Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHUKlYhl /ö » \J İ T l i *. A Notlar Bayan Funcke, Almanya'da hava nasıl? TUBA TARCAN Türkiye'ye resmi bır ziyarette bulunan F. Almanya Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker ile birlikte, Yabancılar Sorumlusu Liselotte Funcke de İs• tanbul'da bulunuyor. Görüşmelerini özel bir program çerçevesinde yürüten Funcke'nin gündeminin en önemli maddelerinden biri ise Almanya'dan kesin dönüş yapan çocukların iki dilde eğitim gördüğu Üsküdar Anadolu Lisesi. Saat 15.00. Fısttkağacı'ndaki Anadolu lisesinde müdürün odasındayız. Müdür çay ve bisküvi ikramı eşliğinde ve çeviri yoluyla Funcke'nin sorularını cevaplandırıyor. Odanm gıcırtılı kapısı bir açîlıyor, bir kapamyor. Ellerinde tabaklarla odaya giren öğrenciler servis yapıyorlar ve "Danke schön", "Bitte schön" sesleri arasında konuşmalar surdürülüyor. Müdür okulda 800 kadar oğrenci olduğunu, tam gün tedrisat yaptıkları yabancı dil ile matematik vefen bilimlerı derslerinın Alman ve Türk öğretmenler tarafından Almanca olarak verildiğini anlatıyor. Önemli pedagojik sorunlarla karşı karşıya olduklannı, çocukların dil (Türk'çe) ve disiplin gibi konularda gtiçluk çektiklerini belirüyor. Bunlar hep bildiğimiz konular... En iyisi BayanFuncke sayesinde yakaladığımız bu olanaktan yararlanahm ve bir Turk gazetecisi olarak, ilk kez kapıları bizlere açılan sınıflara girip çocukları dinlevelinv FUNCKE Aramzda Almanya'da doğmuş olanlar var mı? Smıftakilerin yansından çoğu parmak kaldmyor. FUNCKE Içinizde iki yıl önce dönenler hangıleri? Gene parmaklar havada. Öğrencilerin çoğunu "Geri Dönüş Teşvik Yasası" ile iki yıl once dönenler oluşturuyor. FUNCKE En çok hangi konularda sorunlarla karşılaşıyorsunuz? Okulda sorunlar daha az. Çiinkü hepimiz aynı koşuUardan geldik. Ve şimdi de aynı zorluklar içindeyiz. Birbirimizi anuyoruz hiç olmazsa. Ama okul dışmda her şey daha kötü. Bizi kabul etmiyorlar, davranışlanmızı beğenmiyorlar. Bizler 1415 yıl Almanya1 da yaşadık. Orada arkadaşlarımız akrabalanmız var. Ama istediğimiz zaman gidemiyoruz oraya. Neden? Funcke soruyu tam anlamıyor galiba çocuğun Almancası mükemmel ama sınıfta heyecandan kaynaklanan bir gerilimin olduğu da inkâr edilemez ve Almanya'nm ekonomik nedenlerle yabancı işçi alımını durdurduğunu, işsizlik sorunuyla karşı karşıya olduğunu, şartlar düzelince Almanya'ya gitmenin kolaylaşacağını anlatıyor. Ben Almanya'ya tatil için gitmek istiyorum. Ama vize zorunüduğu var. Biz Türkiye'de yaşayan Türklerden biraz farkhyız ama. Bizim için kolaylıklar olmalı, öyle değil mi? FUNCKE Vıze talebi işlemleri uzun sürüyor. Zamanında talepte bulunursamz, almamanız için hıçbir neden yok. Bize daha çok Alman öğretmen gönderemez misiniz? FUNCKE Cumhurbaşkanı'nın bu ziyareti sırasında iki ülke dışişleri bakanları arasında imzalanan bir anlaşmayla Turkıye'ye 80 Alman öğretmen daha gelecek. Bizim okula kaç tane? FUNCKE .... Burada okuhı bitirdikten sonra Alnmanya'da üniversite okumamız kolaylaştmlamaz mı? Türkiye'de üniversiteye giriş sınavlarına katılmaksızın, doğrudan doğruya bir Alman üniversitesine giremez miyiz? Almanya ile Türkiye arasında öğrenci değiş tokuşu konusunda çalışıyor musunuz? Geçenlerde Wiesbaden'den 32 kişittk bir Alman öğrenci grubu gelmisti buraya, harikaydı. Lise 1 sınıfmdan sonra şimdı de orta 3 'teyiz. Hâlâ Turkçe derslerde zorluk çekiyoruz. Başlangıçta kravat, üniforma falan zor geliyordu, ama artık bunlara alıştık. Türkleri gene geri yollayacak mısınız? Yeni öğrenciler gelecek mi buraya? Bayan Funcke, ben bir şey sormak istiyorum. Almanya'da hava nasıl? Sınıfta gülüşmeler. Funcke'nin gözlerinde bir hüzün. Son söz gene onun: "Dünyamız göçebelikten yerleşikliğe giden bir gelişme gösterdı. Şimdi gene aksi yönde bir gelişme görulüyor. Çok sayıda insan yerleşiklikten göçebeliğe itiliyor. Yurtdışında yaşamak çağımızın kaderi. Ama bu kaderi bir şans olarak değerlendirmek de mümkün. İkidilli olabilmek bir şanstır. Bunu değerlendirebilmenizi diliyorum." Weizsaeckere dosthık şarkısı YURDAGÜL ERKOCA AYSIT GENÇ Federal Almanya Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker. İstanbuldaki temaslannın ikinci gununde Cağaloğlu'ndaki lstanbul Lisesı'ni ve Istanbul Belediyesi'ni ziyaret etti. Lisede oğrencilerin Turkçe ve Almanca soyledikleri "Dostluk Şarkısı'nı dinleyen ve folklor gösterilenni de izleyen NVeizsaecker, dun ayrıca İstanbul uzerinde helikopterle bir gezi yaptı. Ankara'daki temaslannı tamamlayarak önceki akşam Istanbul'a gelen Federal Almanya Cumhurbaşkanı, dun sabah ilk olarak gezdiği Istanbul Lisesi'nde okul müduru Mahir Yegmen tarafından karşılandı. Okulda gorevh Alman öğretmenlerle taruşarak müdür Yeğmen'den okul hakkında bilgi aldt. Kendisine okul müdürü tarafından gumüş bir mangal hediye edilen konuk Cumhurbaşkanı, ayrıca bir sure önce F. Almanya'nın Baden Wurttenberg kentinde duzenlenen uluslararası resim yanşmasında derece olan 5 öğrenciye ödullerini verdi. Bu arada, lisenin Almanca bölüm başkanı Dieter Hackenberg, Türkiye'de Almanca öğretim yapılan bir üniversite kurulması yolundaki isteğini konuk Cumhurbaşkanı'na iletti ve Weızsaecker'den konuyla ilgılenecegi yolunda söz aldı. VVeizsaecker, tstanbul Lisesi'ndep aynldıktan sonra Sirkeci'den özel bîr yata alınarak Boğaz'da bir gezi yaptıktan sonra Tarabya'daki Federal Almanya Konsolosluğu'nun yazlık binasına geldi. Burada kendisi için verilen öğle yemeğine katıldı. Yemekten sonra Harbiye Orduevi'ne gelerek bir süre dinlenen VVeizsaecker, kaldığı odadan görerek çok benıyorum. Oysa bugün Sayın Başkana karşı bir secün kampamasına katılsam eminim kaybederim. Aynca kentin altın anahtannın \e hemserilik beratının İstanbul'un fethinin 533. yıldonümunde bana verilmesi, başka bir anlam laşıyor. Bu iki iilke arasındaki ilişkilerin ne kadar geliştiğinin guzel bir göstergesi. Bu ilişkilerin genştirilmesi için ben elimden geleni yapacağım." Belediyeden ayrıldıktan sonra helikopterle tstanbul uzerinde bir gezi yapan Weizsaecker, daha sonra yalnız Alman gazetecilerin katıldıkları bir basın toplantısı yaptı. Weizsaecker, basın toplamısında, gezisinin amaçlarından birinin "Türk demokrasisinin gelişmesinde, Türkive've deslek vennek ve ilişkileri güçlendirmek olduğunu" söylediği öğrenildi. Konuk Cumhurbaşkanı'nın toplantıda ayrıca Almanya'da yaşayan Turklerin dunımunu da giındeme getirerek, "Türklerle karşılıklı anlayış esasına dayalı, banş ve dostluk içinde yaşamak yalnız ihtiyaç degil, bir kazançtır" dediğı bıldirildı. Dun öğleden sonra özel bır uçakla tstanbul'a gelen Cumhurbaşkanı Kenan Evren de akşam Richard von VVeizsaecker onuruna Harbiye Orduevi'nde bir yemek verdi. Yemeğe Weizsaecker'in eşi, Cumhurbaşkanı Evren'in kızı Şenay Gürvit, Devlet Bakanı ve Dışişleri Bakan Vekili Mesut Yümaz, tstanbul Valisi Ayaz. Belediye Başkanı Dalan, I. Ordu Komutanı Orgeneral Recep Ergun, Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Dogan Güreş ve eşlerı, gazete yöneticilerı ile çok sayıda Turk ve Alman konuk katıldı. Cumhurbaşkanı, bu sabah Harbiye Orduevi'nde gazete yöneticileriyle kahvaltı ettikten sonra Istanbul Üniversitesi'ne gidecek. Weizsaecker'e burada törenle fahn doktorluk unvanı verilecek. Halifax'ta üsler anlaşması için yeni pazarhk Halifax'ta bugün yapüacak HalefoğluShultz görüşmesinde Ankara, SEİA 'nın 18 eylüle kadar imzalanmasını isteyecek. Türkiye, BM Genel Sekreterinin Ankara'dan yeni tavizler istememesini, Kıbns Rum tarafını ikna etmesini ve Washington'un Atina üzerine "baskı yapmasını" talep etti. Yunanistan Dışişleri Bakanı'mn NATO toplantısmda Türkiye'yi şikâyet etmesi bekleniyor. Halifax'ta, ABD ile Avrupah müttefıkler arasında "serin rüzgârlar" esiyor. HADt ULUENGİN HALtFAX Ankara açısından ikili temasların ağırlık taşıdığı NATO dışişleri bakanları toplantısı, dün Kanada'nın Halifax kentinde başlarken, Kıbns sorunu, Türk Yunan ilişkileri ve Türkiye ABD Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlasmasrmn yenilenmesi, bu ikili temaslann üç mihrak noktasını oluşturuyor. Kıbns sorunu, Vahit HaJefoglu'nun BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ve ABD Dışişleri Bakanı George Sbuitz ile gerçekleştirdiği goruşmelerde tartışılırken, SElA'nın yenilenmesi de Ankara ile VVashington arasında bugun yeni bir pazarhk konusu oluşturuyor. Her iki sorun ise, dolaylı ya da dolaysız olarak Türk Yunan anlaşmazlığının gölgesi altında masa başına gelivlor. "ÜSLER ANLAŞMASI" tÇtN YENt MEKTLT TEATİSt Bugun Halifax'ta gerçekleştirilecek Halefoğlu Shultz görüşmesinın odak noktasımn, kısa adı SEİA olan Türkiye ABD Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması'mn olacağı, bizzat Ankara temsilcisi tarafından doğrulanırken, tarafların yeni bır mektup teatisinde bulunması bekleniyor. SEİA'ya ilişkin müzakerelerin başlamasından bu yana, Türkiye ile ABD, arasında çeşitli defalar mektup alışverişı olmasına ve bu "mektup diplomasisinde" cevap sırasının şimdi yine VVashington'da olmasına rağmen, Dışişleri Bakanının bugunku görüşmesinde George Shulız'a yeni bir metin verecegi ve anlaşmanın bitış tarihi olan 18 eylüle kadar yenısinin imzalanmasını talep edeceği, guvenılır dıplomatik kaynaklardan oğrenüdi. Bunun "bir şantaj" olarak yornmlanmasını istemeyen Türk tarafının, ancak yıne de bu tarih uzerinde ozellikle ısrar edeceği de sızan bilgiler arasında. George Shultz'un ise, Turk istcklerıni Kongreden geçirmenin zorluğu uzerinde duracağı sanüıyor. KIBRIS İÇİN YUNANİSTAN'A BASKI YAPIN Öte yandan, Halifax'a gelmeden önce New York'a uğrayan ve burada BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile görüşen Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, Genel Sekreter ile Kıbns konusunu ele aldı. Dışişleri Bakanının dün Türk gazetecılere yaptığı açıklamaya göre Halefoğlu, bu goruşmede, Kıbrıs Türk tarafının de Cuellar tarafından yapılan uçuncu oneri paketini benimsediğini, oysa Papandreu hukumetinin etkisi altında kalan Kıbns Rum yönetiminin bunu reddettiğini büdirerek, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Turk tarafından yeni ödün istemeden aynı istekleri Kipriyanu yönetimine benimsetmeye çalışmasım talep etti. Halefoğlu'na göre BM diplomatı, Turk yaklaşımından memnun olduğunu ve çabalannı sürdüreceğini söyledi. Ancak Nevv York'tan Halifax'a yansıyan haberlere göre, Perez de Cuellar, biraz daha "nüanslı" davrandı ve mevcut belgede birtakım "rotuşlar" konusunda kapıyı açık bıraktı. Her halukârda genel sekreter, Kıbns'a ilişkin bir dördüncu belgeyı duşunmediğini ve eabalannm Rum yönetimiyle Yunanistan uzerinde yoğunlaşacağmı bildirdi. Vahit HaJefoglu'nun dün sabah ABD Dışişleri Bakanı George Shulız ile yaptığı kısa ikili görüşmede de Ankaralı diplomat, Perez de Cuellar ile yaptığı temas hakkında bilgi verdi ve Beyaz Saray yönetiminin Yunanistan ve Kıbns Rum yönetimi uzerinde baskı yapmasını istedi. Halefoğlu'nun açıklamasına göre ise Shultz, Denktaş ve Ankara'nın tutumundan "VVashinglon'un memnun kaldıgını ve gerekli girişimleri yapacagını" söyledi. Gozlemciler de Halefoğlu'nun anlattıklannı doğrular mahiyette tahminlerde bulundular ve Beyaz Saray'ın Kıbns sorununda Atina nezdinde "nabız yoklamalan" yapacağı konusunda haberler geldiğini belirttiler. Diğer taraftan, NATO Halifax toplantılarının Turk Yunan anlaşmazlığının gölgesinde geçeceği de gözlemcilerin genel karusı. Aüna'dan Kanada şehrine ulaşan haberlere göre, Yunanistn Dışişleri Bakanı Papulias, bugunku oturum sırasında, Turk Başbakanının Batı komşumuzu tehdit eden açıklamalar yaptığını öne sürerek Ankara'yı diğer bakanlara şikâyet edecek. Ote yandan, Vahit Halefoğlu'nun bugün ABD Dışişleri Bakanı Shultz ve NATO Genel Sekreteri Lord Carrington ile gerçekleştireceği ikili görüşmelerde, Turk bakanının Limni sorunundan yola çıkarak Ankara Atina uyuşmazlığına değineceği hemen hemen kesin. Halefoğlu'nun Shultz'a, Washington'un Limni konusunda almış olduğu son tutumdan dolayı eleştireceği ve Ankara'ya anık bu konuda "hiç bir telkinde bulunulmamasuu" isteyeceği ifade edilirken, NATO Genel Sekreterine de aynı doğrultuda konuşacağı sanıbyor. Bu arada Turk bakanının, NATO Başkomutanı General Rogers'ın Limni konusundaki girişimlerini eleştireceği ve geçen cuma gunkü basın toplanusındaki sözlerinın "Türkiye için yaralayıcı" olduğu Uzerinde duracağı samlıyor. Halefoğlu'nun, bugun Hollanda Dışişleri ve AET Dönem Başkam Hans van Den Broeck ile yapacağı ikili temasta ise Türkiye Avrupa Topluluğu ilişküennin normalleştirilmesi konusu uzerinde durulacak. Ankara temsilcisi, Yunanistan engelınin kaldınlmaanı ve Türkiye AET Ortaklık Konseyi'nin daha önce kararlaştırılmış olduğu gibi sonbahar aylannda toplanmasını isteyecek. Öte yandan, Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, dünku NATO toplantılan sırasında yaptığı bir konuşmada terorizm konusuna değinerek, konunun NATO bölge dışı mudahale sorunundan ayrılması gerektiğinı vurguladı ve genel bir tedhişçilikle mucadele siyasetinin surdurulmesini istedi. Halefoğlu'nun bu sözleri, Ankara'nın başta Libya olmak üzere Ortadoğu ülkeleri ile olan yakın ilişkilerine bağlandı. Öte yandan Türk bakan, terorizm sorununun bir ölçude Filistin dramından kaynaklandığını da ifade ederek bu konunun uzerinde durulması gerektiğine işaret etti. Böylelikle Turk Dışişleri Bakanı, NATO bunyesinde Filistin sorununa sahip çıkarak bunu üstu kapalı olarak da olsa ittifakta dile getiren ilk temsilci oldu. Halifax NATO toplantısının diğer bır ozelliğı ise ev sahibi Kanada'nın, NATO jet pilot eğitim ussunün kendi toprakları uzerinde kurulması için "tüccarca" gırisimlerde bulunması. Kanada hükumeti, henüz ittifak ülkeleri tarafından bu ulkedeki "Goose bay" bölgesinde mi, yoksa Türkiye'nin KonyaKarapınar bolgesinde mi kurulması kararlaştırılamayan jet pilot eğitim ussunun kendi toprakları uzerinde gerçekleşmesi için yoğun kulis faaliyeti yapıyor. Üye ulke diplomatlanna bölgeyi gostermek için yann "Goose bay"e bir gezi duzenleyen Ottovva hukümeti, diğer bakanlara da NATO'nun bu yönde karar alması için telkinlerde bulunuyor. Dünkü Kanada gazetelerinin bildirdiğine göre, üssün "Goose bay"de kurulması halinde on yılda bir milyar Kanada Doları gelir sağlanacak ve bin kişiye istıhdam alanı yaratüacak. "Goose ba>"ın bir numaralı rakıbi durumundaki konya Karapınar'ın benimsenmesı şansı ise, NATO gozlemcilerine göre, daha fazla. Iklim şanlannın, coğrafi yakınlığın ve mevcut altyapının Türkiye'nin avantajları olduğunu belirten gozlemciler. bu konudakı nihai NATO kararının bır yıla kadar alınacağını ifade ediyorlar. Zeynep Kamil Hastanesi'nden almış olduğum gorev kartımı kaybettim. Hükümsüzdur. HalefoğluShultz görüşmesi bugün ALMAN CUMHURBAŞKANI DENEY YAPTI lstanbul'da bulunan Federal Almanya Cumhurbaşkanı Richard von IVeizsaecker, dun ziyaret ettiği Istanbul Lisesi'nde derslere girdi, fizik laboratuvarında da öğrencüerle birlikte çeşitli deneyler yaptı. Daha sonra Istanbul Belediyesi'ni ziyaret eden Wtizsaecker'e Dalan tarafından şehrin altın anahtan vefahri hemserilik beratı verildi. ğendiği Hilton Oteli'nin bahçesine indi ve burada bir sure yurüyuş yaptı. Istanbulluların sevgi gösterıleri arasında, oğleden sonra Istanbul Belediyesi'ne gelen konuk Cumhurbaşkanı, kapıda Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan tarafından karşılandı. Istanbul Valisi Nevzat Ajnz ve ılçe belediye başkanlarının da katıldıklan belediye meclıs toplantısında hazır bulunan Weizsaecker'e Dalan tarafından İstanbul'un altın anahtan ve fahri hemserilik beratı verildi. Burada Dalan'ın konuşmasını Almanca yapması üzerine çok duygulandığını ıfade eden konuk Cumhurbaşkanı, teşekkürlerıni Turkçe olarak dile getiremediği için üzgün olduğunu söyleyerek "Oysa ben Türklerinin sayısının tstanbul'daki Almaalare oranla çok daha f azla oldugu Beriin'de Belediye Baskanlıiı yaptım, ama bildigim tek kelime. merhaba" dedı. VVeizsaecker, konuşmasında iki ulke arasında geleneksel dostluk ılışkılerinin bulunduğunu belirterek 15 >ıl önce ziyaret ettiği lstanbul'la şimdıki arasında buyük farklar görduğunu belirterek Dalan'ı tebrik ettı ve şunları soyledı: "Sayın Başkana teşekkur etmek istiyorum. Şu anda onun yerinde otu Türkocağı "milliyetçi gösterüerle" açıldı ANAPin "Hareketçi kanadının temsilcisi olarak tamnan ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar, "Ben bugün yeniden doğdum" diyerek sevincini dile getirdi. Türkocağı açılış töreninde konuşan A. Ü. Rektörü Prof. Tank Somer, 10 kadar "azılı anarşist, komünistin, bir milliyetçi genci nasıl dövdüğünü" anlatınca, salondan "Allah Allah" sesleri yükseldu ANKARA, (Cumburiyel Burosu) "Hic unutmuyonım, bir milliyetçi gencin üzerine on kadar azılı anarşist, komünist genç atılnuş..." Turkocağı'nın ANAP'ın hareketçi kanadının desteğı ile yeniden faaliyete geçmesi nedeniyle duzenlenen törcnde Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Tank Somer'in ODTÜ'deki olayları anlatan yukardakı sözlen, milliyetçi gençlenr. alkışlan ve "AUah.. Allab" nidaları ile karşılandı. Başbakan Turgot özal, törende yaplığı konuşmada "Bizim riyasi anlayışımızda milliyetçilik öaemli bir yer tutar" derken, "sol amigolan" eleştirdi. ANAP'ın "harekelçi" olarak tanınan Genel Sekreteri Mustafa Taşar'ın öncülUğünde eski Türkocağı bınasında duzenlenen "Türkocağı yeai faaliyet devresi" açılış töreni dun yapıldı. Halen Devlet Resim ve Heykel Müzesi olarak kullanılan bınanın girişinde davetlileri karşılayanlar arasında kapatılan MHP'nin Genel Başkan Yardımcısı ve Türkocağı eski yöneticilerinden Sadi Somuncuoglu'nun bulunması dikkati çekti. Törene Başbakan Turgut özal'ın yanı sıra Devlet Bakanları Kaznn Oksay, Ahmct Karaevli, tçişleri Bakanı Yıkhnm Akbulut, Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşcıogiu, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmtf Kcçedler, ANAP'ın 22 milletvekili, çok sayıda davetli katıldı. Kapatılan MHP Genel Başkanı Alpaslan Turkeş davetli olmasına karşın açıklanmayan bir nedenle gelmedi. 20 yıllık bir aradan sonra çalışmalarına yeniden başlayan Türkocağı Başkanı Prof. Ornan Düzgiineş, açış konuşmasında Milli Eğitim Bakanlıgı ve YÖK'ü Türk gençligini milli mefkurelere uygun yetiştirmek için göreve cağırdı. Düzgüneş'in şu sözleri salondakı gençlerin coşkun alkışlarına neden oldu: "Gençlerimizin şer kuvvcllere boyun egmeyecek, oyuna gelmeyecek kadar saglam bir milli kültürie yogrulmuş olmalan, milli uiküierimizi ögrenmiş ve bcnimsemiş bulunmalan gerekir. Gençlerimizin liseden başlayarek birblrine düşman kamplara bölünmeieri, ÖDemli bir hommn memkketini komünist diktası altına sokmalanna inandıklan ve hatta okuduklan müessesderin duvarianna komiiııist üderierin portreleri ile kaplamalan, Turk olmakUn gurur yerine bicap duymalanna ünkan verilmiştir." Düşgüneş konuşmasının sonunda derneğin yeniden faaliyete geçmesıne yardımcı olan hükumet Uyelerine ve Mustafa Taşar'a teşekkur etti. Düzgüneş, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in lstanbul'da olması nedeniyle törene katüamadığım sözlerine ekledi. ÖZAL'IN MtLLİYETÇİLlGt Başbakan Türgut özal, konuşmasının başlangıcında TBrkoca|ı'nın memlekete ve Tnrk miHiyetçiliginin gelişmesioe faydalı olmasını" düemesını gençler alkışlarla karşıladı. özal, "Bizim siyasi anlayışımızda milliyelçilik önemli bir yer lutmaktadır. Ama bu kuru ve sadece knvvete dayalı bir anlayış degildir. Bizim anladıgımız milliyetçilik anlayışı Turkocağı'nın milliyelçilik anlajışıdır" biçiminde konuştu. Son altı yıldır milliyetçi muhafazakarlann ekonomik sorunlara çozüm getirmekte başarılı olduklarını vurgulayan özal, sözlerini jöyle sürdürdü: "Insanlar bazan çok kolay kıayorlar. Biz siyasete girell kızmamayı ve kızsak da belli etmemeye gayret sarfetmeyi ögrenmeye çanşıyonız. Kızmamn. kavga etmenin kimseye faydası yoktur. Kavga edildiginde kazanan olsa olsa Türkiye*nin duşmanlan olmuştur. Ekonomik mesdede karsımızdakileri maglup ettigimiz gayet açıktır. Gazete koşelerine bakın, sol amigolar diye bazı kimseler var (ailuşlar). Bu meselede ne kadar buyük perişanlık içinde olduklannı görursunüz. Bu meselede diyecek bulamayınca hakarete varan laflar ediyorlar." Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Tank Somer ise heyecan1] konuşması ile üniversitelerden gelen "miUiyttci" gençleri co;turdu. Coşkun alkışlarla dinlenen konuşmasında Somer, 12 Eyldl öncesinde ODTÜ'de rektörlük ettiği döneme de değindi. Somer, "Hiç unutmuyonım, bir gün üniversitede bir milliyetçi çocugun üzerine çullanan on kadar anarşist, komünist..." deyince davethlerden "Allah... Allah" sesleri yükseldi. Alkışlann dinmesinden sonra konuşmasını sürdüren Prof. Somer, "komünist gençlerin milliyetçi genci gözü dönmüş bir halde dövmelerini" anlattı. Salondan bir dinleyicinin "Vursun ötdürsün" diye bağırdıgı duyuldu. Somer, Turkocağı'nın kuruluşunda yapılan binanın Kurtbaşı ışlemeli sahnesi önünde yaptıgı konuşmada "Türk nülliyetçiliginin ve lurancüığın geçmis dönemde emperyalizm ve gericilik" olarak nitelenmesınden yakındı. TAŞAR, "BEN BUGÜN DOGDUM" Başbakan Turgut özal, salondan aynhrken, "kalın bıyıklı bir genç" yaklaşarak, "Sayın Başbakanım, yurtlara maddi vardım yapıyorsunuz ama manevi yardun yapmıyorsunuz' deyince Mustafa Taşar, "Yapüacak. Bugün bunun işareti degil mi?" diyerek genci kenara çektı. Cumhuriyet muhabirinin "Çok mutlu göriinüyorsunuz" sözlerine Taşar, "Neden mutlu olmayayım. Ben bugün doğdum" karşılığım verdi. ÖzabSiyasi anlayışımızda milliyetçilik önemli yer tutar J60 Koridoru' sorunu ICAO'yu götürülüyor Türkiye, Yunanistan'ın tek taraflı olarak Limni üzerinden geçen yeni bir hava koridoru ilan etme kararım, önümüzdeki hafta Uluslararası Sivil Havacılık örgütü (ICAO) toplantısmda gündeme getirecek. ANKARA. (Cumhuriyet Burosu) Türkiye, Yunanistan'ın Ege"de tek taraflı olarak Limni üzerinden geçen yeni bir hava koridoru ilan etmesi kararını Uluslararası Sivil Havacvlık Örgütü'nün (ICAO) önumuzdeki hafta Fransa'da başlayacak Avrupa bolge toplantısmda gündeme getirecek. Türkiye, ICAO toplantısmda Yunanistan'ın J60 hava koridorunu ilan etme kararının uluslararası alanda geçerli sivil havacılık kurallanna aykın bır davranış olduğunu belirterek, Yunanistan'ın bu tasarrufunun değiştirilmesi, isteyecek. Yunanistan, 1981 yılında da benzer bir davranışla Gİ8 hava kondorunu tek taraflı olarak Limni uzerıne kaydırmış ancak Türkiye'nin itirazları üzerine ICAO konseyi, Yunanistan'dan söz konusu değişikliğe son vermesıni istemiş ve uygulamada koridorun eski guzergâhına donmesıni kararlaştırmıştı. Ancak Yunanistan geçen hafta G18 korıdoruna ilişkin konsey kararını uygular gozukurken, Ege'de Selanikümni ve Sakız Adası üzerinden geçen J60 isımli yeni bir hava koridoru ilan etmışti. Yunanistan'ın bölge ülkelerine damşmadan tek taraflı olarak açtığı yeni koridor Ankara tarafından uluslararası sivil havacılık koridorlarına avkırı ve ICAO'nun yetkilerine tecavüz eden bir davranış olarak nitelendirilmiştı. Yunan hükumeti, yeni koridorun 1 Haziran 1986 tarihinden itibaren uygulayacağını açıklamış bulunuyor. Dışişleri Bakanlıgı, geçen hafta sonunda bu konuda yaptığı açıklamada, Yunan hükümetinden J60 hava koridoru ilanından vazgeçmesinı ıstemiş, aksi takdirde "Fiili karşı önlemlerin ahnacağım" açıklamıştı. Yunanistan'ın kararından geri donmemesi halinde Türkiye'nin alacağı fiıli onlemlerin kısa zamanda uygulanacağı tahmin edilıyor. Önumuzdeki hafta başlayacak olan ICAO taplantısına katılacak Turk heyetine Dışişleri Bakanlıgı HavacılıkDenizcilik Dairesi Başkanı Daryal Batıbay başkanlık edecek. 6 ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Ankara Fen Lisesi oğrencileri okul mudurunün keyfi kararı uzerine önceki gecevı okul bahçesinde geçirdiler. Fen Lisesi Muduru Alaaddin l siu'nun okulu bir gun onceden tatil etmesi dolayısıyla 286 yatılı oğrencinin devam ettiği Ankara Fen Lisesi'nde yatılı oğrenciler yatakhanelere sokulmadı. Okul Müduru .Alaeddin Uslu, konu ile ilgili olarak şunları söyledı: "Bunlann çoğu son sınıf ögrencisi, veda gecesinden sonra içecekler. ondan sonra da okulun sağını solunu kıracaklar. Bu nedenlerden dolayi ilçe milli egitim mudunınden özel izin alarak okulu bir gün onceden tatil ettim. Tatil edilen okulun yatakhanelerine de öğrenciler alınmaz. Çünkü okul tatil edilmiştir." Uslu olayın buyütülecek bır yanı olmadığıru, ayrıca birçok öğrencinin memleketlerine gittiğinı, geri kalan öğrencilerin de .Ankara'da oturan arkadaşlarımn evıne yatmaya gittiklerini söyledi. Uslu öğrencilerden herhangı birimn başına bir olay geldi ğinde, okul muduru olarak sorumlu olup olmadığı yolundaki soruyu ise şoyle yanıtladı: Fen liseliler, geceyi dışarda o geçirdi Emniyette öldü manlarda yatırmaya çalışayım." Bu arada Ankara Fen Lisesi'nden 100 kadar öğrenci dün geceyi yağmur altında bekleyerek okul bahçesinde geçirdı. Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından hakkında gıyabi tutuklama bulunan Rizeli müteahhit Ömer Ça vuşoğlu getirildiği A sayiş Şubesi tnfaz Masası 'nda kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Ankara'da Engin KoUektif Şirketi adlı bir müteahhit flrmasının sahibi olan Çavusoğlu (Engin), 27Mayıs 1986 tarihinde işyerinden alınarak Asayiş Şubesi Infaz Masası'na getirildi. Burada Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesiyle verilen ceza konusunda görüşmelerin sürmesi nedeniyle bekletilen Ömer Çavusoğlu emniyet yetkililerinin verdiği bilgiler e göre, önceki gece fenalaştı. Çevresinde bulunan güvenlik görevlilerinden bir köşeye uzanarak dinlenmek istediğini söyledi. Ertesi sabah erken saatlerde odayı temizlemeye gelen bir temizlikçi Ömer Çavusoğlu 'nun cesediyle karşılaştı. Olay ilgili yerlere bildirilerek gerekenin yapüması istendi. tnfaz Masası 'na gelen savcının incelemisinden sonra Ömer Çavusoğlu otopsi için adli tıpa gönderildi. Yetkililer ömer Çavusoğlu 'nun nefes darhğı çektiğini ve kalp hastası olduğunu büdirerek, kalp krizi sonucu yaşamını yitirdiğini belirttüer. Ömer Çavuşoğhı'nun K.Ç. Grubu ile bir ilişkisi bulunmuyor. (Fotoğraf: CUMHURİYET) DİSK davasında savunmalar sürüyor TİS Genel Sekreteri: Bîr gecede yasadışı ilan edildik DİSK Yönetim Kurulu üyesi ve Toprak Su Tarım tşçileri Sendikası Genel Sekreteri Ahmet Ağar, yaptığı savunmada 11 eylül akşamı her şeyi ile yasal olan DİSK'in 12 Eylül sabahı suçlu ilan edildiğini ve devletin sürekliliği ilkesinin ortadan kalktığını belirterek, iddianamenin gerçekten uzak olduğunu savundu. İşSendika Servisi DİSK davasında savunmasını yapan DİSK Yönetim Kurulu üyesi ve Toprak Su Tarım İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Ahmet Agar, akşam yasal olan bir sendikanın sabah yasadışı bir orgüte dönüşmesinin rnumkün olmadığını söyledi. DİSK'le ilgili 11 eylül akşamına kadar her şeyin normal ve yasal kabul edildiğini, bir gecede değişenin DİSK değil yönetim olduğunu belirtti. DİSK davasının yasalara aykırı herhangi bir faaliyetleri olduğu için değil, işçilerin çıkarlarını savunan, haklarını koruyan DİSK ve bağlı sendikaların varlığından rahatsız olan çevrelerin etkisi ile ortaya çıktığını savunan Ahmet Ağar, şöyle devam etti: "DİSK ve bağlı sendikaların varlığından rahatsız olan çevrelerin 12 Eylül Harekâtfnı fırsat bilerek. yönetimi menfi yönde etkilemiş olmalarından kavnaklanmaktadır. Bu dava, 1961 Anayasası'na, Sendikalar Yasası'na ve diğer ilgili vasa hükumlerine aykın olarak açılmış bir davadır. Çünku bu dava, çıkar çevrelerini öteden beri rahatsız eden 1961 Anayasası'ndaki demokratik sosyal hukuk devleli iikelerine ve giıcünü yasalardan ve işçilerden alan DİSK ve bağlı sendikalann şahsında demokratik özgür sendikacılık hareketinden kurtulma çabasıdır. Bu dava, L'lusal Kurtuluş Savaşımızın ulusal egemenlik ve ulusal bağımsızlık şiarına sahip çıkan, halk egemenliği ve demokrasi mücadelesinde ön safta yer alan işçilerin ve sendikal örgüüerin, ulkenin ekonomik, siyasal, sosyal ve kiiltürel alın yazısı uzerinde soz ve rol sahibi olmasını önleme ga.vretidir. Böylesi bir davanın açılmış olması, 12 Eylül Harekâtı'nın olağanüstü şartlanndan doğmuştur. Eğer 12 Eylül yapılmamış olsa\dı, sendikalanmızın faaliyetleri durdurulamayacak. bizler suçlanmayacak, tutuklanıp yargılanmayncaktık. Çünku iddianamede yasadışı örgüt çalışması olduğu öne sünilen sendikal faaliyetlerimiz dün tamamen yasal bir sendikarun doğal çauşmalan olarak kabul ediliyor ve değerlendirilivordu. Zaten gerçek de bu idi." Ahmet Ağar devamla, 11 eylul akşamına kadar her şeyi ile yasal olduğu tum yetkililer tarafından kabul edilen DİSK ve bağlı sendikalannın, yönetim değişti diye ertesi sabah yasadışı gösterilmesinin hukukun ve mantığın kabul edemeyeceği bir olgu olduğunu söyledi. Devletin sürekliliği ve hukukun üstiinlüğü ilkelerinin temelden zedeleneceğini, devietin, gelişen ve değişen olaylara işbaşındakilerin talimat ve taleplerine göre ta\ır alamayacağını bildirdi. Ahmet Ağar, DİSK ve TIS ile şahsına yönelik suçlamalara tek tek yanıt verdikten sonra, sonuç istemini şöyle özetledi: "DİSK için, sendikam ve şahsım hakkında ileri sürülen tüm iddialann gerçekleri yansıtmadıp ortaya çıkmış ve doğruluğu ispatlanamamışlır. Çünkü suç değil, işlenmemiş bir suçun failleri aranmıştır. Suç olmadan da suçlu bulmak \e yaratmak olanaksızdır. Türk hukuk sistemine göre hiçbir geçeriiliği bulunmayan, her türlü yasal dayanaktan yoksun, baştan sona kadar kendi içinde çelişkUi, tutarsızlıklaria dolu olan, tüm gerçeklerden uzak ve hiçbir inandırıcılığı olmayan iddianameler ile getirilen tüm suçlamaları ret ediyorum. Beraalimi, DİSK ve TİS'in faaliyete geçmesine karar verilmesini arz ve talep ediyorum." Gençler! ALKOL ve SİGARA gibi dostunuz varsa başka düşmana lüzum yoktur. YEŞILAY "Onlar kocaman adamlar, başlanna bir şe> gelmez. Demin dedim ya çoğu arkadaşlannın evine gitti. Geri kalan öğrencilerin de memleketlerine her an otobus btıimak mümkun, bu oğrencileri yatakhanelere alamam. Ama kendi imkânlanmla loj NL'Rİ AÇIL