18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MAYIS 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 \rak, Sassan oeîrol tesislerine saldırdı efkoşa (a.a.) lrak savaş uçaklarının dün körfezin güneyinden 600 kilometre içlere girerek, tran'ın denizde kurulu Sassan petrol tesislerini bombaladıkları bildirildi. Bu saldınmn, İran hucumbotlannm Kuveyt karasularmda iki tankere saldırmalarından bir gün sonraya rastladığı kaydedildi. lrak tarafından yayımlanan savaş bildirisinde, körfezin güneyinde tran'm savunma hatlarını yaran savaş uçaklarının, tesislerde önemli tahribata yol açtıklan belirtildi. L OA'nıneski Başkam William Casey öldü NEW YORK (AP) Amerikan Merkezi Haber Alma Örgütü'nün (CIA) eski başkaru WUliam Casey, dün tedavi edilmekte olduğu Glen Cove Community Hastanesi'nde öldu. Casey, zatürree tedavisi için 25 nisanda hastaneye kabul edilmişti. William Casey'nin adı Beyaz Saray'ı sarsan İrangate skandalına kanşmıs, ancak tartışmalann en en yoğun olduğu dönemde eski CLA Başkanı rahatsızlanarak hastaneye yatmıştı. Beyninden tümor alınan Casey, daha sonra sağlık nedeniyle görevinden istifa etmişti. Casey, beyin ameliyatı olmasından kısa bir süre önce İran'a yasadışı silah satışı ile ilgîli Kongreye ifade veraüsti. Gözlemciler, VVUliam Caseyin Başkan Carter döneminde ağır eleştirüere uğramış ve yıpranmış olan ClA'yı yeniden güçlendirmek için yoğun çaba harcadığım ve bu çabalannda büyük ölçüde başanh olduğunu belirtiyorlar. Casey, 1981 yüında Ronald Reagan tarafından CIAran başma getirilmişti. Casey'nin yönetiminde CIA'nın gizli faaliyetleri Kongre'de zaman zaman sert eleştirüere yol açmıştı. Ancak Casey, Başkan Reagan'ın desteğine sahip olmanın verdiği rahatlıkla bildiğjni okumaya devam etmişti. İran'a gizli silah satışı skandah patladığında Casey, Kongrede ifade vermiş ve CIA'nın 1985 yılında gizli silah satışına katıldığıru kabul etmişti. Ama Casey, silah satışından kazamlan paranın Nikaragua'daki Contralar'a gönderildiğini, ancak 1986 ekiminde öğrendiğini ileri sürmüştü. Casey'in döneminde CIA, aynca Nikaragua'ıun limanlanru mayınlamış ve Contralar için Nikaragua'da sivillerin öldurülmeterini önererek bir kitapcık hazır\amıştı. Casey ise Kongrede kendisine yöneltilen eleştirüere sert tepki göstermiş ve CIA'nın gizli faaliyetlerinin acıklanmasmı kınanııştı. örneğın, 1985 kasımında Kongrenin CIA'nın faaliyetleri ile uğraşmasımn örgut için zararlı olduğunu söylemişti. 1913 yılında doğan William Casey, yükseköğrenimini St. John Universitesi Hukuk Fakültesi'nde yaptı. 2. Dünya Savaşı sırasında orduda gizli servisin başma getirilen Casey, Nazi Almanyası'na ajan göndermekle görevlendirildi. Savaştan sonra ise New York'ta avukatbk yaptı. Cumhuriyetçi Parti'ye giren ve Reagan'ın seçim kampanyasında önernli rol oynayan Casey, Başkan Reagan tarafından 1981 yılında CIA'nın başına getirildi. trangate skandalına karışmıştı POL1T1KADA SORUNLAR ERGUN BALQ İki Reformcu: Gorbaçov ve Kruşçev Sovyetler Birliği Komünist F^rtisi Genel Sekreleri Mihail Gorbaçov'un reform girişimleri dünyada ılgi ile izlenirken, değişik açılardan çeşitli yorumlar yapılıyor, görüşler ortaya atılıyor. En çok tartışılan konulardan biri de, Gorbaçov'un başanya ulaşıp ulaşamayacağı. Kimi yazarlar Nikita Kruşçev'in denemesini anımsatarak, Gorbaçov'u da aynı tehlikenin bekleyebileceğini belirtiyorlar. Amerikalı Ekonomi Profesörü Marshall Goldman, VVashington Post gazetesınde yazdığı yaztda bu noktaya ışaret ediyordu. Gorbaçov'a karşı, Sovyetler Btrliğı'nde bir dizi çevreden muhalefet geldiği açık. Gorbaçov, reformlanna karşı direnenlerin bulunduğunu kerv dtsi de kabul etmiştir. Sovyet lideri bu yıl şubat ayında yapılan SSCB İşçi Sendikalan'nın 18. Kongresi'nde şoyle diyordu. "özellikie fezla çaltşmaynnlar, tembeller, düzensiz iş yapan/ar reformlara karşı çıkıyorlar. Ama bazı namusiu ve fedakâr insanlar da ştmdiye dek modası geçmış kavramlann tutsatdan katdıklanndan reformlara muhalefet ediyorlar. Bu dramat/Mr" Gorbaçov'un bu sozlerınden, ıçeride hatırı sayılır bir muhalefet olduğu anlaşılıyor. Bu olgu da, Gorbaçov'a kadar Stalin sonrası Sovyetler Birtiği'nin en radikal reform girişimcisi olarak tanınan Nikita Kruşçey'i akla getiriyor. İki reformcu l'tder arasmda aslında bir dizi benzeriik var Kruşçev'e karşı da içeride güçlü bir muhalefet oluşmuştu. Kruşçev de Gorbaçov gibi Merkezi Planlama'nın (GOSPLAN) yetkilerini sınıhayarak yerel ışletmelerin yetkilerini arttırmıştı. Burokrasiye karşı çetin bir savaş açmış, Moskova'da 25 bakanlığı kapatmış, SOVNARKOZY adlı 92 yerel ekonomik konsey kurmuştu. Artık üretime ilişkın planlar yerel işletmelerden SOVNARKOZY'lere, oradan da GOSPLAN'a gidiyordu. Yani yukarıdan aşağı değit, tabandan yukan doğru bir ekonomik plan uygulanmasına çalışılmıştı. Tarımda ise kolektıf çiftlikler, Makine, Traktör istasyonlannın vesayetınden kurtarılarak, tarım makineleri çiftlikler© verilmiş, böylece kendi uretım araçlarına sahip olan çiftlikler devletin doğrudan denetiminden kurtulmuştu. Zorunlu mahsül teslimi yöntemi kaldınlmış, yerel sorumluluk teşvik edilmiş, çiftçilere maddi teşvik önlemleri sağlanmış, et ve yağ gibi bazı ürünlerin fiyatı yükseltiîmişti. Gorbaçov'un ekonomik reformlan da Kruşçev'inkilerden çok farklı değildir. Sınııiı özel girişim. yabancı şirketlerie ortaklık ve bazı işletmelere dış ekonomik ilişkılerini (ithalat gibi) yürütme yetkisi verilmesi, Gorbaçov'un reformlannın daha kapsamlı olduğunu gösterıyor. Sanırız, Gorbaçov'un en büyük özelliği, siyasal reform yapılmadan ekonomik reformların başanya ulaşmasının olanaksız olduğunu görmesidir. Kruşçev, önemli sorunlan ortaya çıkarmış, ancak bu sorunlann üzerine yarım önlemlerle gltmişti. Moskova bürokrasisinin gerçi gücü azalmış, ama buna karşılık yerel bürokrasi güçlenmişti. Ekonomik canlanmanın temel unsuru olan kitlelerin katılımı ise sağlanamamıştı. Çünkü bu katılım için gerekli demokratik ortam kurulamamış, top bürokrasinin bir kanadından öteki kanadına geçmişti. işte Gorbaçov'la Kruşçev arasmdaki en büyük fark burada yatıyor. Gorbaçov'un reform stratejisinde üç anahtar sözcük var. Bunlar, sosyo ekonomik gelişmenin hızlandırılması anlamına gelen "UskorBniyB", ekonominın ve toplumun yeniden yapılaşması anlamına gelen "Perestro/ka" ve açıklıgı ifade eden "Glasnosflur. Temel hedef, Gorbaçov'un geçen yıl Komünist Partisi'nin 27. Kongresi'nde söylediği gibi Sovyet toplumunun sosyo ekonomik gelışmesini hızlandırmaktır. Bunun için toplumun ve ekonominin yeniden yapılaşması gerekiyor. Açıklık ve demokrasi, reformların filiz vereceği vazgeçilmez ortamdır. Kruşçev, reformlarını uygulayabilmek için merkezi bürokrasiye karşı yerel bürokrasinin desteğine güvenmisti. Gorbaçov ise, tek şansının kitlelerin desteğinde olduğunu, insan unsurunu hesaba katmadan ekonomik gelişme olamayacağını görmektedir. Nitekim 27. Kongre'de şöyle demiştir: "Ekonomik faaliyetin başansı ytğınların ona ne denli faal btçimde katıldıklanna bağlıdtr. K/öe/erin yeıabalığtna ve inisiyatifine ihtiyacımız var!' Şubat ayında Sovyet İşçi Sendikalarının 18. Kongresi'nde yaptığı konuşmada ise, şöyle diyor Gorbaçov: "Vfe demokrasi ya da sosyal hareketsizlik ve tutuculuk. Sosyafıst s/stem, sadec e halk siyasal yasama katılırsa gellsebllir" Gorbaçov, yine bu yıl ocak ayında yapılan Merkez Komitesi toplantısında, "Demokrasiye hava gibi ihtiyacımız var. Bir evı, ancak onun gerçek sahibi olduğuna inanan insan düzene sokabHir" şeklinde konuşmuştur. Gorbaçov'un demokrasi ve kitlelerin katılımına verdiği ağırlık, Kruşçev'de yoktur. Sovyet liderinin Komünist Partisi ve Merkez Komitesi'ne yonetttiği eleştiriler de Kruşçev'inkilerden daha ağırdır. Geçen ytl 27. Kongre'de, "Parti artık yanılmaz olduğu saplantısından kurtu/ma/fdır. Alısılmış, ama demode olmuş kavramları aşmak için yarattcılığını kullanmalıdır" diyen Gorbaçov, bu yıl ocak ayındaki Merkez Komitesi toplantısında da "Merkez Komitesi ve liöertik toplumda değişim gereğini görmedi. Kemikleşmiş bir sosyalist ilişkiler kavramı çıktı ortaya. Toplumun sosyal yapısı sematk olarak göruldü" şeklinde konuşmustur.Sovyet liderinin demokratikleşme islernine verdiği önem, yerel seçimlerin gizli oyla yapılmasına ilişkin önerisinde de görülüyor. Bu öneri, Merkez Komitesi tarafından hâlâ açıkça benimsenmiş değildir. ' Özetle, Gorbaçov katı merkezi planlamanın tıkanıklıklara yoi actığı Sovyet ekonomisinde yapılacak reformların başan şansının, siyasal yapıda yapılacak reformlara ve demokratikleşmeye bağlı olduğunu gormektedir. Gorbaçov'la Kruşçev arasmdaki bir diğer farkın ise, Gorbaçov'un barış içinde bir arada yasama ilkesine getirdiği esneklik olduğu söylenebilir. Kruşçev'in 1956'da 20. Kongre'de ortaya attığı (aslı Lenin'indir) barış içinde bir arada yasama ilkesine göre, gerçi kapitalist ve sosyalist kamp arasmda savaş artık kaçınılmaz değildir. Ama ekonomik ve diğer rekabetler sert biçimde devam etmektedir. Gorbaçov'un ise bu rekabette işbirligi ve karşılıklı bağımlılık ilkelerine daha fazla ağırlık verdiği görülüyor. Nitekim Sovyet lideri 27. Kongre'de şöyle demiştir: "Günümüzde artık hiçbir ülke kendisinı sadece askeri teknoloji ile savunamaz. Güvenlik gidersk siyasal bir sorun oluyor ve ancak siyasai araç/ar/a sağlanabilir" Peki, Kruşçev'in başına gelenler, Gorbaçov'un da başına gelebilir mi? Bu konuda kuşkusuz kesin bir şey söytenemez. Ancak şu noktayı belirtmekte yarar var: Kruşçev, dışanda ve içeride ciddi başarısızlıklara uğramış, bu olgu da devrilmesini kolaylastırmıştı. Dışanda, Sovyetler 1962 Küba füze krizinde ABD karşısında geri çekilerek ağır prestij kaybına uğramış, Çin ve Arnavutluk'la ilişkileri kopmuş, italyan Komünist Partisi lideri Togliatti, Moskova'ya gücenmtşti. Kruşçev'in kaprisli politikası yüzünden Sovyetler Birliği komünist harekette önderiiğini ve saygınlığını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştı. İçeride ise, Kruşçev'in "bâkir topraktar" projesi tam bir ftyasko ile sonuçlanmış, tarımsal üretimde, 1958 yılı dışında, hiçbir gelişme olmamış, aksine düşme meydana gelmisti. İç ve dış başarısızlıklar, muhalefetin elini güçlendirmîş ve Sovyet lideri 1964 yılında düşürülmüştü. Gorbaçov'un ise henüz içeride ve dışanda bu tür başansızlıklan yok. Aksine, dışanda peş peşe yaptığı çıkışlarla puan toplarken, içeride de ekonomik durumda iyiye dogru gidiş olduğu bildiriliyor. Scu&*> güvencesini arayın Uçak düştü, 13 ölü T F urtum (a.a.) A A Sudan'ın güneyinde küçük bir yolcu uçağımn düsmesi sonucu, 2 Hollandah mürettebat ve 11 Sudanlı yolcunun öldüğü bildirildi. Ülkenin güneyinde faaliyet gösteren "Sudan Halk Kurtuluş Ordusu" SPLA, içinde 13 kişi bulunan uçağı kendilerinin düşürdüğünü öne siirdü. Güneydeki Malakal kenünden başkent Hartum 'a gidecek olan Cessna 404 tipi Sudan Havayollan uçağımn, kalkıs noktasmdan 60 km. kuzeyde alevter içinde dtiştiiğü belirtildi. Irkçı beyaz azmlık yönetimindeki Cuney Afrika'da siyahlar, parlamentonun beyaz kanadını ohısturan seçimleri protesto ediyorlar. Durban 'daki protesto gosterileri strasında güvenlik kuvvetleri ile göstericîler arasmda çıkan çatısmada 1 kişi öldü, 11 kişi yaralandı. (Fotoğraf: AP) Casey Faaüyetleri tartışma konusu oldu. seçim ve şiddet Parlamentonun beyaz kanadı için yaklaşık 3 milyon beyaz seçmen sandık başına giderken, 500 bin siyah, ırkçı rejimi boykot için işi bırakma eylemini sürdürüyor. JOHANNESBURG (AP) Irkçı beyaz aanlık yönetimindeki Güney Afrika'da, yaklaşık 3 milyon beyaz seçmen, parlamentonun beyaz kanadını oluşturan meclis üyelerini belirlemek amacıyla sandık başına giderken, seçimleri protesto eden yüz binlerce siyah, ülke çapında işi bırakma eylemine başladı. Güney Afrika'daki üreticiler de siyahlan desteklemek için dun boykota katıldılar. Güney Afrika'da, ırkçı beyaz azınlık yönetimine karşı silahlı mücadele veren ve yasadışı sayılan Afrika Ulusal Kongresi lideri Oliver Tambo ise seçimleri ırkçı bir uygulama olarak niteleyerek siyah çoğunluğu gerekli eylemleri almaya çağırdı. Irkçı beyaz azınlık hükümet ise, seçimler öncesinde ülkede sıkı güvenlik önlemleri aldı. Güney Afrika'da reformlar yapılraası için artık beyaz seçmene danışmak zamanı gdmiştir" dedi. Ancak parlamentonun beyaz kanadını oluşturan 178 sandalyeli meclisin 166 üyesinin belirleneceği seçimlere katılan aşın sagcı parti, Botha'nın reform önerisine karşı çıktı. Challenger faciası W Challenger faciasında ölen pilotlardan Michael Smith'in eşi, uzay mekiğinin itici roketlerini imal eden Morton Thiokol firmast aleyhine 1.5 milyar dolarlık tazminat davası açtı. Tane Smith'in avukatı William Naready, muvekkilesinin 500 milyon dolarlık tazminatı üç taksiıte istediğini, ayrıca "insan hayatma düşuncesizce önem vermeme" suçundan dolayı bir milyar dolarlık ek tazminat talep ettiğini açıkladı. • Jlfashington (a.a.) Miüersuçıaıu kabul etti WASHtNGTON (a.a.) trankonua skandalını sonışturan özel sava Lawrence Walsh tarafından ABD hükümetini dolandınnaya çahşmakla suçlanan eski Dışişleri Bakanı Richard Miller, suçunu kabul etti. Miller, dün çıktığı mahkemede, görevden alınan Yarbay Oliver North ve kontra gerillalar için bağış toplayan Carl Channell ile işbirligi içinde, vergi indirimi olmayan bagışlar toplayıp kontralara göndererek, hükümeü dolandınnaya çakşüğını itiraf etti. En fazla 5 yü hapis ve 250 bin dolar para cezasına çarptınlabilecek olan Miller, özel savcı Walsh'a soruşturmasında yardım etme sözü verdi. Güney Afrika Parlamentosu'Guney Afrika Enformasyon Bürosu'ndan yapüan açıklama nun beyaz kanadında halen, ikda, Dnrban, Nalal ve Cape eya tidardaki Ulusal Parti 127, Übeletlerinde meydana gelen şiddet ral partiler 29 ve aşın sağcı parolaylannda 1 kişinin öldüğü, 11 ti 18 ve Reformcu Ulusal Parti kişinin yaralandığı bildirildi. Po de 1 sandalye ile temşil ediliyor. lisin Durban'da seçimleri protes 178 sandalyeli meclisin seçilecek to eden gostericileri dağıttığı ve 166 üyesi dışındaki 12 üyesi ise Devlet Başkanı tarafından se91 kişiyi tutukladığı kaydedildi. çımlerden sonra atama yoluyla belirlenecek. Güney Afrika Devlet Başkanı Pieter Botha ise, dünkü seGüney Afrika Parlamentosuçimlerde oy verme hakkı bulun nun, siyah ve Hintlilerden olumayan 24 milyon siyaha gönder şan kanadı için ilk kez seçimler diğı mesajda, "Banşa yönelik 1984'teyapılmıştı. Lyon Kasabr gelecek hafta yargılamyor P aris (aa.) Fransa Içişleri Bakanı Charles Pasqua, Başbakan Jacgues Chirac'a karşı bir ay önce planlanan bir suikastin ortaya çıkanldığını açıkladı. Içişleri Bakanı, Antenne2 . televizyonunda yer alan bir programda, Başbakan ve hükümet üyelerine karşı planlanan saldınlarla ilgîli haberlerin o günlerde basında yer aldığını hatırlatarak, "Kimlerin planladığını büiyorduk" dedi Fransa'da yüzyılın duruşması, pazartesi günü buşlıyor 6 ' • 4 • • • • • • • • • • >4 • • • • • • • • • ^KALEMlNİZ DE SİZİN C.İBİ# * Chirac'a suikast planı İkinci Dünya Savaşı sırasında Lyon 'da Gestapo şefı olarak bulunan eski SS subayı Klaus Barbie, Nazi aleyhtarı yüzlerce kişiyi öldürerek insanlık suçu işlemekle suçlanıyor. ılişkilere sahip Regis Debray'ı "özel damşmanlığına" ataması, Klaus Barbie'nin Paris'e getiriliPARİS ikinci Dunya Savaşini hızlandıran etkenler olmuşşı'nın bitiminden 42 yıl sonra, tu. Regis Debray, bilindiği gibi Fransa'nın işgali sırasında görev "Che Guevara'nuı" Bolivya dağyaptığı Lyon kentinde yargılanacak olan eski Gestapo şeflerin larında gerıkla savaşı denemesine giriştiği ve başarısızhğa uğraden Klaus Barbie'nin duruşmadığı dönemde Arjantin asıllı ünsı, önümüzdeki pazartesi günü lü devrimci ile birlikte bulunmuş, başlayacak. Barbie'nin, "silah arkadaşları"nın birçoğu savaş son tutuklanarak bir sure Bolivya ha1 • rası yapılan Nürnberg duruşma pishanelerinde kalmıştı. Barbie rün Fransa'ya getirilişinde önemli sında yargılanıp, çeşitli cezalara rol oynayan başlıca unsurlardan çarptırılmıştı. Ancak, Lyon Kabir ikincisi ise, "Nazi avası" olasabı olarak tanınan eski SS surak ün yapan ve Adolf Eichbayı, özellikie ABD haber alma raann gibi birçok eski Nazinin örgütlerinin desteği ile Güney bulunmasında etkin olan Serge Amerika'ya sığınmış, önce Peru ve Beate Kleisfield çiftinin araşsonra Bolivya olmak üzere uzun tırmaları oldu. Bu karıkoca yılyıllar Haus Altman takma adıylarca uğraş vererek "Altman'ın" İa yaşamıştı. "Altman", o yıllarda askeri yönetimin egemen ol Barbie'den başkası olmadığını duğu Bolivya'da iç rejimle de yo meydana çıkarmışlardı. ğun işbirligine girişmiş, Fransız Pazartesi başlayacak duruşhükümet inden gelen tüm iade tamada, Barbie'nin avukatlığını lepleri eski SS subayını gözeten ünlü Jacques Verges üstleniyor. "koruyucu melekleri" sayesinde Eski SS subayı, "insanlık suçu" yıllarca gerçekleşmemişti. olarak nitelenen ve yasal açıdan zaman aşımına uğramayan iddi1982'de La Psu'da, askeri realardan ötürü yargılanacak. jimin yıkılarak demokratik bir Fransa ve tüm dünya kamuoyunyönetimin işbaşma gelmesi, ayda uyandırdığı geniş ilgi nedeniynı tarihlerde Fransa'da iktidar olan Cumhurbaşkanı Mitter le, açılması yaklaşık iki yıldan rand'ın, Bolivya'dakı yeni yöne beri söz konusu olan Barbie datimin tçişleri Bakanı ile kişisel vası için Lyon Adalet Sarayı, 600 SABETAY VAROL Endonezya'da i toprak kaymasu İL175 ölü • V'oto Panjang (a.a.) v Σ M\. Endonezya'mn Sumatra v adasındakı bir kireçtaşı •£ madeni yakmlanndaki köyde •* meydana gelen toprak *» kayması sonucu, 175 kişinin Ç Öldüğü bildirildi. Bölgedeki "2 yetkililerin verdiği bilgiye " göre, bütün köyün toprak altında kalmasına yol açan felakette hayatını kaybedenlerden 60 kişinin cesedi toprak altından çıkanldı. kadar gazetecinin oturumlan izleyebileceği büyük ve yeni bir salonla donatıldı. Barbie'nin Fransa'ya iadesiyle, duruşmaların başlama tarihi arasmdaki hazırlık aşamasının uzunluğu şimdiye kadar birçok spekülasyona neden oldu. Yasal yönden mahkeme huzuruna çıkanlabilmesi için hakkında öne sürülen iddiaların "insanlığa karşı işlenmiş suçlar" kapsamına girmesi ve gıyaben dahi olsa sanık hakkında daha önce dava konusu edilmiş suçlar olmaması gerekiyor. Gerçekte Barbie davası olayıru Fransızlar gözünde en ilginç küan unsurlardan biri, Almanlara karşı Fransız direniş hareketinin "iç^' lideri Jean MouBn'in Lyon'da örgüt mensubu elemanlarca ihbar edilmiş ve öldürülmüş olması. Jean Moulin'in yakın çalışma arkadaşlanndan Rene Hardy savaş sonrası iki kez "muhbirlik" ve Almanlarla işbirligi iddiaianyla yargılandığı halde her iki seferinde de aklanmıştı. Olayın en ilginç tanıklanndan biri olma özelliğini koruyan Hardy, buyuk bir rastlantı sonucu geçen ay öldü. Barbie'nin avukatı Verges ise, Fransız direnme hareketindeki iç hesaplaşmalan gözler önune sermesi olasıhğı yüzünden Paris'teki yöneticilerin Barbie'yi yargılayacak cesareti gösteremeyeceklerini ileri surüyordu. Geçen hafta sonu haftalık "Mail On Sunday" adlı ingiliz gazetesine gardiyanlar engelini aşarak bir demeç veren Klaus Barbie de, Jean Moulin'i ihbar edenleri ve Gestapo ile işbirligi yaptıktan sonra savaş sonrası birer direnişçi kılığına burünenleri ele verebüeceğini ima ederek, savunma tarafının bu davada hangi kozlan kullanacagı hakkında yeterli bir fıkir vermişti. Barbie'ye yüklenen suçlar sırasıyla şunlar: 19 Şubat 1943'te gerçekleştirilen toplu bir tutuklamadan sonra, 80 kadar Yahudinin toplama kampına gönderilerek öldürülmesi. 26 Nisan 1944'te Lyon kenti yakınlannda yerleşik, aileleri daha önce kamplara gönderilmiş 41 Yahudi çocuğunun Gestapo'ya teslim edilmesi ve öldürülmesi. 3 11 Ağustos 1944'te Lyondan hareket eden son konvoyla 650 kişinin ölüm kamplanna gönderilerek imha edilmesi. .GUÇLU,ETK1LI. • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • « « • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • §• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • « • • • • • • • • • • • • • • Hem anne, hem teyze • L ondra (a.a.) tngiltere'de iki kadın, kız kardeşlerinin yumurtalanyla döllenmiş tüp bebek ikizleri sahibi oldular. Böylece dünyada ilk kez iki kadın, çocuklannın hem annesi hem teyzesi oldu. FKÖ liderinden İsraile cağrı Arafat: iki ııluslu bir devlet kurahm Yaser Arafat, Bahreyn'de yaptığı açıklamada, kendisiyle Birleşmiş Milletler'de görüşmeyi kabul eden tsrail Devlet Bakanı Ezer Weizman ile bu konuyu müzakere etmeye hazır olduğunu söyledi. BAHREYN (t.a.) Filistin Kurtuluş örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat, Yahudüer, Hıristiyanlar ve Müslümanlann birlikte yaşayacağı iki uluslu demokratik bir devlet kunılması çağnsında bulundu. Reuters Ajansının haberine göre, Arafat, Bahreyn'de yaptığı açıklamada, belirli koşuÜar altında kendisiyle Birleşmiş Milletler'de görüşmeyi kaoul eden tsrail Devlet Bakanı Ezer Weizman ile bu konuyu müzakere etmeye hazır olduğunu söyledi. Arafat konuşmasını şöyle sürdürdü: "Möslüman, Hırisüyan ve Yahudilerin bimrada yaşayacaklan bir devlet kurmaya hazınz. Hedefbnize ufatşmak için her türlü yöntemi kaUanma hakkımız var." Nazi suçlusu Artukoviç'in idamı ertelendi n elgrad (aa.) AJ9 Yugoslavya'da bir mahkeme, Nazi savaş suçlusu Andrija Artukoviç'in idam cezasmın infazım, sağlık nedenleriyle resmen erteledi. Yugoslav haber ajansı Tanjug, Zagrep'teki mahkemenin karanna gerekçe olarak, Artukoviç'in kalp hastalığı, damar sertliği, bunama ve başka hastalıklardan rahatstz '<ini hitHirfii Bu bakımdan, Gorbaçov'u da Kruşçev'in akıbetinin beklediğini söylemek, bu aşamada herhakto biraz aceleci bir yorurr olur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle