20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 19 Ocak 1967 CUMHtrRtYET UZflK KOMŞU RUSYADAN GEZİ NOTLARr Sabaha kadar cıvıl cıvıl kaba»eler, pavyonlar, pırıl pırıl reklâmlarla adam tavlamaya çıkımş gazinolar, kaldırımlara taşmış kahveler, lüks fuhuş pazarları da yok Moskovada.. Parise özgü havayı da bulamazsınız • Eusya'nın başkentinde. Müzeleriyle, tiyatrolarıyla, geniş caddeleri, heykelleri, şahane metrosu, seyrek mağazalan, «eyrek trafiği, sağlam ve büyük yapılan, tarihi anıtlanyla biraz suskun, biraz esrarlı, ve ağırbaşlı bir sanat kenti Moskova. seyrettik. Bu lanata benim kadar yabancı bir insanı sürükleyecek sanat gücu «ahneden salona tasıyordu. Tiyatro Mali'de Gorki'nin «Ayak Tskımı Arasında» oyununu izledik. Aktörler Gprki'nin kaleminden dökülmüşlerdi sanki... Bütün Sovyetlerde tiyatro alabildiğine yaygın.. Azerbaycan'ın başkenti Baku'da ve Kazakistan'ın başkenti AlmaAta'da güzelim tij'atro binalan gördüm. AlmaAta'da Nâzım Hikmet'in piyesini seyrettim. Ne var ki, benim burada anlatmak istediğim tiyatrodan çok, tiyatroya giden halktır. Soğuk sıfırın altında yirmi, yirmi beş.. ve halk, Lenin mozolesiyle tiyatrolar önünde kuyrukta.. Moskovada sanat ve eğlence yerleri 18,30 19,00'da gösterilere başlıyor. Lokantalar, gazinolar 23'e kadar açık. Sanat gösterilerinden çıkan halk lokanta ve gazinolara akıyor. 23> kadar yeniliyor, içiliyor. 23'ten sonra herkes yatağa. kalm yün çoraplannı vestiyere bırakıyorlar. Bundan sonra bir faaliyet baslıyor. Eldeki paketlerden çıkanlan iskarpinler giyiliyor, saçlar düzeltiliyor, üste başa çeki düzen veriliyor. Ve salona giriliyor. Perde arasmda iuaye bir Ilem... Büyük salonlar, salonların ortasmda beyaz örtülü masalar... Masaların üstünde meyva, çilcolata, pasta, çörek, bisküvi tabak tabak... meyvalı gazozlar, ve bira şişe şişe... Masaların arasında tertemiz ve bembeyaz kıyafetli kadınlar dolaşıyor. Seyirciler masalara yayılıyorlar. Yiyenler, içenler, tartışanlar, konuşanlar, gülüşenler.. Subaylar, neferler, memurlar, işçiler, öğrenciler, ihtiyarlar, gençler, kadınlar, erkekler.. Çeşit çeşit, renk renk, canlı bir kalabahk. Tiyatro Mali'de yüksekçe bir yerden beş dakika kadar bu insanları seyrettim. Bir askerî okul öğrencisi yanmda işçi kılıkh bir adam gazozunu içiyor, sarı saçlan omuzlarına dökülmüş bir genç kızın ötesinde kalın enseli bir Rus subayı atıştırıyordu. Genç gruplar neşeli neşeli gazozlannı yudumluyorlardı. Perdenin açılacağını haber veren ziller çalınca herkes yediğinin içtiğinin parasını vererek salona doluşuyor. Perde açıldıktan sonra tıs yok. Halk oyunla beraber nefes alıp veriyor. Ve de beğenirse alkış alkıs alkıs.. Sovyetlerde sanatçı olmak büyük sey.. Sanatçüarın hayat düzeyi de çok iyi, itibarları, şöhretleri, sükseleri yerinde. Perde kapandıktan sonra gene vestiyer faslı başhyor. Galoşlar giyiliyor, çizmeler ayağa çekiliyor. iskarpinler paket lere konuyor, kaşkollar. kalpaklar, paltolar, mantolar sahiplerini buluyorlar. Kadınlar erkekler canı gönülden çahsıyorlar. Bahşiş yok. Vestiyerde jahsanlar devlet memuru. Garsonlar devlet memuru. Kapıcılar devlet memuru. Ne var ki bunlann hiçbirinde asık bir surat ve ödevini alargaya alan bir tavır görmedim. Saat 21'de doğru tiyatrolardan sinemalardan boşalan halk l o kantalara gazinolara doğru akıyor. Kar, soğuk, gece, Moskova. Ve ertesi gün: Kar, soğuk, gündüz, Moskova. Moskova bir sanat kenti Ve tiyatro Hiçbir şeyi tesadüfe bırakmamış bir plânlaraanm hâkim havası, ve gelecekleri kader perisinin bulunmıyan insanların ne , yapacaklarını bilir hâli her yana sinmiş. Telâşsız, ama neşeli topluluklar. Ve sonra tiyatrolar, baleler, operalar, ve gene tiyatrolar, tiyatrolar. tiyatrolar.. Moskovada 150 müze ve 30 tiyatro var. Moskovalılar tiyatroya vurgun... Bu sevdayı gözle görüp elle tutmak mümkün. Sovyet başkentinde kaldığı»nız günler gecelerimizi sanat gösterilerinde değerlendirdik. Bale. opera. tiyatro ve de sirk. Sirk denilen zenaatin okullarda ciddi eğitira görmüş büyük istidatlar elinde her çaptan seyircinin nefesini kesecek bir gösteri halme geldiğine tanık olduk. Çaykovski'nin Evgeni Onyegin operasını Bolşoy'da dinledik ve Iki özbek. lbrahim : Selâm! dedi. Selâm! Garip garip bakışıyoruz. îçten içe bir tahassür var glbi.. Konuşmaj'a çabahyoruz; Müslüman? Elhamdülillah. Kelimeler koiay anlaşılmıyor. Aır.a kör topal yürüyor sohbet. Taşkent dolaylarından gelmişler. İstanbuldan g^ldiğimizi duyunca şaştılar. Istanbul sıcakî Sıcak. Kavun, karpuz, üzüm, elma? Yetişir. Özbeklerden biri kalktı. dostluk gösterisi olarak birer dondurma ikram etti. Beğenmedim Moskova dcr.dur rr.asım. Nasrettin Hoca'nın kar helvası herhalde böyleydi. özbeklere eyvallah dedik. Bolşoy'da Evgeni Onyegin'i seyrederken de yanın» bir Kanadaîı Fransız düşmüstü. Adam temsil boyunca: Fevkalâde, fevkaUde, diyt söylendi durdu. Moskova Babil kulesi gibi. Bir Sovyet devteti ki sınırları içinde yüzden fazla millet ve halk yaşar ve bin türlü dil ve lehçe konuşulur; başkenti elbet Babil kulesi olacaktır. İLHAN SELÇUK Vesüyerin önenti! S ovyetlerde gördüğüm en önemli kurumlardan biri vestiyerlik kurumu. Her binanın, her dairenin, her otelin ana kapısında vardır, parasızdır, mecburidir. Tiyatroların girişinde büsbütün önem kazanıyor vestiyer. Kalpaklar, kaşkollar, galoşlar, paltolar vestiyere teslim ediliyor. Kadınlar da kalpaklarını, çizmelerini, mantolarmı ve hattâ Dondurma çılgınlığı şte bu dekor içinde yaşıyan Moskovalıların bir çılgınlığı nı anlatmak gerek: Her köşebaşmda bir dondurmaeı ve sıfırın altındaki soğukta dondurma yiye yiye caddelerde yürüyen Moskovalılar. Moskova sirkine gittiğimiz geceydi. lbrahim Çamh farkma vardı. Arkamızdaki sırada türkçe konuşuluyormuş. Döndük. I Kremlin'in başına gelen I oskovada kaldığımız günlerde Kızıl Meydana birkaç kere daha gittik. Bir seferin Sovyetlerin her kenünde ve her kentin meydanlannda heykel, heykel, heykel... Öncelikle Lenin heykeli sart Ve ardından Rns büyük* lerinin, yazarlarınm, sanatçılannın heykelleri geliyor. Yukandaki fotoğrafta, Moskova'dakl Paşkin heykelini görüyorsunuz. de Sen Bazil'i, bir seferinde Si Ne var ki ilk geceden sonra lâhhane müzesini gezmek için.. gündüz vakti Kremlin'e gidişiKızıl Meydan'a bir yandan mizde gördüm ki Stalin'den bu Kremlin bakıyor. Kremlin duyana Kremlin'i de Kızıl Meydavarlarının önünde Lenin'in anıt nı da rezil etmişler Komünistkabri. Kremlinin karşısında büler.. yük bonmarşe. İlk gecenin şiirli ve romantik Kremlin'e sırtınızı verip yühavası kalmamıştı ortahkta... zünüzü meydana çevirdiğiniz Ahmet Haşim haklı. Mehtap zaman sağınızda Sen Bazil yükve gece her şeyi güzelleştiriyor. »eliyor. Vakta ki gün doğuyor, ve günSen Bazil bir garip kilise., düzün merhametsiz ışıklan eşya Kremlin'le yanyana daha da gaların ve insanların üstünde dorip bir manzara meydana getilaşıyor, bütün acı gerçekler çıriyor. kıyor ortaya. Kızıl Meydan'a Rusçada Krasnaya Ploşet deniyor. Krasnaya kızıl demek ve Kızıl Meydanm kızılhğı Çarıik devrinden kalma.. Çünkü bu meydanda Çarlık devrinde idam hükümleri infaz olunurmuş. Çarlık devrinin de bir fiyakası, bir e?rarı vardı doğrusu.. Bu esrarla Kızıl Meydanın ve Krera lin'in birbirlerine pek yakıştığını yerinde tesbit edebilirsiniz. Stalin de Çarları aratmıyacak kadar yaman bir adamdı. Çekik gözleri, sarkık bıvıkları, dik yakalı elbisesi, sürgünleri, zındanlarıyla Kremlinin siluetine uyan bir yanı vardı Stalin'in.. Kruçef'ten sonra yürümedi lşler.. Bu gelişmeyi Fransız L.T5xpress dergisi Kosigin'in Pariı gezisi dolayısiyle pek güzel anlatmıştı. Aklımda kaldığına göre şöyle yazıyordu Fransız: « Kosigin Pariste pek heyecan uyandırmadı. Bn sonnç t»biidir. Çünkü Paris halkı fsntastik şeylere meraklıdır. Stalin Parisli için 11 ei nyandırırdı. Çün kü o bir Çar idi. Biraz DeH Petro, biraz korkunç fvan.. Kruçef de biraz Taras Bnlba... Ama Koslgin? Sade bir insandan, bir tek nokrattan başka nedir kî?» Gerçekten Kremlin'de Çarlarm devri geçmişü. Sen Bazil müzesinden çıkıp Moskova kalesinin kapısmdan girince büsbütün belli oluyordu bu... Bahçeye camdan kulübeler yerle?tirmişler, turistlere hediyelik eş» ya, kartpostal satıyorlar. Gent Kremlin'in bir köşesine modern bir yapıyı 1961 de oturtmuşlar Rus mimarlan.. Kongre Sarayı adını taşıyan bu binada hem Komünist Partisi kongreleri toplanıyor, hem de sanat gösterîleri yapılıyor. Halk geceleri. Krem line akıp bu binada bale, opera, tiyatro seyrediyor, bazan bir komedinin kahkahaları tasıyor binanm pencerelerinden.. YARIN: NAZIM'm MEZARINDA Bond MODESTV «LAI BULMACA İSTANBUL Acıhs. Droeram Türküler ee«idi (1) Konusma Türküler eeçidi (2) Köve haberter Sabah melodilerl Haberler ve hava durumu Istanbulda bueün Stüdvo G'den Kücük ilânlar Hafif müzik Müzikli ovunlardan Gitar sololan Günümüz Sorunlantnız M. Demirkırandan sarkılar Fransadan yankılar Sahin Gültekinden türkül«r Müzik demetl Pratik bileiler Ekrem Koneardan. sarkılar Arkası varın Kısa haberler. müzik kusaSl Sabah konserî ODeret melodilerl Yusuf Günseli orkestrası Kücük ilânlar Saz eserleri Sühevlâ Gürse! ve HeceD Bireîtten sarkılar 13.00 Haberler. R. G de bueün 13.20 Stüdvo G'den 13.30 Reklâm Droeramları 14.00 Kaoanıs 06.25 06.30 D6.45 06.50 (17.m f17.05 07.30 07 45 07.50 07.55 08.00 08.20 08.40 09 00 09.10 09 30 0945 1000 10.15 10 25 10.40 11.00 11.05 11.40 31.55 12.10 12.15 12.30 nasına bir karma söz. 2 Yüzyıllar (çogul). 3 Konut sahibi olmıyanın mal sahibine vermelc zorunda olduğu, «var ol!» karşılığı bir takdir sözü. 4 İlk çağ üzerinde incelemelerl ile tanınmış bir Alman tarihçisi. 5 Köy eşrafından, «bu işin ptlf noktasını seziver ve ustalıkla yapmaya çaltş!» anlamına bir emir. 6 «Akıcı maddeyi ele geçir!» karşılığı iki sözlü bir emir, bir takı. 7 SOLDAN SAĞA: 1 Şirndiki hanımlann süslU ve güzel görünmek için başlarına kojrdukları (karma söz). 2 «Karşı tiurma huyuna uğramış er kek evlât» anlamına iki söz. 3 «Parlak klâptandan yapılmış elbiseVıin boyun kısmını çevreliyen parçası» manasına iki söz. 4 Tersi İzmir Aiyon tren hattı U zerine yakın eski ve tarihi yerle o ismi taşıyan kalenjn adıdır (Keyahsar ile Aliyat ordulan burada çarpışmıştır), eskilerin yaşta değil baştadır dedikleri. S Bir renk, «sonradan ilâve olarak mey dana çıkmış yankı» karşılığı iki sbz. 6 İki çatışraa arasında ki ara verme ve dağümalar (çogul). 7 İki şeyin ortasındaki kısım, bitkl ipli|i. 8 Güzel seslüer tarafmdan düzgün söylenirse beğenilir. 9 «Geçmiş zaman» ın yarısı, bir hayvanm bağırtısı, idare bölümlerimizden. YUKARIDAN AŞAĞITA: 1 «Hiç ama hiç eksiksiz» mâ Amerika kıtasının kuzey batı1 2 3 4 3 6 7 8 9 sındaki büyük clı T K ^ 1 bir yanrfi&d&nın halkındaa. 8 1 V* rrhk r 3 > !r MİA Oldukça bUyük L 4 çapta. 9 Tav1: S E • ' A/1 la oyununda iki 6 LJB R i; u K sayı btrden kazanma ball, po8 ı!Prtl L E \\ > | M «Kİ 9 kerde kuvvetll n*nim oaimaeıuuıı sayılan ellerT balledllmlj feUJ den. Garth 15.55 16 00 16 55 17.10 17.15 17.20 17.23 17.50 19.00 19.40 19.45 20.00 20.35 20.55 21.00 22.00 22.43 22.45 23 00 24.00 Acılıs. oroeram ESitim radyosu Cocuk bahcesi Cocuk Ansiklooedlsl Sorun cevao verelim Kısa haberler Karma fasıl tODİuluSu Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu Kücük llânlar R. hafif müzik orkestrası Günümüzün melodileri Istanbulun sesi 24 saatin olavları. K. llânlar Radvo tiyatrosu Reklâm DrogramUrı Kücük ilânlar Haberler ve hava durumu Caz severlerle basbasa KaDanıs DÜNKt BUUMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKU NAS1L BAIXEDtLECEK? Tukandaki rakamb bulraacada »adece 6 tane anahtat (ipuco) ve 6 taue sonuç vardıı Bns olao 12 karenin içine 1 den 9 a kadar nygun biret rakarn koyarak ve toplama, çarpma, çıkartma, bölme i$aretlerine dikkat derek toldafl sağa ve yukarıdan asağıya bnlmacada bosterilen sonoçlan bulunuz. Biraz vaktinizi alu ama, bo$ vaktinizj boşça gt nij olursunas. A N K A RA f)6 25 07.00 07.05 07 30 07.45 08.00 08 10 08.45 09.00 09.20 09.35 09.40 10.00 10.55 11.15 11.30 12.00 12.15 12.30 13.(10 13.20 13.30 14 00 14.15 14.35 14.55 15.00 16.10 15.55 16.2;) 16.40 16.55 17.00 17.30 17.40 17.50 19.00 19.45 20.00 20.05 20.25 20.40 21^10 21.05 21.25 22.05 22^5 22.45 23.00 23.45 24.00 Acılıs. Drogram Köve haberler Ovun havaları ve sarkılar Haberler ve hava durumu Sabah müziei An'.arada bueün Her telden Müzehher Güyerden sarkılar Ganümüz Sorunlarımız Sabah konseri Kısa haberler. K. ilânlar Arkası yarın Eeitim radvosu ( l ı Melodiden melodive Cocuk bahcesi Ot>eralardan secmeler Hafif müzik Kıbrıs saati G Göksel ve Ziya Taskentten sarkılar Haberler. R. G. de bujrün Plâklar arasında Reklâm Droeramları Cocuk bahcesi Mulkive ToDerden sarkılar Bueün icin sectiklerimiz KiEa haberler. K. ilânlar Eeitim radvosu 12ı Hafif müzik T. Karabuluttan türküler N. Tokatlıofiludan sarkılar Bir bando calıvor Kısa haberler ve K. ilânlar Ince saz Din ve ahlâk sohbeti Saz eserleri Reklâm orozraralan Haberler ve hava durumu Fatma Türkândan türküler Uvkudan önce Fikret Kozinoğludan sarkıl»r , Silâhll Kuvvetler saati Lâtin dünvasından müzik 24 saatin olavları. K ilânlar, Meden bövle oldular? Türk müziei özel Drozramı T.B.M.M. saati Cesitli müzik Haberler ve hava durumu Gece konseri Gece v a m ı n a dotru Proeram ve kaoanıs ISTANBUL RADYOSU 16 55 17.00 17.30 18 00 1830 19.00 19.30 20.15 21.00 22.00 22.15 23.00 23.30 24 00 00.30 01.00 Acılıs ve oroeram Sizin icln Kücük konser Ivi aksamlar Senfonik müzik Cesitli melodiler Aksam konseri Genclerle beraber Klâfik Batı müziei dinleyici istekleri Ciean melodllerl Gece konseri Caz müziei MüzikaUer Melodi dizisl Hafif müzik Proeram ve kaoanıt flSK ve OLÜM 38 Gözlerini ürmalayan, kesik kesik gelen gözvaşları arasında: «Ah, ah, ah!» dedi içinden. IV B. Saunders onu gördüğünde papaz, postanenin önünde, meraklı bir çemberin merkezi olmuştu. Toplantılar türlü çeşit ahaliyi temsil ediyor, türlü meslekleri bir araya getiriyordu: Önüne geçilmez, gittikçe maya gibi kabaran gelişigüzei bir kalabahk. Boyun bağsız, tulumlu, tulumsuz. Bunlar kendilerini hiç zora sokmaz gibidirler; güneyd» her küçük şehirde, belki kuzey şehirlerinde de, batı şehirlerinde de, yakalanmış bir imbikten sara nöbeti tutmuş bir araba, ya da ağız mızıkasına kadar her şey onları mıknatısın atomları çekmesi gibi çeker. Papaz : «Evet, evet, hiç beklemiyorduk» diyordu. «Hiç ummuyordum, derken onun birlikte yolculuk ettiği bir arkadaşı daha iyice kendine gelmedi de, ondan kendisinden önce geldi bana haber vermeye.» (Şu havacılardan biri.) (Ben derim ki, Tanrı insanların havada dolaşmalarını isteseydi kanat verirdi.) (E, o Tann'ya senden daha çok yaklaşmış.) Bu iyi yüreklilikle meraklı dış saçak B. Saund^rs'e yol verdi. (Kimsenir. yaklaşamayacağı kadar, orası öyle. Kahkahalar.) Bunu söyleyen belki de bir Baptist'ti. B. Saunders elini uzattı. «E, Doktor, bu güzel habere çok sevindik.» «O! günaydın, günaydın.» Papaz uzatılan eli o kocamarı pençesinin içine aldı. «Evet, hiç beklemij'orduk. Sizi göreceğimi umuyordum.» Sonra, daha alçak bir sesle: «Cecily nasıl bu sa bah?» diye sordu. Ama. alçak sesle konuşmaya gerek yoktu, baş başaydılar çünkü: Hep birden postaneye bir yürüyü.ş olmuştu, Posta gelmiş, pencereler açılmışfı, m»ktup beklemiyenler, aylardır mektup almamış olanlar bile Amerikan ulusunun en süregelen güdülerinden biri olan bu güdüye uy madan edemezler. Herhangi bir cinsten olursa olsun, kendilerine pullu bir hab?r gelebileceği düşüncesi karsısmda papazın verdiği haber bayatlamıştı. Güneydeki sayısız daha birçok şehirler gibi Charlestown da bir kazığa bağlanıp ipi elverdigince döndürülen atlarla katırların çizdiği çember çevresine kurulmuştu. Alanın ortasında adliye vardı : tuğladan. bir de kuşaklar boyunca gelişigüzel içilmiş tütünlerden lekelenmiş çok güzel onaltı mermer direkten kurulu, ancak yararlı olması düsünülmüş bir yapı. Çevresini dış budaklar kuşatmıştı, bu ağaçlann altında da, centilmiş. kazılmı? tahta sıralann, iskemlelerin üzerinda şehrin babaları, kunt yasaların, kunt vurttaşlerın Tom Watson'a inansn. ancak bir Tanrı'dan, bir de esintiden korkan babaları, siyah şerit boyun bağlanm, ya da Birleşik Amerika Devletlerinin o anlamsız, kararmış, fırçalanrr.ış boz renkli tunç madalyalarını takmış, artık çahşır gibi görünmek zorunda olmadıkları için uyurlar, ya da uyku bastıran o uzun günleri kısaltırlardı, çeşitli yaşlarda olup kendüerinden küçük ama, daha herkesin gözü önünde açıktan açığa U3uklayabilecek yaşa gelmemiş olanlar satranç oynarken, ya da tütün çiğneyip konuşurken. Bir avukat, bir eczacı kalfası, iki de ne idüğü belirsiz yerdeki iki delik arasır.da demir tekerlekleri ileri, geri atıp dururlardı. öyleyken, hepsi de papaza, B. Saundersie yanlarımlan geçerken, söyleyecek bir lâf buldular. Uyku kestirenler bile yaşhların o tavşan uykusundan uyanıp Donald'ı sordular. Müharek adamın geçişi bir zafer yürüyüşünü andırdı. B. Saunders onun yanından gidiyor. selâmlara. dalgın dalgın, karşılık veriyordu. Üzerinde mermer gözlerine ölümsüz bir keskin gözetleme içindtp sonsuzluâa kadar elini siper etmiş bir Amerikan BirliSi askeri bulunan tas direğin dibinden geçtiler, papaz o sorduğunu bir daha sordu. «Bu sabah daha iyi. Kötü oldu dünkü bayılışı. Ama. p^k güclü değildir. bilirsiniz.» «Beklenirdi. Donald'ın birdenbire Selişi hepimizi sasırttı. Donald bile kabul eder bunu sanirım. Birbirlerine baSlı oldnklannı da.» Sokağm üzerine yeşil yeşil sarkan ağaçlar sessiz. yeşil bir j'eraltı yolu gibiydi. yayakaldınmı da gölgeyle kafes kafes. B. Saunders ensesini kasımak gereğini duydu. Cebinden iki yaprak cigarası çıkardı ama. paoaz elinin tersiyle «istemez. istemez» yaptı. A'.lah belâsmı versin şu kadınların! yapmaIıydı bunu. « Çok güzel bir şehrimiz var, Bay Saunders» diyordu capaz. Şu sokaklar, şu ağaçlar... Bu sessizlik tam Donald'a göre.> • Evet. evet. tam ona göre, Doktor...» • Hanımlan buçün öğleden sonra gelmelisinit onu görmeye. Sizi dün gece bekledim ama. Cecily'nin pek sarsıldığrnı hatırlayınca... Gelmediğiniz daha iyi oldu ya. Donald yorgundu, hem de bayan P... Bir hekim getirteyim daha iyi dedim (sırf bir tedbir olmak üzere. anlıyor musunuz?) hekim de yat sın dedi Donald için.» • Evet evet. Biz de gelmek niyetindeydik ama, dediğiniz Bibi. Donald'ın durumu, evde ilk gecesi... sonra. Cecilv'nin de durumu.» Kafa öreüsünün çözülmekte olduğunu seziyordu. Oysa, tutruğu yol o gece kansı onu işe koştuktan sonra pek akıllıca eörünmüştü ona. Kansı onu zorlu bir tartısrna gibi. alıp iceri götürmüş. kızının yatakta ağladışhnı gös+ermişti. Üçüncü defadır ki: «Allah belâsını versin s^j kadmlann! diye söylendi. Yaprak cigarasmdan derin derin bir çekip duman püskürttü, cigarasını fırlatıp attı; kafaca kendini toparlıyordu. (Devamı var) M a l k O Ç O ğ l U | konu veresim: AYHAN B Ş Ğ U AO L BEYAZGÜL 11 .. APü/vı KÛNüf P o e {Sİ/VApİ... J | g ^ iı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle