25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 EKİM 1989 KÜLTURSANAT CUMHURİYET/5 Ktiltürel Haklar Kunıltayı • ANKARA (AA) İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından Ankara'da 1017 aralık günleri arasında "Kultürel Haklar Kurultayı" düzenlenecek. Tiyatro, sinema, opera, bale, plastik sanatlar, fotoğraf gibi çeşitli sanat dallarındaki ekonomik ve politik baskılar ile düşünce özgurluğünün tartışılacağı kurultay nedeniyle, "insan hakları"nı konu alan film şenliği ile bir de fotoğraf yarışması açılacak. Siyah beyaz ve renkli baskı dallarında açılan fotoğraf yarışmasına son katılım tarihi, 15 Kasım 1989 olarak belirlendi. Yarışmanın sonuçları 7 aralıkta açıklanacak. ödüller ise kurultayın son günü törenle dağıtılacak. İnsan Hakları Fotoğraf Yanşması'nın seçici kurulu, İHD temsilcisinin yanı sıra îbrahim Demirel, Özer Esmer, Rıza Ezer ve İrfan Demirkol'dan oluşuyor. Plastik Sanatlar DerneğVnin düzenlediği toplantıda, bienaleyoğun eleştiriler Bienal masaya yatırıldı Hararetli tartışma PSD Başkanı Mehmet Guleryüz, bienal duzenleyicilerinden Prof Dr Doğan Kuban ve sanatçı Mehmet Aksoy'un konuşmacı olarak katıldığı toplantıya, Hıfzı Topuz başkanlık yaptı (Fotoğraf Yıldız Uçok) dığını, seçicılerin sayısının değil, niteliğinin önemli olduğunu belirtti. "Bienal yalnızca sanatçılan ilgilendiren bir sonın değil. Tiim boyutlanyla bir estetik sorunu, bir külturel ortahi sorunu" diyen Prof. Dr. Doğan Kuban, geniş bir sanatçı kesitini vermek endişesiyle, sanatçı sayısının olması gerekenden fazla tutulduğunu kabul ettiğini söyleyerek, sanatçılann daha genç yaşlardan seçilmesi gerektiği kanısında olduğunu da belırtti. Daha sonra söz alan, bienale Aya İrıni'ye yerleştirdiği bir yapıtıyla katılan heykeltıraş Mehmet Aksoy, bienalı, Turk sanatçılarını yabancı sanatçılarla yuz yuze getirmesi bakımından önemli bir olay, yeni bir soluk olarak nitelendirdi. Turk sanatçısının dünyadaki sanat akımlannı kavramaktaki zorluklanna değinen Aksoy, "Bienal, Turk sanatçısına, yabancı saıiatçılara aslında çok yakın olduğunu görmek olanağı vermesi açısından da onem taşıyor" dedi. PSD Başkanı Mehmet Güleryüz ise bunun bir "gozden gecirme" toplantısı olduğunu söyleyerek, PSD'nin bir meslek odası kimliğiyle sanatçıların bazı soruniarına değinmek istediğini açıkladı. Güleryuz konuşmasında son 15 yılda Turkıye'de plastik sanatların "büyıik bir atak" yaptığını, bienali duzenleyen istanbul Kultur ve Sanat Vakfı'nın istanbul Festıvali'nden sonra deneyimlerini aktararak bir plastik sanatlar bienali duzenlemeye kalkıştığını belirtti. "Turk sanatının kendi potansiyelinden, yani ülkedeki sosyoekonomik potansiyelden, insanın ifade etme ihtiyacından doğan bir bunyesi var. Bu bunye kendi sanatını oluşturuyor. Sonın Türkiye'de bu sanatı tanıtmaya, tammlamaya, yonlendirmeye kalkan kişilerin kifayetsizliğindedir. Türk sanatçısı kadar, sanat araştırmacısı, eleştirmeni de olmak zorundadır" diyen Guleryüz, "Sanatı ulaştırmakla ilgili girişimler ne yazık ki, o sanatla aynı seviyede değil" diyerek sozlerini surdurdu. Daha sonra toplantıya izleyici olarak katılanlara soz verildi. İlk sozu alan, bienale davet edıldikten sonra çekilen Handan Böriıteçene oldu. Boruteçene, Prof. Kuban'a eleştiri yonelterek sanaıçılann maddi sorunlarıyla baş başa bırakıldığını, asıl "alaturkalığı" Prof. Kuban'ın kendisinin yaptığını ileri sürdu. Sanatçı "16 senedir kusursuz biçimde İstanbul Festivali'ni yöneten kurum, nasıl oluyor da bu etkinliktc bu kadar sorumsuz davranabiliyor" diyerek, sanatçılara sponsor bulunması konusunda vakfın hiçbir şey yapmadığını adeta "ne haliniz varsa görün" deniidiğini soyledi. Handan Boruteçene, Kuban'a " B a n a , 'Önemli olan bu bienalde yer almaktır. Projenizi mümkun olduğu kadar kuçültun ki, bütçeyi bıraz indirebilesiniz' diyen, projemde yer alan 5 metal sayfa için 'Bunu uçe indirelim, hem metal çok pahalı, ahşap yapsanız daha iyi olmaz mı? diyen sizsiniz. Ondan sonra 'Eleştiriye evet, ama Bizans oyunlarına ve alaturkahğa hayır' diyorsunuz. Sizin yaptığımz alaturkalık değilse nedir?" dedi. Boruteçene'nin ardından söz alan Bünyamin Özgültekin ise bienalin hangi sınıfa girdiğinin, yapısının ve amacının belirsız olduğunu, yurtdışındaki diğer örneklerinin hiçbirine benzemediğini soyledi. Yalçın Sadak da "Bana öyle geliyor ki, herkesi memnun etmek isteğinden hiç kimse memnun edilememiştir" diyerek bienal çerçevesınde tarihsel mısyonunu doldurmuş akımların ve yapıtların gereksiz yere yer aldığım ileri surdu. Bedri Baykam, bienalde kendisıni hayal kınkhğına uğratan, hiç beklemedıği tavırlar olduğunu, "Beğenmeyen başka bienale gider", "Biz sanatçılara guvenmiyonız", "Eleştirenler, kendilerinden söz ettirmeye çalışan sanatçılar" gibi sozlerin uzücu olduğunu soyledi. Daha sonra eleştirileri yanıtlamak uzere söz alan Prof. Dr. Doğan Kuban, bienalin Batı'daki sanatçılarla Türkiye'dekiler arasında bir köpru kurmak amacını taşıdığını, kultur ortamının yetersizliğinin yansımalannm bienalde görulduğunu belirtti. Kuban, bienal suresince gerçek anlamda eleştiri yapılmadığını, eleştiri olmadan sanatın oluşamayacağını, sanat tarihinin yazılmayacağını da söyledı. Sanatçüar köyü • İSTANBUL (AA) Sanatçılar ve Sanatseverler Derneği tarafından Silivri'de "Sanatçılar Tatil Köyu" kuruluyor. Dernek bünyesinde bu amaçla oluşturulan yapı kooperatifinin kurucu üyesi Cemal Kutay, Silivri'de düzenlediği basın toplantısında, nisan ve mayıs aylarına kadar proje çalışmalarının surdürüleceğini, daha sonra altyapı çalışmalanna geçileceğini soyledi. Silivri Akören koyunde, bu amaçla 150 donümluk bir arazi satın alındığını anlatan Kutay, 1992 yılına kadar tatil koyunün yarı inşaatının tamamlanmış olacağını bildirdi. Bülent Ersoy Observateur'de • Kiiltür Servisi Şarkıcı Bülent Ersoy'un geçen hafta kurşunlanması olayına yabancı basın da yer verdi. Le Nouvel Observateur Dergisi'nde "Kraliçeler" başlığı altında şarkıcıya yer ayıran Delfeil de Ton şunlan yazıyor: "Türkiye'nin en büyük kadın şarkıcılarından biri, eski bir delikanlı. Belki 'The Idependent' Gazetesi'nin de belirttiği gibi ilk Türk transseksüeli. Ankara gece kulüpleri kraliçesinin varhğının önemli bir kesime problem olduğunu söylememe gerek yok. Önceki gece çahştığı gece kulübünde bir adam tarafından kurşunlanan Bülent Ersoy, sağlam vücut yapısı sayesinde ölümden döndü. Saldırgan ise aşırı sağ Bozkurt grubu üyesi. Şu Bozkurtlar gerçek erkekler, ustelik silahları bile var" Kiiltür Servisi Bugun sona erecek olan 2. Uluslararası İstanbul Bienalı, ardında yoğnn tartışmalar bıraktı. Bienali değerlendirmek amacıyla Plastik Sanatlar Derneği tarafından dün diızenlenen toplantıda, Bienal Duzenleme Kurulu'nun sanatçılara takındığı tavır ve organizasyon eksiklikleri üzerinde durularak, bienalin temelde olumlu bir işlevi yerine getirdiği, ancak henuz yapısını ve amacını net olarak belirlememiş olduğu dile getirildi. Zaman zaman ikili tartışmalarla oldukça hareketli bir hava içerisinde gerçekleşen ve yaklaşık uç saat süren toplantı, Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryumu'nda düzenlendi. Plastik Sanatlar Derneği Başkanı Mehmet Giileryiiz, bienal duzenleyicilerinden Prof. Dr. Doğan Kuban ve bienale katılan sanatçılardan Mehmet Aksoy'un konuşmacı olarak katıldıklan toplantıya Hıfzı Topuz başkanhk etti. Toplantı suresince, Bienal Duzenleme Kurulu'nu temsil eden tek yetkili olması nedeniyle yoneltilen çeşitli sorulan ve eleştirıleri yanıtlamak durumunda kalan Prof. Dr. Dogan Kuban bienalin temel sorunlanna değındiğı konuşmasında özellikle "sanatçılann seçimi" •konusunu ele aidı. Kuban, seçici kurulun birçok sanatçıdan oluşmasının şart olma Ata Refjg'in resimleri • Kiiltür Servisi Ata Refiğ, Markütöri ve Resim Sergisi 118 kasım tarihleri arasında Tanak Sanat Galerisi'nde açılacak. Çok küçük yaşlarda resme başlayan RefiğMn ilk hocası Unlü karikatürist Ramiz. Naci Kalmukoğlu, îbrahim Safi gibi üniü ressamlarla birlikte çahşmalar yapan Refiğ, daha önce 4 kişisel sergi açmıştı. Ata Refiğ'in yapıtları tahta kaplamalarla yapılan markütöri tarzı ile suluboya resimlerden oluşuyor. Resim konulan ise artık tümüyle kaybolmaya yüz tutan ahşap evler ve eski sokaklardan seçilmiş. Şehir Tıyatrolan etkinlikleri • İSTANBUL (AA) İstanbul Şehir Tiyatroları'nca sahnelenen "Bir Yalan Çemberi" adh oyun, Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde başladı. Anton Çehov'un "Üç Kızkardeş" adh oyunu ise 1 kasımdan itibaren, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde sergilenmeye başlanacak. tstanbul Şehir Tiyatroları'ndan verilen bilgiye göre geçen yıl Tomris İncer'e, 13. Avni Dilligil tiyatro Başarı Ödülleri'nde "En İyi Kadm Oyuncu" ödülünü kazandıran "Bir Yalan Çemberi" adlı oyunda, yalan üzerine kurulmuş bir casusluk öyküsü konu ediliyor. Hugh VVhitemore'un yazdığı, Yıldınm Türker'in türkçeleştirdiği, Hakan Altıner'in sahneye koyduğu oyunda, Arsen Gürzap, Erhan Abir, Toron Karacaoğlu, Ercan Uysal, Bercis Fesçi, Özden Ayyıldız, özlem Savaş ve Tomris İncer rol alıyorlar. TMMOB fotoğraf sergisi • Kultur Servısi Mimarlar Odası, 110 Eyiül 1989 tarihleri arasında düzenlenen Güneydoğu Anadolu gezisi ile ilgili olarak bir fotoğraf sergisi ve saydam gösteri düzenleyecek. "MardinAnadolu Kültür ve Toplumsal Gelişme Sempozyumu" öncesinde bölgeye düzenlenen geziye katılan mimar, fotoğrafçı, gazeteci ve araştırmacılann saptadıkları görüntülerin değerlendirilmesi amaçlanıyor. Fotoğraf sergisi ve saydam gösteri ile gezi ve sempozyumun amaç ve sonuçlarının tanıtılmasına katkıda bulunmak hedefleniyor. Geziye katılanların ürünlerinin son teslim tarihi bugun sona eriyor. Başvurular Mimarlar Odası Ankara ve İstanbul şubelerine yapılacak. Kasım Koçak sergisi • Kttltür Servisi Kasım Koçak'ın resim sergisi, 1 kasım çarşamba günü Edpa Sanat Galerisi'nde açılacak. Koçak'ın sergisi 20 kasım gününe kadar izlenebilecek. 1970 yıhnda Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne giren Kasım Koçak, Neşet Günal Atölyesi'nde öğrenim gördü, daha sonra özdemir Altan Atölyesi'nden mezun oldu. 1981 yıhnda DYO Yanşması ödülü'ne, 1985'te Deniz Kuvvetleri'nin Anıt Yarışması'nda mansiyona değer görülen sanatçı, katıldığı karma sergiler dışında ilk kişisel resim serglsini de 1985 yıhnda Edpa Sanat Galerisi'nde açtı. Koçak, 1987 Nisan'ında da TUrkuvaz Sanat Galerisi'nde bir kişisel sergi gerçekleştirdi. Cemal Reşlt Rey Salonu Konser salonu, Büyüksehır Beiediye Başkanı Nurettin Sözen tarafından açıldı (Fotoğraf' Muharrem Aydın) Konser salonu yeni ismiyle 2. kez açıldı Kültür Servisi İstanbul Belediyesi Konser Salonu, istanbul Büyükşehir Beiediye Başkanı Nureltin Sözen tarafından "Cemal Reşit Rey Konser Salonu" yazılı bir plaketin çakılmasıyla dün tekrar açıldı. Nurettin Sözen açılışta yaptığı konuşmada, "tstanbul Belediyesi Konser Salonu'na Turk muziginin anutulmaz sanatçılarından birisi olan Cemal Reşit Rey'in adını vermekten onur duyuyoruz. Bu ilk olmayacak. tleride açacagımız birçok salona Türk sanatçılarının isimlerini vereceğiz. Aynca salonda 'Cemal Reşit Rey' fotoğraflarını sergileyen Ara Guler ile Cemal Reşit Rey'le ilgili mektup ve belgeleri veren Zeliha Berksoy'a teşekkur ederim" dedi. Konser salonunun Genel Sanat Yönetmeni Filiz Ali ise "tstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce salonumuza 'Cemal Reşit Rey Konser Salonu' adının verilmesi Türk sanatçılannı mutehassis etmiştir" şeklinde konuştu. Açılışa Cemal Reşit Rey'in konservatuvarda oğrctmenlik yaptığı 1927 yılındaki ilk oğrencileri olan Mahsure Batu, Arsel Marten, Sabahat Sozen \e Jülide Saygun da katıldılar. Daha sonra "Cemal Reşit Rey Konser Salonu"nda İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Fransız Şef Jean Perrison'un başanlı yönetimimde bir konser verdi. Keman sanatçısı Suna Kan da Cemal Reşit Rey'in çeşitli parçalannı orkestra eşliğinde seslendirdi. Mehmet Guleryüz de son kez soz alarak oturumu, bienalin "en önejnli aksiyonu" olarak nitelendirdi. Guleryuz, sanatçıların yüz yuze gelme ihtiyacından, gerçek bir tartışma ortamı doğması isteğinden yola çıktıklarını, bu toplantıyı yapma tekliğini çok darıa önceden vakfa goturdüklenni, ancak vakfın gerekli hazırlığı olmadığı için "kaçtığım" soyledi. Öte yandanbianele kabul edilmeyen galerilerden, Kile, Ümit Yaşar, Tanak, Opera, Gorbon ve Altıneller'in yöneticileri, Hobi Sanat Galerisi'nde toplanarak eleştirilerini dile getırdiler. IstanbuFa konser salonu • Kiiltür Servisi İstanbul yeni bir konser ve gösteri merkezine kavuşuyor. Mecidiyeköy'de kasım ayında hîzmete girecek olan merkezde, fuarların yanı sıra konser ve gösteriler de yapılabilecek. 2 bin kişilik konser salonunda özellikle pop müzik konserleri yoğunluk kazanacak. Merkezin sorumlulanndan menajer Mustafa Oğuz, "Şimdiye kadar İstanbul'da Batı muziği konserlerinin verilebileceği bir salon yoktu. Sinemalardan yararlanıhnaya çalışıhyordu. Şimdi artık bu konuda her bakımdan doyurucu bir salona kavuşuluyor" dedi. Işık ve ses düzeninin Batı standartlarında olduğu belirtilen salonun teknik donanımım Necdet Altınçizme yapıyor. Karikatürle Bulgar zulmü • Kültür Servisi Bulgaristan'dan gelmiş olan Türk asılh karikatürcü Burhanettin Faikoğlu, Güzel Haliç Lions Kulübu'nün katkılarıyla Karikatürcüler Derneği'nde "Karikatürle Bulgar Zulmü" isimü bir sergi açıyor. Sergi, kasım sonuna kadar Karikatürcüler Derneği'nin Sultanahmet'teki yerinde görülebilir. Sanat Kurumu Tlyatro Odülleri • Kiiltür Servisi Sanat Kurumu 19881989 Donemi Tiyatro Ödulleri verildi. Kurumdan yapılan açıklamaya göre Talat Halman "Buzcu Geliyor" adh oyunun çevirisi ile "En İyi Çeviri" ödülunü aldı. "En İyi Yönetmen" odulu "Peynirli Yumurta" ile Cüneyt Çahşkur ve "Anılar" i!e Alpay İzbırak'a verildi. Selçuk Yöntem, "Peynirli Yumurta"daki roluyle "En İyi Erkek Oyuncu"; Meral Oğuz "Oyunun Oyunu" Zeynep Eronat ise "Peynirli Yumurta"daki rolleriyle "En İyi Kadın Oyuncu" ödüllerini aldılar. Sanat Kurumu Başkanı İmren Erşen, Prof. Dr. Sevda Şener, Doç. Dr. Sıtkı M. Erinç, Doç. Dr. Ayşegul Yüksel, tiyatro eleştirmenleri Aydan Bulca Erim ve Atila Sav'dan oluşan seçici kurul karanna göre öteki odülleri kazananların adları şöyle: "Övgüye Değer Erkek Oyuncu Ödülü" "Anılar" ile Sabri özmener ve "Sacco ve Vanzetti" ile Hakan Akın. "En İyi Dekor Ödülü" "Ayyar Hamza" ile Hüseyin Mumcu. "En İyi Sahne Müziği Ödülü" "Gece Çalan Davullar" ile Grup Anonim. "En İyi Dans Düzeni Ödulü" "Batakhane Güzeli" ile Mehmet \alız. "En İyi Yapım Ödülü" çevre düzenlemesi, rejisi, oynanış biçimi ve ekip çahşması ile "Oyunun Oyunu!' "Seçici Kurul Özel Ödülü" ise Türk tiyatrosuna ve sahne yaşamına yaptığı çok yönlu katkılar için, geçen günlerde kaybettiğimiz sanatçı Yalın Tolga'nın anısına verildi. Ödüller, 20 kasımda Ankara'daki Sanat Kurumu'nda düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek. Kitap Fuarı başlıyor Kullür Servisi 8. Tuyap İstanbul Kitap Fuarı, 4 kasım cumanesi gunu saat 11.00'de Tepebaşı'ndaki Tuyap İstanbul Sergi Sarayı'nda açıhyor. 12 kasım akşamına kadar açık kalacak olan fuar her gün 11.00 20.00 saatleri arasında gezilebilecek. Fuara giriş ucreti bu yıl bin lira olarak belirlendi. Ancak öğrenciler, öğretmenler, öğretim üyeleri ve yazarlardan giriş ucreti alınmayacak. Fuara bu yıl 112 yayınevi katılıyor. Bu yayınevlerinden beşi Fransız. Ana teması "Kitap ve Banş" olarak belirlenen 8. Tuyap İstanbul Kitap Fuan'nın Bu yılki "onar sanalçısı" Turhan Selçuk. Selçuk için Alpay Kabacalı tarafından hazırlanan kitap Tüyap tarafından bastınldı. Turhan Selçuk plaketini 9 kasımda alacak ve aynı gün bir söyieşiye katılacak. Kİtap Fuarı'nda bu yıl Uluslararası PEN Kulüp Başkanı Fransız ozan yazar ve çevirmen Rene Tavernier, İsveç Yazarlar Birliği Başkanı Peter Curman, aynı zamanda bu birliğin uyesi olan 1951'den bu yana jsveç"te yaşayan ozanımız Lütfi Özkök, çağdaş Arap şürinin kurucularından Andonis, fuann "Bir Komşu Ülke: Romanya" bolumunde davet edilen Romen ozam Nieolae Dragos da konuk olarak yer alacaklar. Tüyap istanbul Kitap Fuarı kapsamında bu yıl da kamuoyu yoklaması sonucunda'belirlenecek bir yazara "Tüyap Halk Ödülü" verilecek. Turkiye Yayıncılar Birliği ile Yunanistan Yayıncılar Bırliği'nin ortak bir toplantı yapacağı fuarda, davet edilen yabancı konuklar söyleşilere katılarak kendi ulkelerini ve edebıyatlannı tanıtacaklar. Prof. Dr. Tank Zafer Tunaya ise 10 Kasım curaa günü "Kitap, Banş ve Atatürk" başlıklı bir konuşma yapacak. Söyleşıler her gün 15.00'te Tepebaşı Tuyap İstanbul Sergi Sarayı'nda gerçekleşecek. Şirin Devrim, 23 yıl sonra 'Sarah' ile îstanbuVda Sönmeyen yasaıııa ateşi Sanatçı, yıllar sonra İstanbul'un bu haliyle kendisi için bir ıstırap olduğunu söylüyor. Ama Kadıköy vapuruyla karşıya geçmeyi hâlâ çok seviyor. tiyatrosunun kurucusu olan adamı arkadan vurmak! Dayanamadım, çektim gittım. Amerika'da hiçbir şey de olmayabilirdim. Bizim sendikanın yüzde 9O'ı işsiz. Oralarda rol kapnıak büyuk olay. Burada hiç kimse farkında değil bunun. Evet, dışarda en ufak rol için bile amansız bir yanşma söz konusu. DEVRİM Korkunç! Hiç gözunun yaşına bakmadan atıverirler adamı. Rejisor seni beğenmedi mi, şak diye atıyor provanın orta yerinde. Çahşmalar istediği gibi gitmezse produktor de rejisoru kovuyor. En iyisi olacaksın. Şakası yok oralarda işin. Bir kere Stanford Repertuvar Tiyatrosu'na gitmiştim konuk yönetmen olarak. Benden once Eric Voss oradaymış, dunya çapında bir adam. İnanın, geceleri kendi başıma kalınca korkudan hep kusardım. Yazann liyalrodaki yeri için ne duşünuyorsunuz? DEVRİM Yazardır tiyatroyu yapan. Amerikan tiyatrosunu fevkalade beğeniyorum. Oradaki genç yazarlar başka. Shepard, Mehmet, Guare, NVassrstein. "Off Broadway"de bir tiyatro var, "Playnrighl's Horizon" diye. Sadece Amerikalı yazarlann eserleri oynanıyor. Orada başarı kazanan Broadvvay'e gider. Ben diyorum ki bizde de bir tiyatro, genç yazarlara aynlmah. Bir komite kurulur, başvurular arasından en iyi 3 tanesini seçip oynatır. Orada başarı kazanan başka bir sahneye alınır. Harbiye Şehir Tiyatrosu veya Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi gibi. Bütun mesele iyi piyes oynamak. Türk piyesi, Amerikan piyesi, Ingihz piyesi fark etmez. Hangi diîde olursa olsun, iyi piyes. "Sarah Bernhardt"') nasıl yorumladınız peki? DEVRİM Bu karakterin özünü iki şeyden aldım. Birincisi, çok kitap okudum. Bir kitapta "Sarah bir kişilik değil, çeşilli kişiliklerdi" diyor. Doğru. Bir de annemden esinlendim. Çok benziyorlar birbirlerine. Bir bakarstn dünyanın en tatlısı, ama bir anda fırtına olur. Hep onun halleri geldi gozümun onune. Kitabımda da uzun uzun söz ettim. Annemde olan "aşama ateşi" bızim ailede var. Cevat dayım (Halıkarnas Balıkçısı) da öyleydi. ler"iyle dönüşumlü oynadınız. Hoş bir rastlantı değil mi? DEVRİM "İçerdekiler"i 25 yıl önce ben sahneye koymuştum. Haldun Taner de çok buyuk dostumdu. Muhsin Bey devrinde, onun etrafında olan kışilerdik. Şehir Tiyatroları'ndan onun için isistifa ettim. Muhsin Bey'i atmalarına tahammul edemedim. Türk Şirin Devrim, tiyatroda bütün meselenin iyi. piyes oynamak olduğu görüşünde. "Türk, Ameriİcan, İngilizfark etmez" diyor sanatçı. "Hangi dilde olursa olsun iyi piyes." DİKMEN GÜRÜN UÇARER Babası yazar İzzet Melih Devrim. Annesi ressam Fahrelnissa Zeid. Ağabeyi ressam Nejad Devrim. Dayısı Halikamas Balıkçısı Cevat Şakir. Teyzesi ressam ve gravür sanatçısı Aliye Berger. Seramikçi Füreya ise teyzesinin kı21. Evet, tiyatro sanatçısı Şirin Devrim, 23 yıllık bir aradan sonra "Sarah Bernhardt Anılar"ın başroluyle yeniden İstanbul Şehir Tiyatroları'nda. Sayın Şirin Devrim, yıllar sonra yeniden İstanbul salınelerindesiniz. DEVRtM Tilkinin donüp geleceği yer kürkçü dukkânıymış Benimki de o hikâye. Burada oy namayı hiç duşunmemiştim. Ar tık Amerika'ya yerleştim. Kocam Amerikalı. Üç oğlu var, sekiz torun elime doğdu. Gayet renkli bir büyükanneyim. Ailem hakkında kitap yazıyorum. Şakir Paşa'nın öykusü beni muthiş sardı. Yazarken rolleri oynuyorum adeta. CSO'da konçerto • ANKARA (ANKA) Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda (CSO) 34 kasım günlerinde Rodrigo'nun Gitar Konçertosu seslendirilecek. Şef Gilbert Varga'nın yöneteceği konsere solist olarak gitarda Alirio Diaz eşlik ediyor. İspanyol ulusal muziginin gelişmesine katkısıyla da ün yapan Joaquin Rodrigo'nun gitar ve orkestra için birçok yapıtının bulunmasına karşın, daha çok gitar konçertosu tanıyor. Besteci ölümünden önce Türkiye"ye de gelerek şef Rasim Gokmen'in yönettiği CSO'da konserler vermişti. Metin Talayman Teırfde • Kiiltür Servisi Metin Talayman'ın "Süreçler I I " adh sergisi, 3 kasımdan başlayarak 2 aralığa kadar Tem Sanat Galerisi'nde yer alacak. Galeride her gün saat 17.30'da AudioVisual tanıtım programı da sunulacak. 1963'te İGSA Halil Dikmen ve Zeki Faik İzer atölyelerinden mezun olan sanatçı 1972 yıhnda Düsseldorf Güzel Sanatlar Akademisi'nde Joseph Beuys ve Prof. Rupprecht Geiger ile çalıştı. 1976'da "Sonradan Gelen ölü", 1985'te "Odanın Boyutlan", 1986'da ise "Sevmek" adh iki perdelik oyunu yazan ve tiyatro ile resim çalışmalarını birlikte yürüten sanatçı, 1963 yılından bu yana çok sayıda kişisel sergiler açtı. UGUN • Antika' konferansları Yıldız Sarayı'nda açılan Antika Fuarı kapsamında saat 15.00'te Prof. Dr. Semra Germaner'in "19. Yüzyıl Avrupasında Resim ve Heykel", 16.15'te Sabahattin Batur'un " T o m b a k " konulu konferansları izlenebilir. • Stella'nın resimleri Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakultesi Resim Bölümü'nün Kadıköy Acıbadem'deki binasında saat 16.30'da Amerikalı sanatçı Stella'yı konu alan bir video gösterisi var. • Trio Basso konseri Alman Trio Basso Topluluğu saat 18.00'de Atatürk Kültür Merkezi'nde bir konser veriyor. 'Kadın Başları' fotoğraf sergisi • Kültür Servisi Çağdaş Yaşarru Destekleme Derneği, 19891990 sezonunun ikinci etkinliği olarak 125 kasım tarihleri arasında Divanyolu/Basın Müzesi'nde bir fotoğraf sergisi açacak. "Gelenek, İnanç, Simge Açısından Kadın Başları" konulu fotoğraf sergisinde, kadınlarımızın yuzyıllar boyu gelenekleri ve inançları nedeniyle örtünmelerini, güzelleşmeyi amaçlayan yöresel Anadolu kadın başları ve günümüzdeki ideolojik simgesel başortusü ve tesetturü konu alan 60 siyahbeyaz ve renkli fotoğraf yer alacak. Şimdi kendinizi İstanbul'da nasıl hissediyorsunuz? DEVRİM Princeton'da 1830'dan kalma ahşap bir evim var. Eskı Turk minyaturlerı, hahları, annem Fahrelnissa Zeid'in resimleri, Fureya'nın seramikleriyle süslu bir ev. Orada kendimi, buradâki beton yığınlarından daha çok İstanbul'da hissediyorum. İstanbul bu haliyle benim için buyük ıstırap. Ama Kadıköy vapuruyla karşıya geçmeyi çok sevıyorum. Dostluk kuruyorum çunku insanlarla. Tiyatroda da herkes çok sıcak. "Abla" diyorlar bana. Bazen "kardeşlerim" diyorum. "Demokrasi, demokrasi. Her şeyin başı eğitim." Adam, demokrasi var, dıyor, çıkartıyor arabayı kaldınma park edıyor. Anarşi bu, demokrasi değil. insan sevgısi olmayan nasıl tıyatrocu olabilir? 'Sarah' da annesimten esinlendi İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda "Sarah Bernhardt" oyununda bir zamanların ünlü Fransız tiyatro sanatçı "Sarah"yı Kadıkoy'de Me sını canlandıran Şirin Devrim. bu rolü yorumlarken annesınden de esinlendi. lih Cevdet Anday'ın "İçerdeki Devrim'e göre Bernhardt'la annesi cok benzıyorlar (Fotoğraf: Özcan Yaman)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle