19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhurıyeı Matbaacılık ve Gazetecıhk Turk Anonım Şırketı adına N«Hr Nadi • Genel Yayın Müduru H u n CtnaL Muesstse Mudura Emint UfaUıgil. Yazı lşlefı Mudurıl Ofcay Coatasia, # Haber Merkezı Muduru Yalpa B»>er. Sayfa Duzcnı Yonemıenı AN Ant. • Temsılcıler ANKARA Dotmn. IZMİR Hikmtt Çninkıy», ADANA CıM Btşlaagıç Istanbul Haberlen Erbın AkyıMız. D15 Habcrlcr Esgun Bakı. Ekonomı Osmaa Llagay, KOlıur Cciıl Uster, Spoı Damşmanı Abdulkadır Yııcclmııı. Duzellme Refik Durbay BıhmEgılım Şıaia Alpay, tşScndıka Şakraa Kttraci, Yurı Habcrlerj IVcdel Doftaa. Dızı Yazılar Kfmn Çau$k*a, A Koordınaıör ABIBM Konıbaa. • Malı Işler Erol Erkul. • Muhasebc Buleal Veacr # BuıçcPlanlama Scvgi Araa • Reklam Toraa, Ek Yayınlar Haly» Akjol • tdare Huscyıa Gıırer. Işleıme Ondcf Çtlik, Bılgılşlem Nail Imi. Bcam * Yeyan. Cumhunytt MaıbaKüık vc Guıttcıak TA$. TOrt Oafc Cld. 39/41 Cafalot 34334 İB PK 246lsunbul Tcl 512 05 05 (20 h*l), Tda 22246 Fta. (1) 526 60 72 4 Bumtor Aakan: Zıya GskaJp Blv Inkılıp S. No 19/4, Tei 133 11 4141, Ttk» 42)44 Fu. ( 133 II 41'428 % Izmjr H Zıya Blv 1352 S2/3. Td 13 12 30. Teta 52359 F u (51) 13 12 : lîMndCad U9S.No 1 Kıl 1 Tcl I14550II973I. Tclen. 62155. F». (71) 32» V TAKVlM: 18 AGUSTOS 1988 lmsak: 4.33 Güneş: 6.09 ögle: 13.13 Ikindi: 17.01 Aksam: 20.06 Yatsı: 21.36 Türkiye'deki hormonlu ete Trafikte denetim yok \eteriner Hekimleri Muğla Temsilcisi Necati Demirel, hormonlu etin yalmzca ithalat yoluyla gelmediğini söyledi ve ABD'de yasaklanmış hormonlann tstanbul'da kullanıldığını iddia etti. ANKARA (AA) Tarım, Orman ve Koyişleri Bakanlığı, hormonlu etler konusunda bır açıklarr.a yaparak konu uzennde hassasiyetle durulduğunu bıldirdi. Yapılan açıklamaya gore Turkiye'ye ithal edilen butun canlı havvan ve etler için "menşei şahadetnamesi" \e ınsan sağlığına zararlı olmadığına daır resmi rapor verilmesınin şart olduğu belirtildi. Aynı usulun Federal Almanya'dan bugune kadar ithal edilen canlı hayvan ve etlerde uygulandığı kaydedildi. Açıklamada hayvan besismde kullanılan hormonlarla ilgili u>gulamanın ulkelere gore değiştiği belirtilerek söz konusu preparatlann bazı ulkelerde ruhsatsız satılırken bazılarında ruhsatlı satışlarına izin verildıği, bazılarında ise tamarnen yasaklandığı ifade edildi ve şöyle devam edildi: "Federal Almanya'daki durum, bu ulkede yasaklanmış anabolizan maddelerin kullamlmasından ka> nakJanmıştır. Buna mukabil, Federal Almanyada yasak olan hormonlar ve hormon etkisini haiz maddeler, ABD, tngiltere ve Arjantin dahil, ha>vancılığın çok ileri oldugu ulkelerde serbest olup. yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Meselenin bir başka \önu de şudur: Bazı ulkelerin. bu konudaki uygulamalarına munhasıran, ilmi ve teknik sebeplere dayanmamaktadır. Nitekim bazı iilkeler, kendi hayvan yetiştiricilerinin, hormon kullanmalanna musaade ettikleri halde, a> nı >eya benzeri hormonlann kullaıuldıgı ilhal etlerin ülkelerine girmesine izin vermemektedir." Özcan Özgur'ün Muğla'dan verdiği habere göre Federal Almanya'da ortaya çıkan hormonlu et pani|ı uzerine Turkiye'de et ithalinin durdurulup durdurulmaması tartışma konusu olurken Izmir ve Bölgesı Vetenner Hekimleri Odası Muğla Temsilcisi Necati Demirel, et ithalinin durdurulmasımn kesin çozum olamayaeağını söyledi. Demirel, "Hayvanlann kısa sürede kilo alması için kullanılan hormonlar Turkiye'de yıllardır vaygın bir şekilde u>gulanıyor. Öııcelikle bunun öniıne geçilmeli. tnsanlarda başla kanser ve cinse) sapmaya >ol açan hormonlann kullanımı hemen yasaklanmalı" dedi. Hayvanlara bilinçsizce ve ölçüsüzce verilen antibiyotik, anabolizan ve hormonlann et, sut, yumurta tüketirni ile insanlaıa geçtiğini, antibiyotik ve hormonlann ozellikle çocuklan olumsuz yönde etkilediğini belirten veteriner Hekim Necati Demirel, insanlarda antıbiyotiklenn bağışıkhğa, anabolizanların kansere, hormonlann ise hem kansere ve kalp hastalıklarına hem de cinsel sapmaya yol açtığını söyledi. Ozellikle cinsel sapmalara neden olmasından hormon kullanımının başta üretimi yapılan ABD ve Yunanistan'da yıllar önce yasaklandığını belirten Necati Demirel, hormonlarla ilgili şu bilgileri verdi: "Hayvanlara çabuk kilo almalan için çeşitli hormonlar verilir. Bu hormonlardan Amerika'da yasaklanmış olan ostrojen ve sitlbestroldipropianat son zamanlarda Turkiye'de kullamlmaya başlandı. Ozellikle Istanbul ve voresinde oldukça >a>gın kullanımı olan bu hormonlar et vr süt tuketimiyle insanlarda onemli tahribatlara yoi açıyor. Bunlardan ostrojen dişilerde etkili oluyor. Ovalim (yumurtalık) kistine ve nvmphomania (aşın cinsel istege) yol açı>or. Diğer hormon stilbestroldipropianatimplant ise erkek havvanı kısırlaştınyor. Bu hormonlann verildiği hayvanlann etini, siitıimi tuketenlerde de hormon dengesi bozuluyor. Ozellikle çocuklarda buyük tahribata neden oluyor ve erkeklerde cinsel sapmalara yol açıyor." Turkiye Ziraat Odaları Başkanı Osman Özbek de Turkıye'ye Federal Almanya'dan hormonlu et girişmi murrVcun görmediklerini söyledi. Kazaların ana nedeni hatalı sollama, aşın hız veyakın takip kırıııızı alarm BİR DÎZİ ONLEM GEÜYOR 1 eylülde otobüs ve kamyonlara digital takograf 155, E23 ve E24 yollannda havadan denetim Yolculara el ilanı ve hatalan bildirme oîanağı. Ağır taşıtlam belirli günlerde trafığe çıkma yasağı ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Son günlerde buyuk artış kaydeden ve birçok kişınin olumu ve yaralanması ile sonuçlanan trafik kazaları ıçın yenı onlemler alınıyor. Emniyet Genel Muduru Sabahattin Çakmakoğlu, trafik anarşısı ile mucadele için trafiğin yoğun olduğu bölgelerde havadan denetleme yapılacağını, ayrıca 1 eylul tarihinden itibaren kamyon ve otobuslere "uzerinde herhangi bir oynama yapılmasına imkân vermevecek digital (elektronik) takograflann" takılacağını belinti. Emniyet Genel Muduru Çakmakoğlu dun tçişlerı Bakanlığı Kütüphanesi'nde düzenlediği basın toplantısında trafik kazalarının ana nedenleri uzerinde durdu. Kazalann daha çok hatalı sollama, aşın hız, yakın takip, ilk geçiş hakkına uyulmaması, hatalı dönuşler, ışık ihlalleri, yorgun ve uykusuz araç kullanma gibi sebeplerden meydana geldığim de belirten Çakmakoğlu, karayollanndaki altyapı eksıklığinden de yakındı. Trafik kazalannın artışına etken unsurlar arasmda rnotorlu taşıt sayısında meydana gelen artışın da önemine işaret eden Çakmakoğlu, "1980yılında 1 milyon 684 bin 19 olan motorlu taşıt miktarı, 1988 yılı haziran ayı itibanyla 3 milyon 164 bin 159'a ulaşmıştır. Surucü belgesi miktan da 1980 yılında 2 milyon 286 bin 157 iken, 1988 yılı haziran ayında 4 milyon 713 bin 955'e ulaşmıştır" dedı. Emniyet Genel Mudürü Çakmakoğlu trafik kazalanna karşı alınmış olan tedbirleri ise şöyle sıraladı: Turistik bölgelerde trafik kontrollerine daha ağırlık verilmiş ve alternatif guzergâhlar hudut kapılarında sürücülere verilmektedir. Otobus surüculerinin kural dışı davranışlannı tespit etmek yerinde ve zamanında kanuni ışlem vaptırmak maksadıyla sivil kıyafetli görevlilenn otobuslere bindınlmesi şeklinde yapılan denetimlere ağırlık verilmiş ve yaygınlaştırılmıştır. Sivil kıyafetli görevliler vasıtasıyla yapılan radar, ıhbarlı kontroller gibi modern kontrol sistemleri yaygınlaştırılmıştır. Traktör römorklarının fabrikasyon olarak ışıklandmlması mecburi kılınmıştır. Bölge trafik kuruluşlarında kamyon sürüculeri ile eğitim ve sohbet toplannlanna hız verilmiştir. E5, E23 ve E24 gibi trafiği yoğun olan karayollarında trafiğin havadan denetlenmesine başlanmıştır. Emniyet Genel Müdürü Çakmakoğlu, trafık kazalannın azaltılması, trafik duzen ve guvenliği konusunda yenı alınacak olan onlemleri ise şoyle anlattı: Mevcut araçiarda takılı bulunan mekanik takograflann müdahaıe edilebilir özellikte olması sebebiyle, söz konusu takograflann bakım, onarım ve,ayar düzenlemelerine dikkat edilecek ve bu işlemlerden sonra muhurleme işlemi yapılacak. 1 eylül tarihinden itibaren uzerinde oynanması mumkun olmayan digual ukograflar karayon, otobüs ve diğer ağır vasıtalara takılacak. Yolculara eğitici el ilanlan verilecek. Bu ilanla yolculardan seyahatleri sürecince sürucülerin yapmış olduklan kural ıhlallerini en yakın ekibe veya trafık kuruluşuna bildirmeleri istenecek. Ağır taşıtlara belirli günlerde trafiğe çıkma yasağı getirilebilecek. Emniyet Genel Müdurü Çakmakoğlu, ağır vasıtalara belirli gunlerde trafığe çıkma yasağı getirilmesi konusunun henuz düşunce safhasında olduğunu da belirtti. Çakmakoğlu, Trafik Yasası'nda yapılacak değişikleri de şöyle özetledi: Mahkemelerin yetkisine verilen cezalar idari cezaya dönüşturulecek. Trafik polisine peşin para tahsil etme yetkisi verilecek. Trafik para cezalan günümüz koşullarına göre yeniden düzenlenecek. Ceza puanı uygulaması hukuken ve fiili olarak başlatılacak. Celal Bayar amlacak tSTANBUL (AA) Turkiye'nm üçu'ncu Cumhurbaşkanı Celal Bayar, ölümünün 2. yıîdönümü olan 22 ağustos pazartesi günü, doğum yeri olan GemlikUmurbey'deki mezarı başında amlacak. Anma tureninde, Celal Bayar Vakfı ve Müzesi'nin bahçesındekı mezara Cumhurbaşkanlığı ve hukümet adına çelenk konularak saygı duruşunda butunulacak. Daha sonra , Celal Bayar Vakfı ' * Salonu'nda Turkiye'nin uçüncu Cumhurbaşkanı ile ilgili amlar dile getirilecek. Mustafa Kara öldü İstanbul Haber Servisi tstanbul eski milletvekillerinden Mustafa Kara öldü. Mustafa Kara 197377 yılları arasında mılletvekilliği yapmıştı. 77 yaşında ölen Kara'nm * cenazesi yann Şişli Camii'nde öğleyin kılınacak namazdan sonra Zincirlıkuyu'da toprağa verilecek. Boşanan eşe tazminat hakkı ANKARA (AMİA) Yargnay, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra da kusursuz eşin, boşanmaya neden olan olaylara dayanarak manevi tazminat davası açabileceği yolunda içtihadı birlestirme karan verdi. Yargıda bu konuda beliren görüş ayrıhklan üzerine toplanan Yargıtay İçtihadı Birlestirme Büyuk Genel Kurulu, manevi tazminat isteminin boşanma davasıyla bırlikte gündeme getirılebıleceği gibi, boşanma hükmunun kesinleşmesinden sonra ayrı bir dava konusu da yapılabileceği görüşune vardı. İçtihadı Birlestirme karan 38'e karşı 46 oyla alındı. Turistleri hasta edenler ASTALYA (AA) tngiltere'de yayımlanan Whıch Dergısi'nin, 1987 yılı turizm verilerine dayanarak yaptığı bir araştırmaya göre turistlerin en çok hastalandıklan ülkeler sıralamasmda, Türkiye dünya dördüncüsü oldu. Derginin araştırmasında, iilkeye gelen turistlerin hastalanma oranı olarak Mısır yüzde 56 ile ilk sırayı alırken, Hindistan yüzde 50 ile ikinci ve Gambia yüzde 46 . ile üçüncü sırayı alıyor. Sıralamada dördüncü olan Turkiye'de, turistlerin hasta olma oranı yüzde 41 olarak belirlendi. Ağustos ayında trafik daha çok can alıyor. Kitlenme ise yaşamı felce uğratıyor. (Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu) RİZE/IŞIKLI Çernobil çayına karşı protesto yürüyüşü FAİK BAKOĞLU RİZE Radyasyonlu çayların 4 fabrikada yakılarak imha yoluna gidilmesine tepkiler büyüyor. Işıklı'daki depolarda radyasyonlu çaylann toplanmasını protesto eden 200 kadar kisi, önceki gün bir yürüyüş yaparak ÇayKur ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nu suçladılar. Çay fabrikalannda deneme amacıyla yakılmaya başlanan çaylann imhasında çalışan bazı işçilerin de rahatsızlandığı ve işe gitmedikleri iddia edildi. Tepkilerin yoğunlaşması üzerine Rize içinde bulunan Cumhuriyet Çay Fabrikası'nda yakma işlemine dün ara verildi. Yakma işleminin yanna kadar süreceğı açıklanmıştı. TEAK Başkanı Doç. Dr. Atilla Özmen, Rize'de yaptığı incelemeler sırasında radyasyonlu çaylann kesinlikle Rize'de imha edilmeyeceğini, geçıci olarak depolanacağını açıklamasına karşın, onceki gun beş fabrikada çaylann "deneme amacıyla" yakılmaya başlanması, ortalığı kanştırdı. SHP 11 Başkanı Murat Kumbasar, DSP 11 Başkanı Mehmet Alkan, DYP 1 Başkanı Şevket Kam1 bur, RP İl Başkanı Nevzat Demir ile Rıze Ziraat Odası yetkilileri, ÇayKur'un ve TAEK'in tutumunun çelişkili ve yanlış olduğunu one surerek, bu konuda sağlıklı önlem alınmasını istediler. Yeni ürun çaylan koyacak yer bulamayan ÇayKur, radyasyonlu çaylan koyduğu depolan da boşaltamıyor. TEAK Başkanı Atilla Ozmen'in ÇayKur'a gonderdiği 13 Temmuz 1988 tarihli "gizli" 3172834 sayılı yazıda, radyasyonlu tum çaylann Işıklı'daki depoda toplanacağıve bu konuda alınacak tum onlemlerin bildirildiğı öğrenildi. Koylulerin depolama işıne başından beri karşı olduklan biliniyordu. Nitekim önceki gun 200 kadar lşıklılı, koylerinde radyasyonlu çay istemediklerini belirterek yuruyuş yaptılar. Ardeşen Kaymakamı Fikret Çuhadaroğlu, yurüyüş sırasında ÇayKur ve TEAK'ı protesto eden köylüler hakkında yasal işlem yapılacağım açıkladı. UşakMüzesini donatan defineci Ahmet I Ahmet Arslan, Uşak ve tçindeki resimlere baktım, bana hiç de yabancı degil. Benzerierini tariada çift sürerken gonırduk, sonyöresindeki eserleri ra sonıp soruşlurduk, bunlar iyi para edermiş. O değme arkeotogtan giin işyerinden aynldım ve bu işe başladım. Hem daha iyi biliyor. Latince ben anyorum hem de köyumüzden, çevrcden, tarihi eser bulanlardan satın alıp müzeye getiriyorum." öğrenen Ahmet, Ahmet Arslan'ın müzeye getırdiği eserlere 3 kidedektörü ile çıkardığı şilik bir komisyon değer bıçiyor ve bu değer üzeeserleri müzeye satıyor. rinden ödeme yapılıyor. Arslan, komisyonun hanMUSTAFA BALBAY UŞAK Uşak ve çevresinde tarihi eser arayan yuzlerce kişiden biri Ahmet Arslan. Geçimini bu yoldan sağlıyor. tşini çok iyi yapabilmek için Latince öğrenmiş. Övünerek, "Bu bölgeyi arkeologlardan, miize müdıinioden daha iyi bilirim" diyor. Muzeye getırdiği Roma donemirıe ait bir heykelin onunde konuşuyoruz Ahmet Arslan'la. 57 yaşında, ama genç ve dinç görünuyor. Tarihi cser işine başladıktan sonra köyden kente goçmuş ve Uşak'a yerleşmiş. "Maddi durumura fena sayılmaz, pek ekonomik sıkıntım yok" diyor ve bu işe nasıl başladığını şoyle anlatıyor: "1970li vıllann başıydı. Arkadaşlardan biri,elinde resimli bir kitapla geldi. Arkeoloji kitabıynuş. gi esere ne kadar para vereceğini de önceden kestirdiğini soylüyor. "Bu iş riskli degil mi, her an 'tarihi eser kaçakçılığı suçundan başınız derde girebilir" sorumuza yanıtı ilginç: "Daha önce belirlenen ve müze müdürluklerinin kontrolıi altında olan verier var. Ben bu alanların dışında arama yapıyorum. Bu nedenle de başımın derde girmesi soz konusu degil. Zaten kendileri alınmasın, ama ben bu bolgeyı Uşak Muze Mudunı'ndco daha ivi bilirim. Nereden ne tur eserler çıkar az çok tahrnin edebilirim." Ahmet Arslan, işını tam bir profesyonel gibi yapıyor. En büyuk yardımcısı dedektoru. Uşak ve çevresindeki hoyukler, antik yerleşim alanları konusundaki bügisi, arkeologlara taş çıkanacak duzeyde. Bulduğu Cserlerın hangi döneme ait olduğunu ve uzerlerindeki yazıları anlamak için Latince de oğrenmiş. "Önceleri bulduğum sikkelerin degerini anlamıyordum. Çok para eder deyip yantldıgım eserler oldu. O nedenle Latince ogrendim. Şimdi eserlerin uzerindeki yazıları rahatlıkla okuyonım. Örnegin Antouius'un bir sikkesini bulunca, "Bu 10 bin lira eder' diyorum. Muzeye goturdugumde de yanılmadığımı anlıyorum" diyor. Denızlı Ağır Ceza Mahkemesi, 1977'de tarihi eser kaçakçıhğından 20 ay hapse mahküm etmiş Ahmet Arslan'ı. Ancak Yargnay, bu karan bozmuş ve beraat etmiş. Ahmet Arslan, yöneticilerin bu konulardaki bilgisizliğinden de yakınıyor ve şunlan söyluyor: "Aslında jandarma, polis, tarihi eserden anlamı>or, bu işi bilmivor. Tarihi eserleri bulan kişilerin birkaç gün içinde müzeye getirmeleri halinde bundan para alabileceğini çok az insan biliyor. Bence bunun propagandası yapılmalı. Örneğin bazı koylüler, bulduklan eserleri 'içeri atarlar' korkusu ile muzeye getiremiyorlar. Ben onlardan satın alıyorum. Sonra müzeye getirip satıyorum." lan getirmiştir" diyerek, ilkokul mezunu Latince bilen tarihi eser avcısım doğruluyor. Ahmet Arslan 1 ın eserlerimn tumünü müzede görmek mümkün değil, çoğu depoda. Sadece bir teşhir salonu bulunan Uşak Muzesi'nde bu eserlerin çoğu ziyaretçilerin göster.imine sunulamıyor. Muzenin büyütulmesi de zor. Çünku daha once Tekel deposu olarak planlandığından, temelı, tek katlı bir binanın özelliklerine göre atılmış. Ahmet Arslan, geçimini tarihi eser bulup satarak sağlıyor. Peki, tarihi eserleri bulup ortaya çıkarmak, aslında muzderin, arkeologiann görevi değil mi? Yıllarca çeşitli uygarhklara yataklık etmiş Uşak'ta kazı yapmaya yetkıli müzenın 1988 yılı ödeneğınin "sıhr" olduğunu öğrenince, bu soıunun yanıtını vermek guçleşiyor. Ahmet Arslan, "bulduklanna saöş yeri" olarak müzeyi seçmiş. Ya başka yollan deneyenler'.' Ahmet Arslan onlara kızgın, "Aslında böyle bir riske girmeye degmez. Topraklarımızdan çıkan eserleri yurtdışına kaçırmamn vatan hainliğinden farkı yok" diyor. Uşak ve çevresinde define ve tarihi eser arayan Uşak Muze Muduru Hüseyin Dinçer de "Bu mü belki binlerce kişı var. Uşak Müzesi'ne bulduğu eseri zedeki eserlerin neredeyse üçte birini Ahmet Ars getirenler ise bir elin parmakları kadar. 1230 konutluk inşaat tstanbul (AA) İstanbul Belediyesi işçileri yapı kooperatiflerinin Kartal Soğanlık 'ta yaptıracağı 1230 konutluk inşaatın temeli dün törenle atıldı. Soğanlık'ta inşa edilen konutlar 10'ar katlı 41 bloktan oluşuyor. Ortalama 79 metre karelik daireler 14 milyon liraya mal olacak. Zakkum hıtkukıı 4NKARA (AA) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Nihat Kıtapçı, llaç Geliştirme ve Değerlendirme Kurulu'nun hazırladığı raporun kendısine henüz resmen ulaşmadığını söyledi. Kitapçı, bakanlık olarak konunun sadece hukuksal yönü uzerinde çalışacaklarını bildirerek, "Bu konuda hukuki bir engel var mı, yok mu, onu ınceleyeceğız. Bakanlık olarak, olaym bilimsel yönunü kurula bıraktık, biz hukuksal yönunü düşünüyoruz" dedi. Bir dostluk sardalye kalch Turizmde deniz İstanbul Haber Servisi Ağustos ayının balığı sardalyedir. Bu sardalye daha da yağlanır ve lezzetlenir. Yağlı kâğıt içinde, taze asma yaprağı, dilimlenmiş domates, yeşil biber, maydanoz ve kekik ile ızgarada pişen sardalyenin tadına doyum olmaz. Ama istenirse, aynı reçete tepsiye uygulanarak sardalyeler fırına da suruiebilir. Eğer fazla zaman ve malzeme yoksa, taze taze ızgaraya atılan sardalyeler de tadından yenmez. Çunkü içinde bulunduğumuz aylar, sardalyenin en yağlı ve lezzetli olduğu aylardır. Sardalye balığı lezzetli olmasına lezzetlidir de Istanbul'da bulmak biraz zordur. Çunku dört bir yanı denizle çevrili tstanbul'un balık haline gunde en çok 20 kasa sardalye gelir. Peki, Akdeniz ve Ege balığı olduğu kadar "Marmara balığı" olarak da nitelenen "sardalye" niçın bulunmaz? Bu soruya birden çok yanıt alınabilir. tlk neden Marmara Denizi'nde 1 Eylul'de bitecek olan "Avlanma Yasagı"dır. tkinci önemli neden ise çok çabuk bozulan sardalyenin, Saroz Körfezi'nde avlandıktan sonra Istanbul'a taşınma.Mnın artık ekonomik olmamasıdır. Sardalye ozellikle Saroz Körfezi'nde bol bol avlanmaktadır. Ama Çanakkale Tarım İl Mudurluğu yetkililerine göre son yıllarda denizden çıktığı anda alıcı bulan sardalye, Istanbul'a fazla gönderilmemektedır. IZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Turizmde, "Yunan deniz ulaşım araçlanna" olan bağımlılığın gıderılebilmesi için, bu gemilenn Turk lımanlarındaki kalış sürelerinin uzatılması istendi. Öte >andan, yurt içi ulaştırma şebekelen arasında rekabetin bulunmamasının, ozellikle turizmde karayolu ulaşımının zorlanması sonucunu doğurduğu öne suruldü. Izmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ekrem Demirtaş, turızm açısından ulaştırma sisteminı oluşturan demiryolu, demzyolu, karayolu ve havayolu şebekelerine bakıldığında hiçbir şebekenin kendi içinde bir butunluk sağlayamadığını söyledi. Turk tunzmine hizmet veren sistemlerin her birinin kendine özgu altyapısıru tam olarak oluşturamadığına değınen Demırtaş, "Sistemler, ulaşım araçlarından olusan ust yapısını da çağın gcreklerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak tedarik edememiştir" dedi. Onemli turistik limanlarımız ve yoreleTİmiz arasında eksik olan denizyolu ulaşımının yarattığı kayıpların büyuklüğune dikkati çeken Demirtaş, sözlerini şöyle surdürdü: "Küçuk gemilerle turistik limanlar arasında ,ağlanacak bol ııkışum yetersiz gescl iç ulaşımın yanı sıra İstHObul'dan başlayan ve tskendenın'a kadar uzanan kıyı ulaşımının da duzenlenmesi gerekir. Ayrıca bu limanlaria Yunan adalan arasında gerçekleştirilecek ulaşım, Turk turizmine sayısıı yararlar sağlay^caktır." Aslında ucuz bir balık olan sardalyBnin asma yapraklı ızgarası çok lezzetlidir. (Fotoğraf Cumhuriyet) Gunde ortalama 20 kasa taze sardalye ise İstanbul Balık Mustahsilleri Derneği Başkanı Kemalettin Karaman'a gore tstanbullunun "Dişinin kovuğunu dahı doldurmaz". "Maalesef bu yü istenilen duzeyde sardalye istihsal etmiş değiliz" diyen Kemalettin Karaman'a gore "sardalyenin azalma nedenleri" şunlardır: "İstanbul'da bu sezon sardalyenin kasası 2530 bin liraya gitli. Bu da kilosunun 1.500 lira dolayında olduğunu gösterir. Istanbul'a neden sardalye gelmiyor? Bunun en onemli nedeni, Çanakkale yöresindeki sardalye tesislerinin peşin para vererek sardalyeleri işlemek için almalandır. Balıkçılar, kendi iç pazarlarında satıyorsa, niye tstanbul'a balık gondersinler? Ama sardalye aynı zamanda bir kuzeybatı Marmara balığıdır. Bu yuzden heyecanla avlanma sezonunun açılmasım bekliyoruz." Şu gunlerde, "kâğıtta" ya da "ızgarada" sardalye yıyebilmek için, Kumkapı'da bile "şans" faktöru ağır basıyor. Ama Çanakkale yöresindeki 45 konserve fabrikasının "sardalye" urunlerine ulaşmak hiç de guç değil. Çunku her bakkalda var. Iste size Kumkapı Nihat Restoran'ın ustası Hüseyin Tekin'den "kağıtta sardalye" tarifi!.. Sardalye, kılçıkları ve derısi çıkanlarak temizlenir. Yağlı kâğıdın uzerine taze asma yaprakları serilir. Onun uzerine dilim dilim domatesler yerleştirilir. Daha sonra yeşil biber ve maydanoz konulur. Ustune de ayıklanmış sardalyeler yerleştirilir. Uzerine karabiber ve kekik serpilir. Balığın altındaki malzemeler aynı şekilde ustune de yerleştirilir ve vağlı kâğıtla sırılır. Daha sonra ızgaranın uzerinde 45 dakika kadar bırakılır. Kâğıtla servis yapılır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle