17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/10 HABERLERİN DEVAMI 11 KASIM 1986 DlS borÇ Ödeme NECMİ ÇELİK Borcu yeni borçla ödeme politikasının bir sonucu olarak hızla kabaran kısa vadeli dış borçlanma, özal hükümetinin 1990 yılına kadarki süre için hazırladığı dış borç ödeme planını alt üst etti. Geçen yıhn başında yapılan hesaplarla Türkiye'nin yıllık dış borç ödemesinin bu yıhn sonundan itibaren 2 milyar dolann altına ineceğini öngören hükümet, bu beklentisini "istikbale" bıraktı. Türkiye'nin önümüzdeki dört yıl içinde yapacağı toplam dış borç ödemesinin geçen 25 yılda yapılan dış borç ödemesiyle eşit hale gelmesi, aynı zamanda dış borçlanmanın ulaştığı noktayı da gözler Önüne seriyor. özal hükümeti dış borçlann azalacağı yerde hızla çoğalması karşısında önümüzdeki yıllar için hazırlanan dış borç ödeme planını değiştirdi. Plan değişikliğine göre yîllık dış borç ödemesi, ancak 1995 yılında 2 milyar doların altına inebilecek. Aynca 2 milyar doların altında kalacağı düşünülen dış borç ödemeleri de iki misli katlanarak 1989'a kadar 4 milyar doların üzerinde seyredecek. 1990 yılı için planlanan 3.5 milyar dolarlık dış borç ödemesi de dahil edilince Türkiye'nin gelecek dört yılda gerçekleştireceği toplam ödeme 16 milyar 836 milyon dolar gjbi olağanüstü bir düzeye çıkacak. Bu durumda Türkiye'nin uhıslararası bankalar ve kredi kuruluslanndan borçlanmasından övgüyle söz eden özal hükümeti, flltÜSt de 45'e ulaşırken 1986 sonunda dışanya yapılacak anapara ve faiz ödemesi ihracat gelirinin yüzde 57'si, bir diğer ifadeyle yansından fazlası bir düzeye varacak. öte yandan 1990 yılına kadar ödenmesi planlanan dış borçlar içinde önemli bir payı da 1980 yıündan önce devrolan dış borçlar alıyor. Merkez Bankası verilerine göre 1987 yıhnda gerçekleştirilecek toplam 4 milyar 493 milyon dolarhk dış borç ödemesinin yüzde 25.4'lük, diğer bir ifadeyle dörtte birlik bölümü ertelenmiş borçlardan oluşacak. Miktar olarak da ertelenmiş dış borçlar toplamı 1 milyar 140 milyon dolar olacak. Aynı verilere göre 1988'deki dış borç ödemelerinin yüzde 23.3'ü, yani 1.074 milyar dolan, 1989'da yüzde 17.9*u yani 744 milyon dolan, 1 9 9 0 ^ da yüzde 10'u yani 355 milyon dolan 1980 öncesinden miras kalan ve her yıl faizleriyle katlanarak büyüyen DÇM, garantili, garantisiz ticari borçlar gibi ertelenmiş borçlardan oluşacak. Toplam olarak 1990'a kadar gerçekleşecek ertelenmiş dış borç ödemesi 3 milyar 312 milyon dolan bulacak. Tablo nasıl degisti? 1MV. 1H7. Eski plan 2414 M73 1.511. Yeni plan 4.H3 4.1S7 X573 Barzani ve Talabani birleşti CENGtZ MUMAY SİİRT Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYP) lideri Celal Talabani ile Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesut BarzasTnin kardeşi tdris Barzaoi îran'ın başkenti Tahran'da bir araya gelerek "birleşme" karan aldılar. KYP ile KDP'nin yakın bir tarihte de karan uygulamaya sokmak için cahşmalara başiayacaklan açıklandı. Tahran'dan Türkçe yayra yapan İran îsiam Cumhuriyeti'nin sesi radyosu ile Kuzey Irak'tan korsan Kiirtçe yayın >apan IKDPnin sesi radyosu konuyla ilgili olarak verdîkleri haberlerde özetie şunlan söylediler: •KYP lideri Ceial Talabani Be KDP lideri Mesat Barzani'nin kardeşi Idris Barzani, önceki gan Tahran'da İran yetkililerinin de hazır bulunduğu bir toplanüda bir araya geidiler. Yaklaşık 8 saat süren göriişmeier sonunda, Celal Talabani Ue tdris Barzani Irak'ta yapacaklan eylemlerde birleşeceklerini söyled'ikr. Talabani ile tdris Barzani, karann uygulamaya sokulması için çalışmalanna yakın bir tarihle başlayacaklannı laahhüt ettiler. Barzani ve Talabani «oplantıdan sonra İran resmi haber ajansı tRNA'ya bir acıklama yapülar. Açıklamada, BAAS rejimine karşı biriikte mücadele edilecegi ve Kerkök yöresinde süren çarpışmalarda biriikte hareket edecekteri bildirildi." Şu anda Irak Kürdistan Demokrat Partisi lideri olan Mesut Barzani'nin babaa Molla Mustafa Barzani ile Celal Iklabani yıllar önce KDP saflannda ortak mücadele veriyorlardı. Taiabani ile Barzani bundan 20 yıl önce 'dücrjB göriişJerindeki farkhlık" yüzünden çelişmişlerdi. 1966'da şimdiki KYP lideri Celal Talabani, Barzani'yi "miniyetçflik'*le suçlayarak KDP'den aynîdı. Marksist göruşler taşıyan Talabani KDP'den aynldıktan sonra Kürdistan Yurtseverler Birliğini kurmuştu. Molla Mustafa Barzani'nin ölümünden sonra da aynlık sürdü. Geçen 20 yıflık süre içerisinde KDP'liler Celal Talabani'yi "hain" olarak niteliyorlardı. fki gün önce yapılan toplantı sonunda, bölgedeki Künler güçlerini birleştirmiş oldular. 3 aynı zamanda Türkiye'nin en fazla dış borç ödeyen, bir başka deyişle, döviz gelirlerini faiz biçiminde dış flnans kuruluşlanna aktaran hükümeti olacak. öte yandan dış borç tablosunun daha net olarak gözler önüne serilmesi için Türkiye'nin yakın geçmişte yaptığı dış borç ödeme miktarına bakmak gerekiyor. Geçmişin tablosu gelecek dört yıl içinde yapüması planlanan dış borç ödemesinin, 1960*tan 1985'e kadarki 25 yıllık sürede gerçekleştirdiği dış borç odemesine eşit olacağını gösteren çarpıa bir görünüm sergiliyor. 3 gelirlerinin yaklaşık üçte biri çeşitli yabancı flnans kuruluşlanna dış borç faizi ve anaparası olarak ödendi. Döviz gelirlerinin 1986 başından itibaren önemli ölçüde azalma eğılimine girdiği, bunun karşısında dış borçlann hızla kabardığı göz önüne alınırsa ihracat, turizm ve işçi dövizi gibi temel kaynaklardan sağlanan döviz gelirlerinden IMF, Dünya Bankası ve çeşitli uluslararası kredi kuruluşlanna daha fazla borç ve faiz ödeneceği anlaşıhyor. Dış borç ödemeleri ile ihracat gelirleri arasındaki oran da, ko Irakh silah götüren 2 kamyon ele geçirildi SİÎRT, (Cumhuriyet) Siin in Şırnak ilçesinde 2 kamyonda silah ele geçirildi. Silahlann Irak Kürdistan Partili Peşmergelere gönderildiği behrtiliyor. Siirt Emniyet Müdürlüğü ekipleriyle Şırnak 199. Seyyar Jandarma Alay Komutanhğı ekipleri tarafından ŞırnakUludere karayolunda, durumla' nndan kuşkulamlan iki kamyonda arama yapıldı. Gıda ve inşaat malzemesi yüklü olan kamyonlann gizli bolmelerinde yapılan aramada, 111 adet on dörtlü tabanca ile bunlara ait 108 adet yedek şarjör ele geçirildi. Olayİa ilgili olarak 8 kişi gözaltına alındı. Sorgulama sonunda, silahlann Mesut Barzani'ye ait Peşmergelere götürülmek üzere Suriye üzerinden Türkiye'ye sokulduğu öğrenildi. Ankara'dan gelen Emniyet Müdürlüğü Mühhnmat Kaçakçıhğı Şubesi'nden bir ekip de gözaltında bulunan 8 kaçakçıyı aynca sorguladı. Yetkililer, gözaltına alınan kaçakçılarla araçlann plakaları konusunda bir açıklama yapmadılar. Soruşturma, büyük bir gizlilik içinde sürdürülüyor. 8 kaçakçı, Siirt Emniyet Müdürlüğü tarafından bugün 70. Piyade Tugay Komutanhğı ve Siirt Sıkıyönetim Komutan Yardımahğına teslim edilecek. Buradan da Diyarbakır 7. Kolordu ve Sıkıyönetim KomutanlığYna gönderilecek. Güvenlik güçleri 2 ay önce gerçeklestirdikleri iki ayn operasyonda da 4 kamyonun gizli bolmelerinde silah ele geçirmişti Bunlarla biriikte, Barzani'ye ulaştırümak istenen 79 adet uzun namlulu tüfek, 253 adet on dörtlü tabanca, 406 adet şarjör, 263 adet kırmalı tüfek ve 150 çift "mekap" marka ayakkabı ele geçirilmiş oldu. "Mekap", Peşmergeler tarafmdan, bölgenin arazi koşullanna uygun olduğundan, büyük ilgi göriiyor. Yıllık dış borç ödemelerinin bu yıl sonundan itibaren 2 milyar dolara ineceğini hesaplayan özal hükümetinin bu beklentisi, ancak 1995'te gerçekleşebilecek. Gelecek dört yılda yapılacak dış borç ödemesi Türkiye'nin 1985 sonuna kadarki geçen 25 yılda ödediği dış borçlara eşit olacak. Ortak eğitim uçağı üretilecek özal hükümeti döneminde dış borç ödemeleri döviz gelirlerinin büyük bir kısmını alıp götürecek. Bu yıl dış borç ödemesi ihracatın yüzde 57'si düzeyine çıkacak. • > Aynca özal hükümetinin iktidanna rasgelen 19831988 döneminde yapılan dış borç ödemeleri de bu tarihe kadarki 23 yıllık toplam ödemenin yaklaşık iki katına varacak. Dış borç ödemesi ile döviz gelirleri arasındaki ilişkilere bakıldığmda da çok çarpıcı noktalar ortaya çıkıyor. Birincisi 1986 ortasındaki verilere göre 28.189 milyar dolar olan toplam dış borçlann döviz gelirlerinden götürdüğü kısım da hızla yükseliyor. 1984 yıhnda da döviz gelirlerinin yüzde 22.3'ü dış borç ödemelerine giderken, 1985'te döviz nuya bakışı daha anlamlı küıyor. 1960 ile 1985 arasındaki dönemde toplam dış borç ödemeleri 16 milyar dolara ulaşırken aynı sürede ihracat gelirleri 52 milyar 525 milyon dolar oldu. Dış borç ödemelerinin ihracata oranı 1960'ta yüzde 28.8 iken bu oran en düşük düzeyine yüzde 6.3'le 1980'de indi. Dış borç ödemelerinin ihracat gelirlerinden aldığı pay, özal hükümeti döneminde korkunç bir yükseliş kaydetti. 1984'te dış borç ödemelerinin ihracata oranı yüzde 42'ye çıktı. Geçen yıl ise bu oran yüz ABDYıınan Savunma Sanayiî îşbirliği Anlaşıııası imzalandı STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan ile ABD arasında Savunma Sanayii îşbirliği Anlaşması, dttn Atinada imzalandı. Türkiye'den sonra Yunanistan'a gelen ABD Savunma Bakan Yardımcısı William Taft ile Yunanistan Savunma Bakanı Yardımcısı Thedoros Stathis tarafından imzalanan anlaşma, Yunanistan ile Amerika'nın ortak laşa "eğitim uçağı" üretmelerini de öngöriiyor. Anlaşma çevçevesinde, Yunan savunma sanayiinin geliştirilmesi amacıyla ordu malzemeleri, ABD ile ortaklaşa üretjlecek. Her iki ülkenin savunma işbirliğinin yani sıra, yüksek savunma teknoîojisinde de ortak üretim gerçekleştirilecek. Amerikan tarafı, Yunan Uçak Yapım Sanayii (EAB), Yunan Silah Yapım Sanayii (EBO), Yunan Barut ve Mermi Yapım Sanayii (PYKRAL) ve son olarak Yunan tersanelerinde yatınmlarını geliştirecek. Bu arada, Yunan savunma sanayii tesisleri, Amerikalılar tarafından çağdaşlaştırılacak ve Yunanistan'ın ürettiği ordu malzemeleri, Amerikan ordu piyasasına sürülecek. Tüm bu ışler için aynlacak ABD yardımlan ise düşük faizli (FMS) statüde olacak. Yunanistan adına anlaşmayı imzalayan Stathis, bu anlaşmanın Yunan savunma sanayii tesislerinin önemini arttıracağım söyledi ve Yunanistan'ın ABD ile olan ekonomik ilişkilerinin yep yeni bir döneme girdiğini belirtti. Taft ise, her iki tarafın göstereceği iyi niyetin, söz konusu anlaşmanın yürürlüğe girmesini kolaylaştıracağını ve sanayii işbirliğinden her iki tarafın da yararlanacağını söyledi. im. im. 1tM. 1NS. KAnUUC: Maiiye <n Gtimrflk Bakanlı0ı 19651986 8utçe Gerekç«leri. Ek nükleer füze gelmeyecek (Baştarafı 1. Sayfada) Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk, bu taleplere karşı çıktı ve "Amerikan rardunını durnp donırten ncden reddeddim. Biz diyalogsnz insanlar degiliz U " dedi. Bu arada Yavuztflrk'ün, önceden basına dağıtılan konuşma metninde Suriye konusunda yer alan ılımlı ifadeleri, son anda metinden çıkartması, dikkati çekti. Yavuztürk, napalm yerine kullanılabilecek kimyasal madde ttretimi konusundaki projenin sonuçlandırılacagıru açıkladı. Milli Savunma BakanlıgYnın 1 trilyon 728 milyon Urahk bütcesinin, dün TBMM BütçePlan Komisyonu'nda görüşühnesi sırasında söz alan üyelerin önemli bir bolümü, hükümetin yardımlann a7alma« karşısında Reagan yönetimi karşısında izlediği tutumu eleştirdi. Bu arada lstanbul Milletvekili Tülay öoey, Türkiye'deki nükleer başhklann durumunun yeniden gözden geçirilmesini isterken SHP'li Erol Agagil, nükleer başhklarda tetiğin Türk makamlarda degil, ABD'nin elinde olduğunu lcaydederek bu başhklarm Türkiye'de bulundunılmamasını istedi. Bağunsu milletvekili Kâmran Inan ise konuşmasında, hükümetin ABD karşısında izlediği tutumu eleştirip 490 milyon dolarhk yardımın reddedümesini isterken DYP'üCaferTayyarSadıklar, bu konuda daha esnek bir tutum sergiledi ve "Papaza kızıp oruç boznlmaz" dedi. Eski Milli Savunma bakanlanndan Antalya Bağımsız MilletvekiU Haluk Bayülken ise, Türkiye üzerindeki tehdidin arttığım kaydederek Türk ordusunun modernizasyonunun acil bir nitelik kazandığuu söyledi. Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk, özal hükümetinin ABD politikasına getirilen eleştirileri yanıtlarken, Türkiye'nin kendisinden daha çok yardım alan Israil, Mısır ve bu arada Pakistan'la biriikte değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. Yavuztürk, aynca yardımlann reddediknesinin bugün için üzerinde konuşuhnası gereken aktüel bir konu olmadığım kaydetti. SHP'U Tülay öney, "Bize aktüei geiiyor" diye diretince, Yavuztürk, "Bu bir besap kitap, denge meselesidir. Amerikan yardıaüannı durup dvrurken ncden reddedciim. Biz diyalogsaz insanlar degiliz ki" şekhnde konuştu. Yavuztürk, "Biz Amerika* ularla tekrar tekrar konnşup onlan ikna edcrek yardımı arttmna politikası izüyonız. Aynca biz para karşdığı tts vermeyiz" dedi. •tevuztürk, üyelerin sorulanna verdigi yarutlarda da Alman savaş uçaklannın Konya Aüş Poligonu'ndan yaralanması konusunda bilgi verdi ve "Biz bu projenin gcrçeklcşmesini istiyoruz. Politik bakımdan bir riski yokrur. Söylendiği gibi halka dönük olumsuz sonuçlan da ohnayacaktır. Çttnkü nçnşlar, Tnz GöIfi üzerinde ve Akdeniz'de yapdacakür" dedi. Yavuztürk, bir başka sonı üzerine de Türkiye'nin caydıncıhğına arttırmaya önem verdiklerini kaydederek, "Caydıncdıktmn şunn anlıyoruz. Yunanistan, üzcrimize geldiği zaman, ne yapacağımuı bilsin istiyoruz" diye ekledi. Bu arada Milli Savunma Bakanı, Suriye'nin hava sahasına girmek isteyen üç Amerikan savaş ucağına izin vermedigi yolundaki haberler ve lncirlik Ussü'ndeki manevralar konusundaki sorulara da yanıt vermeyerek "Bu konularda yanıünu daha sonra bildireceğim" dedi. SURİYE KONUSUNDA SÜRPRİZ Milli Savunma BakanlığYnın bütçesinin BütçePlan Komisyonu'nda görüşüîmesi sırasında en ilginç olaylardan biri, Yavuztürk'ün, konuşma metninde yer alan Suriye konusundaki ılımlı ifadeleri son anda değiştirmesi oldu. Yavuztürk'ün sabahtan basına dağıtılan konuşma metninde, "Suriye'nin güvenlik konnsonda ohunlu sayılacak bazı Jestler yapögT yolunda bir ifade yer almaktaydı. Yavuztürk, metni okurken bu cümleyi okumadı ve iki Ulke arasında "tareflann birbirierinin duyariı olduga konularda dikkatli ve yapıcı olmalan konusnnda anlaşmaya vanldıgını, ancak bu konnda sonınlann giderildiğini söylemenin mümkttn oimadtğım" kaydetti. Yavuztürk, eleştirileri yanıtlarken de Suriye'nun tutumuyla ilgili bazı sıkıntılann bulundugunu kaydetti. Yavuztürk, dün TBMM PlanBütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmanın girişinde, ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki silahsızlanma çabalannın ojumlu sonuçlar vermesini diledi. Hemen ardından "Ancak silahsızlanma ile güvenlik ihüyaçlannın dengelenmesi geregine de inanıyorum" diye ekledi. Yavuztürk, son aylarda Batılı çevrelerde gündeme getirilen Türkiye'ye orta menzilli nükleer füzeler yerleştirilmesi ve mevcut kısa menzilli nükleer sistemlerin de arttınlması yolundaki beklentilere "soğuk" bir karşılık verdi. Milli Savunma Bakanı, Türkiye1 deki nükleer sistemlerin taktik düzeyde caydıncıhk, menzil ve güvenlik bakımından da savunma amaçlı olduğunu kaydederek, "Bu silahlar makul bir düzeyde olup, belirli bir dengenin korunmasına imkân vermiştir. Halen, bu politikada bir değişiklik yapma ihtiyacı görülmemekte ve Tiirkiye'ye makul ve müesses düzeyin üstünde ilave nükleer silahlann kabulü söz konusu bulunmamaktadır" dedi. Bedelli askerlik uygulamasından arzu edilen amacın sağlanamadığını da belirten Yavuztürk, uygulamadan doğan aksaklığm giderilmesi ve dileyen her yükümlünün bedelli askerlikten yararlanabilmesini sağlamak amacıyla kanunda gerekli değişikliklerin yapılması çalışmalannın son aşamaya geldiğini açıkladı. Yavuztürk, üyelerin eleştirilerini yanıtlarken, "Yunanistan'ın adalan silahlandınnası konusunda Yüksek Adalet Divanı'na gitmeyi diişüniiyor musunuz?" seklindeki soru üzerine, "Yunanistan'ın Ege adalannı süahlandırmasuıa karsıyız. Bu konnda yüzde yuz haklıyız. Yüzde yüz haklı olduğumuz bir konuda Uluslararası Adalet Divanı'na gitmeye neden gerek görelim" dedi. Milli Savunma Bakanlıgı bütçesi daha sonra kabul edildi. \abancılara savunma sanayîî için (Baştarafı 1. Sayfada) man açığı konulu sorunlanna, geçmiş örneklere oranla daha yeterli ve açık yamtlar verildiği görüldü. Seminerde, özellikle Amerikan savunma sanayii yatınmcilanmn, geçen ilkbahar aylannda Türkiye'yi ziyaretleri sırasında gündeme gelen ve yamtsız kalan 4 temel sorunun karşıhgı açıkhğa kavustu. 1. Teknoloji transferi: Türkiye'de savunma sanayüne talip yabancı yatıruncılarm temel endişesi Türkiye'de kurulacak tesislere transfer edilen teknolojinin "başka ellere geçebileceği" kuşkusundan kaynaklanıyor. Türkiye'de kurulan ortak yatınm tesislerinden yapılan ihracatın yine Batı ittifakırun onaylamadığı Uçüncü ülkelere ihracı olasıhğı da sorun >aratıyor. Daha açık bir deyişle, özellikle Amerikan silah sanayii temsilcileri kullandıkları yüksek teknolojinin Türkiye üzerinden Sovyetler Birliği'ne aktanlabileceği, ortak yatınm tesislerinin Amerikan dış politikasına ters düşen bazı Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine ihracat yapılabileceği kaygısım taşıyorlar. Türk : Alman Ortak Savunma Semineri'nde konuşan Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk, "Fon desteğinde yürütulecek projelerde teknolojinin eksiksiz transferinin talep edildiğinin" altını özenle çizdi. Yavuztürk, "Ülkeye getirilecek modem teknolojinin eksiksiz transferinin iiretimin sürekliligi ve üretim tekniklerinin kalıcılığı bakımından önemli olduğuna" değinirken, Fon Başkanı Vahit Erdem de transfer edilen yüksek teknolojinin güvenliğine ilişkin şu sözleri ile yabancı yatırımcıları rahatlatmak istedi: "Bilindiği iizere savunma sanayii alanındaki faaliyetlerin en önemli ön şartlanndan birisi de, politik ve teknolojik güvenlik meselesidir. İdaremiz bu konuda ciddi bir cabşma ve araşürma dönemine girmiş bulunmaktadır. Öngördüğiimiiz güvenlik sistemi Ue kalite kontrof sistemi esaslannı yukında siziere duyuracagız." Böylece Türk savunma sanayii stratejisinin temel ilkelerinden birisi, en yetkili ağızlardan "Türkiye'nin yüksek teknoloji transferi güvenliği konusunu titizlikle ele aldığı, ama bu gerekçeyle sınırlı teknoloji transferi Ue yetinmeyecegi" biçiminde konulmuş oldu. 2. Alım garanrisi: Yabana yatınmalar, Türkiye'de kuracaklan pahalı tesislerin üretiminin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından satın abnacağından emin olmak istiyorlar. Yabancı yatınmcılann bu isteklerinin ileri sürüldüğü biçiminde kabul edilmesi halinde, 500 milyon dolarhk Savunma Fonu bir yatınm fonu olmaktan çok, doğrudan alımlara finansman sağlayacak. Nitekim bunun bilincinde olan Türk tarafı, yeni bir orta yol önerisinde bulundu. Yavuztürk, konuya ilişkin olarak şunlan söyledi: "Fon finansmanı, esasen tedarik (satın alma) maksadına yönelik degil, fakat yatınmlann teşviki ve yönlendirilmesi maksadıyla kullanılacaktır. Şimdiye kadar fona yapılan başvurulardan girişimcilerin uzun vadeli risklerini kompanse etmek maksadıyla belirli ölçulerde alım garantileri istedikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda, fonun sadece belirü bir kısım için alım garantisi vermesi. esas büyük miktardaki alımlann ise Milli Savunma Bakanhğı tarafından yapılması gerekmektedir." Eğer önerilen bu orta yol, yabancı yatınmcılar tarafından da benimsenirse, Türkiye'de fon destegi ile yatınma giden yabancı Fırmalann üretimlerinin pazarlığa göre belirlenecek bölümleri bütçedeki savunma odenekleri ile satın ahnacak. Fon kaynakları, esas olarak yatınmlarda kullanılacak. 3. Hedeflerin gizliliği: Yabancı silah sanayicilerinin temel yakınma konularından birisi de, Türk ordusunun yılhk gereksinimlerinin bir "sır" olarak saklanmasıydı. özellikle yatınm hesaplan yönünden ordunun uzun dönemli gereksinim rakamlarını arayan yabana girişimciler bunları elde edememekten dert yanıyorlardı. Savunma İdaresi tarafından öncelik verilen alçak irtifa hava savunma füze sistemleri ile zırhlı muharebe araçlan projeleri için hazırlanan "yatınm çağn dosyalan"nda aranan her türlü bilginin yer alması yabana yaünmcılan rahatlattı. Aynca, bu iki projenin yılbaşma kadar karara bağlanacağı yönündeki açıklamalar, fonun "Borokrasiye takümadan çalışacağı" yolundaki açıklamaJara kanıt oluşturdu. 4. Nitelikli eleman: Yüksek teknoloji gerektiren işbirliği çahşmalannda karşılanndaki Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının sürekli tayinlerle yer değiştirdiğine işaret eden yabancı yatınmalar, Savunma Sanayii tdaresi'nin nitelikli işgücünü nereden bulacağını sormaktaydılar. Idare Başkanı Vahit Erdem, söz konusu eleman sıkıntısım 3 yoldan şöyle aşmayı hedeflediklerini açıkladı: "Yurtdışında bulunan ve özeilikle ABD'de yerleşik Türk muhendisleri ile temas halindeyiz. Bunlann göç nedenlerinden birisi de Türkiye'de yetiştikleri bilgi düzeyine uygun iş bulamamalandır. Bunlardan büyük bölümünün yurda döneceğine inanıyonız. Aynca yabana şirketlerin ülkeye getirecekleri teknisyenler Türk mühendislerinin ve teknik kadrolannın eğitimine yararlı olacaklardır. Üniversitelerle de temas halindeyiz. Konuya ilişkin burslar verilmesini düşünüyoruz." Her (Baştarafı 1. Sayfada) lerin başarılı olmasını sağlayan madde 44. maddedir. Burada getirilen uygulamayla Universitelerdeki başan oranlan yükselmişü r " diye konuştu. Prof. Doğramacı, "Öfrenciler İzmir ve Istanbul'dan yola çıkarak Ankara'ya ulaştılar ve dilekçelerini TBMM Başkanlığı'na ilettiler. Bu arada gözalüna alınanlar oldu'' biçimindeki anımsatmaya ise şu karşıhğı verdi: "Her vatandaş yüröyebilir. Yeter ki kanuna riayet etsinler, kanunların içinde kalsınlar. Yoksa ögrencilerin bir isteği dile getirerek yürümeleri normaldir." "Bazı ögrenci dernekleri, üyeleri ile biriikte YÖK'iin önüne siyab çelenk koydular. Bu konudaki görüşleriniz nedir?" sorusuna ise YÖK Başkanı, "Koysunlar. Herkes kendi düşiincesini ifade etmekte özgürdiir. Yapsınlar, YÖK'iin önüne de koysunlar ama dediğimiz gibi, kanunlann içinde kalsınlar" yaıutını verdi. Prof. Doğramacı, öğrencilerin 44. madde konusundaki istemleri hakkmda ne düşündüğünün sorulması üzerine, "Amerika'dan yeni döndağii için öğrencilerin ne istediklerini tam anlamıyla bilmediğini" ifade etti. Cumhuriyet muhabirinin, "Öğrenciler, 44. maddenin 6 yıllık öğrenim hakkmı kısıtlayan, bir dersi ikinci kez tekrardan sonra ikinci yıl sonunda atılmalarının önlenmesini istiyorlar. 4 yıllık okulda 6 yıl boyunca okuyabilmek istiyorlar. Ara sınavlara tam anlamıyla karşı değiller" biçimindeki anımsatması üzerine de şöyle konuştu: "Öğrenciler isteyebilirler. Ancak derse devam etmeden, ara sınavlar olmadan ya da çalışmaya teşvik edilmeden başan oranlan yüzde 17'lere düşmüştü. Alınan önlemler ve uygulama, iiniversitelerde başarıyı yüzde 80'lerin üzerine çıkarmıştır. Üniversitelerdeki başan devamlı çalışmaya bağlıdır, ara sınavlannın araacı da budu " Nükleer füzelere karsıyız (Baştarafı 1. Sayfada) büyük bir bütünliik ve uyum olduğunu gösterdiğini savunarak, SHP'nin iktidar adayı ve sonınları çözecek parti olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. lnönü, TBMM içinde hükümet hakkında gensoru vermek gibi çalışmalann hafta içinde sürdürüleceğini de bildirerek, "Bu hafta aynca sürprizlerimiz var. Şimdi ne olduğunu söyleyip, ilgiyi dağıtmak istemiyorum" dedi. Erdal İnönü, önümüzdeki günlerde Başbakan Turgut Özal ile bir görüşme yapıp, siyasi yasakların kalkması konusunu ele alacağını açıkladı. Başbakan Özal ile yurtdışına yaptığı gezi hakkmda konuşacağım söyleyen lnönü, siyasi yasaklann kalkmasına ilişkin öneriyi henüz imzalamayan SHP milletvekilleri ile de görüşeceğini söyledi. İnönü'nün bu düşüncelerini açıkladığı basm toplantısıru, öneriye henüz imza koymayan Istanbul milletvekili tbrahim Ural da izledi. Ancâk, Ural, toplantıdan sonra gazetecilerin imza konusundaki tavrının değişip değişmediğine ilişkin sorulanna yanıt vermedi. İnönü'nün açıkladığı SHP Küçük Kurultay bildirisinde, alınan kararlar 18 madde halinde sıralandı ve sosyal demokratlann en güçlü örgütü olarak nitelenen SHP'yi böhnek için aylardır kampanya sürdürüldüğü görüşüne yer verildi. SHP Küçük Kurultay bildirisinde yer alan görüşler özetie şöyle: " Sosyal devlet yeniden kurulacak, ANAP iktidannın halktan alıp birkaç holding ve bir avuç vurguncuya bağışladığı trilyonlar eğitim, sağlık ve konut sorunlanmızın çözümünde kullanılacak. Korkutan değil konıyan devlet anlayışı ve tasamıfçu bir yaklaşırrfla, bütçe önceliklikleri değiştirilecek, adaletli bir vergi düzenlemesi yapılacak. Kısa vadede uygulanacak özel istihdam projeleri, aş, iş, banş ve demokrasi programlan ile insanca yaşama olanakları sağlanacak. Ülkemizde bugün yemek yemedikleri için bile gözaJtına alınan sendika yöneticilerinin bulunmalan, bir ibret tablosu olarak daima ammsanacak, sendikal haklara noksansız işlerlik kazandırmak için gerekli yasal değişiklikler kesin olarak sağlanacak. Yargı bağımsızlığını zedeleyen ilkel hukuk anlayışı mutlaka aşılıp, çağdaş hukuk düzeni kesinkes gerçekleştirilecek. Kanayan yaralan sannak, toplumsal barışı sağlamak için adıl bir af çahşması çabalan arahksız sürdürülecek. Yurtta banş, dünyada banş flkesine dayalı dış politikamız tesiimiyetçi bir anlayışla değil, eşitlikçi bir anlayışla tekrar yürürlüge konulacak. Ikili anlaşmalann ulusal çıkarlarunıza göre yeniden gözden geçirilmesi istenecek, Türkiye'deki üslere nükleer füzeler yerleştirilmesine ve uslerin NATO amaa dışmda kullanılmasına kesinlikle karşı çıkılacak." SHP bildirisinde, SHP'nin sosyal demokratlann birliğini savunduğu kaydedilerek şöyle denildi: "Aynca SHP olarak sosyal demokratlığı kendi tekelinde gören ve sosyal demokratlann birlik ve bütünlüğünü savunan partimizi, karşıtlanmızın bile kullanmadığı bir dille suçiayanlann, bundan böyle hak ettikleri cevaplan alacaklanm açıkça ifade ediyoruz. Sosyal demokratların en güçlü örgütü SHP'yi bölmek için aylardır sürdürülen kampanyayı çok iyi değeıiendiren MKYK, TBMM gnıbu ve örgüt olarak, her zamankinden daha uyanık ve daha bilmçli bir bütünlük içinde, halkımıza bir kez daha diyonız ki, banşı, huzuru, demokrasiyi, adaleti, üretkenliği, yaratıcüığı ve ilerlemeyi sağlamak; sömürüyü, baskıyı, kaba kuvveti, haksulıklan ve adaletsizlikleri kaldırmak için sosyal demokrasiyi benimseyiniz ve bize destek veriniz. Desteğiniz mutlu ve güleryüzlü insanlann ülkesi Türkiye'nin ilk harcı olacak tır." Molotov öldü (Baştarafı 1. Sayfada) ve ağır bir hastalık sonucu öldüğü bildirildi, ancak Molotov hakkında aynntıh bilgi verilmedi. TASS'm haberinde, 19301941 yılları arasında Halk Komiserliği Konseyi'nin başkanhğını yapmış olan Molotov'un, 19411957 döneminde de Başbakan Birinci Yardımcısı olduğu bildirildi. Stalin'in yakın danışmanlarından olan Molotov, eski Sovyet liderine Dışişleri Bakanhğı yaptıktan sonra, Nikita Kuruçev tarafından Komünist Partisi'nden ihraç edilmiş ve görevine son verilerek az bir emekli maaşına bağlı yaşaması sağlanmıştı. Sovyetler Birliği'nin kurucusu Vladimir I. Lenin'e 1917 Bolşevik Devrimi'nde yardım etmiş olan Molotov, ancak 1984 yıhnda itibarı iade edilerek yeniden parti üyeliğine alınmıştı. Yeniden partiye alınmasına rağmen Molotov adı, Sovyet tarih kitaplanndansihnmiş ve yalnızca devrim ile ilgili ansiklopedide kısa bir paragrafta geçer olmuştu. Mofotov, 1939 >ıhnda Hitlerin Dışişleri Bakanı Joachim Von Ribbentrop ile AlmanSov^et Paktı'nı imzalamıştı. Stalin'in 1928'de Bucharin'le bozuşmasından sonra Molotov ve Kaganoviç, eski Sovyet liderinin en yakın destekleyicieri olmuşlardı. Molotov, Stalin'in ölümünden sonra Kruçev'in içeride uygulamak istediği reformalara karşı çıkarak partide Ortodoks görüşün temsilciliğini yapmıştı. Bu yüzden Kruçev'le arası bozulmuş, önce merkez komitesinden, sonra da partiden ihraç edilmişti. Molotov, ilerlemiş yaşı nedeni ile hasta olmasına rağmen, son zamanlara kadar entelektüel faaliyetini sürdürmüş, gazete ve kitap okumaktan geri kalmamıştı. Boğaz ikinci (Baştarafı 1. Sayfada) • duğu süre içerisinde de gemiler saat 07.30'dan başlayarak güneyde Yenikapı önlerinde, kuzeyde de Anadolu ve Rumeli fenerlerinin birleştiği hattın kuzeyinde bekJeyecekJer. îkinci Boğaz Köprüsü'nün kılavuz ve servis kablolannın çekme işlemi, verilen tarihler içinde yapılamazsa aynı işlem 26, 27, 28 kasım tarihleri arasında yapılacak. (Baştarafı 1. Sayfada) rı ' toplantısından sonra dün Londra'da bir basın toplantısı düzenleyen Sir Geoffrey Howe, AET ülkelerinin bundan böyle Suriye'ye silah satmayacaklarını, üst düzeydeki yetkililerin Şam'ı ziyaret etmeyeceğini, AET ülkelerindeki Suriyeli diplomatlarla Suriye Havayollan'nın seferlerinin daha sıkı denetleneceğini açıkladı. AET'nin 12 üyesinden sadece Yunanistan bu karara muhalefet şerhi koydu. AET Dönem Başkanı Ingiltere Dışişleri Bakanı Sir Geoffrey Howe, 15 gün önce Lüksemburg'da yapılan AET Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda dün Londra'da kabul edilen önlemlerin hiçbirini meslektaşlanna benimsetememişti. Ingiltere, nisan ayınm ortasında Londra'da tsrail ElAl uçağına başansız bir sabotaj girişiminde bulunan Ürdün asıllı Nazar Hmdawi'nin Suriye tarafından yönlendirildiğini mahkeme karan ile saptadıktan sonra Şam yönetimi ile diplomatik ilişkilerini kesmişti. Öte yandan dünkü toplantıda Yunanistan Lüksemburg'da da belirttiği tutumunu sürdürdü ve Hindawi olayı ile Suriye arasında bağlantı bulunmadığını bir kez daha açıklayarak söz konusu dört önleme katılmayacağını ve karar metnini imzalamayacağını duyurdu. Bu arada BBC, Yunanistan'ın bu t u t u m u , "Arap ülkeleriyle olan ticari üişkileri ve Türkiye ile olan anlaşmazlığında Arap dünyasının desteğini kazanmak" amacıyla benimsediğini ileri sürdü. DUnkü toplantı sırasında, Fransız hükümetinin Suriye ile olan bağlantılannı sergileyen Washington Times gazetesinin çok sayıda ve bedava olarak dağıtıldığı görüldü. Ancak gerek Ingiltere, gerekse Fransa ve Batı Almanya dışişleri bakanlannın düzenledikleri basın toplantılannda Fransa Suriye ilişkilerinin gündeme gelmediği ve tartışma konusu olmadığı belirtildi. Suriye konusundan sonra AET dışişleri bakanları "siyasi mülteciler" konusunu da ele aldı. Bakanlar terorizme karşı önlemlerin yoğunlaştınhnası çerçevesinde, özellikle Ortadoğu kökenli siyasi mülteci adaylannın başvurulannın daha sıkı bir şekilde incelenmesine karar verdiler. ABD,AEPnin karannı olumlu karşıladı. Dışişleri Bakanhğı sözcüsü, alınan önlemlerin Esad yönetimini, terorizmi destekleme politikasından vazgeçireceği umudunda olduğunu bildirdi. Sözcü, ABD yönetiminin elçisini geri çekmenin yani sıra Suriye'ye karşı yeni önlemler alacağını duyurdu. Sovyet resmi TASS Ajansı ise, AET ülkelerinin İngiltere'nin baskısıyla böyle bir karan aldıklarını öne sürdü. Sovyet ajansı, Londra mahreçli yorumunda, İngiliz hükümetini Washington'un tam desteği ile Suriye'ye karşı şiddetli bir kampanya sürdürmekle suçladı. AET dışişleri bakanları toplantısı sonunda yayımlanan ortak bildiride ise, Suriye'ye terör gruplannı desteklememesi çağnsında bulunuldu. tngiltere Dışişleri Bakanı Sir Geoffrey Howe tarafından acıklanan ortak bildiride, uluslararası terorizmi kınayan Suriye'nin bu konuda gerekli önlemleri alması için siyasi yollann aranacağı kaydedildi ve "Suriye'ye, özellikle terörist eylemlerine kanştığı kesinlik kazanmış terör gruplannı desteklememesi ve onlara yardımcı olmaması cağrısında bulunuyoruz" denildi. AETden Kar ve tipi (Baştarafı 1. Sayfada) diğine göre şiddetli kar ve tipi sonucu SıvasTokat karayolunun Çamlıbel, SıvasAnkara karayolunun Yanşbeli, SıvasMalatya karayolunun Yağdonduran, SıvasErzincan karayolunun Kızıldağ, SıvasOrdu karayolunun Sakaltutan geçitlerinde ulaşım durdu. Kent merkezinde 17 santim, yüksek kesimlerinde 40 santimetreye ulaşan kar nedeniyle çok sayıda araç yollarda mahsur kaldı. Bu arada Sıvas'a bağh 407 köyün karayolu bağlantısımn kesildiği, Karayollan ve Köyhizmetleri II Müdürlüğü ekiplerinin kapalı yollan açmaya çalıştığı, yollarda mahsur kalan araç sürücülerinin yakın yerleşim birimlerinde misafir edildiği belirtildi. Sıvas Karayollan ilgilileri, E23 karayolunun Sıvas'tan geçen kesimine 70 ton tuz döküldüğünü, E23'ün kapanmaması için gerekli çalışmalann sürdürüldüğünü söylediler. Kars'ın Sarıkamış, Posof, Ardahan ve Göle ilçelerinde kar kahnlığımn 20 santimetreye ulaşcığı, ilçelere bağlı çok köyle karayolu bağlantısımn kesildiği büdirildi. Dün saatte 60 kilometre hızla esen rüzgârın tipiye dönüşmesi sonucu kentte yaşam büyük ölçüde durdu. Bitlis ve Hakkâri'de kar kalınlığı 80 santimetreye ulaştı. Bu illerin dağ köyleriyle ulaşım bağlantısı da kesildi. Hakkâri'nin Şemdinli, Uludere ve Beytüşşebap ilçelerini il merkezine bağlayan karayollan kapandı. Trabzon'un Tonya ilçesinde aşırı kar yağışı yüzünden yollann kapanması sonucu Kadralak, Tamlıköy, Bayıra ve Zare yaylalarında toplam 50 aile ile 300 büyukbaş hayvan mahsur kaldı. Tonya Vakfıkebir karayolu da Koşarlı köyti mevkiinde aşın kar yağışı yüzünden ulaşıma kapandı. Kötü hava koşullannın etkisi altında bulunan tç Anadolu Bölgesi'nde kar yağışırun sürdüğü bildirildiği. Yozgat'ta kar ve tipi E23 karayolunun Muslubelen yokuşunda buzlanmaya neden oldu. Yozgat Valisi Mubittin Keskin, buzlanmaya karşı yolların tuzlandığını, kapalı köy yollarının bulunmadığım söyledi. Devlet Meteoroloji Işleri Genel Müdürlüğü yetkilileri, kuzey ve kuzeybatı yönlerinden Türkiye'ye giren sistemin, Akdeniz üzerindeki yağış içeren sistemle büieşmesi sonucu, güney bölgelerinde sıcak ama çok yağışlı, öteki bölgelerde ise soğuk ve etkili kar yağışlı bir hava dunımunun egemen olduğunu bildirdiler.' Şu anda Doğu Anadolu'da kar yağışlarının etkili biçimde sürdüğünü kaydeden yetkililer, "Bu yağışlar birkaç gün daha sürecek" dediler. Bugünden itibaren Iç Anadolu'da başlayacak yumuşama, giderek öteki bölgelere de yayılacak. Ankara'da ise kar yağışı bugün kesilecek. önümüzdeki hafta, yağışların durmasıyla biriikte bütün ^ r t ta "nispeten iyi" bir hava başlayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle