Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbi: Cumhunye: Matbaacıhk ve Gazetecıhk Turk Anonım Şirkctı
adına Nadir Nadi 0 Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal, Muessese
Muduru: Enunc Lşaldıgil, Ya2i tşten Muduru: Okay Göaensio. 0
Haber Merkezı Muduru: Yalfin Bayer, Savfa Duzcnı Yönetmenı: Ali
Aor, • Terrsuaıer ANKARA. Ahmet Tan. İZMIR Hikmrl Çconkıy».
!v Poüüka OtaJ B^langif. Dış HaberleT: Ergın B«kv Ekonomi: Cagiz Turt»n. Iş Sendıka: Şüknn karnd. KUItur: C«M ÜOB,
Egıüm: Gtooy » t a a . Hater Aıajurma: Lsmfl Betfcsn. Yun HabtrİCTi NccdK Dotan, Spor Danısmanı Abdafcıdir v-—^—-
Dİ2 \aaiar Kems Çabşkmo. Ajaşurma: Şahin AJpa). Duzetme: AbduAfth Yaao. 0 Kooniinatör AJmrt KonıJsu. 0 Maiı Ijler:
Erol EAuL • Muhasebe Baıfent Mtaa • Butvt-Planlama: 5 n p Osnubcştotla • Rekiam V>T Taraa. • Ek Yayınlar-
Akyol 0 Idarr Hıwyin Gurrr 9 lsleune: Ondcr Çd*. • Bde-Islm: Nıil laaL 0 Pmond: S*v» Batunaatkı.
âoson ve K7HVI Cıunhuriya Maıbaaalık vt Gazeımlık TA.Ş. TUrk O a * Cad. 39/*l
343 J4 Ist. PK: ^6-tsunbul. Td. 512 05 05 (20 hat), TUet 22246 FM: (lt 526 60 72 #
8u/t>4ar Aakın: Zı>a GOkalp BJv Inkıtap S. No: 19/4. T« 133 II 41-47. Tdot 42344 Fax (4) 133
0! 65 # UHM- H. i'.a Blv. 1352 İL'3. Td: 13 12 30. Ttfct 52359 Fu: (51) 19 33 60
• InOnu Cad 119 S No 1 Kal 1. Td: 19 3" 52 (4 toı TÜOL 62155. Fu: (71) 19 37 52
TAKVİM: 12 OCAK 1990 İrasak: 5.50 Güneş: 7.20 Öğle: 12.17 lkindi: 14.42 Akşam: 17.03 Yatsı: 18.28
Devlet Bakanı Kâmran Inan, GAP'ı Cumhuriyefe değerlendirdi:
Bizde su,onlarda füze varTUNCAY OZKAN
ANKARA — GüneydoğuAna-
dolu Projesi GAP'm en önemli
ayağı olan Atatürk Barajı için su
tutulmasına yann başlanacak. Su
tutulması nedeniyle düzenlenecek
törene Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, Başbakan YUdınm Akbulnt
ve bakanlar katılacak. Atatürk
Barajı'nın su tutmaya başlaması,
özellikle Suriye ve Irak kaynaklı
eleştirileTe yol açıyor. GAP'tan so-
rumlu Devlet Bakanı Kâmran
tnan Cumhuriyet'e yaptığı değer-
lendirmede Suriye ve Irak'la su
konusunda ortaya çıkan sorunun
kökeninde "sudan çok Türkiye^
nin gelişmesinin valtığını" söyle-
di, "Sular bahane" dedi. Kâmran
Inan, Cumhuriyet muhabirinin
sorulanna şu karşıhkları verdi:
— Atatürk Barajı'nın suiannın
stratejik açıdan önerai nedir?
İNAN — Aslında bu baraj de-
ğil, GAP'ın tümü milli ekonomi
bakımından büyük olaydır. Aynı
zamanda Ortadoğu ekonomisine
de büyük katkılar getirecektir. Ba-
na göre GAP, dünyanın dikkatle-
rini Türkiye üzerine çekmesi ba-
kımından da önemlidir. Uzak, ya-
kın bütün devletler, miiletler
Türkiye'nin kendi mali kaynakla-
rıyla ve teknolojisiyle bu büyük-
lükte 18-21 milyar dolarlık bir
projeyi nasü gerçekleştirdiğini me-
rak ediyor. Bu projeyle başlayan
ekonomik dinamizmle Türkiye-
nin bir nevi kendi bölgesinde,
Uzak Doğu'da Japonya ne ise, Av-
rupa'da Almanya ne ise o olabi-
leceği hadisesi var. Bundan hare-
ketle sular meselesi ve bunun
uyandırdığı iddia edilen tedirgin-
liğin ve dünya basınında bu me-
seleye verilen yerin asd altında ya-
tan hadise, Türkiye'nin büyüme-
sinden doğan tedirginliktir.
— Türkiye neden tedirginlik
kaynagı oluyor? Ortadoğu denge-
lerinin degişmesinden mi kor-
kuluyor?
İNAN — Türkiye, yüzölçümü,
kaynaklan, fakirleşerek değil, zen-
ginleserek artan nüfusu, askeri
potansiyeli, politik potansiyeli ile
şimdiye kadar Doğu ile Batı ara-
smda bir köprüydü. Türkiye'nin
son gelişmelerle Kuzey ve Güney
ile bir köprü haline gelmek iste-
mesi ve kuzeyde 280-300 milyon-
luk Sovyet tüketim piyasasının ve
diğer Doğu Avrupa milletlerinin
açılması hadisesi dünya ekonomi-
sindeki rekabet fikri, dünya den-
KÂMRAN tVANDAN
Sulari yeterli Biz, 13 ocağa kadar
3.3 milyar metreküp su bıraktık. Su tutma
döneminde de 300 milyon metreküp su
bırakacağız. Geçen yıl bütün su 20 milyar
metreküpken biz sırf Suriye rahatsız
olmasın diye Karakaya ve Keban'dan su
alarak 25 milyar metreküp bıraktık. Bu
hassasiyeti komşuluk ve iyi niyet
düşüncesiyle yapıyoruz.
SSCB
iRAK
gelerindeki politik ve askeri ağır-
lıklar, bir de Türkiye^nin büyüme-
sinin tarihi gelişimi itibarıyla ba-
zı zihinlerde bıraktığı hisler bakı-
mından bunu değerlendirmek la-
zımdır. Türkiye'nin büyümesi,
güçlenmesi hiçbir zaman arzu
edilmiş bir hadise değildir dışarı-
da. Bunlar aşılarak bu noktaya ge-
linmiştir. Sular bahanedir. Sular
bakımından da gerçek bir tedir-
ginlik sebebi yoktur.
— Sular konusunda Ortadoğu1
da vrya Arap ülkHerinden çok Ba-
tı'da bir tedirginligin olduğu an-
laşıhyor soylediklerinizden.
İNAN — Ben isimlendirmeye-
ceğim. Hükümetin bir üyesi ol-
mam itibarıyla. Diplomatik ba-
kımdan pek rahatsızlık yaratacak
ifadeler kullanmak istemem, ama
uzak yakın Türkiye'nin ekonomik
bakımdan, teknolojik bakımdan
güçlenmesini istemeyen çevreler
çoklukta. Yine aynı çevreler bizim
kadar, belki bizden fazla şunu he-
saplıyorlar ki, 21. yüzyılda Türki-
ye Batı yarım küresinin en güçlü
devleti olmaya adaydır. Bunun do-
ğurduğu bazı rahatsızlıklar ve te-
dirginlikler bulunmaktadır.
— Arap ülkelerinin Kuveyt zir-
vesi sırasında dile getirdikleri su
Yorumlannı nasıl degerlendiri-
yorsunuz?
İNAN — Bunda bir yanlış bil-
gilendirme meselesi var. Sularda
tedirginlik verecek bir şey yok. Su
tutma dönemi 13 Ocak-13 Şubat
1990. Biz 13 ocağa kadar asağıya
3.3 milyar küp su bıraktık. Su tut-
ma döneminde de Fırat'ın altında-
ki bir ırmaktan 300 milyon met-
reküp su vereceğiz. Bunun topla-
mı Suriye'nin beklediği suyun üs-
tünde. Suriye'nin bir yanlış yoru-
mu var, geçen yaz suyun az gitme-
si konusu. Kurakhk oldu. Biz de
alamadık suyu. Bütün su 20 mil-
yar metreküp iken sırf Suriye'yi
rahatsız etmemek düşüncesiyle 25
milyar metreküp su akıttık Kara-
kaya ve Keban barajlarından. Biz-
de bulunrnayan bir şeyi vermek
mümkün değil. Bütün bu hassa-
siyeti iyi komşuluk ve iyi niyet dü-
şüncesiyle gösteriyonız. Bekledi-
ğimiz de buna mukabil iyi niyet ve
komşuluk, iyi dostluk mukabele-
si. Çünkü bu su hadisesi tek yön-
lü, sular yukan akmıyor. Tek yön-
den giden bir olaydır. Irak için
mesele daha da ikinci planda.
Çünkü Dicle var. Bizimle bir sı-
kıntısı yok. Irak'ın asıl sıkıntısı Fı-
rat suiannın Suriye'den sonra ken-
disine akış şeklinde. Suriye ile ken-
di arasındaki bazı meseleler var.
Biz bu konuya girmek istemeyiz.
— Basın organlannda 2000*1i
yıllarda su nedeniyle bir paylaşım
savaşı senaryosu yer alıyor. Bu ko-
nuda ne düşünüyorsunuz?
İNAN — Dünyada 1960'lardan
başlayarak geleceğe yönelik senar-
yolar çok yapıldı. Bu da onlardan
bir tanesi. Milletlerarası ilmi araş-
tırmalar daönümüzdeki 10-15 yıl
Atatürk Barajı su tutmaya başlıyor, ama tanmın sorunları olduğu gibi duruyor
GAPla gelen zor sorularSulu tarım yöre
çiftçisine nasıl
öjğretilecek?
Üretim-tüketim
dengelerini ve üretim
desenini kim
saptayacak?
Toprak reformu
yapılmayacak mı?
Kırsal ve kentsel göç
nasıl denetlenecek?
Traktörden gübreye;
tohum, fide ve
fidandan damızlığa
kadar tüm girdilerdeki
büyük ihtiyacı kim,
nasıl karşılayacak?
ERBİL TUŞALP
ANKARA — Ekonomik, top-
lumsal ve kültürel dönüşümlerle
getireceği yeni boyutlar ve doğru-
dan etkileyeceği 7 milyon insan
açısından Türkiye için büyük
önem taşıyan GAP'ın önemli so-
runlar yaratacağı belirtildi. Su ak-
maya başladıktan sonra ülkenin
gündemini dolduracak olan temel
sorunun tarım olduğu belirtilerek,
çalışmalan süren baraj, tünel ve
ana kanallara koşut olarak sula-
ma kanallarının daha fazla gecik-
meden biürilmesi istendi.
AT ilişkileri açısından da ben-
zer sorunların olduğu belirtildi ve
"bütçesinin yiizde 70'ini tanma
ayıran bir topluluga girmeye sabır-
sızlanan Tttrkiye'de tanm politi-
kalannın saptanmasında tanmcı
etkinliği yoktur. AT entegrasyonu
çalışmalannda Tanm Bakanlıgı ve
genelde tanmcılar dışlandıgı için
topluluga uyum siirecinde tanm
nasü yönlendirilecektir, ilgilenen
yoktur. Türkiye tanmı ATye hazır
mıdır, getişme düzevi butunleşrae-
ye yeter midir, kaygısını taşıyan
yoktur" görüşü dile getirildi.
TMMOB'ye bağlı Ziraat Mü-
hendisleri Odası'nın yürüttüğü bir
çalışmada, GAP'ın getireceği ta-
nm olanaklanyla bölgede üstün
verime ulaşılmasından sonra, top-
lumsal denge gerekleri açısından
"toprak reformunun kaçınılmaz-
lığı" vurgulanıyor.
GAP çerçevesinde, kamu so-
rumluluğu altında geliştirilmesi
gereken bazı projelerin DPT tara-
fından özel firmalara devredildi-
ği belirtilen çalışmada, baraj ve tü-
nel inşaatının bitiminden sonra
"somutlaşacak çok yönlü sonın-
lann sahibi olmadığı" belirtildi.
Cumhuriyet muhabirinin GAP
sorurüarıru saptayan oda çalışma-
Derivasyon tünellerı
su tutmak için bu
tüneller kapatılacak
ATATÜRK BARAJI SU TUTMAYA HAZIR — Güneydogu Anadolu Projesi GAP'ın
en önemli ayaklanndan biri olan Atatürk Barajı'nda su tutulmasına yann başlana-
cak. Su tutma işleminin başlayabilmesi için bugüne kadar Fırat'ın suyunu baraj inşa-
abmn gerisine akırmakta olan derivasyon tünellerinin agzı kapatılacak ve böylece nehir
eski yatagına geri donecek. Derivasyon tünellerinin kapağını Cumhurbaşkanı Turgut
Özel kapatacak. Atatürk Barajı inşaatının 1992 yılında, hidroelektrik santral inşaatı-
nın ise aşamalar halinde daha sonra tamamJanması bekleniyor. Atatürk Barajı'yla ya-
kından ilgili olan Urfa tünellerinin inşaatının ise daha yavaş ikrlediği ve tünellerin
bitim tarihinin 1992 sonrasına sarkabileceği ifade ediliyor. Baraj gölünün dolmasının
tünel inşaatını olumsuz etkileyebilecegi de soyleniyor. Yukandaki fotoğraf, geçen yıl
eylül ayında Atatürk Barajı şantiyesinde çekildi. Ön planda gömlen inşaat, barajın
hidroelektrik santralı. Orta kısım, barajın ana gövdesi: en arkada görülen inşaat ise
"dolu savak" adı verilen baraj kapaklannın bulundugu bölüm. Baraj ana gövdesinin
sol tarafı, göl tarafından doldunılacak. tnşaat alamnın onunde ise derivasyon tünel-
lerinin çıkış ağızlan göriilüyor. Cumhurbaşkanı Özal, yann bu kapaklan kapatarak
barajın arkasında su tutulmasım başlatacak. (Fotoğraf: Ergun Çagatay)
larıyla ilgili sorularını yanıtlayan
Ziraat Mühendisleri Odası Başka-
nı Mahir Gürbiiz, "Ömegin, mer-
keziyle - taşraayla, araştırmaala-
nyla - uygulayıcılanyla Tanm Or-
man ve Köyişleri Bakanlığı, GAP
çalışmalannda neredeyse yoktur.
Bakanlığın, fıziki yatınm sonrası-
nın toplumsal ve tanmsal gelişme
projeksiyonlan için yonlendirici
bir etkisi bulunmamaktadır" dedi.
Yanıtlanması gereken
sorular
GAP'ın sulama yatınmı yapı-
lınca gündeme gelecek öncelikli
sorunun tanmın yönlendirilmesi
olduğunu vurgulayan Gürbüz, ya-
nıtlanması gerekli soruları şöyle
sıraladı:
"Tümüyle tanmsal ağırlıklı
olan fiziki yatınm sonrası proje
çalışmalanndan bakanlık ve ta-
nmcüar dışlanmış oldugundan su-
lu tanmın gündeme getireceği çok
yönlü sonınlann kimse farkında
değildir. Sulu tanmı tanımayan
yöre çiftçisi nasıl aydınlatılacak-
tır? Sulama sistemi nasıl realize
edilecektir? Sulu tanm - modern
teknoloji sentezi hangi ciddi araş-
tırmalaria ortaya konmaktadır?
Çok yönlü gelisecek olan üretim
deseni dalgalanmaya bırakılama-
yacağına göre, bu üretirain yon-
lendirilebilmesi için, üretim - tü-
ketim dengeleri araştınlmayacak
mıdır? Bunu kim, nasıl yapacak-
tır? Üretim desenine uygun geniş-
ligi nasıl saptanacak, daha şiddet-
le duyulacak olan toprak reformu
gereği nasıl karşılanacaktır? Top-
lulaştırma pratigi hangi örgüt ya-
pısıyla, nasıl realize edilecek? Yo-
gun şekilde gündemi kaplayacak
olan kırsal ve kentsel göç nasıl de-
netlenecek? Traktörden gübreye,
tohum, fide ve fidandan damızlı-
ga kadar tüm girdiler için ortaya
çıkacak büyük ölçekli ihtiyaç,
hangi üretim projeleriyle aşılacak,
hangi araç ve kanallar üreticiye
aktanlacakbr? Projeye dönük ka-
mu hizrnetleri ne tür bir örgüt ya-
pısıyia karşılanacaktır?"
"Beklentiler
somutlaştınlmalı"
Yürütülen çalışmada ele alın-
ması gereken GAP sorunlan şu
başlıklar altında toplanıyor:
1. Yöre insanının GAP'ı nasıl
gördüğünün belirlenmesi için top-
lumbilimsel nitelikli bir alan araş-
tırması yapılarak bölge insanının
beklentilerinin somutlaştırüması
gereklidir.
2. Üreticiyi polikültür ve sulu
tanm konusunda bilgili ve bece-
rikli kılma çalışmalan çok ciddi-
ye alınarak bugünden başlatıl-
malıdır.
3. Üreticinin ekonomik açıdan
kendine yetebildiği, her tûrlü ser-
maye ve finansman olanağı sağ-
layabileceği ve pazarda etkili ola-
bileceği görüşünün yanlış olduğu
kabul edilerek, me\cut eğitim ça-
lışmalan değiştirilmelidir.
4. Diğer altyapılar yanında ta-
rımsal altyapılar da belli bir plan
çerçevesinde geliştirilmelidir.
5. Bitkisel üretim ve hayvancı-
hk alanında GEN merkezleri oluş-
turulmalı ve büyük ölçekte damız-
lık işletmeler kurulmalıdır. Mey-
ve fidanlığı ve kavakçılık özendi-
rilmelidir. Açık ya da kapalı olma-
sı tercihleri, uzun gelecekli mali-
yetler gözetilerek doğru yapılma-
lıdır. Drenaj ve atık sulann tahli-
yesi sorunu şimdiden
düşünülmelidir.
7. Üstün verim ve toplumsal
denge gerekleri açısından zorun-
lu olan toprak reformunun nicel
ve nitel boyutları, kapsamı ciddi
etütlere dayandırılmalıdır.
8. Kırsal alanda iş güvenliği ve
işçi sağlığı süregelen sistemde gün-
demde olmadığı için bu konuda
çalışmalar başlatılmalıdır.
9. Toprak sahiplerine işletebile-
ceği bir üst sınır hakkı tamnmalı,
arazi bedelleri gerçek verilere gö-
re saptanmalı, arazi sahiplerinin
isteğine bağlı olarak tarım sektö-
rüne yatınm yapabilme şanslan ek
özendirmelerle arttırılmalıdır.
10. Reform programı güçlü de-
mokratik kooperatifçilikle enteg-
re edilmeli, demokratik planlama
doğrultusunda kamu etkinlikle-
riyle desteklenmelidir.
AT'ye yönelik tanm
sorunlan
AT entegrasyonu sürecinde ta-
nm sektöründe gereken yapısal
değişiklik doğrultulanrun belirlen-
mediği ve bu konuda hiçbir ciddi
araştırmaya girilmediği belirtilen
çalışmada sektörün, AT'ye yöne-
lik sorunlanndan bazılan şöyle sı-
ralandı:
1. Altyapı eksikliklerinden arazi
kullanım biçimlerine, fiyat girdi ve
sübvansiyon yaklaşımlarından alt
sektör ve agro - industry (tanm-
sal endüstri) seçimi konulan ka-
dar araştırmalara geçilmemiştir.
2. İşletme büyüklüklerinin gide-
rek küçüldüğü ve çok parçalı ha-
le geldiği bizim yapımızla, işletme-
lerin bölünmeyip, tersine, yer yer
bü>1idüğü AT sisteminin u>
r
uşma-
sı konusu gündeme getirilme-
miştir.
3. AT ile Türkiye arasında var
olan tanmsal yapı, ürün deseni ve
verimlilik farklannın hangi yak-
laşımlarla uyum eğilimine dönüş-
türüleceği bilinmemektedir.
4. AT'nin yüksek fiyat uygula-
masıyla, iç ticaret hadleri tanm
aleyhinde çalıştıran Türkiye'nin
düşük fiyat uygulamasım uyuştu-
racak önlemler üzerinde çahşılma-
maktadır.
GAP'ın sulari başağrısıAtatürk Barajı'nda su tutulmaya başlanmasıyla
birlikte Türkiye-Suriye ilişkileri gerginleşti.
Fırat'ın sulari üstünde hak iddia eden Suriye, 1
ay boyunca bu nehirden daha az su alacak.
SEMİH İDİZ
ANKARA — Atatürk Barajı'n-
da yarından itibaren su tutulma-
ya başlanırken, Türkiye için çok
büyük ekonomik önem taşıyan
GAP, Ankara'yla bölgedeki ülke-
lerin ilişkilerinde ciddi bir sorun
olmaya devam ediyor.
Devletler hukuku açısından
bölgesel sulann paylaşımı konu-
sundaki yasal çerçevenin henüz
saptanmamış olmasına karşın Su-
riye ve Irak'ın, Fırat ve Dicle'den
gelen sularda söz sahibi olmak is-
temeleri Türkiye için yeni diplo-
matik başağnlanna yol açmış bu-
lunuyor.
Yetkili çevreler, Türkiye'nin ko-
nuya siyasi açıdan yaklaşmadığı-
nı ve GAP nedeniyle etkilenecek
olan ülkelerle sorunlan teknik dü-
zeyde çözümlemek iradesinde ol-
duğunu bildiriyorlar. Oysa Suri-
ye ve Irak'ın, konuya siyasi açıdan
yaklaşarak başta Fırat olmak üze-
re bölgedeki diğer nehirlerin su-
iannın paylaşımı konusunun ba-
sit ölçüler çerçevesinde ele alınma-
sını istediklerini belirtiyorlar.
Uzmanlar ise GAP'ın tümüyle
bitmesiyle Fırat ve Dicle'nin sula-
nnda azalmalar olacağmı gizlemi-
yor. Uzmanlar gerek bu projele-
rin gerekse azalan suların üç ülke
arasında optimal bir biçimde pay-
laşılmasmın kapsamh bir teknik
işbirliği gerektiğini kaydediyorlar.
Bölgesel sulann paylaşımı ko-
nusunda devletler hukuku açısın-
dan bugüne kadar herhangi bir
yasal çerçevenin saptanamadığı
belirtiliyor. Ancak, BM dahil ol-
mak üzere çeşitli uluslararası ör-
gütler ve platformlarda bu konu-
nun ele alındığı kaydediliyor.Ge-
nel olarak hakça paylaşımı yönün-
de bir eğilimin ise gelişmekte ol-
duğu ifade ediliyor.
Öte yandan Türkiye, Suriye ve
Irak'ın, 1980 sonrasında yoğun bir
şekilde olmak üzere 1960'lardan
beri sular konusunda birçok kez
bir araya geldikleri bildiriliyor.
Ancak bu görüşmelerden bugüne
kadar tatmin edici herhangi bir
sonucun elde edilemediği kayde-
diliyor.
Uzmanlardan elde edilen bilgi-
lere göre sular konusu ilk olarak
Lozan Antlaşması'nın 109. mad-
desinde yer aldı. Daha sonra 1946
yılında Irak ile yapılan dostluk an-
laşması kapsamında Frrat ve Dicle
ile kollan, sularının düzene kon-
ması için Türkiye tarafından ya-
pılacak tesislerin her iki ülke ya-
ranna olması ve Türkiye'nin Irak'a
bilgi vermesi kabul edilmişti.
1964'te Keban'm gündeme gelmesi
ve 1976'dan başlayarak GAP'ın bi-
leşik bir proje olarak hız kazan-
ması, her üç ülke arasında konu
ile ilgili görüşmelere hız ve yoğun-
luk kazandırmışlı. Özal'ın
1987 >ılında Şam'a yaptığı ziyaret
sırasında bir "su protokolü" im-
zalanmıştı.
Yetkililer, Ankara'nın protokol-
de yer alan taahhüdünü, "yıllık
ortalamalar" bazında bugüne ka-
dar yerine getirdiğini belirtiyorlar.
Öte yandan Suriye ve Irak'ın
konuya yaklaşım farklan sergile-
meleri nedeniyle bugüne kadar su-
lann paylaşımı konusunda net bir
sonuca vanlmasımn engellendiği-
ni belirtiyorlar.
içinde Ortadoğu'da en önemli
maddenin su olduğunu kabul et-
mektedirler. İhtiyacı artacak, im-
kânlan daralacaktır. Petrolden da-
ha önemli bir madde haline gele-
ceği kabul edilmektedir. Sayın
Cumhurbaşkanımızm ortaya attı-
ğı bir fikir var: Barış boru hattı.
Bununla maksat Seyhan ve Cey-
han'ın denize akan fazla sularını
Ortadoğu memleketlerine götür-
mek. Bu 8-10 milyar dolarlık bir
projedir.
— Banş suyu projesinde son
dunım nedir?
İNAN — Bu konuda ön fızibi-
lite çalışmalan bir Amerikalı şir-
ketçe yapılmaktadır. Politik dü-
zeyde ilgili ülkelerle de temaslar
devam ediyor. Hava olumlu, ama
henüz kesinleşmiş bir durum yok.
— Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'a karşı tutumlanndan dola-
yı muhalefet su tutma törenine ka-
tılmayacak. Onlardan bir teklif
gelirse ayn bir tören yapılabilir
mi?
İNAN — Şahıslara karşı tu-
tumla devlete karşı tutumu birbi-
rine karıştırmamak lazım. Bir
cumhurbaşkanına karşı tutum,
devlete karşı tutum olur. Böyle bir
tavır almaya kimsenin hakkı yok-
tur. Hiç kimsenin.
— Dünyanın soğuk savaştan
kurtnldugu bir sırada Ortadoğu1
da ve Güney sınırlanmızda bir
gerginlik devamlı bulunacak gibi.
Bu çerçevede bu sınırlanmızda as-
keri bir düzenlenıe olabilir mi?
İNAN — Bu çerçevede alma-
mak lazım. Doğu Avrupa'daki son
gelişmeler dolayısıyla 2. Dünya
Savaşı sonrası sistem büyük bir
değişim gecirmekte. Bunlann dün-
ya liderliklerinin, bloklann, askeri
paktların değişmeye başlamasıy-
la bölgesel ihülaflann artması teh-
likesi yüksektir. Ortadoğu'nun
üzerinde oynanmak istenen oyun
buradadır. Ortadoğu, dünyanın en
çok silah alan bölgesidir. Ortado-
ğu füzeler bölgesi haline getiril-
miştir. Mesela bizim sular konu-
sunda bazı çevreler rahatsızlık
duyduklanru dile getiriyorlar ama
Türkiye'nin de nihayet milli savun-
ması bakımından bu füzelerin bu
kadar büyük sayıda bulunmasını
düşünmesi lazım. Rahatsızlık duy-
masa bile. Biz duysak bile söyle-
miyoruz. Kimseyi rahatsız etme-
mek için. Daha geniş perspektif-
ten Balkanlar ve Ortadoğu yönün-
den meseleye bakmak lazım.
— Yabancj seımaye ÜAP'aüa-
sıl bakıyor?
İNAN — Yabancı sermaye çok
ilgili. Ama henüz bu proje için
hiçbir yerden fînansman isteme-
dik. Teklifler var. Finlandiya'dan
dünyanın büyük bir kâğıt üretici
firması bölgede kâğıt endüstrisi
için okaliptüs ormanı kurulması
projesi getiriyor. Bunlan değerlen-
diriyoruz. Dünya basınında GAP
bizim basınımızdan daha büyük
yer almaya başladı. Galiba biz bü-
yük devlet olduğumuzun farkın-
da değiliz.
— GAP'ın miman konusu.
İNAN — GAP'ın miman Türk
milletidir. lcracısı bugünkü hükü-
mettir. Başkalarının düşünceleri
olabilir.
Afşin-Elbistan
Termik santral
şoku sürüyor
UFUK TEKİN
ÇOĞULHAN (AFŞİN) —
Afşin-Elbistan Termik Santralı'n-
da çıkan anzanın yol açtığı "kir-
liliğin şoku" sürüyor. Alınan ba-
zı önlemler nedeniyle kirlilik mik-
tannda azalma gözlenmesine kar-
şın, santrala bitişik Çoğulhan Ka-
sabası'nda oturan yurttaşlar, "htr
şey olabilir" kuşkusuyla sokağa
çıkmıyorlar. Kirliliğin en çok et-
kilediği Çoğulhan kasabası sakin-
lerinde, göz yanması ve kızarıklı-
ğı başta olmak üzere bazı hasta-
lıklar ortaya çıktı. Çoğulhan Be-
lediye Başkam Halit Yıldız, konu-
yu "santralın miman" diye nite-
lediği DYP lideri SiUeyman Demi-
rel'e aktararak önlem alınmasını
istedi.
Dün büyük ölçüde azaldığı kay-
dedilen kirlilik, kendisini ilk kez
4-5 ocak günlerinde hissettirdi.
Santralın bitişiğindeki Çoğulhan
kasabası sakinlerinin gözle eörü-
lür biçimde hissettikleri kirlilik,
Belediye Başkam Halit Yıldız ta-
rafından Santral Müdürii Fahret-
tin Çatalkaya'ya iletildi. "Kısa za-
manda haJledecegiz" sözüne rağ-
men düzelme olmayınca sorun
Afşin Kaymakam Vekili Ahmet
Beyaz'a bildirildi. Beyaz ve Yıldız,
kirliliğin bir an önce son bulması
için işletme yetkililerine "Santra-
lın durdunılmasının mümkün
olup olmadıgım" sordular. Ancak
yetkililer, "Ankara izin vermez,
başka çözümler bulacagız" yanı-
tını verdiler.
Gece eksi 23 dereceye kadar dü-
şen ısı nedeniyle kül taşıyan bant-
İann tümünün donmasından kay-
naklanan "termik kirlilik" elek-
trik enerjisi üretimi için kullanı-
lan kömür atığı soğutulmuş küi-
lerin bantlar aracılığıyla uzağa gö-
türülememesi ve üzerinin de top-
rakla kapatılamaması sonucu
meydana geldi.
Küllerin yol açtığı kirliliğin ya-
rattığı bir başka sonuç da 2^ san-
timetreyi bulan karın erimesiydi.
Petrolde
kısıntı yok
• Haber Merkezi —
Irak'ın Ankara Büyükelçisi
Tank Abdülcabbar Cevad,
Türkiye'nin Atatürk Barajı
için su tutmasına misilleme
olarak ülkesinin petrolü
kestiğine ilişkin iddialan
yalanlayarak, "Ne şimdi ne
de gelecekte Türkiye'ye
sevk edilen petrol
miktarında kısıntı
olmayacaktır" dedi.
Büyükelçi Cevad, su tutma
kararının teknik olduğunu
ve Irak'ın bunu politik bir
karar olarak görmediğini
belirtti. Türk sınırında bazı
tankerlerin Irak tarafından
alıkonulduğunu doğrulayan
Cevad, bunun kaçakçılık
kuşkusu üzerine yapıldığını
kaydetti. Devlet Bakanı
Mehmet Keçeciler, "Irak'ın
petrolü kestiğine ilişkin"
haberleri yalanladı. Irak
Dışişleri Bakanlığı
Müsteşan Nizar Hadum
da Reuter Ajansı'na verdiği
demeçte söz konusu
iddiaların gerçekdışı
olduğunu söyledi.
Kuran
tartışması
• SAMSUN (AA) —
Diyanet Işleri
Başkanlığı'nca bastırılan
Kuran'da tercüme hatası
yapıldığına ilişkin
tartışmalar sürüyor.
Samsun 19 Mayıs
Üniversitesi llahiyat
Fakültesi öğretim üyesi ve
Diyanet Işleri eski
başkanlarından Prof.
Süleyman Ateş, Kuran'ın
185'inci ayetinde geçen
"Kendinizi öldürüyorsunuz"
ifadesinin anlamının,
"Tövbe edenler, etmeyenleri
öldürsün" değil,
"Nefıslerinizi öldürün"
şeklinde olduğunu söyledi.
Prof. Ateş, "Ayetin aslında
da böyle bir şey yoktur.
Ancak tefsirlerde vardır"dedi.
Diş çürümesine
karşı şeker
• HELSINKI (ANKA) —
Finlandiya'daki Turku
Üniversitesi'nden bir grup
araştırmacının deneylerine
göre kimyasal adı "xylitol"
olan doğal şekerin diş
çürümelerini önlediği, hatta
iyileştirdiği öne sürüldü.
Araştırmayı Turku
Üniversitesi'nden Dr. Kauko
Makinen ve arkadaşlan
gerçekleştirdi. Deney
sırasında 3 grup insana, 2
yıl süreyle 3 farklı şeker
verildi. Sonuçta sukroza
göre fruktoz grubunda
yüzde 30 daha az diş
çürüğü saptanırken, xylitol
verilen gruptaki diş
çürümelerin sukroz verilen
gruba göre yüzde 90 daha
az olduğu anlaşıldı.
Çay, cildi
bozuyor
• ERZURUM (AA) —
Erzurum Atatürk
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Dekanı Prof. Sebahat Kot,
hamurdan yapılmış gıda
maddeleri ile aşırı çay
tüketiminin özellikle
kadınlarda yüz ve vücut
güzelliği ile cildi bozduğunu
öne sürdü. Prof. Kot, aşırı
çay içen ve hamurlu gıda
alan hanımların yüz ve
ellerinde görülen (gülleme)
hastalığının estetik
görünüme önem veren
bayanlar için bir tehlike
olduğuna dikkat çekti.
Yüksek
tansiyon
• UTICA (AA) —
Amerikalı araştırmaalar,
deney fareleri üzerinde
yaptıkları araştırmalarda,
küçük dozda verdikleri
doğal hormonla
hipertansiyonu etkili bir
şekilde denetim altına
almayı başardılar.
Utica'daki Masonic Medical
Research Laboratory'de
yürütülen çalışmalann
Başkanı Dr. Richard Tüttle,
deneylerin insanlar üzerinde
uygulanmasına bu ay içinde
Syracuse Üniversitesi'nde
30-40 kışilik gruplarla
başlanacağını bildirdi.
Bilgisayarla
niifııs sayımı
• ANKARA (AA) —
Nüfus işlerini
kolaylaştırmak amacıyla
yürütülen MERNİS projesi,
1994 yılında tamamlanacak.
1995 yılından itibaren de
nüfus sayımı bilgisayarla
yapılacak. İçişleri Bakanlığı
Nüfus ve Vatandaşhk Işleri
Genel Müdürü Özgen
Gökalp, kısa adı MERNİS
olan "Merkezi Nüfus
ldaresi Sistemi Projesi"
tamamlandığında, ölenler
dahil 100 milyondan fazla
kişinin bilgisayara
kaydedileceğini bildirdi.