Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 5 OCAK 1990
Eski Bir Defterden
MELİH CEVDET ANDAY
Bu vılbaşları geçmışe goturur ınsanı, geçmış öz-
lemı uyandırır onda, vaşama\a venıden başlamak
özlemıdır bu Ama nerdeee Gıden gıtmıştır bır
kez, onu yakalamak olanaksızdır Gunce tutma he
vesı de, saıurım, akıp gıdenı durdurtna tutkusun
dan kaynaklanmış oîmalı O hevesı ben de sık sık
duyarım, ama tembellığımden bır turlu başlava
mam Yalnız bır kez, 1976 yıhnda, bır deftere >az
mıştım kımı anılarımı, kımı duşuncelenmı, kısa su-
rede bıraktım, unuttum gıttı îşte, 1990 yılına gır
dığımız gün nasılsa elıme geçtı o defter Meğer ne
ıyı şeynuş gunce tutmak1
Merakla okudum yazdık-
larımı Onların bır bölumunu okurlanma da sun-
mak ıstıyorum Bılmem, ılgı çeker mı'
•
"Akıl, kalbm saflığını korumak ıçın vardır"
"Norman Maıler'ın romanında okudum Sava-
şa gıtrruş askerın, ölum haberınden sonra da mek
tuplan annesıne gelıyor, gecıkmış mektuplar An-
ne, oğlunun ölum habennı almamış olsaydı, bu
mektuplarla onun yaşadığı kanısında bulunacak-
tı Bu durumda, asker, ancak annesının bu haberı
alması ıle öldu demek oluyor Elbette yalnız anne
sının gözunde. Gerçekte, başka hıçbır göz onun olu
müne takılmış değıldı Bırçok gerçeğın, ancak bı
am haber almamızla 'gerçek' duruma geldığıru dü-
şünebılırız Yok olmuş vıldızların bır takımı bızım
ıçm var, parlıyorlar"
"Eskı Yunanlılar, tannlannı ınsan bıçımınde du
şünürlerdı Bugımkuler ıse ınsanlara tapıyorlar Bu-
nun daha kötusu, ınsanların, kendılerını tapınıla
cak duruma getırmek ıçın çabalamalandır Bunun
adı, başarı ve buyuk adamlık oluyor Tapınılmak
ıstemekten kurtulsak, halk da tapmaktan kurtulur
bellu"
"Edepsızler ıçın 'kalbı terruzdır' derler Kalbı te
raız olanlardan uzak durmaJı"
" 'Çın Deyınce' adlı kıtabı okudum Yazan bır
İtalvan komumstı, Antonıetta Maccıocchı Alı Ul-
vı'nın Çın'e gıtme>eceğını hemen anladım Çunku
orada herkesı sabah saat >edıde uyandırıvorlarmış
Turıstlerı de."
"Adam, 'Delınnceye kadar çok sıkıntı çektım' de-
mış"
"Yuz felane bır yıl önce tutulmuştum Şımdı yu
zume bakıp, 'Nerdeyse bır şe> kalmadı' dıyorlar,
'konuşurken ağzının sol köşesı bıraz çarpılıyor, o
kadar, onu da bıvıkların örtuvor"
"Ruhumu bedenımle kanşnrmak, bana doğru gö-
runuyor"
' 'Cınler romanında Stepan Trofimovıc, genv-
ler ıçın, 'Bunları sos>alızmm dınsel yonu, şıır yo-
nu çekıyor' dıyor"
"Bulent Ecevıt şıır kılabım yollamış, 'Değerlı
ozan Mehh Cevdet Anday'a sevgılerle' dıye yazjyor
Onun şurlerının çoğunu ve şıır ustune yazdıkları-
nın tumunu okumuştum Elbet gene okudum Top-
lu olarak okuduğum ıçm de memnunum, daha ber-
rak bır kanı edındım Bulent Ecevıt, tek şıırle uğ-
raşan bırçok ozandan daha ıyı bır ozan Hele şıır
ustune yazdıkları, ozanlarımızın çoğunun anlayı-
şını ve bılgısını aşar Şıır yazmava daha çok vaicıt
bulsa, kuşkusuz daha lyılennı yazacak"
"Yıne Ecevıt'ın şur kıtabı ustune
Onun ozan olmasında benı duşunduren şeyın ne
olduğunu buldum sanı>orum Genellıkle polıtıka
sanata karşıttır, çunku bınnası yönetmek ıster, ıkın
cısı ıse, yönetılmeye karşı gelır, sıradan çıkar, süru-
yu bozar Ecevıt'ın sıırlerıru, bu açıdan bır daha
okuyacağım"
"Ovle anlanm oluyor kı, her şeye dışardan bak-
iığım, sankı dunyada değılmışım gıbı baktığım du>-
gusuna kapılıyorum"
"Toplumumuzun büyük bır felaketten geçeceğı-
nı sanıyorum Onun her yanı sallanıyor, çökuyor
Kalıntılar arasından doğrulabıhrsek ne ıvı1
"
"Babalar ve Oğullar romanında Bazarov şdvle dı-
yor 'Ah şu bavağı sıkıntılar yok mu, bayağı sıkın-
tılar Onlara dayamlmıyor ışte"'
"MSP Devlet Bakanı Aksay 'Darvın yanılmış-
tır, Turkler maymundan gelmış olamaz Okul kı-
taplarını bu yuzden >eru baştan yazdırdık"
"Kasım ayına gırdığımızın farkında olmamışım"
"Rosa Luxembourg'un bır sozu 'Demokrası ol-
mavan bır verde sosvalızmden, sosyalızm olmayan
bır >erde demokrasıden soz edılemez"
"Heıdegger, 'ka>nak bızı sık sık gelecekten
karşılar' dıye vazmış'
"Yarın değıl, obur gun Idns'ın doğum gunu \İ
yaşına bakıyor îdrıs benı hep mutlu ettı Ne kadar
doğru, akıllı ve dlçulu bır çocuk Bıraz önce yan-
dakı odada (kendı odasında) plak çaldj ve Launce
çalıştı Ben de bu yanda depresyonun doğurduğu
sıkıntıdan bunalıyordum Kalktım, ılaç aldım Der-
ken lodos durdu, bıraz rahatladım"
"Schıller'ın 1795'te yazdığı 'lnsanın Estetık Ter-
bıyesı Uzerıne Mektuplar' adlı kıtabını okumağa
kaiktım, fakat çevırının anlaşılmazlığından yarıda
vazgeçtım Ancak bırtakım guzel sözlenn aitıru çız-
dım
'tnsan, bır de\letın yurttaşı olduğu gıbı, zama-
nının da vurttaşıdır'
'Sanat gerçekler âlemını bırakmalı, cesaret gös-
tenp gundehk gereksemelen aşmahdır Çünku o öz-
gurluğun evladıdır*
'Guzeilığı ozgürluğun önüne geçıreceğım'
'Insan madde zaruretını ahlak zaruretıne çevır
melıdır'
'Doğanın kölesı olan yırtıcıdır, doğaya boş veren
barbar Aydınlanmış ınsan doğayı kendısıne dost
kılar*
'Doğaya akılla dönmek"
"Herbert Read'ın 'The phılosophy of moder art'
adlı kıtabından 'Human art and ınhuman nature'
bölumunu okudum öyle tadına vardım kı, yarıda
bıraktım, baştan aldım Oscar Wüde'ın 'Doğa sa-
natı taklıt edıyor' sözunün Eskı Yunanlılar ve Ro-
Tialılar ıçın doğru olduğunu söylüyor"
"Halktakı mal mulk edmme hınını göziemledıkçe
umutsuzluğa kapılıyorum Bunun yerıne ahlaksal
tutkuları geçırecek bır yönetım de artık gelmeye-
cektır Çunku butun partıler ınsanların maddı ge-
reksemelerını ele alı>orlar, ona seslenıvorlar Yal-
nız bızde m\? Belkı de dunyamızın bunalımı bu Aç
gözlülukten yıkılıyoruz Burjuva sırufımn dıinya ça-
pındakı sömuru duzenı doğurdu bu sonucu"
"Gece Henr> Mıller'ın Pleksus'una baktım, ellı
sayfa kadar okumuşum lşte, bu adam yazmağı se-
vı>or, sevdığı ıçın de kolay yazıyor ve kolay okutu-
yor Gunev'deyken onun lngıhzce'den Max and the
whıle pbagocytes adlı hıkâyesını okudum, unuta-
mam Yahudı Max, çok canlı Dostoyevsla'yı ha-
tırlattı bana yer yer Doktor Nejat Harmancı, Plek-
sus'ta da Max'a rastlayacağımı söyledı
Ne tuhaf, bu arada Kur'an'ı kanştırırken, Tan-
n'nın 'Mutlaka dırıleceksınız' sözu ıle karşılaştım
aynı gece Mıller de dınleceğme ınanmaz mı9
"
"Bunık bır çav ıçtım Sonra gene 'Hesıodos Esen
ve Ka>nakları' adlı kıtabı açıp oradan Homeros'un
o olağanustu şıırını, Zeus ıle Hera'nın tda Dağı
doruğundakı sevışmelennı anlatan parçayı okudum
Bo>le dedı aldı kansını koynuna, sanldı,
Tannsal toprak, yumuşak bır çimen saJdı,
Taptaze lotos bır halı scrdı toprakla aralanna,
Safranlardan, sumbullerden tatlı bır halı,
Izanıverdi ikısi de halının ustune,
Sardı onlan guzel bir altın bulut.
Buluttan çı> damlalan akıyordu pınl pınl.
"Herakleıtos şöyle demış Herıodos ıçın 'Bır şey
bıimez, gece ıle gunduzun aynı olduğunu da bıl
mez ' "
"Bır zamanlar Amenka'da, 'Hadı çocuk, zengm
ol1
' sloganı ıle bır kampanva açmışlar"
"Sabahattın Kudret Aksal, dun bana Baudelaı-
re"ın bır dızesını vazdı, verdı
Je haıs le mouvement quı deplace les lıgacs.
Çok sevdım, ama anlamadım Ne gerek var an-
lamağa'"
lşte, buna benzer seyler yazmışım o deftere. Gün-
ce tutmanın butun güçluğü, sanırım, özenmekle
özenmemış görunmeyı bır arada yunitmektır Hem
"ben" olacaksınız, hem "başkası " Sanat bu de-
ğıl mıdır9
ARADA BIR
Dr. AYSELİ USLLATA Boğaziçi Üniversitesi
Projeler ve Değerlendirme
Son yıllarda uluslararası duzeyde gelışme" ya da "kalkınma"
projelerıne göstenlen buyuk ılgı ınanılmaz çoklukta ve türde pro-
jenın uretılmesıne pazarlanmasına ve yurütulmesıne neden ol-
muştur Doğallıkla gehşmemış ya da gelışmektekı ülkelere ya
da yorelere yoneltılen bu projeler ıçın uluslararası orgütler ve
devletlerın olusturduklan fonları da çeşıtlı aracı kuruluşlar pro-
je yurutmeyı tıcarete donuşturen kuruluşlar paylaşmaya başla-
mışlardır Ancak 198O'lı yılların baslarında bu projelerın gerek-
tırdığı parasal yatırımların çok yuksek tutarlara ulaşması uygu-
landıkları ulkelerde devletlerın projelerın yararlılıkları ve etkılı-
lıklerı üzenne kaygıya duşmelen değerlendirme çalışmalarının
gereğını gundeme getırmıştır
Araştırmaların sonucunda sayıları gıderek artan projelerın de-
ğerlendınlmelerıne gereğınce onem verılmedığı dahası da ın-
san kaynağına, sağlığa ve toplumun gelışmesıne yonelık prog-
ramların çoğunlukla yanlıs yonlendınldıklerı kötu uygulandıkları
ve etkısız kaldıkları saptanmıştır (Freeman, 1980) Projelerın et-
kılerıne, harcanan paralara ılışkın bu tur kaygılar proje değer-
lendirme çalışmalarını desteklemış ve 1980 lı yıllarda artık pro-
jelerın kapsamı ıçıne alınan 'değerlendirme araştırmaları' nın
amaçlanan hedeflere ulaşılmasına katkıda bulunması sağlan-
mıştır
Projeyle butunleşen değerlendirme araştırması 'başarı' oda-
ğının gelıştırılmesıne yönelıktır Değerlendırmeyı' ınsan hızme-
tıne sunulan bılımın nasıl uygulandığınm arastırılması' dıye ta-
nımlarsak (Suchman, 1967), değerlendırmeden beklenen artık
yalnızca sonucu ya da sayıları öğrenmek urunün başarılı / ba-
şarısız olup olmadığını saptamak değıldır Değerlendırmenın so-
nuca ulaşmak ıcın bır araç olarak katkıda bulunması ıstenmek-
tedır Amaçlanan hedefe ulaşmayı sağlayacak bır değerlendir-
me çalışmasının salt nıcelıksel değıl nıtelıksel araştırma yontem-
lerını de kullanması, bundan oturu de değerlendirme arastırma-
sında artık 'ne oldu'nun yanı sıra ' neden' ıle nasıl' soruları-
nın da yanıtlarını bulmak ıçın verı toplanması gerekmektedır
Sureç ıçınde yapılan bu değerlendirme projenın yenıden düzen-
lenmesını, gerekırse değışıklık yapılmasını sağlayarak etkılılığı-
nı arttırmaktadır
Gelışmektekı bır ulke olarak Turkıye de son yılların proje bom-
bardımanından payını almış almakta da süregıtmektedır Bakan-
lıklarda, unıversıtelerde vakıflarda, çeşıtlı kuruluşlarda projeler
önenlmekte onaylanmakta, yurürluğe konulmakta ve oldukca
buyuk tutarlara ulaşan paralar bu yone aktarılmaktadır Proje-
ler ıçın uluslararası kuruluşlardan yardım alınmakta kımı kez de
bu amaçla borçlanılmaktadır Ancak bu pro/elerın saptanan he-
deflere ulaşıp ulaşmadıklan etkılerı değerlendırılmekte mıdır?
Daha da onemhsı saptanan hedeflere ulaşmak ıstenen sonuç-
ları elde etmek ıçın değerlendirme calısmalarından yararlanıl-
makta mıdır?
Dunyada onemı son yıllarda -60 lı ve 70'lı yıllarda- anlaşılan
değerlendirme araştırmaları bızde gereğınce onemsenmemek-
te değerlendirme cafışması coğu kez dosyaya konulup tozlu raf-
lara, bır daha bakmamak uzere kaldınlacak 'yenı bır rapor' sa-
yılmaktadır Oysa her projenın kapsamı ıçıne tamamlayıcı bır un-
sur olarak alınan değerlendirme araştırması projenın hedefle-
rıne ulaşmasını ve daha etkılı olmasını saglayacaktır Dışarıdan
gelen proje uygulayıcıları değerlendirme çalışmalarını yapabı-
lırler ancak dıştan gelen yansız kısılerın salt sayılar vererek de-
ğerlendırme yapmaları projenın başarısını sağlayamaz Projeyı
yerel, kulturel doğrultuda yöneltebılecek yenı kararlar alınma-
sını sağlayacak değısıklıkler onerecek ıcten bır bakıs 'ın de-
ğerlendırmesı gereklıdır Ulkeler kuruluşlar ve kışıler kendılerı
ıçm en sağlıklı kararları kendı yapacakları değerlendirme araş-
tırmaları sonucunda verebılırler Saptadıkları hedeflere ulaşabı-
lırler Yenı projelere gınsılıyorken bır bılım dalı olarak değerlen-
dirme araştırmasının da geç kalınmadan surec ıçınde yurutul-
mesı bugun artık kaçınılmaz bır zorunluluktur yararlılık ıle etkı-
lılık duşunuluyorsa kuşkusuz
ÖZEL BAKIRKÖY
ÖMÜR HASTANESİ
Ömür hasîanesi sağlığımza yardımcıdır.
• 24 saat seçkın eğıtılmış personel ıle genel
sağlık hızmetlerı
• Profesor Doçent ve Uzmanlar Yonetımınde
Polıklınık hızmetlerı
• Tum amelıyatlar
• Genel Cerrahı • Kadın Hastalıkları ve
Doğum • Dahılıye • Çocuk • K B B • Goz
• Ortepedı • Ürolojı
• Bılgısayarlı aletler ıle laboratuvar hızmetlerı
• Rontgen • Ultrasonografı • Mamografı •
Bıokımya • Hormon Bakterıyolojı • Stopatoloıı
ve Endoskopık tetkıkler
Gençler cad. No:24 Tren istasyonu. belediye
şube müdürlüğü, ve evlendirme dairesi yanı
Tel: 5429920 - 21 - 22 - 26
Üfldl CİITIİt '? Ba
n k a s ı
'Ş Sanat Galerısı
Seramık Heykel Sergısı Parmakkapı-IST
TOPRAĞI SEVGILEDIM 2-19 Ocak 1989
Ateiye lcadıye Cad 86 Kuzguncuk Sureklı Sergı Tel 342 36 32
GAP ve Toprak Ref ormu
Yapay mulkiyet tutkunluğu ve duz mantık oyunlarıyla, GAP
yoresinde toprak reformunun onune geçmek, GAP'ı riske
atmaktır. Bolgede yaşayan 5 milyon nufusun özverileriyle de
(vergi, kamusal yukumlulukler) gerçekleştirilen onca baraj ve
tesisi, bir avuç toprak sahibine "ikram etmenin" çağdaş devlet
kavramıyla bağdaşır yönu olamaz.
RIFAT DAĞ-ZEKÂİ BAKAR Ziraat Mühendisleri Odası
Guneydoğu Anadolu Projesı (GAP), başlı-
başına bır muhendıslık projesı olarak algılan-
mamalı, bunun Ötesınde, 75 bın kılometrelık
alanda 5 milyon ınsanın yaşamını doğrudan
etkıleyecek, çok yönlu toplumsal bır ola>ın ya
şanacağı duşunulmehdu- Bu nedenle projenın,
fıılı uretım sonuçları ve yaratacağı ekonomık
değerlerı yarunda, bölge ınsanına doğrudan
getırısı tartışılmahdır
Projenın potansıyel başarısı, bölge ınsanı-
nın ekonomık olaya katılımı ve ondan alaca-
ğı payla bıçımlenecek, bu vektöre bağlı ola-
rak sunulacak teknolojıler anlam kazanacak-
tır
Üretım kayıplarıyla ış kayıplannm en aza
çekılebılmesı, toprak-ınsan ılışkılennın yoğun-
laştınlmasına, çalışanlann karar gelıştırme >e
teneklerının yukseltılmesıne, başka bır deyış-
le, kırsal nüfusıın, ışledığı toprağa egemen o\
masına bağlıdır Bunun pratıktekı adı, toprak
reformudur *
Neden toprak ref ormu?
Kaynağım 1789 Fransız Devrımı'nden alan
toprak reformu, topraksız çıftçıler yaranna ge
lıştırılen bır "mulkiyet operas>onu"dur kı her
kıtada vaşama geçırılmıştır Latın Amerıka'
dan Afrıka'ya, Balkan ulkelerınden Hındıs-
tan'a kadar her kıta ve ulke koşullarında uv-
gulanmış ve tarıhsel sureçle ıçerık kazanmış-
tır
GAP ıçın toprak reformu gerekçelennı kı-
saca ozetlemek ıstenz
— GAP alanında yaşayan nufusun yarısı
kırsal kesımdedır Ve kırsal aılelerın *>t> 41'ı,
1,5 mıhondan fazla ınsan, GAP'la yeşerecek
Mezopotamja bereketıru topraksız ve "çare-
sız" beklemektedır
Eğer bu ınsanlara, feodal ışletmelerde mev-
sımlık pamuk ışçılığı vereceksek, bu bağışın,
en az >aşam koşullarını bıle sağlamayacağı-
nı, Çukurova'dakı gezıcı tarım ışçılen dramın-
dan bılmemız gerekmez mı
9
— "Once pastayı buyutup, sonra boluşelim"
sloganında, buyuk bır "kandırmaca" gızlıdır
Pastanın bujumesınde, bır zamanlama yok,
ne zaman ve nasıl buyüyecek
9
Pasta büyütu-
lurken, neleryıtırılecek"' Ayrıca, toprak refor-
mu pastayı kuçultecek mı
7
Şu anda, tekurun (monokültur) tarımında
bıle akılcı kullanılmavan Guneydoğu toprak-
lan, feodal yapı ıçerısınde, modern tanma (ço-
kurun/polıkultür) alt>apı olamaz
Yırmı yıldan ben sulamaya açılmış Dıyar-
bakır-Devegeçıdı baraj alanında, Dr Taraklı-
nın vaptığı araştırmalardan, 300 dekardan bu-
yuk ışletmelerın bırım getınsının, orta ışlet-
melere göre daha az olduğunu görmekteyız
Feodal çıftlıkler uretım yeteneğı, öngörulenn
(teorık plan) gerısınde kalacaktır Çunkü, ge-
leneksel çıftlıkler, uzman ışgucu yoğunlaşma-
sına karşıdır Ve denetleyemeyeceğı urun de-
senını de seçmernektedır Bu tur çıftüklerde
(ışletme dıyemıyoruz), yeterb su kaynaklan-
na yakın olmalarına karşın, meyvecdık ve
ağaçlandırma yaygın olmadığı gıbı kültur hay-
vancıhğı da yoktur Geleneksel çıftlık yönetı-
mıne aşıret törelen ya da çalışanlar "eldesım"
vok varsavan katı kurallar bıçım vermektedır
Aynca, feodal çıftlık vönetımı angarya ışgu-
cune da>andığından, perıyodık guncel ış de
netımlerı sağlanamamaktadır
— Toprağın kuçuk ışletmelere (yeterlı ışlet-
meler amaçlaruvor) bolünüşunde gırdı kulla-
nım maljvetlerının artacağı endışesını, buguu
çağdaş araçlar göğuslemektedır Kooperatıf
dedığımız kurum, katılımcılık ve oto denetım
duzeneklenne kavuşturulursa kuçuk toprak te-
melıne da>alı ışletmelere, ortaklasa ustun ser-
vısler sunabılecektır Bunun böyle olduğunu
gösteren evrensel uygulamalar çok Örnek
Fransa, Almanya, fngıltere, fsraıl vs
— Ko>lu tıpolojısınde çağdaş donüşum,
toprak reformunda başlangıv bulacaktır Gu-
nevdoğu ınsanının feodal yapıya dayaJı kılıt-
lenmış uretken kışıhğı, kuçuk bır "mulkiyet
operasyonuvla" özgurleşecek ve çağdaş kav
ramlarla tanışacaktır
Etkın kooperatıfleşme surecıyle, ürctıcırun
bırlıkte davranma, katılma >r
eteneğı ve bır uv-
garlık ölçutu olan organızasvonlan genışlet-
me/demokrasıyı yasatma gucü nıtelık kazana-
caktır
Kısa enmde, mutlak bır uretım anışı kucak-
lanamayacaktır, ama özgürleşmış üretken kı-
şılıklerle teknolojık bırıkım ve özgün tekno-
lojık gelışım, o kuçücuk tarlalarda temel bu-
lacaktır
Bugun Latın Amerıka ulkelen, tarıhsel sü-
reçte Avrupa ulkelenne dayanmakla bırlıkte,
Avrupa'dakı akrabalarına göre teknolojı ge
hştıremıyor ve sanavıleşemıyorlarsa, bunda la-
tifundialar despotluğunu da aramak gerekmez
mı
1
'
— Türkıye'run sanayıleşme sürecıne gırdı
ğı, zamanla kırsal nufusun kentlere ç:kılece
ğı, böylece tarım topraklanndakı nufus bas
kısının azaltılacağı, bu nedenle toprak refor
muna gerek kalmay'acağı savı, bazı çevrelerce
ılen sürulmektedır
Bu kuram çok zayıf Çunkü sanayıleşme hı-
zının getıreceğı ek ıstıhdam, nufus artış hızı-
nın bıle gensınde kalmaktadır 1920'lerde kır-
sal nufus "t 70, bugunlerde "/o 45'tır 70 yıl-
da % 25'hk bır değışım yaşanmıştır Metro-
pol ve kent varoşlarında, gecekondu ışsızlen
nın oranı da ortadayken buna bız nasıl bır sa
nayıleşme dıyeceğız
7
Dıyarbakır örneğınde gö-
ruleceğı gıbı bugün yüzJerce kahvehane tam
kapasıte ıle çalışmaktadır'
— Topaüc, kıt kaynak olmasına karşın, böl-
gede kültüre elverışlı toprakların V» 6O'ı dev-
letındır Olası bır toprak reformu düzenleme-
sınde, devlet topraklarının bıle yeterlı olabı-
leceğı seçeneğı de ortadadır
Sonuç
Yapay mulkiyet tutkunluğu ve duz mantık
oyunlarıyla, GAP yoresinde toprak reformu-
nun önune geçmek, GAP'ı rıske atmaktır
Bölgede yaşayan 5 milyon nufusun özverı
lerıyle de (vergı, kamusal yukumlulukler) ger-
çekleştınlen onca baraj ve tesısı, bır avuç top
rak sahibine "ıkram etmenin" çağdaş devlet
kavramıvla bağdaşır vonu olamaz
Bız buna mulkıvet tutkunluğu da dıyemı-
yoruz, çunku toprak, büyuk arazı sahıbınden
"gasp" edılmıyor ve bedelı ödenıyor Aynca,
toprak dağıtılarak "muJkıyet" yaygınlaştırılı-
yor
Toplumun, ortalama ıstencı yukselınce re-
formun gerçekleşeceğını bılıyomz Bu demok-
ratık "talebın" gelışeceğı umıdımızı ko-
ruyoruz
A\MA
Aılemızın değerlı buyuğu,
merhum Avukat Orhan APAYDIN, Avukat Burhan APAYDIN'ın
annelen
NURİYE APAYDIN'ı
olumunun beşıncı >ıldonumunde saygı \e ozlemle anıyoruz
APAYDIN AİLESİ
OZEL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
30 donem
kayıtları
başlamıştır
Okul Ûsküdar: 343 67 82
Kozyatağı: 362 47 33
Mattepe: 352 21 21
Tarabya: 162 08 18
Çağlayan: 146 88 30
901ı Yıllara
İNGİLİZCE'yle
"Merhaba"
İngiliz-Amerikah Uzman
Oğretmenlerimizle
"Kalite" Farkını Yaşayın.
TEPUM DİLVE EĞİTİM HİZMETLERİ A.$.
"Profesyonel Ingiluce tgitımi"
Tesvıkıye CamıSok 6 Istarbu! Te
i 1361936
REFIK DURBAŞ
GEÇTİ Mİ GEÇEN GÜNLER
Şıırler Çıktı
ADAM YAYINLARI
HEP ATATÜRK'ÜN YANINDA
SaJih Bozok-Ctmıü S Bozok
2000 lıra (KD\ .çınde)
Çağdaş Yaunlan Turkocağı Cad 39 41 Cağaloğlu hıanbul
3. ŞAHISLARA DUYURU
Şırketımızde
satınalma gorevlısı olarak çalışan
A. Ferruh ÜLGER' ,n
kuruluşumuzla olan butun ılışkısı
29121989 tarıhı ıtıbarıyle kesılmıştır
L . . . .
Inonu Cad
Opera Palas No 73/3-5
Gumuşsuyu Taksım Istanbul
SEMRA MUMAY (GEYİK)
ıle
İRFAN MUMAY
evlendıler
5/1/1990 BAKIRKOY ISTANBUL
Başbakanlık Basın Yayın ve
Enformasyon Genel
Müdürlüğu tarafından venlen
00134 sayılı Mavı Basın
kanını yıtırdım Yenısıru
alacağımdan hükümsüzdür
JEAN HUTCHINGS
Pasaport, ehhvet ve
ıkametgâh teskerem
çahnmıştır Hükümsüzdür
MÜStRE HAND AN
TAŞKENDİ
PENCERE
Marks^ı, Lenirfi, Engels'i
Okumak...
Fransız Devrımı 1789'la vurgulanıyor oysa devrım 1789'dan
çok once başladı
Bugun de suruyor
"Insan haklan vetemelozgurtükler" 21'ıncı yuzyıla 10 kala, dün-
yanın gundemındedır Hangı ûlkede olursa olsun, ınsan hakla-
rının çığnenmesı uygar dunyada tepkıler yaratıyor Doğu'da ve
Batı'da demokrası savaşımı sıcaklaştı Turkıye'de bırıncıl sorun,
ınsan haklarına dayalı demokrasımn kurulmasıdır ve elbette çağ-
daş demokrası ancak laıklık temeh uzermde yükselebılır
1789'u yaşıyoruz
Ne var kı 1789, dünya 1789 yılına gırmeden önce de yasanı-
yordu 18'ıncı yuzyılın "Aydınlıklar Çağı" dıye anılması boşuna
mı' Devrım, fıkırde, duşuncede, yazıda kafada başlamıştı Dı-
derot.JeanJ Rousseau, Vbltaıre, vb ne güne yazıyorlardı' Za-
manın tutucu yönetımlerıyle neden çatışıyorlardı? Insanlığın öz-
gurlüğe doğru yuruyuşü hızlanmıştı çoğu ülke demokrası ve la-
ıklık gıbı kavramlardan habersız, uzakta, uyuyordu ama dün-
yanın yazgısı belırlenmıştı
•
19'uncu yuzyılın ortalarına doğru ınsanlığın geleceğıne dönûk
yenı bır "yazılım" gerçekleştı
Karl Marks ve Engels, sosyal adalet kavramını elle tutulur bır
nıtelığe kavuşturmak yolunda yenı fıkırler ortaya attılar, sosya-
lızmı somut temellere oturtmak yolunda bır düşünsel aşamayı
sağladılar
1917'nın haberını verdıler
1917 bugun butun dunyada sosyalıst devrımı vurgulamak ıçın
kullanılan bır sayıdır, ama 1917'den çok önce başlamıştı 1917,
tıpkı Fransız Devrımı gıbı tohumları fıkırlere serpılmıştı
1789 ıle 1917'nın Turkıye'de lyıce anlaşılması gerekıyor, çün-
ku bu ıkısı algılanmadan 1923 ün ne olduğunu öğrenmek, be-
nımsemek, özumsemek olanağı yoktur
*
21'ıncı yüzyıla 10 kala dunyada bır şeyler oluyor, hızlı bır dö-
nuşüm başladı
Ne oluyor'
Anlamak ıçın hem 1789'u hem 1917'yı öğrenmek gerekıyor,
daha başka deyışle Dıderot, Rousseau, Vbltaıre, Marks, Engels,
Lenın'ı tanımak zorundayız Eğer bu adamları bılmezsek, günü-
müz dünyasında neler olup bıttığını anlamak olanaksızlaşır Çev-
remıze aptal aptal bakar yasananları kavrayamayız Gazeteler-
de çıkan haber başlıklarını okuyoruz
— Marksızm, sızlere ömür
— LBnınızm öldü
Daha bır sürü kışının adları sayılıyor, Stalın en çok anılanlar-
dan bındır Öyieyse hepsını bırden okumak öğrenmek, anlamak
zamanıdır Çünku gezegenımızı bu kadar etkılemış kışılerı bıl-
meden Batı'dakı olayları tartışmaktan yoksun kalır, geleceğımı-
zı düşunmek yeteneğını yıtırırız
•
Insan haklarına dayalı bır demokrası kurmak ıstıyorsak, bû-
tün yasakları kaldırmak fikır alanında hıçbır engel tanımamak
gerekıyor Marks'ı, Engels ı Lenın'ı okumak neden korkulu bır
ış olsun
9
Marksızm ve Lenınızm madem kı sızlere ömür, korku-
lacak ne var artık
9
Kaldırın 141'I 142'yı, çıkann af yasasını, bo-
şaltın zındanlan, açın özgurluk kapılarını ardına kadar
Ne beklıyorsunuz''
Gerçekte Marks'ı, Lenın'ı, Engels'i okumanın şımdı zamanı-
dır ama "Kutsal Kıtap' ya da "Pıyade Talımnamesı" gıbı değıl,
eleştırel akılla okumak zamanıdır O zaman görülecektır kı bu
kısılerın ortaya attığı 'ikırler, dunyayı değıştırmış, kımı yerde en
köklü dönuşümlere yol açmıştır Ne var kı ınsanltğın dönuşumüne,
değışımıne özgurluk yollanndakı karmaşık gelışmesıne hıç kım-
se hıçbır kıtapla nokta koyamaz
Çağdaş ınsan bılıncı çoktan anlamıştır kı her krtabın sonuna
konan nokta bır vırgüldûr
Dunyaya bakışımızın ufuklarını genışletehm Insanlık tarıhının
takvımı ne 1789'da durur ne 1917'de ne de 1923'te noktalanırr
"daha çok özguhüğe, daha az sömûnıye doğru" hepsı bırer vır-
gül
Cumhuriyet Kitap Kulübü
Bakırköy Temsilciliği
Karya Kültür Merkezi
İMZA GÜNÜ
7 Ocak Pazar 14.00-18 00
KEMAL ANADOL
Karya Kultur Merkezi, Istanbul Cad (Adlıye Karsısı),
Bakırköy
T.C.
BAŞBAKANLIK
SİGORTA MURAKABE KURULU
UZMAN VE AKTÜER YARDIMCILIĞI
GİRİŞ SINAVI
Sıgorta ve reasurans şırketlerı ıle sıgorta \e reasurans aracılığı hız-
metlerı vapanların, sıgorta eksperlerının ve Sıgorta Murakabe Ka-
nunu kapsamına gıren konularda faalı>et gösteren dığer kışı ve
kuruluşlann butun ışlemlerını Başbakanlık adına teftış ve muraka-
be etmekle görevlı ve merkezi Istanbul'da olan SİGORTA MURA
KABE KURULU'na teftış ve denetım ışlerınde görevlendınlmek uzere
sınavla uzman ve aktüer yardımcısı alınacaktır
SINAVA KATILABİLMEK İÇİN
a) 657 sayıh Devlet Memurları Kanunu nun 48'ıncı maddesınde
belırtılen Genel Şartları taşımak,
b) Yazılı sınavın başladığı tanhte 35 yaşını tamamlamamış olmak,
c) Uzman vardımcılığı ıçın, Ekonomı Hukuk, Sıyasal Bılgıler, Tı
caret ve Sıgorta konularından bırınde ve Aktuer Yardımcılığı ıçın
de Materaatık veya Aktuerya konulannda (en az dört yıllık) yuksek
öğrenım görmuş olmak gereklıdır
SINAVLAR:
Yazıh sınavlar 5 ve 6 Şubat 1990 pazartesı ve sah gunlerı Istan-
bul'da yapılacaktır Yazılı sınavı kazananlar mulakata tabı tutula-
cak ve başarılı olanlardan, başarı derecelenne gore yeterlı sayıda
aıama >apılacaktır
BAŞVURU VE GEREKLİ BELGELER:
Sınava katılmak ısteyenlerın en geç 22 Ocak 1990 pazartesı günu
saat P 00've kadar (I Inonu Cad % 2 Taksım Istanbul) adresın
dekı Sıgorta Murakabe Kurulu Başkanlığı'na, kuruldan alacaklan
form dılekçeve
— Kendı el yazısı ıle özgeçmışlenm,
— Ikı adet venı çekılmış 4 5x6 ebadında fotoğrafını,
— Nüfus kâğıdı aslı veya noterden tasdıklı suretını,
— Yuksek öğrenımım tamamladığını belırtır belgeyı,
— ^skerlıkle ılışkısı olmadığına daır belgevı
ekle>erek elden vermelerı veya posta ıle ulaştırmış olmaları şarttır
Form dılekçe ıle sınav hakkındakı detavlı bılgılerı havı broşur ku
ruldan alınabıleceğı gıbı posta ıle de ıstenebılır
Ek bılgı ıçın Tel 149 46 36 - 145 63 11
Basın 15001
DOSTUM MOZART
NadirNadi
7 bası 5000 lıra(KDV ıçınde)
Çağdaş Yaymiarı Turkocağı
Cad 39-41 Cağaloğlu-tstanbut
Ödemeli gdnderümez.