01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EKİM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Mısır'da 25 tutuklama • KAHİRE (AA) — Mısır Meclis Başkanı Rıfat El Mahcub'un, Kahire'de silahlı bir saldında ölmesiyle ilgili olarak 25 Filistinli ve Irakh'mîı tutuklandığı bildirildi. Olayla ilgili oldukları şüphesiyle tutuklanan Mısırh ve Arap aşın Müslümanlar arasında 25 Iraklı ve Filistinli'nin de bulunduğu belirtildi. Güvenlik yetkililerinin El- Mahcub'u öldürenlerin Mısır'a sızanlar olduğu konusunda kesin kanıtlara sahip oldukları bildiriliyor. Tutuklanan Filistinlilerin Ebu Nidal'a bağh olduklarından şüpheleniliyor. Gorbi'nin planı yine ertelendi • Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birliği'nde, ülkenin piyasa ekonomisine geçişini düzenleyecek ekonomik reform programınm tartışılması yine ertelendi. Sovyetler Birliği Başkanı Mihail S. Gorbaçov tarafından dün Yüksek Sovyet'e sunulması beklenen reform programı, cuma günü parlamentoda tartışılmaya başlayacak. Sovyetler Birliği parlaraentosu Yüksek Sovyet'in Başkanı Anatoly Lukanov, parlamentonun dünku oturumunda yaptığı açıklamada, Devlet Başkanı Mihail S. Gorbaçov'un "konomik danışmanı Abel/Aganbegyan tarafından hazırlanan 'uzlaştıncf programın cuma günü parlamentoya sunularak tartışmaya açılacağını söyledi. Schaeble'nin durumu ciddi • FREİBURG (AA) — Akli dengesi bozuk bir kişinin geçen cuma gerçekleştirdiği silahlı saldın sonucu ağır yaralanan Federal Almanya İçişleri Bakanı \Volfgang Schaeble'nin sağlık durumunun kötüleştiği bildirildi. Schaeble'nin, önceü gece Freiburg Üniversitesi Nöroloji Klitfiği'nde yeniden ameliyata alındığı ve sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu haber verildi. Yaklaşık 4 saat süren s meliyat sırasında herhangi oir komplikasyonla karşılaşılmadığı, Schaeble'nin halen yoğun bakım altında tutulduğu öğrenildi. Azerbaycan'da sönük seçimler • MOSKOVA (AA) — Azerbaycan'da 30 eylülde yapılan milletvekili seçimlerinin ilk turunda adayların çoğunluğu sağlayamadığı 54 seçim bölgesinde önceki gün yapılan ikinci tur seçimlerin sönük geçtiği bildirildi. Bakü'deki Halk Cephesi kaynaklan, yağışlı ve soğuk havanın da etkisiyle yaklaşık yarısı Bakü'de bulunan 54 seçim bölgesindeki seçmenlerin büyük bir bölümünün sandık başına ghmediğini bildirdiler. Seçimlerin ilk turunda Azerbaycan Komünist Partisi'nin çok büyük bir çoğunluk elde etmesinin de ikinci tura katılımın düşmesine yol açtığı belirtiliyor. Macaristan seçimleri • BUDAPEŞTE (AA) — Macaristan'da onceki gün yapılan yerel seçimlerin ikinci turunda, ilk sonuçlara göre iktidardaki merkez sağ partiler koalisyonu büyük yenilgiye uğradı. Seçimlerin büyük oranda boykot edildiği ve katılımın yüzde 30'un Itmda kaldığı bildirildi. Başbakan Josef Antall'ın Demokratik Forum Partisi yerel seçimlerde yüzde 27 oy alırken Demokratik Forum'un da içinde bulunduğu üç partiden oluşan iktidar koalisyonun toplam oyları yüzde 37.4 oldu. İlk sonuçlara göre muhalefettekı liberal partilerin seçimlerden galip çıknklan belirtiliyor. Yunan halkı yerelseçimlerde başbakanın politikasını destekledi Mitsotakis'eYerel seçim sonuçları Başbakan Mitsotakis rçin sürpriz başan oldu. Sonuçlar Yunan halkının YDP hükümetine duyduğu 'güven' şeklinde yorumlanıyor. Nabız yoklamalarında önde giden Melina Merkuri'nin yenilgisi ise seçimlerinin başka bir sürprizi oldu. STELYO BERBERAKİS ATİNA — Yunanistan'da ön- ceki gün yapılan yerel seçimin sonuçları iktidardaki Yeni De- mokrasi Partisi (YDP) için de beklenmedik bir "sürpriz başan" oldu. YDP lideri ve Baş- bakan Konstantin Mitsotakis, seçim sonuçlarının YDP hüku- meti için 'olumlu bir siyasi mesaj' niteliğinde olduğunu açıkladı ve hükümetin izlediği siyasi ve ekonomik programın bu kez halkın desteğiyle de sur- dürüleceğini vurguladı. Yerel se- çimlerin bu ilk turunda çıkan sonuç, Yunan halkuıın YDP hü- kümetine duyduğu "güYen" şek- linde de yorumlanıyor. Kriz ge- çiren ülke ekonomisine karşı YDP hükümetinin uyguladığı ekonomik politika ne denli sert olursa olsun, devlete oranla "da- ha zengin" olan halkın bu 'ke- mer sıkma' siyasetine bir süre daha 'tahammül edebilecegini' göstermiş oldu. YDP hüküme- MERKURİ— Umudu gerçekleşmedi TRITSIS — Atina'nın yeni Beiediye Başkanı tinin emeklilik yasasına karşı üç hafta süren ve yaşamı gerçek an- lamda felce uğratan grevlerin ise YDP hükümetini etkilemediği gözlendi. Bu arada YDP hükü- meti uzun süredir planladığı ge- nel seçim yasasını da derhal de- ğiştirecek. YDP, seçim yasasını 'çoğunluk' sistemine dönüştür- mekle bundan sonra yapılacak genel seçimleri bir öncekilere oranla daha rahat kazanmayı hedefliyor. Merkuri'nin yenilgisi 358 belediyede yapılan önce- ki günkü seçimlerde ancak 1% bolgede belediye başkanı seçile- bildi. Geri kalan 162 bölgede se- çimler önümüzdeki pazar günu yinelenecek. Hükümet partisi YDP, belediye başkanı çıkaran bu bolgelerden 87'sini tek başı- na kazandı. Ana muhalefet par- tisi sosyalist PASOK ile komü- nistlerin SINASP1SMOS Parti- si'nin ortaklaşa gosterdikleri adaylar ise 104 bölgede seçildi. Bütün dikkatleri üzerine çeken başkent Atina'da, YDP'nin des- teklediği bağımsız aday Ando- nis Tritsis'in PASOK ve komü- nistlerin desteğindeki güçlü aday Melina Merkuri'ye karşı üstün- luk sağlaması da bu seçimlerin sürprizlerinden birini oluşturdu. Mimar-Muhendis Tritsis, bu se- çimlerde yuzde 50.15 oy topla- yarak gerekli olan yüzde 50 artı bir barajını geçti ve daha ilk tur- da Atina'nın yeni belediye baş- kanı seçildi. 65 yaşındaki Meli- na Merkuri ise oyların ancak yüzde 45.94'ünü topladt ve ikin- ci sırada kaldı. Atina'nın verdi- ği bu 'siyasi mesaj', kuşkusuz YDP hükümetine 'yeşil ışık' yaktı. Tritsis'in belediye başkan- lığını bu denli kolay kazanaca- ğına, YDP'nin kendisi bile pek inanmıyordu. Bu arada seçimleri boykot oranının Yunanistan genelinde yüzde 15, Atina'da ise yuzde 35 gibi oldukça yüksek oluşu, siya- si partilere yönelik ayn birer me- saj niteliğindeydi. Bu, bazı seç- menlerin YDP taraftarı olması- na karşın geçersiz oy kullanarak hükümet politikasını 'onayla- madıklannı, ancak başka parti- lere oy vermeye 'ellerinin varmadığını' gosterdi. Bu arada bazı komünistler, PASOK işbir- liğine 'razı olmadiKİan' için ge- ışıkçersiz oy kullandüar ve boykot oranının yükselmesine katkıda bulundular. Ne var ki seçim so- nuçlanndan bütün partiler memnun olduklannı açıkladılar. Hükümet partisi YDP, özellik- le en büyük kale niteliğindeki Atina'mn PASOK'a kaptınlma- yışından memnun. YDP hükümeti, şimdi yerel seçim sonuçlarının verdiği 'rahatlıkla' birlikte, ülke ekono- misinin istikrarını sağlamak ge- rekçesiyle daha da sert ekono- mik önlemler almaya hazırlanı- yor. Ülkenin dışa olan 26 milyar dolar borcunu kapatmak, yuz- de 26'yı bulan enflasyonu dü- şürmek, çığ gibi büyüyen vergi kaçakçılığını önlemek ve kamu sektörlerini özelleştirmek için beklediği "yeşil ışığın" yakıldı- ğına inanıyor. Tritsis, daha PASOK hükü- metleri doneminde bakanlık gö- revinden istifa ederek PASOK- tan da ayrılmıştı. Aynı zaman- da atlet olan Tritsis, birçok Bal- kan şampiyonasında Yunanis- tan'ı temsil etmiş, Yunanistan- ın dekatlon şampiyonluğunu ka- zanmıştı. 'Delidolu' olarak ta- nınan Tritsis, ideolojik açıdan YDP'li değil. PASOK'un 'sosyalist' ilkelerine bağh kalan Tritsis, ancak 'bu ilkelerden ken- disinin değil PASOK'un tumu- nün feragat ettiğine' inanan bir siyaset adamı. Öte yandan ana muhalefette- ki PASOK'un lideri Papandreu, seçim sonuçlarını "ilerici güçterin" zaferi olarak niteledi. Eyalet seçimlerindeki başarısı, şansölyenin durumunu güçlendirdi Almanlar yine6 Kohl9 .dedi Doğuda yeni oluşturulan beş eyaletin dördü muhafazakârların, biri sosyal demokratların. Beş eyalette de liberaller, yeşiller ve komünistler yüzde 5'lik barajı aştı. Aşın sağcı Cumhuriyetçiler Bavyera'da barajı kıl payı aşamadılar. Dış Habcrter Servisi — Al- manya'nın doğusunda yeni oluş- turulan beş eyalette pazar günü yapılan eyalet parlamentosu se- çimlerinde Başbakan Helmut Kohl'ün Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU), dört eya- lette rakiplerini geride bırakıp oyların yüzde 43.9*unu alarak kesin bir zafer kazandı. Oyların yüzde 26.5'ini alan Sosyal De- mokrat Parti (SPD) beşinci eya- lette öne geçti. Bavyera eyaletin- deki seçimlerde ise CDU'nun ik- tidar ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) oy kaybına uğra- masına karşın, iktidar konum- larını korudu. Eski bir Nazi su- bayının başında bulunduğu Cumhuriyetçi Parti (REP), Bav- yera'da oylarını arttırmasına karşın yuzde beşlik barajı aşa- madı ve yuzde 4.9'da takıldı. Doğu Almanya'nın bir zaman- lar iktidar partisi olan Alman- ya Sosyalist Birlik Partisi'nin (SED) devamı olan Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS), oyla- rın yüzde 11.3'unü alarak beş eyaletin beşinde de yüzde beşlik barajı aştı. Liberal Hür Demok- ratlar oylann yüzde 7.6'sını, Ye- şiller ile ittifak yapan insan hak- ları savunuculan Bündnis 90 da yaklaşık yüzde 7.5'ini alarak ba- rajı aştılar. Pazar günü Almanya'nın do- ğusunda yeni oluşturulan Sak- sonya, Saksonya-Anhalt, Thü- ringen, Mecklenburg ve Bran- denburg eyaletleri ile Batı Al- manya'daki Bavyera eyaleti par- lamentoları için seçim yapılmış- U. Kohl memnun Başbakan Helmut Kohl, se- çim sonuçlarını değerlendirirken şöyle konuştu: "Partimizin, >eni kurulan 5 eyaletten 4'ünde çoğunluğu elde etmesi bu>ük başarıdır. Bu, bi- zim eyaletler meclisindeki konu- mumuzu da güçlendirecek, bu başanyı 2 aralıkta yapılacak ge- nel parlamento seçimlerinde de tekrarlamayı hedefliyonız. Eski Doğu Almanya ve Bavyera'da aldıgımız sonuçlar iyi • bir baş- langıç noktasıdır, ber oy için savaşacağız" dedi. Doğu Al- manya'daki barışçı devrimin ön- de gelen simalanndan biri olan Kondrad VVeiss, seçim sonuçla- rı üzerine "Açıktır ki bu bir ki- şilik yanşması olmuştur. Halk, Alman birliğinin şansölyesi ola- rak Helmut Kohl'e oy vermişür" yorumunu yaptı. Sosyal Demokrat Parti'nin Başbakan adayı Oscar Lafonta- ine, Bavyera eyaletinde oylarını arttıramamalarını "üzücü" ola- rak nitelendirirken 2 aralıkta ya- pılacak parlamento seçimleri üzerine de "Şimdilik her şey hü- kümet partilerinden yana gibi gözüküyor, ancak genel seçim- lere daha 7 hafta var. Bu zaman süreci içinde çok şey değişebilir" dedi. Almanya'nın doğusunda yeni kurulan beş eyalette yüzde beş- lik barajı aşan liberal Hür De- PAKISTAN Ttllttrk ttfV*îlm« Pakistan'da "anayasal darbe" ile işbaşından uzaklastınlan devrik Başbakan Benazir B u U o > e n i d e n xçnmek içi n s e ç i l n geziierine hız verdi. Butto, seçim bölgesi Sha- dad Kot'ta düzenledigi mitingde. devlet başkanı tarafından başbakanlık görevinden uzaklaştırılmasını eleştirdi. Butto, seçmenle- rinden kendisini yeniden seçmelerini istedi. Pencap Yüksek Mabkemesi, önceki gun aldıgı kararia Butto'nun görevine son verilmesini yasalara uygun bulmuştu. (Foloğraf: AFP) mokratlar Partisi (FDP) Başka- nı Otto Graf Lambsdorf, "Ara- lıktaki seçimlere iyimser baküklarını" kaydederken, De- mokratik Sosyalizm Partisi Baş- kanı Gregor Gysi seçim sonuç- larına ilişkin olarak şu vorumu yaptı: "Vatandaşların çogu ge- lecekten korktukları için Hıris- tiyan Demokratlara oy verdiler. Ancak biz yeni kurulan eyalet- lerin hepsinde iiçüncü parti du- rumundayız. Bundan böyle olumlu bir muhalefet yapmak için çaba göstereceğiz." Yeşiller adına yapılan açıkla- mada da "Yeni kurulan eyalet- lerde Birlik 90'la ortak girmedi- gimiz seçimlerde iyi sonuçlar alamadık. Ne yazık ki seçmen- lerin çoğu eski Sosyalist Birlik Partisi'yle yıllar boyu işbirliği yapmış olan blok partilerine oy verdiler" dendi. G. AFRÎKÂT Siyahlara yeni haklar tanındı Dtş Haberlec Servisi — Gü- ney Afrika Cumhuriyeti'nde si- yahlar artık kamu hizmetlerin- den be>azlarla eşit olarak yarar- lanabilecekler. Hükümet, siyah- ların kamu hizmetlerinden be- yazlarla aynı ölçüde yararlan- masını ve plaj, kütüphane, sine- ma gibi kamuya açık yerlere girmesini engelleyen "Siyahlaria Beyazlann Ayn Hizmetlerden Yararlanması' yasasını yürür- lükten kaldırdı. Muhafazakâr Parti'nin yönetiminde bulunan ırkçı belediyeler, karara uyma- ları konusunda uyarıldılar. Güney Afrika hükümetinin önceki gün aldığı karara göre kamu hizmetlerinden beyazlar- la eşit ölçulerde yararlanmaları, tuvaletler, sinemalar, parklar, kütüphaneler, plajlar ve yüzme havuzları gibi halka açık yerle- re girmeleri vasalarla engellenen siyahlar, artık bu haklardan eşit olarak yararlanabilecekler. An- cak muhafazakâr belediyelerin karara karşı çıkacakları sanılı- yor. Arap şeyhlerinde Saddam korkıısu Kuveyt'in işgalinden bu yana estetik ameliyat yaptırarak yüz değiştiren Arap şeyhlerinin sayısı arttı. NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — "Saddam Hnse- yin'in Kuveyt'i işgalinden beri Arap müşterilerimin sayısı dört misline çıktı. Bu bir rastlantı olabilir mi? Pek sanmıyonım. Son iki ay içinde yaklaşık 20 Arap müşteriye "estetik' vaptım. Hepsi de bana •juzlerini değiş- tirmek için' gelmişlerdi. Bunla- rın hepsi de bankacılar, finans çevrelerinde isim yapmış adam- lar, petrol kuyusu sahipleri ve yüksek düzeyli yöneticilerden oluşuyordu. Çoğu, ulkelerini yurtdışında yaşamak üzere terk etmeye hazırlanıyordu. Bu adamlann hepsinin bir anda 'estetik' ihtiyacıyla bana başvur- duklannı zannetmiyorum. Bil- diğim lek şey varsa Körfez kri- zinden önce Suudi ve Kuveytli müşterilerimin savısı ayda iki ya da üçü geçmiyordu. Birden bi- re artan bu şiddetli 'restorasyon' arzusunun ardında estetikten başka unsurlar olduğunu sanı- >orum." Bu sözlerin sahibi John Celin adlı Italyan asıllı ünlü bir Ame- rikalı estetik cerrahı. Londra ve New York'ta çalışan Celin, "Corriere Della Sera" gazetesi- ne verdiği bir demeçte akın akın muayenehanesine gelen Arap şeyhlerinin hep aynı ">üz değislirmek" arzusuyla kendisi- ne koştuklannı söyluyor. "Bu- nun çeşitii nedenieri olabilir" di- yor ünlü cerrah John Celin: "Gelenlerin çogu bence korku içinde yaşıyor. Kendisini namlu- nun ucunda bissediyor. Bir şan- tajın ya da bir saldırının hedefi haline gelmekten çekiniyor. So- nuç olarak benden kendisine 'dikkati çekmeyen' bir yüz yap- mamı istiyor. Üstelik geleceğinin de belirsizliklerle yuklu olduğu- nu düşünüyor. İşler kötüye gi- derse ülkesini terk edip Batı'da yeni bir hayata başlamayı plan- lıyor. Bu durumda uluslararası iş dünyasına 'Batılı çehresiyle' atılmak istiyor." Dünyanın her bir yanından gelen muşterilere *estetik' yapan ünlü doktor John Celin, Arap- lar arasındaki ünunu kendisine yüzü dikişlerle kaplı bir çocuğu- nu getiren bir Arap şeyhiyle yap- tığını söyluyor. "Çocuğun ar- kasmdan" diyor Celin, "Seyhin karılan ve kızları geldi. Hatta kızlann kocalarından da gelen- ler oldu." Gözlerinin etrafında- ki kırışıkları yok etmek, burun- larını ınceltmek, gıdılarını, çek- tirmek duşleriyle gelen bu geniş Arap ailesinden sonra Ortado- ğu'da müthiş bir ün yaptığını söyleyen Celin arkadan, "Ku- veyt kraliyet ailesivte Suudi Ara- bistan kraliyet ailesinin resmi doktoru" haline geldiğini \e Ka- tar Prensesi'ni de ameliyat etti- ğini anlatıyor. "Estelik cerrahi- nin sihirbazı" olarak anılan Ce- lin, "tş o hale geldi ki" diyor, "Ben muniazaman >ılda iki, üç kez muayene ve teşhis için Arap ülkelerine gitmeye başladım. Ameliyatlar içinse Araplar Londra'ya geliyorlardı. Slüdyo- mun kapısına Rolls Royce'larla davanan Araplar, ücretin iki üç mislini ödemek isli>orlardı. Bir Araba normal fatura çıkarlltğı- nız zaman, kendisine gereken ih- timamın gösterilmediğini duşü- nuyordu." AJÜSİRMEN Olanaksızı Başarmak BELGRAD — Kaynayan bir uluslar ve etnik gruplar moza- iği, şovenizmin şahlandığı, tüm değer yargılannın altüst ol- duğu bir ülke Yugoslavya. Bir yıldan biraz uzun süredir bu ülkeyi parçalanmaktan, ekonomik bataktan kurtarmaya söz veren Ante Markovk? ik- tidarda, olanaksız gibi görüneni başarmaya çalışıyor. "Acaba Markoviç'in reform programının başan kazanma şansı var mı?" Burada herkes bu sorunun yanıtını arıyor. Zamana karşı nefes kesen bir yarış içinde otan Markoviç'in kazanıp kaza- namayacağmı yine zaman gösterecek. Biz bugün programın ana çizgileri üzerinde durmak ve bu alanda sağlanan ilerlemeleri vurgulamak istiyoruz. Dilerseniz başarıdan başlayalım. Markoviç ayda yüzde 60 (yılda değil, ayda) olan enflasyon oranını Körfez krizi önce- sinde yüzde 0'a indirmiş. Şu anda artan petrol fiyatlan ve Yu- goslav ekonomisinın Irak ile ilişkiler yüzünden uğradığı za- rar nedeniyle enflasyon ayda yüzde 2-3 oranında seyrediyor. Hiç kuşku yok ki bu sonuç büyük bir başarıdır ve yurtiçin- de, yurtdışında Markoviç'e güvenenlerin umutiarını da sayı- larını da arttırmıştır. Gerçekte Markoviç hükümetinin reform programı bir bü- tün, anayasa ve temel yasaların değişmesini de cumhuriyetler arasındaki ılişkilerin yeniden düzenlenmesinı de dış tıcareti de Yugoslavya'nın dış politikasının dünya üzerindeki yerinin yeniden saptanmasını da mülkiyet ilişkilerinin değıştirilme- sini de içeriyor. Ama program, başansını her şeyden öhce ekonomik de- ğişime dayamış. Ekonomik Gelişme Bakanı Bozo Marendiç'in de belirttiği gibi Yugoslav reform programı, her şeyden ön- ce ekonomik zorunluluklardan doğmuş. Özyönetim dönemini tamamlamış Yugoslavya'da işletme- ler büyük zararlarla çalışmakta, çağın gidişıne ayak uydura- mamakta, bürokratik engeller üretim artışına set çekmekte, yatınmlarda ekonomik etkenlerin dışındaki öğeler rol oyna- makta. politik tercıhlerle yönetılen dış ticaret büyük sorun- lar doğurmakta, ülkenin döviz rezervleri suyunu çekmiş bu- lunmakta, dış borçlar dev gibi kabarmakta ve Yugoslavya İkin- ci Dünya Savaşı'ndan bu yana hiçbir Avrupa ülkesınin, hat- ta Türkiye'nin bile ulaşamadığı ve bundan sonra da ulaşa- mayacağı rekor bir enflasyon düzeyine ulaşmıştı. Ante Markoviç ve ekıbi, önce enflasyonu dızgınlediler, dö- viz rezervlerini 10 milyar düzeyine yükselttıler ve ıçte de dış- ta da pazar ekonomisinın kurallarını ışletmek üzere hareke- te geçtiler. Dışta "bloksuzlar ve Sovyetler Birliği" ile yürüt- tüklerı arkaık ekonomik ilişkileri değiştırdiler. Artık ılışkiler- de politika değil ekonomı belirleyici oluyor İçeride mülkiyet biçiminin değişmesine karar verildi. Bu- rada da iki seçenek vardı; ya sosyalist mülkiyet doğrudan dev- let mülkiyetine dönüştürülecekti ya da ozelleştirme yöntemi uygulanacaktı. Yugoslav hükümeti bırinci seçeneği hem bir geri adım olarak yorumladı hem de ekonomik açıdan verim- li görmedi. Böylelıkle ozelleştirme yöntemi yeğlendi. Fede- ral Yürütme Komitesi uyesı Veselın Vukoviç aynca bu mülki- yet ilişkisinın demokrasiye daha uygun olduğunu ileri sürü- yor. (Unatmayalım reform programı IMF reçetesiyle uyumlu biçimde yürütülüyor ve özelleştırmenın bazı alanlarda dev- let mülkiyetini ortadan kaidırmayacağını, ama devlet mülki- yetinde olan kuruluşların da piyasa ekonomisi kurallarına uy- gun olarak çalışacaklannı belirtiyor. Özelliştermeler ya satış biçiminde olacak (yerli ya da ya- bancı herkes diledıği firmayı anlaşırsa satın alabilir, ya da bun- lara ortak olabilir) ya da hisse senedi alımı yoluyla olacak. AHisse senedi satışında. firmada çalışanlara belirli bir oranı geçmemek koşuluyla öncelik tanınıyor ve çalışanlar bu his- selerinın karşılığını taksitle ödüyorlar. " "'• Tabii bir de karma sistem var. Yeni bir kuruluş, hem yçpi ortaklar bulup hem de yeni hisse senetleri çıkarabiliyori Bu yeni mülkiyet bıçımi bankacıltk, sigortacılık alanında da yenileştirmeleri gerektiriyor. Reformlann işsiz sayısını arttır- • ması bekleniyor. Bu arada son bir yılda üretim yüzde 10 düş- müş. Ancak Ante Markoviç, elde edilen sonucun bu edere değdıği kanısında. 'Aynca" diyor 'son bir yılda özel mülkiyet altında 40.000 küçük ve orta ışletme kuruldu. Bu yenilere baş- kaları da eklenecek ve bu kuruluşlar işsızlerin bir bölümüne iş olanağı sağlayacaklar." Politik alanda çözüm gerçek bir çoğulculukta aranıyor. öz- gür seçimlere hiçbir kısıtlamayla karşılaşmadan katılabilecek partiler. Bir parti yalnız herhangi bir cumhuriyette değil tüm ülke çapında örgütlenebilecek ve federal düzeyde de seçim- lere katılabilecek. Yıl sonuna kadar bütün cumhuriyetlerde seçimler tamam- landıktan sonra yeni federal iktidar oluşturulacak. İnsan haklarına artık bir iç sorun olarak bakmayan Yugos- lav hükümeti, cumhuriyetler arası ılişkilerin de demokratik seçimler sonrasmda oluşacak yeni siyasal ortamda tartışa- rak ve uzlaşmayla belirleneceğini ileri sürüyor. Bu arada Yugoslavya resmen olmasa bile fiilen bloksuz- luğu geride bırakmış. Artık Belgrad AT içinde yer almak isti- yor ve Bay Markoviç bu isteği hiç de gerçekleşmesi olanak- sız bir düş olarak görmüyor. Özetle Ante Markoviç'in reformlp.r programı, ozelleştirme, piyasa ekonomisi, politik çoğulculuk, cumhuriyetler arası de- mokratik tartışma ve uzlaşma ile ceberrut olmayan, cumhu- riyetlere daha fazla özgürlük tanıyan federal hükümet ve AT'- ye üyelik temellerine dayanıyor. Markoviç, zamana karşı yarışında kimi alanlarda tam ba- şarılı olamamış, ama kimı alanlarda da çok önemli başarılar kazanmış. Bu başarılar arta arta yeni ve güçiü bir Yugoslav mozaiği sonucuna varırsa, hiç kuşku yok ki bundan tüm Avrupa ve Akdeniz ülkeleri yarar sağlayacaklardır. 'HELSİNKİ WATCHr RAPORU Batı Trakya için Atina'ya uyarı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Merkezi VVashington- da bulunan insan hakları örgü- tü 'Helsinki VVatcb' tarafından hazırlanan bir raporda, Batı Trakya Türklerinin Yunanistan tarafından birçok temel hakla- rından mahrum bırakıldıkları bildiriliyor. Örgütün Başkan Yardımcısı Lois VVhitraan tara- fından ele alınan 30 eylül tarihli raporda, yunanistan hükümeti- ne çağrıda bulunularak, Türk azınlığa karşı ayrımcı uygula- malardan vazgeçmesi isteniyor. Raporun, mayıs ayında bölge- yi gezen bir "Helsinki Watch" heyetinin bulgularına dayanıla- rak hazırlandığı bildiriliyor. Hazırladığı çeşitii raporlarda insan hakları uygulamaları ne- deniyle Türkiye'ye de ağır eleş- tiriler yönelten Helsinki Watch, Batı Trakya ile ilgili 58 sayfalık raporunda, başta Yunanistan- ın 1955 tarihli ve 3370 sayılı Va- tandaşlık Yasası üzerinde duru- yor. Bu yasaya gore, Yunan asıl- lı olmayan ve dönmemek üze- re ülkeden ayrılanların vatan- daşlık haklarını kaybedecekle- rine işaret edilerek, 1989 yılın- da 20-30 Batı Trakyalı Türkün bu şekilde vatandaşlıklarını kaybettikleri bildiriliyor. Yuna- nistan'a dönmek arzusunda ol- malarına karşın, bu kişilerin ul- keye alınmadıkları belirtiliyor. Raporda aynca Türk azınlı- ğı üyelerinin toprak ve konut satın almaktan men edildikle- ri, evi olanlara ise bunlan tamir etme hakkının tanınmadığı kaydediliyor. Aynı şekilde Türk azınlığı üyelerine büyük işyeri kurma, Türkçe eğitim yapan okullarını ve camilerini tamir etme izninin verilmediğine de işaret edilerek, bu haklann Lo- zan Anlaşması'nda garanti edil- diği vurgulanıyor. Rapora göre Batı Trakya Türkleri Yunanistan'a bağlılar ve Türkiye'ye gitmek istemiyor- lar. Raporda bir Türk avukatın "Sadece bu görülmeyen Beriin duvarının yıkılmasını, kökeni- mizin tanınmasını ve insani haklarımızın korunmasını istiyoruz" şeklindeki sözlerine yer veriliyor. Raporun sonunda Yunanis- tan hükümetine çağnda bulu- nularak, Türk azınlığın tüm si- vil, siyasi, dini, sosyal ve kültü- rel haklannın tanınması ve bu haklara saygı gösterilmesi iste- niyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle