22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EKÎM 1990 HABERLER CUMHURÎYET/9 'îşkenceyi İzleme Komitesi'nin raporuna göre, BM'nin 'işkenceye karşı' sözleşınesinin imzalandığı 1988 tarihinden bu yana 102 kişi işkence gördü Türkiye'ninHşkence haritası' çıkarıldıtstanbul Haber Servisi — Türki- ye'de işkencenin, anayasa, kanunlar ve uluslararası anlaşmalarla yasak- lanmış olmasına karşın, yaygın bir şekilde sürdüğü bildirildi. İnsan Haklan Derneği (İHD), Türkiye'nin BM'nin "Işkenceye karşı" sözleşme- sini imzaladığı 10 Ağustos 1988 ta- rihinden bu yana, yaşları 12 ile 41 arasında değişen 18'i kadın 84'ü er- kek, toplam 102 kişinin işkence gör- düğünü ve bunun doktor raporlan>- la kesinlik kazandığını açıkladı. İnsan Haklan Derneği Istanbul Şubesi "İşkenceye Karşı Lluslarara- sı Sözleşmeleri İzleme Koraisyonu", Türkiye genelinde dağmığı bilgi formlarına gelen yanıtlan rapor ha- line getirerek "Türkiye'nin işkence haritası"nı çıkardı. Komisyon üyeleri, dün İstanbul- da düzenledikleri basın toplantısın- da "Tiirkiye'de işkence" konulu ra- poru kamuoyuna açıkladılar. Top- lantıda, hükümetin Birleşmiş Millet- ler'e sunduğu 10 Mayıs 1990 tarihli "Tiirkiye'de işkencenin olmadıgı" yolundaki raporun gerçekleri yansıt- madığı savunutdu. Belli oranda da olsa doktor raporuyla kesinlik kaza- nan işkence ve işkence sonucu öliim- Ierin, "AIDS vattüberküloz nedeniyle ölüra" olarak gösterilmesi kınandı. Av. Akın Atalay, Av. Engin Cin- men, Murat Çelikkan, Av. Tangiil Özer, Av. Hiilya Vural ve Ayşeeül Devecioğlu'ndan oluşan "İşkence İz- leme Komilesi", bilgi formlan vası- tasıyla 1988 ve 1990 yılları arasmda gerçekleşen işkence olaylannı be- lirledi. Komisyon, ga2ete ve dergilerde ya- yımlanan bilgi formlanyla yapılan 102 başvuruyu, işkencenin yıhara da- ğılımı, yaş grupları, öğrenim durum- ları, meslek grupları, işkence uygu- lanan yerler, suçlamalar ve işkence yöntemleri başlığı altında değer- lendirdi. Araştırma sonuçlanna göre Turki- ye"nin Birleşmiş Milletler "tşkençe ve başka zalimce, insanlıkdışı, onur kı- ncı davranışa karşı" sözleşmesini im- zaladığı 10 Ağustos 1988 tarihinden 1990 ağustos ayına kadar. Tiirkiye'de "102 işkence olayı" saptandı. Yaşla- rı 12 ile 41 arasında değişen 102 iş- kence kurbanından 18'ini kadınlar, 84'ünu de erkekler oluşturuyor. Rapor, 1988-90 yılları arasında gerçekleşen işkence olaylarından 100'ünun polis karakollannda veya merkezlerinde yapıldığını ortaya ko- yuyor. İşkence uygulanan illerde An- kara birinci sırada yer alıyor. İstan- bul'daki işkencehaneler ise Birinci Şube, Yeldeğirmeni Polis Karakolu, Beyoğlu Emniyet Amirliği ve Fikir- tepe Karakolu olarak sıralanıyor. Raporda aynca, işkence görenle- rin ifadeleri ile polisin işkence- yön- temleri hakkında bilgi veriliyor. İş- kencede kullanılan yontemler ise şu başlıklar altındı toplanmış: '"Kaba dayak, tazyikli soğuk su sıkmak, sırta binmek, aşağılamak, yerde sürüklemek, cinsel organları burmak, aç susuz bırakmak, el fala- kası, ayak falakası, Filistin askısı, çı- rılçaplak soymak, işkence dinletmek, tuvalete çıkarmamak, tek ayak us- tünde bekletmek, ağıza tukürmek, tecavüze teşebbüs, tecavüz etmek, makata ve cinsel organa cop sok- mak, elektrik vermek, kıl yolma ve yakma, oto lastiğine sokarak da- yak..:' Bilgi formlanndaki "size işkence yapanı, kişi/kişilerin adlarını biliyor musunuz?" sorusuna verilen yanıt- lardan, işkencecilerin yüzde 70'inin emniyet görevlisi olduğu ortaya çıkı- yor. İşkenceye uğrayanlar, .'2 işken- cecinin adını ve soyadını biliyor. 12 işkencecinin ise sadece isimleri belir- lenebilmiş. Komite üyelerinden Mu- rat Çelikkan, işkenceci polislerin ço- ğunun adının değerlendirilen 102 formda da ortak olduğunu açıkladı. Ankara birinci Ağustos 1988 - Ağustos 1990 ta- rihleri arasında işkence gördükleri saptanmış 102 kişiden 58'inin Anka- ra'da işkence gördüğü anlaşıldı. An- kara'yı, 28 işkence olayı ile İstanbul izlerken, Bursa ve Kocaeli illeri 3'er işkence olayı ile Uçüncülüğu, Diyar- bakır ve Hatay da 2'şer olayla 4'ncülüğü paylaştılar. Ankete göre bir işkence olayının işlendiği iller de şöyle sıralanıyor. "Samsun, Edirne, Mardin, Sıvas, Tokat, Burdur, Şanlıurfa, Antalya, Adana, Aydın, Eskişehir, Adıyaman ve Çanakkale." İnsan Haklan Derneği (İHD) İs- tanbul Şubesi işkenceye Karşı Ulus- lararası Sözleşmeleri İzleme Komis- yonu, bir basın toplanusı düzenleye- rek "Türkiye'de İşkence" konulu ra- porunu kamuoyuna açıkladı. Top- lantıda hûkümetin Birleşmiş Millet- ler'e sunduğu 10 Mayıs 1990 tarihli "Türkiye'de işkencenin olmadığı" yolundaki raporun gerçekleri yansıt- madığı savunuldu. İHD İstanbul Şubesi İşkenceye Karşı Uluslararası Sözleşmeleri İzle- me Komisybnu üyesi Murat Çelik- kan, hazırlanan işkence raporunu özetleyerek Türkiye'de sözleşmelerin gerfektirdiği adli ve idari değişiklik- lerin iç hukuka yansıtılmadığını söy- ledi. İzleme Komisyonu üyesi Avukat Engin Cinmen, Türkiye'de işkence olaylannın önlenmesi için yeni dü- zenlemelerin yapılması gerektiğini savunarak BM'ye sunulan işkence ra- porunu "Türkive'nin yüzkarası" ola- rak nitelendirdi. Avukat Akın Atalay da Ceza Usul Yasası'nın tutuklamaları düzenleyen hükümlerinde tutukluluğun üst sını- rının gösterilmesi gerektiğini dile ge- tirdi. Toplantıda Ceza Yasası'ndaki ek- siklikler nedeniyle işkence suçu işle- yenlere suçun karşılığı olan cezanın verilemediği belirtilerek "Ceza Yasa- sı'ndaki işkence suçu yeniden düzen- lenerek BM sözleşmesi dogrultusun- da değiştirilmelidir" denildi. İHMAL — Ülker'in Davutpaşa'daki fabrikasında yangına karşı gerekli onlemlerin aiınraaması hasarın daha biıyük olraasına yol açtı. (Fotograf: Sabahattin Bostancıoğlu) Ulker'de yangın(Baştarafi 1. Sayfada) kadar itfaiyeci ile 20 araç, sön- dilrme çabşmalanna katıldt. It- faiye araçlarına çevre fabrika- ların depolanndan da su takvi- yesi yapıldı. Ancak zaman za- man boşalan araç depolarımn doldunılamadığı ve bu araçla- nn söndürme çahşmalarında devre dışı kaldığı görüldü. Fab- rika işçilerinin de katıldıkları söndürme çabalan sırasında yangının bazen kontrol aitına alınırken tekrar büyümesi, itfa- iye ekiplerine zor anlar yaşat- tı. Akşam saatlerinde binanın 1. ve 2. katlanna kadar alevler yükseldi. Ana depodaki yangın bura- da kontrol aitına alındığı sıra- da, ikinci katta bulunan dağı- tım böiümünden de alevler yükselmeye başladı. İtfaiye ekiplerinin yer yer etkisiz kal- dığı yangında üst katlara da sıç- rama olabileceği düşüncesiyle kapılar kırılarak buradaki pa- ketlenmiş çikolataların bir bö- lümü dışanya taşındı. Söndürme çalışmalan gece de aralıksız sürerken, gazeteci- Ierin sorulannı yanıtlayan İs- tanbul İtfaiye Müdürii Abdur- rahman Kılıç, fabrikada olası bir vangın tehlikesine karşı ge- rekli onlemlerin alınmamış ol- duğunu belirterek "Yangının ana nedeni bu ihmaldir" dedi. Kılıç şöyle konuştu: "Yangının zamanında kont- rol edilemernesinin iki önemli nedeni var. Birincisi, Vatan Caddesi'nin Cumhuriyet Bayra- mı provalan nedeniyle trafiğe kapatılmış olması. Irafigin sı- kışıklığı nedeniyle ekiplerimiz MALLAR DIŞARI ÇIKARILDI — Kısa sıirede buyuyen yan- gın üst katları tehdit etmeje başlayınca kolilerce Ülker mamu- lü işçiler tarafından dışarı taşındı. (Fotograf: Uğur Saner) Fatih'teki itfaiye merkezinden fabrikamn bulunduğu Davut- paşa'ya gecikmeli olarak gele- bildi. İkincisi de bu derece ge- niş bir alan üzerine kurulu bu- lunan bir işyerinde gerekli gü- venlik önlemierinin alınmamış olduğunu görduk. Fabrika bi- nalan arasında yangın tehlike- sine karşı ara bölümler yok. Oysa yangın perdeleri bulun- ması gerekirdi." Kılıç, su durumunun söndür- me çalışmalan açısından yeterli olduğunu, ancak yangının de- vam ettiği ana depoda bulunan kimyasal nitelikli maddeler, mazot tanklan ve ciklet gibi maddelerin yangının alevlen- mesine neden olduğunu kaydet- ti. Yangın sürerken İstanbul Emniyet Müdürü Mehmet Ağar'ın askeri birliklerden de yardım istenraesi önerisi, İtfai- ye Müdürü Abdurrahman Kı- lıç tarafından tepkiyle karşüan- dı. Ağar'ın telsizle askeri birlik- lerden de yardım istenmesi öne- risine Kılıç, "Bu bizim işimiz. Emniyet müdürü yardım etmek istiyorsa asker, polis değil, su göndersin" diye karşılık verdi. Türkiye'nin en büytik çikola- ta, bisküvi ve şekerleme üretim tesislerinden Ûlker Bisküvi ve Çrkolata Fabrikası'nın sahibi Sabri Clker de yangın söndür- me çahşmalarını izledi. Ülker, yangının elektrik kontağından çıkmış olabileceğini, yangının diğer katlarda etkili olmadan söndürülmesi durumunda dahi zararlannın 5 milyar dolayında olacağını söyledL Yangın başladığı sırada fab- rikada bulunan işçilerden bir grup da yangının, depo kısmın- da oksijen kaynağıyla çalışma yapılırken ambalajların tutuş- ması nedeniyle başlamış olabi- leceğini söylediler. işçiler, "Günlerden cumartesi olması nedeniyle depo kısmında kim- se yoktu. Üretim bölümlerinde bulunan yaklaşık 500 işçi de kı- sa sürede fabrikayı boşalttı" dediler. Adını açıkİamayan bir işçi ise yangının sabotaj olabi- leceğini öne sürerek bir sure ön- ce işten çıkarılan işçilerden bi- rinin fabrikayı kundaklamış olabüeceğini söyledi. Yangın, gece 22.30 sıraların- da kontrol aitına alındı. KlSA KISA • 2 KORUCU ŞEHİT Malatya'nın Darende ilçesine bağlı Yeniköy'e baskın düzenleyen bir grup bölücu terorist, iki köy korucusunu şehit etti. Önceki gece saat 21.30sularında KaTıramanmaraş il sınırları yakınındaki Yeniköy'e baskın düzenleyen bölücü teröristler, devriye görevi yapmakta olan köy korucuları Ismail Kaya ile Mehmet Doğan'ı şehit ettiler. Koruculann silahlannı da alan teröristler, karanlıktan yararlanarak olay yerinden uzaklaştılar. Teröristlerin kaçarken köye bölücü örgüte ait sloganlar içeren bildiriler de bıraktıklan öğrenildi. • KÖPRÜDE KAZA: 2 ölü Boğaziçi Köprüsü'nde bariyerlere çarparak yanan otomobilde 2 kişi öldü, iki kişi de ağır yaralandı. Okmeydanı'ndaki bir düğunden Sangazi'deki evlerine giden Salih Kantekip'in kullandığı 34 LA 928 plakalı otomobil saat 23.30 sıralarında gişelere yaklaşırken bariyerlere çarptı. Çarpma sonucu alev alan otoda bulunan sürücü Salih Kantekin ile eşi Arife Kantekin yanarak öldü, İsmail Kantekin ve Güngör Temel de ağır yaralanarak Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde tedavi aitına alındı. Kazaya alkollü araç kullanımının neden olmuş olabileceği belirtildi. • HÜCRE EVİNE BASKIN Kartal Maltepe'de bir eve operasyon duzenleyen polisin biri kız 6 kişiyigözaltına aldığı belirtildi. Edinilen bilgiye göre Altayçeşme Mahallesi'ndeki bir eve, polis dun 2İ.Ö0 sıralarında operasyon düzenledi. Operasyon sırasında yaklaşık 15 dakika silah sesi duyulduğu ve biri kız 6 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Polis yetkilileri operasyonun niteliği konusunda bilgi vermediler. Ancak baskın yapılan yerin bir orgüte ait hucre evi olduğu öne sürüldu. • SOVGLNA İNANMAK İSTEMİYORLAR — Istanbul'da onceki gun Gedikpaşa Türk Ticaret Bankası'nı soyma girişimi sırasında ölü ele geçirilen Ulvi Çakmak'ın yakınları olayın soygun olabüeceğini sanmadıklarını öne sürerek '"Milyarlık bir kişi neden banka soysun. Olay Ulvi Çakmak ile banka yonetıcileri arasındakı bir tartışmadan kaynaklanmış olabilir" dediler. Olayı haber alan Ulvi Çakmak'ın Malatya'daki yakınları, bu konuda yapılan açıklamalara inanmadıklarını söylediler. Ölunı olayından henüz haberdar edilmeyen Ulvi Çakmak'ın eşi Nevin ve annesi Saadet Çakmak, yakınları tarafından "Oğlun trafik kazasında yaralandı" denilerek İstanbul'a goturüldüler. lzmır de Laık 1urkıye yürujiışutZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) — lzmir Barosu'nun ön- cülüğünde düzenlenen "Laik, Demokratik, Çagdaş Türkiye Cumburiyeti Ilkelerine Sahip Çıkalun" yurüyüşü dün yapıldı. Aralarında türbanlı hanımlann da bulunduğu binlerce yurttaşm katıldığı "sessiz yüriiyüş" sessiz- liği zaman zaman alkışlarla bo- zuldu. Yürüyüş sonrası Cumhu- riyet Alanı'nda yapılan konuş- mada, son günlerde demokratik, laik düşünceye yönelik saldırıla- nn hız kazandığına, terör ve şid- detin tırmanışa geçtiğine dikkat çekilerek "Dış destekli karanlık odaklann Tiirkiye'ye çağdışı bir rejim ithal etmek istediklerini gösterir çok ciddi belirti ve ka- nıtlar vardır" denildi. Yürüyuşe katılanlar arasında SHP Milletvekili Tiırkân Akyol, Bağımsız tzmir Milletvekili Ke- mal Anadol, Anakent Belediye Baskanı Yüksei Çakmur, Konak Belediye Başkanı Ahmet San- şın, Anakent, Konak, Karşıya- ka, Buca ve Bornova'dan siyasi parti temsilcileri, üyeleri, bele- diye yöneticileri, çalışahlan, meslek kuruluşlarının, oda ve derneklerin temsilci ve üyeleri bulunuyordu. Yürüyüş, Konak Alanı'ndan çiseleyen yağmur al- tında saat 14.30 sıralarında baş- ladı. Kortejin önündeki grup sa- ?t 15.00 sıralarında Cumhuriyet Alanı'na ulaştı. Yürüyuşe katılan yurttaşlar arasında türbanlı bayanlann da bulunması dikkat çekiciydi. Gruplara ayrılan kortejde her bir grubun önünde bir pankart bulunuyordu. Pankartlarda "Laik, Demokratik, Çagdaş Türkiye Cumhuriyeti Ilkelerine Sahip Çıkalun", "Düşünceye Saygı, Şiddete Son", "Hukuka Saygüıyız, Şiddete Karşıyu" ya- alıydı. Yürüyüşün sessizliği za- man zaman alkışlarla bozuldu. Yürüyuşe katılanlann Cum- huriyet Alanı'na yerleşmeleri yaklaşık 20 dakika sürdü. İlk grup Cumhuriyet Alanı'na ulaş- tığında en arkadaki grup henüz Konak Alanı'ndan hareket et- meye hazırlanıyordu. Alanda yürüyuşe katılanlar yerini aldı- ğında saygı duruşunda bulunul- du, İstiklal Marşı söylendi. İz- mir Barosu Başkanı avukat Sab- ri Kurt, yürüyuşe katılan toplu- luğu saygı duruşuna çağınrken "Sizleri Atatürk'ten Muammer Aksoy'a, Çetin Emeç'e, Bahriye Üçok'a kadar laik, demokratik. çagdaş Türkiye Cumhuriveti'ni kurma savaşımında hayatını ve- renlerin manevi huzurunda bir dakikalık saygı duruşuna çagınyorum" dedi. Bunun üze- rine topluluk icindeki bazı grup- lardan "Turan Dursun'u da söyle" bağırışları yanında, "De\rim şehitleri ölmez" biçi- minde sloganların atıldığı du- yuldu. Cumhuriyet Alanı'ndaki top- luluğun saygı duruşunu tamam- lamasının ardından, "Savaşa Hayır" sloganları atıldı. Yürü- yüş düzenleme komitesi üyesi Selahattin Baha, slogan atanlan kurallara uymaya çağırdı ve ses- sizliğin sağlanmasından sonra avukat Erol Özcan, düzenleme kurulunun önceden hazırladığı bildirivi okudu. SHP mitingindebarışa çağn(Baştarafi I. Sayfada) Türkiye'nin, tarihinin hiçbir döneminde ANAP iktidannda olduğu kadar. kötü bir yönetim görmediğini vurgulayan İnönü "iç-dış borç, bülçe açıgı, işsizlik, üretimsizlik ve yoksullaştırmada rekorlar kınldığını" söyledi. SHP'nin il- ke olarak "savaşa ve idam cezalanna" karşı olduğunu vur- gulayan İnönü, "16 yaşındaki bir genç kız 'Savaşa hayır' dedigi için hapse atılıyor. Böyle şe> olmaz" şeklinde konuştu. SHP Genel Merkezi tarafın- dan düzenlenen, İstanbul ve İz- mit il örgütlerinin de katkıda bulunduğu "Barış ve İnsanca Yaşam Mitingi" için dun sabah Istanbul'da iki ayn konvoy oluş- turuldu. Önceki gün İstanbul'a gelen tnönü ve Genel Sekreter Hikmet Çetin, Atatürk Havali- manı girişinde bekleyen birinci konvoyla buluştular. Saat 09.30'da havalimanı girişine ge- len İnönü, buradan SHP'nin Güneş 2 otobüsüne bindi. Da- ha sonra Kartal'da bekleyenler- le buluşuldu. 50 otobüs ve yüz- den fazla araçtan oluşan konvo- ya yol boyunca diğer il örgütle- rinin araçlan da katıldı. İnönü ve beraberindekiler saat 12.30 sı- ralannda lzmit'e girdiler. SHP Genel Sekreter Yardım- cısı Ertuğml Günay dün erken saatlerde İzmit'e gelerek mitin- gin yapılacağı Anıttepe Alanı- ndaki düzenlemeyi yönetti. Alanda bekleyenlerin arasında "Mücadele" dergisi, "Militan Gençlik" ve "Yeni Demokratik Jşçiler" pankartları taşıyan yak- laşık 100 kişilik grubun slogan atmalan Guneş l'den yayımla- nan müzikle ve Günay'ın yaptı- ğı uyanlarla önlendi. Bazı çocuklann babalannın omuzlarında "Savaşa hayır" ya- alı pankanlar taşıdıkları alan- da, "Savaşa havır"", "Savaş çı- gırtkanlığına son", "Sosyal de- mokratlar birleşin", "Onca ka- ranlık cina\et ortada dunırken niçin savaşa hayır diyen gençler veçocuklar?", "Laik, demokra- tik, cağdaş Türkiye", "Demok- rasi istiyoruz, bemen şimdi" pankartları yer aldı. İnönu ve beraberindekileri taşıyan Güneş 2 otobüsü alana girdiğinde ilgi nedeniyle uzun süre konuşma- nın yapılacağı yere ulaşılamadı. SEVGİ GÖSTERtSt — Mitingin yapılacağı Anıttepe Alanı'na girmeye çalışan SHP konvoyunun önü sık sık kesildi. SHP Ge- nel Başkanı İnönü, sevgi gösterilerine otobüsün yan camından dışama uzanarak karşılık verdi. (Fotograf: Uğur Saner) İnönü ile birlikte çok sayıda PM üyesi, milletvekili ve il, ilçe yö- neticileri de mitinge katıldılar. Bu arada son kunıltayda Bay- kal'ı destekleyen bazı milletve- killerinin de otobüste bulundu- ğu göruldü. Konuşmasına kurultayın amacına ulaştığını belirterek başlayan İnönü, "İç çekişmeler- le kaybedecek zamanımız yok. Bizim hedefimiz artık iktidardır. Biz gücümuzu halktan alan bir partiyiz. Bu nedenle bizi kimse durduramaz" şeklinde konuştu. Inonü, hûkümetin politikalan-- nın bedelini, "bir avuç köse dö- nücu varlıklının dışındaki halkın ödedigini" belirterek şunları söyledi: "Çankaya'da birisi var, o ne yapıyor? Ülkeye telefon getirdim diye akşama kadar telefonla ko- nuşuyor. Bu konuşmalardan ül- ke ne çıkar saglıyor? Bu telefon konuşmalanndan sonra öraegin Körfez krizinde en ağır bedeli biz ödüyoruz." İnönü, Körfez krizinin Türk- iye'ye getirdiği zararlan anlata- rak Cumhurbaşkanı Turgut özal'dan "telefonlu arkadaşunız" diye söz etti. İnö- nü, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararlara çok hızlı ve hatta fazlasıyla u'yduğu- nu, bu nedenle dünva kamuoyu- nun Türkiye'nin özverilerini de- ğerlendiremediğıini belirtti. ABD'nin "petrol hazinesini tek başına koruyan bir ülke gibi davrandıgını" kaydeden inönü, "Oysa sorun bir hukuk ihlalidir. Biz bir süper güciin peşine takı- lırsak bundan büyük zarar gö- riiriiz" diye konuştu. Kıbns sorunu ._ Cumhurbaşkanı Özal'ın ABD gezisindeki temaslanna da deği- nen İnönu, Bush-Ozal görüşme- sine ilişkin oiarak, "Koskoca sü- per güç ABD'ye nasıl yardım ederiz? Aslında bu konu konu- şuldu, yani onlar bize nasıl yar- dım eder konusu değil" dedi. ABD'nin Kıbns sorununun çö- zümüne "Denktaş gitsin başkası gelsin" biçiminde yaklaştığına dikkat çeken İnönü, ABD'ye seslenerek, "Avrupa'da banşı na- sıl sagladıysamz, Kıbns'ta da ay- nı usulü uygulayın. Bir tarafa baskı vapmajın. Bu işin çözümü iki tarafın görüşmesiyle müm- kün olur" dedi. Denktaş'ı hal- kın seçtiğini kaydeden İnönü, "Kıbns'ta bir federal cozüm için yardımcı olun. Bush, Özal'a de- miş ki, sen anlarsın. Bu sorunu bitiriverelim! Böyle şey olmaz. Bir süper gücün dümensuyuna girilerek olmaz" şeklinde konuş- tu. Erdal İnönü ve beraberinde- kiler daha sonra İzmit'in Körfez ilçesinde Atatürk Anıtı ve çevre düzenlemesiyle bir caddeye Bah- riye Üçok'un adı verilmesi nede- niyle düzenlenen törene ka- tıldılar. Gözaltı Mitingden sonra polisin 155 kişiyi gözaltına alarak emniye- te götürdüğü bildirildi. SHP İz- mit İl Başkanı Keramettin Genç- türk, görüştüğu polis yetkilile- rinın kendisine, "Miting sırasın- da, SHP'nin belirledikkri dışın- da slogan atan ve >asadışı bildiri dagıtan kişiler belirledik. Bun- lann sayısı 7-8. Kimlik tespitin- den sonra geri kalanları bırakacağız" şeklinde bilgi ver- diklerini söyledi. Gençtürk, po- lisin tutumunu protesto ettikle- rini belirterek "SHP'nin gör- kemli miüngine gölge düşünnek istiyorlar" diye konuştu. BARIŞ VE LNSANCA YAŞAM MİTİNGİNDEN NOTLAR Gündemi yakalamak(Baştarafi I. Sayfada) biydi. "Ölüm cezalan kaldınlsın, idama hayır", •'Emperyalist sa- vaşa, savaş zamlanna, idamlara hayır" pankartlanyla donatıl- mıştı miting alanı. SHP İstan- bul İl Başkanı Ercan Karakaş, konvoy İzmit'e girdiğinde, mi- tingin anlamını otobüsun uze- rinden anlatıyordu: — Savaş kışkırtıcılığına, pa- halılığa, haksızjıga, gericilige karşı "Banş ve İnsanca Yaşam Mitingi..." Toplumun gundemindeki ko- nulara, İnönü'nün yaklaşımının altını çiziyordu Karakaş: — i '16 yaşındaki çocuklan ce- zaevine koyarak hiçbir sorun çözülemez" diyen lider... "Çağ- daş toplumlarda idam cezalan kaldınlmıştır, bizde de kaldınla- caktır" diyen lider... SHP'nin yeni yöneümi ilk mi- ting sınavını dün İzmit'te verdi. Büyük bir konvoyla cıkmıştı yo- la İnönü İstanbul'dan. SHP merkezi, miting için beiediye olanaklarının kullanılmasına kesinlikle karşı cıkmıştı. Bu yüz- den son bir buçuk yıldır alışılan telsizli, resmi arabalı SHP çık- madı ortaya. Karakaş durumu "Örgüllerin. halkın kendi katı- lımının saglanmasım istedik" di- ye açıklıyordu. İstanbul'dan İzmit'e dek İnö- nü'nün yolu partililerce birkaç kez kesildi. Erdal İnönü'nün ya- nında bu kez eşi Sevinç İnönü vardı. Partinin yeni Genel Sek- reteri Hikmet Çetin "vitrinde" öne çıkmak yerine, konvoyun ve mitingin denetlenmesine ağırlık vermişti. SHP otobüsu Derin- ce'ye girip mahalle aralarından geçerken "Sanlık bahçeli ev" ya- zan konutlardan kadınlar, "Bir kilo çay alana bir kilo şeker bedava" yazarl bakkallardan er- kekler fırhyordu dışarı. Kahve- lerden çıkan sakallı, takkeliler de İnönü'ye ilgiyle el salhyorlar- dı. Otobüsun üzerinden bu gö- rüntüleri izleyen Hikmet Çetin, "Seçim atmosferi gibi büyük ilgi var" diyordu. İzmit'e girildiğinde de gerçek- ten seçim atmosferi yaşandı. Kentin sokaklan Bayrampaşa seçimlerinde olduğu gibi bay- raklarla, pankartlarla donatıl- mıştı. Çe\rede inönü'nün pos- terleri vardı. Yol boyunca SHP konvoyuna, "Başbakan tnönü" sloganlan arasında şeritler, kon- fetiler, parti amblemi taşıyan pullar atıldı. Bir MYK üyesi, İz- mit örgütünün düzenlemedeki başansını anlatırken "Artık in- sanlar rahatladı. 'Acaba hangi- sinin posterini assak' diye endi- şe duymuyorlar" değerlendir- mesini yapıyordu. Kunıltayda Baykal'ın listesin- de olan İstanbul Milletvekilleri Mustafa Sangül ile Ali Haydar Erdoğan da İnönü ile aynı oto- büsteydi. Mitingde İnönü'nün yanında yer alan "Baykal yan- lıları"nın dışlanmamasından, şimdiki yönetimle olan ilişkile- rinden, kurultay yarışının SHP'nin şimdiki yönetimince artık unutulduğu ortaya çıkıyor- du. Dunkü İzmit mitingi, SHP'nin iç kavgalanndan dışa yönelmesine dönük isteğinin en belirgin göstergesiydi. Miting alanında İnönü'yü karşılayanlar da bu dışa dönük- luğe coşkuyla katıldılar. Alanı dolduran binlerce kişinin arasın- da batan şirketlerin aylardır üc- ret alamayan emekçileri, sözleş- meleri uyuşmazlığa gitmiş, grev aşamasındaki işçiler çoğunluk- taydı. Kendi gruplarının slogan- larını atan gençler de vardı. An- cak bunların sloganlarıyla SHP'lilerin taşıdığı pankartlar pek öyle birbirine uzak görün- müyordu. Konuşurken slogan atan bu küçük grubu da İnönü hoşgörüyle karşılayıp "Dinleyin, bunlar daha önemli" diyordu. SHP'nin yeni yönetimi dün alana iyi düzenlenmiş bir mi- ting, güçlü, ama yerel yönetfrn- lerin olanaklanndan yararlan- mayan bir gövde gösterisi ile çık- tı. En önemlisi de "İdam ceza- lan kaldırılsın"larla. "Savaşa hayır"larla Türkiye insanınm duyarlı olduğu konularda, gün- demi iyi yakalamış bir ana mu- halefet partisi olduğunu gösterdi SHP. Miting sona erdiğinde, in- sanlar "işçi kenti" İzmit'in va- roşlanna doğru ellerinde özlem- lerini dile getiren pankartlany- la dağılıyorlardı. Babasının omuzundaki çocuk, pankartını hâlâ bırakmamış, kıiçücük elle- riyle tasıyordu: "Savaşa hayır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle