iki
kişinin ölümüyle sonuçlanan
"kanlı sevluyat"ın yapıldığı ce-
zaevindeyiz.
Bu olayın ardından boşaltılan
cezaevi, geçen bir yıl içinde 2
milyar lira harcanarak"yeni bir
çehreye" kavuşturuldu. Yetki-
lilerin deyişiyle "tek kişilik ko-
ğuş ya da hükümlü odası", yay-
gın deyişle "hiicre" sisteminin
yaygınlaştırıldığı bir cezaevi ol-
du. İçinde sıcak suyu, alafran-
ga tuvaleti, yatağı, masası, ha-
BENİ MÜDÜR DÖVDÜ — Cinayetten hükümlü Abdülkadir Konuk, koğuşun ortasında, çevresindeki gardiyanlara aldırmaksızın
bağınyor, "Beni Müdür Hasan Can, odasında tekme tokat dövdü. Bana işkence yaptı. Falakaya yatırüıyoruz. Bunu yapanlar da
müdiirle bu başgardiyan" diyor. (Fotograf: Turan Yılmaz)
valandırması olan, istendiğinde
TV ve radyo da yer alacak bir
pilot cezaevine dönüştürüldü.
Inşaatmda da hükümlüler çalış-
tı. 252 tek kişilik, 60 üç kişilik
"hukiimlii odast"nın bulundu-
ğu cezaevini, Adalet Bakanı Ol-
tan Sunguriu basına tanıttı.
Bakan Sungurlu'ya göre uzun
bir süre daha boş kalacak. Sun-
gurlu, "Burada kalmayı arzu
eden olursa onlan barındırma-
yı düşünüyoruz" diyor. Ancak
değişik kaynaklardan edindiği-
miz bilgilere göre halen değişik
cezaevlerinde bulunan örgüt li-
derleri ve cezaevi yönetimlerinin
"iflah olmaz" dedikleri siyasi
ya da adi hükümlüler de bura-
nın konuklan olacaklar. Sun-
gurlu'nun deyişiyle "tehlikeli
tip saçlular için", Ceza ve Tev-
kif Evleri Genel Müdürü Atiila
Bengü'nün deyişiyle "anarşist
ve teröristler için" yapılan
cezaevi.
Cezaevinin görüş yerinde ba-
sın toplantışı düzenleyen Sun-
guriu, soruLar üzerine, Türki-
ye'de işkencenin varhğının inkâr
edilemeyeceğini, ancak cezaev-
lerinde işkence olaylarımn ol-
madığını söylüyor. Sunguriu
sonra cezaevlerinde de bir iki
olay olmuş olabileceğini, bunla-
rın da mahkemeye yansıdığını,
mahkeme kararlarının da sabit
olduğunu belirtiyor.
Sunguriu, cezaevlerinin ona-
run ve iyileştirilmesi için geçen
yd 5 milyar harcandığmı, bu ko-
nudaki bütçe yetersizliğinden de
yakınıyor. Toplantının ardın-
dan Sunguriu, başkente doğru
yola çıkarken gazeteciler ise Ka-
palı Cezaevi'ne yöneldi.
Gezimizin bu ikinci durağın-
da ise madalyonun arka yüzü ile
karşılaştık. 194 hükümlü, 94 de
tutuklunun bulunduğu cezaevi,
kentin içinde. Ama bir hüküm-
lünün dediği gibi "kentten o ka-
dar uzak ki". Ve bu uzaklık o
kadar net ki. tkinci kez girdiği
cezaevinde 12yılmıtamanüayan
Metin Özer, duruma daha bir
netlik kazandırıyor: -
"Türkiye'de demokrasi, ka-
rakol ve cezaevi kapısında biti-
yor. Burada demokrasi yok. Biz
sadece ve sadece burada demok-
rasiyi anyoruz."
Cezaevi Müdürü Hasan Can,
3. kısmı gezdiriyor bize. Ancak
hangi hükümlü ile söyleşsek "2.
kısmı görün" diyor. Biz de gör-
mek istiyoruz. Müdür Can,
uzun süre karşı çıkıyor. Yoğun
TBKP GenelBaşkanı Sargın, Anayasa Mahkemesi'nde savunmayaptu
Sorun, komünist sözcüğüdürTBKP'nin kapatılması
istemiyle Anayasa
Mahkemesi'nde açılan dava
nedeniyle Sargın, dün sözlü
savunma yaptı. Sargın
savunmasında, "Davamız21.
asrın eşiğinde eski
önyargıların aşılıp
aşılmadığının, tabuların
kırrhp kırılmadığının bir
göstergesi olacaktır" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Türkiye Birleşik Komünist Partisi
(TBKP) Genel Başkanı Dr. Ninat Sar-
gın, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın
TBKP'nin kapatılması istemiyle Anaya-
sa Mahkemesi'nde açtığı dava nedeniyle
dün sözlu savunmasını yaptı.
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddiana-
mesini önyargıh bir metin olarak nite-
leyen Sargın, "Davamız, 21. asnn eşi-
ğinde eski önyargıların aşılıp aşılmadı-
ğının, tabuların kırılıp kınlamadıgının
bir göstergesi olacaktır" dedi.
TBKP Genel Sekreteri Haydar Kut-
lu (Nabi Yağcı) ve avukatlan Istanbul
Barosu Başkanı Turgut Kazan ile bir-
likte Anayasa Mahkemesi'ne geldi. Sa-
bah saat 10.00'da baslayan oturumda
savunmasuu yapan Sargın, hazırladığı
23 sayfalık savunma metnini de heyete
verdi. Başkan Necdet Darıcıoğlu, Baş-
kanvekili Yekta Göngör Özden, üyeler
Yılmaz Aliefendioğlu, Servet Tiizün,
Mustafa Şahin, thsan Pekel. Selçuk Tü-
zün, Ahmet Necdet Sezer, Erol Cansel,
Yavuz Nazaroglu, Güven Dinçer ile ra-
portör Alpaslan Nazlıoğlu'dan oluşan
heyet önünde sözlerine, "Ben komünis-
ANAVASA
vUHKEM
Nihat Sargın Anayasa Mahkemesi'ne Haydar Kutlu ile birlikte geMi.
tim. Huzurunuzda savunma onunınu
duyduğum partim de TBKP, yani Ko-
münist Partisi'dir" diye baslayan Sar-
gın, şöyle dedi:
"Bunlan daha bastan öncdikle belirt-
me gereği duydum. Çünkü bu dava,
hakkımızdaki iddialar her ne olursa ol-
sun aslında, gerçek ve tüzel kişiler ola-
rak bu kimlikle, komünist kimliğimiz-
le Türkiye'nin sosyo-politik yaşamında
yer alıp alamayacagımız sorununda dii-
ğumlenmektedir. Hatta daha kısa ve öz
olarak soylenirse, tek başına 'komünist'
sözcuğudür, sorunu oluşturan. Ve de
davami2, bu yanıyla ve oncelikle, 21. as-
nn eşiğinde eski önyargıların aşılıp aşı-
lamadığının, tabuların kınlıp kırılama-
dığının da bir göstergesi olacaktır."
Türkiye'ye dönüşlerinde komünist
sözcüğüne karşı oluşmuş bir önyargı
hıssettıklerini, emniyetıe de kendilerine
"Niye komünist kelimesinde ısrar
ediyorsunuz" sorusunun yöneltildiğini
anımsatan Sargın, bassavcılık iddiana-
mesinin de aynı önyargı ile kaleme alın-
dığını savundu.
"Bu önyargıh bakış iddianameyi is-
ter istemez büyük çıkmaza sürüklemiş-
tir. Mantık şu: Bu sözcüğü taşıdıgına
göre partinin suçlanması lazımdır. Hem
de sınıf tahakkümünü öngörmekle.
Çünkü, o zaman suçlamanın bir anla-
mı olabilecektir" diyen Sargın, oysa
parti tüzüğünün, demokratik güçlerle
diyalog, işbirliği ve mutabakatı öngör-
düğünü söyledi.
Iddianamedeki "kullanılması ve ku-
rulması yasak bir adla siyasi parti
kuruiması" savım da "peşin hüküm ve
önyargı" olarak niteleyen Sargın, TBKP
programından alıntılar yaptı. Sargın,
başsavcının partiyi "devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez büıünlüğünü
bozmakla" suçladığını, buna dayanak
olarak da parti tüzük ve programmda
"Kiirt" sözcüğünün yer aldığı pasajla-
rı gösterdiğini söyledi.
Sargın, bu suçlamalara Kürt sorunu-
nun tabu olarak kabul edilmesinin yol
açtığını belirterek "Sormak gerekir, bu
tabuların kınlma zamanı, mutabakat-
lar zemininde çözüme kavuşma zama-
nı çoktan gelmedi mi" diye sordu.
TBKP'nin kurulduğu günden bu ya-
na geçen 4 aybk süre içindeki bütün ça-
lışmalan boyunca, ne partililer ne de tü-
zel kişilik olarak, çalışma zemininin dı-
şına taştığı iddiasıyla bir soruşturmaya
uğramadığ*ını söyledi. "Bu parti mi
kapatılacaktır" sorusunu da yönelten
Sargın, sözlerini şöyle noktaladı:
"Komünistler çok uznn yıllardan be-
ri, illegaliteye itildikleri ilk kuruluş yıl-
lanndan bu yana devamlı olarak yasal
çalışma talebinde bulundular, 4 ay ön-
cesine kadar. TBKP, 4 Haziran
1990'dan beri yasal olarak calışmakla-
dır. Taiebimiz, çalışmalanmızı yasal ola-
rak bundan böyle de sürdürebitme ola-
nağının saglanmasıdır. Buna hakkımız
vardır."
Davanın öğleden sonraki bölümünde
savunma yapan tstanbul Barosu Başka-
nı Av. Turgut Kazan, "davanın
reddedUmesini" istedi. Sargın oturumun
tamamlanmasından sonra Anayasa
Mahkemesi'nden aynlırken gazetecile-
re, Kazan'ın davanın hukuki yönüyle il-
gili açıklamalarda bulunduğunu, mah-
keme üyelerinin kendilerine soru yönelt-
mediklerini söyledi. Av. Kazan da iki sa-
at metne bağlı kalmadan açıklama yap-
tığuu beUrterek, davanın reddini istedik-
lerini bildirdi. . /
Anayasa Mahkemesi, Sargın ve Av.
Kazan'ın savunmalarının bant çözüm
metinlerini TBKP'nin kapatılmasını is-
teyen Yargıtay, Cumhuriyet Başsavalı-
ğı'na gönderecek. Başsavanm görüşü ve
TBKP'nin son cevabı alındıktan sonra,
mahkeme dava konusundaki kararını
verecek.
zuısrar üzerine, beraberimizdeki
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcı-
sı Uğur Hakia tbrahimoglu'nun
buna izin vermediğini söylüyor.
Savcı ile konuşuyoruz, "Ben
öyle bir şey söylemedim" diyor.
Sonuçta, cezaevinin alt katına,
2. kısma iniyoruz. Biraz sonra
burayı görmememiz yönündeki
ısrann esrarı çözülüyor.
Cinayetten hükümlü Abdül-
kadir Konuk, koğuşun ortasın-
da, çevresindeki gardiyanlara
aldırmaksızın bağıra bağıra an-
latıyor:
"Yok camı kırmtşım, yok
gardiyanlara saldırmısım... Bu
nedenle beni Müdür Hasan
Can, odasında tekme tokat döv-
dü. Bana işkence yaptı. Başgar-
diyan Oursun Ynrdakul'uD
odasında falaka aletkri var. Fa-
lakaya yatırılıyoruz. Bunu ya-
panlar da müdürie, bu başgar-
diyan..."
Gardiyanlar roüdahale etmek
istiyor. Hışımla geri çekiliyor,
"Ne var be, ne var? tnsanlıktan
çıktık be. tşkence görmiiyor
muyuz ha? Falaka yok mn ba"
diyor ve ekliyor:
"Ben cam kırmadım. Mödör
beni doverken elimi cama çarp-
tım, bakın nasıl kesildi. Hâlâ izi
var. Bu kadar gardiyanın ara-
sında ben başgardiyana nasri
saldırabüirim? Olur mu ha?"
Başgardiyan Dursun, hemen
koğuştan aynlırken Müdür Can
giriyor içeriye. Konuk, Müdür
Can'a dönüyor bu kez:
"Bana işkence yapmadın nu?
Beni dövmedin mi? Falakaya
yatırmadm mı? Şikâyetlerimizi,
hiçbir yere göndenneyip, getirip
burada bozmadın mı? Ha, söy-
lesene, yapmadın mı?"
Z.Burnu Şubesi
Teksife
ikinci
baskın
İş-Sendika Servisi — Türk-lş
Genel Başkanı Şevket Yılmaz'-
ın aynı zamanda genel başkanı
olduğu Teksif in Bakırköy Şu-
besi'ne bir hafta önce düzenle-
nen saldınnın benzeri dün de
Yedikule Şubesi'ne yapıldı. Dün
sabah Yedikule Şubesi'ni basan
elleri sopalı ve maskeli 10-15 ki-
şilik bir grup sendikada görevli
iki kişiyi bağladıktan sonra eş-
yalan tahrip edip duvarlara slo-
ganlar yazdıktan sonra olay ye-
rinden aynldılar. Teksif Genel
Sekreteri Zeki PohU saldırılann
100 bini aşkın tekstil işçisini
kapsayan toplusözleşme göriiş-
melerinin uyuşmazlıkla sonuç-
lanmasının ardından başladıği-
na dikkat çekerek "Her türlii te-
rörii şiddetle lanetliyoruz. Bizi
yıldıramazlar" dedi.
Dün saat 08.20 sıralannda
Zeytinburnu tren istasyonu kar-
şısındaki Teksif'in binası mas-
keli ve elleri sopalı 10-15 kişilik
bir grup tarafından basıldı.
Teksif yöneticilerinden alınan
bilgilere göre binanın en üst ka-
tındaki (5. kat) Yedikule şube-
sine giren saldırganlar burada
karşılaştıkları iki kişiye sendika-
daki görevlerini sordular. Biri-
nin memur olarak diğerinin de
odacı olarak çalıştığım öğren-
dikleri bu iki kişinin el ve ayak-
larını bağlayıp "siz burada
yatın" diyen saldırganlar sendi-
kanın odalarıru tek tek gezerek
ellerindeki sopalarla eşyaları
tahrip ettiler.
ANADOLU HAYAT SiGORTA A. S.
1 Ekiııı Pazaıtesi günü
çalışma hayatına baslayan Anadolu Hayat'a
51142 80
numaralı telefondan ulaşabilii'siniz.
Adres: Ankara Cad. No: 221 Sirkeci
34430 îstanbul
Lütfen Not Ediniz.
Daha önoe.duyurduğumuz numaralaramızı sistem degşikliş r«deniyle kullanamıyoruz. Özür dileriz.
ANADOLU HAYAT
ANADOLU MAVAT Bir TÜMCÎYE İÇ B A N K A d ve ANADOLU SİOORTA Kuruluşudur
SP GENEL BAŞKAM İLSEVER:
Botan, toplu
sürgün yaşıyorSosyalist Parti Genel Başkanı Ferit Ilsever
Botan bölgesinde yaptığı araştırmalan
anlatırken, "Bölgede sansür ve sürgün
kararnameleri tam anlamıyla hayata geçirilmiş
bulunuyor. Bölge toplu sürgün yaşıyor" dedi.
tç Politika Servisi — Sosya- ki Fatma Kartal, kucağındaki
' emzikli bebeğiyle bizlere şunla-
b l
list Parti Genel Başkanı Ferit İl
sever, Güneydoğu'da "Botan"
diye adlandınlan bölgede yaşa-
yan halka görülmemiş bir bas-
kı uygulanarak "insansızlaştır-
ma" operasyonlarırun düzenlen-
diğini ileri sürdü.
Sosyalist Parti Genel Başka-
nı Ferit İlsever, parti yöneticile-
ri ve çeşitli kitle Örgütkrinden
oluşan 40 kişilik bir heyetle ge-
çen ay içinde Botan bölgesinde
yaptıklan araştırma ve sonuçla-
nnı dün düzenlediği bir basın
toplantısıyla açıkladı.
İlsever, Botan bölgesinde iki
geiişmenin dikkati çektiğini be-
lirterek şunları söyledi:
"Birincisi bölgenin güneyinde
ipek yolu üzerindeki Silopi-
Cizre-Nusaybin hattında Irak-
la tkaretin kesilmesinden dogan
büyük işsizlik, yoksullaşma ve
bundan doğan göç. tkincisi ise
güvenlik güçlerinin yogun köy
boşaltma operasyonları. Örne-
ğin Şımak-Uludere karayolu
üzerindeki Balveren köyünde kıl
çadırlarında barınan köylüler-
den gorüştuğümüz 30 yaşında-
n anlattc 'Köyumüzü boşaltma-
dan önce 10 gün kadar hayvan-
lanmızı otlatmaya çıkarmamıza,
hastalarımızı şehre doktora gö-
türmeye ve erzak almamıza izin
vermediler. Hamile kadınlara
zorla halay çektirerek ve npla-
tarak çocuklannı düşürmeye ça-
lışıyorlardı.
Balveren köyündeki kıl çadır-
larda yapılan incelemeler sıra-
sında bir saat içinde Uludere yö-
nünden Şırnak'a traktörlerle göç
eden 4 aüeye rastlanıldığının be-
lirtildiği raporda, heyetin dikkat
çektiği unsurlar özetle şöyle sı-
ralandı:
1- Gerilla bareketinin etkin ol-
dugu Botan bölgesinde, halka
karşı her türlü şiddet uygulana-
rak yöreyi tamamen insansızlaş-
tırma politikası uygulamaya
konmuştur. Köy boşaltmalan
özellikle Körfez krizinin başla-
dıgı agustos ayı basından bu ya-
na aıimıştır.
2- Bölgede sansür ve sürgün
kararnameleri tam anlamıyla
hayata geçirilmiş bulunuyor.
Bölge toplu sürgün yaşıyor.