Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 EKÎM 1990* HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
F.Bahçe ilk maçta
(Baştarafı Sporda)
ye inebildik. Savunma Müjdat'-
ın dışında kaybolup giderken
kaleci Schumacher karşı karşı-
•ya iki yüzde yüz gol pozisyonu-
na izin vermedi. Hasan yüksel-
diği bütün hava toplanndan bir
tanesi dahi alamayacak kadar
beceriksiz kalırken orta üçlüde
tam anlamıyla rezdldi. Oğuz'un
oynar gibi görünmesi, Hakan'ı
F.Bahçe'nin
(Baştarafı Sporda)
Yüksek topların adamı diye
bilinen Hasan yaptığı zaman-
lama hatalanyla kendi yandaş-
larını bile güldürdu. Erdi drip-
ling yaptığı bütun topları son
anda ayağından açarak rakip-
lerine kaptırdı. B.Şenol sade-
ce sahada dolaştı. Vokri sade-
ce bir devre mucadele etti.
İkinci yarıda yoruldu. Ismail
cesur oyunuyla ayakta kalma-
ya çaJıştı. Schumacher ise far-
kı önledi. Ama liglerimizde el-
le kullandığı toplar sonucun-
da takımına gol attırırken,
dün boyle bir top sonucunda
gol yeme talihsizliğini yaşadı.
Sonuç olarak iki takım ara-
sında oyun anlayışı ve güç ola-
rak buyuk fark vardı. Italyan-
lar sahanın tüm bolümlerinde,
topun olduğu alanda çok iyi
çoğaldılar. Fener'e oyun kur-
ma olanağı bile vermediler.
Hatta Fenerbahçe gol pozisyo-
nu bile bulamadı. Skorun
1-0'da kalmasında ise Schu-
macher'in kurtarışları onemü
rol oynadı.
G.Saray pes
(Baştarafı Sporda)
ti. 7. dakika 24-10 Pop 84'ün us-
ünlüğü ile geçilirken Yugoslav
ekibi "• 100 isabetle hücum edi-
yordu. Galatasaray ise kendisi-
den boyca oldukça uzun olan
Pop 84'e karşı pota altında mu-
cadele dahi edemedi ve hücum-
daki boşlann ardından Massop
ve Cem ile sayılar bulmaya baş-
ladı. 11. dakikada skorun 35-17
olmasından sonra sahada çok
iyi organize olan ve paslan, şut-
ları yardımlaşmalan ile ne kadar
iyi bir takım olduğu her halin-
den belli olan Pop 84 ilk yarıyı
60-40 galip kapadı.
Maçın 2. yarısında Pop 84 as
oyunculannı kenara aldıktan
sonra yedek oyuncularla farkı
korumayı amaçladı. Ancak
Sarı-Kırmızılı ekip 2. yarı daha
organizeydi ve top kayıplarını iyi
değerlendirdi. Galatasaray
akılhca ve sabırla top çevirip sa-
yı bulunca 35. dakikada skor
83-73 oldu. Fakat Galalasaray-
ın baskısından kurtulmayı başa-
ran Pop 84, maçı 97-86 kazan-
dı.
eli belinde dolaşıp durması, aya-
ğındaki topları sürekli rakibine
vermesi, Erdi'nin her defasında
korner köşesine kadar inip to-
pu kaptırdıktan sonra orada
kalması seyirciyi ve bizleri çile-
den çıkarttı. Böyle olunca da ne
Aykut ne de Vokri istedikleri
topları alabildiler.
İkinci yan için başlangıçta ya-
pılan değişiklik tribündeki ta-
raftarı biraz hareketlendirir gi-
bi olmuştu, ancak Rıdvan'm da
çabası Fenerbahçe'ye yetmedi.
Yine bir iki şık hareket yaptı
Rıdvan, yine üç kişiyi dizip Fe-
nerbahçe'nin koca maç boyun-
ca attığı iki şuttan birisini attı
Rıdvan, gerilere kadar gelip top
aldı, yani anlayacağınız durma-
dı çalıştı Rıdvan. Ama diğerle-
rinin adım atacak halleri yoktu
sahada. Hepsi afyon yutmuş gi-
biydiler sanki, yani açıkçası ka-
zanmak için hiçbir şey yapma-
dılar. İşte bunun sonucunda da
40 bini aşkın galibiyete şartlan-
mış taraftar Inonü'den boynu
-bûkuk, huzunlu ayrılırken Fe-
nerbahçe tur umidini Inönü'nün
yeşil çimenlerine kahrederek go-
muyordu.
Hiddink
(Baştarafı Sporda)
duğunu söyleyen Hiddink sözle-
rine şöyle devam etti: "Toni'nin
özellikle ilk yarıda önemli kur-
tanşlar yaptığını ifade ederim.
3-0, 4-0 maçı alırız havası ger-
çekçi olmamalıydı. Atalanta ta-
kımı İtalya liginin en ağır oyna-
yan ekibi. Pes elmiş sayılmayız,
italya'da bir sürpriz yapmaya ça-
lışacağız. Deplasmanda gol ata-
cağımızı gösterdik. Gol attığımız
zaman durum eşitlenir. Çok iyi
bir defans yaptıklannı söyleme-
liyim. Özellikle bire bir mücade-
lede toplara hâkim oldular. Bu
topları almak için özveri gerek,
bizim futbolcularda bu eksik.
Kafamda sihirli şapka yok za-
mana ihtiyacım var."
Kosecki
(Baştarafı Sporda)
Bu arada G.Saray'ın denedi-
ği ve anlaşacağını belirttiği Pe-
na'nın dün ülkesine döndüğü
öğrenildi. Rumen futbolcunun
bonservis sorununu halletmeye
çalışacak olan San-Kırmızılılar,
bu oyuncuyu kısa sürede renk-
lerine bağlayacaklannı belirtti-
Ier.
Popa'ya ceza
G.Saray'm gündeminde yer
alan Rumen Popa, ülkesinde iki
kulüple birlikte sözleşme imza-
ladığı için 6 ay ceza aldı. Kos-
tence Farul'da oynarken Steaua
adına fiş dolduran Popa'nın ce-
zası dün kesinleşti.
F.Bahçe bizi
(Baştarafı Sporda)
Siria Magri (Canale 5-TV):
Fenerbahçe'yi daha iyi bir ta-
kım olarak hayal ediyordum.
Ama defansı bu kadar hata
yapan bir takımın Vitoria Gu-
imaraes'e nasıl elenmediğine
hayret ettim. Markaj denen
olay yoktu. Bence maçın yıl-
dızı Schumacher'di. Aykut ve
Hakan çok top ezdiler. Ata-
lanta'nın çok iyi organize olan
orta sahası maçı aldı. Atalan-
ta bu gece çok cömertti, İtal-
ya'da bu kadar yumuşak oy-
nayacaklarını sanmıyorum.
Maçın en ilginç notu bence
Rıdvan gibi bir yıldızın geriye
kadar gelip defalarca kendine
pozisyon hazırlamasıydı.
Strömbergli Atalanta önünde
Fenerbahçe'ye tur şansı tanı-
mıyorum.
Pietro Serena (L'Eco Di
Bergamo): Fenerbahçe tanın-
mamayacak kadar kötuydü.
Atalanta da ahım şahım değil-
di. Özellikle Evair her zaman
olduğu gibi deplasmanda sak-
landı. Fenerbahçe maça 3-5-2
başladı, üç dakika sonra
4-3-3-'e döndu. Hiç olmazsa
kendi sahasında Fenerbahçe'-
nin galip geleceğini umuyor-
duk. Hatta bir farklı mağlubı-
yetlere bile razıydık.
Franco Sabatini (Bergamo
Di Oggi): Caniggiasız ve
Strömbergsiz Atalanta daha
maça çıkarken gücünün yarı-
sını yitirmiş gibiydi. Katı de-
fans yapacaktı. Bunu bilen
Türklerin hâlâ topu kanatlar-
dan getirmeyip ortada ezmele-
rine hayret ettim.
Atalanta
(Baştarafı Sporda)
Futbolun fizik ve takım oy-
nu olduğunu kanıtlayan Ata-
lanta karşısında Fenerbahçe'-
nin tek farklı yenilgisi düşun-
cemize gore hafif atlatılmış bir
90dakikadır. Ve Fenerbahçe'-
nin Avrupa sahalanna çıkması
için daha bir kaç fırın ekmek
yemesi gerektiği de dün bir kez
daha ortaya çıkmış ve Turk
futbolunun Avrupa kupaları-
nın 2. turundaki tek temsılci-
si Fenerbahçe'nin henuz dene-
yimsiz futbolcularla daha faz-
la ileri gidemeyeceği de gözler
önune serilmişti.
Efes yenildi
MLLHOLSE (AA) — Av-
rupa Koraç Kupası'nda Efes
Pilsen basketbol takımı Fran-
sa'nın Mulhouse takımına
87-70 yenildi.
Mulhouse kentinde oyna-
nan, İspanyol ve Hollandalı ha-
kem ikilisinin yonettiği karşılaş-
madan Efes Pilsen 17 sayı farkla
veniK-aynldi". * " *
Tek tip
kalktıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Danıştay, 1 Ağustos
Genelgesi'nin bazı maddelerini
iptal etti. Tutuklular için tek tip
elbise uygulaması sona ererken,
haberleşmeye getirilen kısıtla-
malar da azaltıldı. Aynca tutuk-
lu ve hükumlüler avukatlanyla
suresiz goruşebilecek.
Genelgede iptal edilen bölüm-
ler şöyle:
1. madde: Cezaevlerinde hü-
kümlü ve tutuklulara tek tip el-
bise uygulamasını getiren mad-
denin tutuklularla ilgili bölümü
iptal edildi. Hükumlüler yönün-
den ise iptal istemi reddedildi.
2. madde: Hükümlü ve tu-
tuklulann cezaevlerinde avukat-
larıyla mesai gunlerinde ve
30-60 dakika arasında göruşme-
sini öngören madde iptal edildi.
Buna göre, avukatlar süreyle sı-
nırlı olmaksızın tatil günleri de
dahil muvekkilleriyle görüşebi-
lecekler.
10. madde: "Disiplin cezası-
nı gerektiren toplu hareketler"
başlıklı bu maddenin, birden
fazla hükümlü ve tutuklunun
idarece verilen elbiseyi giyme-
melerini içeren (b), birden faz-
la hükümlü ve tutuklunun boy-
kot amacıyla duruşmalara git-
mek istememelerini içeren (g) ve
toplu dilekçe vermelerini içeren
(o) fıkraları, cezaevi idaresini
değil, mahkemeyi ilgilendirdiği
gerekçesiyle iptal edildi.
14. madde: "Hükümlü \e tu-
tuklulara ait mektup, telgraf ve
basılı kağıtlann denetlenmesi"
başlıklı maddenin, iyi hallilik
vasfını kazanamayan hükumlü-
lerin haftada en fazla 2, iyi hal-
li hükumlülerin haftada 4 mek-
tup gönderebileceklerini içeren
kısmı iptal edildi. Aynftnadde-
nin, yazılan mektupların bir
dosya sayfasını geçmemesi, hü-
kümlü ve tutukluların anarşist
ve terörist hükümlü ve tutuklu-
ların bulunduğu cezaevleri ile
askeri ceza ve tutukevlerinde
bulunan hükümlü ve tutuklular
ile mektuplaşamayacaklarını
öngören kısımları da iptal
edildi.
Genelgenin, "güvenlikle ilgili
hususlar" başlıklı bölümünun,
"açlık grevlerinde alınacak
tedbirleri" içeren 4. maddesi ip-
tal edildi.
Edinilen bilgiye göre radyo,
teyep walkmen, daktilo, bilgisa-
yar, müzik aletleri, resim mal-
zemelerinin koğuş ve yemekha-
nelere sokulmasını yasaklayan
madde ile cezaevlerine basılı
eser girmesini sınırlandıran
maddeyle ilgili iptal istemi red-
ddildi
G Ö Z L E M UĞUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
rafından -doğrusu- çok iyi kullanıldı.
Kalkan'ın terör ile ilgili sözleri ANAP milletvekilleri tara-
fından sık sık sataşmalarla kesilmek isteniyordu. Antalya
Milletvekili Cengiz Dağyar. Kalkan "Öldürülme sırası kime
geldi?" diye konuşurken şöyle bağırıyordu:
— İnşallah sen olursun...
Basın locasından ANAP milletvekıllerini izlerken ister is-
temez on yıl önce aynı sıralarda oturan AP milletvekillerinı
anımsadım.
12 Eylül öncesindeki AP milletvekilleri de tıpkı bugünkü
ANAP milletvekilleri gibiydıler. Terör ile ilgili uyarıcı konuş-
malar yapılırken söz atarlar ve kayıtsızca gülerler; araların-
daki kabadayılar da kürsüye yürürlerdi.
O günden bugüne ne değişti? Yalnızca parti adları!
• • •
Kişisel saplantılarına kronolojik dedikodu bulup bunlara
ideolojik kılıf giydirmekle ün yapan bir tarihçimizin son te-
rör olayları ile ilgili dehşetengiz bir yorumu var.
Prof. Aksoy, gazeteci Çetin Emeç, sürücüşü Sinan Ercan,
eski muftü Turan Dursun ve Doç. Bahriye Üçok İslamcılar
tarafından öldürülmemiş; eğer İslamcı terör varsa, terörist-
lerin bir İslam âliminden fetva almalan gerekıyormuş; Türk-
iye'de bu fetvayı verebilecek bir İslam âlimı de yokmuş.
Herhalde tarihçimiz, bu fetvaların Resmi Gazete'de ya-
yımlanıp yürürlüğe girmesini bekleyecek!
İslamcı kesim, büyük çoğunluğu ile teröre karşıdır. So-
lun büyük çoğunluğu da teröre karşı olmuştur. Bu ne de-
ğiştirir? Ve ne değiştirmiştir?
Terör örgütlerı. doğaları ve yapıları gereği "marjinal ör-
gütler"d\r. Bugün dünyada çeşitli adda ve ideolojik yapıda
İslamcı terör örgütleri var. Bunların işlediklerı cinayetler de
biliniyor. Bu örgütlerin bir kısmı da Türkiye'de karargâh kur-
muş bulunuyor. Kaldı ki kendisini "din âlımi" sananların bu
konularda açıklamaları da var. Yurtdışında bunların yayın
organlarında laiklere karşı yaptıkları yayınları da, bu yayın-
ları izleyenler biliyor.
"Türkiye'de teröre fetva verecek din âlimı yoktur; oyleyse
İslamcı terör yoktur" mantığı "Bana sağcılar suç işliyor
dedirtemezsiniz" görüşünün dıyalektik ve dramatik bir uzan-
tısı gibidir.
Tarihçimizin bugün yaşanan olayları değerlendirebilme-
si için bu olayların üzerinden en az elli yıl geçmesı gerekir.
Bu yüzden kusuruna bakılmaz!
* • *
Sabah gazetesinde Mehmet Barlas. Amerika'da döviz bu-
lundurmak konusunda görüşlerime "tercüman" olmaya ça-
lışmış; çalışmış, ama pek becerememış.
Benim görüşüm kısaca şu:
—ANAP, 1983 yılında çıkardığı bir tebliğ ile Türkiye'ye ge-
tirilen dövizin kaynağının araştırılmayacağını kabul etmiş; bu
tebliğ ile her türlü kaçakçıya güvence verilmiştir. Çıkarılan
yasalarla da bu kaçakçılara özel aflar sağlanmıştır. Bunlar-
la da yetinilmemiş; Pasaport Yasası değtştırılerek bu kaçak-
çılara birer de pasaport verilmiştir. Dünyanın her yerinde ge-
len dövizin kaynağı sorulur. Amerika'da 10 bin dolar üzerin-
deki dövizin kaynağı sorulur.
Bunları yazarken de hangi yasayla kaçakçılara ne gibi ay-
rıcalıklar sağlandığını tek tek açıkhyorum. Bu arada Sabah
gazetesine gönderdiğim "yanrfta '10 bin dolarm üzerinde"
sözcüklerinde "ö/n"sözcüğü yanlışlıkla "10 dolar üzerinde"
olarak çıkıyor.
Barlas da yazıyor. Amerika'da döviz korkusu yokmuş da,
falan da fılan da...
Amerika'da 'Currency and Foreign Transactions Repor-
ting Act" adlı bir yasa vardır. Bu yasanın 21. maddesi Birle-
şık Amerıka Devletleri sınırlarından 10 bin dolardan fazla
para sokandan bu parayı "deklare" etmesini ister. Bunun
için gümrükte 4790 sayılı form doldurulur. Bu parayı bildir-
meyenlerin paralarına el konur. Konduğu gibi olay hemen
ABD "Internal Ravenue Service" denilen vergi dairesine yan-
sıtılır.
Tartışma konumuz budur. Dövizin kaynağı araştırılır mı,
araştırılmaz mı? Görüyoruz ki araştırıhyor.
İpekçi cinayetinı araştırırken kaçakçılık konusuna eğiliriz,
Barlas. bir tek dosyanın kapağını açmaz. ama "Kaçakçılık-
la olayın ne ilgisi var?" diye yazar. Zaman geçer, kaçakçı
Abuzer Uğurlu'nun Ağca'ya para gönderdiği anlaşılır. Vu-
ralhan olayını ortaya atanz. Barlas, hiçbir araştırma yapma-
dan "Bu kanıtlarla soruşturma açılmayacağım" yazar. Dev-
letin altı büyükelçisi, ayrı ayrı yaptıkları inceleme ve soruş-
turmalardan sonra Barlas'ın soruşturmaya değer görme-
diğı konularda rapor ve fezleke düzenlerler!
Işadamı olduğu günden beri kendisıne bir haller oldu.
Aferim oğlum Mehmet, sen bu yolda devam et!
• • *
Son konu da DTCF'de yayımlanan "Remzi Oğuz Arık'a
Armağan" adlı kitabın Rıdvan Çonkur tarafından basılması
ile ilgili.
16 ekim günlü yazıda ayrıntıları ile anlatılan bu olayla il-
gili olarak "Genç Kitap Kırtasiye"der\ bir açıklama geldi.
Açıklamada, kitabın Genç Kitap Kırtasiye tarafından de-
ğtl Çonkur tarafından bastırıldığı belirtilerek kitabın yalnız-
ca satışının kitabevlerinde yapıldığı kaydediliyor.
Elımizde Genç Kitap Kırtasıye'nın bir broşürü var, Çon-
kur'un kitabı broşürdeki listede yer alıyor
Yerı gelmişken soralım:
Rektörlük bu konuda bir soruşturma açtı mı? DTCF De-
kanlığı olay ile ilgili ne gibi başvurularda bulundu? Ne ol-
du? Ne oluyor?
Savaşa hayır
(Baştarafı 1. Sayfada)
na alındı. Dun Ankara Emniyet
Müdurlüğu Birinci Şube'ye ge-
tirilen Ömer Karataş'ın ağabeyi
Faik Karataş, polisin kendisine
"Kardeşiniz savaşa hayır kam-
pan>asına katılmış. onun için
gözalüna aldık" dediğini belirt-
ti.
İnsan Hakları Derneği Anka-
ra Şube Başkanı Muzaffer İlhan
Erdost, Başbakan Yıldırım Ak-
bulut ve bazı yöneticiler tarafın-
dan Istanbul ve Uşak'taki "sa-
vaşa hayır" yazısı nedeniyle ya-
pılan tutuklamalar için "O yazı
yüziinden tutuklama yok. Onlar
örgiit üyesi olduğu için
somştMiıhı>0r"-<liye savunma
yapıldığını anımsatarak "Kor-
kumuz Ömer Karataş'a da bu
demeçler ışığında 'örgüt uyeliği'
suçu >uklenmesidir. Savaşa karşı
çıktıkian için gözaltına alınan-
ları zorla orgüt üyesi npma gi-
rişimi ürkütüciidür" dedi.
Bir haftaya yakın bir suredir
bulunduğu Bayrampaşa Cezae-
vi'nde dün babası Huseyin Al-
kan ile goruşen N.A. da kendisi
için "çocuk" tanımı kullanılma-
sını eleştirerek "Ben kimseye
kendimi acındırmak istemiyo-
rum. Bilinçli olarak "savaşa
hayır" dedim. Bunu insanlık go-
revi olarak goruyorum" dedi.
Okul duvarına "savaşa hayır"
yajan üse^ğrencısi N.A-'nın tu-
tuklanmasını "akıl almaz bir
olay" olarak değerlendiren
MDP Genel Başkanı Bedrettin
Dalan, asıl "savaşa hayır
dememenin" bir insanlık suçu
oluşturacağını savundu.
Uşak'ın Banaz ılçesinde geçen
cuma gecesi dukkânının önune
astığı "savaşa hayır" yazısı ne-
deniyle gözaltına alınan ve cu-
martesi günü çıkarıldığı mahke-
mece tutuklandıktan sonra ke-
faletle serbest bırakılan Uşaklı
muhasebeci Vedat Sümercan,
"Artık savaş istemediğimizi \ö-
neticilere duyurmak
zonındayız" dedi.
Bu arada Bursa Anadolu Li-
sesi tuvaletine "savaşa hayırl'
sloganı yazıldığı, okul yönetimi-
nin yazıyı yazan kalemi bulmak
için okulda arama yaptırdığı öğ-
renildi.
Turk-Amerikan İşadamları
Derneği (TABA) Başkanı Erdal
Karatepe de savaşa karşı oldu-
ğunu, demokratik bir ülkede
"savaşa karşıyım" diyebilmenin
suç olmaması gerektiğini belir-
terek "Ben savaşa karşıyım
diyebilmeliyim" diye konuştu.
Adana büromuzun haberine
göre Adana'da bazı dernek ve
sendika şubeleri de Başbakan
Vıldınm Akbulut'a telgraf çeke-
rek savaşa ve idamlara karşı ol-
duklarını bildirdiler. '
Zekâ parlaür. StiJ inceltir.
AJe\ander Pope
TEŞ«İKİYEC\D. I 43 >ll}ANTAŞI
\I111I11 CollecÜon
CITY&COUNTRY