17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MA YIS 1988 KÜLTÜRYAŞAM KİM KİME DUM DUMA BEHtç AK CUMHURÎYET/5 Batı Berlin'de Uluslararası Yazarlar Kongresi düzenlendi 'Avnıpa gerçeğfnin peşinde özdeşlik ve bölünmüşlük sorunu, Avrupalı aydının en çok kafa yorduğu sonınlar arasında. Avrupalı aydın, kıtanın geleceğini ve özdeşlik sorununu, bölünmüşlük sorunuyla iç içe görüyor. Bölünmüşlük yalnızca politik değil, daha da önemlisi kültürel bir sorun. GÜNER YÜREKLtK BATI BERLİN "Avrupa birleşebilir mi? Birieşmesi isteniyor BİR TEK AVRUPA, BİRÇOK DEMOKRASİ Batı Berlin'de düzenlenen "Bir Avrupa Duşü" adh yazarlar kongresine Amemu? Avnıpa'nın özdeşlik kurabirikalı yazar Susan Sontag (solda) da katılıyor. italyan yazar MariaAntonietta Macciocchi de "Bir Tek Avrupa, Birçok lecegi tarihsel ve kültürel gelenekDemokrasi" panelinde konuşacak. leri var mı? Yalta konferansı olmasoruna, Avrupa'yı bölen, bir külmüşlük, kültürel özdeşlik sorunu Kongresi'nde, onca yazar arasında saydı, Avrupa bugün nasıl olurtürü ideolojiler etrafında parçalaolan Avrupalı aydını bugün en çok Günter Grass'ı görmek olası değil. du?" Bu ve bu gibi sorular şu günyan antlaşmalardan yola çıkarak meşgul eden meselelerden biri. Sesi bile çıkmıyor. Tam bir bezginlerde B. Berlin'de yapılan uluslarayaklaşılmak isteniyor. Tahran, Yalönümüzdeki guz aylannda lik. Avrupa'nın günümüz gerçeği rası bir konErenin ana konuları. ta ve Potsdam Konferansları'nı yeTürkiye'de yapılacak TürkAlman ve geleceği konusunda yazann Aslında Avnıpa'nın özdeşlik soniden okumakta yarar var. Kitap Fuan nedeniyle ülkemize "dut yemiş bülbül" gibi sustuğurunu yeni bir konu değil. Ama yoIçlerinde Peter Schneider'in de gelmesi beklenen Feter Schneider, nu, büyük bir pesimistlik ile pasifğun tartışılan bir konu. 68 öğrenbulunduğu B. Berlinli yazarların Avnıpa'nın bölünmuşlüğünün yalik içine düştüğunü görüyoruz. ci hareketlerinin getirdiğı düşünsel "Bir Avrupa Düşü" başlığı altınzarlar açısından önemini vurgulaFakat Grass'ın susması, konudalgalanmalardan sonra günüyabilmek için "Nereye gitsek, du da düzenledikleri kongreye 20'yi nun kapanması demek olmuyor. müzde Avrupalı aydının en çok kaaşkın ülkeden 50'ye yakın yazar varlan da ister istemez kafamızda AJcsine, Avrupalı yazarlann her gefa yorduğu konular arasına girdi, cağnldı. ABD'li Susan Sontag; taşıyoruz. Kafamızdaki duvarlan çen gün üstüne daha büyük bir özdeşlik ve bölünmüşlük sorunu. Macar Agnes Heller ile György yıkmak, göninen gerçek duvarlaönemle ve ilgıyle egildikleri bir meBu sorunlar, Heinricn Böll'ü de Konrad ve Miklos Haraszki, Buln yıkmaktao çok daha zor" demişçok yakından ilgilendirmişti, ama . sele haline geldi. Doğu ve Batı Avgar Tzvetan Todorov, lspanyol Ferti. Avrupalı aydın, Avnıpa'nın gerupalı yazarlar son birkaç yıldır derinlemesine bir şeyler yapmasınando Savater ile Jorge Sempnın, leceğini ve özdeşlik sorununu, böVenedik, Atina, Madrid, Budapeşna ömrü yetmedi. Mirası belki de Sovyet Efim Etkira ile Lev Kopelünmüşlük sorunuyla iç içe görüte, Kopenhag ve Valenria gibi kentGünler Grass aldı. "Dişi Fare" adlı lev, Çek Antonin LJehm ile Libuyor ve "Dogu'suz bir Avrupa dülerde bir araya gelerek konuyu enidev romanında dünyanın batışını, se Monikova ve Pavel Kohont, Pone boyuna tanışıyorlar ve Milan şönülebilir mi?" sorusunu ortaya özdeşlik arayan Avrupalı aydının lonyalı Jan Kott, Jacek Bochensn atıyor. Bir başka deyişle, bölünKundera'nın sözleriyle, "Avrupa karamsar bakışlan ve korkulanyve F. Alman Hans Magnus Enmüşlük yalnızca politik değil, ontrajedisi"ni anlamaya çalışıyorlar. la yansıtmaya çalıştı. Dünyanın gezensberger ile Dany Cohn Bendan da onernlisi kültürel bir sorun. Bir yandan konuyu irdeleyen yapıtleceği açısından "benmerkezci" dit kongreye çağnlan yazarlardan Avrupa birliği "Bir Avrupa düşü" lar da veriyorlar. Işte Hans MagAvrupalıyı tartışma konusu yaptı birkaçı. Bir süre önce Türkiye'deoldu artık. B. Berlin'deki Uluslanus Enzensberger. Enzensberger, ve mikro elektronik "yeni çağ" ki IPI Genel Kurulu'na katılan rarası Yazarlar Kongresi'nin bu "Acta Europa" adlı 500 sayfalık son ın sonımsuz aydınlan ile 68'lileri İtalyan yazar ve gazeteci Mariabaşlık altında düzenlenmesi ve ağır bir dille suçladı. Ama ne ki, kitabında, ls\ıeç, ttalya, MacarisAntonietta Macciocchi de kongrekongreye "Yalta Konferansı gelen saldınlan göğüsleyemedi ve tan, Portekiz, Norveç, Polonya, nin konuklan arasında. Macciocctspanya gibi ülkeleri kalemiyle do Sonrası'' konulu panelle başlaması önce Kalküta'ya, sonra da F. Alhi, bugün "Bir Tek Avrupa, Birçok boşuna değil. Günümüz Avrupa laşıyor ve bu kıta uygarlığının samanya'nm bir köşesine çekilerek Demokrasi" başlıklı panele kavaş sonrası harabeleri üzerinde Av gerçeği (belki de gerçekdışılığı), etkisiz kaldı. Nitekim, B. Berlintılacak. Yalta Konferansı'na bağlanıyor ve rupa'nın geleceğini arıyor. Bölünde yapılan Uluslararası Yazarlar Ancak D. Almanya ile Sovyetler Birliği'nde yaşayan yazarlar kongreye katılmayacaklanm bildirdiler ve buna herhangi bir neden de göstermediler. B. Berlin'e gelen Doğu Avrupalı yazarlar ise siyasi mülteci olarak Batı'da yaşayan isimlerden oluşuyor. Örneğin, kongrede "glasnost" öncüsü Sovyet yazan yok. Bu durum kongreye gölge düşürüyor ve tek taraflı gecmesi gibi bir kuşku uyandınyor. Doğu Avrupa ülkelerinin kongreye yazar göndermemesi dolaylı bir boykot olarak görülüyor ve buna neden olarak da kongrenin B. Berlin'de düzenlenmiş olması gösteriliyor. 5 gün sürecek kongrede, "Yalta Konferansı ve Sonrası'', "Avrupa ve Diğerleri", "Sürgün", "Bir Avrupa Ütopyası", "Avrupa Kültürüne Bir Söylev", "Bir Tek Avnıpa, Birçok Demokrasi" gibi konularda 5 ayrı panel düzenlendi. Günümüz "Avrupa Gerçegi"ne yanıtların aranaİstanbul Şehir Tıyatrolan'nca düzenlenen cağı bu panellerin yanı sıra, yazarGençlik Günleri bugün sona eriyor. Bugün saat lar arasında çalışma gruplan da 12.00'de gösterilecek olan George Cukor'un, "Gaslightlşıktar Sönerken" adlı filmini saat 15.00'te Murathan Munoluşturuldu. Estetik ve politik megan'ın "Yeni Bir Aydın Tipi" konulu söyleşisi izJeyecek. Saat 19.00'da Yıldız Ûnıversitesı •Beşınci Frank" adlı selelerin konuşulacağı, yazarların oyunu sunacak. Bu etkınlikter Harbiye Muhsın Ertuğrul Tryatrosu'nda gerçekleşirken, Gençlik Günleri'nın son gösterisı eserlerinden okumalar yapacağı olan, Yeni Türkü Grubu'nun bugün saat 21.00'de vereceği konser Açıkhava Tiyatrosu'nda yan etkinliklerle birlikte kongre bugün sona erecek. P İ K N t K PtYALE MADRA TASII Bl'R ÖE SEMIN BlR ÇOCUK.TUM. BE3E.C KİM BIUVOR ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN E C İ L Î R KEAML GÖKHAN Gençlik Günleri'nde Yeni Türkü TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29Mayu Beckett'ten tek cümlelîk kitap Kiiltur Servisi 1969 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Samud Bcckett'ın, 1200 kelimelik tek bir cümleden oluşan bir kitabı yayımlandı. "Boş ve anlamsız bir dürryada söyleyecek hiçbir şeyi otmadıgım" söyleyen Beckett'ın geçen hafta Paris'te yayımlanan "L'Image" (Imge) adb kitabı 10 sayfa. Godot'yu Bekferken", "Molloy", "Krapp'ın Son Banb" gibi yapıtlanyla tanınan Beckett'ın "Imge" adlı kitabının son satınndan, aslında ^SCnerde' yazıldığının anlasüdığı belirtildi. Dergide şiir üvey evlat YURDAGÜL ERKOCA Uzun zamandır ses seda çıkmıyordu Süreyya Berfe'den. Son kitabı "Şiir Çahşmalan" 1985'te yayımlanmış, yine aynı yıl De Yayınevi şairin tüm şiirlerini bir araya getiren "Ufkun Dışında" adlı toplamı piyasaya çıkarmıştı. "Bir şairin üç yıl kitap yayımlamamasından daha doğal ne var?" denebilir. Ama son iki yıldır Berfe'nin şiirlerine edebiyat dergilerinde de rastlanmıyordu. Neydi bu suskunluğun nedeni? Yoksa şiirden mi vazgeçmişti Berfe? Tabii ki hayır! Yalnızca dergilerde şiir yayırnlamamak konusunda ilke karan almıştı. Karann nedeni ise bir değil birkaç taneydi. "Dergilerde en üvey evlat şiir" diye başlıyor söze ve sürdürüyor: "Telif meselesi; komik panüarla şiir yayımlanmaz. Vermeseler daha iyi. Ölçünün ne oldugunu anlayamıyorsunuz. Hikâyeye daha fazla para. düzyazıya daha fazla para, şiire gelince daha az. Nereden çıkıyor bu? Ben şiirin bu kadar üvey evlat olmasından yana değilim ve yayırnlamıyonım. tkincisi; müdahale. Yani illüstrasyonlar. Bu dergiler istedikleri gibi sayfa düzeni yapıyorlar. Şiirin yamna, karşısına veya içine birtakım görsel malzemeler getiriyorlar. Şiire yapılan en büyük haksızlık bu. Benim ne hakkım var, sizin çok sevdiğiniz bir şiiri okurken araya görsel malzeme sokmaya? Dergide görsel malzerae kullanmak mı istiyorsun? Söyle sanatçıya çizsin. Onun için de ayn bir sayfa ayır. Benim şiirimden ne istiyorsun? Ben Ulüstratörün zdhnindeki görünhiyie okurumu niye bağlayayım? Üçüncüsü; yanlışlıklar. Sen saatlerce bir virgülü nereye koyacağını düşunuyorsun, bir kelimeyi oraya mı koysam, buraya mı koysam diye anan ağlıyor. Dikkatsizlik yüzünden orda küt diye gidiyor." Nedçnler bu kadarla da bitmiyor. "En önemlisi" diyor "İyi şiir okurunu düşündügüm için yayımlamıyorum. Ben çok sevdiğim bir şairin, şöyle ağzına bir paımak bal çalarmış gibi, arada bir, bir şüriyle karşılaşmak istemiyorum. Onunla günler haftalar, hatta aylar geçirmek istiy«nım. Dünya duruyor, okurlar duruyor, ben de duruyonım. Kitap cıkar, hep beraber rahat ederiz." Biz " O halde yakınlarda bir kitap var" diye düşünürken o konuşmasını sürdürüyor: "Bir de mesela 12 şiirlik kitaplar var. Acele elme kardeşim. 34 şiir bir arada olsun, 40 sayfa olsun. Hadi bir telaş, aitı ayda bir kitap... Bu tarz kitap yayımlasaydım, geçen ydlarda üç kitabım yayımlanmıştı. Ama şiirler bir araya geldiğinde okunduğuna değsin. Eğer yazdıklannın arasında köklü değişiklikler varsa tamam. O zaman altı ayda bir kitap çıkar. Belli bir kişiliğe oturmuş. belli bir larzı olan şiirler yazıyorsan da acele etme." Berfe bu konuda acele etmiyordu gerçekten. Üç yıllık çalışmalarını sonbaharda piyasaya çıkartsa kendi deyişiyle "degecek" bir toplam olabilirdi. Tabii "hacim olarak" demeyi ihmal etmiyordu. "Şiir Çalışmalan"na getiriyoruz sozü. O şiir damlalarında şiire teğet geçen bilgece tespitler var dememize kalmıyor vanıtlıyor: Son iki yıldır dergilerdeşiiryayımlamayan Süreyya Berfe: \M 1395 MUZA BlR PONTfAC gUGÜN, BİR £V ICAOINI, 139S GIHDA ELDSN DÜŞME BrR POMT7/1C (PONTİYAK.') ALMlÇTt. SUMDAY riMSS ZSTESlNE SÖSE OLrtY, £L£>E/>J OÜ OTOMOS/L TİCAG.ETİ YAPAN &//£ CAHLA BAÇLAM/Çri• İ<AA1 ÇCY1395 8AA/AMAS (MüZ 4MLAMINA <££LEN KELİME AZGOPA OOLA/2 İÇİN KUL^ K4RŞ/LfĞ/MpA İKtAJC'l EL 196S* • İLANI GÖGEN BİR. EV KAMAGAZAyA GELlP 2S~MUZ OEPOZİT DAVA £DEN KAPtU, İ395 MU2A AGABAYI ALMIÇ71. GEREKÇESi YAMILTlÇt İiAO 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 29 Mayıs 1938 19391988 etmesi, hariçten gelenlerden daha güzel korniş yapılması yüzünden eüerindeki büyük stokların sürülemiyeceğini düşünerek adi tahta parçalarma adi boya vurarak bunları yerli korniş olarak halka ve bilhassa yerli malzemeyi yüzde on fazlasına da olsa, tercih mecburiyetinde olan resmi müesseselere karşı göstermeğe başlamtşlardır. Bu vaziyet karşısında tabiatile halk ve müesseseler Avrupa malı korniş almağa mecbur kalmışlardır. BİLMİYORUM Daha dün geçti acı kervanları dünyanın titrek bir yerinden. Gördüm mü görmedim mi bilmiyorum. Aç ve susuz kaldı bir alıcı kuş gitti geldi, döndü bildiği yemden. Yaşadı mı öldü mü bilmiyorum. Zamana sığmaz bulduklarım, yitirdiklerim belirir bir bahar günu filizlerden. Açtı mı açmadı mı bilmiyorum. Kararır bulutlar, karışık bir ruzgâr çıkar doğru yanlış aynı tozla savrulur. Bildim mi bilmedim mi bilmiyorum. Süreyya Berfe "Onlar bizatihi şiirin kendisi" diyor "Damlalar denebilir belki. Eskiler mısraı berceste derler. Anlık şeyler oniar. Baktığınız zaman, onlarda geniş şeyler. uzun yolculuklar, uzun boylu şeyler yoktur. Bir gün, bir deli kavağın alündan geçiyorum. Sonbaharda bir akşarnüstü. Çok az yaprak kalmış. İrice bir yaprak düştü ayağımın dibine. Bir adım daha atsam kafama düşecekti. Artık yalnız onu diişünmeye başladım. Ve şu çıktı ortaya: Güzün gelişini sezip/ilk düşen yaprak/kimseye söylerne/sevinçli misin hüzünlü mü? Nihayet Türkiye'deki şiir ortamı, son yıllardaki şiir potansiyeli üzerine soyleşiyoruz. Görüyoruz ki bu konuda biraz dertli: "Bu konuda pek neşem yok" diyor ve ekliyor: "Türkiye'deki şiir potansiyeli o kadar yiiksek ki, o kadar imrenilecek düzeyde ki, zaman zaman doğrusunu isterseniz acaba Türk şiirinin bugün geldiği diizeye yaraşan şeyler mi yazıyorum diye düşünüyorum. Üzgün ve sıkıntılıyım, çünkü ustalar gitmeye başladı. Kiıne bırakıyorlar şiiri merak ediyorum. Hangi şairler yazacak, bu düzeyi kim devam ettirecek? Hangimiz başa çıkacağız bununla. Hiçbirimiz ölümsüz değiliz, tamara. Ama bir şey var ki, ustalar şiirlerini bitirmeden gidiyorlar. Artık tamam, benden bu kadar demeden gidiyorlar. Deseler içim yanmayacak. Hiçbirisi öyle gitmedi. Bir tanesi için Eh canım adam yazacağını yazdı. Artık ne yazsın diyebilseydik bu kadar içim yanmayacaktı." Beş senelik birinci sanayi programı ikmal ediliyor Ankara 28 (Telefonla) 1934 senesi haziran ayına doğru tatbikma başlanmış olan birinci beş yıllık sanayi programmın tam zamanında ikmal edileceği anlaşılıyor. Bir taraftan da ikinci beş yıllık sanayi programına dahil olan geniş ekonomik tesisler için esaslı hazırlıklar yapılmaktadır. Devlet tarafmdan taîbiki Sümer Banka tevdi edilmiş olan birinci beş yıllık endüstri programmdan Bakırköy pamuklu mensucat, Isparta gülyağı, Keçiburlu kükürt, Kayseri bez, tzmit kağıl ve karton, Bursa merinos, Gemlik suni ipek, Ereğli bez, Nazilli basma, tzmit ikinci kağıt, tzmit sellüloz. Karabük demir ve çelik, Malatya pamuklu fabrikalan kurulmuş ve kısmen de inşa halindedir. Yerli mallara karşı suikasd mi? Alakadar makamlara, bazı ticarethanelerin yerli malları kötülemek için giriştikleri kötü bir harekel ihbar edilmiştir. Yapılan bu ihbara göre ötedenberi fotoğruf çerçeveliği veya perdelik olarak hariçten korniş ithal eden birkaç ticarethane, son zamanlarda memleket dahilinde korniş sanayiinin fevkalade terakki İSTER DANS EDIN * İSTER GOBEK ATIN Kitabın Paris'teki yaymcısı Jerorae Lindon, daha önce üç ayda bir çıkan bir lngiliz dergisinde yayımlanmış olan "lmge"yi kitaplaştırması için Beckett'i güçlükle ikna ettiğini söyledi. Dublin'de doğan ve seksen iki yaşında olan Samuel Beckett, hem tngilizce hem de Fransızca yazıyor ve yapıtlarını bu dillerin birinden ötekine çeviriyor. özelükle son yapıtlannda aşırı bir yoğunluk ve kısalık eğilimi görülen Beckettın 1%7'de yazdığı "Gel ve Git" adlı küçük oyununda üç karakter yalnızca 121 sözcük kullanıyor. "Lessness" adlı düzyazısı ise, her biri iki kez geçen 60 cümleden oluşuyor. Beckett'ın son oyunlarından biri olan Rockabye" da toplam 15 dakika sürüyor. CİM B0M B.OM'un ESENPLAK'ta Tel:526 47 97 ŞAMPIYON KASETİ T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ MUHASEBE ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZt 1 "Ticari Muhasebe ve Vergi Uygulamalan" kursu (19. Dönem) (6.6.1988 15.7.1988) 30 isgünü 16.00 19.00 saatleri arası, 2 "Dış Ticaret Işlemleri ve Muhasebesi" kursu (15. Dönem) (6.6.1988 15.7.1988) 30 işgünü 17.0019.00 saatleri arası. Kurslar, Beyazıt Soğanağa Mah. Nur Sok. (Güneş Gazetesi yanı) merkez binasında, üniversite ögretim üyeleri ve konuyla ilgili uzmanlar tarafından gerçekleştirilecektir. Belli bir kontenjan dahilinde açılacak olan kurslara katılmak isteyenlerin 6.6.1988 tarihine kadar merkezimize başvurmaları duyunılur. Geniş bilgi için: 520 54 06 526 10 10 522 29 75. BU AKŞAM 21.00'de GÜLHANE PARKI'NDAYIZ DİYECEKLERİ VAR... SEVECEN'LER... İLHAN İREM'in BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN İLAN 1987/1112 Davacı Necdet Hasan Tarı tarafından mahkememize açılan vasi tayini davası sebebiyle, İstanbul, Beşiktaş Vişnezade cilt 020/03, sayfa 73, kütuk 231'de nüfusa kayıtlı Fahri Mustafa ve Nuriye'den olma 1960 D.'lu Necdet Hakan Tarı aynı yerde nüfusa kayıtlı Ali ve Şerife'den olraa 1338 D.'lu Emine Tan'ya vasi olarak tayin edilmiştir. Itirazı olanlann yukarıda dosya numaramız yazılı dosyayı itirazları ilanen tebliğ olunur. Basın: 5604
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle