23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MA YIS 1988 HABERLER CUMHURİYET/7 Gözler Istanbul Kongresi'nde Veniden aday olacağını belirten SHP ,. Istanbul İl Başkanı Öztunç, kongre ı*\ mücadelesini demokratik bir hizmet yarışı 7 olarak gördüğünü söyledi. Adaylığmı / açıklayan Parti Meclisi üyesi Karakaş da "Sosyal demokrat partilerin temel özelliği, demokrasiyi ve solu tercih etmeleriyle belirlenir" dedi. Haber Merkezi SHP'de kurultay dengelerinin belirlendiği il kongrelerinin biiyük bölümü tamamlandı. Geçen hafta sonu yapılan kongrelerde Baykalcı grup delegeleri önemli kazanıralar elde ederlerken, sol grup delegelerin parti içi ağırlıklarıru koruduklan gözlendi. Ankara'da sol gruptan, tzmir'de ise Baykalcı gruptan delegelerin yer aldığı listelerin seçilmesi, büyük kurultay dengesinin belirlenmesinde, gözlerin 5 haziranda yapılacak Istanbul il kongresine çevrilmesine neden oldu. İstanbul il kongresinin büyük kurultay sonucunu etkilemesi bekleniyor. Parti Meclisi üyesi Ercan Karakaş dün Istanbul İl Başkanlığı için adaylığmı açıkladı. Karakaş "sosyal demokrat partilerin temel özelliğinin demokrasiyi ve solu tercih etmeleri ile belirlenrHgini söyledi. Karakaş, il kongresine sol kanat adayı olarak katılacağını da be lirtti. Daha sonra adaylığmı açıklayan İl Başkanı Av. Doğan öztunç, kongre mücadelesini "demokratik bir hizmet yanşı" olarak gördüğünü söyledi. Öztunç, "SHP'nin şahsında sosyal demokrat bir iküdar yaratmanın özlemi içinde çalışmalanmı sürdürüyorum. Amaam, partimin sosyal demokrat göriişlerinin net biçimde ortaya çıkanlması, kongre ve kurultay sıirecinde partimin biiyümesini saflamaktır" dedi. SHP'de iller dengesinde belirgin bir değişme olmadı DUYDUK/GORDUK YALÇINPEK^EN 48 ilin değerlendirmesi SHP'de geçen hafta sonu yapılan il kongreleri ile 48 ilin büyük kurultaya gönderecekleri delegeler belirlenmiş oldu. SHP kulislerinde yapılan değerlendirmelere göre, Deniz Baykal kurultay şansını koruyor. Ancak büyük kurultaya gönderecekleri delege sayısı bakımından önemli olan Ankara, Adana, Içel ve Bursa gibi illerde sol grup delegelerinin bulunduğu listelerin seçilmeleri Baykal'ın işini zorlaştırıyor. Kurultay dengelerinin oluşmasında Muş, Ordu, Ga Karababa: Birleşemeyiz. Inönü: Ziyarete geldik Inönü'nün DSP'yi ziyaretinde tartışma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, DSP Genel Başkanı Necdet Karababa'ya nezaket ziyaretinde bulundu. Genel Sekreter Fikri Sağlar'la birlikte DSP Genel Merkezi'ne giden tnönü'ye Karababa, "Kumltaylannın üzerinden üç ay geçtiğini" anımsatarak sitemde bulundu. tnönü görüşmede, "birleşme konusunun gündeme gelmediğini" belirtirken, Karababa bunun tersi açıklamada bulundu ve "Sayın İnönu kurultay arifesinde delegelerine mesaj vermek ve hoş göriinmek amaayia birleşme teklifi getirdi" dedi. Genel Sekreter Sağlar, bu konudaki sorumuza karşılık, "Görüşmede birleşme konusunun gündeme gelmediğini" belirtti. Sağlar, Karababa'nın önceki gün gazetelerde çıkan beyanlannın söz konusu olduğunu ve görüşmede bu beyanların ortaya getirilerek "DSP'nin düşüncesinde bir degişiklik mi var?" şeklinde soru yöneltildiğini, olayın bundan ibaret olduğunu bildirdi. DSP Uenel Başkaru Karababa vatandaşın sıkıntısımn seçim sistemınden kaynaklandığını vurgulayarak, "Tabii bunda sizin de katkınız var" dedi. tnönü ise, "Yok yok başkan. Bunlar aslı olmayan şeyler. Kanşıklıgı düzeltmek için herkesin gayreti ziantep, Eskişehir, Çankırı'run hangi listeleri destekleyeceklerini açıklamamaları da önemli bir etken olacak. Anılan illeri hem sol grup hem de Baykalcılar kendi hesaplan içinde tuttukları gözleniyor. , Deniz Baykal ve Ali Topuz ittifakırun desteklediği delegeler Adıyaman, Gümüşhane, Antalya, Denizli, Trabzon gibi illerde il kongrelerini kazandılar. Sol grup ise il olarak az ancak delege sayısı yüksek Ankara, Adana, fçel ve Bursa gibi illerin yönetimlerini aldılar. SHP kulislerinde, Ankara il kongresini kaybettikten sonra Deniz Baykal'ın kurultayda zorlanacağını, ancak yine de binin üzerindeki delegenin çoğunluğunun oyunu alacağı ifade ediliyor. Baykal grubunun, Ankara il yönetimini kaybetmekle bozulan dengeyi sağlamak amacıyla, S haziranda yapılacak ve sol gnıbun güçlü olduğu Istanbul il kongresinde tüm gücüyle çalışacağı belirtiliyor. "Kendi filmini kendin çek • •• G Inönü'den destek istedi ANKARA (Cumhuriyet Burosu) SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, meslek kuruluşlanrun, sorunlarıyla ilgili açıklamaların yanı sıra "siyasetle ilgili sözler söykyebilecegini" bildirdi. Anayasa Mahkemesi'nde kapatma davası süren Sosyalist Parti Genel Başkanı Ferit tlsever, dün SHP Genel Başkanı Erdal Inönü'yü ziyaret etti. tnönü, Sosyalist Partinin kuruluşundan beri ilk kez görüştüklerini ifade ederek, kapatma davasına ilişkin olarak tepki gösterdiklerini anlattı. tlsever ise tnönü'ye, gösterdiği tepki nedeniyle teşekkür ederek, kapatma davasına ilişkin bilgi vermek için geldiklerini kaydetti. tlsever, görüşmeden sonra gazetecilerin sorularını yanıtlarken, kapatma davasının demokrasinin sorunu olduğunu bildirdi. tlsever, bu konuda tnönü 1 den destek istediklerini açıkladı. erçekten "aydın" bir öğretmen olan Hasan Basri Aydın'ın " 3 2 kısım tekmili birden" denebilecek ilginç öyküsünün son kısmını geçen hafta "Kertenkele Olan Merrimek" başlıklı yazımda anlatmıştım. Aydın'ın öyküsü Hasan Uysal'ın kalemiyle kitap olduktan sonra, şimdi de film olmaya hazırlanıyor. Bu ikinci projenin sahibi başka bir "aydın" kişi olan Asım Aslan... Aslan da Hasan Basri Aydın gibi, haksızlıklara uğramış bir devlet memuru... Yine bu köşede yazıldı; Yozgat Hukuk tşleri Müdürü iken, bir yılbaşı kartı nedeniyle hakkında açılan soruşturma sonucu, suç unsuru bulunmamasına karşın görevinden uzaklaştmlan ve devlet memurluğundan çıkarılan biri.. Asım Aslan'ın yılbaşı kartıru bir kere daha yayımladıktan sonra asıl konumuza gelelim: "Yeni yılııuzı Devlet memurluğu insan haklannın çigjıenmediği. dii yaparken şiince suçunun ol haksızlıklara, madığı, demokra yolsuzluklara, sinin tüm kunımlanyta işler hale adaletsizliklere geldiği, emekçi sı karşı çıkan, nıflann da kapita "kendi üstüne lisl sınıflar gibi örgiitlenip devlet vazife olmayan" yönetiminde söz işlerle uğraşırken sahibi oldukları, işinden gücünden railli gelirin adil dağıtıldığı, sosyal olan Asım Aslan, adaletin gerçek bir film şirketi leştiği, ekonomi kurduktan sonra raizin IMF'nin, boldinglerin, para halkımıza şöyle babalanmn çıkar sesleniyor: "Kendi lanna göre değil, filminizi kendiniz çmlışan geniş halk kitlelerinin çıkar çekmeye ne lanaa göre yöne dersiniz?.."^ ^ " ^ ^ ^ " tildigi, kalkınoiış, çagdaş uygarlık düzeyine ulaşmış, tam bağımsızlığın, özgüriüğıin, banşın, kardeşligin, dostlugun, sevginin egemen olduğu yepyeni bir Türkiye'nin özlemiyle kutlar, sağlık. başan, mutluluk, esenlikler diler ve saygılar sunanm." Asım Aslan görevinden uzaklaştınldıktan sonra birkaç kitap yazdı. Üniversitenin sorunlarını işleyen "633 adam" yurdumuzun ve halkımızm gerçeklerini belgelerle dile getiren "Belgderie Tttrkiye" ve Atatürkçülüğün nasıl sömürüldüğünü anlatan "Sömürülen Atatürk ve Atatürkçüliik" adlarını taşıyan bu kitaplan yazdıktan sonra artık kimsenin okumadığını, salt "bakmakla" yetindiğini anlayan Aslan işi sinemaya dökmeye kz/ar verdi. Kendini öğrencilerine, halkına, cehaletle, bilgisizlikle savaşıma adamış Atatürkçü, idealist, demokrat bir öğretmenin yaşamöyküsünü anlatan "Öğretmen Aydın" adlı özgün bir Tılm senaryosu yazdı.. Sonra senaryonun filme çekilmesi için bazı girişimlerde bulundu. Yeşilçam, senaryoyu kendi koşullarına uygun bulmadığı için filme çekmek istemedi. TRT'nin başta kabul etmeyeceğini bil diği için bu yola hiç girmeyen Asım Aslan sonuçta iki aşamalı bir proje hazırladı. Projesini kendi ağzından dinleyelim: "Maddi durumum iyi olsaydı, senaryomu kendi m filme çekecektim, oysa şu anda parasızım. Partizanlık yapmadığım için yılbaşı kartım bahane edilerek devlet memurluğundan çıkanldım. Benim gibi parasız bir insana bankalann kredi vermeyecekleri bilinmektedir. Senaryomu filme çekecek gönüllü kişi ve kuruluşlann çıkması durumunda, yasal haklanra saklı kalmak koşuluyla senaryoyu onlara vereceğim. Ancak bu tür kişi ve kunıluşlann bulunmaması durumunda, senaryomu halkımızm ve basınınuzın katkılanyla filme çekecegim. Bunun için bir proje hazırladım. Projenin maliyeti 100 milyon liradır. Bu para halkımızm ve basınımızın gönüllü katkılanyla oluşacaktır. Katkı miktarı, herkesin maddi durumuna göre olacaktır. 100 milyon liranın toplanması için çeşitli seçenekler vardır: Bu proje 10 insanımızın 10'ar milyon liralık katkılanyla gerçekleşebilecektir. Veya 100 insanımızın l'er milyonluk katkılanyla gerçekleşebilir. 200 insanımızın SOO'er bin liralık katkılanyla gerçekleşebilir. 1000 insanımızın 100'er bin liralık katkılanyla gerçekleşebilir. 2000 insanımızın SO'şer bin liralık katkılanyla da gerçekleşebilir. S bin insanımızın 20'şer bin liralık katkılanyla da gerçekleşebilir. 10 bin insanımızın 10'ar bin liralık katkılanyla da gerçekleşebilir." Asım Aslan projesini anlattıktan sonra, olası bir kuşkuyu dile getiriyor ve sizlerin adına kendisine şu soruyu soruyor: "Öğretmenlerimizin sorunlanm işleyen bir film çevireceğim bahanesiyle, halktan ve basından 100 milyon lira katkı loplayıp, daha sonra bunun üzerine yatmayacagını, uyanıklık yapmayacağım nereden bilelim?" Aslan bu kuşkuya karşı sadece "söz vermeklc" yetiniyor ve kendisine güvenilmesini istiyor. Asım Aslan'a güvenilir mi? Bana kalırsa evet. Zaten bugüne kadar kimlere güvenmedik ki. Değil 100 milyon liralık bir proje için, ülkenin geleceği için bile, başarısızlıklanndan başka bir marifetleri olmayan bir sürü insana gözü kapalı güvenmedik mi? Üstelik devlet memurluğu yaparken, haksızlıklara, yolsuzluklara, adaletsizliklere karşı çıkan, "kendi üstüne vazife olmayan" bu işlerle uğraşırken işinden gücünden olan Asım Aslan bu güveni "başına gelen belalarla" çoktan hak etmiş biri.. Projesini gerçekleştirmek için bir firma kuran eski devlet memuru, film yapımcısı olabilmek için tüm koşulları yerine getirdi.. Adresi: Meşrutiyet Caddesi 15/6, telefonları 11891091189938'dir. Katkılarınız için posta çeki numarası ise 313521. Gerisi sizlere kalmış. Kendi filminizi, kendiniz çekmeye ne dersiniz? HlİaO VE SAtLAR'l YALANLADI SHP Genel Başkanı ve Genel Sekreteri'nin ziyaretinden sonra bir açıklama yapan Karababa, "Delegelerine hoş görünmek ve mesaj vermek amacıyla birleşme teklifi getirdi" dedi.(Fotoğraf: AAj gerekiyor" diye konuştu. Karababa, bu sözlere şu karşılığı verdi: "Bu bu gayreti seçimden önce gösterdik. Işbirliği önerisinde bulunduk. Ama zannederim, siz birim önerimizi MYK'da bile görüşmeden reddeltiniz." DSP Genel Başkanı Karababa, bir gazetecinin, "Siz SHP'nin önerisini kabul etseydiniz, bugünkii sıkıntılar olur muydu?" sorusuna, "Biz tabanda birleşmeyi ber zaman istedik. Ama o zaman partide bir çalkantı oldu. Bu çalkantı hâlâ devam ediyor" karşılığını verdi. înönü, bu sözler üzerine, "Buraya basın toplantısı yapmak için değil. göruşmeye geldik" dedi. DSP Genel Sekreteri Selçuk Sönmez'in de katıldığı görüşme yarım saat sürdü. Karababa, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, tnönü'nün partisine birleşme önerisinde bulunduğunu bildirdi ve "DSP olarak iistyapısı paramparça olan, yapısı ve dogrultusu bakımından bize uymayan SHP ile birleşmemiz doğru değildir. Dilegimiz odur ki, kongre hesaplan olan SHP'nin, DSP'nin iç işlerine kanşmaması ve DSP üzerine hesap yapmamasıdır" dedi. Karababa, şunlan söyledi: "Sayın tnönü, kurultay arifesinde delegelerine mesaj vermek ve hoş görünmek amacıyla birleşme teklifi getirdi. DSP olarak SHP'ye çeşitli zamanlarda çeşitlı teklifler göturdük. Bizim işbirligimizi reddeden SHP, DYP ile anayasa değişikliği konusunda işbirligi içinde bulunuyor. SHP'nin bugünkii yapılaşmasının ne kadar yanlış olduğu kendilerince de tespit edilmiştir. Parti içinde çeşitli çadırlann bulunduğu, birlik ve beraberlik içinde olmadıklan kendi beyanlanndan anlaşılıyor. SHP'nin bu haliyle bir yere varamayacağı, daha önce kendilerine destek veren yazarlar larafından da artık yazılmaya başlandı. Böylece DSP'nin hakhlığı ortaya çıkmıştır. DSP olarak, iistyapısı paramparça olan, yapı ve doğrulta bakımından bize uymayan SHP ile birleşmemiz doğru değildir. Tiim sosyal demokratlan sağlıklı yapıya sahip olan DSP çatısı allında toplanmaya çagınyorum." JrlT personeli fişlenîyor tstanbul Haber Servisi PTT, çalışanlanna dağıttığı "Personel Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Formu"yla personel hakkında da bilgiler topluyor. PTT çalışanlan "üye oldugunuz dernek" gibi sorulan içeren formla fışlendiklerini öne sürdüler. PTT Bölge Müdürü ile Telefon Başmüdürü, bilgi formlanmn halen çalışmalara değil, yeni işe girenlere uygulandığını söyledi. Istanbul'da çeşitli PTT şubelerinde çalışanlara "Hizmete özel gizli" bir form dağıtılarak doldurmalan istendi. Güvenlik soruşturması formunda, personelin ad, soyad, adres gibi bilgilerinin yaru sıra soruşturmaya uğrayıp uğramadıklan, üye olduklan dernekler gibi sorular da yöneltildi. Formda sorulara yanlış ve eksik bilgi verenlerin işlerine son verileceği de belirtildi. Formda yer alan sorulardan bazılan şöyle: • Kabahat niteliğindeki trafik suçları hariç, herhangi bir suçtan dolayı tevkif edildiniz mi? • Aleyhinize bir iddianame tanzim edildi mi? • Herhangi bir askeri veya sivil ceza davasında suçlu olarak mahkemeye davet edildiniz mi? • Mahkum oldunuz mu? • Hakkınızda para cezası uygulandı mı? "Formlarla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz PTT Bölge Müdürü Kadir Kutlu ile Telefon Başmüdürü Fehmi Sökmener, şu anda çalışanlara böyle bir form dağıtılmadığını söylediler. DYPgrubunda tartışmalı oturum 'Mezhepçilik, bölgecilik yanlıştır' Sloganlar "Programın bugünkii durumunu beğenmeyip daha sola götürmek isteyen arkadaşlarımız varsa, onu açıkça söylemeleri gerekir. Programı yürütmek için programın solunda sloganlara gerek yoktur." ANKARA (ANKA) SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, kurultay yaklaşırken, parti içi kanatlara "tatlı sert" uyarıda bulundu. tnönü, kurultayda genel başkanlık ve parti meclisi üyeliğine adaylığa soyunacaklara, "Parti programı dışına çıkamazsınız" derken, parti yönetimine talip olacaklara da, "Parti içinde pazarlığa karşıyım. Aday olanlar şimdiden adaylıklannı acıklasınlar" çağnsında bulundu. SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'nün ANKA'nın sorularına verdiği yanıtlar şöyle: CHP geleneği doğrultusunda il başkanlarıyla mı bir liste hazırlayacaksınız, yoksa kendiniz mi liv te çıkaracaksıniz? tNÖNÜ Kurultay içinde meydana gelecek gelişmeler üzerinde konuşmam mümkün değil. Ben genellikle ilkeler üzerinde konuşmaya çalışıyorum. Kurultayda mesaj verecek misiniz? tNÖNÜ Tabii, kurultayda mesaj vereceğim. Bugünlerde de veriyorum. Şimdi üzerinde durduğum nokta, özellikle kurultayda parti meclisine girmek isteyen veya genel başkan olmak isteyen arkadaşlarımın sözleri içinde partinin bütünlüğünü bozacak şckilde yorumlanmaması ve o ölçülere getirilmemesi şeklinde uyanlar yapıyorum. Ortaya çıkan bir aday kendini takdim ederken, programımız dışında sloganlar kullanamaz. tsmail Cem'i mi kastediyorsunuz? tNÖNÜ Hayır. tsmail Cem^ in o anlamda bir şeyi olmadı. Daha ziyade gruplarla ilgiü olarak örnekler verdim. CHP'lileşmek, sol ideolojiyi egemen kılmak gibi sloganlar bazen maksadı aşan biçimde yorumlanabiliyor. SHP, CHP birikimini taşıdığı için bu jlogan yeni olmuyor. SHP zaten solda bir partidir. Onun için tekrar sol ideolojiyi egemen kılmak deyince ne kastettiğiniz anlaşılmıyor. Anlaşılmayınca da yanlış anlaşıhyor. Fikirleri yanlış dcgerlendirme mi var? tNÖNÜ Tabii. Ben söylenen sözlerin anlamına bakarım. Programın bugünkü durumunu beğenmeyip daha sola götürmek isteyen arkadaşlarımız varsa, onu açıkça söylemeleri gerekir ve o tabii ki kurultayda tartışılır. Ancak programı beğeniyorlar. Programı yürütmek için bunu slogan diye kullanıyorlar. Programı yürütmek için programın solunda sloganlara gerek yoktur. Programın içinden slogan çıkarmak gerekir. Mezhepçilik, bölgecilik gibi dar yaklaşımlar da yanlıştır. Sizin parti içinde Baykalcılan ve sol kanadı birbirlerine karşı kullanarak ortada bir denge unsuru olarak kalmayn yonelik bir politika uyguladıgınız yolunda görüşler ileri sürülüyor. Siz bu yaklaşımı nasıl degerlendiriyorsunuı? tNÖNU Yanlış bir değerlendirme. Benim söylediğim şu: Parti içerisinde ilerlemek, partiyi seçmen ve kamuoyu önünde başanya götürmek... Bunlann ikisi aynı şekilde yapılmalıdır. Parti içinde ilerlemek bajka. halk önünde iler İnönü parti içi kanatları program için uyardı Demirel'e ağır suelaıııa DYP Siirt Milletvekili Çeliket, Demirel'i anti demokratik olmakla suçlayınca Küçükel ve Canuyar, Çelikel'in üzerine yürüdüler. Demirel, suçlamaların Çelikel'in yönetime girememesinden kaynaklandığını söyledi. şahsımdan da bahsetmiyorum burada. Ama ömegin vefakâr Cindoruk'un bu tavnndan sonra itilir gibi gözükmesi fevkalade hoş olmayan bir olaydır. Bunu Türk efkân umumiyesi ve DYP camiasına izahta güçlük çekmeyecek miyiz?" Demirel'e "Ne lsa'ya, ne Musa'ya yaranamadınız" diyen Çeliker, DYP'nin politikasının ANAP'm başarısızlığı üzerine kurulamayacağına da dikkat çekerek, şöyle dedi: "Sizi yanıltan haleyi etrafıruzdan tecrit etmezseniz, iktidar ufkuna doğru yol almayı mümkün görmem. 1980'den sonra bir Milli Savunma Bakanımızın bizi askere tesiim ettikten sonra Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyeliğine selam çaktığını, şu anda yanınuda bulunan bir başkasının ise Cumhurbaşkanı'na ihtilali alkışlayan bir mektup yazdığını unutmayınız. Etrafınızdakilerden korkmayın, herkes size sadakatle hizmet edecektir. Demokratik bir gönintü içinde değil, sırası geldiğinde demokrasiyi uygulayacak bir davranış içinde olun. Siirt'e gidip, bagırta bağırta üç ilçeyi feshedenleri gelirip aynı kadro içine koyarsanız, ben susamatn." Kürsüye daha sonra Çeliker'e yanıt vermek uzere Demirel çıktı ve "Sayın Çeliker, beklenen konuşmasını yaptı. Bunu dışanlarda zaten yapıyordu. Burada basının önünde yapraası daha iyi oldu. Ben buna sevindim, teşekkür ederim" dedi. dım diye, zaaf ik malul göstermek hakkımz değil. Grup üyesi olmak, az bir şey mi? Kolay mı? Bu zeminler kimseye bir şey vermek için değil, milyonlann hukukunu savunmak için var" dedi. Demirel, daha sonra şöyle konuştu: "Yani ben herşeyi doğru yapıyorum da başkalan mı beni yanılııyor? Hayır. Ben herkesi dinler, kendim karar veririm. Benim işim, toparlaraaktır, sizin söylediklerinizin tümunün bir gerekçesi vardır, ancak bunlara lek tek cevap verip, nifak yapmak istemem. Ben GtK üyesi olmak istiyorum demek, herkesin hakkıdır, ama münhasır hakkı değildir. Ben kimseyi GtK üyesi olmaktan alıkoymuyorum ki." Demirel'in bu sözleri üzerine Çeliker'in tekrar, "Kısıtlıyorsunuz da ondan" diye bağırdı. Demirel ise buna, "Kısıtlamak benim hakkım, ben partinin genel başkanıyım" diye yanıtladı. Çeliker, bu sözler üzerine de, "O zaman demokrasi olmaz" diye konuştu. Demirel, şöyle dedi: "Ben seçilecek 40 kişi şudur, bunlan istemem demedim ki. 40 yere başka partilerden arkadaşlar bulup, getirip oturttum mu ki? Başsız demokrasi olmaz. 40 kişi seçilecek. onları seçmek benim hakkımdır. Aynca seçilmiş insanlara yapılan saldınlar karşısında, onlan korumak da benim hakkımdır. Ne hakkımz var bu partiyi sancılı göstermeye? Gün olur, GİK'in tümü gruptan olur. 250 milletvekilini ge> tirin oturtun, GİK'in hepsini gruptan yapalım. O zaman da 210 kişi dışanda kalır, işte bunu tayin edecek kişi benim. Bu görev, 963 delegenin oyuyla bana verilmiş. Bu arkadaşlar dilsiz mi? Hepiniz milletvekili olmuş, buraya gelmişsiniz, oysa dışanda davaya bağlı, ama milletvekili olamamış yüzlerce kişi var. Konuşmak onlann hakkı, ama sizin değU." Demirel'in, "Turkiye'nin meselelerini tartışmak için oturduk, ama iş döndü dolaştı, 'Ben niye GtK üyesi olamadım' diyen Sayın Çeliker'in infialini yatıştırmaya geldi" şeklindeki sözleri üzerine, yerinden kalkarak bağırmaya başlayan Zeki Çeliker'e Grup Başkanvekili Vefa Tanır, "Böyle bir müzakere usulümüz yok, lütfen yerinize oturun" ikazında bulundu. Bu sırada bağırmasını sürdüren Zeki Çeliker ile Manisa Milletvekili Ümit Canuyar ve Elazığ Milletvekili Ahmet Küçükel, karşılıkh olarak oturdukları yerden kalkarak küfürleşmeye başladılar. Canuyar'ın, "Saygılı ol" ikazına bağırarak cevap veren Çeliker'e Küçükel de "sus" uyansında bulununca, Siirt milletvekilinin, "Seninle dısarda konuşuruz, terbiyesizlik yapma" diye bağırdığı duyuldu. Bu sırada araya giren milletvekilleri, kavgacıları yatıştırırken, Çeliker'in grup toplantısını terk ederek dışan çıktıği göruldü. SHP z a t e n solda "CHP'lileşmek, sol ideolojiyi egemen kılmak gibi sloganlar bazen maksadı aşan biçimde yorumlanabiliyor. SHP, CHP birikimini taşıdığı için bu slogan yeni olmuyor. SHP zaten solda bir partidir." lemek başka sloganlarla olur. Halkın beğendiği insanlar program içinde kalma önkoşuluyla güçlenirler ve bu güçleriyle parti içinde ilerler ve sonunda halk onları seçimde işbaşına getirir. Böyle bir davranışı genel başkan engelleyemez. Partiyi başarıya götürecek bir davranışı genel başkan niye engellesin? Genel başkarun genel başkan kalmak için parti içindeki güçlü insanları etkisiz bırakmak gibi bir ihtiyacı yok. Hepimizin ortak amacı partiyi başarıya götürmektir. Parti içindeki pazariıklara karşı oiduğunuz izlenimi gönılüyor. tNÖNÜ Benim yaklaşımımda bunlar yok. Benim anlayışım bu programa inanarak bu partiye girmişiz. Programı gerçekleştirmek için uğraşıyoruz. Bunu yaparken yanımda üç arkadaşım olursa ben bunu yapanm. Olmazsa yapmam, çünkü öbür arkadaşım bu programa karşıdır. Yahut olursa bu program yürümez. Bunlar yanlış şeyler. Ben bunlann hiçbirini tasvip etmem ve bu sözlerden etkilenmem. Hiçbir grubu başka bir gruba karşı mücadele ettirmek gibi bir şey de akhmdan geçmez. Kurultay, SHP'deki sulann durulmasına yol açabilecek mi? Böyle bir kanıya sahip misiniz? SHP'nin hâlâ oturmamış bir parti olduğu iieri sürülüyor. tNÖNÜ Evet, SHP'ye de bazı eleştiriler, fazla oturmuş, fazla az eleştiri yapan parti olduğu şekliı.Je. Baa eleştiriler, dediğiniz gibi karışık bir parti olduğu şeklinde. VEFAT Türk dili arındırıcısı, yurtdışında ve yurtiçinde eğitim örgütle>icisi MEHMET MASUM'un oğlu Vakko Sanat Galerileri Sunar: 730 Haziran 1988 BEDRİ AKALIN'ı (BEDRİ HOCA) 19071988 kaybetmemiz nedeni ile acımızı paylaşan, başsağlığı dileyenlere, eşi ve aile efradı teşekkür eder. Kalanlar sağ olsun. Vakko/Ankara Feridun Fikri Uğur Resım Sergısı Vakko/İzmir Abidin Dino Resım Sergisı Vakko/Beyoğlu Necati Abaa Resım Sergısı Expanding international company has a vacancy for a secretary 6n a full time basis. Perfect typing, vvord processing skills, fluency in English and Turkish, prior experience is essential. Please write vvith copy of resume to AaKAYBIMIZ Eski ortağımız ve değerli arkadaşımız Avukat ABDÜLKADİR SABAJ\aOGLU'nu kaybetmiş bulunuyoruz. Merhuma rahmet kederli ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz. BtRCANLAR VE BtRKANLAR TEKSTtL SANAYİ A.Ş. SEC/IN C/O ARTHUR YOUNG P.K. 21 Mecidiyeköy Jstanbul ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Büyük Kongresi sonrasında gnıptaki kırgınlıklar dün Sürt Milletvekili Zeki ÇeUker'in Genel Başkan Süleyman Demirel'i hedef alan sözleriyle su yüzüne çıktı. Demirel'i "demokratik olmamakla" suçlayan Çeliker, genel başkanın Cindoruk'u harcadığını ve muhalefette kalarak "flaş olmak" istediğini öne sürdü. Demirel, bu suçlamaların Çeliker'in yönetime girememesinden kaynaklandığını bildirdi. Bu arada Elazığ Milletvekili Ahmet Küçükel ile Manisa Milletvekili Ümit Canuyar, Demirel'i suçlayan Çeliker'in üzerine yürümeye kalktılar. Çeliker, gazetecilere, "Şimdilik istifayı düşünmediğini" açıkladı. DYP grubunda konuşan Süleyman Demirel, ekim veya kasım ayında seçimlerin yapılacağını belirterek, "Şunu peşinen soyleyeyim, yerel seçimler bu iktidarın sonudur" dedi. DYP'nin dün TBMM'deki grup toplantısı tartışmalı geçtî. Genel seçim sonrasında idare amirliği için aday olup, ancak seçimi yitirmesi üzerine partiden istifadan caydınlan Çeliker, ikinci kez tepkisini büyük kongrede Demirel'in "san lislesi" açıklandığı zaman göstermiş ve demokratik bir kongre yapılmadığını, Demirel'in de "demokratik bir kişi olmadığım" savunmuştu. Çeliker, dün de basına açık olarak yapılan grup toplantısında söz sırası kendine geldiğinde, kürsüye çıkarak Demirel'e ağır suçlamalar yöneltti. Çeliker, konuşmasına, bugüne kadar Demirel'in "sevinçte ve üzüntüde yanında olduklannı" belirterek başladı ve "partiler platformu açıldığında hepsinden leklif aldık, ama reddetmeyi gurur saydık. Devirier oegişti, o gün karşısında durduğumuz kişiler bize tercih edildi" dedi. Bu konuşmaya bazı milletvekilleri tepki gösterirken Çeliker, genel idare kuruluna güneydoğu bölgesinden bir kişi seçildiğini söyledi ve "Iisteyi tetkik ettigimizde görüyornz ki, başansızlığa prim verilmiştir" diye konuştu. Çeliker, amacın ileriye gitmek mi, yoksa muhalefette mi kalmak olduğunu da sorarken, "Bana kalırsa olduğumuz yerde kalınz bu gidişle" dıverek sözlerini şöyle sürdürdü: "Ltsteye bakıyon>unuz, oır ılden iki kişi, bir diğerinden üç kişi GİK'e alınmış. Ama Antalya'dan. Balıkesir'den, Kütahya'dan, Afyon'dan, hatta Manisa'dan tek bir kişi yok. Bu terekkübün anlamı ne? Eğer listede azıak bir denge olsa, bu laflan etmezdim. Ayrıca Karşılıkh tartışmalar Demirel'in '*Sayın Çeliker, genel idare kurulu üyesi olsaydı, bu sözleri söylemezdi" yolundaki konuşması üzerine oturduğu yerden Çeliker'in "Söylerdim, söylerdim" diye yanıt vermesi, salondaki havayı bir anda elektriklendirdi. Demirel, "Söylemezdiniz" diye yineleyerek, "TBMM'de idare amirliği boşaldı, Sayın Çeliker seçilemediği için dışan çıktı, kapıyı çarptı ve hemen beyanat verdi. Her arkadaş münhal ycrlere seçilemediği için beyanat verirse olmaz bu iş. GİK listesi 963 büyük kongre delegesi tarafından onay görmüştür. Bu 963 delege robot mu, seçim mekanizmaları uydurma mı?" dedi. Demirel, Çeliker'e, "Muğla'nın, Manisa'nın hukukunu korumak size mi düştü?" derken, Çeliker yine oturduğu yerden, "Tabii bana ail" diye bağırdı. Demirel, Çeliker'in bu sözlerini duymamazhktan geldi ve konuşmasına, "Benim tasamıflanm hakkında kimin sö\leyeceği varsa, gelsin bana söylesin. DYP hep geriye gitmiş de buralara nasıl gelmişiz? Partiye giiçlenme safhasında, GİK üyesi olama
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle