17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MA YIS 1988 HABERLER CUMHURİYET/15 Dış Borç Krizi ve Türkiye ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK Gelişmekte olan ülkelerde "borç krizi" olarak tanımlanan bunalım altıncı yılını dolduruyor. Meksika'nın borçlarını ödeyemeyeceğini açıklamasmdan beri resmen kabul edilen "borç krizi" bugün 40'tan fazla gelişmekte olan ülkenin sorunu olmaktan çıkmış, artık dünya ekonomisinin temel bir sorunu haline gelmış durumda. Bu nedenle borç krizi üzerine yapılan araştırmalara, çalışmalara büyük bir hızla devam ediliyor. Son on yıhn ekonomi politikaları derinlemesine incelenirken, ortaya çıkan sonuçlann iç açıcı olmadığı hemen herkesin paylaştığı bir göriiş. Dış borçlar azalmıyor, gittikçe büyüyor; borçlu ülkelerde milli gelir azalıyor, ekonomik belirsizlikler büyüyor, borçların getirdiği "kemer sıkma" politikaları toplumsal baskıları arttırırken, siyasal sistemler ve demokrasiler krizlerin etki alanına giriyorlar. Bu gelişmeler, borç verenleri bugün mevcut borçların hiçbir zaman tümüyle ödenemeyeceği gerçeğini gitgide daha fazla kabul eder duruma getiriyor. Akademik tartışmalarda borçların tamamen geri ödenmesinin imkânsız olduğu çok daha rağbet gören bir görüş haline gelirken, sermaye sahiplerinin kabul ettikleri politikalarda da bu gerçeğin benimsendiğine ilişkin izler daha sık görulüyor. örneğin en son Meksika borçları için Morgan Guaranty ve Meksika hükümetinin geliştirdikleri yöntemde, ünlü Baker planının başarısızlığı kabul edilircesine, Meksika'nın borç yükünün azaltılması için, bir miktar borcuna karşılık tahvil çıkarması öngörüldu. Türkiye bu karanlık tablo içinde, Amerika'da konuyla ilgilı en liberalinden en muhafazakârına değin birçok iktisatçı açısmdan biraz daha iyimser bir örnek olarak ele dınıyor. Ancak uzmanlar, Türkiye konusunda hâlâ büyük belirsizliklerin söz konusu olduğunu, bu nedenle Türkiye'ye, rahat rahat bir başan örneği diyebilmenin henüz mümkün olamadığını kaydediyorlar. Bütün bu sorunlar çerçevesinde Türkiye'de 1959'dan başlayarak, onar yıllık süreçlerde yaşanan borç krizlerini, bizzat Türkiye'nin borç krizleriyle başından beri uğraşan, geliştirilen politikalara büyük etkileri olan yabancı sermaye temsilcileri ile görüştük. Borç sorununun çözümsüzlüğünü tanımlayan akademisyenlerin görüşleri çerçevesinde, bu görüşmeleri ve Türkiye'nin borç krizleri deneyimini bu yazı dizisinde aktarmaya çalışacağız. mesinin ne büyük katkısı olduğu yolunda güzel bir örnek oluşturmakta. Türkiye, NATO çıkarlan açısmdan son derece önemli bir ülke. Bu çıkar 1979'da Iran'da Şah'ın düşüşüyle daba büyük bir anlam kazandı. Bu nedenle 1980 ve 1983 . arasında Türkiye, IMF, Dünya Bankası, tek tek OECD hukumetleri ve Suudi Arabistan Merkez BankasTndan büyük bir destek paketi sağladı. Bu mali destek Türkiye'ye kredi verenlere geniş olanaklarla transfer yapmayı sağladı. Bu koruyucu şemsiye ile Türkiye, şimdi güçlü bir ihracat büyümesi olarak üninünü veren son derece hırslı bir ticari serbestleştirme ve reform programı izledi." Hava olumlu \unan gazetelerinin büyük bölümü Türk ve Yunan dışişleri bakanlannın vardıkları anlaşmalardan iki tarafın da tatmin olduğunu belirtti. Ancak muhalif basın söz konusu anlaşmaları "göz boyama"şeklindeyorumladı. STELYO BERBERAKİS ATİNA Dışişleri Bakaru Mesut Yılmaz'ın Yunanlı meslektaşı Karolos Papulyas ile başkanlık ettiği TürkYunan Siyasi Kotnitesi kararlan, Atina'da "olumlu" karşılanırken ana muhalefet Yeni Demokrasi Partisi (YDP) başkanı Konstantin Mitsotakis, varılan bu anlaşmalan "yetersiz" buldu. Mitsotakis, Türk ve Yunan dışişleri bakanlannın Atina'da üç gün üst üste sürdürdükleri çalışmalardan ve TürkYunan siyasi komitelerinin çetin geçen müzakerelerinden sonra varılan sonuçları, "teknik düzeyde olması ve iki ülke arasındaki ana anlaşmazlık konularımn hiç ele alınmarr.ası" nedeniyle sert bir dille eleştirdi. Mitsotakis böylelikle PASOK hükümetinin Davos ve Brilksel'deki "zafer naralannın kof çıkbğını" belirtti ve iki ülke başbakanının haziran ayında Atina'da yapacakları görü'nelerinde "yalnız bu teknik konuları rle almayacaklannı" ümit ettiğini sözlerine ekledi. Öte yandan Yunan gazetelerinin büyük bir bölümü Türk ve Yunan dışişleri bakanlannın vardıkları anlaşmalar konusunda her iki tarafın da "tatmin" olduğunu yazdı. Ancak muhalif basın, YDP'nin açıklamasında sözü edilenler gibi, bu kararlan "göz boyama" şeklinde yorumladı. Iktidar yanlısı gazetelerden Ta Nea, "Ege'deki tatbikadara fren" başlığı altındaki haberinde "Yunan tarafının da tatmin olduğu anlaşma noktalanna siyasi komitenin yoğun ve çetin geçen göriişmelerinden sonra vanldı. Türk ve Yunan dışişleri bakanlan, Atina'daki görüşmeleri sırasında Türk ve Yunan başbakanlanmn Atina'daki görüşmeleri için gerekli ortamı hazıriadılar. Atina'da vanlan kararlann ne denli işlerlik kazanacağı her iki tarafın bundan sonraki hareketlerinder. anlaşılacak" dendi. Eleftherotipia Gazetesi "Dışişleri bakanlan zor konulan Türk ve Yunan başbakanlanna bırakülar, ancak Atina gnrüşmelerinden elde edilen sonuçlar, Vürk ve Yunan YuNANBASINI ; • Bir miktar borç affedilmelidir Sacs'ın önerdiği politikalar ise şöyle: "Mevcut sistemden cıkış yolu saglayabilmenin gerçekçi bir olanagı daba önce kredi verenleri yeni krediler vermeye davet etmektir. Bir miktar borç affedilmek zorundadır. Borç affı seçilerek ve ülkelerin gereksinimlerine göre yapılmalıdır. Pek çok ulkenin banka borçlan sisteme tehdit getirmeyecek ölçüde kuçüktür. Bu nedenle borçlann affı uluslararası sistemi sarsmayacaktır. Buna karşılık borcu büyük ülkeler, Brezilya, Güney Kore gibi borç affına ihtiyaç duymayacaklardır. Borç affının olamayacagı durumlarda. borçlu ülkelere kaynak transferleri yapılabilmesi için çeşitli yöntemler denenmelidir, borçlarla ilgili politikalar genellenmemeli, ülke ülke ihtiyaç temelinde bdirlenmelidir." "Basın ve Demokrasınin Sorunlan" konulu bir konuşma yaptı Konuşmasında Turk sıyasi yaşamının son 20 yılda geçırdıği evrimden örnekler veren Hasan Cemal "Türkiye'de geçmışte yaşanan siyası cepheleşme oiayının ülkeyi gittıkce yoiğunlaşan bir hoşgörüsüzlük ortamına sürüklediğıni" söyledi Cemal aynca demokrasınin tam olarak uygulanabilmesi ıçın "kulturel bir altyapı"nm gerekliliğine değindı. Demokrasınin tam olarak uygulanabilmesi ıçın çıfte standartlardan kurtulmanın gerekhliğıne de dıkkatı çeken Hasan Cemal, "Türkiye'nin geleceğini demokrası açısından iyimser buluyorum Demokrasi Türkiye için bir fantezi değildır" dedi Demokrası Vakfı tarafından dün düzenlenen Hasan Cemal'in konferansı Türktoplantıda gazetemiz Genel YayınIstanbul'daHasan Cemal bir Müdürü Cheysson: AT işi zor Cheysson'daH: AT'ye tam üye olmanın ne gibi yükümlülükler getirdiğinin Türkiye'de tam olarak algılandığını sanmıyorum. örneğin AT üyesi olursanız, Lefkoşa hükümetiyle birtakım ilişkiler kurmamz gerekecek, tanm üretimini düzeltmeniz gerekecek, dış ticaret, korumaahk gibi konularda, hatta uluslararası alanda ilişki kurulmasında bile kendi başınıza karar veremeyeceksiniz. Haber Merkezi Avrupa Topluluğu Komisyonu Akdeniz Bölgesi Sommlusu Claude Cheysson, "Biz Türkiye'yi Avrupa kulübünde görmek istiyoruz. ama koşullanmız zor. Bunu anlamanız gerek" dedi. Cheysson, AT'ye tam üyeliğin ne gibi yükümlülükler getirdiğinin, Türkiye'de herkes tarafından iyi algılandığını sanmadığını belirtirken, "Örnefin, AT uyesi olursanız, Lefkoşa hükümetiyle bazı resmi ilişkilere girmeniz gerekecek. Çünkü topluiuğun. Lefkoşa hükümetiyle imzaladıgı bazı anlaşmalar var" dedi. Claude Cheysson, 2627 mayıs tarihlerinde Istanbul'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu toplantısına katılmasının ardından önceki akşam Başbakan Turgul Özal'la bir saat süren bir göruşme yaptı. Cheysson, dün tstanbul'dan aynlmadan önce, bir basın toplantısı düzenledi. Cheysson, özal'la yaptığı göruşme hakkında şu aşamada bilgi vermesinin doğru olmadığıru belirtti. Claude Cheysson, basın toplantısında, Türkiye1 nin Avrupa'ya ait olduğunu ve bir gün ATye tam üye olacağına inandığını belirtirken, ancak bunun uzun bir süreç alacağını yineledi. Claude Cheysson, Türkiye'nin AT'ye tam üyelik sürecinin tngiltere'ninki kadar uzun sürmemesini (15 yıl) umduğunu dile getirdiği konuşmasında, "İspanya'nın tam üyelik süreci 8 yıl oldu. Stzinki de en az o kadar sürecek. Bundan hiç kuşkunuz olmasın" dedi. Ancak Ch:ysson, bunun toplulukla Türkiye arası.ndaki ekonomik ve siyasi ilişkilerde ilerleme saglanması için bir engel oluşturmaması gerektiğıni söyledi. "Türkiye'nin AT üyeligine, komisyonun olumsuz bir yanıt vermesinin söz konusu olup olmadığı" yolundaki bir soruya da, "Türkiye'nin tam üyelik için yaptığı başvuruyu o zaman iki hafta içinde ele aldık. Şimdi ilk raporumuzu hazııiamak üzere bilgi topluyoruz. Gönişmeler daha sonra başlayacak ve bu süreç iki taraf için de zor olacak. tngiltere ve tspanya'yı örnek olarpk verdim. Zaman konusunda tahmin yürütmek çok zor. Bunu kimse bugünden tahmin edemez" yanıtını verdi. AT Komisyonu sorumlusu Cheysson, topluluk üyeliğinin bir ülkerin iç yapısmda köklü değişiklikler gerektirdiğini ifade ederken, buna örnek olarak, AT'nin tanm politikasına uyum saglamak için Türkiye'nin tarım üretimini azaltması ve Lefkoşa hükümetiyle bazı resmi ilişkilere girmesi gerektiğini gösterdi. Cheysson, AT üyesi olan ülkelerin, hükümetlerin, yetkililerinin önemli bir bölümünü yitirdiğini hatırlatırken, "Dış ticaret, konımacılık gibi konularda, hatta uluslararası alanda ilişki kurulmasında bile kendi başlanna karar veremiyorlar. Bunun en çarpıcı örnegi İspanya'dır. Topluluğa tam uye olraadan önce İspanya'nın İsrail'le diplomatik ilişkisi yoktu. Ama AT'nin İsrail'le ilişkisi var. Ispanya da buna uyum saglamak zorunda kaldı" dedi. Claude Cheysson, bir soru üzerine, Türkiye'nin son üç yıl içinde demokratikleşme yolunda önemli ilerlemeler sağladığını yineledi. Ancak Cheysson ifade özgürlüğü konusunda bazı haklarin kısıtlanmakta olduğunu dile getirdi. AT Komisyonu sorumlusu Claude Cheysson, AT'nin içindeki iç sorunlar nedeniyle topluluğa üye olmanın giderek zorlaştığına dikkati çekerken, "Türkiye'nin iiyeliği konusunda kendisinde bir umut eksikliği" olmadığını ifade etti. dışişleri bakanlannı tatmin etti" başlığını kullandı. EthnoE Gazetesi ise, "Memorandum olumlu, ancak maddeleri boş" başlığı altındaki haberinde iki dışişleri bakanının esas konularda görüş birliğine varamadıklarını belirtti. Yunan Radyo Televizyonu'na ilk sıradaki haberlerinde geniş yer verilen Atina görüşmelerinde, Yunan hükümetinin ulusal bir başarı elde ettiği şeklinde değerlendirmeler yapıldı. Muhalefet gazetelerinden Mesimvrini: "AJevli sonınlar başbakanlara havale edildi. Yılmaz ile Papulyas görüş biriiğine vardı" başlığını kullandı. tktidardaki PASOK'a sert muhalefet yapan gazetelerden 'Eleft heros Typos' ise, "Dışişleri bakanlan önemli konularda anlaşamadılar, ancak karşüıklı olarak dileklerde bulundular. Yılmaz, KKTC ziyareti için konuşurken tahrikçi göründü" dedi. Aynı doğrultudaki Apoyevamtini Gazetesi de "Pasok neredeyse vatanı satışa çıkaracak. Sağlanan anlaşmalar bütünuyle iç tüketim için malzeme oluşturnyor" başlığjna yer verdi. Bağımsız 24 Saat Gazetesi "Davos ruhuna suni teneffüs" başlığını kullanmakla dikkati çekti. Aynı gazete iki ülke arasındaki küçük anlaşmazlık konulannda mutabakata vanlmasını "Davos ruhunun kurtanlması" şeklinde değerlendirdi. Bu arada tüm Yunan gazeteleri geçen 25 mayıs gününde, yani görüşmelerin sürdüğü gün, 4 Türk savaş uçağının Skyros Adası'nın hava sahasını ihlal ettiğini öne sürdü. Bu ihlal olaylanrun Yunan Dışişleri Bakanı Papulyas tarafından Mesut Yılmaz'a aktarıldığından söz eden gazeteler, ertesi gün bu kez 6 Türk uçağının Midilli ve Kuzeydoğu Ege'deki Yunan hava sahasını ve bu kez 6 mil içine girerek ihlal ettiğini iddia ettiler. Bu konuda Yunan Savunma Bakanlığı'mn hiçbir açıklama yapmaması da dikkatleri çekti. Demokratik tehdit Sacs, borç affının "saçma" olduğunu belirtenlere karşı ise şu tartışmayı getiriyor: "Düzinelerce ülke borç yükü altında mücadele etmektedir. Bir çoğu ise, resmen bildirmemekle birlikte taahhütlerini yerine getirmemektedir. Penı, buna bir ornektir. Peru ekonomisi büyük bir bunalımdadır. Ticaret birimleri düşmektedir. Gayri safi milli hasıla 1980den beri yüzde 15 dvannda duşmüştür. Gerçek ücretlerdeki düşiiş ise yüzde 40 civanndadır. Toplumsal yapı tümüyle çatlamıştır. Ölümler ve terörizm Lima'nın günlük yaşantısının bir parçası olmuştur. Peru örneğini başka ülketerle çogaltmak mümkün." Borç krizi ve siyasal boyutu Dünya Bankasf nın ekonomipolitika beyinlerinden biri olarak bilinen Stanley Fisher, "Uluslararası borç krizinin çözülmesi" adlı makalesinde ekonomikpolitikayı belirleyen en temel unsuru "borç krizi" olarak nitelendiriyor. Fisher'in görüşleri ayrıca kemerleri sıkma politikasının demokrasiye yönelttiği tehdidin bir Dünya Bankası yetkilisince resmen kabulünü göstermesi açısmdan son derece ilginç. "Sornn son derece ender olarak tam anlamıyla kabuHenilmiştir. O da şudur: Altematif çözümler, yukü değişik gruplar uzerine yıkmaktadır. Açıkçası şu kaçınılmazdır: Birisi geçmiş hatalan ödemek durumda olacaktır. Bu bankalar ve hisse sahipleri olabilecegi gibi. kredi veren ülkenin vatandaşlan ya da kredi alan ülkenin vatandaşlan olabilir. 1987'ye degin yükün büyük bir kısmı borçlu ülkelerde ücretlilerin iıstune binmekteydi. Bir miktar yuk banka hisse sahiplerine de binmiştir. Ancak kredi veren ülkelerin vatandaşlan bu dunımdan en az etkilenenler olmuşlardır. Niçin özel pazarlar bir optimal çözüme halen ulaşamamışlardır? Çozüm.yiıkü kimin yukleneceğine ba^lıdır. Ancak borç sorununun çözumunu buyümenin yeniden saglanması amaa çizgisinde tortışmak anlamhdır." Fisher, şunları öneriyor: "Borç krizine ilişkin olarak ber ülke için ayn politikalar geliştirmek gereklidir. Borç tartışmalannda ozellikle 15 büyük borçlu ülke her zaman hesaba katılmalıdır. İhracat ürünleri için yüksek fiyatlar, gerçek faiz oranlannda daha fazla kesinti, sorunu başa çıkılabilir bir görüntüye sokacaktır." Son olarak Fisher, demokratik sorunlarla borç bağlantısını şöyle dile getiriyor: "Son olarak borç sorununun çözümünde politik unsurlar onemli rol oynamaktadır. Brezilya, Arjantin, Meksika >e benzeri ülkelerin borç taahhütlerini yerine getirememeleri için, yelerince iyi tanımlanmış ekonomik gerekçeleri yoktur. Bu ülkelerin hiçbirinin borç yükü, gayri safi milli hasılalanmn yuzde 60'ını geçmiş değildir. Yani, kısaca hükümetler yaşam standartlarım etkin bir biçirade duşururlerse, sermaye pazarlanna yeniden girebilmeleri için yeterince ticaret fazlası sağlayabilirler. Ancak çok borçlu ülkelerin yeni demokratik hükümetleri, tüketimde büyuk azaltmalar sağlamayı başaramayacak kadar zayıf duruırdalar. Bu nedenle gerek borçlu hükümetler, gerekse borç veren hükümetler için kritik soru, bu ülkelerin vatandaşlannın .ıe dereceye kadar borç ödemelerinin saglanması yolunda zorlanmalannın siyasal açıdan sagduyulu olacağıdır?" Borç ertelemesi şart Jeffry Sacs, Harvard Üniversitesi öğretim görevlilerinden. Bolivya ve Brezilya hükümetlerine borçlar konusunda danışmanlık yapan Sacs, borçların mevcut koşullar ve faiz oranlarıyla ödenemeyeceğini, bu konuda ısrar etmenin dunya ekonomisini zorlamanın yanı sıra borçlu ülkelerde demokratik ortamı tümüyle tehlikeye attığını, bu nedenle borçların ertelenmesini, ödeme koşullarının yeniden düzenlenmesini ve borç odenmesi için yeni borçların sağlanmasını savunuyor. Borç veren hükümetleri, bankalan ve büyük sermaye kuruluşlarını bu görüşleriyle oldukça kızdıran Sacs bir makalesinde bu göruşlerini şöyle savunuyor: Vasiliu ve Klerides Atina'da Öte yandan Kıbrıs Rum yönetimi lideri Yeorgios Vasiliu, Birleşmiş Milîetlerin silahsızlanma toplantısına katılmak üzere New York'a giderken, dün Atina'ya uğradı. Vasiliu, Atina Havaalanı'nda Yunanistan Başbakanı Papandreu ile kısa bir göriişme yaptı. Bu görilşmede Kıbns sorununun son durumu ve TürkYunan ilişkilerindeki gelişmelerden söz edildi. Vassiliu ayrıca ana muhalefet YDP lideri Mitsotakis ve Komünist Parti Genel Sekreteri Florakis ile de ayn birer göruşme yaptıktan sonra New York'a hareket etti. bu arada bir gün önce Kıbns Rumlannın DtSt partisi başkanı Glafkos Klerides de Atina'ya geldi. Klerides dün, Papandreu ile özel bir göruşme yaptı, Kıbns Rum ile Yunan siyasi partilerinin bir araya gelerek Kıbrıs sorununda ortak bir siyaset uygulanmasındaki zorunluluklarla ilgili önerisini açtı. Klerides, Papandreu ile görüştükten sonra bu vöndeki önerisinin Papandreu tarafından "olumlu" karşüandığmı söyledi. Klerides, Kıbns sonınundaki gelişmelerin TürkYunan ilişkilerini de etkilediğinden söz ederken, bu arada Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ın, KKTC zıyaretiyle ilgili söylediklerini, "Eğer Yılmaz. gerçekten Kuzey Kıbns'a Davos ruhuna yardımcı olmak için gidecekse, bunu olumlu karşılamak gerekir" şeklinde konuştu. Dünya mali krizi mi? "ABD, Japonya ve diğer borç veren ülketer açısından borç krizi, temel bir dunja mali krizi olasılıgını gündeme getirdi. Dünyanın en bü>ük ticari bankalan açısmdan bakıldığında, banka sermayesinin yıizde lOO'ünü bulan borçlann herhangi bir durumda odenememesi, dunya ekonomisini bilinmeyen bir krizin eşiğine gelirebilir. Bu nedenle borç veren hükümetlerin temel stratejisi bir tek amaç çevresinde belirlendi. Borçlu ülkelerin ticari bankalara olan vaatlerini gerçekleştirmelerini sağlamak. Özel bankalar ban borçla ülkelere yeni borçlar verdiler, ancak bn borçlar daha önceki borç faizlerini dahi karşılamayacak kadar az oldu. Bütün bu yeni borçlar istisnasız borcu olan ülke ile IMF arasında yapılan yüksekşartlı standb> borçlar anlaşmasıyla koşullandınldı ki, bu anlaşma borcu alan üikenin kemerleri sıkma polilikası u>gula>acağını garantiledi. Kredibiliteyi ve ekonomik büyümeyi yeniden saglamak yönünde IMF kemerleri sıkma polilikalan ve Dünya Bankası uyum politikalannın gerçekleştirdiği bir tek başarı örneği mevcut değil. Tek dikkate değer ülke Türkiye. Türkiye 1970'lerden itibaren bugunün koşullannda gerçekleşmesi kesinlikle mümkün olmayan 5 milyar dolarlık yeni bir borç yardımıyla krize girmeklen kurtuldu." Bu postacı iş hayatındaki veriminizi artıracak! Türkiye'nin özel koşullan Sacs, daha sonra Türkiye'nin özei koşullarını şöyle açıklıyor: "1970'lersonunda Türkiye'nin yinelenen borç anlaşması, ekonomik gelişmeye, borcun ertelen SClRECEK DILUldAlAlf "Daktilografi" temell üzerlnde yükselterek kolaylaştıran; bllimselyöntamlerle başanyı kesinlaştiren, kısa ve pratik yollarla İŞSİZ GENÇLERE geleceğin en parlak mesleklerini: BİLGİSAYARC1UĞI, MUHASEBECİÜĞİ veyaSEKRETERLİĞl kazandıran; işi olan çahşkan gençlehn niteliklerinı artıran ve yükselten Denktaş: Türk tophunu haklarından vazgeçmeyecek tZZET RIZA YALIN GtRNE KKTC Curnhurbaşkanı Rauf Denktaş, Avrupa ve Ortadoğu Araştırma Merkezi'nce her yıl mayıs ayında düzenlenen Girne konferanslarının dördüncüsünde yaptığı konuşmada, "Kıbns Türk toplumunun, bunca yıl çektiklerinden sonra bazı ülkeleri memnun etmek için haklanndan feragat edeceğinin sanılmaması" uyarısında bulundu. Girne'de Dome Otel'deki konferansın açış konuşması sırasında "Rum tarafıyla banş anlaşması yapmak istiyoruz" diyen Denktaş "Rum yönetintinin buna yanaşmadığını, dünyaca Kıbns Cumhuriyeti'nin tek egemeni goruldükleri sürece de barış anlaşması yapmak ve Türklerle hak paylaşmak istemeyeceklerini" anlattı. KKTC Cumhurbaşkanı, "Dünya devletlerinin moral ve yasal kurallar yerine mcnfaatlerine göre karar vermeleri dolayısıyla, Kıbns konusunda uluslararası alanda alınan kararian" banşın sağlanmasına yaran olraadığına" da dikkati çekti. KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanı Kenan Atakol, "Rum yönetimi başkanı Vasiliu'nun, BM Genel Sekreteri'nin iki loplum liderini bir araya getirme uğraşlarını sürdürdügü bir dönemde, pervasızca verdiği şoven demeçlerin, dünya ile BM Genel Sekreteri'ne meydan okuma olduguna" işaret etti. 1954 1954 yılmdan beri 46.466 genci iş sahibi yaptı; 14 Dünya rekoru kıran 24 Dünya Şampiyonunu yetiştirdi; İster EnkjisayarhDaktilografi ve/veya BtigisayartoMuhasebe, isterseniz BAS1C, COBOL, FORTRAN, PASCAL gitri Bilgisayar dıtleriyle PROGRAMCILIK sanatmı; birer birer veya ikişer üçer; en hsa sürelerde, en ko\a\j ve en ucuz öğrenebılmenız için sızlen de befcfiyor. HER TURLU YAZI VE FOTÜKOPI ISLERI Merkezl Bcyoğlu Şubesl Kadıköy Şubesl DIMat: Bu 3 tubemizden bajta ŞAMPİYDN adıyia çalı^an hiçblr Daktilo, Sckreter ve Bilgisayar kursu şubemiz deftiMk. Beyazıl, Mıthat Paşa Cad.. 14/1 istıklal Cad , Vonca Han, 87/7 Altıyol, Kuşdıh Caddesı, 6/3 Tel: 527 55 25 527 49 03 522 21 06 Tel 149 79 93 149 8106144 9011 Tel 338 08 42 336 11 50 BABAM NURULLAH AIAÇ Meral Tolluoğlu 1000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaytnları Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlulstanbul Esas No Saruk GÜLERYÜZLÜ dDDÎLJK Vedat Günyol 1000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad 3941 Cağaloğlutslanbul : 1986/160 Karar No: 1986/211 Davacı: k.H. : ORHAN YILMAZER, Yaşar oğlu, Güldane'den doğma 1965 d.!u Kastamonu i!i Çatalzeytin ilçesi, Kirazlı köyü nüfusuna kayıtlı olup, Irem Kundura Fevzipaşa Cad. Marmaris'te oturur, bekar, mermerci, sabıkasız. Suç : Trafik yasasına aykırılık Suç tarihi : 22.4.1986 Trafik yasasına aykırılık suçundan sanığın eylemine uyan 2918 S.Y. 36/3. 647 Sayıh Yasanın 2788 Sayılı Yasa Ue Değişik 4., 2918 S.Y. 21/2., 647 S.Y. 2788 S.Y. ile değişik 4. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, TCKInun 72. maddesi uyarınca cezalar toplanarak sanığın neticeten 10.750r lira hafif para cezası ile cezalandırılmasına, yargılama giderinin sanıktan alınmasına ilişkin 24.6.1986 günlü gıyabi hüküm sanığa tebliğ edilemediğinden 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 28. ve 29. maddeleri uyarınca ilanen tebliğine, aynı yasanın 31. maddesi gereğince ilanın yapıldığı tarihten itibaren 15 gun içerisinde tebligatın yapılmış sayılmasına karar verildi. 27.4.1988 Basın: 19958 MARMARİS SULH CEZA MAHKEMESİ'NDEN Bir işktmenin muhasebe müdürüsünüz, nakit akışı. alacaklann analizi gibi işlemlerden başınızı alamıyorsunuz. Bir pazarlama şirketinin başındasınız. Yurdun dört bir yanındaki dağıtım bürolarınızın durumlarıru incelemeye, satış analizlerini çıkarmaya, değerlendirmeye saatler harcıyorsunuz. Büyük bir mağazanız var, yüzlerce malın siparişi. faturalaması. stok kontrolu uykularınızı kaçırıvor. Turizmcisiniz. Gününüz döviz ve kambiyo işlemleriyle boğuşmakla geçiyor. Siz o telefondan öbürüne koşturuyor, dakikalarla yarışıyorsunuz. Belki de bambaşka bir mesleğiniz var. Ama sizin de sorunlarınız aynx. İşler, işlemler bitmek bilmiyor. 24 saat size de yetmiyor. Bilgi işlem, bütün bu sorunların çözümü olabilir. Peki siz. bilgi işlem konusunda r ' ' ne kadar bilgilisiniz? Bilgi işlemin sunduğu olanaklardan ne kadar haberlisiniz? IBM. ber zaman, bilgi işlem konusunda aydınlanmak isteyenlere yardımcı olmakta, onları bilgi işlem dünyasına hazırlamaktadır. Siz de sorunlarınızın çözümünde ilk adımı atın. Aşağıdaki kuponu gönderin, IBM'le tanışın. Kuponunuzu IBM'e ulaştıran postacı, size daha verimli, daha ^ başarılı bir iş hayatının ;• = ^ 3 U Z kapılarını aralayacak. SS 'S 7 ^ Adınız, soyadınız: Görpviniz: Şirketiniz adı vr adrrsi: İş lelrfonunuz: . . | . Bu kuponu karuizitinizle birlikte IBM Türk l.imilcd Şirkrti. Inönü Caddr^i 16/I. \\apaşa. 80040 Ulanhul adrosinı pondrriniz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle