Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 EKİM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Mısır'da 25
tutuklama
• KAHİRE (AA) — Mısır
Meclis Başkanı Rıfat El
Mahcub'un, Kahire'de
silahlı bir saldında
ölmesiyle ilgili olarak 25
Filistinli ve Irakh'mîı
tutuklandığı bildirildi.
Olayla ilgili oldukları
şüphesiyle tutuklanan
Mısırh ve Arap aşın
Müslümanlar arasında 25
Iraklı ve Filistinli'nin de
bulunduğu belirtildi.
Güvenlik yetkililerinin El-
Mahcub'u öldürenlerin
Mısır'a sızanlar olduğu
konusunda kesin kanıtlara
sahip oldukları bildiriliyor.
Tutuklanan Filistinlilerin
Ebu Nidal'a bağh
olduklarından
şüpheleniliyor.
Gorbi'nin planı
yine ertelendi
• Dış Haberler Servisi —
Sovyetler Birliği'nde,
ülkenin piyasa ekonomisine
geçişini düzenleyecek
ekonomik reform
programınm tartışılması
yine ertelendi. Sovyetler
Birliği Başkanı Mihail S.
Gorbaçov tarafından dün
Yüksek Sovyet'e sunulması
beklenen reform programı,
cuma günü parlamentoda
tartışılmaya başlayacak.
Sovyetler Birliği
parlaraentosu Yüksek
Sovyet'in Başkanı Anatoly
Lukanov, parlamentonun
dünku oturumunda yaptığı
açıklamada, Devlet Başkanı
Mihail S. Gorbaçov'un
"konomik danışmanı
Abel/Aganbegyan
tarafından hazırlanan
'uzlaştıncf programın cuma
günü parlamentoya
sunularak tartışmaya
açılacağını söyledi.
Schaeble'nin
durumu ciddi
• FREİBURG (AA) —
Akli dengesi bozuk bir
kişinin geçen cuma
gerçekleştirdiği silahlı
saldın sonucu ağır
yaralanan Federal Almanya
İçişleri Bakanı \Volfgang
Schaeble'nin sağlık
durumunun kötüleştiği
bildirildi. Schaeble'nin,
önceü gece Freiburg
Üniversitesi Nöroloji
Klitfiği'nde yeniden
ameliyata alındığı ve sağlık
durumunun ciddiyetini
koruduğu haber verildi.
Yaklaşık 4 saat süren
s
meliyat sırasında herhangi
oir komplikasyonla
karşılaşılmadığı,
Schaeble'nin halen yoğun
bakım altında tutulduğu
öğrenildi.
Azerbaycan'da
sönük seçimler
• MOSKOVA (AA) —
Azerbaycan'da 30 eylülde
yapılan milletvekili
seçimlerinin ilk turunda
adayların çoğunluğu
sağlayamadığı 54 seçim
bölgesinde önceki gün
yapılan ikinci tur seçimlerin
sönük geçtiği bildirildi.
Bakü'deki Halk Cephesi
kaynaklan, yağışlı ve soğuk
havanın da etkisiyle
yaklaşık yarısı Bakü'de
bulunan 54 seçim
bölgesindeki seçmenlerin
büyük bir bölümünün
sandık başına ghmediğini
bildirdiler. Seçimlerin ilk
turunda Azerbaycan
Komünist Partisi'nin çok
büyük bir çoğunluk elde
etmesinin de ikinci tura
katılımın düşmesine yol
açtığı belirtiliyor.
Macaristan
seçimleri
• BUDAPEŞTE (AA) —
Macaristan'da onceki gün
yapılan yerel seçimlerin
ikinci turunda, ilk
sonuçlara göre iktidardaki
merkez sağ partiler
koalisyonu büyük yenilgiye
uğradı. Seçimlerin büyük
oranda boykot edildiği ve
katılımın yüzde 30'un
Itmda kaldığı bildirildi.
Başbakan Josef Antall'ın
Demokratik Forum Partisi
yerel seçimlerde yüzde 27
oy alırken Demokratik
Forum'un da içinde
bulunduğu üç partiden
oluşan iktidar koalisyonun
toplam oyları yüzde 37.4
oldu. İlk sonuçlara göre
muhalefettekı liberal
partilerin seçimlerden galip
çıknklan belirtiliyor.
Yunan halkı yerelseçimlerde başbakanın politikasını destekledi
Mitsotakis'eYerel seçim sonuçları
Başbakan Mitsotakis
rçin sürpriz başan
oldu. Sonuçlar Yunan
halkının YDP
hükümetine duyduğu
'güven' şeklinde
yorumlanıyor. Nabız
yoklamalarında önde
giden Melina
Merkuri'nin yenilgisi
ise seçimlerinin başka
bir sürprizi oldu.
STELYO BERBERAKİS
ATİNA — Yunanistan'da ön-
ceki gün yapılan yerel seçimin
sonuçları iktidardaki Yeni De-
mokrasi Partisi (YDP) için de
beklenmedik bir "sürpriz
başan" oldu. YDP lideri ve Baş-
bakan Konstantin Mitsotakis,
seçim sonuçlarının YDP hüku-
meti için 'olumlu bir siyasi
mesaj' niteliğinde olduğunu
açıkladı ve hükümetin izlediği
siyasi ve ekonomik programın
bu kez halkın desteğiyle de sur-
dürüleceğini vurguladı. Yerel se-
çimlerin bu ilk turunda çıkan
sonuç, Yunan halkuıın YDP hü-
kümetine duyduğu "güYen" şek-
linde de yorumlanıyor. Kriz ge-
çiren ülke ekonomisine karşı
YDP hükümetinin uyguladığı
ekonomik politika ne denli sert
olursa olsun, devlete oranla "da-
ha zengin" olan halkın bu 'ke-
mer sıkma' siyasetine bir süre
daha 'tahammül edebilecegini'
göstermiş oldu. YDP hüküme-
MERKURİ— Umudu gerçekleşmedi TRITSIS — Atina'nın yeni Beiediye Başkanı
tinin emeklilik yasasına karşı üç
hafta süren ve yaşamı gerçek an-
lamda felce uğratan grevlerin ise
YDP hükümetini etkilemediği
gözlendi. Bu arada YDP hükü-
meti uzun süredir planladığı ge-
nel seçim yasasını da derhal de-
ğiştirecek. YDP, seçim yasasını
'çoğunluk' sistemine dönüştür-
mekle bundan sonra yapılacak
genel seçimleri bir öncekilere
oranla daha rahat kazanmayı
hedefliyor.
Merkuri'nin yenilgisi
358 belediyede yapılan önce-
ki günkü seçimlerde ancak 1%
bolgede belediye başkanı seçile-
bildi. Geri kalan 162 bölgede se-
çimler önümüzdeki pazar günu
yinelenecek. Hükümet partisi
YDP, belediye başkanı çıkaran
bu bolgelerden 87'sini tek başı-
na kazandı. Ana muhalefet par-
tisi sosyalist PASOK ile komü-
nistlerin SINASP1SMOS Parti-
si'nin ortaklaşa gosterdikleri
adaylar ise 104 bölgede seçildi.
Bütün dikkatleri üzerine çeken
başkent Atina'da, YDP'nin des-
teklediği bağımsız aday Ando-
nis Tritsis'in PASOK ve komü-
nistlerin desteğindeki güçlü aday
Melina Merkuri'ye karşı üstün-
luk sağlaması da bu seçimlerin
sürprizlerinden birini oluşturdu.
Mimar-Muhendis Tritsis, bu se-
çimlerde yuzde 50.15 oy topla-
yarak gerekli olan yüzde 50 artı
bir barajını geçti ve daha ilk tur-
da Atina'nın yeni belediye baş-
kanı seçildi. 65 yaşındaki Meli-
na Merkuri ise oyların ancak
yüzde 45.94'ünü topladt ve ikin-
ci sırada kaldı. Atina'nın verdi-
ği bu 'siyasi mesaj', kuşkusuz
YDP hükümetine 'yeşil ışık'
yaktı. Tritsis'in belediye başkan-
lığını bu denli kolay kazanaca-
ğına, YDP'nin kendisi bile pek
inanmıyordu.
Bu arada seçimleri boykot
oranının Yunanistan genelinde
yüzde 15, Atina'da ise yuzde 35
gibi oldukça yüksek oluşu, siya-
si partilere yönelik ayn birer me-
saj niteliğindeydi. Bu, bazı seç-
menlerin YDP taraftarı olması-
na karşın geçersiz oy kullanarak
hükümet politikasını 'onayla-
madıklannı, ancak başka parti-
lere oy vermeye 'ellerinin
varmadığını' gosterdi. Bu arada
bazı komünistler, PASOK işbir-
liğine 'razı olmadiKİan' için ge-
ışıkçersiz oy kullandüar ve boykot
oranının yükselmesine katkıda
bulundular. Ne var ki seçim so-
nuçlanndan bütün partiler
memnun olduklannı açıkladılar.
Hükümet partisi YDP, özellik-
le en büyük kale niteliğindeki
Atina'mn PASOK'a kaptınlma-
yışından memnun.
YDP hükümeti, şimdi yerel
seçim sonuçlarının verdiği
'rahatlıkla' birlikte, ülke ekono-
misinin istikrarını sağlamak ge-
rekçesiyle daha da sert ekono-
mik önlemler almaya hazırlanı-
yor. Ülkenin dışa olan 26 milyar
dolar borcunu kapatmak, yuz-
de 26'yı bulan enflasyonu dü-
şürmek, çığ gibi büyüyen vergi
kaçakçılığını önlemek ve kamu
sektörlerini özelleştirmek için
beklediği "yeşil ışığın" yakıldı-
ğına inanıyor.
Tritsis, daha PASOK hükü-
metleri doneminde bakanlık gö-
revinden istifa ederek PASOK-
tan da ayrılmıştı. Aynı zaman-
da atlet olan Tritsis, birçok Bal-
kan şampiyonasında Yunanis-
tan'ı temsil etmiş, Yunanistan-
ın dekatlon şampiyonluğunu ka-
zanmıştı. 'Delidolu' olarak ta-
nınan Tritsis, ideolojik açıdan
YDP'li değil. PASOK'un
'sosyalist' ilkelerine bağh kalan
Tritsis, ancak 'bu ilkelerden ken-
disinin değil PASOK'un tumu-
nün feragat ettiğine' inanan bir
siyaset adamı.
Öte yandan ana muhalefette-
ki PASOK'un lideri Papandreu,
seçim sonuçlarını "ilerici
güçterin" zaferi olarak niteledi.
Eyalet seçimlerindeki başarısı, şansölyenin durumunu güçlendirdi
Almanlar yine6
Kohl9
.dedi
Doğuda yeni oluşturulan beş eyaletin dördü
muhafazakârların, biri sosyal demokratların.
Beş eyalette de liberaller, yeşiller ve
komünistler yüzde 5'lik barajı aştı. Aşın sağcı
Cumhuriyetçiler Bavyera'da barajı kıl payı
aşamadılar.
Dış Habcrter Servisi — Al-
manya'nın doğusunda yeni oluş-
turulan beş eyalette pazar günü
yapılan eyalet parlamentosu se-
çimlerinde Başbakan Helmut
Kohl'ün Hıristiyan Demokrat
Birlik Partisi (CDU), dört eya-
lette rakiplerini geride bırakıp
oyların yüzde 43.9*unu alarak
kesin bir zafer kazandı. Oyların
yüzde 26.5'ini alan Sosyal De-
mokrat Parti (SPD) beşinci eya-
lette öne geçti. Bavyera eyaletin-
deki seçimlerde ise CDU'nun ik-
tidar ortağı Hıristiyan Sosyal
Birlik (CSU) oy kaybına uğra-
masına karşın, iktidar konum-
larını korudu. Eski bir Nazi su-
bayının başında bulunduğu
Cumhuriyetçi Parti (REP), Bav-
yera'da oylarını arttırmasına
karşın yuzde beşlik barajı aşa-
madı ve yuzde 4.9'da takıldı.
Doğu Almanya'nın bir zaman-
lar iktidar partisi olan Alman-
ya Sosyalist Birlik Partisi'nin
(SED) devamı olan Demokratik
Sosyalizm Partisi (PDS), oyla-
rın yüzde 11.3'unü alarak beş
eyaletin beşinde de yüzde beşlik
barajı aştı. Liberal Hür Demok-
ratlar oylann yüzde 7.6'sını, Ye-
şiller ile ittifak yapan insan hak-
ları savunuculan Bündnis 90 da
yaklaşık yüzde 7.5'ini alarak ba-
rajı aştılar.
Pazar günü Almanya'nın do-
ğusunda yeni oluşturulan Sak-
sonya, Saksonya-Anhalt, Thü-
ringen, Mecklenburg ve Bran-
denburg eyaletleri ile Batı Al-
manya'daki Bavyera eyaleti par-
lamentoları için seçim yapılmış-
U.
Kohl memnun
Başbakan Helmut Kohl, se-
çim sonuçlarını değerlendirirken
şöyle konuştu:
"Partimizin, >eni kurulan 5
eyaletten 4'ünde çoğunluğu elde
etmesi bu>ük başarıdır. Bu, bi-
zim eyaletler meclisindeki konu-
mumuzu da güçlendirecek, bu
başanyı 2 aralıkta yapılacak ge-
nel parlamento seçimlerinde de
tekrarlamayı hedefliyonız. Eski
Doğu Almanya ve Bavyera'da
aldıgımız sonuçlar iyi • bir baş-
langıç noktasıdır, ber oy için
savaşacağız" dedi. Doğu Al-
manya'daki barışçı devrimin ön-
de gelen simalanndan biri olan
Kondrad VVeiss, seçim sonuçla-
rı üzerine "Açıktır ki bu bir ki-
şilik yanşması olmuştur. Halk,
Alman birliğinin şansölyesi ola-
rak Helmut Kohl'e oy vermişür"
yorumunu yaptı.
Sosyal Demokrat Parti'nin
Başbakan adayı Oscar Lafonta-
ine, Bavyera eyaletinde oylarını
arttıramamalarını "üzücü" ola-
rak nitelendirirken 2 aralıkta ya-
pılacak parlamento seçimleri
üzerine de "Şimdilik her şey hü-
kümet partilerinden yana gibi
gözüküyor, ancak genel seçim-
lere daha 7 hafta var. Bu zaman
süreci içinde çok şey değişebilir"
dedi.
Almanya'nın doğusunda yeni
kurulan beş eyalette yüzde beş-
lik barajı aşan liberal Hür De-
PAKISTAN
Ttllttrk ttfV*îlm« Pakistan'da "anayasal darbe" ile işbaşından uzaklastınlan devrik Başbakan Benazir
B u U o > e n i d e n xçnmek içi n s e ç i l n geziierine hız verdi. Butto, seçim bölgesi Sha-
dad Kot'ta düzenledigi mitingde. devlet başkanı tarafından başbakanlık görevinden uzaklaştırılmasını eleştirdi. Butto, seçmenle-
rinden kendisini yeniden seçmelerini istedi. Pencap Yüksek Mabkemesi, önceki gun aldıgı kararia Butto'nun görevine son verilmesini
yasalara uygun bulmuştu. (Foloğraf: AFP)
mokratlar Partisi (FDP) Başka-
nı Otto Graf Lambsdorf, "Ara-
lıktaki seçimlere iyimser
baküklarını" kaydederken, De-
mokratik Sosyalizm Partisi Baş-
kanı Gregor Gysi seçim sonuç-
larına ilişkin olarak şu vorumu
yaptı: "Vatandaşların çogu ge-
lecekten korktukları için Hıris-
tiyan Demokratlara oy verdiler.
Ancak biz yeni kurulan eyalet-
lerin hepsinde iiçüncü parti du-
rumundayız. Bundan böyle
olumlu bir muhalefet yapmak
için çaba göstereceğiz."
Yeşiller adına yapılan açıkla-
mada da "Yeni kurulan eyalet-
lerde Birlik 90'la ortak girmedi-
gimiz seçimlerde iyi sonuçlar
alamadık. Ne yazık ki seçmen-
lerin çoğu eski Sosyalist Birlik
Partisi'yle yıllar boyu işbirliği
yapmış olan blok partilerine oy
verdiler" dendi.
G. AFRÎKÂT
Siyahlara
yeni haklar
tanındı
Dtş Haberlec Servisi — Gü-
ney Afrika Cumhuriyeti'nde si-
yahlar artık kamu hizmetlerin-
den be>azlarla eşit olarak yarar-
lanabilecekler. Hükümet, siyah-
ların kamu hizmetlerinden be-
yazlarla aynı ölçüde yararlan-
masını ve plaj, kütüphane, sine-
ma gibi kamuya açık yerlere
girmesini engelleyen "Siyahlaria
Beyazlann Ayn Hizmetlerden
Yararlanması' yasasını yürür-
lükten kaldırdı. Muhafazakâr
Parti'nin yönetiminde bulunan
ırkçı belediyeler, karara uyma-
ları konusunda uyarıldılar.
Güney Afrika hükümetinin
önceki gün aldığı karara göre
kamu hizmetlerinden beyazlar-
la eşit ölçulerde yararlanmaları,
tuvaletler, sinemalar, parklar,
kütüphaneler, plajlar ve yüzme
havuzları gibi halka açık yerle-
re girmeleri vasalarla engellenen
siyahlar, artık bu haklardan eşit
olarak yararlanabilecekler. An-
cak muhafazakâr belediyelerin
karara karşı çıkacakları sanılı-
yor.
Arap şeyhlerinde Saddam korkıısu
Kuveyt'in işgalinden bu yana estetik ameliyat
yaptırarak yüz değiştiren Arap şeyhlerinin
sayısı arttı.
NİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — "Saddam Hnse-
yin'in Kuveyt'i işgalinden beri
Arap müşterilerimin sayısı dört
misline çıktı. Bu bir rastlantı
olabilir mi? Pek sanmıyonım.
Son iki ay içinde yaklaşık 20
Arap müşteriye "estetik' vaptım.
Hepsi de bana •juzlerini değiş-
tirmek için' gelmişlerdi. Bunla-
rın hepsi de bankacılar, finans
çevrelerinde isim yapmış adam-
lar, petrol kuyusu sahipleri ve
yüksek düzeyli yöneticilerden
oluşuyordu. Çoğu, ulkelerini
yurtdışında yaşamak üzere terk
etmeye hazırlanıyordu. Bu
adamlann hepsinin bir anda
'estetik' ihtiyacıyla bana başvur-
duklannı zannetmiyorum. Bil-
diğim lek şey varsa Körfez kri-
zinden önce Suudi ve Kuveytli
müşterilerimin savısı ayda iki ya
da üçü geçmiyordu. Birden bi-
re artan bu şiddetli 'restorasyon'
arzusunun ardında estetikten
başka unsurlar olduğunu sanı-
>orum."
Bu sözlerin sahibi John Celin
adlı Italyan asıllı ünlü bir Ame-
rikalı estetik cerrahı. Londra ve
New York'ta çalışan Celin,
"Corriere Della Sera" gazetesi-
ne verdiği bir demeçte akın akın
muayenehanesine gelen Arap
şeyhlerinin hep aynı ">üz
değislirmek" arzusuyla kendisi-
ne koştuklannı söyluyor. "Bu-
nun çeşitii nedenieri olabilir" di-
yor ünlü cerrah John Celin:
"Gelenlerin çogu bence korku
içinde yaşıyor. Kendisini namlu-
nun ucunda bissediyor. Bir şan-
tajın ya da bir saldırının hedefi
haline gelmekten çekiniyor. So-
nuç olarak benden kendisine
'dikkati çekmeyen' bir yüz yap-
mamı istiyor. Üstelik geleceğinin
de belirsizliklerle yuklu olduğu-
nu düşünüyor. İşler kötüye gi-
derse ülkesini terk edip Batı'da
yeni bir hayata başlamayı plan-
lıyor. Bu durumda uluslararası
iş dünyasına 'Batılı çehresiyle'
atılmak istiyor."
Dünyanın her bir yanından
gelen muşterilere *estetik' yapan
ünlü doktor John Celin, Arap-
lar arasındaki ünunu kendisine
yüzü dikişlerle kaplı bir çocuğu-
nu getiren bir Arap şeyhiyle yap-
tığını söyluyor. "Çocuğun ar-
kasmdan" diyor Celin, "Seyhin
karılan ve kızları geldi. Hatta
kızlann kocalarından da gelen-
ler oldu." Gözlerinin etrafında-
ki kırışıkları yok etmek, burun-
larını ınceltmek, gıdılarını, çek-
tirmek duşleriyle gelen bu geniş
Arap ailesinden sonra Ortado-
ğu'da müthiş bir ün yaptığını
söyleyen Celin arkadan, "Ku-
veyt kraliyet ailesivte Suudi Ara-
bistan kraliyet ailesinin resmi
doktoru" haline geldiğini \e Ka-
tar Prensesi'ni de ameliyat etti-
ğini anlatıyor. "Estelik cerrahi-
nin sihirbazı" olarak anılan Ce-
lin, "tş o hale geldi ki" diyor,
"Ben muniazaman >ılda iki, üç
kez muayene ve teşhis için Arap
ülkelerine gitmeye başladım.
Ameliyatlar içinse Araplar
Londra'ya geliyorlardı. Slüdyo-
mun kapısına Rolls Royce'larla
davanan Araplar, ücretin iki üç
mislini ödemek isli>orlardı. Bir
Araba normal fatura çıkarlltğı-
nız zaman, kendisine gereken ih-
timamın gösterilmediğini duşü-
nuyordu."
AJÜSİRMEN
Olanaksızı Başarmak
BELGRAD — Kaynayan bir uluslar ve etnik gruplar moza-
iği, şovenizmin şahlandığı, tüm değer yargılannın altüst ol-
duğu bir ülke Yugoslavya.
Bir yıldan biraz uzun süredir bu ülkeyi parçalanmaktan,
ekonomik bataktan kurtarmaya söz veren Ante Markovk? ik-
tidarda, olanaksız gibi görüneni başarmaya çalışıyor.
"Acaba Markoviç'in reform programının başan kazanma
şansı var mı?"
Burada herkes bu sorunun yanıtını arıyor. Zamana karşı
nefes kesen bir yarış içinde otan Markoviç'in kazanıp kaza-
namayacağmı yine zaman gösterecek.
Biz bugün programın ana çizgileri üzerinde durmak ve bu
alanda sağlanan ilerlemeleri vurgulamak istiyoruz.
Dilerseniz başarıdan başlayalım. Markoviç ayda yüzde 60
(yılda değil, ayda) olan enflasyon oranını Körfez krizi önce-
sinde yüzde 0'a indirmiş. Şu anda artan petrol fiyatlan ve Yu-
goslav ekonomisinın Irak ile ilişkiler yüzünden uğradığı za-
rar nedeniyle enflasyon ayda yüzde 2-3 oranında seyrediyor.
Hiç kuşku yok ki bu sonuç büyük bir başarıdır ve yurtiçin-
de, yurtdışında Markoviç'e güvenenlerin umutiarını da sayı-
larını da arttırmıştır.
Gerçekte Markoviç hükümetinin reform programı bir bü-
tün, anayasa ve temel yasaların değişmesini de cumhuriyetler
arasındaki ılişkilerin yeniden düzenlenmesinı de dış tıcareti
de Yugoslavya'nın dış politikasının dünya üzerindeki yerinin
yeniden saptanmasını da mülkiyet ilişkilerinin değıştirilme-
sini de içeriyor.
Ama program, başansını her şeyden öhce ekonomik de-
ğişime dayamış. Ekonomik Gelişme Bakanı Bozo Marendiç'in
de belirttiği gibi Yugoslav reform programı, her şeyden ön-
ce ekonomik zorunluluklardan doğmuş.
Özyönetim dönemini tamamlamış Yugoslavya'da işletme-
ler büyük zararlarla çalışmakta, çağın gidişıne ayak uydura-
mamakta, bürokratik engeller üretim artışına set çekmekte,
yatınmlarda ekonomik etkenlerin dışındaki öğeler rol oyna-
makta. politik tercıhlerle yönetılen dış ticaret büyük sorun-
lar doğurmakta, ülkenin döviz rezervleri suyunu çekmiş bu-
lunmakta, dış borçlar dev gibi kabarmakta ve Yugoslavya İkin-
ci Dünya Savaşı'ndan bu yana hiçbir Avrupa ülkesınin, hat-
ta Türkiye'nin bile ulaşamadığı ve bundan sonra da ulaşa-
mayacağı rekor bir enflasyon düzeyine ulaşmıştı.
Ante Markoviç ve ekıbi, önce enflasyonu dızgınlediler, dö-
viz rezervlerini 10 milyar düzeyine yükselttıler ve ıçte de dış-
ta da pazar ekonomisinın kurallarını ışletmek üzere hareke-
te geçtiler. Dışta "bloksuzlar ve Sovyetler Birliği" ile yürüt-
tüklerı arkaık ekonomik ilişkileri değiştırdiler. Artık ılışkiler-
de politika değil ekonomı belirleyici oluyor
İçeride mülkiyet biçiminin değişmesine karar verildi. Bu-
rada da iki seçenek vardı; ya sosyalist mülkiyet doğrudan dev-
let mülkiyetine dönüştürülecekti ya da ozelleştirme yöntemi
uygulanacaktı. Yugoslav hükümeti bırinci seçeneği hem bir
geri adım olarak yorumladı hem de ekonomik açıdan verim-
li görmedi. Böylelıkle ozelleştirme yöntemi yeğlendi. Fede-
ral Yürütme Komitesi uyesı Veselın Vukoviç aynca bu mülki-
yet ilişkisinın demokrasiye daha uygun olduğunu ileri sürü-
yor. (Unatmayalım reform programı IMF reçetesiyle uyumlu
biçimde yürütülüyor ve özelleştırmenın bazı alanlarda dev-
let mülkiyetini ortadan kaidırmayacağını, ama devlet mülki-
yetinde olan kuruluşların da piyasa ekonomisi kurallarına uy-
gun olarak çalışacaklannı belirtiyor.
Özelliştermeler ya satış biçiminde olacak (yerli ya da ya-
bancı herkes diledıği firmayı anlaşırsa satın alabilir, ya da bun-
lara ortak olabilir) ya da hisse senedi alımı yoluyla olacak.
AHisse senedi satışında. firmada çalışanlara belirli bir oranı
geçmemek koşuluyla öncelik tanınıyor ve çalışanlar bu his-
selerinın karşılığını taksitle ödüyorlar. " "'•
Tabii bir de karma sistem var. Yeni bir kuruluş, hem yçpi
ortaklar bulup hem de yeni hisse senetleri çıkarabiliyori
Bu yeni mülkiyet bıçımi bankacıltk, sigortacılık alanında da
yenileştirmeleri gerektiriyor. Reformlann işsiz sayısını arttır- •
ması bekleniyor. Bu arada son bir yılda üretim yüzde 10 düş-
müş. Ancak Ante Markoviç, elde edilen sonucun bu edere
değdıği kanısında. 'Aynca" diyor 'son bir yılda özel mülkiyet
altında 40.000 küçük ve orta ışletme kuruldu. Bu yenilere baş-
kaları da eklenecek ve bu kuruluşlar işsızlerin bir bölümüne
iş olanağı sağlayacaklar."
Politik alanda çözüm gerçek bir çoğulculukta aranıyor. öz-
gür seçimlere hiçbir kısıtlamayla karşılaşmadan katılabilecek
partiler. Bir parti yalnız herhangi bir cumhuriyette değil tüm
ülke çapında örgütlenebilecek ve federal düzeyde de seçim-
lere katılabilecek.
Yıl sonuna kadar bütün cumhuriyetlerde seçimler tamam-
landıktan sonra yeni federal iktidar oluşturulacak.
İnsan haklarına artık bir iç sorun olarak bakmayan Yugos-
lav hükümeti, cumhuriyetler arası ılişkilerin de demokratik
seçimler sonrasmda oluşacak yeni siyasal ortamda tartışa-
rak ve uzlaşmayla belirleneceğini ileri sürüyor.
Bu arada Yugoslavya resmen olmasa bile fiilen bloksuz-
luğu geride bırakmış. Artık Belgrad AT içinde yer almak isti-
yor ve Bay Markoviç bu isteği hiç de gerçekleşmesi olanak-
sız bir düş olarak görmüyor.
Özetle Ante Markoviç'in reformlp.r programı, ozelleştirme,
piyasa ekonomisi, politik çoğulculuk, cumhuriyetler arası de-
mokratik tartışma ve uzlaşma ile ceberrut olmayan, cumhu-
riyetlere daha fazla özgürlük tanıyan federal hükümet ve AT'-
ye üyelik temellerine dayanıyor.
Markoviç, zamana karşı yarışında kimi alanlarda tam ba-
şarılı olamamış, ama kimı alanlarda da çok önemli başarılar
kazanmış.
Bu başarılar arta arta yeni ve güçiü bir Yugoslav mozaiği
sonucuna varırsa, hiç kuşku yok ki bundan tüm Avrupa ve
Akdeniz ülkeleri yarar sağlayacaklardır.
'HELSİNKİ WATCHr
RAPORU
Batı Trakya için
Atina'ya uyarı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Merkezi VVashington-
da bulunan insan hakları örgü-
tü 'Helsinki VVatcb' tarafından
hazırlanan bir raporda, Batı
Trakya Türklerinin Yunanistan
tarafından birçok temel hakla-
rından mahrum bırakıldıkları
bildiriliyor. Örgütün Başkan
Yardımcısı Lois VVhitraan tara-
fından ele alınan 30 eylül tarihli
raporda, yunanistan hükümeti-
ne çağrıda bulunularak, Türk
azınlığa karşı ayrımcı uygula-
malardan vazgeçmesi isteniyor.
Raporun, mayıs ayında bölge-
yi gezen bir "Helsinki Watch"
heyetinin bulgularına dayanıla-
rak hazırlandığı bildiriliyor.
Hazırladığı çeşitii raporlarda
insan hakları uygulamaları ne-
deniyle Türkiye'ye de ağır eleş-
tiriler yönelten Helsinki Watch,
Batı Trakya ile ilgili 58 sayfalık
raporunda, başta Yunanistan-
ın 1955 tarihli ve 3370 sayılı Va-
tandaşlık Yasası üzerinde duru-
yor. Bu yasaya gore, Yunan asıl-
lı olmayan ve dönmemek üze-
re ülkeden ayrılanların vatan-
daşlık haklarını kaybedecekle-
rine işaret edilerek, 1989 yılın-
da 20-30 Batı Trakyalı Türkün
bu şekilde vatandaşlıklarını
kaybettikleri bildiriliyor. Yuna-
nistan'a dönmek arzusunda ol-
malarına karşın, bu kişilerin ul-
keye alınmadıkları belirtiliyor.
Raporda aynca Türk azınlı-
ğı üyelerinin toprak ve konut
satın almaktan men edildikle-
ri, evi olanlara ise bunlan tamir
etme hakkının tanınmadığı
kaydediliyor. Aynı şekilde Türk
azınlığı üyelerine büyük işyeri
kurma, Türkçe eğitim yapan
okullarını ve camilerini tamir
etme izninin verilmediğine de
işaret edilerek, bu haklann Lo-
zan Anlaşması'nda garanti edil-
diği vurgulanıyor.
Rapora göre Batı Trakya
Türkleri Yunanistan'a bağlılar
ve Türkiye'ye gitmek istemiyor-
lar. Raporda bir Türk avukatın
"Sadece bu görülmeyen Beriin
duvarının yıkılmasını, kökeni-
mizin tanınmasını ve insani
haklarımızın korunmasını
istiyoruz" şeklindeki sözlerine
yer veriliyor.
Raporun sonunda Yunanis-
tan hükümetine çağnda bulu-
nularak, Türk azınlığın tüm si-
vil, siyasi, dini, sosyal ve kültü-
rel haklannın tanınması ve bu
haklara saygı gösterilmesi iste-
niyor.