19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AUL1 UKIAŞAM CUMHURIYET/5 bir siire ara veriyoruz. Adnan Çoker'in yeni sergisi "Minimal Simetri I" HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ Arkadaşımız tsmail Gülgeç yıllık iznini kullandığı için HAYVANLAR'a Sadeleşme sorunuyla yüz yüzeyim EMİN ÇETİN GtRGtN Tiirk resminin soyut grubu içinde anılan ressam Adnan Çoker'in son dönem ürünleri Maçka Sanat Galerisi'nde sergileniyor. 1969'da doçent, 1976'da profesör olan Çoker, halen Mimar Sinan Üniversitesi'nde görevli. Sergisi 7 hazirana kadar sürecek olan Çoker'le Türk resminin çeşitli sorunları üstüne konuştuk. Sayın hocam, 1950'lerde figüriin ağırtıklı olduğu bir ortamda soyut sanatın gelişmesini ve Türkiye'de daha gelenekçi olan ressamlann bu oluşumlan nasıl karşıladığını anlatır mısınız? İslerseniz ilk önce sizin soyulla olan ilişkilerinizden başlayın. ÇOKER 1955'te Avrupa sınavı açılmıştı. Onu kazanarak Paris'e gittim. Fakat 195155 arasmda bir şey gelişmekteydi. O da, kişisel deneylere yönelik olarak ve bir sentez arama çabalan vardı; şöyle ki, belli kaynaklarımızla, Batı resmi arasında bir sentez arama dönemi geçirilmiştir. Bu ortamda kendi olanaklarıyla Paris'e giden bazı sanatçılar yavaş yavaş dönüyorlardı. O sırada Paris'te soyut sanatın geliştiği gözlemlenmektedir. Yani her sanatçı figüratif sanatı geliştireceği yerde, soyuta yönelmeye başladı. Tabii, bir genç olarak ben de, yeni gelen bir sanata çabuk KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK Bir aâarrt sar. Sır'mı iana tlıaie bir frıfclfl yone dojft onun peşmden üıdm Hesmimizin soyut grubu içinde anılan Adnan Çoker, özellikle son çalışmalannda bir sadeleştirme problemiyle karşı karşıya bulunduğunu vurguluyor. "Minimal Simetri I" adlı sergisi 7 hazirana kadar sürecek. Çoker, gelecek yıl da aynı doğrultuda bir sergi açacak. adapte olabildim. Örnekleri var bugün elimde, gösterebilirim size. Bu arada, 1954 yılında "Uluslararası Sanat Deştirmenleri" Kongresi, İstanbul'da oldu. Bir bankanın düzenlediği bu toplantıda büyük bir de sergi gerçekleştirildi. Bunun yanında Akademi'de de bir sergi oldu. Eleştirmenler bunu daha çok beğendiler. Çünkii özgündü. Burada L. Venturi'nin benim hakkımda sözleri var. Lionelle Venturi, Herbert Read gibi bazı kritiklerin burada hayret ettiği bazı noktalar vardı. Örneğin 1954 yılında Akademi'de öğretim üyesi ve hocaların soyut sanata karşı toleranslı olmaları. Diyorlar ki, dünya akademilerinde daha tutucu bir tavır var. Fakat sizin akademiniz ya bunları destekliyor ya da bir eğilim gösteriyor. Kim bunları destekleyen? Bir tanesi Sabri Berkel. Zaten "soyut" yapmaya başlamış o sıraJar. Ve Nurullah Berk'le O m a l Tollu da destekliyor. Görülüyor ki, bir reaksiyon değil, destekleme var. tşte bu sıralarda gençlerin faaliyetlerine paralel olarak bende de, soyut sanat üstüne ça lışmalar başladı. 1955'te oraya gittiğimde "soyuf'a çoktan başlamıştım. Ama neye başlamamıştık; soyutu kendi arasında ayırırsak geometrik ve informel olarak, abstre ekspresyonizm (soyut dışavurumculuk) zaten Türkiye'de de yoktu. İşte benim Paris'te soyut ekspresyonizmle karşılaşmam önemliydi. Burada yaptığımız ise geometrik ya da motifsel tipi temel alan bir soyutlamaydı. Ona ben de katıldım. 60'larda buraya geldiğimde bu akımı getiren kimse yoktu. Türk resminin evrensel arenadaki çabalarını ve buna baglı olarak dünya sanat plalformundaki gelişmeleri, bu konudaki eleştiri ve değerlendirmelerinizi öğrenebilir mivim? ÇOKER Sanatın evrensel olması bana hiç ters düşmemektedir aslında. Tabii öyle olması gerekli. Fakat bizim sanatçı olarak, Türkiye olarak bu düzeye geldiğimiz iddia edilemez. Ama sanatçı yurtdışına çıkar, kişisel çaba gösterir, evrensel platformda yapıtları sergilenir, o başka olaydır. Türkiye olarak bakacak olursak böyle evrensel bir platforma çıktığımız söylenemez. Batı dünyasındaki gelişmelere gelince, benim kanım odur ki, Chia, Salome veya Clemente gibi ressamlann bugünkü durumlan bir geçiş dönemini yansıtmaktadır. Yani bu adamların çoğu tatmin edici değildir. Belki bir ikisinden geleceğe birkaç yapıt kalır, ama büyük bir akım değil bu. Değişecek ve değişmeye başladı bile. Bakm benim gençliğimde nice büyük zannedilen adamlar vardı. 60'larda ne adamlar vardı. Bugün hiçbirisi yok. Ben bunların kalacağına inanmıyorum. Bakın neden kalmayacak biliyor musunuz? Figür sorunu var ya, o ressamlann baş derdi fıgür. Biz vaktiyle ekspresyonistlere çok dağınık fılan derken, bu son pkan ekspresyonizm onların yanında klasik kaldı. Mesela ben Max Beckmann'a dağınık diyordum. Şimdi bunların yanına koyuyorum, gayet klasik ve uslu kalıyor. O çerden çöpten hikâyeler nedir. Hak vermiyor değilim, hak veriyorum. Çünkü bir taze havadır, gereklidir. Adnan Bey, en son olarak son serginize değinelim. Hangi dönem ve neler var bu sergide. ÇOKER Şimdi efendim, Maçka Sanat'ta sergilediğim yapıtların bir kısmı 80, 82, 83 yılİanndan bugüne kadarki çalışmalar. Atlayarak söyiüyorum: Özellikle son çalışmalarda daha önce de zaman zaman dokunduğum ama demek ki zamanının gelmesi gerekiyormuş bir sadeleştirme problemiyle karşı karşıya bulunuyorum. Öyle ki, benim için yıllardan beri kafamı meşgul eden bir mesele var. Klasik tuval olduğuna göre, bu klasik tuvalin boyutları, yüzeyi, en boy derinliği dediğimiz olaylar, beni son derece meşgul ediyor. Yani seyirci bir klasik tuvalle karşı karşıya kalmaktadır çoğu zaman. En azından reaksiyon göstermez buna karşı. Bunun üstünde yeni bir sorun nasıl yaratılabilir. Yani biçimsel meselelerim bunlar. Sergide bazı resimler var. Bu sergiye "Minimai Simetri I" dedim. Çünkü önümüzdeki yıl bir başka sergim olacak. Bu sefer biraz sık oluyor. İkinci sergi "Minimal Simetri I I " olacak. Orada bu fikirlerin daha gelişmiş olduğunu göreceksiniz. 528 66 29 512 05 05 412 kimana ı/sır. r. ama latema seü i ien bir vapcr ybı bn C uana bir bı>yarxi PİKNİK PÎYALEMADK4 ZEyNEP, ISTEEDİM? >. J / ( O AMLAMDA SORMADfM • NE>I'N OLSUM Feminist yazar Kate Millett, Simone de Beauvoir'ı anlattı: Büyük birfeminist ve hümanist Vlkemizde "Cinsel Politika" adlı kitabıyla tanınan Kate Millett, geçen ay ölen Simone de Beauvoir'm "Kadın" adlı kitabımn, günümüz kadın bilincine damgasını vurduğunu söylüyor. Beauvoir'm Fransa'nın olduğu kadar Batının da da vicdanı olduğunu belirtiyor. KüJtür Servisi Geçen ayın ortalarında Fransız yazar ve dilşünür Simone de Beauvoir öldügünde, Fransa öylesine derin bir yasa gömüldü ve Fransız basını, radyosu, televizyonu yaşamının uzun bir bölümünü JeanPaul Sartre'la paylaşmış Beauvoir'm önünde öylesine saygıyla eğildi ki, birçokları ister istemez Fransızların Beauvoir'a Sartre'dan daha çok önem verdiğini düşündüler. Ama Beauvoir'm önünde saygıyla eğilen yalnızca Fransızlar değıldi. "Cinsel Poliüka", "Sokak KadınJan" ve "L'çuş" adlı kitaplarıyla ünlenen Amerikalı feminist yazar ve heykeltıraş Kate Millett da, "Observer"da yer alan yazısında, Beauvoir'm çok önemli niteliklerinden birini, feminizm konusundaki yaklaşımım ele aldı: "önümüzde bir kapı açmıştı Simone de Beauvoir. O günden sonra hepiraizin, her yerdeki kadınJann yaşamları etkilenmiş ve aydınlanmıştı. Onun adını hiç duymamış olsalar bile, Beauvoir, onların yaşamlarının niteligini, o günden sonra kadınların yaşayacağı hayatı değiştirmişti. lnsan soyunun yansının hayatıru. Bütfln bir insanlığın yazgısını değiştirecek bir kitap yazmak kaç kişiye nasip olmuştur: Fanon var, Marx var. 'tkind Seks' (Türkçeye 'Kadın' adıyla çevrildi) kitabımn etkisi, toplumsal tarihe, kişisel yaşama, gündelik bilinç ve algılamaya vurduğu damga zamanla anlasılacaktır. OYUN BİTTt Erkekler ile kadınlar arasındaki ilişki o kitaptan sonra değişti. tlişki en sonunda tanımlanmıştı artık; en sonunda öylesine açıklık ve doğrulukla beümlenmişti ki, ataerkilliğin dıisünsel cephesinin haksızlığı darmadağın olmuştu. Akıp giden duru bir mantık, erkeğin insanlığı nasıl kendi kafasına göre oluşturduğunu ve sonra da kadını nasıl 'öteki', yabancı, bir alt tür olarak sınırladığım olağanüstü bir incelik ve özenle gözlemlemişti. Oyun bitmişti artık. Beauvoir, daha önceki feminist düşünceleri, eşitlik, yasa, insan hakları ilkelerine dayalı formüllemeleri aşmıştı. Bütün bunların yerine, sorunun tam ortasma, ataerkil düşüncenin gizli derinliklerine dalıvermişti. Algılamamız için bize uzatılan son gerekli sorusturma, son çürütülmez gerçektı bu. Yol açünuşu, artık bir zaman sorunuydu her şey. Üstelik şöyle bir dönüp milyonlarca kadına ve geride kalan yüzyülara bakacak olursak, fazla bir zaman almayacağını da görebilecektik. HIZLI GAZETECI \ECDET ŞE\ 5OVUUIN PUKKANLARIM O Z4MAM CÜKTÜREIT SİTSİNJ /ÛLLAU CÖPE EE TABİİı"i,Sİ2 EDİLMİŞ B;R J P ^ ^ AKŞAMLâRI ÇÎZIMLE İM5AM EME&İ/ 6ÎT \ ECE BAR 3 TukCIL^ I )I Ş İ ' Simone de Beauvoir Silah elimizde olduğuna göre, artık her şey bir mücadele sorunuydu. 1949'da 'tlcinci Seks'i yayımlayan Beauvoir, bizlerin çok ilerisindeydi; altmışlarda hareket yanı başında biçimlenirken o bizleri bekliyordu. O sıralar bile, az sayıda kadınla birlikte Fransız yasalarını çiğnediğini, çocuk aldırdığmı bildiren bir belgeyi imzalamayı göze alarak öncülük etti. Son yıllarının büyük bir bölümünü, sonsuz bir cömertlik ve sabırla, feministlere, miting ve kampanyalara adamış, genç feministlere ve öğrencilere sıcak bir ilgi göstermişti. Onu telefonla arayabilirdiniz, sekreteri yoktu, genellikle evde olurdu. Beauvoir'm kişiliğinde, onun dünyadaki varlığında, bir idealin canlı temsilcisi ve çağımızda keşfedilen ana özgürlüğün somut ifadesi hüküm sürüyordu. Beauvoir, bizim için, benim kuşağımın kadınlan için kapıyı açmakla kalmadı, ayru zamanda kendi yaşayış tarzıyla bizlere özgür kadınlar olarak nasıl yaşamamız gerektiğini öğretti, daha doğrusu gösterdi. Bu risk ve yürekliliği nasıl göze alacağımızı gösterdi. Beauvoir, kendi deyişiyle, mutluluk uğrunda, 'le bonheur' uğrunda yaşamaya karar vermişti. Bu, böylesine çok çalışan, böylesine çok ürün veren, kamu sorumluluğunu çoğu kez edebiyata gömülmeye yeğ tutan biri için tuhaf bir karar gibi görünebilirdi. Ama gerçekte, kendi döneminin yaşamırun tam ortasında en gerçek anlamıyla yaşamak anlamına geliyordu. Fransa'run olduğu kadar Batının da vicdanıydı Beauvoir. Büyük bir feminist ve büyük bir hümanıstti. Beauvoir'da bu ikisi aynı davaydı." ÇÎZGİLİK KÂMİL K4SAR4CI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA\ TİYATROGÖSTERİ GENCLİK GUNLERI 128 Mayıs 1986 FUAYE SÖYLEŞİLERİNDE Hılmı YAVUZ Atıf YILMAZ Ayşe DUZKAN Sedel ÖZTURK Izretiın ONDER PmarTenau Mural BELGE Fusun AKATLI Tomns UYAR Osmar ŞENGEZER Jak DELEON izet ÖZ Prof Engın GEÇTAN Murathan MUNGAN ismet ÖZEL Janet ARNOLD Eiuğrul ÖZKÖK Prof Özcan KÖKNEL Şehir Tiyatroları jrm ISinema Günleri 86dan • Oscar 86 dan INSiGNlFlCANCE LA VIE EST UN HOMAN MON ONCLE D AMEfllOüE REOL EZDERES NARAYAMA 8USHIKO LA HISTORIA OFF1CAL RUMBLE FISH m f Fj.jCopcuid OANCE WITH A STRANGER • Wıe Neweı 6RITANNIA HOSPITAL • Lırasav Anöe'SCr A PASSAGE TO INDIA OUT OF AFRICA bizim tiyatro • kınrt dunvı ftarafınd* >edı «skenn lık vıvrrrAMiz v* nufluz tulhak fdılrr nunde kur» ıle bırbırlrrını >rmc toty Uundf kurtuıldı&luında gen^c s«f{ hılınrı KONSERLERDE Guioenız ŞENTAY (Gıtar) HIGH WAY PIRAMİT YENİ TÜRKU DİNLENCE TIYATRO MUZIKLERI PAINTED BIRD LOKOMOTIF Erhan ŞAKAR (Gılar) Ayla ALGAN DEVIL EPSILON ASANSOR WlTNE5S KlSS OF THE SPIOER WOMEN WHITE NIGHTS PRIZ2I S HONOR LA HISTOfllA OFFlCAL COCOON ı ••Jlın*. ın munu > onrtrn zmtet dip«r u~kudu ırl 133 06 18 unmı lıtalrmı Cu. 1900 O,Pz. 15 00 YARGI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAS GÛNEYAFRIKA BİRUĞÎ 191O'DA 8U6ÜM, GÜNEV APISİCA g/ec/6' KU&jL&U. AVGİLİZ KJJWETLJ&ZJVLE HOLLAMDA ASILU BOEZtSB ARAS/HDAti SAVAŞLAe.DPıU SONBA, 1S06İ9O8 YILLAR.IUDA ÜZLAÇKflA Gıej$İMLEfZj OLUMLU £ONUCA ULAŞMIŞ, Bifl İNGİLU &5NEL VALİ BAÇtCAMLlGlMPA MECLİS KURUUMAS/SJA KARA£. [/E£/LMÎÇTİ. İUC SEAJBC vAti LOÜfS goTUA'YDl. GÜNEV AFZıKA g//e.ÜGİ/ K£UOıL£/Sıfij "APg./ICAANEIZ* D'YEM AVetjPALt BE YAZLARlH KURPUĞU 8İRLİK.Tİ. DAMA S.ONKA B^ĞfMS(2 SılS. PEl/LET ANCAKI ÇO6ÜNLUĞU OLMŞTURA C'lLBIS.£ /ICAeÇf ıNSAULIK DlÇI R/MI CAPARTHÇ.1D*) M£ LA Sü£Dü/£E CBKTt/S.. 30 Mayıs 1936 deposunun mühim bir kısmı, Sultanahmed canüsi avlusu; avlu duvarları ve şahsi bir çok evler vardır. Profesör geçen bu izni istiınal ederek bir çok yerler istiınlâki için ruhsamame almıştı. Yakında bu izini istimal ederek bir çok yerler istimlâk edecek ve 30 Mayıs Loaıs Bo+ha. Türk Filmleri Haftası • • • • Adı Vasfiye Çışiak Vatuıdaş Pehli*a« Bekçi PANELLERDE Türkıye de Ger>ç Olmanın Sorünlan (LTEKJNZ.OUCAYC WNSURUGULDEMIRS YULAM MUNGAN0 KAYAOORY TÜRKER) • Stnerna ve Gençı* (F ÖZGUVENN ULüSOYB PIRHASANY ZAFERT BULUTi • Genc Yönetmenler (I.ALTPNSAVS ÇETir^U ELÇI) • Konuk Gunu (D ASENAB ERENUSN ERBERKY KARAH SOYGAZID T U R K A L I E AFŞAR.N YAHGICI) • Turkıye de Gençltk Defgılen ıT BORAA AKFIRATR.DAĞLI) • Gençlık Tıyatrosu Nedir? tZ BERKSOYA CANDANT .ÖZÇELIKA.LEVENTOĞLUE KESKİN) BETAVHS. BAKlflKOY ESENTEPE KADlKOV Başafı Sa*> No 6'Ahbank So*.agn Tş 570 1} E n i d u Pos'a Caa Deoemar T.caret Metkezı 52 15 Teı i 72 46 05 • A:ı,01 Efes Çaş 5' Kal 1 Ho 92 T^eı 336 82 96 m ı 2'" ıtaş SERGİLEROE Türkıye'Öe Qençlık Dergıten Türkiye de Şıır Oergılerı Kaflın Kıtapları Dentz BILGIN (BATlKj Mustafa DORSAY (FOTOĞRAF) Faloş BEYKAL IKOLAJ Emre SENAN ıKarıkatud Oğuz PEKER (Kankatj'J Oyun MakeTien ve Kostum Çızımierı IS'lar KUR rResıml J^NITATE V} une^f Afrıka 'nın amkle. >rıi. Seanslar 12 00t5 0019 00 21 15 I U CEHRAHPAŞA TIP FAKULTESI TIYATftO KULÛ8U MERHABA Müzık Topîuluğu "HasrefJndeıı Pnngalar Esktttiffl" Şıir BesteTürku dınletisi DENEYSEL GOSTERİ SANATLARI Selda Bağcan Sadık Gürbüz Arif Damar Mehmet Kemal Ömer Özgeç Gülbeniz Şentay BulutsuzlUK Ozlemi Grup Yorum Yer: Ş*n Tlyatrosu 7 Hazlran 1986 Saat: 15 KEDİ YAZAN: EDHfARD BOND CEVİREN: VOLKAN DİLBER KOCAMUSTAFAPAŞA CEVRE TIYATR05U Bugun 17 30 ve ' 9 30 30 Cuma 17 30 5 0 YIL ÖNCE Cumhurivet Bizans Saruyının 19361986 sarayın bütün taksimatını meydana çıkaracaktır. Şimdiye kadar yapılan kazıda, saray zeminini teşkil eden her yerde; mozayıklara tesadüf edilmiştir. Dun Arasta sokağı arkasmdaki temellerde yapılan hafriyatıa bir torba içinde 268 lira altın para bulunmuştur. Durarları Bıılundıı Sultanahmedde fngiliz arkeologlanndan profesör Baxterin yaptığı hafriyat az zamanda umulmadık neticeler vermiştir. Şimdiye kadar kısa malumatla Bizansa aid sarayların mevcudiyetini SATILIK YALI ARSASI Bozkent Tatil Köyü ŞevketiyeLapseki v e ? GENCLİK IıYAIHOl AR SENUCI NF KATILAN TUM GRUPLAR GENCLİK GUNLERI MIZ SIZLERIN VE 50 000 ı ASKIN SEYIRCININ KAIILMASIYIA GUCLEMDI VE SUREKl ILıK ICTEN TESEKKURLERIMIZI SUNARIZ . Şehtr Tiyatroları GEMÇÜK GUNLERI $«lMr Tlyıtroları GUNUM AÇIKOTUMJM • 26 Mays P'es 1 7 M GENCiIK TIYATBOSU HEDIR' NE 31 Mayıs Cumartesı Yer Ortakoy Kultur Merkezı Saat M.00 $ehir Tiyatroları GEMÇLIK GUNLERI FILM GÖSTERILERI (Hergun 12 00 de) • Mayıs Pazartesı BREAKFAST CLUB • ST • 28 REBEL 27 Mayıs Salı ELMO'S FIRE Mayıs Çarşamba VVrrHOUT A CASE biliyorduk. Bugün bu bilgi hafriyat sayesinde daha genişlemıştir. Profesör aramakta olduğu Bizansa aid sarayın cıdar duvarlannı lamamen meydana çıkarmış ve hakiki krokismı çizmışür. Yatnız bu duvariar dahilinde Arasta çarşısı harabeleri, aygır KONSERLER • 27 Mayıs Saı. 15 OC OLMLlOlfP DEVİL • 28 Mayıs Çarşaınba '8 00 YENİ TÜRKÜ Harbıye M Ertuğ ul/UCRETSiZ r Voneten Y'ldmm TuRKEP Katılaiar Ahmeı LEVENTOĞLU Ero KESKIN • Aysın CANOAN Zelrfıa BERKSOY naıuk StVKET Tahır OZÇELıK • 28 Mayıs ÇarsamM 15 Û0 M MU«I6AN/GENCLIK GUNLERIMN TOPlU OEĞERLEWIHILMESl Haraye M Ef!u^rJ/UCRE'SIZ N.irtıye M Eriuşcul Tıyatrosu ndı UCMTSI2 GENCLİK ŞOLENI TİYATROGÖSTERİ ILANLARI HER GUN BU KOSEDE Tel: 360 17 67 Kitaplanmızı yerinizden değerine alınm. Tel: 345 10 79 TURK ÇOCUGU ALDANMA HAFİF ALKOLLÜ İÇKİLER ALKOLIZMIN, MASUM ZANNEDİLEN VEYA ÖYLE GÖSTERİLEN KANLI OLTASIDIR. Y ESİ L A Y
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle