Katalog

CUMHURİYET/16 SPOR 28 NİSAN 1989 Milliler ve teknik adamlar 10 mayıstaki maçtan umutlu: Sovyetler'i yeneriz nak. Üstelik biz de artık iyi bir duzeydeyiz" diyenler de var. Görüşlerini aldığımız futbolcu ve teknik adamlann Sovyetler Birliği hakkında değerlendirmeleri ve 10 mayısta yapılacak karşılaşma için düşünceleri şöyle: Rtdvan: Fazla bir teknik özellikleri yok. D.Almanya maçında da görülduğü gibi üç kez gol pozisyonuna girdiler ve bunlan değerlendirdiler. Aynca estetik özellikleri de yok. Maçta güzel bir hareket göremedim. Burada, Sovyetler Birliği'ni yeneceğiz. Buna gücümüz var. Ancak Galatasaray'la oynayacağımz maçta umanm millilerden biri sakatlanmaz. Sovyetler maçı düşünülerek kupa maçının tarihi ileriye almmalıydı. Çünkü Roma'ya gitmek için 40 yılda bir fırsat yakaladık. Bunu iyi değerlendirmeli, maça güçlü çıkmalıyız. Mustafa Deoizli: Milli takımda görevli olduğum dönemde kuralann çekilmesinin ardından Roma'ya gideceğjmizi söylemiştim. O zaman bu değerlendirmem kuşkuyla karşılanmıştı, hatta inanmayanlar bile olmuştu. Avusturya yenilgisinden sonra Roma yolunun kapandığıru söyleyenlerin sayısı da az değildi. Ama görülüyor ki milli takım artık rayına oturmuştur, artık geriye dönüş olmaz, Roma'ya gideceğiz. Veselinoviç: Sovyetler Birliği çok güçlü bir ekip. Kolektif futbol oynuyoriar, fiziksel kapasiteleri çok yüksek. 10 mayıstaki karşılaşma çok zor bir maç olacak. Ama ttalya'ya gidecek 2. takımın Türkiye olacağına inanıyorum. Birinci takım, benim gözümde Sovyetler. Türkiye'nin ttalya'ya Teşvik turnuvaları Spor Servisi Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği, okullara yönelik faaliyetlere başladı. Basketbol ve voleybolda 6 lisenin katıldığı teşvik turnuvaları önümüzdeki ay yapılacak. Fenerbahçe Lisesi, Kenan Evren Lisesi, Kadıköy Anadolu Lisesi, Sentiha Şakir Lisesi, Belde Lisesi ve Anakent Lise'sinin katıldığı turnuvada basketbol maçları 14 mayıs, voleybol maçtan ise 1314 mayıs tarihleri arasında \düzenlenecek. Aynca derneğin halka yönelik r çalışma konusundaki ilk faaliyet de 1 mayısta başlayacak. Bu program hanımlara yönelik olacak. Pazartesi, çarşamba ve cuma günkü bu çalışmanm ilk aşamaları cimnastik ve aerobik olacak. ğ Sovyetler Birliği ile 10 mayısta yapacağımız grup eleme maçı öncesi fiyimser bir hava esiyor. Milli futbolcular, büyük bir çoğunlukla ^LfSovyetler Birliği'nin presine dikkatleri çekerken, seyirci ve saha y avantajıyla 10 mayısta yapılacak maçtan galip aynlacaklarını söylüyorlar. Teknik adamlardan Yücetürk ve millilerden Oğuz, Sovyetler Birliği maçı öncesi şanslann eşit olduğunu belirtiyorlar. Spor Servisi Dünya Kupası grup eleme maçında 10 mayısla Sovyetler Birliği ile yapılacak karşılaşma öncesi Milli Takıma umutla bakılıyor. D.Almanya önünde Sovyetler Birliği'ni televizyondan izleyen milli futbolcular ve teknik adamlar iyünser düşünüyor. Sovyetler Birliği'nin D.Almaııya önünde 30'lık galibiyetini ve oyununu değerlendirenlerde 10 mayısta yapılacak maç öncesi iyimser bir hava esiyor. Görüşlerini aJdığımız milli futbolcular ve teknik adamlar, Sovyetler Birliği'ni iyi pres yapan, kolektif futbol anlayışına sahip bir ekip olarak değerlendiriyorlar. Ancak teknik düzeylerinin ust düzeyde olmadığmı söyleyenlerin yanı sıra saha ve seyirci avantajını vurgulayarak "Bu önemli bir ola KAHRAMANMARASTÂN K. Maraş'ta oynayan ve Fak Fun Fon'a düşen Brezilyalı futbolcu Barbosa'mn matematik öğretmeni olan eşi Klavca, "Brezilya'daki yüzde 610'luk enflasyondan kaçtık, Türkiye'ye geldik. Ama bu gidişle Türkiye de Brezilya'ya benzeyecek" diyor. ÇETİN YİĞENOĞLU K.MARAŞ Ülkelerindeki enflasyon oranı o yıl yüzde 610 olmuştu. Bir yü sonraki göstergelere göre bu rakam yuzde bine gidiyordu. Dünyanın bir uçundan daha iyi bir yasam için gelraişlerdi. Amaçları "zengin" olmaku. Ancak geldikleri ülkede "zorunlu oruç" tutmak zorunda kalacaklar ve sonunda o ülkedeki iktidann yoksullar için kurduğu Fak Fuk Fon'a düşeceklerdi. Kahramanmaraşspor'un dttştüğü bunalım Brezilyalı futbolcuların insan olarak en temel gereksinmeleri olan beslenmelerini bile sorun yapmış, güç durumda bırakmıştı, ama K. Maraş'ın yardunsever halkı vardı. Futbolcuların "zorunlu oruç"u eşdost, konukomşunun yemek davetleriyle sona erdi. Brezilyahlar şimdi, "artık oruç bitti, sıra bonservis sorunumuzda" diyorlar, ama Fak Fuk Fon'un isteyebileceği, "yoksulluk belgesi"ni nasıl sağlayacaklarını da henüz bilmiyorlar. Türkiye'ye geldikleri geçen yü Brezilya'daki enflasyon oranı yüzde 610'du. Bu yü ilk aylardaki verilere göre ise enflasyonun yüzde bini bulacağı sanıbyor. 29 yü süren dikta rejiminden sonra Brezüya'da ekonominin bozulduğunu, ücretlerin düşük, yaşamın dayanılmaz ölçüde pahalı olduğunu anlatan Küavca, "Bu gidişle Türkiye de Brezilya'ya benzeyecek. Enflasyon devamlı artıyor. Brezüya'dan enflasyondan kaçtık. Ama burada aylık bin dolarhk hakkımızı alamayınca çok sıkıntıya düştük" diyor. Yoksııl futbolcu olmak... Her sey »ar, para yok Brezilya'da enflasyondan kaçtıklarını, Türidye'de ise daha büyük sıkıntılara düştükierıni söyleyen Brezılyalılar alışverişte. Kahramanmaraşspor'daki Brezilyalılar'ın zorunlu orucu sona erdikten sonra Miranda, eşi Monika ve oğlu Aleks kaleci Ferhat'ın konuğu olarak Antakya'ya gitmişlerdi. Barbosa, eşi Küavca ve Vinicius'la Barbosa'mn evinde ikindi kahvaltısı yaparken görüştük. "Aym koşullarla Brezilya'da karşüaşsaydınız durumunuz ne olurdu" yolundaki sonımuzu Barbosa yanıtladı: "Evet.'Brezilya'da yüksek enflasyon var, herkes çok etkileniyor, ama çalışanların buna karşı silahlan var. tşçiler grev yaparak haklannı alıyor. Gelmeden önce Türkiye'yi tanıyor muydunuz? Hayır pek tanımıyordum. Arkadaşlar, "gitme" dediler. Korka korka geldim. Bu sorunumuz olmasaydı, başka şikâyetimiz olmayacaktı. Boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz? Televizyon seyrediyorum. Kazak örmesini, Türk yemekleri yapmasını öğrendim. Türk yemeklerini nasü buidunuz? tçli köfteyi çok seviyonım. Şiş kebap, Adana, çok güzel. Yapmasını da öğrendim. Barbosa giriyor söze: Brezilya'ya gidince lokanta açmayı duşünüyoruz. Türk yemekleri sunacağız. Bizünkiler pek sevecekler. Ama bir problem var: Yemekler çok acüı. Birinci ligde K.Maraşspor dışında hangi takımı tutuyorsunuz? Galatasaray, Rıdvan çok çabuk, çok kıvrak bir futbolcu. Vinicius da Türkiye'yi ve Türkleri çok sevdiğini belirtiyor, ancak vaşadıklan şanssız olaya çok üzüldüğünü söylüyor. Evet, Brezilyalı futbolculann "zorunlu oruç"u yardımsever Kahramanmaraşlüar sayesinde bitti. Köklü sorunlanmn çözümüne ilişkin dilekler, Muslümanlann genellikle ramazan ayının sonunda verdikleri fitre ve zekâta kalmamasıydı. Bir de Kahramanmaraş'da yoksulluğunu kamtlamak zorunda kalan futbolcu olmak zordu. gitmesi için Avusturya maçını mutlaka alması gerekli. Sovyetler Birliği maçı için yenidçn "zor" diyorum. Yıldız futbolculan yok, ama kolektif anlayışlan üst düzeyde. Yılmaz Yücetürk: Sovyetler'le şansımız yan yarıya. Bence Sovyetler Birliği teknik ve komple bir takım. D.Almanya maçında da oyuna presle başladüar. Buradaki maça gelince... Teknik adamlan var. Ancak bizde teknik ve çabuk adam sayısı daha fazla. Onların presini bozacak futbolcularımız var. Bu arada Sovyetler'in kondisyonunun da çok iyi olduğunu belirteyim. Khidiotulin'in yerine oynatüan genç liberoyu beğendim. D.Almanya karşısında tam kadro oynamadılar, ama iyi olduklarur gösterdiler. tstanbuTda yapılacak maçta bizim şansımızı, Sovyetler'le yarı yarıya görüyorum. Ynsnf: Maçın ilk yansını izledim, çok iyi pres yapıyorlar. Hemen hepsi iyi oyuncular, ancak bizim kadar iyi olduklannı söyleyemem. tstanbul'da biz onlardan daha şanslıyız ve avantajlıyız. Zorlu bir mücadele olacak. Hasan: Sovyetler'i o kadar iyi bulmadım. Yani beklediğim gibi çıkmadılar. Buradaki maçta eşit şanslara sahibiz, ama preslerine ve uzun toplanna "dikkat" diyorum. MusUfa Yücedag: Sovyet Birliği karşısında da D.Almanya'ya olduğu gibi korkmadan cıkacağız. Yeneceğimize inanıyorum. Coskun Özan: Sovyetler Birliği D.Almanya maçında da görülduğü gibi fizik gücü çok iyi bir takım. Aynı zamanda çok iyi pres yapıyorlar. Ancak bunlara rağmen teknik kapasiteleri iy olmayan bir ekip. Buradaki maçta ev sahibi olmanın avantajını kullanacağız. Bu nedenle "şanslıyız" diyorum, ama yine de küçümsemeyelim... Şenes Erzik: Maçı televizyondan izledim. D.Almanya iyi bir futbol ortaya koyamadı. SSCB ise, Avrupa Şampiyonası'nda Hollanda ile yaptığı final maçındaki futbolundan çok uzak göründü. SSCB'nin D.Almanya karşısındaki futbolu bizd ümitlendirdi. SSCB'yi Türkiye'de yenebUiriz." Gordon Milne: Sovyetler BirliğiD.Almanya maçının sadece küçük bir bölümünü izledim. Ancak buradaki maçın kolay olacağını sanmıyorum. Bu yıl Tttrk milli takımının aldığı başarüı sonuçları göz önüne alırsak Sovyetler Birliği'nin endişeli olacağı muhakkaktır. önemli olan buradaki maçı kaybetmemek. Semih: Sovyetler Birliği adeta rakibine futbol oynatmadı. Çok iyi pres yapıyorlar, yani iyi bir ekip. Ancak biz burada seyircimizin desteğiyle onlan yeneriz diye düşunüyorum. Ugur: Çok iyi bir ekip, iyi pres yapıyorlar, çok koşuyorlar, aynı zamanda son derece disiplinliler. Ben özellikle Zavarov'u beğendim. Buradaki maç için belli olmaz diyorum, ama kazanmak için sahaya çıkacağız. Sanıyorum onlann presine karşüık olarak biz de pres yapacağız. Bu anlayış maçın sonucunu belirleyecek. Oguz: Bence Sovyetler Birliği çok güçlü bir ekip, teknik kapasiteleri de yüksek. Buna karşın yenmek için sahaya çıkacağız ya da en azından bir beraberlik. Gokhan: Sovyetler Birliği'nin kariyeri belli. Çok iyi bir ekip. Burada yenmek içinoynayacağız. Sundermann Malatya'da Spor Servisi Malatyaspor, Trabzonspor'un eski çalıştıncısı Federal Almanyalı Teknik Direktör Jurgen Sundermann'ı, iki yıllığına takımın başına getirdi. Sundermann, aynca Malatya'da kurulacak futbol okulunda gençleri eğitecek. Sundermann, dün Başkan Metin Kaya Çağlayan'la, bürosunda son bir görüşme yaptı. Görüşmeden sonra imza atıldı ve başkan Çağlayan, Sundermann'ın elini sıkarak, "Hayırlı olsun" dedi. FeMrMn umudu Aykut, küçük yaşlarda kazandığı teknik becerileri ile kalabalık savunma oyunculan arasında kolay gol yolları bulabilen yıldız bir tutbolcu Gol makinesi Aykut O, Gültepe'nin tozlu sahalarında yetışen, Altınmızrak formasıyla gelişen ufak tefek sarışm bir futbol cambazının Fenerbahçe formasmda olgunlaşmasıdır. METtN TÜKENMEZ 1983 yılında Beykoz takımında görev yapıyordum. Hafta arası bir amatör takımla antrenman maçı almıştık. O hafta Çeliktepe takımıyla maç yaptık. Maç sonunda en çok dikkatimizi çeken olay, karşı takımda oynayan ufak tefek sarışın çocuğun oynadığı futboldu. Kim bu çocuk diye sorduğumuzda, "Altınmızraklı Aykut. Henüz genç takımda oynuyor" yanıtını aldık. Daha bir amatör takımın genç takımında oynarken, futbolun gereklerini profesyonel oyuncu gibi yerine getiren o sanşın çocuk, beş yıl sonra Fenerbahçeli Aykut oldu. Sanyer'e giden Büyükdere caddesi, Levent'lerle, Gultepe, Çeliktepe ve Sanayi Mahallesi'ni birbirlerinden ayırır. Yolun solunda kalan Gültepe, Çeliktepe ve Sanayi Mahallesi genellikle işçi kökenli ailelerin oturduğu semtlerdir. Bu semtlerin çocuklarının oynayabileceği tek bir futbol alanı vardır: Philips Fabrikası'run sahası. Beşiktaşlı Sinan, Malatyasporlu Zeynel, Bursasporlu Çetin, Beşiktaşlı Gokhan, Galatasaray.lı Metin gibi Aykut da Philips sahasının tozundan payım almışür. tstanbul'da eskiden futbol oynamış, çeşitli nedenlerle antrenör kursuna gidememiş, ama işiyle birlikte futbola olan tutkusunu semt çocuklarına abilik yaparak gidermeye çalışan isimsiz futbol antrenörleri vardır. Aykut, oturduğu evine yakın olan Gültepe Meslek Lisesi'nin bahçesinde ilk futbol bilgilerini aldı. Şu anda elektrik mühendisi olan. Aykut'un mahalledeki ilk hocası, "Okuldan çıktıktan sonra bir top alarak lisenin bahçesine giderdik. Ben ortalardım. Aykut vole ve kafa vururdu. Bu çalışma her gün saatlerce surerdi. Aykut o zamanlar 1213 yaşlanndaydı. Bu çahşmayı çok uzun süre devam eltirdik. A\kut >aşının küçük olmasına karşın ber pozisyonda topa vurabiliyordu" diyerek Aykut'un futbolla olan ilk ilişkisini vurguluyordu. Futbol uzun bir evrim geçirerek günümüze kadar gelmiştir. Futbolun meslek olması ile, kazanmak ve kaybetmek olgusu ön plana çıkmıştır. Takımlar kaybetmemek için oynamaya başladılar. Bu da forvetten savunmaya doğru bir yönelimi gundeme getirdi. "Kazanmanın altematifi beraberliktir" düşüncesi, savunmada daha çok adam bulundurmayı gerektirdi. Bu düşünce de, kalabalık savunma arasında etkisiz atak oyunculan uretti. Aykut, küçük yaşlarda kazandığı teknik becerileri ile kalabalık savunma oyunculan arasında kolay gol yolları bulabilen bir oyuncu. Bunun da en önemli nedeni, çok yönlü düşünebilme yeteneğini pratiğe dönüştürebilmesidir. Fenerbahçe'ye tra.nsfef olduğu ilk gunlerde askeıdi. Hazırlık dönemini Aykut'suz geçiren Fenerbahçe'nin en belirgin sıkıntısı, çok gol pozisyonu yakalamasına karşın son vuruşu yapacak oyuncunun olmamasıydı. Aykut'un takıma girmesi ile gol sorununa da çözurn bulundu. Oynadığı ilk maçta, Fenerbahçe deplasmanda oynamasına karşın, bir devrede dört gol atarak takımının lige başarüı girmesinde önemli bir payın sahibi oldu. Tozlu sahalardan çim sahalara Sözleşmeler yenilenecek ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Futbol Federasyonu Başkanı Şenes Erzik, milli takım antrenörlerinin sözleşmelerinin yenileneceğini açıkladı. Erzik, dün Gençlik ve Spor Genel Müdürü Kemal Kâmiloğlu ile görüştü. Erzik, görüşmeden sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, statlar ve personel konularını kapsayan bir protokolün federasyon ile genel müdürlükte 1520 gün içinde imzalanacağım söyledi. Gültepe Meslek Lisesi bahçesindeki ilk hocası, "Aykut, küçük yaşında bile her pozisyonda topa vuran süper bir yetenekti" diyor. Ulkemızde iki ayağını etkili kullanan forvet oyunoısu çok azdır. Aykut ikiayağıyla da etkili çalım atabilen ve topa vurabilen bir oyuncu. Özellikle dripling yaparken, ani yön değiştirerek attığı çalımlar karşı savunma oyunculannı zor durumda bırakabiliyor. Ayaklarına hâkimiyeti ve düşünce zenginliği ile gol sorununa kolay çözüm bulabiliyor. Kısa boyuna karşın yüksek toplardaki zaraanlaması da iyi. Her pozisyonda iki ayağıyla da topa vurabiliyor. Ceza alam içerisinde soğukkanlı olması nedeniyle, başarüı hareketler zıncirini kolayca amaca yönelık yapabüiyor. Malatyaspor maçında göğsüyle kontrol yaptıktan sonra, sağ ve sol ayağıyla attığı goller ligleriraizde az görülen cinstendi. özgüveninin fazla olması nedeniyle, zaman zaman topla aşın oynama isteğini de son maçlarda terk etmiş görunüyor. Fenerbahçe'nin giderek kolektif futbola yönelmesi, Aykut'ta da olumlu yönde gelişme sağlamış. Yeteneklerini kolektif futbolun hizmetine sunduğu anda başansı daha da ar tacaktır. Kondisyonel yeteneklerinin daha da gelışmesi ile etkili pres yapabilecek ve takımına daha çok yararlı olabilecektir. Okçulardan 3 Balkan rekoru Spor Servisi Antalya'da dün başlayan 6. Balkan Okçuluk Şampiyonası'nda Türk sporcular, 3 Balkan rekoru kırdı. Atatürk Stadı 'ndaki şampiyonada, büyük bayanlarda Elif Ekşi 70 metre atışında 307 puanla, genç bayanlarda Selma Ünsal, 70 metre atışında 289 puanla ve genç erkekelerde de Kürşat Aktepe 90 metre atışında 282 puan alarak yeni Balkan rekorlannın sahipleri oldular. 6. Balkan Okçuluk Şampiyonası'na, yarın bayanlar ve erkeklerde 50 ve 30 metre atışlan ile devam edilecek. Eyiip Can galip SKIVE (Cumhuriyet) Dünya klasmamnda kendisine yer arayan Eyiip Can, dün gece Taylandlı rakibi ile yaptığı maçı 30 kazandı. Danimarka'nm Skive kentinde Taylandlı Petchainat Dounjadee ile karşı karşıya gelen Eyüp Can, 8 rauntluk maç sonunda ringden 30 galip ayrıldı. Bu arada, bugüne kadar yaptığı 13 maçın 12 'sini kazanan Eyup Can'a, Avrupa Profesyonel Boks Birliği, İtalyan Pınna'yı unvan maçı için rakip gösterdi. Can 'ın bu maçı eylül ayı sonuna kadar yapması gerekiyor. BASKET YORUM AHMETKVRT Muhalefet veyönetimyayımladıklan deklarasyonla birbirlerinisuçladılar Solakoğlu reformu 18.4.1989 tarihli Basketbol Federasyonu toplantı tutanağı elimize geçtiğinde garip bir heyecan duyduk. Osman Solakoğlu tspanya'da geçirdiği rahatsızlığın belirtilerini Uzerinden atmış, federasyon toplantısına katılmıştı. Toplantı tutanağııun başında adı geçiyordu. Demek ki kaptan gemisinin başına geçmişti... Hem de ne geçiş? Bütün önemli kararlan bir toplantıda almış, adeta biriken basketbol özlemini sergilemişti. Gerçi Solakoğlu uzun süredir çalışmalarım sürdürüyordu. Federasyondaki odasına haftada birkaç kez gelip yine üzerine el yazısıyla yazdığı, önemli yerlerini renkli kalemle işaretlediği bültenlerini yolluyordu, ama yine de federasyon toplantısına başkanlık ettiğini yazılı olarak görmekten mutlu olduk. Belki de iyileştiğinin simgesi olduğu için... 18.4.1989 tarihli toplantının bizi sevindiren bir diğer yonü de "yorum"larımızın ve "Basket" Dergisi'nde yazdıklanmızın "buz üzerine yazılmış" olmadıklannı görmek oldu. Önerilerimizin birçoğu dikkate alınmış, toplantıdan bu doğrultuda "reform" denilebilecek kararlar çıkmıştı. Artık ^bancı oyuncular bizi paramızla rezil edemeyecekler. Bu oyuncuların eylül sonuna kadar olan transferleri playoff müsabakalarının başlayacağı tarihe kadar uzatıimış. Şimdi "şımarıklık" yapsınlar da görelim. Göndeririz gerisin geri, yerine yenisini getiririz. Damokles'in kılıcı artık başlannın üzerinde sallanacak... "Yazık oldu Tofaş'a" diye uzüntümuzü dile getirmiştik. Gerçekten de basketbol fabrikalanndan birinin küme duşüp hevesinin kırılması ve üretimi durdurması basketbol adına "üzücü" bir sonuç olurdu. Küme düşen dün Beşiktaş idi, bu^ı.n Tofaş, yarın Fenerbahçe veya bir diğer takım olabilir, Beşiktaş taraftarın baskısı ve yonetimin anlayışı ile yatırımı kesmedi ve geri döndü. Ama tersi de olabilir, ikinci lige düşmüşken şube kapatılabilirdi.. Tofaş'ın da sırtında yumurta kufesi yok. 1 milyar ile küme duşen bir şubeyi koç "kapatın" diyebilirdi. Oysa yeni alınan kararla ikinci lig en az birinci lig kadar heyecan verici olacak. İkinci lig şampiyonunun, doğrudan birinci lig play offuna katılması kararı Tofaş'ı ve ikinci ligdeki diğer takımları kamçılayacaktır. İkinci ligden gelip birinci lig şampiyonu olmak bile olası... İkinci lig daha önce bitilirip ikinci ligden gelecek takıma da bir yabancı transfer etme hakkı verilince eşitlik de sağlanacak. Böylece bir taşla iki kuş vurulmuş olacak. Hem 12 takımlı bir ligde 8 takımın plavoffa kalmasının duşurdüğü klasik lig tansiyonu, bir takımın eksilmesi nedeniyle biraz yükselecek hem de ikinci lig de heyecan kazanacak. Artık birinci ligdeki takımlar ilk yediye girmeye çalışacaklar ve enselerinde ikinci ligin nefesıni duyacaklar. Bu kararlar futbolun parlaklığı yanında sönük kalan basketbol ateşini bir ölçüde alevlendirebilir. Kulüplerin büyük paralar karşısında duştukleri umutsuzluğu da transfer yönetmeliklerinde yapılacak küçuk değişiklikler ile kaldırabilirsek "geçiş dönemi"ni kazasız atlatabiliriz. Beşiktaş'ta soğuk savaş ASENA ÖZKAN yayımladığı deklerasyonda muhalefetin Beşiktaş'ı yıpratmaya çalıştığını savunurken Mehmel Üstünkaya ve Genç Beşiktaşluann yayımladığı deklerasyonda ise başkan Seba ve yönetim kurulu suçlandı. Başkan Süleyman Seba'nın deklerasyonu şöyle: "Son haftalarda lakımımızda genel bir diişüşiin görülduğü gerçektir. Gerek yönetim gerekse teknik adamlar olarak bunu düzeltme çabası içindeviz. Ancak son gunlerde birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışan olajlardan ötüriı çok üzgünüz. Takımımızın puan kaybetmesini fırsat bilen bazı mihrakların kasıtlı olarak bu ola>lan desteklemesi ve desleklevecek .şekilde bevanal vermeleri Beşiktaşhlıkla bağdaşüramadığımız bir olajdır. Futbolcularımızın >önetimi ve antrenörierini suçladıklan Hizespor karşısında alınan beraberlikten sonra şampiyonluk şansını tehlikeye sokan Beşiktaş'ta kötü gidişe kızan yönetim ve muhalefet arasında amansız bir savaş başladı. Rizespor karşısında alınan 1J'lik sonuç ve kaybedilen çok önemli 2 puan Beşiktaş'ın şampiyonluk umutlannı yitirmesine neden olurken kötu gidişe kızan yonetim ve muhalefet arasında amansız bir savaş başladı. Dün Belgrad Ormanlan'nda yapılan antrenmanda Başkan Süleyman Seba'run yayımladığı deklerasyonu futbol şube sorumlusu Metin Keçeli dağıtırken aynı saatlerde Beşiktaş kulübü eski başkanlanndan ve muhalif grubun lideri Mehmet Üstünkaya da kendi yazjdığı deklerasyonu gazetelere yolladı. Bu arada Genç Beşiktaşlılar Derneği Başkanı Koray Büyükasar da gazeteleri ziyaret ederek kendi deklerasvonunu dağıttı. Evet dün Beşiktaş'ta bir deklerasyon yarışı yaşandı. Başkan Seba Istanbul tenisinde buzlar çözültiyor ZİYA IŞIKÜSTÜN Otuz yaşın üzerinde yüzlerce tenisçinin katıldığı "veteran" yaş grupları turnuvaları, İstanbul'un.sportif yaşantısına yeni bir renk ve boyut getirdi. Doğal olarak da birçok sorunu peşinden sürukledi. Kulüp yöneticilerinin önceleri veteran tenisçi gerçeğini yeteri kadar değerlendiremeyişi, şu anda dahi, gerekli ilgiyi göstermeyişleri, Tenis Federasyonu'nun ise tam bir uykuda oluşu, tenisçileri yeni alternatifler aramaya yöneltti. Bunun sonucu LTB'nin "Lisanssız Tenisçiler Birliğinin" doğuşu oldu. Bu hayli uzun ve ilginç öyküyü anlatmaya, bazı olaylan yorumlamaya ne zaman ne zemin uygun. Tamamen objektif olarak satır başlan ile bazı gerçekieri belirtmekie yetineceğiz. Ve hemen önemle belirtelim, biz gazeteciliğin objektif kuralları için tamamen tarafsız olarak ve haber yönüne ağırlık vererek konuyu ele alıyoruz. LTB'nin kuruluşunu takipeden iki yılı aşkın süre içinde bazı gelişmeler oldu. Olaylar cereyan etti ve bütün tenis topluluğunun bildiği gibi ortaya üç grup çıktı. LTB'nin katı kuralcıları, LTB'ye karşı olanlar ve tarafsız kalanlar. Bunun sonucu olarak tstanbul'da yapılan yaş grupları turnuvaları hep bu eksiklik içinde kaldı. Bu, öncelikle Uluslararası Veteran Turnuvalarmda ve Türkiye birinciliklerinde kendini kesin bir şekilde hissettirdi. Şimdi, akılcı ve iyimser bir tenisçi grubu Türk tenisine zarar getiren bu ikiliği ortadan kaldırmak için girişimlerde bulunuyorlar. Aradaki buzların erimesi, Istanbul tenisine pek çok şey kazandıracak. Ümit ve dileğimiz odur ki, mantık, sevgi ve dostluklar, bağnazlığa galebe çalsın ve anlamsız ayrılık bitsin. ^ fınale ^ pası nda ^ p çı . ç karak Türk futbol tarihine adını yazdıran Galatasaray ın başansı camiayı sevınce boğarken bu basarının ardındakı kahramanların transfer fıyatiarı da simdıden belli oldu Frıkik ustası Prekazi'ye SarıKırrnızılı yönetıciler, 310 mılyon karşılığı dolar önerirken. Yugoslav futbolcu "Futbolu Galatasaray'da bırakmayı düşunüyorum" dedi (Fotoğraf: Mustafa Ersoy) Prekazi'vp 310 ıııııyuııpas rıcıva£.ı yc o I U mîlvon^^ haberlerine gönlümuzde hiç yer vermiyoruz. Bu tip iddiaları tenzih ediyonız. Sporda yenmek de, yenilmek de var. Ligde ve kupadaki >anşımıza adımıza yaraşır şekilde devam edeceğiz. Bu tip kasıtlı, yıkıcı seslerin moralimizi bozama>acağının ve ideallerimizden vazgeçiremiyeceğinin bütün camiaca bilinmesini isteriz. Eski Başkan, muhalefet lideri Mehmet Üstünkaya'nın deklerasyonu ise şöyle: "Beşiktaş, Sebaîdan önce de vardı, Seba'dan sonra da olacak. Çeker giderim lafına cevap: ÇekGit... Doğrusa budur. Beşiktaş camiası bu >önetimin 10 yıl önıindedir. Sayın Seba muhalefelten neyi ve kimi kaslettiğini açıklasın. Kimdir muhalefet? Bo>nu bükük laraftarlar mı? Kajbolan nesiller mi? Basket takımını 2. kiımede görüp hayrete düşen genç kızlar ve kadınlar mı? Sayın Seba, Beşiktaş'a ha>at veren koskoca bir camiayı hasım gibi göniyor. Muhalefet yok hakikat vardır. Genç Beşik(aşlıların deklerasyonu ise şöyle; "Biz defalarca söyledik, kendi aralanndaki birlik ve beraberliği sağlayamayanlar nasıl olur da Beşiktaş'ı mutlu sona götiirebilir? Birkaç kendini bilmez laraflann yaptığı olaylann faturası bize nasıl kesilir? Onların yaplığını biz de olumlu bulmu>onız. Bu lip ola\lan kimin yaplırdığını bilen yönelicimizin bunu basın ve herkese açıklamasını bekliyoruz. Transfer ayında kimsenin almadığı ve oynamayan birkaç futbolcuya da karşıyız. Beşiklaş'a zarar veriyorlar. tyi şeyler yapmaya çalışan bazı yonelicileri izli>or ve üzülüyoruz. Başkan Seba'dan da bir kez şeytana u>mamasını bekli>onız. Grekocular da iddialı Spor Servisi Finlandiya'da yapılacak Avrupa Grekoromen Güreş Şampiyonası 'na katılacak olan milli takımımız, çalışmalarma hız verdi. Istanbul Mersinli Ahmet tesislerinde hazırlıklarını sürdüren grekoromen milli takımın antrenörleri Vedat Ergin ve Hamdi Sancaklı, "Finlandiya'daki şampiyonadan madalya çtkaracağımıza inanıyoruz" dediler. Altıh 21 bin lim verdi Spor Servisi Çarşamba Istanbul at yarışlan neticesinde: 6'lı ganyan: 322/516/77 kombinesmi bilenler: 21.331,05, 3'lü ganyan: 2/516/7 şeklinde bilenler: 280,55, 3'lü bahis: 761 nolu atlan sırası ile bilenler: 3.381,20 lira kazandılar. Dün koşulan Adana at yarışlan nda ise altıh ganyan 4711294 şeklinde sonuçlandı.