Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 EKİM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/15
WASHINGTON
ABD Körfez'de atağa hazırlanıyorBush yönetimi, Irak'ın Kuveyt'ten parçalar koparmasıyla
sonuçlanabilecek gizli pazarlık masaları kurulduğundan
kaygılanıyor. Bu yöndeki kaygılar, özellikle Suudi Arabistan
Savunma Bakanı'nın Irak'a toprak tavizi verilebileceğini ima
eden açıklamasından sonra arttı. Bu nedenle, dikkatlerin
yeniden krizin üzerine çekilmesine uğraşılıyor.
Arabistan'ın VVashington'daki büyükelçisi
Prens Bandar Bin Sultan hemen ABB Dı-
şişleri Bakanlığı'na giderek ülkesinin tu-
tumunda bir değişiklik olmadığını vurgu-
ladı, ama bu, ABD yönetiminin tedirgin-
liğini gidermeye yetmedi. New York Ti-
UFUK GÜLDEMİR
VVASHINGTON — Ortadoğu'da,
Irak'ın Kuveyt'ten parçalar koparmasıy-
la sonuçlanabilecek gizli pazarlık masa-
ları kurulduğundan kaygılanan ABD,
dikkatleri yeniden krizin üzerinde yoğun-
laştırmak için atağa hazırlanıyor.
Bu hava, geçen gunlerde Suudi Arabis-
tan Savunma Bakanı'nın, Riyad'ın bir uz-
laşı arayışı içinde olabileceğini çağnştıran
demecinden sonra doğdu. Gerçi Suudi
mes'a yansıdığı kadanyla ABD Dışişleri
kulislerinde, "Araplar, diişman ile savaş-
mak yerine uzlaşmak ya da satın almak
egiliminde" söylentileri dolaşmaya başla-
dı.
ABD'deki bu tedirginliğin izleri, Baş-
kan George Bush'un son iki gundür yap-
tığı tum konuşmalara da yansıdı. Örne-
ğin Bush, Mahchester'da yaptığı bir ko-
nuşmada, "Uzlaşı hiçbir zaman olmaya-
cak, çünkü saldırganlıkla uzlaşılmaz" de-
di. Aynı gün bir başka konuşmasmda,
"Bu işgalcı diklatörün Kuveyl'ten çekil-
mesi konusunda her zamankinden daha
kararlıyım" diye konuştu. Ancak Bush-
un bu açıklamalarını yaptığı gün, Irak-
ın 14 Amerikalı rehineyi serbest bırakması
Washington'un kuşkularmı daha da art-
tırdı. Bu kuşkular iki noktada sivriliyor:
1) fİki, Suudilerin, olası bir savaşın
Irak'ta istikrarsız bir yönetim yaratabile-
ceğinden ürktüğünden, bazı toprak par-
çalarının Irak'a verilerek bu krizin sona
ermesini arzulağından kuşkularuhyor. Ri-
yad'ın, bir savaş sonucunda Irak'ın içine
sürüklenebileceği istikrarsızlığın, Suudi
Arabistan'ın guvenliğine Irak'ın bugun-
kü halinden daha az zarar veremeyeceği-
ni düşünüyor olabileceğine de dikkat çe-
kiliyor. VVashington'da Riyad'ın, "yumur-
taları kırmadan omlet yemek istediği"
hayli yaygın bir kanı.
2) Washington Suudi Arabistan'ın uz-
laşmaya meytetrnesinin ikinci nedenini,
Suudi Arabistan'ın Irak ile savaşarak
Arap diınyasında Suudi monarşisine karşı
kin tohumları ekmek istemiyor olabilece-
ği ile açıklıyor. Her şeyden önce Suudi
Arabistan'ın hiçbir şekilde Irak'a karşı sa-
vaşmayı düşünmüyor olduğuna dikkat
çekiliyor. Ancak ABD, Irak ile bir sava-
şa tutuşsa dahi, bunun Suudi Arabistan-
ın Arap dünyasının sokaklanndaki ima-
jına pek hizmet etmeyeceği hatırlatılıyor.
Çünkü Saddam Hüseyin'in gerek Israil,
gerekse de Ortadoğu'da gelir bölüşümü
konusundaki çıkışlan genel olarak Arap
halkı tarafından beğeniliyor. Tek sorun,
bu benimsenen görüşleri Saddam Hüse-
yin'in dile getiriyor olmasından kaynak-
lanıyor.
Suudi Arabistan'dan Washington'a
yansıyan bu iki nokta ABD'yi tedirgin et-
tiğinden Bush'un tonunde son gunlerde
gözle görülür bir sertleşme oldu. Yöne-
time yakın bir grup gözlemciye göre ABD
Başkam Bush, siyasi kaderinin ve tarih-
teki yerinin bu krizle belirleneceği konu-
sunda çok duyarlı. Bu bakımdan geçen
gunlerde yaptığı bir konuşmada, ABD-
nin Körfez'de bulunmasının nedeninin
"petrol" konusunun çok daha ötesinde
olduğunu vurguladı ve Amerika'nın yeni
dünyadaki rolünün, bu krizde vereceği
performans ile belirleneceğine büyük öl-
çüde ikna olduğunu gösteren bazı cüm-
leler kullandı.
Ancak, ABD'de, Suudilerin tutumu
konusunda telaşa kapılmaya gerek bulun-
madığı inancında olanlar da var. Bu
gruptakiler, Suudi Savunma Bakanı'nın
politika değişikliği olduğu izlenimi uyan-
dıran demecinin, ukıslararası basın yayın
kurumları tarafından sıkı gözetim altın-
da yaşamaya ahşkın olmayan Suudi yö-
neticilerinin deneyimsizliğinden kaynak-
lanıyor olabileceğini iddia ediyor. Was-
hington'daki Suudi Büyükelçisi de böyle
düşünüyor ve bu sorun yaratan demecin,
"Mark Twain'in 'Ölümüm Ue ilgili haber-
ler hayli abartılmışlır' dediği gibi" abar-
tıldığım söyluyor.
DIŞ BASIN JJost
Irak'ı sabır
yenecekCYRUS VANCE ABD Dışişkri
eski bakanı (1977-1980)
ABD ve onun BM'deki müttefikleri
sabredebildikleri ve aldıkları kararlardan
vazgeçmedikleri sürece, ekonomik am-
bargo ve diplomatik girişimler savaş çık-
maksızın Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesini
sağlayacaktır.
Asİceri seçeneğin kullamlmasından çok
sık söz ediliyor. Bu yönde atılabilecek
herhangi bir adım mutlaka durdurulma-
lıdır. Başkanın stratejisi yerindedir ve
ambargo etkisini gösterrneye başlamıştır.
Aceleci davranırsak, kendimizi kazana-
bileceğimiz ancak büyük kayıplar vere-
ceğimiz kirli ve zor bir savaşın içinde bu-
labiliriz.
Benimsenen strateji başarıh olur ve
Irak Kuveyt'ten çekilirse ne olacak? Dün-
ya karnuoyunun Körfez'deki istikrarsız-
lığa, Arap-lsrail çatışmasına ve yeni bir
krize yol açmadan sona ereceği kuşkulu
Lübnan trajedisine tahammülü kalma-
mıştır. Ortadoğu'nun pek çok sorununu,
olası en geniş biçimde çözecek yeni bir
girişime ihtiyaç vardır.
Yaşadığımız kriz bu tür bir girisimi ko-
laylaştıracak şartları da oluşturmuştur.
ABD ve Sovyetler Birliği ilk kez Ortado-
ğu konusunda aynı tarafta yer almıştır.
Hatta Sovyetler Birliği Israil ile ilişkile-
rini yeniden kurmaktadır. SSCB'nin eko-
nomik sorunları Batı ile işbirliğini şart
koşmaktadır. Kriz, ABD, SSCB, Batıh
ülkeler ve ıhmlı Arap ülkeleri arasında
öyle bir oydaşma yaratmıştır ki, işbirli-
ğine yönelik çabalar Irak'ın kısa vadeli
saldırısını durdurmaktan daha fazlasını
gerçekleştirebilir.
Bu tür bir çaba için zamanlama çok
önemli olacaktır. Geniş kapsamlı görüş-
meler Irak Kuveyt'ten çekilmeden başla-
yamaz ve başlamamalıdır. Bu tur bir ça-
ba "Amerikan yapımı" ya da "Batı
yapımı" da olamaz. Özellikle bölge ül-
kelerinin aktif olarak katılması gereke-
cektir. Irak'ın Kuveyt'teki işgaline son
vermek için yapılan görüşmelerde Arap
ülkeleri ya tek başlarına ya da Arap Bir-
liği aracılığı ile ama rolü üstlenmelidir.
Kuveyt kurtanldıkfan sonra, ortak Arap-
BM barış gücü bu ülkeye yerleştirilebi-
lir. Körfez işbirliği konseyi yeniden can-
landınlmalı ve Batı'nın desteği arkasın-
da olmalıdır.
Bir sonraki aşamada dış güçler Orta-
doğu'ya silah akışını smırlama konusun-
da da görüş birliğine varmalıdır. Önce-
lik kimyasal, biyolojik ve diğer kitlesel
imha silahlarının indirilmesine veril-
melidir.
Mısır, Arap dünyasında yine güçlü bir
rol üstlendi. Suriye "kanşıkltk çıkaran
filke" rolünü bırakmaya zorlanmahdır.
Suudi Arabistan ve Körfez'deki Arap ül-
keleri, şu anki krizle ortaya çıkan zayıf-
lıkları nedeniyle Arap-İsrail barış görüş-
meleri için ABD'ye borçlu olacaklardır.
Filistinlilerin ile liderlerinin çıkarlarının
sadece Israil'le doğrudan diplomatik gö-
rüşmeler aracılığı ile karşılanabileceğini
bilmesi gerekiyor. Israil de Ortadoğu'nun
herhangi bir yerinde bugün yaşanan ya
da gelecekte ortaya çıkabilecek sorunla-
rın kendi güvenliği için tehdit oluşturdu-
ğunu ve bu güvenliğin sağlanması için ba-
rış görüşmelerini tamamen destekleme-
leri gerektiğini anlamalıdır. ' -J»> j.--
BM Genel Sekreteri tüm bölge üfkele-
rini ve Güvenlik Konseyi'nin daimi üye-
lerini de içine alacak uluslararası bir kon-
ferans düzenlemelidir. Bu konferans
Körfezin ve Arap-îsrail barış görüşme-
lerinin güvenliğini sağlamalıdır. Bu tür
bir çaba, geçmişte gerçekleşmemişse de
bugün pek çok şey değiştiği için basarılı
olabilir. Sovyetlerin geçmişteki tsrail'i
yalnız bırakma çabalan yerini kar^ıhklı
görüşmelere bırakmıştır. Israil ile ABD'-
nin bu konuda temkinli olmasına gerek
kalmamıştır. (24 Ekiro)
. 'ÜNİDDİASI
Mitterrand: Savaş
6 kasımdan önceInternational Herald Tribune Gazetesi, Fransa
Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın Körfez'de 6
kasımdan önce savaş çıkacağını söylediğini iddia etti.
Ancak haber Fransa hükümeti tnrafından yalanlandı.
ÇÖLDE DUŞ — Suudi çöllerinde uzun siiredir yaşayan ve daha uzun bir süre de
yaşama olasılıklan olan askerier, çadırlar içinde kunılan duşlaria temizlenme ge
reksinimlerini gidermeve çalışıyorlar. (Fotogref: AP)
Dış Haberler Ser'visi — Körfez krizi,
dün yeniden savaş ağırlıklı bir havaya bü-
ründü. Irak lideri Saddam Hüseyin'in,
önerilerine sempati ile yaklaştığını acık-
ladığı Fransa Cumhurbaşkanı François
Millerrand'ın "6 kasımdan önce savaş
çıkacak" dediği ileri sürüldu. İngiltere
Başbakanı Margaref Thalcher da savaş
olasılığının onadan kalkmadığını söyle-
di. SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov'un
özel temsilcisi Yevgeni Primakov ise "as-
keri çöziim felaket getirir" dedi.
AA'nın AP'ye dayanarak bildirdiğine
göre, International Herald Tribune gaze-
tesi, dün verdiği bir haberde, Fransa
Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın, 6 kasım-
da ABD'de yapılacak kısmi seçimler ön-
cesinde Köjfez savaşınm çıkacağına inan-
dığını söylediği iddia edildi. Gazete, Mit-
terrand'ı ziyaret eden bir yetkiliye daya-
narak verdiği haberinde, Fransa Cumhur-
başkanı'nın bir savaş çıkması durumun-
da Fransız askerlerinin ABD
komutasmda savaşmaya hazır olduğunu
söylediği ileri surüldü.
Fransa'da yayımlanan haftaık Le Ca-
nard Enchain gazetesinde dün yer alan
bir haberde de, Mittarrand'ın "savaş ya-
kında çıkarcak" dediği öne surülmüştu.
Ancak, International Herald Tribune ga-
zetesinin haberi, dun Fransa hükümeti ta-
rafından yalanlandı. CNN'nin haberine
-göSErhâkümet-tarafından yapılan açık-
lamada, Mitterrand'ın "savaş yakında
çıkacak" şeklinde bir söz sarf etmediği
belirtildı.
İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher
da Irak'a karşı uygulanan ekonomik yap-
tırımların arzulanan sonuçları vermemesi
durumunda savaş seçeneğinin gündeme
gelebileceğini bildirdi.
Thatcher, Mısır'da yayınlanan El Ha-
yat gazetesine verdiği demecte, Irak'ın ko-
şulsuz olarak Kuveyl'ten çekilmesi ve ver-
diği zararlar için tazminat odemesi gerek-
tiğini soyledi. Kuveyt'teki meşru yöneti-
KÖRFEZ
Savaşın 'evet'leri ve 'hayır'larıDış Haberler Servisi — iki veya daha
fazla sayıda Ulke arasındaki bir çatışma,
hangi noktada savaşa dönüşür? Körfez'-
de yaklaşık üç aydır yaşanan krizin ba-
rışçı yoldan çözülmesi için şimdiye dek
yapılan pek çok sayıdaki girişim sonuç-
suz kaldı. Saddam'ın 'Bubiyan ve War-
ba adalan ile Rumelya petrol alanı kar-
şılığında çekilme' önerisi ise ABD yöne-
timi tarafından geri çevrildi. Suudi Ara-
bistan ve Kuveyt topraklannda karşılık-
h olarak silahlanma yarışı devam ediyor.
Tarihteki büyük savaşların çoğu, bir ge-
cede alınan kararların sonucunda başla-
mıştır. Oysa Körfez'de hiç kimse tetiği ilk
çeken taraf olmayı göze alamıyor. Kör-
fez'de savaş konusunda farklı görüşler
ortaya atılıyor. Körfez'de olası bir sava-
şın, göze alınmayacak kadar büyük so-
nuçlan olacağı görüşüne karşı Saddam
Hüseyin'in bundan sonra da tehlike oluş-
turacağı ve devrilmesi gerektiği görüşü
ileri sürülüyor. Newsweek dergisi, son sa-
yısında Körfez'de çıkabilecek bir savaşın
olumlu ve olumsuz yanlannı ele aldı:
Savaşa evet, çönkö...
Irak'la savaşa girmeyi kimse istemez;
ama karşı tarafm davraruşları, savaşı zo-
runlu kılabilir. Bir görüşe göre "Savaş
kaçınılmaz değil, ama krizin çözülmesi
için savaştan başka çare yok ve krizin bir
an önce çözülmesi gerek". Krizin sona
erdirilmesi yolunda diplomatik çıkmazın
aşılamaması durumunda birliklerin cep-
heye sürülmesi için pek çok neden var:
— Ambargonun etkisini göstermesi ge-
dkebilir: Ambargo, Irak'a zarar verme-
ye başladı, ama henüz yeterJi değü. Bir
araştırmaya göre ambargonun sürmesi
halinde Kuveyt, Irak'tan bir yıl önce aç
kalacak.
— Uzlaşma, yenilgi anlamına gelir:
Saddam, Basra Körfezi'ne çıkışını sağ-
layacak olan Bubiyan ve Warba adaları
ile zengin bir petrol yatağı olan Rumel-
ya'yı elinde tutmak şartıyla Kuveyt'ten
çekilebileceğini söyluyor. Bu esas üzeri-
ne kurulacak bir anlaşma, Irak'ın sünüş-
meden önemli bir kazanımla çıkmasını
sağlayacağı gibi Saddam'ın saldırısını
ödüllendirmek anlamına gelir.
— Irak hızla silahlanıyor: Saddam'ın
Kuveyt topraklarından çıkması, tum so-
runları halletmeye yetmiyor. lran-Irak
savaşında zehirli gaz kullanmış olan Irak,
surekli olarak yeni biyolojik ve nükleer
silahlar geliştirıyor; bir veya iki yıl için-
de de atom bombası yapabileceği sanılı-
yor.
— Batı'nın gizli amacı: Batı'nın Irak'a
karşı birleşmekteki tek amacı Irak'ın Ku-
veyt'ten çekilmesi değil Saddam rejimi-
nin de yıkılması. Uzlaşmaya vanlması
durumunda bu sağlanamaz.
— tttifakın durumu: Körfez krizinin
surüncemede bırakılması, Irak'a karşı
kunılan ittifakta kilit rolü oynayan ülke-
lerin içişlerinde istikrarsızlığa neden
olabilir.
— Hava şartları: Kasım ile şubat ay-
ları arasında, çölde savaşmak için en uy-
gun hava koşullan oluşacak.
Savaşa hayır, çunkii...
Sovyet oyun yazan Anton Çehov, "Bir
oyunun basında silah görünürse oyunun
final sahnesinde o silah patlamalıdır"
der. Körfez krizinin başından bu yana
bölgeye yığılan on binlerce silahın patla-
ması durumunda, şimdi yaşanan dram,
tam bir trajediye dönüşecek. Bu görüşü
destekleyen pekçok veri var elimizde. Ön-
celikle, savaşın faturası, dayanılmaz de-
recede ağır olacaktır. Savaşın ilk on gü-
nünde yalnızca ABD birliklerinin vere-
IRAM İRAN
Rume/ya
petrol aıanlan
sumı
AfiABİSTAN
ceği kayıp, 5.000 Ölü ve 15.000 yaralıya
ulaşacaktır. Savaşın uzaması ve diğer
bölgelere sıçraması olasılığı da gözardı
edilemez. Irak'a yapılacak hava saldırı-
lan sırasında çok sayıda Arap ölecek; bu-
nun dünya kamuoyunda yaratacağı
olumsuz etki, Batıh ülkelerin Saddam'a
karşı kurduğu ittifakı zedeleyecektir.
Batılı güçlerin saldırması durumunda
Irak Devlet Başkanı Saddam
Hüşeyin, Kuveyt'ten
çekilmenin önkoşulu olarak,
Basra Körfezi'ne çıkışını
sağlayacak Bubiyan ve
Warba adalarıyla Rumelya
petrol bölgesinin Irak'a
verilmesini istiyor.
ABD, bu öneriyi reddetti.
Ancak banş
yanlıları 'kimsenin
beğenmediği bir uzlaşma,
hiç kimsenin istemediği bir
savaştan daha iyidir'
görüşünde.
Saddam Hüseyin'in kendini korumak
için nası! bir tavır alacağı da önemli bir
konu. Bu dunımda, Saddam'ın İsraiPe
saldırması beklenir. İsrail topraklarına
atılacak tek bir füze, bölgede durumun
iyiden iyiye karışmasına ve belki de İs-
rail'in Ürdün'ü işgal etmesine neden ola-
caktır. Pentagon'un planları mükemmel
bir biçimde yürüse ve Saddam, Irak li-
derliğinden uzaklaştırılsa bile Irak, Ba-
tı'nın başına dert olacakür. Irak'ta şu an-
da liderlik görevini üstlenebilecek hiç
kimse yok. Lidersiz bir Irak, Batı için şu
ankinden çok daha tehlikelidir. Yenilgi-
ye uğramış -ve başsız kalmış bir Irak,
Lübnan'ın 15 yıldır yaşadığı iç çatışma-
ların ve dış baskıların kucağına düşebi-
lir. Irak halkmı oluşturan Şiiler ile Kürt-
lerin bağımsızlık taleplerinin yanı sıra
Irak'ın komşusu Türkiye'nin, Musul üze-
rinde hak iddialan vardır.
Saddam tarafından bütünlüğü sağla-
nan ve ayakta tutulan Irak, bölgede uzun
zamandır İsrail ile İran arasında denge
unsuru oluşturmuşJur. Belirli bir alterna-
tif oluşturmadan Saddam'ı silmek, böl-
gede güç boşluğuna neden olacaktır.
ABD li siyaset bilimciler, genelde eko-
nomik ambargonun sürdürülerek barış-
çı bir çözüme ulaşılmasından yana. Irak'-
ın şimdiden ambargodan büyük zarar
gördüğü biliniyor. Zorlanmaya başlayan
Saddam, 'en az zararla çekilme' yanlısı
olduğu yolunda mesajlar veriyor. Sad-
dam, Kuveyt ile anlaşmazlık konusu olan
Bubiyan ve Warba adalan ile Rumelya
petrol alanını elinde tutmak şartıyla çe-
kilebileceğini söyluyor.
ABLUKA
Saddam'ın dev ordusu zorlanıyorDış Haberler Servisi — Irak'a karşı uy-
gulanan uluslararası ablukanın, Sad-
dam'ın dev ordusunu ve geiişmiş silah-
larını ne kadar hareketsiz bırakacağı, as-
keri uzmanların sık sık tartıştıkları bir
konu. Bu sorunun yanıtı, Irak'ın savaş
sanayisinin dışa bağımlılık oranında ya-
tıyor. Çünku Saddam, ordunun gereksi-
nimlerini karşılamak için Irak içinde her
türlü önlemi alabiliyor. Ordunun gerek-
sinimlerini karşılamak amacıyla gerekti-
ğinde halkın rahatını bozabilecek uygu-
lamalara gitmekten çekinmiyor. Bunun
en iyi örneği de, akaryakıt tüketiminde
başlatıian karne uygulaması.
Irak, kimyasal ve biyololojik silahla-
rın yanı sıra kendi tüfeğini, topunu ve
tank cephanesini uretebiliyor. İran'la ya-
pılan savaş sırasında da Iraklı generalle-
rin diişman silahlarının yuzde 40'ını ele
geçirdikleri biliniyor. Fakat tüm bu avan-
tajlar, Irak ordusunun temel bir sorunla
karşı karşıya kalmasını engellemiyor:
Irak'ın çok geiişmiş silahlarını hizmette
tutabilmek için yabancı kaynaklara duy-
duğu gereksinim. ABD'li yetkililer,
Irak'ın savaş sistemlerinin 6 ile 9 ay için-
de -hatta bazı durumlarda daha da önce-
yedek parça sorunu yaşayacağını bildi-
riyorlar. Bu sorun çeşitli silah türleri için
şöyle sıralanıyor:
Tanklar
Irak ordusunun elinde bulunan en ge-
iişmiş tanklardan olan Sovyet yapımı T-72
tanklarının hizmette tutulabilmesi için
yuksek hassasiyette yedek parça ve uzman
teknisyenlere gereksioim duyuluyor. Bağ-
dat, şu anda bunların ikisinden de mah-
rum. T-72'lerin 125 mm.'lik top namlusu,
her 120 atıştan sonra aşınıyor ve yenilen-
mesi gerekiyor. Ancak namlular sadece
Moskova'dan alınabiliyor. Ayrıca
T-72'lerin paletlerinin de her 2.500 kmlde
yenilenmesi gerekiyor. Kum suzen hava
filtrelerinin de değiştirilmesi gerekiyor;
fakat bu filtrelerin ana parçası ABD'den
geliyor.
Savaş uçakları
Irak'ın elindeki en güçlü savaş uçağı
olan Fransız yapımı Mirage Fl-EQ'ların
karmaşık elektronik parçaları sadece
Fransa'da onanlabiliyor. Aynı şey, uçak-
ların motorlan için de geçerli. Irak, elek-
tronik parça ve motor bakımının yanı sı-
ra, fren sistemi hidroliği gibi bazı kimya-
sal madde ve yağ sıkıntısına da düşebi-
lir, çünkü bunları ithal etmek zorunda.
. Helıkopterlerin pervaneleri çöl koşul-
lannda çok çabuk yıpranıyor. Irak ise
pervane üretiminde İcullanılan malzeme-
leri uretemiyor. Sovyet yapımı helikopter-
lerin ise her 1.500 saatlik uçuş sonunda
genel bir motor bakımından geçırilmesi
gerekiyor ki Irak teknolojisi bu gereksi-
nime yanıt verecek duzeyde değil.
Hava savunması
Irak orduMinun hava savunma radar-
lannı en duşük duzeyde k^llanmakta ol-
duğu biliniyor. Ancak bunun nedeninin
sadece ABD kuvvetlerinin radar sirtyal-
lerini yakalayarak yerlerini saptamaların-
dan duyulan korku olmadığı, bakım des-
teği ve yedek parça sıkıntısı içindeki Irak-
ın bu radarları korumak amacıyla da du-
şük duzeyde kullanma yolunu seçtiği be-
lirtiliyor.
min de gerı dönmesi gerektiğini kaydeden
Thatcher, bu noktalardan taviz verilme-
sine ve Irak Devlet Başkanı Saddam Hü-
seyin'in kazançlı çıkmasına izin verileme-
yeceğini vurguladı.
AA'nın haberine göre ABD yönetimi-
nin "kışkırtma" gelirse Irak'a derhal sal-
dırılacağı ve Kongre'ye önceden haber ve-
rilmeyeceği one surüldü.
Dışişleri Bakanı James Baker ve Savun-
ma Bakanı Richard Cheney'in Kongre
üyeleri ile yapuklan görüşraelerden son-
ra sızan bilgiler, Beyaz Saray'ın "savaş Ua-
nı formaliteleri ile uğraşmak
istemediğini" gösterdi.
Savuma konularında uzmanlığı ile ta-
nınan ve Meclis Silahlı Kuvvetler Komi-
tesi Başkanı Les Aspin, izlenimlerini ga-
zetecilere aktanrken "Yönetim için en güç
sorun, kışkırtma üzerine güç kullanma
karandır. Kanımca saldırı emri verecek-
ler ve sonra Kongre'ye danışacaklar"
dedi.
ABD Savunma Bakanı Richard Che-
ney, Körfez bölgesine 100 bin asker da-
ha gönderebileceklerini söyledi.
Dün Şam'a giden SSCB Devlet Başka-
nı'nın özel temsücisi Primakov'un bir ön-
ceki durağı Kahire'de Mısır Devlet Baş-
kanı'nın damşmanlanndan Osama El
Baz ile iki saat görüştüğu bildirildi. Pri-
makov'un "İyimser olmalıyız. Askeri çö-
züm felakfttılur" dediji kaydçdildi.
Bulgarlar serbest
Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin,
Irak'taki 700 Bulgar vatandaşını serbest
bırakmayı kararlaştırdı. Bağdat televiz-
yonundan dün yayınlanan ortak Bulgar-
Irak açıkiamasında, Saddam Hüseyin'-
in, "Irak'ta çalışan ya da çalışmalannı
tamamlayan tüm Bulgariann istediklerin-
de ülkelerine gidebileceklerine" karar
verdiği belirtildi.
Saddam Kürtlere söz verdi
Iraklı Kürtlere refah sözü veren Sad-
dam Hüseyin, beş yıl içinde sözünü ye-
rine getirmemesi durumunda, bizzat
kendisinin Kürtleri ellerine silah almaya
çağıracağını söyledi.
Irak televizyonunun haberine göre, ül-
kenin kuzeydoğusunda Kürtlerin yaşadığı
Süleymaniye kentine ziyarette bulunan
Saddam, Kürtlerin hakları için savaşma-
larının makul karşılanabileceğini ancak,
bundan önce, yaşam standartlannı yük-
seltmesi için hükümete beş yıl süre ver-
meleri gerektiğini belirtti.
ROMA
NATO
skandalıNtLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — Henüz daha "Moro
Mektuplan" skandalının etkisi devam
ederken İtalya yeni bir skandalın eşiğin-
de sarsılıyor. Önceki gün parlamentoda
Moro döneminin başbakanı olarak mil-
letvekillerinin sorularını yanıtlayan Baş-
bakan Giulio Andreotti, İtalya'da NA-
TO'nun gizli bir haberalma örgütü bu-
lunduğunu söyledi. Andreotti, tepki ya-
ratan ifşaatlarına devam ederken ulusal
haberalma örgütüne paralel olarak çalı-
şan NATO paramiliter gizli servis teşki-
latının "Ülkenin düşman güçler (Varşo-
va Paktı) tarafından istila edilmesi halin-
de harekete gecmek üzere kurulduğunu"
söyledi. Örgutun halen İtalya'da çalışma-
lannı sürdürdüğünü, fakat günümüzyu-
muşama ortamında ortadan kaldırılabi-
leceğine işaret eden Andreotti "Gladio
operasyonu" olarak adlandırılan teşki-
latın silahlı bir yapıya sahip olduğunu be-
lirtti ama silahların kim tarafından temin
edildiğini soylemedi.
Başbakan^ndreotti zelzele etkisi ya-
ratan bu ifşaatlannın yanı sıra îtalyan as-
keri gizli Örgütü "SISMF'nın başı Ami-
ral Fulvio Martini'yi de görevinden ala-
rak siyasi çevrelerde şaşkınhk yarattı.
Martini'nin yerini ABD ile sıkı fıkı iliş-
kisi ile tanınan General Giuseppe Amb-
rosio'nun alacağını açıklayan Andreot-
ti'nin bu girişiminde "Moro Mektuplan"
rol oynuyor. 1978'de Kızıl Tugaylar ta-
rafından öldünılen Aldo Moro'nun mek-
tuplarının 12 yıl sonra yeniden dolaşıma
girmesınde "SISMI"nin parmağı oldu-
ğu ileri sürülüyor. "Mezardan yazdıgı
mektuplarla" kendisini sert eleştirilerin
hedefi haline gelmesine içerleyen Îtalyan
Başbakanı intikamını SİSMI başkanını
yerinden oynatarak alıyor.