16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 HABERLER 12 ARALIK YARGITAY KARARI 1985 OTTAVVA, (a.a.) Kanada^ nın, Türkiye'ye 17.5 milyon Kanada Dolan değerinde 50 adet CF104 avcı uçağı satmayı planladığı açıklandı. Kanada Savunma Bakanlığı sözcüsü Don Marscb, Kanada Hava Kuvvetleri'nde bundan böyle yeni CF18 avcı uçaklannın kullanılacağı için, bu satışın mümkün olabileceğini söyledi. Sözcü Marsch, Kanada'nın Türkiye'ye 50 CF104'den "uçabilir durumda" olan yırmısini teslim etmeye hazırlandığını da biJdirdi. Ottawa'daki Yunanistan Büyükelçiliği ise, yayımlandığı bir bildiride, bu uçaklann Türkiye'yi tehlikeli bir şekilde güçlendireceğini öne sürerek, karardan üzüntü duyduklarını açıkladı. Atina 1 nın CF104 avcı uçaklanndan en az on adet almak istediği hatırlatıhyor. Kanada'nın Türkiye'ye avcı uçağı satma niyeti Yunanistanh kızdırdı Türkİş: Sesimizi duyuracağız Bir araştırmaya göre, "1975 yıhnda asgari ücretle 6 saatlik bir çalışma sonucu 1 kilo et alabilen işçi, bugün, aynı eti ancak 2 günlük çalışması sonucu alabiliyor. İZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkİş, hükumete yönelik eleştirilerini sürdürüyor. eyleme hazır olduklannı belirten Türkîş 3. Bölge Temsilcisi Orhan Sorguç, "Bizim demokrasi için kavgamız var" dedi. Enflasyonun özellikle ücretlileri fakirleştirdiğini öne süren Sorguç 1963 yılının baz aiınrnası durumunda bugün asgari günlük net ücretin 9.29 lira olduğunu bildirdi 1985 yılı Bütçe Yasası'nın TBMM'de görüşüldüğünü anımsatan Türkİş 3. Bölge Temsilcisi Orhan Sorguç, "Bütçede ücretliler için öngöriilen en fazla yüzde 30'luk zam, enflasyon karşısında işçinin, memurun zaten biten giıcünu tümüyle sıfıra indirir" biçiminde konuştu. îşçilere Koordinasyon Kurulu tarafından 1986 yılı için yuzde 30'luk "fiyat biçildiğine" işaret eden Sorguç, hür sendikacılığa "gayri bukuki müdahale"de bulunulduğunu söyledi. Yaşanan karanlık tablonun ancak demokratik düzen içinde düzelebüeceğine inandıklannı vurgulayan Sorguç,, "Bizi duymayanlara mutlaka sesimizi duytırunız. Biz ureten gücüz. Biz durursak her şey durur. Bizi bu yollara itmek isteyenler var" dedi. makladır? Bu para nerelere gitmektedir. Enflasyonu geriye çekiyorum gerekçesiyle çalışanları iyice fakirleştirecek uygulama gayri hukukidir. Demokrasilerde iş arayanlar iş bulur. Türkiye'de işsizlik artıyor, diyerek çalışanlar tehdit edilmez. İşveren kimseye sormadan işçi çıkartıyon fabrika kapatıyor. Kapının önüne konan işçi polis tarafından dağıtılıyor. Demokrasi bu olamaz." Yıllara göre asgari ücret (Türkİş raporu) Yıllar 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 O1985 Günlük asgari ücret 40: 60: 60b 110b 180b 180: 33% 333: 54881750 1380: (*) MÇİMM fierçek gfinluk Gercefc asgari asgari ücret ücret eırieksl Mdeksi 3658 4296 5413 876.3 1433.1 27841 3803.1 4978 2 6825.1 10237.6 14844.5 10.53 13.97 1108 12.55 12.56 122 7 156.8 124 4 140.1 140.1 72.6 98.3 75.1 88.8 89.6 104 2 647 876 6.69 7.91 9 29 798 Yargıtay Özdemirtş Sendikası'nm Başkanı olan Aras'ın açtığı davada Aras'ın Otomobiliş Sendikası'nm üyelik niteliğinin kalmadığı gerekçesiyle taraf olma niteliğini de kaybettiği sonucuna da vardı. Otomobilİş 'in MEHMED KE3»1AL kayyıma teslim kararı Şiirler Arasında. . . B'si küçümen Y'si kocamanlaşan BROY yazısını görünce bozuldu şaşırdım. "Bu da ne?" diye. Aklıma hemen Ruhi Su ustanın ünlü türküsü geldi. "Belki de odur" dedim. Ah, senin o tokdirin bize abestir Bu yiğitiik sana kimden mirastır Eğer ki, kulluğa verirsen destur inan, üçten beş ten, senden geride kalan değilim Broy, broy, broyl.. Yanılmarmşım, oymuş... Birşiirdergisi... Danışman dıyorama,SeyyitNezir'\nyönen\ği belli... Bu ince zevk ve titizlik ondan yansıyor... Birinci sayısı için birşeyler yazayım istedim, yazmaya kalmadı OktayAkbal dostum erken davrandı. Hadi ikinci sayıya dedim... Edip Cansever'in "Oteller Kenti" adlı şiir kitabı elime yeni gecmişti ki, BROY da önümdeydi. Baktım, dergi yarısından çoğunu Edip Cansever ve kitabına ayırmış... İkisini birden anmak daha iyi oldu. Edip Cansever, her şiiri ile kendini yenileyen, hem şiirine, hem Türk şiirine yeni ufuklar açan bir ozanımızdır. Şiir, şair için bir aletse, bu aleti en iyi kullananlardan biridir. "Şiirie düşünmek!" diyor Edip Cansever... Heykelle, resimle, müzikle duşünmek ne denli varsa, şiirie düşünmek de o denli vardır. Memet Fuat, antolojisine girmediği için kızan, öfkelenen genç bir şaire öğui veriyof, "Şiiri kendi dışmda sev!.. " Bilmem anladı mı genç şair? Nedense Memet Fuat'ın antolojisine girmeyenler de, girenlerden bazıları da kızıyorlar. Girmeyenlerin kızmasını anlıyonjm. Ya girenlerin? Onlarşiirde unutulmuşlann sayısında vardılar. Kimi şairter unutulmuşlardı, Memet Fuat'ın antolojisinde yeniden canlanınca, "Bu şaiheri de nereden çıkardm?" diye kızryorlar... Eh, kızgınlığın bir de bu türü var... Geçen ay, bir şiir şölenine dönüştü, ne de çok şiir kitabı çıktı. Başta Adam Yayınlan'ndan getenleri sıralarsak, Melih Cevdet Anday'm yeniden basılan üç kitabı Rahatı Kaçan Ağaç, Kolları Bağlı Odysseus, Tekne'nin Ûlümü; Erol Çankaya, Asıl Adı Gökyüzü; Egemen Berköz, Yalnız ve Birlikte; Banş Pirhasan Tarih Kötudür İmzasız El Yazıları; CevatÇapan Dön Güvercin Don; Çağdaş ingiliz Antolojisi; ismet Zeki Eyuboğlu, Yedi askı; Netly Sachs, Akkor Bilmeceleri; Octavk) Paz, Uzak Komşu; Kavram Yayınlan'ndan Langston Hughes, Alabama'da Şafak; Evrim Yayınlan'ndan EceAyhan, Yalnız Kardeşçe; Seferis, iki Güvercin; Fikret Demirağ, Akdenizli Şiirler; TevfikŞenyuva, Kuşu Sular içti, Sen Gene Gül; Deyiş Yayınlan'ndan £rdoğan Alkan, Eylül Çalgıcısı (Bütün şiirleri); Sembolizm; MallarmS, Zorla Şans Donmeyecek; Yarın Yayınlan'ndan Şukru Erbaş, Aykırı Yaşamak; Yazko'dan Nihat Ziyalan, Avustralya'dan Şiirler; Çınar Yayınlan'ndan Seval Esaslı, Yanna Kaç Var; ÜmrtAtayman, Yalnızlığın öyküsü; Yazko'dan Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Günden Once... Mehmet Gürelf nin Sıcak BirGöz'ünü okuyorum; bu yetmiş sayfalık kitapta bütün bölümler birbirini tamamlar gibi... Mehmet Güreli, yazarken sözcükleri dişliyor gündöndü çekirdeklerini ayıklar gibi... Can YüceF'm Düşün dergisinde Enver Frcan'la şiir ve şiirin sorunları üstüne yaptığı konuşmaya ne demeli? "Aktlsız şiir, kafasızkaimışbirDantongibidir."diyor. Ne demekse öylediyor işte!... Can Yücel'in şiiriyte ilk karşılaşanlar onu deii sanıriar; oysa deliren Can Yücel değil, şiirleridir, her biri bir deli fişek dizeler... Sözcükleri tutuklar, bir komutla bir hizaya dizer. Çok eski tanırım Can'ı, doğrusu bu ya, babası da şairdi; bir heves sanırdım şiirlerini... Ama gordük ki, gösterdi ki, erbabı şiir söylerse böyle söyler, şiiri buyruğu ardına böyle koşar, böyle kulu, kölesi eder. Madem Can'dan açıldı, "Ben birdeprem habercisiyim." diyor. "Deprem geldiğinde belki istanbul toptan yıkılacak. Ama Oktay'ın, Orhan'ın, Nazım'ın, Sevla'nın, Metin'in, Cemal'in, Ece'nin, Süreya'nın, Ataol'un I herhalde Yevtusenko'nun değil) ve Mehmed Kemal'in (Keşke Acılı Kuşak'tan olacağına Gökkuşağında olsaydı) bulduklan umud kalacak ayakta..." Adımı anarak iltifat etmiş, teşekkürler. Şiir ortaklaşa bir uğraşın adıdır. Her şair kendinden bir şeyler katar. Bunlar biraraya gelerek bir çağın şiirini oluşturur. POLİTtKA VE OTESİ (*) Geçinme endeksi rakamı 1985 ilk uç ayındaki 14844.5 olarak alınmışlır. Almanya, vize için yumuşuyor İstanbul Haber Servisi Almanya, Türkiye'ye uyguladığı vizeye bazı rahatlıklar getiriyor. 1987 yıhndan itibaren Almanya'da yaşayan Türk işçılerinin akrabalarına iki yıllık vize verileceği belirtiliyor. Konunun, 21 kasıra tarihinde Başbakan Turgut Özal'ın Bavyera Başbakanı ve Hıristiyan Sosyal Birliği (CSU) Başkanı Hans Joseph Strauss'un davetiisi olarak bulunduğu Münih'te, Alman yetkililer tarafından belirtildiği öğrenildi. Strauss'un yemeğinde hazır buiunan işadamı Feyyaz Tokar, Alman yetkililer ile yaptığı temaslar sırasında bu konuda edindiği izlenimleri anlattı: "21 kasım akşamı, Sayın .Strauss'un, Sayın Özal onunına verdiği yemekten çıkarken, üzerine bastığım bir buz parçası sonucu düşerek a>ağımı kırdım. Ve 1 hafta siire ile Rechte tsar Hastanesi'nde yattım. Bu siire içinde ziyaretime gelen Alman üst düzey yetkilileri iie TürkAlman ilişkileri konusunda konuşma fırsaü buldum. Aldıgım izlenimler. 1987 yılından itibaren Alman) a ° nın Tiirklere karşı uygolamakta olduğu vizeye ciddi rabatlıklar getireceği doğrultusundaydı. Zannedi>orum, 1987 yılından itibaren, Almanya'da yerteşik Türk işçilerinin akrabaİannın bu akrabalık baglannı kanıtlamalan halinde, kendilerine iki yıllık vize verilecek. Ve bu iki yıllık vizeyi üç ay olarak kullanma olanağı tanınacak" Alman yetkililerden alınan izlenimlere göre, işadamlan da aynı olanaktan yararlanacaklar. işadamı Feyyaz Tokar, ayrıca askeri yardım konusunda başarılı girişimlerin olduğunu, olumlu sonuçlar alınacağmı söyleyerek, "Bu izlenimlerimi yine konuştuğum üst düzey Alman yetkDiler ve Alman basınında çıkan yazılar dogrultusunda söylfiyorum" dedi. tşSendika Servisi Bağımsız Otomobillş Sendikası'nm kayyıma teslim edilmesine ilişkin iş mahkemesi kararı Yargıtay'da bozuldu. Yargıtay aradan iki genel kurul geçtikten sonra eski yasa ve eski yöneticileri bağlayan bir uygulamaya ilişkin sendikamn bugünkü yönetüninin kayyıma verilmesi karannı hukuka aykırı buldu. Aynca halen Özdemirlş Sendikası'mn Başkanı olan Mehmet Aras'ın açtığı davada Arasın Otomobilİş Sendikası'nm üyelik niteliğinin kalmadığı gerekçesi ile davada taraf olma niteliğini de kaybettiği sonucuna da vardı. İstanbul 7. İş Mahkemesi eski 274 sayılı Sendikalar Yasası yürürlükte iken zamanın Otomobilİş Sendikası yönetimi, delegelerinin beşte birinin imzasına rağmen olağanüstü genel kurula gitmediği gerekçesi ile o zamanki yöneticilerinden Mehmet Aras'ın açmış olduğu dava ile ilgili olarak 11 Ekim 1985 tarihinde sendika yönetiminin kayyıma teslim edilmesi karannı vermişti. Otomobilİş yönetimi bu karara karşı, Sendikalar Yasasının değişmiş olduğu, aradan iki genel kurul geçtiği, yönetimin değiştiği gerekçeleri ile itirazda bulunmuştu. Ücretlilerin aldıklan paranın Türkiye'nin ilk kadın değerinin surekli düştüğüne işa sendika başkamnm başı ret eden Sorguç, 1975 yıhnda asgari ucretle 6 saatlik bir çalışma derlte. Kısa adı BANKS olan sendika ile örgütlü olduğu Yapı ve Kredi Bankası işvereni toplu pazarhk ile 1 kilo et ahnabildiğini, bugün döneminden sonra resmi arabulucu aşamasında da anlaşmaya varamadüar. Bir yıllık sendikamn 8 aylık Başkanı MeralEkin, ifverenle 1986 yılı zammı için anlaşamadıklanm, işverenin sadece Vo 7.5 ücret ise 1 kilo et için 2 gün çalışmak gerektiğini vurgulayarak, "işçi artışım kabul ettiğini bildirdi. 1 Nisan 1985 'ten itibaren yürürlüğe girecek sözleşmenin 1. yıl zammı enflasyon canavarmın pençesin için yaklaşık % 50 üzerinden anlaştıklannı, işverenin zaten avans niteliğinde işçilere % 30 civannda de fakirleşmeye devam etmekte bir zam yaptığım, sendika zammı olarak işçilere ancak % 20lik bir ekin geldiğini anlattı. Yapı Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ömer Baylan ise, son 48 saatlik görev süresi içinde dahi anlasma rtir" biçiminde konuştu. umudunu koruduklanm, işçi sendikası ile görüşmeyi sürdürdüklerini belirterek, 1. yıl zammı çok yükSorguç sozlerım şöyle surdürdu: "Memur, işçi, köylii, esnaf bu sek tutulduğu için ikinciyıl zammmı düşük tutmak zorunda kaldıklannı öne sürdü. Fotoğrafta BAMKS parayı alamadığına göre kim al yöneticileri, Meral Ekin, Yılmaz Düzen ve Ünal Ekmekçiler. (Fotoğraf: LEVES'T ÇACLARj Yapı Kredi sözleşmesine 48 saat Bölge İdare Mahkemesi'nin tek ders kararı: Ek sınav hakkı Balabarfm getiriyordu ifadesi »* alındı ÖNDER BALOĞLU 'Başarısız 80 öğrenci üniversiteden atdamaz' ten başansızhk göriildügü, o donemde başarüı olunan derslerin haftauk kredisaat toplamının. başansu olunan tek dersin haftalık kredisaat miktarının 3 katı olması şartıyla ön koşulun kaldınlarak öğrencinin öncelikle bu derse devam etmesi şarOyla bir üs< sınıfa devam elmesinin sağlanacagı belirtilraişlir." Bu yasa maddesi ile ilke kararlannın birlikte değerlendirilmesi görüşüne varan Bölge Idare Mahkemesi, universitelerin tespit ettikleri yönetmeüklerin YÖK'ün kararları dogrultusunda düzenlemeleri gerektiğini de vurguladı. Oysa, fakülte yönetim kurulunun ters doğrultuda karar aldı& belirtilerek şöyle denildi: "YÖK, ilke kararlannın yüksekögretim kurumlanm bağlayıcı niteligi karşısında 19841985 yılı fınal sınaviarı sonucu histoloji dersinden geçmez not akbgı halde başansız olduğu bu dersin kredisaat toplamı, başanb olduğu ders ESKİŞEHİR Anadolu Üniversitesi Tıp Fakultesi'nde tek dersten başarısız olan 80 öğrencinin Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi'ne yürütmenin durdurulması istemi ile açtıklan dava, oğrencilerin lehine sonuçlandı. Eskişehir İdare Mahkemesi'nin gerekçeli karannda, "Yiiksek Ögretim Kanunu'nun 44. maddesinin (D) bendinde yüksekögretim kurumlaruun eğitim, oğretim sürea 3e smav ve degerlendirme Ukderine ilişkin ilkelerin YÖK tarafından belirieneceği, yüksekögretim kunımlannın ilkeleri ve kendi özelliklerini dikkate alarak kendi sınav ve degerlendirme esaslannı hazıriayacaklan, yönetmenide tesph edecekleri hükme baglanmıştır" denildikten sonra şu görüşlere yer verildi: "\ ÖK'un snavlar ve başan notu ile ilgili 84661002 sayılı karannın 5. maddesinin (A) bendinde ön koşul niteliğindeki tek ders lerin kredisaat toplamının 3'te birinden az olduğundan bir üst sınıfa borçlu geclmesi gerektiği halde bunun sağlanmadığı anlaşüdığından ve idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç zarann doğması kaçınılmaz olduğu gibi işlemin açıkca hukuka aylon olduğu anlaşüdıguıdan, Anadolu Lniversitesi Tıp Fakültesi Yönetim Kurulu'nun 24.10.1985 gün ve 12/2 sayılı kararının yünitmesinin 90 gün siire ile durdurulmasına. davacıdan teminal istenmesine gerek bulunmadığına, süre bitiminde yeniden yurutmenin durdurulması isteminde bulunulabileceğinin davacıya tebliğine, 2577 sayılı İdari Yargılama L'sulu Kanunu'nun 27. maddesi uyannca 4.12.1985 gününde oy birliği ile karar verildi" Öte yandan, Eskişehir Barosu Başkanı Akın Çamoglu, oğrenciler lehine alınan >Tirütmeyi durdurma kararının Eskişehir İdare Mahkemesi \e adalet adına gurur verici bir olay olduğunu söyledi. Oğrenci affı gecîkecek E Ahnanya 19 milyon markverecek En güncel koıııı: Zam Yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre, en çok tarîışuan konular sıralamasında kira ve konut sorunu 2. sırayı, işsizlik ise 3. sırayı alıyor. Basın kamuoyu oluşturulmasında TRT'den daha etkin bir role sahip. Haber Merkezi Guncel araştırmalar dizisi, pahalılık, zam ve geçim sıkıntısı sözcuklerinin halkın dilinden düşmediğini ortaya koydu. Arat Araştırma ve Tanıtım şirketinin her ay kamuoyunda güncel olarak en çok tartışılan konu ve kişileri saptamak üzere yaptığı araştırma. yaşam koşullarınm halkın gundeminde giderek ağırlık kazandığını gosteriyor. Araştırma sonucuna göre pahalılık, zamlar ve geçim sıkıntısı en çok tartışılan, konuşulan konular arasında birinci sırayı korurken, ekim ayındaki ° o 61,1 ^ oranmdan kasımda % 11,6 oranına yükseldi. En çok konuşulan ve tartışılan kişi niteliğini koruyan Başbakan Turgut Özal ise, °7a 57,1'den % 59,3'e yükseldi. Bu arada AIDS, halkın gündemindeki 9. konu sırasından 5. sıraya yükselirken, konuşulan konu oranı içinde % 5,2'den °7o 7'lik bir paya çıktı. Aynı paralelde gazetelerin sayfalarını haftalarca dolduran AIDS'e yakalanıp yakalanmadığı tartışılan Murtaza Hgin (Murti) ise r o 5,6 oranı ile en çok konuşulan, tartışılan kişiler arasmda 6. sıraya girdi. Aras.tırmanın ortaya koyduğu en önemli sonuçlardan biri ise, dünyadaki gelişimden çok farklı olarak Türkiye'de kamuoyu oluşturmasında TRT'nin etkisiz kalması ile ilgili. Arat araştırmasına göre halkın evde, işte, yolda, kahvede en çok ,konuşıuğu konulan, halkın gün'demini, kamuoyu oluşturmada etkili kurum olan TRT değil de, basın yonlendiriyor. Arat'ın ayhk araştırmalarından çıkan sonuca göre halkın tartıştığı ilk 12 konunun içinde, geçen ay olduğu gibi ekonomik konular çok büyük ve ağırlıkb bölümü oluşturuyor. Oranlamada Vo 71,6 oranı ile ağırlıklı payı alan pahahlık, zamlar ve geçim sıkıntısı temel gündem konusundan sonra Vo 16 ile kira ve konut sıkıntısı en çok konuşulan ikinci önemli sorun ve konu olmuş. Onu "?o 9,7 ile işsizlik sorunu izlemiş. % 9.3 oranındaki 4. sırayı alan spor olaylarından sonra, AIDS ^o 7 ile geliyor. Moskova'da Ermenistan Günü bugün kutlanıyor BONN, (a.a.) Türk işçi şirketlerine yapılacak Federal Alman yardımı ile ilgili 11. Türk Alman ortak çahşma grubu, üç gün süren çalışmalarını tamamladı. Toplantı sonunda Türk işçi şirketlerine F. Almanya'nın yapacağı yardımı belirleyen bir protokol imzalandı. Türkiye adına Dışişleri Bakanhğı Sosyal İşler Genel Müdür Yardımcısı Okan Gezer ve F. Almanya adına da Federal Ekonomik İşbirliği Bakanhğı Müsteşan Gerhard Preuss'un imzaladıkları protokole göre, Almanya 1986 yıhnda Türk işçi şirketleri için 19 milyon mark verecek. ANKARA, (Curahuriyet Burosu) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu, üniversite öğrencilerine ek sınav hakkı getiren yasamn yarıyıl tatilinden önce çtkarılacağını biidirdı. Emiroğlu, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlarken, tek ders hakkmın üç derse çıkanlmasmı olumlu karşıladıklarmı,ancak birinci sınıf öğrencilerine de ek sınav hakkı tanınması konusunda endişeleri olduğunu söyledi. Emiroğlu, bir tür baraj olarak getirümeşinin düşünülebileceğini belinti, şunlan söyledi: "Birinci sınıflar bir tür barajdır. Bu sınıftarda öğrencileri bekletirsek, arkadan geleni nereye aiacagız? 20 bin kadar öğrenctye yardımcı olacagu derken. öteki bıitün ögrenciiere zarannuz dokunabilir. Bu bir sistemdir. Birinci sınıflarda ek ders hakkı tanınarak bekletilmeleri sistemi bozar. Ben de boyle bir şeye izin vermek istemem. Ancak üst sınıflara devam ettiği harde birinci sınıftan tek dersi olan ögrenciler var. Bunlar için belki yeni bir smsf bakkı getiri/mest düşiinüJebilir. Bizim getirdiğimiz şekliyle birinci sınıflarda yığılma önleniyor, ama üst anıflarda daha fazla sınav bakkı tanınıyor. Bu şekliyie ikinci souftaa sonra sekiz sınav hakkı olabilecek. Yani oknlu şekiz y ıla kadar çıkanyoruz." Öğrenci affıyla ilgili öğrenci yasa tasansırun görüşülmesinin 24 aralıktan sonra yapılacağı anlaşüıyor. AN AP Grup Bajkan Vekili Havdar Özalp. "Bütçe görüşmeteri biter bitmez bu tasarı ele alraacak ve ögrencilere ytlbaşı hediyesi verecegiz" dedi. Ittilli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu, öğrenci affımn birinci yanyıhn bitiminden önce çıkanlacağını söyledi. İşSendika Servisi Turkİş Örgutlenme Sekreteri Orhan Balaban'ın sendika siyaset yasağına aykırı konuşma yaptığı gerekçesi ile ifadesine başvuruldu. Orhan Balaban'ın 19 kasım gunü Türkİş bölge temsilcileri toplantısında yaptığı konuşmaya ilişkin bir gazetede yayımlanan haber uzerine yapılan sorgulamasında, Türkİş'in siyasi iktidarın işçi haklarını kısıtlamasına karşı yapacağı çıkışı ele alan konuşmasında sendikaların "siyaset yapma" yasağına ilişkin yasa hükmünü çiğneyip çiğnemediği araştırıldı. Balaban'ın soz konusu konuşmasında, Türkİş'in izleyeceği ekonomik mücadele içinde, siyasi iktidarın işçi haklarını kısıtlamasına izin vermemesi gerektiğini dile getiren görüşünun, yargılama konusu olup olmayacağı alınan ifadesi sonrası Ankara Savcüığı'nca belirlenmiş olacak. Orhan Balaban, Ankara Basın Savcıhğı'nın çağrısı üzerine önceki gün konuya ilişkin ifadesini verdi. ÇAL1ŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL Kıdem t a z m i n a t ı m SSK mı verir?" 1973 yıhnda özel bir bankada calışmaya başladım. (Sos46' Hihni TaşdemİK, Turgut Sunalp'i mahkemeye veriyor KARACABEY (Cumhuriyet) Marmara gemisine sabotaj olayında baş sanık olarak gösterih'p, sonradan beraat eden, Karacabey'in Uluabat köyünde muhtarlık görevinde buiunan dönemin Tersaneİş Sendikası Başkanı Hilmi Taşdemir, haftalık Nokta dergisinde eski MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp'in suçlamalan üzerine dava açacağını söyledi. Nokta dergisinin onceki haftaki sayısında, 12 Mart 1970döneminin İstanbul sıkıyönetim komutan vekili olan eski MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp, derginin bir sorusu üzerine, o dönemin Tersaneİş Sendikası Başkanı olan Hılmi Taşdemir hakkında suçlamalarda bulunarak, "Sendikamn başı olan Hilmi Bey. Bulgar mutıaciri idi. Orada zehirlenmişti kâfi derecede. Neyse sonunda başta idamlarını talep eden savcı sonradan beraatlerini istedi. Sonradan beraat ettirdiler ve memleketin anarşi deposuha geri dondüler. Ben bugün hâlâ bu kişilerin suçlu olduklarına inanıyorum" demişti. Mahkeme karanyla beraat ettiklerini ve devlet aleyhine açtıklan tazminat davasını da kazandıklarını söyleyen Hilmi Taşdemir, Sunalp'i dava edeceğini belirterek. "Sunalp'in dergiye verdigi demeçten de anlaşüdığı gibi, işkence altında biziere suç yükleyerek o günlerde toplanan Askeri Şura'ya karşı kendisini iş başarmış bir komutan olarak göslerip, orgeneralliğe terfini sağladığını itiraf etmektedir" şeklinde konuştu. 1984 vılında T.C. Sana>i ve Ticaret Bakanlığı'nca verilen 431 No'lu sigorta prodüktorluk belgemı kaybettım. SORV yal Sigortalar Kurumu kapsamında) 1981de kıdem tazminatımı alarak ayrüdım. 1984'e kadar, bankaya istege bağlı sigortah olarak primlerimi yatırdun. Aynı yıl, Sosyal Sigortalar Kunımu'na prim yatırraayı kestim ve BağKur'a uye oldum. BağKur ile ilişkimi kesip bir özel sektörde çalışmaya başlamış bulunuyonım. 1 Bankada çalışmayla geçen sure, isteğe bagh prim yaürdığun süre ile BağKur'da geçen süre, sigortadan emekb" olacağım zaman birleştirilecek mi? 2 Emekli olunca maaşım sigortadan mı bağlanacak? Kadın sigortah olarak 20 yılda emekiiliğe hak kazanacak mıyım? 3 Çalıştığım özel sektörden emekli oldugumda. burada geçen sürenin kıdem tazminatını SSK mı verir, yoksa özel sektör mü? S.A. İSTANBUL ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Sovyetler Birliği'nde "Ermenistan Cumhuriyeti" töÖğretmen: Selma, hastayım diye benden izin renJeri bugün Moskova'da yapıistedi. Benim dövmemle de ölmedi. hyor. Sovyet yetkililer, Sovyetler Birliği'ndeki her cumhuriyet için Baba: Selma'nın durumu baştan dokîora yılda bir kez Moskova'da kutlagötürülecek kadar ciddi değildi. malar yapıldığını, bu çerçevede bugün de Ermenistan CumhuriYOZGAT, (Cumhuriyet) de konuştu. Selma Duman'ın sıyeti için törenler düzenleneceğiYozgat'ın Sorgun ilçesine bağlı nıf arkadaşları ise, "Selma Duni bildirdiler. Eymir kasabası Hkokulunda 5. man okulda idi. Öğretmenimiz sınıf öğrencilerinin 20 kasım ta sabah sınıfa geldiği zaman çok Sovyet makamlan, bu törenlerihinde öğretmen Zehra Cinci ta sinirliydi. İşlemediğimiz konularri izlemek üzere vize için başvurafından dövulmesi sonucu öldu da sorular sordu. Bizlerden ceran Türk gazetecilerine vize verğu öne surülen 13 yaşındaki Sel vap alamayınca hepimizi elindeki memişlerdi. Sovyet sözcü yarma Duman'ın olümü ile ilgili iki sopa ile dövdü. Ellerimize ve kadımcısı Gremitskiy, bir açıklasoruya henüz yanıt bulunamaz famıza vurdu. Selma'ıun ise, elimasında Ermenistan Gunü'nde, Ermenistan Cumhuriyetinin Dı ken, sınıf arkadaşları, "Öğretme ne vurduktan sonra, 3 defa da nimiz bizi her zaman döverdi" kafasına vurdu. Selma yere düşşişleri Bakanı'nın bir basın topbiçiminde konuştular. tü. Öğretmenimiz sopa ile sırtıİantısı düzenîeyeceğini belirtcrek, "tsteyen Türk gazetecisi gelip ErHenüz aydınlığa kavuşamayan na da vurdu. Selma olay günü meni terörii konusunda sonı yöSelma Duman'ın 20 kasım tari oğretmenimizifi söylediklerini neltebilir. Bizim sdylediklerimihinde okulda olup olmadığ; ko ağlayarak defterine yazdı. Erteze inanmıyorsanız, bir Türk ganusunda, okul müdurü Ünal si gün de okula gelmedi" dedizetecisi, 12 aralıkta Moskova'ya Kıymazaslan, "Yaptığımız araş ler. gelip kendisi sorsun" tırmaya göre Selma Duman, 20 Öğretmen Zehra Cinci ise, Seldemısti. kasım günu okuldaymış" şeklin ma Duman'ın 20 kasım tarihin Dayak olayuıda aydınlanmayan sorular yerek benden izin istedi. Durumu okul muduriıne bildirdim. Tekrar ediyonım, Selma Ouman benim dövmemle ölmedi "dedi. Konu ile ilgili olarak yanıtı bulunamayan bir başka soru ise, beş gün evinde hasta yatan Selma Duman'ın bu süre içerisinde Eymir Kasabası Sağlık Ocağı'na, 3 doktoru buiunan Sorgun Sağlıkevi'ne, tam teşekküllu Yozgat Devlet Hastanesi'ne neden goturulmediği. Baba Nazif Duman, konu ile ilgili, "Selma hasta diye okuldan geldiği zaman, durumu oyle doktora goturülecek kadar ciddi değildi. Lstelik işlerimizin de yoğunluğu nedeniyle buradaki sağhk kurumlarına götürmedik. 24 kasım pazar gunu durumu ağırlaşınca, 25 kasım pazartesi gunü Yozgat'ta oyalanmamak için Ankara'ya giüik" şeklinde konuştu. YANIT: 1 Yasa ile kurulu banka, Emekli Sandığı'na prim ödediğiniz süre ile isteğe bağlı olarak prim odediğiniz surelerle birlikte, BağKur'a prim ödemekle geçen süre, emekli olduğunuzda SSK'daki hizmetlerinizle birleştirilir. 2 Emekh' aylığınızın Sosyal Sigortalar Kurumu'nca bağlanabilmesi için, emekli olmadan onceki son yedi yıllık fiili hizmet sürenizin 3 yıl 6 a> 1 günunLin Sosyal Sigortaiar Kunımu'na prim odenerek geçmiş olması gerekmektedir. Bugünku uygulama içinde 20 yıldan beri sigortalı buiunan ve.bu süre içinde tum sosyal guvenlik kurumlanndaki hizmetleri toplamı 5.000 günü dolduran kadın sigortalılara, Sos>al Sigortalar Kurumu'nca emekh' aylığı bağlanmaktadır. 3 Çalıştığınız özel sektörden emekli olduğunuzda kıdem tazminatınız, işyerinizin ışverenince ödenecektir. Sosyal Sigortalar Kurumu kıdem tazminatı odemekle vükumlü değildir. Kalbine dikkat et uzun yasamayı hak et. Oğretmen Zehra Cinci de okulda olmadığını tekrarladı. Öğretmen Zehra Cinci, olayla ilgili olarak, "Okulda devamsız öğrencileri idareye bildirmek zorundayız. Selma en son 19 kasım günu okula geldi. 20 kasım tarihinde aynı okulda öğrenci olan erkek kardeşi Ahmet Duman, Selma'nın hasta olduğunu söyle TOPKAPI HASTANESI UĞVR ALTUÖ Tel 524 1 l94hat 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle