29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 KASIM 1985 EKONOMI CUMHURİYET/11 EKONOMIDE DIYALOG 1944'de doğdu. Lise öğrenimi Robert Kolej'de tamamlayan Betil, daha sonra Robert Kolej Yüksek Okıılu tş Idaresi ve tşletme bölümünü bitirdi. Üç yıl süreyle Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'nda uzman olarak çalışan Betil, sekiz yıl da sanayicilik yaptı. 1981 yılında Pamukbank Genel Müdür Yardımcılığına getirilen Hakkımda Cumhurbaşkanı'na kadar giden Ibrahim Betil, 1984 şikâyetler nedeniyle bana Ankara'dan hiçbir nisanında aynı bankanın baskı gelmedi, sadece bilgi istendi. Pamukbank genel müdürü oldu. Betil, 1985 ekiminde istifa ederek Genel Müdüriüğü'nden aynlmamın da bunlarla hiçbir ilgisi yok. Ama şikâyeti yapanlar böyle Pamukbank Genel Miıdurlüğünden ayrıldı. bir söylenti yayarak diğer bankacılara bir İBRAHİM BETİL BETİL Sonuna kadar direniyor. Şimdi taa baştaki sorunuza gelmek istiyorum. Yani sizinle ilgili söylentiyi çıkarmak gereğini neden duyuyorlar? BETİL İlginç olanı bu. Şu mesajı mı vermek istiyorlar acaba diye ben soruyorum kendime: " E > , özel teşebbusün diğer mensuplan, bakın biz bankalara borcunu, faizini geciktirerek odemeyi ahşkanlık haline getirmiş olanlarımız, gerekirse bir bankanın genel müduriinu de görevden aldırtabiliriz." Bu çağrıyı yaparak iki uç şeyi gerçekleştirmek istiyorlar. Birincisi taraftar toplamaya ve alışkanlıklannı daha geniş çevreye yaymaya çalışıyorlar. İkincisi, benden sonra gelecek banka yoneticilerine veya bugunkü diğer banka yoneticilerine bir mesaj vermeye çalışıyorlar. Belki bir gözdağı... BETÎL Bir gozdağı vermeye calışıyorlar. "Bakın siz dikkatli Gecen hafta Japon YenVnin önlenebilen yükselişi Uluslarorası döviz piyasalarında geçen hafta dolardan çok Japon Yeni konuşuldu. Japon Yeni çarşamba günü Tokyo borsasında Amerikan Dolan karşısında son beş yılın en yüksek değerine çıkınca öteki döviz piyasalarında bir rani^ h?\^sı vaşandı. Ancak yemn yükselişi kısa ömurlü oldu. özellikle ABD ve Batı Almanya Merkez Bankalan'nın piyasalara müdahalesi sonucu Amerikan parasının hafta ortasındaki hızh deSer kaybı önlendi. Amerikan Dolan'nın fazla değer kaybının ABD'de enflasyonu körükleyebileceği endişesi Federal Rezerv Board'ı dolara "destek çıkmaya" yöneltti. Ve Amerikan parası haftanın son iki günunde tüm paralar karşısında toparlandı. Haftanın ilk günlerinde 2.59 marka kadar gerileyen ve cT'tamba günu Tokyo'da 202 yen sınırına inen dolar cuma gunü 2.62 mark, ve 207 yen değerlerinden işlem gördü. Ingiliz Sterlini ise hafta başında 1.43 dolardan satılmasına karşın haftanın diğer gunlerinde güç kaybetti ve haftavı 1.41 dolarla kapattı. tngiliz parasının zayıflığı dunya petrol fiyat larının duşeceği bekİentisinden kaynaklandı. Japon Merkez Bankası Başkanı ulusal paralarını Amerikan Dolan karşısında 200 yende istikrara kavuşturmak istediklerini açıklamasına karşın yenin hızh değer kazancı Japon ihracatı için onemli bir tehlike olarak gorüldü. Tanon Kvodo Haber Aiansı Dolar (döviş alış) 5512 549.35 555.25 Ulagay sordu, tbrahim Betil yanıtladu gözdağı vermek ve güçlerini kanıtlamak istiyorlar. Aldıgı kredinîn üstüne yatmak içîn Cıımhurbaşkanı'na kadar çıkan var "EkonomideDiyalog"un bu haftaki konuğu Pamukbank GeneL Mudurluğu gorevinden geçen ay ayrılan İbrahım Betil. Pıyasanm çalkantılı bir doneminde banka genel mudurluğu yaptığım ve banka kredılerini özkaynağı gıbi gören muşieri tipini bu sure ıçinde yakından tanımak olanağını bulduğunu belirten Betil, genel müdurlukten ayrılmasmm ise bunlarla ılgisi bulunmadığını soylüyor. İbrahım Betıl'le banka kaynaklarının "donmasında" buyuk payı bulunan, kredilehn ustüne yatmayı ahşkanlık haline getirmiş olan müşteri tipinin başvurduğu ilginç yöntemlerı konuştuk. Sayın Betil, Pamukbank Genel Müdiiriüğii'nden aynlmanız uzerine, bunun nedenlerini pek çok kimse merak etti. Bu arada sizin bazı tanınraış firmaların \e grupların da aralarında bulunduğu kredi müşterilerinin vadesi dolan kredilerinin tahsilatı için yapmış olduğunuz girişimler nedeniyle size bazı baskılar yapıldığı ve resmi makamlann da bu baskılarda rol alarak sizin görevden uzaklaşmanıza elkide bulunduğu ileri suruldu. Acaba görevden a>rılmanızda gerçekten böyle bir olayın roliı oldu mu? BETİL Osman Bey, bu konu gerçekten beniırı için de oldukça ilginç ve soruyu bu şekilde sorduğunuz ve bana açıklama fırsatı verdiğiniz için teşekkür edıyorum. Benim Pamukbank'tan aynlmamın belirli nedenleri var. Ben bu nedenleri aynlmamdan bugune kadar kamuoyunda olsun, iş çevrelerinde olsun özellikle tartışma nedeni yapmamaya ozen gösterdim. Bugün de bu ayrılış nedenlerini tartışmaya açma düşüncesinde değilim. Ancak hangi nedenlerden dolayı ayrılmadığımı altını çizerek vurgulamak istiyorum. Bu sizin bahsettiğinız olaylann kesinlikle benim aynlış nedenım olmadığını açıklamak istiyorum. Ve bu tip söylentilerin hangi kaynaklardan çıktığı hakkında bazı yorum ve açıklamalar yapmak istiyorum... Evet, önce bu kaynaklann, kişi ve kuruluşlann niteliği hakkında biraz bilgi verirseniz... BETİL Evet, kazandırmaya çalışarak, konuyu bu şekilde işlemeye gayret ederler... Ankara'da yetkili makamlar derken nereye kadar gidebiliyordu bu şikâyetler? BETİL Vallahi bu şikâyetler çok çeşitli duzeylere kadar gidiyordu. Benim bildığim kadar Başbakanlık makamına, hatta onun da uzerıne Cumhurbaşkanlığı makamına kadar yapılan şikâyetler oldu benımle ılgıli olarak. Burada açık olarak şu soruyu sormak isli>orum. Bu şikâyetler, Ankara'daki makamlara yapılan şikâyeller nedeniyle herhangi bir uyarı geldi mi size? BETİL Şimdi efendim ben işin bu yanını da açıklığa kavuşturmak istiyorum. Bugune kadar, yani genel müdurlük yaptığım süre boyunca bu tip şikâyetlerden dolayı benim makamıma ve benim şahsıma yonelik Ankara'dan hiçbir baskı gelmedı. Fakat yapılan bu şikâyetler dolayısıyla benden bilgi istendi. Ama bilgi istenmesiyle baskı yapılması arasında çok büyük fark var. Bilgi isteyen makamlara bilgi verdik. Ondan sonra bir daha o makamlardan herhangi bir ilave bilgi talebı gelmedi. Fakat işin ilginç yani... Acaba sizin bankanın sahiplerine Ankara'daki makamlardan intikal etmiş bir baskı oldu mu? olun" gibiierden. Uçuncusu, bence çok kötu bir şey yapıyorlar. Bugune kadar boyle bir şeye tenezzul etmeyen hükumet yetkililerine, devlet yetkililerine de açıkça bir hakarette bulunuyorlar. Onlan böyle bir şeye alet olmuş gibi göstermeye çalışıyorlar. Bir başka amaçları ne olabilir diye duşünuyorum. Tabii bankaya da, bankanın mevcut çahşanlarına da, yani genel mudur düzeyinin altında olanlara da biraz gozdağı vermek ıstiyortar. "Bize yardımcı olun, bakın biz bu gucümuzle genel müdürü dahi yerinden ovnatabiliriz" demek istiyorlar. Ve bu gorüşler çerçevesinde bu amaçlara hizmet ediyor olmalılar ki böyle bir söylenti yayıyorlar. Ben bunun uzerinde kasıtlı olarak ayrıntıh durmak istedim. Benim ayrılış nedenimle bunların kesinlikle ilgisi yok... Bu tur so>lentileri yayarak başka banka müdurlerinin etki altında kalmasını sağlama>a mı çalışıyorlar? BETİL Efendim, sektordeki banka genel müdurlerinin pek çoğu benden daha tecrubeli, çok daha deneyimli kişilerdir. Ben onlara yönehk bir mesaj vermiyorum. Çünkü onlar bu durumları en az benim kadar yaşamış kişilerdir. Ben bu tip soylentileri çıkaran kişilerin taşıyabilecekleri amaçlar arasında bir tanesinin de bu olması ihtimalini belirttim. Bugün bankaların hareketsiz sayılabilecek kavnakları arasında bu tür kişilerin davranışlan yüzünden oluşan miktarlar herhalde onemli bir yekun tuluyor. Merkez Bankası'nın 22 Eylul'den itibaren yüruttuğu piyasalara cesurane müdahale cizeisini terk ettiğini ve şimdi sadece yeni güclü tutmaya çahşacağını bildirdi. Amerikan Dolan Turk Lirası karşısında haftanın ilk dört gunü fazla bir hareket göstermedi ancak son günde uluslararası piyasalarda yükselişe geçince 5 liraya yakın değer kazandı. Böylece dolann hafta içindeki 548.20'lik en duşuk değerı ile 555.25 TL'lik en yüksek değeri arasındaki fark 7 lira civarında gerçekleşti. Batı Alman Markı ise haftanın ilk gunkü 210.35 TL değerinden işlem görurken hafta içindeki en yüksek değeri 212 lira 25 kuruş oldu. Cumhuriyet 40 bin liranın altına indi Altın fiyatları hem içerde hem de dış borsalarda hafta boyunca değer kaybetti. Uluslararası borsalarda altının bir onsu 322 hatta 321.50 dolara kadar gerilerken, Kapaiıçarşı'da Cumhuriyet altını uzun bir zamandan sonra ilk kez 40 bin liranın altına indi. 24 ayar külçe altının gramı da dun Kapaiıçarşı'da 5950 liraya kadar düştü. Böylece Merkez Bankası ile Kapalıçarşı fiyatlan arasındaki fark da yok denecek noktaya geldi. Altın fiyatlanndaki düşüş dış borsalardaki değer kaybı yani sıra özellikle içerde talebin buyuk ölçüde azalmasına bağlanıyor. Amerikan Dolan'nın hafta boyunca onemli tüm paralar karşısında gösterdiği hızh dalgalanmanın altın fıyatlanna yansımadığı dikkati çekti. Dolann 40.250 40 150* 40 000 Bankalara olan kredi borçlarını imkânlan olduğu halde geri odememek için Cumhurbaşkanı'na kadar başvuranların içinde, demeçleriyle kamuoyunda hâlâ saygı gören tanınmış kişiler, çocuklanna 30 milyon liralık sünnet düğünü yaparken ödeme gücüm yok diyenler var. BETİL Kesinlikle öyle. Türkiye'de zaten hukuk sistemi de özellikle bankaların alacakları konusunda yakın zamana kadar çok yavaş çalışıyordu. Yeni Bankalar Kanunu, ki o da daha yavaş yavaş devreye giriyor, belki bir hız kazandıracak. Bundan da o kadar emin değilim. Dolayısıyla bir bankaya yukluce bir miktarda borcu olmak, hatta bunun faizini de haklı veya haksız gerekçelerle ödeyemez duruma gelmek aslında gunümüzde pek de utanılacak konu olmaktan çıktı, maalesef. Ve bugün bankaların bilançolarında görülen ya da görunmeyen donuk alacaklar içinde bu anlayışın sahiplerinin payı benim kanımca da bir hayli kabarıktır... Bunlar şikâvetlerini Cumhurbaşkanı'na kadar göturebildiklerine göre. herhalde tanınmış kişi ve firmalar da var bunların arasında... BETİL Içlerinde gerçekten çok tanınmış isimler var. Gerçekten kamuoyunda demeçleriyle hâlâ saygı gören, kabul gören isimler var. Tabii bankacı olarak bizim mesleğimizin temel unsurlarından ' birisi gizlilik esasıdır ve elde ettiğimiz bilgılere saygı göstererek onlan kapalı tutmaktır. Bu bakımdan isim açıklamam mumkun değil. Ama az sayıda da olsa içlerinde piyasada pek çok kimsenin tanıdığı, kamuoyunun demeçleriyle tanıdığı kişiler var. Bankaya olan 5 milyon, 10 milyon borcunu ödeyemezken oğluna 20 milyona, 30 milyona sunnet duğunu yapan, dillere destan düğün törenleri yapan kişiler var. Bunların iş hayatında özellikle 1981 döneminden itibaren sayıca giderek azaldığı kanaatindeyim ben. Ve iyi biliyorum ki onumüzdeki dörtbeş yıl içinde bu anlayış giderek etkinliğini kaybedecektir. Fakat kaybedene kadar da ekonomide ve toplumda epey tahribat yapacaktır. Bugune kadar yapmış olduğuna ilaveten daha tahribat yapacaktır... 39 900 Cumhuriyet Altını! ^4 Bankadan aldığt krediyi kendi öz sermayesi olarak gören ve bu kredinin değil ana parasını faizini bile ödemeyi yük sayan bir müşteri tipi var. Kredilerin üstüne yatmayı ahşkanlık haline getiren bu tipler banka müdürü alacağını isteyince onu caydırmak için her türlü yola b l BETİL Şimdi bu sorunuzun spesifık hatlanna girmeden önce biraz geriye dönerek konuya yaklaşmak istiyorum. Türkiye'de bankalardan kredi kullanan müşterilerin değişik profilleri vardır. Bu müşteri profilleri arasında belirli bir tip, bir grup vardır ki, bankadan aldığı sermayeyi yani krediyi, kendi öz sermayesi olarak mutalaa eder ve bunun değil ana parasını, faizini dahi bankaya odemeyi kendine yuk sayar. Ve bankayla olan ilişkilerini sürtuşmeli duzeye getirmeyi de goze alarak bunu odememeyi bir ahşkanlık haline getirir. Benim genel mudurlük yaptığım surece en fazla üzerinde durduğum konu, başında bulunduğum bankanın sermayesinden önce halkın o bankaya yatırdığı kaynaklara önem vermek ve bu kaynakları verimli olarak işletmek prensibiydi. Bankamızdan kredı almış ve bunu kendi sermayesi gibi kullanmayı ahşkanlık haline getirmiş bazı muşteriler faiz odemeyip, ana paranın vadesi gelen taksitlerini ödemeyip, bunu sık sık tekrar ettikleri için bu tip müşterilerle aramızda normal bir borçlualacaklı ilişkisinin gerektirdiği şeküde bazı göruşmeler oluyordu. Bu goruşmelerden sonuç alınmadığı durumlarda iş tarafımızdan özenletakip edilip kanuni yollara kadar göturuluyordu. İşte bu baskılara bugune kadar pek alışkın olmayan bu gruplar. bugün hepimize ilginç gelebılecek, burada da söylemekte sakınca görmediğım bazı yollara başvurmayı denıyorlardı. Ne gibi yollara basvurmayı deni>orlardı? BETİL Bunlar kademe kademe. Içlerinde kendileriyle ilgili konuların takip edılmemesi için bazı kişisel menfaatler teklif edenler, bu menfaat tekliflerinden bir sonuç alamayınca konuyu bankanın patronlarına göturenler, onların yardımını, desteğini talep edenler vardı. Banka patronlanndan gerekli yardımı göremeyince, ki Pamukbank'ta hep boyle olmuştur, banka genel mudurunun yakın çevresinden yardım arayıp o kanalla etkilemeye çalışanlar vardı. Bunlardan da başarı elde edemeyenier konuyu Ankara'ya, Ankara'da ust duzey yetkililerine taşımayı denerler. Zaman zaman şikâyet olarak, zaman zaman sohbet aralarında onemli toplumsal bir problem olarak konuyu işleyıp, etkili olmaya çalışırlar... Vani kendi meselelerine genel bir nilelik kazandırma>a mı çalışırlar? Kredisini ve faizini ödemek istemeyen ünlü firma ve kişiler banka müdürlerine yaptıkları menfaat teklifleri sonuç vermezse bankanın patronuna, gene sonuç alamazlarsa Başbakanlığa, hatta benim örneğimde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı makamına kadar başvurarak bu konuyu bir ülke sorunuymuş gibi göstererek baskı yapmak istiyorlar. BETİL Hayır, patronlara da, benim bildiğim kadarıyla intikal etmiş herhangi bir baskı yoktu. Bu şikâyeterin ne şekilde yapıldığına ilginç bir ornek olabilir duşüncesiyle bir tanesini biraz daha açmak ıstıyorum. Bır şikâyet sonucu benden istenen bilgiye, şıkâyet sahibınin Cumhurbaşkanı makamına çektiği teleks de eklenmişti. Dolayısıyla ben de o teleks sayesinde şikâyetin ne boyuta varabileceğini çok net olarak gorme imkânına sahip oldum. Bu telekste, bankamıza 350400 milyon borcu olan ve ikı yıl kasıtlı olarak, bir ahşkanlık olarak bu borcu odememekte ısrar eden borçluyla bankamız arasındaki ılişki Cumhurbaşkanlığı makamına bir hayli genışletılerek bir memleket meselesi olarak sunulmuş ve bu uygulamanın devam etmesi halinde, bunun bir memleket meselesini de aşarak Türkiye ıle başka bır ulke arasında hoşnutsuzluklara yol açabıleceği ima edilmış. İşi bu boyutlara kadar getirebilecek profesyonel kredi somuruculeri var piyasada. Bunlar azınlıkta bile olsa... Bunların bankacılık krilerlerine göre ve sizin edindiginiz kanaate gore aslında odeme guçleri var değil mi? Ödeme gıicii olduğu halde bu yollara başvuruyorlar... BETİL Benim kanaatim oyle. Şimdi gerçekten odeme gucu olmayanlar ikili goruşmelerde niçin odeme guçleri olmadığını ifade edebıliyorlar. Onu farkedebiliyorsunuz. Obürleri ise farklı. Nitekim bu bahsettığım ornekte Cumhurbaşkanlığı makamına kadar teleks çekerek şikâyette bulunma zahmetine giren kışiye benim tavnm, "Beni artık şikâyet edecek bir merci kalmadı, şimdi herhalde borcunu odeyeceksin" şeklinde oldu. Ve ben bu sozu sarfettikten iki hafta sonra bu kışi borcunun tamamını ödedi. Bir sonuç ahnmadığını gorunce, fonları mevcut. O fonları çıkanp devreye sokabiliyor... Ama sonuna kadar da şansını deniyor, odememek için... Avrupa paraları karşısmdakı yükselişi Merkez Bankalarının müdahalesiyle durdurulunca altın da haftanın son gunünde bir ölçüde değer kazandı ve Londra borsasında 323 dolara yaklastı. New York'ta ise altın 324 dolardan satıldı. NELER OLDU? Aral: Beyaz eşya zammı üstündeyiz Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, üretici firmalar tarafından beyaz eşya ürunlerine yapılan zam oranlarını incelettireceğınrsöyledi. Aral, "Eğer zam oranı yüksekse bakanlık olarak müdahale ederiz" dedi.Cahit Aral, "beyaz eşyaya yapılan yuzde 10 ile 21 oranları arasında değişen zammı nasıl buldunuz" şeklindeki bir soruyu, "Bana fiyatlar gelmez. Ancak aşın zam vapıldığı zaman biz müdahale edebiliriz. Bu soruyu ihbar kabul ederek hemen fiyatlar üzerinde araştırma yaptıracağım" diye yanıtladı.Beyaz eşyacılann, KDV uygulaması ilk başladığında da KDV oranında bır zam yaptıklarını hatırlatan Aral, "İşte biz o zaman devreve girmiştik. Çunkiı, zam oranı çok yiiksekti. İ stelik. KDV ile fiyatlarda yükselme yerine belli bir düşüşun meydana gelmesi gerekirdi. O zaman hemen zammı durdurmuştuk" dedi. (UBA) Secretaries Mustafa Süzer Hayali ihracat raporuna tepki Özal, 700 milyon dolan aşar demişti Dışalım ilk kez 1 milyar dolan aştı. Eylül ayı dışsatımı ağustos ayına göre gerilerken, geçen yıl eylülüne kıyasla yüzde 32.4'lük artış gösterdi. ANkARA, (ANKA) Basbakan Özal'ın 700 milyon doları aşacak dediği eylul ayı dışsatımı 694.47 milyon dolarda kaldı. Eylül ayı dışsatımı yılın en yuksek duzeyine ulaşılan ağustos ayına göre yüzde 9.5 oranında 73.1 milyon dolarlık azalma gostermesıne karşın, geçen yılın aynı ayındaki 524.6 milyon dolarlık gerçekleşmeye göre yüzde 32.4 oranında artmış bulunuyor. Ağustos ayı dışsatımı 768 milyon dolar gerçekleşmişti. DIE'den yapılan açıklamada, geçen yılın aynı ayına göre sanayi ürunleri dışsatımındaki yüzde 48.4 oranında artış olmasına karşın, tarım kesiminde yuzde 5, madencilik kesiminde de yuzde 11.8 oranında azalma olduğu belirtildi. Eylul ayı gerçekleşmesi Eylül dışsatum 694.5 milyon dolar ne gore, OECD ülkelerine yönelik dışsatımın payında gerileme, İslam ulkelerinin payında ise artış belirlendi. Buna gore, OECD ulkelerinin payı yuzde 54.3'den yüzde 48.5'e inerken, Islam ulkelerinin payı yuzde 40.5'den yüzde 45.3'e yukseldi. Sosyalist ülkelerin payı da yüzde 4'den 4.4'e diğer ulkelerin payı da 1.2'den 1.8'e çıktı. Bu arada eylul ayı dışalımı da yılın en yuksek duzeyine çıkarak 1 milyar 39.1 milyon dolar olarak gerçekleştı. Geçen yılın aynı donemine göre dışsatımda yüzde 10.3 oranında 97 milyon dolarlık artış belirlendi. DIE açıklamasında, eylül ayında, geçen yılın aynı donemine göre tüketim malları dışalımı yüzde 87.5 oranında artışla 50.3 milyon dolara, yatınm maddeleri dışalımı, yüzda 30.4'luk artışla 273.5 milyon dolara, hammadde dışalımının da yüzde 1.4'lük artışla 715.3 milyon dolara ulaştığı belirtildi. Bu arada, eylül ayı dışalımının yüzde 56'sı OECD ülkelerinden yüzde 31.9*u tslam ulkelerinden, yüzde 7.6'sı sosyalist ülkelerden, yuzde 4.5'ı da diğer ülkelerden gerçekleştirildi. Geçen yılın aynı doneminde OECD ulkelerinin payı yuzde 41.6, İslam ulkelerinin payı yüzde 46.6 olurken, sosyalist ulkeler yuzde 8.4, diğer ulkeler 3.4 oranında paya sahip olmuştu. Öte yandan 9 aylık dışsatım 5 milyar 728.8 milyon dolara, dışalım da 7 milyar 891.7 milyon dolar duzeyine çıktı. Geçen yılın aynı donemine göre dışsatımda yüzde 13, dışalım da yuzde 5.3 oranında belirlenen artış dış ticaret açığının yüzde 10.7 oranında gerilemesini sağladı. Böylece dış ticaret açığı 2 milyar 422 milyon dolardan 2 milyar 162.9 milyon dolara indi. . Süzer: Biz de yakında konuşaeagız İSTANBUL, (THA) Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'na bağlı hesap uzmanlannın hazırladığı raporda 18'i büyük, 21'i de küçük toplam 39 firmanın hayali ihracat yaptığının açıklanması dış ticaret sermaye şirketlerinin tepkisini çekti. Dış Ticaret Sermaye Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Süzer, "Raporda belirtilen göriişler bir inceleme elemanının iddiasından ibarettir" dedi. Hayali ihracat iddiaları uzerine yoruma girmek istemediğini belirten Mustafa Süzer şunları söyledi: "l'zmanlarca hayali ihracat yaptıkları belirlenen dış ticaret sermaye şirketleri hakkındaki bu iddialar astlsızdır. Derneğimiz uyesi bulunan şirketler kendileri hayali ihracat yapmadığı gibi, iddia edildiği uzere küçük ve orta ölçekli firmalara da aracılık etmemişlerdir. Şirketlerimizin aracılık ettiği orta boy firmalardan hayali ihracat yapan yoktur. ya da dış ticaret sermaye şirketleri aracüığı ile yapmaımslardır. Biz de dernrk adına bu konuda çok >ıkında açıklamalar yapacagız." INTERBANK is seeking young and energetic secretaries for the Head Office and branches in İstaııbul, Bursa, Mersin, Adana and Gaziantep. Qualifications: • • • • • Graduation froın a foreignlanguage lycee. Good command of spoken and written English. Excellent typing and administrative skills. At least two years of secretarial experience. A friendly, positive attitude. Please send a handw ritten resume in English with two photographs, by November 20. 1985. to: Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası A.Ş. Personel Müdürlüğü Büyükdere Cad. 108/C Esentepe İstaııbul Applicants w ith a universit)' degree, knowledge of a second foreign language and shorthand will be preferred. Salary comnıensurate with qualifications. Eligible candidates will be informed by telegram of dates for Aptitude and English Proficiency Tests and for inter\iew. All a|i|)liı a(i<iM> » i l l l>e t r e u l c d w i ı h ıricl (o Emisyon 1.4 trilyon sınırında ANKARA, (ANKA) Özal hükümetınin paranın kontroluyla ilgili guçlükleri suruyor. Merkez Bankası'nın 1 kasım günlu haftalık durumuna gore, maaş ve ücret odemelerinin de baskısıyla hükumet piyasaya bir kez daha 71.1 milyar lira sürmek zorunda kalmış bulunuyor. Bu arada, Toprak Mahsulleri Ofisi'ne de yeniden 31.9 milyar liralık Merkez Bankası desteği sağlandığı gozleniyor. Toprak Mahsulleri Ofisi'ne destekleme alımları finansmanı için açılmış olan kredilerdeki 83.3 milyar liralık buyumenın ekim ayı sonunda geri çekilmesi, ekim ayı başında 1.5 trilyon lira sınırını zorlayan emisyonun 1.33 trilyon liraya ındırilmesine olanak sağlamıştı. Başbakan Özal, ağustos ayı sonundaki 10 gun sureli bayram tatilinin de etkisiyle kontrolu güçleşen emisyonun, fiyat artışlarını hızlandırdığını belirterek, hedeflerınin emisyonu 1.3 trilyon lıranın altına indirmek olduğunu belirtmişti. Ancak, kasım ayı başında maaş ve ucret odemeleri ile herhangi bir destekleme alımı olmamasına karşın yenilenen Toprak Mahsulleri Ofısi kredilerı emisyonu yeniden 1 trilyon 398 milyar liraya yükseltti. Emisyon hacmi maaş ve ucret odemeleri nedeniyle ay başlannda genışli>or, daha sonraki haftalarda geri çekilmeye başlanıyor. Ancak bu daraltma işlemi istenildiği duzeyde gerçekleştirilemiyor. Kasım başında 71 milyar lira arttırıldı INTERBANK ULUSLARARASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle