Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/18 SPOR 25 EKÎM 1990
Avrupa kupalanndaki son temsilcimiz, A talanta karşısındayediği tekgolle tur şansını zora soktu
F.Bahçe ilk maçta havlu atüUEFA Kupası 2. tur ilk maçında
Atalanta karşısında etkili olamayan
Fenerbahçe, 43. dakikada yediği gole
karşılık veremedi.
Fenerbahçe: 0 - Atalanta: 1
GOL: Dk. 43 Bonacina
HAKEMLER: Röthlisberger Kurt (6), Despland Nishel (6), Kri-
eg Erwın (6)
FENERBAHÇE: Schumacher (6) - tsmail (4), Müjdat (6), Ha-
san (2) - Erdi (3), Oğuz (3), R Şenol (3), Semih (4) (K. Şenol?)
• Hakan (2), Vokri (6), Aykut (2) (Rıdvan 5).
TOPLAM PUAN: 44
ATALANTA: Ferron (6) - Contratto (6), Progna (6), Bigliardi (6),
Pasciullo (6) - Bordın (6), Nicolini (6), Bonacina (7), Porrinı (6),
Evair (6), Perrone (6) (Mandi 5)
TOPLAN PUAN: 67
KULLANDII SERBEST ATIŞ: Fenerbahçe 8, Atalanta 16
CEZA ALANI tÇİNDEN ŞUT: Fenerbahçe 2, Atalanta 7
CEZA ALANI DIŞINDAN ŞUT: Fenerbahçe 2, Atalanta 3
KALEYİ BL'LAN ŞUT: Fenerbahçe 3, Atalanta 5
DIŞARI GtDE.N ŞUT: Fenerbahçe 1, Atalanta 5
KÖŞE ATIŞI: Fenerbahçe 5, Atalanta 3
OFSAYTA DLŞME: Fenerbahçe 1, Atalanta 8
SARI KARTLAR: R Şenol (Fenerbahçe), Bigliardi, Evair
(Atalanta)
SEYtRCI: 22.617 HASILAT: 707.510.000 TL
HİLMİ TÜRKAY
Umutluyduk. Basınıyla, ta-
raftarıyla bu maçı kazanarak
turu garanti etmek için öylesi-
ne şartlanmıştık ki... El ele
omuz omuzaydık. Ama olmadı.
O, 43. dakika tüm umutlarımı-
ZL alıp göturdu bir anda. Inö-
nü'de herkes oturduğu yerde
kaldı, kimsenin ağzını bıçak aç-
maz oldu. Şoktavdık... Çunku
hiç de beklemediğimiz anda go-
lü kalemizdegormuştük. Golun
sahibi Bonacina'ydı. Sahanın
dışına çıkıp teknik kadrosunun
bulunduğu yedek kulubesine
doğru koşup gol sevincini yaşar-
ken bizim ise onu izlemekten
başka çaremiz yoktu.
" O l u r " dedik. "Bir gol
önemli degil, alar beraberliği
sağlar halta one bile geçeriz" di-
ye duşiınduk. Yeniden bağınp
çağırmaya başladık. Ama yine
olmadı. Çunkü sahada çok ko-
Maç sonrası
Hiddink:
Kafamda
sihirlî
şapka yok
NECMt GÜLÜMSEL
Fenerbahçe-Atalanta maçı
sonrası konuşan Sarı-Lacivertlı
takımın teknik direktöru Guui
Hiddink, "Maçı daha uzun bir
siire 0-0 goturebilseydik, ilk go-
lü biz de atmış olabilirdik" de-
di. ilk golü hatalı bir şekilde >e-
melerinin öldürucii bir darbe ol-
(Arkası 19. Sayfada)
İTALYAN
GAZETECİLER
EBahçe
bizî şaşırttı
CUMHUR CANBAZOĞÜJ
Maçı izleyen Italyan gazetecı-
ler ve TV spikerleri maçtan son-
ra Fenerbahçe ile ilgili göruşle-
rini bildirirlerken kendi sahasın-
da çok daha kuv\etli bir Fener-
bahçe beklediklerini, defansı bu
kadar açık veren bir takımın rö-
vanş maçında hiçbir şansı ola-
mayacağını soylediler:
(Arkası 19. Sayfada)
PpRTRE
Vokri
SevgUenmiz-
de de nefretleri-
mizde de ölçü-
süzuz. Insanla-
rı ya göklere çı-
karıyor ya da
yerindibineso-
kuyoruz. Maç
öncesi tribünlerden atılan sis
maddeleri ve havaifişekler
tribündeki insanları nefes
alamaz duruma getirirken
Rıdvan için yapıian tezahürat
da bu çocuğu maçtan önce
grogi duruma getırdi. Bağır-
ma çağırma, zorlamayla fut-
bolda bir noktaya gelrne ola-
sı değil. Bugün şu veya bu fut-
bolcunun iyi oynamadığıru
yazacağız. Ancak oynamadı-
larmıoynatılmadılarmıonu
duşünmek gerek. Nasıl oyna-
sınlar ki? Adamların fizik
güçleri karşısında bızimkile-
rin nefes alacak hallerı bile
kalmadı. Bu bir bakıma da
doğaldır. Atalanta futbolcu-
lan bir ekolün temsilciieridir.
Biz ise tam anlamıyla alaylı-
yız, Avrupa kupalannda bir
anlamda "topal eşşekle" ker-
vanına kanşıyoruz. Atalanta
karşısında Fenerbahçe tato-
rrunm en başanlı futbolcusu
30 yaşmdaki Yugoslav fut-
bolcu Vokn'ydi. Adam sanki
40 yıllık Fenerbahçeli gjbi sa-
hada butun varını yoğunu
verdi ve de halyan defansına
zor anlar yaşattı.
tüyduk. "Futbol"u hiç oyna-
madığımız gibi akıl almaz hata-
lar yapıyorduk. Kalede Schu-
macher, savunmada Müjdat,
forvette de Vokri. Işte bu uç
ısimdi Fenerbahçe'nin Atalanta
karşısındaki sırtlayıcdan. Gerisi
hikâye. Hakanmış, Hasanmıs,
B.Şenolmuş, Semihmiş, Oguz-
muş boşverelim.
Oysa her şey mükemmeldi
lnönü Stadı'nda maç öncesinde.
Tıkabasa dolan tribünler Fener-
bahçe'nin, "şeytaıT'ın sahaya
çıkması için sabırsızlanıyordu
adeta. Bir ara yağmur yagar gi-
bi oldu. Ama ne yeni ne de eski
açık tribundekiler bu yağmura
aldırış dahi etmediler, yağmura
karşın coşkulanndan hiçbir şey
kaybetmediler. "Tamam" di-
yorduk. "Bu Fenerbahçe Guis-
maries'i hakladığı gibi Atalan-
ta">i da bu seyirdvk rahat yene-
cek" diye. Artık herkes gıbi bü-
yük maç saatini beklemeye ko-
yulmuştuk. Maç saati geldi, Fe-
nerbahçe takırru sahaya çıktı, sis
bombaları, konfetiler, bağınş-
lar, çağırışlar, alkışlar hepsi son
derece güzeldi, güzeldi ama
"şeytan" ilk onbirde yoktu. Yi-
ne de bUyuk sevgi gosterisinde
bulundu Sarı-Lacivertli taraf-
tarlar Rıdvan'a.
Isviçreli hakemin düdüğü ve
seyircinin de büyuk desteğini ar-
kamıza alarak oyuna başlayan
taraf olduk, baştan yapıian bir-
kaç hatayı normal karşıladık,
ama bu hatalar nedense hiç bit-
mek bilmedi, surdü de sürdü, ta
ki golu yediğimiz 43. dakikaya
kadar. Fizik olarak Atalanta ta-
kımının bizden çok guçlü oldu-
ğu bir gerçekti. Üstelik boy or-
talamaları da yüksekti. Savun-
madakılerin hemen hepsi iri ya-
pılıydılar. Aykut, Vokri ve Ha-
kan aralarında kayboluyorlardi
sanki. Hep havadan oynamayi
yeğledık, oysa yanlıştı, çünku
hava toplannda butün hâkimi-
yet onların elindeydi. Hiddink,
buna ne yazık ki çozüm bula-
madı, ataklarda hemen hemen
hiç çoğalamadık, zaten doğru-
sunu söylemek gerekirse koca
90 dakikada iki kez rakip kale-
(A&ast 19. Sayfada)
RIDVAN HIRSLIYDI — İkinci yarıda o>una gıren Ruhan'ııı <.aba>ı da l.UahıeV vetmedi. \aptıgı hareket-
lerle yine buyuk alkış loplayan Rıdvan, kaçırdıgı gol sonrası hırsından formasını yırttı. (Levent Yucelman)
IzLENİMLER
lnönü'de patron Atalanta'ydı
Atalanta'nın intihar uçağı gibi gelen kontrataklarına karşı koymaya
çalışan Müjdat, defansın içinde çaresiz bir profesyoneldi. Fenerbahçe
defansının gokdeleni Hasan ise her hava topuna yeşil ışık yaktı.
ön yargı ile duyulan urkeklik ve korkaklık var-
oluyorlardı. Saha yaygınlığı içinde "hedefi bu-
lan" nefis toplar çıkaran bu İtalyan ıkilı atılan
golun ve zaferin "baş mimarlan" olarak buyu-
lediler.
ERCAN TURCAN
• Tribunlerde Fenerbahçe sevgisinin San-
Lacivert renklerini taşıyan "Show"u vardı. lnö-
nü Stadı'nın 90 dakıkalık "heyecan girdabı" ön-
cesinde . Jnönü'de "Fiesta"nın çılgın bir sevin-
ci, korkunç bir uğultusu vardı.
• lnonu, görkemli bir gecenin gururunu, 40
bine varan yurek ile seslendirip, boğazın kıvnm-
lanna, Maçka'nın sırtlarına seslendiriyor: "Fe-
nerbahçe sen çok yaşa - scviyoruz seni canı gö-
nıilden." Maç öncesi tribunlerde Guimares tab-
losunu ya^şıyoruz.
• Ateşli solukların alevlendirdiği ilk dakika-
larda Fenerbahçe'de Avrupa takımlarına karşı
• Şansın Fenerbahçe'ye sırt çevirdiği dakika-
dı. Avrupa kupalanndaki "gunmımuz" Fener- ıa r da tribunde heyecanını piposunun dumanla-
u-w_ /-...... U-.AA;^';- V^A:,-. ı J.X. n n a g ö m e n bir adam vardı. Müli takımın sorum-bahçe, Guus Hiddink'in kendisine yakıştırdığı
Guimares önünde giydiği "kişilik kostiimii" lusu Piontek, agzından çıkarmadığı piposunu he-
Atalanta önünde giyemeyerek tur timıdini Alp- yacanla dudakları arasında gevelerken her Fe-
ler'in eteğindeki Bergoma kentine taşıyamadı. nerbahçe akınında hop oturup hop kalktı. Aynı
• Atalanta'nın "intihar uçağı" gibi gelen kont- Piontek, son yarıda piposunu cebme koyarak,
rataklanna karşı koymaya çalışan Müjdat defan- Fenerbahçe için bu yarıdaki umutsuzluğunu be-
sın içinde çaresiz bir "profes)onel"di. Fenerbah- yazlaşan suratında yaşadı.
çe defansının "Gokdelen"i Hasan her hava akı-
• Son gunlerde Istanbul ve Fenerbahçe sıkm-
tılı ve sancılıydı. llkinde Istanbul Belediyesi bu-
lutları, sonra da Atalanta Fenerbahçe'yi bom-
baladı. Sonuç mu? Istanbul "sevinç"e, Turki-
nında "yeşil ışık" yakarken, Hiddink'in Hasan'a
sabn tribunlerde hoşnutsuzluk yarattı.
• Orta sahada Borain ve Micolini meşin yu-
varlığı malı edip "can alıcı" bu alanı "parselli-
yor" futbolun butün guzelliklerinin "patronu" ye ise "huzun"e boğuldu.
G.Saray'la masaya oturacak
Kosecki
bugün getiyor
ARİF KLZILYALIN
TİTOGRAD/tSTANBUL — Balkan Kupa-
sı yan final ilk maçı için "günıi birlik" Titog-
rad'a gıden ve karşılaşma sonrası apartopar yur-
da dönen Oalatasaray'da ilgi odağı, Yugoslav
1. Ligi'nde oynayan Kostarikalı futbolcu Med-
ford'du.
Transfer döneminde San-Kırmızıh ekibi "ge-
iiyorum, geldim" diye oyalayan 22 yaşındaki si-
yahi oyuncu, yeni transfer olduğu Dinamo Zag-
reb'de gozden düşunce, Galatasaray'a yeniden
yeşil ışık yaktı. Titograd maçı için Yugoslavya'ya
gelen Gaîatasaray Başkanı Alp Yalman ve yo-
neticilerle görüşebilmek için Sarı-Kırmızılı ta-
kımın konakladığı otelin yanındaki "eaîe"de sa-
atlerce bekleyen Medford, Yugoslavya'da ara-
dığını bulamadığını söyledi. Zagreb'e bir türlü
u>Tjm sağlayamadığını da belirten Medford,
omuzunda beliren sakatlık sonrası toparlana-
madığını ve anlaşma sağlanırsa Galatasaray'a
gelebileceğini soyledi.
Medford'u uzunca bir sure bekleten Galata-
saraylı yöneticiler, daha sonra zenci oyuncu ve
Yugoslav menajeri ile 1 saatlik bir goriışme yap-
tılar. Göruşme sonrası Medford'u stada gittik-
leri araca alan yöneticiler, Kostarikalı oyuncu
ile birlikte Buducnost-Galatasaray maçını da iz-
lediler. Kesin bir açıklama yapmaktan kaçınan
yöneticiler, Medford'a "hayır" demediklerini,
ancak ilk tercihlerinin Polonyah Kosecki oldu-
ğunu belirttiler. Futbol şube sorumlusu Yurda-
şen Karahasan, Medford'un bonservis ücreti-
nin transfer dönemine oranla çok duştüğunü
ve biraz daha düşmesî için bekleyeceklerini
söyledi.
Bu arada Polonya milli takımı ve Legia Var-
şova'nın sağ açığı Kosecki için de temaslarını
surdüren San-Kırmızılı yöneticiler, bu futbol-
cunun bonservis ucretinin 500 bin dolara indi-
ğini belirttıler. Bu futbolcunun menajeri ile
göruşen G.Saray Kulübu yoneticileri Koseçkı'-
nin bugün İstanbul'a geleceğini de açıkladılar.
Balkan Kupası'nda ilk turu maç yapmadan
geçen ve 2. tur ilk maçında da rövanş için avan-
taj sağlayan Galatasaray, Titograd Buducnost'u
elediği anda final oynayacak.
(Arkast 19. Sayfada)
Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'ndaki temsilcimiz Pop 84'e 97-86yenildi
Galatasaray pes etti
Galatasaray: 86 — Pop 84: 97
SALON: Lutft Kırdar
5 ¥MJU Tabak (25.02) (Pop 84)
HAKEMLER: Vittorio P.Fıonto (halya) (6), Todd H'amick (tsrail) (6)
tLK YARfc 60-40 (Pop 84 onde)
For. CSaray Nol Sa>ı Şut
3 Pota
sayı dibi Faul
S.
Rib.
H.
Rib.
Top Top
Çal. Kaj.
Ömer
Massop
Erol
Hakan
Cem
Barış
Burçın
Lutfı
Mural
6 1/2
24 4/11
9 0/2
9 2/5
18 6/10
4
— 0/1
14 0/1
2 0/2
0/1
1/1
0/2
2/3
2/2 —
4/6 8/12
3/4 —
2/3 1/2
— — — 4/4 — —•- '4; —
0/1
2/5 3/4
1/1
2/4
Toplam ve
yuzdeler
8613/34 5/1315/20 15 22
%38 %75 %68
12 13
For. Pop 84 Nol Sayı Şut
3 Pota
sayı dibi Faul
S.
Rib.
H.
Rib.
Top
Çal.
Top
Perasovıç
Pavtceviç
Kukoç
Tomıç
Çızmıc
\aumoskı
Tabak
Radoviç
Savıç
Naglıç
8
5
7
5
6
5
5
5
6
6
28
7
9
5
4
2
3
22
17
5/8
1/4
0/1
0/3
2/4
3/3
3/3
0/3
1/1
1/1
3/5
1/1
3/3
2/2
2/3
1/1
1/2
6/7
3/3
3/3
3/4
1/2
1/2
6/6
2/2
1 —
Toplam ve
yuzdeler
9711/23 5/8 22/2716/19
%48 K62.5 Vo8
22 11
LEVENT YUCELMAN
Basketbol Avrupa Şampiyon
Kulüpler Kupası 2. tur ilk ma-
çında Galatasaray son iki yılın
Avrupa şampiyonu eski adı Ju-
goplastika, yeni adı Pop 84'e
97-86 yenildi.
Macın oynandığı Lütfî Kırdar
Spor Salonu'nun alt kısımlan
doluydu. Ancak son iki yıl Av-
rupa'da şampiyon olmuş ve
GALATASARAY ETKİSİZDİ — Avrupa Kupalan'nda tur mucadelesi veren Galatasara>, Şam- NBA draftmda Chicago Bulls
piyon Kulüpler Kupası'nın iddialı ekibi Pop 84 karşısında etkili olamadı. (Foloğraf: Mtırat Yıgcı) tarafından seçilen Kukoç gibi bir
oyuncuya sahip Pop 84'ün Is-
tanbul'da sahaya çıktığım düşu-
nürsek görmeye gelenlerin sayı-
sı az bile sayılırdı.
Maça Galatasaray adam ada-
ma savunma yaparak başladı.
Ancak Pop 84 sahaya çıktığın-
da bile belli olan fiziksel üstün-
luğünu maç boyunca başarı ile
kullandı. Yugoslav ekibi fiziksel
üstunluğu sayesinde ilk dakika-
larda pota dibinden hucum et-
(Arkası 19. Sayfada)
MAÇINELEŞTİRİSİ
Atalanta
çetin ceviz
ABDÜLKADİR YÜCELMAN
Fenerbahçe bu kez çetin cevize çattı. Ata-
lanta, hem çabuk düşünen hem çabuk oyna-
yan, bir ekipti. Aynca, faullü degil, ancak fut-
bolun gerektirdiği kadar da sert bir futbolu
vardı.
Fenerbahçe ilk yanda ancak tek gol pozis-
yonu bulabildi Hakan'la. Bir de tek şut ata-
bildi Erdi ile. Atalanta 3-5-2, oynamasına kar-
şın savunmada 5 hatta 6 kişi ile çoğahrken
ataklarda da 2 kişi birden bire 5 kişi oluveri-
yordu. Fenerbahçe savunmada 5 kişi ile ka-
demeli oyun düzeni içindeyken sağdan Erdi,
soldan da Semih'Ie hücuma'kalktığında iyi
atak düşündüyse de Atalanta'nın fizik üstün-
lüğu olan çabuk ve sert savunmasını bir türlü
aşamadı. Aşamazdı da. Çünkü Fenerbahçe
kötü oynamıyor ve hatta ligdeki standardının
çok ustünde bir mucadele veriyordu. Ancak
Sarı-Lacivertlilerin Atalanta'yı aşacak güçte
olmadığı da belli oluyordu. Ama futboldu bu
Hakan'ın o tek atağı da gol olabilirdı. Ancak
Atalanta'nın da ilk yan 3 gol pozısyonuna gi-
rip bu topları dışarı göndermesi de Fenerbah-
çe'nin şansıydı.
Fenerbahçe canını dişine takarak oynadı.
Hata yapmadı mı? Yaptı. Hatta yediği gol
Atalanta'nın becerisi değil, Fenerbahçe'nin af-
fedilmez hatasından gelmişti.
İkinci yarıda savunma gedik vermeye baş-
lamıştı. Çunku yorulmuştu ve Atalanta oyu-
na ağırhğını koymuş ve daha rahat oynama-
ya başlamıştı. tkinci yan oyuna giren Rıdvan'-
ın bireysel hareketleri ve hırslı oyunu Fener-
bahçe'ye biraz olsun canlılık getırdiyse de Fe-
nerbahçe'de yorulan sadece defans degil orta
saha ve ilk yarıda büyuk mucadele veren Vok-
ri'siydi. 2 pozisyon yaratan Rıdvan, oyundan
düşen Fenerbahçe'nin her top kaybedişinde
hırsından formasını çekiştiriyordu. 65. daki-
kadan ıtibaren oyunun sonucu da, hemen he-
men belli olmuş ve çetin ceviz Atalanta'yı bu
Fenerbahçe'nin aşamayacağı anlaşılmıştı ve
maç öncesi înönu Stadı'nda buyük gurultü ko-
paran Fenerbahçe taraftarı sus pus olmuş ve
maçı seyreder olmuştu.
(Arkası 19. Sayfada)
Fenerbahçe'nin
gücü yetmedi
METİN TÜKENMEZ ~
Fenerbahçe Portekiz temsilcisi Guimareas'ı
her iki maçta da uçer golle saf dışı bırakınca
Atalanta maçları için umutlanmıştık. Dogru-
sunu söylemek gerekirse Galatasaray'm konuk
ettigi Pisa takımını izledikten sonra umutla-
rımızın uzerıne kara bulutlar çökmuştü. Çün-
ku ttalyan liglerinin sıradan takımlarından
olan Pisa Galatasarayh futbolculara "futbolda
mucadele ve disiplin dersi" vermişlerdi. Dun
Atalanta'da da aynı anlayışı görduk. ttalyan-
lar sert, disiplinli ve mücadeleci oyunlannı ma-
çın başından başlamak koşuluyla ödün verme-
den uyguladılar. Fenerbahçeli futbolcular Ital-
yanların baskısı altında ne koşacak alan ne de
zaman bulabüdiler. ttalyan takımımn agırhğı
daha maçın başında hem Fenerbahçeli futbol-
cuların hem de yandaşlannın uzerine çöktü.
Sarı-Lacivertliler bu ağırlığın altında adeta
ezildiler.
Bizim liglerimizde teknik diye bilinen Oğuz,
Hakan ve Aykut topu kontrol edip kullana-
cak zaman bulamadılar. Hangisinin ayağına
top gelse rakiplerinın uç futbolcu ile yaptık-
ları pres onların becerisini yok etti. Fizik gu-
cü yuksek olarak bilinen B.Şenol, Semih ve
Hasan gibi futbolcular ise maçın ikinci yarı-
sında öylesine bittiler ki bazıları oyunu izle-
mek bazıları ise sakatlanarak dışarı çıkmak zo-
runda kaldı lar.
Futbolun gerekleri olan tempolu, tatlı sert,
presli ve mücadeleci oyunu ortaya koyan İtal-
yan takımıydı. Fenerli futbolcular ise bu un-
surlardan yoksun olmalanna karşın sanki çok
mucadele etmişler gibi birer birer sakajlanma-
ya başladılar. Hakan son 20 dakikada sakat-
landı ve Hiddink tarafından oyundan alınma-
dı. Oysa bir oyuncu değiştirme hakkı vardı Fe-
ner'in. Sanki Hiddink Hakan'ı cezalandırdı.
Onu oyundan almaması "ne yaptın ki sakat-
landın" anlamını taşıyordu. Gerçekten de Ha-
kan'ın maç boyunca ortaya koyduğu futbol
mahalle futbolundan öteye gitmedi. Sadece
Hakan mı?
(Arkası 19. Sayfada)
Fener'den
bu kadar
AYDIN GÜLEŞ
Turkiye liglerindeki vasat takımlara bile bu
kadrosu ile üstünlük sağlayamayan Fenerbah-
çe'den futbolda Avrupa'da hep üst seviyede
yer almış dunya şampiyonluklan kazanmış bir
Ulkenin takımına karşı üstünlük sağlaması ön-
ce hayalcilikten başka bir şey olmasa getek.
Atalanda tipik bir Jtalyan takımı. Son de-
rece disiplinli ve o derece mücadeleci bir ekip.
Kalelerini çok iyi savunuyorlar. Öyie ki dun
Fenerbahçelilere gol şansı hiç tanımadıklan gi-
bi onlan ceza sahasının içine bile sokmadılar.
Her bir Fenerbahçeli'nin üstune en az uç ki-
şiyle baskı uyguladılar. Böyle olunca da top
Fenerbahçelilerin ayagında ancak iki uç sani-
ye kalabildi. Topu daha fazla elinde bulundu-
ran Atalantalılar, 90 dakikanın tamamında da
oyunun tek hâkimi oldular. Fizikman Fener-
bahçelilerden iki kat cüsseli olmalanna rağmen
çabukluk ve manevra kabiliyetleri onlardan en
az beş defa daha fazla. Devamlıhklan ve oyun
anlayışları da aynca bir o kadar fazla. Guç de-
vamlıhklan ise kendilerinden en az on kat daha
fazla. öyle ki Fenerbahçeli en güçlu bir oyun-
cu bile Atalantalı oyuncuya kazara çarpsa ya
uzun süre tedavi görüyor veya sakatlanıp
oyundan çıkıyor. Bana göre Fenerbahçeliler
özellikle Hakan, Erdi, Semih, Müjdat, Hasan
ve Ismail futbolun nasıl oynanması gerektiği
konusunda Atalantahlardan bir şeyler öğren-
memişler ise bu ekiple oynadıkları için yine de
sanslıdırlar.