Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
75 OCAK 1990+*+* HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
Hacettepe ve Gazi'de türbana yasak s^tanaiımet
GERÇEK
(Baftarafı 1. Sayfada) ra-
sıye ters duşen bır polıtıkayı
vurgular. Idare, yurutmenın bır
parçasıdır Cumhurbaşkam, baş-
bakan, bakanlar kurulu, ıdare
orgutunun ustunde bulunurlar
Ancak ıdaremn çatışmasındakı
hukuk denetımı, yurutmenın
her turlu "keyfi" tutum ve dav-
ranışını engelleyebtlecek meka-
mzmalan yaratabılır.
Turkıye'de ıdare hukuku ol-
dukça eskı bır tanhçeye sahıp-
tır. Fransız hukuk sıstemınden
esınlenerek 1868'de kurulan Da-
nıştay'ın anayasal tarıhımıze ko-
şut bır geçmışı vardır Cumhu-
rıyetle bırlıkte ıdare hukuku fık-
rı guçlendı. 1961 Anayasası'yla
demokrasıye yaktşır bır anlayı-
şa kavuştu; 12 Mart ve 12 Eylui-
de yapılan değışıklıklerle gerile-
dı ve kısıtlandı
Şımdı ANAP ıktıdanna 12
Eylul hukuku da yetmıyor; ıda-
rı yargıda yollar daraltılıyor;
yurttaş devletın ışlemlenne karşı
savunmasız bırakılıyor
ANAP ıktıdarı bır yandan
141, 142, 163'uncu maddelen
kaldırma gırışımlerıne geçmış
gorunurken ve burokrasının
baskılarına karşı yurttaştan ya-
naymış ızlenımı yaratmaya ça-
balarken gerçek yuzunu sergıle-
dı. Danıştay Yasası'nın ardından
tdarı Yargılama Usulu Yasast'n-
da vapılması öngörulen değışık-
lıkler, ANAP ıktıdarmın gerçek
yuzunu bır kez daha ortaya koy-
muştur Yurttaşa Danıştay yol-
larını daraltmak, ıdare mahke-
melerı kararlarını kısıtlamak,
demokratık devlet kavramıyla
bağdaşamayacak bır polıtıkanın
çarpıcı gostergelendır
ANAP ıktıdarı 12 Eylul hu-
kukunun mırasçısı ve bekçısı ol-
makfa kalmıyor, demokrasıye
açılış surecını olabıldığmce ge-
cıktırmek ıçın elınden gelenı ar-
dına koymuyor, yenı engeller
yaratmaktan da çekınmıyor
* * •
Soydaş
güvencede
SOFY A (AA) — Bulgarıstan'-
da, Turklere ısım seçme, dıl ve dın
ozgurluğunu tanı>an KP Merkez
Komıtesı'nın 29 aralık tarıhlı ka-
rarı ve ardından aşırı mıllıvetçı
unsurlarca başlatılan olaylardan
sonra vapılan çok >onlu goruşme-
lerde anlaşma sağlandı
Bulgar yonetımı, Turk azınlık
temsılcılerı ıle muhalefet temsılcı-
lerı ve aşırı mıllıvetçılenn yer al-
dığı, 5 gun once başkent Sofya'-
da başlayan goruşmeler, bır dek-
larasyonla sonuçlandı
Deklarasyonla, Turklerın hak-
lanna ılışkın kararlardan gerı do-
nulmeveceğı vurgulandı
Deklarasyonda, "herkesın ısle-
diği dılı konuşabıleceğı, ısteyen
her kişinin ismıni degiştirmeye
hakkı bulundugu ve bu hstklann
garanti altına alındıgı" belırtıldı
!sım seçme ozgurluğune ılışkın
ozel bır yasanın gelecek ay kabul
edıleceğı bıldırılen deklarasyonda,
Bulgarıstan'ın bağımsız olduğu,
bunun korunması gerektığı ve
vurttaşların bır başka ulkenın
bayrağını taşıma\a hakları bulun-
madığı kavdedıldı
Sözleşmeliye
(Baftarafı 1. Sayfada)
lan hukumlerle, once eş me-
murların ucret ve ek gelırlerının
katsayı çarpımı ıle çarpılarak bu-
lunacak bır ek tazmınat almala-
nnı sağlıyor Avrıca memur ucret
ve ek gelırlerının uç katına kadar
çıkacak bır aylık prım alabılme-
lerını ongoruvor
kararname ıle gelecek onemlı
venıhkler arasında, halen SSK'ya
bağlı sozleşmelılerın Emeklı San-
dığı kapsamına alınmaları var
Sozleşmelı personel uygulama-
sına ılışkın Anayasa Mahkemesı
1
nın "anayasaya aykın" kararından
sonra, yenı duzenlerne ıçın, huku-
mete tanıdığı bır yıllık sure dolar-
ken, hukuraet, sozleşrnelı sorunu-
nu çozecek bır vasa beklentısıne
karşılık, uvgulamayı surdurecek
bır kararname ıle çıktı Kamuoyu
nun tepkısınden ve eleştınden
uzak tutmak ıızere henuz açıklan-
ma>an, ancak Yuksek Planlama
Kurulu ve hukumet ıçınde göru-
şulerek son şeklını aldı Her an
resmı Gazete'de >a>ımlanarak yu-
rurluğe gırebılecek kararname,
233 ve değışıklıklerle 308 sayılı ka-
rarnameler çerçevesınde çalıştırı-
lan 200 bının ustundekı sozleşmelı
personelı kapsıvor
A.NKARA (Cumhunyel Buro-
sn) — YOK'un turbam yasakla-
yan oğrencı dısıplın yönetmelığı
maddesını ıptahnın ardından unı-
versıte yonetımlerının başlattığı
"turban muhalefeti" buyuyor
ODTU, KTU, Mımar Sınan ve
Ankara Ünıversıtesı'nden sonıa
Oazı Ünıversıtesı ve Hacettepe
Uruversıtesı de turbam yasakladı
Gazı Ünıversıtesı Senatosu on-
cekı gun yaptığı toplantı sonucun-
da turbanın yasaklanmasını ka-
rarlaştırdı Gazı Ünıversıtesı rek-
toru Prof Dr Necdet Tuzun, ko-
nuyla ılgılı olarak gazetemıze şu
açıklamayı yaptı
"Yuksek Ogretim Kurulu tara-
fından ogrenci dısiplın yonetme-
liginin 7/h maddesinin yururluk-
ten kalktıgımn ve konunun unı-
versiteterce duzenlenmesinin isten-
mesinın bıldırilmesı uzenne top-
lanan kurullarırnız, \nayasa
Mahkemesi'nin 7 Mart 1989 tarih-
li karannın bağlayıcı olduguna, bu
sebeple ögrencilerin unıversitenın
kapalı alanlanna bası açık olarak
girmelerinın gerektigi sonucuna
varmıştır."
Hacettepe Unı\ ersıtesı Yönetım
Kurulu, dun yaptığı toplantı sonu-
cunda turbam yenıden yasakladı
Dahaonce YOK'un aldığı ıptal ka-
rarındansonra, "universiteyöne-
timinın bu konuda karar
veremeyecegi" şeklınde göruş bıl-
dıren Hacettepe Ünıversıtesı'nde
bu karar değışıkbğıne, Hacettepelı
öğretım uyelennın başlattığı pro-
testo kampanyasımn neden olduğu
kavdedıldı
Bilkent'te tepki
Ote yandan, Bılkent Unıversıtesı
RektöruProf Dr MithatÇoruh'-
un "turbana ian verilecegıne" ılış-
kın açıklamasının ardından unıv er-
sıte öğretım uyelerı arasında, Prof
Dr Duygu Sezer'ın derslere "ba-
şortusuyle girerek karan protesto
etmesiyle" başlay an tepkıler suru-
yor Bdkent Ünıversıtesı'nden 124
öğretım uyesı adına yapılan açıkla-
mada, turban sorununa sadece ın-
san hakları açısından yaklaşma-
nın, bu sorunu doğuran şerıatçı
tehlıkeyı goz ardı etmek anlamına
gelecegı kaydedıldı "universiteler-
de akıl dışı ve seriat kokenlı hıçbir
uygulamava yer verilemeyecegi"
goruşunun savunulduğu bıldırıde,
"Y OK'un Anayasa Mahkemesi'-
nin karannı hıçe sayarak, ogrenci
disiplin yonetmelıginde degışiklige
gitmesı onaylanamaz. Anavasanın
açık hukmune gore, unhersiteleri-
mizın Anay asa Mahkemesi karan
ile Y OK y onetmelıgı arasında ter-
cih yapma durumu soz konusu
olamaz" denıldı
DGM'ye başvuru
Öğretım Uyelerı Derneğı, tur-
bam serbest bırakan YOK, Bılkent
ve Erzurum Ataturk Ümversıtesı
yönetıcılerı hakkında DGM'ye
basvuracaklarını açıkladılar Der-
nek yönetıcılennden Prof Musta-
fa Altıntaş, uruversıtelerde turbam
serbest bırakmanın Anayasa ve
TCK'ya gore suç olduğunu söyle-
dı
Bu arada Ataturkçu Duşünce
Derneğı, turbam serbest bırakan
YÖK kararırun ıptalı ıçın Danış-
tay'a başvurmayı kararlaştırdı
Ataturkçu Duşunce Derneğı
Başkanı Prof Dr Muammer Ak-
soy ıle yönetım kurulu uyelerı
emeklı general Celil Gurkan,
Prof. Dr Mustafa Altıntaş, Ler-
zan Akyollu, Doç. Dr Anıl Çeçen,
Anayasa Mahkemesı Onursal Baş-
kanı Ahmet Boyacıoglu, Prof Dr
Hıcrı Fışek, Danıştay 12'ncı eskı
Daıre Başkanı Kâzım Yenke, avu-
kat Selahattin Canbay, eğıtımcı
Mustafa Coşturoğlu ve avukat
Hayri Balta YOK karannın ıptalı
ıstemıyle Danıştay'a başvurulma-
sını kararlaştırdılar
YÖK büyük bîr yanlıştıEgıtim Servisi — Umversıte öğ-
retım uyelen, umversıte vasa tasa
rısına buyuk tepkı gösterdıler İs-
tanbul'dakı unıversıtelerde gorev
yapan 70 öğreüm uvesı, "YOK bu-
yuk bir yanlışb, buyuk kayıplara
yol açtı. Lniversitelerimizi yeni
kayiplardan, yeni yanlışlardan ko-
rumak istiyoruz. Unıversitelerde
restorasyon donemine girilmeh"
dedıler
tstanbul, Marmara ve İTU'de
gorev lı Prof Turkân Saylan, Prof
Eren Omay, Prof Coşkun Ozde-
mir, Prof Aysel Çelik ve Prof
Burhan Şenatalar, dun tstanbul
Tabıp Odası'nda duzenledıklerı
basın toplantısında YÖK ıle ılgılı
eleştırılennı ve yenı yasa tasarısı
hakkındakı endışelerını dıle getır
dıler Toplantıda ayrıca, 70 öğre-
tım uyesı tarafından onaylanan
basın açıklaması okundu
Prof Coşkun Ozdemır toplan-
tının açılışında yaptığı konuşma-
da, özerk bır umversıte ozlemı
ıçınde bulunduklarını belırterek
umversıte yasa tasarısının hazır
lanması aşamasında unıversıtele-
rın goruşunun alınmamasını, "bu-
yuk bir yanlışlık" olarak değerlen-
dırdı
"1980'lerde vuksekogretimde
derin yaralar açan ve geniş huzur-
suzluğa neden olan YOK duzeni
artık iyice aşınmış ve itibannı tu-
muyle yitirmiş bulunuyor" cum
lesıyle başlayan basın açıklaması
şöyle
"Yuksekoğretim kurumlannın
işleyişini duzenleyen bugunku
anayasal ve yasal çerçeve yunırlu-
ge gıreli 10 yıla yakın bir sure geç-
Güneş
(Baftarafı 1. Sayfada)
nul ıle kampanya habenne son sa
yısında yer veren Sokak Gazetesı
hakkında da soruşturma açtı
Istanbul DGM Savcılığı, Guneş
Gazetesı'nın toplatılmasına "Hal-
kı askeriikten soğutma maksadıy-
la yayın yapılraasını" gerekçe
olarak gosterdı DGM'nın karan
dun akşam uzerı gazete yonetımı
ne teblığ edıldı
Guneş Gazetesı'nın Genel Yo-
netmen Yardımcısı Mehmet Ata-
berk, haberı tamamen gazetecılık
çerçevesı ıçınde değerlendırdıkle
rını ve her fikrın serbestçe tartı-
şılması gerektığını belırterek şovle
dedı
"Gazetemız fikır ozgurluğunu
ve çok sesliliği savunuyor. Her tur-
lu fikrın serbestçe tartışılmasın-
dan yanayız. Askertik çagındaki
bir Turk gencinın askerlıkle ilgili
duygu ve duşuncelenni yansıtmayi
tamamen gazetecilik çerçevesi
içinde degerlendırdik. Boyle bir
roportaja sansur koymak, aklımı-
7in ucundan geçmedi."
Sokak Dergısı'nın son sayısın-
da Dr Tayfun Gonul'un başlattı-
ğı "zorunlu askerliğe hayır"
kampanyası "halkı askeriikten so-
ğutmaya" yonelık gorulerek soru^
turma açıldı Istanbul DGM
Savcısı Ceyhan L'lgen, Sokak Der-
gısı Genel Yayın 'Vönetmenı Tuğ-
rul Eryılmaz'ın dun ıfadesını aldı
ve dergmın dığer sorumluları hak-
kında soruşturma başlattı Tuğrul
Eryılmaz ıfadesınde, habere "In-
san hak ve ozgurluklerine duydu-
ğu saygının geregı olarak yer
verdiğini" sovledı Eryılmaz, halkı
askeriikten soğutmak gıbı bır
amacımn olmadığını bıldırdı
Kampanyavı başlatan Dr Tay fun
Gonul'un henuz ıfadesıne başvu
rulmadığı bıldırıldı Kampanya
çağrısı vapan Gonul, askerlığe
karşı savaş açtığım, devletı mah-
kemeve vereceğını açıklamış ve
butun ınsanların kendısıne yar-
dımcı olmasını ıstemı^tı
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
(Baftarafı 2. Sayfada)
sında ıkı kışıyı bır kez daha aynı safta gorursek hıç şaşmayalım-
ANAP'h ve DYP'lı hatta Refah'lı, MÇP'lı mılletvekıllerı bır kez daha
bır araya gelecek ulkemızı daha uzun yıllar kendı doğrultula-
rında yonetmesını bıleceklerdır
Seçım Yasası'ndakı ulke ve ıl barajlarına gelınce Seçımlere
az kala ANAP'lılar bu barajları kaldırmak gereklılığını duyacak-
lardır Bunu yapmazlarsa kendılerı ıçın tehlıkelı bır durum yarat-
mış olurlar En lyısı tek başına olamasa bıle sağcı obur partıler-
le bırlıkte ulke yönetımınde etkın olabılmek Sağcı bır ortaklık
hükumetınde Demırel ve arkadaşları kadar Guzel'lere, Yılmaz
1
lara, Erdem'lere de yer olacaktırBugunun ANAP kodamanları
90'larda da önemlı görevlerde kalmayı MC'lere dayanarak be-
cereceklerdır Bunu şımdıden bılmek o kadar zor değıl
Ne kehanet, ne falcılık' Yarınların neler getıreceğı gun gıbı or-
tada
1
Turk solunun en büyuk ozellığı sureklı bolünmek, bırbı-
nyle uğraşmak olduguna göre yurt yonetımı surgıt sağcıların elın-
de neden kalmasın'?
Evet, bu yazıyı bır köşede saklayın Uç beş yıl sonra çıkarıp
okursunuz, 'Ne doğru yazmış" dersınız
1
Ama ben bu dedıkle-
rımın yanlış çıkmasını çok ısterım Bılmem sız ne dersınız'
tı. Bu çerçeveyle getirilen merke-
zi ve hıyerarşik duzenlemeler, de-
mokratik anlayışa tumuyle aykı-
rı bir sistem dogurdu. Gerek oğ-
retim uyelerini, gerek ogrenrileri
inisiyatifsız kılan, yonetımden
uzak tutan ve yabancılaştıran bu
sistem, ozgur duşunce, tarnşma ve
araştırma ortaımnın gehşmesini
engelledi ve egıtimin kalıtesinde
beiirgin bir dusmeye neden oldu.
Bugun universitelerimizin geli-
şebilmesi ve guçlenebilmesi içiıi
YOK duzeninın a^ılması geregi
konuyla ilgili buyuk bir çogunlu-
gun ortak kanısıdır.
Bu aşarnada, Turkiye'nin yuk-
sekogrenım duzeni yeniden bıcim-
lendınlırken yanlış teşhislerden
hareketle yanlış çozumlere >one-
linmemesi \e YOK ile kaybedilen
lere yeni kayıplann eklenmemesi
buyuk onem tasımaktadır.
tşte blanbul'dakı çesıtli univer-
sıtelerde gorev yapan ogretim uye-
lerı gorevlileri olarak bızler, yeni
yanlışlardan sakınmak amacıyla
ve çağdas-ozerk-demokratık um-
versıte ınancıyla aşağıdaki husus-
ları ilgililere ve kamuoyuna du-
yurmayı gereklı gormekteyiz.
1 Milli Egitım Bakanlığı'nın
vonlendirmesı ıle hazırlanan las-
lakta ongorulen modelın bırkaç
kışi tarafından tasariandıgı ve kâ-
gıda dokuldugu anlaşılmaktadır.
10 yıla yakın bir olumsuz dene-
yimden çıkanlması gereken ılk
ders, umversıte kadrolannı dışla-
yarak hazııianacak ve empoze edi-
lecek modellerin mutlaka yetersız
kalacagı ve yenı huzursuzluklann
kaynagını oluşturacagıdır.
Eger yuksekogretimde gerçek-
çi ve kalıcı çozumler aramyorsa,
bu arayısın ılk adımı unıversite
kadrolanyla kurulacak samımı,
yapıcı ve geniş katılımlı bir diya-
log olmalıdır.
Eger universite ozerkligi kavra-
mı ciddiye alınıyorsa, bunun ilk
kanıtı da universite kadrolanmn
yeni modelin oluştunılmasına ışin
başından itibaren katılmasının
sağlanmasıdır.
Uç-bes kışınin kendi goruşlen
çerçevesinde oluşturduklan bır ta-
sarının aceleyle Bakanlar
Kunılu'ndan ve parlamenlodan
geçinlmesı hiçbır sorunu çozemez.
Bugun ıhtıvaç duvulan şey, yenı
umversıte modelının ve bunu yan-
sıtacak tasannın unıversıtelerde
geniş bıcımde tartışılmasıdır.
2- Basına yansıdıgı kadanyla
veni tasannın ozu, YOK'un bazı
Tutuklanan Alman sosyolog
Bonn'dan serttavırHaber Merkeâ — Şanlıurfa'-
ran Birecık ilçesmdeki kelavnak
istasyonunun şeref dettenrte bö-
lücü sloganlar yazdığı gerekçe-
siyle tutuklanan Sorbonne Unı-
Wrsrtesi araştırma förevlisi Al-
man sosyolog Hella Schlumber-
ger'ın dosyası. Dıyarbakır
DGM'ce mcelemeye ahndı. F
Almanya Dısışlen Bakanı Hans
DWrkh Geascher ise Devlet Ba-
kanı Ali Bozer'le yaptığı görüş-
mede Schlumberger'ın serbest
bırakılmasını, aksı takdırde ıkı
ulke üışkılerımn bozulabıleceğı-
m söyledı
Dıyarbakır DGM SavcılığVn-
ca dosyası mcelemeye alman Al-
man sosvolog jçın Uluslararası
Af Örgütü, Olağanustû Hal
Bolge VaMıgı'ne bu yazı faksia-
yarak "aynntüı bilgi" ıstedı. Af
örg\ıtü'nün Turkıye Masası Şefi
Helmut Oberdiek, Alman sos-
yoloğun duşünce suçlusu sayıl-
ması durumunda daha cıddı gı-
nşımlerde bulunacaklannı bıl-
dırdı. Olay İHD Şanlıurfa tem-
sılcısi Salih Ozturk tarafından
da kmaoırken Alman sosyolo-
fun tutuklanınasmın "Tmiiye'-
deki katı hukuk u}gularaası"n-
dan kaynaklandığı savunuldu
AA'nın habenne gdre F.A1-
manya Dışıslen Bakanı Hans
Dıeînch Genscher, resmı bur zı-
yaret ıçın Bonn'da bulunan
Devlet Bakanı Alı Bozer'den
Schlumberger'ın serbest bırakıl-
masım tstedı Gcrfscher, aks»
takdırde ıkı ulke ılışkılennın ze-
delenebıleceğını söyledı
Federal Dışışlerı Bakanlığı'n-
da yapılan ve yaklaşık 45 daki-
ka süren görüşmeden sonra ga-
zetecılere bır açıklama yapan Alı
Bozer, Genschcr'e, AT Komıs-
yonu'nun Turkıye hakkında ha-
zırladığı rapor ıle AT'mn dığer
ulkelen ıçın hazırlanan raporlar
arasındakı farkı ıletüğıru kay-
dettı
Devlet Bakanı ve Basbakan
Yardımcısı Alı Bozer, dün Dev-
let Bakanı Adam-Schwaetzer üe
de bır araya geldı
Yeşıiler Partısı Mtlletveküi
Angelika Beer, Alman sosyolog
Hella Sehlumbergeı'ın tutuklan-
ması nedenıyle Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'a bır mektup gön-
derdı
Alman sosyolog Hella
Schlumberger'ın tutuklanması-
m eleştıren Beer, mektubunda,
"Schlumberger'in bir an once
serbest bırakılmasıaı taiep
ediyoram" dedı.
yetkilerim, Kuçuk YOK'lere, ye-
ni mutevellı heyetlerine aktarmak-
tır. Boyle bır universite modeli ıle
Turkıye'de universite ozerkligimn
gerçekleşemeyecegi açıktır. Mo-
delde, universite ust yonetımlen-
nın bazı yetkılen de mutevelli he-
yetlerine aktanlmakta ve bu heyel-
lerın agırlıklı olarak ışadamlann-
dan oluşması ongorulmektedir.
Ulke gerçeklerine uymayan bu
model, universiteler uzerinde
olumsuz etkilere ve baskılara ka-
pı acmaktadır. Ozellıkle, Anado-
lu kentlerindekı unıversitelerde bu
etkilerin ve baskılann daha da
agır olacagından kaygı duyma-
mak olanaksızdır.
3- Yuksekogretimde yapılacak
degışikliklerin ana hedefi:
—Bilimsel ve yonetsel ozerklı-
ge sahip ve saygılı, ozgur duşun-
ce ortamının verleştigi,
—En geniş katılıma olanak ve-
ren secimlerle goreve gelmiş or-
ganlar ve voneticikr eliyle vone-
tilen.
—Araştırmayı ciddiye alan ve
ozendiren, akademık standartla-
n titızlikle koruyan, egilımin ka-
lıtesini onemseven >e yukseltmek
için gereklı tum onlemlerı alan bir
universite olmalıdır."
Basın bıldınsım onaylayan oğ-
retım uyelen şunlar
Profesorler Coşkun Ozdemır,
Husrev Hatemı, Cemıl Oktay, Se-
vım Gorgun, A Ulku Azrak, Tok-
tamış Ateş, MVasıf Gencelı, Me-
rıh Ipek, Eren Omay, Umıt Şene-
sen, Memnune Yuksel Apak, Yu-
eel Candemır, Selçuk Apak, Öner
Eyrencı, Gencay Gursoy (1402)
\vdın Aybay (1402), Devrım Mu-
ı.an, Aysel Çelıkel, Türkân Saylan,
Necla Arat, Avla Gursoy, Hulya
Gunoz, Talat Cantez, Faık Tan-
man, Muammer Uğur, Ilhan
Berktay, H Servet Şenel, Muzaf-
fer Beşe, Nılufer Kuruvazıcı, Jale
Parla, Reşat Kayalı, Dınçer Guler,
Nıhat Falay, Ayhan Ulubelen,
Burhan Şenatalar, Mehmet Ev-
nm. Ferruh Korkut, Gülsevım
\zızlerlı, Halıl Azızlerlı
Doçentler Yavuz Cezar, Sara
Bahar, Halıl A tdrısoğlu, Emre
Oğe, Feza Deymer, Ayşen Gökyı-
ğıt, Cevat Demır, Kadrı özayten,
Bulent Tanör (1402), Tulay Arın,
Suzan Dağlıoğlu, Ulker Çotelıoğ
lu, Tahsın Yeşıldere, Ahmet Altı-
ner, Erkut Tuzer, Şuğda Özıl, Tu-
lın Polat, Nılufer Tapan
Yardımcı doçentler: Gunay
Atalayer, Alı Bayrak, Cengız
\ım, Hıdır Demır
Doktorlar Humayun Gultekın,
Mu;dat Alp, lbrahım Anıl
Ogretim gorevlileri: Atılla Er-
gur, Fuat Koker, Atıla Altan,
Mehmet Saçlıoğlu, Turgay Baş-
kan, Haluk Ertan
(Baftarafı 1. Sayfada)
ımza topladılar, "Zincirler kınla-
cak Ayasofya açılacak" şeklınde
pankartlar açarak gösterı yaptı-
lar
Sultanahmet Camısı'nde dıin
cuma namazı kılınmadan önce,
dışarıya da hoparlörlerle venlen
vaazda, Ayasofya'nın camı ola-
rak ıbadete açılması ıstendı.
Vaazda, turbanla ılgılı yönet-
melık maddesinin kaldınlmasına
karşın, bazı unıveısıtelerde başor-
tusu vasağının surduğu, bazı unı-
versıtelerde de serbestlık tamndığı
belırtıldı Yıne de bır bölura öğ-
retım uyesının "Allah'ın emrine,
peygamberin hukmune açıkça
cepne alarak" başörtulu oğrencı-
len derslere almadıkları kaydedıl-
dı
Muslumanlara ve yuce Islam
dımne, her zaman saldınlann sur-
duğu belırtılen vaazda şu görüş-
lere yer verıldı
"Onlara karşı, en sert protes-
tolanmızı ortaya koymamız en ul-
vi gorevimizdir. Karşı çıkanlar, is-
ter profesor, ister siyasetçı, ister
gazeteci olsun, once İslaraa davet
edelim. Eger icabet etmezlerse en
buyuk ıçtimai tepkimizi goster-
mek vazgeçemeyecegimiz bir go-
revdir. Yaptıklan hakarete karşı-
hk, nefretimizi ve protestolarunızı
mutlaka duyurmamız lazım."
Cuma namazı kılındıktan son-
ra kuçuk bır grup camı avlusun-
da pankartlı ve sloganlı bır gös-
terı yaptı
"Kilise muze ısteyenler Vati-
kan'a", "Ayasofya ve işgal, pat-
rikhaneye açılış", "Musluman
halkımızın gaspedilen haklan
için, Ayasofya bayragımız", "Oz
yıırdunda ganpsin", "Mucadele-
miz, haklılık zemınimizdir" dıye
yazı ve resım bulunpn pankartla-
rı taşıyan grup, baş ve ışaret par-
maklannı açarak, "Zincirler kı-
nlacak, Ayasofya açılacak" dıye
bağırdılar
Yeni sol
(Baftarafı 1. Sayfada)
ve ıstıfa eden 15 mılletvekılı ıle or-
taklaşa hazırlanan deklarasyonu
Aydın Guven Gurkan açıkladı
Deklarasyonda şu göruşlere yer
verıldı
"Amacımız, ongoruşlerimızı,
toplumda ve ozellikle bugune de-
gın bızlerle birlikte dav ran"uş bu-
lunan sıyasal kadrolarda Urüsrna-
ya açmaktır. Hedefimız, sol siya-
setin kitle tabanında elden geldı-
gince geniş bir gonış bıriıginı sag-
lamaktır."
Deklarasyonun "lartışmaya
sundugumuz goruşlerimiz" bölu-
munde yer alan 10 maddenın ba-
zılan şoyle
•'Ulkemizin var olan siyasal yel-
pazesi daha behrgin sınıfsal temel-
lere gore oluşturulmalıdır. Ozgur-
luk, çogulculuk, katılımcılık ve
demokrasi ogelen daha da guclen-
dirilerek yenılenmış, evrensel ve
ulusal sol degerlere sahip çıkan ve
çagdaş bir orgutlenme modelini
yasama geçiren yeni bır sol siya-
sal oluşuma Turkiye'nin gereksi-
nimi vardır. Bir yenı sıyasal olu-
şum, bır sol doktrin partisi niteli-
ginde olmamalıdır."
Deklarasyonda ımzası bulunan-
ların adları şoyle Aydın Guven
Gurkan (SHP kurucu genel baş-
kanı), Abdullah Başturk (tstanbul
Mılletvekılı), Fehmi Işıklar (Bur-
sa Mılletvekılı), Tevfik Kocak
(Ankara Mılletvekılı) Ahmel Turk
(Mardın Mılletvekılı), Cuneyt
Canver (Adana Mılletvekılı), İs-
mail Hakkı Onal (Istanbul Mıllet-
vekılı), Mehmet Kahraman (Dı-
yarbakır Mılletvekılı), Adnan Ek-
men (Mardın Mılletvekılı), Salih
Sumer (Dıyarbakır Mılletvekılı),
Mahmot Alınak (Kars Mılletvekı-
lı) Arif Sağ (Ankara Mılletvekılı)
M. Ali Eren (tstanbul Mılletvekı-
lı) Kenan Sonmez (Istanbul Mıl-
letvekılı) tlbajni Binıci (Bıngöl
Mılletvekılı) İbrahim Aksoy (Ma-
latya Mılletvekılı)
CUNEYT ARCAYUREK yazıyor
(Baftarafı 1. Sayfada)
ber verıyordu
ANAP grubunun onemlı bır
bolumu "serbest bırakıldığı
takdırde" yasayı desteklemeye
hazır ANAP'ı, enflasyondan
çok ruşvetveyolsuzlukların hır-
paladığına Kiananlar, hükümet
ıle partı yonetunının nereden bul-
duna nasıl davranış gosterece-
ğını henuz bılemıyorlar, karşı çık-
mamasını "temennı" edıyorlar
Hukümete ve ılgılı çevrelere
sessızlık egemen Adalet Baka-
nı Oltan Sungurlu, hükumetten,
partıden "saptanacak polfttka ıle
ılgılı herhangı bır goruşun daha
gelmedığını' söyledı Bakana
gore yüzlerce tasarı arasında ne-
reden buldun yasasının hukumet
duzeyınde tartışmaya açılmadı-
ğını belırttı Bu aşamada ' sıya-
sı bır pozısyon" saptanmamıştı
Tasarıyı savunacak ya da kar-
şı çıkacak ılgılı bakan Oltan Sun-
gurlu'ydu ve nereden buldun
onerısını derınlemesıne ıncele-
memıştı Daha öncekı donemde
komısyona bır hukumet goruşu
ıletılmıştı Buna göre hukumet,
nereden bulduna 'teknık zorluk-
lar taşıdığım' one surerek karşı
çıkmıstı
1983'te çıkarılan mal beyanı
yasasına göre rusvet alan, yol-
suzluğa karışan kışılere, once
Memunn Muhakematı Yasası ış-
letılıyor, ancak ondan sonra sav-
cılığa gıdılebılıyor Oysa onerıye
gore mal beyanındakı önemlı
farklılık saptanırsa ılgılı, derhal
savcıiığa verılecek
Genel ve katma bütçeye bağ-
lı olanlara getirilen mal beyanı,
yenı önenyle daha genışletılıyor
Bır onergeyle "seçımle ışbaşına
gelen kamu görevlısı kım olursa
olsun" mal beyanında buluna-
cak, eskı ve yenı beyanlardakı
tarklılıklar görülduğunde hemen
savcılık ışleyecek
Seçımle ışbaşına gelen deyı-
şı, beledıye ve ıl genel meclısı
üyelerınden başlayarak "devle-
tın tepe noktasına kadar" butun
kamu gorevlıierını ıçerıyor Yasa-
nın Meclıs'ten geçmesınden
sonra Çankaya'da kım oturursa
otursun mal beyanında bulun-
ması gerekecek Işte. ışler bu
noktada karışıyor Cumhurbas-
kanı seçımınden once venlen
önerı, sıyasal dalgalanmalara
bugunkü kadar yol açmamıştı
Fakat şımdı7
Kimı kaynaklar
TO'den, asağıya "bazı telkınle-
rın" geldığını duyuruyor Soylen-
dığıne göre Cankaya sakını
ANAP grubuna "önerının me-
murları rahatsız edıp ANAP'a
karsı vazıyet almalanna neden
olacağını" duyuruyor Çankaya'-
dan ınen duyurumlara ANAP'h
mılletvekıllerı "memurların he-
men hepsı ruşvet alıyor, yolsuz-
luk yapıyor değıl kı Neden ra-
hatsız olsunlar ve nıçın ANAP'a
tavır koysunlar" yanıtını verıyor-
lar
Hukumet ve ANAP yönetıcılerı
yukarıdan esınlenerek grup ka-
ran almaya gırısırse olayın yenı
boyutları ortaya çıkacak
Onerıyı destekleyenler, pratı-
ğe kolaylık getırmek amacıyla kı-
mı maddelen yumuşatmaya ha-
zırlanıyorlar Onerıde kardeşle-
rın de beyanda bulunmaları ıs-
tenılıyordu Yumuşatma eğılı-
mınde olanlar "seçımle gelen
kamu görevlısının esıyle çocuk-
larının torunlarının dede ve
babalarının" varlıklannı açıkla-
masını yeterlı göruyorlar Seçım-
le gelen TÖ, bu tanımlamanın dı-
şında kalmayacak 1983 beyanı
ıle bugunku varlığı arasında fark
var veya yok, kuşkusuz bu hü-
küm, kamuoyu açısından yeter-
lı olacak
Başbakan atandığı gun Akbu-
lut, ANAP grubunda "rüşvet,
yolsuzluk, haksız edınmelerle"
mucadele edeceğını söylemıştı
Bır kaç kez bu göruşü yınelemış-
tı Partı ıcı muhalefet zaten bu
görüşü savunuyor, başta Hor-
zum, hayalıcılere hapıs cezası ve
nereden buldun yasalannın ka-
buluyle, partının halk mdındekı
kotu ızlenımı sılebıleceğını soy-
lüyor
Hükümet, açık beyanlarına
karşın rüşvetı, yolsuzluğu hak-
sız mal edınmelerı "teşhır
edecek" gırışımı nasıl olacak da
engelleyecek? "Sıyasal mantık"
hukumetın destek vereceğını
soylüyor Isın btr "aması" var ve
hükümetle partı yonetımı, TO ıle
grup ve kamuoyu arasında sıkış-
mış durumda Gırışımı engelle-
mek ıçın ' otel amıgoları" dıye
adlandırılan karşı grubun olayı
"bır hızıp hareketı" gıbı göster-
meye ve bunu partıye, huküme-
te gruba sındırmeye çalıştıkları
söylenıyor
Nereden buldun önerısıne,
grup kararıyla karşı çıkılır ve red-
dı sağlanırsa, partı ıçı muhalefet
önderlerınden bırının söyledığı-
ne gore' artık yettı" dıyecekler,
ANAP'tan ayrılma hareketını
başlatacaklar Kaç mılletvekılı ve
ne zaman olayların akışı ıçınde
ortaya çıkacak Dunku ızlenım-
lerımıze gore ' patlama" olasılık
olmaktan çıkmış, kararlılığa dö-
nüşmüş Dünku göruşmelerde
sonuç açıkça belırıyordu Bas-
kaldınp ayrılacak olanların, ka-
muoyunda kemıkteşen olumsuz
yargıları daha fazla taşımak ıs-
temedıklerını ılan ederek partı-
den kopacakları bıldırılıyor
Oysa, TO ıle hükumetı ıkı ola-
sılık sureklı rahatsız edecek
Önerı ret edılırse, her türden bıl-
gıler sureklı gündemde kalacak
Kabul edılırse dun ıle bugün ara-
sındakı farklı varlıklar her gun ır-
delenecek TO ıle ANAP zırvesı
ıkı tarafı keskın bıçağın tehdıdı
altında Ben yandan TO ıle aıle-
nın, nereden bulduna karşı cep-
he almaması gerekıyor
Dünkü Tercuman'da "yakın
çevrenın" mal varlığı tartışmala-
rına ışık tutacak açıklamaları yer
alıyordu Buna gore TO, partıyı
kurarken bellı bır servetın sahı-
bıydı Yıllarca ust görevlerde,
ozel sektörde yuksek maaşla ça-
lışmıştı Varlığı doğaldı O tarıh-
te açıkladığı beyanda sırf altın-
larının tutan mılyonlarla ıfade
edılıyordu "Yakın çevrenın" ya-
kın dönemle ılgılı savunusu - ga-
zeteye gore- şoyleydı
"Yenı donemde ıse kendısı
cok sayıda yurtdışı seyahatlere
katıldı Bu seyahatlere katılan bır
genel mudur veya musteşar yar-
dımcısı ortalama ıkı yıl ıçınde An-
kara'nın mutena bır yerınde da-
ıre satın alabılecek kadar bırık-
tırıyor Bu duruma gore TO nun
mal varlığının bu turden tartış-
malara konu olması anlamsız-
dır'
O halde, sorun kalmıyor Baş-
ta TO, eşıyle çocukları, torunla-
rı, yaşıyorsa dede ve babası, mal
varlıklannı rahatlıkla açıklayabı-
lırler
Mal varlığı ıle nereden buldun
sorusuna sert karşı çıkışlar ne-
den?
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baftarafı 1. Sayfada)
ve bulaşık aydın ozentılerının hamam böceklerı gıbı her ye-
n sardığı bır dünyada Cemal Süreya gıbı ınsanlar örnek alın-
ması gereklı bırer kışılık anıttır
Son yıllar, yenı, yepyenı bır aydın modeli de urettı 12 Mart
ve 12 Eyluller'ın getırdığı baskılar bu modelın çerçevesını
çızdı
Korkaklık, yılgınlığa, yılgınlık, teslımıyetçılığe teslımıyet-
çılık de koşe donmecıhğe ve ışbıtırıcılığe kapılar açtı
Cemal Sureya ısteseydı, uzmanı olduğu malıye alanında
en ust burokratık koltuklara oturur ya da holdıng sofralann-
da mılyarlarla oynardı
Kararlı, ınançlı, bılınçlı ve aydın tavrıyla her gun yenıden
doğdu, hıç yorulmadı. korkmadı, yılmadı, durmadı.
Hep ama hep savaştı
Cemal Sureya, gıttıkçe "nesıllerı tükenen" onurlu aydın-
ların ortak adıdır
Şıırlerı yureklerımızde guvercın sıcaklığı ıle duruvor; dev-
rımcı ve ılerıcı aydın tavrı da belleklerımızde bır kışılık anıtı
gıbı duracak
Anısı hepımıze onder olsun
NÂZIM HİKMET'İN EVİ
Unlu Turk şaırı Nâzım Hıkmet, uzun yıllar Turkıye'de ha-
pıs yattıktan sonra Sovyetler Bırlığı'ne gıtmış ve yaşamının
onuç yılını Moskova'da geçırmıştır
Bu buyuk şaırın Turkıye'de hangı cenderelerden geçtığı-
nı anlayabılmek ıçın avukat Atılla Coşkun'un "Sıyasal Yaşa-
mından Kesıtlerle Nâzım'ın Davalan" kıtabını okumak yeter
Kıtapta Nâzım'ın ne gıbı suçlarla yargılandığı belgelerle
açıklanıyor
Nâzım Hıkmet'ın son gunlerıne kadar uzun yıllar yaşadı-
ğı bu apartman daıresının kapısında Nâzım'ın bu evde ya-
şadığını anlatan bır plaket asılmıştı
Nâzım Hıkmet, olumune yakın yazdığı "Cenaze
merasımım" adlı şıırınde şu duygularını dıle getırır
"Bızım avludan mı kalkacak cenazem I nasıl ındıreceksı-
nız benı uçüncu kattan? I Asansore sığmaz tabut I merdı-
venlerse daracık
Belkı avluda dız boyu güven ve güvercınler olacak / Belkı
kar yağacak çocuk çığlıkları ıle dolu I Belkı ıslak asfaltıyla
yağmur / Ve avluda çop bıdonları duracak her zamankı gıbı
Kamyona, yerlı gelenekle, yuzuk açık yukleneceksem / Bır-
şey damlayabılır alnıma bır guverctnden, uğurdur / Bando da
gelse de gelmese de çocuklar gelecek yanıma I Meraklıdır
olulere çocuklar
Bakacak ardımdan mutfak penceremız, balkonumuzdan
geçırecek benı çamaşırlarıyla / Ben bu avluda bahtiyar ya-
şadım bılemedıgınız kadar / Avludaşlarım, uzun ömurler dı-
lerım hepınıze. "
Turkıye Yazarlar Sendıkası, Nâzım Hıkmet'ın Moskova
1
dakı evının muze yapılması ıçın Gorbaçov'a başvuruyor
Nâzım'ın evı muze olmalıdır Ama Nâzım'ın mezarı Türkı-
ye'ye getırılmelı ve "Anadolu'da bır koy mezaritğına gomun
benı / Ve de uyanna gelırse / Tepemde bır de çınar olursa
I Taş maş ıstemez hanı" şıırındekı vasıyetı yerıne getırıl-
melıdır
Nâzım, bu yurdun şaırıdır, Nâzım, Kuvayı Mıllıye şaırıdır,
Nâzım, Turk dılının şaırıdır, bu ulkenın aydını, bu ulkenın
ınsanıdır
Nâzım'ın dedıği gibı "Türküler söytendtkçe Türk dılıyle /Se-
nı sevıyorum gulum dendıkçe Turk dılıyle / Türk dılıyle gulü-
nup / Turk dılıyle ağıtlar yakıldıkça" Nâzım Hıkmet yaşayacak
Nâzım'ı mahkûm edenler unutulacak, ama Nâzım hep ya-
şayacak
Nâzım Hıkmet'ın mezarı yurdumuza ne zaman getirıle-
cek"? Bu dusmanlık, bu bağnaziık, bu kın ne zaman bıtecek?
İZMİR'den HİKMET ÇETİHKAYA
Sol Parti
IZMIR — DISK yönetıcılerı
Abdullah Başturk ve arkadaşla-
rının yenı bır partı kurma gırışım-
lerını nasıl karşılıyor'
7
DISK Genel Başkanı Abdullah
Başturk ve Genel Sekreten Feh-
mı Işıklar, 6 ocak günu Ankara
Cınnah Caddesı 38/1 numaralı
büroda genel başkan, temsılcı
merkez yurutme kurulu uyelerı
duzeyınde bır toplantı düzenledı-
ler Toplantıya bu düzeyde 28 es-
kı DISK yönetıcısı katıldı Gun-
dem ıkı maddeden oluşuyordu
DISK davasının geldığı aşama ve
genel durum değerlendırmesı
Ancak yenı partı oluşumu da-
ha ağır bastı Başturk ve arka-
daşları 28 sendıkacıya yenı bır
partı kurulmasının zorunlu oldu-
ğunu, ışçı sınıfının polıtıka sah-
nesınde yer almasını önerdıler
Toplantı saat 1330'da başladı
2000'de sona erdı
28 DISK yönetıcısınden bır kı-
şı partı kurulmasını savundu 27
sendıkacı ıse buna karşı çıktı
Tekstıl Sendıkası eskı Genel Baş-
kanı Rıdvan Budak şoyle dedı
— Bızım ışımız partı kurmak
değıl Ayrı ayrı sıyası düşünceye
sahip olan bızler, sınıf ve kıtle
sendıkacılığını benımsedığımız
ıçın DISK'te bır araya gelmıştık
Tartısmalar bu noktada doru-
ğa doğru hızla yukseldı Partı ku-
rulmasına karşı çıkanlar, DISK-
ın sendıkal bır orgut olduğunu
savundular Abdullah Basturk'un
bugune değın DISK'ı yenıden ya-
şama dondurmek ıçın çaba gos-
termedığını one surduler
Abdullah Başturk ve arkadaş-
ları dıretıyorlardı DISK adı, polı-
tıkaya gırecektı Başturk DISK
Genel Başkanı olarak bu unun-
den yararlanarak polıtıka yapa-
caktı
Şımdı solda yenı bır partı ku-
ruluyor Kurulacak bu partı Turkı-
ye'ye özgu bır sosyalızm mode-
lının otesınde "sosyal demokrat
bır kımlık" tasıyacak Adı her ne
kadar' devrımcı' bıle olsa, sos-
yal demokrat bır cızgıden oteye
gıdemeyecek
Başturk ve arkadaşları, Bulent
Ecevıt ın DSP'sı gıbı Turkıye'de
sosyal demokrat hareketı bır ol-
çude belkı etkıleyecek ya da hıç
etkılemeyecek Turkiye'nin kosul-
ları ıçınde boyle bır kımlık taşıyan
partının yaşamının ne denlı su-
receğını az çok bılıyoruz ama
solda ucuncu bır kıtle partısı Turk
halkının ılgısını hangı noktaya ka-
dar çekecek, orası şımdılık kapalı
kutu
SHP eskı Genel Başkanların-
dan Aydın Guven Gurkan dun
saat 1100'de ' solda yenı bır partı
tartışması"nı basın toplantısı du-
zenleyerek açtı Bu arada 'SHP
merkez partısıdır' dedı Sonra
yenı &uı (jaııının sosyal demok-
ratlardan Marksıstlere dek herke-
sı kucaklayacağını belırttı
Cuneyt Canver den llhamı Bı-
nıcı'ye, Salih Sumer'den Mehmet
Kahraman'a dek bır haylı
' Marksıst" goze çarptı Adı koo-
peratıf yolsuzluğuna karışan, tu-
tuklanmaktan "mılletvekılı maz-
batasını alıp" kurtulan, Türk-Arap
Bankası'na mılyarlık kredı borcu
olan şırket yönetım kurulu uyesı
ve köy ağaları, yenı "sol partı"nın
"en fazla Marksıst" kadrolannı
oluşturacaklar
Bu ışte dürust davranan hıç
kuşkusuz Kemal Anadol, Hüsr/tT
Okçuoğlu ve Kamıl
Ateşoğullan'ydı Onlar baştan
ben 'Eksık olan Marksıst
partıdır" dıyorlardı Kendı deyış-
lerıyle, "Maceraya gırmek
ıstemıyoruz" görüşünu ışın ba-
şından berı yınelıyorlardı Bır par-
tı kurup kımlık aramayı doğru
bulmuyorlardı Onlar bır Marksıst
partıde üye olmaya gönullüydü
Uc mıllıtvekılıne bu yüzden
söylenecek sozümuz yok
Ama "Marksıst" sozunu eden-
lere bır çıft sozumuz olacak
— Yenı kurulacak sol partıde
sosyal demokratları Aydın Guven
Gurkan Marksıstlerı ıse Salih
Sümer orgutlesın Göreceksınız
bır haylı başarılı olacaklardır
Gurkan'ın Halkcı Partı'de, Salih
Sumer'ın kendı seçım bolgesın-
de uye kayıtlarında haylı dene-
yımlerı vardır
SHP merkez partısı mı'
Denız Baykal ve arkadaşları-
nın SHP'yı "merkez partısıne
çekmek ıçın" bır gırışımlerı var
mıdır yok mudur'
Baykal'ın kafasında böyle bır
plan olabılır, ama SHP'ye gonül
vermış kadrolar hiçbır zaman
boyle bır gıdışe ızleyıcı kalmaz
Göreceksınız, 27-28 ocakta yapı-
lacak seçımlı olağanüstu tuzuk
kurultayında dengeler nasıl de-
ğışecektır
Bız, Kürt kokenlı yedı mılletve-
kılının partıden kesın ıhraçlarına
başından ben karşı çıkmıştık,
ama genel merkezın 'hızıpcı' tu-
tumu bır ıkı genel sekreter yar-
dımcısının 'okuma veyazmayla"
fazla ılışkılerı olmadığından
SHP'yı "merkeze oturtma" gıbı
bır goruntu yasandı kamuoyun-
da
SHP merkez partısı olamaz
Bu gerceğı partı ıçınde sava-
sım veren Ertuğrul Gunay ve ar-
kadasları gıttıklerı yerlerde gör-
duler, yasadılar
DISK yonetıcılerının, sosyalıst
aydınların, emekçılerın destekle-
medığı kooperatıf ve kredı yol-
suzluğuna karısanların ve köy
ağalarının ıçınde bulunduğu "ye-
nı sol partı tartısması' ya da "ye-
nı sol partı" Turk ulusuna hayırlı
ve uğurlu olsun