Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8ABİFE DÖRT 26 Ekbn 1967 demelrtlr. Sizin kanastinlze gtire. bn kadar çok mermiyi bu havaliye kimler. nasıl levkeder ve satarlar? Bu gayet basittır. Buranın halkı için mermi bulmak o k«dar güç işlerden de^ıldir. Mermi, pazar yerlerinde köy yollarında kıyamet gibi satılır. Becerikli olanlar, Ege, Akdeniz seferinden sonra Trabzona uğrayan gemilerden kaçakçıhk suretile mermi alırlar. Bu gemi ler, Islanbul gümrüğünden geçiremedikleri kaçak »ılâh ve raer müeri kolayîıkla Duranın gümrü günden kaçırmak ımkânını bulurlar. Bu kadar fazla mermi ziyan ve binlerce liranın vok edilme sinin öniine seçilmck için herhançi bir tedbir diisünülmÜTor mu? Bunun önüne nesiller boyu geçilerr.eyecektir. Zararlannı anlatmak da mümkiin değil midir? Zararıarını ne Kadar anlatırsanız an;atınız «ımscye dinle CmvrHURÎTET Silâh atana silâh atarak cevap vermeyen mahcup Mermi bulmak kolaydır düşer... eryem ana gezisi de Trabzonlu ve havalisi için önemlidir. Bu gezi sırasında da halk tabancalannı kokonuşturur. Bazan, bu konuşturma, Savcının, Hükumet tabibinin, hâklmin, hattâ mülkiye müfettişinin önünde cereyan eder. Önleyici tedbir ahnıncaya kadar, silâhlar susar, suçlular dağılır, ortalık «süt liman» olur. İşte bir hi kâye. İlginç hikâyeyi bir «devlet memuru» şöyle anlattı: «Keçen yıhn llcryem ana getisınde, epey kaiabahk gruplar • rasında surmenının hükümet erkânı Kaymakam, Savcı, Hükumet Tabıbi. araiarında bir da mülkiye müfettişi bulunuyordu. « Bütün bn kanun adamlan, taükümet adamları silâh atısları nı seyrettiler mi?» c Beraberdtk hatta.. onlar karşımızdaki grupların birinin içinde idiler.» « Savcı, Hakira, Mülkiye Müfettisi de ates ediyorlarmıydı yokga!» . Hayır. onlar bir minübüsle, ailelerile kızlarile. çoeuklarile, gelmişler bir köşede eyleniyorlardı. Hfm de bunlar, bu ilin, bir insanı sorgnya çeken, yargılayan tntuklayabilen, kudret sahibi insanları idi.. Tabiatile onlara aldıran yokto. N gSrevli jandarmalar da kendilerine ikram edilen yiyecek ve içeeekten senra keyiflenmişler, onlar da, raesire yerioin »ilânlı bavasma kapılmışlar dnrmadan havaya ate« ediyorlardı. Bn durnmnn ögrenilraesinden «onra, Kaymakam, Savcı, Haklm tepki göstermek istediler, çünkü, «asa yiş zedelenmiş» çolnk çocnk bir hayli korkmuşlardı. Fakat bonların arasında en •erkekçe» davranan, yani «insiyatifi» e l e alan Mülkiye Müfettişi oldn. Mülkiye Müfettişinin görevi ilçelerin aıavij dnrumono teftiş imiş. Burada balunnşa her han gi bir izin seyahatile ilgili değilmiş. Kannnon ruhnna uygun oltnayan tabanca vesikalarının verilisi ile Hgili bir dnromn tesbit için de balanuyormaş. Sinirlendi ayaga kaiktı. Tanındakiler kendisini teskine çalıstılar. Ve Müfettise löyle bitabedenler olda! • Kardeşim! Bu is buralarda olağandır. Hani oyun oynar gibi. göbek atar gibi herkes kal kar silâhını atar. Bunda ne var? Sen hiç diğer gezdigin yerlerde buna benzer atışlar Rörmedin mi? Bu duruma, iandarma olsun, hükümet »orumluları olsun kımse sesini çıkaramaz, ne zaraanki bir vurgun olur. yaralanan. ölen olur, o zaman müdaha!e edilir. Bu sebeple sizin müdahaîeniz yersiz, nasıl olsa ileride bu iş örtbas edilir senı de vazçeçirirler» gibi söıler sarfedildi. Ama Mülkiye Müfettişi bu sözlere aldırıs edip susmadı. Bi lâkis, konunun üzerine daha önemli eyildi. «Hükümciin otorltesi» nin zedelenmesine tahammül edemij'ordu. Hemen yerinden fırlayarak «Bu böyle olmaz!» dedi ve Orman Işletmesinin telefonundan uzun sure Maçkadau ilç» jan darma komutanını aradı. Bu defa, durumu yakından izleyen orman memurları onu oyalamağa başladılar. Aralarında. «Bn adara yabancıdır. Buralarda her laman böyle şeyler olur» deyip oyalamalarına devam ettiler. Mülkiye Müfettişini « Efendim jandarma komntanını bulamadık. O yana jritmis, bn yana gitmiş» gibi sözlerle atlatmaya baktılar. Geç vakit Mülkiye Müfettişinin israrı üzerine ker.disini Maçka jandarma komutanı ile görüştürmeğe başîadılar. Tabiatile, rakılar, yiyecek. içilecek, bitmiş. vakit gecikmiş herkes hirer ikişer silâhiarını koyunlarına sokup mesire yerin <ien uzakla?maga başlamışiardı. Bu sırada da Mülkiye Müfettişi Maçka Jandarma Komutanı ile olan konuşmasını tamamlamtş geri dönüyordu. Biz de vasıtamızla birlikte geri dönmeye hazırlandık, hareket ettik. Mesire yerinden 5« kilometre kadar uzaklaşmıştık ki Maçkadan «Meryem Ana» mesire yerine doğru yol alan Maçka Jandarma Komutanı ile karşılaştık. Kendisini Mülkiye Müfettişine takdim etti. Müfettis durumu anlatıp şikâyetini bildirdı. Olaya vaziyet edilmesini. kendisinin de gerekii raporu vereceğini söyledi. Bir süre daha yol aldık ki; silâh attıklan için kumandanları tarafından cezalandırılan erler 15 küometrelik yolu koşuyorlardı. Yalnız. burada bir şeye işaret etmek isterim. Jandarmaiar silâhlarım ateşledikten sonra bir kenara çekilip miüetin gözü önünde sanki hiç bir şey olmamış gibi, bir görev dönüşünde imişçesine kemali afiyctle sılâhlanrın namlularını temızlediler. Böylece suç delilini ortadan kalriırdılar. Bılmem bu olay adalete intikâl edebildi mi?» Bana olayı naıcl?den Trabzonun ileri gelen şahsiyetlerinden olan zat dahi konarjun adalete intikâl edeccğine ınandrıııyordu. Daha sonra şöyle dnvam etti: « Köyle ilişkisi olan memurnnda, kSylusünde tabancası ol mayan insan kendismde bir ekliklik hisseder. «Taşıına» «Bulur. durma» vesikası olsun olmasın herkesin yedek mermisi vardır. Bunn karaborsadan ıs(edi)fi îibi temin eder. Çünkü, kanjısında birisi lilâh atar da o hemen cevap vermez ise lilâhı ile; nıahçnp düşerBu 'durum bir kü|ülmc ifadesidir, yoksulluk ıfadesidir. Kara denizli üç öğün yemeftin yerine iki öğün yemek yer; ama mermi sini her zaman ıçın yanında depo etmiş durumdadır. vünkü mahçup edilmeğe, eururuiıun kı rılmasina tahammül edemez. Bunun için rie cebmde, voresin YAZI ve f OTOGRAFLAR lan ateşlemekür. Sanıyorum geçen yıldı yine Mer yem Ana. adında tarihi bir yapıt vardır, mesire yeri olarak kuüanıl maktadır. Ben de buraya gitmiştim. Orda, orman işletmesinin yap mış olduğu tesislerde arabalaıia gelen birçok aileler yerleşmişlerdir. tlk anlarda herkes gayet sâkin yiyor, içiyor. bazan kemençe, bazan da bir tcyple eğleniyorlardı. Bu arada, bizim gittiğimiz grupta da bir kuzu pişiriliyordu. Kuzu tam demini aldıktan sonra. herkese birer parç» vsrildi, yen;ldi. rakı SJtİT Jt. TERZIOGLU tezgâhlan. toma tezgâhları, AN manyaya gidıp gelen isçüer tarafın dan gpiirilmiş. kurulmuş. işler ha le geürilmiştir. Karadeniz illerinde riyaretinde bulunduğum bir Emniyet Müdürü dostum, ele geçirilen silâhlarm ço ğunun (Ardesen) yapısı olduğunun tesbit edildiğini. çünkü bu ilçe hal kmın daha çok ve süratle silâh 1mâ! ettişini belirtmiş ve şöyle konuşmustur: • Ardesen halkının yapamıyacaeı. taklid edemiyeceji şilâh çeşidi yoktıır. Ardesen yapısr silâhları ele recirdijlmiz zaman çok za man taklid olun olmadiğında süp heye düşmekteyiz. Ancak. iigililersilah uzmanları tarafından sökülüp parralandığı zaman Ardesen yapısı olduğu anlaşılahilir. Yapiılışları. numarası. markası, menevişi kabzası, Belçika Browning'inin aynıdır çoğu zaman..,» Bir silâh imâlcisi yaptığı silâhı arkadaşım>za gösteriyor temezsiniz. Geleneksel olarak yalnız bir günde atıîan mirıııilerle okulsuz köye bir okul yap mak mümkündür. Trabzonda özellikle köylerde si lâh atmak eğlencelerin bir bölümünü teşkil eder öyle ki bazı genç ler veyahut yaşhlar düzenledikleri pikniklerde, daha doğrusu kır gezilerinde yerler içerler, ondan sonra keyflendikleri zaman yapacakları şey bellerlndeki, koyunlarındaki tabancalara asılmak ve bun lar zaten buz gibi akan dercye ko nulmuştu. ncş'e iyiydi.. hattâ, grupumuzda, Ankara Radyosunda Trabzon türkülehni okuyan adını hatırlayamadığım bir fanatçı da vardı. O da kemençesi.e. çahyor, gençler. orta yaşlılar hattâ yaşlılar bile bu havaya ayak uydurup horon oynuyorlardı. Vakit ilerledikçe her zaman görülen karşılıklı tabanca atrn^ olavı basladı. llk anda sekiz mermi atıldı. Bu sekiz mermili bir tabanca atışı jandarmalar bile Tt n arada. asayişi sajlamak™ Ia görevli, bir onbaşı ile bir kaç ta Jandarma vardı. Silâb seslerine bir ara eok knvvetli bir silahın ge»i de karıstı. Hemen arastırd'k. bir de ne görelim, asayisi kornmakla de. bir kaç yüz rr.prmi taşır. O günkü karşılıklı atışlar gırasında kaç kişinin kaç mermi yaktıgını ve kaç yüz lirayı havaya sıktıgını belirtebilir misin? Zannımca, o gur.Iıü karç'lık ll atışlar sırasında İC kişi hava> ya silâh sıktı. Bunîarın en »J ve üst üste 50 şer mermi yaktı^ını düşünürsek 2500 mermi yakılmıştır, beher mermi en aşağı üç veya dört lira arasnıda olduğu na göre, On bin liralık mermi ya idi, bu atışı diğer gruplar karşılad:lar, derken. sağdan soldan tabanca atışları ortabğı bir savaş alanına cevirdi. Bizim grupta artık yenilip yutulmuç olan kuzunun kafa'si ortada kalmıştı. Aramızdan birisi: « Bakalım harrket halindeki hedpfi kim vuracak?» deyip ayağa fırladı. Bunun üzerine bizi doyuran, zavallı kuzunun kafası Amerikan fi'imlerindekl şaoka hedefler ?ibi grupumuzdaki tabancalara hedef olmuştu. Birisi teuzunun başını havaya atıyor, diğeri tabancası İle vuruyordu. Sanıvorum. bu durum tabanealarda mermi bitinceye fca dar devam etti. Tabiatiyle herkes bu atışa katılmıyordu. Yalnız, Trabzondan, mesire yerine ilk defa gelenler, etrafın bir savaş yeri haline ge'mesinden son derece korkmuşlar ve birbirlerine sokularak iteşten. kurşunlara hedef olmaktan korunmaya başlamıslardı. Çocuk'.ar analarının böğrüne, babalarımn arkasma sıfınıyorlar. bazılan ise hiç bir harekPt ^pmadan. sıkılmışçasma, nıtulmusçasına korkudan büyüyen gözlerle olajn seyrediyorlardı. Korkudan deâil mi? Evet. hattâ şöylr bir durura da oldu. İleriden su almak icabediyordu. tleride »tış yapanlara ynkm hir vrrde hir kaynakdan MI alınırılı. t'run zaman susuz kalmamıza rağmen hiç kimse o tarafa gitmek cesaretini jösteremedi. Çtkar çeketinu telmiyeyim oni: Karadeniz illerinin silâh üstatla rı riaha ziyade Rize'nin Erdeşen il çesinde toplanmıştır. Daha organize hale gelmişlerdir. Ve daha modern âlet ve cihazlarla silâh imâl etmektedirler. . Silâh imalmde kulianılan frez* Rize Cezaevl u heldenin halkmın çnğu katil suçundan cezaevlerinde yatmaktadır. Bu satırların yazan olarak ben B=ıçbakan Demireün bir Rize gezisinHe birükte cczaevini d» ziyaret etmiştik. Yatanların yüzde 90 ı. pdam öldih'mek ve yaralamak suçundan mahkum olmuşlardı.. B Ve yine bu sıralarda benim bsşımdan geccn hir olayı nakledeyim. Daha önceleri yazr):|ım bir ya zıyı beyenmiyen bazı Rizelüer, turift otelin önünde tehdi^ ederek: • Cıksr çrketinu telmiyeyim oni!» demislerdi de Trabzonlu dostlarımın himayesi o günl?rin Polis Mü dürü ile Valisinin himmetıle postu kurtarmıştım. Yarın Teksas sokaklarındaki gibi adam öldürüyorlar Dişi Bond BLAISE BULMACA Acıiıs. nroeram Saelık oeutlpri Ovun havaları Kove haberler Sabah melodileri Haberler ve hava durumu l?tanbıılda bueun Hafif müzik Bn sabah sizinle Müzikii ovunlardan Her lelden Sosval hizmette kadm Franşadan vankılar os.sn C.Cevhercicekten türküler Gitar soloları 09.45 Müzik kııtusu 10.00 Pratik bileiler 10 15 G.Guvenliden sarkılar 10.25 Arkası varın 10.40 Kısa hsberler 11 00 Sabah konserl 11.05 Kucuk ilânlar 12 10 Turkuler eecidi 12.15 B.Oraldan sarkılar 12 ^0 G.Akkordan sarkılar 12.45 Habcrler. R G. de bueün 33 00 Hafif müzik 1320 Rcklâm nrofframlan 13.30 Solistler eccidi 1400 M. Cocuklar Orkestrası 14 20 Y.Gürsestcn sarkılar 14.35 Konser saati H.50 türküler 15 40 Turan Eneinden 1555 Kısa haberler Okul radvosu 16.00 17.00 Cocuk bahcesl 17.15 Kısa haberler 17.20 Karma fasıl tooluluiu 17 50 Rcklâm nroeramlan 1940 Kücük İlânlar 1900 Haberler ve hava durumu 19 45 Sahin Gültekinden türküler 20 OO Kitaolar arasında 20 15 Radvo H. M. orkestrası 20 30 Serif Yüzbasıoelu orkestrası 20.45 Inci Cavırhdan sarkılar 21 00 24 saatin olavları 21 05 Radvo tivatrosu 22 00 Reklâm Droeramları 22.45 Hab^rler ve hava durumu 2300 Hafif müzik 23 10 Caz severîerle basbas» 24.00 Ktoanıs IST.\!*BÜL IL RADYOSU 16.55 Acılıs v* croeram 17.00 Sizin için konser 17.30 Küçük 18.00 Ivi aksamlar 18.30 Senfonik müzik 19.00 Hafif müzik 19.30 Aksam konseri 20.15 Genclerle beraber 21.00 Klâsik Batı müziö dinlevici istekleri 22.00 Ciean melodileri 22.15 Gece konseri 23.00 Duucdelim 23.30 Caz müzi&i 24.00 Gece varısı lcin 01.00 Proeram ve kaoanu 0525 06.45 06.50 07 00 07 05 07 30 07.45 07.50 08.00 01.20 02.40 09 00 09 10 MODESTV MOCESTY, 123456789 YÜKAR1DAN AŞAĞ1YA: zaman parçasımn terst. 7 Blr parçalan 1 «Zabıta memuruna suil şeyin içine bir takım zorla sokup dolet!» mânasına ikı sözlü bir emır. duran, vünıdün 2 «Kuru soguğu fazla» anlamıOBzı kısımiannı na iki söz. 3 Kıbrısta Ttlrklere Kaplayan Uiylerezıyet eden ırka mensup kişilerüen. 8 Ayı Ko den, namazın kısımlarından. 4 nutu, bir çeki«Valdesi var» karşılığı bir söz ve mın kısaltılmışı. bir takı, bir emir. 5 «TanıklU i En yüksefc etmek zorunda kalan» mânasına kısımda, bir Av iRi söz. 6 Bir musiki âleti, par Ounku huimncanın rupa 'ilkesımn l|k degil d s fjonuk «hırumda, bir halledilmi; tükü başKentf. İ § m Tiffany Jones Kcvtau a'R. A yM B E N ı • U L, I] SULUAN SAGA: 1 Yüksek yerlerden Sfemsiye gibi araç açıp atlama ile görevli ordu ekiplerine böyle denilir. 2 «Eğlence isml» mânasına iki söa. 3 Tcrsi «yük taşıyıcı» mânasınadır, bir oyunda karşı'.klı aynı sayıyı kazanıp ahp verecegi kalmama haline gelme durumu. 4 Yerleşip kalmış tesir. kıyılarınuzm bir çok güzel şehilreri bundan mahrumdur. 5 Arsız ve yıhşıte şekilde hafif hafif gülen. 6 Ken disi de kadın olan eski kadm dok toru durumunda bulunan meslek sahibi. hayvan yiyeceklerinden. nota. 7 «Girgin ol!» karşılığı bir emir. bir soru edatı. 8 «Bir hâdisenin vukuu zamanm karşılığı iki söz. 9 Almanyadan çıkıp bir çok memleketlerden geçerek Karadenize akan bir nehrin çevresindeki bölgede doğmuş kişi. 9 X 6 X T nr • •71 • nr • •Tj • ÜJ \T ^ J 1 T =2 | X im • •M + Dİ'NKÜ BULMACANIN HALL.EDILM1S ŞEK1J bulmacada «arakamlı ederek loldnn nlıınnnuıtıoşça geçirmis NASIL HALLEDİLECEK Tukarıdaki dece 4 tane anahtar (ipucu) ve 8 tane »onoç vardır Boş kalan 12 karenin içine 1 den 9 • kadar uygun birer rakam koyarak ve loulama. çarpma, çıkartma, bölme işaretlenne dikkat sağa ve yukarıdun aşağıya bulmacala göslerilen sonuçlan buluııuz. Biıaz vaktinizi alır ama, boş vaktinizi eöyı SEVLEGE. • i'/mmm / m 1 / w / mi ^^ ' aııı" H •• •, ' 1MI YOR ALEV ALEV 39 Portekizdeki çarpışmalar değil de Lord Byron konuşulurken, böyle bir şeyden dolayı bana kim kabatıat bulabilir ki? Müthış bir hengâme yarattınız. Erkekler kıskanıyorlarmış sizi, öyle işittim; kadınlar da birbirlerini kıskanıyorlar, açıkça jörüiüyor bu.» Byrongülümsedi. Lady Melbourne altmışındaydı ama, gene de çekici bir kadındı: tncve. zârif, kendinden de son derece emin. Saçlarının aklığı bile ona bir başka zâriflik veriyordu. Lady Melbourne: •Yaşl: olduğum halde size kar|i gösterdiğim bu ilgi canraızı sıkıyor mu?» diye sordu. Byron, elinde olmayarak slay eder gibi bir tavırla: «tmkânı mı var!» diye mırıldandı, «değil mi ki sizi teyzem gibi görüyönım.» € Hayatınızın hikâyesini anlatabileceğiniz bir teyze?» Belki.» Byron anlamıştı: Peki dedikoducu bir kadındı bu, dağarcığında da herkes için anlatabileceği kötü hikâyecikler vardı. Lord Byıon biliyor muymuş bir ara Naip Prens'in de Caroiine'e tutuiduğunu? Bu yüzden Kıral'ın o pek ünlü çılgınlıklarından biri daha tutmuş, William da aylarca surat asmış. Byron bunları dinlerken bir şey gözüne çarptı, tedirgin oldu: Herkesten ayn duran bir genç kadın hep ona bakıyordu. Orta boylu, ince yapılı, esmer bir kadındı bu. Byron merak etmişti ama. kim olduğunu Lady Melbourne'a sormak üzereydi, Caroline göründü. Byron hemen kalktı, eğilerek selâm verdi, gülü uzattı. « Bana mı bu, Byron? Öteki kadınlar gözierüni oyarlar şimdi benim!» Byron bir daha eğildi. « Lady Hazretleri bütün nâdir, yeni şeylerden bir an için de olsa hoşlanırlar diye düşündiim.» Carolıne'ln gözieri öfkeyle ısıldadı ama, gülü yera atmak isteğini yenerek elbisesinin göğsüne taktı. Cilveli bir tavıria: «SoLmu mı acaba?» dedi. «Bakilım, zaman gösterir.» Byron, gitmek üzereyken, hepsi pek heye Byron, gitmek üzereyken, kendini, hepsi pek heyecanlı, bir alay kadınla çevrilmij buldu. O esmer kadınıa gan* gotlarinl kendiıine dikmiı olduğunu gördü; yalnız, bu sefer küçümseyerek bakıyormuı gibi geldi. Byron, blraz üzırün. hemen Lady Melbourne'a Allahaısmariadık dedi, yakında gene geleceğine •te v«f«x«k ayrüdi. F. W. KENYO Çeviren: Vohdet GÜLTEKDI !? » •^, ^ 06.25 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 08.05 08,10 08.40 09.00 09.35 09.40 10.00 11.00 11.15 11.30 12.00 12.15 12.25 13.30 13.00 13.20 13.30 14.00 14.15 14.35 14.55 15.00 16.00 16.05 16.25 16.40 16.55 17.00 17.30 17.50 19.00 19.40 19.45 20.00 20.10 20.13 20 SS 20.55 21.00 21.05 21.30 21.45 2105 22 25 22 45 23.00 ANKARA BAYINDIRLIK BAKANLIGI Yapı ve imar işlerî Re'sliğinden 1 Ankara Tıp Fakültesi Pısişiatri ve Fıtizyoloji Klinifi ikinci kısım inşaatı işının evvelce yapılmış o'.an eksiltmesindeki tenıUat haddi lâyık görülmediginden iş yeniden 2490 sayılı kanun hükumlerine göre kapalı zarf usulü ile eksilbneye konulmuştur. 2 İşin kesif bedeii (13.887.226,16) liradır. S Ek=iltme Ankara'da YAPI VE İMAR İŞLERİ REİSLİG1 Öıale Komısyonunda 8/11/1967 çarşamba günü saat 16 da yapılacaktır. I Eksütme şartnamesi ve diğer evrak mezkur Beislikte görülebilir. i Eksiltmeye girebilmek için istekliierin: A (429.767.) liralık geçici teminatını, B 1967 ydına ait Ticaret Odası belgesini, C Müracaat dilekçeleriyle birlikte verecekleri (Eksiltme jartnamesinde belirtilen ve uşulüne göre hazırlanmış olan 'plân ve teçhizat beyannamesi, sermaye ve kredi imkânlarını bildiren malî durum bildirisini, Teknik Personel beyannamesini, taahhüt beyannamesini, Baymdırhk Bakanlı"ğından Bİmış oldukları (B) grupundan keşif bedeli kadar işin eksiltmesine girebileceklerini gösterir müteahhitlik karnesini ibraz suretiyle YAPI VE İMAR İŞLERİ REİSLlGİ Belge Komisyonundan alacakları yeterlik belgesini teklif mektuplan ile birlikte zarfa koymaları lâzımdır. 8 tstekliler teklif mektuplarını 8/11/1967 çarşamba günü ıa«t 15 t kadar makbuz karşılığında Ihale Komisyonu Başkanlıgına v«recaklerdir. 7 Yeterlik belgesi alınması için son müracaat tarihi 3/11A967 cuma günü mesai saati sonuna kadardır. Telgraila müracaatlar ve posteda vâki gecikmeltr kabul edilme*. Keyfiyet ilin olunur. MUHASEBECİ AR ANI Aşağıdaki şartlarla muhas«b«ci aranmaktadır; 1 İngilizce bilmesi 2 Askerliğini yapmış olman 3 35 yaşını aşmamış olroası 4 Tecrübesi olanlar tercih ediliı Müracaatların yazıh olarak: NCR National Mukayyit Kasa A. Ş. Fındıklı Ekemen Han Kat 2 Reklâmcılık: 3811/12747 İzmir Belediye Başkanlığından: Şehir yoilarmm yapılmasmda kullarıılmak üzere (5000 M3. kumçakıi Vanşımı (A<r>ea) »atın slmması kapalı zarf usulü ile eksMtmeve konulmuîtur îsteklilerin ihale tarihin den üc ffün önce Fen tşleri ^^i'dürlüğü^ıe müracaatla b«lge almalan şarttır. Keşif bedeli (120.000) lira ve geçici teminati (7250., lira olup, ihaleai 6/11/1967 tes! günü saat (15.00) rtor'ir Kr=if ve şartnameleri me«»î eilnleri <?aat (912) sras.ıda Eneümen Kaleminde görülebllir. tsteklilerin (2490) •ayıl kanunun bırifatı rfMrsind» hnnTİıyacaklan teklii mekruplannı Oıale günfl engeç «aat (14.00) • kadar Eneümen Başkanlığına vermeleri ılân olunur. t $07124817/02754) . »48 24.00 (Baaın: M8U A. 1U66/12753) Acılıs. crosrram Köve hjberier Sarkılar ve ovun havalırı Daberler ve hava durumu Sabah müzigi Ankarada buzün Kücük ilinlar Her telden MSaSvısardan sarkılar Hafif müzik Kısa haberler Arkası varın Okul radvosu Isteeinize eör« Cocuk bahcesi Ooeralardan secmeler S.Gültekinden türküler Kıbrıs saati Kücük ilânlar O Yıldızdoâan v» N.Ersölden sarkılar Haberler. R.G. d» bueüa Hafif müılk Reklâm Droeranüarı Cocuk bahcesi S.Der»ndan sarkılar Bueün icin sectiklerimlı Kısa haberler Okul radvosu Haflf müzik C Eraesten sarkılar H.O»lumd»n türküler Müzik dlnllvelim Kısa haberler tnce »az Tarım saati Reklâm Droeramları Haberler ve hava durunıu Kücük llânlar T Karabuluttan türlrtller Dln ve ahlâk aohbeü Saz eserleri A.R.KöorülüleroSludan sarkılar Isteklerlnl* mlkrofonıla Uykudan 9nc« 24 saatin olavlan TODİum v» sanat Y.Avhandan türkfll«T KUciik konser Pllkiar araıında M.USurludan (arküar Haberler ve havı duruara Gee« konaerl Oeea Tnnımı tfetru Kacanıı Ertesi sabah Caroline'den kısa bir mektup aldı: Lord Bvron'un Lady Caroiine'e vcrdlği gül. kur tarmak için yapılan bütün çabalara rağmen. dün s*ce öldii. Talihinin döıımpvinrtpıı dolayı duyduğu üzüntüden solduğuna hiç şüphe yok.» Ne tarih vardı, ne imza ama, Thomat Moore, gelince, Caroline.in elyazısını tanıdı. • Çok ince bir aşk mektubu> dedi. Byron mektubu arkadaşına gösterdiğine pijman olmuştu. • Hiç de değil dedi. Moore: «Korkmaya başlıyorsun» diye çıkıştı. Byron aptal aptal gülümsedi. • Korkuyorum. evet ama, aynt zamanda bu işin büyüsüne de tutulmaya baslıyorum.» Thomas Moore. onu kışkırtmak ister eibi: «Ben Mclbourne Konağı'na gidiyorum» dedi «Sen de gelsene, öien giilün cenaze törenini yaparsın.» Byron, Caroline'i görmek için can attığını belll etmemeye çalışarak: .Gplirim dedi Konağa gelince gene içine bir korku girHi. Lambların bölüğüne çıkarken merdivende ayakla rı birbirine dolandı, sendeledi, bunu da kötüve yor du. Thomas Moore: «Aman şu senin bcg inançlann!» diye güldü. Byron kara bir riü'ünceye saplanmıs gibi: «On üçüncü basamaktı dedi. Gene dans vardı ama, valse herkes kalkmamıştı, oturanlar da çoktu. Onun için. Byron daha Csroline'in yanına varamadan çevresıni bir alay kadın sardl. Hepsi ona hayran hayran bakıyoFdu Onların bu hayranlıkları, yıiışmaiarı. sıntip kırıtmalan Byron'u sinirlendirmişti. Belli etmemek ıçın kibarca sıyrılıp çekilmeye çalışıyordu En şonunda, Thomas Moore'un koluna tutunarnk onıarın arasından kurtulabildi. Tam gıdiyordu, konu^malar arasından yükselen yeni bir ses üzerine dönüp baktı. • Childe Harold mu dediniz? En yüksek şür tarzında birçok parçalan var ama, Lord Byron belki de bir gözboyayıcıdan baş,ka bir şey değil Bence en çok derin duyguları. insanın yaradılışıyla ilgili düjünceleri anlaünakta başsrı gösteriyor.» Bir gün önce ona, gözlerini dikm:ş. bakan esmer kadındı bunları süyleyen. Thomas Moore un ırkasında kaldığı için Byron onu daha önce ?örememlîti. Kadın VVilliam Lamb'la pek at#»li atejli ko nuşuyordu. I Arkası raıl