22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKÎM 1990 * * • * Berdarfda ölü balıklar TARSUS (AA) — Içel'in Tar- sus ilçesi yakınlarından geçen Berdan Irmağı'nda kimyasal maddelerden zehirlendiği tah- min edilen binlerce balık ölü olarak kıyıya vurdu. tçel Sağhk Müdürlüğü yetkililerinden alı- nan bilgiye göre Tarsus'un Ku- lak Köyü yakınlarında kıyıya vuran balıklann, ırmak yakının- da kurulan bazı fabrikaların atıklarından zehirlenebileceği sanılıyor. ll Sağlık Müdürlüğü ile ll Tarım Müdürlüğü ekipleri balıklann toplu halde sahile vurduğu Kulak Köyü'nde ince- lemelerde bulunuyor. Yeşiller Partisi Tarsus Ilçe Başkanı Is- mail Ateş de Kulak Köyü'ne gi- derek köylülerden olayla ileili bilgiler aldığını söyledi. Avustralya'nın Sidney kentinde duvarları süsleyen bir rek- | a m o j a y y a r a t t l - G ü n e ) Afrikalı siyahi lider Nelson Man- deta'nın Avustralya ziyaretinin başladığı gün duvarlara asılan bira reklamı, ırkçılığı çağrıştırdı- ğı gerekçesiyle tepki aldı. Vetkililer, bira reklam afişlerinin kaldınlması konusunda talimat verildiğini söylediler. (Fotoğraf: Reuter) AU sınav yönetmeligi ANKARA (ANKA) — An- kara Üniversitesi Sosyal Bilim- ler Enstitüsü lisansüstü eğitim- öğretim ve sınav yönetmeligi Resmi Gazete'de yayıraianarak yürürlüğe girdi. Lisansüstü öğ- retimi düzerJeyen yönetmelikte, yüksek lisans öğrenimi yapmak isteyenlerin lisans mezuniyet not ortalamalarının en az 60 olma- sı öngörüldü. îki yanyıl boyun- ca öğrenim gören lisansüstü öğ- rencileri hazırladıkları tezin kabul edilmesi durumunda me- zuniyet diploması almaya hak kazanacaklar. Lisansüstü mezu- niyet not ortalaması en az 75 olan öğrencilerin de doktora öğ- renimi yapabileceklerinin kay- dedildiği yönetmelikte, doktora öğretim süresi de dört yanyıl olarak belirlendi. CUMHURİYET/19 Kraliçenin Şlkllğl İngiltere Kraliçesi Elizabeth, İtalya Cumhurbaşkanı Franeesco Cossiga onuruna Buckingham Sarayı'nda verdiği yemekte şıklığı ile göz doldurdu. Resmi bir ziyaret için İngiltere'de bulunan Cossiga ile bol bol sohbet eden Kraliçe Elizabeth, İtalya Cumhurbaşkanı ile özellikle Körfez krizi üzerinde durdu. (Fotoğraf: Reuter) HABERLERIN DEVAMI Sercan (Baftarafı Sporda) de bildiği gibi, ani yön değiştir- meleri ve rakip savunma arası- na sızarak umulmadık yerlerde attığı sürpriz gollerle yıllardır savunmaların korkulu düşü. Çabukluğu ve sprint yeteneğiy- le topu önünde bulduğu anda her an rakip kale ile karşı kar- şıya kalıp gol yapabilecek özel- liğe sahip bir oyuncu. Sercan, futbola Muğlaspor- da başladı. Muğlaspor'un Türkiye amator futbol şampi- yonu olmasından sonra, şu an- da Fenerbahçe'de top koşturan arkadaşı Rıdvan'la beraber Bo- luspor'a transfer oldular. Üç yıl kadar Boluspor formasını sır- tında taşıdı Sercan. Oynadığı başanlı futbol ve attığı güzel gollerle birçok takımın transfer listesine girdi. Ama o kararını "Sanyer" için verdi. Keza yine Rıdvan'la birlikte geçtiler San- yer'e. Altı yıldır Sercan, Sanyer formasını taşıyor sırtında. Sa- rıyer'in başarısı için uğraş veri- yor. Sarıyer'in tek başına sırt- layıcısı gibi âdeta. Ama artık Sercan, Sarıyer'den ayrılmakta kararlı. Gönlünde üç büyükler- den birinde top koşturmak var. Bu yıl sonunda Sanyer kulübü ile sözleşmesi de bitiyor Ser- can'ın. Ama bu sözleşmenin so- nunu bekleyemeyecek kadar sa- bırsız olan kulüpler var. İşte Fe- nerbahçe, işte Beşiktaş. Keza Sercan da sabırsız. O da bir an önce iki kulüpten birine geç- mekten yana. "Şu anda en gü- zel yıllarım. tşte bu yıllarımı biiyük kulüplerde geçirmek is- tiyorum. Bu nedenle de başka- nımız İhsan Yalçın Bey'den an- layış bekliyorum" diyor. Ser- can'ın Fenerbahçe'ye gitme ola- sılığı hayli fazla. Çünkü Muğ- la'dan beri top koşturduğu ar- kadaşı Rıdvan da orada. Yine de bekleyelim, öğrenelim. • IstanbuTdan (Baştarajı Sporda) Savic ise takımın pota altın- daki güvencesi. Pota altındaki ve faul atışlanndaki yüksek isa- betine ribauntlardaki başansı da ekleniyor. Maglic de takımın "".04 boyundaki etkili uzun şu- Jrlerinden. 21 yaş ortaJamasın- da ve pek az takımda görülen 2.01 boy ortalamasında hem içeriden hem dışandan oynaya- bilen bu takımı durdurmak ol- dukça güç. Galatasaray'ı ilk macta 11 sayı farklal yenen, an- cak kendini zora sokmayan Pop 84, kendini 5. turda görü- yor. Hedefini Avrupa Şampi- yon Kulüpler Kupası'na çevir- miş bu ekip için buna ulaşma- sı ya da finale yükselmesi çok güç değil. Ancak finale kadar gelebilmesi Yugoslav ekibi için zor olmasa gerek. Basketbolseverler, Avrupa şampiyonluğu tatmış bir takı- mı kaçırdılar. Bir daha da formda ve tam bir takımı gör- mek oldukça zor gözüküyor. Televizyonun naklen yaymına Galatasaray'ın engel olması da, Istanbul dışmdaki izleyicileri bu zevkten mahrum bıraktı. Ya- nk oldu bu takımı izleyemeyen- lere!.. EBahçe (Baştarafı Sporda) yetkilileri, tüm sporseverleri, basını, taraftarianmm kulübü- müzün mücadelesinde desteğe ve ilgiye davet ediyoruz. Sahte biletlerle ilgili bilgi ve belge sa- hibi olanlann da kulübümüze miiracaatlannın bizim için bii- yük bir yardım teşkil edeceği- nin bilinmesini rica ediyoruz." Öte yandan olayla ilgili ola- rak, 3 kişinin Mali Şube ekip- lerince gözaltına ahndığı bildi- rildi. • IstanbuTda (Baştarafı Sporda) "ugoslavya, Yunanistan, *ran, Bulgaristan ve Türkiye'- den toplam 22 takımın 300 gü- reşçi ile katılacağını belirterek önümüzdeki yıllarda Cumhu- riyet Kupası çerçevesinde du- zenledikleri turnuvaya, bas- ketbol ve voleybolu da dahil etmeyi düşündüklerini söyledi. Sabri Sadıklar Cumhuriyet Kupası müsabakalarının 100 milyon liraya mal olacağım sözlerine eicledi. Meclis'ten türbana izin(Baştarafı 1. Sayfada) Yoklamanın yapıldığı sırada salona girmeyen SHP ve HEP milletveküleri, ANAP'lılann sa- yısının toplantı için yeterli çık- ması üzerine içeri girdiler. TBMM Başkanvekili Yılmaz Hocaoglu ilk olarak ANAP Grup Başkanvekili Ülkii Gü- ney'in, "kıyak emeklilik"in gündemin üçüncü sırasında gö- rüşülmesi ve gündemin bitiril- memesi durumunda genel kuru- lun çalışmalarına "saai 24.00'ten sonra da devam etme- sine" ilişkin önerisini okuttur- du. Öneri aleyhine soz alan SHP Grup Başkanvekili Hasan Fehmi Güneş, gündem değişik- liğinin hiçbir biçimde savunula- mayacağıru, bir yasanın günde- mi aşarak görüşülmesinin isten- mesi durumunda gündemin bi- rinci sırasının boşaltılması ge- rektiğini söyledi. Güneş, bu maddenin göruşülebilmesi için gündemin 2. ve 3. sırasındaki maddelerin baskı aracı olarak kuilanıldığını söyledi. Güneş, "Gündem değişikligine razı de- ğiliz. 'Milletvekillerini ilgilendi- ren yasayı gündeme alarak bi- rinci sıradaki yasayı geçirtiriz' diye düşünüyorsanız bunu ka- bul etmiyoruz. Ya ek 17. mad- dc (türbana izin verilmesine iliş- kin maddelnin metinden çıkanl- dıgını garanti edersiniz ya da bu değisikliği kabul etmeyiz. Bu gündem degişikliği bir dayatma- dır, milletvekillerinin vicdanına baskıdır" diye konuştu. Türbana Genç engeli Hocaoğlu'nun ANAP'ın önergesini oylamasından sonra Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in verdiği değişiklik öner- geleri ile yaptığı engelleme baş- ladı. İlk önergesi üzerine söz alan Genç, içtüzüğe göre başka- nın yoklama isteği olması duru- munda takdir yetkisi bulunma- dığını ve yoklama yapmak zo- runda olduğunu belirterek Ho- caoğlu'nu taraflı davranmakla suçladı ve "Bu Meclis böyle yö- netilirse Meclis olmaktan çıkar. TBMM Başkanı'nuı sorumlulu- ğunu bilmesi lazım" dedi. Ellerini sıra kapaklanna vu- rarak kendisini protesto eden ANAP'lılara aldırış etmeden konuşmasını sürdüren Genç, söz konusu kararnamenin iki haftadır çıkanlamadığını, SHP olarak laikliği zedeleyen bu ka- rarnamenin cıkarılmasını engel- lediklerini kaydetti. Genç, "Milletvekili maaşını gündeme getirerek bu yasayı çıkarabilece- ğinizi zannediyorsanız, bu Mec- lis'in manevi şahsiyetine vurul- muş ağır bir darbedir. 48 saat çalışıp o kanunu da çıkarttırma- yacağız. Kadının statüsünü na- sıl duzelteceği belli degil. Kadı- nı kara çarşafa mı sokacaksı- nız? Bu iş böyle giderse bu ka- nun bir haftada çıkmaz. Sonu- na kadar direnecegJz. Bir yan- dan kadın haklanndan soz eder- ken hapishanelerdeki kadınlann haklannı metne nije koymuyor- sunuz? Hamile kadınlara işken- ce yaptınp çocugunu düşürten zihniyel kadına saygılı değildir. Bu, göz boyamadan başka bir şey değil. Bası sonu belli değil" dedi. Blrinci değişiklik önergesinin oylamasına geçilmeden önce yoklama yapılmasını isteyen SHP'nin, gereğini yerine getir- mediğini belirten Hocaoglu, önergeyi oylattı. Hocaoglu, yö- netimi ile ilgili suçlamalarından dolayı adalet önünde Genç'ten hesap soracağını söyledi. Hocaoglu, Genç'in ikinci de- ğişiklik önergesini okuttuktan sonra hâlâ yoklama yaptırmadı- ğı için kendisini protesto etme- yi sürdüren SHP'lilere "Aynı hakka bu önergede de sahipsi- niz" dedi. Bu önerisinde söz al- mak istemeyen Genç, yoklama yapılmasında ısrar etti. 20 daki- ka süren yoklamanın ardından Genç'in üçüncü önerisi okundu. Söz alan Genç, "Böyle sinir harbi yaptırarak milletvekilleri- nin Meclis'te çalışmasını engel- leyemezsiniz" dedi. Genç'in 4. değişiklik önergesi de ANAP ve DYP'li üyelerin oylanyla redde- dildi. SHP adına beşinci değişiklik önergesini veren SHP Izmir Milletvekili Turan Bayazrt, kür- süden "Meclislerin tarihi, önemli oturumlan vardır. Bu olunım da Atatürk ilkekrine ve devrimlerine baglı olanlaria ol- mayan zihniyetlerin mücadele- sini sergiledigi için tarihi bir oru- rumdur" diye seslenince ortalık bir anda karıştı. ANAP'hlar el- lerini sıralara vurarak Bayaat'- ın sözlerini protesto ederken Ba- yazıt, "Sözümü geri almıyo- rum, tekrarlıyorum" diye ko- nuşmasını sürdürdü. Ancak Hocaoglu, mikrofonu kaparak Bayazıt'ın konuşmasını engelle- di. Sözlerinin kişileri değil zih- niyetleri hedef aldığını belirten Bayazıt, "Atatürk ilke ve dev- rimlerine bağlı olanlarla karşı olan zihniyet soz konusu. Ben konuşurken ayaga kalkan ba- kanlar. milletvekilleri bu zihni- yetin müraessili ise bu benim so- runum değil. Bu zihniyetin mü- messili degilseniz alınmazsınız" diye konuştu. Bayant, Hocaog- lu'na da "Böyle tarihi otunım- larda divan başkanına biiyük sorumluhık düşer'" diye karşılık verdi. Birleşimi yöneten ANAP'lı Başkanvekili Yılmaz Hocaoğli", yoklama yapılacağını bildirince, ANAP'hlar kürsüye yürüyerek itiraz ettiler. Hocaoglu bunun üzerine kısa bir tereddüt geçir- di ve ardından daha önce yok- lama yapıldığinı, yeniden yokla- ma istemenin "bir hakkın suiistimali" olduğunu bildirerek yoklamadan vazgeçti. Bu açık- lama ANAP'lılarca alkışlamr- ken, bu kez SHP'liler kürsüye yürüdüler. Hocaoglu, SHP'lilerin itirazı- na karşın yoklama yapmamak- ta direnince, SHP Grup Başkan- vekili Hasan Fehmi Güneş, kür- sü önünde sinirlenerek tepki gösterdi. Güneş, arkadaşları ta- rafından güçlükle yatıştırılarak yerine oturtuldu. Güneş'in, "Si- zin bu yaptığınız namussuzluk- tur, haysiyetsizliktir, şerefsizlik- tir. Türk Parlamentosu'nun yüz karasısınız" dediği duyuldu. SHP'lilerin itirazlan sürerken, Hocaoğlu'nun oylattığı bir baş- ka önerge de ANAP ve DYP oy- lanyla reddedildü. Bir başka önerge üzerine söz alan SHP'Ii Kamer Genç, Hocaoğlu'ndan, "Şu anda TBMM kürsüsünü iş- gal eden adam terör yaratmak- tadır" diye söz edince, ANAP'- lılar sıra kapaklanna vurarak tepki gösterdiler. Genç, tepkile- re karşı, "Başınıza vurun, sıra- lara değil" diye seslendi ve Ho- caoğlu'na hitaben, "Milli Sa- vunma Bakanlıgı boşaldı diye sen Başbakan'a bu kadar yağcı- lık yapıp bakan mı olacaksın?" diye sordu. Hocaoğlu'nun uyarılarına rağmen Genç konuşmasını sür- dürünce, kürsüdeki mikrofon kapatıldı. Bu sırada ANAP'hlar, oturdukları yerden laf atarak Geaç/i protesto ettiler. Genç, mikrofonun kapatılmasına si- nirlenerek arkasına dönüp Ho- caoğlu'na bağırdı ve bir ara at- mak için kürsüdeki bardağa sa- rıldı. Bundan vazgeçen Genç, Hocaoğlu'nu dışanya davet et- ti. Çağrılan idare amirleri ANAP'h Uğur Ener ve DYP'li Nafiz Kurt, SHP'Iİ Genç'i kür- süden indiremeyince oturuma 10 dakika ara verildi. Engelleme sürüyor Kararnamenin ikinci madde- sinin görüşülmesine, SHP'nin engellemesi nedeniyle saat 17.20'de geçilebildi. Kamer Genç'in, ikinci maddenin değiş- tirilmesi için verdiği çok sayıda- ki önerge reddedildi. Bir diğer değişiklik önergesi üzerine söz alan Genç, oturumu yöneten Hocaoğlu'nun tutumu- nu eleştirirken şöyle konuştu: "TBMM'nin iradesine ipotek koymuştur. Hukuk, anayasa, kanun, içtüzük dinlemiyor bu yönetim. Burası TBMM'dir, TBMM işgal altındadır. Biz bu kanunu Anayasa Mahkemesi'ne götürürüz, ama birtakım çevre- ler Başbakanın eşini Anayasa Mahkemesi üyeligine aday gös- teriyorlar. Bugün Meclis'in ça- lışmasını engellersiniz, ama ya- nn halkın içine çıkamazsınız. Bana hakaret edenlerin hepsini mahkemeye vereceğim. Alaca- ğım tazminatın yarısını Turgut Ozal'a, yarısını da düşkünlere muhtaçlara göndereceğim." Genç'e ceza Oturumu yöneten Hocaoglu, tartışmanın sona ermesinden sonra içtüzüğün 137. ve 138. maddeleri uyannca Genç'e genel kurulun üç birleşimine sokma- ma cezası verildiğini açıkladı. Genç'in çıkanlmasından son- ra maddelerin görüşülmesi hız- landı. SHP'den Turan Bayazıl- ın zaman zaman söz alması dı- şında, bir kez de yoklama iste- nerek engelleme yapıldı. SHP'nin engeüemesine karşı ko- misyon da yeni bir taktik uygu- layarak önerge sahiplerini ko- nuşturmadı. ANAP ve DYP'li komisyon üyeleri gerekü çoğun- luğu sağlayarak komisyon sıra- sındaki yerlerini aldılar. Komis- yon önergelere katıldığını bildi- rince, önerge sahiplerinin ko- nuşma hakkı ortadan kalktı. Ancak hükümet önergelere ka- tümadı ve ANAP ve DYP'li mil- letvekilleri önergelerin reddi için oy kullandılar. 6, 7 ve 8. maddelerin küçük değişikliklerle kabul edilmesin- den sonra Bakan tmren Aykut kürsüye gelerek, kararnamenin "BaşUn sona Atatürkçü Ukele- re göre düzenlendiğini, ama SHP'nin bazı maddeiere AU- türk'ün adını koymasından üzüntü duyduğunu" söyledi. "Önemli olan Atatürk'ün dn- şüncelerfay uygnlaınaktır" diyen Aykut, "Bu kadar şiddetli eleş- tJrinin asıl nedeni kukançltkbr. Dnnyada sadece Vatikan, Suu- di ArabisUn ve Türkiye'de ku- rulmamış bir kunüuşn kurma serefi bize «ittir" diye konuştu. SHP'den pazarhk önerisi Kararnamenin, "türban" üe ilgili maddesine geçilmeden ön- ce söz alan SHP Grup Başkan- vekili Hasan Fehmi Güneş, bu maddenin, daha önceki madde- lerle bir ilgisi olmadığını söyle- di. Güneş, 12. maddenin kabul edilmesi halinde laiklik ilkesinin saldınya uğrayacağım ve bu il- kenin zayıflatılacağını savuna- rak, "Bu maddeyi kararname- den çıkarm. Eger çıkannazsanız acıkca soylüyonım, bundan son- raki göriişmeierde yalnız kalır- sınız, tek başınıza oy kullanırsuuz" diyerek, milletve- killerine "ayncaiıklı emeklilik" getiren önerinin oylamasına ka- tılmayacaklarını söyledi. ANAP'lılar, Güneş'i protesto ederlerken, Bakan İmren Ay- kut'un da yerinden kalkarak, kar$i tarafa oturduğu gözlendi. Aykut'un bu ta\Ti ile "kendisi ile ilgili olmayan bu böiıimü des- teklemeyeceğini ortaya koydugu" öne sürüldü. DYP ElazıJ milletve- kili Tahir Şaşmaz "zonınluluk bulunmadıkça devletin kadınla- nn boyun ve saçlannı kapatma- sına engel olmaya hakkı olmadıgını" söyledi. ANAP adı- na konuşan Kahramanmaraş milletvekili Ülkü Söylemezoğlu, çağdaşlığın kılık kıyafet serbes- tisini içerdiğini savunarak, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün de daha önce "inancı gereği ta- kıyorlarsa karşı çıkmam" dedi- ğine dikkat çekti. Bunun üzeri- ne söz alan Inönii, Söylemezoğ- lu'nun görüşünü tam yansıtma- dığını, kendisinin "bu tavır için- de olanlann dini siyasete istis- mar ettiklerini" söylediğini anlattı. Inönü, daha sonra genel kurul üyelerine "Eğer bu mad- deyi kabul ederseniz, fikir öz- gürlüğüne engel olacaksınız. Universite yönetimbrine siz çağ- daş bilim ve inanç özgürlüğü ko- nusunda görev yapmayın diye- ceksiniz. Universite yonetimleri yerine siz karar vermiş olacak- sınız. Herkes sorumluluğunu bilsin. Öğrencileri özgür bırak- mak istiyorsanız, bu maddeyi çı- kanrsuuz. Ama bagımlı yapmak istiyorsanız kabul edersiniz. Dü- ?unce özgürlügünü kaldırnuş olursunuz" dedi. İnönü'den sonra kürsüye ge- len SHP milletvekilleri Hilmi Ziya Postacı ve Turan Bayazıt da maddeyi eleştirdiler. SHP'li- lerin verdikleri önergeler redde- dilirken, ANAP'ın bir önergesi kabul edilerek, maddeden "ge- nel ahlâk ve adab" bölumü çı- karıldı. Böylece madde, "yüriir- lükteki kanunlara aykırı olma- mak kaydı ile yüksekögretim kurumlannda kılık ve kıyafel serbesttir" biçimine dönüştü. Ancak bu düzenlemeye rağmen, maddenin üniversitelerde türba- na izin veren içeriğinde bir de- ğişiklik olmadı. Türban maddesinin görüşül- mesine ve oylamasına ANAP'- ın liberalleri Mesut Yılmaz ve arkadaşlan katılmadılar. Oyla- ma sırasında salonda bulunan 25 SHP'li olumsuz oy kullanır- ken, 180 dolaymda ANAP'lı ile 24 DYP'li milletvekili kabul oyu verdiler. Maddenin kabulünden sonra SHP'liler protesto için ge- nel kurulu terk ettiler. Kabul edilen başka bir mad- de ile de üniversitelerde türban nedeniyle verilen tüm disiplin cezalan sonuçlarıyla birlikte af- fedildi. Daha sonra tasanmn tü- mü oylanarak kabul edildi. SHP Genel Başkanı İnönü, Cumhuriyet muhabirine, yasa- nın iptali için Anayasa Mahke- mesi'ne başvuracaklarını söyle- di. Bajbakan Akbulut, goruşme- lerden sonra TBMM'den a>rı- lırken. gazeıecilerin, "türban serbest oldu mu?" sorusuna, "evet. Türban serbest olmasa ni- ye bu kadar gürültü çıkarsınlar" yanıtını verdi. MECLIS'TEN NOTLAR Dinleyici localarında başörtüsü ÜMİT ASLANBAY ANKARA — Milletvekilleri- nin odalarının bulunduğu Halk- la Ilişkiler Binası'ndan kol ko- la girerek 5'erli, 10'arh gruplar halinde geldiler. Yeşil, mavi, kahverengi ve beyaz örtülü baş- Iar, " C " kapısından içeri girdi- ler. Bir fotoğraf makinesinin flaşı yandı söndü. Beyaz örtülü başlardan biri o yöne döndü: — Ben evde bile fotoğraf çek- tirmiyorum. " C " kapısında iki erkek, iki kadın polis memuru gelenleri tek tek aradılar, "dinleyici lo- calanna" aldılar. Ellerine "Mil- let Meclisi İçtüzüğü"nün ilgili 145. maddesinin yazılı olduğu kâğıdı tutuşturdular: — Dinleyiciler, birleşimin de- vamı süresince kendilerine ayrı- lan yerlerde sükûnet içinde otur- mak zorundadırlar. Kabul veya ret yönünde söz, alkış yahut herhangi bir hareketle kendi dü- şunceJerini ortaya koyamazlar. Bu yasağa uymayanlar. Hemen dısarı çıkarılırlar. Başları açık kadınlar da 5'erli, 10'arlı gruplar halinde geldiler. Bir farkları daha var: Başörtülülerin tersine hepsi genç değil, yaşlılar çoğunlukta. Genel kurul salonu. Tavana doğru yükselen dinleyci sırala- rının sol tarafında başını örten- ler toplanıyor. Başı açıklar da- ha dağınık. Kendi aralarında fı- sıldaşıyorlar. Birkaçı not tutu- yor. Görevliler uyarıyor: Not tutmak yasak. Azınlıkta olan erkeklerden bi- ri önündeki sıraya dirseklerini dayıyor. Görevliler uyarıyor: — Geriye koltuğa yaslanın lütfen. Görüşmeler başlıyor. Yokla- ma yapılıyor. Fısıldaşmalar ar- tıyor: — Aaa Vehbi Dinçerler yok. Ama sonuçtan emin gözükü- yorlar. Çunkü Halkla ilişkiler Binası'nda, bugünkü "türban raporunun" ne olduğuna dair peşin bilgi alarak gelmişler. Kamer Genç, an arda öner- ge verip, görüşmeleri uzattıkça kaygıyla arkadaşlarına dönü- yorlar. SHP'li birkadın, "anr- re"de sigara içiyor. O da ken- dince kaygılı. Salondaki SHP'li milletvekil- leri kararlı: Görüşmeieri uzata- caklar. SHP Grup Başkanveki- li Hasan Fehmi Güneş ve 10 ar- kadaşı ikinci kez ayağa kalka- rak yoklama istediklerinde, otu- rumu yöneten Yılmaz Hocaog- lu, ikinci kez reddediyor bu isteği. — Maalesef bu defa da geç kaldınız. Hocaoğlu'na göre, "yoklama istendiğinde zamanlamayı tam yapmak lazım." Içtüzuk uya- nnca, oylamaya geçilmeden he- men önce, aynı anda tam en az 10 kişinin ayakta olması ve bi- rinin başkana sesini duyurması lazım. Genç, "sayısız" önergelerin- den biri için daha kürsüye çık- tığında oylamaya geçilmeden, bu kez zamanlamayı yaptı SHP'liler. Yoklama ve sonuç: Çoğunluk var. Genç, bir diğer önerge için kürsüde. SHP'liler bir yoklama daha istiyor. İşte o zaman genel kurul salonu kanşıyor. Hocaoğ- lu'na göre bu "suiistimal." Yoklama yapmıyor. Güneş, kürsüye elini sallayarak atılır- ken hırsla bağırıyor: — Bu adaletsizliktir, terbiye- sizliktir. Hocaoglu zabıtlara konuşu- yor: — Cevap vermiyorum. Bana hakaret ediyorlar. cevap vermi- yorum. Genç kürsüde. Hocaoğlu'na yanıt veriyor. — Bu adam TBMM kürsüsü- nü işgal etmiştir. Bu sözler baş- kasına söylense onurlu olan bi- ri kürsüyü terk eder. Hocaoglu, Genç'in önündeki mikrofonu kapatırken tutanak- lara sözlerini geçirtti: — Bunları; adli makamlar önünde hesaplaşacağız. Beni tehdit ediyor. Dışanya davet ediyor. — Fenalık geçiren Güneş'in çevresinde milletvekilleri. İdare amirleri ise Genç'i kürsüden in- dirmeye çalışıyorlar. Hocaoglu, 10 dakika ara verince salon bo- şalıyor. Dinleyici localarında başörtülüler bekliyor. Başı açık- lar "antre"de. Milletvekilleri kuliste. Güneş, sakinleşmiş. ANAP Grup Başkanvekili Ülkü Güney ile Genç'i kürsüden in- diren idare amiri Mustafa Uğur Ener, SHP tarafında, Güneş'e "geçmiş olsun"a geliyorlar. İnönü de orada. Sordu: — Ne oldu, niye birden hızla geçirmeye karar verdiniz? Gü- ney, kararnameyi "yumuşata- caklarım" anlatınca İnönu ya- nıt verdi: — Ama bu Ermeni tasansına banzer. Başladı mı arkası gelir, sonunu alamazsınız. Turan Bayazıt atıldı: Değişik- lik de sonucu değiştirmiyor. Çünkü bu konuda yasa yok. Öbur tarafta, SHP'li eski MYK üyesi Mustafa Timisi, ile Kâzım Ulusoy yeni MYK üyesi Abdülkadir Ateş'e "öğüt veıi- yor." — Çoğunlukları var. Bu ka- dar sertleştirmeyelim. Salonu boşaltmak daha doğru. Ateş, "direneceklerini" söy- lüyor. Başörtülüler bir ktz da- ha, Genç'in önergesini dinliyor- lar. SHP grup yönetimi ıden, Zeki Ünal 6 sayfalık önergesini hazırlıyor. Amaç vakit geçsin. Ama ANAP'hlar kararlı, saba- ha kadar da olsa çalışacaklar, once bu kararnameyi, onun ar- dından gelecek "kıyak emekli- lik"] çıkaracaklar. Uğur Ener, fenalık geçiren Güneş'e daha sa- londa iken kolonya döktükleri- ni soylüyor gazetecilere gülerek. GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) ANAP milletvekilleri, "türban maddeleri"ri\ de içeren yasa tasarısı görüşmelerinde daha önce çoğunluğu sağlayama- mışlardı. Türban ve ödenek aynı günün gündemine alınınca çoğun- luk sağlanmakta hiç güçlük çekilmedi. Üstelik DYP de ANAP ile birlikte hareket edince SHP çok zorlandı. SHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç yasa önerileri ile il- gili değişiklik önergeleri hazırlamıştı. Plan ve Bütçe Komis- yonu, bu önergelere katıldığını açıklayınca önerge sahipleri önergeleri üzerinde konuşamıyorlardı. Bu, bir içtüzük oyunuydu. Komisyon Başkanı Bozkurt Özal, Kamer Genç ve arkadaş- larının önergelerine katıldıklarını açıklıyor; böylece, bu içtü- zük oyunu ile muhalefetin konuşmasını engelliyordu. Bununla da yetinmediler; oturumu yöneten Meclis Başkan- vekili Yılmaz Hocaoglu, Kamer Genç'e "Meclis'e geçici ola- rak üç birleşim" vererek muhalefet görevi yapan bir milletve- kilini cezalandırdı. Bu yol ve yöntemlerle anayasa bir kez daha çiğnendi. Niçin? Çünkü, Anayasa Mahkemesi kararları. "yasama, yürütme ve yargı organları ile idare makamlannı, gerçek ve tüzel kişileri" bağlar. Bu çok açık bir anayasa kuralıdır. Anayasa Mahkemesi, Yüksekögretim Yasası'na eklenen "dini inanç sebebi ile boyun ve saçların örtü ve türbanla ka- patılması serbesttir'' biçimindeki ek 16. maddeyi iptal etmiş- tir Bu iptal kararı bağlayıcıdır. Kimi bağlayıcıdır? Önce "ya- sama ve yürütme organ/ar"ınü TBMM, bu karardan sonra aynı nitelikte bir yasa çıkara- maz. Anayasa Mahkemesi kararı, 5 Temmuz 1989 günü yayın- landı. Yüksekögretim Kurulu, 9 Ocak 1990 günü 90.4.26 sa- yılı kararı aldı. Karar şöyleydi: — Öğrenci kıyafetlerinin tamamen serbest olduğu ve hatta bazı tahkat kisvelerinin giyileceğine yürürlükte olan disiplin yö- netmeiiği hükümlerinin izin vermeyeceği açrktır. Nttekirn Oğ- renci Disiplin Yönetmeliği'nin 9/d maddesinde yer alan (dil, ırk, renk, din ve mezhep açısından kutuplaşmalara yol açıcı faaliyetlerde bulunrrak) hükmünün ağır bir disiplin cezası ge- rektiren bir suç olarak muhafaza edilmekte olduğu, böylece din ve tarikat kisvelerinin giyilmesinin mümkün olmayacağı hu- susu unutulmamalıdır. YÖK, rektörlüklere gönderdiği karar örneğinde üniversiteye dinsel giysilerle gelen öğrencilere verilecek cezayı da biç- mişti: — Bir ya da iki yanyıl için uzaklaştırma.. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği ek 16. madde Yükse- kögretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'nin 7. mad- desinde de kelime kelime yer almıştı. Yönetmelik hükmü. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararın- dan altı ay sonra yürürlükten kaldırılabildi! Bu gecikme bir kargaşaya yol açtı. Disiplin yönetmeliğinin ilgili maddesi 28 Aralık 1989 günü yürürlükten kaldırılmıştı. Yönetmelik maddesinin yürürlükten kaldınlması ile YÖK kararının alındığı 9 Ocak 1990 arasında bazı dekanlıklar. dinsel giysilerle fakülte ve yüksekokullara gelen kız öğrencileri sınavlara almadılar. Bazıları da bu öğ- rencileri sınava aldılar. YÖK'ün bu gecikmeli kararından sonra universite yönetim kurulları da aynı içerik ve nitelikte kararlar aldılar. Örneğın. Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, YÖK'ün bu ka- rarını dekanlıklara göndermiş ve "türban, basörtü ve benze- ri kıyafetlerle" üniversiteye gelen öğrencilerin "görüşme gibi yollarla uyarılmaları"r\\ istemişti. Dekanlıklar da dinsel giysilerle dersliklere girmelerini ya- saklamış; bu yasağın uygulanması için de "öğretim elaman- lan"na görev vermiştir Anayasa Mahkemesi kararından sonra bazı dekanlıkların dinsel giysilerle gelen öğrencileri sınavlara alıp bazılarının da almamaları çelişkili uygulamaya yol açmrştı. Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, 15 Ocak 1990 günü de- kanlıklara gönderdiği "55.5/49 570 acele" kayıtlı yazısıyla, yö- netmelik hükmünün kaldınlması ile YÖK kararının dekanlık- lara bildirilmesi arasında geçen sürede sınava alınmayan öğ- rencilere yeniden sınav hakkı verilmesini istemiştir. Bu çelişkili uygulamalar, bazı dekanları, öğretim üyeleri ve araştırma görevlilerini, başörtü eylemlerini destekleyen siya- sal parti ve örgütlerin boy hedefleri haline getirmişlerdir. Bunun sorumlusu da YÖK'tür. Türban, dün Cumhurbaşkanı Özal ile DYP Genel Başka- nı Demırell. türban, ANAP ve DYP milletvekillerini.. türban, Yıldınm Akbulut ile Mesut Yılmaz'ı.. türban, Hasan Celal Gü- zel ile Mustafa Taşar'ı, Kâmran inan'ı, Cavit Kavak'ı ve Safa Giray'ı birbirine bağladı. Ve türban dün geceyarısı TBMM üyelerinin ödenek ve yol- luklarını da sarıverdi! Özal veto etmişti Mîlletvekîline 4 kıyak' maaş benimsendî ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Milletvekillerinin ma- aşlarını arttıran ve emeklilik olanaklarını yeniden düzenleyen yasa, türbana izin yasasının ar- dından TBMM Genel Kurulu'n- da 15 dakikada görüşmesiz tar- tışmasız kabul edildi. Cumhur- başkanı Turgut Özal'ın daha önce veto ettiği yasa milletvekil- lerinin ödenek ve yolluklarını toplam 9.5 milyon liraya çıkar- tırken milletvekillerine 20 yılda emeklilik olanağı sağlıyor. Türban yasasının ardından gundemde bulunan diğer yasa öneri ve tasarılannın görüşül- mesi ertelenerek milletvekilleri- nin ödenek yolluk ve emeklilik- lerine ilişkin yasa önerisi ele alındı. Önerinin maddeleri üzerinde hiçbir milletvekili söz almayın- ca görüşmeler kısa sürede ta- mamlandı. Son olarak önerinin tümü üzerinde lehte söz alan ANAP Ankara Milletvekili Alpaslan Pehüvanh, SHP'lilerin tavrını eleştirerek "SHP grubu pazariığa girdi. Eğer iürbanı ge- çirmezsek buna oy verecekleri- ni söylediler. Sonra burayı terk ettiler. Ama biliyorum ki ilk maaş kuyruguna girecek olanlar yine bunu pazariık konusu ya- panlar olacaktır" dedi. Bu söz- leri HEP Milletvekili Salih Sü- mer'in oturduğu yerden alkışla- dığı dikkat çekti. Yasa 18'e kar- şı 221 oyla kabul edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle