21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet PKK> karşı güvenlik çemberi Jandarma Genel Komutanlığı, Ingiltere'nîn Short Brothers fırmasmdan 40 adet zırhlı araç almayı kararlaştırdı. Araçlar mayına, alev makinesine ve hafîf silah mermilerine karşı dayamklı bulunuyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Güneydoğu Anadoluda PKK militanlannın giriştikleri eylemlere karşı geniş bir güvenlik çemberi oluşturuluyor. Jandarma Genel Komutanlığı bu amaçla 40 adet zırhlı araç satın almayı kararlaştırdı. İngiltere'nin Short Brothers firmasından alınacak olan zırhlı araçlar mayına, alev makinesine ve hafif silah mermilerine karşı dayamklı bulunuyor. Bir Ingiliz devlet kuruluşu olan Short Brothers Şirketi, Ingiltere'de de IRA militanlarının giriştikleri eylemlere karşı İngiliz polisinin kullandığı zırhlı araçları üretiyor. Jandarma Genel Komutanlığı'nın alımını kararlaştırdığı zırhlı araç modeli S55. Toplam 8 kişilik oturacak yeri olan S55, normal yolda 120 km., arazide ise 40 km. hız yapabiliyor. Menzili 625 kilometre olan ve üzerinde LandRover V8 model bir motor bulunan S55'in azami taşıyacağı ağırlık 3 bin 600 Short Brothers Şirketi'nin, S55 modeli aracın komandolann bir yerden diğer bir yere nakli için ideal ve dağlık arazide rahatlıkla kullanıldığı belirtiliyor. Jandarma Genel Komutanlığı'nın ağustos ayı başında açtığı zırhlı araç ihalesine toplam 16 firma başvurmuştu. Yapılan on elemeleri ise, Short Brothers (İngiltere), Armscor (Güney Afrika), Bonechi (îtalya), LandRover (lngiltere) ve Expoman (Avusturya) kazanmıştı. On elemeleri kazanan araçlar daha sonra, ilk olarak teknik yönden denenmek üzere Guvercinlik Garnizonu'na, daha sonra da bölgedeki kabiliyetlerinin denenmesi açısından Guneş Harekât bölgesine götürülmuşlerdi. Sahibi: Cumburijrt Malbaacüık vc Gazetecilık Turk Anonim Şırketi adına Nadir Nadi • Gcnel Ya>ın Müdürü Hasan Otnal, Müessese Mudürü EmiiK Lşaklıgil. Yazı lşlen Müdürü Ok«> Gontnsin, • Habe Mcrkezı Müdüru Valçın Bayn, Sa>fa Dıizeru Vönetn'em Mi \au, • Temsıicıler ANkAR* Yalçın Dogan. İZMİR Hikmel Çetinkaya. ADANA CelaJ Başlangıç. Isıanbul Haberleri: Erfaan Akyıldı/, Dış Haberler Erguıt Balcı, Ekonomı Osmajl l'Uga). Kültür Oial L'stcr. Spor Danışmanı. Abdulkadir Vuc?lmaa. Duzeltme Refik Durbaş, BıbmEğmm Şahin Alpa>, lş Sendıka Şukran Krtenci. Yuri Hab*rlen Ntctlel Doguı. Dızı Yazılar Krrnn Ç«hşkan, Erzurum Mehmel Gullekin, Bursa Lrvtal Onçelli. # koordınaıör Mımrl KonıUan, # Malı tşler Erol Erkut. • Rcklam Ay>e TonJnEk Yayınlar Huly» Akyol • ldare. Husejin Guıtr, lşleıme Ondcr Çdik, Bılgılşlem Naıl InaJ Basan .* Yayan Cumburiyd Malbaacıljk vt Gazettcılık TA Ş. Türk Ocagj Cad 3941 34334 Isı. PK 246lnanbul. Tel 512 05 05 (20 hal), T d a 22246 Fıx (1) 526 60 Burr.lar Ankın. Zıva Gokalp BK Inkilap S. Vo 19 4. Ttl 133 !1 4147, Telot 42344 Fax 133 82 64 • lunir: H Zıya BK 1352 S 2/3. Tel 13 12 30 Tele* 52359 Faı ı5l) 13 12 30 • • Inönü Cad 119 S So I Kat I. Tel 1455019^31 Tekx 62155 Fax |711| 2S 0M TAKVİM 27 KASIM 1987 Imsak: 5.27 Guneş 6.57 Oğle: 11.56 Ikindi: 14.23 Akşam: 16.45 Yalsı: 18 10 Psikologlar "sorunlu çocukların" ardındayatan gerçeği açıklıyor İlgisiz babalar NtLAY KARMAN Gunümüzde guçleşen yaşam koşullarıyla birlikte psikologlara başvuran insanların, sosyoekonomik düzeyi ortanın üzerindeki ailelerde, babaların çocuklarına olan ilgisizliğinin yaygınlaşan bir sorun olarak ortaya çıktığı görüluyor. İstanbul'un, Valide Çeşme semtindeki bir Çocuk ve Aile Danışma Merkezi'nde yaptığımız soruşturma, şikâyet başvurularının genellikle "ilgisiz babalar" ın çocukları üzerinde odaklaştığını ortaya koydu. Danışma Merkezi'nin sorumlularından Psikolojik Danışman Şeyman Gencel Doğramacı, ilgisiz babaları, 35^5 yaş grubu arasında, büyük holdinglerde ya da bankalarda, stresli ortamlarda başarılı olmak için yukselme hırsıyla yoğun biçimde çalışan erkekler olarak tanımlıyor. Genellikle, 510 yaş grubundaki çocukların ebeveynlerinin, çocuklarının itaatsizliğinden şikâyet ederek kendilerine başvurduklarını anlatan Doğramacı, gelen vakalann hemen hemen çoğunda, tepkisel bir biçimde "anneye karşı çıkış" ve annevle TÜBÎTAK'ta görevden alma grubunda, büyük işletmelerde stresli ortamlarda yukselme hırsıyla yoğun biçimde çalışan, eve saat 21.30'dan önce gelmeyen ve çocuğun bütün sorumluluğunu annenin üstüne bırakan erkekler, 'ilgisiz babalar' kategorisini oluşturuyor. Kimler ilgisiz baba: Genellikle 3545 yaş Anneçocuk kavgası: Annenin çocuk üstünde tek otorite durumuna gelmesi ve çocuğun her işine karışması giderek çocuklarda 'tepkisel bir tavır' geliştihyor ve babalarının dengeleyici ilgi ve otoritesinden yoksun kalan çocuklar anneye karşı 'otorite' savaşına giriyor. çocuk arasında müthiş bir "otorite çekişmesi" görülduğunü belirtiyor. Psikolojik danışman doğramacıya gore, bu tür çocukların en büyük sorunu babaların ilgisizliği ve dolayısıyla çocuğun karşısında devamlı ve tek otorite olarak annenin kalması. Annenin devamlı olarak çocuğa karışması, onu yönlendirmesi ve tüm yaşantısını devralması bir süre ionra çocuğu bunaltıyor. Çocuk sığınabileceği bir ikinci liman bulamıyor. Oysa baba yoğun çalışma ortamından kurtulup, çocuğu ya da çocuklarıyla ilgilenebilse eve farklı bir faaliyet ortamı gelebilecek ve çocuğun yaşantısı biraz renklenip değişebilecek. Ancak akşamları saat 21.30'dan önce eve gelmeyen ve cumartesi günleri dahi çalışmak zorunda kalan baba, ister istemez çocuğunu ihmal ediyor. Yemek yeme, TV seyretme, ders çalışma, ödev yapma ve yatma saati konulannda çocukla anne arasında büyük bir çekişme başgosteriyor. Aynca, annenin, tek başına çocuğun işlerini böylesine yuklenmesi, çocuk 910 yaşına geldi ğinde, onu kendi işlerini doğru durüst yapamayan "beceriksiz bir çocuk" haline getiriyor. Şeyma Gencel Doğramacı, "Bu tür vakalarda, babayı devreye sokmaya calışıyoruz, ama bakıyoruz ki baba ortada yok!" diyor. Sorunlu çocuklar için başvuruda bulunulduğu zaman, anne ve babanın çocukla birlikte gelmesi öneriliyor. Ancak babalar, iyi niyetli olmalarına karşın, çocuklannın yükünü, anne kadar usflenmeyi istemez görünüyorlar. Aynca erkekler, çocuklarıyla diyalog kurmada kendilerini beceriksiz hissediyorlar. Doğramacı'nın ifadesine gore, 78 yaşındaki erkek çocuğu iie bile hiçbir şeyi paylaşamadığından yakınan babalar var. Çocuğu buyüyünce diyalog kurabileceği düşuncesini taşıyan babalar ise, çocukları 1516 yaşına geldiği zaman, onunla diyalog kurmalarının imkânsız hale geleceği gerçeğinı tamamen göz ardı ediyorlar. Babalarının ilgisizliği de dahil, çeşitli psikolojik sorunları olan çocuklar, genellikle buyuklerin ilgisini çekebilmek için çeşitli dışa vurum yolları benimsiyor. Bunlar, ileri yaşta altıslatmak, yalan söylemek, ebeveyne itaatsizlik, para çalmak ve ders çalışmamak şeklinde olabiliyor. Psikologlara gore bu belirtiler, fizyolojik olmadığına göre, çocuğun "ben huzursuzum ve birtakım şeylerden rahatsızım" demek için kullandığı ifade biçimleri olarak değerlendiriliyor. Özellikle alt ıslatma, psikolojik sorunları olan çocuklarda hayli yaygın. Çocukların genellikle alt ıslatmayı terk ettiği normal yaş 2.5 olmasına karşın, zaman zaman 891Ö, hatta daha ileri yaşlarda bile çocuklarda alt ıslatmaya rastlanıyor. Eşler arasında somut sorunların olduğu ve babanın bu nedenie evden uzaklaştığı ortamlar ise çocuğu güvensizliğf itiyor. Babanın duzensiz olarak eve gelmesi çocuğun kafasındaki soru işaretlerini arttırıyor. Annenin de, babanın ne zaman geleceği konusunda açıklama yapamaması buna eklenince, çocuk iyice güvensiz oluyor. Oysa, çocuk annesi ile babasının ayrıldığını kabul edip, babayı belli zamanlarda göreceğini bilirse, belirsizlikten ve dolayısıyla güvensizlikten kurtulur. Psikolojik Danışman Doğramacı ilgisiz babalardan sonra, aile içi belirsizliklerin, çocuklar üzerinde psikolojik zedelenmelere yol açan bir diğer buyuk sorun olduğunu ifade ediyor. Psikologlar, "sorunlu çocuk" sayısındaki artışı, aile içi iletişim sorunlarının doğrudan bir sonucu olarak değerlendiriyorlar. Psikolojik danışma merkezlerine, psikologlara ve hastanelerin psikoloji kliniklerine günde ortalama 67 vaka geldiği görülüyor. Psikologlara olan ilginin genellikle her yaş grubundan ve her sosyoekonomik gruptan geldiği söylenebilır. Fakat vakalann yuzde 7580'i genellikle çocukların sorunlanndan oluşuyor. Bu talebin artmasında, sanayileşme, şehirleşme, günlük yaşam koşullarının güçleşmesi ve küçük aile sistemine geçilmesiyle, öğüt veren kişilerin artık yetersiz kalması gösterilebiür. Aynca psikolojik sorunlan olan kişiler, dişi ağrıyan kişinin dişçiye, böbreği ağrıyan kişinin bevliye doktoruna başvurması gibi psikologda çözüm aramaya yoneldiler. Batıdaki örnekler de Türkiyede psikologlara yönelişi arttırdı. Aynca basının psikolojik haberlere yer vermesi bu alana olan ilgiyi arttırdı. Psikolojik danışma merkezlerinin ve psikologların saatlik seansları 10 bin 20 bin TL. arasında değişıyor. 4SKARA (Cumhuriyet Bürosu) TÜBİTAK'm özerkliğine son veren 294 sayılı kanun hukmünde kararnamenin yayımlanmasından 14 gun sonra, özerkliği savunan Uzman Dr. Hikmet Özdem görevden almdı. TÜBİTAK Bilim Politikası Uzmanı ve Disiplin Kurulu üyesi Özdemir'in atılmasına gerekçe olarak, Bilim ve Sanat Dergisi'nin düzenlediği "Sıra Şimdi TÜBITAK'ta mı?" konulu panelde yaptığı konuşma gosterildi. Plastik sağlığı tehdit ediyor tZMlR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gunümüzde kullanımı büyuk bir yaygınlık kazanan plastik maddelerin çevre kirliliği ve insan sağlığı açıstndan sorun yarattığı belirtilerek, "plastik israfının önlenmesi ve geri kazanılması" yolunun bulunması gerektiği savunuldu. Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Çevre Muhendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Çelebi bütün olumlu yanlarına karşın, plastikler konusunda "madalyonun bir diğer yüzunün de olduğunu" vurgulayarak, "plastiklerın çoğu çok dayamklı ve asal maddeler olduğundan kullanılmaz hale gelip atıldıklarında çevresel ortamlarda bozulmaya uğramazlar ve önemli bir katı artık sorunu oluştururlar" dedi. BABALAR VE ÇOCUKLAM Hareketti ve yoğun bir iş yaşamı olan "meşgul" babalar, çocutdanyla gerektiği kadar ilgilenmiyoriar. Kıvanç, Milli Eğitim Bakanlığı'nın iptal ettiği bilgisayar ihalesi konusundaki iddialan yanıtladv Kimse bize baskı yapamaz sartları yerine getiremedikleri için iptal karan aldı. Bakanlık için bin tane bilgisayar alınması söz konusu. Baktı ki bir netice çıkmayacak, iptal etti. İdari komlsyonun rekabel ortamı saglanamadıtı için iptal karan aldıgı söylenlyor. KIVANÇ Hayır, idari komisyon bunu söyleme durumunda değil. Teknik komisyon, bu şanlarda iptal etmenın uygun olacağını belirterek bize gcMİ, ben de kabul ettim. Bir de şu var, basında da sOylendi, süre meselesi ileri sürüldü. Bu konuda bir şaibe varmış gibi aktanldı. Bu ihale iki parçalıydı. 225'lik bölümünü bütçeden, 700'lük bolümü de fondan alacakuk. Çünkü biz bu bilgisayarlan okullara değil, sadece ticaret liselerine verecegiz. Ticaret liselerine bilgisayar bölümleri açtık. Fakat bilgisayar yok. Oralan donatacağız. Ortaöğretimde yeni bir sistem getirdik. Seçmeli dersler var. Özellikle ticaret liselerinde bilgisayar bölümleri açtık. Şimdi bilgisayar bölümü açmışsınız, karatahtada bilgisayar dersi yapıyorsunuz. Olur mu? Mantıksız bir durum. Elimizde para da vardı. Onun için açalım, bin tane alalım dedik. 1 milyon bilgisayar projesi giindemde iken, bu ahmlann bu projeyle ilgisi var mı? KTV'ANÇ 1 milyon bilgisayar projesinin daha zamanı var. Onun hazırlıklan sürüyor. Bu alımlann o projeyle hiç alakası yok. Bir taraftan da ben istedim ki, bin tane bil^isayan öyle bir alalım ki, öbür büyük proje için bize pilot bir proje olsun, tecrübe olsun. Şımdiye kadar hep makine üzerinde durulmus. Halbuki bizim için software, program önemli. Yani makineyi besleyecek kanallar önemli. Şimdi fırmalar için bunu sart koşuyoruz. özellikle fîrmaların büyük bir kısmı, (bu yüzden zaten onlar kazanamadı) bize yağlı müşteri gözüyle bakıyorlar. Makineleri satalım, bırakalım dusuncesindeler. Halbuki biz, bakımı, egitimi, öğretmenlerin eğitimi üzerinde ve program desteklemesi üzerinde duruyoruz. Son aşamaya kadar gelen firınalann, bu sartlan yerine getiremeyecefi mi anlasıldı? KIVANÇ Evet teknik komisyon öyle kanaat getirdi. (Arkası 13. Sayfada) ÜLKERGÖKTÜRK Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından son anda iptal edilen 925 bilgisayar alımı ihalesi konusunda görüşlerine başvurduğumuz bakaalık mUsteşan Cemil Kıvanç, "tbalenia teknik şartlır yerine getirUmedigi için iptal edildigini vc jeni ihale için hazırlıklann sürdügünu" belirtti. "Kalafatoglu" ve "Tdpar" rırmalannın kazandığı ihalenin iptali için hiçbir baskı görmediklerinı belirten Kıvanç "Ben burada oldugum sörtce baykoj glbi tepclerindcvim. O bakımdan kimsc bize baskı yapamaz" dedi. Kıvanç, bilgisayar ihaleleri konusunda sorulanmızı şöyle yanıtladı: Son aşamaya kadar gden iki bilgisayar ihalesi neden iptal edildi? KTVANÇ 53 firma şartname aldı. Fakat teklif veren sadece 6 rırma oldu. Çok az tabii. Olabilir tabii. Gayet normal, ama dikkatimizi çekti. Tabii süre biraz azdı belki ondan diye. Herkes de onu söyledi. Sonra iki firma kaldı. Biliyorsunuz bir teknik komisyon, bir de idari komisyon var. Teknik komisyon, Sınava hazırlık faturası kabarık ASKARA (ANKA) Özel okullara, Anadolu ve fen liselerine girebilmek için dersanelere giden öğrenciler yuklu faturalarla karsılaşıyorlar. Anadolu liseleri ya da ozel okullara girmek için ilkokul S'inci sıhıf öğrencilerinin dersanelere ödedikleri para, yaptıkları diğer harcamalarla birlikte 200 bin lirayı bulurken, fen liselerine girmek isteyen ortaokul son sınıf öğrencileri için bu miktar 120 bin lirayı geçiyor. 4 milyon dolarlık ihraç ürünü hastalık pençesinde Kerevîtîn kökü kurudu tJzmanlar, hastahklı sulardan canlı, kabuklu çıkartılmasmm yasaklanmasını, bahkçılık aletlerinin dezenfekte edilmesini, avlanma sürelerinin kısaltılmasını öneriyorlar. Türkiye'nin önemli ihraç mallanndan "Kerevit"in soyu tükenmek üzere. 1985 yılından beri tehlike sinyalleri veren kerevitin, 'Neden yok olduğu?' sorusuna ise uzmanlar çeşitli yanıtlar veriyor. Türkiye göllerindeki kerevitlerin azalmasında "Leke Hastalığı" ve "Kerevit Vebası" gibi hastalıklardan, aşırı ve bilinçsiz avlanmaya dek çeşitli etkenler söz konusu. Kerevit adı verilen tatlısu istakozlarının iç pazarda alıcı bulmamasına karşın Avrupa'da aranılan bir deniz ürünü olması, özellikle 1980'den sonra yoğun bir ihracat trafiğini başlatmıştı. Ama benzerlerinden daha lezzetli olduğu için aranılan "Astacus leptodactylus" türü Türk kereviti, yakalandığı hastalıklar ve bilinçsiz avlanma yüzünden ihraç mah niteliğini kaybetmek üzere. Salyangoz ve kurbağa bacağının yanı sıra kerevitin de ihracatını yapan "Menteşoğlu" firmasının yöneticisi Muslafa Menteşoğlu, "Bu sene kerevit ihracatını yapamadık. Çiinkii gölden çıkmadı" sözleriyle bu gerçeği vurguluyor. 1985'de yalnızca kerevit satışından Turkiye'ye yaklaşık 4 milyon dolar tutarında döviz girdiğini hatırlatan Doç. Dr. Selçuk S«çer, A. Ü. Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölumu öğretim üyeleriiıden. Yaptığı araştırmayla Turkiye göllerinde kerevitin azalmasına neden olan hastalığı saptadığını söyleyen Seçer, "Hasta kerevitlerde görulen belirtiler, Cephaosprium sp. türü mantann neden olduğu leke hastalığı belirtileridir. Sıcak suya atıldığında kovu kahverengi ve siyaha donüşen bu lekeler. bu hastalığın en önemli belirlisidir" diyor. Araştırmalara ayrılan pay ADASA (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) Teknolojik düzeyin bir göstergesi olarak, ulusal gelirden gelişme ve araştırmaya ayrılan payın Turkiye 'de binde iki gibi bir oranla diğer ülkelere göre çok düşük olduğu bildirıldi. Rusya 'da ulusal gelırın yuzde 3.47, Fransa'da 2.22, Japonya'da 2.24, Almanya'da 2.63'ünün gelişme ve araştırmaya ayrıldığını belirten Çukurova Üniversitesi Iktisadi ve tdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Sejat Erk, Türkiye deki araştırmaların çoğunu ünıversitelerin ve TÜBÎTAK'ın yaptığını söyledi. CEM HAMULOĞLU BİR ZAMANLAR GÖZDEYDİ 1985'te 4 milyon dolarlık ihracatla, Türkiye'nin döviz kaynaklarından biri haline gelen kerevit, son yıllarda "hastalık" ve "bilinçsiz avlanmanın" kurbanı oldu. dejı oldu. Aynca Türkiye'deki avlanma vöntemi de göllerde hastalıklara uygun ortamlar hazırlıyor. Çünkü Türkiye'de kerevit sepetlerine konulan yem, 25'er gramlık ekmek parçalan. Kabaca bir hesapla göle 3 milyon sepet sarkıtıldığı düsünülürse 6 aylık bir avlanma mevsimi sonunda, göle 75 ton ekmek bırakılıvor demektir. Bu da göl tabanında bakteriler için uygun bir ortam hazırlıyor." İ.Ü. Su Ürünleri Yüksekokulu'nun İstanbul'da düzenlediği 1. Uluslararası Su Ürünleri Üretimi Sempozyumu'nda bildiri sunan İsveçli uzmanlar ise benzer olaylann 1907 yılında İsveç'te yaşandığını hatırlatarak, alınması gereken onlemleri şöyle sıralıyorlar: • Hastahklı sulardan canlı, kabuklu çıkartılmasının yasaklanması. • Bahkçılık aletlerinin dezenfekte edilmesi. • Avlanma sürelerinin kısaltılması. Ama tüm bu önlemlere karşın, kerevit vebasının bugüne dek hiçbir ülkede önlenemediğini hatırlatan uzmanlar. "Sulannıza uyum sağlayacak ve hastalıklara karşı daha dayanıklı bir tür bulmak zorundasınız" önerisini de yapıyorlar. İsveçli Prof. M. Furst ise 1986 Kasım ayında Türkiye'de FAO (B.M. Dünya Tanm Örgutu) ve Türk hükümeti adına bir araştırr ma yaptığını belirterek ke evitlerdeki azalmanın. nedenini, "Fazla avlanma ve parazitler" olarak ozetlivor. Çocuklarda aspirin kullanımı ANKARA (ANKA) Üzerinde tartışmalar yapılan aspirinin, özellikle virütik hastalıklar sırasında çocuklara verilirken doktora danışılması onerildi. Virutik hastalıklar sırasında aspirin verilen çocuklarda "reye sendromu" denilen bir beyin hastalığımn görülme rıskinin yuksek olduğu konusundaki kanıtların ise "kesir.lik" kazandığı bildirildı. Türkiye 'de yayımlanan Literatur adlı derginin British Medical Journal'dan alımı yaparak yayımladığı bir yazıda, Birleşik Amerika Halk Sağlığı servisinin yaptığı araştırmalarda, aspirinin söz konusu hastalıkla ilişkisinin kanıtlandığı one suruldü. I V C U I I C I U 6 a U 9 € l l u an ben en yakın dostları. Kimi evciller yaşamlarını evlerinde, sahiplerinin kucağında sürdürürken, bazılan da sokakJarda ölüm kalım savaşı veriyor. Büyük kentlerde belediye görevjilerinin "başı boş hayvanlara" karşı açtıklan savaştan kurtulanlar, köşe başlarında, apartman önierinde çöp bidonlarındaki artıklardan karınlarını doyurmaya çalışıyorlar. Bu sevimli kedicik de, başka bir yerde bulamamış olacak ki, susuzluğunu çeşmeden damlayan suyla gidermeye çalışıyor. (Fotoğraf: Sileyman Sanlar) • f o H i l o r rio cııcar Evcilha y vanlarinsanlarınilk çağiar Deııizaltı iırmalan Türkiye pazannda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Batı Almanya ve İngiltere şirketleri, denizaltı üretimi için Türkiye'de pazar bulma çabasındalar. F. Alman Hovvaldvverke ve İngiliz VSEL (Vickers Shipbuilding and Engineering) şirketleri söz konusu istemlerini Milli Savunma Bakanlığı'na ilettiler. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın denizaltı filolarının ve ABD'den alınan "Guppy" sınıfı denizaltıların, gunün değişen ve gelişen teknolojik koşulları karşısında yetersiz kalacağı inancıyla, Turkiye denizaltı uretmeyi planlıyor. Askeri çevrelere yakın kaynakların belirlemelerine göre, bu durum, şu anda yalnızca bir "niyet" aşamasında bulunuyor. Ancak, Turk tarafında böyle bir niyet belirmesinin hemen ardından, Federal Alman ve İngiliz firmalan denizaltı üretimi için Türkiye'de pazar arayışına girdiler. İngiliz VSEL şirketi, Türkiyeye 1400 tonajlık VPV1 modelini öneriyor. Bu model denizaltı İngiliz kraliyet donanmasında, "Aile denizaltısı" olarak tanınıyor. Turkiye'ye önerilen denizaltı tipi, 3.5 megavat gucünde Alman MTUD dizel motoru ve yine Alman Siemens elektrik motoru ile donatılacak. Denizaltı 55 metre boyunda ve 7.5 metre eninde olacak. 27 kişilik denizaltı toplam 20 torpido taşıyabilecek. Almanların önerdiği model ise, 1440 tonajlık bir denizaltı. Yaklaşık 300 metre dolayında dalabilen bu denizaltı da, 100 saat kadar suyun altında kalabiliyor. Aynca bu model, Türkiye'nin istemleri doğrultusunda, temel dizayn aynı kalmakla birlikte, teknoloji paralelinde köklü değişikliklere gitmeyi, tum elektronik sistemlerin son model olmasını ve su altından satha güdümlu mermi atmayı da garanti ediyor. Hayat kadmlanndan referanduma tepki STELYO BERBERAKİS ATİNA Atina'nın Metaksurgio semtinde faaliyet gösteren binlerce hayat kadını, bir süre önce çaiıştıklan evlerden atılmaları doğrultusunda sonuçlanan referandumu tanımadıklarını açıklayarak, gerekirse her türlü eyleme başvuracaklarını bildirdiler. Çok sayıda hayat kadıru, önceki gün Atina'nın "Diana" tiyatro salonunda yaptıkları toplantıda, hayat kadınlan söz konusu halkoylamasını anayasaya aykın olarak nitelediler ve "Ne pahasına olursa olsun çalışbklan genelevlerinden çıkmamaya kararlı olduklanaı" belirttiler. Hayat kadınlan Derneği Baskanı Belinda, tiyatro salonunu doluuran destekçi ve dinleyicilere "bayat kadınının sosyal hizroetlerinden" söz etti ve aleyhlerinde alınan bu karara uyulmayacağını duyurdu. Belinda, "Elimizdeki tüm olanaklan kullanaca|ız. Gerekti|inde harekete geçecegiz" şeklinde konuştu. Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun eşi Margaret'in başkanı olduğu Yunan Kadınlan Derneği, "Homoseksüdler Biriigi", Yunan solu partisi ve merkez partisinin ileri gelen üyelerince de izlenen hayat kadmlannın bu toplantısı, Yunan gazetelerinin yeniden gündemine geldi. Belinda, Yunan Kadınlan Derneği ve diğer siyasi örgütlerin desteğinde yaptığı konuşmasını şu sözlerle açtı: "Her bir kadın, yakısıklı ve zengin bir erkekle birlikte olmayı diişler. Ancak doga tarafından haksızlığa uğrayanlar ne yapsın.. Bunlann da sıcak bir kncağa hakkı yok mudur" dedi. Belinda, hayat kadınlannın bu haksız insanlann arasında olduğunu belirttikten sonra şunlan söyledi: "Eger fuhusun sosyal hizmel oluşturdugunu yasalanmız kabul etse>di, kadınlar, er ya da geç aşk kölesi otvcaklan evlilik ile günde 8 saat çalışma ve düzenli gelir saglayan bu işi yapmak ara»mda karar vermekte zorlanacaktı..." Daha onra Atina belediyesinin öncülüğüyle yapılan bu halkoylaması "anayasaya ayiun" olarak nıteleıı :; "Mavi Gece Balosu" htanbul Haber Servisi Parliament sigaralarının "\tavi Gece Balosu" onceki gece Marmara Etap Oteli balo salonunda yapıldı. Adını, Parliament sigaralarının 1987 yılı içindeki üstün başarısmı getiren, "Gece mavisini yaşayın, başarıyı yaşayın" sloganından alan Parliament "Mavi Gece Balosu "na, çok sayıda ışadamı, sanatçı ve sporcu katıldı. Parliament sigaralarının 1988 yılında piyasa hissesini daha da ileriye götüreceği sosyal ve kültürel faaliyetlerle seçkin tuketicileri bir araya getireceği bildirıldi. Toplayıcısından, işleyicisi ve taşıyıcısına dek binlerce kişinin kazanç kapısı olan kerevitin azalmasında, önemli bir etkenin de insan olduğunu belirten Selçuk Seçer şunları soylüyor: "Avlanma araçlannın köylüler arasında el değiştirmesi hastalığın tüm sulara yayılmasına nc
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle