21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 KASIM 1987+ HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 CÛNEYT ARCAYÛREK yaz.yor (Baştarafı 1. Sayfada) zelteceğini söylerken bastırarak, "kararUyım" demesi, yeni bir umut, yeni bir inanç gibi görünmesi çarptctydı. Arabaya doğru giderken öteki şoförier koşup geldi, biriikte çay içmeyi öneriyorlardı. "Oylar SHP'ye" diyorlardı. Gece, sis içinde karşılaştığımız manzara abartmasızboyleydi. Özal haklıydı. özai'ın insanlan "Utnon gibi sıktığmı" sürekli söyleyen inönü'nün bu benzetmesi tutmuştu. SHP'nin TV programlarmı apan Mehmet Ural, "Biz Erdal Inönü'yü yenkten yaratmadık, halkla buluşturduk" diyor, bu saptama doğruydu. insanlar, "özafdan sonra yönelecekleri bir lider" arıyorlardı. rını yükseltiyor. Bu ve benzeri "a/datıa vegeçid önlomler" alıyor. Zaten Ozal kadar inişli çıkışlı, çoğu kez birbirine ters düşen ırdelemeler yapan bir başbakana zor rastlanır. Orneğin TVdekı ilk konuşmasında muhalefetin söylediklerine yanıt vermeyeceğini söyleyerek yine "huzur şarppiyontuğu" yapıyordu. Ne oldu? inönü'nun masum bir benzetmesi ne ne kadar tutulup yon değiştirdiğini son gezisinde ortaya koydu. Temiz geçmişini karalamak için damla büyüklüğündeki olayı ele alarak SHP liderinin fikirlerine değil, kişiliğine ağır biçimde saldırdı. İnönü'nun bir iğne darbesi, şampiyonun balonunu patlatıvermisti. Basbakan işine geldiği her dönemi yan cebine atar, birinci derecede sorumlu olduğu günleri gerektiğinde karalar durur. Orneğin, 6 Eylül 1980'de müdahaleden beş gün önce Erzurum'da ekonominin sağtını sıvazlıyordu. Seçime iki gün kalıklı gidişj üzerine öyle bir nutuk atar la, İzmir'deki seçim anketlermı de ki, sonra askertere ekonominin tıböylece açıklıyordu. kırında gittiğini içeren raporlar veIzmir'de ANAP yüzde 37.7, SHP yüzde 28, DYP yüzde 4.9, DSP rir. Fakat gun gelir bakar, bu tür övmeler bir yerde başkalarını yücelyüzde 5.5. Görüldüğü gibi DSP, DYP'yi bi tecek Başlar 1980 öncesinı kötülemeye, beş sente gereksindiğimizi le geçmişti. ANAP'ın motor adayanımsatmaya. ları da Kaya Erdem, Işın Çelebi, Hülya Koçyiğit üçlüsüydü. SHP'yi Şimdi anketler birbirini kovalıyor. sadece Erdal inönü sürüklüyordu. Bugün yann, iki gün sonra sandık. Diyelim ki özal yüzde 38'le iktidarı Kısaca izmir'de birinci parti ANAP'tı. Hele DSP, SHP'yi zorlar aldı. Aksaray'da izledik, sanıyor ki bu sonuctan sonra herkes suspus sa ANAP'ı kimse tutamazdı. olacak. Peki ama geriye kalan yüzÖyleyse tüm ANAP'lılar DSP mide 62'nin hiç mi sesi çıkmayacak? tingıne... 1983 seçimlerinde tepeden onaylı Dün öyle oldu. Kentin en yoğun adayiaria oluşan Meclıste özal mumerkezi Konak alanında SHP'liler, halefet nedir, görmedi. Oysa sonuç ANAP'lılar, bir de Ecevit'ten hâlâ ne olursa olsun, örneğin SHP, tabaumut arayanlar vardı. na dayalı parti disiplininin işleyeceğı Yaklaşık 67 bin kişiydı topluluk. bir grupla göreve başlayacak. YıllaKürsünün ön tarafında biriken rın gerisınde kaldığını küçümseye300500 kişi, "Halkçı Ecevit" diye rek söylediği eski başbakanı. eski slogan atarken, diğerleri dinliyordu. müştesarının duyariı tellerine herve Ecevit, artık çok alıştığımız kogün daha fazla dokunacak. ANAP nuşmalarından birini daha yapıyoriktidar olacaksa. persembenin gedu. Biraz ANAP'a, daha çok SHP'lişi çarşambadan belli, muhalefet ye çatıyordu. ANAP'ın İzmir'deki de kuzu gibi olmayacak. umudu Ecevit, ne yazık ki aradığını bulamıyordu Açıklandığı gibi son anketler "TV propagandasından önceki günleri" Dedim ya, taş çatlasa 67 bin kiyansrtıyor, TV'nin yarattığı heyecaşi vardt Konak alanında. Yarıdan nı içermiyor. Son hafta çeşitli yörefazlası ANAP'lı, SHP'li, meraklı ve lerde gözlediğimiz gibi seçmende Ecevit e gönükden bağlı olanlardı. O on yıl öncesınin alanlara sığ bir degişim başladığı varsayılabilir. mayan Karaoğlan'ı acaba şimdi ne Ne ölçüde? Kuşkusuz sezilen değişimin sonuca hangi ökpütte yanredeydi? Daha önceki gün DSP'den 300 sıyacağını kestirmek zor. Ancak SHP'ye doğru, muhalefete yanlı kişi ayrılmıştı. DSP eriyip yok olumlu akışı göz arch etmek gerçekolmuştu. çi olmayacak. Kürsüde Ecevit konuşuyordu. Anketlerde, nutuklarda, söyleşiKonak'ta Hasan Tahsin anıtı önünlerde çeşitli şarkılar söyleniyor şimde güvercinler kanat çırpıyordu. Karşıyaka Konak vapuru. yolcula di. İçlerınden birini anımsayalım, "Bir ihtimal daha var" şarkısını. rını bosalttı. Alan biraz daha kala Ya seçmen, peteğin üstüne limon balıklaştı. sıkarsa? Hepsi o kadar. . Inönü, sloganları, inandıncı kişiliği, halkın yaşadığı gerçeklere vurucu biçimde eğilişiyle birden ortaya çıkmış, partisı üzennde yoğunlaştırılan duraksamaları örtemlı ölçüde gidermişti. "Inandınct kişilik" sorununda Inönü, Özal'a fark atmaya başlayınca, ANAP liderinin yeni kozlar oynamayagirişmesi bekleniyordu. Nitekim, Cumhuriyet'in Anadolu baskısında yer alan küçük kimi haberler özalson oyununun ilk işaretleriydi. rneğin Ege'de 165 bin üretici ailesinin beklediği tüiün fiyatlannı son gün açıklayacak, yüksek taban fiyatı vererek muhalefetin Manısa ve çevre illerinde şansını kırmaya çalışacak. Fıstık böyle. Kayısı fiyatla îktidardan düşmem (Baştarafı 1. Sayfada) sonra gazetecilere, "Milleti heyecanlandırmanız lazım, yanşı zevkli hale getinneniz lazım" diyen özal, bunun için ne önerdiğinin sorulması üzerine, "Yaklaştılar, SHP yüzde 40'a yaklastı filan diye manşetler atmanız lazım" yanıtını verdi. "Veya, DYP yüzde 25'e, 30'a geldi demeniz lazım" diye konuşan özal, "ANAP'a kaç verelim?" sorusunu yönelten gazetecilere, "ANAP'ı da yavaş yavaş indirin" karşılığını verdi. Özal, "ANAP'ı hâlâ alternatifsiz olarak mı göriiyorsunuz?" sorusu üzerine de, şunlan söyledi: "Milletin karan o. Bizim kararımız değil. Siz hiç merak etmeyin. 29'a bir şey kalmadı. Ben öyle inamyonım, şu gün Türkiye'de bizim alternatifimiz yoktur. Alternatifimiz limon propagandası olamaz." TRT'ye, Özel Kalem Müdurü Hüseyin Aksoy, özel doktoru Cengiz Aslan ve Basın Danışmanı Can Pulak ile gelen Özal'ı, TRT Genel Müduru Tunca Toskay, kapıda karşıladı. Özai'ın bir saat süren çekimden sonra gazetecilerin sorulannı stüdyoda yanıtlarken, yorgun olduğu gozlendi. Özai'ın yanındaki koruma görevlileri, gazetecilerden fotoğraf çekerken fazla flaş patlatmamalannı istediler. Gazetecilerle yaklaşık 15 dakika sohbet eden Özal, kendisine yöneltilen soruları şoyle yanıtladı: SHP'nin, vaUndasın limon gibi sıkılacağı esprisini nasıl buluyorsunuz? ÖZAL V'atandaşa sorun. SHP'nin görüntülu propagandası çok etkili bulunuyor. ÖZAL tlk defa yapıyorlar da onun için. SHP'nin filminin daha elkileyici olduğu belirtiliyor. Siz bir değişiklik yapmayı düşünuyor musunuz? ÖZAL Yok, hayır. Onlar tek nokta üzerinde duruyorlar. Şimdiye kadar da görmediniz. Onun için etkilenirsiniz. Fakat SHP yayımlanan iki propaganda filminde de farklı konular işledi. Örneğin dün, (önceki gün) kadın konusuna değindiler. ÖZAL Yalnız dünkü (önceki gunkü) konuda, filmde, Erbakan'ı taklit ettiler. Verdikleri rakamlar, hanımlara biraz hakarettir. Kusura bakmasınlar. Erbakan'ın aynı lafını söylediler, '300 bin vesikalı hanım var' dedi Erbakan. Onlar da aynı lafı söylediler. Emniyet Genel Müdurlüğü rakamlan bunu yalanlıyor. Büyük çapta yalanlıyor. İ00 misli. limon sıkmak milli bir ayıp nudır? ANAP'ın gazetelerde yayımlanan ilanlannda böyle deniliyor. ÖZAL Artık ona millet karar versin.' Bir zamanlar ortadirek dediniz vatandaşlara. O zaman da direk mi oluyor vatandaş? ÖZAL Ortadirek, çok güzel bir tabirdir. Size, biz 'Limon gibi eksisiniz' dersek, ne olursunuz? Demek ki o tat, yani SHP geldiği zaman o ekşimtrak bir tad gelecek ağzınıza. O mana da gelmiyor mu? Fakat SHP, ANAP'ın beş yıl daha iktidarda kalması durumu için kullanıyor bunu. ÖZAL Öyle mi, oyle mi? Onlar limonu 'julmuşlar. Biz limonu bulmadık. Limon aslında güzel bir meyve. ama sıkılmak için yaratılmıştır. Değil mi? Onun için demek ki, milleti limon olarak göriiyorlarsa, sıkacaklar demektir. Biz böyle bir iddiada bulunmadık. SHP'nin bu esprisine karşılık, ilanlarla yanıl verme gereğini neden duydunuz? ÖZAL İşte, guzel güzel Türkiye'de herşey konuşulabiliyor. Sayın Basbakan, benzetme yapmanız gerekirse, siz vatandaşı neye benzetirsiniz? ÖZAL Biz vatandaşımıza, ortadirek dedik. Bizim zaten şunu gördüğümüz bir durum var. Biz onlann söylediklerine katılmıyoruz. Rakamlar da verdim burada. 3 milyondan fazla renkli TV satılmış dört yılda. Bu tempo devam ediyor. Bunlan büyük çapta alanlar da, elektrik giden köylerdir. Demek ki, o söyledikleri gibi 'Limon gibi sıkılan' vatandaşımız, bu be>az eşya dediğimiz şeyleri alamazdı. Bir evvelki döneme göre iki mislidir bunların artışları. lddiaları, tamamiyle çözülüyor. Pa' zarları, dükkânları gezin, alışveriş fevkalade güzeldir. En pahalı şey, , yokluktur. Yokluk olduğu zaman, bunların karşısında duramazsınız ve zaten de iktidarlar, yokluk yüzünden düşerdi şimdiye kadar. Kuyruk yuzunden gitmişlerdir. Allah'a çok şukür, bugün Türkiye'de herşey vardır. Tabii, memlekette geçim darlığı olacaktır. Geçim darlığı dediğimizin, enflasyonla da alakası yoktur. Sosyal Dayanışma Fonu'ndan, yaklaşık 2 milyona yakın vatandaşa yardım eli uzatıldıgını bclirtliniz. Türkiye'de kamı doymayan, ortadireğin altında obnlar için bir rakam verebilir misiniz? ÖZAL Mükerrerler vardır o rakamda. Belki bunun epey altındadır. Aile olarak, 700800 bini geçeceğini zannetmiyoruz. Biz bu fonu kurduktan sonra, ben buyük talep gcl^eğini zannediyordum. Tahminimizden daha az talep geldi. Bugün fonun bizim kullandığımız miktarı olsa olsa yüzde 20'yi bulmuyor. Bize gelin. yardım edin, paramız yok, açız diye kimse gelmemiştir. Çok az böyle kîmseler vardır. Fonun yardım yaptığı sahalar, daha çok yurt yapmak, aşevleri yapmak gibi taraflara yönelmiştir. Bir de iş edinme, iş öğretme var. En ağırlıklı tarafı odur. Türkiye'de, Mısır'da, Hindistan'da veyahut da fakir ülkelerde, Bangladeş'te gördüğümüz gibi, sokağa çıktığınız zaman etrafınızı saran fakirler yok. Camilerde de yok. Bu eskiden vardı Türkiye'de. Fonun kullanılmayan yüzde 80'lik bölumü nasıl degerlendirilecek? ÖZAL O, bir tarafta birikir. Kullanılmayan kısım, başka fonlara da aktanlabilir. Fona gerek kalmadığı söylenebilir mi? ÖZAL Ha>ır, hayır. Büyük bir kitlenin sağlık sigortası yok. Sağlık sigortası yerine, Sosyal Dayanışma, Geliştirme Fonu'nu kullanmak istiyoruz. 3 gün, TV'de yalnız ANAP ve SHP propaganda yaptı. Bunun diğer partiler açısından bir eşitsizlik oldugu söylenebilir mi? OZAL Cuma günü hepsi seslenecek. SHP ile biz, akıllılık yapmışız. Şeyleri bölmuşüz, üçer dakikaya. Onlar bölmemişler, çalışmamışİar, ne yapalım? Seçim toto oynayabilir misiniz? ÖZAL Siz oynayın. Ben hiç tahmin yapmam. Siz bir tahmin edin de bakalım. biraz gülelim. Nazlı Hanım'ın tahmini yok mu? Sayın İnönü'ye, 'eski hamama yeni tas' diyorsunuz. ÖZAL Dün de söyledim tabii. Zaten, eski hamam olduğunu, kendileri söylüyoriar. CHP'nin devamıyız diyorlar. Öyle değil mi? (TRT'de iken yoldan geçen SHP araçlarının anonslarını kastederek) Demin bir gürültü duyduk oyle, sokaktan mı geliyordu, nereden geliyordu? Eleştirilerinizde SHP'yi iktidar alternatifi olarak görmenizin bir nedeni var mı? Konuşmalannızda daha çok SHP'ye çatıyorsunuz. ÖZAL Ana muhalefet odur da onun için. Ama seçim sonunda ana muhalefet mi olur, yavru muhalefet mi olur, onu bilmiyorum. Bakalım hayırlısı, göreceğiz. Anketlerde, birkaç puan ilerleme var. ÖZAL Yani demek ki o kadar farklı, ezici bir çoğunluğumuz yok. Öyle korkmasınlar. İktidardan düşme olasılığı görüyor musunuz? ÖZAL Hayır. Sen ne tarafa oy vereceksin? Onu söyle bakalım. SHP'ye vereceksen, düşmeyeceğim." Hedef yeni Türkiye kalabalığı az göstermek istiyortar. Ama bir işlerine yaramayacak" dedi. Inonu, Özai'ın bir süre önce Giresun'da konuşurken, "lyisiniz, iyisiniz. Hamsi yiyin, işinize bakın" dediğini anımsatarak, "Halkın sıkıntısı bu kadar yoğunken, böyle demek, haikla alay etmektir" diye konuştu. lnonü, Ordu ve Giresun'da da sosyal demokratların iktidarı için oyların bölünmemesini istedi. İnönü, DSP'nin barajı aşamayacağını belirtip, bu nedenle oraya verilecek oylann boşa gideceğini bildirdi ve "Özai'ın oyununa gelmeyin, oylan bölmeyehm. Sosyal demokrat iktidar için oylan SHP'de toplamaktan başka çare yok" dedi. Erdal İnönü, Ordu ve Giresun mitinglerinden sonra Trabzon üzerinden uçakla lstanbul'a geçerek, burada konuştu. İnönü, Gaziosmanpaşa'ya daha .önce bildirilen saatten yaklaşık 1.5 saat sonra, 15.30'da gelebildi. Önce Giresun'da helıkopterin pilotunun bulunamaması nedeniyle zaman kaybeden SHP lideri, Istanbul Atatürk Havalımanı'nda da kendisini Gaziosmanpaşa'ya götürecek helikopteri uzun süre bekledi. SHP lstanbul il örgutünün, özel bir firmadan kiraladığı helikopter, anlaşmalarının bir saatliğine olduğu gerekçesiyle süre dolunca alandan ayrıldi İnönü, bu nedenle SHP'nin Güneş adlı seçim otobüsü ile gecikmeli olarak Gaziosmanpaşa'ya gelebildi. Inonu, referandumdan bu yana lstanbuj'da görülen en kalabalık siyasi mitingde, "Basbakan İnönü" sloGiresun'da da coşkulu bir kalabaganı ile karşılandı. Yarım saatte kenlıkla karşılanan Inönü, polis tarafındisi için hazırlanan kursüye ulaşamadan engellenmek istendi. Miting alanına giden yolu kapatan polis, Or y'an tnönu, otobüsün üstünden konuşmak zorunda kaldı. insanlara du 'dan gelen SHP konvoyunu bıraksaygı gösterilmesi gerektiğini sık sık mak istemedi. Uzun uğraşılardan tekrarlayan Inonu, "Oylannızı bölsonra, ancak tnönu'nün bulunduğu meyin. ınsanlanmıza saygı gösteren otobüs ve ona yol açan bir araç bıiktidan birlikte kuracağız. Özal, önce rakıldı ve ardından konvoyun alana girmesine izin verilmedi. Bu gelişme millet zengin olsun, ondan sonra her şey düzelecek diyor. Böyle şey leri otobüsten izleyen Inönü, "Böyolmaz" dedi. le şeyleri hep yapıyorlar, konvoyu ve Özai'ın masal söylediğini, dünya6 nın hiçbir ulkesinde Türkiye"deki kadar yüksek enflasyon olmadığını, örgutlu olarak hak aranması gerektiğini (Baştarafı 1. Sayfada) belirten İnönü, şoyle dedi: bir coşkuyla bağırılıp durdu "Türkiye'ye işçi haklan CHP ile Pablo Neruda, Nobel'i aldığı geldi. Demokrasi bir kazaya uğradı. zaman ' 'ateşii sabrın'' ne oiduğu Halkınuz boyle meydanlarda demoknu şöyle anlatmıştı: "İyi niyetlı rasiye sahip çıktıktan sonra bir datüm insanlara, işçilere, ozanlara, ha demokrasi inkitaya uğramayacak. insanın geleceğinin Rimbaud'nun Anarşi ve terör Türkiye'ye bir daha deyişinde ifade bulduğunu söyle gelmeyecek." yeceğim: Yalnızca ateşii bir sabırtnönü, SHPDSP birleşmesi konula tüm insanlara /ş//c, adalet ve sunda, "İki parti vardı, birleşti. Bir onur getırecek kusursuz ve güzel üçüncüsü var, onlara kabul ettiremebir kente kavuşacağız. Böylece şi dik. DSP bugun ayn bir parti olarak seçime giriyor. Oylannızı bölmeyin. ırboşuna yazılmış olmayacak..." Gaziosmanpaşa'nın böyle bir si Hepsinin hakkından geliriz. İnsanın yasal toplantıya son derece elve aklının eremeyeceği hiçbir mesele rişsiz alanını dolduran insanlar o yoktur. İşte mesele de bu. Kimse bi"ateşii sabrı" fazlasıyla yaşadık ze kızmasın. Bu yisalan ben yapmadım. Bu yasalan ANAP yaptı "dedi. larını hissettiriyorlardı. Inönu, hava karardığı için konuşDeğişik kesimlerden insanlar, masını kesmek zorunda olduğunu hem Deniz Türkali'n'm kürsüden belirtince, kendisini dinle>enler, "Kal, söylediği 1 Mayıs türküsüne ka kal, sabaha kadar kal" diye uzun sütıldı hem de ezan başlayınca su re tempo tuttu. san Erdal inönü'nüt) bu tutumunu alkışladı. Erdal inönü'yü yaJüOdan izlemek için erKen saatlerde kürsünün çevresinde yer tutmuş olanlar, genel başkanın oldu kça uzakta sıkışan otobüsün ATİNA (\A) Yunanistan üstünden konuşmasına tepki Başbakanı Andreas Papandreu, gösterirken, bir bölüm insan da Basbakan Turgut Özal'ın Türk konuşmanın başlamasıyla birlikte alanı terk etmeye başladı. Bun Yunan ilişkilerinin yumuşamasına önemli katkılarda bulundular her mitingde bulunan, B.Trağunu söyledi. ven'in bir öyküsündeki tanımıyla Atina'ya dün gelen Macaris' 'Sırf 'viva' ya da 'muerte' diye batan Başbakanı Karoly Gorzs ğtrma zevki için" mitinglere gionuruna verdiği akşam yemeğindenlerdi. de konuşan Papandreu, geçen Süleyman Genç ile Metin 7ümart ayı sonundaki Türk Yuzün'ün ustalıkla saatlerce bekletnan krizi sırasında Atina'nın bütikleri kalabalık en coşkun anına yük bir soğukkanlıhk örneği verErdal İnönü'nun gelışiyle ulaştıkdiği görüşünü savunurken, Bastan sonra birkaç cümle söylemebakan Özal ile sürdürdüğü mesini ancak bekledi. Erdal İnönü saj teatisinin de iki ülke arasınyine "limon" dedi, "kadmlar"dedaki ilişkilerde "tartışılmaz bir di, "genofer" dedi, yine aynı temyumuşama" sağlandığını belirtposuyla, belki değiştirmesıni isîemeyecek kadar alıştığımız ke ti. Papandreu, şöyle konuştu: sik konuşmasıyla... "Sayın Özai'ın Türk Yunan anlaşmazhklannı Türkiye'deki Gaziosmanpaşa'da SHP'yi, seçim öncesi dönemine karıştırondan önce de Bayrampaşada DYP'yi izleyen bir Fransız gaze mamak konusunda gösterdiği teci ikisi arasmdaki en temel fark gayret ile yumuşama havasına bizzat katkıda bulundugunu kaları şöyle özetliyordu: "Demirel hatip, Inönü değil... Demirel"in ka bul etmek zorundayım. Sayın labaltğı neşesiz, İnönu 'nünki ne Özai'ın, Türkiye'nin, Yunanisşeli ve canlı.. Demirel'de kadın tan ile sürdürecegi dostluk ve iyi yok, İnönü'de genç de çok, kadın komşuluk politikasından sadece da..." kazançlı çıkacagını bildiğine Yabancı gözüyle de öyle: Ateş inanmak isterim. Türkiye, Ege'ii sabır Gaziosmanpaşa'nın kü den başka Kıbns'ta olanlar için çük alanında, İnönü'nün çevre de sorumluklarını üstlenmelidir." sindeydı. (Baştarafı 1. Sayfada) gelmesini anımsatarak, "Artık hava değişti. Kimse limon gibi sıkılmak istemiyor" dedi. SHP lideri, Turkiye'ye bir daha bugünkü gibi bir iktidar gelemeyeceğini vurgulayarak, "Nasıl olduysa bir defa oldu. Ama artık lövbe" diye konuştu. Halkın pazar günü gücünü göstereceğini vurgulayan Inonü, o zaman halkla birlikte yeni bir Türkiye kuracaklarını söyledi. Özai'ın bir sure önce Ordu ve Giresun'da yaptığı konuşmalarda, "Hanginiz daha fazla oy verirseniz, oraya silah fabrikası yapacağiz" dediğini anımsatan İnönü, sozlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi adeta halka rüşvet veriyor. Bu, halka saygısızlıktır, küstahlıktır. Bunlan söyleyen Özai'ın kesin bir dinlenmeye, tedaviye ihtiyaa var. Bu da pazar günü yapılacak seçimlerle olacak. Özai'ın vatandaşı böyle kızdırmaya hakkı yok. Üstelik, silahtan babsediyor. Bu söyledikleri iktidann son günlerinde olduğunun göstergesidir. Şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemiyor." Inönü, propaganda kampanyası sırasında kullandıkları "limon gibi akma" sloganıyla ilgilı tartışmalara da değinerek, şöyle dedi: "Biz, halkın artık limon gibi sıkılmak istemediğini söyleyince, ne yapacaklannı şaşırdılar. 23 gün düşünduler, şaşkınlık içinde bir ilan verdiler. Biz millete limon demedik ki. Onlar millete saygısızlık ediyor. Biz, saygılı olsunlar, milleti limon gibi sıkmasınlar diyoruz. Millet durumu gayet iyi hiliyor." S İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA (Baştarafı 1. Sayfada) Çevresinde hiç kimse kalmamış. Sadece İzmir'de bir yil içinde tam üç kez il başkanı değişmiş. Hiçbiri önemli değil bunların Bülent Ecevit için. Uçbeş araçlık bir konvoy yetiyor. Sonra güvercinli bir kürsü. Çevresinde üçyüzbeşyüz kişilik bir topluluk. Anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor... Şimdi siz gücunüzü ölçmek için basının yazdıklarına bakmayın. Kamuoyu yoklamalarına bakmayın. Halkoylaması sonucuna bakın. Siz kendı gücunüzü ölçmek için bilmem Edirne'deki toplantısında Ecevit'in 300 kişi vardı diye, bilmem falan solcu gazeteye bakmayın. Şu meydana sığmayan kendi topluluğunuza bakın... SHP'yi bu denli bölerse güçleneceğini sanıyor. Acımasız saldınlar Konak alanında hedefinı bulamıyor. Dinleyenlerin çoğunluğu SHP'lı. Yüzlerinde acı bir gülümseme var. Eski liderieri Ecevit'i daha yakından tanıyorlar. ANAP iktidarı DSP'nin bir dediğini iki etmiyor. DSP miting için değil Konak alanını, anababa günü olan Kemeraltı caddesini bile isteseydi, Bülent Ecevit prada konuşurdu Çünkü ANAP'ın izmir'de umudu DSP. ANAP örgütü Bülent Ecevit için varını yoğunu ortaya koydu dün. Konak alanına şöyte 510 bın kişi yığabilmek için belediye otobüsleriyle katkıda bulundu. Konak alanı ne kadar kalabalık olursa, SHP seçim öncesi moralman çökerdi. Kimileri "seçimgeçim" diyerek, ANAP'a destek verirken, DSP'nin "Ben Bilirim"\ Sahire Erturan'ın sır AteşH Sabır' Türkiye'de (Baştarafı 1. Sayfada) ginnişti" dedi. DSP Genel Başkanı iktidara geldikleri takdirde üniversite sınavlannı kaldıracaklannı açıkladı. Ankara'daki televizyon çekimi nedeniyle yaklaşık iki saatlik bir gecikme ile lzmir'e gelen Ecevit, Konak'taki Hasan Tahsin Anıtı'nın sağ tarafında kurulan kürsüye ge|irken havaya güvercinler salıverildi. "Halkçı Ecevit" sloganlan arasında konuşrnasına başlayan Bülent Ecevit, •'Eğer Türkiye'yi kanş kanş dolaşmasaydım, Özai'ın televizyondan söyledigi 'mutlu ve müreffeh Türkiye' yalanına ben de kanardım" dedi. Ecevit, daha sonra dış borç yükünün her gecen gün arttığım belirterek şunlan söyledı: "Sayın Özal dış itibanmızın arttıgını, yabancı dcvletlerin Türkiye'ye borç para vermek için kuynığa girdiğini ve bunun ilk kez yaşandıgını söylüyor. Hayır, bu durum daha önce bir kez daha yaşandı. Osmanlı Imparalorluğu'nun çöküş döneminde. O zaman imparalorlugun batmakta olduğunu gören yabancı bankalar Anadoiu'nun yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden daha fazla yararianmak için sarayın önunde bekliyor, padişaha olabüdigince fazla borç vermeye çalışıyordu. tşte oyle bir dönemdeyiz. Şu anda gelecegin Türkiyesi'nin paralannı yiyoruz." de margarınınadı. Özen gösteren anneler gün boyu enerji harcayan çocukları için 34 yıldır SANA'yı seçiyor. Üstün kaliteli, besleyici, sütlü, vitaminli SANA, özen gösteren annelerin tercihi sonucu Türkiye'de margarinin adı olmuştur. Papandreu'dan Ozal'a övgü Basına ve aydınlara çattı Ecevit konuşmasının son boluraunde basmın SHP'yi şişirmeye çalıştığmı belirterek, "Her şeyi açık konuşalım. Sosyal demokratlar ara seçimde basının oyununa geldi. Giiçlü parti SHP diyerek ona oy verdi. Ama basının tüm cabalanna karşın HP'yi işgal eden SHP'nin oyu yüzde 23'te kaldı. Demokrasiyi Ozal'a kurban eden SHP'yi destekleyen yazariar bile bu seçimde yüzde 20 dolayında oy alacagını söylüyorlar. Basının yazar ve çizerleri sayesinde Türkiye'de ve dünyada ilk defa sol oylarla sag parti iktidara gelecek. Limon, deterjan gibi gazele Uanlanyla, birkaç yazaria kamuoyu araştırmalanyla sosyal demokrat oylar bdirienecekse bu memlekette sosyal demokrasi yeşermez" diye konuştu. Ecevit'in bu sözlerinden sonra ön sıralardaki bir grup DSP'li, gazetecilere yönelerek, tartaklamak istedi. Bu manzarayı gören Ecevit, "Bırakın onlar degil, onlann suçu yok. Bunu tepedekiler yapıyor" dedi. Daha sonra konuşmasma devam eden Ecevit, Türkiye'nin sola kaydığını Özal ve Demırel'in de bunu gördüğünü ve sosyal içerikli sloganlar kullanmaya başladıklannı belirterek, yakında "toprak işleyenin su knllananın" diyeceklerini ileri sürdü. Ecevit Türkiye'de uzun zamandan beri aydınlann iktidarda olmadıklarını ancak aydınlann bunun farkına varamadığını söyledi. Özen gösteren anneler için özen gösteren anneler için... Ellerde limon vardı (Baştarafı 1. Sayfada) lı, köylü kentli pek çok kadm kendisini ilgiyle izliyordu. Bu arada ilk kez gördükleri sadece seçimlerin son mitinglerinde eşinin yanında görünen Sevinç İnönü'yü konuşuyorlardı kendi aralarında. Meydan baştan başa dolduğu gibi balkonlar, çatılar. saçaklar üstünde salkım salkım insanlar oldukça büyük bir kalabalık oluşturmuştu. Seçim konuşmalarında dinleyiciierin "kalabalıklığı" kadar "heyecanı" da bir gösterge sayılır. Liderin konuşmasını izleyen kişiler sadece meraktan mı gelmiş dinliyor yoksa o lideri ve sozlerini destekliyor mu bu ayrım alkışlar ve havaya kalkan ellerle ölçülür. Dün Gaziosmanpaşa'da izlediğimiz SHP mitingi, kalabalıklığının yani sıra izleyicinin ilgi ve coşkusu açısından da iyi bir gösterge idi. Öyle ki İnönü'nün konuşmasını bitirmesinden sonra uzun süre elleri havada alkışlayan topluluk daha sonra da otobüsün hoparlöründen yükselen şarkılara yine eller havada alkışla tempo tuttu. Miting sonunda bir ara gazeteciler ve parti yöneticilerinin bulunduğu kürsüye de çıkan partililer kürsüde karşılıklı oynamaya başladılar. Balonlar, havaya atılan parti sloganlannın uçuşarak konfeti gibi yayılması, bayraklar, İnönü resimleri, afişler, pankartlarla sevimli ve canlı bir miting izledik. Ellerindeki yarım kesilmiş limonları havaya kaldınp gösteren kadınlara İnönü şöyle diyordu: "Özal bizim limon ilanlanmıza kızmış diyor ki, halkı limona benzettiniz. Biz halkımızı limona benzetmedik. Biz halkı limon gibi sıkmayın diyoruz." (Alkışlar). Bu arada YÖK konusunda, af konusunda pankartlar açılıyor. İnönü, bu pankartı görüp hemen yanıt veriyor sonra arkadakilerin izlemesini engellemesin diye hemen pankart indiriliyordu. İnönü, af konusunda açılan bir pankart üzerine şunlan söyledi: "Elbette af çıkaracağız. Yaralart saracağız. Kimse merak etmesin af çıkınca huzur bozulur diye, Türkiye'de huzuru koruyacağız. Huzur asıl gelir dağılımının bu kadar farklılaşması ile bozulur. Biz iktidara geldiğimizde baskı ve işkence uçup gidecek yok olacaktır." Miting alanında binalara asılan büyük yazılmış "Komşusu açken tok yatan bizden degildirSHP", "İş, Ekmek, Özgürlük" gibi sloganlar da dikkat çekiyordu. İnonü, miting meydanından mutlu ayrıldi. "Sizler meydanda demokrasiye böyle sahip çıkarsanız bir daha kimse demokrasiyi kesintiye ugratamaz, sagolun demokrasi gözcüleri" diye noktaladı sozlerini. Federasyon (Baştarafı Spor'da) bekleyen Kazım Karaer bey ile aynı taksi ile Etiler Futbol Federasyonu Burosu'na geldık. Burada sayın İl Hakem Komitesi üyeleri ve Merkez Hakem Komitesi üyeleri, Sayın Ertuğrul Dilek ve Sayın Faruk Poroy beyin huzurunda zarfı açtım. Paraları teslim ettim. Heyet huzurunda sayılarak ve seri numaralan tespit edilerek zabıt altına alındı. Özer Kızıltan ile görüşmelerimi sözlü olarak anlattım. Bugün 10 Kasım 1987 federasyon bürosuna gelerek yazılı ifademi verdim. Başka bir diyeceğim yoktur. Başka gelişmeler olduğu takdirde sizlere bildirmek üzere gereğinin yapılmasını arz ederim. İki sayfahk raponın ikinci sayfasıdtr. BEKİR TAVAC1 MİLLİ 1362
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle