16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yi devletten beklemenin, her zaman en iyi çözümleri sağlayamadığının anlaşılmış bulunmasıdır. Özellikle devlet çarklarının çoğu zaman ağır işlemesi, bürokrasinin verimliliği engellemesi, kamu eliyle yapılan yardımlara ister istemez siyasal eğilimlerin karışması, bilim, eğitim, kültür ya da sanat gibi hoşgörü ve yaratıcılık gerektiren alanlarda merkeziyetçiliğin sakıncalarını ortaya koymuştur. Günümüzün yeni anlayışı, kamu ya da özel kesim farkı gö zetmeksizin, sosyal sorumlulukların ilgili bütün kurumlar arasında paylaşılması yolunda gelişmektedir. Bunun sonucu olarak da, kamu yararına çalışan bırer özel kurum niteliğindeki modem vakıflara duyulan ilgi büyümektedir. bir "reklâm" ya da "halkla Oişkiler" çabası gibi görülmek istenebilir. Hemen her girişimde kişi ya da kurumların kendilerini onurlandırma ve tatmin etme özlemleri az ya da çok ölçülerde bulunabilir elbet. Ama, bu böyle olsa bile asıl önem tasıyan şey, o çabaların doğurduğu sonuçlar değil midir? Eğer bir özel kurumun, bir vakfın destekleriyle gerçekleşen herhangi bir sanat, kültür ya da bilim uğraşı bütün toplum açısından degerli ürünleri ortaya koyuyorsa, bundan en büyük yaran yine toplum görüyorsa, devletin ayrıca kaynak ayırmasına gerek kalmadan bu işi başaran özel kurum, kişi ya da vakıflara ancak teşekkür etmemiz gerekmez mi? VAKIFLARI BÜROKRASİYE BOGMADAN... 5 ARALIK 1985 yönetimler üstündeki ağır yükİerin bir bölümünü kaldırmak si'retiyle, bu kamu kurumlannın asıl görevlerini yapmalarını da kolaylaştırmış olacaktır. Özel kurumların önemli bir farkı, bürokratik çarklann dışında çalışmalarıdır. Yeni dönemde kamu yaranna kurulan vakıflardan çok daha iyi sonuçlar almak istiyorsak, unları özellikle kırtasiyeciliğe boğmamahyız. Vakıfların bütün işlemleri ve amaçlannı gerçekJeştirme yönündeki başanları ya da başansızhklan, yasalara uygun biçimde, ilgili devlet kurumlannca sürekli incelenecek, denetimlerden geçirilecektir. Ne var ki, valuflar kendi başlanna tüzelkişilikleri bulunan, bu anlamda bir tür özerklikleri olan kurumlardır. Bir özel kurumun kamu yaranna işler yapabilmesinin hikmetı zaten buradadır. Bütün bu nedenlerle vakıfların yönetim, kaynak kullanımı, bütçe hakları daraltılmak bir yana, ancak daha da geliştirilmelidir. KAZANAN, TÜRKİYE OLACAK... Modern vakıfları, uluslararası uygulama ve deneyimlerin ışığında, cesaret ve bilinçle daha geniş kamu görevlerine atılan kurumlar durumuna getırdiğimiz ölçüde, bundan kazanacak olan bütün toplumdur, Türkiye'dir. Çağdaş Vakıflar ve Türkiye Günümüz vakıflarınm çağdaş özelliklerinden birisi, amaç olarak benimsedikleh alanlarda ortaya çıkmaktadır. Eskiden daha çok dinsel yanı ağır basan çeşitli hayır işlerini yapmak üzere kurulan vakıflar artık geniş kamusal hedeflere yönelmektedirler. Ekonomik ve sosyal gelişime katküarda bulunmak, eğiîim ve sağlık gibi alanlarda hizmetler vermek, bilimsel araştırmaları desteklemek, külîür ve sanat yaşamına yardımlar sağlamak, modern vakıfların çoğunun ilk amaçları arasında yer alıyor. PENCERE Daha anlayamadık mı? ABD'deki Ermeni lobisinin başlıca hedefleri aşamalı biçimde şöyle özetleniyor: 1) Türk devletine "1915'te 1.5 milyon Ermeninin soykırım amacıyla öldürüldüğü" savını onayiatmak.. 2) Sözde Ermeni soykırımını "gerçek" olarak benimsediğinde, Türkiye'ye özür diletmek ve tazminat ödetmek... 3) Doğu Anadolu'da Ermeni toprakları saydıklan bölgede bağımsız Ermenistan devleti kurmak... Amerika'da Ermenilerin bu amaca yönelik yasal kuruluşları, kurumları, örgütleri güçlüdür. Kaliforniya eyaleti neredeyse Amerikan Ermenistanı'na dönüşmüştür. Okullarda bu yolda öğretim yapılmakta, militan yetiştirilmektedir. Kaliforniya Valisi Dökmeciyan, bugünkü Cumhurbaşkanı Reagan'ın seçim kampanyasında "Ermeni Asıllı Amerikalı Oy Sahipleri Komitesi"ri\n başkanıydı. Reagan eski Kaliforniya valisidir; Ermeni lobisi ve örgütlerine şükran borcu vardır. * ABD'deki Yunan lobisinin amaçları da Türkiye'ye düşmanlıkta odaklanıyor: 1) Megali /dea'yla Elenizmi yüceltmek... 2) Yunanistan'ın çıkarlarını korumak... 3) Kıbrıs'ta Yunan davasını yürütmek... Yunan lobisi, sermaye gücü ve seçmen tabanı bakımından Ermeni lobisinden güçlüdür. Kilise'de, Kongre'de, sermaye kesiminde, sinema, basın, televizyon çevrelerinde ağırlıkları vardır. Atina'nın "Ege'de ve Doğu Akdeniz'de Türkiye aleyhine yayılma siyaseti" ABD'deki Yunan gücünün özümsediği tarihsel amaçtır. • ABD'de en güçlü olan, Yahudi lobisidir. Sinema, basın, televizyon, tiyatro alanlannda; hele Kongre1 deki etkinlik konusunda Yahudiler inanılmaz bir ağırlığa sahiptirler; ama temel güçleri nereden kaynaklanıyor? Kapitalist sistemin dünyasında Yahudiler birincil sıraya oturmuşlardır. Sınır tanımayan bir kuvvettir bu... Uluslararası tekelci kapitalizmin hanedanı, Siyonist ailelerden oluşmaktadır. Yahudi tekellerinin Atlantik'in iki yakasında oluşturdukları büyük ekonomik ve siyasal kudret, Ortadoğu'da dinsel ve ırkçı İsrail devletini kurmuştur. Finans kapitalin krallığında Siyonizmin saltanatı böylece pekişmiştir. ABD'deki Yahudi lobisinin derinliği ve genişliği, sayısal kavramlara sığamayacak ölçulere ulaşmıştır. Amerika'daki Yahudi lobisinin amaçları nedir? Yanıt yalındır: İsrail'in amaçları, ABD'deki Yahudi lobisinin de amaçlarıdır. • Yahudi lobisi, Amerikan Kongresi'nde Yunan ve Ermeni lobisiyle işbirliğine girdipinde karşısında duracak bir güç yoktur. Peki, Amerika'daki Yahudi lobisini yönlendiren siyasetler nelerdir? İsrail, Ortadoğu'da İslam dünyasında bütün güçlerin zayıflamasını, parçalanmasını, birbirine düşmesini istiyor. iranlrak savaşı israil'in ekmeğine yağ sürer; Lübnan'da Müslümanların birbirini yemesi Libya'nın Mısır'laçatışması, Suriye'nin Türkiye'ye terör ihracına başlaması, Kürdistan sorununun üç İslarri devletinin iç politikasında alevlenmesi, Ortadoğu'nun Balkanlaşması, milliyetlerin, mezheplerin birbiriyle didişmesi israilin ekmeğine bal sürer. Ermeni sorunuyla Türkiye'nin başına bela açılması, İsrail'in işine yarar. İsrail, Ortadoğu'da güçlü bir Türkiye istemez. Ordusu modern ve çağdaş silahlarla donanmış bir Türkiye istemez, bütünleşmiş ve ekonomik sorunlarını çözümlemiş bir Türkiye istemez. İsrail'in "güvenlik alanı" saydığı bölgede 50 milyonluk ve halkının yüzde 99u Müslüman bir Türkiye; ne İsrail'in, ne Yahudi lobisinin, ne ABD'nin, ne Yunanistan'ın, ne Yunan lobisinin, ne de Ermeni lobisinin işine gelir. En geri zekâlı bir kişi bile bu gerçekleri görebilirken, bizler daha anlayamadık «)i? Dr. NEJAT F. ECZACIBAŞI Yüzyıllara uzanan köklü bir vakıf geleneğine sahip bulunan Türkiye'mizde, modern anlamdaki vakıflann ortaya çıkması oldukça yeni bir gelişmedir. Medeni Kanun'a 1967 yıhnda getirilen hükümlerle, vakıf kavramı yurdumuzda da günümüzün ileri ülkelerinde görülen yasal statüye kavuşturulmuştur. Bunu izleyen 20 yıldan kısa süre içinde yeni kurulan vakıfların sayısı 800'ü aşmış bulunmaktadır. Günümüz vakıflarının çağdaş özelliklerinden birisi, amaç olarak benimsedikleri alanlarda ortaya çıkmaktadır. Eskiden daha çok dinsel yanı ağır basan çeşitli hayır işlerini yapmak üzere kurulan vakıflar artık geniş kamusal hedeflere yönelmektedirler. Ekonomik ve sosyal gelişime katkılarda bulunmak, eğitim ve sağlık gibi alanlarda hizmetler vermek, bilimsel araştırmaları desteklemek, kültür ve sanat yaşamına yardımlar sağlamak, modern vakıfların çoğunun ilk amaçları arasında yer alıyor. HER İŞt DEVLETTEN BEKLEMEK VERİNE... Batının gelişmiş toplumlannda da vakıfların çağdaş görevlerine yönelmeleri bizdekinden farklı olmamıştı. Başlıca amaçlarını yüzyıllar boyunca kiliseyi desteklemekten ibaret sayan vakıflar, teknoloji ilerleyip sanayileşme ve kentleşme hızlandıkça. laik bir toplum yapısının zorunlu kıldığı yeni sosyal hizmetleri benimsemeyi öğrenmişlerdir. Öyle ki, bugünün ileri toplumlarında en büyük vakıflar artık tümüyle laik bir karakter taşımaktadırlar. Vakıfların ülke ekonomisine ve kültürüne katkılan, görevleri ve konumları, dünyada 1970'ler ortalarından beri süren uluslararası iktisadi durgunluk ortamında çeşitli tartışmalara yol açmaktadır. Bilindiği gibi, İkinci Dünya Savaşı sonunda en gelişmiş Avrupa ülkelerinin bile ağır yıkımlara uğraması, devletin ekonomik yaşamdaki rolünün artmasıyla sonuçlanmıştır. Sağlık, eğitim, kültür alanlannda çözüm gerektiren sayısız hizmet karşısında, hükümetler, devlet bütçelerinden kamusal hizmetlere ayırdıkları payı durmadan arttırmışlardı. Avrupa'da bir zamanlar ulusal gelirin onda birini zor bulan devlet bütçeleri böylece onda dört, hatta onda beş gibi alışılmamış oranlara yükselmiştir. 1980'ü yıllarda bu eğilimler köklü biçimde değişiyor. Değişimde. en önemli etken, her şe REKLAM DEĞİL, TOPLUM A KATKI İÇİN... Türkiye'de de ekonominin üreten ve yaratan başlıca özel kurumları bir süredir kamusal görevlere çok daha derinden yönelmişlerdir. Türkiye'nin önde gelen özel kurumları, kaynaklarının belirli bir bölümünü her'yıl sağlık, eğitim, bilimsel araştırma, sanat ya da kültür alanlanndaki belirli işleri gerçekleştirmek üzere ayırmakta ve özel vakıflar kurmaktadırlar. Kimilerince bu gelişim, bazen Türkiye'de modem vakıfların görev ve konumlarını belirlerken, vakıflarca üstlenilen hizmetlerin öncelikle kamu yaranna verildiğini gözden kaçırmamalıyız. Kuşkusuz, devlet ve çeşitli kamu kurumları kendilerine düşen görevleri yapmayı sürdüreceklerdir yine... Aynı alanlarda özel kurum ve vakıfların aynca katkılarda bulunmaları, olumlu bir hizmet yanşını sağlayacağı gibi; devlet ve yerel OKTAY AKBAL EVET/HAYIR Bu Savaşım Sürecek OKURLARDAN "ÇökkalkkayboV tarifeye göre 90 lira. Şoförler tam dolu olarak yolda indirbindir yaparak bu mesafeyi normal olarak gidip geldiklerinde kan ağhyorlar. Bunun adı, koltukta gidip gelmek oluyor. Öyle bir feryat ediyorlar ki, beraber ağlayasımz geliyor. Onun için sabahlan kısa mesafe yaparak, Berec V kadar (burası, yolun yarısıve polisten annmış) nka basa yolcu alıyorlar. Buradan ya geriye dönüyorlar, veyahut da yeni yolcu alarak devam ediyorlar. Böylelikle 90 liralık yolu 120 liraya getirmiş oluyorlar. Bunun yanmda ayakta yolcu aldıklannda esas komedi (dram), o zaman başlıyor. Cezadan kaçmak için karsıdan gelen minibüsten trafik ekibinin nerede olduğunu öğrendikten sonra sokak aralannda saatlerce dolaştınltyoruz Eğer ayakta birkaç kişi varsa "çökkaybolkalk" komutlarıyla trafik polisinin önünden geçiyoruz. Diğer bir yöntem ise, trafik polisine 200 metre kala ayaktaki yolcuları indirip koşturarak, 200 metre sonra bindirmek. Böylelikle 400 metrelik bir maratondan sonra bu engel aşılmıs oluyor. Bu arada minibus boş da olsa, çocuklu kadın almamak, şişmanları ayıklamak, yaşlüan es geçmek, daha minibüse adımını atmadan minibüsün hareket etmesi gibi doğal şeyleri yazmamıza gerek yok. Acaba diyorum, Demirkapı dısında, Berec ve Beşyüzevler'de görevlendirilecek sabah ve akşam iş saatlerinde 2 saat görev yapacak 2 memurla, binlerce kişinin bu çileden kurtulması sağlanamaz mı? tuanbul'un trafik sorununu hepimiz biliyoruz. Bizim şikâyetimiz, yolun saatlerce kapalı olması, saatlerce "Atatürk'ün devrimciliği, statık. donmuş ve ölü bir devrimcilik kuyrukta beklemek, böylelikle değil, dinamik, canlı, kendisini durmadan yenileyen bir devrim30 dakikalık yolu 1,5 saatte ciliktir. Onun ana amacı, Türk ulusunu ve toplumunu çağdaş gidip gelmek değil, bizi uygahık düzeyinin üstüne çıkarmaktır. Bunun için de, hukuk, ekoşoförlerin oyuncağı olmaktan nomi, eğitim, kültür ve toplum hayatının her alanında gereken vesoyulmaktankim kurtaracak? bütün reform ya da devhmleri yapmak, zamanı gelince bu adım Sultançiftliği Vezneciler, lann hiçbirinden çekinmemek Atatürk'ün ve Atatürkçülüğün büyük özelliğidir. 6, Türk halkının ve devletinin yararına olan her köklü değişikliği yapmaya ve her adımı atmaya hazırdı. Yeter ki, bu değişiklik ve adımı, başlangıçta direnmelerle karşılaşsa bile, bir süre sonra Türk halkı ve devleti için maddi ve manevi alanda olumlu meyveler verecek nitelikte olsun. Bundan ötürüdür ki, Atatürk'ün devrimciliği donmayan, durmayan ve kapanmayan sürekli bir devrimciliktir." Prof. Dr. Muammer Aksoy'un 1971 yılında gazetemizde çıkan yazısından bir alıntı... Aradan on dört yıl geçmiş, ama Aksoy'un anlamını belirttiği, yönünü gösterdiği 'Atatürkçülük'ten çok çok uzaklardayız! Atatürkçülüğü bir çeşit tutuculuk biçimine sokmak isteyenler. daha başka bir deyişle AtatürkçülüSözleşmeli İngilizce bilen elemanlar ile Kamhiyn elemanlan alınacaktır. ğü yozlaştırmaya çalışanlar günden güne çoğaldı. Bunlara ikide Genel Müdürlugümüz Dış İlijkikr Müdurlügıı ilc Kamhiyo işlemlerinde tam METÎN KOÇ bir Atatürk devrimciliğinin ne olduğunu anlatmak gerekiyor. yetkili (Ankara Kambiyu Şubesi. İstanbul Kambıyı Şuhesi. İzmir. Aıiana. Mersin. SULTANÇtFTLÎÖt / ÎST Genç kuşakları yanıltma!arına olanak bırakmamak önemli bir Bursa. Antalya vt Gaziantep) Şubelerimizde veya gerukli jj'irülectîk diğcr şuhclegörev oluyor. rimizdc görevkndirilmek iizert aşagıda nitelikleri bclirtilcn persond sınavla alınacaktır. Ben de yıllar önce buna benzer şeyler yazmışım. 'Atatürk Yaşadı m/?"nın yeni baskısını karıştırırken 'Ellinci Yıl* yazısına A İNGİLİZCE BİLEN PERSONEL rastladım: Şöyle demişim ben de: "Sürekli bir devrimdir Kema1 T.C. Vatandaşı olmak ile lizm. Donmuş, dondurulmuş bir kesin program değildir. Her ge2 Bankamız personel YönctmeliğinJi' hclırtilcn işc alınma niU'liklcrinı; çen gün yeni bir adım atılacaktır. Çağdaş uygarlığın gerekleri sahip otmak. yerine getirilecektir... Ellinciyılda Kemalist devhmin sürekliatı3 Sınavın açıldığı gün 3(1 yaşını doldutTnamış olmak lımlara dayandığı, hep ileriye, uygarlığa, çağdaş kültüre, en ya4 Erkek adaylarda askerlik yapmıs olmak Evlendiler. rarlı işlere doğru yürümek olduğunu benimseyen, yürekten kaö Çok iyi derecede İngilizce bilmek bullenen kaç kişiyiz? İşte fırsatçı siyaset adamları, işte Türkit> Aşağıdaki üniversite vuya Lisclcnlcn mezun olmak ye'yi çağdışı eğilimlere itenler, işte Kemalizmi yalnızca bir göal rniversiteler : rüntü sayanlar, işte umutlarımızı kıran tüm davranışlar, işte orBoğaziçı Universitcsi. Orta Doğu Teknık l'niversitesi voya L'nivortaya düşünce diye sürülen hezeyanlar!" sitelerin İngiliz Dili ve Edthiyatı Bölünıündon mczun olmak vcya Türkiye ileri gitmeli, çağdaş uygarlığa yaklaşmah, giderek yurt dısında Yüksek Okul bitirrriL'k. onu aşmalı. diyordu Atatürk. Gerici akımlar, tutumlar, anlayışKülü az, Cürufsuz b) l.isplcr : lar yerle bir edilmeli, gerçek demokrasi kurulmalı, diyordu. Ama Cazip ödeme Anadolu Liselcri. İngilizct.' agırlıklı Ozcl Liscltr vcya yurt dışında bu demokrasi, halktan yana, çağdaşlıktan yana, sürekli devkoşullanyla muadili okullardan rrmzun olmak. rimcilikten yana bir düzen, bir yöntem olmalıydı. Bütün ağırB KAMBİYO PERSONELİ KALORİFER VE lıkların aşırı sağda toplandığı bir demokrasi nerede görülmüş1 İngilizce bilen ve Ithalat İhracat konusunda hankaiarda en az 2 yıl tür? Ama bizde görüldü! Bugün de 'demokrasi' diyerek yaraSANAYİ deneyimli tılmak istenen, sözüm ona, çoğulcu1 rejim budur. ilerici misin, KÖMÜRLERİ 2 A maddesinde belirtilen şartlara haiz olmak (Bu personel için 30 yaş Atatürk'ün temel ilkelerinden hız alarak çağdaş uygarlığa, bi147 04 50 şartı aranmayacaktır.) lime, kültüre ulaşmak isteyen, halkının yaşam düzeyini yüceltAlınacak bu elemanlar gerektiginde staj icin yurt dijina gıinderilebilecektir. 140 68 32 meye çalışan bir tutumda. bir görüşte misin, hemen damgalaAdaylann 16421985 tarihine kadar "İlkiz Sokak. No. 1 Sıhhiye ANKARA" nırsın, şu bu diye! Ama yağmur duasına çıkmaktan, Eyüp Suladresindeki TÜRKİYE HALK BANKASI GENEL Ml DÜRLÜK PERSONEL MÜtan'lardan medet istemekten, ulusumuzun kadını erkegiyle bin DÜRLUGU'ne mezun olduğu okul,yaş ve askerlik durumunu belirten bir dilekçc yıl öncesine sürüklenmesinden, çağından koparılmasından yaıle şahsen veya mektupla müracaatlan gereklidir. naysan, istediğin kadar parti kur; meydan meydan dolaş, söyÇalışma şartları ve ücret konusu lev çek! Karşındakileri en ezici sözlerle suçla, mahkeme mah30 42 10 (10 hat) Hasan Kıyafet keme süründür, sonra da biz demokrasiden yanayız' de! 30 42 60 (10 hat l "ALİALİ" ve diğer Muammer Aksoy'un yıllar önce gazetemizde yayımlanan ya30 42 90 (10 hat) nolu telefonlann 454 nolu dahili telefonundan zısını okurken; benim eski yazılarımın yer aldığı kitapları kakitaplarını DİLAY ögrenilebilir. rıştırırken içimi bir hüzün kapladı. Boşuna mı bunca uğraş, dikitabevinde imzalıyor. dinme? Nadir Nadi bir yazısında 'Bu adam bunca yıl boşuna 7 Aralık 1985 zaman harcamış diyecekler' gibi bir söz etmişti. 'Niye yazmıyorsunuz?' diye soranlara 'Kırk yıldır bunları yazdım, bir daha niye yineleyeyim?' diyordu. Bir kitabının adı da "Sil Baştan" değil miydi? Atatürkçülüğün yüzde yüz ters yorumla yozlaştırılması karşısında da "Ben Atatürkçü Değilim" dememiş miydi? Profesyonel fotoğrafçılar için: Bir GOSSEN Üsküdar gazete bayinıiz Nadir Nadi'nin bezginliğini zaman zaman ben de yaşıyorum, harikası PROFISIX sbc "sistem pozmetre" ve hepimiz de yaşıyoruz. Ama buna bezginlik dememeli... Öyle birlikte agrandisman pozmetresi olarak kullanılan olsa Nadir Nadi'nin başında bulunduğu bu gazete bugün de PROFILABOR eklentisi; çok temiz durumda, demokrasi, ama gerçek, ilerici, çağdaş, devrimci bir demok4.12.1985 tarihinde vefat etmiştir. uygun fiyatla satıhktır. rasinin kurulması içiri kadrosuyla, yazarı çizeriyle, okurlarıyla Merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine ve bir bütün olarak savaşımım sü'dürür müydü? yakınlarına başsağlığı dileriz. MÜR.: C.tesiPazar hariç her gün saat 13.0017.00 Muammer Aksoy dostumun o eski yazısında belirttiği gibi: arası 575 06 00'dan İLHAN ARDA "Yakın bir gelecekte bütün gerçekler ortaya çıkacak, Atatürk TÜRKİYE HALK BANKASIAS .GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN, BERRİN ÖNLER GIYAS SAYAN İSTANBUL KÖMÜR PAZARLAMA INONU YAKFI l • ARAŞTIRMA YARIŞMASI Konu. İSMET İNÖNÜve TRABZON'DA İMZA GÜNÜ • smet İnönu'nun görus ve duşuncelerinin ve yaşadığı dönemin daha iyi tanınmasını, antaşıimastnı ve gelecek kuşaklara aktarılmasını amac'ayan İ N o N U V A K F I , Du konulardakı bilimsel araşttrmaları tesvik İçin bir yanşma LAİKLİK KOŞULLAR • duzenlemistir. İSMET İNÖNÜ VE L A İ K L İ K konulu yarışma yurtiçindeki ve dışındaki tüm araştırmacılara acıktır. 1. Araitımacılar datıa once yayınlanmamış ve başka bir yarışmaya katıimamış çalışmaları ile Yarışmaya katılabiiirler. Çalışmalar Türkçe, çift aralıklı aakîilo eailmiş, en az 100 en çok 300 sayfa olacak.çalışmalara eklenecek belgeler bu sınırların" dışında tutulaca kt t r. 2. Yarısmaya katılacak çalısnalar 5 nıisfıa olarak en gec 31 Ekim 1986 günü aksamına kaflaı, araştırmacının ozgecmi^i ile birlikte asağıüaki adrese teslim edilmelidir: İNÖNO V A K F I Şehit Ersan Cad. Pembe Köşk Konut Sitesi, B2 Blok, D.l Cankaya / Ankara 3. Yarışmanın Seçlci Kurulu.odule değer calışma bulunmadığında odullerin birini ya da birkaçmı dağıtmamakta serbesttir. 4. ödül alan çalışmaların yayın hakkı 3 yıl süre ile i N ö N Ü V A K F I T a ait olacaktır. BAŞSAĞLIĞI SATILIK REMZİ EKİN çülük ve Atatürkçüler bu tuzağı da atlatacaklardır. Evet, sadece Atatürk'e deccal diyen beyni yıkanmışlar, yani açık Atatürk düşmanları değil, O'nun için 10 Kasımlarda sahte gözyaşlan döken ve O'nu düşünce olarak, ülkü ve ilkeler olarak yok etmek isteyen çıkarcı gizli Atatürk düşmanları da, bir kez daha yenilmeye mahkumdurlar.' Hepimiz, bu bilinçle savaşı sürdüreceğiz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI Dll lîlCAVAD * * m « l « f l I M n eğ/t/m/n; "Daktilografi" temeli üzerinde yükselterek kolaylaştıran; bilimsel yöntemlerle başanyı kesinleştiren, kısa ve pratik yollarla İŞSİZ GENÇLERE geleceğin en parlak mesleklerini: BİLGİSAYARCILIĞI, MUHASEBECİLİĞİ veya SEKRETERLİĞİ kazandıran; işi olan çahşkan gençlerin niteliklehni artıran ve yükselten SEÇİCİ KURUL (Alfabetik sırayla) Sellm llkin Prof.Or.Ergun özbudun Prof.Dr.Iltıan Tekeli Prof.Dr.Tarjk Zafer Tunaya Dr.GUrel Tüzün ÖDÜLLER Birinciye 2 milyon Tl İkinciye 1 milyon TL ücüncuye 500 Din TL Resepsiyonist Sekreter. En az. lise mezunu. Deneyimli. İngilizce bilen. Genç. Dinamik. Sekreter. 10 pamıak 1BM kullanabilen. Deneyimli. Genç\ Dinamik. Randevulan, 146 36 98 ve 147 33 82'ılen Sibel Büyiiktezcan verecektır. /ON 1954 yılmdan beri 38.617 genci iş sahibi yaptı; 14 Dünya rekoru kıran 23 Dünya Şampiyonunu yetiştirdi; İster Bilgisayarh Daktilografi vejueya B\\q\sayar\\ Muhasebe. isterseniz BASIC. COBOL. FORTRAN, PASCAL gibi Bılgisayar dilleriyle PROGRAMCILIK sanatınt; birer birer veya ikişer üçer; en kısa sürelerde, en kolay ve en ucuz öğrenebilmenız için sizlen de bekliyor Beyazıt , Mithat Paşa Cad , 14/1 Tel: 527 55 25 527 49 03 522 2\ 06 İstiklal Cad , Yonca Han. 877 Tel 149 79 9 3 149 81 0 6 1 4 4 90 11 Altıyol. Kuşdılı Caddesi, 6/3 Tel. 338 08 42 336 11 50 Dikkat: Bu üç şubemizden başka, ŞAMPİYON adı ile çalışan hiçbir Daktilo, Sekreter ve Bilgısayar kursu şubemiz değildir. \ suadiye 14 ARALIK '• ATLANTİK Sineması =ise 355 43 70 /saat 15°°. 17 3° Yeni evli çift için Boğaz manzarah kirahk daire aranıyor. 140 75 42 i RAHMÎ SAITUK w v sevda tuıkcderî" x resîtalî MARKOM RI.KL\\1 Hl/A1i;ri.IRl \^. Itılaskarjçı/ı < Jtl 192 Ndi.it A|it \> ^ l).nunlx> k.ınbı.l Merkezi Beyoğlu Şubesi Kadıkoy Şubesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle