Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 21 OCAK 1990
Beşiktaş Futbol Takımı Teknik Direktörü Gordon Milne:
Türklerinzihniyeti:\aşimdiya hiçBeşiktaş futbol takımı, son yıllarda hep başa güreşiyor.
1985-86 sezonundaki şampiyonluktan sonra, üç yıl üst üste lig
ikincisi olan Beşiktaş, geçen sezon Federasyon Kupası'nı ve
Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı kazandı; bu sezon, ligin ilk
devresini en yakın rakibinin dört puan önünde li.der olarak
kapadı. Beşiktaş'ın son üç yıldaki başarılarında İngiliz
Teknik Direktör Gordon Milne'in önemli payı var.
Araştırma Servisi Şefimiz Şahin Alpay, 1960'larda
İngiltere'nin ünlü Liverpool takımında ve İngiltere Milli
Takımı'nda futbol oynayan Milne ile Liverpool, Beatles,
futbol ile müzik, futbol ile politika ilişkileri, Türklerin
zihniyeti, Türk futbolu ve tabii Beşiktaş üzerine konuştu.
SÖYLEŞİ ŞAHİN ALPAY
\Saym Milne, Beşiktaş futbol takımı
son yıllarda hep başa güreşiyor, siz de haylı po-
püler bir isimsinız. Her gün gazetelerde demeç-
lenniz çıkıyor, televizyonda sık sık görünüyor-
sunuz. Futbol yaşamımzı yakmdan izüyoruz.
Ama futbol dışındakiyaşamınız hakkındapek bir
şey bilinmiyor...
Futbol dışındaki şeylere pek vakit kalmıyor.
Boş zamanımda evde dinlenmeyi tercih ediyorum.
Duzenli olmasa da gazete okuyorum, bir miktar
televizyon seyrediyorum. Yaz tatillerinde tenis oy-
nuyorum. Doğrusu, futbol dışında bir yaşamım
pek yok.
^ • • • • 1 tngiltere 'de olan bitenlerı yakmdan
izliyor musunuz?
Hayır, yakmdan değil. Türkiye'de, îstanbul'-
da ne olduğu benim için daha önemli. Çünkü bu-
rada'yaşıyor ve çalışıyorum. Haftada birkaç gün
aldığım İngiliz gazetelerinden İngiltere'de olup bi-
tenler, İngiltere'de futbol hakkında bilgi edini-
yorum. CNN'den dünya haberlerini izliyorum.
Ama benim için en onemlisi, Türkiye'de, özel-
likle Türk futbolunda olup bitenler.
• ^ • • • i Teknik direktör olmadan önce Liver-
pool ve İngiltere Milli Takımı'nda futbol oyna-
dığınızı biliyoruz. Nasıl oldu da futbolcu
oldunuz?
Babam da bir futbolcuydu. Futbol, bir anlam-
da kanımda vardt. Bir futbol ortamında büyu-
düm. Savaş ertesinde fngiltere'de futbo! çok po-
pülerdi, futbol maçiarı büyük ilgi görüyordu.
Okulda futbol oynamaya başladım. 16 yaşında
okulu bıraktığımda bir işe girmem gerekti. Ba-
bam iyi bir futbolcu olacağımdan kuşkuluydu.
Ben de marangozluğa başladım ve beş yıl bu işi
yaptım. O yıllarda İngiltere'de zorunlu askerlik
vardı. Iki yıl askerlik yaptım. Profesyonel ola-
râk futbol oynamaya başladığımda 23 yaşına var-
^nııştım. Bugün profesyonel futbola 18-19 yaşın-
da başlanıyor. Ama o zamanlar öyle değildi.
33-34 yaşına kadar, bir on yıl futbol oynadım.
Bunun 8 yılını Liverpool'da. Bugün inanıür gibi
değil, ama benim katıldığım sırada Liverpool
ikinci ligdeydi.
••••••• Liverpool hemfutbolda hem de mü-
zikte ünlü olan birşehir. Ingiltere'nin en iyifut-
bolcuları ve en iyi müzisyenlerinden birçoğu Li-
verpool'da yetişti. Neden?
Bazıları Liverpool'da şimdi oynamak istemez
mivdin; şimdi para çok, şöhret çok, diye soru-
yor. Bizim futbol oynadığımız yıllarda İngiltere'-
de azami ucret uygulaması vardı; belirli bir üc-
retin uzerinde kazanmak mümkün değildi. Fut-
bolda ücretler çok düşüktü ve herkes aynı ücreti
alırdı. Ama ben Liverpool'da o yıllarda oynadı-
ğım için son derece mutluyum. Liverpool'da olay
benim futbol oynadığım yıllarda başladı. Beat-
les, o sırada yerel bir müzik grubu olarak Liver-
pool'da ortaya çıktı. Liverpool'da müzik ve fut-
bol birlikte gelişti. Çunkü futbolla müzik arasında
bir yakınlık var. Futbola müzik katabilirsiniz.
Brezilyahlar, bu işte çok usta. Müzikle antren-
man yapıyorlar ve bir bakıyorsunuz top müzikle
hareket etmeye başlıyor. Futboldaki hareket ile
müzikteki hareket iç içe geçiyor. Futbol bir dan-
sa donüşüyor. Ben Beşiktaşh futbolculanma da
dans edin, ayaklarınızı dans eder gibi kullanın di-
yorum.
Beatleslar'ın müzik yapmaya başladığı sıralar-
da Liverpool taraftarları şarkı söylemezdi. Bili-
yorsunuz şimdi şarkılanyla ünlüler. Ama o gün-
lerde yalnızca kükrer, rakip takımları ürkutür-
lerdi. Beatles'la birlikte, müzik ve şarkılar geldi.
Taraftarlar müziği kullanarak takımla ilişki kur-
dular. Beatles'ın bazı şarkılarından yararlan-
dılar. Liverpool'un 1960'lardaki yükselişi böyle
başladı. Müzikle futbol birlikte yiikseldi. Ben o
yıllarda futbol oynadığıma hiç pişman olmadım,
çünkü Liverpool, o yıllarda bulunulması gereken
yerdi.
• • • • • • Demek istiyorsunuz kien iyi futbol,
Liverpool'dan çıktı, çünkü en iyi müzik orada
vardı...
İngiltere'de iyi müzik çalınan başka yerler de
vardı, ama Beatles gerçekten sansasyoneldi. Za-
manlannın ötesindeydiler; bugün de öyleler. Li-
verpool, onlarla birlikte özel bir takım haline gel-
di. İkisinin bileşimi Liverpool'u dunya haritası-
na oturttu.
^ H ^ H ^ H İ tngilizlerin dünyanın en uygar ulus-
lanndan biri olduğuna inanılır. Ama dünyanın
en vahşifutbol seyircisi de İngiltere'de bulunu-
yor. Bu, bazıları için çok şaşırtıcı bir durum. Siz
bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?
Genç kuşaklann davranış biçimlerine bakacak
olursanız, İngiltere'nin son yirmi yılda çok geri-
lediğini düşünüyorum. Gençler arasında
"hooligan" dediğimiz serserilere birçok ülkede,
Almanya'da, Hollanda'da da rastlanıyor. Top-
lumda otoriteye saygısızlık göstermenin bir yolu
olarak yayılıyor. İngiltere'de mafya tipi bazı kim-
seler hadise çıkarmak için futboldan yararlandı-
lar, çünkü kalabalıkta yakıp yıkmak, sağa sola
saldırmak kolaylasıyor. Ama bu serseriler İngil-
tere'de futboluıı sonunu getirebilirdi, çunku pek
çok kimseyi ürkütup futboldan kaçırdılar. İngil-
tere'de yetkililer, duruma zamanında müdahaJe
edip, bu tür saldırganlığın tırmanmasını önleye-
mediler. Zamanla denetim elden kaçtı. Şimdi tri-
bünleri denetlemek için milyonlarca sterlin har-
canıyor.
• ^ ^ ^ • H Geçen yıl Beşiktaş'ın Fenerbahçe 'ye
2-1 yenildiği maçtan sonra, Fulya'da size vefut-
bolculara karşı çirkin saldırılar oldu. Birçok ki-
şiye göre, bu saldırılar takımın moralinin bozul-
masına ve Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışından
kopmasına neden oldu. Doğru mu?
Bu olayla/ın futbolcuianmızı etkilediğine hiç
kuşku yok. Eğer, bir takımın taraftarıysanız, onu
her koşul altında desteklersiniz. Destek, en çok,
takımın iyi günlerinde değil, güçlük içinde oldu-
ğu zamanlarda gereklidir. Her ülkede ve her ta-
kımın kendilerine takımın "taıaftan" deyip, işi
düşmanhğa götüren bazı unsurİLr bulunabilir. Bu
unsurlann zamanında durdurulması gerekir. Ta-
kım, kötii sonuçlar aiırsa, böyle tepkiler göste-
rilmesi doğaldır deyip, bu tur olaylara göz yum-
mak çok yanlış olur. İngiltere'de olduğu gibi, çok
kötü sonuçlar doğurabilir. Bu tür düşmanhkla-
nn zamanında önlenmesi gerekir.
• ^ ^ ^ ^ • i Bazı kimseleregöre, "Futbol, halkın
afyonudur. Futbol, insanların dikkatir.i önemli
sorunlardan, politikadan uzaklaştırmaktadır."
Ne diyorsunuz?
Ben "afyon" yerine, daha iyi bir kelime kul-
PAZAR
KONUĞU
G
M
#
I
R D0
L N
N
EBeşiktaş Futbol Takımı Teknik Direktörü
Gordon Milne, 1937 yılında, ingiltere'nin
Preston kentinde doğdu. Liseden sonra beş yıl
marangozluk yaptı. 23 yaşında profesyonel
futbola başladı. Sekizi ünlü Liverpool
takımında olmak üzere, on yıl futbol oynadı.
Bu arada 14 kez İngiltere Milli Takımı 'mn
formasını giydi. Daha sonra teknik
direktörlüğe başladı. 1987-88 sezonunda
Beşiktaş'a gelinceye değin, on yıl Coventry
City, beş yıl da Leicester City takımlarının
teknik direktörlüğünü yaptı.
Lig, güç olabilir, ama Avrupa takımlanyla da-
ha sık temas yapılmasını kesin olarak destekliyo-
rum. Teknik direktörler, futbolculara yapmala-
rı gerekeni söylüyor, birlikte çaiışıyorlar. Ama
hiçbir şey tecrübenin yerini tutamaz.'
•B^^^MH7ur£ Milli Takımı, Dünya Kupası
eleme maçlarında oldukça başarılı birperformans
gösterdi. Roma'yagidemeyişiniyalnızca talihsiz-
likle mi açıklarsmız?
Elbette ki birçok neden var. Başlarda kazan-
maları gereken maçiarı kaybettiler. Başlangıçta
işi yeterince sıkı tutmama eğilimi oluyor. Evet,
Roma'ya gidemediler, ama dış deneyimlerin az-
lığı dikkate alındığmda, çok başarılı olduklannı
düşünüyorum. Uluslararası sahnede deneyim
şart. Brezilya Milli Takımı her mevsim sonunda
Avrupa turuna çıkıyor; 8-9 maç yapıyor. Üç bü-
yük takımda oynayan futbolculann belki biraz
daha fazla deneyimi var; ama kendi deneyimle-
rimden biliyorum ki, milli takımda oynamak
bambaşka bir iş. Başka karakteristiklere, tavır-
lara karşı oynamak farklı bir deneyim.
•^^^^•LS/ccf Roma'ya gitmeyi başaranlardan
hangi ıki takım dünya şampiyonası fînalini oy-
nayacak ve hangisi kupayı kazanacak?
İtalyanların ev sahibi olarak şansları olduğu-
nu düşünüyorum. îtalya'da oynayan çok yabancı
oyuncu var. Bu hem itaJyanlann yabanalan hem
de yabancılann İtalyanlan tanımalarına el veri-
yor. Bu defa Brezilya'nın durumunu fazla bilmi-
yorum. İngiltere'nin durumu ise İngiliz futbol-
cuların durumuna bağlı. İngiliz futbolcular çok
daha fazla sayıda maç yapıyor ve çok daha yo-
rucu bir sezon geçiriyorlar. Dolayısıyla Hollan-
da'nın fınale gelebileceğini düşünüyorum. Hol-
landa'nın İtalya'da oynayan Van Basten, Gullit
ve Rijkaard gibi üstün futbolculan var. Bunlar
kendi sahalarında gibi oynayacaklar. Bahse gi-
recek olsam, işi sağlam tutar finalde îtalya ile
Hollanda'nın oynayacağını söylerdim. Kupayı da
İtalya kazanır diyebilirim.
WKKKK^KKTurkiye 'ye dönelim. Bu yıl Federas-
yon Kupası'nı sizce kim kazanabilir?
Bu yıl kazanmak geçen yıl olduğundan daha
güç. Bu izlenimim belki birinci de /reyle ilgili. Bel-
TÜRKİYE'DE FUTBOL — Gordon Milne'e göre, "Türkfte, örnegin İsviçre gibi bir iilke değil. İsviçre'de maclara 3-4 bin kişi gidebilir, futbola çok para harca-
ngbilir, ama gerçekte fazla bir ilgi yoktur. Tiırkiye'de başbakandan, politikacılardan sokaktaki sıradan insana kadar herkes futbolda ne olup bittiğiyle ilgili.
Futbol, ülkenin. bayatın, kültürün önemli bir parçası." (Fotoğraf: Asena Özkan)
lanırdım, ama doğrudur. Futbola duvulan ilgi ol-
masa, hükümetlere karşı muhalefet belki biraz
daha sert olabilir. Öte yandan, evinde veyaişye-
rinde sıkıntılan, sorunları olan bir kimse, bir fut-
bol maçına gidip, onları vurup öldürmeyi düşün-
meksizin, öfkesini takımdan, hakemden veya tek-
nik direktörden çıkarabilir. Ve evine stresini at-
mış, rahatlamış olarak dönebilir. Tuttuğu takım
yense de yenilse de o kadar çok enerji tüketmiş-
tir ki eve dondüğunde sakinleşmiştir. Bu bakım-
dan futbolun olumlu bir rolü olduğuna inanınm.
WKtKKK^MÜç yıldır aramızda yaşıyorsunuz v-
biz Turkleh yeterince tanıdımz- Sizce Türkleri
başka milletlerden ayırari belirli özellikler var mı?
Evet, sanıyorum. Bir defa Türkiye'de başka ül-
kelerde göremeyeceğim çok yakın bir dostluk ve
Liverpool'da müzik ve futbol
birlikte gelişti. Çünkü
futbolla müzik arasında bir
yakınlık var. Futbola müzik
katabilirsiniz. Brezilyalılar,
bu işte çok usta. Müzikle
antrenman yapıyorlar ve bir
bakıyorsunuz, top müzikle
hareket etmeye başlıyor.
Futboldaki hareket ile
müzikteki hareket içi içe
geçiyor. Futbol bir dansa
donüşüyor.
sıcakhk bulduğumu söylemeliyim. Mesleğimle il-
gili olarak Türklerin futbola tutkusu elbette ki be-
ni çok etkiliyor. Bu ülkeye gelmemin temel ne-
denlerinden biri bu. Turkiye, örneğin İsviçre gi-
bi bir ülke değil. İsviçre'de maçlara 3-4 bin kişi
gidebilir, futbola çok para harcanabilir, ama ger-
çekte fazla bir ilgi yoktur. Türkiye'de başbakan-
dan, politikacılardan sokaktaki sıradan insana
kadar herkes futolda ne olup bittiğiyle ilgili. Fut-
bol, ülkenin, hayatın, kültürün önemli bir par-
ças .
• • • • • I Türklerle ilgili izlenimleriniz yalnız-
ca olumlu mu? Türklerin hiç olumsuz yanları yok
mu?
Evet, var. Türkler, genelde sabırsız insanlar.
Eğer, işler iyi gitmiyorsa, hemen değişiklik yapıl-
ması gerekiyor. Örneğin TV cihazı çalışmıyorsa,
hemen bunun atılıp, yenisinin alınması isteniyor.
Türkler, çok tezcanh insanlar, bir sonuca var-
makta çok aceleci davranıyorlar. Türkiye'de de-
ğişiklikler çok hızla oluyor. Belki bu denli hızlı
gitmemek gerek. Doğu Avrupa'dan konuşuyor-
duk... Orada da herkes çok hızla yol almak isti-
yor. Ama tam olarak ne yönde ilerlediklerini bil-
miyorlar gibi geliyor... Oysa geleceği iyi tasarla-
mak, nereye doğru gidildiğini bilmek gerekir. Ge-
çen gün TV'de gazetecilerle konuşuyorduk. Be-
şiktaş'ın son yıllarda en istikrarlı takım olduğu
söylendi. Bunun bir nedeni var. Bir plan yapılır
ve uygulanır. Bir gün bu taktiği, öbür gün başka
bir taktiği uyularsamz, kim ne yaptığını nasıl bi-
lebilir? Doğru olmayan şeyleri elbette değiştir-
mek, esnek olmak gerekir; ama uzun vadeli bir
plana ihtiyaç vardır. Her şeyi her gün değiştirir-
seniz, kimse nereye gittiğini bilemez. Bu bir eleş-
tiri mi bilmem, ama Türklerle ilgili bir gözlemim.
•••^•^B Türkfutbolcularını başka ülkelerdeki
futbolculardan ayıran özellikleri var mı?
Türk futbolcularının, yetenekli olduklan ko-
nusunda hiçbir kuşkum yok. Gerekli zekâ var,
şimdi bilgi ve deneyimleri artıyor. Ve profesyo-
nel düzeyde başarılı olmak için neyin gerekli ol-
duğunu biliyorlar. Kimbilir, belki önümüzdeki
2-3 yılda, Türk futbolcuları, Avrupa sahnesine
çıkabilir. Artık Türkiye bir kenara saklanmış bir
ülke değil. Avrupa futboluyla temaslar, Galata-
saray'ın geçen yılki, milli takımın bu yılki başa-
nları Türkiye'yi dünyaya duyurdu. Ancak bunun
da "yavaş" gitmesi, yine sabırlı olmak gerekiyor.
Burada bir şeyler başladı; üzerine inşa edilecek
bir temel atıldı. Mesleğin arzettiği olanaklar üze-
rine düşünen futbolculann, gençlerin sayısı art-
tıkça ilerleme sağlanacak.
^gg^^^MAvrupa'ya açılmanın Turk futbolu- •
nu ilerleteceğini söylüyorsunuz...
Şimdi Beşiktaş, Galatasaray Fenerbahçe Av-
rupa kupalannda oynuyor. Ama Avrupa'nın en
iyi takımlanyla arada sırada yapılacak dostluk
maçiarı da çok yararlı olacaktır. Hem bizim fut-
bolculara hem İstanbul'a gelecek yabancı futbol-
culara hem seyircilere yarayacak hem de para ge-
tirecektir. Yabancı takımlar, Izmir'de 60-70 bin
kişilik Atatürk Stadı'nı, İstanbul'da İnönü Sta-
dı'nı görünce, sanıyorum şaşırıyorlar. Futbolda
Türkiye'yi dışarıya biraz daha açmamız lazım.
ki ikinci yarıda takımlarda düşüş olur. Bu yıl ta-
kımlan daha örgütlü ve disiplinli buluyorum.
Tiim takımlar, daha büyük bir azimle oynuyor.
Beklenmedik bir takım kupayı kazanabilir. Eğer
kolay kazanabilecek maçlar olduğunu duşünen-
ler varsa, yanılıyorlar. Her maç ciddiye alınmak
durumunda.
MKKKB^MPeki, esas büyük kupada, ligşampi-
yonluğunda favoriniz kim?
Biz kendimize, Beşiktaş'a inanıyoruz. Fener-
bahçe, bizi tehdit edebilir. Trabzon iyi futbol oy-
nuyor. Galatasaray'ın daha iyileşeceğini bekliyor-
dum, ama artık bu konuda o kadar emin deği-
lim.
İBH^HH.4/?W/ğı/77 kadarıyla esas rakip ola-
rak Fenerbahçe'yi görüyorsunuz...
Beatles'ların müzik yapmaya
başladığı sıralarda Liverpool
taraftarlan şarkı söylemezdi.
O günlerde yalnızca kükrer,
rakip takımları ürkütürlerdi.
Beatles'la birlikte müzik ve
şarkılar geldi. Taraftarlar
müziği kullanarak takımla
ilişki kurdular. Beatles'ların
bazı şarkılarından
yararlandılar. Liverpool'un
1960'lardaki yükselişi böyle
başladı.
musunuz?
IAvrupa Ligi fikrini destekliyor
Evet, bütün futbolcularım oynatabildikleri za-
man bizi en çok Fenerbahçe zorlayabilir.
\S-zce Fenerbahçe'nin son haftalarda
yeterince iyi olmayışmı yalnızca Rıdvan ve Schu-
macher'/'« yokluğuyla açıklamak mümkün mü?
Fenerbahçe'nin iki yıldız oyuncusundan yok-
sun olması, hiç kuşku yok ki, takımın performan-
sını çok duşürüyor. Van Basten ve Gullit'siz Mi-
lan'ı gördük ve o kadar iyi olmadığını gözledik.
• • • • ^ 1 Galatasaray geçen yıl A vrupa Şampi-
yon Kulüpler Kupası 'nda çok başarılı bir perfor-
mans göstererek çeyrekfınale kadaryükseldi. Ay-
nı takıma, bu yıl Hasan ve Erdal gibi Turkiye'-
nin en iyifutbolcularından ikisi eklendi. Ama Ga-
latasaray, geçen yılki kadar iyi değil. Bunun na-
sıl açıklayabiliriz?
Bu benim gibi herkesi şaşırtıyor. Daha önce ko-
nuştuklanmıza dönersek, futbolda başarılı olmak
yetmiyor, başarıyı sürdürmek gerekiyor. Geçen
yıl başarılıydık, bu yıl dinleneceğiz denemiyor.
Hakkınızdaki yargı uzun süreli performansa gö-
re veriliyor. Herkesin grafiği inip çıkıyor, ama be-
lirli bir istikrar gostermeniz gerekiyor. Tanju'nun
sakathğı ve başka sakathklar, Galatasaray'ı et-
kiledi. Bazen sezona kötü başladınız mı, bu du-
rumdan kurtulmak uzun zaman alıyor. Galata-
saray güven kazanmak için belki dikkatini Fede-
rasyon Kupası'nda toplayacak. Bu yıl birçok kim-
se Beşiktaş için iyi şeyler, Fenerbahçe ve Galata-
saray için eleştirel şeyler söylüyor. Önemli olan
ligin sonunda ne olacağı. Geçen yıl genel ölçü-
lerle çok başarılı olduğumuz halde, bazıları bizi
yeterince başarılı olmamakla suçluyordu; çünkü
Fenerbahçe bizden daha başanlıydı. Geçen sezon
Fenerbahçe için çok özel bir sezondu. İnanılma-
yacak ölçüde istikrarhydılar. Biz onlarla başa çı-
kabilmek için elimizden geleni yaptık. Başkala-
rına nazaran çok iyiydik. Ama Fenerbahçe, biz-
den daha iyiydi. Şimdi Fenerbalıçe'nin kotü ol-
duğunu düşunmüyorum. Yıldız oyTjjıcuları olma-
masına rağmen Fenerbahçe oldukça iyi. Ama bel-
ki Beşiktaş, Fenerbahçe'den biraz daha iyi.
•İHHİ^HSon sorutarım Beşiktaş üzerine ola-
cak. Beşiktaş, bu yıl iyi gidiyor, ancak, bazı za-
aflar gözleniyor. Örneğin, hemen tüm hücumla-
rın sağ kanattan akınlar veyapılan ortalarla ger-
çekleştiği gözleniyor. Bu ciddi bir zaaf değil mi?
Beşiktaş'ın maçlarının video çekimleri izlene-
cek olursa, bizim sağ kanattan olduğu kadar, sol
kanattan da akın yaptığımız görülür. Fenerbah-
çe maçından önce bazıları, "Herkes sizin takti-
ginizi biliyor; taktikkrinizi degistinneüsiniz" diye
konusuyordu. Ben taktiklerimi değiştirmem. Her-
kes Milan takımımn taktiğinin ne oiduğunu, na-
sıl oynadığım bilir. Liverpool diinyada maçlan
en çok yayımlahan takımlardan biridir. Maçları
videoya çekip saatlerce izleyebilir, nasıl oynadık-
larını inceleyebilirsiniz. Ama onları durduramaz-
sınız... Ama insanların görüşleri farklı olabilir.
Bu bir görüş meselesidir.
Türkler genelde sabırsız
insanlar. Eğer işler iyi
gitmiyorsa, hemen değişiklik
yapılması gerekiyor. Örneğin
TV cihazı çalışmıyorsa,
hemen bunun atılıp yenisinin
alınması isteniyor. Türkler
çok tezcanlı insanlar, bir
sonuca varmakta çok aceleci
davramyorlar. Türkiye'de
değişiklikler çok hızla oluyor.
Belki bu denli hızlı gitmemek
gerek.
I Şimdi hassas bir soruya geliyorum.
Benim ınancım Metin 'in bugünküformunu Gor-
don Milne'e borçlu olduğumuz. Ama başkaları
sizin Metin 'in yeteneklerini gereğince değerlen-
diremediğiniz ve ondan özellikle geçen sezon ye-
terince yararlanamadığınız kanısında. Ne diyor-
sunuz?
Takım hakkında topluca konuşmama izin ve-
rin, çünkü tek tek oyuncularım hakkında konuş-
mak prensibim değildir. Ben, gordüğümü yapma-
ya çahşır; gördüklerime göre hareket ederim. Fut-
bol oyuncuları, hemen her gün çalışır, oynadık-
lanndan çok idman yaparlar. Ben oyuncuların
karakteristiklerini, nasıl hareket ettiklerini, na-
sıl çalıştıklarını, tutumlarını incelerim ve karar-
larunı buna göre veririm. Elbette maçlardaki per-
formanslanna da bakarım. Yardımcılanma da-
nışırım. Ve kararlarımı dürüstçe ve iyice ölçüp
biçtikten sonra, takımın yararına olacağına inan-
dığım yönde alınm. Bizim gözümüzde hiçbir
oyuncunun özel bır yeri yoktur. Beşiktaş'taki her
oyuncu benim için eşit öneme haizdir.
MKK^^KŞBaşka bir hassas konu, Britanyalıfut-
bolculanmz. Birçok kimse, bu oyuncuların Be-
şiktaş'a kendilerine odenen ücretlerle orantılı bir
katkı yapmadıklarını duşünuyor. Bu tür eleştiri-
lere ne diyorsunuz?
Ben, iki oyuncunun da Beşiktaş'a yararlı ola-
cağını düşünüyorum. İkisi kaleci, 18 profesyo-
nel futbolcumuz var. Bu yıl bunlann her birine
ihtiyacımız olacak. İki sarı kart, sakathklar, yak-
lasan kupa maçiarı... Hepsine ihtiyacımız var.
Britanyalı futbolculann Beşiktaş'a yararlı olup
olmadıkları sorusunu yanıtlamak için en iyi za-
man sezonunun sonudur.
IGeiecek yıl Beşiktaş'ta kalacak
mısınız.
Bu yıl önemli olan, lig şampiyonluğunu kazan-
mak. Bu yıl takımımızda, belki geçen yıl oldu-
ğundan daha güçlü bir birlik var. Bu yıl başarılı*
olacağımıza dair bir hissim, bir inancım var. Bu
hissi butun takımın paylaştığım sanıyorum. Eğer
birliğimizi korursak, başaracağımıza inanıyoruz.
Beşiktaş taraftarlarına soylemek istediğim bir şey
var: Liverpool'da oynadığım ynllarda yedek oyun-
cu yoktu. Sahaya 11 kişi çıkar; biri sakatlamrsa,
yerine başkasını alamazdık. Ama seyirciler, ta-
raftarlar takımın 12. oyuncusudur, diye düşü-'
nurdük. Biz sahada mucadele ederken, seyirci bizi
ateşlerdi. Liverpool, takımla seyirciler arasında-
ki yakınlık, sıcakhk temelinde yükseldi. Beşiktaş
takımıyla taraftarları arasında da bu yakınlığı
görmek istiyorum. Bu yıl ligin özellikle ikinci ya-
rısında onların desteğine ihtiyacımız olacak. Ta-
kımın taraftarların desteğine. özellikle durum
sıfır-sıfır iken, maç iyi gitmezken ihtiyacı vardır.
Beşiktaş seyircisinin bize şampiyonluğu kazanma-
da yardımcı olabileceğine inanıyorum. Beşiktaş
seyircisinin kolektif futbol oynayan, iyi bir takım-
ları var. Bizim Beşiktaş'ta iyi bir takım ruhu var.
Bu takım desteklenmeye değer bir takım.