18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HAVA DURUMU IneletEonHojı Gend MuburtuOOnden aSnan H B O * ( * * HM»ı W Q * r ™ p * c * « * bı>lutkıı« p f e * ggçac*. ttfebr pOnu: * * • ya. fc Ege. Iç Aıakriu. Kndenzin iç tehnlari Hİc. Oo0u Anadofej'ıuı kuay w doOusunda kjria lorç* y a j n u w ö r pHnde obcak. HAA SICMCLlBl: Butün yurtö aatocak. flÛZBAft<a«» « teü. yudunfcuaytattos«ı*rind« kusy « dofrı y M K t a ı MH. « a smorta kımgaB. anan a n » bmtOct. yuntun bat knsırterind» ya j * M n ı *kM e «sacak. DmıMaL Maınaa. Eoa «• U KnknizVe yittz «e güntatsnt». H M ıkıstarinazfe ttfe «a gurtatesndaı 3i zaman Dotyndı bukfnacak. Mn pMiflde Mw. Co* DuMı Hrti * » * * ja0mur anan 7« kumatnde. saam 1021. anan o * kar yaOı$li gaçacak. Rfeglr>j«y K M A M n M I . • * « • " ? m» 2M3 dene mi Ida esmk. OBİZ: MuM l yv yarlofa) «a «ck kaba l U g * abp. d » «Oı 5 ılj tO Wn. ga yue«*0i 125 aman aman 4 4 natrt. 0<5fus uaklıj. 10 km ya0ı; »nda 25 km. f ** Adma Adapıarı Adtyanun Myoo HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN DÜNYA'DA BUGÜN Amstefdaın 6 Amnan B Atna B Bjfrüt B 8jro*(u B Bertın B B 8 B K 8 B B B 8 B K B Y B B 8° 17° 9° 14° 14° 7° 7° 7° 8° 3» 6° 17° 22° 21° 7° 15° 8° 1«° 5° 7° 15» Lenngrad londra Madnd Manuul Mostow Muniti Nwr Yo<1< Odo Pans Prag Rocna Sdya Şan K 6° r 10° B 11» B 10° K 10° K 7° B 6° K 2° K 1° 8 W K 3° B 22° B 15° K 2° B 16° Y 7° B 12° K 0° B 9° Y 0° B 10° B 5° 21 ŞUBAT 1988 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Moskora m Sonra...... Aysel Zehir'e pasaport verilmedi. Belleğini yitirmiş, uyurgezer gibi dolaşır gördüğüm genç kız, pasaport verilmediği için yurtdışına gidemeyecek, iyileşemeyocek; pasaport vermeyenlerin yuzlerine haytanp duracak! Ne demiş Yenişehirli Avni? "Ehibba şivei yağrmda mebhut eyier 6dâyı/Hüd4 göstermesin âçân izmihl&l bir yerdel" Turkçesi aşağı yukan şdyle: "Tann bir yerde çökuş beBrtUert göstermesin, dostlar ortalığı talan etmede dvşmanı şaşkına çtmkf' Bir yanda MİT raporiarı, bir yanda zaKkum, bir yanda dayanılmaz yaşam pahahlığı, enflasyoo, bir yanda cezaevterini, tutukevlerini dolduranlar, cezaevlerinde baskılar yüzünden girişilen açlık greMeri, bir yanda üniversitelerde boyunlan vurulmuş, çukertilmiş profesörier, kamu yönetimmde doruğa çıkan partızanlık, rüşvetsiz bir iş görülemediği soylerrtilen. bunlann yaygınlasması nasıl bir gorüntü verir? Bunlan gören düşman şaşkına donmez mi? İnsan Hakları Derneği Genel Sekreteri Akm Birdal da, çağnlı olduğu bir geziye, yurtdısındaki toplarrtrya gidernedi. Pasaport verilmedi. Akın Birdal'a çağn, R9deral Almanya YssiHer Grubu'ndan Ellens Omsça yapılmıstı, 18 şubat için bileti gonderildi. Pasaport için Akın Birdal beş ay unce başvurmustu. Kendisine "tahdtt" olduğu, bunun için çeşitli makamlarla yazısmalar yapıldığı, onlann sonuçları alınıncaya dek : pasaport verilemeyoceği bikjirildi Ankara'da bulunan Yeşiller Grubu ndan Alman milletvekilleri, Akın Birdal'a: Biz, sizin Moclis Başkanmız Yıldmm Akbuiutla görüşeceğtz, isterseniz, sizin pasaport konunuzu açalım! dediler. Akın Birdal: Olmaz! yanıtını verdi, o bizim sonınumuz, biz onu çözenzl Akın Birdal, "KfyKoop" davasından yargılanmış, aklanıp çıkmıstı. Ancak, onun aklandığı aklama kararian, daha önceleri "smırtamsT, Osmanlıcasıyia "tahctr konulduğu btkJhilrTtis, makamlara duyurulmamışt. Hemen her işimiz böyle miydi? Toplantı, Turkiye'deki cezaevleriyle ilgiliydi, dün basladı. Almanytf da Frankfurt'ta, Bonn'da, daha sonra da Hollanda ve Fransa'da yapılacaktı. Toplantılara şunlar katılacaklardı: Prof. Servor Tanm, Kurşat tstanbutu, Jurgen Mayer (Yseiler'den), Prof. Abraham Baher (Fransa'dan), Kurt Ulem Bru (Yabancrlar danışmanı), Gunther Hofman (Almanya'dan savunman), Leman Fırttna (Insan Haklan Demeği Genel Başkan fatiması), Tetinv Hartman (Savunman, Geri Kalmış Ülkelerde Iştonce Arastrrma Kurulu Başkanı), Rayhart Potkar (öğretmenler Sendikası Başkanı). Toplantrya katılamayan Akın Birdal, şu mesajı yolladı: "Doğerii arkadaştor, Çağnnıza tesakkur ederim. Ne yazık ki toplantrya katilamıyorum. Buna neden, dayanaksrz yurtdışına çttcantmayan uç yüz kırk sekız btn yurttaşımızdan biri otuşumdur. 'liıffiaşlannı önce insan Mjp, aonra da onun haklanna saygılı bir toplum duzeninm kunJabHmesl, demokrasi ve İnsan haktarmm eksiksiz gerçekfesmesine bağhd*. Bunun ilk ve somut ölçutü de, düşüncenin ve o doğrultuda örgutlenmenln suç sayrlıp cezaeviertne kapatlmamasıdır. Ama ne cezaevleri. ne zlndanlar, ne de işkenceler, aydmlanmanın ve insanlaşmanın önünde tarih boyunca ve surekli angel oiuşturamamışbr, oluşturamayacaktır. Çunkü dunya dönuyor; dönen dunyanın guneşi onlann cezavlehni, zinckierini ve zlndanlannı eritmiştir, eritecektir. Bu vesileyte toplanbyı duzenleyen dostlara, değeıii konuşmacılara ve izleyenlere sevgi, saygılanmızı sunuyor, dayanışma duygulanmızı Netiyoruz. Se/a/n ınsana ve onun onurunu ve mücadelesini yuksettenlere..." Halit Çetenk de uzun sOreden beri pasaport alamayanlardan. Haltt Çelenk, pasaport verilmediği için yurtdışında yapılan, çağrılı olduğu toplantılara katılamıyor. Merih Sezen, karamsariıktan bunatdtğım bir sıra geldi Ankara'ya. Turkuvaz Sanat Galerisi'nde sergi lediği yorrtucuklannı toptayıp Istanbul'a döndü. Merih Sezen'in asıl uğraşı savunmanlık, Barolar Biriiği Başkan Yardımcılığı görevi yaptı. Ayrıca sporcu; yıllarca yurtdışında eskrim yarışmalanna katıkJı Yetmişi aşkın yontucuğundan (heyfcsictğinden) çok azı satıldı. Bir bayan şoyle demiş: Heykelciğinizden satm almak istiyorum, ama insanın gözunun Içlne bakıyor adamlari Bilmem ki, nasıl alsam? Merih Sezen'le, otobuse atlayıp, Gaztosmanpaşa'da "Nev" galerisi ne gittik, orada Mehmet Güteryuz'ün yağlıboya posterien'ni gordük. Merih'in usu, duşüncesi yontucuklarındaydı. Fiyatlara bakıyor: Bak, beş yüz btn Itra, benim heyketdk 50 bin llral diyordu... Sonra, bize gittik; sergisine TaniHi'nin yolladığı mesajı gösterdi. Tanilli, şöyle diyordu: "Sevgili Merih Sezen, Mektubunu ve zarif daveOyeni aJdm. Çok tesekkur ederim. Pek büyük bir antam taşıdıklanna inandtğtm heykelclklerini ge/lp görmeyt çok isterdim Amaogünlerdeolacak. KuOanm; daha nkse guzei çatstnaim" Sergiye bir tekjraf daha gelmişti, imza yerinde "Ahmet Nihaf yazıyordu. Bu, Nihat Sargın'dan başkası değildi. Nihat Sargın. Merih Sezen'in yakınıydı. Merih Sezen'le AbfcJün Dfrjtfnun ağabeysi AritDino'yu konuştuk. Arif Dino, hiçbir şiirini yazmaz, sadece soylermiş. Birini de Fransızca söytemiş. Merih, belleğinde tutmuş. Şiir şöyle: "Tes y*ux/tes Cneveux/Tes levres/Les vents/Les c/eux/Les mors/Quel beaux voyage/et puts?" Turkçesi şöyle: •TOzJla'irvSacfenntoidaMarmO^^ culuk/ve sonra7" Cennn Crayir Odde Dubayt fttnUun Gm tHhn * « * B tuMu K KMi Leftoşa HMv Hjnus Venedik Vıyana Zurih Kahlr»* Devekuşu... 18 şubatı 19 şubata bağlayan gece öldü Mehmet Emin; Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde, 39 yaşında... On gündür açlık grevindeydi. Cezaevi koşullarını, yakınlanyla kendi anadilini, Kürtçe konuşma yasağın/ protesto ediyordu. Gece yarısı fenalaştı. Dicle Universitesi Tıp Faküttesi Hastanesi'ne kaldırılırken, yolda öldü. Nöbetçi doktorların sabaha karşı saat 04.15'te verdikleri bilgiye göre, "Hastaneye intikal ettiği anda eks durumundaydı ve kanama geçiriyordu..." • Ceza'evinde daha insanca yaşayabilmek için açlık grevi yapmıştı Mehmet Emin. Ailesiyle, yakınlanyla serbestçe ve kendi anadilinde konuşabilmek için... Görüş süresınin yanm saatten bir saate çıkarılması için... isteyenlere daktiio, saz sağlanabilmesi için... Ûzel beslenme rejimine gerek duyanların ailelerinden yemek getirtebilmeleri için... Avukatlarıyla bir masada yüz yüze görüşebilmek için... işte bunlar için açlık grevine katılmıştı Mehmet Emin. Eylem etkili oldu. Muhalefet ilgilendi. Hükümet olumlu bir adım attı. Cezaevi koşullarının iyileştirilmesine ilişkin istekler kabul edildi. Açlık grevi sona erdirildi. Ama Mehmet Emin de öldü, açlık grevinin son gecesinde... Mehmet Emin'je ilgilenrneyecek misiniz şimdi? Evet, Mehmet Emin idam mahkumuydu. Cinayetten, gasptan, PKK terörü ve bölücülükten yargılanarak, Diyarbakır (1) Numa(Baştamfi 1. Sayfada) DEMIREL raiı Askeri Mahkemesi'nde ölüm cezasına çarptınlmıştı. Ama Mehmet Emin her şeyden önce "insan"dı; onun için idam mahkumu da olsa, hapishane koşullarında da olsa, "insanca" yaşama hakkına sahipti. * Kimine göre Mehmet Eminlerie ilgilenmek, "bölücülüğe prim vermek"X\r. Hayır! Demokraside askere siyasi idare emreder ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) BİLAR AŞ Bilim Merkezi'nin düzenlediği "Sendikacılık ve Demokrasi" sempozyumunda konuşan DYP Gend Başkaru Suleyman Demirel. demokrasinin bir yaşam tara olduğunu belirterek, "Demokrasi anyorsanız, silahlı kuvvetler daima siyasi idarenin emrinde olmalıdır" dedi. SHP Meclis Grup Ba^kan Vekili Hikroel ÇetiB de bu görüşe katılarak, "Askerin her devlet memuru gibi siyasi otoritenin emrinde olması gerekir" şeklınde konuştu. Türk Hukuk Kurumu genel merkezinde düzenlenen "Sendikacılık ve Demokrasi" sempor>umunun dünkü ilk oturamunda, "Tiirkiye'de demokrasi" konusu işlendı. Oturuma DYP Gend Baskanı Süleyman Demirel, SHP Meclis Grup BaşkanVekili Hikmet Çetin, Türktş Genel Eğitim Sekreteri Muslafa Başoglu, Sosyalİş Genel Başkam Özcan Kesgeç ve yazar Aziz Nesin katıldı. Sempozyumun ilk oıurumunda söz alan DYP Genel Başkanı Demirel, demokrasinin kendi düşuncesıne göre 'Ömür tükedlecek bir is" olduğunu söyledi. Demokrasinin araç mı, yoksa amaç mı olduğu sorusunun yanıtlanması gerektığıni belinen Demirel, "Demokrasi kadar amaçla amacın ozdeşleşliği başka bir kavram bulunamaz. Hem araç hem de amaçtır. Zaten araç işlemezse amaç gerçekleşmez" dedi. Demirel, şöyle konuşlu: "Eğer bir ülkenin insanlan kendilerini o iiikede kiracı gibi hissediyorlarsa, neme laamcı olrauşlardır. O zaman başlanna gelecek her şeyi kabul etmeleri gerekir. Biz ülkenin hem nimel hem de kiilfetierinde eşitlik istiyonız. Bu anayasa millelin sırtına geçirilmiştir, yani milletin nzası ile olmamıştır. Türkiyc'nin demokrasisinde olmayan şey, ozünün olmayışı ve demokrasinin ahenk içinde yühimemesidir." Türkiye'de 100 yılı aşkın bir süredir siyasi partilerin bulunduğunu kaydeden demirel. "Ama bugün en yaslı parti 4.5 yasmdadır. Bu pariTlerin iistünde agırlıklar vardır, dibinde de korkular >ardır. Sanınm Tür. kiye'de biilün meselelerin temel noktası demokrasinin işlememesidir" dedi. Türkiye'de iktidarların halkm hür iradesi ile değişmediğini ifade eden Demirel, "Demokrasi anyorsanız silahlı kuvvetler daima siyasi idarenin emrinde olmalıdır" dive konuştu. Demirel, askeri idarelerin demokrasinin sorunlannı arttırdığım ve mevcuı kurumlan aşındırdığını belirterek, "Askeri müdahaJeler çözüm olsaydı Türkiye'de birincisinin ardından ikinci ve üçüncu mıidahalenin yapılmayacagı ortadaydı. Bana göre bu, halkelit (seçkin) mucadclesidir. Ne zaman ki eli nasırlı, şapkalı, polurlu, kalemli aynı ve eşit kabul edilirse o zaman demokrasi sağlıklı işler" dedi. Suleyman Demirel, sempozyumun başlığının "Tnrkiyc'de Demokrasi" olmasırun dikkal çekici olduğunu belirterek, "Demokrasi ile Türkiye'deki demokrasi arası nda bir fark var ki, sempozyumda bu otunımun baslıgı böyle konulmuş. Türkiye içerisinde bize bu kadar demokrasi yeter diyealer var, Türkiye dışında da 'size bu kadar demokrasi yeter' diyenler var. Biz, bize lazım geldigi kadannı anyonız" dedi. Demirel, demokrasiye olan ilginin azalmasının sonucunun depolitizasyon olduğunu da rJelirterek, "Hangi memlekette demokrasiye olan ilgi azatırsa, o ülkenin problemleri zor fözülür. Yani vatandasın islediği şekilde (özülmez" diye konuştu. Asıl insan haklarını hiçe sayanlar, yeterince önemsemeyenler, ülkemizi "bölmek isteyenler"in değirmenine su taşımaktadırlar. İnsanlann salt insan olmaktan dolayı sahip olduklan birtakım haklara saygı gösterilmeksizin hiçbir yere varılamaz. Demokrasiyle insan hakları iç içedir. Ülkemizde biriik ve bütünlüğün pekiştirilerek sürdürülmesi için demokrasi olmazsa olmaz bir koşuldur. Büyük ölçüde askeri boyuttan oluşan, demokratik içerikten yoksun politikalar, bir kez daha altını çiziyoruz, son tahlilde "bölücü güçler'in işine yarar, yarayacaktır. Güneydoğu'daki insanımıza, askerimize tetik çekenlerle sürdürülen haklı mücadelede, bu noktanın hiçbir zaman gozden kaçırılmaması gerekir. Eğer sırça köşkte yaşıyorsanız... Eğer kendinize göre kurduğunuz bir dünyada yaşamaya çabalıyorsanız... O zaman mesele yok; Mehmet Eminlerie uğraşmayabilirsiniz. Bu uğraşı, bölücülüğe prim, demokrasiye zarar sayabilirsiniz. Oysa demokrasi lerde tabulara yer yoktur. özgür tartışma açık rejimlerin temelini oluşturur. Sorunlar serbestçe konuşulmadan, sorgulanmadan, mücadele verilmeden akılcı ve haklı çözümlere varılamaz. İsteyen, devekuşu gibi kafasını kuma gömebilir. Ama yaşam da sürüp gider. Demokrasi ya vardır ya yoktur SHP Meclis Grup Başkan Vekili Hikmet Çetin ise bir ülkede düşünce ve aniatım özgürlüğü yoksa, o ülkede olan demokrasinin varlıgından kuşku duyulması gerektiğinı söyledi. Çetin, az gelişmiş ülkelerde "Az gelismiş demokrasi o!amayacağını"da belirterek, "Demokrasinin azı çogu yoktur. Demokrasi ya vardır ya da yoktur" dedi. Türkiye'de köklü bir demokrasi geleneğinin bulunmadığını kaydeden Çetin, şöyle konuştu: "Demokrasi bir yasam tamdır. Evimizdeki ilişkilerimize bakalım. Zaten buradan Türkiye'de köklü bir demokrasi geicneginin bulunmadığını görürüz. Demokrasiyn sadece anayasa ve yasalarda aramamak gerekir. Önce demokrasi ve ekonomi iliskisini kurmamız gerekir. Bugünkü ekonomik sistemle Tiirkiye'de demokrasi kurulamaz. Çiinkü bugün ekonomi şiddete dayaudır. Güçkinün şiddeline dayalıdır." Hikmet Çetin, sivilasker ilişkisi konusunda ise "Askerin her devlel memunı gibi siyasi otorilenin emrinde olması gerekir" biçiminde konuştu. TRT'nin de demokrasiyi taiırip ettiğini bildiren Çetin, "TRT'nin yayın felsefesi feodal bir yayın ilkesine uygun duşmektedir" dedi. Çetin, 1982 Anayasası'nın demokrasinin önünde bir engel oluşturduğunu da kaydetti ve "Bu anayasa ulusal iradenin ünınü degildir. Anayasalann yapılışı demokratik değilse, anayasanın içerigi ne olursa olsun, o anayasa demokratik degildir" dedi. Ündül: İstifa etmedim, belge sahte (Baştanfı 1. Sayfada) nim tahminim de onda düğümleniyor. Gazetelerde Mehmet Eymür'ün kızaga ahndıgı, gorevinden uzaklişlmldıgı yazıldı? ÜNDUL Yok yok. Bu haberler dtbiraz şey, Yedi gün izin aldı, zaten burada, Ankara'da. kanlığında bazı valiler ve emniyel müdnrlerinin kaüldıgı gizli toplanüda MİT raponındakl ön bilgiler tarItşılmış ve secimden önce bir siyasi çıkış yapılabilir mi diye göriişülmüş(ür. Sonunda böyle bir çıkış yapılabilecegine karar verilince Korkul Özal tarafından o gece Başbakan Özal'a bildirilmiş ve Başbakan 2 Eylül 1987 günü Tıirkiye gazelesinde 'Elimde yeraltı dunyası ile siyasilerin Bişkilerine dair belgeler var, ancak bir belge bekliyorum, o da gelince çok önemli bir açıklama yapacagım' demiştir. Şimdi bu rapor ortaya çıkınca Özal gülüyor. Haberim yok' diyor. 2 Eylürde kendi agzından varhğını söylemekledir. Şimdi iki gündür çeşilli kaynaklirdan anlıyorum ki Özal benim elimde 125 sayfalık raporun tamamının var olup olmadığını araştınyor. Kamuoyu önünde açıkça çağn yapıyorum Saym Özal'a, benim elimde 125 sayfalık raporun tamamının olmadığını varsayarak hareket etmemesini lavsiye ediyornm." rnydular? Mehmet Eymür, 'Elimde öyle belgeler var ki dananın kuyruju kopacak' diyor Mehmet Ağar, 'Ben konuşursam yer yerinden oynar' diyor. Bir başbakan ne yapar, gelin bakalım mudur beyler ne söylersen dananın kuyrugn kopar, diye soran işte soruşturma budur. Bugün bir pazartık sürüyor, şantaj ve pazarlık. Ben Sayın Özal'a ve hükümele bir hükümet gibi davranma şansını tanıyorum, onlan zorlamadan kendi sonımİHİuk ve kararian ile gercege uygun kararı vermesini istiyorum. MİT müsteşan, Cumhurbaşkanına sunduğu mektubun iki sayfalık ekinde Özal'ı çok agır sorumluluk altında bırakıyor. Bunlar 2000'e Doğnınun degü, MİT müstesanmn iddialan. Şimdi bu mektup için yalan diyecekler. Eger sahte ise MİT Müsteşan'nın imza ve kaşesini kim taklit ederek MİT içinde kim hazırladı. sonıyorum. Yoksa Erkan Gürvit mi poslayla bize yolladı? Tabii bunu iddia edemey iz." Jurnalcitik devrine geri dönüldü DYP Genel Sekreteri Ergenekon "MÎT raporu" ile ilgili olarak "devletin güvenliğinin korunması adı altında kepazelik yapılamayacağını" söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Genel Sekreteri Gökberk Ergenekon, MİT raponı konusunda devletten resmi açıklama beklediklerini belirterek, "Devlet bu işe alel olmuşsa. en hafif tabiriyle ayıptır" dedi. Ergenekon, devletin güvenliğinin korunması adı altında kepazelik yapılamayacağını belirterek, jurnalcilik devrine geri dönüldüğünü öne sürdü. DYP Genel Sekreteri Gökberk Ergenekon, dün duzenlediği basın toplantısında, DYP'nin geçen hafta yaptığı genel idare kurulu ile ilgili bildiriyi açıkladı. tktidann, muhalefetin yaptığı işlerden rahatsızlık duyduğunu ifade eden Ergenekon, TBMM'nin denetim yetkisinin ortadan kaldınlmasının amaçlandığını söyledi. Ergenekon tarafından açıklanan genel idare kurulu bildirisinde, demokratik sistemdeki çarpıklıkların, partilerin seslerini duyurmalarında büyük güçlükler ortaya çıkardığı belirtilerek, şu görüşlere yer verildi: "Millet şuurundan demokrasi kavramının zaafa uğrabhnış olması, parti misyonunun yüriitülmesi ve benimsetilmesinde önemli bir engel teşkil etmektedir. Olağanüstü bir dönemin şartlan içerisinde hazırlanan ve yünirlüge konulan anayasa ve onun getirdigi müesseselerin demokratik mnhteva ve işleyiş kazandınlması, siyasi sorunlanmızın başında gelmektedir. Devletin radyo ve televizyonunun milleti tek yönlü şartlandırmak yönündeki yayınlannı btrakması önem kazanmışlır. Hür yargı organı, hur basın, hür sendika ve hür üim müesseseleri rejime demokratik nitelik kazandıran vazgeçilmez unsuriardır. Secim Kanunu'nu vatandasın hür iradesini ortaya koyacak hükümlerle donatmak bir başka önemli husustur. Siyasi Partiler Kanunu'nda siyasi partilerin rahaı, güvenli ve lüzumsuz formalitelerden annmış bir şekilde çalışmalannı saglayacak düzenlemelerin yapılması bir zanırel halini alnuşfergenekon, 'MİT raporu' konusunun hükümet tarafından geçiştirilmeye kalkılması durumunda ne düşünüldüğünün sorulması üzerine de, "Mitingleıie, basınla gidebildiğimiz yere kadar gideriz" dedi. Ergenekon, Diyarbakır Cezaevinde Kürtçe konuşulması ile ilgili görüşlerini de şöyle açıkladı: "Türkiye'de resmi dil Türkçedir. Ancak birtakım insanlar, bu dili ogrenememişse tabii ki, bildikleri dili konuşurlar. Devletin bu konuda baskı yapmasını yanlış buluruz." Perinçek ne dedi? "2000'e Doğru" dergisi Basyazarı Dogu Perinçekdün duzenlediği basın toplantısında, MİT Müsteşan Hayri Ündül'ün Cumburbaşkam Kenan Evren'e yolladığını iddia ettiği "istifa meklubu"nu basına gösterdi. Perinçek, mektubun iki sayfalık ekinde Ündül'ün Özal ve yakınlarını hedef alan çok ağır suçJamalarda bulunduğunu da belirterek, "Şimdi bu iki sayfalık ek Özal'ı on kere gölüriir" diye konuştu. Doğu Perinçek'in açıkladığı mektup konusunda aynı saatlerde tstanbul'da bulunan Başbakan özal, "Öyle bir şey yok, sahtedir" dedi. Doğu Perinçek, 9 şubat tarihinde Hürriyet gazetesindeki röportajda Orgeneral Necdel Üruğ'un, Hayri Ündüi'ün kendisine gözyaşları ile 'Ben böyle bir rapor yazar mıyım, benden bunu nasıl beklersin' dediğini şöylediğini belirterek, "Şimdi Hayri ÜDdü) 'duruma nâkimim' diyor. Bu nasıl hâkimiyet? Hayri Ündül Başbakan yüzünden istifa ediyor. Başbakan altını oyuyor. Hayri Ündülün Cumhurbaşkanına yolladığı istifa mektubunun ekinde Başbakan ve ailesinden oylc şikâyetler ediyor ki. Bu normal bir istifa yolu degil. Cumhurbaşkanını harekete geçirmek için yazılmış bir istifa mektubu. Yoksa MİT Müsteşan, Cumhurbaşkanı'na istifa etmez" dedi. tçinde çok sarsıcı bilgilerin olduğu iki sayfalık mektup ekinde, ancak MİT müstesanmn bilebileceği bilgiler olduğunu belirten Perinçek, "125 sayfalık MİT raporunu Özal bazırlaimıştır. Mehmet Eymur'ün basını yakarak bu örtbas edilemez" diye konuştu. Perinçek şuniarı söyledi: ANKARA'dan YALÇIN DOĞAM (Baftorafi 1. Sayfada) en üst kurullarında "ciddi bulunmuyor". Raporun kendisi "ciddi bulunmuyor". Bununla biriikte "raporun basına sızması ciddi bulunuyor". Yani rapor ciddi değil, ama olay ciddi. Devletin konuya bakışı bu. "Olay ciddi" bulunduğuna ve bundan sonra da benzer olaylarla karşılaşmak her zaman ihtimal dahilinde olduğuna göre devletin üst kurullarında, buna ek olarak EvrenÖzal görüşmesinde bir karara varılıyor "MİT Yasasının değiştirilmesi gerek". Sanıyoruz önümüzdeki günlerde MİT Yasasının değiştirilmesi için gerekli çalışmalara geçilecek. Bu değişıklik hangi yönde olacak ve hangi öğeleri içerecek?.. En üst kurullarda ve EvrenÖzal arasında geçen perşembe gerçekleşen görüşmede MİT Yasasındaki değişiklığın iki ana noktası üzerinde duruluyor. Bunlardan ilki, "devtetteki her türlü gizli belgenin yayımlanmasına bir disiplin getirmek" duşüncesi. Yani bu belgelerin gizliliğini kaldıran basına yönelik önlemler değil, ama bu belgelerin dışarıya sızmasını önleyecek "iç düzenlemeler zorunlu" görulüyor İkincisi de "devletin herhangi bir kuruluşunun devletin bir başka kuruluşu hakkında rapor düzenleme yetkisinin yeniden ele alınması" ve gerekıyorsa bu alanda yeni ilkeler belirlenmesi ve hatta "karşılıklı belge düzenlemenin tümden ortadan kaldınlması" düşünüluypr. Bunlara ek olarak "MlT'in Kuruluş Yasası" da tümden gözden geçirilecek. "Ciddi bulunmayan" raporda herhangi bir "ciddi bulgu olmadığı ve belirtilen bulguların dayanaklarının da raporda yer almadığı" görüşü devleti yönetenlerin tümu tarafından paylaşılıyor. Raporda adı geçen, geçmeyen ve emniyet içinde "İstanbulAnkara çekişmesi" olarak tanımlanan anlaşmazlıklarda adı geçen emniyet görevlilerine bu rapor ilk getdiğinde, emniyetçiler aslında "gereğini yapıyor". Daha rapor hiç kimsede yokken ve ilk önce Emniyet Genel Müdürfüğüne geldiğinde emniyetçıler "haklarında hemen soruşturma açılmasını" istiyor. Ancak o tarihte, yani kasım ortalannda "soruşturma açılmaya değer görülmüyor". Yani daha o tarihte raporun ciddiyetine kuşkuyla baktlıyor. Çünkü "bulguların dayanaktan yoksun" olduğu sonucuna o tarihte varılıyor. Raporla ilgili arastırma ve soruşturma halen surüyor. Soruşturmânın sonucu büyük olasılıkla salı günü Mecliste Başbakan Turgut özal tarafından acıklanacak. Eğer son anda bir değişıklik olmazsa, Başbakan Özal salı günu önce ANAP grubunda yapacağı konuşmayla soruşturma sonucuna ilişkin bilgiler verecek. Daha sonra da TBMM GeneJ Kurulu'nda açıklamalarda bulunacak. Yani "açıklamanın Meclis çatısı altında" yapılmasına özen gösterecek. Meclis.. ulusal iradenin yanstdıgı ve temsil edikjiği kurumda... Bir tür "sivilleşme gösterisi" de denilebilir buna. Konu hafta içinde, yine salı günü muhalefet tarafından Meclıse getiriliyor. Bu yönde bir de Meclis araştırması istemi var. Özal'ın salı gününü ve açıklama yeri olarak Meclisi seçmesinin bir başka nedeni de bu. Bununla biriikte Özal, "MİT gibi devletin gizli faaliyetlerini üstlenen bir kuruluşla ilgili Meclis araştırmar sına taraftar değil". Bu nedenle muhalefete bilgi vermekle yetinecek olan Özal, ANAP grubunun oylanyla Meclis araştırmasının engellenmesinden yana. Son birkaç günlük gelişmeler özetle böyle. Yaklaşık on gündür kamuoyunda tartışılan rapor "bazılarının canını yakacak". MİT Yasası değişikliğine yol açacak. ve soruşturma sonucunun Mecliste Başbakan tarafından açıklanmasıyta biriikte de noktalanacak. En azmdan devletin en üst kurullarındâki eğilim bu yönde. Özal şantaj altında Doğu Perinçek, Başbakan Özalın şantaj altında olduğunu belirterek şuniarı söyledi: "Raporun ortaya çıkmasından sonra biz devlet memuruyuz diye konuşmayacagız diyen Mehmet Evmür, Hiram Abas ve Erkan Gürvit şimdi her gün gazete manşetlerinde en çok onlar konuşuyor. Hani devlet memu Sayın: Ünığ'u tanımam Dün ABD'den Türkiye'ye dönen ses sanatpsı Emel Sayın, 2000'e Dognı dergisinde yayımianan "MİT raponı"nda "Genelkumıay eski Başkanı emekü Orgeneral Necdet Ünığ'la bir olelde biriikte olduğu" şeklindeki iddiayı "agır bir itbam" olarak nitelendirdi. Emel Sayın, "Sayın Necdet Ürug'u tanımam. Daha önce hiç görmedim" dedi. Hedef iktidann ömrünü azaltmak Türkİş Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Başoglu da, Türkİş'in demokrasinin tüm kurum ve kurallanyla işlemesi için çalışmakta olduğunu belirterek, "Türkiye'de siyasiler ile sendikacılann kaderi birdir. Siyasiler kötülenmiştir, ardından sendikactlar kötülenmiştir. Siyasi partiler kötülenmiştir, ardından sendikalar kötülenmiştir. Bugün yapılması gereken şey, demokrasiye inanan kurum ve kuruluşJann iktidann ömriinü azaltmak için çalışmalandır" dedi. Sosyallş Genel Başkaru Özcan Kesgeç ise düşüncenin yalruzca anayasal sımrlar içerisinde bir kalıp olarak kabul edilmesi halinde, bir ülkede demokrasinin yerleşmesinin söz konusu olamayacağını söyledi. Kesgeç, haJkın organize olmasını engelleyen yasalann kaldırılması ile demokrasiye ulaşılabileceğini bildirdi. • GALERİ • ATÖLYE SANATGALERİSİ NUDART. PERA 1469738 NERİMAN ERKUT Sanat Sateriti 12 Şubat 9 Mart Meral E t ı r Ruzln Gerçln Bsyraro Güfflüf Mehmet Bürbay Nuri lyem Turgırt Minez Tıyhır Stnlınan Yılmaz Sülükçü Retnzi Töremen Nevin Gfiker Uluta* Cem Yalm Pazar hariç 1218 arası. Matbaacı Osmanbey Sok. 35/2 Erkut Ap (Şair Nigar, soldan 2. Sok) Tel: 130 70 X 146 05 47 Suluboya Resım Sergisi 2 2 Ş u b a ı 11 Mart Pazar hariç hergün saat: 12» 19» TeviiK Paşa Sok. Vuvam Api 1 FenerypluKadıköy MUSTAFA ASLIER APTİ6AN Nancy Atakan Resim Sergisi M Şubat • 29 Şubat Onaköy. M r f e Sokak V a 3 TEM SANAT GALERİSİ METİN TALAYMAN "Söreçler" 16 Şubat12 Mort 1988 AudıoVisuol ton.hm 17.30 Pozordışında her gün 11.00 • 19.00 Kuyuluboston Sok. 44/2 rç Tel: 147 08 99 147 97 56 AEDFA M. TARIK CARIM Resim Sergisi 5 Şubat 24 Ş u b a t 1988 Husrcv Gerede Cad 126fe9«toycUe» IST lel 141 27 11 Siyasiler MGK'da yedek subay BİLAR AŞ Bilim Merkezi Gene! Başkanı ve yazar Aziz Nesin ise îsmet tnönü'nün "Demokrasiyi yapa yapa ögreniyonız" şeklindeki sözlerini ammsatarak, "tşte yapa yapa demokrasi ancak böyle ögrenilir" dedi. Bir ülkede demokrasinin olabilmesi için, o ülke insanlarının yaptıklanndan, çalıştıkian, layık olduklan ve hak ettikleri ölçüde pay almaları gerektiğini bildiren Nesin, rnuhalefet partilerinin Türkiye'de komünist partisi kurulması için fikır birliğine varmalan gerektiğini söyledi. Milli Güvenlik Kurulu'nun antidemokcatik olduğunu belinen Nesin, "MGK oldugu sürece Tiirkiye'de demokrasi olmaz. MGK da Demirel de. Ecevit de, Özal da bir orgeneralin karşısında yedek subaydır" dedi. Sempozyumun sorular bölümünde, "141, 142 ve 163. maddeierin kaldınlması konusunda görüşünüz nedir?" şeklindeki bir soruya DYP Genel Başkanı Demirel, "Kaldırılması gereken maddder 141, 142 ve 163 degildir. Kaldınlması gereken anayasanın 14. maddesidir. Çünkü 14. madde bu maddeierin lemelidir. Bence 14. madde referandumdan geçirilmelidir" yanıtını verdi. Sempozyumun öğleden sonraki bölümünde ise Prof. Dr. Alpaslan Işıklı'mn sendikacılık ve demokrasi konusundaki bildirisinden sonra, PetrolIş Genel Baskanı Münir Ceylan. Yollş Genel Başkanı Bayram Meral, Çimselş Genel Sekreteri Mehmel Selçuk ve BASS Genel Başkanı Tamer Sonalp görüşlerini açıkladılar. Cizli Kınkkale toplantısı "31 Ağustos 1987'de Kınkkale'deki Tüpraş tesislerinde Korkut Özal baş Gazeteciler Cemiyeti kongresi yarm Haber Merkezi Gazeteciler cemiyeti'nin olağan genel kumlu yann saat 10.00'da tstanbul'daki cemiyet merkezinde başlayacak ve iki gün sürecek. tlk günkü toplantının açışkonuşmasını Cemiyet Baskanı Nezih Demirkent yapacak. Ardından Başbakan Turgut özal, Ankara'dan videokonferans sistemiyle konusacak. SHP Genel Baskanı Erdal Inönü, DYP Genel Başkan Veküi Mehmet Dülger ile Devlet Bakanı Mehmet Yazar da genel kurulda görüslerini açıklayacaklar. Istanbul Valisi Cahit Bayar ile Belediye Başkanı Bedrettin Dalan da birer konuşma yapacak. ingiJtere'de İngilizce'yi ucuz öğrenme imkânım şirketimiz saglar. Derin Limited 158 î 3 42 DİKMET 0HAT 1882 1977 Resim Sergisi 20 Şubat 7 Mart Gal«ı Pazar Günleri 12" 1 8 " arası açıktır. Cevdet Paşa Cad Tel: 165 74 96 Koru Ap. 384 Bebek CELAL TUTANT I Sanat Galerisi KAYAALP lanak * UMTMiaM « 20 Şubat 5 Mart Resim Sergjsı 4 Ş u i » ! 29 Şubat 1988 Rumeti Cad. Huzur Apt. 26/5 Kai 2 Osmanbey Tel 148 05 75 BİRSEN İLTER Resim Sergisi S T U D I O ART TEOMANSÜDOR OZGÜNBASKI (Gravür) S E R G İ S İ 9 Subat8 Mart 1988 | tstiklalCad .NarmanlarYunlu 390'3 l^TüııelBeyoglu Tei 145 59 07 i | q MACKA SANATGALERİSİ İPEK AKSÜĞÜR DUBEN flesım vç Desen Sergtsı 93ubat 5 Mart 1968 Eyam C*> 31 Maclu 140 80 23 A Nıspetıye Cad 44/2 Etnet > 165 19 35 ARTUG SANAT GALERİSİ ZEKI FAİK SOYAK İZER 4 Şubat5 Mart GALERI Bülent Çctinor Ayhan İlter Nccati Inccoğlu Emin Naci Akkuyu Vuralhan: Başbakan bilir (OPERA) SANAT CA(. ER i S I Sanat Galerisi Muzafler Akyoi Milde Arel Şemsl Arel Rsmis Aydın Cihat Burak Ruzin Gerçin Yusul Katipoğlu Mehmel Pesen Mustafa Pilevneli Nevhiz Tanyeli Karma Resım Sergisi 19 Şubat 1 9 Mart Galenmız Salı ve Pazar günlen dışında hergün î2*:9* saatlen arası açıktır Kadıköy Kuşdili Cad. 0erega2ino Sok. No: 4 345 40 28 345 40 30 336 04 12 İSMAİL ERFINDIK Resim Sergisi 1126 Şubat Akbank Baharlye Sanat Salerlsi Batıanye Cad Kadıköy Tel 131 56 91 Arif Saltuk SALİH ACAR Kesim Serjrisi 1 20 Şubat Sağh* Sok OperaHan 43/16 (Etap Marmara Otelı yanı) Taksim Tei 149 92 02 SANAT GALERİSİ KesİÜTSerKİSİ «iyukdere Cad. 3I h Karma Suluboya resim sergisi 15 Şubat 88 • 5 Mart 88 Valikonağı Cad. 86/A NIŞANTAŞI Tel: 130 50 00 Mecıdiyekoy 175 091020 BM Vabkoıujı Cad 98/1 Pakue Tara Klınğı S Nışaması 146 93 2ı SANAT MERKEZİ Müzik atetyelen çalışmalan başlamıştr • Gıtar • Pıano • Org • Oavul • Bağlama • Armom • Sol(e> Şifı. Abıdeı Hümyel Cod 220/5 . . .. tel 148 63 16 OJJİ 620 Vaükona* Cad. PasaJBS TÜi 146 72 81 ERDAG AKSEL "Gerilim Nesneleri" Heykel Sergisi 4 Şubat27 Şubat 1966 RAMUŞ İPEK Resim Sergisi Şubat Sergi Duyurulonnız için 14697 38 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan, kendisine ilişkin iddialan içeren araştırmanın henüz bitmediğini söyledi. Vuralhan, araştırmanın, Başbakanlık'ta görevli bir üst düzey görevlisi tarafından yapıldığını bildirdi. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Milii Savunma Bakanı Ercan Vuralhan, Başbakan Turgut Özal'ın bu konudaki görevi Başbakanlık'tan bir üst düzey görevlisine verdiğinı belirtti. VuraJhan, araştırmanın tamamlanıp tamamlanmadığına ilişkin bir sonı üzerine önce, "Sayın Başbakan bilir" dedi. Vuralhan daha sonra ise, "Benim bildigim kadarryla tamamlanmadı" dedi. Vuralhan, araştırmanın kimin tarafından yurütüldüğOnU de bılmedigini sözlerine ekledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle