Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 EKÎM 1990 HABERLER CUMHURÎYET/9
'îşkenceyi İzleme Komitesi'nin raporuna göre, BM'nin 'işkenceye karşı' sözleşınesinin imzalandığı 1988 tarihinden bu yana 102 kişi işkence gördü
Türkiye'ninHşkence haritası' çıkarıldıtstanbul Haber Servisi — Türki-
ye'de işkencenin, anayasa, kanunlar
ve uluslararası anlaşmalarla yasak-
lanmış olmasına karşın, yaygın bir
şekilde sürdüğü bildirildi. İnsan
Haklan Derneği (İHD), Türkiye'nin
BM'nin "Işkenceye karşı" sözleşme-
sini imzaladığı 10 Ağustos 1988 ta-
rihinden bu yana, yaşları 12 ile 41
arasında değişen 18'i kadın 84'ü er-
kek, toplam 102 kişinin işkence gör-
düğünü ve bunun doktor raporlan>-
la kesinlik kazandığını açıkladı.
İnsan Haklan Derneği Istanbul
Şubesi "İşkenceye Karşı Lluslarara-
sı Sözleşmeleri İzleme Koraisyonu",
Türkiye genelinde dağmığı bilgi
formlarına gelen yanıtlan rapor ha-
line getirerek "Türkiye'nin işkence
haritası"nı çıkardı.
Komisyon üyeleri, dün İstanbul-
da düzenledikleri basın toplantısın-
da "Tiirkiye'de işkence" konulu ra-
poru kamuoyuna açıkladılar. Top-
lantıda, hükümetin Birleşmiş Millet-
ler'e sunduğu 10 Mayıs 1990 tarihli
"Tiirkiye'de işkencenin olmadıgı"
yolundaki raporun gerçekleri yansıt-
madığı savunutdu. Belli oranda da
olsa doktor raporuyla kesinlik kaza-
nan işkence ve işkence sonucu öliim-
Ierin, "AIDS vattüberküloz nedeniyle
ölüra" olarak gösterilmesi kınandı.
Av. Akın Atalay, Av. Engin Cin-
men, Murat Çelikkan, Av. Tangiil
Özer, Av. Hiilya Vural ve Ayşeeül
Devecioğlu'ndan oluşan "İşkence İz-
leme Komilesi", bilgi formlan vası-
tasıyla 1988 ve 1990 yılları arasmda
gerçekleşen işkence olaylannı be-
lirledi.
Komisyon, ga2ete ve dergilerde ya-
yımlanan bilgi formlanyla yapılan
102 başvuruyu, işkencenin yıhara da-
ğılımı, yaş grupları, öğrenim durum-
ları, meslek grupları, işkence uygu-
lanan yerler, suçlamalar ve işkence
yöntemleri başlığı altında değer-
lendirdi.
Araştırma sonuçlanna göre Turki-
ye"nin Birleşmiş Milletler "tşkençe ve
başka zalimce, insanlıkdışı, onur kı-
ncı davranışa karşı" sözleşmesini im-
zaladığı 10 Ağustos 1988 tarihinden
1990 ağustos ayına kadar. Tiirkiye'de
"102 işkence olayı" saptandı. Yaşla-
rı 12 ile 41 arasında değişen 102 iş-
kence kurbanından 18'ini kadınlar,
84'ünu de erkekler oluşturuyor.
Rapor, 1988-90 yılları arasında
gerçekleşen işkence olaylarından
100'ünun polis karakollannda veya
merkezlerinde yapıldığını ortaya ko-
yuyor. İşkence uygulanan illerde An-
kara birinci sırada yer alıyor. İstan-
bul'daki işkencehaneler ise Birinci
Şube, Yeldeğirmeni Polis Karakolu,
Beyoğlu Emniyet Amirliği ve Fikir-
tepe Karakolu olarak sıralanıyor.
Raporda aynca, işkence görenle-
rin ifadeleri ile polisin işkence- yön-
temleri hakkında bilgi veriliyor. İş-
kencede kullanılan yontemler ise şu
başlıklar altındı toplanmış:
'"Kaba dayak, tazyikli soğuk su
sıkmak, sırta binmek, aşağılamak,
yerde sürüklemek, cinsel organları
burmak, aç susuz bırakmak, el fala-
kası, ayak falakası, Filistin askısı, çı-
rılçaplak soymak, işkence dinletmek,
tuvalete çıkarmamak, tek ayak us-
tünde bekletmek, ağıza tukürmek,
tecavüze teşebbüs, tecavüz etmek,
makata ve cinsel organa cop sok-
mak, elektrik vermek, kıl yolma ve
yakma, oto lastiğine sokarak da-
yak..:'
Bilgi formlanndaki "size işkence
yapanı, kişi/kişilerin adlarını biliyor
musunuz?" sorusuna verilen yanıt-
lardan, işkencecilerin yüzde 70'inin
emniyet görevlisi olduğu ortaya çıkı-
yor. İşkenceye uğrayanlar, .'2 işken-
cecinin adını ve soyadını biliyor. 12
işkencecinin ise sadece isimleri belir-
lenebilmiş. Komite üyelerinden Mu-
rat Çelikkan, işkenceci polislerin ço-
ğunun adının değerlendirilen 102
formda da ortak olduğunu açıkladı.
Ankara birinci
Ağustos 1988 - Ağustos 1990 ta-
rihleri arasında işkence gördükleri
saptanmış 102 kişiden 58'inin Anka-
ra'da işkence gördüğü anlaşıldı. An-
kara'yı, 28 işkence olayı ile İstanbul
izlerken, Bursa ve Kocaeli illeri 3'er
işkence olayı ile Uçüncülüğu, Diyar-
bakır ve Hatay da 2'şer olayla
4'ncülüğü paylaştılar. Ankete göre
bir işkence olayının işlendiği iller de
şöyle sıralanıyor.
"Samsun, Edirne, Mardin, Sıvas,
Tokat, Burdur, Şanlıurfa, Antalya,
Adana, Aydın, Eskişehir, Adıyaman
ve Çanakkale."
İnsan Haklan Derneği (İHD) İs-
tanbul Şubesi işkenceye Karşı Ulus-
lararası Sözleşmeleri İzleme Komis-
yonu, bir basın toplanusı düzenleye-
rek "Türkiye'de İşkence" konulu ra-
porunu kamuoyuna açıkladı. Top-
lantıda hûkümetin Birleşmiş Millet-
ler'e sunduğu 10 Mayıs 1990 tarihli
"Türkiye'de işkencenin olmadığı"
yolundaki raporun gerçekleri yansıt-
madığı savunuldu.
İHD İstanbul Şubesi İşkenceye
Karşı Uluslararası Sözleşmeleri İzle-
me Komisybnu üyesi Murat Çelik-
kan, hazırlanan işkence raporunu
özetleyerek Türkiye'de sözleşmelerin
gerfektirdiği adli ve idari değişiklik-
lerin iç hukuka yansıtılmadığını söy-
ledi.
İzleme Komisyonu üyesi Avukat
Engin Cinmen, Türkiye'de işkence
olaylannın önlenmesi için yeni dü-
zenlemelerin yapılması gerektiğini
savunarak BM'ye sunulan işkence ra-
porunu "Türkive'nin yüzkarası" ola-
rak nitelendirdi.
Avukat Akın Atalay da Ceza Usul
Yasası'nın tutuklamaları düzenleyen
hükümlerinde tutukluluğun üst sını-
rının gösterilmesi gerektiğini dile ge-
tirdi.
Toplantıda Ceza Yasası'ndaki ek-
siklikler nedeniyle işkence suçu işle-
yenlere suçun karşılığı olan cezanın
verilemediği belirtilerek "Ceza Yasa-
sı'ndaki işkence suçu yeniden düzen-
lenerek BM sözleşmesi dogrultusun-
da değiştirilmelidir" denildi.
İHMAL — Ülker'in Davutpaşa'daki fabrikasında yangına karşı gerekli onlemlerin aiınraaması
hasarın daha biıyük olraasına yol açtı. (Fotograf: Sabahattin Bostancıoğlu)
Ulker'de yangın(Baştarafi 1. Sayfada)
kadar itfaiyeci ile 20 araç, sön-
dilrme çabşmalanna katıldt. It-
faiye araçlarına çevre fabrika-
ların depolanndan da su takvi-
yesi yapıldı. Ancak zaman za-
man boşalan araç depolarımn
doldunılamadığı ve bu araçla-
nn söndürme çahşmalarında
devre dışı kaldığı görüldü. Fab-
rika işçilerinin de katıldıkları
söndürme çabalan sırasında
yangının bazen kontrol aitına
alınırken tekrar büyümesi, itfa-
iye ekiplerine zor anlar yaşat-
tı. Akşam saatlerinde binanın
1. ve 2. katlanna kadar alevler
yükseldi.
Ana depodaki yangın bura-
da kontrol aitına alındığı sıra-
da, ikinci katta bulunan dağı-
tım böiümünden de alevler
yükselmeye başladı. İtfaiye
ekiplerinin yer yer etkisiz kal-
dığı yangında üst katlara da sıç-
rama olabileceği düşüncesiyle
kapılar kırılarak buradaki pa-
ketlenmiş çikolataların bir bö-
lümü dışanya taşındı.
Söndürme çalışmalan gece
de aralıksız sürerken, gazeteci-
Ierin sorulannı yanıtlayan İs-
tanbul İtfaiye Müdürii Abdur-
rahman Kılıç, fabrikada olası
bir vangın tehlikesine karşı ge-
rekli onlemlerin alınmamış ol-
duğunu belirterek "Yangının
ana nedeni bu ihmaldir" dedi.
Kılıç şöyle konuştu:
"Yangının zamanında kont-
rol edilemernesinin iki önemli
nedeni var. Birincisi, Vatan
Caddesi'nin Cumhuriyet Bayra-
mı provalan nedeniyle trafiğe
kapatılmış olması. Irafigin sı-
kışıklığı nedeniyle ekiplerimiz
MALLAR DIŞARI ÇIKARILDI — Kısa sıirede buyuyen yan-
gın üst katları tehdit etmeje başlayınca kolilerce Ülker mamu-
lü işçiler tarafından dışarı taşındı. (Fotograf: Uğur Saner)
Fatih'teki itfaiye merkezinden
fabrikamn bulunduğu Davut-
paşa'ya gecikmeli olarak gele-
bildi. İkincisi de bu derece ge-
niş bir alan üzerine kurulu bu-
lunan bir işyerinde gerekli gü-
venlik önlemierinin alınmamış
olduğunu görduk. Fabrika bi-
nalan arasında yangın tehlike-
sine karşı ara bölümler yok.
Oysa yangın perdeleri bulun-
ması gerekirdi."
Kılıç, su durumunun söndür-
me çalışmalan açısından yeterli
olduğunu, ancak yangının de-
vam ettiği ana depoda bulunan
kimyasal nitelikli maddeler,
mazot tanklan ve ciklet gibi
maddelerin yangının alevlen-
mesine neden olduğunu kaydet-
ti.
Yangın sürerken İstanbul
Emniyet Müdürü Mehmet
Ağar'ın askeri birliklerden de
yardım istenraesi önerisi, İtfai-
ye Müdürü Abdurrahman Kı-
lıç tarafından tepkiyle karşüan-
dı. Ağar'ın telsizle askeri birlik-
lerden de yardım istenmesi öne-
risine Kılıç, "Bu bizim işimiz.
Emniyet müdürü yardım etmek
istiyorsa asker, polis değil, su
göndersin" diye karşılık verdi.
Türkiye'nin en büytik çikola-
ta, bisküvi ve şekerleme üretim
tesislerinden Ûlker Bisküvi ve
Çrkolata Fabrikası'nın sahibi
Sabri Clker de yangın söndür-
me çahşmalarını izledi. Ülker,
yangının elektrik kontağından
çıkmış olabileceğini, yangının
diğer katlarda etkili olmadan
söndürülmesi durumunda dahi
zararlannın 5 milyar dolayında
olacağını söyledL
Yangın başladığı sırada fab-
rikada bulunan işçilerden bir
grup da yangının, depo kısmın-
da oksijen kaynağıyla çalışma
yapılırken ambalajların tutuş-
ması nedeniyle başlamış olabi-
leceğini söylediler. işçiler,
"Günlerden cumartesi olması
nedeniyle depo kısmında kim-
se yoktu. Üretim bölümlerinde
bulunan yaklaşık 500 işçi de kı-
sa sürede fabrikayı boşalttı"
dediler. Adını açıkİamayan bir
işçi ise yangının sabotaj olabi-
leceğini öne sürerek bir sure ön-
ce işten çıkarılan işçilerden bi-
rinin fabrikayı kundaklamış
olabüeceğini söyledi.
Yangın, gece 22.30 sıraların-
da kontrol aitına alındı.
KlSA KISA
• 2 KORUCU ŞEHİT Malatya'nın Darende
ilçesine bağlı Yeniköy'e baskın düzenleyen bir
grup bölücu terorist, iki köy korucusunu şehit
etti. Önceki gece saat 21.30sularında
KaTıramanmaraş il sınırları yakınındaki
Yeniköy'e baskın düzenleyen bölücü teröristler,
devriye görevi yapmakta olan köy korucuları
Ismail Kaya ile Mehmet Doğan'ı şehit ettiler.
Koruculann silahlannı da alan teröristler,
karanlıktan yararlanarak olay yerinden
uzaklaştılar. Teröristlerin kaçarken köye
bölücü örgüte ait sloganlar içeren bildiriler de
bıraktıklan öğrenildi.
• KÖPRÜDE KAZA: 2 ölü Boğaziçi
Köprüsü'nde bariyerlere çarparak yanan
otomobilde 2 kişi öldü, iki kişi de ağır
yaralandı. Okmeydanı'ndaki bir düğunden
Sangazi'deki evlerine giden Salih Kantekip'in
kullandığı 34 LA 928 plakalı otomobil saat
23.30 sıralarında gişelere yaklaşırken
bariyerlere çarptı. Çarpma sonucu alev alan
otoda bulunan sürücü Salih Kantekin ile eşi
Arife Kantekin yanarak öldü, İsmail Kantekin
ve Güngör Temel de ağır yaralanarak
Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde tedavi
aitına alındı. Kazaya alkollü araç kullanımının
neden olmuş olabileceği belirtildi.
• HÜCRE EVİNE BASKIN Kartal
Maltepe'de bir eve operasyon duzenleyen
polisin biri kız 6 kişiyigözaltına aldığı
belirtildi. Edinilen bilgiye göre Altayçeşme
Mahallesi'ndeki bir eve, polis dun 2İ.Ö0
sıralarında operasyon düzenledi. Operasyon
sırasında yaklaşık 15 dakika silah sesi
duyulduğu ve biri kız 6 kişinin gözaltına
alındığı bildirildi. Polis yetkilileri operasyonun
niteliği konusunda bilgi vermediler. Ancak
baskın yapılan yerin bir orgüte ait hucre evi
olduğu öne sürüldu.
• SOVGLNA İNANMAK
İSTEMİYORLAR — Istanbul'da onceki gun
Gedikpaşa Türk Ticaret Bankası'nı soyma
girişimi sırasında ölü ele geçirilen Ulvi
Çakmak'ın yakınları olayın soygun
olabüeceğini sanmadıklarını öne sürerek
'"Milyarlık bir kişi neden banka soysun.
Olay Ulvi Çakmak ile banka yonetıcileri
arasındakı bir tartışmadan kaynaklanmış
olabilir" dediler. Olayı haber alan Ulvi
Çakmak'ın Malatya'daki yakınları, bu
konuda yapılan açıklamalara
inanmadıklarını söylediler. Ölunı olayından
henüz haberdar edilmeyen Ulvi Çakmak'ın
eşi Nevin ve annesi Saadet Çakmak,
yakınları tarafından "Oğlun trafik kazasında
yaralandı" denilerek İstanbul'a goturüldüler.
lzmır de Laık 1urkıye yürujiışutZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) — lzmir Barosu'nun ön-
cülüğünde düzenlenen "Laik,
Demokratik, Çagdaş Türkiye
Cumburiyeti Ilkelerine Sahip
Çıkalun" yurüyüşü dün yapıldı.
Aralarında türbanlı hanımlann
da bulunduğu binlerce yurttaşm
katıldığı "sessiz yüriiyüş" sessiz-
liği zaman zaman alkışlarla bo-
zuldu. Yürüyüş sonrası Cumhu-
riyet Alanı'nda yapılan konuş-
mada, son günlerde demokratik,
laik düşünceye yönelik saldırıla-
nn hız kazandığına, terör ve şid-
detin tırmanışa geçtiğine dikkat
çekilerek "Dış destekli karanlık
odaklann Tiirkiye'ye çağdışı bir
rejim ithal etmek istediklerini
gösterir çok ciddi belirti ve ka-
nıtlar vardır" denildi.
Yürüyuşe katılanlar arasında
SHP Milletvekili Tiırkân Akyol,
Bağımsız tzmir Milletvekili Ke-
mal Anadol, Anakent Belediye
Baskanı Yüksei Çakmur, Konak
Belediye Başkanı Ahmet San-
şın, Anakent, Konak, Karşıya-
ka, Buca ve Bornova'dan siyasi
parti temsilcileri, üyeleri, bele-
diye yöneticileri, çalışahlan,
meslek kuruluşlarının, oda ve
derneklerin temsilci ve üyeleri
bulunuyordu. Yürüyüş, Konak
Alanı'ndan çiseleyen yağmur al-
tında saat 14.30 sıralarında baş-
ladı. Kortejin önündeki grup sa-
?t 15.00 sıralarında Cumhuriyet
Alanı'na ulaştı.
Yürüyuşe katılan yurttaşlar
arasında türbanlı bayanlann da
bulunması dikkat çekiciydi.
Gruplara ayrılan kortejde her
bir grubun önünde bir pankart
bulunuyordu. Pankartlarda
"Laik, Demokratik, Çagdaş
Türkiye Cumhuriyeti Ilkelerine
Sahip Çıkalun", "Düşünceye
Saygı, Şiddete Son", "Hukuka
Saygüıyız, Şiddete Karşıyu" ya-
alıydı. Yürüyüşün sessizliği za-
man zaman alkışlarla bozuldu.
Yürüyuşe katılanlann Cum-
huriyet Alanı'na yerleşmeleri
yaklaşık 20 dakika sürdü. İlk
grup Cumhuriyet Alanı'na ulaş-
tığında en arkadaki grup henüz
Konak Alanı'ndan hareket et-
meye hazırlanıyordu. Alanda
yürüyuşe katılanlar yerini aldı-
ğında saygı duruşunda bulunul-
du, İstiklal Marşı söylendi. İz-
mir Barosu Başkanı avukat Sab-
ri Kurt, yürüyuşe katılan toplu-
luğu saygı duruşuna çağınrken
"Sizleri Atatürk'ten Muammer
Aksoy'a, Çetin Emeç'e, Bahriye
Üçok'a kadar laik, demokratik.
çagdaş Türkiye Cumhuriveti'ni
kurma savaşımında hayatını ve-
renlerin manevi huzurunda bir
dakikalık saygı duruşuna
çagınyorum" dedi. Bunun üze-
rine topluluk icindeki bazı grup-
lardan "Turan Dursun'u da
söyle" bağırışları yanında,
"De\rim şehitleri ölmez" biçi-
minde sloganların atıldığı du-
yuldu.
Cumhuriyet Alanı'ndaki top-
luluğun saygı duruşunu tamam-
lamasının ardından, "Savaşa
Hayır" sloganları atıldı. Yürü-
yüş düzenleme komitesi üyesi
Selahattin Baha, slogan atanlan
kurallara uymaya çağırdı ve ses-
sizliğin sağlanmasından sonra
avukat Erol Özcan, düzenleme
kurulunun önceden hazırladığı
bildirivi okudu.
SHP mitingindebarışa çağn(Baştarafi I. Sayfada)
Türkiye'nin, tarihinin hiçbir
döneminde ANAP iktidannda
olduğu kadar. kötü bir yönetim
görmediğini vurgulayan İnönü
"iç-dış borç,
bülçe açıgı, işsizlik, üretimsizlik
ve yoksullaştırmada rekorlar
kınldığını" söyledi. SHP'nin il-
ke olarak "savaşa ve idam
cezalanna" karşı olduğunu vur-
gulayan İnönü, "16 yaşındaki
bir genç kız 'Savaşa hayır' dedigi
için hapse atılıyor. Böyle şe>
olmaz" şeklinde konuştu.
SHP Genel Merkezi tarafın-
dan düzenlenen, İstanbul ve İz-
mit il örgütlerinin de katkıda
bulunduğu "Barış ve İnsanca
Yaşam Mitingi" için dun sabah
Istanbul'da iki ayn konvoy oluş-
turuldu. Önceki gün İstanbul'a
gelen tnönü ve Genel Sekreter
Hikmet Çetin, Atatürk Havali-
manı girişinde bekleyen birinci
konvoyla buluştular. Saat
09.30'da havalimanı girişine ge-
len İnönü, buradan SHP'nin
Güneş 2 otobüsüne bindi. Da-
ha sonra Kartal'da bekleyenler-
le buluşuldu. 50 otobüs ve yüz-
den fazla araçtan oluşan konvo-
ya yol boyunca diğer il örgütle-
rinin araçlan da katıldı. İnönü
ve beraberindekiler saat 12.30 sı-
ralannda lzmit'e girdiler.
SHP Genel Sekreter Yardım-
cısı Ertuğml Günay dün erken
saatlerde İzmit'e gelerek mitin-
gin yapılacağı Anıttepe Alanı-
ndaki düzenlemeyi yönetti.
Alanda bekleyenlerin arasında
"Mücadele" dergisi, "Militan
Gençlik" ve "Yeni Demokratik
Jşçiler" pankartları taşıyan yak-
laşık 100 kişilik grubun slogan
atmalan Guneş l'den yayımla-
nan müzikle ve Günay'ın yaptı-
ğı uyanlarla önlendi.
Bazı çocuklann babalannın
omuzlarında "Savaşa hayır" ya-
alı pankanlar taşıdıkları alan-
da, "Savaşa havır"", "Savaş çı-
gırtkanlığına son", "Sosyal de-
mokratlar birleşin", "Onca ka-
ranlık cina\et ortada dunırken
niçin savaşa hayır diyen gençler
veçocuklar?", "Laik, demokra-
tik, cağdaş Türkiye", "Demok-
rasi istiyoruz, bemen şimdi"
pankartları yer aldı. İnönu ve
beraberindekileri taşıyan Güneş
2 otobüsü alana girdiğinde ilgi
nedeniyle uzun süre konuşma-
nın yapılacağı yere ulaşılamadı.
SEVGİ GÖSTERtSt — Mitingin yapılacağı Anıttepe Alanı'na
girmeye çalışan SHP konvoyunun önü sık sık kesildi. SHP Ge-
nel Başkanı İnönü, sevgi gösterilerine otobüsün yan camından
dışama uzanarak karşılık verdi. (Fotograf: Uğur Saner)
İnönü ile birlikte çok sayıda PM
üyesi, milletvekili ve il, ilçe yö-
neticileri de mitinge katıldılar.
Bu arada son kunıltayda Bay-
kal'ı destekleyen bazı milletve-
killerinin de otobüste bulundu-
ğu göruldü.
Konuşmasına kurultayın
amacına ulaştığını belirterek
başlayan İnönü, "İç çekişmeler-
le kaybedecek zamanımız yok.
Bizim hedefimiz artık iktidardır.
Biz gücümuzu halktan alan bir
partiyiz. Bu nedenle bizi kimse
durduramaz" şeklinde konuştu.
Inonü, hûkümetin politikalan--
nın bedelini, "bir avuç köse dö-
nücu varlıklının dışındaki halkın
ödedigini" belirterek şunları
söyledi:
"Çankaya'da birisi var, o ne
yapıyor? Ülkeye telefon getirdim
diye akşama kadar telefonla ko-
nuşuyor. Bu konuşmalardan ül-
ke ne çıkar saglıyor? Bu telefon
konuşmalanndan sonra öraegin
Körfez krizinde en ağır bedeli
biz ödüyoruz."
İnönü, Körfez krizinin Türk-
iye'ye getirdiği zararlan anlata-
rak Cumhurbaşkanı Turgut
özal'dan "telefonlu
arkadaşunız" diye söz etti. İnö-
nü, Türkiye'nin BM Güvenlik
Konseyi'nin aldığı kararlara çok
hızlı ve hatta fazlasıyla u'yduğu-
nu, bu nedenle dünva kamuoyu-
nun Türkiye'nin özverilerini de-
ğerlendiremediğıini belirtti.
ABD'nin "petrol hazinesini tek
başına koruyan bir ülke gibi
davrandıgını" kaydeden inönü,
"Oysa sorun bir hukuk ihlalidir.
Biz bir süper güciin peşine takı-
lırsak bundan büyük zarar gö-
riiriiz" diye konuştu.
Kıbns sorunu ._
Cumhurbaşkanı Özal'ın ABD
gezisindeki temaslanna da deği-
nen İnönu, Bush-Ozal görüşme-
sine ilişkin oiarak, "Koskoca sü-
per güç ABD'ye nasıl yardım
ederiz? Aslında bu konu konu-
şuldu, yani onlar bize nasıl yar-
dım eder konusu değil" dedi.
ABD'nin Kıbns sorununun çö-
zümüne "Denktaş gitsin başkası
gelsin" biçiminde yaklaştığına
dikkat çeken İnönü, ABD'ye
seslenerek, "Avrupa'da banşı na-
sıl sagladıysamz, Kıbns'ta da ay-
nı usulü uygulayın. Bir tarafa
baskı vapmajın. Bu işin çözümü
iki tarafın görüşmesiyle müm-
kün olur" dedi. Denktaş'ı hal-
kın seçtiğini kaydeden İnönü,
"Kıbns'ta bir federal cozüm için
yardımcı olun. Bush, Özal'a de-
miş ki, sen anlarsın. Bu sorunu
bitiriverelim! Böyle şey olmaz.
Bir süper gücün dümensuyuna
girilerek olmaz" şeklinde konuş-
tu.
Erdal İnönü ve beraberinde-
kiler daha sonra İzmit'in Körfez
ilçesinde Atatürk Anıtı ve çevre
düzenlemesiyle bir caddeye Bah-
riye Üçok'un adı verilmesi nede-
niyle düzenlenen törene ka-
tıldılar.
Gözaltı
Mitingden sonra polisin 155
kişiyi gözaltına alarak emniye-
te götürdüğü bildirildi. SHP İz-
mit İl Başkanı Keramettin Genç-
türk, görüştüğu polis yetkilile-
rinın kendisine, "Miting sırasın-
da, SHP'nin belirledikkri dışın-
da slogan atan ve >asadışı bildiri
dagıtan kişiler belirledik. Bun-
lann sayısı 7-8. Kimlik tespitin-
den sonra geri kalanları
bırakacağız" şeklinde bilgi ver-
diklerini söyledi. Gençtürk, po-
lisin tutumunu protesto ettikle-
rini belirterek "SHP'nin gör-
kemli miüngine gölge düşünnek
istiyorlar" diye konuştu.
BARIŞ VE LNSANCA YAŞAM MİTİNGİNDEN NOTLAR
Gündemi yakalamak(Baştarafi I. Sayfada)
biydi. "Ölüm cezalan kaldınlsın,
idama hayır", •'Emperyalist sa-
vaşa, savaş zamlanna, idamlara
hayır" pankartlanyla donatıl-
mıştı miting alanı. SHP İstan-
bul İl Başkanı Ercan Karakaş,
konvoy İzmit'e girdiğinde, mi-
tingin anlamını otobüsun uze-
rinden anlatıyordu:
— Savaş kışkırtıcılığına, pa-
halılığa, haksızjıga, gericilige
karşı "Banş ve İnsanca Yaşam
Mitingi..."
Toplumun gundemindeki ko-
nulara, İnönü'nün yaklaşımının
altını çiziyordu Karakaş:
—
i
'16 yaşındaki çocuklan ce-
zaevine koyarak hiçbir sorun
çözülemez" diyen lider... "Çağ-
daş toplumlarda idam cezalan
kaldınlmıştır, bizde de kaldınla-
caktır" diyen lider...
SHP'nin yeni yöneümi ilk mi-
ting sınavını dün İzmit'te verdi.
Büyük bir konvoyla cıkmıştı yo-
la İnönü İstanbul'dan. SHP
merkezi, miting için beiediye
olanaklarının kullanılmasına
kesinlikle karşı cıkmıştı. Bu yüz-
den son bir buçuk yıldır alışılan
telsizli, resmi arabalı SHP çık-
madı ortaya. Karakaş durumu
"Örgüllerin. halkın kendi katı-
lımının saglanmasım istedik" di-
ye açıklıyordu.
İstanbul'dan İzmit'e dek İnö-
nü'nün yolu partililerce birkaç
kez kesildi. Erdal İnönü'nün ya-
nında bu kez eşi Sevinç İnönü
vardı. Partinin yeni Genel Sek-
reteri Hikmet Çetin "vitrinde"
öne çıkmak yerine, konvoyun ve
mitingin denetlenmesine ağırlık
vermişti. SHP otobüsu Derin-
ce'ye girip mahalle aralarından
geçerken "Sanlık bahçeli ev" ya-
zan konutlardan kadınlar, "Bir
kilo çay alana bir kilo şeker
bedava" yazarl bakkallardan er-
kekler fırhyordu dışarı. Kahve-
lerden çıkan sakallı, takkeliler
de İnönü'ye ilgiyle el salhyorlar-
dı. Otobüsun üzerinden bu gö-
rüntüleri izleyen Hikmet Çetin,
"Seçim atmosferi gibi büyük ilgi
var" diyordu.
İzmit'e girildiğinde de gerçek-
ten seçim atmosferi yaşandı.
Kentin sokaklan Bayrampaşa
seçimlerinde olduğu gibi bay-
raklarla, pankartlarla donatıl-
mıştı. Çe\rede inönü'nün pos-
terleri vardı. Yol boyunca SHP
konvoyuna, "Başbakan tnönü"
sloganlan arasında şeritler, kon-
fetiler, parti amblemi taşıyan
pullar atıldı. Bir MYK üyesi, İz-
mit örgütünün düzenlemedeki
başansını anlatırken "Artık in-
sanlar rahatladı. 'Acaba hangi-
sinin posterini assak' diye endi-
şe duymuyorlar" değerlendir-
mesini yapıyordu.
Kunıltayda Baykal'ın listesin-
de olan İstanbul Milletvekilleri
Mustafa Sangül ile Ali Haydar
Erdoğan da İnönü ile aynı oto-
büsteydi. Mitingde İnönü'nün
yanında yer alan "Baykal yan-
lıları"nın dışlanmamasından,
şimdiki yönetimle olan ilişkile-
rinden, kurultay yarışının
SHP'nin şimdiki yönetimince
artık unutulduğu ortaya çıkıyor-
du. Dunkü İzmit mitingi,
SHP'nin iç kavgalanndan dışa
yönelmesine dönük isteğinin en
belirgin göstergesiydi.
Miting alanında İnönü'yü
karşılayanlar da bu dışa dönük-
luğe coşkuyla katıldılar. Alanı
dolduran binlerce kişinin arasın-
da batan şirketlerin aylardır üc-
ret alamayan emekçileri, sözleş-
meleri uyuşmazlığa gitmiş, grev
aşamasındaki işçiler çoğunluk-
taydı. Kendi gruplarının slogan-
larını atan gençler de vardı. An-
cak bunların sloganlarıyla
SHP'lilerin taşıdığı pankartlar
pek öyle birbirine uzak görün-
müyordu. Konuşurken slogan
atan bu küçük grubu da İnönü
hoşgörüyle karşılayıp "Dinleyin,
bunlar daha önemli" diyordu.
SHP'nin yeni yönetimi dün
alana iyi düzenlenmiş bir mi-
ting, güçlü, ama yerel yönetfrn-
lerin olanaklanndan yararlan-
mayan bir gövde gösterisi ile çık-
tı. En önemlisi de "İdam ceza-
lan kaldırılsın"larla. "Savaşa
hayır"larla Türkiye insanınm
duyarlı olduğu konularda, gün-
demi iyi yakalamış bir ana mu-
halefet partisi olduğunu gösterdi
SHP. Miting sona erdiğinde, in-
sanlar "işçi kenti" İzmit'in va-
roşlanna doğru ellerinde özlem-
lerini dile getiren pankartlany-
la dağılıyorlardı. Babasının
omuzundaki çocuk, pankartını
hâlâ bırakmamış, kıiçücük elle-
riyle tasıyordu: "Savaşa hayır."