26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 OCAK 1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Meteoroloji (Genel MüdJrtigü'nden ak- rtan Mgiye rjrjre; bûtin bûigetermiz par- çalı çok buluttu. Marmara'nın doOusu, Karadeniz, iç Anadok/nun kuzsy ve do- Ousu, DoCu AkrJeniz ie DoOu ve Güney- dojtu Anadohj UlgHen yaOışiı geçecek iağ&ır Doflu AMencUe yajmur. Gûney- dojju Anadolu'da karta lanşık yaflmur, tetd yerierde kar setdınae oıacak. HAVA SCAKLtĞI: Biraz daha azalacak RLZ- GÂR: Kuzey v« doOu yftnlerden orta kuv- vetle, yer yer kuvvBtt obıak esecek. Oe- nBenmizde rtizgâr: AMeniz'oe oünbat- sı ve tarayeMen. ûteta denizlefifnizde y t de ve poyrazrjan 4-8yer yer 7 Ege ve Ka- radeniz açıklannda 8 kuvvetinde, saatle 16-27, yer yer 3a Epe ve Karadeniz apık- lannda 40 deniz mâ hızia esecek Deraz mucdil. yer yer kaba ve çok kaba dal- Adana Adapa2an Adıyaman Atyon Aıtora Antjkya galı olacak- Dalga yûkseMaği 1-2, Ege ve Karadenız açıklannda yer yer 3-4 metre, görûş unHıflı 10km., yaflıs anında 3-5 km dolayında ola- cak. Van GMûnde hava: Çok bukılkı ve kar yağışlı geçecek. Rûzgâr kuzey ve batı yönterden orta kuwette esecek Göl küçûk dalgalı. gö- rûş 5-10 km. dolayımta bulunacak. y Artvm /yiırt Babtesir Btecft Bng6l Brtls Bokj Bursa Çmaldatt Corom Denizli Y 12° 5° DiyartJakır Y K -1° -6° Edtrr* B B 6° 1°Erzirean B 0°-4° Erzururn B -3° -2° Blbşet* Y 0° -3° Gazantep B S° 2°G»esun B 10° 3°GûmüşhaneB B 2"-2° Hakkâri B B 8° flsparta B K 0°-4° İsbnbul K K 0 -3° İzm» B B 1° -2° Kars B B 1° -2° Kasamonu Y 0°-4°Kaysen 0°-3°K*l*reı <°2°Konyl t°-y KitJtiva 7° r> Mataty» 5° 0°Uaniu •1° -7° K.Maraş -2» -8° Meran -2° -8° Mujla tf>-f Mus 6° 1° Ni&ite 5° 2°0rrJu 0°-5° Ree 2°-4° Samsun 0° -5" Sirrt (P-y Snoo 7° 2°S«as -2° ff-intedai -1° -4° üdbzon -1° -4° Ijnra* •1° -6° Usak 0°-3° Van 0» -5° Ytagat 3° 0° ZonnuUak B 7° 0° Y 8° 2° Y 12° r B 7» 0° B )°-2° Y B 5° 2° B 5° ¥ K 5° T" B 6° 3° Y 4° 1° K 0°-3° B -1° -5° B 5° 2° K 3° 0° B 0°-4° B B Y 1° -4° 4° 0° •£%**• i 4 ^ a » /jfk A-acık B-tMikıOu G-tnreşi K-kan, S-sısh Y-yagmuriu BULMACA SOLDAN SAGA 1/ Bir konuyla ilgili olarak deriıüiği olma- yan kalıplaşmış bilgi. 2/ Güzel koku... Er- kek ördek. 3/ Akde- niz ve Ege"de yaşayan lczzetli bir balık... Al- koUü bir içki. 4/ Gü- zel sanat... Gerni saf- rası. 5/ Ortaoyunun- da Kavuklu ile konu- şarak oyunu açan kimse. 6/ Mihrak... Lantan elementinin simgesi. 7/ Tepki. 8/ Rütbesiz asker... Ün- lü besteci ve orkestra şefi Ccmal Re- jit'in soyadı. 9/ Argoda esrar... Üst ve yanları kapalı, dört tekerlekii bir at arabası. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Pirinç, bakır, kalay gibi madenler- dcn çekilerek giimüş ve altın yaldız vu- rulmuş ince raetal iplik. 2/ Denizoyısı da denilen bir fok türü. 3/ Büyük çi- vi... Kısa çorap. 4/ Bir amaca ulaşmak için tutulan yol ve yöntem. 5/ Yetişkin erkeklerde yanak ve çenede çıkan kıüann tümü. 6/ Duman leke- si... Iskambil kâğıdı ile oynanan bir kumar. 7/ Yol yapımında kul- lanılan taş kınntısı... Doğu Anadolu'da kullarulan bir tür küçük zurna. 8/ Bir tür yabanmersini... Gece. 9/ Kapital, sermaye. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Hayat pahalılığı 5 OCAK 1930 Ticaret Odasının bir senelik hayat pahalılığı müşiresi ikmal edilmiştir. Bundan 16 sene evvel 100 kuruşa temin edilen hayat mikyas ittihaz edilmiştir. Bu giden sene içinde en pahalı geçen mart ayıdır. Bu ay yüze nazaran 1542 rakamı ile ifade edilmektedir ki eşya ve gıda fiatlarının 15 kereden fazla pahalılaştığını göstermektedir. Gene geçen senenin en ucuz ayı ise teşrinievveldir. Bunda pahalılık tam 14 mislidir. Son kanunuevvel gelince geçinme 1430 la gösterilmiştir. Bu ayda en ileride 16 mislinden fazla olarak ev kiraları gelmektedir. Gıda maddelerinin vasatisi ise 14 mislidir. Sokak isimleri 1930 nüfus tahriri için İstanbulun nümerotajının bir an evvel ikmaline çalışılmaktadır. Fakat sokak isimlerinin değiştirilmesine karar verilmesi işi uzatmıştır. Cemiyeti Belediye îdare Encümeni sokak isimleri listesinde esaslı tadilat yapmış ve birçok sokak isimlerini tadil etmfştir. Bu tadilatın bugün bitirilmesine intizar edilmektedir. Sokakların tekrar değiştirilmesi birçok itirazları mucip olmaktadır. Halbuki sokak isimlerini tesbit etmekte her ismin Istanbul'da bir tane olması esası kabul edilmiştir. Istanbul'da birçok cami sokağı vardır. Bütün bu isimler bire indirilmiştir. Istanbul'da 6200 sokak vardır. Bunlann hepsi ayrı isimlerle tevsim olunacaktm Sokak isimlerini havi cetveller tertip edilecek ve kitap halinde basılarak posta ve alakadar dairelere verilecektir. Hariçten gönderilen bir mektup diğer medeni şehirlerde olduğu gibi mesela şu kadar kısa adresle yerine vasıl olacaktır: Istanbul, Cami s. No: 10. 30 YIL ÖNCE Cumhüriyet Albert Camus 5 OCAK 1960 Devrimizin büyük yazarlarından Albert Camus bugüh bir otomobil kazasında ölmüştür. 1957 yılında Nobel Edebiyat Armağanını kazanmış olan Albert Camus, Paris'ten Nice"e giderken uğradığı bir otomobil kazasında hayata gözlerini yummuştur. "Veba" adlı eseri yirmi kadar dile çevrilmiş olan Fransız yazarı, Cezayir'de doğmuştu. Harp içinde Fransız Mukavemet Teşkilatında gönüllü olarak çalışan Camus'ün ölümü büyük teessür uyandırmıştır. Camus 47 yaşında idi. Istanbul Operası Istanbul Operasının mart ayı içinde( faaliyete geçmesi beklenmeİctedir. Sanatseverlerin büyük ilgiyle bekledikleri Istanbul Operasına seçilecek solist ve koristlerin imtihanına dünden itibaren Şehir Tiyatrosunda başlanmıştır. Bu imtihana 114 namzet iştirak etmiştir. Aydın Gün Ankara Devlet Operasından ayrılmış bulunan ve başrejisör Muhsin Ertuğrul ile birlikte çalışmayı seve seve kabul etmiş olan değerli rejisör Aydın Gün'ün nezaretinde yapılan imtihanların şimdiden iyi neticeler verdiği ve Istanbul Operasına layık elemanların mevcut olduğu belirtilmektedir. Rejisör Aydın Gün imtihan neticelerinden çok memnun olduğunu söylemiştir. Bugün ve yarın da devam edecek olan imtihan neticeleri perşembe günü belli olacaktır. GEÇEN YIL BUGÜl\CumhuriY ei ABD-Libya 5 OCAK 1989 ABD ile Libya arasında kimyasal madde fabrikası konusunda bir süredir devam eden gerginlik dün iki Libya savaş uçağının Amerikan jetleri tarafından diişürülmesi ile silahlı çatışmaya dönüştü. Libya lideri AJbay Muammer Kaddafı, ABD'ye "gâze göz, dişe diş" karşıhk verileceğini söyledi. Libya, BM Güvenlik Konseyi'nin derhal toplanmasını istedi. Güvenilir haber vermekle tanınan Yugoslav Tanjug Ajansı, Muammer Kaddafi'nin Sovyetler Birliği'nden yardım istediğini bildirdi. Amerikan Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından yapılan açıklamada dün "Akdeniz üzerinde meydana gelen çatışmada Libya'ya ait iki Mig-23 uçağının Amerikan F-14 Tomcat jetleri tarafından düşüıüldüğü" bildirildi. Lfidra_. "Berlın Parıs ^ s~%^ -. . »Vıyana- <i7*5«Zunh ^ Madrid r*^*i*. v »Belgrad lunus Lenıngrad Moskova Ankara # Tebriz Kahire • DÜNYADA BUGÜN Amserdam Amman Atinj Bagdat Baratoru Basel Belgrat Berln Bonn Brüksal Budapeste Cenem Ceayir Cktde Oubayi Franklurt Gime Hetsjnkı Kahire Kopenruo KMn Leftoşa B 5° Y 16° B 11» Y 18° B 15° B 4° B 3° B 2° Y 9° B 5° B 3° B 5° Y 19° B 23° B 22° S 3° Y 16° B -10° B 13° B 3° S 3° B 16° Leninjraı! Londra Madnd Mofltraaı Moskova Münrtı few Ybrk Osk) Paris Prao Kf>ö Roma Sofya Sam Vtm lnus Viyna VVjsrı Zûnh B 10° Y 6° B 12° Y 4» B 6° B -9° S 3° B 8° K 7° B 4° B 0° 8 24° Y 14° B 0° Y ie° B 12° Y 8° B 0° Y 8° B 9° B 8° B 4° TARTIŞMA İçkiYasağı 199O'lı yılların Türkiyesi'nde bir kadeh içebilmek için bazı yerlerde mahallenin imamından izin almak mı gerekecek bundan böyle? mamalı. Allah'tan benim dinlencem son bul- du da bugün dönüyorum Paris'e... MEHMET BASUTÇU Avni Arbaş güz sonunda Paris'e gelmişti. On, on beş gün kalıp dönmekti niyeti. Ama olmadı, bir türlü dönemedi lstanbul'a. Bir Pa- ris nostaljisi miydi bu? Yıllar boyu >-£işadığı kente yeniden mi vurulmuştu? Eski dostlarla beraber olmanın, sergileri dolaşmanm mutlu- luğundan mı vazgeçemiyordu kolay kolay? Ar- baş, dönüşünü durmadan ertelemesinin nede- nini, yarı ciddi yarı şaka bir gülümsemeyle şöy- le açıklıyordu: "Bizim mahalledeki bakkaia çok kızıyonım da ondan. Adamdan bir şişe rakı bile alamıyoruz arlık-, camide imam al- kollü içkilere karşı vaaz verdiği için o da sat- maktan vazgeçmiş..." Champs Elysees Bulvan üzerindeki Tiirkiye Turizm ve Tanıtma Büro- su'nun resmi yetkililerince kokteyllerde alkollü içkilerin yasaklanmamış olmasına sevinerek kadehlerimizi tokuşturmuştuk o akşam... * Eski yılın sofuk güneşli son günlerinden bi- rinde, Boğaz kıyılarında, hem de yerli ve ya- bancı turistler için özenle düzenlenmiş Bey- lerbeyi kıyısında yaşadığım bir olay, ressam dostumuzun ne kadar haklı olduğunu apaçık ortaya koyuverdi. Deniz kıyısında balıkçıların sattıklan midyelerin tavalarda cızırdayan ko- kusu, yan yana dizilmış üç büfenin kapıları onüne çıkanlmış küçük tahta masalara çeki- verdi bizi... Boğaz sularına karşı bir bira içip midye tavası yerken Çiçek Pasajı anılanna de- ğişik bir koku ve tad katmak istedim. Ama ne gezer? "Bira yok" dedi küçük garson. Neden? Tam karşımızdaki camiyi göstererek "tmam burada alkollü içki içilmesini yasak elti" ya- nıtını verdi. Gerçekten de yandaki masada midye tavayı Coca Cola içerek yiyenler vardı. Aman tannm! 1990"h yıllann Türkiyesi'nde bir kadeh içebilmek için bazı yerlerde mahallenin imamından izin almak mı gerekecek bundan böyle ? Hışımla kalktım o masadan. Avni Arbaş îstanbul'a döneli bir ay olma- dı daha. Yakında yine koşarsa Paris'e, hiç şaş- Çağdaş Toplum ve Laiklik Ülkemizde din ve vicdan özgürlüğü kimilerinin beklentisinden de daha fazla vardır. Yoktur diyenlerin aradığı, din ve vicdan özgürlüğü değildir. Toplumların oluşum çizgilerine koşut ola- rak gelişen ve günümüzde en yetkin biçimde karşımıza çıkan toplumsal kurallar ve bu ku- rallara bağlı olarak şekillenen toplumsal ku- rumlar kuşkusuz insanlann mutluluğu için vardır. tnsanı özgürlüğe doğru taşıyan çağ- daş kurumlar kalıcı olurken, onu aşağılayan kuraliar veya yapmacık kurumlar ise larihin çöplüğüne atılacaktır. Çağdaş toplumların daha iyiye, daha gü- zele ulaşma yolunda verdiği savaşım ekono- mik, sosyal ve siyasal gelişmenin en önemli gücü olagelmiştir. Toplumlan ileri doğru gö- türen kendi iç dinamikleridir. Önderler ölür, acı çeker, sürünür, ama o önderlerin toplum- ları çağdaş gelişmişlik çizgisini yakalar. Na- sıl peynir gemisi lafla yürümezse insan da durduk yerde çağdaşlaşamaz. tnsan, toplum- sal olaya katılımı ölçüsünde çağdaşlaşır. Top- lum olarak eksiğimiz bu olsa gerektir. tnsanı da toplumu da uyutan, çağdışı bı- rakan, geri kalmış toplumlann "bana değme- yen yılan bin yaşasın"cı düşünce biçimidir. Oysa insan olmak, toplum olmanın, toplum- sal olaya katılmanın önkoşuludur. Bu bağ- lamda şu soruya cevap aramak işin özünü oluştursa gerektir. Topiumlan geri kaimışlık çizgisinde bırakan nedir? Kendi iç dinamıği ile mi geri kalmaktadır, yoksa birilerinin bi- linçli eylemi mi geri kalmayı sağlamaktadır? Amacımız bir tartışmayı başlatabilmek, insa- nımızı bu konuda düşünce üretmeye çekebil- mektir. Toplumların hemen hepsinde şu ya da bu biçim altında din önemli bir toplumsal kurum olarak karşımıza çıkar. Ortaçağ boyunca Hı- risfiyan ülkeleri ve Osmanlı, günümüzde ise çoğu Jslam ülkesi din kurallan ile yönetilmiş- tir, yönetilmektedir. Atatürk, bizi o kör ka- ranlıktan, bilimin ışığına Kurtuluş Savaşı vererek çıkarabilmiştir. O'nu büyük kılan bu- dur. Ama Atatürk'ten beri içimizdeki bakar- körler dışarıdan aldıklan güçle bizi o kör karanlığa yeniden çekebilmenin yollannı ara- mak tadır. Din ve vicdan özgürlüğü laik toplumun te- mel koşuludur. Ülkemizde okuldan çok Ku- ran kursu açüırken, okullarımızda din eğıtimi zorunlu olarak sürdüriilürken tartışılması ge- reken, laikliğin temel ilkeleri olsa gerektir. Ül- kemizde din ve vicdan özgürlüğü kimilerinin beklentisinden de daha fazla vardır. Yoktur diyenlerin aradıklan, din ve vicdan özgürlü- ğü değildir. Toplumumuzda insan hak ve özgürlükleri için savaşım verme alışkanlığı yerleşmemiştir. Aslında hak arama büyük bir yürekliliği ge- rektirmekte ve erdem sayılmaktadır. 163. maddenin kaldınlması irticaya ışık yakmak- tan, insanımın kör karanlığa çekmeye çalı- şanlara fırsat vermekten başka bir şey olmayacaktır. Sözde değil, özde demokrat olanlardan bekJenen, bu oyuna gelmemeleridir. Bu oyun demokratik kurallarla oynanmaz. Körebe bu oyun, körebe. Yarasalardan başkası görmez karanlıkta. KADtR YILDIZ Kayseri Fettiıllah Gülen Iİzerine Oldukça zeki bir adam Fettullah Gülen. Elinin altında bütün olanaklar varken niçin kamuoyunun tepkisini üzerine çeksin, "rahatsız" edilsin? Fettullah Gülen, 26 kasım pazar günü lzmir Hisarönü Camisi'nde, aynı anda 17 camiden naklen yayımlanan ve kamuoyu tarafından "ıbmlı" olarak nitelendirilen bir vaaz verdi. Gülen, Nurculuk'tan, hırsı ve dini lider olma hevesi yüzünden ayrılmıştır. Hırsı o kadar büyüktür ki panislamizm gibi bir ütopyayı gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Şoyle diyor Gülen: "Nefeslerinizi sokaklarda harcamayın. Kazakistan'da, Özbekistan'da Müslüman kardeşlerimiz bizi bekliyorlar. Ellerinde Kuran'lan sizi bekliyorlar..." Fettullah Gülen, Müslümanları niçin aüşılmışm ötesinde bir "siikûnete" çağınyor? Oldukça zeki bir adam Fettullah (Jülen. Elinin altında bütün olanaklar varken niçin kamuoyunun tepkisini üzerine çeksin, "rahatsız" edilsin? Aksine böyle davranmakla "haldı" konuma pkıyor ve yeni sempatizanlar dahi toplayabiliyor. Akyaalı Vakfı'nın (Bu vakfın yetiştirdiği öğrenciler, üniversite öğrenimlerinden sonra hiç de hafife alınmayacak yönetim kadrolanna sahip oluyorlar. En son kamtını, iki yıl önce askeri liselerde meydana gelen olaylarda gördük) arkasındaki "güçlü adam" F. Gülen'in; başta Erznnım olmak üzere büyük kentlerde liseleri olduğu ve "Smntı" dergisinin gizli sahibi olduğu biliniyor. tktidar tarafından dağıulan gizli pastadan önemli bir pay aldığı düşünülürse (ve kimliği meçhul diğer kaynaklar) herhangi bir maddi sorunu olmadığı anlaşılacaktır. Her ne kadar görünürde bir ütopyanm peşinde gidiyor olsa da güttüğü sinsi politika, hırsı ve liderlik tutkusu, zekâsı, maddi olanaklan ve bölgenin çeşitli yerlerinden vaazjnı dinlemek için akın eden, onu iki saat dinlemekle "iki saatlik sevap kazanacağım" zanneden müritleri sayesinde Fettullah Güler» hiç de azımsanmayacak bir tehlikedir. Kamuoyunun dikkatine! CENK VARDAR Aydın BAĞIŞLARINIZ İÇİN: Vakıflar Bankası Levent Şb. Hesap No: 40.40001 veya Tel:166 02 90İstanbul POLİSE SAHİP ÇIKMAK HUZURUMUZA SAHİP ÇIKMAK DEMEKTİR. 1089 sehit çocuğu.740 selıit ailesi ve 99 nıalûlıı himayesinde bıılundııran TEYEY. Türk Emniyet Teşkilaü Yetimleri Eğitinı ve Yardım Vakfı olarak bütün kuruluşiara, etkili ve yetkili bütün kişilere, kadın erkek, gençjhtiyar herkese sesleniyor ve diyonız ki; Polis, bugünümüzün ve yannımızın, canımızın ve mahmızın, anamızm ve babamızın, çoluğumuzun ve çocuğumuzun, eşimizin ve dostumuzun en büyük güvencesidir. Polisin ve ailesinin yasam koşullan ne kadar iyi, geleceği ne kadar güvence altında oiursa, polisin hizmeüeri ve fedakarlıklan da o derece büyük ve etkili olacaktır. Polisi ailemizin bir ferdi, mahallemizin bir sakinLolarak kabul etmeli, "Poh's Amca" kavramını yeniden yaratmalı ve yasatmalıyız. Canını fedaya hazır olarak hizmet eden, görev yapan polise candan destek olmak, polis sorunlarına egilmek bir vatandaşlık görevidir. Bu amaçla görev yapan vakfımıza maddi manevi yardımlarınızla destek olunuz. Çiçek, çelenk ve kart göndermek yerine vakfımıza bağışta bulunurruz. Unutmayınız ki polise sahip çıkmak, huzurunuza sahip çıkmak demektir. Bu duygular içinde yeni yılınızı kutlar, huzurunuzun sonsuza dek sürmesini dileriz. „ , , Saygılarımızra, MARAL ÖZTEKİN Başkan ANKARA,,,ANKA MUŞERREF HEKİMOĞLU Kara Kuşlar... Değerli sanatçımız Hayati Misman mavi kuşlar yapardı vak- tiyle. Kanatlarında uçmayı özlerdik. Son gravürlerini görünce so- luğum kesildi. Mavi kanatlar kararıyor, kapkara bir kuşa dönü- şüyor giderek! Çevre kirlenmesine acı bir tepki sanatçımızdan. O karakuşu seyrederken düşünüyorum, kirli havayı soluyarak biz de kararıyoruz her gün. Çevre kirlenmesi alabildiğine... Yalnız havada değil, her alanda. Bunca kirlenmeye karşın yüreğini ak tutabilenleri, alnı ak dolaşabilenleri saygıyla selamlıyorum. 197O'Iİ yıllarda mavi kapılar yapardı ressamlar. O kapıların açtl- masını beklerdik umutla. Kapılar açılmadı, mavi de soldu, umut da soldu sonra. 1990'da karanlık basıyor, çevre kararıyor, hava kararıyor, ufkumuz kararıyor.. Belki anımsarsınız, Bursa'lı bir delikanlıdan söz ettim bu kö- şede. Piyango bileti satarken şiirler yazan, karanlıkta alabalık- ların şarkısını dinleyen Adem Gerçek'ten bir "çağrı" aldım ge- çen gün. Bakın ne diyor: "Size Bursa'dan Çiçekler içinde yeşiller yolluyorum kucak doiusu. Az deme. sakın gücenme, daha çoğunu gönderemem ki! Yarın o da kalmayacak belki! Dalından şeftali koparmak isterdim size, bahçesine fabrika ku- rulacak! Eski Bursa evinde konuk olmanızı istiyorum, Çabuk gelin dıyorum, yakında taş duvar örülecek!" Çağrı bir kartla, Bursa hâlâ yeşil kartta. ama yeşili de kirfen- di, soluğu da tükendi çoktan! Başta başkent, kirli kentler gide- rek çoğalıyor, yeşiller soluyor. Güneş Gazetesi'nde okudunuz mu bilmem, Halkalı'da da "dinamik kent" oluşuyor. Uzmanlar me- tan patlaması uyarısı yapıyorlar! Oksijen, temiz hava bile özlem oldu ülkemizde. Nasıl arınacağız, diye dûşünürken karalar ba- sıyor yeniden. Çünkü, sorunları çözmek için doğru yöntemler bulmaktan çok uzağız. Siyasal çıkarlar, kişisel çıkarlar nedeniy- le toplumun çıkarlarına yan çiziliyor. ucuz ve yüzeysel politika- lar uygulanıyor. Kırk yıldır yazılıyor, çiziliyor ama yöntemler de- ğişmiyor. izmir kokuyor, Istanbul kararıyor, İzmit körfezinde ba- lıklar yaşamıyor, Yatağan çevreyi karartıyor! Gökova için neler yazıldı ama sonuç? Ya da deniz kaplumbağalan? Ankara çarpık politikalarla kirli bir taşkent, daha doğrusu bir köykent olmadı mı? Yazılara, çizilere, uyarılara kulak vermeyenlerin suçu, so- rumluluğu yok mu bu durumda? Oturmuşlar, bugünkü yerel yö- neticileri kınıyorlar. Her şey onlar yerel seçimleri yitirdikten son- ra oluvermiş gibi!.. Yalnız yöneticiler de değil, hepimiz suçlu, sorumluyuz ben- ce. Daha çok yazmadığımız, uyarmadığımız, direnmediğimiz için. Tehlike çanları kulaklarımızı delerken beyinsel bir tepki göste- remediğimiz için! Her dalda. her alanda böyle bu. Bir ileri, iki geri! Üniversitede tanıdığım öğretim üyeleri var, türbanlı öğrenci- leri derse almadılar yakın günlere kadar. Geçen gün bir genç kız kapıdan gıriyor rahatça, öğretim üyesi tepki gösterince o gün- kü Resmi Gazete'yi yüzüne vuruveriyor! YÖK'ün kararıyla şaş- kına döndü öğretim üyeleri. Şimdi ne yapacaklar, sonuna kadar direnecekler mi, nereye kadar? Sonra nasıl gelişecek olaylar? Türbanlılar, sakallılar ile öteki öğrenciler çatışacak, bu çatışma tırmanacak mı? Türbanı siyasal bir gösterge, dinci bir politika- nın aracı diye kullananlara ödün vermek kime yarayacak göre- ceğiz yaşayarak. Belki de bir seçim pazarlaması bu, YÖK'ün bu kararı aimasında kimi politikacıların büyük baskısı olduğu soy- leniyor YÖK de direnemiyor demek! Çok sesli müzik merkezi- nin kuruluşuna rastlayan günlerde verilen bu kararı YÖK Baş- kanı açısından hayii üzücü buluyorum ben! Peki üniversıteler ne yapacak, sayın rektörler, sayın dekanlar, kürsü başkanları nasıl davranacak şimdi? Dinci politikaya yeşil ışık göstererek nereye varacağımızı düşûnmeyecekler mi? Aydın kişiler olarak düşün- meleri gerekmez mi? Yoksa unlar yalnız diplomalı kişiler mi? Bir aydın savaşı yapmanın sorumluluğundan yoksun kişiler mi? Yorgun savaşçılar giderek çoğalıyor galiba. Ancak toplumla- nn yaşama gücü yorulmayan savaşçılardan kaynaklanır değil mi? Inanöığı yoldan dönmeyenlerden, birsavaşı sonuna kadar sür- dürebılenlerden. "Üç kişilik bir savaşta, iki kişi kalırsa biri ben olacağım, iki ki- şiden biri kalırsa o da ben" diye bir şiir var galiba. Karanlık böy- le aydınlar, böyle savaşlarla delinir kuşkusuz. Yorgun savaşçıla- ra karşın yorulmayan savaşçılarla. Elbet toplumumuzda onlar da var. * • * Bu yazımı Suney Akın'ın dizeleriyle sona erdiriyorum. Genç ozanın ilk kitabı güzel bir yılbaşı armağanı oldu bana. "Saçak altına sığınmış Göçmen kuşun Kar tanecikleri arasında Düşen beyaz tüyünü de Görebilmek işte Sevmek". Hepinize sevgi dolu bir yıl diliyorum. Sevgi olsaydı 1990 yılın- da kuşlar kararmazdı, ak gûvercinler uçardı çevremizde. SATIŞTAKt YAYINLARIMIZ DENEME DİZtSt Ental Atabek İnsan Sıcajı 4. bisı... 5O0O, llhan Selçnk Japon Gatö 4. buı... TOOO, Vtelıl Clinvol ...Ciderayak Vasarken .'. 600& Prof Dr. Lûlfü Duran !..Türkıye Yönnimindc Karmaja 3000. Ali Sırmeo Onikiden Oniki>e Turkiye 3. baa... 2300; Zehra Ipşiroglu Tt>alroda Dorim 2000r Sâbahatlin Kudra Aksal Ocçmislc-Gelccek 2. baa... JOOOr Doç. Dr. Sarai Sckuk Tcmsili \t Kalılımcı Defnofcrastnin K&keni 2000r Prof. Dr. Htisnu Göksel Barıja Özlcm 2900- Cahit KüJrti Içi Sftda Dolu Yolculuk 2O0Or Hıfzı V. Velidedmjlu Yol Kcscn Irmak 2. bası. .2000, Vedal Gılnyol Oüleryttzlıl Ciddilik... 2000, Yunus Nadi Cumhuriyn Yohnda 2000, Nadir Nad» DoMum Mozart 7. baa .5000, Nadir Nadi Ben Ataturkçu Degiiim 10. bas. 5000, llhan Selçuk Dü^unu>X)nim Öyle>« Vunln 18. bası.-.SOOO, llhan Selçuk AJlamak vc GOImek 7. bası...3000, llhan Selçuk Cörülmuşlür 6. bası....5000, Oktay Akbal Yazmak Vajamak 2000, Ahmel Rasım Anılar ve Söylesiler 2000, Vtdat Nedim Tör Kcmalizmin Dramı .'.....2. bau....2000r Samim Kocagöz. Romajı ve Yazarlık Onuru 2000, TARİH - ANI - GEZİ - OLAY DİZİSİ Yayına hazırlayan Nuran Tezcan Aıalürk'un Yazdi£ı Yıntuşltk BıJgıien , llhan Selçuk Ziverbey Koşku II. baa.. Sara Ertuğrul Korle , Geçmis Zaman Olur ki Mehmet Başaran Yasaklı Atillâ Dorsay Yüzyuzc Muzaffer Buyrukçu Sayılı Günler Kemal Sulker : Savas YıHannda Bir Suı^un Rahmi Kumaş Parlamemonun Boyuılan Salih Bozok^Temil S. Bozok Hep Aıalürk'un Yanında Nuri Onat (Yayma hazırlayan) Cumhurbaşkanı Gazi M. Kemai Pasa'nın Sonbahar Gezileri J.B. Tavemier Topkapt Sarayı'nda Yaşam Mehmed Ketnal Turkiye'nin Kalbi Ankara Hıfzı V Velidedeoilu Soylev (Cıil 1-2» 18. bası.. Hıfzı V. Vdidedeojlu Soylev (BelgeİCT Bölttmtt: Cill 3)...3. bası... Mcral Tolluojlu Babam Nurullah Alaç Ebubekir Hazım Tepeyran Beigelerfe Kurmluş Savaşı Anılan 2000, .5000, 2500, .2000, .2000, .2000, .2000, .2000, .2000, .2000, 2000, 2000, 7000, .3000, .2000, .2000, BAĞIMSIZ DİZt Yılmaz Şipal Çalışanların Sorulan Sorunları.. Abdullah Baslürk Yaıgı Onurtde Savunma Tahsin Yava$ Alı$tınnalı Tıirkçe Dilbilgisi Dil Yeleneti Teakri... Philipp SoupauİE Şarlo Aıena DeponK Ya&ayan Kosla .2000, .3500, .1000, .1500- .1000, KDV firallmıı içindt*r. Ödemett gûndertlmez TASHİH Gazetenizin 26.12.1989 tarihli sayısında yayımlanan Fatih 3. Asliye Ceza Mahkemesi'ne ait 40705 numarali ilanın dosya numarası 989/737 olması gerekirken 199/937 olarak yayımlanmıştır. Doğrusu 1989/737'dir, düzelliriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle