18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 21ŞUBAT1988 TELEVİZYON 06.30 Açıköğretim (Yann) Birind Sıntf Dersleıi Timel Hukuk; fProf. Dr. TUrgul Akıntürk) "Şahsiyetin Korunması", Davnnış Bitımlerme Girig (Dr. Ah Uzunöz) "Psikoloji bölümüne genel güif". tnkıiap Tarüu; (Prof. Dr. Ahmet Mumcu) "TBMM'nin açılısı". 1. KANAL / TV'DE SİNEMA Hitit döneminden çağdaş kesiıne Çalışmalarmı 8 yıldır ABD'de sürdüren Ayşe Ünaydın, 100 kadar takı örneğini önce îstanbul'da, sonra Ankara'da Artisan'da sergileyecek. Sergilenecek ürünler arasında, Hititler'den ve Kanuni döneminden esinlendiği takılann yanı sıra, çağdaş kesimli îakılar da yer alacak. paniD. New York'luAyşe, takılannı Artisan'da sergiliyor "Dolunay" Altın Lale'de Kültür Servisi 7. Uluslararası tstanbul Sinema Günleri çerçevesinde gerçekleştirilen "Altın Lale" film yanşmasında Şahin Kaygun'un "Dolunay" adlı filmi de Türkiye adına yarışacak. 1988 Altın Lale yanşmasında Türkiye'yi temsil edecek film sayısı 2'ye yükseldi. ömer Kavur'un yönettiği "Gece Yolculuğu" filmi, yonetmenin isteği üzerine yanşmadan çekilince, Altın Lale'yi Türkiye'den yalmzca Yavuz Turgul'un "Muhsin Bey" filminin temsil etmesi kararlaştınlmıştı. Ancak, "Eczacıbaşı Vakfı Yılın En tyi Türk Filmi" yanşmasına katılan yerli filmleri izleyen ön Seçici Kunıl'un, Şahin Kaygun'un "Dolunay" fılmini özellikle "Altın Lale'nin tema uygunluğu açısından yarışmaya önermesi üzerine, Sinema Günleri Düzenleme Kurulu öneriyi değerlendirdi ve "Dolunay"ın Muhsin Bey'le birlikte Türk sineması adına Altın Lale'ye katılmasını kararlaştırdı. 09.55 Voltron Kasif. bir meteor firtmasma yakalanıp hasar gOrür. Bu tturumdan istifade eden Kara tmparatoriuk Filosu, hemen saîdınya gefer. Ama Voltron Kafifin yardımma kofar. 10.20 1030 12.05 12.40 12.45 Sohbet Pazar Sineması: Vahşi ve Özgür Pazar Konseri Haberler Hanımlar Sizin tçin Frank Sinatra Mtndellssohn Keman Konçenosu ve Uiber Eurgante .Uvertürü. Şektr sokak sakinlenmn günlük yaşantuan, Sohbet. Deniz GOkçer ve Zafer Ergin ikilisi ve çejitU muzik. Aynca, Hülya Koçyiğifin canlandırdıtı Macide öğrttmen adlı draıruL 14.15 Spor 16.10 TV'de Sinema: Cesaretten de Öte (Ayrvttılı bilgı yandaki sütunlarda) Yönetmenlik sırası Sinatrada Ceturetteit d« Öte (None But the Brave) / Yönetmen: Frank Sinatra / Oyuncular: Frank Sinatra, Clint JValker, Tommy Sands, Brad Dexter, Tony Bill / 1965 yapımı / 100 dakika. KiUtür Servisi lkinci Dünya Savaşı'nda bir Amerikan askeri uçağı, Japonlarla dolu bir adaya zorunlu iniş yapar... Ve Amerikalılarla Japonlar arasında kıyasıya bir çarpışma başlar.. tkinci Dünya Savaşı'mn değişik yüzlerine değinmeye çalışan sayısız Tılmden biri daha... Amerikan sinemasında hemen her büyük oyuncu, bir kez bile olsa yönetmenliği denemi$tir: John VVayne'den Mırlon Brando'ya, Kirk DoogUs'tan Burt Lancaster'a kadar... Bu filmde sıra büyük şarkıcı oyuncu Fnınk Sirutra'ya gelmiş. Sinatra'yı (25 yıl önceki haüyle) izlemek, savaşın heyecanını yeniden yaşamak ya da sadece vakit geçirmek için.. 18.00 18.15 Haberler Atlar Bizans'm çOkOsü, tstanbui'un fethi ve Viyana kaptlanna kadar ilerleyen Osmanlı ordusunun bafanstnda atın rola. Amerika'nm kejfı ve antından Avrupalı sOmürgecılerin bu kıtaya gOçlen, Kıvlderihlerin hayallarında atın önemi. 19.05 Kanun Kanundur Kuzak. hem Ozel hem de i} hayatında zor durumdadır. Bir yandan Oldükten sonra buzdan heykelinm bahçeye dıkilmesını ısteyen müvekkılıyle uğraşmakta, bir yandan da Van Oven'ın evlenmesine engei olmak ıçin uğrasmakladır. 20.00 Haberler Hava Durumn 21.00 Kunıluş Ertuğrul'un OİUmUnüfirsatbüen tekfurtar güçknnı bırlestınp Osman Beyi yok etmeye karar verirler. Dunımu haber alan Osman Bey hemen gereklı hazırlıklan yapmaya koyulur. Bu arada çok sevdığı yeğeni Baykoca da bu savasa kalılmak istemekledır. Osman ise buna pek taroftar değitdir. Nihayel iki ordu Ermenı Beti'nde karsılasıriar. 22.15 Panorama Sunuculuğunu Can Okanar'm yaplığı haber program. 23.10 Spor 00.10 Haber Dosyası Kapatuş Kıiltür Servisi "Sonsuzlnk gibi bir kavram üzcrinde du$unme>e başhyonım önce. Sonra bu kavrartıdan yola çıkarak, bu kavramın bana çagnşürdığı duygu ve düşnncelerdeo kaynaklanan bir Ukının tasanmını yapıjorum. Sadece kavramlardaa değil, eski nygartıklardan da edalenerek tala dizaym yantıyonun. Mesefaı Hitit uygartıgı veya Kanuni'nin fermanlanndaki lugnüar takılannun esjn kavnagı otabiliyor." Sekiz yıldır ABD'de takı tasanmcısı olarak caüşan ve Bırleşmiş Milletler'de, New York'taki çeşiüi galerilerde, Washington Büyükelçiliğimizde sergiler açan Ayşc takılannı Türkiye'de ilk kez sergiliyor. 2229 şubat tarihleri arasında Îstanbul'da Onaköy'deki Artisan Galerisi'nde, 4 mart 12 mart arasında da Ankara'da yine Artisan'da eserlerini sergileyecek olan Ayşe, takılannı yaratım aşamasındaki esinlemelerine göre gruplara ayırmış. "Hitit sanatından esinlenen taJular bir gnıp, Kanuni donemi a>n bir gnıp, kavramlardan yola çıkarak hazııiadıgıın takılar bir başka gnıp" diye anlatıyor. Yüzük, küpe, kolye, bilezik gibi alışılmış takılann yanı sıra alından kulağa doğru kıvnlan değişik takı dizaynlan da var Ayşe'nin. tddialı bir yuz ve genellikle arkaya doğru toplannnş saçlarla kullanılan bu takılar gümüş ya da bronzun bir kadın sakagından aldığı form ile anlamlı bir hava yaratıyor. Takı yapmak için hangi aşamalardan geçtiğini şöyle anlatıyor Ayşe: "Önce Usanm ve yaraüm aşaması ile başlı>or. Bazen kafamda canlan dırdıgım dtzayn çizer, sonra şekli yaBazeırtıiç çizmedeD mumdan hazırlar ve sonra kalıbını alır. dökümıinü yapanm. Bazen de doğrudan dogruya maden iizerinde çalışmaya başlanm. Takı ortaja çıkbktan sonra bunun madenden dökümu ve ka lıbı yapüır, sonra temizlenmesi cilaM.." Âyşe'run takılannda küpelerinin ilginç yanı sağ ve sol kulak için ayrı ayn çalışılması. Öylesine yerleşiyor ki bu küpeler kulaklara, sağ kulak için yapılan öbür kulağa uymuyor. Bazı takılar düz gümuş üzerine parlak cila ile şekülendirilmişken bazıları metalin üzerinde oylum oylum işlenmiş. Döküm aşamasında New York'ta yasayan bir Türk dökümcüsünün, Yusuî lpek'in büyük katkısının olduğunu anlatıyor. New York'ta yasayan Türk besteci Mete Sakpuıar ise Ayşe'nin' Istanbul ve Ankara'da sergi açacağını duyunca guzel bir müzik bestelemiş salt bu tKİNCİ KANAL 13.58 Açüış Program 14.00 Haberler 14.10 tşte Pazar Bizım çocuklar, Mini dtzı Aptı Ue Fatos. çizgi fıtm Syivester, mim çızgi filmltr, mini yartsmalar. dış kaynaklı muzik, Türk Hafif Mttiiği. Tlirk Sanal Müziği, Turk Halk Muzıği dallannda binr sanatçt ve Guinness rekortan. TJUUQA KENDM AŞMAK Ayşe Ünaydın, "Takı yapmayı çok seviyorum, takılarımı yaratırken değişik bir duygu, kendini aşma gibi bir duygu yaşıyorum" diyor. sergilerde çalınmak üzere. 35 dakikalık elektronik müzik Ayşe'nin çeşitli döncmleri yansıtan takılarından esinlenerek bestelenmiş. New York'ta sekiz yıllık çalışması boyunca 300 kadar takı dizaym yaratmış Ayşe. Bunlardan 100 kadar parçayı sergiliyor Türkiye'de. Hitit döneminden, şimdilerde üzerinde cahştığı kilim desenlerinden esinlenmiş keskin hatlı, çağdaş kesimli takılara kadar değişik ömekler sunuyor. Diplomat bir baba ile gazeteci bir annenin kızı olan Ayşe Üaaydın, Îstanbul'da Güzel Sanatlar Akademisi'ne bağlı uygulamalı Endüstri Sanatlan Yüksek Okulu'ndan mezun olduktan sonra New York'ta The Craft Students Leagoe'de staj yapmış. Sonra ünlü W.Kalkh Jewdry Mgf.Ltd.'de bir süre çalışmış. İki yıl önce de Wesl Broadway'de kendi dükkanını açmış. New Yorklular Ayşe'nin taküarını giderek daha çok sevmişler. ABD'nin tanınmış moda dergilerinde bu takılardan söz ediliyor, sergiler açılıyor. Peki bu takı tutkusu nasıl başlıyor Ayşe'de? Şöyle anlatıyor: "Anocm Giil Öoet'in takılannı ta çocuklugumdan bu yana sever >e büvü.vıince bo>le güzel takılanm olsun isterdim. Takılara galiba çocuklugumda gönul vermiştim. U>gulamalı Endiistri Sanatlan Okıdu'ada okurkeo Urart'a glrdim ve takı yapmaya başladım, sonra da siirdu bo merak. Îstanbul'da bu sergiyi açmam söz konusu oklugurKU da yine annemin büyük destegi ve teşviki oldu. Böytece Ukıfauimla jurdundayım işte." Anadolu uygarlıklarından yola çıkarak hazırladığı takılarımn tasannum New York'ta yapan sanatçı, bu takıları şimdi esin kaynağı Anadolu topraklanna taşıyor. Geçmişten geleceğe takılan ile, yaratunı ve dizaym ile bir köprü kurarak çalışıyor Ayşe. "Takı yapmayı çok seviyorum, laUanmı yarabrken değişik bir duygu, kendini aşma gibi bir dnyga yaşiyorom" diyor. "Yardım kampanyası" davası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 1984 'te ölen ozan Hasan Hüseyin'in eşi Azime Korkmazgil'in, ozanın ölümünden önce başlatılan "Ozanımıza Sahip Çıkalım" kampanyasında toplanan yaklaşık 3 milyon liraya "el koyduğu" gerekçesiyle yazar Erol Toy hakkmda açtığı dava sonuçlandı. Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, bu paranın Toy'dan alınarak faiziyle birlikte Hasan Hüseyin'in eşine ödenmesine karar verdi. Fransa'dan etkilenen Japon ressamların "Japonya'da Paris" sergisi Fransız ağzıyla Japonca Yurtlarım bırakıp Paris'e giden, yapıtlarında "Japonca" değil, "Fransızca" konuşmayı yeğleyen Japon ressamların en ünlüsü Saeki Yuzo. Kfiltür Servisi Dünya kültürü üzerinde Fransız etkisinin donığunda olduğu dönem, 1890'dan 1930'a uzanan yıllardı. Fransız resminden etkilenen sanatçılar arasında Japon ressamlar da vardı. Şimdilerde, bu etkilenmenin ürünleri New York'taki Japon Evi Galerisi'nde sergileniyor. Gerçi "Japonya'da Paris" adlı sergide dunyaca Unlü ressamların yapıtları yer almıyor, ama sorgi yine de bir etkilenmeyi hemen bütün örnekleriyle sunması açısından ilginç. Time dergisinden Robert Hugbcs'a göre, sergideki Japon ressamların ABD'de en ünlüsü FuJita TsugujL Nitekim, Tsuguji'nin "nü" desenlerini Japonlar açık arttırmalara katılarak İS yıl öncesinden Japonya'ya geri götürmeye başlamışlar. Bu arada etkilenmenin tek yanh olmadığı da söylenebilir. Sözgelimi, "Belle Epoque" döneminde Fransız resmi ve süsleme sanatlan da Japonlardan etkilenmiş. Komodor Perry'nin 1853'te Tokyo Körfezi'ne gidişinden hemen sonra Batı'nın Japon yelpazelerine, vernikli ağaç işlerine, paravanalarına, ağaçbaskılanna yönelen ilgisi, 1890'larda Paris'te bir tutkuya dönüşmüş. Japon hayranlığı modası almış yurumüş. "Japonlann yapıtlannda ber seye egemen olan aşın yalınlıgı kıskanıyonım. Sanki ccketinizin dugmelerini iliklemek kadar basitmişçesine, birkaç fırca darbesiyle bir fıgür yaratıyorlar!" Bunları, duvarları Japon baskılanyla dolu odasında Vincent van Gogh yazmış. lmparator Meici'nin 1868'de çıkardığı yasa, Japonya'nın geleneksel kapalılığının kırılrr.asında önemli rol oynamış: "BUgi, dünyanın her yerinde aranmabdır." Meici dönemi Tokyosu'nda Batı sanatının öğretilmesi 1876'da bir "bilim dalı" olarak başlatılmış. 1887'de Tokyo Güzel Sanatlar Okulu açıldığında, kurucular arasında bulunan Amerikalı Ernest Fenollosa, okulda yalmzca geleneksel Japon tekniklerınin okutulmasında diretmiş. Ama 1896 yılına gelindiğinde, yağlıboya öğrenmek için başvuran Japon öğrencilerin sayısı o kadar artmış ki, bir Batı sanatı bölümü açmak zorunda kalmışlar ve burası okulun en popüler bölümü olmuş. O sıralar Tokyo'daki öğrencıler, modernliğin başkenti olarak gördükleri Paris özlemi içindeymişler. Nitekim, yüzyıl başlannda Paris'te bir Japon ressamlar kolonisi kurulmuş bile. Connon, CarolusDuren ve Collin gibi hocalann atelyelerini Amerikahların yanı sıra Japonlar doldurmuş. "Mimar Sinan" özel sayısı 17.00 Bilraeyen Görev: Vicdansız MitcheU bekârlar bartnda karsılasi'lı bir kızdan lelefon numorasmı kibril kutıtsv üzenne aür. Ancak o kulunun üstündekı gtzli bıjgi btrilerini çok ügilendırmektedir. EUe etmek için insan Oldttrmeyı bıle guze almiftardır. Miıchetl, Mc Calfla birtikle butun sevgililerinı tek tek araştırmaya baslar. 17.45 Tabiat Belgeseli: Safari Macerası Panama Kanah'na yolcvluk ve kanal hakkmda biigi JÇrsus'k Los Angeks'lan verilmesi. 18.10 Müzik 18.30 TV'de Sinema: Kayıp 20.00 Sazlarla Başbaşa Progmmda tsmaıl Şençatar ve saz arkadasUm ytr ahyor. 20.15 Bizim Ev: Çocuklann Kutsai Seferi Dougias Gus'un savaştan sonra liıskı kurduğu bir kadından olma oğlu oJduğunu iddia elmekledir. Ous isin oslım anlar ve arkadeşı J.J. Moon\ı çağırv J.J. Moon evknmiftir. 21.00 Spor 2130 Haberler 22.05 Orhan Boran'la Pazar Geceleri Dts kaynaklı müzik: "~~he Cure". Just Like Heauen, Meral Mansuroghı ıle sohbet ve müzık (Günlerdır içime çOkta aynlık, Giiller koymufsun vazoya). magazın programı, Enis Fosforog'lu'nun Yoksa Jzahı tşıe Mizahı adlı gOldürusü, Türkçe SOZİO hafif batı mıizığı, Gnıp Mendien (Comt Back, My RoomJ. Dızi film; Çocuklonm. 23.45 HaberlerKapanış RADYO T R T 105.00 Açılış, program ve kısa haberler. 05J5 EıgiJcervanı. 05J0 Sabah Şarkılan. 06.00 Köye haberler 06.10 Günaydın 07J0 Haberler. 07.40 Bölgcsd yayın. M.00 Kısa haberler 09.05 Çocugun dünyası. 10.00 Kısa haberler. 10.05 Taıil sabahı. 1135 Radyo tıyaırosu 12.55 Reklamlar ve radyo programları. 13.00 Haberler. 13.15 Müzik 13J0 Bölgesel yayın ve reklamlar. 15.00 Kısa haberler 15.05 Beraber ve solo şarkılar. 15J0 Hafif müzık. 16.00 Kısa haberler. 16JK Turkükr geçidı. 16J0 Hafif müzik. 17.00 Ocakbap. 17.20 Bölgesel yayın 1835 Reklamlar. 19.00 Haberler. 19J0 Yunıan sesler. MJ0 Cençlik korolan. 20.15 Hafif müzik 20.30 Ses ve saz dunyamızda dünden bugüne. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Türküler geçıdı 21J0 Spor dergisı. 22.00 Küçük konser. 2230 TOrkOler ve oyun havalan. 23.00 Haberler. 23.15 Pazar gecesi. 0055 Günün haberlerindcn ozeıler. 01.00 Program ve kaparu; 01.0505.00 Cece yaymı. T R T I I 07.00 Açıtas ve program. 07.02 Solistlerden seçroeier. 07J0 Haberler. 07.40 Türküler ve oyun havalan. O J İki solistten şarkılar. to30 Enoch Light Orkeslrası &M çalıyor. 094» Beraber ve solo tdrküler. 09J0 Sabah konseri. 10.00 Hafif müzik. 10.15 TOrkülcr. 10J0 Tasavvuf musikisi ve saz eserleri. 11.00 Çocuklarla basbasa. 11.45 Şarkılar. 12J0 Pazar nesesi. 13.00 Haberler. 13.15 Hafıf müzik. 13J0 Türkülerden bir demet. 14.00 MUzikte etkileşım. 14.45 Şarkılar. \SM Hafıf müzik. 15J0 TUrküler geçidi. 16.00 Hafıf mUzik. 16.15 Klâsik Türk musikisi erkekler korosu. 16.45 Her plajın bir hikiyesi var. 17J0 Türkçe sozlO hafıf müzik. 11.00 Yuman sesler kadınlar topluluğu. 18J0 Fenhnak faslı. 19.00 Haberler. 19J0 Hafıf müzik. 19.45 Şarkılar. 20.00 TUrküler ve oyun havalan. 20J0 Radyo tiyaırosu. 21J0 Ankara radyosu çokscsli korosu. 21.45 Yurttan sesler erkekler topluluğu. 22.15 Şarkılar. 22J0 Bir roman/bir yazardan hikâyeler. 22.45 Hafıf müzik. 23JM Haberler. 23.15 Beraber ve solo şarkılar. 23.40 Hafif müzik. 2335 Pazar konseri. 0035 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açıhş ve program 07.02 Sabah için mOzik. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Haberler. 09.15 Her pazar. 11.00 Bir besteci 11J0 MUzik damlaları. 12.00 Haberler. 12.15 Geçmişten günümüzt 13.00 Usta eller, güzel sesler. 14J» Pazardan pazara. 15.00 Caz ve pop dünyasmdan. 16.00 Müzik panoraması 1630 Opera ve operetlerden seçmeler. 17.00 Haberler. 17.15 Hafif muzik. 17J0 lkı solistten türküler. 1S.00 Teleskop. 19.00 Haberler. 19.15 Tango dünyasından. 19.45 Ankara Radyosu çoksesli korosu. MM Dunya plak Ustelerinden. 21.00 Müzik ekspresi. 22.00 Haberler. 22.15 Gecenın getirdikleri. 23.00 Dünya radyolarından, müzik fesJivallerinden. 24.00 Gece ve Muzik. 01.00 Program ve kapanış. Roransa Akademisi'nde yer alan ünlü "Davud" neykelinın ön çalışması olduğu sanılan bir yontu, Cenevre'deki Arthur Honeoger Vakiı Koleksiyonu'nda ortaya çıkt. Amerikalı Mıchelangelo uzmanı Frederick Hartt, kendısine göndenlen fotoflraflardan yola çıkarak Cenevre'ye gitti ve yontuyu göfdu Şımdi heykelın gerçekten Mıchelangelo'nun "Davud" için yaptığı ön çalışma olup olmadıuı tarbşılıyor Mchelangeto'nun "Oavud" heykeli, ideal uyum anlayışıyle Masık Rönesans bıçımcıljğının en yetkın ömefli sayılıyor. "Davud"un ön cam, Japonya'ya döndukten sonra, hayabnın görevini yerine gctirebllmek için Paris'in arkı sokaklannda gördügu kiıii duvırlara resimler yapmak uzere oraya geri dönmesi gerektigini dıişünüp durdu. Bu bir saplantıydı onda..." Saeki, bugün Japonya'da bir "kültiir kahrmmanı." Kimileri de, Saeki'yi Van Gogh'a benzetiyor. Saeki, 1928'de otuz yaşındayken, sanatıyla ilgili bir umutsuzluk krizi sırasında caruna kıymış. Ama kimileri de, yapıtları Paris okulunun iki doruk noktası Maurice de Vlanlnck ve Maurice Utrillo'nun duyarlı birer taklidi olmaktan öteye gidemeyen bir ressam için bir "şöhret garabeti" olarak görüyorlar bu durumu. Kültür Servisi Ak Yayınları tarafından çıkanlan "Türkiyemiz" adlı kültür ve sanat dergisi, 1988 şubat sayısını, ölümünün 400. yılı dolayısıyla Mimar Sinan 'a ayırdı. Genel yayın danışmanlığını Gürol Sözen'in, yazıişleri müdürlüğünü Zahir Guvemli'nin yaptığı "Türkiyemiz"in Mimar Sinan özel Sayısı 'nda, Prof. Dr. Metin Sözen'in "Şehircilik ve Mimarlıkta Evrenselliğin Simgesi: Mimar Sinan Üzerine", Dr. Filiz Çağman'tn "Kanuni Dönemi Osmanlı Saray Sanatçılan örgütü: Ehli Hiref", YELMZEÜ Ç V U R Japon ressam Umehara Ryuzaburo, 1938de Muammer ülker'in "Türk Hat "Yelpazeli Çıplak"ını da yapOjında, Matsse'in otuz yıl önceki yapıfları Sanatmda 16. Yüzyıl: Ünlü m örnek almıştı Şimdi, bir dönem Paris havasını soluyan Japon sa Hattatlar", Bânu Mahir'in natçılann yapıtlan New York'taki "Japonya'da Paris" sergisinde sunuluyor. "Kanuni Döneminde Yaratılmış Yaygın Bezeme Ama işte bütün çatışma da bu noktada çıkmış ortaya. Geleneksel biçimlerle örülü bir sanat dünyasından gelen Japon res Üslubu: Saz Yolu", Prof. samlar, Paris'te fovizm, kübizrn, ekspresyonizm, sürrealizm gibi Feridun Akozan'ın "Mimar hızia değişen modern akımlann içinde bulmuşlar kendilerini. Sinan'ın Hayatı ve Kişiliği" Yurtlarım bırakıp Paris'e giden, yapıtlarında "Japonca" de ve Deniz Banoğlu'nun ğil, "Fransızca" konuşmayı yeğleyen Japon ressamların en ün"Mimar Sinan'ın Doğduğu lüsü Saeki Yuzo. Paris'te iki dönem kalan Saeki sonunda dönKöy: Ağırnas" başlıklı müş ülkesine. Ama kansı Yoneko, anılannda şöyle yazıyor: "Koincelemeleri yer alıyor. Feyyaz Tokarhn sohbeti Kültür Servisi Feyyaz Tokar televizyonda bugün yaymlanacak "İşte Pazar" programtnda "Büyüklük Duygusu" konusunda konuşacak. Tokar, Freud'un "insanlarda büyüklük duygusu" olarak tanımladığı, Prof.Dewey'in ise "başarılı h olmak" diye açıkladığı duygunun hem itici güç olduğunu anlatacak, hem de sakmcalarına değinecek. Muammer Karaca ile ilgili bir anısını da anlatacak • Muzaffer Buyrukçu'nun son öyküierinde bir değişiklik van Karıkoca arasında mutluluk Buyrukçu'nun daha önceki öyküierinde karıkocalık, eşler arasındaki ilişkiler olumsuz bir yaklaşımla işlenirdi. Oysa "Hüzünlü Kar ÇiçeklerV'nde karıkoca aşkı belirginleşiyor, hatta cinsel ilişki en yüksek dozunda karıkoca arasında yaşamyor. ATİLLA ÖZKIRIMLI Yıl 1968 mi, 69 mu? Cemal Siireya "Papirüs"ü çıkarıyor. Nuruosmaniye caddesindeki Atasaray'ın en üst katında yönetim yeri. Her cumartesi buluşuyoruz aksatmadan. O yülarda cumartesileri de çalışılıyor öğleye kadar. Muzaffer Buyrukçu en erken damlayanımız. Toprak Mahsulleri Ofısi'ndeki işinden kolayca kırıyor. Ben Altın Kitaplar'da çalışıyorum. Önce bir hoş beş. Ardından Çemberlitaş'taki köfteciye azimet eyliyoruz. L)çlu hiç değişmiyor: Cemal, Muzo, ben. Ama her hafta birileri takılıyor. Asıl cümbüşse köftecide bashyor. Muzaffer'le sürekli vidolaşıyoruz. Beş beş çekiyoruz köfteleri. Bir gün kırka kadar çıktığımızı ve pes etliğimi ammsıyorum şimdi. Amavut prensliğini, mareşallığını anlatışını Buyrukçu'nun... Kahkahalarımızı... Ve hüznü hiç yakıştıramadığım için Buyrukçu'ya, yeni kitabı "Hiizünlu KarÇicekleri"nin adına takıldığımı söyluyorum. "Her insarun hayatında" diyor Buyrukçu, "yüreginde, yasadıgı olaylardan kaynaklanan birtakım yaralar açılır. Bu yaralar anımsandıkça da yüregin başka bir tabakasına huziin yerieşir. Öyİe bir huzundur ki bu, yaşamla çogalır, açılan yaralar sogumaz hiç. Ben onlan kışın karda açmış çiçeklere benzettim. Ömrumıiıün de yazlan, kışlan yok mudur? Bir de şu var: Toplumumuzu 12 Eylul'e getiren gunlerde o vurmakırma olaylan sdrerken yasamlan allak bullak oldu kimi insanlann. Yaşamın o kargaşası, perişanlıgı içinde ne yapacagını bilemez duruma geldi kimi insanlar. Çogunu lanıyorduk onlann, vakın çevremizdevdiier. Çoguyla da birtakım iliskilerimiz vardı. Huznün, huznümüzun bir kaynagı da buydu. Yiıregimizdeki yaralann da." birlikte yaşanan bir kurumu ayakta tutacak güçlere gereksinim var. "Bu güçlerden biri de sevgi. Aile içinde sevgi oimazsa, ailenin tabanından çatısına yükselmezse sevgi, aile bireyleri birbirlerine düşman kesilirlerse, bu düşmanlık toplumun her kesiminde karşımıza çıkacaktır. Öyieyse aile düzenini yeniden düşunmek gerekir dedim. Aile içindeki kadınerkek ilişkilerini... Çünkü çoldan aile düzeni içinde birbirierini seviyortar, dışardaysa birbirlerine ihanet ediyoriar. Üstelik dışarda elde edemedigi sevgiyi içeriye, kadın kocasına, kocası kadına tasıyor. Yani aile içinde sevgi süriiyor aslında, insanlar dışarda ikiyuzliiluk ediyoıiar. Olan, olması gereken ilişki düzenini yansıtmaya çalıştım ben." Aman, diyorum, konuyu değiştirelim. Aile saadetine doğru gidiyoruz yavaş yavaş. Bekir (Yüdız) duymasın, yeni bir roman yazıp cammıza okur sonra. Herkes sorup duruyor, Muzaffer Buyrukçu'nun Arnavut prensliği de nerden geliyor, kendinden menkul bir öykü olmasın bu? En iyisi bunu anlat sen. "Birkere benden degil, anamdan menkul" diye başlıyor anlatmaya Bu>Tukçu. "Anam Manastırh. Manastır'da bizim ailenin kökeni akına beylerine kadar çıkıyor. Anam diyor ki dayım da anlatıyor aynı şeyleri, tabii çocuklugumda 'Bizim' diyor 'varidi konaklarımız, hem de varidi bayrağımız. Sonra başka bir düşman köyün adamlan' diyor 'topla yıkmışlar bizim kalemizi, ama alamamışlar bayrağımızı.' Peki diye soruyonım ben: Bayragıraız nerede şimdi? 'Bayrak' diyor anam 'Niğde'nin Fertek köyünde ömer Hoca'da durur.' tyi de bizim bayrağımız Ömer Hoca'da niye duruyor, diyorum. 'O' diyor yine anam, 'bizim bayraktarıraızdı.' Hikâye bu." Ermanno Olmi toplu gösterisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) "Ermanno Olmi Toplu Gösterimi" dünyada ilk kez, 1320 mart tarihleri arasında yapılacak olan Ankara Film Şenliği'nde gerçekleştiriIecek. BUar AŞ, Mülkiyeliler Birliği Vakfı ile Bilim ve Sanat dergisinin duzenledikleri şenlikte, Ermanno Olmi'nin fılmlerinin yanı sıra ttalyan yönetmen Cario Vcrdone'nin "Ben ve Kız Kardeşim" adlı filmi de gösterilecek. Roma Üniversitesi Sinema Tarihi ve Eleştirisi Bölüm Başkanı Prof. Mario Verdone de, şenliğe katılarak, "ttalyan Sineması ve Ermanno Olmi" konulu bir konferans verecek. Toplu gösterimde profesyonel oyuncu kullanmaması, anlattığı kişileri olabildiğüıce doğal ortamlan içinde ele alması yönlerinden, yeni gerçekçi estetik anlayışı bugün de sürdüren tek yönetmen olan Olmi'nin, başyapıtı sayılan, "Takunya Agaa" da yer alacak. Yönetmen bu filmi ile, 1978 yılında, Cannes Film Şenliği'nde "Altın Palmiye" aldı. UGÜN • Yeni İletişim Araçları ve Kitap AFEKS'in düzenlediği 1. tstanbul Kitap Fuarı çerçevesinde Odakule'de saat 13.00'te "Yeni İletişim Araçları ve Kitap" konulu bir panel var. Panete Ali Bulaç, Ahmet Oktay, Doğan Hızlan, Hüseyin Sönmez ve Vedat Çakmaz konuşmacı olarak katılacak. • Süreli Yaymlar ve Sorunları Kemal Özer'in yöneteceği Alpay Kabacalı, Yaşar Yiğit, Hıncal Uluç ve Duygu Asena'nm katılacakları "Süreli Yaymlar ve Sorunları" konulu panel saat 16.00'da Odakule'de 1. tstanbul Kitap Fuarı çerçevesinde gerçekleştirilecek. m Bir Garip Orhan Veli Müşfık Kenter tek kişilik gösterisi "Bir Garip Orhan Veli"yi saat 15.00'te Kenter Tiyatrosu 'nda sergileyecek. • Moda'da çocuk tiyatrosu AÇOK "Barbiana'da Bir Okul" adlı çocuk oyununu saat 11.00'de Moda Sineması Kültür Merkezi'nde sunacak. • Yargı Zafer Diper, Barry Collins'in "Yargı" adlı oyununu 14.30'da Dünya Sineması 'nda sahneleyecek. m Klasik Türk Müziği Kültür ve lurizm Bakanlığı Devlet Klasik Türk Müziği Korosu saat 11.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde Dr. Nevzad Atlığ yönetiminde bir konser verecek. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Tütsü Ue kurutulmuş balık ya da et... Döl verme yetkinliğine eren. 2/ Yurdumuzda bir ırmak... AleviBektaşi ozanlarının tarikatlarıyla ilgili şiirlerine verilen ad. 3/ Üalü bir XVII. yuzyıl Divan şairi... Şikâr. 4/ Tespihin baş tarafına geçirilen uzunca parça... "Irlanda Cumhuriyet Ordusu". 5/ Bir Avrupa ülkesinin para birimi. 6/ Kuyruksokumu kemiği... Birkaç renkli iplikten yapılmış dokuma. 7/ Bir nota... Terlemekten ya da sıcaktan vücutta göriilen kuçük pembe kabartılar. 8/ Safran, amber ve misk karıştırılarak yapılan güzel bir koku... Kilime benzer, renkli uzun yolluk. 9/ Meleke... Pulluğun toprakta açtığı iz. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ ölümlü... Dil devriminin ilk yıllarında belediye anlamında kullanılan sözcük. "2/ Faiz... Zırh ya da silah. 3/ Bağ, bahçe gibi yerlerde ekilmek için aynlmış küçük toprak parçası... Terbiyesiz kimse 4/ Isimler... Oylumlu. 5/ Taraça. 6/ lcraat... Vücuttaki AIDS virusünü saptamak için kullanılan test. 7/ Renyumun simgesi... Üstten sağa doğru eğik olan basım harfı. 8/ Bayındırhk... Yurdumuzda yüksek bir dağ kütlesi. 9/ Türk müziğinde bir makarn... Yankı. a o h l î MAMŞMJ Muzatfer Buyrukçu, bir gün bakrntş, falanca Twi en buyuğum' diyor, flanca "ben daha buyuğum.' Yalnız "maraşallık" boş Tam o sırada Albay Sailah, Yemen'de ihtılal yapıp kendini "maraşal" ilan etrniş. "0 günden beri ben de edebiyat maraşalıyım işte" diyor Buyrukçu. (Fotojraf: üğur Günyuz) Dört öykunün yer aldığı "Hüzünlü Kar Çiçekleri"nde, özellikle kadınerkek ilişkilerine farklı bir biçimde yaklastığı göze çarpıyordu Buyrukçu'nun. Omekse, daha önce öyküierinde karıkocalık, esler arasındaki ilişkiler olumsuz bir yaklaşımla işlenir, bu ilişkilerin itıciliği öne çıkardı. Oysa şimdi "kankoca aşkı" belirginleşiyordu öykülerinde. Kadınerkek ilişkisi, hatta cinsel ilişki en yüksek dozunda herhangi iki insan arasında değil de, kanyla koca arastnda yaşanıyordu. Bir mutluluk olarak... Buyrukçu'yu buna yönelten neydi? "L'zun zamandan beri mutluluk aile düzeninin dışında aranıyor. Evlilik sadece toplumun dayaltıgı bir kurum sanki. Kuruluyor ve o kurumun icindekiler olunceye kadar birbirierini parcalamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar." Muzaffer Buyrukçu'ya göre, Turk toplumunda zaten çeşitli nedenlerle birçok değer yıpranmış, sevgisızlik almış yürümuş, dostluklar bitmiş. Evlilikler de öyle. Oysa kimi zaman bir ömür boyu Olmi'nin 11 filminden, 9'unun sunulacağı toplu gösterimde şu filmler izlenebilecek: Yonetmenin ilk filmi olan ve dağlarda karlar içinde bir barajda çalışan iki kişinin ilişkilerini anlatan Ya edebiyat marasallığı? "Zaman Durdu" (1939), Milano'ya "Ythu, bir gün bıktım, falanca 'ben en iş aramaya gelen ve bir buroda çalışmaya baslayan genç bir adamı kobüyügüm' diyor, filanca 'ben daha büyugüm". nu alan "İş" (1961), yine çalışma yaYalnız mareşallık boş. Eee, biz de asker bir topşamının güçlüklerini anlatan lumuz. Tam o sırada, Albaj Sallal Yemen'de ih"Nişanlılar" (1963), Papa 23. GioUlal yapıp kendini maraşal ilan etmez mi? Benim vanni'nin yaşamöyküsü olan "...Ve ne eksigim vmr? O ediyorsa ben de ediyorum deBir Adam Geldi" (1965), sanayidedim. O günden beri edebiyat maraşahyım İşte." ki yöneticileri ve çevresindeki kişilerBirden irkiliyor Buyrukçu. Teyp çalışıyor çünle ilişkilerini inceleyen "Belli Bir kü. "Yani şimdi bütün anlaltıklanm glrecek mi Gün" (1%8), "Dvrem" (1974), yazına" diye soruyor. "Dagdaki Altın" (1969), bu yüzyı"Elbette" diyorum, "Sen günluklerine geçirlın başlannda köylüleri anlatan "Tamiyor musun ber şeyi? Elime firsat geçmişken inkunya Ağacı" (1978) ve "Gide tikamımı almaz mıyım sanıyorsun?" Gide" (1983).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle