Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRUŞLER yönetime her türlü kurmalar, kuramlar, kurgular, kuruluşlar, hepsi hepsi; karışık, karmaşık, kat kat, boğum boğuın bir Yazınla, şiirle, bilimle uğraşıp da çeviri sorunu üzerinde durmayan biri gösterilemez ki! Hele biziin toplumumuzun çeviri gereksemesigittikçe artmaktadır, çağımızıyakalamanın kaygısızorunlu bunu, kıtıyor Elbet yeni çeviri Örnekleri de var Metis Çeviri dergisinde. Ben bunlardan Çin ozanı Jiang He’nin, A. Erkan Gürel’cedilimize çevirilen “Yelken” adlı şiirini yazıma alacağım: Denizin öbür yakasında Kadınım var Denizin orada Şarkı söyler Yelkenden daha beyaz Bir şarkı mırıldanır usul usul Bir şarkı Bir yelken Uzaklarda bir beyaz Sarılır şafağın kıvrımlarına... Ben çevirişiir okumayı çok severim,özgün metni sezmeğeçalışırım, dahası, ozamn şiir anlayışını, ya da nasıl bir şiir akımı içinde bulunduğunu çıkarmağa uğraşırım; çünkü belli bir çağda yaşayan ozanlar, üç aşağı beş yukarı, benzer kaygılar ve araştırmalar içindedirler; geçmişteki ozanların günümüze etkileri ise ayrı bir tat ve heyecan konusudur. Çeviri şiir, hele özgün metinle birlikte batılmışsa, burada, çevirmeninyaklaşımı ve başarısı daha iyi ortaya çıkar. Çeviri şiir bakımından çok zengin bir dönem yaşadığımızın en güzel kanıtı, Talat Sait Halman’ın yeni basılan Shakespeare soneleridir (Kitabın adı: Shakespeare Tüm Soneler. Cem Yayınevi.) Talat Sait Halman bu sonelerle uğraşmaya yıllar önce başlamıştı; kitap olarak ilk ürünü, 1964yıLındaYeditepe Yayınevi’ncebasıimıştı, 40 sone’den oluşan bir kitaptı bu. Sayın Halman 0 günden bugüne raşmış, didinmiş, sonelerin tümünü (154 sone) dilimize a.zandırmış. Kendisini kutlarım . Kitabın k “Çeviri İlkeleri” adlı bölümünde şöyle diyor Halman: “Bu çevirilerde anlam, duyarlık, düşünce, benzetme ve eğretileme, söyleyiş, ses ve söz uyuşumu, ritm, uyak ve biçim bakımından Sonelerin aslına bağlı kalmak amacı gudülmüştür. Ama körü körüneadakattan kaçınılmıştır. Uyarlama ya da s Türkçe’de yeniden söyleme gibi yollara öte yandan, Türkçe’nin hakkını yememek, başvurulmanıış; Soneleri güzel Türkçe şiirler olarak çevirmek “ üzerinde durulmuştur. Iyi bir çeviri için uyulması gereken ilkeler bence de bunlardır. Talğt Sait Halman’ın başarısı, sadece tngilizceyi iyi biimesinden değil, ozan olmasından da kaynaklanıyor. Çevirilerin Ingilizce asıiları ile karşılıklı basılması, meraklı okura, çeviri ilkelerinin nasıl uygulandığı ustüne düşünme olanağını da verecektir. Artık sonelerinin tümü anadilimizde elimiShakespeare’in zin altındadır. Ne denli sevinsek yeri. Bu güzel kitaptan, güzelliğingeçiciliğinianlatan bir soneyi ahyorum yazıma, bu tema Shakespeare’den önce de işlenmişti, çağın modası idi nerdeyse. Saatler ben saydıkça geçiyor da peşpeşe, Nurlu gün, bakıyorum, çirkin geceye göçmüş; Görüyorum soluyor, yaşlanıyor menekşe. Kapkara büklümleri kaplıyor apak gümüş. Yapraksız, çıplak kalmış ulu ağaçlar işte; Sürüleri sıcaktan koruriardı eskiden, Yeşilyaz ekiniydi: Şimdi devrilmiş de Aksakal, salkımsaçak, şu arabada giden. Düşünmeden edemem senin güzelliğini: Sen de çökersin vaktin yıkıp geçtikleriyle, Çünkü tatlı ve güzel, herşey harcar kendini, Yetişen ta.zeleri görüp koşar ecele, Kimse karşı koyamaz zamanın tırpanına, Kendi soyun direnir o kıyarken canına. 28 NİSAN 1989 Şifr Çevirisi ve Yeni Bir Yapıt MELİH CEVDET ANDAY Unlü Fransız ozaflı Jean Cocteau, “Bir şiir hiç ‘ bir dile çevrilemez, yazılmış olduğu dile bile’ demişya, bakmayın siz ona, gerçekte onun niyeti, bir ‘ şiirin ‘yazdmışolduğu dile’ çevrilemeyeceğinibelirtmek. Sabahattin Eyuboğlu, bir yazısında, Ahmet Ilaşim’in, Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden dizesini, Bu ağır ağır çıkacaksın Biçimine döndürür ve “Gördünüz mü, şiir bozuldu” diyerek dizenin kendine Özgüyapısına, anlam değişmese bile, dokunulamayacağını Benim gösterir. öğrenciliğimde edebiyat öğretmenleri, gene de sürdürülüyor mu bilmem, şiiri düzyazıya çevirtirlerdi.Diyeceksinizki, bir dize düzyazıya kendi çevrildiğinde, dilindebile şiirliğiniyitirirse,başka bir dile çevrildiğinde neden yitirmesin? Doğrudur, her çeviri şiir. özgün yapısından. az ya da çok, uzakiaşmıştır. Ama bu etkinliğin gitgide artan bir hızla süriip gittiğine ne demeli? METİS ÇEVİRİ dergisinin 1989BAHAR sayısında (son sayı) okudum; Anatole France, çevirinin olanaksız bir şey olduğunu söyleyen bir dostuna, “Kesinlikle öyle” demiş, “bu gerçeğin kabul edilmesi, çeviri sanatında başarının gerekli ‘ Olanaksızdır diyeceksiniz, ama gene önkoşuludur’ başarıya ermeğeçalışacaksınız. Çeviri sanatının ilkesi budur. Ingiliz ozanı W.H. Auden’in de çok güzel bir denemesivar dergide, bu konuya değinen. ama işi adam akıllı zora koşuyor ozan bu denemesinde, diyor ki: . . . S konuşanla dinleyen aynı dili kullansalar bile, her ikisi de çeviri yapmak zorundadır, iki kişi anadillerini hiçbir zaman bütünüyle aynı biçimde konuşmaz. Orneğin bir arkadaşımın. bana, birine aşık olduğunu söylediğini varsayalım. Onu anlayabilmek için benim kendime iki soru somiam gerekir. İlkjn: ‘Arkadaşımın tanımladığına benzer bir deneyim benim başımdan geçti mi?’ İkinci olarak da, ‘Geçtiysebu, benim aşık olmak diye tanımlayacağım deneyim mi’” Ayrıca gerek onun deneyimini, benimkini iyiceanlayabilmek istiyorgerek sam, Batı ekininde geliştiği biçimiyle ‘aşık olma’ kavraınının tarihçesi hakkında da bir şeyler üstelik bu kavranıın bilinmediğiülkelerde bilmem, insanların bizim deneyimlerimizdennasıl bir yaşayan anlam çıkaracağım hayal etmeğe çalişmam Ama insanoğlu her zaman çeviri yaptı, karşısındakini iyice anladı ya da anlamadı, ama çevirionun için hep bir zorunluluk olarak çıktı ortaya, özellikle düşmanını anlamak için gerekliydi bu. “Ne diyor? Amacı nedir?” Prof. Nermi Uygur, kendisiyle bu konuda yapılan söyleşide, çeviri sorununun dokunulmadık bir yanını bırakmıyor, dergiyi görmeyenlere okumalarını öğütlerim, şöyle diyor bir yerde: “Insanın öbür adı çevirici olmalı. Yaşamak çevirmektir. Çevirerek yaşar insan. Çevirmeden yaşamok. Daha biyolojik. fizyolojik aşama bir y çeviri. Alınan besin ile içe çekilen havanın nasıl enerjiye dönLiştüğünüşöyle bir düşünmek yeter. Bir sanki biz. Aldığımızı, karıştırıp Öğüterek havanız sindiririz. Kesin sınırlarla birbirinden ayırt edilmese de, biyolojik aşamanın ötesi, insan toplum tarih kültür boyutumuzsa: Algılar, duyumlar, kavramlaştırmalar, düşünmeler, insanlararası ilişkiler, toplumsal algılar, hukuktan ekonomiye, eğitimden PENCERE İnsancıklar... Osmanlı bilgesi, sürecini ünlü özdeyişiyle vurgularrıış: Hüda gostermesin asarı izmihlal bir yerde... ANAP iktidari şimdi yıkılışını yaşıyor; ‘ibret” tablolarıyla birikte insan manzaraları” sergileniyor. Oysa eskiden böyle miydi? * Tonton sancak dalgalana dalgalana yürürken gerdanıni kısar. sağında solıjnda secdeye gelenleri “küçük dağları ben yarattım diye süzerdi. Çanak yalayicılar susta dururlarken Tonton’un gözlerinin içine bakarlardı. Tonton, Atatürk bir yana, Fatihten büyüktü. DevriOzal, Osmanli’daıı öte, altmış yı”ık de tarihinde görulmemiş bir “transformasyon”u dörtbeş yıcumhurıyet la sığdirmış; ülkeye cağ atlatmışti. Tonton, Çini kadar gittiği her yerde devlet büyüklerine ekonomi Patagonyaya dersi verir: ‘konut soytarisı’ gazeteciler dalkavukluğun şakşakçılığında yinelerlerdi: En büyük sensin!.. Tonton neydi. ne olmuştu, ne olacaktı? Altmışına dek terbiyeli büroı<rat kimliğindeki Tonton, kendinden geçmiş. lodos yiyen Şehir Hatları vapuruna dönmüştü; artık tut tutabilirsen... Ah. eskiden ne güzeldi’.. * ARADA BW Ergin OKUTRLAIIDAN Eminönü büstünün bulunduğu kaidenin arka görüntusun o köşeye çevresini yeniden düzealeyip çok yaraşan Ata ‘nın bir onarımını yaparken, büstün de mask ‘t bulunmaktadır. Ve eski özelliğine kavuşması için sonradan 12 Mart 1971’den ‘‘ birkaç gün sonra MTTB binası çalışacak diye özet bilgi verilmiştir. kapısı mühürlü olduğu için, o 22 Nisan 1989 günlu Haber, seı’indiricidir, çok köşeyi daraitan bir kapı (bir Cumhuriyet ‘te, foto grafit bir gecikmiş saygın bir ödevin gece yarısı) açılmış, üst böliime haberde: “Cağaloğlu ‘ndaki daha sonra 21 Haziran 1971 yerine getirilmesi anlamını ve Turan Emeksi: büstünün tarihini gösteren bir ‘vakıf’ değerini taşımaktadır. çevresi yeniden düzenlenip levha.sı konmuştur. Bilindiği ve oradan geçenlerin onarılıyor. 28 Nisan üzülerek tanık oldukları gibi Gerek o yerle gerekse Turan şehirlerinden Turan Emeksiz ‘in, sör.ü edilen yerin kirliliği, eski MTTB binası yanında Emeksiz büstüne ilişkin kimi perişanlığı ve bakımsızlığı bulunan büstü, doğa koşulları yazılar gazetelerde yıllardır öylesine bırakılmıştır. sonucu yayımlanmıştır. Örneğin; “Bir karşısında, aşmmalar 0 0 büstü sadece yapı, bir andaç köşe, bozulmuş, üzerindeki yavlar ‘‘ da kazınmışıı. Eminönü “doğa koşulları bozmuş, Cumhuriyet 19.3.1981”, “Yine 0 köşe, Cumhuriyet Belediyesi, Emeksiz‘in aşındınnış değildir. Büstün Prof Dr. Müh. B Sayılarla asınımız... uğGazeteler, dünyanın aynalandır. 1. Elıis teşekkürler... Bir ülkenin ekonomik gelişmişlik düzeyi çeşitli karakteristik Bunlar kişi başına gayri sabüyüklükler yardımıyla ifade ii milli hasıla, çelik üretimi, elektrik üretimi gibi göstergelerdir. Kuşkusuz bu büyüklükleri kullanım alanına bağlı olarak her zaman mümkündür Peki, bir ülkenin ‘uygarlık” düzeçeşitlemek yi hangi büyüklükler ile ifade edilebilir? Bu sorunun pratik ve kestirme yanıtı ise ‘ gazete tiraj ‘larıdır.Gerçi gazete tirajiarı, buna bağlı olarak tüketimi” de ülkenin ekonomik gelişmişlik düzeyini uluslararası platformda belirli bir ölçüde yansıtabilir. Ulkemizdekigazete tirajlarınıncılızlığı,öteden beri basın dünyarnızda bilinen, tartışılan ve ivedi çözüm bekleyen bir problemdir (1). Ilerleyen satırlarda verilen sayısal göstergeler ve bunların istatistiksel değerlendirmeleri ne yazık ki gazete tirajlarının matematiksel biçimde bir kez daha belgelemektedir. cılizlığını Sayın Okay Gönensin’in Okurlara” köşesinde verdiğideğerler (1,2) istatistik matematiği ile değerlendirildiğinde şu sonuçlara ulaşmak mümkündür: . 1987 yılıverilerine göre: ülke çapında dağılımıyapılan 13adet gazete, toplam tirajın °/o90’ınıoluşturmuştur. 43 adet olan mahalli gazetelerin toplam tirajıyaklaşık 300 bin adet dolayındadır. . 19821988dönemi için ülke çapında dağılımı yapılan büyük gazetelerin (Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet,Günaydın, Güneş, TerTao, Yeni Asır,Sabah. günlük ortalama net satışları, 260 mılyon adettir. Mahalli gazete tirajları da eklendiğinde ülke genelinde toplam tira) 2.9 milyon adet mertebesindedir. 1985 değerleri üzerinden yapılan hesaplama sonuçlarına göre 1000 kişi başına düşen gazete satışı ancak 65’tir. Örneğin, s Isveç’teöz konusu büyüklük 570’tir.Bu karşılaştırma, ülkemizde gazetelerin ne kadar az okunduğunu açık seçik ortaya çıkarmaktadır. Incelenen dönem içinde en az tiraj (ülke çapında dağılımı yapılan büyük gazeteler için) ve en fazla tiraj sırasıyla 2.36 mil(1984)ve 2.99 milyon(1985)olarak gerçekleşmiştir. %95 olasılık için ortalama tirajın alt ve üst sınır değerleri ise sırasıyla 2.38 ve 2.82 milyon adet olarak hesaplanmıştır. . Aynı dönem için büyük gazeteler içinde Hürriyet, ortalama 0,667 milyonadet tirajı ile ortalama toplam tirajın %26.6’sını Bir oluşturmuştur. anlamda tiraj “değişkenhiği” olarak yorumlanabilecek katsayısı” adı geçen gazete için %6 bulun“değişkenlik muştur. Diğer kelirnelerle Hürriyet Gazetesindeki ‘ tirnj değişkenliği”ninoldukça az olduğu söylenebilir.Buna karşın, Günaydın ve Tan gazetelerine ait “tiraj değişkenliği” %55 doayındadır. incelenen dönem için büyük gazetelerin ortalama toplam tiraj içindeki yaklaşık payları şöyledir: Cumhuriyet %3.95, Hürriyet%25.6, Milliyet%9.8, Günaydın %11.4, Güneş: %8.9, Tercüman %7.9, Tan %175 Yeni Asır, %3, Sabah 0/011.6 Aynı dönem içinde gazete kAğıdına 12 kere zam yapılmıştır. Dönem başında birimtonun fiyatı98 bin TL. iken 1989ocak ayında milyon TLye tırmanrnıştır. Başka bir anlatımla, kAğıt 1.39 7 fiyatı yıl içinde 14 kere katlanmıştır. Ocak 1988 itibarı ile artış oranı %119 mertebesinde olup tüketici fiyatları endeksine göre belirlenen enflasyon hızının yaklaşık 1,36 katıdır. 19801989 yılları içinde gerek kAğıtfiyatları, gerekse gazete satış fiyatlarının gelişim trendinin “üstel” bir fonksiyon ile ifade edilebileceği belirlenmi Orneğin; 1990 yılıiçin çıkartılan ifadesi yardımıyla ve gazete satış fiyatı sırasıyla 1.79 milyon TL ve kağıt 600625 TL olarak kestirilebilir. • 24 Ocak 1980’den 16 Ocak 1989’a kadar gazete kAğıt ile gazete satış fiyatları arasında yapılan korelasyon fiyatları analizinde yakın bir korelasyon katsayısı elde edilmiştir. Daha ‘bire” açık bir deyişle, gazete satış fiyatlarınıbelirleyen en belirgin faktör “kAğıt zammı”dır. Basınımızla ilişkin yukarda yapılan istatiksel değerlendirmeler üzerinde düşünülmesi gereken bir tablo çizmektedir. Fevkaladekağıt zamları basınınıızı çok ciddi ‘tiraj problemi” ile ağır karşı karşıya bırakmıştır. Türk ulusunun daha aydınlık, daha olabilmesinin yegane yolu gazetelerirrıizin çok uygar okunmasından geçmektedir. Bunun gerçekleştirilmesi ise siyasal iktidarların görevi olmalıdır. ulusal (1)0. GÖnensin; Hesabı,6 Şubat 1989,Cumhuıiyet azetesi G (2) 0. GÖnensin: ŞimdiNeOlacak?,30Ocak1989, Cumhuriyet azetesi. G 23.7.1981 “Bir şehidin andacı, Cumhuriyet 8.12.1983”. Ama nedense nedense değil, nedenleri az çok biliniyor ilgili ve yetkililer suskwıluğu yeğlemişler; ne o köşeyi ve çevresini düzenleyip eski görünümüne kavuşturmayı düşünmüşler ne de o Ata maskını ve Turan Emeksiz büstünü kaldırmayı... Yukarıdaki haberden anlaşıldığına göre bu ilk görev, Eminönü Belediyesi’nin imiş. Teşekkürler, saygılar. KEMAL ÜSTÜN Kadıköyİstanbul Bırdenbire ne değişti? Yel üfürdıi, su götürdü. yelken süpürdü. ANAPıktıdarıdaha beş yıllıkiken bır tozkoparan firtinasi Tontona en buyük sensin diyen aynalar çatladı. patad:, Bir sabah gozlerimizı açtık ki Aaaa’. 0 da ne?.. Her şey değışivermış. Meğer yaşananlar ruya imiş: televizyonda yaratılan renklidünTonton tıs frs çıkmiş. 21.75lik olmuş... ya yalan Gözler fallaşı gibi açılıp gerçekleri görmeye başlamaz mı? Isadamı Tonton, sana güvenmiştık.. Bürokrat: Neme /azım, ben şimdiden ayağımı denk tutayım... Konut Estek, köstek.. ANAPlı millelveı<ili: Senden büyiik Allah var Genel rnudür: Alternatıf kim?.. Müsteşar: Hanım. bizim beyefendi gitti gider. Semra: Ah yine mıdem tuttu Vaşington: Dosyasını kapatalım mı?.. ANAP’adayanıp yolunu bulanlar şailak mallak; muhalefet davul zurna. def dümbelek... Onemli işler müdürleri’ toplantıda Bendenize göre... Arzedeyım... Herkes kiçin kiçın geriye çekilıp manevra alanı yaratmaya suratlardaki rT’askeierkuşkunun şafağinda gecenin çalışıyor ikirciğinı sakliyor Ne oldu bu insancıklara?. * 1 Ah. ınsancıklar !nsancıklar Insan olmak varken kimilerineden nsancık oluyorlar? Sözde büyük. sağa sola Carlcurt. ona buna hot zot derı<en gümbürrr... Iktıdara gelsiyle gidisinin eşdeğerini alçakgönullüğün erdemine sığdıracak olanları ne zaman görebıleceğiz? Demokrasi kulturürıde liderlik kimliğini ruh oengelerine sindiren kişilere gereksinme var: ama nerede o adamlar?. Tonton neydi? Ne oldu? Ne olacak” Kısacık b’r sürede gozlerirnzn orıünden sinema şeridi gibi akıp giden Tontonun öykusunde son’ nasıl noktalanacak? Son nasıl noktalanırsa rıoktalarısın. çıkarılacak ders bellidir: Insan olmak varken insancık olmaya özenmeyelirrı; sonra gün gelır aynalara bakacak yüzümüz kalmaz. TEŞEKKÜR Sevgili kızımız CANSU’nun .. . . 4 doğumunu büyük bir başarlyla gerçekleştiren; SSK İstanbul Hastanesi Kadın Doğum Servisi Şefi, Gyn. Opr. Dr. Hulkiye TURGAY’a ‘>1.: . ‘, . . ve ameliyat ekibinden; Anestezi Uz. Dr. Rıfkı UYGUR’a Dr. Ozden’e Dr. Fethi Pınar’a Dr. Şule Uyumaz’a ayrıca yakın ilgilerini gördüğümüz Servis Sorumlu Hemşiresi Sadiye Çerkes ve servis hemşireleri Azime Aşnur Sezer, Neşe Kadayıfçı, Hatice Keleş ve Gülser \‘urtışığı’na sonsuz teşekkürü bir borç biliriz. :• .. •‘.‘. ŞADİYEÖZDEMİR’İN ANISINA Moral ve analık desteğini ülkemizdeki insanca bir düzen mücadelesinde yeralan hiç kimseden esirgemeyen, lsveç’de politik göçmenken yasamını yitiren Şadiye Ozdemir’den kalan insanca hatıroyı yasatacağiz. . ,. ...“.. PERİHAN ALİ 1 ‘ar Eşi İsme? Özdemir (TÖBDER eski merkez yöneticisi), Çocukları Yasar ve Emine Ahmet Kaçmaz, Gültekin Gazioğlu, Mustafa Duru, Yaşar Arıkan 1979YIlI iĞFIA PL467 TEOSIRUYARINCA SiGARA ZARARLı CiR 1 . “Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir.” AKAQEMİ EDEBIYAT ODULLERI 11. YIL Akademi Kitabevi Ödüllerigenç yazarları teşvik amacıyla verilmektedirve bu yıl 11.kez verilecektir. Ödül verilecek dailar: Şiir.Oykü, Roman, DenemeEleştiri, Anı, lncelemeGezi, Çocuk Yazinı (Yaş sınırı Şiir dalında 30, diğerlerinde 35’tir) Birinciliködülü kazanan yapıtların yayımı Akademi Kitabevi’nce sağlanmaktadır. Katılacak yapıtların 31 Mayıs 1989 tarihine kadar 10 nüsha olarak yazarın özgeçmişiyle birlikte şu adrese gönderilmesi gerekir: Akademi KitabeulOdül Sekrelerligi, Seçici Kurul: Sami Karaören, Onat Kutla!,OkayGönensin, Ulku Ayvaz, Adnan Özyaiçıner, Kemal Ozer, Aziz Çalışlar, Alpay Kabacalı, Refik Durbaş. VEFAT Taşlıca eşrafından Koryerıiçve Selmanoğluailelerinin oğlu: Osman Nuri, Leman, Mete, Rezzan, Celal, Perihan, Galip. Muzaffer’in enişteleri; merhume Nezahat Alp ve Nlelahat Selmanoğlu’nunkardeşleri; Ragıp, Şahin Nledime’nin amcaoğlu, ErolNilüfer, Suna, Necdet, Tuno. Ercan, Aynur, Selim, Ömer,Ervin, Erdal’ın sevgiliDAYO’ları,Kadriye Selmanoğlu’nı,ın kıymetlieşi AĞUSTOSGENELGESI.veriien sozlere rağmen. direnişienn hemerı arkasından konmaya çalışılmış ve hak gaspları devam etmıştir. Herseçen gün, yeni keyfi kısıtlamalann yaşandığı NAZİLLİTİPİCEZAEVInde kurumlaştırılmayaçalişıları baskılara E karşı.direnişin bedel, keyfi hücre cezaları. dayak, inlaz yakma tehoıdı ve uygulamaiarıdir. lnsarıiıkonuruna yönelikıŞkence ve baskıları protesto etmek ve ıakıarimızıalmak Çin 24 NİSAN 1989 tari?’ıinde Siiresiz GREv1’nebaşladık. AÇLIK Demokrat amuoyunu onurlu direnişimzde bize destek vermeye k Çağırıyoruz. Turncezaevierırıde E de o’duğu gibi NAZİLLi TlPI CEZAEVİ’nde 40 gunu bulanaçlıkdırenışieri ve demokrat kamuoyurıurıhaklı tepkılerıyleuygulama imk4rııortadankaldırılan DUYURU Haydi 1 MAYIS’a Yer.’Şişli A bidei Hürriyet Meydan t Saat: 12.00 BESALET Cenazesi 28 Nisan 1989 GÜLAY ZEKARiVAÇELiK, EKİNCi, HÜSEYiNARLIER, HASRET KUŞ, HÜSEYiNGÜRES, ZAFER KOÇ, BİÇER, SÜLEYMANKARAKURT,ALİ FAİK ÖZKAN, METİNKAPLAN, MEHMETBAŞER TERTİP KOMİTESİ PETROLİŞ, OTOMOBILİŞ. LASPETKİMİŞ,DERİİŞ, TIMTİS. BASIN.İŞ. 26.4.1989gunu Hakkın rahmetine kavuşmuştur. günu (bugün) Kızıltoprak . Camii’nde öğle namazından sonra Karacaahmet Meıarlığı’na defnedilecekıir. Allah rahmet eylesin. KERMES KADIKÖYANADOLU LİSESi DOSTLARI Nisan Pazar okalimızdeyapılacak zengırı kermesimıze bekliyoruz KALAile Birliğııçoruma Derneği. Giriş ücretsizdir. AİLESİ