25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbi: Cumhunye: Matbaacıhk ve Gazetecıhk Turk Anonım Şirkctı adına Nadir Nadi 0 Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Muduru: Enunc Lşaldıgil, Ya2i tşten Muduru: Okay Göaensio. 0 Haber Merkezı Muduru: Yalfin Bayer, Savfa Duzcnı Yönetmenı: Ali Aor, • Terrsuaıer ANKARA. Ahmet Tan. İZMIR Hikmrl Çconkıy». !v Poüüka OtaJ B^langif. Dış HaberleT: Ergın B«kv Ekonomi: Cagiz Turt»n. Iş Sendıka: Şüknn karnd. KUItur: C«M ÜOB, Egıüm: Gtooy » t a a . Hater Aıajurma: Lsmfl Betfcsn. Yun HabtrİCTi NccdK Dotan, Spor Danısmanı Abdafcıdir v-—^—- Dİ2 \aaiar Kems Çabşkmo. Ajaşurma: Şahin AJpa). Duzetme: AbduAfth Yaao. 0 Kooniinatör AJmrt KonıJsu. 0 Maiı Ijler: Erol EAuL • Muhasebe Baıfent Mtaa • Butvt-Planlama: 5 n p Osnubcştotla • Rekiam V>T Taraa. • Ek Yayınlar- Akyol 0 Idarr Hıwyin Gurrr 9 lsleune: Ondcr Çd*. • Bde-Islm: Nıil laaL 0 Pmond: S*v» Batunaatkı. âoson ve K7HVI Cıunhuriya Maıbaaalık vt Gazeımlık TA.Ş. TUrk O a * Cad. 39/*l 343 J4 Ist. PK: ^6-tsunbul. Td. 512 05 05 (20 hat), TUet 22246 FM: (lt 526 60 72 # 8u/t>4ar Aakın: Zı>a GOkalp BJv Inkıtap S. No: 19/4. T« 133 II 41-47. Tdot 42344 Fax (4) 133 0! 65 # UHM- H. i'.a Blv. 1352 İL'3. Td: 13 12 30. Ttfct 52359 Fu: (51) 19 33 60 • InOnu Cad 119 S No 1 Kal 1. Td: 19 3" 52 (4 toı TÜOL 62155. Fu: (71) 19 37 52 TAKVİM: 12 OCAK 1990 İrasak: 5.50 Güneş: 7.20 Öğle: 12.17 lkindi: 14.42 Akşam: 17.03 Yatsı: 18.28 Devlet Bakanı Kâmran Inan, GAP'ı Cumhuriyefe değerlendirdi: Bizde su,onlarda füze varTUNCAY OZKAN ANKARA — GüneydoğuAna- dolu Projesi GAP'm en önemli ayağı olan Atatürk Barajı için su tutulmasına yann başlanacak. Su tutulması nedeniyle düzenlenecek törene Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Başbakan YUdınm Akbulnt ve bakanlar katılacak. Atatürk Barajı'nın su tutmaya başlaması, özellikle Suriye ve Irak kaynaklı eleştirileTe yol açıyor. GAP'tan so- rumlu Devlet Bakanı Kâmran tnan Cumhuriyet'e yaptığı değer- lendirmede Suriye ve Irak'la su konusunda ortaya çıkan sorunun kökeninde "sudan çok Türkiye^ nin gelişmesinin valtığını" söyle- di, "Sular bahane" dedi. Kâmran Inan, Cumhuriyet muhabirinin sorulanna şu karşıhkları verdi: — Atatürk Barajı'nın suiannın stratejik açıdan önerai nedir? İNAN — Aslında bu baraj de- ğil, GAP'ın tümü milli ekonomi bakımından büyük olaydır. Aynı zamanda Ortadoğu ekonomisine de büyük katkılar getirecektir. Ba- na göre GAP, dünyanın dikkatle- rini Türkiye üzerine çekmesi ba- kımından da önemlidir. Uzak, ya- kın bütün devletler, miiletler Türkiye'nin kendi mali kaynakla- rıyla ve teknolojisiyle bu büyük- lükte 18-21 milyar dolarlık bir projeyi nasü gerçekleştirdiğini me- rak ediyor. Bu projeyle başlayan ekonomik dinamizmle Türkiye- nin bir nevi kendi bölgesinde, Uzak Doğu'da Japonya ne ise, Av- rupa'da Almanya ne ise o olabi- leceği hadisesi var. Bundan hare- ketle sular meselesi ve bunun uyandırdığı iddia edilen tedirgin- liğin ve dünya basınında bu me- seleye verilen yerin asd altında ya- tan hadise, Türkiye'nin büyüme- sinden doğan tedirginliktir. — Türkiye neden tedirginlik kaynagı oluyor? Ortadoğu denge- lerinin degişmesinden mi kor- kuluyor? İNAN — Türkiye, yüzölçümü, kaynaklan, fakirleşerek değil, zen- ginleserek artan nüfusu, askeri potansiyeli, politik potansiyeli ile şimdiye kadar Doğu ile Batı ara- smda bir köprüydü. Türkiye'nin son gelişmelerle Kuzey ve Güney ile bir köprü haline gelmek iste- mesi ve kuzeyde 280-300 milyon- luk Sovyet tüketim piyasasının ve diğer Doğu Avrupa milletlerinin açılması hadisesi dünya ekonomi- sindeki rekabet fikri, dünya den- KÂMRAN tVANDAN Sulari yeterli Biz, 13 ocağa kadar 3.3 milyar metreküp su bıraktık. Su tutma döneminde de 300 milyon metreküp su bırakacağız. Geçen yıl bütün su 20 milyar metreküpken biz sırf Suriye rahatsız olmasın diye Karakaya ve Keban'dan su alarak 25 milyar metreküp bıraktık. Bu hassasiyeti komşuluk ve iyi niyet düşüncesiyle yapıyoruz. SSCB iRAK gelerindeki politik ve askeri ağır- lıklar, bir de Türkiye^nin büyüme- sinin tarihi gelişimi itibarıyla ba- zı zihinlerde bıraktığı hisler bakı- mından bunu değerlendirmek la- zımdır. Türkiye'nin büyümesi, güçlenmesi hiçbir zaman arzu edilmiş bir hadise değildir dışarı- da. Bunlar aşılarak bu noktaya ge- linmiştir. Sular bahanedir. Sular bakımından da gerçek bir tedir- ginlik sebebi yoktur. — Sular konusunda Ortadoğu1 da vrya Arap ülkHerinden çok Ba- tı'da bir tedirginligin olduğu an- laşıhyor soylediklerinizden. İNAN — Ben isimlendirmeye- ceğim. Hükümetin bir üyesi ol- mam itibarıyla. Diplomatik ba- kımdan pek rahatsızlık yaratacak ifadeler kullanmak istemem, ama uzak yakın Türkiye'nin ekonomik bakımdan, teknolojik bakımdan güçlenmesini istemeyen çevreler çoklukta. Yine aynı çevreler bizim kadar, belki bizden fazla şunu he- saplıyorlar ki, 21. yüzyılda Türki- ye Batı yarım küresinin en güçlü devleti olmaya adaydır. Bunun do- ğurduğu bazı rahatsızlıklar ve te- dirginlikler bulunmaktadır. — Arap ülkelerinin Kuveyt zir- vesi sırasında dile getirdikleri su Yorumlannı nasıl degerlendiri- yorsunuz? İNAN — Bunda bir yanlış bil- gilendirme meselesi var. Sularda tedirginlik verecek bir şey yok. Su tutma dönemi 13 Ocak-13 Şubat 1990. Biz 13 ocağa kadar asağıya 3.3 milyar küp su bıraktık. Su tut- ma döneminde de Fırat'ın altında- ki bir ırmaktan 300 milyon met- reküp su vereceğiz. Bunun topla- mı Suriye'nin beklediği suyun üs- tünde. Suriye'nin bir yanlış yoru- mu var, geçen yaz suyun az gitme- si konusu. Kurakhk oldu. Biz de alamadık suyu. Bütün su 20 mil- yar metreküp iken sırf Suriye'yi rahatsız etmemek düşüncesiyle 25 milyar metreküp su akıttık Kara- kaya ve Keban barajlarından. Biz- de bulunrnayan bir şeyi vermek mümkün değil. Bütün bu hassa- siyeti iyi komşuluk ve iyi niyet dü- şüncesiyle gösteriyonız. Bekledi- ğimiz de buna mukabil iyi niyet ve komşuluk, iyi dostluk mukabele- si. Çünkü bu su hadisesi tek yön- lü, sular yukan akmıyor. Tek yön- den giden bir olaydır. Irak için mesele daha da ikinci planda. Çünkü Dicle var. Bizimle bir sı- kıntısı yok. Irak'ın asıl sıkıntısı Fı- rat suiannın Suriye'den sonra ken- disine akış şeklinde. Suriye ile ken- di arasındaki bazı meseleler var. Biz bu konuya girmek istemeyiz. — Basın organlannda 2000*1i yıllarda su nedeniyle bir paylaşım savaşı senaryosu yer alıyor. Bu ko- nuda ne düşünüyorsunuz? İNAN — Dünyada 1960'lardan başlayarak geleceğe yönelik senar- yolar çok yapıldı. Bu da onlardan bir tanesi. Milletlerarası ilmi araş- tırmalar daönümüzdeki 10-15 yıl Atatürk Barajı su tutmaya başlıyor, ama tanmın sorunları olduğu gibi duruyor GAPla gelen zor sorularSulu tarım yöre çiftçisine nasıl öjğretilecek? Üretim-tüketim dengelerini ve üretim desenini kim saptayacak? Toprak reformu yapılmayacak mı? Kırsal ve kentsel göç nasıl denetlenecek? Traktörden gübreye; tohum, fide ve fidandan damızlığa kadar tüm girdilerdeki büyük ihtiyacı kim, nasıl karşılayacak? ERBİL TUŞALP ANKARA — Ekonomik, top- lumsal ve kültürel dönüşümlerle getireceği yeni boyutlar ve doğru- dan etkileyeceği 7 milyon insan açısından Türkiye için büyük önem taşıyan GAP'ın önemli so- runlar yaratacağı belirtildi. Su ak- maya başladıktan sonra ülkenin gündemini dolduracak olan temel sorunun tarım olduğu belirtilerek, çalışmalan süren baraj, tünel ve ana kanallara koşut olarak sula- ma kanallarının daha fazla gecik- meden biürilmesi istendi. AT ilişkileri açısından da ben- zer sorunların olduğu belirtildi ve "bütçesinin yiizde 70'ini tanma ayıran bir topluluga girmeye sabır- sızlanan Tttrkiye'de tanm politi- kalannın saptanmasında tanmcı etkinliği yoktur. AT entegrasyonu çalışmalannda Tanm Bakanlıgı ve genelde tanmcılar dışlandıgı için topluluga uyum siirecinde tanm nasü yönlendirilecektir, ilgilenen yoktur. Türkiye tanmı ATye hazır mıdır, getişme düzevi butunleşrae- ye yeter midir, kaygısını taşıyan yoktur" görüşü dile getirildi. TMMOB'ye bağlı Ziraat Mü- hendisleri Odası'nın yürüttüğü bir çalışmada, GAP'ın getireceği ta- nm olanaklanyla bölgede üstün verime ulaşılmasından sonra, top- lumsal denge gerekleri açısından "toprak reformunun kaçınılmaz- lığı" vurgulanıyor. GAP çerçevesinde, kamu so- rumluluğu altında geliştirilmesi gereken bazı projelerin DPT tara- fından özel firmalara devredildi- ği belirtilen çalışmada, baraj ve tü- nel inşaatının bitiminden sonra "somutlaşacak çok yönlü sonın- lann sahibi olmadığı" belirtildi. Cumhuriyet muhabirinin GAP sorurüarıru saptayan oda çalışma- Derivasyon tünellerı su tutmak için bu tüneller kapatılacak ATATÜRK BARAJI SU TUTMAYA HAZIR — Güneydogu Anadolu Projesi GAP'ın en önemli ayaklanndan biri olan Atatürk Barajı'nda su tutulmasına yann başlana- cak. Su tutma işleminin başlayabilmesi için bugüne kadar Fırat'ın suyunu baraj inşa- abmn gerisine akırmakta olan derivasyon tünellerinin agzı kapatılacak ve böylece nehir eski yatagına geri donecek. Derivasyon tünellerinin kapağını Cumhurbaşkanı Turgut Özel kapatacak. Atatürk Barajı inşaatının 1992 yılında, hidroelektrik santral inşaatı- nın ise aşamalar halinde daha sonra tamamJanması bekleniyor. Atatürk Barajı'yla ya- kından ilgili olan Urfa tünellerinin inşaatının ise daha yavaş ikrlediği ve tünellerin bitim tarihinin 1992 sonrasına sarkabileceği ifade ediliyor. Baraj gölünün dolmasının tünel inşaatını olumsuz etkileyebilecegi de soyleniyor. Yukandaki fotoğraf, geçen yıl eylül ayında Atatürk Barajı şantiyesinde çekildi. Ön planda gömlen inşaat, barajın hidroelektrik santralı. Orta kısım, barajın ana gövdesi: en arkada görülen inşaat ise "dolu savak" adı verilen baraj kapaklannın bulundugu bölüm. Baraj ana gövdesinin sol tarafı, göl tarafından doldunılacak. tnşaat alamnın onunde ise derivasyon tünel- lerinin çıkış ağızlan göriilüyor. Cumhurbaşkanı Özal, yann bu kapaklan kapatarak barajın arkasında su tutulmasım başlatacak. (Fotoğraf: Ergun Çagatay) larıyla ilgili sorularını yanıtlayan Ziraat Mühendisleri Odası Başka- nı Mahir Gürbiiz, "Ömegin, mer- keziyle - taşraayla, araştırmaala- nyla - uygulayıcılanyla Tanm Or- man ve Köyişleri Bakanlığı, GAP çalışmalannda neredeyse yoktur. Bakanlığın, fıziki yatınm sonrası- nın toplumsal ve tanmsal gelişme projeksiyonlan için yonlendirici bir etkisi bulunmamaktadır" dedi. Yanıtlanması gereken sorular GAP'ın sulama yatınmı yapı- lınca gündeme gelecek öncelikli sorunun tanmın yönlendirilmesi olduğunu vurgulayan Gürbüz, ya- nıtlanması gerekli soruları şöyle sıraladı: "Tümüyle tanmsal ağırlıklı olan fiziki yatınm sonrası proje çalışmalanndan bakanlık ve ta- nmcüar dışlanmış oldugundan su- lu tanmın gündeme getireceği çok yönlü sonınlann kimse farkında değildir. Sulu tanmı tanımayan yöre çiftçisi nasıl aydınlatılacak- tır? Sulama sistemi nasıl realize edilecektir? Sulu tanm - modern teknoloji sentezi hangi ciddi araş- tırmalaria ortaya konmaktadır? Çok yönlü gelisecek olan üretim deseni dalgalanmaya bırakılama- yacağına göre, bu üretirain yon- lendirilebilmesi için, üretim - tü- ketim dengeleri araştınlmayacak mıdır? Bunu kim, nasıl yapacak- tır? Üretim desenine uygun geniş- ligi nasıl saptanacak, daha şiddet- le duyulacak olan toprak reformu gereği nasıl karşılanacaktır? Top- lulaştırma pratigi hangi örgüt ya- pısıyla, nasıl realize edilecek? Yo- gun şekilde gündemi kaplayacak olan kırsal ve kentsel göç nasıl de- netlenecek? Traktörden gübreye, tohum, fide ve fidandan damızlı- ga kadar tüm girdiler için ortaya çıkacak büyük ölçekli ihtiyaç, hangi üretim projeleriyle aşılacak, hangi araç ve kanallar üreticiye aktanlacakbr? Projeye dönük ka- mu hizrnetleri ne tür bir örgüt ya- pısıyia karşılanacaktır?" "Beklentiler somutlaştınlmalı" Yürütülen çalışmada ele alın- ması gereken GAP sorunlan şu başlıklar altında toplanıyor: 1. Yöre insanının GAP'ı nasıl gördüğünün belirlenmesi için top- lumbilimsel nitelikli bir alan araş- tırması yapılarak bölge insanının beklentilerinin somutlaştırüması gereklidir. 2. Üreticiyi polikültür ve sulu tanm konusunda bilgili ve bece- rikli kılma çalışmalan çok ciddi- ye alınarak bugünden başlatıl- malıdır. 3. Üreticinin ekonomik açıdan kendine yetebildiği, her tûrlü ser- maye ve finansman olanağı sağ- layabileceği ve pazarda etkili ola- bileceği görüşünün yanlış olduğu kabul edilerek, me\cut eğitim ça- lışmalan değiştirilmelidir. 4. Diğer altyapılar yanında ta- rımsal altyapılar da belli bir plan çerçevesinde geliştirilmelidir. 5. Bitkisel üretim ve hayvancı- hk alanında GEN merkezleri oluş- turulmalı ve büyük ölçekte damız- lık işletmeler kurulmalıdır. Mey- ve fidanlığı ve kavakçılık özendi- rilmelidir. Açık ya da kapalı olma- sı tercihleri, uzun gelecekli mali- yetler gözetilerek doğru yapılma- lıdır. Drenaj ve atık sulann tahli- yesi sorunu şimdiden düşünülmelidir. 7. Üstün verim ve toplumsal denge gerekleri açısından zorun- lu olan toprak reformunun nicel ve nitel boyutları, kapsamı ciddi etütlere dayandırılmalıdır. 8. Kırsal alanda iş güvenliği ve işçi sağlığı süregelen sistemde gün- demde olmadığı için bu konuda çalışmalar başlatılmalıdır. 9. Toprak sahiplerine işletebile- ceği bir üst sınır hakkı tamnmalı, arazi bedelleri gerçek verilere gö- re saptanmalı, arazi sahiplerinin isteğine bağlı olarak tarım sektö- rüne yatınm yapabilme şanslan ek özendirmelerle arttırılmalıdır. 10. Reform programı güçlü de- mokratik kooperatifçilikle enteg- re edilmeli, demokratik planlama doğrultusunda kamu etkinlikle- riyle desteklenmelidir. AT'ye yönelik tanm sorunlan AT entegrasyonu sürecinde ta- nm sektöründe gereken yapısal değişiklik doğrultulanrun belirlen- mediği ve bu konuda hiçbir ciddi araştırmaya girilmediği belirtilen çalışmada sektörün, AT'ye yöne- lik sorunlanndan bazılan şöyle sı- ralandı: 1. Altyapı eksikliklerinden arazi kullanım biçimlerine, fiyat girdi ve sübvansiyon yaklaşımlarından alt sektör ve agro - industry (tanm- sal endüstri) seçimi konulan ka- dar araştırmalara geçilmemiştir. 2. İşletme büyüklüklerinin gide- rek küçüldüğü ve çok parçalı ha- le geldiği bizim yapımızla, işletme- lerin bölünmeyip, tersine, yer yer bü>1idüğü AT sisteminin u> r uşma- sı konusu gündeme getirilme- miştir. 3. AT ile Türkiye arasında var olan tanmsal yapı, ürün deseni ve verimlilik farklannın hangi yak- laşımlarla uyum eğilimine dönüş- türüleceği bilinmemektedir. 4. AT'nin yüksek fiyat uygula- masıyla, iç ticaret hadleri tanm aleyhinde çalıştıran Türkiye'nin düşük fiyat uygulamasım uyuştu- racak önlemler üzerinde çahşılma- maktadır. GAP'ın sulari başağrısıAtatürk Barajı'nda su tutulmaya başlanmasıyla birlikte Türkiye-Suriye ilişkileri gerginleşti. Fırat'ın sulari üstünde hak iddia eden Suriye, 1 ay boyunca bu nehirden daha az su alacak. SEMİH İDİZ ANKARA — Atatürk Barajı'n- da yarından itibaren su tutulma- ya başlanırken, Türkiye için çok büyük ekonomik önem taşıyan GAP, Ankara'yla bölgedeki ülke- lerin ilişkilerinde ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. Devletler hukuku açısından bölgesel sulann paylaşımı konu- sundaki yasal çerçevenin henüz saptanmamış olmasına karşın Su- riye ve Irak'ın, Fırat ve Dicle'den gelen sularda söz sahibi olmak is- temeleri Türkiye için yeni diplo- matik başağnlanna yol açmış bu- lunuyor. Yetkili çevreler, Türkiye'nin ko- nuya siyasi açıdan yaklaşmadığı- nı ve GAP nedeniyle etkilenecek olan ülkelerle sorunlan teknik dü- zeyde çözümlemek iradesinde ol- duğunu bildiriyorlar. Oysa Suri- ye ve Irak'ın, konuya siyasi açıdan yaklaşarak başta Fırat olmak üze- re bölgedeki diğer nehirlerin su- iannın paylaşımı konusunun ba- sit ölçüler çerçevesinde ele alınma- sını istediklerini belirtiyorlar. Uzmanlar ise GAP'ın tümüyle bitmesiyle Fırat ve Dicle'nin sula- nnda azalmalar olacağmı gizlemi- yor. Uzmanlar gerek bu projele- rin gerekse azalan suların üç ülke arasında optimal bir biçimde pay- laşılmasmın kapsamh bir teknik işbirliği gerektiğini kaydediyorlar. Bölgesel sulann paylaşımı ko- nusunda devletler hukuku açısın- dan bugüne kadar herhangi bir yasal çerçevenin saptanamadığı belirtiliyor. Ancak, BM dahil ol- mak üzere çeşitli uluslararası ör- gütler ve platformlarda bu konu- nun ele alındığı kaydediliyor.Ge- nel olarak hakça paylaşımı yönün- de bir eğilimin ise gelişmekte ol- duğu ifade ediliyor. Öte yandan Türkiye, Suriye ve Irak'ın, 1980 sonrasında yoğun bir şekilde olmak üzere 1960'lardan beri sular konusunda birçok kez bir araya geldikleri bildiriliyor. Ancak bu görüşmelerden bugüne kadar tatmin edici herhangi bir sonucun elde edilemediği kayde- diliyor. Uzmanlardan elde edilen bilgi- lere göre sular konusu ilk olarak Lozan Antlaşması'nın 109. mad- desinde yer aldı. Daha sonra 1946 yılında Irak ile yapılan dostluk an- laşması kapsamında Frrat ve Dicle ile kollan, sularının düzene kon- ması için Türkiye tarafından ya- pılacak tesislerin her iki ülke ya- ranna olması ve Türkiye'nin Irak'a bilgi vermesi kabul edilmişti. 1964'te Keban'm gündeme gelmesi ve 1976'dan başlayarak GAP'ın bi- leşik bir proje olarak hız kazan- ması, her üç ülke arasında konu ile ilgili görüşmelere hız ve yoğun- luk kazandırmışlı. Özal'ın 1987 >ılında Şam'a yaptığı ziyaret sırasında bir "su protokolü" im- zalanmıştı. Yetkililer, Ankara'nın protokol- de yer alan taahhüdünü, "yıllık ortalamalar" bazında bugüne ka- dar yerine getirdiğini belirtiyorlar. Öte yandan Suriye ve Irak'ın konuya yaklaşım farklan sergile- meleri nedeniyle bugüne kadar su- lann paylaşımı konusunda net bir sonuca vanlmasımn engellendiği- ni belirtiyorlar. içinde Ortadoğu'da en önemli maddenin su olduğunu kabul et- mektedirler. İhtiyacı artacak, im- kânlan daralacaktır. Petrolden da- ha önemli bir madde haline gele- ceği kabul edilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızm ortaya attı- ğı bir fikir var: Barış boru hattı. Bununla maksat Seyhan ve Cey- han'ın denize akan fazla sularını Ortadoğu memleketlerine götür- mek. Bu 8-10 milyar dolarlık bir projedir. — Banş suyu projesinde son dunım nedir? İNAN — Bu konuda ön fızibi- lite çalışmalan bir Amerikalı şir- ketçe yapılmaktadır. Politik dü- zeyde ilgili ülkelerle de temaslar devam ediyor. Hava olumlu, ama henüz kesinleşmiş bir durum yok. — Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a karşı tutumlanndan dola- yı muhalefet su tutma törenine ka- tılmayacak. Onlardan bir teklif gelirse ayn bir tören yapılabilir mi? İNAN — Şahıslara karşı tu- tumla devlete karşı tutumu birbi- rine karıştırmamak lazım. Bir cumhurbaşkanına karşı tutum, devlete karşı tutum olur. Böyle bir tavır almaya kimsenin hakkı yok- tur. Hiç kimsenin. — Dünyanın soğuk savaştan kurtnldugu bir sırada Ortadoğu1 da ve Güney sınırlanmızda bir gerginlik devamlı bulunacak gibi. Bu çerçevede bu sınırlanmızda as- keri bir düzenlenıe olabilir mi? İNAN — Bu çerçevede alma- mak lazım. Doğu Avrupa'daki son gelişmeler dolayısıyla 2. Dünya Savaşı sonrası sistem büyük bir değişim gecirmekte. Bunlann dün- ya liderliklerinin, bloklann, askeri paktların değişmeye başlamasıy- la bölgesel ihülaflann artması teh- likesi yüksektir. Ortadoğu'nun üzerinde oynanmak istenen oyun buradadır. Ortadoğu, dünyanın en çok silah alan bölgesidir. Ortado- ğu füzeler bölgesi haline getiril- miştir. Mesela bizim sular konu- sunda bazı çevreler rahatsızlık duyduklanru dile getiriyorlar ama Türkiye'nin de nihayet milli savun- ması bakımından bu füzelerin bu kadar büyük sayıda bulunmasını düşünmesi lazım. Rahatsızlık duy- masa bile. Biz duysak bile söyle- miyoruz. Kimseyi rahatsız etme- mek için. Daha geniş perspektif- ten Balkanlar ve Ortadoğu yönün- den meseleye bakmak lazım. — Yabancj seımaye ÜAP'aüa- sıl bakıyor? İNAN — Yabancı sermaye çok ilgili. Ama henüz bu proje için hiçbir yerden fînansman isteme- dik. Teklifler var. Finlandiya'dan dünyanın büyük bir kâğıt üretici firması bölgede kâğıt endüstrisi için okaliptüs ormanı kurulması projesi getiriyor. Bunlan değerlen- diriyoruz. Dünya basınında GAP bizim basınımızdan daha büyük yer almaya başladı. Galiba biz bü- yük devlet olduğumuzun farkın- da değiliz. — GAP'ın miman konusu. İNAN — GAP'ın miman Türk milletidir. lcracısı bugünkü hükü- mettir. Başkalarının düşünceleri olabilir. Afşin-Elbistan Termik santral şoku sürüyor UFUK TEKİN ÇOĞULHAN (AFŞİN) — Afşin-Elbistan Termik Santralı'n- da çıkan anzanın yol açtığı "kir- liliğin şoku" sürüyor. Alınan ba- zı önlemler nedeniyle kirlilik mik- tannda azalma gözlenmesine kar- şın, santrala bitişik Çoğulhan Ka- sabası'nda oturan yurttaşlar, "htr şey olabilir" kuşkusuyla sokağa çıkmıyorlar. Kirliliğin en çok et- kilediği Çoğulhan kasabası sakin- lerinde, göz yanması ve kızarıklı- ğı başta olmak üzere bazı hasta- lıklar ortaya çıktı. Çoğulhan Be- lediye Başkam Halit Yıldız, konu- yu "santralın miman" diye nite- lediği DYP lideri SiUeyman Demi- rel'e aktararak önlem alınmasını istedi. Dün büyük ölçüde azaldığı kay- dedilen kirlilik, kendisini ilk kez 4-5 ocak günlerinde hissettirdi. Santralın bitişiğindeki Çoğulhan kasabası sakinlerinin gözle eörü- lür biçimde hissettikleri kirlilik, Belediye Başkam Halit Yıldız ta- rafından Santral Müdürii Fahret- tin Çatalkaya'ya iletildi. "Kısa za- manda haJledecegiz" sözüne rağ- men düzelme olmayınca sorun Afşin Kaymakam Vekili Ahmet Beyaz'a bildirildi. Beyaz ve Yıldız, kirliliğin bir an önce son bulması için işletme yetkililerine "Santra- lın durdunılmasının mümkün olup olmadıgım" sordular. Ancak yetkililer, "Ankara izin vermez, başka çözümler bulacagız" yanı- tını verdiler. Gece eksi 23 dereceye kadar dü- şen ısı nedeniyle kül taşıyan bant- İann tümünün donmasından kay- naklanan "termik kirlilik" elek- trik enerjisi üretimi için kullanı- lan kömür atığı soğutulmuş küi- lerin bantlar aracılığıyla uzağa gö- türülememesi ve üzerinin de top- rakla kapatılamaması sonucu meydana geldi. Küllerin yol açtığı kirliliğin ya- rattığı bir başka sonuç da 2^ san- timetreyi bulan karın erimesiydi. Petrolde kısıntı yok • Haber Merkezi — Irak'ın Ankara Büyükelçisi Tank Abdülcabbar Cevad, Türkiye'nin Atatürk Barajı için su tutmasına misilleme olarak ülkesinin petrolü kestiğine ilişkin iddialan yalanlayarak, "Ne şimdi ne de gelecekte Türkiye'ye sevk edilen petrol miktarında kısıntı olmayacaktır" dedi. Büyükelçi Cevad, su tutma kararının teknik olduğunu ve Irak'ın bunu politik bir karar olarak görmediğini belirtti. Türk sınırında bazı tankerlerin Irak tarafından alıkonulduğunu doğrulayan Cevad, bunun kaçakçılık kuşkusu üzerine yapıldığını kaydetti. Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, "Irak'ın petrolü kestiğine ilişkin" haberleri yalanladı. Irak Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Nizar Hadum da Reuter Ajansı'na verdiği demeçte söz konusu iddiaların gerçekdışı olduğunu söyledi. Kuran tartışması • SAMSUN (AA) — Diyanet Işleri Başkanlığı'nca bastırılan Kuran'da tercüme hatası yapıldığına ilişkin tartışmalar sürüyor. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi llahiyat Fakültesi öğretim üyesi ve Diyanet Işleri eski başkanlarından Prof. Süleyman Ateş, Kuran'ın 185'inci ayetinde geçen "Kendinizi öldürüyorsunuz" ifadesinin anlamının, "Tövbe edenler, etmeyenleri öldürsün" değil, "Nefıslerinizi öldürün" şeklinde olduğunu söyledi. Prof. Ateş, "Ayetin aslında da böyle bir şey yoktur. Ancak tefsirlerde vardır"dedi. Diş çürümesine karşı şeker • HELSINKI (ANKA) — Finlandiya'daki Turku Üniversitesi'nden bir grup araştırmacının deneylerine göre kimyasal adı "xylitol" olan doğal şekerin diş çürümelerini önlediği, hatta iyileştirdiği öne sürüldü. Araştırmayı Turku Üniversitesi'nden Dr. Kauko Makinen ve arkadaşlan gerçekleştirdi. Deney sırasında 3 grup insana, 2 yıl süreyle 3 farklı şeker verildi. Sonuçta sukroza göre fruktoz grubunda yüzde 30 daha az diş çürüğü saptanırken, xylitol verilen gruptaki diş çürümelerin sukroz verilen gruba göre yüzde 90 daha az olduğu anlaşıldı. Çay, cildi bozuyor • ERZURUM (AA) — Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Sebahat Kot, hamurdan yapılmış gıda maddeleri ile aşırı çay tüketiminin özellikle kadınlarda yüz ve vücut güzelliği ile cildi bozduğunu öne sürdü. Prof. Kot, aşırı çay içen ve hamurlu gıda alan hanımların yüz ve ellerinde görülen (gülleme) hastalığının estetik görünüme önem veren bayanlar için bir tehlike olduğuna dikkat çekti. Yüksek tansiyon • UTICA (AA) — Amerikalı araştırmaalar, deney fareleri üzerinde yaptıkları araştırmalarda, küçük dozda verdikleri doğal hormonla hipertansiyonu etkili bir şekilde denetim altına almayı başardılar. Utica'daki Masonic Medical Research Laboratory'de yürütülen çalışmalann Başkanı Dr. Richard Tüttle, deneylerin insanlar üzerinde uygulanmasına bu ay içinde Syracuse Üniversitesi'nde 30-40 kışilik gruplarla başlanacağını bildirdi. Bilgisayarla niifııs sayımı • ANKARA (AA) — Nüfus işlerini kolaylaştırmak amacıyla yürütülen MERNİS projesi, 1994 yılında tamamlanacak. 1995 yılından itibaren de nüfus sayımı bilgisayarla yapılacak. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşhk Işleri Genel Müdürü Özgen Gökalp, kısa adı MERNİS olan "Merkezi Nüfus ldaresi Sistemi Projesi" tamamlandığında, ölenler dahil 100 milyondan fazla kişinin bilgisayara kaydedileceğini bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle