15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLERtN DEVAMI 2 TEMMUZ 1986 Muhalefet Boşluğu. (Baştarafı 1. Sayfada) da bizlmle. Kimsenln şüphesi olmasın, seçimler ANAP'ın." Işçi çıkarma fortnülü (Baştarafı I. Sayfada) ka bir şey değil... Brifingde söz ellini/. Azellestirmeye giden kalkınmıs a/ sayıda ulke dısında çok sayıda geri kalmış ulke saydını/. Bunlann arasında Guncy Amerika ulkeleri buyuk yer luluyor. I'iırkiye'de özelleştirme slsteml Güney Amerika'daki modelden mi yararlanacak? ECCLES özelleştirme demek devlet kurumunu özel kuruma satmakıır. Bu her ülkenin koşullarına, hükümetinin tercihine göre değişir. Sistemlerin aynı olması şart değildir. Tabii aralarında bazı parametreler olabilir. DİNÇERLER Söyle bakalım, sen Güney Amerika ülkelerinin özelleştirme sistemini biliyor musun ki, bunu soruyorsun? GAZETECİ Ben ekonomist değil, politik muhabirim. O Ulkelerde uygulanan sistem sonucu ortaya çıkan durumu bilirim. Ben sadece bu sistem Güney Amerika'daki sistem mi olacak, onu sordum. DİNÇERI.ER Peki anladın mı cevabı. Ne anladıysan anlat bakayım bana. GAZETECl lzin verirseniz sorumu sorayım. Isterseniz çıkışta size ayrıca anlatayım. Şimdi şunu sormak istiyorum: KİT'ler devlete yük oluyor, zarar ediyor onun için satalım dcniliyor. Buna gerekçe iyi yönetilmemesi, bürokrasinin gelişmeyi engellemesi gösteriliyor. Ama bakıyoruz, en iyi işleyen, çok kâr yapan KİT'ler satılıyor. ECCLES Evet, bunlar kârlı ama özel sektörün elinde çok daha kârlı olacaklar. DİNÇERLER Ben dinlemedim, söyle bakalım ne dedi. Anlat bir kere... Sermaye piya.sa.simn gelişmesinden geni^çe so/ ctlini/. Türkiye'de 4 yıl once buyuk bir banker skandalı yafandı. 150 bin insanın lasarrufu ballı. Bunun izleri silinmeden yaralar sanlmadan sermaye piyasası loplanır mı? DİNÇERLER Ne ilgisi var bankerlik olayırun KİT'lerin satışıyla. Allah Allah... Kfendim izin verirseniz yanıllasınlar, ben onlara sormuştum. Neyin neyle ilgili olduğunu onlar anlıyor. İSRAKİI Ben Türk kökenli olduğum için banker olayını biliyorum. Zaten biz de Sermaye Piyasası Yasası'nda büyük reform önerdik hükümete. Yasa değişsin dedik. Yaraları ancak bu sarar. Banker olayının sermaye piyasasını son derece sarstığını da biliyoruz. KİT'ler zalen özel sektör gibi çalışırken niye özel sektore devri söz konusu oluyor. Bunun yerine KİTlerdeki diger eksiklikler giderilemez mi? ECCLES KİT'lerde reform gerekiyor. Sonra hükümet bu durumda ekonominin içine çok giriyor. Bunun için özelleştirme gereklidir. Siz bu raporu hazırlamak için ne kadar ııcret alacaksınız? ECCLES Bunu prensip olarak açıklamayız. Türkiye dünyada ilk kez özelleştirme için master rapor hazırlatmıştır. Ama bunun için aldrğımız parayı söyleyemeyi/. DİNÇERLER Kardesim onlar muhatap değil, biz muhatabız. Bana sorun, zaten bu gizli bir konu değil ki. Odalar Birligi Basın Müşavlri Sayın Bakan lütfen izin verın basın mensupları sorularını sorsunlar. Müdahale etmemek la/jnı. Rahat bırakalım onları. GAZETECİLER Tahlr Bey çok teşekkür ederlz müdahalenize... ECCLES Reform önerdık hükümete. Yasa değişsin dedik. Yaraları ancak bu sarar. Hükümel parti programında da bütçeye yük olan KIT'leri satacagını söylemişli. Ama şimdi bakıyoruz butçeye yuk olmak bir yana, bütçenin yukünu çeken, iyi kâr yapan KİT'ler satılıyor, zarar edenler yuk olmaya devam ediyor. Bu çelişki degil mi? DİNÇERLER Bunun neresi çelişki. Biz KİT'leri satacağımızı söyledik. Şimdi bunu yapıyoruz. ECCLES Durumu uygun olan satılacak, diğerleri uygun duruma getirildikten sonra satılacaktır. Sanayi lcsislerinin daha İyi işlemesi için ozelleştirmeye gidilecek denilirken, brifingde yem, tohum işlelmeleri gibi lanmsal kunımlann satılacagı açıga çıkıyor. ECCLES Bunları Türk çiftçileri ıstiyor, onlar alacaklar. KİT'lerin alınması sırasmda yabancılara oransal bir sınır getirilecek mi? ECCLES Bunu hükümete sorun. Bu politik bir karardır. Bizle ilgili değil ama mesela ABD'de tümüyle yabancılara satılan KÎT'ler var. Sİ7 bu konuda hükümete öneri götürdünüz mü? ECCLES Katiyyen hayır. Biz politik konulara karışmayız. ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) "Bilezlklerinizi satın... Villalarınızı satın." Yalnız, eski tngiliz Başbakanı ile bizim Başbakan arasında bir fark var. tngiliz Başbakanı son yıllarda moda haline dönüşen "özelleştirmeye" alabildiğine karşı. Bu sözleri de onun için söylüyor. Bizim Başbakan ise, öncelikle şu anda Ingiltere'deki siyasal iktidardan esinlenerek "kamu kesiminde önemli mal ve hizmet üreten kunımlann (K/Tlerin)" özelleştirilmesinden yana. Son aylarda tarttşmaya açılan özelleştirme, kısaca şöyle tanımlanıyor: "Devlete ait bulunan herhangi bir kamu kuruluşunun sermaye, üretim, yatınm ve kârlılık açısından denetiminin özel kesime geçmesi" Bunun için herhangi bir kamu kurulufu, çıkarılan hisse senetleriyle özel kesime satılıyor. Hisse senetleri sadece yerli özel sektöre değil, "mülkiyetl halka yaygtnlaştırmak " adı altında satışa çıkartılan kurumda çalışanlara ve daha sonra da yabancı sermayeye satılabiliyor. 1970'ler sonrasmda dünya kapitalist sistemini saran "özelleştirme dalgası" özellikle tngiltere'de, Japonya'da, Latin Amerika'da ve son olarak da Fransa'da görülüyor. özelleştirmede iki ana gerekçeden yola çıkılıyor: tlki, "özel kesim kamu kesimine göre daha kârlı çalışır, oysa kamu kuruluşlan sürekli zarar ederek ekonomiye yük haline geliyor, bunun aşılması için devlete ait ekonomik kuruluşların özelleştirilmesi gerekir." tkinci gerekçe de: "özelleştirilen kamu kuruluşlan tüketiciyi daha çok tatmin edecek mal ve hizmet üretirler." Ne var ki, uygulamada her iki gerekçenin de geçersizliği ortaya çıkıyor. Hatta, 21 Aralık 1985 tarihli tngilizlerin ünlü "Economist"dergisine göre "tngiltere'de son altı yıllık uygulamadan sonra özel kesime geçen kamu kuruluşunun kârlılığı çok tartışılıyor." Kaldı ki, "Özel kesim madem hep sürekli kâr eder" mantığı geçerli, o zaman dünyada hiçbir özel firmanın iflas etmemesi, batmaması, üretimine son vermemesi gerekiyor. "Özel kesime satılan KlTmutlaka kâr eder" diye bir kural olmadığını yine tngiltere deneyi ortaya koyuyor. Son altıyılda tngiltere'de tam on üç büyük kamu kuruluşu özel kesime satılıyor. 12 Ekim 1985 tarihli "Economist "e göre, "bunlardan sadece bir tanesi kârlı durumda" bulunuyor. özel kesime satılan KtT'lerin verimli çalışabilmefi için (Çünkü mantık bu) aynı malı üreten başka kurumlarla "rekabet etmeleri" gerekiyor. Oysa, özelleştirilen kamu kuruluşlarının ürettikleri mal ve hizmetlerde genellikle "tekel" var. Yani, aynı dalda başka üretim yapan firma yok. örneğin PTT özel kesime satılıp daha verimli olacaksa, posta, telgraf, telefonda, kısaca haberleşme hizmetlerinde en az üçdört, belki de daha çok haberleşme fırması bulunması gerekiyor. Dolayısıyla özelleştirmenin mantığma uygun olarak "Rekabetin olmadığı bir alanda nasıl daha iyi mal ve hizmet üretileceğini" sorusu askıda kalıyor. "Çalışanlarm o kuruma ortak edilmesi ve mülkiyetin yaygınlaştırılması" ıddiasına gelince... Çalışan geniş kitlelere ilk anda çok cazip gelen bu kural yine altı yıl sonunda tngiltere'de hiç de iddia edildiği sonucu vermiyor. "Mülkiyet yaygınlaşıyor" derken, "çalısanlar çalıştıkları kurum lara ortak ediliyor" derken, bir de bakmışlar ki, tam tersi bir durum doğmuş. tngiltere'de belli bir süre içinde hisse senetleri "sadece belirli ellerde toplanmış", yani satılan devlet kuruluşu çok az sayıda kişinin eline geçerek "mülkiyette tekelleşme" gözlenmiş. Tüm bu gerekçelere ve bunlann ardmdaki somut örneklere bakıldığında, KtT'lerin özel kesime satılması gelişmiş ulkelerde bile varılmak istenen amaçları gerçekleştirmiyor. Buna rağmen, Türkiye de şu sıralarda bir "özelleştirme hummasına tutulmuş" görünüyor. Üstelik, çok büyük iki engel ortada iken, bu işlerle ilgili yabancı kuruluşun önceki gün verdiği bilgilere göre, "satılacak KİT'lerde yüz bin işçinin kapı önüne bırakılması" soz konusu. Yani, "mülkiyet yaygınlaşacak" derken, "eldeki iş bile kaybolacak." tkincisi de, öne sürülen öneri çok ilginç. "Özelleştirme için ilgili KİT önce devlet eliyle kârlı hale getirilsln, sonra özel kesime satılsın" deniyor. özelley tirmenin mantığı zaten zarar eden kurumu kârlı hale getirmek iddiasına dayanmıyor mu?.. Madem devlet kârlı hale getirecek, o zaman neden satılacak?.. Devlet^ zarar eden kurumları madem kârlı hale getirebiliyor, o zaman özelleştirmeye neden gerek duyuluyor?.. GOZLEM (Baştarafı I. Sayfada) metlerinin yararlı olmaması"ydı. için bazı değişiklikler ve yenileştirmelere tabi tutulması gerektiğini vurgularkcn, "Ben burada Morgan flrmaBir siyasal parti liderinden doğal olarak ANAP lideri böyle konuşmakla birlikte sosının o/elleşlirme amacından değll, başka bir tutum beklenemez. Hele özal hünuçtan emin olamadığı için ara seçim tarihidevlelin özelleştirmesinin amacından kümetinin özellikle dış ekonomik desteğe ni saptamaktan sürekli kaçınıyor. Bu durum so/ ediyorum. Yanlış anlaşılmasın" olan büyük ihtiyacı göz önünde tutulursa, dıuyarısında bulundu. Hükümctin çok açık olarak gözükmekte. Meclisten geeirdiği son yasayla hukuşarıya verilmek istenen mesajın önemi daBu konu ANAP kurmaylarını ikiye bölmüş; ki engellerin Önemli bölümünün orha da belirginleşir. bir kısmı ara seçimin önümüzdeki sonbahartadan kalktığına işaret eden bccles, Yabancı sermaye ve dış mali odaklar Türkida, ekim ya da kasım ayında yapılmasını isKİT'lerin özellestirilmesiyle 100 bin ye konusunda halen bir bekleyiş içindedirtiyor. Ekonomik durumun gelecek yıl daha iyi kişinin birden issiz kalacağını sanmaler. Bu bekleyişin temellnde iki ana unsur var. olamayacağını, SHP daha toparlanamadan dığını, zaten ilk etapta tüm KİT'leBirincisi, özal hükümetinin enflasyonu ne ölhemen ara seçime gidilmesinin yararlı olarin özelleştirilmesinin söz konusu olçüde düşürüp düşüremeyeceği, 1989'a kamadığını söyledi. özelleştirme oldukcağını öne sürmektedir. Öbür grup ise ara seça, işgücü fazlasının işsiz kalma oladar da dış borçlarım ne Ölçüde muntazam çim için 1987 ilk ya da sonbaharını savunusıhğının bulunduğunu, bunun için, ödeyip ödeyemeyeceğidir. ikinci beklenti ise yor. O zamana kadar ekonomi politikalarının personelin erken emekli olması ya da siyasal niteliktedir; yani ANAP'ın seçim sanmeyvesini vereceği kanısında olan bu grup, istifa etmesi için hukUmete öneride dığından mutlak çoğunluğu alarak çıkıp çı1986'da ara seçime karşı çıkıyor. bulunduklarım açıkladı. kamayacağı... özal'ı uğraştıran konulardan biri de hiç KİT'lerin muhasebe sisteminde teSayın özal da bu durumun gayet iyl farkuşkusuz solu ne ölçüde bölebileceğidir. lirlenmiş bir norm olmadığını, mukındadır. Ancak seçim sandığında sonucun SHP'nin kendi içinde karışması, DSP'nin hasebe sistemlerinin hiçbirisinin dine olacağını kendisi de henüz kestiremedigrup kurup kuramayacağı ya da SHP'yi hanğerini tutmadığım, profesyonclleşme ği için ara seçimin tarihi konusunda bir türbulunmadığını kaydeden Bradley ise gi ölçülerde zayıflatabileceği. Bunlar da lü karara varamıyor. Seçim anketlerinde ibKİT'lerle ilgili denetim raporlannın Ozal'ın kafasındaki ara seçim denkleminde 69 ay sonra yayımlanmasının hiçbir re bugün için ANAP'ın aleyhindedlr. Bunu yer alan bilinmezler... yararı olmadığını söyledi. Bradley, sakendisi de görüyor ve biliyor. Bir sohbet sıŞimdilik Sayın özal eli şakağında bu kotışlar için yatıruncı firmalara doğru rasında şöyle dedi: nuları kendi başına kafasında evirip çevirbilgi verilebilmesi, ayrıca sistemli ve "Anketlerde SHP önde gözüküyor ama biz mektedir. Bir bakıma bu işi "huzur" içinde doğru bir muhasebe için yabancı ya de ilerllyoruz. Fakat bir kararsız kltle var. O kayaptığı söylenebilir; çünkü karşısında bir büda varsa yerli uzmanlardan oluşan rarsızların çoğu daha önce bize oy vermiş. bir firma ile anlaşma yapılabileceğiyük muhalefet boşluğu dikkati çekiyor; hem ni ileri sürdü. Bradley "KıT'ler GüCumhurlyefteki ankette de gözüküyor bu duekonomik hem de siyasal alanda. Bakalım ney Amerikn ülkeleıinin muhasebe rum. Sandık başına gldince onlar gene bu boşluk ne zaman doldurulmaya başlanasisteminden ornek alabilirler" dedi. ANAP'a oy verirler. Bir de gençler var; onlar cak?.. Firmanın Türk kökenli Genel Müdür Yardımcılanndan Cengll lsrafil, özel sektör yatırımlarının ilk kez bu yılın ilk 4 ayında kamu yatırımlannı aştığını, sermaye piyasasında hızlı bir gelişme sağlandığını, sermaye birikimi konusunda Türkiye'de büyük bir potansiyel olduğunu anlattı. lsrafil sermaye piyasasında reform yapılması için yasada değişiklik yapılması amacıyla hükümete öneride bulunduklarım açıkladı ve hukumetin açık pazar ekonomisinc geçmesini istedi. HAMGİLERİMİ YABANCILAR İSTİYOR Hemen satılacak durumda bulunan USAŞ'a yabancı yerli yatırımcıların çok büyük ilgi gösterdiklerini, Turban'ın çok başanlı ve çok kârlı kurum olması, tesislerinin çok güzel ve en iyi yerlerde bulunması nedeniyle özellikle bir dizi ABD firmasının tümüyle alabileceğini söylediklerini anlattı. THY için işgücü maliyetinm düşük olmasının büyük avantaj olduğunu, yerli ve yabancı işadamlarınm işin bu yönüyle ilgilenmediğını tanbul'da ABD'liparlamenterler dün TBMM Dışişleri Komisyonu üyeleri ve işadamlanyla kaydetti. Yem sanayıine ait batıdaki bl'd bulunan bl ABD'lil görüştüler. tstanbul'un tarihi ve turistlk yerlerini de gezen ABD'li konuklar dün ayrıca Profllo Holfabrikalarla yutınmcıların ilgilendiding Yönetim Kurulu Başkanı işadamı Jak Kamhi tarafmdan Emirgan Beyaz Köşk 'te verilen öğle ye ancak doğudakiler için zamagini, na gereksininı bulunduğunu kaydemeğine katıldılar. ABÜ 'liparlamenterler Ankara 'da da Başbakan Turgut özal ve Dışişleri Bakam Valsrafil, çimento sanayı ışletmchit Halefoğlu tarafmdan kabul edildikten sonra 7 temmuzda Türkiye'den ayrılacaklar. (Fotoğraf: den a.a.) leri ÇlTOSAN'la da yabancıların değil, Türk yatırımcılannın ilgilendiğini açıkladı. Batıdaki 78 fabrikanın hemen satılabileceğini kaydederek, to(Baştarafı I. Sayfada) KKTC Meclis Başkanı Hakkı Alun, nel Başkanı Erdal tnönü Ne göruşehum üreten TtGEM'in devletin elinnin toplantıları nedeniyle tstanbul1 Kıbrıs Rum kesimi muhalcfetinin iki rek "deslek" ıstediler. de bulunmasının bir mantığı olmada bulunan Uluslararası Hur tşçi numaralı adamı V'annis Malsis'le dc Uışisleri Bakam Vahil Halefoğlu dığını ve hemen satılması gerektiğı Sendikaları Konfederasyonu (ICFgörüştüler. Matsis daha sonra Cumda dün gece Avrupalı parlamenterni, TPAO'ya ait DİTAŞ'ın hemen elTU), DUnya tş Konfederasyonu huriyet'e yaptığı agklamada, Rum lere Şale Köşkü'nde bir "kabul den çıkarılabileceğini ifade et(DIK), Avrupa Sendikalar Konfedekesiminin başkanı Kipriyanu'nun kayemegi" verdi. Yenıeğe Avrupa ti. ÇAYKUR, Türk Şeker, SEKA rasyonu (ASK) ile Uluslararası Katı lutunıunu doğru bulmadığını beKonseyi Parlamenterler Meclisi üye PETKİM ve TÜPRAŞ'ın dcvmu Görevlileri Federasyonu (TSI) lirtti. Avrupa Konseyi Parlamenterleri ile çok sayıda Türk davetli de ka let desteği ile satılabileceğini, ortak bir bildiri yayımlayarak, ler Meclisi'nde Rum tenısilcınin yetki tıldı. Bu arada yemeği izlemek üze DMO, TCDD, DHMİ, JMO, TZDK "Türkiye'de insaıı hakları ve seııdibelgesini askıya aldırtan önergenin re köşke gelen biı kısım basm men ve deni/ işlelmelerinin belirlikal haklnrın çok sınırlı olduğunu" sahibi trlandalı parlamenter Nark sııbu, "önceki gecc umulandan da düzenlemelerden sonra satılabileileri surdü. Killilea da Cumhıırıyet'e "Adada ha fazla sayıda davellinin kalılmflsı ceğini söyledi. Yabancı yatırımların madem iki toplum var, nedcn biri nedeniyle meydana gelen teşvik edilmesi gerektiğini de vurguOrtak açıklamada özetle şöyle detemsil edilsin de digeri edilmesin?" kargaşalık" bahanc edilerek kendilavan lsrafil "1970'lerde tngillere'de nildi: şeklinde konuştu. lerine zorluk çıkarılınca, durıımu kıKIT'ler salılırken bankalardan kre"Geçmişteki siyasal leroriin bedeli Kıbrıs konusunun gündeme gelnayarak yemeğin başlamasından di alan vaünmcılar bu borclannı odegerçekten yüksek uldu. Çalışma komeye başladığı gözlenirken Avrupa sonra Şale Köşkü'nden ayrıldılar. yemeyince bankalar çok zor durumsullan giderek arlaıı bivimde guvenKonseyi Parlamenterler Meelisı Siyada kaldılar, Türkiye'de de bu durum slz hale gelmiştir. jşsizlik artmaya deToplanlıların bugünkü bölümunsi lşler Komisyonu'nun Türkiye Raolsun istemcyiz" dedi ve Türkiye'de vaın etmektedir. Ücrel artışlan, enfde Bulgaristan'da Turklere yapılan portörü Avusturyalı parlanıenler yeterli sermaye bırikimi olmamasına lasyon oraıııııın oldııkya allında lııbaskılar ele alınacak. Bir süre önce Ludwig Sleiner, "Kıbrıs kunusu iki işarct etti. (ulmuştur. Crev hakkı, kanıu kesiBulgaristan'dan kaçarak Yunanisulke arasında ve bolgede kıUe neden SORULAR minde sendikalaşma hakkı yogun tan'a sıjınan veTUrkiye'ye lade edıolabilir" dedi. Meclis eski başkanı biçimde engellenmektedir." len Türklcrdcn Hiiseyln Mestanog50'ye yakın sorudan bazıları ve yaAhrens de, adanın ikıye bölünmesilıı, Yusuf Bilaloglu, Halice GüngörAvrupalı parlamenterlerin tstannıtları şöyle: ne kesinlikle karşı olduğunıi bdırtdii ile olaylara tanık olan bir Amebul toplantıları sürerkcn KKTC he Raporu hazırlarken, KİT'lerin rikalı ve Isviçrcli gazeteci dinlenecek. yeti de ikili ilijkiler çerçevesinde te ti. salışıyla ilgili kaç yabancı kaç Türk Merkezi Almanya'da bulunan BaAyrıca Doç. Hasan Köni de bir komaslarına devam ediyor. KKTC vatınmcı ile konuştunuz? Bunlann tı Trakya Türkleri derneklerinden nuşma yapacak. Cumhurbaşkanlığı Anayasa Danışarasında tsrailli vatınmcı var mıydı? dört kişilik bir heyet de dün SHP Gemanı Prof. i'ıırhan Feyzioglu vc ECCLES 90 kişı ile mülakat yaÖnceki akşam yapılan "Turklye'pıldı. Bunlann yarıdan çoğu ABD 1 de demokrasi ve insan haklarının Notlar li, Ingiliz vb. yabancı yatırımcıydı. bugünü" konulu seminerde yaptığı Bunların arasında Israilli yoktu. Hem konuşmasından özet bir bölüm yayımtadığımız Reha Isvan, sözlcrinin biz onlarla satış pazarlığı için değil, tam yansıtılmadığını belirtti. Reha ilgilerini ölçnıek için konuştuk. Isvan bu seminerde şunları söyledı. tlk agızda KİT salışından ya"Tutukevlerindeki kosullara gelin bancılardan ne kadar gelir gelecegi ce; son /nınanlurdu verilen raporlar, lahmin ediliyor? hapishanelerdeki kosullanıı du/eldiECCLES Bu konu politik bir gini belirtmekledir. Oysa bUim gec konudur. Yabancılara satış yapılıp misleki ve halen süregelen deneyimOSMAN ATAMAN yapılmayacağını, yapılacaksa ne kalerimiz bunu dogrulamamaktadır. dar yapılacağıuı hukümetiniz bilir. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'niri îstanbul "miKolu muamele ve işkence askeri luRakam vermemiz bu nedenle olani topiantüan" hrailli iki gözlemcinin ve Amerikah parlamenlukevlerinde halen genlş biçimde uyııaksız. ter ile Avrupa Konseyi Oenel Sekreteri MarceUno Oreja'mn gulanmakladır. Brifingde çok enlerevan bir koBıılıin bunlara karşın, Turk hııkıida katıhmı ile daha da büyüyerek "minilik " sımrlarını önemli nu acıldı. USAŞ, bir sanayi kurum» meti, demokrasinin var uldugunu ölçülerde zorlamaya başladı. degil. tçak yolculannı laşıyor, yehâlâ iddia elmekledir. tvet, TürkiToplantılann ilk gününün akşam yemeğine, belirlildiğine mek veriyor, içki veriyor. Emek yoye'de demokrasi vardır ama, kabul göre, 500 kişiyerine 800 kişinin katılarak Dolmabahçe Sara elmeliyiz ki, gerçek anlamıyla de gun bir yatınm. Böyle onemsiz bir kuruluşa bu kadar çok yer verilmeyı 'nda larihin eşliğinde bir güzel fstanbul gecesi geçirmesi de mokrasi, yalnızTUrk halkının özlemsi, yabancılann satın almak için çok organizasyonda aksamalara yol açmıyor betki ama "uşın lerindedir." hevesli gorulmeleri luhaf degil mi? yorgunluklar" yarattı, ECCLES Büyume eğilimi gösSosyalist grubun toplantılar için Istanbul'a "Turkiye'deki CNPF, TÜSİAD'ın termesi ve çok kârlı olması yatırımdemokrasi ve insan haklannı tartışmazsak gelmeyiz" diyerek konuğu cı için çok ca/ip gelmektedir. Çok gelmelerinin ardından toplantı düzenlenmesine rağmen yankolay satılabilir, bu normaldir. Baş Daha sonra, sıkıyönetim yasasında bir değişiklik yapılarak, sıkıyönetim komutanlarınca işlerine son verilen kamu görevlılerinın durumlarının bir kez daha incelenmesi yolu açıldı. Bu incelemeler sonunda bu kamu görevlilerinin bir kısmının yeniden eski görevlerine dönmeleri için kararlar alındı. Ancak çok liberal ve demokrat olan ANAP (I), askerlerin "sakıncalı" bulmadıkları kamu görevlilerini "sakıncalı" sayarak göreve başlatmadı. Eski görevine döndürülmeyen kamu görevlilerinden biri idare mahkemesine dava açarak yürütmeyi durdurma isteminde bulunmuş, idare mahkemesi bu yolda karar almış, ilgili bakanlık bu kararı da uygulamamıştır. Bunun üzerine bu eski kamu görevlisi Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakan hakkında tazminat davası açmıştır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 27.2.1986 gün ve 1986/1268 esas ve 1986/1841 karar sayılı kararı ile idare mahkemesi kararına uymayan bakan hakkında "kişlsel kusaru" nedeniyle hukuk mahkemelerinde tazminat davası açılacağı yolunda karar vermiştir. 1402 sayılı yasa uyarınca 12 Eylül döneminde görevinden alınıp da sonradan yapılan inceleme sonunda görevine döndürülme kararı verilenler göreve başlatılmryorlarsa yapacakları iş; bu karar aleyhine idare mahkemesine başvurmak; idare mahkemesinin verdiği karar da uygulanmıyorsa, ilgili bakan hakkında hukuk mahkemesinde tazminat davası açmaktır. Bu yol açılmıştır. 1402'likler ile ilgili bir başka sorun da bu gibi görevlilerin açıkta kaldıkları sürede özlük haklannı geri alıp alamayacaklarıdır. gefi verllir" diyen bir "mütalaa"s\, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin de "hayır verilmez" diyen bir kararı bulunmaktadır. Danıştay 1. Dairesi'nin 16.11.1984 gün ve 1984/6 esas sayılı "mütalaa"s\, sıkıyönetim komutanlıklarınca görevlerine son verilen kamu görevlilerinin "durumlannın yeniden tetkik" edilmesi ile eski görevlerine döndürülmelerinin idare hukukunda "idari işlemin geri alınması" diye bilinen bir işlem türü olduğu; dolayısıyla bu durumda olan kamu görevlilerine açıkta kalan süredeki özlük haklarının geri verilmesi gerektiği belirtilmektedir. Askeri Yüksek idare Mahkemesi, sıkıyönetim komutangörevlerine geri dönmesi kararı alınanların açıkta geçen sürelerdeki özlük haklarının geri verilmeyeceği kanısındadır. Mahkeme, ikinci inceleme sonunda verilen kararın "yenlblr İşlem" olduğu, özlük hakları bakımından ancak ileriye dönük sonuçlar yaratacağı görüşündedir. Bu karar da 28 Mart 1986 gün ve 1985/30 esas ve 1986/4 karar sayılıdır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin bu kararı idare hukukunun yerleşik kurallarına aykırıdır. idare hukuku ilkelerine göre idare, koyduğu bir işlemi belirli koşulların varlığı halinde geri alabilir. Bu durumda, geri alma işlemi tıpkı iptal kararlarında olduğu gibi işleme konulduğu andan başlayarak bütün hukuksal sonuçları ortadan kaldırır. Bu işleme "yeni işlem" demenin hukukça savunulur yani yoktur. Çünkü bir bakıma her işlem yeni işlemdir; Önemli olan bu işlemin hukuksal nıteliğıdır. Bir işlem, idarenin daha öîiceki bir işlemini ortadan kaldırıyorsa buna "yeni işlem" adı koyarak hukuksal sonuçlarını değiştirmeye olanak yoktur. Şimdi bu durumda ne olacaktır? revine dönecek ve açıkta kaldığı süredeki özlük haklannı geri alacak; idare bu kararlara uymazsa ilgili bakan hakkında hukuk mahkemesinde tazminat davası açacak ve özlük haklannı da alacaktır. Eğer bu kamu görevlisi "askeriidari yargı"ya bağlı bir kamu görevlisi ise bu görevli özlük haklannı alamayacaktır. Bir ihbar sonunda görevinizden alınacaksınız; sonra sıkıyönetim komutanlığı ıhbarın doğru olmadığını anlayıp, "Işlnize başlayabllirsiniz" diyecek ve siz dört yıl işsizgüçsüz kalıp binbir türlü acı çektikten sonra bile özlük haklarınızı geri alamayacaksınız! Hukuk "hak bilimi"ö\r. Hakları düzenler; haksızlıkları önlemeye çalışır. Sıkıyönetim komutanı tarafmdan görevinizden alınıyorsunuz; yargı yolu kapatıldığı için bu işlem hakkında hiçbir başvuruda bulunamıyorsuhuz; işlem ortadan kaldırılıyor, bu kez açıkta kaldığınız süreler ile ilgili özlük haklarınızı alamıyorsunuz. slyasetçiler" geliyor. Ya işkenceler, cezaevleri ve 1402'likler? Onlar da bu memleketin yurttaşları değiller midir? "12 Eylül ve haksızlıklar", denince akla hep "yasaklı Hakkmdaki "sakıncalılık kararı kaldırılan" bir memur gölıklarınca yasa gereği "durumlan yeniden tetkik" edilip eski Bu konuda Danıştay'ın "Bu gibi görevlilere özlük hakları , ABD'li p parlamenterler Batılı sendikalardan çağrı Mini toplantı 'SninV'tikten çıktı ALANYA 9 GECE 10 GUN YARIM PANSİYON 87.000 TL Tel 161 10 74 161 82 26 161 22 81 Kadll(u y Tel 336 16 60 HER CUMA KESİN HAREKBT 9 OECE / 10 ÛÜN turizm aunar ortur f ALANYA x POÜSİYE VE 6AN6STER FİLMLERİ1 Bir Zamaıılar Amarika Heraun saat 15 00de /+ JMO0ASİNEMAS ^ ^ 337 01 28 Lucky Luclano Klralık K«tll kılan hâlâ sürüyor. Örneğin SHP Genel Başkanmın "yanlış anlama olmasın " kaygısı ile konuşmalarmı Türkçe olarak yapması ve aynı anda çeviri aletlerinin çalışmayarak uzun bir süre Avrupalı konuklann Erdal Inönü 'yü Türkçe dinlemek zorunda kalmaları, sonradan, "OrAn'dan esen rüzgârların",sosyalistlerin "demokrasi ve insan hakları" toplantısına "elverişll hava şartlanna" karşın ulaşamamasmm nedeni de merak konusu. ilk günkü toplantı 'arın ardından bakıldığında sosyalist cephede Türkiye hakkmdaki kaygıların eskiye oranla önemli ölçüde azalmış olduğu, ancak yine de bazı tereddütlerin yok olmadığı görülüyor. Bunun nedeni olarak Avrupa Konseyinin 21 Avrupa ülkesini, üstelik de demokrasi açısından "önemle temsil etmest" ve Türkiye'ye karşı "sıcak tavtrlar" içine girmiş olması belki 12 Avrupalı ülkeyi temsil eden Avrupa Parlamentosu'nda aynı "sıcaklığm" oluşmamış olması konsey parlumenterlerini temkinli davranmaya itiyor. Oysa Konsey Parlamentosunun "demokrat Avrupalılar" grubunun başta olduğu "muhafazakârlan", Türkiye'nin "yeterince demokrat" olduğu görüsünde birleşiyorlar. fstanbul toplantılannın öncesinde konsey parlamentosundaki Türk temsilcilerden eski TBMM Başkanı Cahit Karakaşm bu görevinden ayrılması, yerine gelecek olan diğer Türk üye Vasfi Yücel'in yurt dışında bulunması da Türk delegasyonunun "ekslk" temsilineyol açıyor. Karakaş'ın bu toplantılar sırasmda görüşülmek için hazırladığı rapor da kendisinin "mini oturumlarda" bulunmamasmdan ötürü "ortada kalAvrupa Parlamentosu ile Avrupa Konseyi'nin kimı zaman AIDS, kimi zaman başka ilginç konularla ilgilendiği bilinirdi. Ancak tstanbul'da daha ilginç bir konu daha konuşuldu: Tüp bebekler ve bilimsel araştırmalarda cenin kullanımı... Avrupalı parlamenterler önceki gün Dolmabahçe Sarayı'm gezmenin atdından Topkapı Sarayı veKapalıçarşı'yı da gezdiler. Parlamenterlerin "tstanbul çıkarmasmm" ikinci günü de, Londra'dan dönen Dışişleri Bakam Vahit Halefoğlu'nun ayağımn tozuyla verdiği Yildtz Sarayı Şale'deki "kabulüne" katılmakla noktalandı. Sabancu, Fransız işadamlarını ağırladı Slyah Mlnllk Seanslar 12 0015 0019 0021 15 Fılmlerın seansları dönüşumludur Once kâr et sonra sat (Baitarafı 1. Sayfada) lete gelir sağlamak "daha a/ oneme sahip amaçlar olarak"sıralanıyor. Morgan Guaranty Bankası, 32 KİT'in incelendiğini ve bunun sonunda özelleştirme önceliklerine göre kıı ruluşlarııı 3 grupta toplandığını belırtıyor. Birinci öncelik grubuna gıren ve yukarıda adları sayılan 6 kıı ruluşun derhal satışına başlanması gerektiği belirtildikten sonra bu gruba gircn TlGEM, TPAO ve Etibankın yeniden duzenlemeye tabi tutulup kâr eden kuruluşlar halinc gctirildikten sonra satılması öneriliyor. Rapora göre TPAO ve Etibank önce bırer holdinge dönüştürülecek, sonra bağlı kuruluşlar tek tek özel kesime satılacak. tkinci öncelik grubuna gıren kuruluşlar da kendi aralarında 4 katcgorıye aynlıyor. I. kategoriyı oluşturan Sümerbank ile TSEK'in I PAÜ ile Etibank'a benzediği, ancak bunlann kârlı birer kamu kuruluşu haline getirilmesının daha uzun bir zaman gerektirdiği belirliliyor. Bu grubun ikinci kategorisini oluşturan "PTT ile TEK'in çok büyük sermaye gereklirmesi nedeni ile bugun için salılamayacagı belirtildiklen sonra o/elleşlirme için kuruluşların parcalanması" öııgörülüyor. İkinci grubun 3. kategorisini meydana gctıren EBK, TKİ, MKEK, T. Ciemı S ve ORUS'un esas olarak kamu kesımi için üretim yaptıkları belirtildiklen siinıa "ancuk uygun liyal polilikalan ve satın alma garantileri tanınması ile özelleşlirilebilecekleri" ileri sürülüyor. Buna gOre devlet biı kuruluşları satın alacaklara malları için fıyat serbcstisi taı.ıyacak ve onlarla uzuıı dönemlı alım kontratları imzalayacak. ÇAYKUR,TUrk Şeker, SEKA, PETKİM, TUĞSAŞ, TDÇt, ASOK ve TTK gibi kuruluşlardan oluşan 4. kategorıyc gıren kuruluşların satılabilmesi için özel devlet yardımlarının gerektiği belirliliyor. DMO. TCDD, DHMİ, TMO. TZDK ve TUSAŞ gibi kuruluşlan kapsayan 3. öncelik grubunun ise genel olarak kamu hizmeti niteliğı taşıyan ınal ya da hizmet ürettikleri belirtiliyor ve bu kuruluşların özelleştırilmelerinin söz konusu olmadığı, ancak kuruluşların özel firmalara iş vermesinin özendirilnıesinin gerektiği vurgulaıııyor. Raporda ö/elleş*ırme için yasal bir engelin mcvcut olmadığı ileri sürüldüklen sonra yine kamu kuruluşlarının kâr eden, verimli çalışan bir düzeye erişmesinin özelleştirme için zorıınlu olduğu vurgulaıııyor. Bu çerçeve içinde 233 sayılı yasada değişiklikleı öııgörülüyor. önerilen değişiklikler arasında iktisadi kamu kuruluşlarının yönetimine atama ve iş görme açısından sıyasi iktidara karşı otonomi tanınması vc personel sisteminde tıpkı özel kesim gibi çalışma olunaklarının sağlanması ön plana çıkarılıyor. AALAADDIN OTEL 87.000 # tstanbul Haber Servisi TIJSİ AD'ın duvellisı olarak Islanbul'da bulunan Fransı? Işveren Kuruluşu CNPt'ye mensup bir grup işadamına Sabancı Holdıng Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD Başkanı Sakıp Sabancı tarafmdan Emirgândakı köşkünde bir yemek verildi. Yaklaşık 60 kişilik konuk işadamları grubıına yemekten önce kendi hayatını konu alan bir filmi gösteren ve evın müze kısmını da gezdiren Sabancı, Kransız işadamlanyla ortak yatırımlar yapma arzusunda olduklarını söyledi. "Sadece leknoloji transferi degil, ortaklık da isliyorıı/" diyen Sakıp Sabancı, düzcnlediği bu tür davetlerın şahsı adına değil, ulkenın tanıtımı açısından önemli girişimler olduğunu belirtti. Sakıp Sabancı, "Onlara açtıgımız ev Turkiye'dir" dedi. ' 1ransı/ ışada;nları da ıkı Ulke arasındaki ilişkilerin yeniden canlanmasıııdaıı duydukları seviııci ifade ederken, bir Kransı/ sanayici, "Geçmisi unulmak istiyoruz. Önemli olan bugunku ilişkilerimiz. Geçmişle biz halalıydık. Bu açıgı kapatmaya çalışacagı/" şeklinde duygularını dile getırdi. BEBEK MOTEL . .80.000 CLUB İNCEKUM..^T.P.)198.00C MARMARİ3 MARTI OTEL 190.000 VU2M(H*VUUU KKİM MN\T K\K\I\ KISİM (.VI KIIİMİ Sl Hl.isl I ı ııııl II I M I CLUB ATLANTİK © 87000 ÖREN /BURHANİYE L U K O K J N 0TTL 0TTL z t HAVU/LUKOKJN I \ , l p l ı ı l.l V . O I I •.!.„/ I'OI'I'OI'II VK II. I, U M/l IK l l l Al 1 4OKAH N < K H k Mh VI'ANIl II I AKOV 0 EFEM T . K Ö Yü.82.000 KUŞADASI Ö M E H (&+TATİLKOYud. 119^)00 CLUB B DİANA DA TATİLKÖYÜ 109.000 f FETHtYE Basu UYÜULAMALI RESİM SERGISİ 28 Hazıran SUIÇU »II S0«l« Illlllen llıkplrUnılnı 0«I»IO» ( « m SMMl CtlEKISI MOTEL 82.000 özelleştirmeye dönük gerekçeler geri tepiyor. Uygulamalar ise A ^ olumlu sonuç vermiyor. özelleş f 0m OtobOtltH CM» DtniM ^\ T«. 1«1 1C 74161 «2 U I f I 22 »1 I tirme ısrarında geriye tek bir ge I V KjdıKayTll, M« U «0 J rekçe kalıyor: "Ideolojik gerekçe" bir başka deyişle, "dünîstanbul Üniversitesi ya kapitalist sistemiyle her nokSiyasal Bilimleı tada buluşmak " düşüncesi. Ama Fakultesi'nden aldığım sonuç hüsranmış ne fark eder? kutuphane kartımı Altı yıldır 24 Ocak Kararları'nı kaybettim. Hukumsuzdur. denediğimiz gibi, bir altı yıl da SÜLEYMAN S. ÖĞÜN "pzelleştirmeyi" deneriz!.. OÜLA Y KILIÇDOĞAN M.Ü.B.Y.O.'na ait ögrenci kimliğımi, İETT şebekemi kaybettim. Hüktımsüzdür.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle