Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 Hariran 1955 CUMHÜBlYET Ilk öğretmenler arasındaki maas farklarına dair Yazan: Eski Bir Öğrefmen Köye şehirden öğretmen gitme | zun sayacağını bildirmeğe kamesı sebebile o zamanın ihtiyac rar vermiîtir. Bu satırlar intişar larına uyularak açılan ve köylü ço ettiği zaman meslekdajlar, her halcuklarımızı ahp yetiştiren köy ens de birer ayhk mezuniyetlerini altitüleri mezunlarile şehir öğretmen mış olacaklardır. Tabiî kanun çıkokulları mezunu olan öğretmenler tığı zaman bu farklar, böyle tamim aynı maaş ve ücret u^uıune tâbi tu lerle değil, umumî hükümlerle ortulmuşlardı Türlü bakımlardan ş.i tadan kalkacaktır. kâyetı mucib olan PÜ duniin, 6234 Eğıtmenler meselesi mühimdirnamaralı kanunla birleştirilmışti. Eğitmenlerimiz, köy öğretıminde Fakat tatbikat, henüz bu biriiğı <ağ zannettiğimizden pek çok hizmet lıvamamıştır. Kütahya Öğrafcnen er etmişlerdir. İlk öğretim işi düşünülYardımlaşma Derneği, JU husuıta düğü zaman, elLı yıldanberi hatıra teşebbüse geçmiş ve aşağıya aldı gelip de bır türlü gerçekleşemiyen, ğımız noktaları tesbıt ederek mil köylere asker ve sivil emeklilerin letvekillerimize bıldirmiştir. O nok yahud okutmağa kudretlı vatandaştalar şunlardır: lann gonderilmesi tedbiri yanında askerlikte bulunmuş, kendilerine «1 Yurdun ücra kişelerinde i belli bir devrede kurs yaptırılıp korpe demokrasımizın tennennde vazifeye verılmiş eğitmenlerin çoçaıi^an 40 O Ü kusur öğretmen aıaÜ ğu, ışlennde muvaffak olmuşlardır. sında (13) yılhk kıdeme sahıb b.r Türlü vesilelerle onları iş başmda köy enstitüsü mezunu öğretnıen ııe gördüm. Uzaktan tahmin edilmıyî(3) yıl kıdeme sahib öğretmen o cek açık fikri, o?:"e'erinde cidkulu mezunu öğretmen, aynı mawv dî, hocalık vasıflan kuvvetli bu almaktadırlar. Halen de bir CORU arkadaşlan takdir etmemek, hak(91) lira gibi bır ücretle nizmet et sızlıktır. İçinde muvaffak olamıyan mektedirler. Aynı gaye ve avnı lar vardır, diye topuna aynı hükideale aynı çatı altında işbirliği ya mü salmak; hiç bır zaman doğru pan bu ırfan ordusu menstiDİartnın olamaz. Beş sınıflı okulların ılk bugün maaş bakımından 'ki ajrı üç sınıfı onlara verilmeseydi ilk öğsınıf muamelesine tâbi luîu'ma'a retimde bugünkü gelişmeyi sağlıyarına nıhayet verileıck (10) senelık mazdık. kıdemi olan köy i.nsritüsü m«>zünu Bu itibarla onlara dikkat etmek, öğretmenlerin mağduriye'.lerım orvazifedir. Biz de, koklesmış bir ıtı | tadan kaldıracak bir intibak kaııunu çıkarılmasım adaletin oir terol'isi sayacağız. 2 Halen yürürlükte btuunan ve sadece köy enstitüsü mezuM< oğretmenlere uygulanan 4274 sayılı kanunun 60 ıncı maddeını de 6234 sayılı kanunun ruhuna uytu.jan mahiyette görmekteyiz. Çünkü. umumiyetle okullarda her sene ders lerin kesimınden tekrar başl'.cuğı güne kadar öğretmen okalu mezunu öğretmen serbest oliuğu halde, yalnız köy enstitüsü rrez';nu oğ ttmenler için anc*k iki py ta?ı! kabul edilmekte, öğretmen d* bu iki ay hitamında en az üç ay okulu kapalı bulunan köyde ikanıet mecburiyetinde bırakılmaktadır. 3 Köy ve kasaLM iaki iikoKullar da uhdesine basdğro'menhk ve.i'me si suretıle ek görev alan meslendaşlarımızın görev ücretlerinin daha adalete uygun bir şekilde ayarlanması gerekt.ği ka.ıa.tindeyız. 4 19 senedenberi bu irfan ordusu safları arasında aynı gaye uğrunda verimle çalışan iğı'men ücretlerinin hayat şartlarma pore ayarlanmasını ve bilhassa (çocuk zammından) mahrum edilmemeieri suretile bizimle ülkü birlığı y^pan bu zümrenin de taltif edilmesmi dileriz.» • Meslekdaşlarm mütaleaları ve dilekleri yerindedir. Menşeleri birleştırmek, köylü ve şehirli ayrılığını kabul etmemek güzel. Fakat aynı işi ve vazifeyi gördürüp paraya gelince onlara ayrı bir prensip.n tatbiki dolayısile bir zarrunlar düşünlümüş ve yapılmış yardımları kaldırarak sadece bugün için hakıkaten kifayetsiz bir ücret vermeğe devam etmek, açık bir hak sızlıktır. Üç yıl önce hazırlanmış olan 'ilk oğıetim" kanunu. gene çıkarılmamıştir. B. M. Mechsi, tatile gitmeden bu kanun da pekâlâ çıkabilirdi. Eğer buna intıbakın yapılması için konması gereken para (zannederm, 56 milyon lira portesindedir ) sebeb olouysa hükumetin bu hususta cömerdliğinı beklemek, bu binlerce meslekdaşın :andan dileği olarak, çok daha ujun îürmemelıdır. Rejımın, inkılâbın ve demokrasinin bekçileri, bu vatandaşlardır. Hükumetin. onları üzgun, vaşama sıkıntısı ıçmde bırakmıyacağına emnıyetim.z vaıdır. Tatillerde öğretmen okulu merunu öğretmenlerle köy enstitüsü mezunu öğıetmenler ara^ nriakı tar ka gelmce, Bakanlık bu <ıyr;hğı gözonıınde tutmuş, bazı vilây^tlerden bu farkı kaldırıcı tekliflerın (ie vuku buiması üzerine, hazıriajığı bir tamimle aradaki bir ay için makamın "îzın vcrme™ yetkisine dayanarak öğretmenleri bir ay meyada kapılıp zamanında suyunu »1mak, sonra posasını atmak usuline arbk itibar etmemeğe başlamalıyız. Bugüne kadar tasfiye ecilmiş olanlanna bile şükran hisleri beslemeliyiz. Kaldı ki, bugün vazıfe başında bulunanlan düşünmek, ida re başında bulunan vatandaşlarımızın vazifesidir. Onlan maddî hayat sıkıntısında bırakmamalı, hıç d?ğilse resmî dairelerdeki müstahdem lere verdiğimiz ücreüere lâyık görmeli ve bu kadarcık bir parayı bu fedakâr kardeşlerimizden esirgememeliyiz. Görülüyor ki, memleketin ve Türk milletinin ana davası diye adlandırıp bugünkü hale geürıl.nes. için eskiden yapılmış gayretleri bazı resmî raporlarda olduğu gibi bir nevi cyanhşlık») diye vasıflandırıp duracağımıza halen devam eden «yanlışhklar» ın düzeltilmesine bak malıyız. O eski yanlışhklar (!) olmasaydı bugünkü doğrular zor doğardı. Ya bugünkü yanlışlıklara ne diyelim? Bir an önce bunların tashihile ilk öğretim teşkilâtını adaletli ve makul bir nizama kavuşturmak, hükumetimizden beklediğimiz esash davalardan biridir. Bizi iktiasdça da kalkmdıracak elemanlar, ilkokul sıralarında hayata hazırlıyacağımız vatandaşlar olmıyacak mı?... Öğretmen ve Öğrenci Köşesi j • " * < perdenin duklan zaman, o. kocasının ratea kendini evirip çevirecek bir kadın« muhtaç olduğtınu. bu yüzden de yabanl tanındığı cevabını verir. Bogart, doğuştan bir ortodokstur. Meselâ, Noelden. doğum günleri partilerinden nefret eder. Yani, sun'î şevlere pek kızar Fakat aynı şeyleri bugün karısı ve çocukları için yapmaktan çekinmemektedir. Kaba ve haşin görünüşünün altında ise, çok yufka yürekhdir. Meselâ evlenirken ağlıyan gelia hanım değil. Bogarftı. Oğlu ameliyat edilirken gene hüngür hüngür ağlamıştı. Bogart, karısının sayesinde mai kul adamlar safına gırmiş bulunI maktadır. Evvelce kafasınm kız | dığı bir şeyi. zaran pahasma, ka' bul etmezdi. Bugün daha serin kafa iie ve düşünerek hareket et| mektedir. Bogart'ın canını sıkan mühim bir mesele, Bacall'ı Hollywood'da b! rakarak seyahate çıkmaktır. Bu yüzden de çok mecbur olmadık^a, da yalnız başına bir vere gitmez. Bogart'in zıddma gıden işlerden biri de mektub yazmaktır. Onua için dostlarına hep telefon eder. Eski sarhoşlardan Bogart, artılc eski Bogart değildir. Evine, çocuk; lanna bağlı. akh başında bir aile reisidir. Daha doğruju, kendisirıe bu iyi vasıfları a^ılıyan. uzun boy lu, güzel karısı Bacall'a tapmak tadır. Nasıl tapmasın ki? Onu ehlileştirerek bu hale sokan sevgili karısı dır. Nurcihan KESİN Humphrey Bogart'ı eskiden tanıyanlar, Lauren Bacall'in onu nasıl olup da bu hale getirdiğini birbirlerine hayretle soruyorlar Humphrey Bogart'ı hiç bir kadın dördüncü kansı Lauren Bacall kadar, ilgilendirememiştir. Onu ehlileştiren bu kadın, »ynı zamanda, tanınmış bir artisttir. Lauren Bacall çok mu guzeldir? ı Hayır. Fakat Humphrey Bogart 1 eski üç karısından da bulamadığı hususiyetleri onda bulmuştur. I İnadçı, dediği dedik bir karakter | artistini elinde oynatmak için Lau • ren ne yapmışbr? Kırk yılhk bir sarhoşu evine bağlamak hakıkaten meseledir. Fakat, Bacall'in sırn çok basittir: Bogart'ı kendi haline terketmek... Evet, Bacall hiç bir şey yapmadığı halde kocasını baştan tırnağa kadar bambaşka bır adam kıyafetine sokmu^tur. l Bacall, doğuştan ruhiyat hocasıdır. Humprey ile (Olup Olmamak) filmini çevirirken tanışmışlardı. Bu, onun ilk filmiydi. Aynı sıralarda. Bogart, uçüncü karısı Mayo Methot ile evli bulunuyordu. Fa kat, geçinemiyor ve hemen her gün kavga ediyorlardı. Hattâ, birbirlerinin üzerine, şişe, tabak gibi buldukları eşyalan atmaktan dahi çekinmiyorlardı. Kan koca İşte, Bogart. Bacall'ı böyle bir dunımdayken tanımışb.. Kısa bir dan biri sayılmağa baslamışt:r. Ba nsının sayesinde, mesuüyetlerinl | başhyan saçlarmı göstererek çoluk zamanda ona âşık oldu. Evlenme call ise, evleneli dokuz sene oldu anlamıstır ve ona göre hareket et çocuk sahibi olmak için pek geç ğe karar verdiler. | ğu halde kocasından memnundur. mektedir. kaldığını söylüyordu. Fakat Bacall Bacall için meşhur bir artistle j Bogart'ııi evlilik hakkmdaki fiBacall'in kocasını adam edişinin ona övle tesir etmesini bilmiştir ki, evlenmek mühim bir şeydi. Bogart kııien pe!< orninal ve ortodoksva birinci sırrı. iyi bir ev hanımı o kocası bugun. çocukları için deli, ise, hayatmdan çok memnundu. ridir. Fakat, Bacall onu bir hayli luşudur. Yemeğ nı kenc'ısi pışirir, divane olur. Şımdi iki madçı çifti Bacall, önceleri Bogart'ın her de değıştirmiştir. Evlendiklerinde, Bo I eocuklarına bizzat bakar. birbirine bağlıvan esası çocukları d ğini kabul ediyor, bunun istedi gart'm hoşlandığı küçük bir çift | Bacall, mükemmel bir annedir. teskil etmektedir. ği şekilde yeyip içiyordu. Aynı fi likte oturuyorlardı. Bacall, onu I İlk evlendıkleri zaman Bos?art, çoBogart'ın eski halini bilenler Bakirde olduklan sahalar da yok de j büyük bir ev satm almağa zorla cuktan nefret ediyordu. Dökülmeğe call'a, kocasına neler yaptığıru sor ğildı. Meselâ. ikisi de koyu Demok | dı ve muvaffak da oldu. Bu gün, rattı, ikisi de siyaset ve edebiyat ' beş hizmetçileri, büyük bir yüz tan hoşlanıyordu. | me havuzu ve bir tenis kortlan Boşart, Bacall için iyi bir koca vardır. Fakat. Bogart ne yüzer, ne oldu. Derken iki çocukları dünya de tenis oynar. • geldi. Bogart, karısının hiç bir j Bu koca evde Boçart'm sesi dua ,• şeyıni ihmal etmez. Öyle ki, şimdi I yulmaz Tam vaktinde yuvasına Holh^vood'un en sadık kocalarm ı gclır ve kat'ıyen içki içmez. O. ka ALEMIND Beynelmilel Mozart Festivali ^ ^ «Beynelmilel Mozart Amedeus Mozart'jn doğumunun 200 üncü yıldönümü munasebetile 1956 senesi mart ayında yapılacak müzik festivalinin hazırhğma başlamıştır. Bu festivaiin faaliyet ve programını hâvi broşürler bir çok dillerde basürılarak festivale katılacak memleketleı e gönderilmıs*tir. Erdofan Çaph Almanyada Türk bestekârlarının escrlerini çaldıracak Tanınmıj sanatkâılarımızdan Erdoğan Çaph Almanyaya gidecek ve orada iki memleket arasında muzik münasebetleri mevzuunda temaslarda bulu'nacaktır. Aynı zamanda Almanyanın muhtelif şehirlerinde bestekârlarımızdan Ulvi Cemal Erkin. Ferid Alr.ar ve Nevıd Kodaiınm eserlenni çalacak olan orkestraları idare edecektir. Memlekete de radyo ıçın yeni müzık repertuvarları ile donecektir. Devlet Operası sanatkâı larından Leylâ Gencerin Italya ve Almatıyada tanınmış opeıalarda rol aldığı haber veıılmektedir. Bu araaa Milanoda Massenet nin « vVerther» operasında Caılotta'yı televızyonda temsıl etmış, Napoü ve Torinoda «Butteıfly» da, Münihte de «Tosca» operasında başarı kazanmıştır. Leylâ Gencer temmuz ayında «Travıata» operasında oynayacak, ağustosta da Isvıçrede «Bağcılarm Bayramj. adını taşıyan festivale iştirak edecektir. Bu temsıllere Paris Operası Müdüru Maurıce Lehman'm nezaretınde çalışacak. tır. G. S. Akadenıisi öğrencilerinin sergisi çok beğenildi Şehir GaleriMnde G. S. Akademısı Süsle f i me bölümü öğrenci* len tarafından açıian sergi çok beğenılmlştir. Sanatseverlerin gösterdikleri rağ bet karşısında serginın ay sonuna kadar uzatılması kararlaşmıştır. Yetkılılerm belirttıklerine göre, süsleme ve yazı sanatının en mukemmel eserlerini bır araya topla V S 9 H Müessesesb, meşhar U ^ f l bestekâr Wolfgang yan böyle bir sergi şehrimizde şimdiye kadar açılanlarm en mükemmelidir. Eserlerin temmuzda açılacak Akademi sergisinde teşhır edileceği bildirilmektedir. Dünya Üniversiteleri Gençlik Tiyatroları Festivali Almanyada Erlanger şehrinde Dünya Üniversiteleri Genclik Ti yatrolan Festivali 22 temmuz ile 7 ağustos tarihleri arasında teıtiblenmıştır. Türk üniversiteleri namına da İsUnbul Üniversitesi Talebe Birligi Genclik Tiyatrosu, festivale iştirak ederek Necati Cumalının «Boş beşik» adlı piyesi oynayacaktır. Piyesuı müzik arranjmanının Nedım Otyana tarafından yapılacağı bildirilmektedir. «Figaro'mın Düğünü» başhyor Reşad Nuri Darago tarafından fransızcadan türkçeye çevrılmış olan Beaumarchaıs"nin «Figaronun Düğünü» isımli piyesinin oynanmasına bu gece Gülhane Parkı sahnesınde başlanacaktır. Rejisör Max Meirecke'nin sahneye koyduğu piyese sohst Gitarce olarak Ertuğrul Şatıroğlu da iştirak etmektedir. Pıyes, her hafta perşembe, cuma, cumartesi günleri oynanacaktır. Gene Şehir Tiyatrosu sanatkârları tarafından pazartesı, sah, çarşamba günleri «Geveze Berber» ve «İskilli Merno» piyesleıi temsil edüecektir. Şehir Tiyatrosu sanatkârlan kazalarda oynayacak Şehir Tiyatrosu artistleri pazar akşamları Şıle, Çataica. Yalova, Sılıvri, Kartal kazalannda temsıllere başlamak üzeredirler. Buralarda «Işkilh Merao» ve «Geveze Berber» komedilerinin oynanacağı hsber alınmıştır. r Bikiniler ve hatta kısa mayolar bütiin Avrupada aforoz edildi DUNYA HADİSELERİ Yeni naye nümuBflsH Bu yaz Avrupa plâjlannd» ve hattâ Birleşik Amerikada (b.kinı) tipi mayolar artık görülmiyecektır. Bur'ar tamamile demode olmuştur. Lmumiyetle (edeb kaideleri) ne uy gun mayolar hazırlanmı$ ve 1955 de yapılmıştır. Neden bu değişikliğe lüzum görn.üşlerdir? Terziler bunu iz&h etmekten kaçınmaktadırıar. İlk dejtişiklik Fransada vukua geımiş, faKat edeb iai.ielerine uynı?k arzusu süratle cli*er Avrupa nıemleketlerine de yayılmış, Birleşik Amerıka tarafmdan da nayarı itibara alınmıştır. Cannes film festivalinde tanınmış artistlerin bikini mayoları ile poz vermedikleri ^örülmüştü. Grace Kelly'nin açık 'açık mayolarla bundan böyle film çevirmıyeceği oe duyulmuştu. Artistlerın eskıye dönüşü, annelsrnin gıvdıkleri mayoları andıran mayoOnu bu kadar üzen şeyın ı.e oı.iuğunu öğrenebilmek için babası ş,Uleryüz göstermiş, sevgi gosterm'.^. suyuna gıtmiş. alay etmış, ığz.nı aramış, gene bir şey elde ed*;:remişti. Julia soğuk davranmış, jnaan uzaklaşmış, kaçmıştı. Işte şimdi gelmiş, karşısında t'uruyordu. Derdini söyliy^cek, babasınm ona yardım etmesine Imkân verecekti Daima yardım etmijti babası ona. "Juüal Gel yavrum!» dedi ve yanmdaki koltuğa, okşar gibi, ÖJkundu. Jul.a koltuğun ucuna ilişti. Ü^.ın müddet bir şev ••öylemedı. Gö.;.«rini babasına dikmiş, öyle, öakıyordu. Dışarıda şimçekler çax .r, yeryüzüyle gökyüzü birbirine h j murdanıp duruyordu. Sonra kız konuşmağa baiİJÖı Pek cansız konuşuyordu ama, tane tane. Sanki her kelimeyi ken^ ken dine o kadar tekrar etmişti s.\ r.r*ık hiç heyecan duymadan söyıiyebuıyordu. Yüzü. simşek vurdu" ı zaman bile, hiç bir hareket eseri göstermıyor. yalnız dudal.ları lynayıp duruyorduWi]]iam. bu heyecansız kelıı • e> rin altında gizli olan kederın farkındaydı. Sonra, her jey silmdi; öfkesi ile. içinrlp duyduğu tiksinti ile basbaşa kalHı. İnanamıyor, inan mak istemiyordu. Julia söyliyecekleı ini bitirmiş, oturmuş bekliyordu ama. babası hâlâ bir şey söylhemıyordu. Sadece içinden: i'Hayır! (Arkası var) ları kabul etmeleri umuml bir cereyanın yaratılmasını kolaylasbrmıştır. • •• Birleşik Amerikada eski mayoları tâdil için hummalı bir faaliyet mev cuddur. Kalçalan biıaz olsun kapat mak için ılâveler yapılmaktadır. iki parca bikiniyi andıran mayolar birleştiriimekte ve uzatılmaktadır. Londra dükkânlarmda şimdi Sîtılmakta olan mayolar daha çok ropları andırmaktadır. Ingıitere plâjlannda da bu sene hiç bir bikini görülmiyecektir. Hatta İngilil kadın mayolarının alt kısmı daha çok spor şortlarına benzemektedır. İspanyada fazla bir değişiklik olmamışür. Esasen bu memleketin plâjiarmda bikini mayolarla dola;mak, denize giımek yasaktır. Bunun için kanunlar mevcuddur. Plâjf'.a kadmlann bornuzla dolasmaları da rroda olmuştur. Böylelikle kadınm bütün \ücudü eizlenmiş olacakür. Bunlar denız sıyısında ancak bornuzu çıkaracaklardır. Denizden ayrılırken de derhal bornuza bürüneceklerdir. • *• Mayolarda vukua gelen bu dtğişıklik, kararma mevzuunda ca b'r değişikliği mecburî kılmıştır. Geçen seneler plâja gidenler, denize girenler mümkün olduğu kadar kararmaga çahşıyorlardı. Şimdi bu da demode olmuştur. ?rlak"aj e;sperleri, kadmlann pek az kararmalarını, fazia güneş altıncla kal msmalarını tavsiye etmektediriar. Dıyorlar ki: v Zenci rengi, bikini mayolar kadar demodedir!» Kksperlere göre gncak hafii bir kararma, elbiseleHe mnda ">lan *arı ve turuncu renklerle bagda$abllir Son senelerd» mayolar pek fazla pahalı ;di. Bilhassa lastek* maycıar! 1955 yaa için hazırlanan mayo ar ise jarseden veya pamuktandır ve gayet ucuzdur. Halen Fraıuu düKkânlarında 6 ilâ 10 Türk lirasına gayet güzel mayolar satın alrrr.lc raürrkündür ve bunlar yeni mcdaya da tamamile uydurulmus'ur. Saten lasteks mayolar da şirndi demodedir. Yalnı* simdi plija giden kadıalırm behetnehal iki mayoya «a'iils olmaları lizım gelmektedir. Böyielikle her zaman kuru ve temız l'ir mayo hazır vaziyette olacaKtır d:yorlar. Bazı tavsiyelerde de bulunnyorlar; esmerler san veya portaKal en gi mayolar kullanmalıdırlar. Sanşmlar ise kırmızı veya buna vaKm renkte mayolar almalıdırlar. 1955 yazında tatlı ve geçmis reakterden behemehal kaçınılmaüdır. Bun.ar çabuk solmaktadır ve gösten?jiiz<iir. *## 1955 yazınm (plâj kadını) nı şövle tarif ediyorlar: « Uslu, kapalı bir rnsva, fazia kararmamış bir vucud... ^öv'.fli' ie modaya uyjun tfüzel plâj kaoıru clursunuz.» Brüksel gazetelerine bakılaıak olursa oradaki moda dsha da ı.eri gitmıştir. Belçikada 6PI ze »ırerek kadır.lar için portatif kü^ük kal'ineler hazırlanmıştır. Denize p r e cek olan kadm bununla 'eniıe kidaı gidecek, suya girecek, orarfa bornuzunu çıkarıp. suya dalical'T. Sudan çıkarken de bornuz'iTi *»k ra portatif kabinesinde giy»cr<, böylece plâj kumlan üzerinîe yürüyecek ve dolaşacaktır. ONUN TENİNE İMRENİYOR! SIRRI: SABAH, AKŞAM KREM PERTEV KULLANIYOR. ECZACI ARANIYOR Taş.ada bir eczanede çalış j mak üzere bav ve bayan diplomal' bir eczacı aranmaktadır. Müracaat Oziş Ecza Depo»u. KREM Cuıııhurıvet'in Gdehî Telrikası: 1 1 5 Cevıren VAHDE1 UÛLTEKTN^ ^ «Tab î, ben çok üzüldüm bu '15e, yavrum. Chauncey olmuştur. Çocuğu evlâd ecinen adamı biliyordum. Ne yapmalıydım acaba? Eski yaraiarı de^ıp perişan mı edecektım... arkada^ımı? Chauncey Ar nold'u o da hiç sevmezdi çünkü. Böyle yaparsam üzerime büyük bir mesuliyet almış olacaktım. Yapamazdmı ben bunu. Arkadaşım, evlâd edındiği cocuğun hic sevmediği jir adamm oğlu olduğunu öğrenirse cocuğun halı ne olurdu? Hayır, anlatmam doğru olmıyacaktı V«j"sın 5ir mezara kadar gitin, dedim » Oliver ıçıtîden: «Havır.» diyordu. «Soylemedın, çünkü bir gün olup bunu silâh olatak kullanabıleceğinı düşundun. William Pres:ott'a karşı bir silâh. Sakladm bu »ilâhı. Fırsat bekledin. Şimdiye ka3ar fırsat düşmedi. Sert bir tavırla: 1. Ama simdi söy 'emek nivetindesiniz. değil mi, buau ve arkadaşınızı?> Basset. sğnna gltmiş gibi, ona şöyle bir baktı. «Ilâhı oğlum! Ne nrcünasebet! Buna nasıl ıhtimal verebilirsin! Hem sebeb ne?» nÖyle ise, Eugene Arnold'a söyliyeceksiniz kardeşinin kim olduğunu. ama sırasmı bekliyorsunuz?» Basset konyağını pek keyifli keyifli çektı Gayet sakin: <Tamanr> dedi. Sonra düsünceh bir hal aldı. 'Yahud da. daha doğrusu, kardeşinin Eugene'e kim olduğunu söylemesini beküyorum.» Oliver artık iyice anlamıştı. Ayağa kalktı. Gergin bir halde, ağır ağır, bir aşagı, bır yukarı gidip gelmeye başladı. Bassett, konvagmdan yudum yudum ahp dudaklannı yalayarak, çözlerini ona dikmiş. gülümseyordu. Oliver geldi. seldi. adamm önünde durdu. Tatlı bir sesle: «Niye anlattmız siz bunu bana, Mr. Bussett?» diye sordu. ııGayet basit. Akıl d?nı?mak •çin. O deükanlıya kimin oğlu olduğunu söyleyim mi, söylemeye' yim mi?» Uzun uzun biıbiılerine baktılar. Ocakta ateş çıtırdıyordu. Dışanda baharın kısa süren akşamı kararmava başlamıştı. Oliver: ». Hayır» dedi. «Daha söylemeyin.» Bassett başmı salladı. «Peki. ne zaman söyleyim?» «Fıi'saf düşünce Zaten fırsatlnı bekliyorsunuz, dcg.l mi?» «Pek şeytanşın," Olrver.» Oliver derin derinicini çekH. «Her şey elınfzde. değil mi? O mektub, gazete kesikleri,' makbuzlar'« • oEvet. Elbette. Sonra. cocuğun nüfus kâğıdı. Mary'nin nikâh cüzdam.» Oliver sapkasile paltosunu aldı. yok» diye cevab vermişti. Sıcaktan bitmiş, pelte olmuş. yemekten önce biraz dinlenmek istiyordu. Kütübhaneye girdi, kapıyı hızla kapadı. Içeri girer girmez üzerindeki o canhlık k£tybolmuştu. Koltuklardan birine çöküverdi. Pencereler batıya bakıyordu. Oda. karanlıkta. fırtınar.ın kopmasmı bekler gibiydi. W:lliam lâmba falan yakmamıştı. Başı öne düşmüş bir halde, koltuğunda. öyle, otııruyordu. İçinden, hislerile çaypışıyordu. cAllaha ısmarladık, Mr. BasUsulca içeri bir hizmetçi kız airsett. Tabiî, aramızda kalacak. Za dı. Elinde tepsi, tepsinin üzerinde ten başlangıçta siz bunu sıkı fikı bir şişe koynakla bir kadeh vardı. ttnbih etmiştiniz. Allaha ısmarla Getirdi tepsiyi yorgun adamm yadık..) nıbaşına bıraktı, gene geldiği gibi sessizce çıktı. Bassett öksürdü. «Bir dakika, yavrum» dedi. Will'am. kendini hayli zorlıyarak, Koluna fe^rdi. beraber yürüduler. başmı çevirip viskiye baktı. bankanın 'çinden geçtiler. Biraz Yüzünü buruşturdu. Sonra, kensonra kasa dairesindeydiler. Bassett dini caha çok zorlıyarak, kadehi kasalnrdan birini açtı. doktorun dediği kadar doldurdu ve «Bu senin kasan, Oliver» dedi. | bir an önce kurtulmak ister gibi. îçlnde, mektub ve daha başka kadehi dikti, bir yudumda içti. k^ğıdlar dolu, san bir zarf vardı. O sırada kapı gene açıldı, Julia Oliver zarfı aldı, elinde tartar. gibi girrii. Odanın loşluğunda narin vüyaptı. Kimin nesi olduğunu ortaya cudü pöıündü. Alçak se=le ı Hdkoyan kâğıdlardı bunlar. ba?» dedi. «Seninle biraz kon^jX mak istiyorum, baba.» O mayı» «omı akçamı dışandaki Wilİ!am doğruldu. Artık o ka'lar fırtmalı hava Pregcot* konağının yorsun değildi. En sevd!^ı evlâdını kütübhanesindcki havadan daha göriir gönnez canlanmış, içine b.r T fırtmalı doeüdi. sıcnkhk ve haz yayılmıstı. e W.lliam o akşam her zarrrarkin mandır Julia ondan kaçıyordj, oden biraz daha erken gelmişti ama, öasma artık eelmez olmustu. AyUrsula merak ederek soıduğu za lardanberi hemen hemen kiıniejle man. sinirlenerek: «Hiç bir şeyim konuşmuyordu. Sararıp Yeniköy Sahil Gazinosunde Her günkü muazzam programa ilâveten Halk türküleri sanatkârlan: i ŞEH KARDEŞLERİ; cîinleyeceksiniz. Yeniköv SAHİL Gazinosu ve Oteli