22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKİM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/15 WASHINGTON ABD Körfez'de atağa hazırlanıyorBush yönetimi, Irak'ın Kuveyt'ten parçalar koparmasıyla sonuçlanabilecek gizli pazarlık masaları kurulduğundan kaygılanıyor. Bu yöndeki kaygılar, özellikle Suudi Arabistan Savunma Bakanı'nın Irak'a toprak tavizi verilebileceğini ima eden açıklamasından sonra arttı. Bu nedenle, dikkatlerin yeniden krizin üzerine çekilmesine uğraşılıyor. Arabistan'ın VVashington'daki büyükelçisi Prens Bandar Bin Sultan hemen ABB Dı- şişleri Bakanlığı'na giderek ülkesinin tu- tumunda bir değişiklik olmadığını vurgu- ladı, ama bu, ABD yönetiminin tedirgin- liğini gidermeye yetmedi. New York Ti- UFUK GÜLDEMİR VVASHINGTON — Ortadoğu'da, Irak'ın Kuveyt'ten parçalar koparmasıy- la sonuçlanabilecek gizli pazarlık masa- ları kurulduğundan kaygılanan ABD, dikkatleri yeniden krizin üzerinde yoğun- laştırmak için atağa hazırlanıyor. Bu hava, geçen gunlerde Suudi Arabis- tan Savunma Bakanı'nın, Riyad'ın bir uz- laşı arayışı içinde olabileceğini çağnştıran demecinden sonra doğdu. Gerçi Suudi mes'a yansıdığı kadanyla ABD Dışişleri kulislerinde, "Araplar, diişman ile savaş- mak yerine uzlaşmak ya da satın almak egiliminde" söylentileri dolaşmaya başla- dı. ABD'deki bu tedirginliğin izleri, Baş- kan George Bush'un son iki gundür yap- tığı tum konuşmalara da yansıdı. Örne- ğin Bush, Mahchester'da yaptığı bir ko- nuşmada, "Uzlaşı hiçbir zaman olmaya- cak, çünkü saldırganlıkla uzlaşılmaz" de- di. Aynı gün bir başka konuşmasmda, "Bu işgalcı diklatörün Kuveyl'ten çekil- mesi konusunda her zamankinden daha kararlıyım" diye konuştu. Ancak Bush- un bu açıklamalarını yaptığı gün, Irak- ın 14 Amerikalı rehineyi serbest bırakması Washington'un kuşkularmı daha da art- tırdı. Bu kuşkular iki noktada sivriliyor: 1) fİki, Suudilerin, olası bir savaşın Irak'ta istikrarsız bir yönetim yaratabile- ceğinden ürktüğünden, bazı toprak par- çalarının Irak'a verilerek bu krizin sona ermesini arzulağından kuşkularuhyor. Ri- yad'ın, bir savaş sonucunda Irak'ın içine sürüklenebileceği istikrarsızlığın, Suudi Arabistan'ın guvenliğine Irak'ın bugun- kü halinden daha az zarar veremeyeceği- ni düşünüyor olabileceğine de dikkat çe- kiliyor. VVashington'da Riyad'ın, "yumur- taları kırmadan omlet yemek istediği" hayli yaygın bir kanı. 2) Washington Suudi Arabistan'ın uz- laşmaya meytetrnesinin ikinci nedenini, Suudi Arabistan'ın Irak ile savaşarak Arap diınyasında Suudi monarşisine karşı kin tohumları ekmek istemiyor olabilece- ği ile açıklıyor. Her şeyden önce Suudi Arabistan'ın hiçbir şekilde Irak'a karşı sa- vaşmayı düşünmüyor olduğuna dikkat çekiliyor. Ancak ABD, Irak ile bir sava- şa tutuşsa dahi, bunun Suudi Arabistan- ın Arap dünyasının sokaklanndaki ima- jına pek hizmet etmeyeceği hatırlatılıyor. Çünkü Saddam Hüseyin'in gerek Israil, gerekse de Ortadoğu'da gelir bölüşümü konusundaki çıkışlan genel olarak Arap halkı tarafından beğeniliyor. Tek sorun, bu benimsenen görüşleri Saddam Hüse- yin'in dile getiriyor olmasından kaynak- lanıyor. Suudi Arabistan'dan Washington'a yansıyan bu iki nokta ABD'yi tedirgin et- tiğinden Bush'un tonunde son gunlerde gözle görülür bir sertleşme oldu. Yöne- time yakın bir grup gözlemciye göre ABD Başkam Bush, siyasi kaderinin ve tarih- teki yerinin bu krizle belirleneceği konu- sunda çok duyarlı. Bu bakımdan geçen gunlerde yaptığı bir konuşmada, ABD- nin Körfez'de bulunmasının nedeninin "petrol" konusunun çok daha ötesinde olduğunu vurguladı ve Amerika'nın yeni dünyadaki rolünün, bu krizde vereceği performans ile belirleneceğine büyük öl- çüde ikna olduğunu gösteren bazı cüm- leler kullandı. Ancak, ABD'de, Suudilerin tutumu konusunda telaşa kapılmaya gerek bulun- madığı inancında olanlar da var. Bu gruptakiler, Suudi Savunma Bakanı'nın politika değişikliği olduğu izlenimi uyan- dıran demecinin, ukıslararası basın yayın kurumları tarafından sıkı gözetim altın- da yaşamaya ahşkın olmayan Suudi yö- neticilerinin deneyimsizliğinden kaynak- lanıyor olabileceğini iddia ediyor. Was- hington'daki Suudi Büyükelçisi de böyle düşünüyor ve bu sorun yaratan demecin, "Mark Twain'in 'Ölümüm Ue ilgili haber- ler hayli abartılmışlır' dediği gibi" abar- tıldığım söyluyor. DIŞ BASIN JJost Irak'ı sabır yenecekCYRUS VANCE ABD Dışişkri eski bakanı (1977-1980) ABD ve onun BM'deki müttefikleri sabredebildikleri ve aldıkları kararlardan vazgeçmedikleri sürece, ekonomik am- bargo ve diplomatik girişimler savaş çık- maksızın Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesini sağlayacaktır. Asİceri seçeneğin kullamlmasından çok sık söz ediliyor. Bu yönde atılabilecek herhangi bir adım mutlaka durdurulma- lıdır. Başkanın stratejisi yerindedir ve ambargo etkisini gösterrneye başlamıştır. Aceleci davranırsak, kendimizi kazana- bileceğimiz ancak büyük kayıplar vere- ceğimiz kirli ve zor bir savaşın içinde bu- labiliriz. Benimsenen strateji başarıh olur ve Irak Kuveyt'ten çekilirse ne olacak? Dün- ya karnuoyunun Körfez'deki istikrarsız- lığa, Arap-lsrail çatışmasına ve yeni bir krize yol açmadan sona ereceği kuşkulu Lübnan trajedisine tahammülü kalma- mıştır. Ortadoğu'nun pek çok sorununu, olası en geniş biçimde çözecek yeni bir girişime ihtiyaç vardır. Yaşadığımız kriz bu tür bir girisimi ko- laylaştıracak şartları da oluşturmuştur. ABD ve Sovyetler Birliği ilk kez Ortado- ğu konusunda aynı tarafta yer almıştır. Hatta Sovyetler Birliği Israil ile ilişkile- rini yeniden kurmaktadır. SSCB'nin eko- nomik sorunları Batı ile işbirliğini şart koşmaktadır. Kriz, ABD, SSCB, Batıh ülkeler ve ıhmlı Arap ülkeleri arasında öyle bir oydaşma yaratmıştır ki, işbirli- ğine yönelik çabalar Irak'ın kısa vadeli saldırısını durdurmaktan daha fazlasını gerçekleştirebilir. Bu tür bir çaba için zamanlama çok önemli olacaktır. Geniş kapsamlı görüş- meler Irak Kuveyt'ten çekilmeden başla- yamaz ve başlamamalıdır. Bu tur bir ça- ba "Amerikan yapımı" ya da "Batı yapımı" da olamaz. Özellikle bölge ül- kelerinin aktif olarak katılması gereke- cektir. Irak'ın Kuveyt'teki işgaline son vermek için yapılan görüşmelerde Arap ülkeleri ya tek başlarına ya da Arap Bir- liği aracılığı ile ama rolü üstlenmelidir. Kuveyt kurtanldıkfan sonra, ortak Arap- BM barış gücü bu ülkeye yerleştirilebi- lir. Körfez işbirliği konseyi yeniden can- landınlmalı ve Batı'nın desteği arkasın- da olmalıdır. Bir sonraki aşamada dış güçler Orta- doğu'ya silah akışını smırlama konusun- da da görüş birliğine varmalıdır. Önce- lik kimyasal, biyolojik ve diğer kitlesel imha silahlarının indirilmesine veril- melidir. Mısır, Arap dünyasında yine güçlü bir rol üstlendi. Suriye "kanşıkltk çıkaran filke" rolünü bırakmaya zorlanmahdır. Suudi Arabistan ve Körfez'deki Arap ül- keleri, şu anki krizle ortaya çıkan zayıf- lıkları nedeniyle Arap-İsrail barış görüş- meleri için ABD'ye borçlu olacaklardır. Filistinlilerin ile liderlerinin çıkarlarının sadece Israil'le doğrudan diplomatik gö- rüşmeler aracılığı ile karşılanabileceğini bilmesi gerekiyor. Israil de Ortadoğu'nun herhangi bir yerinde bugün yaşanan ya da gelecekte ortaya çıkabilecek sorunla- rın kendi güvenliği için tehdit oluşturdu- ğunu ve bu güvenliğin sağlanması için ba- rış görüşmelerini tamamen destekleme- leri gerektiğini anlamalıdır. ' -J»> j.-- BM Genel Sekreteri tüm bölge üfkele- rini ve Güvenlik Konseyi'nin daimi üye- lerini de içine alacak uluslararası bir kon- ferans düzenlemelidir. Bu konferans Körfezin ve Arap-îsrail barış görüşme- lerinin güvenliğini sağlamalıdır. Bu tür bir çaba, geçmişte gerçekleşmemişse de bugün pek çok şey değiştiği için basarılı olabilir. Sovyetlerin geçmişteki tsrail'i yalnız bırakma çabalan yerini kar^ıhklı görüşmelere bırakmıştır. Israil ile ABD'- nin bu konuda temkinli olmasına gerek kalmamıştır. (24 Ekiro) . 'ÜNİDDİASI Mitterrand: Savaş 6 kasımdan önceInternational Herald Tribune Gazetesi, Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın Körfez'de 6 kasımdan önce savaş çıkacağını söylediğini iddia etti. Ancak haber Fransa hükümeti tnrafından yalanlandı. ÇÖLDE DUŞ — Suudi çöllerinde uzun siiredir yaşayan ve daha uzun bir süre de yaşama olasılıklan olan askerier, çadırlar içinde kunılan duşlaria temizlenme ge reksinimlerini gidermeve çalışıyorlar. (Fotogref: AP) Dış Haberler Ser'visi — Körfez krizi, dün yeniden savaş ağırlıklı bir havaya bü- ründü. Irak lideri Saddam Hüseyin'in, önerilerine sempati ile yaklaştığını acık- ladığı Fransa Cumhurbaşkanı François Millerrand'ın "6 kasımdan önce savaş çıkacak" dediği ileri sürüldu. İngiltere Başbakanı Margaref Thalcher da savaş olasılığının onadan kalkmadığını söyle- di. SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov'un özel temsilcisi Yevgeni Primakov ise "as- keri çöziim felaket getirir" dedi. AA'nın AP'ye dayanarak bildirdiğine göre, International Herald Tribune gaze- tesi, dün verdiği bir haberde, Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın, 6 kasım- da ABD'de yapılacak kısmi seçimler ön- cesinde Köjfez savaşınm çıkacağına inan- dığını söylediği iddia edildi. Gazete, Mit- terrand'ı ziyaret eden bir yetkiliye daya- narak verdiği haberinde, Fransa Cumhur- başkanı'nın bir savaş çıkması durumun- da Fransız askerlerinin ABD komutasmda savaşmaya hazır olduğunu söylediği ileri surüldü. Fransa'da yayımlanan haftaık Le Ca- nard Enchain gazetesinde dün yer alan bir haberde de, Mittarrand'ın "savaş ya- kında çıkarcak" dediği öne surülmüştu. Ancak, International Herald Tribune ga- zetesinin haberi, dun Fransa hükümeti ta- rafından yalanlandı. CNN'nin haberine -göSErhâkümet-tarafından yapılan açık- lamada, Mitterrand'ın "savaş yakında çıkacak" şeklinde bir söz sarf etmediği belirtildı. İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher da Irak'a karşı uygulanan ekonomik yap- tırımların arzulanan sonuçları vermemesi durumunda savaş seçeneğinin gündeme gelebileceğini bildirdi. Thatcher, Mısır'da yayınlanan El Ha- yat gazetesine verdiği demecte, Irak'ın ko- şulsuz olarak Kuveyl'ten çekilmesi ve ver- diği zararlar için tazminat odemesi gerek- tiğini soyledi. Kuveyt'teki meşru yöneti- KÖRFEZ Savaşın 'evet'leri ve 'hayır'larıDış Haberler Servisi — iki veya daha fazla sayıda Ulke arasındaki bir çatışma, hangi noktada savaşa dönüşür? Körfez'- de yaklaşık üç aydır yaşanan krizin ba- rışçı yoldan çözülmesi için şimdiye dek yapılan pek çok sayıdaki girişim sonuç- suz kaldı. Saddam'ın 'Bubiyan ve War- ba adalan ile Rumelya petrol alanı kar- şılığında çekilme' önerisi ise ABD yöne- timi tarafından geri çevrildi. Suudi Ara- bistan ve Kuveyt topraklannda karşılık- h olarak silahlanma yarışı devam ediyor. Tarihteki büyük savaşların çoğu, bir ge- cede alınan kararların sonucunda başla- mıştır. Oysa Körfez'de hiç kimse tetiği ilk çeken taraf olmayı göze alamıyor. Kör- fez'de savaş konusunda farklı görüşler ortaya atılıyor. Körfez'de olası bir sava- şın, göze alınmayacak kadar büyük so- nuçlan olacağı görüşüne karşı Saddam Hüseyin'in bundan sonra da tehlike oluş- turacağı ve devrilmesi gerektiği görüşü ileri sürülüyor. Newsweek dergisi, son sa- yısında Körfez'de çıkabilecek bir savaşın olumlu ve olumsuz yanlannı ele aldı: Savaşa evet, çönkö... Irak'la savaşa girmeyi kimse istemez; ama karşı tarafm davraruşları, savaşı zo- runlu kılabilir. Bir görüşe göre "Savaş kaçınılmaz değil, ama krizin çözülmesi için savaştan başka çare yok ve krizin bir an önce çözülmesi gerek". Krizin sona erdirilmesi yolunda diplomatik çıkmazın aşılamaması durumunda birliklerin cep- heye sürülmesi için pek çok neden var: — Ambargonun etkisini göstermesi ge- dkebilir: Ambargo, Irak'a zarar verme- ye başladı, ama henüz yeterJi değü. Bir araştırmaya göre ambargonun sürmesi halinde Kuveyt, Irak'tan bir yıl önce aç kalacak. — Uzlaşma, yenilgi anlamına gelir: Saddam, Basra Körfezi'ne çıkışını sağ- layacak olan Bubiyan ve Warba adaları ile zengin bir petrol yatağı olan Rumel- ya'yı elinde tutmak şartıyla Kuveyt'ten çekilebileceğini söyluyor. Bu esas üzeri- ne kurulacak bir anlaşma, Irak'ın sünüş- meden önemli bir kazanımla çıkmasını sağlayacağı gibi Saddam'ın saldırısını ödüllendirmek anlamına gelir. — Irak hızla silahlanıyor: Saddam'ın Kuveyt topraklarından çıkması, tum so- runları halletmeye yetmiyor. lran-Irak savaşında zehirli gaz kullanmış olan Irak, surekli olarak yeni biyolojik ve nükleer silahlar geliştirıyor; bir veya iki yıl için- de de atom bombası yapabileceği sanılı- yor. — Batı'nın gizli amacı: Batı'nın Irak'a karşı birleşmekteki tek amacı Irak'ın Ku- veyt'ten çekilmesi değil Saddam rejimi- nin de yıkılması. Uzlaşmaya vanlması durumunda bu sağlanamaz. — tttifakın durumu: Körfez krizinin surüncemede bırakılması, Irak'a karşı kunılan ittifakta kilit rolü oynayan ülke- lerin içişlerinde istikrarsızlığa neden olabilir. — Hava şartları: Kasım ile şubat ay- ları arasında, çölde savaşmak için en uy- gun hava koşullan oluşacak. Savaşa hayır, çunkii... Sovyet oyun yazan Anton Çehov, "Bir oyunun basında silah görünürse oyunun final sahnesinde o silah patlamalıdır" der. Körfez krizinin başından bu yana bölgeye yığılan on binlerce silahın patla- ması durumunda, şimdi yaşanan dram, tam bir trajediye dönüşecek. Bu görüşü destekleyen pekçok veri var elimizde. Ön- celikle, savaşın faturası, dayanılmaz de- recede ağır olacaktır. Savaşın ilk on gü- nünde yalnızca ABD birliklerinin vere- IRAM İRAN Rume/ya petrol aıanlan sumı AfiABİSTAN ceği kayıp, 5.000 Ölü ve 15.000 yaralıya ulaşacaktır. Savaşın uzaması ve diğer bölgelere sıçraması olasılığı da gözardı edilemez. Irak'a yapılacak hava saldırı- lan sırasında çok sayıda Arap ölecek; bu- nun dünya kamuoyunda yaratacağı olumsuz etki, Batıh ülkelerin Saddam'a karşı kurduğu ittifakı zedeleyecektir. Batılı güçlerin saldırması durumunda Irak Devlet Başkanı Saddam Hüşeyin, Kuveyt'ten çekilmenin önkoşulu olarak, Basra Körfezi'ne çıkışını sağlayacak Bubiyan ve Warba adalarıyla Rumelya petrol bölgesinin Irak'a verilmesini istiyor. ABD, bu öneriyi reddetti. Ancak banş yanlıları 'kimsenin beğenmediği bir uzlaşma, hiç kimsenin istemediği bir savaştan daha iyidir' görüşünde. Saddam Hüseyin'in kendini korumak için nası! bir tavır alacağı da önemli bir konu. Bu dunımda, Saddam'ın İsraiPe saldırması beklenir. İsrail topraklarına atılacak tek bir füze, bölgede durumun iyiden iyiye karışmasına ve belki de İs- rail'in Ürdün'ü işgal etmesine neden ola- caktır. Pentagon'un planları mükemmel bir biçimde yürüse ve Saddam, Irak li- derliğinden uzaklaştırılsa bile Irak, Ba- tı'nın başına dert olacakür. Irak'ta şu an- da liderlik görevini üstlenebilecek hiç kimse yok. Lidersiz bir Irak, Batı için şu ankinden çok daha tehlikelidir. Yenilgi- ye uğramış -ve başsız kalmış bir Irak, Lübnan'ın 15 yıldır yaşadığı iç çatışma- ların ve dış baskıların kucağına düşebi- lir. Irak halkmı oluşturan Şiiler ile Kürt- lerin bağımsızlık taleplerinin yanı sıra Irak'ın komşusu Türkiye'nin, Musul üze- rinde hak iddialan vardır. Saddam tarafından bütünlüğü sağla- nan ve ayakta tutulan Irak, bölgede uzun zamandır İsrail ile İran arasında denge unsuru oluşturmuşJur. Belirli bir alterna- tif oluşturmadan Saddam'ı silmek, böl- gede güç boşluğuna neden olacaktır. ABD li siyaset bilimciler, genelde eko- nomik ambargonun sürdürülerek barış- çı bir çözüme ulaşılmasından yana. Irak'- ın şimdiden ambargodan büyük zarar gördüğü biliniyor. Zorlanmaya başlayan Saddam, 'en az zararla çekilme' yanlısı olduğu yolunda mesajlar veriyor. Sad- dam, Kuveyt ile anlaşmazlık konusu olan Bubiyan ve Warba adalan ile Rumelya petrol alanını elinde tutmak şartıyla çe- kilebileceğini söyluyor. ABLUKA Saddam'ın dev ordusu zorlanıyorDış Haberler Servisi — Irak'a karşı uy- gulanan uluslararası ablukanın, Sad- dam'ın dev ordusunu ve geiişmiş silah- larını ne kadar hareketsiz bırakacağı, as- keri uzmanların sık sık tartıştıkları bir konu. Bu sorunun yanıtı, Irak'ın savaş sanayisinin dışa bağımlılık oranında ya- tıyor. Çünku Saddam, ordunun gereksi- nimlerini karşılamak için Irak içinde her türlü önlemi alabiliyor. Ordunun gerek- sinimlerini karşılamak amacıyla gerekti- ğinde halkın rahatını bozabilecek uygu- lamalara gitmekten çekinmiyor. Bunun en iyi örneği de, akaryakıt tüketiminde başlatıian karne uygulaması. Irak, kimyasal ve biyololojik silahla- rın yanı sıra kendi tüfeğini, topunu ve tank cephanesini uretebiliyor. İran'la ya- pılan savaş sırasında da Iraklı generalle- rin diişman silahlarının yuzde 40'ını ele geçirdikleri biliniyor. Fakat tüm bu avan- tajlar, Irak ordusunun temel bir sorunla karşı karşıya kalmasını engellemiyor: Irak'ın çok geiişmiş silahlarını hizmette tutabilmek için yabancı kaynaklara duy- duğu gereksinim. ABD'li yetkililer, Irak'ın savaş sistemlerinin 6 ile 9 ay için- de -hatta bazı durumlarda daha da önce- yedek parça sorunu yaşayacağını bildi- riyorlar. Bu sorun çeşitli silah türleri için şöyle sıralanıyor: Tanklar Irak ordusunun elinde bulunan en ge- iişmiş tanklardan olan Sovyet yapımı T-72 tanklarının hizmette tutulabilmesi için yuksek hassasiyette yedek parça ve uzman teknisyenlere gereksioim duyuluyor. Bağ- dat, şu anda bunların ikisinden de mah- rum. T-72'lerin 125 mm.'lik top namlusu, her 120 atıştan sonra aşınıyor ve yenilen- mesi gerekiyor. Ancak namlular sadece Moskova'dan alınabiliyor. Ayrıca T-72'lerin paletlerinin de her 2.500 kmlde yenilenmesi gerekiyor. Kum suzen hava filtrelerinin de değiştirilmesi gerekiyor; fakat bu filtrelerin ana parçası ABD'den geliyor. Savaş uçakları Irak'ın elindeki en güçlü savaş uçağı olan Fransız yapımı Mirage Fl-EQ'ların karmaşık elektronik parçaları sadece Fransa'da onanlabiliyor. Aynı şey, uçak- ların motorlan için de geçerli. Irak, elek- tronik parça ve motor bakımının yanı sı- ra, fren sistemi hidroliği gibi bazı kimya- sal madde ve yağ sıkıntısına da düşebi- lir, çünkü bunları ithal etmek zorunda. . Helıkopterlerin pervaneleri çöl koşul- lannda çok çabuk yıpranıyor. Irak ise pervane üretiminde İcullanılan malzeme- leri uretemiyor. Sovyet yapımı helikopter- lerin ise her 1.500 saatlik uçuş sonunda genel bir motor bakımından geçırilmesi gerekiyor ki Irak teknolojisi bu gereksi- nime yanıt verecek duzeyde değil. Hava savunması Irak orduMinun hava savunma radar- lannı en duşük duzeyde k^llanmakta ol- duğu biliniyor. Ancak bunun nedeninin sadece ABD kuvvetlerinin radar sirtyal- lerini yakalayarak yerlerini saptamaların- dan duyulan korku olmadığı, bakım des- teği ve yedek parça sıkıntısı içindeki Irak- ın bu radarları korumak amacıyla da du- şük duzeyde kullanma yolunu seçtiği be- lirtiliyor. min de gerı dönmesi gerektiğini kaydeden Thatcher, bu noktalardan taviz verilme- sine ve Irak Devlet Başkanı Saddam Hü- seyin'in kazançlı çıkmasına izin verileme- yeceğini vurguladı. AA'nın haberine göre ABD yönetimi- nin "kışkırtma" gelirse Irak'a derhal sal- dırılacağı ve Kongre'ye önceden haber ve- rilmeyeceği one surüldü. Dışişleri Bakanı James Baker ve Savun- ma Bakanı Richard Cheney'in Kongre üyeleri ile yapuklan görüşraelerden son- ra sızan bilgiler, Beyaz Saray'ın "savaş Ua- nı formaliteleri ile uğraşmak istemediğini" gösterdi. Savuma konularında uzmanlığı ile ta- nınan ve Meclis Silahlı Kuvvetler Komi- tesi Başkanı Les Aspin, izlenimlerini ga- zetecilere aktanrken "Yönetim için en güç sorun, kışkırtma üzerine güç kullanma karandır. Kanımca saldırı emri verecek- ler ve sonra Kongre'ye danışacaklar" dedi. ABD Savunma Bakanı Richard Che- ney, Körfez bölgesine 100 bin asker da- ha gönderebileceklerini söyledi. Dün Şam'a giden SSCB Devlet Başka- nı'nın özel temsücisi Primakov'un bir ön- ceki durağı Kahire'de Mısır Devlet Baş- kanı'nın damşmanlanndan Osama El Baz ile iki saat görüştüğu bildirildi. Pri- makov'un "İyimser olmalıyız. Askeri çö- züm felakfttılur" dediji kaydçdildi. Bulgarlar serbest Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Irak'taki 700 Bulgar vatandaşını serbest bırakmayı kararlaştırdı. Bağdat televiz- yonundan dün yayınlanan ortak Bulgar- Irak açıkiamasında, Saddam Hüseyin'- in, "Irak'ta çalışan ya da çalışmalannı tamamlayan tüm Bulgariann istediklerin- de ülkelerine gidebileceklerine" karar verdiği belirtildi. Saddam Kürtlere söz verdi Iraklı Kürtlere refah sözü veren Sad- dam Hüseyin, beş yıl içinde sözünü ye- rine getirmemesi durumunda, bizzat kendisinin Kürtleri ellerine silah almaya çağıracağını söyledi. Irak televizyonunun haberine göre, ül- kenin kuzeydoğusunda Kürtlerin yaşadığı Süleymaniye kentine ziyarette bulunan Saddam, Kürtlerin hakları için savaşma- larının makul karşılanabileceğini ancak, bundan önce, yaşam standartlannı yük- seltmesi için hükümete beş yıl süre ver- meleri gerektiğini belirtti. ROMA NATO skandalıNtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Henüz daha "Moro Mektuplan" skandalının etkisi devam ederken İtalya yeni bir skandalın eşiğin- de sarsılıyor. Önceki gün parlamentoda Moro döneminin başbakanı olarak mil- letvekillerinin sorularını yanıtlayan Baş- bakan Giulio Andreotti, İtalya'da NA- TO'nun gizli bir haberalma örgütü bu- lunduğunu söyledi. Andreotti, tepki ya- ratan ifşaatlarına devam ederken ulusal haberalma örgütüne paralel olarak çalı- şan NATO paramiliter gizli servis teşki- latının "Ülkenin düşman güçler (Varşo- va Paktı) tarafından istila edilmesi halin- de harekete gecmek üzere kurulduğunu" söyledi. Örgutun halen İtalya'da çalışma- lannı sürdürdüğünü, fakat günümüzyu- muşama ortamında ortadan kaldırılabi- leceğine işaret eden Andreotti "Gladio operasyonu" olarak adlandırılan teşki- latın silahlı bir yapıya sahip olduğunu be- lirtti ama silahların kim tarafından temin edildiğini soylemedi. Başbakan^ndreotti zelzele etkisi ya- ratan bu ifşaatlannın yanı sıra îtalyan as- keri gizli Örgütü "SISMF'nın başı Ami- ral Fulvio Martini'yi de görevinden ala- rak siyasi çevrelerde şaşkınhk yarattı. Martini'nin yerini ABD ile sıkı fıkı iliş- kisi ile tanınan General Giuseppe Amb- rosio'nun alacağını açıklayan Andreot- ti'nin bu girişiminde "Moro Mektuplan" rol oynuyor. 1978'de Kızıl Tugaylar ta- rafından öldünılen Aldo Moro'nun mek- tuplarının 12 yıl sonra yeniden dolaşıma girmesınde "SISMI"nin parmağı oldu- ğu ileri sürülüyor. "Mezardan yazdıgı mektuplarla" kendisini sert eleştirilerin hedefi haline gelmesine içerleyen Îtalyan Başbakanı intikamını SİSMI başkanını yerinden oynatarak alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle