Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 D1Ş HABERLER 12 OCAK 1990
LİTVANYA
Gorbi'yeVilnius'ta gergin karşılamapovyetlerBirliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Litvanya
ziyareti sırasında ilk kez kişisel prestijini de ortaya koyarak
halkı, ayrıhkçı düşüncelerden vaçgeçmeye çağırdı. Ziyaret
sırasında milliyetçi ve aynlıkçı SAJUDIS yanlıları yaklaşık
300 bin kişilik bir gösteri düzenlediler. Letonya Yüksek
Sovyeti de SBKP'ye bağlılık getiren anayasanın 6.
maddesini yürürlükten kaldırdı.
Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birliği
Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, dun Lit-
vanya'ya gitti. Gorbaçov ulkedeki etnik ve
milliyetçi hareketlerin perestroyka süreci-
ne zarar verdiğint ve lider olarak kendi ko-
numunu da tehlikeye atuğını vurgulayarak,
halkı aynlıkçı düşüncelerinden vazgeçme-
ye ikna etmeye çalıştı. Ancak bu girişımin
milliyetçi hareketin üzerinde pek etkili ola-
madığı ve Gorbaçov'un ziyareti sırasında
aynlıkçı SAJUDIS yanlılanmn yaklaşık 300
bin kişilik dev bir gösteri düzenledikleri bil-
diriliyor. Gorbaçov'a zor anlar yaşatacak
diğer bir gelişme de Litvanya ve Estonya'-
dan sonra Letonya Yüksek Sovyeti'nin de
SBKP'ye iktidar tekeli sağlayan Sovyet
Anayasası'nın 6. maddesini yürürlükten
kaldırması oidu.
Sovyet lideri ilk kez kendi kişisel presti-
jini de ortaya koyduğu Litvanya ziyareti sı-
rasında halkı yeni politikalann ve federas-
yonun yapısının sonuçlannı beklemeye
çağırdı.
Gorbaçov'un uzun bir süredir beklen-
mekte olan Lirvanya ziyareti sakin başladı.
Sovyet liderini Moskova'dan getiren uçağın
Litvanya başkenti Vilnius'un askeri havaa-
lanına dün sabah saat 09.00 sıralarında in-
mesinden sonra Gorbaçov ve beraberinde-
ki heyet, başkent merkezindeki Lenin anı-
tına bir çelenk koyarak saygı duruşunda bu-
lundular. Gorbaçov'u burada yaklaşık 2 bin
kişilik bir halk topluluğunun karşıladığı bil-
dirildi. Halk topluluğunun tek tük Litvan-
ya bayrakları ve "Gorbaçov, hoşgeldin!"
pankartlan taşıdığı gözlemlendi. Lenin anıtı
onundeki törenden sonra Sovyet lideri, alan-
da toplanmış olan Litvanyalılarla bir saat
kadar sohbet etti.
Gorbaçov, Litvanyalılarla konuşurken
Litvanya Komünist Partisi'nin bağımsızlık
kararı almasmdan sonra daha da güçlenen
milliyetçi eğilimlere karşı uyarıda bulundu
ve acele ederek verilecek SSCB'den bağım-
sızlık ka'rarının Litvanya için "çıkmaz
sokak" olabileceğini söyiedi.
Mihail Gorbaçov'un, Litvanya Komünist
Partisi'nin aldığı bağımsızlık karanyla baş-
gösteren soruna bir çözüm bulmak amacıy-
la gittiği Litvanya'da halkla yaptığı söyle-
şi, Sovyet TV'si tarafından geniş bir biçim-
de yayımlandı.
Litvanyalıları, "bağımsızlık,
bağımsızlık" sloganlarıyla yola çıktıktan
sonra, diinya tıcaret fîyatlanyla mücadele
etmek zorunda kalınca "batma" tehlike-
sine karşı uyaran Mihail Gorbaçov, Baltık
kıyısındaki lımanların "biiyük bir stratejik
değer taşıdığını" da vurgulayarak, bu li-
manların korunmasının hem bölge halkla-
rı hem de SSCB için çok önemli olduğunu
belirtti.
Ulkedeki "milliyetçi ve etnik kökenli"
gerginliklerin perestroykaya zarar verdiği-
ni bildiren Sovyet lideri, etnik ilişkilerin ye-
ni bir platforma oturtulması halinde, pe-
restroykarun ekonomik, sosyal, külturel her
turlü sorunun üstesinden geleceğini belirtti.
"çözüm ayrilmakta değil modernizas-
yonda" şeklinde konuşan Mihail Gorba-
çov, SSCB'nin, cumhuriyetlerin ekonomik
bagımsızlığa ve siyasi egemenliğe sahip ola-
bilecekleri yeni federatif yapısına kavuşma-
sına izin verilmesi halinde, ülkenin büyıik
bir ekonomik patlama gerçekleştirebilece-
ğini kaydetti.
Sovyet lideri, ülkeyi ayrı ayrı devletler-
den meydana gelmiş bir kozmopolit yapı
olarak görmenin çok yanlış oLacağını, bü-
tun yapılan birbirine bağlayan en önemli
bağın Komünist Parti orgütü olduğunu vur-
guladı.
Gorbaçov, halka sabırlı olmaları çağn-
sında bulunurken, ocak ayındaki merkez
komitesi toplantısının, cumhuriyetlerdeki
parti örgütlerinin yeni konumunu belirle-
yecegmi ve bu yıl ekim ayında yapılacak 28.
Kongre'de de sorunun "tatmin edici" bir
sonuca ulaştınlacağını bildirdi.
Mihail Gorbaçov, "tyi düşünün, acele
etmeyin" diyerek halka veda etti.
Sovyet lideri Gorbaçov, Litvanya ziyare-
ti sırasında aydınlar ve işçilerle de bir dizi
görüşme yapacak.
Ancak Gorbaçov'un uyarılarının
milliyetçi-aynhkçı hâreket üzerinde pek et-
kili olmadığı bildiriliyor.
Resmi haber ajansı TASS, Litvanya'da-
ki milliyetçi "SAJUDIS" örgütünün dün
duzenlediği gösteriye, şimdiye kadar yapı-
lan tahminlerin hepsinin üzerine çıkarak,
300 bin kişinin katıldığını bildirdi. Olaysız
sona eren gösterinin sonunda, katılanlar
yaklaşık 15 dakikalık sessiz bir protesto ey-
İeminde bulundular.
Bilindiği gibi, Moskova'dan kopma ve ba-
ğımsızlık elde etme yolunda ısrarlı bir tnü-
cadele>
r
e girişen üç Baltık Cumhuriyeti'nden
Litvanya, geçen ay aldığı iki kararla Krem-
lin'de derin bir sarsıntıya yol açmıştı. Lit-
vanya Yüksek Sovyeti'nin aralık ayı başın-
da Sovyet Anayasası'nın federal cumhuri-
yetlen Moskova'ya bağlayan 6. maddesini
iptal ederek kendisine ayrılma hakkı taru-
masından sonra uzun bir süredir SBKP'ye
karşı başkaldın içinde olan Litvanya Komü-
nist Partisi de (LKP) merkezden koparak
bağımsız bir parti halinde faaliyet sürdür-
me karan almıştı. Bu karardan sonra
LPK'den kopan bir grup da SBKP'ye bağlı
yeni bir parti kurmuştu.
Letonya da kopuyor
Litvanya'da bu gelişmeler sürerken, Le-
tonya Yüksek Sovyeti de Komünist Parti'-
ye iktidar tekeli sağlayan Sovyet Anayasa-
sı'nın altıncı maddesini yürürlükten
kaldırdı.
Sovyet televizyonu, Letonya Yüksek
Sovyeti'nin bu kararı 9'a karşı 225 oyla al-
dığını bildirdi.
Azeri milliyetçiler
Sovyetler Birliği'nde etnik problemlerin
yaşandığı bir diğer bölge olan Azerbaycan'-
da ise Azeri milliyetçilerin oluşturduğu
"Geçiri Savunma Komilesi" üyelerinin dun
cumhuriyetin güneyindeki Lenkoran keıı-
tindeki resmi binalan ve savcılığı ele geçir-
dikleri bildirildi.
Azerbaycan Halk Cephesi üyesi tssa Ka-
barov, AFP'ye yaptığı açıklamada, Geçici
Savunma Komitesi üyelerinin Karabağ böl-
gesi üzerinde Azerbaycan'ın egemenliğini
istediklerini bildirdi.
Ermenilenn çoğunlukta olduğu Karabağ
bölgesi Ermenistan'a bağlanmak istiyor.
ARNAVUTLUK ROMANYA
Kapalı kutudan
söylenti taşıyor
Keform yanlısı hareketlerin Arnavutluk'a da sıçradığı
yolundaki haberler hız kazanıyor. Yugoslavya'da yayımlanan
Politika Gazetesi, başkent Tiran'da durumun gergin olduğunu,
tşkodra'da da olağanüstü durum ilan edildiğini öne sürdü.
Dtş Haberler Servisi — Doğu Avrupa-
da, demokrasi ve reform fımnasına kapı-
lannı kapatan tek ülke olan Arnavutiuk'ta
da bazı kıpırdanmalar olduğu yolunda çe-
lişkili haberler aluuyor. Yugoslav basıru, Ar-
navutluk'un başkenti Tiran'da durumun
gergin olduğunu, tşkodra'da da olağanüs-
tü durum ilan edildiğini bildiriyor. Yuna-
nistan'da da Arnavutluk'taki Yunan azın-
lığa baskı yapüdığı gerekçesiyle gösteriler
düzenlendi.
Arnavutiuk'ta "gösleriler düzenlendigi ve
hiikumet güçlerinin gosteridlere karşı silah
kullandığı" yolundaki haberlerini birkaç
gündür arttırarak sürdüren Yugoslav bası-
ru, dün de Tiran'da durumun gergin oldu-
ğunu ve tşkodra'da da olağanüstü durum
ilan edildiğini bildirdi. Belgrad'da yayımla-
nan Politika Gazetesi, Amavutluk'taki "ba-
zı kaynaklara" dayanarak verdiği haberin-
de tşkodra kentine giriş ve çıkışlann kont-
rol altına alındığını belirtti.
AA'nın haberine göre tşkodra halkının re-
jime karşı son silahlı protestosunu bundan
3 yıl önce yaptığını hatırlatan gazete, bir
grup göstericinin kentteki garnizonu basa-
rak silahlan ele geçirdiğini ve halkı "Ya is-
tiklâl ya ölüm" sloganıyla eyleme katılma-
ya cağırdığını, ayaklananlarla askeri birlik-
ler arasında çıkan ve tüm gece süren çatış-
ma sonucu rejim karşıtlanrun tanklarla ezil-
dığini bildirdi.
Arnavutluk'un karıştığı yolunda haber-
4er sürerken Güney Afrika'nın Johannes-
burg kentinde yaşayan eski Amavutluk Kra-
h 1. Leka da "Tiran'daki zalim ve dinsiz
rejimi" devirmek için Romanya benzeri bir
halk ayaklanması hazırladığını açıkladı.
Bu arada, Stelyo Berberakis'in
haberine göre Arnavutiuk'ta bazı ayak-
lanmaların basgösterdiği yolunda Batı
basınında çıkan sansasyonel haberler, he-
nüz doğrulanamıyor. Arnavutluk'taki geliş-
meleri yakından izleyen Yunan hükumeti de
bu doğrultuda hiçbir tutarh ve somut bir
bilgi edinemiyor. Yunan hükümetinin Ar-
navutluk için gösterdiği bu ilgi, orada ya-
şayan ve sayıları 200-300 bin arasında de-
ğişen Yunan azınlığından kaynaklanıyor. Ti-
ran'da görevli Yunanlı ve diğer Batılı dip-
lomatlann, son günlerde Arnavutiuk'ta bazı
ayaklanmalann kaydedildiği yolunda çıkan
haberleri "teyit" edememesi de dikkat çe-
kici...
DALMANYA
Hükümette değişiklik
ÖLENLER İÇİN YAS — Romanva'da 21 aralık ayaklanması sırasında öien genç ögrenciler için arkadaşlan, bir anma giinii düzenlediler.
Batı ile ilk temaslarDOĞU BERLİN (Ajanslar) — Demok-
ratik Almanya'nın parlamentosu niteliğin-
deki Halk Meclisi, dün yaptığı olağanüstü
toplantıda, Bakanlar Konseyi'nin, hükü-
mette bazı degişiklikler yapılmasına ilişkin
önerilerini onayladı.
General VVoifgang Schwanitz tarafından
yürutulen Devlet Güvenlik Servisi Başkan-
lığı (gizli polis, eski Stasi) görevinin, örgü-
tün lağvedilmesi üzerine ortadan kaldınl-
dığı kaydedildi.
Doğu Almanya'da, Devlet Güvenlik Ör-
gütü'nün yeniden oluşturulması tartışma-
lan ise sürüyor. Başbakan Hans Modrow,
muhalefet gruplanna, güvenlik politikasıyla
ilgili krizi aşmak için komünist ağırlık hü-
kümet içindeki rollerini daha da arttıraıa
önerisinde bulundu.
Modrow, parlamentonun iki gün sürecek
toplantısını açarken yaptığı konuşmada,
"Muhalefelin hükümet içerisinde doğmdan
ve sorumlu biçimde rol alması için öneri-
ler geliştirilmesini bekli>oruz" dedi.
Hans Modrovv, güvenlik boşluğunun aci-
len doldurulmasına gerekçe olarak "terö-
rizm, uyuşturucu ve çevre suçlan ile
mücadeleyi" göstererek, neo-nazi bağlan-
tılı şiddet eylemleri konusunda da uyarıda
bulundu. Modrow, "Vatandaşlanmızın çı-
kan açısından güvenlik boşluğu sözkonu-
su olamaz" dedi.
Plan komisyonunun da aynı şekilde lağ-
vedildiği belirtildi. Başbakan Hans Mod-
row da >aptığı açıklamada, plan komisyo-
nunun yerine. Bakanlar Konseyi bunyesin-
de oluştunılan stratejik ekonomivle görevli
bir komitenin getirildiği kaydedildi.
Toplantıda, Adalet Bakanı Hans-
Joachim Heusinger ile Çevre Bakanı Hans
Reichell'in kendi istekleriyle istifa ettikle-
ri belirtildi.
Bu arada, Demokratik Almanya vatan-
daşlanmn serbestçe yurtdışma seyahat ede-
bilmelerini öngören yasa tasansı, dün Halk
Meclisj'nde oybirliğiyle onayladı.
.T ransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas, Romanya Ulusal
Kurtuluş Cephesi Konseyi hükumeti yöneticileri ile Bükreş'te
temaslarda bulunuyor. Dumas'nın Romanya'ya ekonomik
yardım önerilerinde bulunması bekleniyor.
olduğunu' söyiedi.
Bu arada halk ayaklanmasıyla devrilerek
idam edilen NikoJay Çavuşesku ve ailesi
hakkındaki söylenti ve iddialar sürerken,
Romanya, savaşın ardından normal yaşama
dönüş sürecini yaşıyor.
Dış Haberler Servisi — Roraanya, Niko-
lay Çavuşesku yönetiminin devrilmesiyle so-
nuçlanan halk ayaklanmasının ardından, ilk
kez Batılı bir devlet adamını konuk ediyor.
Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas, Ro-
manya Dışişleri Bakanı Sergiu Celac'ın da-
vetlisi olarak önceki gün gittiği Romanya-
da, yeni yönetimin yetkilileriyle resmi gö-
ruşmelerde bulunuyor. Fransız bakanın,
Fransa'mn Romanya'ya ekonomik yardım
önerilerini iletmek üzere Romanya'da bu-
lunduğu bildiriliyor.
Önceki gün Romanya'ya giden Fransa Dı-
şişleri Bakanı Roland Dumas, 'Fransa'mn,
Rumen haikının Çavuşesku diktatörlüğün-
den kurtulmak için verdiği mücadeleye bu-
>1ik saygı a'jyduğunu' belirterek, 'Fransa-
nın, her zaman Romanya'nın yamnda
Ulusal Kurtuluş Cephesi Konseyi hükü-
metinin tçişleri Bakanı Jean Moldoveanu,
Bükreş'te yayımlanan Adevarul Gazetesi-
ne yaptığı açıklamada, Çavuşesku'nun, ya-
kalandıktan sonra tutuklu olduğu sırada ka-
pısında nöbet tutan askere kendisini serbest
bırakarak Piteşti kentine ulaştırması karşı-
lığında 5 milyon dolar venneyi vaat ettiği-
ni söyiedi.
Nikolay ve Elena Çavuşesku'yu askeri
mahkemede savunan Avukat Nikolay Fede-
resku ise Çavuşeskular'ı mahkemede savun-
maya çalıştığını, ancak onlann savunulmayı
reddetmelerinin üzerine Çavuşeskular'ın
akıl hastası olduğunu söyleyerek onlan
idamdan kurtarmaya çalıştığını açıkladı.
AA'nın Reuter'e dayanarak verdiği habere
göre Avukat Federesku, Çavuşeskular'ın da-
va boyunca kendisiyle işbirliği yapmayı rçd-
dettiklerini ve bu yuzden onları mahkeme-
de savunamadığını söyiedi. Federesku, Ça-
vuşeskular'ın mahkeme sırasında cezalan-
dırılacaklarını bildiklerini, ancak son ana
kadar birilerinin gelip kendilerini kurtarma-
sım beklediklerini söyiedi.
Romanya'da yaşam normale dönerken,
sınırlann Batı'dan gelen mallara açümasıyla
birlikte, ulkedeki tüketim malları sıkıntısı-
nın büyük ölçüde azaldığı bildiriliyor. AP-
nin haberine göre başkent Bükreş'te, Çavu-
şesku döneminde uygulanan yakıt kısıntı-
sının kaldırılmasından sonra Bükreşliler,
ısınma sorunlannın ortadan kalktığını ve
daha önceleri boş olan mağazaların, en
azından temel tüketim maddeleriyle dolu ol-
duğunu söylüyorlar.
BULGARÎSTAN
Miliyetçi
unsurlar
geriliyorSOFYA (AA) — Bulgaristan'da, yöneti-
min Türk azınlığa haklannı iade etmesine
karşı çıkan aşın milliyetçi unsurlann çoğu-
nun, haklann iadesi ile ilgili referandum ya-
pıIması fikrinden vazgeçtikleri bildirildi.
Bulgaristan Devlet Başkanı Petar Mladenov,
dun Sofya'da Bulgar Türklerinden oluşan
bir he>
r
eti kabul etti. Yunanistan'da bulunan
Bulgaristan Dışişleri Bakanı Boiko Dimit-
rov ise sürpriz bir açıklamayla Sofya'nın
herhangi bir azınlık sorunu bulunmadığı-
nı iddia etti.
Hükümet, muhalefet grupları, aşırı mil-
liyetçi gruplar ve Türklerin temsilcilerinin
bulunduğu görüşmelere katılan muhalefet
liderlerinden Krassimir Kancv, "Göriişme-
lerdeki birçok milliyetçi, gönışlerini de^iş-
tiriyor. Çoğu, artık referandnmdan yana
degil" dedi.
Türklere haklannın iadesine karşı çıkan
aşın milliyetçi Bulgarlardan biri olan Şum-
nulu öğretmen Bayan Rosa Simeonova da
Millet Meclisi'nde devam eden toplantıla-
ra katılanlarla görilştükten sonra fikrini de-
ğiştirdigini belirterek, "Bazı göruşlerim de-
gişti. Çok yararlı bir toplanüydı" şeklinde
konuştu.
Simeonova, Batılı gazetecilerin, "Türk-
lere kendi isimlerini seçme ve serbestçe di-
ni ibadetlerini yapma izni verilmesi gerekir
mi" şeklindeki soruları üzerine, "Kesinlik-
le. Her insan bu haklara sahiptir" dedi.
Türk sorunuyla ilgili bir referandum ya-
pılmasını artık savunmadığını belirten Ba-
yan Simeonova, ancak insanların, Türkle-
rin çoğunlukta olduğu güney ve kuzeydo-
ğu vilayetlerinde yaşayan Slavlann "bâril"
endişelerini anlamaları gerektiğini kaydet-
ti.
Bulgaristan haber ajansı BTA, dün Dev-
let Başkanı Mladenov'la görüşen Bulgar
Türklerinin Bulg'ar toplumunun çeşitli sı-
nıflann bütünleşmesinin gelecek için önemli
olduğunu söylediklerini bildirdi. Türkler,
"Bulgar halkı ve devletinin birligini bozmak
ve düşmanlık yaratma girişimlerini" de kı-
nadıklarını belirttiler. Bu arada Varna'da
kurulan Bulgar Türkleri ve Müslümanları-
nın Haklannı Savunma Hareketi Başkanı
Medidoğanov da örgütün "Devlet teröriz-
mi politikasını kınadığını, ancak Bulgaris-
tan'daki Müslümanlara özerklik verilmesi
gibi bir taleplerinin bulunmadığını" bildirdi.
Bulgaristan Dışişleri Bakanı Boika Dimit-
rov ise, dün yaptığı Yunanistan ziyareti sı-
rasında Yunan Televizyonu'na şaşırtıcı bir
açıklama yaparak, "Bulgaristan'ın azınlık
sorunu yoktur. Türkiye'nin iddialannı ka-
bul etmivoruz. Bulgaristan'da Miislüman
azınlık yoktur. Bulgar vatandaslan vardır"
dedi.
HABERLEREV DEVAMI
Çevre davasına darbe•* •_•! 1
(Baştarafı 1. Sayfada)
rarlanna karşı en yakın Bölge 1da-
re Mahkemesi'ne itiraz edilebile-
cek. ttiraz edilen merciler, dosya-
mn kendisine gelişinden itibaren
yedi gün içinde karar verecekler.
ttiraz üzerine verilen kararlar ke-
sin olacak. İlgili maddedeki, "tti-
raz özerine, bir karar veriliaceye
kadar, yüriitmeyi durdunna kara-
rı uygulanmaz" biçimindeki cüm-
le, SHP'li üyelerin itirazı üzerine
tasandan çıkanldı.
Danıştay Genel Sekreteri Güven
Dinçer, bu madde ile getirilen sis-
temin işlemeyeceğini belirterek,
"Dosyaıun, bir mahkemedeo bir
mahkemeye gitmesi kola> değil.
Halbuki, yürutmeyi durdurmayı
çok sımrlamışızdır. Bu madde ile
mahkemeleri, yargısal bir umur-
samazlıga terkedersiniz" dedi.
SHP Tekirdağ MilletvekiU Güneş
Giirseler ise yürutmeyi durdunna
kararına karşı itirazın, karan ve-
ren mahkemeye yapılmasını iste-
yerek dava henüz sürerken başka
bir mahkemeye itiraz yapılması-
nın, davayı gören mahkemeyi bas-
kı altında bırakacağını söyiedi.
Tasanda, idari mahkemelere ip-
tal davalannın, "İdari işlemler
hakkında, yetld, şekil, sebep, ko-
nu ve maksat yönlerinden biri ile
hukuka aykın olduklanndan do-
layı iptalleri için kişisel menfaat-
leri dogrudan ihlal edilenler" ta-
rafından açılacağı belirtildi. Tasa-
nda, "İdari mahkemeler, yerinde-
Kk denetimi yapamazlar, yürutme
görevinin kanunlarda gösterilen
şekil ve esaslara uygun olarak ye-
rine geürilmesini kısıüayacak, ida-
ri eylero ve işlem niteliğinde veya
sebep, konu ve maksat unsurlan-
na dayanılarak dabi idarenin tak-
dir yetkisini kaldıracak biçimde
yargı karan veremezler" denildi.
Bu madde, tasannın komisyonda
görüşülmesi sırasında, Danıştay
Genel Sekreteri Dinçer ve komis-
yonun SHP'li üyeleri tarafından
sert bir dille eleştirildi.
Genel menfaatleri açısından va-
tandaşın idare mahkemesine da-
va açabilmesınin, ANAP iktida-
rının pozitif hukuka armağan et-
tiği ileri ve uygar bir adım oldu-
ğunu kaydeden Dinçer, vatanda-
şm dava hakkının "kişisel çıkar-
lann dogrudan ihlal edilmesi" ko-
şulunun getirilmesiyle "çok
daraltıldığım" söyiedi. Dinçer,
"Şimdi, 1983'te hediye ettiğiniz
düzeyin altına duseceğiz. Birkaç
karar dışında, kararlanmızdan şi-
kayet olmamıştır. Bir-iki kararın
etkisi altında kabnarak, mevcut
uygnlamadan vazgeçilmemeli. Bu,
son derece dengeli uygulanmakta-
dır. Vatandaşın ulastığı düzeye
uygundur" diye konuştu.
Tasandaki "kişisel menfaat"
kavramının, vatandaşın idari
mahkemeye dava açma hakkını
kısıtladığını kaydeden SHP Koca-
eli milletvekili Ömer Türkçakal,
bir yandan anayasanın 141 ve 142.
maddelerinin kaldırılması için
adımlar atan iktidarın, vatanda-
şın dava açma hakkını sınırlaya-
rak kendisiyle çeliştiğini belirtti.
Türkçakal, "Tasanda, 'Kişisel
menfaatleri, dogrudan ihlal
edilenler' diyerek, cagımıza, hele
hele gelecek çağın koşnllanna uy-
mayan bir sistem getirilmeve, Türk
insanı çağın gerisine çekilmeye
calışılıyor" dedi. İdarenin zaman
zaman hatalı kararlar verebilece-
ğine dikkat çeken SHP Tunceli
milletvekili Kamer Genç ise buu-
lara karşın vatandaşın dava açma
hakkınm sınırlandırılmasmın dev-
lete yarar sağiamayacağını vur-
guladı.
Gürseler de anayasanın 56.
maddesinin, "Vatandaşın sağlık-
lı ve yaşanabilir çevrede yaşama
hakkı olduğunun" hükme bağlan-
dığını bildirerek, "Huknkçular, in-
san haklan açısından çevre hak-
kını yeni bir kavram olarak değer-
lendiriyoriar. Bu hak olduğuna
göre hak sahiplerinin bunu koru-
mak için yargı organlanna başvu-
nı hakkının çignenmesi dunımun-
da vatandaşın idare mahkemesi-
ne başvurma güvencesi ortadan
kaldınlmaktadır" diye konuştu.
"Kişisel menfaat" kavramının yo-
ruma çok açık olduğunu da kay-
deden Gürseler, idari yargının bu
noktayı çok geniş yonımlayacağı-
m söyiedi.
Tasarı ile vatandaşın, "İdari ey-
lemler hakkında yetki, şekil, se-
bep, konu ve maksat yönlerinden
biri ile idare mahkemelere iplal
davası açabildigine" dikkat çeken
Gürseler, idari yargının yalnızca
"yetki ve şekil" yönünden iptal
karan verebilmesi hükmunun ge-
tirilmesini de eleştirdi. Gürseler,
"Bu maddenin mevcol şekli, ana-
yasanın 125. maddesinin 3. fıkra-
sında aynen yazılmışnr. Tasandaki
bu hükmii ilave etmek, idari yar-
gı yetkilerinin anayasaya aykın kı-
sıtlanmakta, idari yargının, elini
kolunu iyice bağlamaktadır. Mah-
keme, sebep, konu ve maksat ge-
rekçelerini sayarak iptal karan
veremeyecektir" dedi. SHP tstan-
bul milletvekili Ali Haydar Erdo-
gan da soz konusu madde ile Da-
nıştay'm fonksiyonunun ortadan
kalkacağını ve bunun çok büyük
sakıncalar ortaya çıkaracagını
savundu.
Maddeyi savunan ANAP Gazi-
antep milletvekili Hasan Tannö-
ver ise mevcut yasadaki
"menfaat" sözcüğünün uygula-
mada çok aşın biçimde yorumlan-
dığıflı ve bunun idarenin elini ko-
lunu bağladığını ileri sürerek,
"Hele hele gelişen toplumlarda,
bnnun sakıncaları daba çok. Bu-
na bir sınırlama getirmek ihtiya-
cı doğmuştur^ Bu değişiklik, mo-
dern ve gelişen toplumlara
uygundur" dedi. SHP'li Genç bu-
nun üzerine Tanrıöver'in sözünü
"O zaman dava açmayı
yasaklayın" diyerek kesti.
Komisyonda hükümet adına
söz alan Adalet Bakanı Oltan
Sungurlu ise idare mahkemeleri-
nin vatandaşın, "Yetki, şekil, se-
bep, konu ve maksat" yönlerinden
biri ile iptal davası açabilmesine
karşın, idare mahkemesinin "Se-
bep, konu ve maksat" unsurları-
na dayanarak iptal karan vereme-
mesinin bir çelişki olmadığını sa-
vundu. "Çeüşki olmaz olur mu?"
diye araya giren Gürseler, vatan-
daşın "dava açtım" diye urnutlan-
maması gerektiğini söyiedi.
Madde, SHP'U üyelerin ve Din-
çer'in karşı çıkmasına karşın
ANAP'h üyelerin oylanyla kabul
edildi. Bunun üzerine sinirlenen
Genç, "Siz bu kadar kesin kararlı
olduktan sonra, bizim komisyon-
da bulunmaıman anlamı vok" di-
yerek komisyon odasını terketti.
Tasanya göre vatandaşın dava
dilekçesinde eksikler olması ve
bunlan tamamlamaması duru-
munda, dilekcesi reddedilecek.
Bunun çok aert bir karar olduğu-
nu vurgulayan Dinçer, "PTT adli
tebttgata mrekli ve anormal zam-
lar yapmakta. Adli tebligat bir so-
miirö kaynağı yapümıştır. Danış-
tay'a dava açmak, asgari ücreti
bulmnştur. Bu kadar sert tedbir-
ler koymayın" dedi. Dinçer, Ko-
misyon Başkanı Alpaslan Pehli-
vanb'nın "Tabûierinizi dikkatli
seçin" biçimindeki uyarısı üzeri-
ne, "Tabii, vatandaş ıstırap çeki-
yor. Hergün posta puluna zam ya-
parsanız, ondan sonra davasını
reddeceksiniz. Sizden öğrendik
ısnraplan" diye konuştu. Tasan-
nın görüşulen hemen hemen tüm
maddelerine karşı çıkan Dinçer,
tasannın, Adalet Bakanuğı'nda
oluşturulan ve hüküm verme ko-
numunda hiç bulunmayan sınırlı
bir kadro tarafından "O an tatlı
gelen degişiklikler" biçiminde ha-
zırlandığını öne sürdü.
Hak arama kalkıyor(Baştarafı 1. Sayfada)
olağanüstü dönemin kendine oz-
gü koşullan içinde dahi kat-
lanılması çok güç olan bu kısıtla-
malara, olumsuzluklara, 1983
sonrasında geçildiği ileri sürülen
sözüm ona demokratik siyasal ya-
şam içinde çareler bulunması,
yargının bütününün, bu arada
idari yargının kösteklerden kurta-
nhnası, özellikle idarenin tüm ey-
lem ve işlemlerinin yargısal dene-
time tabi kıhnması için yollar açıl-
ması beklenir, özlenirken gelişme-
ler, köstek, kısıtlama ve olumsuz-
luklann arttırılması yönünde ol-
muştur. Buna ne denli şaşılsa ye-
ridir. Demokrasi ve hukuk devleti
adına idari yargıya getirilmek is-
tenen yeni kısıtlamalann, sınırlan-
dırmalann uygun görülmesi ola-
naksızdır. Son yasal düzenlerae
girişimlerini demokrasi ve hukuk
devleti ilkelerine bağlılıkta bir sa-
mimiyetsizlik örnegi olarak değer-
lendiriyorum. ANAP, 82 Anaya-
sası ile askeri yönetimin hak ara-
ma özgürlüğüyle ilgili getirdiği kı-
sıtlamalann da ötesinde daha ağır
sınırlamalar içeren bir model ge-
tirmek istiyor.
Doç. Dr. Anıl Çeçen (Kamu
hukukçusu): Son dönemdeki ka-
dar hukuk kurallannın çiğnendi-
ği bir dönem TC tarihinde görül-
memiştir. Buna karşı, idari yar-
gıdan ve Danıştay'dan çıkan ba-
zı kararlann yönetimi rahatsız et-
tiği ortaya çıkıyor. 12 Eylül dö-
neminde ve sonrasında idari yar-
gıdaki sımrlamalann yeterli görül-
medıği, fazlasımn istendigi anla-
şümaktadır. Son değişiklikte de
böyle bir yaklaşım kesmük kazan-
maktadır. Yapılmak istenen degı-
şiklikle, özellikle Türk toplumu-
nu yakından ilgilendiren özelleş-
tirme, çevre gibi ulusal çıkarlarla
ilgili konuların dava edilmesinin
önlenmesine çalışümak istendigi
anlaşılmaktadır. Bu durum,
Türkiye'nin imzaladığı uluslara-
rası hukuk anlaşmalanna aykın-
dır. tçeride yargı yollan tıkandık-
ça ve sınırlandıkça uluslararası
yargı yoluna Türkiye'deki hak
arayanlar daha fazla gitmek du-
rumunda kalacaklardır. Dışa kar-
şı insan haklan ve uluslararası hu-
kuk açısından yumuşama çabası
ve görünümü içinde olmak isteyen
yönetim, içeride hakları ve yargı
yollarını sınırlayacak kendisiyle
büyük bir çelişki yedüşmektedir.
Prof. Dr. Şeref Göznbüyük
(Cumhurbaşkanlığı eski danış-
manlanndan): İdari yargıda bu-
günkü mevcut statünün korunma-
sı gerekir. Eğer değişiklik yapıl-
mak isteniyorsa bu, anayasa de-
ğişikliği de içerecek şekilde iyileş-
tirme yönünde olmalıdır. Bu ko-
nuda özellikle yürutmeyi durdur-
ma kararlarına anayasa ile getiri-
len kısıtlamalann ortadan kaldı-
nlması gerekir. Bakanlar Kurulu
kararlanmn yargı denetimi dışın-
da tutulmak isteneceğini, bunun
teklif edileceğini ise ben sanmıyo-
rum. Bu akıl dışı olur.
Kâzım Yenice (Damştay eski
daire başkanlanndan): Danıştay,
açılan davalarda kamu yararı öl-
çütünü gözönünde bulundurarak
menfaat Uişkisini çok geniş bir şe-
kilde yorumlamıştır. Yani dava
açmada, kişinin menfaatinin bu-
lunması yeterlidir. Yapılmak iste-
nen değişiklikle, bir nevi menfa-
at ilişkisi, hak inlaline dönüştürül-
mek isteniyor. Bu da dava açma
olanağını daraltıyor. Tüzüklere
ilişkin incelemelerde olsun, diğer
idari yargı konulannda olsun is-
tenen, güya Danıştay inceleme ya-
pacak, ama aslında hiçbir şey ya-
parnayacak. Danıştay, kurulduğn
tarihten bu yana tüzükleri huku-
ka uygunluk yönünden incelemiş-
tir. Bu incelemelere de itibar edil-
memiştir. Bugün bundan uzakla-
şılmak isteniyor. Davalar yönün-
den ise mevcut uygulamada veri-
len bir karann aynı dairede karar
düzeltilmesi yoluyla incelenmesi
olanağı vardır.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi idare hukuku öğretirn üye-
lerinden Prof. Dr. Metin Gnaday,
idarelerin takdir yetkisüıe dayalı
işlemlerin idari yargı denetimi dı-
şına çıkanlmasıyla birlikte, kamu
personel hukukuna ilişkin işlem-
lerin büyük bölümünün denetim
dışı kalacağım söyiedi. Bu düzen-
lemeyle özellikle atama, naklen
atama ve güvenlik soruşturmala-
rına dayalı işlemlerin denetim dı-
şı bırakılacağını, bu düzenlemele-
rin de hukuk devleti ilkesine açık-
ça aykırı olacağını savunan Gün-
day, Danıştay ve İdari Yargılama
Usulü Kanunlannda yapılan de-
ğişikliklerin anayasaya uygunlu-
ğunun da tartışma konusu oldu-
ğunu söyiedi.