25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EKİM 1990 URLEŞEN ALMANYAJfc DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/15 YeniAlmanya'nın Ankara'daki ilk büyükelçisiEkkehard Eickhoff: Türklerin durumu çok iyi YASEMİN ÇONGAR Artık yabancı işçilerin daha az bekleyerek yurttaşlık haklarına sahip olabileceklerini, oturma izni almalannın kolayla$acağını söyleyen Eickhoff, "Türkler en başarılı, güvenilir ve en değerli işgücü kadroları arasında yer ahyor. Ayrıca ülkemizdeki Türklerin önemli bir çoğunluğu toplumumuza büyük ölçüde entegre olduklan için az zorluk çekeceklerdir" dedi. Başbakan Akbulut'a bir mesajla iletile- cek. Mesaj, tek Almanya'nın ilk şansöl- yesi sıfatına kavuşan Hıristiyan Demok- rat lider Helmut Kohl'un imzasını taşıya- cak. Başbakan Akbulut "yeni Almanya- 'nın büyükelçisini kabul ettikten sonra Atatürk Bulvarı 114 numaradaki kutla- maya katılacak. Aynı törende Cumhur- başkanı Turgut Özal ve TBMM Başkanı Kaya Erdem'in de aralarında bulunduğu üst düzey yetkililer siyasi parti ve kitle ör- gütü temsilcileri, yabancı misyon şefieri ve gazeteciler de bir araya gelecek. Sınırları artık Polonya ile arasındaki Oder-Neisse nehirlerine kadar genişleyen Federal Almanya'nın Ankara Büyükelçi- si ile yaptığımız söyleşi şöyle: — Demokratik Almanya'nın iltibakı Türkiye ile Federal Almanya arasındaki ilişkileri nasıl etkileyecek? EİCKHOFF — Çarşamba sabahmdan itibaren Federal Almanya Cumhuriyeti, aynı ad ve aynı anayasa ile Almanya'nın bütününü temsil edecek. Demokratik Al- manya Cumhuriyeti hukuksal varlığına son verdi. Ben, birleşik Almanya'nın Türkiye ile geleneksel dostluk ve işbirliği politikasını geliştirerek sürdüreceğinden eminim. Ülkemiz, Türkiye*nin Avrupa- daki yerini ve varlığını sağlamlaştırması- na eskiden olduğu gibi destek verecektir. Bu olaya, Türk-Alman dostluğunun uzun geleneği perspektifiyle yaklaşmak lazım. Bu dostiuk tüm Alman toprakları ile Türkiye arasındaydı. Ancak bu ittifak, son kırk yıl içinde resmen Almanya'nın ANKARA — Başkentteki resmi kut- lamalardan önce hemen el atılan "kordip- lomatik liste"den bir sayfa koptu. Dün ge- ceyansından itibaren varlığı sona eren De- mokratik Almanya Cumhuriyeti, artık Karh sokağın köşesindeki kuçük binasın- da temsil edilmeyecek. "Pergel çekiçli" bayrak, bundan böyle dünyanın her ye- rinde olduğu gibi Türkiye'de de arşiv fo- toğraflarında dalgalanacak yalnız. Fede- ral Almanya Cumhuriyeti'nin Atatürk Bulvarı 114 numaradaki binası ise gene aynı ad, aynı bayrak ve aynı kadroyla gö- revini sürdürecek. Mayıs 1988'den beri bu kadronun başındaki deneyimli Büyükel- çi Ekkehard Eickhoff, bir gecede nüfu- su 17 milyon, yüzölçümü 108 bin kilomet- re kare artan ülkesini temsil etmeye de- vam edecek. Demokratik Almanya'nın Federal Al- manya'ya iltihakı ile oluşan yeni Alman- ya'nın, Ankara'daki ilk Büyükelçisi Ek- kehard Eickhoff la bu sıfatı almasına 24 saat kala söyleştik. Büyükelçi Eickhoff, gençliğinde de görev yaptığı Türkiye'yi çok iyi tanıyan bir diplomat olarak "Türk yönetiminin ve halkının, iki Almanya'mn birleşmesi konusuna her zaman destek verdiğini; bu konunun popüler olmadıgı 1970'li, 1980'li yıllarda bile Türkiye'nin Federal Almanya ile biriikte birieşmeden yana tavır aldıgım" vurguladı. Ankara1 nın bu tutumunun Bonn'da yarattığı tak- dir bugün Büyükelçi Eickhoff tarafından Büyükelçi Eichoff, "Ülkemiz Türkiye'nin Avrupa'daki yerini ve varlığım sağlamlaştırmasma eskiden olduğu gibi destek verecektir. Bu olaya, Türk-Alman dostluğunun uzun geleneği perspektifi ile yaklaşmak lazım. Bu dostluk tüm Alman toprakları ile Türkiye arasındaydı. Ancak bu ittifak, Almanya'mn batı yansına indirgendi" diye konuştu. batı yarısma indirgendi. Birleşmeyle bir- iikte artık ülkelerimiz arasındaki ilişkiler de doğal çercevesine oturacak. Ben bu ilişkilerin, son dönemde olağanüstü güç- Jendiğine dikkat çekmek istiyorum. Ül- kemizdesi 1,5 rnilyonu aşkın Türkiyeli isci ve her yıl Türkiye"ye akın eden Ahnan tu- ristleri, iki ülke halklarının birbirlerini çok daha iyi tanımaiarını sağladı. Bu ol- gular bazı sorunların doğmasına da yol açtı, ama aslolan karşılıklı iletişimin bi- ze kazandırdıklarıdır. — Demokratik Almanya'nın iltihakıyla genişleyen ülkenizde yaşanması beklenen ekonomik. kültürel sorunlardan Türkiyeli işçilerin de büyiik olçüde etkileneceği kaygılan var. Bu kaygılar nası) giderile- cek? EİCKHOFF — Temelde, Türkiyeli iş- çilerin durumunda bir değişiklik olmaya- cak. Tek yenilik, bir süre önce kabul edi- len Yabancılar Yasası'nın getirdikleridir, ki bu düzenlemeler de ban çevrelerin aşın diyebileceğim olumsuz eleştirilerine kar- şın, genelde pek çok avantaj sağlamıştır. Artık yabancı işçiler daha az bekleyerek yurttaşlık hakkına sahip olabiliyorlar, oturma izni almaları da kolaylaştınldı. Öte yandan, Avrupa'nın bölünmesi süre- cine son verilmesiyle birlikte, ülkemize hem Doğu Almanya'dan hem de Doğu Avrupa'dan büyük bir göç yaşandı. 1989'dan beri gelenlerin sayısı bir milyo- na ulaştı. Bu yoğun göç sonucu işsizlik ve evsizlik sorunları başgösterdi. Bu so- runları herkes hissediyor, ancak emin ola- Almanya 1 trilyon 250 milyon dolarlık ulusalgelirle Avrupa Topluluğu'nun en zengin ülkesi oldu 'Süper güç' Avrupa'nın ortasına konduAlman birliğinin Almanya içinde de tartışılan olumlu ve olumsuz yönleri bulunuyor. Genel kanı bu birleşme sonunda ülke ekonomisinde genel bir canlanmanın olacağı. Olumsuz taraf ise 1991 yılında 100 milyar marka çıkacağıtahminedilen birleşme faturası. Ekonomi Servisi — Bugünden başla- yarak Avrupa'nın ortasında dev bir Al- manya beliriyor: Toplam 78 milyon nü- fusuyla Avrupa Topluluğu'nun en kala- balık üyesi, ortalama 1 trilyon 250 mil- yon dolarlık ulusal gelirle Avrupa Top- ^ıriugu-'nun en zengin ülkesi, yurtdışında bulundurduğu 427 milyar marklık rezerv- leriyle dünyanın ikinci büyük alacakhsı, 135 milyar marklık bir dış ticaret fazla- sıyla dünyanın ikinci büyük ticari gücü, kısacası, nükleer askeri faaliyetler bir ya- na bırakılacak olursa, dünyanın ikinci bü- yük gücü. Alman birliğinin, Almanya içinde de tartışılan olumlu ve olumsuz yönleri bu- lunuyor. Genel kanı, bu birleşme sonu- "cu, ülke ekonomisinde uzun vadede ge- nel bir canlanma olacağı ve büyük Batı Alman şirketlerinin, yepyeni yatınm ola- nakları sayesinde daha da güçlenip serpi- leceği yolunda. Olumsuz taraf ise birleş- menin faturası. Haziran ayında, Federal Almanya Maliye Bakanı VVaigel, kamu harcamalarının birleşme sonunda yüzde 3.9 oranında artacağını, böylece bütçede 50 milyar marklık bir açık doğacağını be- lirtmişti. Bazı uzmanlara göre bu raka- mın 1991 yılında 100 milyar marka çık- ması bekleniyor. Bu da GSMH'nın yüz- de 3.5 ile 4'ü arasında bir rakam. Alman tarihinde böyle bir açığa rastlamak için 1981 yıhna kadar geri dönmek gerekiyor. Batı Almanya, Doğu'suna kavuşabil- mek için şu harcamalan yapmak zorun- da: • Sovyet askeri birliklerinin Doğu Alman- ya'dan çekilebilmesi için Moskova'ya 13 milyar mark verilecek. • Alman birliği için oluşturulan özel fo- na dört yıl boyunca 95 milyar mark öde- necek. • Doğu Almanya'da özelleştirme işlem- lerini yüriitmekle gorevli Treuhandanstalt adlı kuruluşa 55 milyar marklık bir fon aynlacak. • Demokratik Almanya'nın sürekli açık veren hastalık sigortası harcamalan için 13 milyar mark ödenecek. • Doğu Alman-Sosyal Sigorta Kurumu- nun borçlanoı karşılamak için 6 milyar mark aynlacak. Bu harcamalar, aşağı yukarı 200 mil- yar marklık bir faturayı ortaya çıkanyor. Üstelik Helmut Kohl, vatandaşlarına bir vergi arttırımına gidilmeyeceği yolunda önceden söz verdiği için durum daha da vahimleşiyor. Şimdi herkes, Başbakan'ın sözüne karşın, vergilerin arttıniması ka- rarını korkuyla bekliyor. Almanya'nın birleşmesi, kısa vadede Alman ekonomisini frenleyecek gibi gözüküyor. Çünkü Doğu Almanya, 50-100 rnilyar dolarlık toplam GSMH'siy- le Batı Almanya'dan tam on kez daha yoksul. Bu nedenle, birleşmenin ilk aşa- mada toplam büyümeyi yuzde 2,5-4 ora- nında aialtması, enflasyonu da Körfez kriziyle birleşince, 1991'de yüzde 4'e çıkar- ması bekleniyor. Bir önemli yük de D. Al- manya'daki ücret düzeyi. Eski Demokra- tik Almanya Cumhuriyeti'nde ücretler, Batı ile eşitliğin sağlanması için yüzde 35 oranında arttırüıyor. Buna karşüık D. Al- manya'da bir çığ gibi büyüyen işsizlik de Birleşik Almanya'nın faturasını kabartı- yor. Ancak bütün bu rakamlar, yalnızca şimdnik istatistiklerde görülen toplama ve çıkarmalardan ibaret. Bu olumsuzlukla- ra karşın Almanya, birieşmeden uzun va- dede umutlu. En çok iştahı kabaranlar ise Batı Almanya'mn büyük şirketleri. Birleşen Almanya Yüzölçümü (1000 km.) Nüfus (milyon) Yaşarn beklentısi, yıl Erkek Kadın GSMH, milyar dolar Kişı başına GSMH. dolar 1000 kışiye telefon 1000 kişiye düşen otomobil (*) Kaynaklar: OECD, IMF. The Economıst. •a* 249 62.0 72 78 1200 19300 620 450 Do«u i 108 16.4 69 75 Urfe«ni* 357 78.4 71 77 50-1001250-1300 4500 240 220 16200 540 400 AT'MI tab 4 1 6 6 1 2 2 1 k nratanası BlrttsaMt 3 1 ' 10 10 1 4 5 4 Demokratik Almanya'da, tüm sanayi ve hizmet şirketlerini özel sermayeye dev- retmek üzere Treuhandanstalt adlı bir ku- ruluş oluşturuldu. Bu kurum, tıpkı TUr- kiye"deki Kamu Ortaklığı ldaresi gibi özelleştirmeden sonımlu. Treuhandans- talt, satılacak D. Alman şirketlerinin bir listesini hazırladı. Bu kapsamda 8 bin şir- ket yer alıyor. 6 milyon insanın çalıştığı bu 8 bin şirketin toplam borcu 100 mil- yar marka kadar yükseliyor. Batı Alman sermayesi, şimdilik Doğu'daki özelleştir- meden en çok nasiplenecek yabancı ser- maye gruplarının başında geliyor. Batı Alman şirketleri, bu kurum oluşturulma- dan önce de Doğu'da önemli yatırımlara girişmişlerdi. örneğin Volkswagen, 1989'da Doğu Alman Trabant otomobil- Ierini üreten IFA ile ortaklık kurmuş, Mercedes'i üreten Daimler-Benz ise diğer Doğu Alman şirketi Wartburg ile birleş- mişti. Doğu Aİmanya'nın öbü'r otomobil şirketi Wartburg ise Batı Alman Opel ile birleşti. Bu arada, Batı Almanya'nın en büyük sigortacılık şirketi Allianz da Doğu Al- man sigorta tekelini elinde bulıınduran Staatliche Versicherung'u satın aldı. Oto- motiv ve sigortacılık sektöründen verilen bu iki örnek, Doğu ile Batı arasındaki ser- maye birliğinin, resmi birlikten çok da- ha önce başladığını gösteriyor. Berlin'de coşku: Birleşme bira ve şampanyayla kutland(Bûftarafı 1. Sayfada) tere ve Fransa'mn Almanya'daki bütün hakları ortadan kalktı. Batı Berlin, işgal kuvvetlerinin idaresinden çıkarak bağım- sızlığına kavuştu ve doğuyla birleserek ye- ni Ahnan devletinin başkenti oldu. Çoğu Alman ve yabancı, birleşmeyi hâ- lâ "inanılmaz bir şey" olarak niteliyor .Berlin'de birleşme gününü yaşamak için on binlerce turist sokakları doldurdu, otellerde hiç yer kalmazken trafık de fel- ce uğradı. Binlerce yabancı gazeteci, yüz- lerce televizyon ekibi dünj-anm her yerin- den Berlin'e aktı. Kent merkezinde kut- lamaların yapıldığı Brandenburg Kapısı ve Reichstag binasının önü, duvann ka- lıntılan boyunca dev çanak antenlerle do- natıldı. Berlin, tarihinde bu kadar büyük bir kalabalığı ve sevinci 9 kasım 1989'da duvar açıldığında görmüştü, şimdi bugün yaşıyor. Ahnan gazeteleri dün büyük şirketle- rin "kutlama mesajlan"yla doluydu. Tam sayfalık ilanlarda "sevinçliyiz" sözü en sık rastlanan sözdü. Gazeteler geleneksel ya- yunlannı değiştirerek manşete yarun say- falık yorum ve kutlama yazılannı çıkar- dılar. Çoğu gazete bugün Alman bayra- ğının renklerinde yayımlandı. Yorumlarda vurgulanan nokta, "Arük Almanya'nın gözünü ileriye çevirmesi, ta- rihtnden ders almış bir ulus olarak Al- manlann Avrupa'nın birliği içinde kendi birliğini yaşaması gerektiği' yolundaydı. 3 Ekim 1990'dan, yani bugünden son- ra Almanya'ya vizesiz girişleri yasaklanan Polonyalılar dün kenti istila ettiler. Bin- lerce PolonyaU dün otobüslerle geldikle- ri Berlin'den elektronik eşya, gıda mad- desi, giyim eşyası yüklenerek ülkelerine geri döndü. Bu kadar kalabalıktan rahatsız olan Batı Berlinlilere karşın Türkler, özellikle Türk esnaf "birieşme şamatası"ndan memnun. Dönercilerin önündeki kuyruk- lar; bakkal, manav dUkkânlarının önün- de birikenler esnafın işlerini açtı. Berlin- li Türkler birleşmeye ne kadar endişeli baksa; işsizliğin artmasından, kiralann yükselmesinden ne kadar korksa bile Al- manların birleşme sevincini paylaşıyor. Konuştuğumuz gurbetçilerin hemen hep- si, "Alman ulusunun böliınmesinin suni oMuğunu ve birteşmesinin doğal karşılan- ması gerektigini, buna Alman halkının her ulus gibi bakkı olduğunu" düşünü- yor. Birleşme doğunun batıya iltihakıyla gerçekleştiği için devletin ismi "Alman- ya Federal Cumhuriyeti" olarak kalacak. Ulusal marş ve bayrak değişmeyecek. Kı- sacası, Federal Almanya baki kalırken ta- rih sahnesine veda eden ülke Demokra- tik Almanya devleti oluyor. Batı Berlin'i 45 yıldır yöneten ABD, In- giltere ve Fransa'mn şehir komutanları dün Belediye Başkanı VValter Momper'le vedalaştılar .Momper komutanlara, Ba- tı Berlin için yaptıklan yardımdan ötürü Alman halkının teşekkürlerini iletti. Birfeşme sevinci, Doğu Almanlarda ba- tılılara kıyasla daha ağır basıyor. Görüş- tüğümüz Doğu Berlinliler "Birieşmeden sonra işyerterini kaybetmekten ve gele- cekten korktuklarını" belirtiyor, ama "Biz yıllanca bu anı bekledik ve çok mutluyuz" demeyi ihmal etmiyorlar. Bir- leşen Almanya'da artık hiçbir duvar ve sı- nır kalmamasına karşın bu kez "göriin- mez duvariar" batıyı doğudan ayıracak. Yeni Almanya'daki duvar, zengin ba- tıyla, yoksul doğu, yüksek gelirli batılıy- la az kazançlı doğulu arasında var olma- ya devam edecek. Doğu Almanlar daha yılarca kendüerini "ikinci anıf vatandaş" olarak hissetmekten kurtulamayacak. Resmi birleşme bu açıdan bakıldığında gerçek kaynaşmadan çok daha kolay bir işlem olarak gözüküyor. Birleşme dün Berlin'in batısında ve do- ğusunda ayrı tören ve toplantılarla kut- lanmaya başlandı. Törenler bugünden iti- baren birleşik olarak düzenleniyor. Dün öğleden sonra Doğu Berlin'de, re- jim alehtarlığı yüzünden sınırdışı edilip batıya yerleşmiş olan sanatçı Wolf Bier- mann bir konser verdi. Üniversitenin hâlâ adını koruyan "Marks Engels Salonu1 'ndaki konserde Biermann gitarı eşliğin- de eleştirel yapıtlannı sundu. Doğudaki Maksim Gorki Tiyatrosu'nda ise dün ak- şam, "Yeni cumburiyette ajdınlann ve sa- natçıların rolii" konulu bir açıkoturum yapıldı. D.Alman parlamentosu kendini feshetmeden önceki son toplantısında bir araya geldi. Bu resmi törende Doğu Ber- lin Filarmoni Orkestrası, Kurt Masuryö- netiminde Beethoven'in Dokuzuncu Sen- fonisi'ni çaldı, program radyo ve televiz- yondan naklen yayımlandı. Kutlamalar gece sabaha kadar devam etti. Almanya'daki kutlamaiara katılmak üzere Berlin'e gelen Amerikalı travesti Doğu Alman polisi ile birleşme coskusunu paylaşö. Milletvekilleri ve devlet erkânı Doğu Berlin'deki Marien Kilisesi'nde Katolik ve Protestanlann ortak dini ayinine katüdık- tan sonra Batı'da filarmoni salonunda devlet töreni için toplandı. Berlin Filar- moni Orkestrası Bach, Hâydn ve Brahms'tan eserler calacak. Cumhurbaş- kanı Richard von VVeizsaecker, eski D.A1- man Meclis Başkanı Sabine Bergmann, Pohl, F.Alman Meclis Başkanı Rita Sii- essmutfı ve Berlin Belediye Başkanı Wal- ter Momper törende birer konuşma yap- tılar. Bütün gün kentteki kabarelerde, tiyat- rolarda ve operalarda konserler ve oyun- lar sahnelenecek. Devlet töreni dışındaki bütün kutlama- lar halka açık olarak gerçekleşiyor. Ber- lin Belediyesi, piyasaya 3 marka satın alı- nan bir rozet çıkarttı. Bu "Berlin 3 Ekim 1990" rozetini taşıyan herkes taşıtlara be- dava biniyor. Rozetin gelirinin üçte biri Brandenburg Kapısı'mn onanmı için har- canacak. Bush'tan kutlama mesajı ABD Başkanı George Bush, Alman halkına yayımladığı mesajda, "Yeni Al- manya için her şeyin en iytsini diliyorum" dedi. Bush, Alman radyo ve televizyonlann- dan yayımlanan mesajında, Alman ulu- su için bugün yeni bir çığır açıldığını be- lirterek Amerikan halkının en iyi dilek- lerini ilettiğini söyledi. ABD'nin, dost ve müttefikleri arasın- da hür bir Almanya'yı görmekten gurur duyduğunu ifade eden Bush, "Berlin Du- van bugün artık bir yıkıntıdan ibaret, gözlerimiz, umut dolu yeni bir diınyaya bakıyor" dedi. Dünyada hiçbir duvarın insan ruhunu boğacak güçte olmadığını kaydeden Bush, yıkılan "utanç duvarT'nın bunun en güzel örneğini teşkil ettiğini belirterek "Milli ruhu parcalayabilecek bir duvar düşünemiyorum" diye konuştu. Gorbaçov: Büyük olay Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gor- baçov da dün Almanya Devlet Başkanı Richard von VVeizsaecker ve Başbakan Helmut Kohl'e bir kutlama mesajı gön- derdi. Gorbaçov mesajında iki Alman- ya'nın birleşmesini, "büyük olay" diye niteledi ve "Bu önemli günde, güçlükle- ri aşarak, kaybedilenleri balırlayıp ölen- leri onurlandırarak, korkuya kapılmadan gelecek için çaba gosterip 'Alman soru- nu'nun banşçı bir şekilde çözülmesini mümkün kılan ülkeniz ve ülkemiz insan- lannı kulluyorum" dedi. bilirsiniz ki ülkemizdeki Türklerin duru- mu yeni gelenlere göre çok daha iyidir. Türklerin evleri, işleri var, Alman yaşam biçimine ve üretim sistemine uyum sağ- lamış durumdalar. Türkler en başarılı, güvenilir ve en değerli işgücü kadrolan arasında yer alıyor. Ayrıca Ülkemizdeki Türklerin önemli bir çoğunluğu toplulu- ğumuza büyük ölçüde entegre olduklan için yeni gelenlere göre çok daha az zor- luk çekeceklerdir. — Ya kültürel zortuklar... İşsizlik ve ev- sizliğin, Almanlarda yabancı düşmanhgı- nı, neo-Nazi egilimleri arttırma olasdığı? EİCKHOFF — Evet, bazı Almanlar böyle bir düşkınkhğı yaşayabilirler. An- cak bunun genelgeçer bir ruh hali olaca- ğını sanmıyorum. Biliyorsunuz yabancı- lara yeni haklar getiren yasa Bundestag'da (Federal Meclis) büyük bir oy çokluğuy- la desteklendi. Tabii, her işveren, işçisiy- le arasındaki sözleşmeye baglı kalmak ko- şuluyla, istediğini işten atabilir, istediği- ni işe alabilir. Ancak Türk işçileri üretim sürecine öyle iyi bir uyum gösteriyorlar ki işsizliğin Doğu Almanlar ve diğer Do- ğu Avrupa ülkelerinden gelip, bu sürece yabancı olan kişiler için daha önemli bir sorun olabileceği kanısındayım. Neo-Nazi hareketlerin güçlenmesi bek- lenebilir. Ancak bu gruplar çok gürultü çıkarsalar bile aslında çok sınırlı bir gü- ce sahipler. Berlin'de Cumhuriyetçi Par- ti seçimlerde başarı kazanınca Alman ka- muoyunda fırtınalar esti. Çok akılhca bir seçim kampanyası yürütmüşlerdi. Ama daha sonra neo-Nazi bir parti olmama- larına rağmen, içlerinde bu eğilimdeki gruplan barındırmaları büyük tepki do- ğurdu. Bu gerçek ortaya çıkar çıkmaz, oy- ları tükendi. Yüzde 5'lik barajın yanına bile yaklaşamadılar. — Demokratik Almanya'nın iltihakı acaba bu ülkenin topraklannda Türkler için yeni olanakların doğmasına yol aça- bilir mi? Batıdan doğuya giden çok sayı- da Türk girişimcisi olduğu biliniyor... EİCKHOFF — Doğu'da yeni ekono- mik olanaklar var. Sorunlar olduğu ka- dar yeni avantajlar da söz konusu. Türk ihracatçılan, müteahhitleri ve hizmet sek- törü 1980'den sonra uluslararası düzeyde rekabet gtlcüne sahip olduklannı kanıt- ladılar. Sovyetler Birliği'nde önemli iha- leler yürüten Türk şirketlerinin Doğu Al- manya'da, Polonya'da, hatta Bulgaristar^ da da başarı kazanmaması için neden yok. Aynca Batı'daki yaratıcı Türk giri- şımdleri, küçuk iş sahipleri, Doğu'da yeni işler kurma olanağını başanyla degerlen- diriyorlar. ANKARA Büyükelçilik tarih oluyor Demokratik Almanya'mn özel bir kişiden kiralanan büyükelçilik binası aralık ayı sonunda boşakılacak. Haritadan silinen ülkenin Ankara'da mülkiyetine sahip bulunduğu hiçbir toprak ya da bina yok. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Gaziosmanpaşa'da, Karlı Scrkak'ın dört yokuşu birleştiren köşesinde kurulu Al- manya Demokratik Cumhuriyeti Büyü- kelçiliği artık temsîl yetkisine sahip de- ğil. Büyükelçilik Müsteşan Edgar Püsc- hel "tahliye ve tasfıye" işleri için Anka- ra'da kahnayı sürdürüyor. Ancak hafta sonundan itibaren o da Karlı Sokak 3 nu- marayı terk edecek. Federal Almanya Büyükelçiliği'ne taşınacak. Ankara'da kalan, dün geceye kadar Demokratik Almanya yurttaşı olan diğer yetkili Rudolf Popp. Bugün Federal Al- manya Büyükelçiliği'nde düzenlenecek kutlamada hem Musteşar Püschel hem de birinci sekreter Popp bulunacak. Ancak konuk değil, ev sahibi olarak. Demokratik Almanya'nın özel bir ki- şiden kiralanan büyükelçilik binası ara- lık ayı sonunda boşaltılacak. Haritadan silinen ülkenin Ankara'da mülkiyetine sahip bulunduğu hiçbir toprak ya da bi- na yok. Ancak gene de eski anlaşmala- nn iptali, devri, Demokratik Almanya yetküilerinin kiracı bulunduğu dairelerin boşaltılması, demirbaş eşyamn, hesapla- nn denetimi gibi işler oldukça yoğun. Edgar Püschel bu işleri bitirdikten son- ra Türkiye'den ayrılacak. Bugünden iti- baren Demokratik Almanya'nın iltiha- kıyla büyüyen yeni' Federal Almanya'yı Ankara'da eski Federal Almanya Büyü- kelçiliği kadrosu temsil edecek. Karh So- kak üç numaradaki beş Türk görevliden ikisi bu hafta sonundan itibaren işlerini bırakacaklar. Bir tercüman, bir şoför ve bir bahçıvan ise aralık sonuna dek görev başında kalacak. Büyükelçiliğin bahçe- sindeki güller en azuıdan 1991 başına dek düzenli sulanacak, ilaçlanacak. Federal Almanya Büyükelçiliği yetki- lileri ise 'iltihaktan sonra' işlerinin daha da yoğunlaşacağını belirtiyorlar. Elçilikte halen 44 diplomat görev yapıyor. Bu sa- yının arttıniması henüz düşünülmüyor. Son haftayı yoğun hazırlıklarla geçi- ren Federal Almanyalı diplomatlar, 'belki' diyorlar, "Bu temponun sürdü- ğü görulürse, kadro genişletilmesi kara- n alınır." Yaz başında Türkiye'nin Fe- deral Almanya'daki diplomatlarının ge- ri gönderilmesi karanyla ciddi bir kriz ya- şayan 'diplomatik temsil ilişkileri'nin 'yeni' Federal Almanya ile daha 'yoğun', ama 'daha sonınsuz' olacağı umuluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle