27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAMI 2 EYLÜL 1989 ÖzaPdan bazı öğretîm üyelerîne: Ekonomi cazgırları (Baştarufı l. Sayfada) Özai, "Gümraklen dolayı fiyat arriıranlar var. O gümrükleri biraz daha aşağıya çekeceğiz" dedi. Güneydoğu'daki olaylara da değinen Özal, "Orada, yazıldıgı, çizildigi, söylendigi kadar fazla aşın, kötii bir durum yok" dedi. Özal ANAP grubunun Meclis başkanı seçiminde "her zamanki gibi birlik beraberlik içerisinde davranmasını" istedi. Cumhurbaşkanlığı seçimi konusuna ise hiç değinmedi. Başbakan Özal, ANAP grubunun diin TBMM'de yaptığı toplantıdaki konuşmasında Bulgaristan'dan göç, Güneydoğu Anadolu Bolgesi'ndeki olaylar, enflasyon ve son ekonomik kararlar konulanna değindi. Ulusal bir dava olmasına karşın, Bulgarıstan'dan zorunlu göç konusunun muhalefet tarafından istismar edildiğini belirten Özal, BuJgaristan'da 1984 yılında Türkçe adların değiştirilmesiyle başlayan olayların bugüne kadarki gelişmelerini anlattı. 1984 yılından sonra Bulgaristan1 ın Türk hükümeti tarafından çok sıkı takibe alındığıru belirten özal, Bulgaristan'daki Turklere uygulanan insanlık dışı uygulamaların her vesileyle uluslararası topiantıkere edileccktir) Türkiye'ye kade dan sonra birçok "falcının konverme kademe bu insanlar gelecek ve tibilite hakkmda fal açbğım" söydüzenti bir şekilde iskân edilecek, leyen Özal, şöyle konuştu: "İnsanlar neden unutmaya çok yerleştirilecek, iş bulunacak veyahut da iş bulraak için kolaylıklar mütemayiller. Bu söylenenlerin hepsi, buz üzerine vazılmış gibi saglanacaktır." kayboldu. Hatta, 'enflasyon şöyGüneydoğu Anadolu Bölgesi le artacak, ekim ayında şöyle ndeki olaylara da değinen Özal, olacak' gibi birtakım lahminler de Van, Bitlis ve Hakkâri illerine yap ileri sürenler var. Yann o noklatjğı geziyi karayolundan yaptıfı ya geldiğimiz zaman gene bakacana, helikoptere binmediğine dik ğız onlar, buz üzerine vazılmış gibi kat çekti. Özal, "Bir kere orada kaybolacak. Ciddiye almak mümki dunım, yazıldıgı, çizildiği, söy kün değildir. Birtakım cazgırlar lendiği kadar fazla bir aşın kötü var, benim tabirimle. Bunlar belbir durum yoktur. Onu kesin söy lidir. Türkiye'de önernli bir ekonoleyeyim. Kabul etmek lazıtn ki bir mik karar alındı mı, basınımızın şekilde dışardan destek gören bir da âdetidir, bu belli cazgıriara gihareket, 500600 kadar da militanı derler. O cazgırlar kehanette buolduğu tahmin ediliyor, onlar söy lunuriar. O kehanederi bir şey ifalediği gibi kalkıp bir yeri almış. de etmez. Şimdiye kadar da hiç ufak bir kurtanlmış bölge ilan et tutmamıştır. Hiç luttuğunu görmiş gibi durumlann hiçbiri yok. medim. 1984'te hatırlıyorum. Zaten böyle bir duruma gelseler, Türk parası kambiyo sistemini mahvolacaklannı, çok yakından serbest bıraktığımız zaman neler "Bunu yapar yapmaz Bulgarishepimizin bilmesi lazım" dedi. söylediler. Geçen sene kuru sertan, 'Işte Tiirkiye sizi almıyor' diBölgede son bir yıl içerisinde bir best bıraktık. bir siirü şeyler söyyebilmek için de adam yollamaya iki pusu hariç güvenlik kuvvetlebaşladı. Sefaret veya konsoloslukriyle hiçbir biçimde ne karakollalannuzın önüne adam yığmadı 34 ra, ne de bölük, tabur gibi güvengün. Bunlann oraya gitmelerine lik kuvvetlerine ait yerlere saldımani oldu. Fakat orada baskı dennın söz konusu olmadığını bil (Baftarafı 1. Sayfada) vam edince sefaretierimiz ve kondiren Özal, "Yapılan hadiseler solosluklanmızın onune, Türkler umumiyetle, silahlı propaganda mız Jivkov'un sözünü işitir işrtbüyıık gnıplar halinde gelmeye nın öngördüğü, masum bir iki mez, iki saat sonra açmış sınırmezrayı basıp oradan bazı insan ları. Ne hesap, ne politika saplan, hatta çoluk çocugu ötdüımek taması. Sonuç ortada. şeklinde olmuştur" diye konuştu. Gelen göçmen perışan. SadeÖzal, yapılan incelemelerin, son ce Bursa'da yüzbine yakın indört yıldır güvenlik kuvvetleri ör san. Gazbsman itçesi kaymakagütünün gelişmesi, yeni araç ge mı dertli. Küçücük ilçeye 22 bin reçlerle takviye edilmesi sonucu, göçmen sığınmış. Doğu ve Gügüvenlik kuvvetlerinin inisiyatifin neydoğu'da halk "korku içinde". de olan çatışmalarm sayısının artDemirel'e göre, "korku tığını gösterdiğini belirtti. Güvenyayılıyor" Devlet gündüz var, gelik kuvvetlerinin sorunu daha iyi takİD etmeye başladığını kaydeden ce yok. Cumhurbaşkanı Evren'e, özal, "Tabiatıyla. silahlı propa "eğer gelenler bir program içinyerleştirilmezse geri ganda yapılan bir ülkede bilhas de sa arzu eıtigim konu. basınımızı dönerler" uyarısı yapılmış. Neregerekli şekilde aydınlatarak bun de? Huber Köşkü'nde liderlerle lann lüzumsuz propaganda, faz yaptığı son görüşmede, Evren'la propaganda yapmalanna mani in yanıtı: "Daha şimdiden onbir olmamız lazım. Bunun için gerekli kişi döndü." talimatı ilgililere verdim" dedi. Ne zaman? Göçün hemen ilk Özal, basınia da arasıra brifingler biçiminde görüşülerek kçnu günleri. Ya son vaziyet? Beş bin nun anlatılacağını söyledi. özal kişi gerisin geri. Demirel'e göre daha sonra Güneydoğu Anadolu "âr ve hayâ sahibi bir hükümet, Bolgesi'ndeki gelişmelerden söz sadece göçmen olayındaki rezaYeal neUada, jrmi bedcfler Aziz Nesin, Cengiz Bektaş, Atilla Birkiye. etti ve Atatürk Barajı ve onunla letten sonra çeker gider". BizimHayati Asılyazıcı, Salim Şengil, Mehmet Başaran, İsmet Kemal Karadayı, Ha ilgili diğer projelere günde beş mil ki ne diyor bu aralar? Suriye'ye san Kıyafet ve Osman Şahin'in yer aldığı TYS Yunetim Kurulu. sendikanın yara yakın para harcandığını bil babalanıyor, "tersten bir vurursam ha" diyor. Şam'daki adamdirdi. yeni çalışma yeri için, evinde fazla eşyası olanlan yardıma çağırdı. larda dile getirildiğini ve Bulgaristan üzerindeki baskının büyümeye devam ettirildiğini söyledi. Bulgaristan'm Turklere pasaport vererek kitleler halinde sınıra yolladığını kaydeden ÖzaJ, "Bulgarislan'ın tahmin etmediği bir şey oldu. Belli bir miklar gittikten sonra bizim bunu alamayacağımızı, geriye kalanlara 'siz durun' diyebileceklerini düşunen Bulgaristan, bütün Turk toplumunun ayağa kalktığını göriince, büyiik bir politika değişikliğine gjtti. Hepsini göndermeye karar verdi. Rakam 300 bine dogru gelirken aldığunız bilgiler bu rakamın 700800 bine çok rahallıkla çıkabileceği şeklindedir. Ortalama 4 bin kişi her giın geliyordu. Her gün 8 bin alabilseydik bize 8 bin kişiyi gönderebilecek imkânlan vardır" diye konuştu. Özal sözlerini şöyle sürdürdü: başladılar. Bunlara vize şartlan içinde vize veriliyor. Verilmeye devam edilecek. Tabii ki tempo onlann istediği gibi değii, daha yumuşak bir tempo olacak ve bölünmiis ailelere öncelik verilecek." Türkiye'ye gelen 300 binin üzerindeki göçmen vatandaşın yerleştirilmesi için çalışmalar yapıldığını ve önemli bir kısmına iş bulunduğunu kaydeden Özal, şunları söyledi: "Ümit ediyoram ki öniimüzdeki 67 ay içerisinde bu gelen soydaşlanmızın vatandaşlık muaraelelcri de tamamlanacaktır. Tiirkiye'de yerieşeceklerdir. Hepsi iiretici hale gelmeye başlamıştır. Tiirlciye'nin ekonomik durumunda bir zorluk değil. bu rakamlar muvacehesinde kolaylık olacağını zannediyorum. Biz, Bulgaristan1 da yaşayan bütun soydaşlanmızı bir göç anlaşması yapılması. o göç anlaşması şartlan içerisinde almaya hazınz. Bulgaristan bunun aksini iddia eder. bir göç anlaşması yapmayacağını söylemeye devam ederse bugıinkii vize rejimi devam edecektir. Aksi takdirde bir göç anlaşması yapılırsa, bu göç anlaşması tabii ki 56 ay içerisinde bir milyon insan gönderilecek değil belli süre içerisinde (o da müzakânlarında 1 kasımdan itibaren külturel etkinlikler de gerçekleştirecek. Bu kapsamda, üye ya da üye olmayan kişilerin katılacaklan edebiyat oturumlan düzenlenecek. Müzik dinletilerinin de yapılacağı TYS binasında söyleşi ve okuma seanslan da yer alacak. Bir haber büroşürünün hazırlanecağı TYS mekânında, ilki Tan Oral'a ait olan çeşitli sergiler de düzenlenecek. Türk parasının diğer paralar temizle sonra gel benimle karşısında serbestçe değer kazan konuş" diyecek olsa, tornistan masına ilişkin karann alınmasın geri. Kabadayılık dış politikada lediler. Arkasından konvertibiliteye gittik. Gene birçok şeyler söylediler. Bakınız, netice onlann söylediği gibi pkmamaktadu. Aslında ekonomiyle bu kadar oynamak kötü, menfi propaganda >apmak, hiçbir ülkede tesir etmeyecek diye düşünmeraek lazım. Aslında ciddi olsalar, tutarlı olsalar, sozleri tesir eder. Ama ciddi, lularlı olmadıklan için, kimse onlann yazdıklanna, söylediklerine inanmıyor. Okuyup geçiyoriar. Ve bu yüzden de ekonomimiz bunlann istediği yarayı da almıyor." Enflasyonla mücadele konusuna da değinen Başbakan Özal, işçilere, memurlara verilen ücret artışları ve iyi taban fiyatları verilmesiyle bazı sektörlerden, ortadireğe büyük bir gelir transferi yapıldığını anlattı. "Bu Türkiye'nin en önemli gelir transferidir" diyen Özal, "Bu gelir transferi yapılmış olmakla beraber bütün iddialanna rağmen enflasyonda bekledikleri anormal artışlar realize olmamıştır. Olmayacaknr" diye konuştu. Büyük ücret artışlarının enflasyonist baskılar meydana getirdiğini anımsatan Özal, Tüı k parasının konvertibl hale getirilmesinden sonra kur ayarlamalarının yılbaşından bu yana Alman Markı'nda yüzde 11, dolarda yüzde 20 olmak üzere ortalama yüzde 15 oranında olduğunu söyledi. Özal, enflasyonun temposunun önümüzdeki aylarda yavaşlayacağını tahmin ettiğini vurguladı. Özal, bütçenin daha iyi hale gelmesinin ve vergi gelirlerinin tahminlerinin üstünde toplanmasının, enflasyonla mücadelede önemli birer araç olduğunu kaydetti. Gümrük indiriminin bu mücadeleye eklenen yeni bir araç olduğunu ifade eden özal, "Bu indirme önümüzdeki sene de devam edilecek. Gümrük indirmelerinden dolayı fiyat arttıranlar var. O gümrükleri biraz daha aşağıya çekecegiz. Bütün bu menfi lelakkilere rağmen ekonomi normal çarkında gidiyor" dedi. ANAP grubunun dünkü toplantısına girerken Özal'm alkışlanmaması dikkat çekti. Toplantıya, Özal'a rağmen Meclis başkanlığına aday olacaklarıru açıklayan ANAP Hatay Milletvekili Vehbi Dincerier ile ANAP İstanbul Milletvekili B. Dogancan Akyürek katılmadılar. Meclis baskanlığı için Özal'ın adayı olan Yıldınm Akbulut ise başbakanın konuşmasını dikkatle dinledi. Özal, kürsüden inerken de milletvekillerince alkışlanmadı ve grup toplantısından sonra doğnıca Meclis Genel Kunılu'na girdi. Başbakan Turgut Özal, TBMM'den aynlırken gazetecilerin sonısu üzerine Meclis başkanlığına çok sayıda aday olmasını, "olabilir işte" şekh'nde yamtladı. Özal, daha önce TBMM başkanlığına Kastamonu Milletvekili Saban Küçükoğlu'nun adaylığuu koyduğunu anımsatarak, Akbulut için imzasını verdiğini kaydetti. CUNEYTARCAYUREKyazıyor bir atımlık barut. Özal yerli yersiz onu da kullanıyor. Son dört ay özeti: Dışta rezil, içte sefil bir Türkiye. Dün muhalefet özal iktidarının beş yılını bırakmış, takvimi 26 marttan bu yana açıyor. Beş aylık sürede geçen beş yılı unutturan akıl almaz "hükümetsizlik" olaylarına yükleniyordu. 26 Mart neymiş, Özal'a göre halkın uyarısıymış. Enflasyon yüzde 80, kimi hesaplara göre yıl sonunda yü^de 100 (Uyarıdan aldığı derse bak!) Hapishanelerdeki sosyal ıstırapları ve benzeri sosyal olayları zincırin öteki halkaları kabul edersek, son beş ayda dün geldiğimiz nokta kısaca özetlenebilir: "Halka rağmen bir hükümet, halka rağmen cumhurbaşkanı olmaya çalışan bir hükümet başkanı" halk deyimiyle hem kel, hem fodul. Mecliste dün sabah manzara bütün çıplaklığı ile birkaç dakikada biçimlendirilirken, tam o saatlerde İçişleri Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanltğı'nın birleştiği noktada bomba patlıyor. Tahrip gücü yüksek değilmiş. İlgililerin açıklaması, olayı kavrama yetenekleri bu. Oysa olayın anlamı maddi tahribat gücünün ötesinde. Mane li" sürdürebiliyor. vi duyumsatması önemli. Hakkâ Muhalefet açıkça söylemiyor, ri'de bir Başbakan konuşurken ama iki konuda sıkıntıda. Birinotuz kilometre ötesinde insanlar cisi; hâlâ Özal'ı erken seçime katlediliyor, şimdi de başkentin zorlayacak demokratik yöntemi göbeğinde, hem de iç güvenlik hem bulamamış, hem de birbiten sorumlu iki devlet kurumu rıyle anlaşamamanın sıkıntısını nun burnu dibinde bomba patlı çekiyor. ikincisi cumhurbaşkanyor. Bayburt'a gidiyor Başbakan, lığı seçiminde DYP, SHP'ye kuşpartizanlıktan gözü kararmış, o kuyla bakıyor, SHP de DYP'yi gün umursamadığı olay, hemen Meclis baskanlığı seçimine giriyakınlarında yedi askeri öldürü yor diye ana politikasında saplüyor. malar yapmakla suçluyor Hedef Hükümet açıklamasına göre, bir iken, zaferi kazanacak cepyedi askeri PKK değil, TIKKO he bölünüyor. vurmuş. Ne fark eder ki? Şiddel Her iki muhalefet partisi, olayları dizi içinde tırmanıp gidi Özal'ın veya bir ANAP'hnın cumyor ve yaygınlaşıyor. Hükümet hurbaşkanı seçilmesine karşı. sanısının tersine Doğu ve Orta Fakat İnönü, bu ayırımı yapöktan Anadolu'da kalmıyor. Artık kent sonra "demokratik merkezlerinin göbeğine geliyor. uzlaşmadan" yine söz ederek, Güvenlik güçlerini temsil eden öne sürdüğü koşul dışı bir anlaşbinaların burnu dibine. maya gidebileceğini dokunduruİnönü çeşitli olayları irdelerken yor. Bu noktada iki muhalefet "Türkiye'de yaşanan sürecin, araanda yeni bir ayırım başlryor. "iktidar boşluğunun' yarattığı Bitmiş, tükenmiş, tıp tekniğikargaşa" olduğunu söylüyor. nin eşsiz harikalarıyla bireysel Demirel olup bitenlerin kayna "mevcudiyetini" surdüren Ozal ğı nda "bir çöpü kaldırmaya ta ise, 1983'ün getirdiği çarpık siskâtı olmayan bir hükümetin temi koruyarak hem iktidar hem yattığım" vurguluyor. Erken se de Çankaya peşinde. çım yapmayarak halkla zıtlaşan Meclis açıiıyor, kapanıyor. bir hükümet, kimin adına hüküNe var ki, Özal sorunlar üstümet eylediğini söyleyemeyen bir ne sorunlar açıyor, ama kapayaÖzal, hâlâ "devleti fuzülen işga mıyor. TYS mekâna kavuştu Kültiir Servisi Çalışmalarını Cağaloğlu'ndaki sekiz metrekarelik bir odada surdüren Tiirkiye Yazarlar Sendikası, yıllardan sonra bir mekâna kavustu. TYS, bugüne kadar gerçekleştirmediği birçok etkinliği Tünel, Galip Demirel Caddesi'ndeki 48 numaralı binanın 5. katında gerçekleştirecek. Turkiye Yazarlar Sendikası Başkanı \m Nesin, Dün TYS'nin yeni mekânında yaptığı konuşmada, şimdiye kadar hiçbir resmi kuruluştan yardım alamadıklarını belirterek, "TYS'ye hiçbir yer verilmedi. 250 iiyesi olan yazarlar sendikası şu binaya sahip olduğu için sevinç duyuyorsa, sağdan soldan masa. sandalye alıyorsa bundan biz yazarların değil, belediye başkanının, başbakanın ve cumhurbaşkanının utanması gerek" dedi. TYS'nin yeni çalışma yeri için sınırlı bütçeden 7.5 milyon lira harcadıklarını söyleyen Aziz Nesin, evinde fazla eşyası olanları sendikaya yardım etmeye çağırdı. Aziz Nesin bu arada, uye sayılannı arttırmalan gerektiğıne değinerek tanınmış adları ve genç kuşak yazarları da sendikaya üye olmaya davet etti. lar dönup, "sen önce içindekini sin'in yaptığı TYS yönetim kurulu yeni mekânJarında ilk olarak yazarlann telif haklanru gündeme getirecekler. TRT, Şehir Tiyatroları, Devlet Tiyatroları ve yayınevlerine karşı telif haklannı korumaya yönelik kimi çalışmalarda Cengız Bektaş, Atilla Birkiye, bulunacak olan TYS, 1819 ekimHayati Asılyazıcı, Salim Şengil, de toplanacak Dünya Telif HakMehmet Başaran, İsmet Kemal ları Komisyonu'nda da bir üyeyle Karadayı ve Osman Şehin'in yer yer alacak. TYS, TünePde yeni açılan rnealdıkları,.başkanlığını ise Aziz Ne BEYOĞLU KİTAP GÜNLERİ'89 Bugün 15.0019.00 ERBİL TUŞALP • İnönü, Bayar, Gürsel. Sunay, Korutürk nasıl cumhurbaşkanı scçildiler? • Ali Fuat Başgil cumhurbaşkanlığı ada\ lığından nasıl vazgeçirildi? • Faruk Gürlcr nasıl seçilemedi? • Ordu ve cumhurbaşkanlığı scçimlcri.. • Genelkurmay'dan cumhurbaşkanhğına mı? Mis Sokak'ta Cumhııriyet yazariarının (Baştarafı l. Sayfada) Hiçbir biçimde diişünce ve anlatma özgurlügü sınırlanamaz; demokrasi ve sosyalizm artık milyonlarca gencin elindedir" dedi. Türkiye'de yıllarca devletin kitabı "sııç aleti" olarak yasakladığını, toplattığıru, yaktığını belirten Ali Sirmen, de bunun sonucu olarak toplumda bir kesimde "kilap korkaklıgı"mn bir kesimde "kitap diişmanlıği"nın geliştiğini söyledi. Sirmen, Beyoğlu'ndaki kitap yakma olayını, kendi boyutlarının da ötesinde korkunçlaştıran olgunun bu olduğu o biçiliyor" yorumunu yaparken, na dikkati çekerek, "Ancak top.. olayın bireysel olmadığını ve son lumun çeşitli kesimlerinin göster yıllarda oluşan kitap düşmanlığıdiği canlı tepki yarınlar için nın bir sonucu olduğunu söyledi. umuttur" dedi. Erdal Atabek ise, kitap yakma Oktay Aktfal, olayın yaygınla olayının, insanın var olusuna yöşan adıyla "Mis Sokağı Cinaye nelik bir hareket olduğunu belirtti"ni korkunç ve vahşice olarak ti. Bu "einayel"in asla bağışlanyorumlarken, llhan Selçuk, kitap maması gerektiğini vurgulayan yakmayı insan yakmaya benzetti Erdal Atabek, "Bu olayı herkes ve "Cinayetle es anlamlıdır" de kendi varlığı çiğnenmiş gibi di. tlhan Selçuk, toplumun böyle algılamalıdır" dedi. karanlık olaylara karşı aydınlıkBugün de kitap günleri kapsalan koruyacak guce ve sağlığa ka mında yine s.at 15.0019.00 aravuşmasının önemini vurguladı. sı Erbil Tuşalp kitaplannı inızaUğur Munıcu, " N e ekiliyorsa layacak. HİKMET ÖZDEMİR'in büyük araştırması Gericiliğin Şahlanışı VEDATGÜNYOL Üç gündür bir suçluluk duygusuna kaptırdım kendimi. Bir türlü temize çıkaramıyorum özümü. Hele şu Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün Beyoğlu Mis Sokak'taki sergisinin uğradığı benzinli, kibritli alevli saJdınsından sonra büsbütün suçlar oldum kendimi. Nicedir, Fransız sosyalist Auguste Blanqui'den bölük pörcük çeviriler üstünde çalışıyorum. 1848 Devrimi'nin elebaşılanndan Blanqui, yetmiş altı yıllık çileli yaşamının otuz yılıru, aralıklarla hapishanelerde, gönüllü sürgünlerde geçirmiş. lnatçı bir devrimci ve düşünür. 1976 yıhnda, yani bundan tam on üç yıl önce, seçme yazjlarından yaptığım sayfalar dolusu çevirilerden ikisini Yeni Ufuklar dergisinde yayımlamıştım. Bu çevirilerden birinin adı Topiamsal Elestiri. Bu çeviriyi yeniden şöyle bir okuyayım dedim. Akiım durdu. Adam, 139 yıl önce, kalkmış bizim milli eğitim politikamızın, yıllardan beri alttan alta, sinsice sürdürülen korkunç gerici gclişiminin bugün vardırıldığı sonuçta noktalanan tablosunu vermiş sanki. Işte, olanlar üç gün önce oldu. Çeviriyi çok yakın bir dostuma okudum: "Arkadas" dedi bana "Sen, bu yurdun gericilerine hanriop bir program sunmuşsun bu çeviriyle Suçlusun." Evet, suçluyum. Bugün, milli eğitimimizin varlınldığı noktayı sezmiş, hatta görmüş gibi özetleyen Blanqui'nin lözlerini okuyalım yüksek sesle: "... ipsiz sapsız seylcri, düş iirii•ü tasanlan, söz ve biçim kavgaarmı bir yana bırakalım. Halkın (urtuluşunu sağlayacak olan şey iğrenimdir. Bütün dünya: "Işık, şık!" diye haykınyor. Düşman, $ık istemez. Bizleri Ortaçağa itnek için umutsuz çabalar içinde üketmekledir kendini. MontaJambert'in 1950 Yasama vleclisi'nde söyledişi şu sozleri lim »nımsamaz? "Iki ordu var .arşı karşıya: lyilik ordusu, kötüUk ordusu. Kötülük ordusu 40 rin papaz, iyılik ordusu: 40 bin öğretmen" Bugün iki ordu bir tek beden halinde. Montalembert'in çağnsı yankısını bulmustur. Moniteur gazetesini açın, hükümet darbesinden sonra (bu, III. Napoleon'un hükümet darbesidir, her ülkede yaşanıiabilen darbelerden) hükümet prognunını sözcüğü sozcüğüne uygulandıgını görürsünüz: Her yerde, kolejlerin yerini cizvit yuvaian almış. Öğretmenler av hayvaolan gibi kovalanmakta. Yoksulun okumasına karşı afarozlar. bköğreu'm, din bilgisine indirgenmiş. Liselerde felsefe ortadan kaldınlmış, eriitler ikiye aynlmış, daha doğrusu bir yana atılmıs. Her yerde aydınlanmaya karşı ölesiye savaş. Her yerde, teblikeye düşen o yüce gücünün imdadına papazlan, karanlıklan çağıran sermaye gücü. Bu ugarsuz günlerde, kim tutabilirdi gözvaşlarını, insan düşüncesine karşı gemi azı>^ almıs biiyük ahlaksızlıklar karşısında? Böylesine bir kndurmuşluk içinde işlenilen dnayetleri kim fark etmez ki? Fransa'yı uzaklare, çok uzakJara en uzak okyanuslann bağnna alıp götürmek yetkisi verilseydi onlara, kim bilir nasıl bir çtlgınlikJa yok ederlerdi, insan kafasının bütün anıtlannı, kalıba dökölen barfleri, matbaa adına vanncaya kadar ber şeyi!.. Onlar hesabına aanacak şey şu: Eğer yurttaşlan alıp bir başka yere götürseler, toprak olduğu yerde kalır ama, uygar dünyada, gerçek gücü yaratan akıl olduğuna göre, bizim üstünlük kazanan baylanmız, çok geçmeden kendi üstünlüklerinin kurbanı olurlardı. Bir yerde durmak ve beynin görevlerini bütün butün yok etraemek gerekiyordu, yoksa işin ucunda ölum vardı. Ama, daha şimdiden neler neler yok edilmedi ki! Her zaman egemen olan silahpara kilise üçlüsü, zor kullanarak ve insanlan alıklaştırarak ayakta durabilir ancak. Bu üçlünün zavallı kölesi olan o\ hakkı, vakası jandarmayla papazın elinde, sürükleııe sürüklene oy sandığına gitmektedir sermayenin eşliğinde. Neden şaşılır buna? Bilgisiz insan, pek de insan sayılmaz. Dizginle, mahmuzla istenen yöne suriilebilir, tıpkı bir at gibi. Onu çalışmaya ve boyun eğmeye alıştırmaknr efcndinin derdi başı. Tutuculuğun kurdugu düşleri şöyle iyiden iyiye öğrenmek isterseniz, hükümet darbesinden sonra, söylediklerini ve yapüklannı inceleyin bir. Halkı ayaklannın altında tutarken, yüzünden maskesini atıruş, ölçülü davranmakla yükümlü saymanuştı kendini. Gerçek öğretmenlerin yetiştirdiği öğretmen okullannı kaldırınıştı hemen ortadan. Şu "Gençliği ateşe salan, zehirleyen yuvalara" karşı yöneltilen o ağıza alınmayacak sozleri okumak gerek. Resmi söylevler, gazeteler, yazılar, adeta birbirleriyle yarışırcasına, çocuklara din dersleri verilmesini, bir me.şlek öğrelilmesini istiyor; bunun dışında ber tiirlü öğrenimin sürekli bir başkaldırma kaynağı, kamusal bir yıkım olduğunu ileri siirüyoriardı. Her yerde halk yığınlannın kıskançlığını kamçılıyor, onları toplumun üstüne saldırtıyor diye, ögrenime lanetler savruluyor. Her türlü toplumsal düzen düşmanı, kargaşalık tohumu sayüan declasse'lere (çevresinden kopmuş aydın öğretmen) karşı fırtınalar estiriliyor". Çeviriden alıntıları burada kesıyorum. Yazının bu kadarı da, darbeci hükümet adamlarının aydınlık düşmanı, işçi düşmanı, öğretmen düşmanı, kitap düşmanı olarak insanlığa ne denli zarar getirebileceklerini gösteriyor. 139 yıl öncesinin Fransa'sında olup bitenlerle günümüz Türkiye1 sindekiler karşılaştırınca, Kuran burslanndan başlayarak sayısız imam hatip okullan ve ilahiyat fakültelerine kadar, devlet bütçesini kemiren hiyanet işlerinde gericilerin, laiklik düşmanlarımn ne denli bajanlı oldukJannı görüyoruz. Yazıma suçluyum diye başlamıştım. Ama, bütün sapıklıkları apaçik gördüğüm için uygarlık düşmanlanna karşı güçlü sayıyorum kendimi. Düşmanını tanımak, onunla savaşabilmenin tek yoludur. Düşmanımız kara cahilliktir. Diyeceğim bu kadar. KONUK YAZAR DEVLET KRİZİ fr.C.CUMHURBAŞKANUĞI SEÇİMLERÎ KİTAPLARINI İMZALIYOR CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ %JSJ BEYOĞLU BELEDİYESİ AFAYAYINLARI Babıali Cad.Sıhhiye Apt.19/8 CağaloğluİST. Tel: 526 39 8 0 îstiklal Cad. Mis Sokak (Beymen yanı) ÖOmeer TtCARET JORGE SEMPRUN BODRUM Cumhuriyet Kitap Kulübü Temsilciliği Zengin kitap ve kaset çeşitleriyle hizmetinizde HAŞARAT İLAÇLAMA SERVİSİ FÜMİGASYON Kırnya Mühendisi İBRAHİM COŞKUN Tel: 520 55 76 512 09 02 Sıcil Ttc. No: 180823/128329 VEFATLAR İÇİN Yurtiçi, yurtdışı cenaze nakledilir, ilaçlama, malzem'e, tabut bütün işlemler hassasiyetle süratle yapılır işletmede ayrıca 18 ambülans mevcuttur. Cenaze ilanlarında, hizmet bedelı alınmaz. İSLAM CENAZE İŞLERİ 147 20 06 140 68 86 Bayan, bayan yanında Âvrupa yakasında pansiyoner olarak kalmak istiyor. Tel: 521 69 08 20.0022.30 arası » Aıaturk Cad > » Toprak Seramm ) 1 Azmakbaşı Atatürk Cad. Toprak Seramik karştsı İzgi Pasajı No. 83 Reklam Ajansma İstanbul yakasında oturan 1415 yajlarında OFİS BOY 151 41 55 149 73 19 Afft
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle