Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 21 OCAK 1990
AZERBAYCAN
Bakû savaş alanını andırıyorDç Haberler Servisi — Sovyetler Birli-
ği'nin Azerbaycan Cumhuriyeti'nin başken-
ti Bakû'de önceki gece barikatlan aşmak
için saldırıya geçen Kızılordu birliklerinin
ateş açması sonucu çok sayıda insanın öl-
düğü ve yaralandığı bildiriliyor. SSCB îçiş-
leri Bakanlığı çatışmalar sırasında 6'sı as-
ker olmak uzere 57 kişinin öldüğünü, 323
kişinin de yaralandığını bildirirken, diğer
kaynakların verdiği ölü sayısı ise en az 50
ile bin «ırasında değişiyor.
Cumhuriyet'in Bakû'den telefonla ko-
nuştuğu gazeteci Abbas Abdullah i&e ken-
tin tüm yerlerine Azerilerin kara bayrak-
lar astıklannı, kadırüarın siyah elbiseleri-
ni giydiklerini söyledi. Abdullah, Bakû'deki
bir hastaneye 366 kişinin cesedinin getiril-
diğini öğrendiğini bildirdi.
AA, Azerbaycan Sosyal Demokratik Ha-
reket grubunun liderlerinden Lcyla Yunu-
sova'nın açıklamasına dayanarak verdiği
haberde başkent Bakû'de yollann ve morg-
ların "cesetlerie dolu" olduğunu bildirdi.
Leyla Yunusova önceki gece tankların
"sivil halkı ezerek" kente girdiklerini söy-
ledi.
Yunusova edindığı bılgılerden, kentte en
az bin kişinin öldüğünün anlaşıldığını bil-
dirdiğini kaybetti. Yunusova, bu bilgileri
nasıl elde ettiği yolundaki soruyu yanıtlar-
k'en, Bakû'deki tum sağlık tesislerinin yet-
kilileriyle temaslar kurduğunu ve kendisi-
ne "Morglann doldugunun" söylendiğini
belirtti.
Sovyet Resmi Haber Ajansı TASS ise ilk
haberinde Bakû'deki gelişmelerle ilgili ha-
berinde yalnızca "bazı kişiler öldü" deyi-
şini kullandı. TASS son haberinde ise ça-
tışmalarda 6'sı asker olmak üzere 57 kişi-
nin öldüğünü açıkladı ve 36'sı asker olmak
Uzere 323 kişinin de yaralandığını bildirdi.
Azerbaycan tran sınınndan kitle halin-
de yapılan geçişlerin de devam ettiğini ha-
ber veren ajans, bu geçişler sırasında Iran
sınır muhafızlannın bir Sovyet binbaşı ile
bir milis çavuşunu tutukladıklarını büdir-
di. Ajans, binbaşının iade edilmiş olması-
na karşılık, çavuşun durumunun bilinme-
diğini duvurdu.
TASS, aynca Azerbaycan Komünist Par-
tisi Genel Sekreteri Abdurrahraan Vearo*'-
un görevden alındığını öne surdü. Vezirov'-
un daha önce istifa ettiği bildirilmişti.
Reuters
Reuters ajansı dün sabah geçtiği haber-
de, Azerbaycan Haber Ajansı "Azerin-
form" yazıişleri müdürüne dayanarak ver-
diği haberde önceki gece ordu birlikleriyle
Azeri göstericiler arasında çıkan catışma-
larda en az 50 kişinin öldüğünü, çok sayı-
da kişinin de yaralandığını bildirdi. AP ise
ölü sayısım 60 olarak bildirdi.
AP'nin haberine göre Azerinform Yazı-
işleri Müdürü Vadim Korsh Bakû'nÜn kac
gölüne döndüğünü, havaalanına giden yol-
ların cesetlerie kaplandığını söyledi.
SSCB Yüksek Sovyet Preridyumu'nun
Dağlık Karabağ ve çevresinde ilan ettiği ola-
ğanüstü durum çerçevesinde, güvenlik ön-
lemleri almak üzere bölgeye gönderdiği tak-
viye birlikkri Bakû'ye sokmamakta direnen
kent halkıyla, ordu birlikleri arasında ön-
ceki gün yerel saatle gece yansından sonra
çıkan ve üc saat suren çatışmalardan son-
ra olağanüstü durum ilan edilmişti. Olağa-
nüstü durumun önceki gece yarısında yü-
rürlüğe girdiği açıklandı.
Azerbaycan Devlet Başkanı Cahidova,
Bakû'deki olaylarda kan dökülmesinin so-
rumluluğunun Moskova'ya ail olduğunu,
Azeri halkının Sovyet müdahalesini asla
unutmayacağını söyledi. Cahidova, Bakû
Radyosu'ndan yaptığı konuşmasında ola-
ğanüstü durum ilan edilmesini de eleştirdi.
Gece Bakû'de sokağa çıkma yasağı ilan
edildiği bildiriliyor. AA'nın haberinde bu-
nun üzerine çatışmalann sona erdiği ve
Azerilerin teslim olduğu beürtildi. Haber-
de, Bakû sokaklannın sakin olduğu, yer yer
küçük direnişleriri görulduğu, askerlerin so-
kakta gordüğü kimseleri tutukladıkları one
sürülüyor.
Bakû'de yas
Çatışmaiann yoğunlaştığı Bakû'de, ölen-
lerin anısına yas ilan edildi. Direnişin de-
vam ettiği başkentin siyah bayraklarla do-
natıldığı bildirildi.
Bu arada Sovyetler Birliği'nin Azerbay-
can Cumhuriyeti topraklarına dün Iran as-
kerlerinin girdiği bildirildi.
Sovyet televizyonu, Azerbaycan ile tran
arasındaki sınırdan yapılan kitle halindeki
geçişler su-asında, Lenkeran kenti yakınla-
rında sayıları 100 dolayında olan tran jan-
darma erlerinin Sovyet topraklarına gire-
rek Sovyet Azerileri ile görüştüğünü haber
verdi.
tran Ulusal Güvenlik Konseyi, toplantı
yaparak komşu Sovyet cumhuriyeti Azer-
baycan'daki çalışmalan görüştu. tran Res-
mi Haber Ajansı İRNA, konseyin SSCB-
Iran sınır bölgesindeki dunımu da görüşe-
rek ban kararlar aldığını belirtti. İRNA,
alınan kararlar doğrultusunda ayrıntı ver-
medi, ancak daha sonra yaptığı açıklama-
da, Sovyetler'den Azerbaycan Cumhuriye-
ti'ndeH krizi, barışçı yoldan kontrol altı-
na almasını ve "halka karşı şiddel kullan-
maya son vennesini" istedi. Açıklamada
Dışişleri Bakanlığı'nın "Sovyet hukumeti-
ni, Azerbaycan halkına karşı şiddet kullan-
maya son verme>e çağırdığı \e boyle uygun
olmayan önlemlerden derin uzüntu duydu-
gu" belirtüdi.
ABD'nin tepkisi
ABD, Azerbaycan'da çatışmalara katı-
lan taraflan sükûnete ve bireylerin hakla-
nna saygı göstermeye çağırdı. Beyaz Sa-
ray'dan yapılan açıklamada, "ABD Azer-
baycan'daki kanştk ve tehttkeli durumu
dikkat ve kaygıyla izlemektedir. Kendi va-
tandaşının hayabnı korumak ve düzeni sag-
lamak elbette her hükümetin hakkıdır. An-
cak, diızeni saglama çabalan, politik hak-
lann kullanümasını onlemenin bahanesi ha-
line gelmeroelidir" denıldi.
Ermeni terör örgütü ASALA, Moskova'-
dan Sovyet Ermenileriru "katliamdan" ko-
rumasını istedi. Associated Press Ajansı'ru
telefonla arayan ASALA sözcüsü Anahid
Anahidin, Azerbaycan'm Ermenistan'a
karşı "savaş ilan ettiği" iddiasında bulu-
narak, Türkiye ve tran tarafından destek-
lendiğini öne sürdüğü bu durum karşısında
SSCB'nin sorumsuz tutum izlemesini şid-
detle kınadı.
SözcU Anahidin, "Ermenilerin. Ankara,
Bakıi ve Tahran'ın duşman politikalanna
hedef olmalan ve geniş kapsamlı bir katli-
amla karşı karşıya bulunmalan dolayısıy-
la Sovyel yetkililerini sabnmmn bir sının
olduğu konusunda uyannz" dedi.
Azeriler'in açıklaması
Azerbaycan halkjnm haklanru savunmak
amacıyla kurulmuş olan "Vatan Cemiyeti"
tarafından yayımlanan ve teleksle Batılı ha-
ber ajansları bürolanna geçilen bir büdiri-
de, Kafkasya'daki son olayların Ermeni
tahrikiyle başlatıldığı belirtüdi ve "Azer-
baycan'm toprak biitıinlüğii ve egemenliği
tehdit altındadır" denildi.
AA Brüksel bürosuna da ulaşan ve Aze-
riler'le Ermeniler arasındaki meselenin özü-
nü Dağlık Karabağ sorunu ve toprak bü-
tünlüğünün teşkil ettiğine dikkat çekilen bil-
diride, Ermenilerin Azerbaycan'a karşı ilan
edilmemiş bir savaş açtıklanna işaret edil-
di.
SSCB
Nahcivan,
bağımsızhk
ilan ettitran Haber Ajansı İRNA,
Nahcivan Özerk Cumhuriyeti
Parlamentosu'nun,
bağımsızlık ilan ettiğini ve
Türkiye ile Iran'dan bölgesel
bütünlüğünün korunmasını
istediğini bildirdi.
Dış Haberler Servisi — tran Haber Ajan-
sı tRNA, Ermenistan sınırları içinde yer
alan ancak Azerbaycan'a bağlı olan Nah-
civan Özerk Cumhuriyeti'nin bağımsızlık
kararı aldığını duvurdu. Ajans, Nahcivan
Parlamentosu'nun Türkiye ve Iran'dan böl-
gesel bütünlüğünün korunmasını istediği-
ni de bildirdi.
AA'nın tRNA kaynaklı haberine göre
Nahcivan Özerk Cumhuriyeti Parlamento-
su, önceki gece gec saatlerde toplanarak
"SSCB'den bağımsızlık ilan ettiginr bildir-
di. tRNA, Azerbaycan Cumhuriyeti Rad-
yosu'na dayanarak verdiği haberinde, Nah-
civan televizyonunun, "tam bağımsızlık"
kararını açıkladıktan sonra, Sovyet birlik-
lerinin kenti terk etmeleri çağnsında bulun-
duğunu da duyurdu.
Nahcivan'ın başkenti Nahcivan'da topla-
nan parlamentonun bağımsızlık kararının
askeri marşlar çalan radyo ve televizyondan
üç kez duyulduğunu bildiren İRNA, kara-
nn, Ermenilerin saldırıları uzerine alındı-
ğını kaydetti.
tRNA'nın haberi, Azerbaycan Halk Cep-
hesi'nce de doğrulandı. AA'nın Moskova-
dan bildirdiğine göre Halk Cephesi lider-
lerinden Vagıp Sametogln, Nahcivan'ın
SSCB'den bağımsızlığını ilan etme karan al-
dığını söyledi. Bakû'deki yerel basın kay-
naklan da aynı yönde haberler aldıklannı
söylediler. AA'nın tRNA kaynaklı diğer
bir haberinde de Nahcivan Parlamentosu
1
nun, bağımsızlık kararından sonra Türki-
ye, tran, BM ve diğer ülkelerden bölgesel
bütünlüğünün korunmasını istediğı belirtil-
di.
SINIRDAN İZLENİMLER .
Türkiye'deki Azeriler
gelişmelerden endişeli
JVars'ın Aralık ve Ağn'nın Doğubeyazıt ilçelerinde
yaşayan Azeriler, SSCB'de olanları dikkatle izliyorlar.
CELAL BAŞLANGIÇ
\ Azerbaycan Türkleri Kül- nek Başkanı Nihat Çetinkaya, kasıtlı olarak olayın sorumluluğunun
_ *• tür ve Dayanışma Derne- Türkiye ve Azerbaycan Tüikleri üzerine yıkılmak istendiğini söyle-
ği'nde düzenlenen basın toplantısında, Azerbaycan ve Nahcivan'da di. Çetinkaya, özal'ın eleştiri konusu olan Azerilerle ilgili sözleri söy-
meydana gelen olaylardan dış güçlerin sorumlu olduklan bildirildi. lediğine inanmadıklarım da kaydetti. Toplantıdan sonra 300 kişilik
Aksaray'daki dernek lokalinde bir basın toplantısı düzenleyen Der- bir grup slogan atarak bir süre yürüdüler. (Fotoğraf: Vedat Yenerer)
MOSKOVA
Gorbaçov anlayiş istediMOSKOV\ (Ajanslar) — Sovyetler Bir-
liği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Azer-
baycan ve Ermenistan halkına sağduyulu
davranmaları çağnsında bulunurken, gü-
venlik kuvvetlerinin, görevlerini yerine ge-
tirmek için yaptıkları e>'lemlerin "anlayış-
la karşılanacağını omduğunu" söyledi.
Gorbaçov, dün akşam, televizyon ve rad-
yodan halka hitaben yaptığı konuşmada,
Dağlık Karabağ sorununun politik bir çö-
züme ulaştırılması yolunda alınan tüm akıl-
cı önlemlere karşın, istenen sonuca varıla-
mamasından Ermenistan ve Azerbaycan hü-
kümetlerini sorumlu tuttu.
Bu iki cumhuriyetin hükümetinin gerek-
li kararlan alamamalan yüzunden tırmanan
gerginliğin, geçen pazanesi günü ilan edi-
len olağanüstü durumla giderilmiş olması
gerektiğini kaydeden Mihail Gorbaçov,
"maatesef" bu sonucun da elde edilemedi-
ğini belirtti. "Milliyetçi kariyeristler" ola-
rak nitelediği kişileri bu gerginliği kendi
amaçlanna ulaşmak için kullanmakla suç-
layan Sovyet lideri, "Bu durumun özelHkk
Bakû'de gecerli olduğunu" savundu.
"Bakû'deki trajik olayların, milliyetçi yo-
lun faturasının kabardığını" gösterdiğini
kaydeden Gorbaçov, önceki gece Bakû'de
meydana gelen çattşmalarda suçsuz insan-
ların da zarar gördüğünü kabul ederek bu
kişiler için üzüntü duyduklarıru ifade etti
ve ailelerine başsağlığı diledi.
Sovyet lideri^SCB Anayasası'nı koruma-
ya çalışan güvenlik kuvvetlerinin, "Anaya-
sa, devlet ve halk aleyhtan" olarak nitele-
diği "aşırı" unsurlara karşı giriştiği
"zorunla" e>lemlerin "anlayışla karşılana-
cagını umdugunu" bildirdi. Mihail Gorba-
çov, Azerbaycan ve Ermenistan halklannı
sağduyuya davet ederken, "Sorumluluğua
iistün geleceğine inanıyorum" şeklinde ko-
nustu. Gorbaçov, ulkenin bir iç savaş ve par-
çalanma tehlikesi ile karşı karşıya bulundu-
ğunu, bu ortamda tüm ulusun dayanışma
içinde işbirliği yapması gerektiğini söyledi.
ARALIK/DOGL'BEVAZIT — Nahci-
van sınınna 2S kilometre kala yol kesiliyor.
Bariyerin önünde nöbetçi jandarma ve "ya-
sak bölge" yazısı var. Azeri - Ermeni ça-
tışması üzerine, Sovyetler, Türkiye'yi "sı-
nır güvenliğini arttınn" diye uyarmış.
Türkiye de 1937'de imzalanan sınır anlaş-
ması gereği, güvenlik önlemlerini yoğunlaş-
tırmış.
Aralık, Kars'a bağlı bir sınır ilçesi. Nü-
fusu 5 bin, Aralık ilçe merkezinden, Sov-
yet ve tran sınınnın buluştuğu noktaya uza-
nan yol, 15 kilometre sonra Tarım tşletme-
leri Genel Müdürlüğü'ne bağlı Kâzım Ka-
rabekir Tanm tşletmeleri topraklannda son
buluyor. Yolun bittiği noktada iki askeri
birlik var. Seyyar jandarma yolun sağmda,
piyadder ise solunda. Sağ yandaki jandar-
malar tran sınınna, sol yandaki piyadeler
ise Sovyet sınınna yönelik önlemler almış.
önceleri daha kolay olan geçi?, bugünler-
de zorlaşmış. Sınır tarafındaki Devlet Üret-
me Çiftliği'ne ancak kimlik bırakılarak ve
"çiftlik yolundan başka yere sapmayın"
uyarısı ile gidilebiliyor.
Nüfusunun neredeyse tümü Azeri köken-
li yurttaşlardan oluşan Aralık ilçesinin hal-
kı, Nahcivan'daki, Azerbaycan'daki hare-
ketlere karşı duyarlı. Her konuştuğumuz ki-
şinin Azeri-Ermeni çatışmasıyla ilgili gaze-
te, radyo ve televizyon haberlerini çok iyi
izlediğini hemen anlıyorsunuz. Ancak
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Sovyetler'-
deki Azerilerin Şii kökenli olduklan için da-
ha çok tran'a ilgi gösterecekleri yolundaki
sözlerine üzülmüşler. Kahvelerde, lokanta-
larda bu üzüntülerini dile getiriyorlar. An-
cak Sovyetler Birliği'ndeki Azerilere gös-
terdikleri ilgi "gönül birliği"nden öteye git-
miyor. Sovyetler'deki Azerileri desteklemek
için ilçe merkezinde gençlerin çoğunlukta
olduğu bir grubun gösteri yaptığı yolundaki
söylentiler, ilçenin ANAP'lı Belediye Baş-
kanı YıMınm Turan'ın, "Sınır kaldınlsın"
diye demeç verdiği savlan, bazı ilçe yöne-
ticileri hakkında soruşturma açılmasından
öteye gitmemiş. Ancak son gelişmeler, Nah-
civan'la Aralık arasında açılması planlanan
sınır kapısıyla ilgili calışmalan aksatmış.
Hatta güvenlik önlemlerinin yoğunluğu ne-
deniyle, kurulması planlanan gümrük bi-
nalan için inceleme yapmak üzere Kars Va-
liliği'nce gönderilen teknik görevliler bile
içinde Kâzım Karabekir Tarım Işletmesi'-
nin bulunduğu "yasak bölge"ye girememiş-
ler.
Arahk'ta yaşayan Azeriler Sarp sınır ka-
pısı açıldığından bu yana sıkça Azerbay-
can'a gidip gelmişler. Hatta Aralık'ta do-
ğan, ancak akrabalan orada olduğu için
Azerbaycan'da yaşayan bir Azeri nüfus
kayaındaki hatayı düzeltmek için Turkiye'-
ye gelmiş. Aralık'taki bazı aileler, bu yıl
Sovyetler Birliği'nden gelecek Azeri akra-
balannı ağırlamak için taahhütnamelerini
göndermişler bile. Bu nedenle Sovyetler'-
deki gelişmeyi dikkatle izliyorlar. Ama bil-
gileri gazetelerin ve televizyonun ötesine ge-
çemiyor. Anteni olanlar Azerteycan Tele-
vizyonu'nu ve radyosutıu izliyorlar. Ancak
gerek Sovyetler gerekse Türkiye tarafından
çok iyi korunan sınırda sivil halkın birbir-
leriyle bağlantı kurması olanaksız.
Mitinge izin verilmedi
Azerbaycan'da Kızılordu'nun yaptığı
operasyonu protesto için yollara dökülen
Iğdır, Aralık ve Tuzluca'daki Azerilerin mi-
ting yapmasına Kars Valiliği izin vermedi.
Önceki gece geç saatlere kadar Iğdır Bele-
diyesi önünde bekleşen Azerüer, izin ala-
madan dönen Iğdır, Aralık ve Melekli be-
lediye başkanlanna büyük tepki gösterdi-
ler. öte yandan, Kars'taki Azeri yerleşim
yerlerinde geç saatlere kadar "tavır
toplanülan" yapıldı. Azeri liderleri, miting
yapmakta kararlı olduklanm açıkladılar.
HABERLERfiV DEVAMI
Azerbaycan ve Ötesi
(Baştarafı 1. Sayfada)
İlgili tüm taraflann bu noktaya öncelikle
dikkat etmelerinde yarar görüyt>ruz.
Gelişmelerin Türkiye'ye dönük yüzünde
neler olabilir? Bu sorunun karşılıklarını sa-
tırbaşlanyla şöyle özetleyebiliriz:
(1) Türkiye'nin dışında da Türk topluluk-
ları yaşar: Kıbns Türkleri... Bulgaristan Tûrk-
teri... Batı Trakya Türkleri... Musul Türkleri...
Azeri Türkleri... Orta Asya Türkleri...
Dış Türkleri ikiye ayırabiliriz: Birinci kate-
goride, haklarını, Türkiye olarak uluslarara-
sı ya da ikili anlaşmalarla koruma yükümlü-
lüğüne girdiğimiz Türkler yer alır: Bulgaris-
tan ve Batı Trakya'da yaşayan soydaşlanmız
bu kategoriye girer.
İkinci kategoride yer alan dış Türkler için
böylesine bir hukuksal dayanağa sahip de-
ğildir Türkiye. Ancak bu, ilgisizlik anlamını
taşımaz. Türkler hangi ülkede yaşarlarsa ya-
şastnlar, onların kültürel varlıklarını sürdür-
meleri, eşit muamele görmeleri, Türkiye'nin
ilgi alanı çerçevesinde yer alır.
(2) Bu ilgi, diğer ülkelerin iç işlerine karış-
mak gibi bir sonucu da doğurmaz. Türkiye
Cumhuriyeti'nin temelini atanlar, en başta
Atatürk, bunu, tarihsel deneyimlerin ışığın-
da dış politikamızın başlıca ilkelerinden biri
olarak benimsemişlerdir.
Onun için, ülkemizin kendi sınırları dışın-
da yaşayan soydaşlarımıza dönük ilgisi, ma-
ceracı bir içerik taşımaz.
(3) Bu topraklarda yaşayan insanların, he-
pimizin, Azeri Türklerinin içinde bulunduk-
ları dramı sıcak bir duyarlıkla izlemesi çok
doğaldır. Ortak bir tarihe, kültüre sahibiz. Ço-
ğunluk aynı dili, dini paylaşıyor. Aynca Aze-
ri kökenli çok sayıda yurttaşımız var. Anado-
lu Türkleri olarak Azerbaycan Türklerinin du-
rumuna kayıtsız kalabılmek olanaksızdır.
(4) Özellikle bazı Batılı odaklarda. basın ve
yayın organlannda, Azeri Türklerine karşı ya-
pılmakta olan haksızlıklara isyan etmemek
elde değildir. Tek yanlı, nesnellikten tümüyle
uzak kimi bakış açıları, son derece serinkanlı
yaklaşılması gereken bir sorunu, bir Haç-
Hilal yörüngesine kaydırmaktadır.
Çağdışı bir tutumdur bu.
Aynca bu vesileyle, tarihin derinliklerinde
kalması gereken kimi trajik olayları, kimi
uluslan lekelemek için hortlatmaya çalışmak
da günümüzdeki barışçı çabalara ters düşen
ilkel bir tutumdur.
(5) Azerbaycan Türklerine duyduğumuz sı-
cak ilginin Türkiye'de iç politika malzemesi
yapılmasından kesinlikle kaçınmak gerekti-
ğini düşünüyoruz.
Bu arada "Pan-Türkizm"e hayır derken,
"Neo-Pan-Türkist" cereyanların oluşumuna
-biterek ya da bilmeyerek- katkıda bulunmak-
tan kaçınılmalıdır.
Kısacası, çok yönlü ve serinkanlı düşünül-
mesi gereken, son derece ciddi bir sorunla
burun burunadır Türkiye. Karar ve davranış-
larda, duygular değil, akıl ve sağduyu ağır
basmalıdır.
Azerbaycan'da yaşanmakta olan trajik
olayların bir an önce ve daha fazla kan dö-
külmeden sona ermesini diliyoruz. Bu çer-
çevede en büyük sorumluluğun ise Mosko-
va'ya düştüğü son olarak vurguianmalı-
dır.
Ankara tedirgin izliyor
CÖNEYT ARCAYÜREK yaaysr NEW YORKTAN
(Bajtantfi 1.
kanlığı olmak uzere devletin tüm
ilgili birimlerince dün gün boyun-
ca değerlendirildi.
ABD'de bulunan Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'ın da söz konu-
su değerlendirmelerden haberdar
tutulduğu bildiriliyor.
Toplantıda aynca Sovyetler Bir-
liği'nin Ankara Büyükelçisi Çer-
nişev'in Yılmaz'a dün gönderdiği
ve Kafkasya'daki gelişmeler hak-
kında Moskova'mn görüşlerini
içeren bir mektup da değerlendi-
rildi.
Çernişev, mektubunda Azer-
baycan'da olağanüstü halin yürür-
lükte olduğu bölgede durumun
gerginliğini korumakta olduğunu
belirtti. Bazı yerlerde de olayların
yavaş yavaş kontrol altına alın-
makta olduğunu bildirdi.
Çernişev Dışişleri Bakanlığı ta-
rafından basına dağıtılan mektu-
bunda şöyle devam etti:
"Sovyet hiıkümetince atılmak-
ta olan adımlar tamamı>la kanun-
lar çerçevesinde azarai soğukkan-
lılıkla ve şefkatle u)gulanı>or. Söz
konosu önlemler Türk-Sovyet iftş-
kileriyle bağlı olmayıp yalnızca
içişlerimize dönükttir. Ve bu çer-
çeve dtşına herhangi bir şekilde
çıkmamaktadır."
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Murat Sungar ise Mesut Yılmaz
başkanlığındaki toplantıdan sonr*
Türkiye'nin Azerbaycan'daki olay-
lar konusundaki gönışünü soran
gazetecilere şu yanıtı verdi:
"Gelişmeleri yakından ve üzün-
tü ile izlemekleyiz. Olayların da-
ha vahim boyullar kazanmadan
yatışlınlması, bölgede istikrann
saglanması ve olajtenn kıynajın-
Kılıf ile ABD
ANKARA — Kişiliğine özgü
anlatımıyla "çok eski ve kadim
dostu, çok iyi arkadaşı" olan
Bush'un Kıbrıs sorununa, "Öy-
le çok büyük konu gibi yaklaş-
mıdığını" söyleyen TÖ'yü, aynı
gün Beyaz Saray bildirisi yanıt-
lıyor: Bush-TÖ görüşmesinde
Kıbns'a "enine boyuna
deginildiğini" açıklıyor.
TÖ'nün konuyu hafifletmeye
çalışmasına, görüşme ağırlığını
duyurmama çabasına karşın, ni-
hayet Beyaz Saray'daki, gerçek-
ten devlet adamı olduğundan,
kamuoyuna doğruyu duyuruyor.
De Cuellar'ı araç gibi kullanan
ABD'nin Denktaş - Vasiliu ara-
sında maraton görüşme planına
Türkiye'nin "zevahiri kurtardık-
tan sonra" şapka çikardığı se-
ziliyor.
Denktaş'ın 12 şubat çağnsına
uymayacağı açıklandıktan son-
ra, Bush zorlamasının meyvele-
rini vermeye başladığı gelen ki-
mi haberlerden anlaşılıyor.
VVashmgton'da Bush'la görüş-
meden önceki durumla, bugün
planlanan "kapalı oda
maratonu" arasında değtşen ne-
dir? Sadece gün sayısı ve taritv
TÖ, "zevahiri kurtaran" planı
Bush'a duyurunca, kuşkusuz
Beyaz Saray rahatlıyor. ABD için
ha bu hafta ya da bir başka gün,
dayatmasından çıkan asıl sonu-
daki ihtilafa sukfinet ve sagduyu
ile egiHııebilmesi için gerekli orta-
mın bir an önce oluşması Türki-
ye'nin samimi temennisidir."
DYP Genel Başkanı Süleyman
Demirel, dün DYP Genel Merke-
zi'nde Bakû'deki olaylarla ilgili
olarak da şunları söyledi:
"Şimdi Çekoslovakya olayla-
rı tekrarlanıyor, 1968 Çekoslo-
vakya olaylan tekrarlanıyor. Olan
odur ve insanlık için de Sovyetler
Birliği'nin takındıgı tavır için de
bana göre kıaanacak bir işlir, kı-
nıyornm."
cu değiştirmiyor. Şayet Denktaş,
12 şubatta değil de bir hafta on
gün sonra Vasiliu 1le "kapalı
odaya" girerse, ABD senaryo-
sunda hiçbir değişiklik olmaya-
cak, tersine ABD dayatmasına
Türkiye'nin boyun eğdiği anlamı
çıkacak.
Arkadaşımız Omit Aslanbay'-
la yaptığı söyleşide İnönü'nün
"dıştan etkileme" konusundaki
yaklaşımlarmı dinledik. SHP lide-
ri, TÖ'nün ABD serüvenlerini
akılcı yoldan eleştiriyordu. So-
rumsuz bir konum, ülkenin eko-
nomisini, dış ilişkiterini yönlendi-
riyordu. "Bütün bu yanlışlardan
TÖ'nün ortada kalmasını istedi-
ği kendi 'prestijinin' yükselme-
siydi". İnönü, TV marifetterine
karşın, halktaki genel yargıyı di-
le getiriyordu.
"Bakanlann iki görevi var" di-
yordu. "Birtncisi normat görev-
leri, ikincisi TÖ'nün kendi pres-
tiji açısından yaptığı gafları, aç-
tığı yaraları tamir etmek. "Dev-
let yönetiminde içine düştüğü-
müz açmazın özeti buydu. Me-
sut Bey de bu davranışların ıçin-
deydi. Ne diyecekti yani" diye
soruyor İnönü. "Kılıf bu kadar
uydurulabilif".
ABD kodamanlarının hepsı
TÖ'nün karşısına dizilmiş. Bir
saygı, bir sevgi gösterisidir gidi-
yor. Koca devlet, ünlüleriyle TÖ'-
nün önüne halı gibi serilmiş. Kar-
Sözlerim
(Bmftan/t 1. Sayfadm)
belirtti.
Özal, dün New York'ta şunları
söyledi: "Azerbaycan olaylanna
fizBİmenek dde defil. Hele aynı
lisanı konnşan. aynı etnik grnba
mensup oldnğumuz insanlar ba-
kımından. Sovyetler Birliği'nin
içişlerine kanşmamız mümkün
degildir. Benim daha once söyle-
ditim sozler, maatesef yanlış an-
Isştldı**'
şılannda TÖ, bir dediğini iki et-
meyen büyüketçimiz, bir de Gü-
neş Taner... İnönü, tabii yadırgı-
' yordu tabloyu. Ne var ki yadırga-
manın kaynağındaTÖ'nün tutu-
mu yatıyordu."Başka devletler
kendilerine gösteriien imkânlar-
dan yararlanırlar"dı. Şöyle açı-
yordu görüşünü:
"TÖ, oraya gidiyor. 'işte ben
sizin özellikle dostunuzum. Özel-
likle sizin politikalarınızın doğru-
luğuna inanırım, bunları uygula-
maya hazırım. Türkiye benden
sorunlar, slz de beni destekleyin'
diye bir yaklaşım içinde olunca,
ABD yöneticilerinin bundan ya-
rarlanması da doğal" diyordu.
Doğruydu. Tabii ABD, önüne dü-
şen eşsız fırsatı politikasında ge-
reği kadar, hatta yeri geldiğinde
gereğinden fazla kullanacaktt.
Görüşmeden TÖ'den çok, Gü-
neş Taner yararlanacak. Oval
odada her şey konuşulmuş. Ta-
ner dönünce, "öbür bakanlara
Bush'tan ögrendiklerini satarak
fiyaka yapacak". Ne de olsa,
ABD desteğine kavuşmuş oldu.
ANAP lıderlığinde en büyük gü-
cü yanına aldı. Gerisı kolay!
TÖ, ABD'de yabancı gazete-
leri saatlerce okumaktan kendi-
ni alamıyor, Türk basınına pek
bakmıyormuş. Öyle de olsa, bir
haber ıletelim TÖ ile Manhattan'ı
denizden seyretme olanağından
yoksun kalan SÖ'ye.. SHP bele-
diyelerinin karşılama törenleri
yapmasına pek fazla bel bağla-
masınlar. SHP'nin TÖ ile ilgili
politikasında ufacık bir yumuşa-
ma yok.
iktidara geldiğinde ya da "yeni
Meclis aritmetiğine göre öteki
partilerle uzlaşarak" anayasa
değtşikliği gerçekleşecek ve...
İnönü, deyimi sevmiyor ama,
kestirme yoldur diye söyleyelim:
TÖ'yû aşağıya indırecek veya
indirecekler!
Bush'a yazık oiacak. "Çok es-
ki ve kadim dostunu, çok iyi
arkadaşını" yıtirecekl
Tarih ve Talih
AHMET TAN
NEW YORK — Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal hem uğura inam-
yor hem de tarihin tekerrürüne.
Bu gezide, Amerikan siyaseti-
nin, ekonomisinin ileri gelenleri ile
görüşmesi, para dünyasının pat-
ronlanyla yemek yemesi, ulusla-
rarası politikarun kurtlanyla bu-
luşması hep 1982'de, başbakan ol-
madan önceki gezisine benziyor.
Özal, o gezide kilolarını atmış,
kafasında yeni planlar, arkasında
dış dünyanın ve ABD'nin deste-
ğiyle Türkiye'ye dönmüştü.
O gezi hem uğur getirmiş hem
ANAP'ın başarısını hazırlamıştı.
Gezi sonunda başbakan olmuş,
altı yıl ülkeyi yönetmişti.
özal'ın şimdi de aynı programı
uygulaması herhalde biraz uğura,
biraz da eski deneyime güvenme-
sinden.
Kaldığı oteller ve görüştüğü ki-
şiler de aşağı yukarı aynı.
Yine Central Park'ın ucundaki
Plaza Oteli'nde kahyor. tndirim
yapıldı mı? Bilinmiyor. ama kal-
dığı dairenin gecesi 5 bin dolar
(yaklaşık 12 milyon lira). Bu fıyat-
ta bir yerde kalması biraz fazla,
ama deniyor ki görüşmelerini bu-
rada yapıyor, eski dostlannı bu
otelin dairesinde kabul ediyor. Bu
gerekli. Plaza Oteli'nde daha pa-
halı daireler de var. Örneğin baş-
kanlık dairesinin geceliği 15 bin
dolar (yaklaşık 34 milyon lira). Ta-
bii vergisi ve kahvaltı hariç...
Türkiye saatiyle önceki gece ya-
nsından sonra eski dışişleri ba-
kanlanndan Henry Kissinger'la
görüştü. Kissinger'ın "siyasi ve
m'ali danışmanlık firması" sahibi
olduğu, para karşılığı kahvaltı
yaptığı, fikirlerini komisyonla sat-
tığı biliniyor.
Kissinger, Cumhurbaşkanı ile
olan randevusuna İS dakika geç
geldi. Bunu eski Dışişleri Bakanı1
nın kabalığına değil, dostluğuna
bağlamak gerek. Çünkü bir saat-
lik görüşmeden sonra gazetecile-
re bir "eski dost ziyareti" yaptığı-
nı açıkladı. ','Bu görüşnıe için pa-
ra aldınız mı" sorusuna biraz si-
nirlenir gibi ^parak "Yabaucı hü-
kümetlerden para almam" dedi.
Bu Kissinger ya Özal'ın yeni gö-
revinden haberli değil ya da cum-
hurbaşkanının "füB hükümet baş-
kanı" olduğunu demeye getiriyor.
Kissinger, gerçekten hükümet-
ten para alraadı. Çünkü Ameri-
kan yasalan eski devlet adamı ol-
duğu için kendisinin yabancı hü-
kümetlerden dogrudan para alma-
sını yasaklıyor. Ama ABD basını
her zaman, "Üçüncıi kişiler. tanıt-
ma fonlan, aracı lobi şirketlerinin
çekleri ne güne dunıyor?" diye so-
ruyor.
Amerikan basımna bakılırsa
çeksiz adım atmıyor, ağız açmı-
yor. Bu, işin bir yanı. Amerika için
kınanacak bir şey değil.
Asıl sorun başka.
Bir ulkenin dış politikasının sır-
larını Kissinger ile konuşrnak ne
ölçüde doğru?
New York Times 29 Nisan 1989
günü manşetten verdiği "Kissinger
ve arkadaşlan ile dönen dolaplar"
başlıklı haberinde bu soruyu tar-
tışıyor. Kissinger'ın Coca Cola,
ITT, Volvo gibi firmalara danış-
manlık yaptığını, yabancı hükü-
met lere .akıl sattığını anlatıyor.
Ama gazetenin asıl saptadığı, Kis-
singer'ın şirketinde Bush yöneti-
mindeki yüksek yetkililerin ortak-
lık ilişkisi.
Gazete bu durumun ulusal ve
stratejik bakımdan sakıncalanna
dikkat çekiyor.
Kissinger Özal'la görüştükten
sonra "Ermeni ve Kıbrıs konula-
rı üzerinde değerlendirme yaptık-
larını" söyledi.
Kissinger'ın şirketinde, birkaç
gun önceki Özal-Bush görüşme-
sine katılanlar var. Beyaz Saray
1
daki Özal-Bush görüşmesinde Er-
meni ve Kıbns sorununu değerlen-
dirirken Özal'ın karşısında oturan
Bush'un Ulusal Güvenlik Danış-
manı Mr. Scowcroft aynı zaman-
da Kissinger'ın şirketinin ortağı.