Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 OCAK 1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN DÜNYA'DA BUGÜN
MefcorckıjiCGenel Mûdüflûjunden alı-
nan tnlgrve gore; yurdun kuzeydogu ke-
amiefi çok bukırJu, Orta ve DoGu Kara-
deniz, Iç Anjdokı'nun kuzeytlojusu ya-
gçk, ûju yerter ş buHjftı, Marmara üe
yurdun iç ktsimleri yer yer yoflun oimak
üzere sisli geçecek. Y ^ l ^ a r kryılarrJa
yaOmur ve kar ş e k M e otacak HAA Sl-
CAKLIĞI: Ûnerri bir dejişikl* olmaya-
cak. RÛZGÂR: Gûney ve dogu yöntemen
ratf, ara ara orta kuvvette esecek De-
röerîmcde risgar Marmara ve Karade-
niz'de Bûnbato w lodos, Ege ve Akde-
niz'de gûndoOusu v« poyraalan 3-5, Ka-
radeniz apktannda M kuvvetinae saat-
te 10-21, Karadeneae 28-33 deniz mil.
hob esecek. Tahmini datga yûkseUigi
05-15 metre. KararJeniz açıtdannda
2.5-3 metre. görûş uzaklığı 10 km., Marmara ve Karaflenız'öe yajış
ve sıs anmda 1-5 km. Odaymda otacak. Van GöB'nrJe ruva: Parçalı
bulutlu geçecek. Rûzgâr değîşik yGnlerden haftf olarak esecek. gö4 mu-
tedil, gorûş uzafctıjı 10 km. doiayinda bulunacak.
Adana
Adapazan
Adıyaman
Atyon
Aftn
Ankara
Anakya
Anöiya
Artvin
Aydın
Balıtesr
-Bileok
Btngtt
BîtKs
Bolu
Burea
Çanaktale
Çorom
Dentrt
A 12° O°Oıyarbafcr
S 7° (FEdirne
S 5° -4° Erdncan
S 1" -8° Erzurum
V 6C
2°EsJoşehir
S -4» -13°Gaaafitep
8" -2° Gıresun
A
Y
A 14° 0° Gûmüşhane K
V -1° -8° Hakfcan
A 12° yisparta
S 7°-6° isönOul
S 6° .3°İzmır
S -6° -16°Kars
S -5" -17°Kasömonu
S 0°-13°Kaysen
S 7° -3° KırfcfereS
S 7°-i° Konya
K CMr'Kütahya
» r r Malatya
2° -8° Marcsa
7° -6° K.Maraş
-6°-irMeran
M°-30"Muğla
-3° -1° Muş
5" -5" Nijde
6° 2°0n)u
-4° -8° Rize
-4° -U°Samsun
5° -7° Siirt
8° O°Snop
10° (PStvas
-8» -22°1ckinJaO
0°-14°Trahzon
-4° -I7°1ıncel
6°-«°U»alı
•6°-1S°Zonguktalı
}-. açık t>uiu«u 'yavmurdı ^ ast (>Skarn A-açık B-Oukıftı 6-gûne^i K-karlı 5-SJS* Yyajmuriu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Çalıbülbiilü de de-
nilen ötücü bir kuş.
2/ Artı işaretine eski-
den verilen ad... Bir
yetkinin, yasanın ya
da kararın yürürlüğe
girmesine karşı çıkma
hakkı. 3/ Dağkırlan-
gıcı... Bir organımız.
4/ Lütesyum elernen-
tinin simgesi... tnce
yapılı. 5/ Ana ırmağa
kanşan akarsu. 6/
Üzgü... Duman leke-
si... Bir bağlaç. 7/
Uluslararası Basın
Enstitüsü'nun simgesi... Hayvanlarda
semizlik. 8/ Dökülen tohumlarla ertesi
yıl çıkan tahıl... Erkek balığın tohumu.
9/ Kayısı, erik, zerdali gibi meyvelerin
kurusu... Düz yakalı, önü ilikli bir çe-
şit ceket.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bir kimsenin sahip olduğu gayri-
menkul mal... Yiyecek bulamayan,
yoksul kimse. 2/ Kutsal sayildığı için
dokunulmaması gereken $ey... Kilime
benzer renkli ve motifli uzun yolluk. 3/ Kaynağı mıtolojik çağJara
dayanan kirişli bir çalgı... Bir cins yaban kedisi. 4/ Memeülerde
ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ... Nişan.
5/ Boş, ıssız... lskambilde bir kâğıt. 6/ Dünyanın en yüksek tepesi.
7/ Bir soru sözü... Pamuk, yün gibi şeyleri eğirmekte kullanılan
araç... Ankara'daki özel bir tiyatronun kısa yaalışı. 8/ Aydınlan-
ma. 9/ Tavuğun istenilen yere yumurtlamasını sağlamak için kul-
lanılan beyaz taş...Neonun simgesi... Bir cetvel türü.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Tayyare piyankosu
12 OCAK 1930
Tayyare piyankosunun son keşidesine dün başlanmıştır.
Bu keşidenin en büyiik ikramiyesi olan 200 bin lira
dünkü keşidede 17515 numaraya çıkmıştır.
Bu biletin 7 parçası satılmış, 3 parçası evvelki gün
piyanko müdüriüğüne iade edilmiştir. En büyiik
ikramiyeyi kazanan biletin bir parçasının Beyoğlunda
Nahit Bey isminde birinde olduğu anlaşılmıştır.
Keşideye bugün de devam edilecek ve ikmal olunacaktır.
Ankara radyosu
IŞ ADAMLARI
Tamamen bir hükümet
müessesesi olan Ankara
telsiz telefonundan gayet iyi
neticeier alındığına dair her
taraftan telgraflar
gelmektedir.
Maarif Vekaletinin- radyo
vasıtasıyla vereceği
konferanslar Vekaletin nazarı
tasvibine arzedilmiştir.
Sıhhat Vekaleti de konferanslar verecektir.
Yarın akşam 18 de orta tahsilin gayesi hakkında Talim ve
Terbiye azasından İhsan Bey tarafından konferans
verilecektir.
Bu haftadan itibaren radyo ile iki gün Fransızca, iki gün
Almanca, diğer üç gün de başka mevzularda konferans
verilecektir.
Radyonun her tarafta takdirle karşı landığı
anlaşılmaktadır.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Seçim Kanunu
12 OCAK 1960
Bugün saat 10 da toplanan Seçim
Kanunu Geçici Komisyonu, seçmen |
kütükleriyle ilgili Hükümet
tasarısını ve aynı konudaki C.H.P.
teklifini birleştirerek müzakere
etmiştir.
Neticede, tasarı ve teklifin hemen
hemen aynı mahiyetteki 6. ve 10.
maddeleri kabul olunmuştur. Ttarhan Feyziogla
Komisyon yann da toplanarak çahşmalarına devam
edecek ve tâdil tasarılarını süratle neticelendirerek
kanunlaşmak üzere umumi he>ete sevkedecektir.
Müzakereler sırasında konuşan Turhan Feyzioğlu, seçim
kanununu particilik yönünden ele almamak gerektiğini
söylemiştir. Diğer milletvekilleri, seçim ilânından sonra,
60 ıncı günü takip eden pazar günü seçim yapılacağına
dair olan yeni hükümdeki bu müddetin az olduğunu ileri
sürmüşlerse de neticede: "— Her seçimden önce
kütüklerin yeni baştan yazılması esasını kabul eden
onuncu madde ile seçimin yenilenmesi kararından sonra,
seçim gününe kadar gececek süreyi 45 günden 60 güne
çıkaran 6. madde" kabul edilmiştir.
Gamalı haç
Son günlerde bilhassa Batı Almanyada bazı binalann
duvarlarına çizilen gamalı haçlardan iki tanesine dün
Istanbul Üniversitesi Fen Fakültesi binalannda ikinci ve
Uçüncü kat duvarlarında tesadüf edilmiştir.
Ciddî bir tarafı olmamakla beraber kurşun kalemle ve
acemice çizilmiş bu gamalı haçlann üzerine gene kurşun
kalemle MusevUer aleyhinde yazılan yazılar polis
ilgililerini harekete geçirmiştir.
Birinci Şube memurları, bu gamalı haçlann kimler
tarafından çizildiğini aramaya başlamışlardır.
Bundan başka dün akşam Ustü de Beyoğlunda bir
sinemanın arka duvarına siyah yağlı boya ile çizilmiş bir
gamalı haça rastlanmıştır.
GEÇEN YIL BUGÜN CumhuriY
e(
Kastelli paniği
12 OCAK 1989
Piyasadan aldığı nakit paralan zamanmda ödemediği
için haciz yağmuruna tutulan Banker Kastelli'nin (Abidin
Cevher Özden) iflası istendi. Tütün tüccan ve Güney
Kore'nin Istanbul Fahri Başkonsolosu Ferda Kahraman,
274 milyon 540 bin liralık alacağının iflas yoluyla
takibine geçti. Kastelli'nin iflası önlemek için borca itiraz
ettiği öğrenildi. Bu arada Kastelli'nin "Size konut
yapacağım" vaadine güvenerek bankere 12 yıla kadar
yayılan vadelerde senet imzalayıp verenier, süren
inşaatlann, ödenemeyen borçlar nedeniyle art arda
haczedilmesi üzerine paniğe kapıldılar
Lemngrad S -2°
Londra 8 10°
Madrid A 10°
MKano
Montreal
Moskma
MOiıtl
Ne»• Ybrt
Oslo
Betgrat
BerTın
Bonn
Brûksel
Bubpe^e
Cenevre
Ceoyır
Odde
Duöayı
Frankiıın
Grne
Kahire
Kopentag
Köln
Leflmşa
ARTIŞMA
4. Sınıf Sosyal BOgUer Kitabı
Sayın Figen Atalay, "Bir ülkede nüfusun hızh artması,
elbette sevinilecek bir şeydir" tümcesinin üstündeki başlık ve
altındaki yazılanları, Beİctaşi örneğine uyarak okumamış veya
görmemezlikten gelmiş olmalı.
ğını verdi. Fakat 1989'da -asağıda görülece-
ği gibi- bu olanaktan yararlandmlmadık.
Gazetenizin 5 Ocak 1990 tarihli nüshasın-
da 16. sayfada, ilk iki sütünda yayımlanan,
Fıgen ATALAY imzalı, 4. Sınıf Sosyal Bilgi-
ler kitabıyla ilgili yazıyı -nasıl bir güdü ile ya-
zümış olursa olsun- aamasızca çarpıblıp abar-
talmış başlıguıa karşın, sevinerek okudum; ya-
zanna ve gazetenize teşekkür ediyorum.
1. Evet, sevindim. Çünkü dertlisi olduğum
bir konuyu, ilginç ve hatta şaşırtıcı yönleriy-
le ortaya dökme, böylece birazcık olsun avun-
ma (teselli duyma) olanağı verdi. Söz konu-
su kitabın kısa öyküsü şöyle:
1., 4. ve 5. sınıf Sosyal Bilgiler ders kitap-
lan, tam 17 yıl önce (1973), bakanlıkça açı-
lan yanşmayı 29 kitap arasmdan kazanmış, Ta-
lim ve Terbiye Kunılu'nnn 1974'te aldığı iki
kararla 3 yıl önce benimsenmiş; geçen zaman
içinde her yıl devlet kitabı olarak yayımlana-
gelraiştir.
2. Kitaplann -içeriği, özellikle coğrafya ve
yurttaşlık konulan dolayısıyla- kısa zaman-
da eskimesi doğaldır. Böyle iken, Talim ve
Terbiye Kurulu, biri -yanılrnıyorsam-1983 yı-
lında, öbürü 1989 martmda olmak üzere iki
kez kitaplann yeniden basılacağını duyurdu
ve gereken düzeltme ve ekleri yapma olana-
3. Kitabın yazarlan, düzeltme ve ekler yap-
mak için kendüiğinden başvuramazdı. Üç yil-
hk süresi çoktan dolmuş olan kitaplar için
"Yeni basuna karar verilirse size duyurulur"
yolunda bir yanıt onur kına ve yaralayıcı
olurdu.
4. Kurulun 15.3.1989 günlü ve 611/455 sa-
yılı duyurusuna, kişisel ve sözlü görüşmeler-
den sonra 19.4.1989'da 918 sayı alan basvu-
rumJa: a) Aradan geçen uzun yıllar dolayısıyla
artık eskimiş olmalan, b) Basımda ve bagİa-
mada umursamazlıklar yapılagelmesi, c) Ki-
mi resim ve sekillerin basımevinde kaybolma-
sı, ç) Aslında kitaplara temel oluşturan 1968
izlencesinin (programının) da hayh bayatla-
mış olması dolayısıyla, kitaplarımızın
1989-1990 ders yüı için basılıp yayımlanma-
sını istemediğimi, açık bir deyimle onlan ba-
kanlığa satamayacağmıı bildirdim.
5. Talim ve Terbiye Kurulu, süre uzatrna
karan aldığını, kitaplann yayımlanmasından
vazgeçilemeyecağini bildirdi (17.5.1989; sayı
784).
6. Bu oldubitti karşısında, kimi düzeltme
ve eklemeler yapılarak kitaplar kurula veril-
di (26.6.1989; sayı 1595).
7. Kitaplann basımına geçildiği için istedi-
ğimiz düzeltme ve eklerin yapılamayacağı ya-
nıtını aldım. (12.7.1989; sayı 1218).
8. Kitaplann eski durumuyla basılmasının,
yazarlan için olduğu kadar, Talim ve Terbi-
ye Kurulu için de olumsuz yargılara yol aca-
cağını beürttim (22/26.7.1989; sayı 2077). Bu-
na da kitaplann basımının tamamlandığı yo-
lunda yanıt verildi (15.8.1989; sayı 1662).
Yukanda belinildiği gibi kitaplar hayli es-
kimiştir; yanlış söz konusu değildir.
II. Bir iki noktaya da değinmek zo-
rundayım:
1. Sayın Figen Atalay, "Bir ülkede nüfu-
sun hızlı artması, elbette sevinilecek bir
şeydir" tümcesinin üstündeki başlık ve altın-
daki yanlanlan, Bektaşi örneğine uyarak oku-
mamış veya görmemezlikten gelmiş olmalı.
2. Kendisinin çalışan ev kadmlanyla ilgili
olarak söylemek istediklerini saygıyla karşı-
lanm. Ancak Türkiye'de bugün 3 rnilyondan
çok işsiz erkek bulunduğunu unutmamak, ça-
lışan kadınların annelik görevlerini tam ya-
pamamakta olmalannın sonuçlannı gözden
kaçırmamak gerektiğini de anımsatınm. Kaldı
ki, gerçeği çocuklarımızdan gizlemek de ya-
lancılık olur. Bu, elbette tartışma götüren bir
konudur; çocuklar arasında da bir tartışma
konusu yapılabilir.
Anlayabildiğim kadanyla, Sayın Figen Ata-
lay öğretmen değil.
FERRÜH SANIR
6
Ben Atatürkçü Değilînı'
JVereden çıktı bu irtica tehlikesi birdenbire? Anlayamadım
doğrusu. Sanki, "Merih'ten gelen uzaylılar dünyamızı ziyaret
ettiler" gibi.
Işe giderken 'Gazete'yi aldım. Minibüste
kendime bir yer bulunca sevindim. Yerime ku-
ruldum. 'Gazete'yi açtım. Başlık çarptı. "Or-
dada trtica Soruştunnası" ilgimi çekti. Deme-
den, altından bir başka başlık gördüm. "Ta-
rikatlar Devlete Sızdı." Farkında olmadan "Al-
lahaOab!" demişim. Yanımdaki, "N'oldu hem-
şerim?" dedi. "Yahu baksana ne yazıyor
gazete" dedim. Minibüste merak arttı. önde-
ki, yarım döndü "N'olmuş, Rıdvan'ın ameli-
y»bw raı yazıyor?" dedi. "Ne Rıdvan'ı kar-
deşim, "trtica Tehlikesi" diyor gazete;' Merak-
la okumaya başladık. Şu işe bakın. Orduda
irtica tehlikesi! Ardmdan, Amerika'da bir üni-
versitenin Siyasal Bilgiler Faköltesi'nce hazır-
lanan ve ABD yönetimi içinde gerüş yankılar
yaratan bir rapor. Konusu yine irtica tehlike-
si. Olur mu canım hiç öyle şey.
SOSYALDEMOKRAT
HALKÇIPARTİ
GENEL BAŞKANLIĞI'NDAN
DUYURU
Sosyaldemokrat Halkçı Parti'nin (SHP) 5. Olağanüs-
tü Kongresi 27 Ocak 1990 günü, saat 10.00'da Selim
Sırrı Tarcan Spor Şalonu'nda başlayacaktır.
Kongre 2 gün sürecektir.
Kongreye ilişkin gündem aşağıdadır.
Sayın delegelerimize, üyelerimize ve halkımıza say-
gıyla duyururum.
ERDAL İNÖNÜ
Genel Başkan
GÜNDEM:
1- Genel Başkanın Kuruitay Açışı.
2- Kuruitay Başkanlık Kumlunun Seçimi.
(Bir başkan, iki ikinci başkan, altı yazman)
3- Genel Başkanın Konuşması.
4- Tüzük Komisyonunun seçimi.
5- Genel Siyasal Durumun değerlendirilmesi.
6- Tüzük Komisyonu Raporunun okunması, görüşülmesi karara bağlanması.
7- SHP Tüzüğü'nün 55. maddesine göre il, ilçe kongreleri ile olağan kurultayın üç
yılı aşmamak üzere ileri bir tarihte yapılması için Parti Meclisine yetki verilmesi ko-
nusunun görüşülmesi ve karara bağlanması.
8- Seçimler:
a) Genel Başkan
b) Parti Mecîisi
c) Merkez Disiplin Kurulu
TJC
İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ
İSKİ
İSTANBUL SU VE KANALİZAŞYON İDARESİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Aşagıda özellikleri belirtilen kapalı zarf ile teklif alma yöntemindeki ihale ile ilgilenenler, ihale dosyasını İSKİ GE-
NEL MÜDÜRLÜĞÜ Sü, tNŞAAT, ONARIM DAİRE BAŞKANLIĞI'NDA görebilir ve dosya bedeüni İSKİ GE-
NEL MÜDüRÜJGÜ merkez veznesine yatırarak alabilirler.
Isıeklilerin şarmamoe uygun hazırlayacakları kapajı leklif mektuplanni aşagıda belirtilen tarihte saat 11.00'e ka-
dar aşağıda belinilen adreste GENEL EVRAK MÜDÜRLÜĞU*ne giriş, tarih ve numarasım içeren alındı makbuzu
karşılığında leslim ctmeleri gerekmektedir. Teklif zarfları saat 14.00*te İhale Komisyon Başkanlığı'nca açılacaktır.
Koskoca "Türkiye'de, üstelik Atatiirk ruhu-
nun geçen 10 yıl içinde tazelendiği Türkiye'de
irtica tehlikesi. Bak sen şu işe. Hani haber yok-
luğunda yazüsa bu... Eh bir derece. Neyse, ha-
ber sıkıntısı çekiliyor derdik. Ancak AT, enf-
lasyon, TV'de dansöz, ülkelerde çatırdayan ka-
lıplar, ciğerlere dolan özgürlük havası, yeni-
den yapılanma gibi.. konulann en gündemde
durduğu bir zamanda gazetede sürmanşet: tr-
tica Tehlikesi! öp babanın elini. Ben sahsen
inanmıyorum öyle şeylere. Zaten "Ben
Atatürkçü" de "Degilim." Sade bir vatandas
olarak işimden eve, evimden işime giderim.
Ama nereden çıktı bu irtica tehlikesi birden-
bire? Anlayamadım doğrusu. Sanki "Merih'
ien gelen uzaylılar diinyamızı zivaret ettiler"
gibi. Vallahi böyle bir haber olsaydı buna ina-
rurdım. Az mı yazıldı çizildi bu konuda. Fa-
kat irtica tehlikesi deyince, Allahallah? Ne za-
man oldu, ne zaman nasıl gelişti bu tehlike?
Anlayamadım.
Yanımdaki dedi ki: "Hdal olsun ÖzaTa bak,
nasıl ordudaki taassup unsurlannı ayıklaü-
yor." Sonra ilave etti: "Ah, Ev-
ren Paşa işbaşında olacaktı ki
yapsın bir miting. açıklasın Ata-
türk'ün tarikatlan nasıl yasakla-
dıgını ve bağlasın konuşmasını
Koran'dan bir sure ile. Hangi ta-
rikattan olunursa olunsun Allah'-
ın ipi birdir."
Doğrusu Missoari Üniversite-
si'nin raporu çok ilginç geldi ba-
na. Hafızamı zorladım, yanm ya-
malak bir şeyler hatırlar gibi ol-
dum. Birileri demişti galiba
"Türkiye'de irtica tehlikesi yok-
tur!", "Amigolar kendilerine iş
anyor". "Ben falan tarikartanım,
ama Atatürkçü ve laikim." Bir de
şu Amerika donumuzun içini bı-
le biliyor, derdik. Durup durur-
ken Türkiye'yi kanştırmak için ne
cevahirler yumurtluyorlar. Üste-
lik tam da AT tartışmaları sıra-
sında. Ustelik tam da TÖ Ameri-
ka'ya misafir olacağı sıra. Üste-
lik, "Bush, TÖ ile göriişecek mi
görüşmeyecek mi?" diye merak-
la beklenirken. Şöyle düşündüm:
Olamaz. Bu olsa olsa Yahudi ve
Ermeni lobilerinin bir kışkırtma-
sıdır. Türkiye laik bir Ulkedir. Biz
laikiz. "Atatürkçü, cumhuriyel-
çi bir ülkede irtica tehlike yarata-
maz." Bizim, Evren Paşa, TÖ gi-
bi nice yetişmiş, Atatürkçülüğe
yemin etmiş devlet büyüklerimiz
var.
Son sayfayı çevirdim. O da ne?
Sayfa 7'de Füsun Özbilgen'in kö-
şesinde "Yılbaşında Silkiniş
Gecesi" haberi. Sayfa ll'de,
Içel'in Tarsus ilçesinde "Atatiirk
büstüne saldın" haberi.. Bir tu-
haf oldum. Merihliler (!) hakika-
ten dünyamızı ziyaret etmiş miy-
di? Ama bütün bunlar ne zaman
olmuş, nasıl örgutknmiş, nereden
arka bulmuşlardı? Yoksa bu bir
KGB oyunu muydu? Kültür
emperyalizminin yalan haber üre-
timi de olabilirdi. Gene de vicda-
mm rahattı. Çünkü ben Atatürk-
çü değildim. Elbette Atatürkçüler
gerekli önlemi alacaklardır. Türk
polisi suçiuları yakalayacaktır.
Böyle düşünerek minibüsten in-
dim. İşime yürüdüm. Yürürken
gene de anlayamadığım nokta
şuydu: Yazılarüar doğruysa, bun-
lar uzaydan gelmedıler ya?
AHMET HİLMİ
tstanbul
İSKİ
No: tsin »dı Kesif bedeli
Teklif verme
Tarihi
Gtçid
Temiut Üıak: ttrihl
Dosya
BedeU
S.13O4 BUyükçekmece
Bölgesi lçmesuyu
Şebeke tnşaatı
S.3190 Darıca Bölgesi
lçmesuyu Şebeke
tnsaatı
2.000.000.000 TL 23.01.1990 60.000.000 TL 26.01.1990 35O.0O0TL.
1.800.000.000 TL. 23.01.1990 54.000.000 TL. 26.12.1990 400.000 TL.
Not: 1- Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz.
2- İSKİ 2886 sayılı Devlet thale Kanunu'na tabi olmayıp ihale yapıp yapmamakta, diledigine kısmen veya lama-
men yapmakta uygun bedelin tesbit ve takdirinde serbesttir.
ADRESİ: İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Aksaray Meydanı 34410 Aksaray-ISTANBUL
TEL : 588 38 00 (36 Hal)
TELEX : 31293 lSU-tr
FAX : 90 (1) 588 39 18
ÖZEL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
30. dönem
kayrtfarı
başlamıştır.
OkulÛskfidar 343 67 82
362 47 33
352 21 21
Tarabya: 162 Ot 16
Çailayan: 146 88 30
ANKAIU^ANKA
MUŞERREF HEKİMOGLU
Duvarlar
Karşımda genç ve güzel bir kadın, Devlet Balesi'nden Merih
Çimenciler, Duygu Aykal'dan söz ediyoruz. Danstan, insan-
İnsan'dan. Duygu'nun yapıtlarını iyi yorumlayan bir dansçı bu
genç kadın. Baharda insan-insan'ı sahnelemeye hazırianıyor. Bir
nisan akşamı, Devlet Balesi'nde, Duygu'nun doğumunu kutla-
yacağız, sanatçılarm ölümsüzlüğünü. Devlet Balesi'ni kutluyo-
rum, çünkü sanatçıları toplumları yaşatır her şeyden önce. On-
lara gereken sevgi ve saygıyı göstererek. Yapıtlarını çalarak, sah-
neleyerek. Yaratıcı güçlerini, çağdaş düzeylerini dünyaya tanı-
tarak Duygu Aykal yaratıcı gücünü, çağdaş düzeyini kanıtlayan
bir sanatçımız. Ama yaprtları yeteri kadar tanınıyor mu acaba?
Dansları sahnelenmez, TV'de yer almazsa, nerdeyse unuttur-
ma çabaları varsa nasıl tanınabilir? Küçük çabalarla güzel olay-
lar yaşanmıyor hiçbir dalda. Aydınlığa giden yollar tıkanıyor. ka-
rarıyor. Durmadan çağın gerisinde kalıyoruz. Nitekim bale da-
lında da bir gerileme oldu. Çağdaş bale dışlandı nerdeyse. Bu
çok tehlikeli bir eğilim. Örneğin Duygu Aykal'ın yapıtlarının sah-
nelenmemesi nasıl yorumlanabilir? Değerli sanatçımızı unuttu-
rarak kişisel doyumlar sağlayanlara kuşkuyla bakılmaz mı? Sa-
natsal düzeyleri tartışılmaz mı? Çağdaş Türk balesini genç ku-
şaklara ve de dünyaya tanıtmak yolunda yaya kalanlara tepki du-
yulmaz mı? Bu da bir düzey, soluk sorunu bence. Boy verenle-
re her dalda ters bakıyor cüceler!
Belki de duydunuz, Duygu Aykal'ın insanları kucaklayan ba-
lesi Berlin'de sahnelenecek. Girişim bizden değil, Almanlardan!
Bize bu girişimi gerçekleştirmek görevi düşüyor şimdı. Duvarın
yıkıldığı kentte çağdaş bir Türk balesi güzel bir olay elbet. Biz
de tüm duvarları çağdaş olaylarla yıkacağız kuşkusuz. Çağdaş
sanatçılarımızla, şimdilik başka gücümüz yok! Türban tartışma-
ları, Ayasofya'yı camıye dönüştürme politikasryia Batı'yla aramız-
da yeni duvarlar örebiliriz ancak!
Oysa duvarları yıkmak gerekir. Bir Duygu Aykal'ı, bir Suna
Kan'ı, Ayşegül Sarıca ya da İdil Biret'i, verda Erman'ı toplumda-
ki yerlerine iyi oturtmak zorunluğu var. Atatürk'ün kadın ve mü-
zik devriminin uzantısı bu sanatçılar. Çağdaş Batı uygarlığına
ulaşmak amacıyla uygulanan bir politikanın uzantısı. Ftolitika de-
ğişince nereye yöneliyoruz, ortada... O zaman çarpık politikala-
ra da karşı çıkmak, tepkimizi belirtmek gerekiyor. Çarpık politi-
kanın gerisindeki amaçları iyi saptamalıyız. Türbanın siyasal bir
simge olduğunu düşünmeyenleri iyi uyarmalıyız. Laik bir devlet
olduğumuzu unutanlara durmadan hatırlatmak gerekiyor. Laik
vatandaşlar olarak, anayasal kuruluşlar olarak.
Üniversitelerde YÖK kararına karşı beliren tepkiler çok haklı.
Rektörler, dekanlar için hayli acı, ama güzel bir uyarı bu. Ana-
yasal bir görevi yerine getirmekten geri kalanlara bosgörüyie ba-
kılamaz. Onlar bir aydın savaşını da üstlenemiyor, Batı'yla ara-
mızdaki duvarlara bir taş koyuyor ancak! Oysa duvaıian yıkmak
zorunluğu var. Aydınların gerçek görevi bu şimdi.
İnsanın aklını çelen olasılıklar da var doğrusu. Bu türban ya
da Ayasofya sorunlan neden birden canlandı, alevlendi acaba?
Yapay dalgalanmalar amacıyla mı? Gerçek sorunlan dışlamak
amacıyla mı? Batı ile aramızdaki duvarları ören ustalar, ülkenin
gündemini çarpıtmak mı istiyor yine? AT'nin kapısından geriye
dönmenin şaşkınlığını böyle mi aşmak istiyorlar yoksa? Asıl
önemlisi, bu yöntemle o kapıyı yeniden çalabilir miyiz?
Biraz kuşkulu. Aslında AT'ye gerçekten girmek istiyor muyuz,
o da kesin değil. Bu soruyu bir bakana sordum, "İlginç" diye
yanıtladı. Yanıt da ilginç, değil mi? Gerçekten istiyorsa "evet",
istemiyorsa "hayır" demiyor.
öte yandan kesin bir isteğin kesin bir politikası olur değil mi?
Nerede o politika? Tersine, olumsuz bir politika uygulanryor. Milli
Eğitim bütçesinde imam hatip liseleri, Diyanet Işleri Başkanlı-
ğı'na aynlan milyarları olumlu bir politika sayabilir miyiz? Dev-
letin çatısını imam hatip kökenliler oluşturuyor, her dalda çok us-
taca bir örgütlenme, bakanlar, milletvekilleri, Meclis kürsüsün-
dehi yeminlerine ters düşen demeçler veriyor. Bu terslikler, çe-
lişkiler alacakaranlıkta geçiştiriliyor, anti demokratik yasalar için
hiçbir girişim yapılmıyor ve AT'ye girmek istiyoruz, öyle mi? Kar-
galar da güler bu isteğe?
• * *
Kargaların gülüşü kulağımda çınlarken telefon çaldı. İstanbul
Operası'ndan Belkıs Aran. Yıllar sonra Maça Kızı'nda yeniden
sahneye çıkıyor, beni de seyretmeye çağırıyor. Elbefcgideceğim.
Belkıs Aran, çok sevdiğim, saydığım bir sanatçı. Opera sevgım-
de büyük katkısı var. Çağrısı güzel çağrışımlar yaptı bende. Türk
operasının kuruluşunu, tırmanışını düşündüm. Ankara Kbnser-
vatuvan'nı, Devlet Operası'nın açılışını, güzel galalan, kısa sü-
rede çağdaş düzeye ulaşan operacılarımızı. Belkıs Aran da on-
lardan biri. Coşkusunu yitirmeden deviriyor yılları ve de eskimi-
yor, zaman duvarını güzel aşıyor.
Tüm duvarları aşmak için coşku gerekiyor galiba. Yoksa do-
ğal tepkilerini göstermek gücünü de yitiriyor insanlar. Oysa tep-
ki, bir yaşam gücü, yaşam suyunun yeşermesi değil mi?
ÇAOŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZŞİPAL
"Maaşıın ve fltramiyem Ne
Olmahydı?"
SORU: Ortaöğretim kurumlannda 27 yıl 11 a}- çalışhktan
sonra 1989 yılı başlanndan, emekli olduğunı kasım
1989'a kadar 1. derecenin 3. kademesinden görev aylıgı
aldım. Ancak bana emekli aylığım 2. derece 3. kade-
meden bağjandı.
1) Görev aylığım 1. derece 3. kademe iken, emekli aylı-
gımın 2. derece 3. kademeden bağlanması ve ikramiye-
nin de aynı derece ve kademeden ödenmesi yasal mıdır?
2) Öğretmen olarak emekli aylıgım ve ikramiyem ne ol-
malıydı?
YA>fIT: 1) Danıştay tçtihatlan Birleştirme Kuruiu'nun 30 Hazi-
ran 1989 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 1989-1/2 Esas ve 1989-2
Karannda:
"SONOJÇ:
657 sayıh Devlet Memurlan Kanunu'nun "tek ücret" ilkesine is-
tisna olarak 1327 sayüı yasa değişikliği ile 1970 yıunda getirilen
"ek gösterge" uygulaması kapsamırun genişletilmesi ve miktannın
arttırıiması suretiyle devlet memuru aylığının aynlmaz bir parçası
durumuna getirilmiştir.
Doğrudan doğruya derece yükselmesi veya intibak hükümleriyle
derece ve kademe ilerlemesi yapılarak Devlet Memurlanna mali
destek sağlanması aman güdülmüştür.
Yasa koyucu derece ve kademe ilerlemesi suretiyle yükseltilen
derecelerin ilgililenn kazanılmış hak aylıgı derecesi olduğunu da
kabul etmiştir.
Esasen yasa koyucu, ilgililerin yükseltilmesinde kadro koşulu-
na bağlı kalınamayacağı yolundaki iradesini, 2182 sayılı yasa hü-
kümleri, intibak hükümleri içeren Kanun Hükmünde
Kararnameler ve 657 sayılı Yasanın değişik 37. maddesi hükmüyle
göstermiştirf' denilerek memurlarm "yükseltildikleri derecelerde
aldıkları aylıklar karşılığında "ek gösterge" uygulanması" karar
altına alınmıştır.
Emekli Sandığı'nın 113 sayüı Dış Genelge'sine göre (sayfa 7) "(•..)
Bakanlar Kurulu'nca çıkartılan Kararnamelere göre belirlenmiş bu-
lunan ek gösterge rakamlarının, kazanılmış hak aylıklanna esas
alınan ve personel kanunlarında tespit edilmiş derece ve kademe
gösterge rakamlanna eklenmek suretiyle bulunacak rakamın, o yıl
için tespit edilen memur aylığına ait katsayıyla çarpımından bu-
lunan tutar üzerinden emekli keseneği kesilecek ve kururo karşı-
lıkları da bu tutara göre karşılanacaktır!'
Böylece, görev ayhğı için beUrlenen genel ayhk göstergesi ile görev
aylığına ilişkin derecenin ek göstergesi toplamı üzerinden emekli
aylıgı bağlanıp, ikramiyesi ödenecektir.
2) Hesaplamamıza göre bir öğretmenin, 1. derece 3. kademe-
den, 27 yıl 11 ay hizmet karsdığı (15 Temmuz 1989 - 31 Arahk 1989)
için, emekli ayhğı 672 bin 966 lira emekli ikramiyesi ise 18 milyon
34 bin 650 lira olmalıdır.
SATILIK OTO
87 model Şahin 30.000 km'de
sahibinden
Tel.: 512 05 05'ten (486) gündüz
J