27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 D1Ş HABERLER 12 OCAK 1990 LİTVANYA Gorbi'yeVilnius'ta gergin karşılamapovyetlerBirliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Litvanya ziyareti sırasında ilk kez kişisel prestijini de ortaya koyarak halkı, ayrıhkçı düşüncelerden vaçgeçmeye çağırdı. Ziyaret sırasında milliyetçi ve aynlıkçı SAJUDIS yanlıları yaklaşık 300 bin kişilik bir gösteri düzenlediler. Letonya Yüksek Sovyeti de SBKP'ye bağlılık getiren anayasanın 6. maddesini yürürlükten kaldırdı. Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, dun Lit- vanya'ya gitti. Gorbaçov ulkedeki etnik ve milliyetçi hareketlerin perestroyka süreci- ne zarar verdiğint ve lider olarak kendi ko- numunu da tehlikeye atuğını vurgulayarak, halkı aynlıkçı düşüncelerinden vazgeçme- ye ikna etmeye çalıştı. Ancak bu girişımin milliyetçi hareketin üzerinde pek etkili ola- madığı ve Gorbaçov'un ziyareti sırasında aynlıkçı SAJUDIS yanlılanmn yaklaşık 300 bin kişilik dev bir gösteri düzenledikleri bil- diriliyor. Gorbaçov'a zor anlar yaşatacak diğer bir gelişme de Litvanya ve Estonya'- dan sonra Letonya Yüksek Sovyeti'nin de SBKP'ye iktidar tekeli sağlayan Sovyet Anayasası'nın 6. maddesini yürürlükten kaldırması oidu. Sovyet lideri ilk kez kendi kişisel presti- jini de ortaya koyduğu Litvanya ziyareti sı- rasında halkı yeni politikalann ve federas- yonun yapısının sonuçlannı beklemeye çağırdı. Gorbaçov'un uzun bir süredir beklen- mekte olan Lirvanya ziyareti sakin başladı. Sovyet liderini Moskova'dan getiren uçağın Litvanya başkenti Vilnius'un askeri havaa- lanına dün sabah saat 09.00 sıralarında in- mesinden sonra Gorbaçov ve beraberinde- ki heyet, başkent merkezindeki Lenin anı- tına bir çelenk koyarak saygı duruşunda bu- lundular. Gorbaçov'u burada yaklaşık 2 bin kişilik bir halk topluluğunun karşıladığı bil- dirildi. Halk topluluğunun tek tük Litvan- ya bayrakları ve "Gorbaçov, hoşgeldin!" pankartlan taşıdığı gözlemlendi. Lenin anıtı onundeki törenden sonra Sovyet lideri, alan- da toplanmış olan Litvanyalılarla bir saat kadar sohbet etti. Gorbaçov, Litvanyalılarla konuşurken Litvanya Komünist Partisi'nin bağımsızlık kararı almasmdan sonra daha da güçlenen milliyetçi eğilimlere karşı uyarıda bulundu ve acele ederek verilecek SSCB'den bağım- sızlık ka'rarının Litvanya için "çıkmaz sokak" olabileceğini söyiedi. Mihail Gorbaçov'un, Litvanya Komünist Partisi'nin aldığı bağımsızlık karanyla baş- gösteren soruna bir çözüm bulmak amacıy- la gittiği Litvanya'da halkla yaptığı söyle- şi, Sovyet TV'si tarafından geniş bir biçim- de yayımlandı. Litvanyalıları, "bağımsızlık, bağımsızlık" sloganlarıyla yola çıktıktan sonra, diinya tıcaret fîyatlanyla mücadele etmek zorunda kalınca "batma" tehlike- sine karşı uyaran Mihail Gorbaçov, Baltık kıyısındaki lımanların "biiyük bir stratejik değer taşıdığını" da vurgulayarak, bu li- manların korunmasının hem bölge halkla- rı hem de SSCB için çok önemli olduğunu belirtti. Ulkedeki "milliyetçi ve etnik kökenli" gerginliklerin perestroykaya zarar verdiği- ni bildiren Sovyet lideri, etnik ilişkilerin ye- ni bir platforma oturtulması halinde, pe- restroykarun ekonomik, sosyal, külturel her turlü sorunun üstesinden geleceğini belirtti. "çözüm ayrilmakta değil modernizas- yonda" şeklinde konuşan Mihail Gorba- çov, SSCB'nin, cumhuriyetlerin ekonomik bagımsızlığa ve siyasi egemenliğe sahip ola- bilecekleri yeni federatif yapısına kavuşma- sına izin verilmesi halinde, ülkenin büyıik bir ekonomik patlama gerçekleştirebilece- ğini kaydetti. Sovyet lideri, ülkeyi ayrı ayrı devletler- den meydana gelmiş bir kozmopolit yapı olarak görmenin çok yanlış oLacağını, bü- tun yapılan birbirine bağlayan en önemli bağın Komünist Parti orgütü olduğunu vur- guladı. Gorbaçov, halka sabırlı olmaları çağn- sında bulunurken, ocak ayındaki merkez komitesi toplantısının, cumhuriyetlerdeki parti örgütlerinin yeni konumunu belirle- yecegmi ve bu yıl ekim ayında yapılacak 28. Kongre'de de sorunun "tatmin edici" bir sonuca ulaştınlacağını bildirdi. Mihail Gorbaçov, "tyi düşünün, acele etmeyin" diyerek halka veda etti. Sovyet lideri Gorbaçov, Litvanya ziyare- ti sırasında aydınlar ve işçilerle de bir dizi görüşme yapacak. Ancak Gorbaçov'un uyarılarının milliyetçi-aynhkçı hâreket üzerinde pek et- kili olmadığı bildiriliyor. Resmi haber ajansı TASS, Litvanya'da- ki milliyetçi "SAJUDIS" örgütünün dün duzenlediği gösteriye, şimdiye kadar yapı- lan tahminlerin hepsinin üzerine çıkarak, 300 bin kişinin katıldığını bildirdi. Olaysız sona eren gösterinin sonunda, katılanlar yaklaşık 15 dakikalık sessiz bir protesto ey- İeminde bulundular. Bilindiği gibi, Moskova'dan kopma ve ba- ğımsızlık elde etme yolunda ısrarlı bir tnü- cadele> r e girişen üç Baltık Cumhuriyeti'nden Litvanya, geçen ay aldığı iki kararla Krem- lin'de derin bir sarsıntıya yol açmıştı. Lit- vanya Yüksek Sovyeti'nin aralık ayı başın- da Sovyet Anayasası'nın federal cumhuri- yetlen Moskova'ya bağlayan 6. maddesini iptal ederek kendisine ayrılma hakkı taru- masından sonra uzun bir süredir SBKP'ye karşı başkaldın içinde olan Litvanya Komü- nist Partisi de (LKP) merkezden koparak bağımsız bir parti halinde faaliyet sürdür- me karan almıştı. Bu karardan sonra LPK'den kopan bir grup da SBKP'ye bağlı yeni bir parti kurmuştu. Letonya da kopuyor Litvanya'da bu gelişmeler sürerken, Le- tonya Yüksek Sovyeti de Komünist Parti'- ye iktidar tekeli sağlayan Sovyet Anayasa- sı'nın altıncı maddesini yürürlükten kaldırdı. Sovyet televizyonu, Letonya Yüksek Sovyeti'nin bu kararı 9'a karşı 225 oyla al- dığını bildirdi. Azeri milliyetçiler Sovyetler Birliği'nde etnik problemlerin yaşandığı bir diğer bölge olan Azerbaycan'- da ise Azeri milliyetçilerin oluşturduğu "Geçiri Savunma Komilesi" üyelerinin dun cumhuriyetin güneyindeki Lenkoran keıı- tindeki resmi binalan ve savcılığı ele geçir- dikleri bildirildi. Azerbaycan Halk Cephesi üyesi tssa Ka- barov, AFP'ye yaptığı açıklamada, Geçici Savunma Komitesi üyelerinin Karabağ böl- gesi üzerinde Azerbaycan'ın egemenliğini istediklerini bildirdi. Ermenilenn çoğunlukta olduğu Karabağ bölgesi Ermenistan'a bağlanmak istiyor. ARNAVUTLUK ROMANYA Kapalı kutudan söylenti taşıyor Keform yanlısı hareketlerin Arnavutluk'a da sıçradığı yolundaki haberler hız kazanıyor. Yugoslavya'da yayımlanan Politika Gazetesi, başkent Tiran'da durumun gergin olduğunu, tşkodra'da da olağanüstü durum ilan edildiğini öne sürdü. Dtş Haberler Servisi — Doğu Avrupa- da, demokrasi ve reform fımnasına kapı- lannı kapatan tek ülke olan Arnavutiuk'ta da bazı kıpırdanmalar olduğu yolunda çe- lişkili haberler aluuyor. Yugoslav basıru, Ar- navutluk'un başkenti Tiran'da durumun gergin olduğunu, tşkodra'da da olağanüs- tü durum ilan edildiğini bildiriyor. Yuna- nistan'da da Arnavutluk'taki Yunan azın- lığa baskı yapüdığı gerekçesiyle gösteriler düzenlendi. Arnavutiuk'ta "gösleriler düzenlendigi ve hiikumet güçlerinin gosteridlere karşı silah kullandığı" yolundaki haberlerini birkaç gündür arttırarak sürdüren Yugoslav bası- ru, dün de Tiran'da durumun gergin oldu- ğunu ve tşkodra'da da olağanüstü durum ilan edildiğini bildirdi. Belgrad'da yayımla- nan Politika Gazetesi, Amavutluk'taki "ba- zı kaynaklara" dayanarak verdiği haberin- de tşkodra kentine giriş ve çıkışlann kont- rol altına alındığını belirtti. AA'nın haberine göre tşkodra halkının re- jime karşı son silahlı protestosunu bundan 3 yıl önce yaptığını hatırlatan gazete, bir grup göstericinin kentteki garnizonu basa- rak silahlan ele geçirdiğini ve halkı "Ya is- tiklâl ya ölüm" sloganıyla eyleme katılma- ya cağırdığını, ayaklananlarla askeri birlik- ler arasında çıkan ve tüm gece süren çatış- ma sonucu rejim karşıtlanrun tanklarla ezil- dığini bildirdi. Arnavutluk'un karıştığı yolunda haber- 4er sürerken Güney Afrika'nın Johannes- burg kentinde yaşayan eski Amavutluk Kra- h 1. Leka da "Tiran'daki zalim ve dinsiz rejimi" devirmek için Romanya benzeri bir halk ayaklanması hazırladığını açıkladı. Bu arada, Stelyo Berberakis'in haberine göre Arnavutiuk'ta bazı ayak- lanmaların basgösterdiği yolunda Batı basınında çıkan sansasyonel haberler, he- nüz doğrulanamıyor. Arnavutluk'taki geliş- meleri yakından izleyen Yunan hükumeti de bu doğrultuda hiçbir tutarh ve somut bir bilgi edinemiyor. Yunan hükümetinin Ar- navutluk için gösterdiği bu ilgi, orada ya- şayan ve sayıları 200-300 bin arasında de- ğişen Yunan azınlığından kaynaklanıyor. Ti- ran'da görevli Yunanlı ve diğer Batılı dip- lomatlann, son günlerde Arnavutiuk'ta bazı ayaklanmalann kaydedildiği yolunda çıkan haberleri "teyit" edememesi de dikkat çe- kici... DALMANYA Hükümette değişiklik ÖLENLER İÇİN YAS — Romanva'da 21 aralık ayaklanması sırasında öien genç ögrenciler için arkadaşlan, bir anma giinii düzenlediler. Batı ile ilk temaslarDOĞU BERLİN (Ajanslar) — Demok- ratik Almanya'nın parlamentosu niteliğin- deki Halk Meclisi, dün yaptığı olağanüstü toplantıda, Bakanlar Konseyi'nin, hükü- mette bazı degişiklikler yapılmasına ilişkin önerilerini onayladı. General VVoifgang Schwanitz tarafından yürutulen Devlet Güvenlik Servisi Başkan- lığı (gizli polis, eski Stasi) görevinin, örgü- tün lağvedilmesi üzerine ortadan kaldınl- dığı kaydedildi. Doğu Almanya'da, Devlet Güvenlik Ör- gütü'nün yeniden oluşturulması tartışma- lan ise sürüyor. Başbakan Hans Modrow, muhalefet gruplanna, güvenlik politikasıyla ilgili krizi aşmak için komünist ağırlık hü- kümet içindeki rollerini daha da arttıraıa önerisinde bulundu. Modrow, parlamentonun iki gün sürecek toplantısını açarken yaptığı konuşmada, "Muhalefelin hükümet içerisinde doğmdan ve sorumlu biçimde rol alması için öneri- ler geliştirilmesini bekli>oruz" dedi. Hans Modrovv, güvenlik boşluğunun aci- len doldurulmasına gerekçe olarak "terö- rizm, uyuşturucu ve çevre suçlan ile mücadeleyi" göstererek, neo-nazi bağlan- tılı şiddet eylemleri konusunda da uyarıda bulundu. Modrow, "Vatandaşlanmızın çı- kan açısından güvenlik boşluğu sözkonu- su olamaz" dedi. Plan komisyonunun da aynı şekilde lağ- vedildiği belirtildi. Başbakan Hans Mod- row da >aptığı açıklamada, plan komisyo- nunun yerine. Bakanlar Konseyi bunyesin- de oluştunılan stratejik ekonomivle görevli bir komitenin getirildiği kaydedildi. Toplantıda, Adalet Bakanı Hans- Joachim Heusinger ile Çevre Bakanı Hans Reichell'in kendi istekleriyle istifa ettikle- ri belirtildi. Bu arada, Demokratik Almanya vatan- daşlanmn serbestçe yurtdışma seyahat ede- bilmelerini öngören yasa tasansı, dün Halk Meclisj'nde oybirliğiyle onayladı. .T ransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas, Romanya Ulusal Kurtuluş Cephesi Konseyi hükumeti yöneticileri ile Bükreş'te temaslarda bulunuyor. Dumas'nın Romanya'ya ekonomik yardım önerilerinde bulunması bekleniyor. olduğunu' söyiedi. Bu arada halk ayaklanmasıyla devrilerek idam edilen NikoJay Çavuşesku ve ailesi hakkındaki söylenti ve iddialar sürerken, Romanya, savaşın ardından normal yaşama dönüş sürecini yaşıyor. Dış Haberler Servisi — Roraanya, Niko- lay Çavuşesku yönetiminin devrilmesiyle so- nuçlanan halk ayaklanmasının ardından, ilk kez Batılı bir devlet adamını konuk ediyor. Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas, Ro- manya Dışişleri Bakanı Sergiu Celac'ın da- vetlisi olarak önceki gün gittiği Romanya- da, yeni yönetimin yetkilileriyle resmi gö- ruşmelerde bulunuyor. Fransız bakanın, Fransa'mn Romanya'ya ekonomik yardım önerilerini iletmek üzere Romanya'da bu- lunduğu bildiriliyor. Önceki gün Romanya'ya giden Fransa Dı- şişleri Bakanı Roland Dumas, 'Fransa'mn, Rumen haikının Çavuşesku diktatörlüğün- den kurtulmak için verdiği mücadeleye bu- >1ik saygı a'jyduğunu' belirterek, 'Fransa- nın, her zaman Romanya'nın yamnda Ulusal Kurtuluş Cephesi Konseyi hükü- metinin tçişleri Bakanı Jean Moldoveanu, Bükreş'te yayımlanan Adevarul Gazetesi- ne yaptığı açıklamada, Çavuşesku'nun, ya- kalandıktan sonra tutuklu olduğu sırada ka- pısında nöbet tutan askere kendisini serbest bırakarak Piteşti kentine ulaştırması karşı- lığında 5 milyon dolar venneyi vaat ettiği- ni söyiedi. Nikolay ve Elena Çavuşesku'yu askeri mahkemede savunan Avukat Nikolay Fede- resku ise Çavuşeskular'ı mahkemede savun- maya çalıştığını, ancak onlann savunulmayı reddetmelerinin üzerine Çavuşeskular'ın akıl hastası olduğunu söyleyerek onlan idamdan kurtarmaya çalıştığını açıkladı. AA'nın Reuter'e dayanarak verdiği habere göre Avukat Federesku, Çavuşeskular'ın da- va boyunca kendisiyle işbirliği yapmayı rçd- dettiklerini ve bu yuzden onları mahkeme- de savunamadığını söyiedi. Federesku, Ça- vuşeskular'ın mahkeme sırasında cezalan- dırılacaklarını bildiklerini, ancak son ana kadar birilerinin gelip kendilerini kurtarma- sım beklediklerini söyiedi. Romanya'da yaşam normale dönerken, sınırlann Batı'dan gelen mallara açümasıyla birlikte, ulkedeki tüketim malları sıkıntısı- nın büyük ölçüde azaldığı bildiriliyor. AP- nin haberine göre başkent Bükreş'te, Çavu- şesku döneminde uygulanan yakıt kısıntı- sının kaldırılmasından sonra Bükreşliler, ısınma sorunlannın ortadan kalktığını ve daha önceleri boş olan mağazaların, en azından temel tüketim maddeleriyle dolu ol- duğunu söylüyorlar. BULGARÎSTAN Miliyetçi unsurlar geriliyorSOFYA (AA) — Bulgaristan'da, yöneti- min Türk azınlığa haklannı iade etmesine karşı çıkan aşın milliyetçi unsurlann çoğu- nun, haklann iadesi ile ilgili referandum ya- pıIması fikrinden vazgeçtikleri bildirildi. Bulgaristan Devlet Başkanı Petar Mladenov, dun Sofya'da Bulgar Türklerinden oluşan bir he> r eti kabul etti. Yunanistan'da bulunan Bulgaristan Dışişleri Bakanı Boiko Dimit- rov ise sürpriz bir açıklamayla Sofya'nın herhangi bir azınlık sorunu bulunmadığı- nı iddia etti. Hükümet, muhalefet grupları, aşırı mil- liyetçi gruplar ve Türklerin temsilcilerinin bulunduğu görüşmelere katılan muhalefet liderlerinden Krassimir Kancv, "Göriişme- lerdeki birçok milliyetçi, gönışlerini de^iş- tiriyor. Çoğu, artık referandnmdan yana degil" dedi. Türklere haklannın iadesine karşı çıkan aşın milliyetçi Bulgarlardan biri olan Şum- nulu öğretmen Bayan Rosa Simeonova da Millet Meclisi'nde devam eden toplantıla- ra katılanlarla görilştükten sonra fikrini de- ğiştirdigini belirterek, "Bazı göruşlerim de- gişti. Çok yararlı bir toplanüydı" şeklinde konuştu. Simeonova, Batılı gazetecilerin, "Türk- lere kendi isimlerini seçme ve serbestçe di- ni ibadetlerini yapma izni verilmesi gerekir mi" şeklindeki soruları üzerine, "Kesinlik- le. Her insan bu haklara sahiptir" dedi. Türk sorunuyla ilgili bir referandum ya- pılmasını artık savunmadığını belirten Ba- yan Simeonova, ancak insanların, Türkle- rin çoğunlukta olduğu güney ve kuzeydo- ğu vilayetlerinde yaşayan Slavlann "bâril" endişelerini anlamaları gerektiğini kaydet- ti. Bulgaristan haber ajansı BTA, dün Dev- let Başkanı Mladenov'la görüşen Bulgar Türklerinin Bulg'ar toplumunun çeşitli sı- nıflann bütünleşmesinin gelecek için önemli olduğunu söylediklerini bildirdi. Türkler, "Bulgar halkı ve devletinin birligini bozmak ve düşmanlık yaratma girişimlerini" de kı- nadıklarını belirttiler. Bu arada Varna'da kurulan Bulgar Türkleri ve Müslümanları- nın Haklannı Savunma Hareketi Başkanı Medidoğanov da örgütün "Devlet teröriz- mi politikasını kınadığını, ancak Bulgaris- tan'daki Müslümanlara özerklik verilmesi gibi bir taleplerinin bulunmadığını" bildirdi. Bulgaristan Dışişleri Bakanı Boika Dimit- rov ise, dün yaptığı Yunanistan ziyareti sı- rasında Yunan Televizyonu'na şaşırtıcı bir açıklama yaparak, "Bulgaristan'ın azınlık sorunu yoktur. Türkiye'nin iddialannı ka- bul etmivoruz. Bulgaristan'da Miislüman azınlık yoktur. Bulgar vatandaslan vardır" dedi. HABERLEREV DEVAMI Çevre davasına darbe•* •_•! 1 (Baştarafı 1. Sayfada) rarlanna karşı en yakın Bölge 1da- re Mahkemesi'ne itiraz edilebile- cek. ttiraz edilen merciler, dosya- mn kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar verecekler. ttiraz üzerine verilen kararlar ke- sin olacak. İlgili maddedeki, "tti- raz özerine, bir karar veriliaceye kadar, yüriitmeyi durdunna kara- rı uygulanmaz" biçimindeki cüm- le, SHP'li üyelerin itirazı üzerine tasandan çıkanldı. Danıştay Genel Sekreteri Güven Dinçer, bu madde ile getirilen sis- temin işlemeyeceğini belirterek, "Dosyaıun, bir mahkemedeo bir mahkemeye gitmesi kola> değil. Halbuki, yürutmeyi durdurmayı çok sımrlamışızdır. Bu madde ile mahkemeleri, yargısal bir umur- samazlıga terkedersiniz" dedi. SHP Tekirdağ MilletvekiU Güneş Giirseler ise yürutmeyi durdunna kararına karşı itirazın, karan ve- ren mahkemeye yapılmasını iste- yerek dava henüz sürerken başka bir mahkemeye itiraz yapılması- nın, davayı gören mahkemeyi bas- kı altında bırakacağını söyiedi. Tasanda, idari mahkemelere ip- tal davalannın, "İdari işlemler hakkında, yetld, şekil, sebep, ko- nu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykın olduklanndan do- layı iptalleri için kişisel menfaat- leri dogrudan ihlal edilenler" ta- rafından açılacağı belirtildi. Tasa- nda, "İdari mahkemeler, yerinde- Kk denetimi yapamazlar, yürutme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak ye- rine geürilmesini kısıüayacak, ida- ri eylero ve işlem niteliğinde veya sebep, konu ve maksat unsurlan- na dayanılarak dabi idarenin tak- dir yetkisini kaldıracak biçimde yargı karan veremezler" denildi. Bu madde, tasannın komisyonda görüşülmesi sırasında, Danıştay Genel Sekreteri Dinçer ve komis- yonun SHP'li üyeleri tarafından sert bir dille eleştirildi. Genel menfaatleri açısından va- tandaşın idare mahkemesine da- va açabilmesınin, ANAP iktida- rının pozitif hukuka armağan et- tiği ileri ve uygar bir adım oldu- ğunu kaydeden Dinçer, vatanda- şm dava hakkının "kişisel çıkar- lann dogrudan ihlal edilmesi" ko- şulunun getirilmesiyle "çok daraltıldığım" söyiedi. Dinçer, "Şimdi, 1983'te hediye ettiğiniz düzeyin altına duseceğiz. Birkaç karar dışında, kararlanmızdan şi- kayet olmamıştır. Bir-iki kararın etkisi altında kabnarak, mevcut uygnlamadan vazgeçilmemeli. Bu, son derece dengeli uygulanmakta- dır. Vatandaşın ulastığı düzeye uygundur" diye konuştu. Tasandaki "kişisel menfaat" kavramının, vatandaşın idari mahkemeye dava açma hakkını kısıtladığını kaydeden SHP Koca- eli milletvekili Ömer Türkçakal, bir yandan anayasanın 141 ve 142. maddelerinin kaldırılması için adımlar atan iktidarın, vatanda- şın dava açma hakkını sınırlaya- rak kendisiyle çeliştiğini belirtti. Türkçakal, "Tasanda, 'Kişisel menfaatleri, dogrudan ihlal edilenler' diyerek, cagımıza, hele hele gelecek çağın koşnllanna uy- mayan bir sistem getirilmeve, Türk insanı çağın gerisine çekilmeye calışılıyor" dedi. İdarenin zaman zaman hatalı kararlar verebilece- ğine dikkat çeken SHP Tunceli milletvekili Kamer Genç ise buu- lara karşın vatandaşın dava açma hakkınm sınırlandırılmasmın dev- lete yarar sağiamayacağını vur- guladı. Gürseler de anayasanın 56. maddesinin, "Vatandaşın sağlık- lı ve yaşanabilir çevrede yaşama hakkı olduğunun" hükme bağlan- dığını bildirerek, "Huknkçular, in- san haklan açısından çevre hak- kını yeni bir kavram olarak değer- lendiriyoriar. Bu hak olduğuna göre hak sahiplerinin bunu koru- mak için yargı organlanna başvu- nı hakkının çignenmesi dunımun- da vatandaşın idare mahkemesi- ne başvurma güvencesi ortadan kaldınlmaktadır" diye konuştu. "Kişisel menfaat" kavramının yo- ruma çok açık olduğunu da kay- deden Gürseler, idari yargının bu noktayı çok geniş yonımlayacağı- m söyiedi. Tasarı ile vatandaşın, "İdari ey- lemler hakkında yetki, şekil, se- bep, konu ve maksat yönlerinden biri ile idare mahkemelere iplal davası açabildigine" dikkat çeken Gürseler, idari yargının yalnızca "yetki ve şekil" yönünden iptal karan verebilmesi hükmunun ge- tirilmesini de eleştirdi. Gürseler, "Bu maddenin mevcol şekli, ana- yasanın 125. maddesinin 3. fıkra- sında aynen yazılmışnr. Tasandaki bu hükmii ilave etmek, idari yar- gı yetkilerinin anayasaya aykın kı- sıtlanmakta, idari yargının, elini kolunu iyice bağlamaktadır. Mah- keme, sebep, konu ve maksat ge- rekçelerini sayarak iptal karan veremeyecektir" dedi. SHP tstan- bul milletvekili Ali Haydar Erdo- gan da soz konusu madde ile Da- nıştay'm fonksiyonunun ortadan kalkacağını ve bunun çok büyük sakıncalar ortaya çıkaracagını savundu. Maddeyi savunan ANAP Gazi- antep milletvekili Hasan Tannö- ver ise mevcut yasadaki "menfaat" sözcüğünün uygula- mada çok aşın biçimde yorumlan- dığıflı ve bunun idarenin elini ko- lunu bağladığını ileri sürerek, "Hele hele gelişen toplumlarda, bnnun sakıncaları daba çok. Bu- na bir sınırlama getirmek ihtiya- cı doğmuştur^ Bu değişiklik, mo- dern ve gelişen toplumlara uygundur" dedi. SHP'li Genç bu- nun üzerine Tanrıöver'in sözünü "O zaman dava açmayı yasaklayın" diyerek kesti. Komisyonda hükümet adına söz alan Adalet Bakanı Oltan Sungurlu ise idare mahkemeleri- nin vatandaşın, "Yetki, şekil, se- bep, konu ve maksat" yönlerinden biri ile iptal davası açabilmesine karşın, idare mahkemesinin "Se- bep, konu ve maksat" unsurları- na dayanarak iptal karan vereme- mesinin bir çelişki olmadığını sa- vundu. "Çeüşki olmaz olur mu?" diye araya giren Gürseler, vatan- daşın "dava açtım" diye urnutlan- maması gerektiğini söyiedi. Madde, SHP'U üyelerin ve Din- çer'in karşı çıkmasına karşın ANAP'h üyelerin oylanyla kabul edildi. Bunun üzerine sinirlenen Genç, "Siz bu kadar kesin kararlı olduktan sonra, bizim komisyon- da bulunmaıman anlamı vok" di- yerek komisyon odasını terketti. Tasanya göre vatandaşın dava dilekçesinde eksikler olması ve bunlan tamamlamaması duru- munda, dilekcesi reddedilecek. Bunun çok aert bir karar olduğu- nu vurgulayan Dinçer, "PTT adli tebttgata mrekli ve anormal zam- lar yapmakta. Adli tebligat bir so- miirö kaynağı yapümıştır. Danış- tay'a dava açmak, asgari ücreti bulmnştur. Bu kadar sert tedbir- ler koymayın" dedi. Dinçer, Ko- misyon Başkanı Alpaslan Pehli- vanb'nın "Tabûierinizi dikkatli seçin" biçimindeki uyarısı üzeri- ne, "Tabii, vatandaş ıstırap çeki- yor. Hergün posta puluna zam ya- parsanız, ondan sonra davasını reddeceksiniz. Sizden öğrendik ısnraplan" diye konuştu. Tasan- nın görüşulen hemen hemen tüm maddelerine karşı çıkan Dinçer, tasannın, Adalet Bakanuğı'nda oluşturulan ve hüküm verme ko- numunda hiç bulunmayan sınırlı bir kadro tarafından "O an tatlı gelen degişiklikler" biçiminde ha- zırlandığını öne sürdü. Hak arama kalkıyor(Baştarafı 1. Sayfada) olağanüstü dönemin kendine oz- gü koşullan içinde dahi kat- lanılması çok güç olan bu kısıtla- malara, olumsuzluklara, 1983 sonrasında geçildiği ileri sürülen sözüm ona demokratik siyasal ya- şam içinde çareler bulunması, yargının bütününün, bu arada idari yargının kösteklerden kurta- nhnası, özellikle idarenin tüm ey- lem ve işlemlerinin yargısal dene- time tabi kıhnması için yollar açıl- ması beklenir, özlenirken gelişme- ler, köstek, kısıtlama ve olumsuz- luklann arttırılması yönünde ol- muştur. Buna ne denli şaşılsa ye- ridir. Demokrasi ve hukuk devleti adına idari yargıya getirilmek is- tenen yeni kısıtlamalann, sınırlan- dırmalann uygun görülmesi ola- naksızdır. Son yasal düzenlerae girişimlerini demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine bağlılıkta bir sa- mimiyetsizlik örnegi olarak değer- lendiriyorum. ANAP, 82 Anaya- sası ile askeri yönetimin hak ara- ma özgürlüğüyle ilgili getirdiği kı- sıtlamalann da ötesinde daha ağır sınırlamalar içeren bir model ge- tirmek istiyor. Doç. Dr. Anıl Çeçen (Kamu hukukçusu): Son dönemdeki ka- dar hukuk kurallannın çiğnendi- ği bir dönem TC tarihinde görül- memiştir. Buna karşı, idari yar- gıdan ve Danıştay'dan çıkan ba- zı kararlann yönetimi rahatsız et- tiği ortaya çıkıyor. 12 Eylül dö- neminde ve sonrasında idari yar- gıdaki sımrlamalann yeterli görül- medıği, fazlasımn istendigi anla- şümaktadır. Son değişiklikte de böyle bir yaklaşım kesmük kazan- maktadır. Yapılmak istenen degı- şiklikle, özellikle Türk toplumu- nu yakından ilgilendiren özelleş- tirme, çevre gibi ulusal çıkarlarla ilgili konuların dava edilmesinin önlenmesine çalışümak istendigi anlaşılmaktadır. Bu durum, Türkiye'nin imzaladığı uluslara- rası hukuk anlaşmalanna aykın- dır. tçeride yargı yollan tıkandık- ça ve sınırlandıkça uluslararası yargı yoluna Türkiye'deki hak arayanlar daha fazla gitmek du- rumunda kalacaklardır. Dışa kar- şı insan haklan ve uluslararası hu- kuk açısından yumuşama çabası ve görünümü içinde olmak isteyen yönetim, içeride hakları ve yargı yollarını sınırlayacak kendisiyle büyük bir çelişki yedüşmektedir. Prof. Dr. Şeref Göznbüyük (Cumhurbaşkanlığı eski danış- manlanndan): İdari yargıda bu- günkü mevcut statünün korunma- sı gerekir. Eğer değişiklik yapıl- mak isteniyorsa bu, anayasa de- ğişikliği de içerecek şekilde iyileş- tirme yönünde olmalıdır. Bu ko- nuda özellikle yürutmeyi durdur- ma kararlarına anayasa ile getiri- len kısıtlamalann ortadan kaldı- nlması gerekir. Bakanlar Kurulu kararlanmn yargı denetimi dışın- da tutulmak isteneceğini, bunun teklif edileceğini ise ben sanmıyo- rum. Bu akıl dışı olur. Kâzım Yenice (Damştay eski daire başkanlanndan): Danıştay, açılan davalarda kamu yararı öl- çütünü gözönünde bulundurarak menfaat Uişkisini çok geniş bir şe- kilde yorumlamıştır. Yani dava açmada, kişinin menfaatinin bu- lunması yeterlidir. Yapılmak iste- nen değişiklikle, bir nevi menfa- at ilişkisi, hak inlaline dönüştürül- mek isteniyor. Bu da dava açma olanağını daraltıyor. Tüzüklere ilişkin incelemelerde olsun, diğer idari yargı konulannda olsun is- tenen, güya Danıştay inceleme ya- pacak, ama aslında hiçbir şey ya- parnayacak. Danıştay, kurulduğn tarihten bu yana tüzükleri huku- ka uygunluk yönünden incelemiş- tir. Bu incelemelere de itibar edil- memiştir. Bugün bundan uzakla- şılmak isteniyor. Davalar yönün- den ise mevcut uygulamada veri- len bir karann aynı dairede karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi olanağı vardır. Ankara Üniversitesi Hukuk Fa- kültesi idare hukuku öğretirn üye- lerinden Prof. Dr. Metin Gnaday, idarelerin takdir yetkisüıe dayalı işlemlerin idari yargı denetimi dı- şına çıkanlmasıyla birlikte, kamu personel hukukuna ilişkin işlem- lerin büyük bölümünün denetim dışı kalacağım söyiedi. Bu düzen- lemeyle özellikle atama, naklen atama ve güvenlik soruşturmala- rına dayalı işlemlerin denetim dı- şı bırakılacağını, bu düzenlemele- rin de hukuk devleti ilkesine açık- ça aykırı olacağını savunan Gün- day, Danıştay ve İdari Yargılama Usulü Kanunlannda yapılan de- ğişikliklerin anayasaya uygunlu- ğunun da tartışma konusu oldu- ğunu söyiedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle