Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 13 OCAK 1990
MIHAIL GORBAÇOVDAN AÇIKLAMA.
Aynlma hakkını görüşeceğiz^ ^ f . K n#»vW PQÇVQTII rıımhıırivptlprin hirliktpn huriyet olduğunu anımsatarak, "birlikten şartlanyla ilgili metnin en kısa zamanda in- Gennadi Gerasimov, "Özel dunımlan dayalı olarak gelişmiş bîr siyasi üstyapı."Devlet Başkanı, cumhuriyetlerin birlikten
aynlmaları konusunun parlamentoda görüşüleceğini
belirtirken, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Gennadi Gerasimov da
cumhuriyetlerin aynlmalarına ilişkin bjr yasanın
hazırlanmakta olduğunu bildirdi.
Dıs Haberier Servisi — Sovyetler Birliği
Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Litvan-
ya'daki temaslarını surdürüyor. Gorbaçov,
cumhuriyetlerin SSCB'den ayrılmaları ko-
nusunun parlamentoda görüşüleceğini söy-
ledi. Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Gennadi Gerasimov da, cumhuri-
yetlerin federal yapıdan aynlmalarına iliş-
kin bir yasanın hazırlanmakta olduğunu
bildirdi.
SSCB Devlet Başkanı Gorbaçov, Litvan-
ya ziyaretinin ikinci gününde, işçiler, ay-
dınlar ve komünist parti yetkilileriyle gö-
rüştü. Gorbaçov, görüşmeler sırasmda Lit-
vanya'nın SSCB'den ayrılmaması için Lit-
vanyalıları ikna etmeye çalıştı. AP'nin ha-
berine göre, bir fabrikada işçilerle konuşan
Gorbaçov, Litvanya'nın bağınısızlığjnın
olası bir gelişme olacağıru belirtti, ancak iş-
çileri aynlma konusunda uyardı.
Gorbaçov, işcilerle yaptığı görüşme sıra-
sında, Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinin,
birlikten aynlmaları konusunun parlamen-
toda görüşüleceğini kaydederek, bu konu-
da iyi bir zamanlama yapılması gerektiğin-
den söz etti. Gorbaçov, SSCB'de 15 cum-
huriyet olduğunu arumsatarak, "birlikten
nasıl ayrılmak gerektiğini bilmek gerekir.
Aynlma, savunma ve haberleşme gibi ko-
nulardaki sorunlan da beraberinde getirir.
Aynlma süreci bir mekanizma gerektirir"
dedi.
Litvanya'da Sovyetler Birliği'nden aynl-
ma isteklerinin artması üzerine Mihail Gor-
baçov, önceki gün eşi Raisa ile birlikte Vil-
nius'a gitmiş ve kendi kişisel prestijini de
ortaya koyarak, Litvanyalılan bu karardan
vazgeçirmek için temaslara başlamışt). Baş-
kent Vilnius'ta da 300 bin kişi, Gorbaçov'-
un ziyareti sırasında gösteri düzenleyerek
bağımsızlık istemişlerdi.
Sovyetler Birliği lideri Gorbaçov, Litvan-
yalı aydınlarla yaptığı görüşme sırasında
da, Litvanya'nın SSCB'den ayrılmasının
sakıncalarına değindi. Gorbaçov, Sovyet
cumhuriyetlerinin federal yapıdan aynlma
şartlanyla ilgili metnin en kısa zamanda in-
celeneceğini belirtti. Metnin, en kısa süre
içinde "ulusal iartışmaya" açılacağını ifa-
de eden Gorbaçov, aynlma konusunda faz-
la aceleci davranılmaması gerektiğini de
vurguladı.
Gerasimov'un sözleri
Bu arada, Sovyetler Birliği Dışişleri Ba-
kanlığı Sözcüsü Gennadi Gerasimov, cum-
huriyetlerin federal yapıdan aynlma hak-
larına ilişkin koşullan içeren bir yasanın ha-
zırlanmakta olduğunu söyledi.
Gerasimov, tngiliz ITN Televizyonu'na
verdiği demeçte, Litvanya Cumhuriyeti'nin
Sovyet federasyonundan aynlma ihtimali-
ni "boşanmaya" benzeterek, "Anayasa-
mızda bir madde bulunuyor. Buna göre,
her curahuriyetin aynlma, kopma bakkı
var. Böyle bir hak mevcul" dedi.
Gennadi Gerasimov, "Özel dunımlan
önceden tabmin etmdiyiz. Başkalannın da
çıkar'annı düşünmeliyiz. Bir çiff/n boşan-
masında olduğu gibi bu konuda da benzer
bir siırecin önceden tayin edilmesi gerekir"
şeklinde konuştu.
Gerasimov demecinde, bu konuda bir ya-
sa tasarısının hazırlanmakta olduğunu,
onaylanmadan önce tasanmn kamuoyun-
da açıkça tartışılacağıru söyledi.
SBKP'nin yeni milliyeüer politikası, ül-
kedeki tum etnik grup ve halklann ulusal
kimlik ve kültürlerini güçlendirmelerine ola-
nak sağlarken, ülke ekonomisinin "tek bir
pazar olan SSCB federasyonu" temelinde
örgütlenmesini ongörüyor.
Sovyet lideri, aynı temayı, dün Vilnius
1
taki bir fabrikarun işçilerine yaptığı konuş-
mada da vurgularken, Sovyetler Birliği'ni
"Taribsel olarak tek bir ekonomik temele
dayalı olarak gelişmiş bir siyasi üstyapı."
olarak niteledi.
Resmi haber ajansı TASS'ın, tam metni-
ni dün yayımladığı konuşmasında Mihail
Gorbaçov, her etnik grubun ve halkın "tiim
küJtürel ve enlelektüel'' potansiyelinden ya-
rarlanabileceği bir yapı oluşturmaya çalışır-
ken, SSCB'yi oluşturan cumhuriyetlerin hiç-
birinin ötekiler olmadan yaşayamayacağı-
run bilinciyle hareket etmek gerektiğini kay-
detti.
Sovyet lideri, Sovyet birlik cumhuriyet-
lerine ekonomik bağımsızlık verirken mer-
kezd yönetimin ve birlik cumhuriyetlerinin
siyasi egemenlik sınırlarının da kesin çizgi-
lerle belirleneceğini kaydetti. Gorbaçov, 'asıl
perestroyka'nın 1989'da başladığıru ve bu yıl
halkın başlattığı ekonomik ve siyasi yapıyı
değiştirme surecinin uzun zaman alacağını
bildirdi.
AZERBAYCAN
Kafkasya'da
kara bulutlarAzerbaycan'ın dağlık Karabağ sınırında Azeriler,
Ermenilerin yaşadığı bir kasabayı basarak yerel parti
başkanı ile bir grup parti yöneticisini rehin aldı. Lenekan
kentinde Halk Cephesi yönetimi ele geçirdi.
Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birli-
ği'ndeki etnik huzursuzltığun dorukta ol-
duğu bölgelerden Azerbaycan'ın sınırlan
içinde yer alan Lenkeran kentinde Halk
Cephesi'nin Komünist Partisi'ni ve yerel
yönetimi devirerek kentin kontrolünü ele
geçirdiği bildirıldı. Haber, Sovyetler Birli-
ği resmi yayın organı Izvestia tarafından
doğrulandı. Dağlık Karabağ bölgesinde
tçişleri Bakanlığı'nda görevii bir teğmen öl-
dürülürken Azerbaycan-Dağlık Karabağ sı-
nırında da yerel parti başkanı ile bir grup
parti yetkisilininjehin tutulduğu bildirildi.
Gürcistan'da ise bağımsızlık isteyen bir
grup protestocu Kareli kasabasında hükü-
met görevlilerini bürolarından dışarı çıkar-
tarak buraları işgal ettiler.
Sovyetler Birliği yönetiminin resmi yayın
organı Izvestia Gazetesi, Azerbaycan Cum-
huriyeti'nin Lenkeran kentinde "iktidarın
tümüyle Halk Cephesi örgıitünün eline
gectigini" doğruladı.
Gazete, Halk Cephesi üyelerinin, dün ye-
rel Sovyet'in, güvenlik kuvvetlerinin ve Ko-
münist Partisi yetkililerinin görev yerleri-
ne bırakılmadıklannı ve "kentte düzeni sag-
lamak amacıyla geçici savunma komilesi
kurulduğuou" bildirdi.
Gazete, tçişleri Bakanlığı kuvvetlerinin
U$tjlüzeydeki subaylanndan oluşan bir he-
yetin, dün Azerbaycan'a gittiğini de açık-
ladı.
Sovyet resmi haber ajansı TASS, lçişle-
ri'ne bağlı bir teğmenin, Azerilerin çoğun-
lukta olduğu Akhullu'da vurularak öldü-
rüldüğünü bildirdi. TASS, ilk soruşturma-
lara göre Teğmen I. Tsymbalyuk'u Azeri
bir polisin vurduğunu belirtti. Bu arada
Azerbaycan-Dağlık Karabağ sınırında bir
yerel parti başkanı ile bir grup yöneticüıin
rehin tutulduğunu bildirdi. Moskova Rad-
yosu'nun bir yan kolu olan tnterfa haber
servisi tarafından verilen habere göre Sha-
umian kasabasında rehin tutulan tüm par-
ti yetkilileri Ermeni. Ermenilerin yerleşim
bölgesi olan kasabayı, kurşun geçirmez ye-
lekler giyen ve otomatik silahlar taşıyan bir
grup Azerinin bastığı, yaralananlar oldu-
ğu belirtildi; ancak detay verilmedi.
Bu arada, Azerbaycan'ın başkenti Ba-
kû'deki kaynaklar, Celilabad ve Lenkeran
kentlerinden sonra, kuzeydeki Dağıstan
Özerk Cumhuriyeti sırun yakınındaki Se-
ki kentinde de yerel Sovyet ile Komünist
Partisi örgiitünun halkın tehdidi altında ol-
duğunu ve Celilabad ile Lenkeran'da mey-
dana gelen olayların bu kentte de tekrarla-
nabileceğini bildirdiler.
Aynı kaynaklar, bu olaylarla birlikte, Er-
menilerin yaşadığı yerleşim merkezlerindeki
gerginliğin de yer yer silahlı çatışmalara dö-
nüştuğünu haber verdiler.
Gence kenti yakınlanndaki Hanlar ka-
sabasında dün silahlı çatışma çıktığı bildi-
rildi, ancak bu çatışmalarda ölen ve yara-
lanan olup olmadığı öğrenilemedi.
Öte yandan Bakû'de de durumun son de-
recede gergin olduğu ve Azerbaycan Komü-
nist Partisi Merkez Komitesi'nin dün yap-
ması planlanan toplantısının bugüne erte-
lendiği haber verildi.
Bakû'deki kaynaklar, Azerbaycan Halk
Cephesi'nin, Azerbaycan KP Genel Sekre-
teri Abdurrahman Vezirov'un istifa etme-
mesi halinde, Bakû'deki tüm resmi kuru-
luşlarla radyo ve TV binalannı abluka al-
tına alma tehdidinde bulunduğunu kaydet-
tiler.
Bakû'de, başta Milli Kurtuluş (Yeni Mu-
savat) Partisi olmak üzere, milliyetçi grup-
ların sürekli olarak ve kentin çeşitli yerle-
rinde protesto eylemlerinde bulunduğunu
kaydeden bu kaynaklar, Bakû'deki Azer-
baycan Komünist Partisi Merkez Komite-
si binasının çok sıkı koruma altında oldu-
ğunu ve binanın kapı içlerinde bile silahlı
nöbetçiler bulundurulduğunu duyurdular.
Izvestia Gazetesi, tüm bu olaylann so-
rumlusu olarak gösterdiği Dağlık Karabağ
sorununa en kısa sürede köklü bir çözüm
getirilmemesi halinde, Azerbaycan halkının
kitleler halinde Karabağ'a karşı yürüyüşe
geçeceği yolunda uyarıda bulundu.
Gürcistan'da olaylar
Gürcistan'da ise bağımsızlık isteyen bir
grup gösteridnin, başkent Tiflis'in 85 km.
kuzeybatısında küçiik bir kasaba olan Ka-
reli'de hükümet görevlilerini ofislerinden çı-
kartarak binalan işgal ettikleri bildirildi.
Eylemciler adına konuşan Irina Sarişvili,
göstericilerin kenti ve yerel yönetim ofisle-
rini ele geçirdiklerini açıkladı. Sözcü, "Sov-
yet yönetimi bölgede fonksiyonunu artık
yitirmiştir" görüşünü savundu.
GORBAÇOV'UN ZOR GEZİSİ—Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Litvanyalıları SSCBden aynlmama konusun-
da ikna etmeye çalışıyor. (Fotograf: Reute'r)
ROMANYA
KP
yasadışıBÜKREŞ (AA) — Romanya'da, Ulusal
Kurtuluş Cephesi (USC) Konseyi Başkanı
lon Iliescu, "Komünist Partisi'nin yasadışı
ilan edildigini" açıkladı.
Iliescu, dun başkent Bükreş'te düzenle-
nen yönetim aleyhtarı gösıerilerden sonra,
USC Konseyi'nin diğer yöneticileri ile bir
araya geldi ve bu açıklamayı yaptı.
Toplantı Rumen Televizyonu tarafından
naklen yayımlandı. Toplantıya, USC Kon-
seyi Başkan Yardımcısı Dimitru Maziln ve
Başbakan Petre Roman da katıldı.
Öte yandan, Romanya'da dün
binlerce kişi yeni yönetimi ilk kez protesto
etti. 22 aralık tarihinde başlayan halk ayak-
lanmasında ölenleri anmak için düzenlenen
tören sonrasında yapılan yönetim karşıtı
gösteriye, çoğunluğu genç olan, yaklaşık 6
bin kişi katıldı. Göstericiler, yönetimin ön-
de gelen isimlerinden olan Silviu Brucan'-
ın istifasını istediler.
Ulusal Kurtuluş Cephesi Konseyi'nin
Bükreş'teki binasının önünde toplanan gös-
tericiler, "Kahrobun komürüzm", "Özgür-
Ink istiyonız" ve "Brucan istifa" şeklinde
sloganlar attılar. AA'nın haberine göre,
göstericilerden bazılan, AFP'ye yaptıkları
açıklamada, Silviu Brucan'ın gerçek bir ko-
rrünist olduğunu ve artık Romanya'nın ko-
münist yönetici istemediğini söylediler.
Göstericiler, Ulusal Kurtuluş Cephesi Kon-
seyi Başkanı lon Iliescu ve başbakan Petre
Roman'ın birer demokrat olduklannı ve
Romanya'nın her ne şekilde olursa olsun
komünizmi değil, demokrasiyi istedığıni be-
lirttiler.
öte yandan, Bükreş'te dün düzenlenen
gösteride, göstericilere hitap eden USC Kon-
seyi Başkanı lon Iliescu, halk isterse, nisan
ayındaki serbest seçimlerin BM denetiminde
gerçekleştirilebileceğini söyledi.
Iliescu, "Toplumda düzeni saglayanıaz-
sak, ekonomiyi >önelemezsek. kaos ortaya
çıkar. Kaostan da sadece dikutörlik
dogar" diye konuştu.
DEMOKRATIK ALMANYA
Modrowhükümeti,muhalefeteboyuneğdiBaşbakan Hans Modrovv, muhalefetin sert tepkileri
karşısında seçimferden önce yeni bir güvenlik örgütünün
kurulması kararından vazgeçti. Modrovv, böylece
hükümetin düşmesini önledi. Doğu Berlin'de 2 gündür
yeni güvenlik örgütünün kurulmasını protesto için
gösteriler düzenleniyordu.
GÜNER YÜREKLİK
DOĞL' BERLİN — Demokratik Alman-
ya Başbakam Hans Modrow muhalefete bo-
yun eğdi ve dün Doğu Berlin'de parlamen-
to üyeleri önünde yaptığı konuşmada, 6 ma-
yıs seçimlerinden önce yeni bir "anayasayı
koruma örgütünün" (gizli polis) kurulma-
yacağını bildirdi ve bu kararı ile hüküme-
tin düşmesini önledi. Modrov, önceki gün
yaptığı hükümet açıklamasında, yeni bir
anayasayı koruma örgütü kunılacağını bil-
dirmiş, başbakanın bu açıklaması muhalif
parti ve gruplann sert tepkisi ile karşılaş-
mıştı. Parlamentodaki koalisyon ortağı li-
berallerle, Hıristiyan demokratlar, "Mod-
rov 6 mayı: seçimlerinden önce boyle bir ör-
gflt kurarsa hükümetten çekiliriz" şeklinde
açıklamalar yapmışlardı. Gerek muhalif
parti ve gruplar, gerekse Demokratik Alman
halkı, dağıtılan devlet güvenlik örgütü,
"STASİ" yerine yeni bir anayasayı koruma
örgütünün kurulmasına kesinlikle karşı çı-
kıyor ve bu tür girişimlere karşı büyük bir
tepki gösteriyorlar. Nitekim son 2 gündür
Doğu Berlin'deki parlamento binası önün-
de toplanan binlerce gösterici, ellerindeki
pankartlar ve attıklan sloganlar ile Mod-
rov'un kurmak istediği yeni güvenlik örgü-
tünü ve Sosyaüst Birlik Partisi'ni şiddete va-
ran eylemler ile protesto ettiler. Gösterici-
ler, korkularını "Yeni STASİ gelirse biz
gideriz" yazılı dövizlerle dile getirdiler. Bu
arada insaat işçileri de bir yürüyüş yaptı-
lar ve STASl'ye karşı uyarı grevleri yapa-
caklarını bildirdiler.
Doğu Berlin'de dün sabah da çeşitli gös-
teriler oldu. Parlamento binası etrafında tur
atan taksi şoförleri sürekli korna çalarak,
Modrov hükümetine karşı tepkilerini gös-
terdiler. Sosyaüst Birlik Partisi parlamen-
todaki tek parti egemenliğini hâlâ kullan-
makla suçlanıyor; Başbakan Modrov'un ko-
alisyon ortağı partilerle yuvarlak masa gö-
rüşmelerine katılan gruplara eşitlik tanıması
talep ediliyor. Bu gibi sorunlara değinme-
yen Modrov'un hükümet açıklaması, sert
bir dille eleştirildi ve umut verici olmamakla
suçlandı. Modrov, dünkü parlamento otu-
rumunda yeni bir güvenlik örgütünün şim-
dilik kurulmayacağım açıklamakla, kendi-
sine ve partisine karşı yöneltilen eleştirileri
belli ölçüde önlemiş, hükümet çalışmaları-
nın devamını sağlamış oldu. Modrov, bu ka-
ran, gelen şiddetli tepkiler karşısında aldı-
ğım söyledi. Demokratik Almanya'nın iç gü-
venliği ile ilgili önlemler, bundan böyle 6
mayıs seçimlerine dek yuvarlak masa göriiş-
melerinde alınacak kararlarla belirlenecek.
Dün Doğu Berlin'deki parlamento bina-
sında yapılan hükümet açıklamasıyla ilgili
tartışmalarda Modrow'un eski parti anla-
yışını terk etmesi ve derhal köklü ekonomik
reformlara geçmesi de istendi. Hıristiyan
Demokrat parlamento parti grubu başka-
nı Adolf Nigemeier, sosyalist planlama eko-
nomisinden vazgeçilmesini savunarak,
"Sosyalisl Birlik Partisi bu donuşümu ön-
lemeye kalkar, tek parti egemenliğini kul-
lanırsa hükümetten çekiliriz" şeklinde ko-
nuştu. Parlamentodaki bütün partiler mu-
halif gruplarla yuvarlak masa görüşmele-
rinin sürdürulmesini istediler. Son toplan-
tıya katılmayan Modrovv, görüşmelerin sür-
durüleceğini, şimdi en önemli sorunun eko-
nomik reformlar olduğunu bildirdi. Başba-
kan Modrovv'un hükümet açıklaması 7 kar-
şı,,24 çekimser oy ile kabul edildi. Parla-
mento 29 ocakta tekrar toplanarak ulke
ekonomisini tartışacak. 6 mayıs tarihinde
ise Demokratik Almanya tarihinde ilk kez
çok partili serbest seçimlere gidilecek.
POLONYA'NJNANKARA BÜYÜKELÇİSİ MİWSLAWPALASZ'DANCUMHURİYETEDEMEÇ
Fazla demokrasinin çözüm olmadığını biliyoruzJBüyükelçi Palasz, Varşova Paktı'nın devam edeceğini, çünkü
iki Almanya'nın birleşme olasıhğının paktın varlığını
sürdürücü etki yaptığını söyledi. Palasz, COMECON'un da
yapı olarak değişmesi gerektiğini kaydetti.
SEMİH İDİZ
ANKARA — Polonya'run Ankara Büyü-
kelçisi Milosla* Palasz, Doğu Avrupa'da-
ki değişimm temelinde yıllarca ileri sürülen
resmi propaganda ile gerçekler arasındaki
uçurumun bulunduğunu söyledi.
Kendisiyle yaptığınuz söyleşide Palasz'a
Polonya ve liogu Avrupa'daki gelişmeler
konusunda yönelttiğimiz sorular ve verdi-
ği yanıtlar şöyle:
"— Doğu Avrupa'da göriilen dramatik
degişimin temelinde hangi dinamikler ya-
üyor sizce? Sovyetler Birliği'ndeki degişik-
likler burada kilit rol oynadı mı?
PALASZ — Bu gelişmelerin beklenme-
dik patlamalardan kaynaklandığı kanısın-
da değilim. Söz konusu olan belli bir sü-
reçti ve bu, önce Polonya ile Macaristan'da
başladı. Her şeyi Gorbaçov ve perestroykaya
bağlamak yanlış. Söz konusu olan, paralel
gelişmeler içindeki karşılıklı etkileşimdi. Po-
lonya ve Sovyetler Birliği birbirlerini etki-
liyorlardı.
— Polonya'nın Doğa Avrupa'daki degi-
şimin katalizörii olduğunu mu söylü-
yorsunuz?
PALASZ — Evet. Ama tabii hareketimiz
1980 yılında daha olgunlaşmamıştı. Deği-
şim sürecine 70'li yıllarda girmek belki
mümkün olabilirdi. Ama bu olanaksızdı.
Çünku Brejnev Doktrini halen yürürlüktey-
di. Polonya'da da başta ordu müdahalesi ol-
du. Ama bu, Polonya ordusuydu. Bu, çok
önemli bir noktadır. Kanımca Jaruzelski bu
kararı almakla büyuk cesaret gösterdi. Ma-
caristan'da ve Çekoslovakya'da 1950'lerde,
60'larda olanlan gören kişiler olarak bu ka-
rarın Polonya'da çok kan akıtılmasını ön-
lediğini biliyoruz.
— Savaş sonrasında birçok umutlaria ku-
rulan bu rejimlerin içeride kan akıtılması
potansiyelini de beraberlerinde getirdikle-
rini göruyoruz. En son ve acı örneği Ro-
manya'da yaşandı. Niçin böyle oldu?
PALASZ — Belki Polonya'daki durum
o kadar ciddi değildi. Ama birçok sosya-
list ülkede çok yakın bir zamana kadar res-
mi propaganda ile gerçekler arasında çok
büyuk bir fark vardı. Bunun Sovyetler Bir-
liği için de geçerli olduğunu zannediyorum.
Büyük sözlerle savunulan sosyalizmin in-
sanları daha mutlu kılmayı, daha iyi yaşa-
malarını amaçladığı söyleniyordu. Ancak
mevcut ekonomik sistemle bunun gerçek-
leştirilmesi imkânsızdı. Belki idealistler her-
kesin 50 yıl sonra, bundan sonraki kuşağın
veya kuşaklaruı mutlu olacağını kabullene-
PALASZ — Her şeyi Gorbaçov'a bagla-
mak yanlış.
bilir. Ama temel çelişki buradan kaynakla-
nıyor. Marksizm ile materyalizmin dünya
görüşü olarak hâkim olduğu ulkelerde bile
bu 'süper gelecek' yaşayan kuşaklara bir-
şeyler sunmak zorunda.
— Demokrasi altında tüm sonınlana bir
anda çözümlenecegine inanılıyor mu?
PALASZ — Fazla demokrasinin bir çö-
züm olmadığını biliyoruz. I. Dünya Savaşı
sonunda ülkemizde çok fazla demokrasi
vardı ve sonuçlan iyi değildi. Bir ülkenin de-
mokrasiye geçerken gerekli olgunluğa sahip
olması gerekiyor. Öte yandan demokrasinin
en iyi yönlerinin bile bazı sınırlan var. Sı-
nırsız demokrasi imkânsız bir şey. Biz bir
geçiş donemindeyiz. Mevcut hükümetimiz
ve siyasi orgütlerimiz geçicidir.
— Degişimin baslamasını ve özellikle Da-
yanışma Sendikası'nın kuruluşunu gosterişli
bir şekiide alkışlayan zengin Batı'mn sonuç
olarak Polonya'ya verdiği fiili destek bir hiç.
Sokaktaki Polonyalı gelecekte dışarıya de-
ğil kendisine güvenmesi gerekeceğinin bilin-
cinde mi?
PALASZ — Bakınız, çok doğru bir ko-
nuya temas ettiniz. Bu, Polonya'nın Batı
1
dan gelecek olan destek hayalini yaşadığı ilk
örnek değil. Tarihte birçok kez göruldü. Na-
polyon zamamnda öyleydi, 1. Dünya Sava-
şı sonunda da. 1939'da Ingiltere ve Fransa
ile ittifakımız vardı. Ancak gördük ki bir-
çok şey sadece güzel sözlerden ve güzel va-
atlerden ibaretmiş. Bu nedenle sorunuzun
yamtı, evet. Polonya halkı hayal kınklığı-
na uğradı. Ancak bu ilk kez değildi. Çok
açıkça ifade ettik ve 10 milyar dolara gerek-
sinmemiz olduğunu söyledik. 1 mılyardan
az alabildik. Bu da hediye veya hibe değil-
di. Krediydi.
— COMECON'un bir geleceği olduğn-
na inanıyor musunuz?
PALASZ — Bildiğiniz gibi COMECON
ATden önce kuruldu. Ancak temel bir farkı
vardı. Dev bir ülke olan Sovyetler Birliği
1
nin diğer ülkelere üstünlüğü vardı. Bu, belli
başlı bir zayıf noktaydı. Bir diğer zayıf nok-
ta ise ekonomik kurallann geçerli olmaması
ve ortak bir para birimimn bulunmamasıy-
dı. Bu durumda gerçek bir işbirliği yarat-
mak olanaksızdı.
— COMECON'un geleceği yok mu di-
vorsunuz?
PALASZ — Hayır. O kadar ileri gitmem.
Zayıf noktaJarından söz ettim. Ancak
önemli bazı kuvvetli noktalan da var. Po-
lonya, Macaristan ve Çekoslovakya'nın eko-
nomileri birbirlerine benziyor. Sovyetler
Birliği'nin, bize üstünlüğü olmasına karşın
başka bir açıdan bakıldığında bir ülke ko-
lonimiz olarak görülüyordu. Ne de olsa
Sovyetler Birliği'ne oranla göreceli bir ge-
lişmişliğimiz vardı. COMECON'un bir ya-
pı olarak değişmesi gerekiyor.
— Peki, askeri işbirliği, yani Varşova Pak-
tı, o da sürecek mi?
PALASZ — Gerçek güvenlik olmadan
Doğu Avrupa Varşova Paktı'nın sağladığı
güvenlikten vazgeçmez. Polonya olarak bi-
zim için kilit sorun Almanya'dy. İki güçlü
ülke arasındaki coğrafi konumurauz nede-
niyle bu sorun uzun sure için geçerliliğini
koruyacaktır. Bu nedenle en azından bu as-
rın sonuna kadar Varşova Paktı varolmaya
devam edecektir.
— Söz konusu endişe Batı Avrupa'da da
var mı sizce?
PALASZ — Tabii ki var. Evet, güçler
dengeliyken ve Almanya'nın birleşmesi he-
sapta yokken Ingiltere ile Fransa kendileri-
ni güvende görüyorlardı. O zaman Kennedy
için Berlin'e gelip 'Ein Beriiner' demesi ko-
laydı. Ama şimdi hepsi birleşmeye karşı. Bü-
yük Almanya korkusu hepsinde var. Bu ül-
kenin ekonomi ve kültür yaratmakta mu-
kemmel olduğunu biliyoruz. Ama politika-
ya gelince felaket. Ne zaman güçlenseler her
şeyi yok ediyorlar. Her keresinde, 'Deuls-
chland Deutschland L ber Alles'. Batı'daki
resmi propaganda gereğince herkes Alman-
ya'nın birleşmesini desteklediğini söylüyor.
Ama gerçekler çok farklı.
— Romanya'da ne oldu? Niçin bu kadar
kan aktı?
PALASZ — Romanya'da birçok unsunın
bir noktada birleştiğini göruyoruz. Çavu-
şesku işbaşına geldiğinde sözde bağımsız bir
dış politika guttü. Sovyetler'le biraz mesa-
feli davrandı. İsrail ile diplomatik ilişkilere
girdi. Halk bunu sevdi ve destekledi. Çün-
kü ülkenin hür ve bağımsız olduğu izleni-
mini yaratıyordu. Ama ekonomik açıdan
durum bir felaketti. Tüm borçlar ödenmişti,
ama yaşam koşullan çok zordu. Tabii bu
arada hanedan görünümü ve siyasi baskı
vardı. Bu hanedan görünümü her zaman
tehlikelidir. Çünkü ortalıkta büyük fukara-
lık varken her şeyin bir ailenin elinde top-
lanması kaçınılmaz olarak halkın dikkati-
ni çekiyor.
— Doğu Avrupa'da gelecekte etnik kö-
kenli patlamalar bekliyor musunuz?
PALASZ — Bulgaristan'daki etnik Türk-
lere karşı olduğu gibi büyük baskılann bu-
lunduğu ulkelerde patlamalar beklenebilir.
Tabii en büyük sorunlar Sovyetlçr Birliği'n-
de yaşanacak. Bundan hiç kuşku duyulma-
malı. Çünkü sadece cumhuriyetler arasın-
da değil, cumhuriyetlerin içinde de büyük
etnik farkhlıklar var. Bu açıdan birliği ko-
myabilmek Gorbaçov için çok önemli. De-
ğişim süreci devam edebilir, ama bunu kont-
rol aitında tutması gerekiyor;'