Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 KASIM 1987 : : r : = : HABERLER^ CUMHURİYET/13 BRÜKSFL ANKARA'NIN Avrupa'nın tercîhi OzaPdanyana Buna bağlı oiarak, seçimler ertesinde Avrupadan yapılacak "açık yonunlarda,'' daha fazla demokrasinin hâlâ gertkli olduğu, insan haklanna saygı gösterilmesiain elzem bulunduğu, sendikal kısıtlamalann kaldınlmasının lazım olduğu belirtilecektir. Ancak özellikle Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, uluslararası sendikal kuruluşlar gjbi "sorumlulugo basıbos" kunımlar tarafından yapılacak bu yorumlara rağmen, hükümetler ANAP'ın yeniden iktidar olmasından sevinç duyacaklardır. ATnlB "dön büyüklerinde," yaai Almanya, Fransa, tngflteıt re ttalya'da nerfcez n g hakümetler ts basındadır. Bnaiann terdhlerialn de ANAP'taa yana olması dogakhr. Bnna karşılık, sosyalistlerin iktidarda oktnga lspanya'nm ve hatta Ynnanistaa'ın bUe, "Ozal fenoroenine" dikkat eltigi bir gercefctlr. Stratejîk silahlara 3 0 kasımda Brüksel'de başlayacak ve iki gün sürecek toplantıda Türkiye, ateş gücünün ve manevra kabiliyetine ilişkin gücünün arttmmı istemlerinde bulunacak. Toplantıda, Türkiye'ye taktik nükleer silah yerleştirilmesi yolunda baskı yapılması da gündemde. EVREN DEĞER ANKARA Türkiye, 30 kasımda Brüksel'de toplanacak olan NATO Askeri Komite toplantısında, stratejik silahlara yine "hayır" derken, ateş ve manevra kabiliyetine ilişkin güçlerinin arttınmı isteminde bulunacak. Toplantıya NATO üyesi 14 ülkenin genelkurnıay başkanlan katılacaklar. NATO'nun askeri kanadında yer almayan Fransa askeri misyon sefı, İz; landa ise sivil b r temsilci ile toplantıya katılacak. Genelkurmay çevrelerintlen edinilen bilgilere göre, toplanüya Turkjye"yi temsilen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Tonııntay katılacak. Askeri çevreler, Orgeneral Tonımtay'ın toplantıya katılamaması halinde, İkinci Başkan Orgeneral Kaya Yazgan'ın toplantıya gideceğini bildirdiler. Askeri komite toplantısının hemen ardından da 23 aralık tarihleri arasında NATO Savunma Planlama Komitesi, yine Brüksel'de toplanacak. Genelkurmay Başkanlığı çevrelerinden edinilen bilgilere göre, Türkiye toplantıda şu istemlerde bulunacak: • . • Klasik kuvvetlerimizin moderM nizasyonu için yardımcı olun. A » Ates gücümUzün arttınlması için destek verin. Bu kapsamda, gerek topçu gerek tanksavar gerekse de uçaksavar kabiliyetimizi geliştirmemize katkıda bulunun. O » Harekât yani manevra kabiliyetine ilişkin konularda, (örneğin, tank ya da zırhlı kariyer) eksikleri mizi giderici yönde destek verin. Türkiye'nin toplantıda, stratejik nükleer silahlara yine kesin bir dille "hayır" diyeceği de Genelkurmay ;evrelerince bildirildi. Askeri çevrelerden alınan bilgilere göre, askeri komite toplantısında, ^ ana konu üzerindedurulacak. Bunlar da şöyle: Q ' NATO ASKERİ KOMİTESİ'NDEKİ TAVRIBELLt OLDU 6 HADt ULUENGtN BRÜKSEL Brüksel'den "Gcnd otarak Avnpa, özd oiarak da AT, 29 Kasm secimleıtai Idmin atuu takaain ediyor ve keadi göatünde dc I aslan yaüyor" sorusu sorulduğunda, secimlere üç gün kala, bu iki sorunun da kesin cevabı, ANAP sözcüğünde şekilleniyor. Seçim tahminlerini Ankara'daki dçUiklerinden gelen günlük telgraflar ışığında değerlendiren önemli AT başkenüeri, özellikle Türk gazetelerinde yayımlanan sondajlara, temas kurdukian politikacı, bürokrat ve gazeteci varsayımlanna iübar ediyorlar. Bu soodaj ve varsayımlann da genel oiarak yeni bir Ozal iktidan doğrultusunda olması, hera hemen hemen bOtttn Ortakpazar ülkelerinde hera AT kurullannda hem de fînans çevrelerinde son derece olumlu bir etki yapıyor. Diğer bir deyişle, Batının Avnıpa mihrakı, Türkiye'de yeniden "ANAP'h yıB«r" istiyor ve göstergeler bu yönde olduğu için de bundan hoşnutluk duyuyor. Brüksel'de görüştüğümttz ve karar ve iktidar odaklanna yakın oiarak adlandınlabilecek nitelikte, Belçika bajkentindeki AT misyonlanıun temsilcilerinden, Ortakpazar Komisyonu Türkiye Masası yetkililerinden ve iki Belçika bankasının uzmanlanndan oluşan bu çcvrelerin ANAP tercihi ise esas oiarak ju temel noktalara dayanıyor: Baü, özellikle OrtadogVdaki su kannasık dö•cmdc, siyad vt ekonomik U b m sahip bir Türldye btemektedir. Gcçea derreain nygnlaınası, Tnrgut özal'm böyle htlcrar faktöra oUogvm ve ülkc Içinde debdMbir' •" yaratablditiın ortaya koy Eski liderlerin siyasi haklara sahip olması "Babfa bir ölçnd&r", fakat bunlann yeniden iktidar kapısuıı zorlaması Baunın tercihi değildir. Çünkü, bugflnkü Türkiye şartlannda eski liderlerin özal tipi bir istikrar yaratması ve aynı "coBcensus"u sağlaması mümkün görülmemektedir. Tnrkrye'de mevcat gaç dengeleri, henüz "askeri faktörün" göz arrfı edüemeyeceghıi ortaya koy•aktadır. Özal, bngttne kadar olan oygulamasyla, askerleri fazla "gocundurmadan" demokrasiye geçfaj yotaada öaemll adımlar atmışür ve bnnun bnndao böyle de deram etmesi beklenmektedlr. Baü, kendi öicflJeriade bir demokrasi talep etse de, SOD tahlüde (erçekçl davrauıak danımuııdadır. •' M. • Limni adası bilindiği gibi NATO'ya tahsis'edilmek isteniyor. Türkiye ise daha önceki toplantılarda, Lozan Anlaşması gereğince, adanın silahlandınlamayacağını belirterek, bu isteme "ihtiyal kaydı", yani çekin:e koymuştu. Askeri çevrelere göre, toplantıda ele alınacak konulardan bir tanesi bu. Aynı çevreler Ankara ile Atina'nın karşılıklı vetolaşmaları sonucu bütün NATO ülkeleri için tehlikeye giren 38. dilim altyapı bütçesi'sorununun da gündeme gelebileceğini belirttiler. Bilindiği gibi, daha önce Türkiye Yunanistan'ın ittiFaka sunduğu bütce projesini veto etmiş, Atina da buna misilleme oiarak Türk projesine çekince koymuştu. A » Toplantıda Türkiye'yi ilgilendiren ikinci bir konu ise ABD'nin NA1 TO emrine tahsis ettiği ve lspanya da bulunan 72 uçak. Bilindiği gibi tspanya bu uçaklan istemediğini daha önceden acıklamıştı. ABD ise bu fılolannı ttalya ve Türkiye'ye kaydırmak istiyor. Bu konuda daha önceden resmi bir başvuru olmadığı için Türkiye'nin tavnnın ne olacağı da bilinmiyor. Toplantıda Türkiye'ye taktik nükleer silah yerleştirilmesi yolunda baskı yapılması da gündemde. •S • Orta menzilli füzelerin kaldı | nlmasına ilişkin oiarak toplantıda ı karşılıklı bilgi teatisinde bulunulacak. ; 4a NATO üyesi ülkelerin derinli ' ğinin bulunmaması nedeniyle emekli j general Rogers tarafından ortaya atılan FOFA (mütecavizin kuvvetlerini yerinde imha) konseptinin de toplantıda ele alınmasımn olası olduğu askeri çevrelerce ifade edildi. ] Türk mucizesi Eleştirilecek yanlan olsa da, Türkiye'de bugün mevcut ekonomik uygulamanın tartışmasız mimarı Turgut özal'dır ve "197919*0 dönemi Ue karşılasdnhhgnda, bnfüa btr Türk mucizesinden' söz etmck fazla abarlma olmaracaktır." Başka bir iktidann bugünkü uygulamalardan geri dönmesi halinde, ülkenin orta vadede yeni bir iktisadi buhrana ginnesi mümkündür. Üstelik, dış borçlan oderken "ayak sörayecek" bir merkezsol hükümet (Arjantin çagnştınlıyor), hem Batının çıkarlanyla çatışır hem de yine orta vadede Türkiye'yi bunalıma surükleyebilir. Seçinkr ertestode ANAPın yenideıı Bdkter oiması dnrmmanda, bter btemez yeniden "kemerleri sıkma" politikası gündeme geleccktir. Dış borcjar loplamının yöksek olmasına ragmen, bu benttz "alarrn" aşamaana nlasmamışür. Bu da, ibracata dönuk iktisadi poUttkalano siirdüriilmestne dayalıdır «c ANAP'ın aynı siyaseti sürdunnesi Batının terdhidlr. Diğer taraftan, özal iktidannın şimdiye kadar dış politikada da isükrarlı bir çizgi tutturduğunu belirten bu çevrelere göre, seçimler ertesinde Avrupa'nın siyasi açıdan Ankara'ya karşı "ynmuşayacagı" bemen bemen kcsin. Türkiye'nin ATye tam üyeliğini ise zaten "çok gercekçi" görmeyen bu çevrelere göre, "tkttdara gelecek partinin nJteligi AT süredni fazla degiştJnnryecekK de, saglam bir ANAP bükümeti Uç olmazsa 'güvenilir muhatap' sıfaüaı taşıyacak." Papa sııikastı davası temyizde Terörist Mehmet Ali Ağca'nın Papa 2. Jean Paul'e suikast girişimiyle ilgili oiarak açılan 2. davada kanıt yetersizliğinden beraat eden üç Türk ve üç Bulgar samğın durumlarıyla ilgili oiarak Temyiz Mahkemesi'nde açılan davaya Musa Serdar Çelebi de katıldı. ROMA (Cumhuriyct) Papa suikastı davasında, beraat eden üç Türk ve üç Bulgar sanığın durumuyla ilgili oiarak temyiz mahkemesine açılan davanın ilk duruşması dün yapıldı. Terörist Mehmet Ali Ağca'nın Papa 2. Jean Paul'e suikast girişimiyle ilgili oiarak açılan 2. davada kanıt yetersizliğinden beraat eden Türk sanıklar Musa Serdar Çelebi, Ömer Bagcı ve Orai ÇeHk'ten yalnızca Musa Serdar Çetebi'nin AJmanya'dan gelerek katıldığı dünkü duruşmada, Türk ve Bulgar sanıklann avukatlan, beraat kararının kanıt yetersizliğinden değil, suçsuz oldukları için verilmesini istedi. Yargıç Vincenzo Verone'nin yardımcısının dava dosyasını okuduğu dünkü duruşmada, Türk sanık Musa Serdar Çelebi, gazetecilere, "Otayla ilgimin bulunmadıgını göstermek ve tamamen temize çıkmak için duruşmaya katılıyorum" dedi. Türk sanıkların beraatine karşı çıkarak temyize başvuran savcılık, olaya karışmakla suçlanan ancak daha sonra beraat eden Bulgar sanıklar Sergey Antonov, Zelio Vasilev ve Todor A> vazov'a suçlamalarda bulunmuyor. OMA PARIS Türkiye'de demokrasi ve insan haklan toplantısı SABETAY VAROL PARİS "Türkiye'nin Dostlan" adlı kuruluşun ülkemizdeki demokrasi ve insan haklan konulannı ele alan uluslararası toplantısı bugünden itibaren Fransız Meclis binasında yapılacak. Üç gün sürecek toplantı secimlerin yer alacağı pazar sabahı sona erecek. Koordinatörlüğünü Fransız Sosyalist Partisi Milletvekili JeanPicrre Fourre'nin yapüğı Törkrye"nin Dostlan" adlı girişim 15 Baulı Ulkeden yüz elli kadar kişinin bir araya gelmesinden oluşuyor. Dün Fransız Parlamentosu'nda konuyla ilgili basın toplantısı düzenleyen sosyalist miDetvekih' Fourre üç gün sürecek kongreye eski Portekiz Cumhurbaşkaru Mareşal Costa Gomes'in başkanlık edeceğini belirtti. Gomes'le birlikte toplantıyı yönetmesi istenen Cumhurbaşkanı Mitterrand eşi Daaidle Mincrrand'ın ise, "zamanı oimadifi için" toplantıya kaulamayacağını komiteye bfldirdi. Bayan Mitterrand'ın Koordinasyon Komitesi'ne verdigi yanıtta Tiridye'de, bütün Tirhlere saygı çerçevesinde demokraaiye geciş türednin işlenKsinden olsa oba memmuhdc dnyabUirim. Kongrenizin bn cabaya katkta olacagına inanıyonım" deniyor. JeanPierre Fourre, üç gün sürecek kongrenin bir süre önce 15 şahsiyctin imzasıyla yayımlanan "Türkiye İçin tnsan Haklan" başlıklı bildiriye uygun oiarak vapılacağını ifade etti. Bu bildiride fıkır suçuna ilişkin davalann sona crdirilmesi, idam mahkumlan da dahil olmak üzere genel af çıkanlması, düşünce, inanç ve örgütlenme özgürlüğünün sağlanması isteniyordu. Toplantının bugunkü bölümünde Fransız İnsan Haklan Birliği Fahri Başkanı Paul VenUer, Banş Derneği Başkanı Mahmut Dikerdem ile Isvicreli bir din adamıyla, Danimarkalı bir hukukçu konuşacaklar. Cumartesi günkü toplantılara dört ayn komisyon halinde devam edilecek. BONN Almanlar kesenin ağzmı neden açtı? Türkiye, silah pazarının gözdesi ENİS BERBEROCLU özel yardım ilke anla$masının zamanlaması ilgi çekti. Türk secimlerine bir hafta kala başlayan görüşmelerde hiçbir pOrüz çıkmadı. Aynca 1988 yıiında Türkiye'ye 150 milyon marklık özel bir yardımın yapılması konusunda uzlasma sağlandı. Yardımın kullaıulacağı alanlara iüşkin teknik görUşmelerden sonra anlasmarun önümüzdeki dönemde irazalanması bekleniyor. Görüşmelerde Türk tarafı sadece 1988 yüı için öngörülen özel yardımın sürekli olmasını resmen talep etti. Alman tarafı ise bu isteğe kesin bir yanıt vermemekle birlikte olumlu bir tutum takındı. Almanlar açık bir dille olmasa da özel yardımın kaderinin Türk secimlerine bağlı olduğunu ima ettiler. Türkiye'de uygulanan ekonomik politikayı öven Ekonomik tşbirliği Bakanlığı yetkilileri, aynı poliükanuı uygulayıcılanrun iktidarlanm korumalan halinde, özel yardımın üeriki yıllarda da yinelenebilecegini hissettirdiler. Diğer yandan 1987 yılına iliskin geleneksel 130 milyon marklık Alman ekonomik yardım anlaşması, dün Bonn'da Federal Ekonomik tşbirliği Bakanlığı ile Hazıne temsilcileri tarafından imzalandı. 30 yıllık bir ödeme süresi olan yardımın ilk 10 senesı ödemesiz olacak, faizi yılhk yUzde 2 oiarak hesaplanacak. Bu yardımdan en büyük payı 75 milyon markla tstanbul su projesi alacak. BONN 130 milyon mark tutanndaki Federal Alman özel yardımmın zamanlaması Almanlardan ANAP'a seçim jestı oiarak nitelendirildi. Taraflar arasında vanlan Uke anlasmasırurı henuz kâgıda dökülmemis olması bu yonımu gUçlendürirken Almanlar, sadece 1988 için planlanan özel yardunın seçim"terde ANAP'ın iktidarmı koruması halinde ilerki yıllarda da yinelenebilecegini Türk tarafuıa hissettirdiler. Türkiye, yübk 130 milyon mark tutanndaki F.Alman ekonomik yardımını arturmanın yolunu uzun yülardan beri anyordu. 1984 yıiında Başbakan Tnrgat özal'uı, F.Almanya gezisi sırasında basbakanlar araıı görüşmtlcrde ortaya atılan bir formüle göre, Türkiye'ye verilecek 130 milyon mark, geri ödemdi kurulacak ortak bir fona yatacaktı. Türk hükumetinin de katkıda bulunacagı bu fon TürkAlman ortak yatmmlan için kullanılacaktı. Yardım geri ödemelerinin bu fona yapüması formülune kar$ı çıkan Alman tarafı, yardım miktannı arttıracak diğer bir formül arayısına girdi. Bu arayış sonucunda geleneksd yıllık yardımlann Hıyın^a kalan bir "özd yardıın" formülü doğdu. Bu formül, hem Türkiye'nin daha fazla yardım talebini kaışüamış oldu, hem de AT üyeuği öncesindc Türk ekonomisinin güçlendirilmesi tezini savunan Alman ekonomıstlerini hosnut etti. Türkiye, silah sanayiinde çeşitli yatınmlara yönelirken, diğer yandan da silah fuarları düzenliyor. "Idea87" Silah Fuarı'nı düzenleyen ABC Fuarcılık Şirkeli 1988 ve 1989 yülannda iki ayrı silah fuan daha düzenliyor. y adını taşıyan ve çeşitli ülkelerin deniz savaş silahlarımn tanıtılacağı fuar, 2023 Eylül 1988 tarihleri arasında îstanbul'da yapılacak. "Idea89" Fuan ise 26 Mayıs 1989 tarihleri arasında, "Idea87" Fuarı'nm yapıldığı Etimesgut Türkkuşu Tesisleri'nde gerçekleştirilecek. ANKARA (Cınnhnriyet Bürosa) Turkiy»; bir yandan çeşitli savunma sanayii yatırımlanna yönelirken diğer yandan da çeşitli silah sistemlerinin ve cephanenin sergilenecegi fuarlar açıyor. Bu yüın mayıs ayında Ankara'da, "IdeaTT Savunma Sanayi Fuan'nı düzenleyen ABC Fuarcılık Şirketi, )988 ve 1989 yülannda iki ayrı silah fuarının organizasyonuna girişti. ABC Fuarcüık Şirketi, 1988 yüında, "NarySC adı altında, çeşitli ülkelerin deniz savaş silah ve araçlannı sergıleyecekleri yeni bir fuann orgaoizasyon çahsmalanna baıladı. Fu ar 2023 eylül tarihleri arasında tstanbul Tuzla'daki Proteksan Tesisleri'nde gerçekleştirilecek. Fuarda çeşitli ülkelerin savaş gemileri ve hOcumbotlanmn yani sıra, deniz haberlesme ve radar siıtemleri de yer alacak. ABC Fuarcüık Şirketi yetkilileri, (uarda yapılacak tanıtımlann hem karada hem de denizde olacağını bildirdiler. Yetkililer, fuara 200250 dolayında fırmanın katılmasının beklendiğini kaydettiler. ABC Fuarcüık Şirketi, 1989 yüında da UldeaS9" adı altında kara, deniz ve hava kuvvetleri için çeşitli silah ve cephanenin sergilenecegi yeni bir fuann da organizasyon çalışmalanna başladı. Bu fuar, 26 Mayı» 1989 tarihleri arasında Etimetgut'taki Türkkuşu Teoıleri'nde gerçekleştiri lecek. ABC yetkilileri, 1987 yılındaki fuara toplam 403 firmanın katıldığım, 1989 ya'ındakine ise 500*ün uzcrindc fîrr^mmn kmılmasının beklendiğini kaydettiler. 73 flrma ça^nldı "liat99" SUah Fuanna bugünden çağnlı olan davetli sayısı ise 73'U buldu. Fuara kaulması beklenen delegasyonda NATO Askeri Komitesi Başkanı Orgeneral Woifgaag Altenburg, NATO Hava Savunma Komitesi Başkanı Orgeneral Jorg Bahncnana, tngıltere Savunma Bakanı Gcorge Yo«ag«T, Federal Almanya Savunma Bakanı TimaıenaaoB, Fransa Kara Kuvvetleri Komutanı General Paul Renaod, Belçika Taktik Hava Kuvveüeri Ko mutanı General lemaoa buhmuyor. Idea89 Fuan'na lr«tiim»« beklenen Hlkeler ise şunlar: "Çfaı Halk CMhmrtyıti, Bdçfta, ATmtnrya, Irak, Macarhtaa, fMtral AbBaagra, ttaihra, Mıav, HladhMH *c TifUfb" "Idea89" Puan'nda sergUenecek silah sistemlerinden bazılan ; "Hara «am nikJer, açak Batzcae manda ve kaatrol hucr lekıoioJhB, ı arafian, rirl aaruau araçlan, aaT U M kamâaaumrm aMeamleıi, kv JUIİk BtthİBaıat, deniz laray gcnü •üUaunatı, deniz loji*tik ı UGUBMUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM Bu gibi konular, seçim propagandalarında "malzeme" oiarak ele alınırsa, yanıltıcı sonuçlar ortaya çıkar. Böyle midir? Değil midir? Olaya daha yakından bakmakta yarar vardır. ANAP hükümetinin yaptığı ilk düzenlemelerdenbiri "Türkpa Zirveden Sonra Ne Olacak? (Boftarafi 1. Sayfada) îşkence sözleşınesiııi Türkiye imzalamadı HADİ ULUENGİN BRÜKSEL Türkiye, yirmi bir üyeli Avrupa Konseyi'nde dün imzaya açılan "tşkenee ve Kötii Muamele tle Mücadele Sözleşmesi" ni trlanda Ue birlikte onaylamayan iki üikeden biri oldu. Konsey oturumunda Ankara'yı temsil eden Vahil Halefogiu da, Türkiye'nin bu anlaşmayı imzalamamasından dolayı yoğun eleştirilerle karşüaştı. Diğer taraftan, Halefoğlu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi oturumunun gündemine BulgarisUn'daki Türk azınlığa uygulanan özümleme politikasıru getirdi ve üye ülkelerin buna karsı çıkmasını istedi. Avrupa Konseyi tarafından uzun süreden beri hazırlanan tutuklu ve gözaltındaki kimselere işkence ve kötü muamele yapılmasını engellemeyi öngören yeni sozleşme, dün Strasbourg'da imzaya açıldı. Konsey toplantısında Türkiye'yi temsil eden Vahit Halefoğlu, Irlanda delegesiyle birlikte bu anlaşmayı ımzalamayan iki devlet adamından biri oldu. Ankaranın neden bu sozleşmeyi imzaladığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmazken, üye ülkelerden bazılannın sözcüleri Türkiye'nin bu tutumunu eleştirdiler ve imzalamama eylemini "esefk karşıladıklannı" bildirdiler. Yeni sozleşme, karakol, cezaevi ve diğer yerlerdeki tutuklu ve mahkumlara kesinlikle işkence ve kötü muamele yapılmamasını öngörüyor. Diğer taraftan, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin gündeminde yer alan DoğuBatı ilişkileri çerçevesinde dün bir konuşma yapan Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, Bulgaristanın bu ülkedeki Türk azınbğa uyguladığı özümleme politikasını kınadı ve Konsey üyesi devletlerin bütün uluslararası forumlarda Sofyanın siyasetine karşı tavır almasını istedi. TRASBOURG rasının kıymetini koruma hakkındaki feb//ğ"dir. Tebliğin 4. maddesi ile "Dö/iz ithali serbesttir. Hiçbir kayda tabi tutulamaz ve men 96i araşttnlamaz" hükmü getirilmiştir. Bu ne demektir bilir misiniz? Döviz kaçakçılığı yapanların bağışlanmaları demektir. Tebliğ, bu hükmü ile döviz kaçakçılığım "serbest" bırakmıştır. Böyiece, döviz kaçakçılığı suç olmaktan çıkarılmıştır. 3196 sayılı yasa ile de döviz kaçakçılığı suçları "ekonomik suç" kapscmına alınmış; yasanın yürüıiüğe girmesinden sonra bu suçtan hükümlü ve tutuklu olanlar hemen salıverilmiştir. Niçın salıverilmişlerdir bu sanıklar? Çünkü Ceza Yasası'na göre suç tarihinden sonra çıkan bir yasa ile suç sayılan eylem suç olmaktan çıkanlırsa, bu eylem için ceza verilmez; verilen ceza da artık çektirilmez. ANAP hükümeti, yasa ve tebliğlerde değişiklikler yaparak bu tür suçları suç olmaktan çıkarmış; böyiece kaçakçılara bu yollarla af olanağı sağlamıştır. Başka ne yapılmışiır? Döviz kaçakçılığı, genellikle, altın, uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığı ile birlikte yapılmaktaydı. özal'ın getirdiği düzenlemenin anlamı şuydu: İstor silah kaçakçıltğı yap, ister uyuşturucu, ister altın, yeter ki döviz gelsin... "Türk Parasmtn Ktymetini Koruma Hakkındaki" yasayı değiştiren Bulgarlara bir çağrı daha ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK (BM) Birleşmiş MiUetler Üçflncü Komitesi'nde dün insan haklan gündemi tartışılırken Türkiye BM Daimi Delegesi tlter Türkmen Bulgaristan'ı Musluman Türk «Tiniıfrn haklanna saygı göstenneye çağıran bir konuşma yaptı. Türkmen konusmasında "Bolgaristan'iD bn insani sonuo haOetnıek azmgörnsmdmbaşlaıımaagerekBiiinigörecegİM Innmak lstlyonu. Ba^arisUn ve Türkiye daha önceteri göç antaşmalan yapmıslanfar ve süadi böyte bir aniaşma l e Bolgaıigtaıı'dan göç etmek isteyenlere izia Tcren bir anlaşma vapdmanası için bir neden yoktmt. Bb TfiıUjt^c gctanek isleyen berkesi kabrie haar otocafrz" dedi. Türkmen konuşmasında Uluslararası Af örgütü (Imnesty Intemational) raponından alıntılar yaparak, Bulgaristan'da Müslüman Türk azırdığa yapılan baskılardan örnekler verdi. örgütün "Bulgaristan: Ttrldere karsı surdöriiiea insan haklan ihlaDeri" adb raporunda Bulgar yetkililerin Türk azınlıga karşı insan haklanm ihlal eden davranışlan, uyguladıklan sansür ve çeşitli baskılar, asimilasyon politikalarından örneklere yer vtriliyor. Büyükelçi Türkmen raporun Bulgar otoritelerinin basını ve kamuoyunu yanıltmak amacıyla yanlı; bilgi yaydıklanndaiı söz ettiğini belirterek, "Rapor asimilasyon kampanyalanna karsı gösterüer yapüdıgı ve bu gösterUerde bayatianm kaybedenieruı oidugunu dognüayan Bulgar yrtkilüeriBt dayanan deuylı bilgileri iccriyor" dedi. Türkiye BM Daimi Delegesi aynca, 14 Eylül 1987'de bir grup Amerikalı Kongre üyesinin Bulgaristan'ın Türk azınlıga yönelttiği basküan tespit etmek üzere bir ziyarette bulunduğunu, ziyaret sırasında Bulgar güvenlik yetkililerinin kordunu altında tutulduklannı ve hükümete karşı görüşlerdek' kimseyle görüştürülmedikkrini söyledi. Komite ba..^?nı ziyaret sonunda, 'Görüştügümüz pek çok valanJaş Türk azmhia karıı bir asimiiasyon politikss; idendiği yoInndaki görnsüaıpzii paylaftılar" dediğini aktardı. Türkmen Bulgaristan'dan Türkiye'ye iltica edenlerin olduğunu söyledi ve Bulgaristan Milli Meclis üyesi Halil tbişoğlu'nu örnek oiarak gösterdi. tbişoğlu'nun ABD Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Komitesi'ndeki ifadesınden uzun alıntılar yaparak TUrk azınUğın temsilcisi oiarak karsüaştığı zorluklan aktardı. WYORK "Altın kaçakçüığr nedeniyle açılan ve üç büyük bankanın genel müdürlerinin de sanık oiarak yargılandıkları dava yasa ve tebliğlerde yapılan değişiklikler sonucunda kapanmıştır. lanmıştır. Bu davada "ANAP kurucusu bir banka genel müdüru" de yargıKamuoyunda "mobitya yoisuztuğu" darak bilinen "hayali ihracaf mi oiarak yapılan bu olumlu açıklamalara rağmen, NATO'daki bazı çevrelerde orta menzilli füzelerin sıfırlanmasına karşı bir tedirginliğin bulunduğu da bilinen bir gerçektir. Batı Avrupa, orta menzilli Amerikan Cruise, Pershing2 füzelerini, Sovyetler'in konvansiyonel üstünlüğüne karşı caydıncı bir güvence oiarak görmekte ve bu füzeler kaldırılırsa, askeri dengenin Sovyetler Birliği lehine değişeceğini öne sürmektedir. Ne var ki, Cruise ve Pershing2 füzeleri Batı Avrupaya Sovyetler Birliği'nin konvansiyonel üstünlüğüne karşı bir denge unsuru oiarak yertestirilmemistir Bu füzelerin yertestirilmesini öngören 1979 NATO kararında, Cruise ve Pershing2'lerin Sovyet SS20 füzelerine karşı Batı Avrupa'da konuşlandınlacakları belirtiliyordu. Bu bakımdan Amerikan füzelerinin kaldırılmasından sonra askeri denge, eğer belirtildiği gibi NATO aleyhinde bozulacaksa, bunu gidermenin yollan, konvansiyonel silahlarda da indirime gidilmesi için çaba harcamak, bu arada füzelerin kaldırılmasından doğacak boşluğu, konvansiyonel savunma giderlerini arttırarak kapatmaktır. Ancak nükleer silahlar daha ucuz okjuğundan, bazı Batılı hükümetlerin bu çözümü fazla çekici bulmadıkları da anlaşılıyor. Orta menzilli füze anlaşmasının, ülkemiz açısından da düşündürücü ve yer yer tedirgin edici boyutları olduğu söylenebilir. Türkiye, orta menzilli füzelerin kaldırılması ve ağırlığın konvansiyonel güçtere verilmesiyle, Türk ordusunun konvansiyonel silahlardaki yetersizliğinin daha da belirgin nitelik alacağından kaygılanıyor. Aynca füze anlaşmasının yani sıra, konvansiyonel silahlarda da indirim sağlanması, Ankara'nın istekleri arasında yer almaktadır Nitekim Türkiye'nin bu görüşünü, gerek Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi İnal Batu, gerekse NATO nezdindeki temsitcimiz Büyükelçi Osman Olcay, son yaptıklan açıklamalarda yerinde bir btçimde vurgulamışlardır. inal Batu, Shultz ile Şevardnadze'nin Cenevre'de vardıkları anlaşmaya ilişkin yaptığı açıklamada, "Biz silahlann kontrolü sürecinin, nükleer, kimyasal ve klasik boyutian ile bir bütün olması gerektği göruşündeyiz" demiştir. Büyükelçi Osman Olcay ise açıklamasında, Konvansiyonel silahlarda Doğu Bloku lehine olan dengenin unutulmaması" uyansında bulunmuştur. Türkiye'nin, ReaganGorbaçov zirvesinden sonra, önümüzdeki yılın ilk yarısında Washington ve NATO kaynaklı bazı baskılarta karşı karşıya kalması olasıdır. Başta Amerika olmak üzere Türkiye'nin müttefikleri, Ankara'dan ek nükleer yükümlütük isteyebileceklerdir. Türkiye, bugün için ek nükleer yükümlülüge taraftar gözükmüyor. Bunun yerine önce kcnvansiyonel gücünün çağdaşlaştırılmasından yanadır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyonunu Ankara, haklı oiarak, ek nükleer yükümlülüge tercih etmektedir. İki süper güç arasındaki orta menzilli füze anlaşmasının, gerek ABD'nin NATO'ya bakışını, gerekse NATO'nun kendine bakışını değiştireceği yaygın bir beklentidir. Bu değişimin büyük bir dikkat ve özenle izlenmesi gerektiğinin Ankara herhalde bilincindedir. nedeniyle "tesekkül halinde kaçakçıhk" suçu ile yargılanan ve Zonguldak Ağır Ceza Mahkemesi'nce 20 yıl ağır hapis cezasına çarptırılan DYP Genel Başkanı Demirel'in yeğeni Yahya Demirel, bu cezadan özal hükümetince çıkarılan 1İ12.1983 günlü "ihracatRejimi Karar VB Yönetmelikleri" sayesinde kurtulmuştur. "Kaçakçılığm Men ve Takibi Hakkındaki" yasada yapılan deği Kimse bize baskı yapamaz (Bastarafı 18. Sayfada) İptal kararında ihaleye giremeyen firmalann baslusı söz konusu oldu mu? KIVANÇ Hayır hiç alakası yok. Ne baskısı olacak ki. Diğer fırmalar sadece süre çok az dediler, bu noktaya itiraz ettiler. Fakat bizim 225'lik bölüm için yani bütçe ödeneği ile alacağımız kısım için süremiz vardı. Biliyorsunuz, yılbaşına kadar bu parayı harcamak zorundayız. Aksi halde para yanıyor. Öbürü için böyle bir tehlike yok, o. fondan karşılanıyor çünkü. Süre digeri içindi, millet öyle zannediyor ki süreyi mahsus kıstık. Şimdi niye yazın açmadınız diye soracaksınız. Yazdan başladık biz bu işe, ama maliyeden izin alamadık. Biliyorsunuz maliyeden görüş ve onay almamız gerekiyor. Ödeneği harcama onayı alınca, hemen ihaleye cıktık. Yeniden bir ihale açılması düşünülüyor mu? KIVANÇ Açıyoruz. Şartnameyi yeniden hazırladılar arkadaşlar. Zannediyorum bu hafta biter ve ihale açılır. Ama sadece fondan olan kısımaçılacak,700'IOk bölüm açılacak ve yedi yüzü, bine çıkaracağız. Fondan ekleme yaptık. Bin tane dediğiniz nedir ki? 200 ticaret lisemiz var, beş tane vermiş olacağız. Bütçe parası yandı mı o zaman? KIVANÇ Hayır yanmıyor. Bizim bakanlıkta paraya ihtiyaç o kadar çok ki. Mesela sıra yok, karatahta yok, bilmem ne yok. Yokoğlu yok yani. O parayı oralara harcıyoruz şimdi. Onun siparislerini verdik. Biz onları kendi bünyemizde yapabiliyoruz. Endüstri meslek liselerinin döner sermayeîeri var, o bünyede yapabiliyoruz. thalelerin iptalinde baskı adz konssu mu? KIVANÇ Kimsenin baskısı söz konusu değil. Ben burada olduğum sürece, baykuş gibi tepelerindeyim. O bakımdan kimse bize baskı yapamaz. Öyle şeyleri akhnıza getirmeyin. Ama hata olabılir. Biz teknik ya da idari hata yapabiliriz. Şartnamede yer alan bazı teknik özelliklerin birkaç firmannı üreltigi bilgisayarlarda bulund>ga ileri süriildü. KIVANÇ Hayır hiç alakası yok. Şartnameyi teknik komisyon hazırladı. Bir üniversiteden profesör. başka bir üniversiteden doçent var. İki farklı yerden öğretmen var, bir de bilgisayar uzmanı adam var. Yani birbirini hiç tanımayan adamlan bir araya getirdik. çakçılık suçlanndan yargılananlara pasaport alma olanağı verilmiştir. Şimdi bütün bunlardan sonra Başbakan çıkacak ve gözlerimizin içine baka baka "Ben kaçakçıların çıkarlarını bozdum. O yüzden herkes bana saldırıyor" diyecek. değişiklikle "silah, muhimmat ve narkotik kaçakçılığı" dışındaki ka şikliklerle de "gumruk kaçakçılığı" suçlarına af getirilmiştir. Peki daha başka? Tütün tekelini kaldıran yasa ile de yabancı sigara kaçakçılarına af getirilmişflr. Sigara kaçakçılığından hükümlü birçok kaçakçı bu yasa gereğince oalıverilmiştir. Bununla da yetinilmemiş; Ateşli Silahlar Yasası'nda son dakikada yapılan bir değişiklikle silah kaçakçılarının cezaları için de bir af sağlanmıştır. Ayrıcalıklar bunlarla da bitse yine iyi. Başka ayrıcalıklar da var. Olmaz olur mu hiç? Söz gelişi, Pasaport Yasası'nda 7.11.1984 tarihinde yapılan bir Biraz insaf beyim; insaf!