Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/14 DIŞ HABERLER 3 EKİM1990
KÖRFEZ KR İZİ...KORFEZ KR İZI... KORFEZ KRtZİ...KÖRFEZ KR İZİ...
TANSİYON GİDEREK YÜKSELİYOR
Independentuçak gemisiKörfez'e girdi16 yıl aradan sonra ilk kez bir ABD uçak gemisi Basra
Körfezi'ne girdi. 70 uçak taşıyan Independent uçak gemisinin
'gövde gösterisi' için Körfez'e girdiği bildirildi. Irak,
Kuveyt'teki askerlerinin sayısını 400 bine çıkardı. Fransız savaş
gemileri, bir Kuzey Kore tankerini ateş açarak durdurdular.
Dış Haberier Servisi — Körfez krizi,
üçüncü ayına savaş rüzgârlan eşliğinde
girdi. Irak'ın Kuveyt'ten koşulsuz olarak
çekilmesi amacıyla askeri çözum yollan-
nın yoğun olarak tartıyldığı bir dönem-
de,. Irak'ın ordusunun yansını Kuveyt'e
yığdığı bildirildi. ABD uçak gemisi Inde-
pendent, Basra Körfezi'ne gjrerken, Fran-
sız savaş gemileri, dün bir Kuzey Kore yük
gemisini ateş açarak durdurdular. Ulus-
lararası Af Orgutü, Irak'ın Kuveyt'te çok
sayıda kişiye işkence yaptığını bildirdi.
AP'nin haberine göre Irak, son günler-
de savaş olasüığının giderek güçlenmesi
üzerine, Kuveyt'e asker ve tank yığmaya
başladı. Ajansa haber veren kaynaklar,
Irak'ın Kuveyt'teki askerlerinin sayısını
bir hafta içinde 400 binin üzerine çıkar-
dığmı, aynca tank ve ağır silahların da
miktarını arttrrdığını bildirdiler.
Reuter'in haberine göre de ABD uçak
gemisi Independent, "göyde gösterisi"
için Basra Körfezi'ne girdi. ABD Deniz
Kuvvetleri yetkilileri, 70 savaş uçağı taşı-
yan Independent'in, ABD ve müttefikle-
rinin gücünü göstermek amacıyla Kör-
fez'e girdiğini söylediler. Independent'in
Körfez'de kalıp kalmayacağı konusunda
bilgi verilmedi. Independent 16 yıldan bu
yana Körfez'e giren ilk ABD uçak gemisi
oluyor.
Irak'ın birkaç gündür ilişkilerini yeni-
den düzeltmek amacıyla ceşitli adımlar
attığı Fransa'nın Körfez'deki savaş gemi-
leri, Irak'a yük götürduğunden kuşkula-
nılan bir Kuzey Kore tankerini ateş aça-
rak durdurdular. AP'nin haberine göre
Fransız gemileri, ilk kez bir tankere ateş
açmış oluyorlar. Irak Devlet Başkanı Sad-
dam Hüseyin, stratejik bölgelere yerleş-
tirilen 9 Fransızın serbest bırakılacağını
açıklamış ve Fransa ile ilişkilerin gelişti-
rilmesinden yana pldugunu söylemişti.
Uluslararası Af Örgütü, Irak'ın 2 ağus-
tosta Kuveyt'i işgal etmesinden sonra bu-
rada çok sayıda kişinin tutuklandığını, öl-
dürüldüğünü ve birçok kişiye de işkence
yapıldığını bijdirdi.
Örgütün, Kuveyt'teki kaynaklar ve ay-
nı zamanda buradan kaçan birçok kişiye
dayanarak hazırladığı raporda, Kuveyt
1
te sorgulaması yapılan çok sayıda kişiye
işkence uygulandığı belirtildi.
Kaynaklar tarafından alınan bazı ha-
berlerin doğrulanmasının olanak dışı ol-
duğu kaydedilen raporda, Irak işgalinden
sonra Kuveyt'te çizilen tablonun "dehşet
verici olduğu" kaydedildi.
Kuveyt hastanelerinde çahşan doktor-
lar, Irak askerlerinin çok sayıda gencin
cesetlerini hastanelere getirdiğini, arala-
rında 15 yaşındakilerin de bulunduğu bir-
çok kişinin yakın mesafeden kafasından
ya da kalbinden vurulmuş olduklarım bil-
dirdiler.
Uluslararası Af Örgütü, işkence yapı-
lan baa Kuveytlilere elektrik şoku uygu-
landığını, dayak atıldığını, bazılannın da
işkence sırasında bacaklannın kınldığuıı,
el ve ayak tırnaklarının çekildiğini kay-
detti.
Irak'ın Kuveyt'i ilhak ve işgaline karşı
çıkan çok sayıda kişinin de Kuveyt üni-
versitesinde idam edüdiği belirtildi.
Uluslararası Af örgütü raporunda, Ba-
tıhlann Irak'ta stratejik yerlere yerleşti-
rilmesinin de insan hakları ihlali olduğu
kaydedilerek bu tutum kınandı.
MübarekMn vaazı
Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek,
"Irak'ın Kuveyt'i işgalinin, cahiliye dev-
rine döniiş" olduğunu söyledi.
Mevlit Kandili dolayısıyla önceki ak-
şam bir camide konuşan Mübarek, ts4am
dünyasınm bugün, "tslamiyet öncesine
dönmck isteyenlerin yol acngı bir suHuna-
dan geçtiğini" kaydetti.
Mübarek, Irak'ın Kuveyt'i işgaline atıf-
ta bulunarak, "Kuvveüi zaytfa saldmyor.
Silahh adam, mallarını eline geçirmek
için silahsız adama saldınyor ve böylece,
oluşma yolundaki biriigi bozuyor" dedi.
Konuşması Mısır televizyonundan da
yayunlanan Mübarek, ne Irak'ın ne de
Saddam Hüseyin adını vererek, "saldın
ve ihanetlerini haklı çıkarmak için tslam
bayragı arkasına gizlenenleri" de eleştir-
di.
Mısır Devlet Başkanı, "tslam toplumu,
bizi tebdit eden tehükeye karşı korunmak
için İsiamın ögrettiklerine bağlanmava
bugünkü kadar hiç ihtiyaç duymamışü"
dedi.
RUM YÖNETİMİ
Türkiye'den
mazot taşıyan
tanker
durduruldu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Türkiye'den mazot yuku alarak Akde-
niz'e açılan Honduras bandıralı "Fiona"
tankeri Kıbrıs Rum pohsinin müdahale-
si ile durduruldu. Irak'a uygulanan am-
bargonun delindiği gerekçesiyle durduru-
larak kaptanı ve iki personeli gözaltına
alınan tankerin taşıdığı 1800 tonluk ma-
zotun, Irak'tan alındığı doğrulandı. Dı-
şişleri Bakanhğı yetkilileri, mazotun
Irak'tan ahm tarihinin 1990 yılının ilk ya-
rısına rastladığını, dolayısıyla anıbargo
ihlalinin söz konusu olmadıguu büdirdi-
ler.
Kıbrıs Rum yönetimi polisinin Türki-
ye'de dolum yapan bir tankeri durdur-
duğu haberi üzerine Dışişleri Bakanhğı
yetkilileri konuyu incelemeye aldı. Yapı-
lan araştırma sonucunda Honduras ban-
dıralı tankerin 25 ağustos günü Adana
Ceyhan'daki özel bir şirketten satın al-
dığı 1800 tonluk rafıne edilmiş mazotu
taşıdığı belirlendi. Konu hakkında Cum-
huriyet'e bilgi veren bir bakanbk yetki-
üsi, tankerin aldığı mazotun 1990 yılının
ilk yarısında Irak'tan kara yoluyla Türk-
iye'ye geldiğinin anlaşıldığını belirterek,
"Dolayısıyla ambargonun delinraesi söz-
konusu değil. Alınan yuk işjenmiş petrol
üriinüdür. Bu nedenle bonı hattından
akıolan ham petrolle hicbir Ugisi yoklur"
dedi.
Aynı yetkili Türkiye'nin olaydan kaygı
duymasını gerektirecek hiçbir yön bulun-
madığını, ancak Fiona tankerinin 25
ağustosta Ceyhan'dan ayrıldıktan sonra
bölgede yaklaşık 40 gün ne yaptığının an-
laşılamadığını kaydetti. Türkiye'nin, ya-
pılan incelemelerde elde edilen sonuçla-
rı ilgili ülkelere bildirdiği ve soruşturma-
nın Kıbns Rum yönetimince sürdürüle-
ceği Öğrenildi. BABA OGUL — 19 yaşındaki Adam Robinson Körfez'e bareket ederek biriigine katılmadan önce babasına sanlarak uzun bir süre ağladı. (Fotograf: AP)
ÖZAÜIN SIS^DEMECİ:EJSÜSSSIS
BM müdahale kararı alırsa karşı çıkmayızNewsweek'e verdiği demecinde, Saddam'ın İran örneğinde
olduğu gibi esnek davranabileceğini, geri çeküeceğini beürten
Özal, Saddam'ı sıkıştırmak gerektiğini söyledi.
Dış Haberler Servisi — Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal, Irak'ın Kuveyt'ten çekil-
mesi durumunda, verdiği tüm zararları
ödemesi gerektiğini söyledi. özal, BM ça-
tısı altmda Irak'a karşı askeri bir hare-
kete girişilmesi durumunda Türkiye'nin
de buna katılacağını belirtti.
Newsweek Dergisi'nin bu haftaki sa-
yısında Özal'la ABD ziyareti sırasında
yapılan söyleşi yayımlandı. Dergide ay-
nca, "Batı'nın Türkiye'ye Borcu" baş-
hğı altında, Türkiye'nin Korfez krizine
ilişkin tutumu irdelendi. Dergi, Türkiye'-
nin Irak'a karşı uygulanan ambargoya
katılarak zarara uğradığını belirttiği ya-
zısında, Ankara'nın bu zararı ABD ve
Avrupa ile ticaretini geliştirerek karşüa-
mak istediği görüşüne yer verdi. Yazıda
Türkiye'nin Irak'a karşı attığı adımlar-
dan övgüyle söz edilerek Batı'nın bu
adımlara karşılık vermesi gerektiği kay-
dedildi.
Cumhurbaşkanı Özal da Newsweek'-
le yaptığı söyleşide, ambargonun Irak'-
ın Kuveyt'ten çekilmesini sağlayacağına
inandığını belirterek "Kuveyt'ten çıkıp
gitmek yetmez, verilen zarar
odenmelidir" görüşünü savundu. özal'ın
söyleşisinin geniş bir özetini aşağıda su-
nuyoruz.
—Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi için askeri
çatışma dışında bir yol göriiyor musu-
nuz?
ÖZAL—Sorunun yüzde 90'ımn am-
bargo ile çözüleceğini düşünüyorum. Sal-
dırgana karşı ülkeler arasında işbirliğinin
oluşması önemlidir. Bu, bu kadar çok
halkın, bu kadar çok ülkenin katıldığı ilk
olaydır. Bunun Irak üzerinde gerçekten
derin bir psikolojik etkisi oldu. Şirndi
eğer ambargo ve tüm diğer önlemler düz-
gün ve etkili bir şekilde çalışmazsa, ek
tedbirler almak zorundayız. Hava ablu-
kası bunun bir örneğidir. Benim görüşü-
me göre hava ablukası çok önemlidir.
Deniz ablukası ile kıyaslandığmda çok
küçüktür, ama dünyanın nasıl birleştiği-
ni gösterir. Hava ablukasının çok büyük
bir psikolojik etkisi olmuşrur. Hikâyenin
bir de öteki yüzü vardır. Körfez bölgesi-
ne çok güçlü bir askeri sevkıyat yapıldı.
'Böylesi büyük bir sevkıyatın sonucun-
da bir çatışma kaçınılmazdır' diye du-
şünülebilu. Bu, pek çok askeri ve siyasi
uzmanın görüşüdür. Fakat ben, bu güç-
lü askeri sevkıyatın Irak üzerinde yeteri
kadar bir psikolojik etki yaptığına inan-
ma eğilimindeyim. ,
—Eger Kuveyt'ten çekilirse, Saddam Hü-
seyin'in ülkesinde karşılaşabileceği risk-
ler ne kadar ciddidir?
ÖZAL—Mısır Devlet Başkanı Hüsnu
Mübarek'in görüşune göre Saddam, eğer
geri çekilirse ayakta duramaz. Mubarek,
bu nedenle, Saddam'ın geri cekilmeyece-
ğini söylüyor. Fakat geri çekilebilir, çün-
kıi tran örneğinde esnek davranabildiği-
ni göstermiştı. Daha büyük bir tehlike ile
karşı karşkya olduğu için sekiz yıllık sa-
vaşta kazandıklarını bıraktı. Saddam ile
Nasır arasında şöyle bir benzerlik oluşa-
bilir. Nasır, 1%7 yıhnda Israil karşısın-
da bozguna uğrayınca 'aynlıyorum' de-
mişti. Fakat Mısır halkı, 'bizi bırakma'
gibi şeyler söyledi. Ve Nasır kaldı.
—Eğer ambargo sürersc ve Irak halkı
bundan etkilenmeye başlarsa, Irak için-
de Saddam'a karşı çıkabilecek bir muha-
lefetin oluşma şansı var mı?
ÖZAL—8 yü süren savaş boyunca hiç-
bir karşı çıkış yoktu. Şunu demek istiyo-
rum; ilk 5 veya 6 yılda savaşı kaybedi-
yordu. Bu dönem boyunca Saddam muh-
temelen pek çok kişiyi öldürdü. Bir mu-
halefet vardı, fakat Saddam bunu ezebil-
di. Fakat bugün bir fark var. O zaman
Saddam'ı bütün Batı destekliyordu. Tüm
Araplar onu destekliyordu. Bugün Sad-
dam, aynı konumda değil.
—Eger Kuveyt'ten çekilirse ne olur? Sad-
dam hâlâ iktidarda olacak, biyolojik ve
kimyasal sUahlan elinde bulunacak ve or-
dusu dokunulmamış bir şekilde kalacak.
Bu durum, dünyanın geri kalanı için da-
ha köıü bir bela degil midir?
ÖZAL—Benim tavsiyem, Saddam'a,
Kuveyt'te yaptıklannın tazmini, Kuveyt'-
ten kaçan insanlann durumu için bir fa-
tura çıkartmak ve ondan bunu odemesi-
ni istemektir. Şununla başlanabilir: "Çı-
kıp gitmek yetmez, odemek zorundasın".
Bu onu daha da sıkıştıracaktır.
—ABD'nin, BM Güvenlik Konseyi'ne
sunmak üzere ve kabul edildiği takdirde
ortak askeri güce yetki verecek bir karar
tasansı üzerinde çalıştıgı söyleniyor. Bu,
Türkiye'nin destekleyebileceği bir şey mi-
dir?
ÖZAL—Bizim herhangi bir iürazımız
olmayacaktır. Eğer, BM Güvenlik Kon-
seyi böyle bir karar alırsa, biz karşı çık-
mayız.
— Sizin subaylarınız Irak ordusunu na-
sıl değerlendiri>orlar ?
ÖZAL—Sanıyorum genellikle çok
önemsemiyorlar. Irak temel olarak bir
Üçuncü Dünya ülkesi. Rusya, Almanya
gibi değil. Sonuçta, Iran'la yaptıkları 8
yıllık savaş boyunca ne yaptılar?
—Batı'nın ve Körfez devletlerinin ambar-
go için ohışturduklan saglam cephenin ne
kadar konınabilecegini diışünüyorsunuz?
ÖZAL—Irak propaganda konusunda
çok iyi. Ve muhtemelen, Amerikan med-
yasınm da yardımıyla, açhktan ölen, ağ-
layan çocuklar gostermeye başlayabilir-
ler ve bunun da Batı dünyası ve Ortado-
ğu ulkeleri insanları üzerinde moral bir
etkisi olabilir. Bir sınır komşusu olarak
biz de, eğer açlık yüzünden bazı göçmen-
ler Türkiye'ye gelmeye başlarsa, bazı so-
runlarla karşı karşıya kalabiliriz. Bunlar
ambargonun getireceği sorunlardır ve
eğer Saddam direnmeye devam ederse,
ilk olarak ordusunu besleyecektir, diğer
insanları değil.
—Türkiye'nin Körfez ittifakına en büyük
katkısı ne olmuştur?
ÖZAL—Samnm, Türkiyç'nin yaptığı
en önemli şey, ambargoyu aktif olarak
uygulamak olmuştur. Ben Başkan
Bush'a, bir ambargo karannın BM tara-
fından en kısa sürede alınması yolunda
ısrar ettim. Ambargo kararı, 7 ağustos
tarihinde alındı. Bundan bir saat sonra
biz Bakanlar Kurulu'nu topladık ve am-
bargoyu hemen uygulama karan aldık ve
Irak'tan gelen petrol boru hatlarım ka-
pattık. Sanınm bunun psikolojik etkisi
çok büyük oldu. Çünkü kimse kayıpları
çok büyük olacağı için Türkiye'nin bu-
nu yapabileceğini ummuyordu. Şunu
anımsıyorum. Boru hattmı kapatmadan
önce Suudi Arabistan Kralı Fahd'ı ara-
dım ve ona "Ben boru hattını kapatıyo-
rum. Benden sonra siz de kapatabilir-
siniz' dedim. O da bana 'Evet' dedi.
—Bu işbirliginiz sizi Batı'ya daha yakın
kılacak mı? Körfez krizinin başlamasın-
dan bu yana Batı Avrupa ve VVashing-
ton'daki gttcüniiz etkileyici bir şekilde
artmadı mı?
ÖZAL—Evet, sanınm öyle. Fakat
bundan sonra ne geleceğini bilmiyorum.
Bu durum Türkiye'nin tereddüt etmeden
Batı'nın yanında olduğunu göstermiştir.
Fakat aynı. zamanda Turkiye, tüm ulus-
lann bir araya gelmesine de yardım et-
miştir. Ve belki de Türkiye'nin bölgede-
ki önemi çok önemli olacaktır, çünkü biz
onlara bu kadar yakın olan tek NATO
uyesiyiz ve Arap dunyasında şu anda
Saddam Hüseyin hariç büyük bir saygın-
lığımız var.
Ozal döndii
öte yandan BM tarafından duzenlenen
"Çocuklar İçin Dünya Zirvesi"ne katı-
lan Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Türki-
ye'ye döndü. Özal, Esenboğa Havaala-
nı'nda yaptığı açıklamada, ziyareti-
nin,"Her bakımdan yararh ve fevkala-
de olumlu geçtigini" belirtirken, Körfez
krizi konusunda ABD ile benzer görüş-
lere sahip olunduğunun bir kere daha tes-
cil edildiğini söyledi.
Özal, Esenboğa Havaalanı'nda
TBMM Başkanı Kaya Erdem tarafmdan
karşılandı. Karşılamada Başbakan Vekili
ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, ba-
kanlar Hüsnü Doğan, Kâmran Inan,
Vehbi Dinçerler, Cemil Çiçek. tsmet
Özarslan, Safa Giray, tlhan Aküzüm,
Şükrii Yüriir, YÖK Başkanı thsan Doğ-
ramacı, Ankara Vali Vekili Nizamettin
Güven ve Büyükşehir Belediye Başkanı
Murat Karayalçın da hazır bulundu.
Özal yaptığı acıklamada, Türkiye'nin
uluslararası planda gördüğu ilgi ve yük-
sek itibarın Türk milleti adına kendisine
gurur verdiğini ifade etti.
ANKARA
Washington ile füze pazarlığıTürkiye, Körfez krizi ile bağlantılı olarak hava savunma
sistemlerinin güçlendirilmesi için ABD ile masaya oturuyor.
Türkiye, yeni füze sistemleri üzerinde duruyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Turkiye, Körfez krizi sonrasında açıkça
ortaya çıkan modernizasyon açığının ka-
patılması ve özellikle hava savunma sis-
temlerinin modernizesi için ABD ile ma-
saya oturacak. 7 ekimde Milli Savunma
Bakanhğı Teknik Işler Müsteşar Muavi-
ni Tumgeneral Seyhan Canova başkan-
lığında bir heyet ABD'ye giderek, genel-
de uzun vadeli savunma sanayıi projele-
rini, özelde ise kısa vadede Türkiye'nin
hava savunma sisteminin güçlendirilme-
si ve yeni füze sistemlerinin alınması için
pazarhk yapacak.
Milli Savunma Bakanlığı'na yakın
kaynaklardan edinilen bilgilere göre
ABD'ye gidecek heyet, askeri ilgililer, Dış-
işleri Bakanhğı ve Savunma Sanayii Müs-
teşarhğı yetkililerinden oluşuyor. Heyet
7 ekimde ABD'ye gidecek ve yaklaşık 1
hafta süreyle göruşmelerde bulunacak.
Ziyaret sırasında, yaklaşık 2.5 yıldır ya-
pılmayan Savunma Sanayii Komitesi
(DIC) toplantısı gerçekleştirilecek.
Yetkili kaynaklardan edinilen bilgiye
göre Türkiye pazarhk masasına öncelik-
li olarak hava savunma sistemlerini geti-
recek. Bu çerçevede hem uçaklara hem
de füzelere karşı etkili olabilen Patriot fü-
zelerinin verürnesi istenecek. Türkiye ay-
nca, ABD'den Federal Almanya üretimi
olan ve yalnızca uçaklara karşı etkili ola-
bilen Roland füzelerinin Türkiye'ye ve-
rilmesi için yardım isteminde de buluna-
cak. Bu füzelerin özellikle Körfez bölge-
sinde bir sıcak savaş halinde, Irak'ın
Turkiye'ye yönelik olası füze ve uçak sal-
dırısına karşı etkili olabileceği belirtiliyor.
DIC toplantılarında, aynca Türkiye ile
ABD arasında daha önceden bağıtlanan
uzun vadeli savunma sanayii projeleri de
ele alınacak. Bu çerçevede de yeni F-16
paketi ile ilgili mali konular değerlendi-
rilirken, halen üretimi süren F-16 uçak-
larına takılacak elektronik harp sistem-
leri uzerinde de durulacak.
Türkiye hava savunmasının güçlendi-
rilmesi amacıyla, ABD'nin Türkiye'ye
vereceği 40 adet F-4 uçağının bir an on-
ce Turk Hava Kuvvetleri'nin envanteri-
ne kazandınlması amacıyla girişimlerde
de bulunacak.
Görüşmeler sırasında Türk savunma
sanayiinin önemli projeleri arasında yer
alan helikopter projesinin de ele alınma-
sı bekleniyor. Bilindiği gibi bu projede
ABD Bell ve Skorsky firmaları yanşıyor.
Her iki firma da Türkiye'de ortak üreti-
mi öngörülen helikopter projesi çerçeve-
sinde uzun vadeli kredi öneriyorlar.
PARİS
Mitterrand'ın
barış planı
gündemde
SABETAY VAROL
PARİS — ABD Başkanı George
Bush'un önceki gün BM Genel. Kurulu'n-
da yaptığı konuşma, Fransa Cumhurbaş-
kanı François Mitterrand'ın Irak'a yap-
tığı önerileri yeniden gundeme getirdL
Bush, Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi duru-
munda Ortadoğu'daki sorunlann topye-
kün çözülebileceğini söyleyip bunun ge-
ri bir adım sayılmaması gerektiğini belir-
tirken Irak, "Bush'un söylediği tüm söz-
lere karşı çıkıyoruz" açıklamasım yaptı.
Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'uı bir
hafta önce BM Genel Kurulu'nda yaptı-
ğı konuşmada gündeme getirdiği öneri-
ler, Irak tarafından olumlu karşılanmış-
tı.
Saddam Hüseyin bu tavnyla François
Mitterrand'ın BM konuşmasmdan bir
şeyler umduğunu göstermek istedi. An-
cak Fransa Dışişleri Bakanı Roland Du-
mas, klasik diplomatik temsilcilikler dı-
şında Paris'in Bağdat'la temas sürdürdü-
ğünü yalanladı. Fransa daha önce Irak-
ın büyükelçilik rezidansıyla ilgili özür di-
leme girişimini kabul etmediğini de açık-
lamıştı. Dumas, Saddam'ın Irak karşıtı
Koalisyonu zayıflatmak için bu yolu iz-
lediğini ima etti. Fronçois Mitterrand'ın
bu yılki BM genel kurulu toplantısmm 24
ekim açılış oturumunda önerdiği ve tar-
tışmalara yol acan planı şöyle:
İlk aşamada Irak, Kuveyt'tep çekilijçue
niyetini ifade edecek ve tüm rehıneleri ser-
best bırakacak. Müzakerelere önkoşul
teşkil eden bu birinci adımdan sonra Mit-
terrand'ın deyişiyle, "Her şey mümkün
olacak", görüldüğü gibi, Mitterrand mü-
zakere açmak için "niyet"le yetinmeye ha-
zır olduğu izlenimi verdi.
Ikinci aşamada "Uluslararası toplu-
luk", bir yandan çokuluslu askeri gücun
çeküeceğini güvence altına alırken Ku-
veyt'in hükümranlığını da garanti altına
alacak. Mitterrand plamnın bu adımın-
da, Sabah ailesinin geri gelmesinden de-
ğil, "Kuveyt halkının yapacağı tercihlerin
demokratik biçimde ifade edilmesi"nden
söz etti. Bu ifade tarzı Bağdat'a ikinci göz
kırpma olarak değerlendirildi. Bu iki ta-
vizden amaç, Irak'm en azından "zeva-
hiri kurtarma"sı...
Mitterrand önerdiği planın üçüncü aşa-
masını şu sözcüklerle aktardı: "Bu, faz-
Iaca umut bağlamadan bütün dünyanın
beklediği aşama olacak. Söz konusu
umutsuzluğumuzun nedeni ya hedefın
bizlere ulaşılmayacak kadar uzak gözük-
mesi ya da bizzat tercih saati anlamına
geleceği için bizleri ürkütmesi.. Başka bir
deyişle, Ortadoğu'yu harap eden çatışma-
lann yerini herkesin banş ve güvenliğe ka-
vuşacağı bir iyi komşuluk dinamiğine
terk etmesi. Başkan Mitterrand bunu söy-
lerken Lübnan, Filistinliler ve lsrail'i dü-
şündüğünü de sözlerine ekiedi.
Mitterrand daha da ileri giderek bir
dördüncü aşamanın da tahayyul edilebi-
leceğini vurguladı. "Karşılıklı ve herke-
sin onayına sahip bir bölgesel
silahsızlanma" süreci ile istikrar ve refa-
ha yol açacak bir "işbirliği" bu dördün-
cü aşamayı teşkil ediyor.
LONDRA
Thatcher
4
savaş' diyor
EDİP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Başbakan Margaret
Thatcher, Saddam Hüseyin ile artık go-
rüşülecek konu kalmadığını ve Kuveyt
1
ten geri çekilmesinden başka seçeneği ol-
madığını söyledi. Başbakan Thatcher ile
ABD Başkanı George Bush arasında Kör-
fez bunahmı konusunda yaklaşım farkı
ortaya çıkıyor. Başkan Bush, soruna hâ-
lâ barışçı çözüm yollan aranabileceğini
ima ederken, Başbakan Thatcher, sertlik
yanlısı. Nitekim, Ingiltere Körfez'e gön-
dereceği kuvveti "sessizce" iki bin kişi da-
ha arttırdı. Kasım ortasına kadar toplam
15 bin askeri personel Körfez bölgesine
varmış olacak. Ingiliz kuvvet komutanı
da atandı.
Başbakan Thatcher, özellikle Fransa
Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın, bunalıma
"farklı" çözümler arama önerilerini ima
ederek, "Bazıları, sorunda diplomasiye
yer olması gerektiğini söytuyorlar, bir tür
görüşmeye yer olması gerektiğini diişünü-
yorlar. Saddam Hüseyin, Kuveyt'i savaş-
la ele geçirdi, tanklarla, silahlarla üzeri-
ne yürudii, mala ve cana hiç deger ver-
meden. saygı gostermeden. Orada kalma-
ya devam ettigi her geçen gün, Birleşmiş
Milletler Yasası'na yeni bir saldırıda bu-
lunuyor sayılmahdır. Yeni bir savaş du-
rumu yaratıyor sayılmahdır" dedi.