17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MA YIS 1988 * * * HABERLERtN DEVAMI CUMHURİYET/17 (Bastarafı 1. Sayfada) ve Igsaş'ta çalışan 7 bin 500 üyelerinin grev haklanmn ellerinden alındığım bildirdi. Bu işyerlerinin grev yasağı kapsamına girip girmediği daha önce tartışma konusu ol(Bastarafı 1. Sayfada) muş ve Petrollş'in açtığı davalarüzerine oturtmuştur. da gerek mahkemeler gerekse biözal yönetimi mühendislerden lirkişiler grev yasagının söz konuoluşmaktadır, ama öyle anlaşılı su otmadığına karar vermişlerdi. yor ki hukuk adamlanndan he TBMM Genel Kurulu'nda sap öğreneceklerdir. ANAP'h milletvekillerinin oylaSüper emekliliğin özü şuydu: nyla petrol ve kimya işkolunda Belli bir tavandan emekli olan grev yasağı kapsamının genişletilkişi, SSK'ya 4 milyon lirayı aş mesinin çeşitli eylemlerle protesto kın para yatırdığı zaman ayda edileceği bildirildi. yuvarlak sayıyla 400 bin lira Petroltş Sendikası Genel Başemekli aylığı alabilecekti. Yalnız kanı Münir Ceylan dün yaptığı yabelli bir gruba ve o grubun da zılı açıklamada kendi işkollannda elinde 4 milyonu bulunan kesi grev yasağı kapsamının genişletilmine ayncalık tamdığından, bu mesini "şiddetle protesto hesabın anayasanaı eşittik iike ettiklerini" bildirdi. Ceylan, "12 sine ters düştüğü belliydi. Eylül sonrasıntn en koyv baskı orNe var ki olay bu sınırda kal tamında bile grev yasağı kapsamımıyor. na alınmaysn bu işyerlerine getiYargıtay 10'uncu Hukuk Dai rilen grev yasağı, siyasi iktidann resi'nin bu köşeye sığamayacak işçi sınıfınuzı köşeye sıkışürma, sekadar geniş ve aynntılı incelemesini soluğunu kesme harekâtraın sinde ortaya çıkan sonuç şudur: yalnızca bir parçasıdır. Bu tür uySüper emeklilik uygulaması, yal galamalann işçi sınıfınuzı degişik nız emekliler kesiminde değil, hak arama yollanna itecefi açıkbütün çalışanlar arasında dalga ça ortadadır" dedı. dalga yayılacak eşitsizlik ve adaCeylan, petrol ve kimya işletsizliklere yol açmıştır. Bu yay ıcolunda "zaten oldukça gınlığın hem geçmişi hem gelece kapsamlı" olan grev yasagının daği kapsayan yönleri vardır. ha da genişletildiğini anlattı. Ancak sorunun çözümu sanıl 4 dığınca kolay değitdir; belki de olanaksızdır. (Bastaraft I. Sayfada) Çünkü devlet, uygulamada emeklilerin belirli bir bölümün hşma örgütü'nün (ILO) sendikal den yaklaşık 250 milyar lira top hak ve özgürlüklerle ilgili sözleşlamıştır. Süper emeklilik iptal me ve kararları, üye ülkeler için edilirse bu parayı verenlerin du uyulması gereken asgari normları rumlan ne olacaktır? Kazanılmış belirleyen bir çerçeve oluşturmakhaklar geri alınamayacağına gö tadır. Temel sendikal haklarla ilre süper emeklilik bütün kesim gili sözleşmelere uymadıklan için ILO tarafından uyanlan ülkeler, lere mi yaygınlaştırılacaktır? Eğer böyle olursa, eşitsizlik sü uluslararası pekçok ilişkilerinde per emekliliğin Ozünde olduğu zor duruma düşmektedirler. tşte na göre, parası olmayan emekli bu ülkelerden biri de Türkiye'dir. ler için nasıl bir çözüm düşünü Gerçekten de ülkemiz 1980 sonrasında sendikal hakları düzenleyen lecektir? Ünlü Sakallı Celal "büyük ce 1982 Anayasası'nda yer alan hühaletin ancak tahstt ile mümkün kümler ile bunlar doğnıltusunda olacağını" söylerdi. Süper emekytirürlüğe konulan 2821 ve 2822 lilik konusunda yöneticilerin sayılı yasalarla ILO nezdinde yagösterdiği "deha" ancak, süper kınmalara konu olmuştur. Konuya eğilen ILO denetim orakılsızlıkla açıklanabilir. * • • ganlan, sendikal haklar konusunda uluslararası normlara aykınlığı önce 1982 Anayasası bakımından, sonra da 1983 yasalan açısın• Çok iyi Ingilizce bilen dan saptamış, yakınmalara hak • Seri daktilo yazan vermiştir. • Teleks kullanan Bir kere ILO'ya göre 1982 Ana• Dosyalama konusunda yasası'nın asağıdaki kurallan ulusdeneyimli İararası ilkelere kesinlikle aykındır: • En az lise mezunu tşçi sendikaları ve üst kuru• Genç, dinamik, işini seven luşlannda yönetici olabilmek için • Tercihan tecrübeli sekreter en az 10 yıl büfiil çalışma koşuluaranıyor. nu koyan kural. Td: 143 24 48 144 66 89 Sendikalara siyaset yasağı 151 61 40 151 61 41 getiren kurallar. Ntlfus cüzdanımı kaybettim. Ertelenen ve yasaklanan Hükümsüzdür grevlerde uyuşmazlığın YHK'ca NURt SELtN DAĞOĞLU çözümlenmesini öngören hüküm. Grev hakkı kullanımını kısıtNüfus cüzdanınu kaybettim. lamaya yönelik duzenlemeler. Hükümsüzdür. Sendikal Özgürlukler Komitesi'DİLÂRA HA YATDAĞOĞLU nin 1984 raayısından bu yana ya ARDINDAKÎ GERCEK 22fS5 cenneu can çekişiyor GÜNPÜZ İMŞİR Cumhurbaşkanı Kenan Evrenin yann çevresinde incelemeler yapacağı uluslararası öneme sahip "Bandırma Kuşcenneti Milli Parta" her gün biraz daha bozulan ekolojik dengesine karşın, bir türlü önlem alınamaması nedeniyle ölüme doğru hızla yaklaşıyor. Eski adı Manyas olan Kuş Gölünün endüstriyel ve evsel atık sulardan, yağmurlann sürilklediği maddelerden günden güne kirlendiğine dikkatı çeken uzmanlar, kısa sürede önlem alınmazsa gölun 1015 yıl içinde zehirli bir bataklığa dönuşmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtiyorlar. Son olarak Marmara ve Boğazları Beiediveler Birliği'nce, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü'ne hazırlatılan raporda, diğer unsurlarm yanı sıra gölü kirleten en büyük etkenlerden birisinin de çevrede yer alan ve sayıları 42'yi bulan sanayı kuruluşları olduğu belirtiliyor. Düzenlenen sempozyumlar ve yerinde yaptınlan bilimsel etütlerle kirlenmeyi çözümleyici önerilerin tespit edilmesine karşın, sorunlann yerinde sayması gölün durumunu giderck kritik bir duruma getiriyor. Bu arada Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Atık ve Kirlenme Denetimi Araştırma Grubu tarafından hazırlanan bir rapora göre çevredeki kirletici unsurlar şöyle sıralanıyor: 1 Manyts Gölü, Kocaçay ve diğer kiiçiik dereciklerie beslenen ve deşarjı Karadere vasıtasıyla gerçekleşen. göle doğrndan doğruya veya dereler vasıtasıyla akıtılan abk salar ile kirlenmektedir. 2 Son zamanlarda birçok köyde bulunan foseptiklerin terk edilip yerine kanalizasyon yapılması göle giden atık su miktanru önemli bir şekilde arttınyor. 3 Abk sulannı göle akılan en önemli yerlesim merkederi ise Gölyaka, Bereketli, Ömerii, Erikli, Çakıl, Eskiziraatlı, Yeniziraath, Akçapınar, Doğanpınar, Doğruca, Akçaova, Bölceağaç. Hamamlı, Kızık, Kızılköy, Karaağaç, Kular, Salnr, Şeyketiye köyleri ile 6'ncı Ana Jet Üssii. 4 Manyas gölü etrafında gerçekleşen plansız ve programsız endüstrileşme sonucunda göle çok miktarda atık su akıtılmaktadır. Söz konusu fabrikaların birçoğu belediye sınırlan dışında olduğundan çevreyi kirletmelerini önlemek için belediye yetkililerince hiçbir önlem alınmamaktadır. 5 Kirletici nedenlerin başında gelen ve Manyas Gölü'nün havzasında kunılmuş bulunan en büyük tesisler ise Etibank tesisleri, Bandırma Yem Fabrikası, Akgün Yağ Fabrikası, Kaleflex, Marmara Un Fabrikası, BiAenler Un Fabrikası, Özsoylar Un Fabrikası, Yet Yemmak Fabrikası, Bandırma Orgaoize Sanayi Bolgesi, Salur Yem Fabrikası, Kızıksa Salça Fabrikası, Tiirker Kurşun tzabe Tesisleri, fvrindi Antimuan Tesisleri ile yine aynı çevrede yer alan mandıra ve t»vuk çifUikleri. Doç.Dr. Kriton Curi, Öğr, Gör. Günay Kocasoy, Doc. Dr. Fahir Borak ve Yard. Doc. Dr. Atilla Akkoyunlu'dan oluşan araştırma grubunun hazırladığı raporda, aynca kirliliği etkileyen nedenler arasında havzada bulunan hiçbir endüstriyel kuruluşun veya yerleşim biriminin teknik açıdan yeterli antma birimine sahip olmaması gösteriliyor. Aynca derelerden alınan örneklerin açık kanalizasyona dönüştüğü vurgulanıyor. Boğaziçi ÜniveTSİtesi Mühendislik Fakültesi Atık ve Kirlenme Denetimi Araştırma Grubu tarafından hazırlanan raporda alınması zorunlu önlemler şöyle özetlendi: 1 Manyas Gölü ve civarı çevresel açıdan özel statüye sahip bir koruma alanı olarak ilan edilmeli ve havzanın içinde yeni fabrikaların, suni gübreli ziraatın yapılmasına müsaa.ie edilmemelidir. 2Gölün etrafında ve göle akan dereler boyunca bir kolektör inşa edilmeli ve tüm atık sular bu sisteme veribnelidir. 3 Değişik kuruluşlar atık sulannı kanalizasyona vermeden önce gerekirse ön arıtmaya tabi tutmaya mecbur olmalıdır. 4 Kolektör yapıüncaya kadar çevre köylerinin atık sulannı yeni inşa ettikleri kanalizasyonlarla Manyas Gölü'ne akıtrnaları yasaklanmalı, foseptiklerin kullanılması mecbur tutulmalıdır. 5 Bu konu ile ilgili harcamalann büyük bir kısmı "Kirleten öder" prensibine uygun olarak "kirletme yuküne göre" kirleticilerden tahsil edilebilir. 6 Etibank'taki tesislerde yağmur drenaj sistemi olmadığından buradan kaynaklanan kirlenmeyi önlemek için uygun drenaj sistemi hemen yapılmalı ve toplanan sular havzadan uzaklaştınlmalıdır. AMKARA'dan YALCIH DOĞAN (Baştarafı I. Sayfada) Yıllık cirosu 50 milyon lirayı buluyorsa ve işini bedenen yapmıyorsa, o kişi "tüccar" sayılıyor. İşte, bu nitelikte yaklaşık 640 bin tuccann, borsacının, denizcinin, sanayicinin bir araya geldiği en üst kuruluş, Türkiye Odalar ve Borsalar Btrliğı (TDBB) olarak anılıyor. TOBB Genel Kurulu dün Ankara'da kendine yeni bir yönetim ve bir başkan seçmek üzere toplariryor. En genel anlamıyla "Anadolu sermayesi"nin temsilcileri olarak tanımlayabileceğimiz bu kesim, istanbul sermayesi karşısında ve İstanbul'a göre sesini daha az duyuran bir konumda bulunuyor. İstanbul sermayesi "iktidan yönlendiriyor". Anadolu sermayesi ise "iktidara yakın durmanın yararını" fark ediyor. Örneğin, toplam kredılerin yüzde sekseni İstanbul sermayesi tarafından kullanıldığında, Anadolu sermayesi ancak "Ben de daha çok kredi kullanmak ısterim" diyebılmek için TOBB'yi devreye sokmaya çabalıyor. TOBB Anadolu için "sesini yğkseltebileceği" tek organ olarak ortaya çıkıyor. Dinsel inançları ağır basan, gelenekleri korumaya çalışan, değişıme uzak tavır takınan ve kurulduğundan bu yana hep sağ iktidariarı destekleyen bir • kuruluş TOBB ve onun 640 bin' üyesi... Yapılan son bir ankete göre bugün için 640 bin üyenin yaklaşık yüzde 80'i DYP'li, yüzde 19'u ANAPIı ve yüzde 11 de SHPIi. 12 Eylül öncesinde de 600 bin üye * nin büyük çoğunluğu AP'li olarak.; bilinryor. O kadar ki, anımsryoruz, * Bülent Ecevit'in Başbakan olduğu bir sırada toplanan TOBB Genel Kurulu'nda "Başbakan Ecevit'in kutlamatetgrafı" yuhalamalarla karşılanıyor. "Sermayenin tutuculuğuna" en iyi örneği her zaman TOBB veriyor. Büyümek isteyen, büyümek için vergi ödemekte tereddüt eden, genellikle "orta direk için üretim yapan", kendi yağıyta kavrukjuktan sonra çevresinde etkinlik kazanmayı amaçlayan TOBB üyeleri bugünkü yönetimlerini eleştiriyor "Biz sıkıntı çekıyoruz, sen bunu hükümete iyi yansrtmıyorsun" yolunda eleştirilerden hareket ederek bugünkü başkan Ali Coşkun'u değiştirmeyi düşünüyor üyeler. Bunun için gündeme önce Şinasi Ertan'ın, sonra Rona Yırcalı'nın adı geliyor. Ancak, Ali Coşkun karşısında pek şanslan yok. Zaten adaylıklarını da koymuş değiller. Buna karşı, Ankara Ticaret Odası'ndan Güngör Yener'in "şartlar elverırse adaylığtnı koyabileceği" öne sürülüyor. Ali Coşkun hemen iki ayda bir Süleyman Demirel'le görüşüyor. Aynı sıkiıkta Başbakan Özal'ı ziyaret ediyor. Kendine yakın muhalefet ve iktidarla "arasını iyi tutmaya" çalışıyor. Zaman zaman dinsel kesime göz kırpıyor. Ve bu arada "İstanbul sermayesi karşısında Anadolu sermayesinın ezikltğini" ya da İstanbul'un büyükiüğünü gösteren ilginç bir olay yaşanıyor. Anadolu'dan gelenler Ali Coşkun'u değiştırmek için aday ararken, İstanbul kalkryor ve "Yeniden Ali Coşkun" diyor. Böylece Anadolu'da akan sular duruyor. TOBB'nin dünkü genel kurulu "Anadolu sermayesinin" de ekonomik açıdan feryatfigana hazır olduğunu gösterıyor. Senet protestoları, enflasyon, faiz gibi kavramlardan söz edıldiğınde herkes ayağa fırlıyor. DYP'yi "manevi bağlarla", Ozal'ı ekonomik politikalarıyla destekleyen Anadolu sermayesinde de ışler anlaşılan artık eskisi gibi parlak değil. Kendi iç sorunları bir yana, TOBB Genel «Lrulu'nda bir gerçeğin altı çıziliyor: Özal'a inananların sayısı her geçen gün azaiıyor, uzal'ın ekonomik politikası bu pditikanın hizmet ettiğı kesimlerı bile artık rahatsız eder hale . dönüşüyor. Estetik ameliyat' ILO'ya yetecek mi? kmmalar doğnıltusunda ILO ilkelerine aykırı görerek duzeltilmesini istediği bir öteki kurallar dizisi ise 2821 sayüı yasada odaklaşmaktadır. Komiteye göre bu yasanın özellikle; Işyeri temeline göre işçi sendikaları kurulmasını yasaklayan kuralı, Sendika zorunlu organlanna seçilmek için en az 10 yıl fiilen çalışma koşulunu öngören hükmü, Bazı mahkumiyetlere bağlı olarak sendika yöneticilerinin görevlerinin kendiliğinden sona ermesini öngören düzenlemeleri, Din ve ibadet işlerinde çalışanlar ile özel okullarda öğretmenlik yapanlann sendika üyeliğini yasaklayan kuralı, Sendika uyeliğinin emeklilikle sona ermesini öngören düzenlemesi, Kapatılan sendikanın aktiflerinin hazineye devrini hüküm altına alan ilkeleri, sendikal hak ve özgürlukler bakımından uluslararası temel normlarla çelişrnektedir. ILO'nun 98 sayılı sözleşmesini onaylayan Türkiye, bu bağlamda da 2822 sayılı yasada da değişiklikler yapmak zorundadır. Çünkü bu yasanın içerdiği, Toplu iş sözleşmesi bağıtlama yetkisi için aranan iki aşamalı çoğunluk koşulu, Toplusözleşme pazarlığı için izin alınması zonınluluğu getiren hükümler, Grev yasaklan ile ilgili düzenlemeler, Ertelenen ya da yasaklanan grevlerde uyuşmazlığın YHK'ca çözümlenmesini öngören duzenlemeler, Grev suçlanna ilişkin hükümler, ILO ilke ve standartları bakımından benimsenmesi söz konusu olmayacak ilkelerdir. Türkiye ILO gündemindeki bu yakınmalar karşısında 1986 ve 1987 yıllarında iki "taahhüt mektubu" vermek zorunda kalmıştır. Böylece Türk hükümetleri de işçi haklan bakımından 1980 sonrası anayasal ve yasal düzeniemelerin uluslararası normlara aykırılığını dünya kamuoyu önünde açıkça itiraf etmişlerdir. Ancak bu itirafın bedelini ödemede hükümetler ikireikli bir yapı sergilemişlerdir. "Taahhütlerin" yerine getirilmesinde, anayasada ve yasalarda saptanan aykınlıklann hukuksal bağlayıcılığı yönünden onaylamadığımız 87 sayılı sözleşmeye aykırı kurallar ile onayladığımız 98 sayılı sözleşmeye aykırı kurallar arasında ayrım gözetmek istemişlerdir. Kimi iş hukukçularımız da böyle bir anlayışın aktif yandaşı olmuşlardır. Oysa 87 sayıh sözleşmenin Türkiye'ce onaylanmamış olması, onu sözleşmenin tanıyıp güvence altına aldığı sendikal haklar açısından yükumlülükten kurtarmaz. Çünkü ülkemizin 87 sayılı sözleşme ile bağlılığı her şeyden önce ILO'ya "üye devlet" niteliğinin bir sonucudur. "Sendika özgürlüğü ilkesi", örgütün kurulmasından bu yana örgüt anayasasında vazgeçilmez bir ilke olarak yer aldığma göre, örgüt anayasasını onaylayan her ülke, hem bu ilkeye, hem de onu hukuksal biçimleyen 87 sayılı sözleşmeye imza koymasa bile bağlılıkla yükümlüdür. Kaldı ki ILO'da sendika özgürlüğüne aykırılık nedeniyle yapılan denetlemeler, sendikal haklara ilişkin hiçbir sözleşmeyi onaylamayan birçok devletler için de uygulanmıştır. "ILO'nun normlarına uygunluğunun sağlanması için bu tasarı haarlanmıştır" diyeTek yola çıkan Türk hükümeti, TBMM Genel Kunılu'ndan çıkan yeni yasal düzenlemelerle bu hedefe ne kadar yaklaşmıştır? Yasalarda yapılan son değişikliklerde bu yasalann farklı yorum ve anlayışa yol açan hükümleri açıkhğa kavuşturulmuş, uygulamadaki aksaklıklar yargı kararları ile öğreti doğnıltusunda düzeltilmeye çalışılmıştır. Birden çok sendikaya üyelik, üyelikten çekilenin uyeliğinin bir süre devamı, temsilcilerinin yetkilerinin sözleşme bitiminde de sürmesi, sendika kuruculuğunda bir yıUık çalışma koşulunun kaldınlması, imam ve öğrencilere sendika üyeliği hakkının verilmesi, arabuluculukta sürelerin ortaya çıkardığı sorunlann kotanlması ile işkolu toplusözleşmelerinde yetki itirazları konusunda atılan adımlar bu konularda örneklerdir. Ancak yasa koyucu, yeni duzenlemelere karşm aynntılannı yukarıda verdiğimiz ILO yakınrnalarımn tümünü giderme bakımından yeterli bir davranış sergileyememiştir. Şöyle ki: İşçi örgütleri üst kuruluşlarında yönetici olabilmek için en az 10 yıl bilfiil işçi olarak çalışma koşulunun kaldınlması şeklindeki ILO isteği yerine getirilmemiştir. Aynca ILO'nun temsilci ve yönetici seçme hakkını zedeleyici olarak gördüğu yöneticilerin sendikal suç işlemeleri durumunda görevlerinin sona ereceği şeklindeki hüküme de çözüm getirilmemiştir. Özel okullarda görevli öğrelmenler için sendikalara üye olma yasagının sürmesi ILO ilkelerine aykın diğer bir konudur. Yasada sendikaların siyasi faaliyeti ile ilgili yapılan yeni düzenlemeleri ILO, "şimdilik bu kadarını yaptık" esprisi içinde belki uygun bulacaktır, ancak büyük bir olasılıkla yeterli görmeyecektir. Fesih, infisah ve kapatma durumunda sendika mallarının devri ile ilgili yeni hüljümler uzun zamandır sendikaların mali yönetimi konulannda "mali özerkliği" savunan ILO'ya olumlu yönde atılmış yeterli bir adım olarak gelmeyecektir. Toplu iş sözleşmesi yetkisi için getirilen işkolu ve işyeri barajları halen sürdüğünden bu durumu "gönüllü toplu pazarlığın gelişmesi" ilkesine aykırı gören ILO pek de hoşnut olmayacaktır. Barajları savunarak bu konuda çifte standart uygulayan sendikacılanmız gerçi memnun olmuşlardır ama "ILO ilkeleri doğrultusunda duzenlemeler yaptığını" öne süren hükümetin de aynı çifte standarta boyun eğdigi acıktır. ILO ilkelerine ters düşen grev yasaklan ile ilgili yeni yasal düzenlemelerde tipik bir mehter yürüyüşü anlayışına tanık olunmuştur. Grev yasaklan bir yandan daraltılırken öbür yandan genişletilmiştir. "Nafta ve doğal gazdan başlayan petrokimya işlerinde" çalışanlar grev yasağı kapsamına alınarak petrol işkolunda neredeyse tüme yakm bir grev yasağı getirilmiştİT. 1982 Anayasası ile 2821 ve 2822 sayılı yasalarda gerek ILO denetim organlanmn belirlediği aykınlıklar, gerekse ILO'nun 40 yüdan beri somut yakınma olaylan nedeniyle oluşturduğu "uluslararası kararlar" koşutunda ortaya çıkan aykınlıklar son yasa degişikliği ile giderilememiştir. Bunun gerçek nedeni ise bu aykınlıkların 1982 Anayasası'ndan kaynaklanmasıdır. Anayasa değişiklikleri gerçekleştirümeden ILO'nun yakınmalan tümüyle karşılanamayacaktır. Görülen odur ki Türkiye "üye devlet" niteliği taşımasında ve 98 sayıh sözleşmeyi onaylamasından ötürü anayasa ve yasalarda uluslararası normlara uygun olmayan hükümler nedeniyle önumüzdeki dönemde de ILO giindeminde kalmaya adaydır. ILO'nun yasalarda yapılan "çok güzel bir estetik ameliyat"la yetineceği mi, yoksa değişikliklerin özüyle mi ilgileneceği haziranda yapılacak ILO genel kurulunda anlaşılacaktır. Bu konudaki tutum belki de Türk hükümeti için olduğu kadar ILO için de bir sınav oluşturacaktır. SEKRETER Mükemmelin olağanüstüye ulaşması BMW Yeni 5 Serisi. inceden inceye düşünülen üretim titizliği, çekici bir görünüş, dinamik yüksek performans, BMVV'nin Yeni 5 Serisi'nde bir araya getirildi.. Ve Yeni 5 Serisi, 10 yılı aşan çalışma; 500.000 kilometrenin üzerinde zorlu BMW sınavından geçtikten sonra sunuluyor! Yeni 5 Serisi'nde... Bilgisayarlarla yaratılan "aerodinamik" yapısıyla, konfordan fedakârlık etmeden, rüzgâr direnci olaQanüstü düşürüldü... Geniş iç hacmin yanı sıra, hem ön hem arka koltuklardaki "ergonomi" ile olağanüştü bir sürüş ve yolculuk rahatlığı getirildi. "Aktif" ve "Pasif Emniyet" tedbirleriyle, Amerikan Trafik Emniyet Standartları'nı dahi aşan olağanüştü bir emniyet düzeyine ulaşıldı. "Akustik" titizliğiyle, olağanüştü bir kabin sessizliği sağlandı... Yeni 5 Serisi'nde elektronik kumanda ve kontrol sistemleriyle teknoloji düzeyi olağanüştü bir noktaya erişti... Ve 6 silindirli pjağajv üstü BMW motoruyla mükemmelin ojağanüştüye ulaşması tamamlandı. BMW teknolojisi, Yeni 5 Serisi'ni oluştururken olağanüştü bir otomobil yarattı... "BüyükOrta" sınıfta lüks bir otomobil... Yeni 5 Serisi dinamizmin, konforun ve güvenirliliğin mükemmel bir göstergesidir. Olağanüştü: BORUSAN 0T0 den başkasını BMW kabul etmeTÜRKİYE yenler için... GENEL MÜMESSİLİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle