17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Libyu, Çadh bombalıyor Libya'mn, Çad'ın kuzeyindeki bazı yerlesim merkezlerini Sovyet yapısı ağır toplar, "Shukkoi" ve "TU22" tipi uçaklarla arahkstz olarak bombalandığı büdirttdL Ncamena hükümeti taraftnian yayımlanan büdiride, Guro, Vnianga ve Gurma kasabalannın ateşler içinde olduğu ve 2. Dunya Savaşı'ndaki soyktramnı andıran bu katliamdan camnı kurtarabilen az sayıda sivilin çevredeki dağlara kaçtığı kaydedildi. Bildiride aynca, dunya ülkelerinin "20. yüzyıkn sonunda gerçekleştiriien bu soykırtmın durdurulması için tüm yolları deneyerek çaba harcaması" istendi. Oıirac için ağır bir darbe Paris'te Chirac'ın ve Başbakanlığmı yaptığı sağ koalisyon hükümetinin geieceği ciddi biçimde tartışılıyor. Chirac'ın fVashington Times gazetesini Washington Post'la kanştırdığını söylemesi, Fransız basmında mizah konusu oldu. Washington Times, Fransa Başbakanının demecinin tam metnini yayımladı DinYEADA BUGUN ALİSİRMEN SABETAY VAROL PARİS Basbakan Jacques Chirac'ın "Washington Times" gazetesine verdiği demecin tam metni aynı gazetenin dünkü sayısında yayımlanırken, bundan habersiz olarak çıkan Paris gazeteleri, başbakanın yalanlamalarına itibar etmeksizin Israil Istihbarat Örgütü Mossad hakkında kullandığı suçlayıcı ifadeleri "söylenmiş" farzedip değerlendirme ve yorumlannı buna göre yapıyorlardı. Bu nedenle, Washington Times'ın Yaa Işleri Müdürü Arnaud de Borchgrave'in elindeki teyp kaydının "oldugu gibi" yazıya dökülmesi, burada sürpriz etkisi yapmadı. Aynı konuyla ilintili olarak Londra'da 12 AET üyesi ülke dışişleri bakanlarının yaptığı ve Suriye'ye karşı ahnacak önlemlerin tartışıldığı toplantının önemine rağ 8 Iranlı daha Yunanistanh geçti Türkiye ile Yunanistan'ın sınır bölgesi MetK Nehri'ni bir plastik bot ile aştrak Yunan makamlarına teslim olan 7'si erkek 11 kadıh 8 tranh, Yunanistan'ın Orestiada kentindeki polis karakoluna teslim oldular. tranh göçmenler Yunan askeri makamlartna verdikleri ifadelerde, Türkiye'den Yunanistan'a gizlice girmeleri için kendilerine iki Türk baukçınm yardımcı olduklannı söylediler. Bahkçüara oldukça yüksek rüşvet verdiklerini öne süren tranlılar, Kanada ya da ABDye gitmek istediklerini söylediîer. men, Washington Times'ın yayını gene de Fransız aktüalhesinde birinci sırayı almaya devam etti. VVashington Times'ın dünkü açıklaması Chirac için ağır bir darbe oldu. Bilindiği gibi, Washington Times gazetesine göre Chirac gazeteye verdiği demeçte, Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl ile Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher'in, El Al uçağını patlatma girişıminin ardında Mossad'ın bulunduğunu düşundüklerini söylemişti. Chirac ise, demecinin çarpıtıldığını öne sürmüştü. Dün sabah bir Fransız radyosuna Chirac'ın sözleri hakkında görüşlerini açıklayan Fransız Sosyalist Partisi Birinci Sekreteri Lionel Jospin, "Konuşmanın tam metnini görmeden bir şey söylemek istemiyonım. Ancak bir Fransız basbakanının İsraii devleti hakkmda kullandığı bu suçlayıcı ifadeleri maksath olarak değil de beceriksizlikle söylenmiş sözler şeklinde degerlendirmek isterim" şeklinde konuştu. Jospin, Israil devletinin kuruluş ilkeleri ve Yahudilerle olan ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda, Chirac'ın iddialannın saçma sapan olduğunu da sözleri ne ekledi. Basbakan Chirac'ın lideri olduğu RPR (Cumhuriyet İçin Birlik) partisi ise, Washington Times'ın tarafsız bir yayınorganı olmadığını ve aşın sağ " M o o n " tarikatına bağlı olduğunu hatırlamakla yetindi. Chirac'ın, nisan ayında Hindavi tarafından hazırlanan ve El Al uçağmı düşürmeyi amaçlayan suikast girişıminin Mossad tarafından duzenlenmiş olabileceği şeklindeki ifadesinin ağırlık kazanmasıyla birlikte Paris'te başbakanın ve yönettiği sağ koalisyon hükümetinin geieceği ciddi olarak tartışılmaya başlandı. Aynı zamanda Paris Belediye Başkanı da olan Chirac'ın itibarını gölgeleyebilecek unsurlar, bu son olayda gösterdiği beceriksizlik ve devlet adamlığı vasıflarının noksanbga şeklinde ele alınıyor. KARIŞTIRM1Ş Chirac'ı zor durumda bırakan ikinci bir nokta, başbakanın gazetecilere, aşın sağcı bir gazete olan ve 70 bin tirajlı "Washington Times" ile ciddi bir gazete olan ve 700 bin basan VVashington Post'u birbirine karıştırdığım itiraf etmesi. Söz konusu itiraf Fransız basmında geniş ölçüde alay konusu edildi. Chirac'ın beceriksizliğine getirilen başka bir kanıt ise, başbakanın gazetecinin teybini kapattığını sandığını ifade etmesi. Bazı mizah yazarları, teyp düğmesinin kapalı olup olmadığına bile dikkat edemeyen bir kişiye, Fransız nükleer vurucu gücünün düğmesinin nasıl teslim edileceği sorusunu soruyorlar. jişenler Degişmeyenler... AGİK (Avrupa GOvenliği ve işbirliği Konferansı) sürecini yakından izteyen, Viyana toplantılanna kalılmış olan bir pojitik gözlemci, Ankara'da yaptığımız konuşmada Sovvetler Birliği'nin Gorbaçov ile birlikte "Üçüncü Sepet" denen insan haklan konusunda küçümsenmeyecek ilerlemeler yaşamaya başladığını beJirttikten sonra, "Bu konuda Türkiye açıstndan ilginç olan bir nokta da, Bulgaristan'daki Türkler'in durumu dolayisıyta, Ankara'nın da toplantılarda insan haklan sorunlarını etkin biçimde dile getirenler arasında artık yer almaya başlamasıdır" diyordu. Gozlemci gerçekien can alıcı bir noktaya dokunmuştu. Sovyeöer Birliği, insan haklan alanında yeni atılımlar yapmaya başlıyordu. 1987 yılbaşından başlayarak, bazı haller dışında (devlet sıriannı bilmesi veya devlete vergi borcu olması vb.) isteyen tüm Sovyet yurttaşlannın ülkeden aynlabileceğini açıklamıştı Moskova. Bu açıklama ve yükümlülük bile önemli bir gelişme sayılabilirdi. Bu gelişmenin Türkiye ite doğrudan ilgisi de vardır. insan haklan alanındaki ilerlemeler, bu alanda hiç degişmeden duran katı, bağnaz, şoven, ırkçı politikasını sürdüren Bulgaristan'ı, uluslararası alanda daha da yalnızlıga rtecek. İnsan haklan tonusunda Sofya daha da sıkça gündeme gelecek, haklı saldınların hedefi olacaktır. ABD Dışişleri Bakanı Schultz'un Bulgaristan'daki Türkler'in durumunu ilk kez Viyana'da öbür insan haklan olayiannın yanında dile getirmesi de konunun uluslararası platformda sürekli yer almasının başlangıcı olarak kabul edUebilir. İşin ilginç yonü, Bulgaristan'ın bu tutumunda kendi bloğu içinde de yalnız kalmasıdır. Gerçekten, konunun gündeme geldiği toplantılarda, blok içindeki dostlanndan hiçbiri Sofya'ntn girişimlerine arka çıkmamaktadır. Hiç kuşku yok ki, Viyana'daki üçüncü izleme toplantısında, daha önce Belgrad ve Madrid'te yapılan ilk iki izleme toplantısından daha fazla ilerleme sağlanması ümidinin doğmuş olması ve Bulgaristan'daki Türk asıllı Bulgar yurttaşiarının durumlannın sürekli gündemde kalarak, Sofya üzerinde etkin bir baskı yaratılması bizim için sevindiricidir. Dogrusu Türkiye'nin hangi nedenle olursa olsun, insan haklan sorunlannın savunucusu haline gelmesi de olumlu bir gelişmedir. Ancak bütün bu olumlulukiarı vurguladıktan sonra bir noktayı da gormemiz gerekiyor İnsan haklan konusuna Sovyetler Birliği de şimdiye kadar yaptığından çok daha değişik bir biçimde yaklaşıp tutumunu değiştirirken, Türkiye bu konuda 12 Eylül'den bu yana fazla bir değişime uğramamıştır. Sendikal haklardan, dernek kurma özgürlüğünden seyahat özgüriüğüne kadar birçok alanda uygulamalar sürmekte, Mamak Hapishanesi'nde bazı mahkumlar hâlâ yıllardır, artık adı değiştirilen tecritte tutulmaktadır. İnsan haklan konusunda ülkemiz ile ilgili olarak yüzlerce değil, binlerce örnek bulmak olanaklıdır. Ve bunlar her gün gazetelerde yer almaktadır. Çok basit bir biçimde, örnegin dünkü Cumhuriyet'e göz attığımızda, yine insan haklan konusunda çok ilginç iki ömekle karşılaşabiliriz. Bir yurttaşımızın, kızına Nuşin adını koyabilmek için mahkemelere basvurmak zorunda kalmış olması, bir nüfus memurunun, ki tahsili ve kültürünün ne olduğu da ciddi bir sorundur, Nuşin adını Türk örf ve âdetlerine aykırı bulduğunu soyleyen keyfi davranışının ancak Yargıtay kararıyia bozulabilmesi Bulgarlan, Türkler'in adını değiştirdikleri için haklı olarak kınadığımız bir dönemde ayıbın da ötesinde bir olay olmaktadır. Yine aynı günkü Cumhuriyet'te yazar Demir özlü'nün Bakanlar Kurulu karanyla vatandaşlıktan çıkanldığı, Türkiye'deki mallarına Hazine tarafından el konulduğu yazılıyordu. Değerli yazar Demir Özlü, dilimize küaplar kazandırmış bir sanatçıdır. Kendisini tanıyanlar, yapıtlannı okuyanlar, onun değerini bilirler. Olayda Demir uzlü'nün kişiliğini de aşan bir yabanilik olduğunu görmemek olanaklı mı? Bir insanın yurttaşlıktan çıkaniması öyie kolay kolay verilecek bir karar olmamalıdır. Oysa 12 Eylül'de birçok kişiye bu işlem uygulanmıştır. Hele hele mallara Hazinece el konması konusunda 12 Eylül'den sonra başlayan uygulama, Türkiye'yi 1839 Gülhane Hattı Hümayun'u ile vardığı noktadan daha da geriye çekmektedir. Evet, insan haklannı gündeme getirirken, AGİK'te olumlu gelişmeler olur ve Sovyetler Birliği de bu konuda eski göfüşlerini değiştirirken, bizim 12 Eylül'le başlayan insan haklannı çiğneme uygulamalannda belli başlı bir değişiklik yapmaya yanaşmamamız, her alanda durumumuzu güçlestirmektedir. İnsan haklan konusunda olumlu değişmeterin olduğu bir dönemde bizim degişmeden kalmamız, Bulgaristan'ı vahşi uygulamalannda tek başına bırakmamızı engelleyeceği gibi, başta Avrupa ile ilişkilerimiz olmak üzere, başka birçok konuda da güçlükleri aşmamızı olanaksızlaştırıyor. Olumlu değişmelerin olduğu ortamda, artık Türkler'in kendi yurtlannda çocuklanna istedikleri adı koyacaklan, ozanlannı kendi dillerinden rahatlıkla okuyacaklan, görüşleri doiayısıyla hapislerde sürünmeyecekleri ya da her an yurttaşlıktan çıkarılma ve mallarına el konma korkusu altında yaşamayacaklan bir ortama ulaşmayı sağlayacak düzenlemeleri yapmamn zamanı gelmiştir. Bu gerçeğin, etkili ve yetkililer taraftndan görülmesi için daha ne kadar bekleyeceğiz acaba? JACQUES CHlRAC BeceriksU otmakla suçlaruyor. Kipriyanu uzktşmaya yanaşmıyor LEFKOŞA (a.a.) Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun güdümündeki Rum yönetimi lideri Spiros Kipriyanu, Kıbns sorunundaki çıkmazı daimi hale getiriyor. aa. muhabirinin Lefkoşa'da Birleşmiş Milletler'e yakm kaynaklardan aldığı bilgiye göre, Kipriyanu, Birleşmiş Milletler'in soruna ilişkin 29 mart çerçeve anlaşması taslağı karşısında yeniden olumsuz bir tutum içine girdi. Kipriyanu, Lefkoşa'da görüştüğü BM Genel Sekreteri'nin özel siyasi işler yardımcısı Marrack Goulding ile Genel Sekreter Yardımcılığı Daire Başkanı Gustav Feissel'e "Kıbrıs'taki Federal Almanyu''da bir Türk ötdürüldü Federal Almanya'nın Stadtiohn kasabasında. lokanta sahibi bir Türk, esrarengiz bir cinayete kurban gitti. Polis, kimliğini henüz açıklamadığt Türk lokanta sahibinin, işyerinde öldürülmüş olarak bulunduğunu ve cinayetle ilgili herhangi bir ipucu elde edilemediğini büdirdi. Açıklamada, cesed üzerinde otopsi yapuacağı da belirtildi. (a.a.) Cuellar'ın iki temsilcisi Kipriyanu'yu 29 Mart Belgesi'ni kabul etmeye ikna edemedi. Rauf Denktaş 29 Mart tarihli belge çerçevesinde göriişmelere hazır olduklannı söyledi. Kipriyanu Hep aynı Türk birlikleri çekilmeden, Türkiye'nin garantisi ortadan kalkmadan vettçtemei özgüriiik 'serbest yerleşme, dolaşma, mulk edinme7 konulannda güvence verilmeden anlasma taslağını ünzalamayacağını" yeniden söyledi. BM Genel Sekreteri'nin Özel Siyasi İşler Yardımcısı Marrack Goulding ile Genel Sekreter Yardımcılığı Daire Başkanı Gustav Feissel, dun saat 16.30'da KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Dertktaş'ı yeniden ziyaret ettiler. Görüşmeden sonra bir açıklama yapan Denktaş, BM yetkili Lübnari'da 2 Fransız rehine serbest Devrimci Adalet Örgütü, Lübnan'da rehin tuttuğu 3 Fransız rehineden, 2'sini serbest bıraktığını açıkladu "En Nahar" gazetesine örgüt adına telefonla yapılan açıklamada, 2 rehinenin Batı Beyrut'ta kıyı kesimindeki "Ramlet El Baida" da 19.30'da bırakıldığını ve kendilerine Beaurivage oteline gidiş yolunun tarif edildiği bildirildi. Açıklamada, serbest bırakılan rehinelerin adları belirtilmedi. leri ile iki toplum arasındaki göruşmeleri yeniden başlatmak için ön temaslarda bulunduklarını söyledi. Denktaş, BM Genel Sekreteri'nin 29 mart tarihli belgesinin çizdiği çerçeve içinde, Türk tarafının göriişmelere her zaman hazır olduğunu söyledi, "Soz konusu belge, Kıbns sorununun çözümu için her konuyu kapsayan bir belgedir" dedi. Öte yandan Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Theodore Pengalos, lngiltere Dışişleri Bakanı Sir Geoffrey Howe ile yaptığı görüşmede, KKTC'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle Londra'da verilecek davetin hükümete ait bir salonda yapılmasını protesto etti. TüMVi TASARRÜF MhiVDUAEINA VE TİCABİ MEVDÜAIA MÜRACAAFINIZ HAIİNDE 1 ARA1JK 1966 TARİHİNDEN İTİBAREN MUDİ TAIİMATI İLE Bangladeş'>te sıknünetim kaldırıldı Bangladeş'te 1982 yılından bu yana yürürlükte olan sıkıyönetime son verildi. Bangladeş haber ajansı BSS'nin bildirdiğinegöre, parlamento tarafmdan kabul edilen bir yasa uyannca, sıkıyönetim dün sabahtan itibaren kaldınldı ve 1982yılında askıya alınan anayasa yeniden yürürlüğe kondu. Uzun tartışmalara yol açan yasa, Devlet Başkanı Hüseyin Muhammed Erşad hakkında 1982 yılında gerçekleştirdiği darbe ile ilgili olarak hiçbir kovuşturma yapılmamasım örtgörüyor. % 1 CXÎAK 1967 TARİHİNDEN İTİBAREN MUDİ TAIİMAIT İLE 3 AYLKDÖNEM ÎÇİNASGARİ HESAP BAKİYESİNE YT1UK % ASALA 300'den fazla saldırı düzenledi Ermeni terö'r örgütü ASALA, 1975 yılından bu yana Türkiye ve müttefiklerine karşı 300'den fazla saldırı düzenlediğini açıkladu Atina'da cuma günü başlayan uluslararası bir toplantıda, ASALA'nın uzantısı olan "Devrimci Ermeni Hareketi" adına yapılan bir konuşmada, "ASALA sayesinde, yeni Ermeni devriminin temellerinin atıldığı" ileri sürüidü. 26J0 32.40 FAİZVEEİYÖR.. Yılhk F LPN E G R t İ t t L R E GN • • Darbe söylentileri yoğunlaşıyor Maponya'ya hareketinden önce açıklama yapan Aquino, darbe olursa halkı direnmeye çağıracağım açıkladı. bir disiplinsiz davranışa izin vermemek üzere gereken önlemlerin alındığını, Aquino yurtdışmda iken askeri birliklerin başkente izinsiz girişinin yasaklandığını söyledi. Savunma Bakanı Juan Ponce Enrile durumu "istikrarlı ve düzenli" olarak nitelerken, Baskan Yardımcısı Salvador Laurel. siyasal durumun tersine kaygan ve her türlü olasılığa açık olduğunu ileri surdu. Tokyo'ya hareket etmeden önce askeri darbe söylentileri üzerinde konuşan Devlet Başkanı Aquino ise ülkenin yabancı yatınmlara ihtiyacı olduğunu belirterek son gelişmelerin işini daha da güçleştirdiğini kaydetti. Yabancı yatınmcılann siyasal istikrar, güvenlik ve geieceği olan bir ülke aradıklarını vurgulayan Aquino yönetimi aleyhine çıkartılan soylentilerin ve yapılan girişimlerin aslında Filipinler'e za.rar verdiğini söyledi. Darbe girişimi olduğu takdirde halkı direnişe çağırmaktari kaçınmayacağını da belirten; Aquino, her şeye rağmen duni" mun sağlam olduğundan emiri olduğu için Tokyo'yu ziyaret etmekte duraksamadığını sözlerine ekledi. 30 Ekiml996yan itibaren mevduata uygulananfedzarahlanıııız: n Vadesız Mevxiuat Vadesu I ayiık asgan hesap bakıyesıne göreVadesız 3 ayük asgan hesap bakıvesıne gore1 a\ \adelı mevduat 3 ay vadelı mevduat (mevdiiat serüfıkalan dahıl) 6 ay vaddı mevduaı (mevduat serafıkalan dahıl) 1 yıl vadeb mevduaı (mevduat serafıkalan dahıl) Uçer ayük faız ödemelı 6 ay vaddı tasamıf mevduatı (mevduat serofikalan hanç) Üçer a>lık faız odemeü 1 yıl vadelı lasarrul mevduau (mevduat serüfıkalan hanç) KohVun seçim zaferi Federal Almanya'mn Hamburg eyaletinde onceki gün yapılan oarlamento seçimleri, eyalet yöetunini elinde bulunduran iktidardaki Sosyal Demokrat Partinin (SPD) şimdiye kadarki en büyük yenilgisi ile sonuçlandı. Bu sonuçlann, partinin 25 ocakta yapılacak olan genel seçimlerdeki stratejisini etkilemesi bekleniyor. Kohl ise seçimlerde yeniden basbakan seçilme olasılığını güçlendirdi. Yüzde 9.5 oranında oy kaybına uğrayan SPD, oyunu yuzde 3.3 oramnda arttıran Hıristiyan Demokratlar'ın (CDU) arkasında kaldı. %> JO %26JO 32.40 % 29 % 36 % 41 Sizciegetinlbbank'a, Tbbank'm hiçbir şart öne sürmeden yasaltavanlanııyguladığıbuyeni avantajlardan «ig; de yaraıiannı... Corazon Aauiıto MANİLA / TOKYO (AP) Filipinler Devlet Başkanı Corazon Aquino resmi bir ziyaret için Japonya'ya giderken arkasında askeri darbe söylentileriyle çalkalanan bir ulke bıraktı. Hareketinden önce bir demeç veren Aquino, "Gerekirse tüm halkı direnişe çağırabileceğini" belirtti. Filipinler Ordusu Genelkurmay Başkanı Fidel Ramos, silahh kuvvetler saflarında herhangi % 48 % 38 % 41 "güçlü bankodır' AAD (*) 30 Ekim 1986 tarihinden önce açılan vadeli lasamıf mevduatlanna tatbik olunanfaiz oranlan vade sonuna kadar geçerli olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle